Sunan Ibn Majah
...
(36) Kitāb: Tribulations
(36) ...
Ebu Ümame el-BahiIi (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir kere bize bir konuşma yaptı. Konuşmasının çoğu bize Deccal'ı anlatan ve bizi ondan sakındıran buyruk teşkil etti idi. Buyruğunun bir bölümü şu idi: Allah'ın Adem (Aleyhisselam)'ın zürriyetini yarattığı andan beri yeryüzünde Deccal'ın fitnesinden daha büyük bir fitne olmadı ve Allah'ın gönderdiği her Nebi ümmetini behemehal Deccal (ın fitnesin) den sakındırdı. Ben Nebilerin sonuncusuyum. Siz de ümmetlerin sonuncususunuz ve o (Deccal) çare yok siz (in döneminiz) de çıkacaktır. Eğer ben aranızda iken çıkarsa her müslüman için onu ben yenip defederim. Şayet benden sonra çıkarsa herkes kendi nefsini savunarak onu yenmeye çalışır. Allah da her müslüman hakkında benim halifemdir (koruyucu ve yardımcıdır). Şüphesiz o, Şam ile Irak arasında bir yoldan çıkacak ve sağa sola fesad saçacaktır. Ey Allah'ın kulları! Artık (dinde) sebat ediniz. Şimdi ben onu size öyle vasıflandıracağım ki, hiç bir Nebi onu o biçimde vasıflandırmamıştır: O önce: Ben bir Nebiyim, diyecektir. Halbuki ben'den sonra hiç bir Nebi yoktur. Sonra ikinci bir iddiada bulunarak: Ben Rabbinizim, diyecektir. Halbuki siz ölünceye kadar Rabbinizi göremezsiniz ve o a'ver (yani gözü sakattır. Halbuki Rabbiniz a'ver değildir. Deccal'ın iki gözü arasında "Kafir" yazılıdır. Onu yazma bilenıveya yazma bilmeyen her mu'min okur. Şüphesiz, beraberinde bir cennet ve bir cehennemin bulunması da onun fitnesindendir. Aslında cehennemi bir cemnet olup cenneti de bir cehennemdir. Artık kim onun cehenneminin belasına uğrarsa Allah'tan yardım dilesin ve Kehf suresinin ilk ayetlerini okusun ki (Nemrud'un yaktığı) ateş İbrahim (Aleyhisselam)'a olduğu gibi bu ateş de o kimseye soğuk ve selamet olsun. Fitnesinden birisi de şudur: O, bir bedeviye: Söyle bakayım! Eğer ben senin için babanı ve ananı diriltirsem benim senin Rabbin olduğuma şehadet eder misin? diyecek. Bedevi de: Evet, diyecek. Bunun üzerine iki şeytan onun babası ve anası suretlerinde ona görünecekler ve (ona): Ey oğulcuğum! Ona tabi ol. Çünkü o muhakkak senin Rabbindir, diyecekler. Onun bir fitnesi de şudur: O, tek bir kişiye musallat kılınarak o kişiyi öldürüp testere ile biçecek. Hatta o kişinin cesedi iki parçaya bölünmüş olarak (ayrı ayrı yerlere) atılacaktır. Sonra Deccal (orada bulunanlara): Şu kuluma bakınız. Şimdi ben onu dirilteceğim, sonra benden başka bir Rabbinin olduğunu söyleyecek, diyecektir. Sonra Allah o kişiyi diriltecek. Habis (Deccal) da o kişiye: Senin Rabbin kimdir? diyecek. Adam da: Rabbim Allah'tır. Sen de Allah'ın düşmanı Deccal'sın. Allah'a yemin ederim ki hiç bir zaman bu günkü kadar senin hakkında güçlü basiret (şuur) sahibi olmadım, diyecektir. (Deccal da bir daha ona dokunamayacaktır) . Ebü'l-Hasan et-Tanafisi dedi ki: EI-Muharibi bize ... senediyle olan rivayetine göre Ebu Said-i Hudri (r.a.) demiştir ki : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): (Deccal'ın öldürdüğü) o adam, ümmetim içinde cennette derecesi en yüksek olanıdır, buyurdu. Ravi demştir ki: Ebu Said (-i Hudri): ValIahi Ömer bin el-Hattab vefat edinceye kadar biz kendisinin o adam olacağını sanıyorduk, demiştir. EI-Muharibi demiştir ki: Biz (Ebu Said-i Hudri'nin hadisinden) sonra