Sunan Ibn Majah
...
(37) Kitāb: Zuhd
(37) ...
Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi üç yüz kişilik müfreze olarak bir sefere yolladı. Azıklarımızı (azlığından dolayı) boyunlarımızda taşıyorduk. Sonra azığımız tüken (meye başla) dı. Öyle ki bizden her adam (başın) a bir tane kuru kurma (nafaka verilir) oldu. (Câbir bu durumu anlatınca râvisi Vehb bin Keysân tarafından): Yâ Eba Abdillah! Bir kuru hurma adam için ne yerine düşer? denildi. Bunun üzerine Cabir: Bir kuru hurma (yı bile) bulamadığımız zaman yokluğunu (n ne olduğunu) cidden duyduk, dedi (ve sözüne devamla) sonra biz denize vardık. Orada denizin sahile attığı bir büyük balıkla aniden karşılaştık ve on sekiz gün o balıktan yedik. [AÇIKLAMA]: Bu hadisi Buhari, Müslim ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Buhari'nin Mağazi'deki bir rivayetinde Cabir (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v.), bizi üç yüz kişilik bir süvari müfrezesi olarak bir sefere yolladı. Kumandanımız da Ebu Ubeyde bin el-Carrah (r.a.) idi. Kureyş kervanını gözetlemek üzere görevlendirilmiştik. Deniz sahilinde yarım ay konakIadık ... " Bazı rivayenere göıe bu müfreze Cüheyne kabilesinin bir kolu üzerine gönderilmişti. İbni Hacer: Bu rivayetler arasında ihtilaf yoktur. Çünkü bu müfrezenin hem Kureyş kervanını gözetleme, hem de anılan kabile koluna gönderilmiş olması mümkündür, demiştir. Cabir (r.a.)'a soru soran zatın Vehb bin Keysan olduğu, Buhari'nin bir rivayetinden anlaşılmaktadır. Bu hadis, sahabilerin maddi açıdan çektikleri sıkıntılara bir örnektir. Ayrıca denizin sahile atıp orada bıraktığı ve orada ölen balığın yenilebileceğine delalet eder. Bu şekilde ölen deniz avının yenilip yenilmiyeceğine dair hükümleri 3246, 3247 nolu hadislerin açıklama bölümünde anlattım. Burada tekrarlamaya gerek görmüyorum
Referans | : | 37 4159 |