Sunan Ibn Majah

...

(37) Kitāb: Zuhd

(37) ...

Habbâb (bin Eret) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi Allah Teâlâ'mn; "Sabah akşam, Rab'Ierinin rızâsını dileyerek O'na duâ edenleri (yanından) kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovup da zâlimlerden olasın." (En'âm, 52) buyruğu hakkında şöyle demiştir: EI-Akra' bin Habis et-Temîmi ve Uyeyne bin Hısn el-Fezârî (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ziyaretine) geldiler ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i mu'minlerin zayıflarından bir gurubun içinde oturup Suheyb, Bilâl, Ammâr ve Habbâb ile beraber iken buldular; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in etrafında onları görünce o zayıf sahâbîleri küçümsediler, hakir gördüler. Nihayet Onun yanına varıp O'nunla yalnız kaldılar (yâni biz de bir kenara çekildik) ve onlar: (Yâ Resulallah, ziyaretine geldiğimizde) bir oturumu bize tahsis etmeni muhakkak isteriz ki Araplar bununla bizim üstünlüğümüzü tanısınlar. Çünkü senin yanına Arap hey'etleri gelir.. Bu itibarla Arabların bizi şu kölelerle (yâni fakir mü si umanlarla) beraber görmelerinden utanırız. Onun için biz senin yanına geldiğimiz zaman köleleri yanından kaldır. Sonra biz huzurundan ayrılınca dilersen onlarla beraber otur, dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (de) : Peki, buyurdu. Bu kere onlar: O halde bu teklifimizi kabul buyurduğuna dâir bizim için bir yazı yazdır, dediler. Habbâb dedi ki: Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yaprak kâğıd istedi ve yazı yazması için Ali (r.a.)'ı çağırttı. Biz de meclisin bir kenarında oturuyorduk. O sırada Cebrail (Aleyhisselâm) indi ve; "Sabah akşam Rab'lerinin rızâsını dileyerek O'na duâ edenleri (yanından) kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın." (Enam, 52) âyetini (indirip) söyledi. Sonra el-Akra' bin Habis ve Uyeyne bin Hısn'ı anlatarak: "Ve işte böylece, "Allah aramızdan şunlara mı lütûfta bulundu?" deyiversinler diye bâzısını bâzısıyla imtihan ettik. Allah şükredenleri en iyi bilen değil midir?" (En'âm, 53) âyetini (indirip) söyledi. Bundan sonra: "Âyetlerimize imân edenler sana geldikleri zaman (onlara) de ki: Selâm sizlere. Rabb'iniz rahmet etmeyi kendi üzerine aldı — vaadetti —." (En'âm, 54) âyetini (indirip) söyledi. Habbâb dedi ki: Bu âyetler indikten sonra biz O'na öyle yaklaştık ki dizlerimizi O'nun dizi üzerine bıraktık ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizimle beraber otururdu. Sonra kalkmak istediği zaman kalkar ve bizi bırakırdı (yâni biz ondan sonra kalkıp dağılırdık). Sonra Allah (Azze ve Celle): "Rablerinin rızâsını dileyerek sabah akşam O'na duâ edenlerle beraber nefsini sabırlı tut (yâni onlarla sohbet etmeye tahsis et); dünya hayatının süsünü arzulayarak gözlerini o kimselerden (başkasına) çevirme (eşraf kimselerle—özel— oturum yapma). Bizi anmak hususunda kalbine gaflet verdiğimiz ve hevesine uyup da işi furut (yâni helak olmak) olan (yâni Uyeyne ve el-Akra') a uyma" (Kehf, 28) âyetini indirdi. Habbâb: ..... dan maksad) Üyeyne ve el-Akra'ın işidir, dedi. (Habbâb sözüne devamla) Sonra Allah onlara (yâni mu'minlere ve kâfirlere) iki adamın misâlini (Kehf sûresinin 32 ilâ 44. âyetlerinde) ve dünya hayatının misâlini (Kehf sûresinin 45. âyetinde) getirdi (yâni anılan âyetleri indirdi). Habbâb dedi ki: (Kehf sûresinin 28. âyeti indirildikten) sonra biz (yâni fakir - zayıf sahabiler) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde otururduk. O'nun kalkacağı saate varınca biz O'nu bırakıp kalkıyorduk ki, O da kalksın." Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır. Müslim, Nesai ve Müellif, yani İbni Mace bu hadisin bazısınl Sa'd bin Ebi Vakkas (r.a.)'ın hadisi olarak rivayet etmişler - 4128 nolu hadise bak

...
Referans:37 4127