Ebu Rafi'in hadisine döndük. (Ebu Rafi'in rivayet ettiği Ebu Ümanıe'nin hadisine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) konuşmasına devamla) buyurdu ki: Deccal'ın bulut'a yağmur yağdırmasını emretmesi, bulut'un da bu emir üzerine yağmur yağdırması ve onun yere bitki bitirmesini emredip yerin de bitki bitirmesi onun fitnesinden (bir kısım) dır. Deccal'ın bir fitnesi de bir kabileye uğraması, o kabilenin kendisini yalanlaması ve bunun sonucu olarak o kavmin otlayan tüm hayvan sürülerinin helak olmasıdır. Fitnesinden birisi de şudur: O bir kavme uğrayacak da bunlar onu tasdik edecekler (Rab kabul edecekler). Sonra o, buluta yağmur yağdırmasını emredecek, bulut da bu emir üzerine yağmur yagdıracaktır. O, yere bitki bitirmesini emredecek, yer de bu emir üzerine bitki bitirecektir. Nihayet o kavmin küçük-baş ve büyük-baş hayvanları o gün her zamankinden fazla semiz, muazzam, bögürleri en şişkin ve memeleri sütle en dolgun olarak akşamleyin meradan dönecektir. Mekke ve Medine hariç, yer yüzünde Deccal'ın ayak basmadığı ve hükümran olmadığı hiç bir yer kalmayacak'tır. O, Mekke'ye ve Medine'ye yollarının hangisinclen varmak istediğinde mutlaka melekler çıplak kılıçlarla karşısına çıkacak (geri çevirecekler) dir. Nihayet o, zurayb-i ahmer (kırmızı dağcık) yanına, bitek olmayan tuzlu, çorak arazinin bitim noktasının yanına inecektir, Sonra Medine şehri sakinleriyle beraber üç defa sallanacak, bunun üzerine Medine'de bulunan) munafık erkek ve kadınlardan hiç kixnse kalmayıp hepsi onun yanına gidecekler ve böylece demirci körüğünün demirin kirini, pasını giderip attığı gibi Medine de pisliği (yani habis insanları) dışına atacak ve o güne kurtuluş gdnü denecektir. Bunun üzerine Ümmü Şerik bint-i Ebi'l-Aker: Ya ResuIallah! Peki o gün Araplar nerde olacak? diye sordu. O: ArapIar o gün azdır ve büyük çoğunluğu Beytü'l-Makdis te bulunacaktır. İmamları da salih bir adam (olacak) dır. Sonra imamları (Mescid-i Aksa'da) öne geçip onlara sabah namazını kıldıracağı sırada sabahleyin onların üzerine İsa bin Meryem (Aleyhisselam) inecektir. Bunun üzerine İsa (Aleyhisselam)'ın öne geçip cemaate namaz kıldırması için imam geri geri yürümeye başlayacak. Fakat İsa (Aleyhisselam) elini onun omuzları arasına koyarak: Öne geç de namaz kıldır. Çünkü kamet senin için getirildi, diyecektir. Bunun üzerine imamları onlara namaz kıldıracak, sonra imam namaz'ı bitirince İsa (a.s.): Kapıyı açınız, diyecek ve kapı açılacaktır. Kapının önünde Deccal, beraberinde yetmiş bin yahudi olduğu halde bulunacaktır. Hepsi süslü kıIıç kuşanmış, yeşil şallı olacaktır. Deccal, İsa (Aleyhisselam)'a bakınca tuz'un suda eridigi gibi eriyecek ve kaçmaya başlayacaktır. İsa (Aleyhisselam) da (ona) : Sana öyle bir darbem vardır ki sen ondan kurtulamıyacaksın, diyecek ve Ludd'un doğu kapısı yanında yetişip onu öldürecektir. Allah yahudileri de hezimete uğratacaktır. Artık Allah'ın yarattığı yaratıklardan arkasında bir yahudi'nin saklanıp da Allah'ın konuşturmayacağı hiç bir şey kalmayacaktır. "Ey Allah'ın miislüman kulu! işte bu, bir yahudidir. Gel de onu öldür" demeyen ne bir taş, ne bir ağaç, ne bir duvar ne de bir hayvan olacaktır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (konuşmasına devamla) buyurdu ki: Ve Deccal'ın günleri kırk yıldır. Bir yılı yarım. yıl gibi ve bir yılı ay gibidir. Ayı da bir hafta gibidir ve kalan günleri kıvılcım gibi (hızlı gidici) dir. Biriniz (o günlerde) sabahleyin Medine'nin kapısı yanında olur da Medine'nin diğer kapısına akşama kadar varamaz. Bunun üzerine O'na: Ya Resulaııah! O kısa günlerde nasıl namaz kılacağız? diye soruldu. O: Siz namazı şu uzun günlerde nasıl takdir (hesap) ettiğiniz gibi o kısa günlerde de öylece takdir edersiniz. Sonra namaz kılınız, buyurdu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (konuşmasına devamla) buyurdu ki: İsa bin Meryem benim ümmetim içinde (Muhammed), adaletli bir hakim ve (yönetimde) adil bir imam olacak, haç'ı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir. Cizyeyi kaldıracak ve zekatı terkedecektir. Artık ne koyun, keçi, sığır sürüsü ne de deve sürüsü üzerine zekat memuru çalıştırılmayacaktır.. Düşmanlık ve kin de kaldırıılacaktır. Zehirli olan her hayvanın zehri de sökülüp alınacaktır. Hatta küçük oğlan çocuğu, elini yılanın ağzına sokacak da yılan ona zarar vermeyecektir. Küçük kız çocuğu da arslanı kaçmaya zorlayacak da arslan ona zarar vermeyecektir. Kurt. koyun - keçi sürüsü içinde sürünün köpeği gibi olacaktır. Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. Savaş da ağırlıklarını (silah ve malzemelerini) bırakacak. Kureyşten hükümdarlığı alınacaktır. Yer yüzü gümüş sofrası gibi olup Adem (Aleyhisselam)'ın abdi ile bitkisini bitirecektir. Hatta bir üzüm salkımı üzerinde bir nefer (sayısı üçten ona kadar olan insan topluluğu) toplanır da o salkım hepsini doyuracak ve bir nal üzerinde bir nefer toplanır da o nar hepsini doyuracaktır. Öküz şu kadar (üstün değerdeki) mal'a tekabul edecek. at da birkaç (önemsiz) dirhemciğe tekabül edecektir. Sahabiler: Ya Resulallah! Atı ucuzlatan nedir? diye sordular. O: Savaş için at'a ebedi olarak (yani hiç) binilmiyecektir (çünkü hiç savaş olmayacaktır). buyurdu. O'na: Öküzün fiatını (bu kadar) pahalılaştıran nedir? diye soruldu. O: Toprağın tamamı sürülecektir. Deccal'ın çıkmasından evvel (kıtlığı) şiddetli üç yıl bulunur, o yıllarda insanların başına büyük bir açlık (felaketi) gelecektir. Allah birinci yıl buluta, yağmurunun üçte birisini tutmasını emredecek ve yere bitkisinin üçte birisini tutmasını (vermemesini) emredecektir. Sonra Allah ikinci yıl buluta emredecek, bulut da yağmurunun üçte ikisini hapsedecektir ve Allah yer'e emredecek, yer de bitkisinin üçte ikisini hapsedecektir. Sonra Allah üçüncü yıl bulut'a emredecek, bulut da yağmurunun tamamını hapsedecektir. Artık bir damla yağmur yağmıyacaktır. Allah yere de emredecek ve yer bitkisinin tamamını hapsedecektir. Artık yer yeşillik diye hiç bir şey bitirmiyecektir. Artık çift tırnaklı (geviş getiren) hiçbir hayvan kalmayıp hepsi helak olacak, Allah'ın (yaşamasını) dilediği hayvan hariç, buyurdu. (Ona) : O zamanda insanları yaşatan (azık) nedir? diye soruldu. O: Tehlil (Yani "La iIahe iIIallah"), tekbir ("Allahu ekber"), tesbih ("Sübhanallah") ve tahmid ("el-Hamdu lillah"). Bu zikirler, insanlara yemek yerine geçirilecektir, buyurdu. (Müellifimiz) Ebu Abdillah dedi ki: Ebu'l-Hasan et-Tanafisi'den işittim dedi ki : Ben Abdurrahman el-Muharibi'den şunu işittim: Bu hadis, okullarda çocuklara öğretmesi için öğretmene verilmelidir
Referans | : | 36 4077 |