Sunan Ibn Majah
...
(5) Kitāb: Establishing the Prayer and the Sunnah Regarding Them
(5) ...
İbn-i Ükeyme (r.a.)'den: O(nun) da Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (r.a.) : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı diyerek, yukarıdaki hadisin mislini söyledi ve ona şu ilaveyi yaparak,' dedi ki: Bundan sonra sahabiler, imam'ın açıktan okuduğu namazlarda sustular." AÇIKLAMA : Müellif İbn-i Mace'nin, kısmen ayrı iki senedie ve İbn-i Ukeyme (r.a.)'in bu hadisini ikinci senedie rivayet olunan metindeki ziyadeyle beraber Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'de rivayet etmişlerdir. Tirmizi, hadisin hasen olduğunu da söylemiştir. Ayrıca Malik, Şafii, Ahmed ve İbn-i Hibban da rivayet etmişlerdir. Hadisin manasına gelince; Ebu Hureyre (r.a.) Nebi (s.a.v.)'in kıldırdığı namazın sabah namazı olduğunu zannettiklerini söylemiştir .... Nebi (s.a.v.)'i ''Bana ne oluyor ... " ifadesi hakkında el-Menhel yazarı şöyle der: - ~ ''Bana ne oluyor... '' ibaresi, arap dilinde çeşitli manalara kullanılır. Bunlardan birincisi, kişinin, kendi nefsini kınamakta kullanılmasıdır. Mesela: Bana ne oluyor ki şöyle yaptım veya böyle ettim ... deniliyor. Yani: Yapmamalıydım, demek isteniyor. İkincisi: Bir adamın yaptığı bir işten hoşlanmayan bir kimsenin, failini kınamak maksadıyla bu ifadeyi kullanmasıdır. Mesela: Bana ne oluyor ki hakkım engelleniyor? Bana ne oluyor ki bana eziyet ediliyor ... gibi. Üçüncüsü: Sebebi meçhul olan bir şeyi tasvib etmemekte kullanılmasıdır. Mesela, adam: Bana ne oluyor ki falan işi anlayamıyorum? söyler. Hadiste üçüncü mananın daha münasib olduğu umulur.'' ''Kur'an'da bana münazaa ediliyor.'' cümlesine gelince: Peygamber (s.a.v.), açıktan kıraat ettiğinde cemaat'tan birisi de aynı ayetleri açıktan okuduğu için Peygamber (s.a.v.) meşgul etmiş ve sanki ayetleri Peygamber (s.a.v.)'in mübarek ağzından çekip çıkarıyormuş. Bu cümle bu durumu ifade etmektedir. Münazaa, karşılıklı çekişme ve iki tarafın birbirini mağlub etmek için karşılıklı gayret etmeleridir. Burada Peygamber (s.a.v.)'in açıktan kıraat ettiği ayetleri cemaat'tan birisi de açıktan okumakla Peygamber (s.a.v.)'in kıraatına müdahale etmiş, Onu meşgul etmiş ve adeta Ona galib gelmeye çalışmış sayılmıştır. İkinci senedle rivayet olunan hadisin sonundaki: ''Bundan sonra sahabiler...'' ziyadesi, tercemede Ebu Hureyre (r.a.)'in sözü olarak gösterilmiştir. Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde bu ziyade: ........ şeklinde geçer. EI-Menhel. yazarı bu ziyadenin Ebu Hureyre (r.a.) veya hadis ravisi Zühri'ye ait olduğunu söylemiştir. Tirmizi'nin şerhi Tuhfe yazarı bu ziyadenin Zühri'nin sözü olduğunu söylemiş ve Zühri'nin arkadaşlarının bazılarının, bu ziyadeyi Zühri'nin sözü olarak rivayet ettiklerini bildirmiş ve: Bu cümle Zühri'nin kavlinden olup müdreçtir, demiştir. Ve hadis hafızlarının, bunun müdrec olduğunu sarahaten (açıkça) bildirdiklerini beyan etmiştir. Müellif İbn-i Mace'nin rivayeti de buna muhtemeldir, bu ziyade Zühri'nin sözü kabul edilince terceme şöyle yapılmalıdır: Ebu Hureyre (r.a.) demiştir ki: ResuluIlah (s.a.v.) bize ,namaz kıldırdı. Zühri, bir önceki hadisin mislini zikretti ve ona şunu ilave ederek dedi ki: 'Bundan sonra sahabiler, imarnın açıktan okuduğu namazlarda sustular.' EI-Menhel yazarı şöyle eler: ''Cehri namazlarda imama uyan kimse kıraat etmez diyen alimler, bu hadisi delil göstermişlerdir. Kıraat etmesi vacibtir, diyen alimler ise bu hadisin delil olamıyacağını söyleyerek şöyle cevab vermişlerdir: Bir defa hadis zayıftır. Çünkü ibn-i Ukeyme (r.a.) hakkında ise söz edilmiştir. Diğer taraftan hadisin sonundaki ziyade müdrec olup kimisine göre Ebu Hureyre: (r.a.)'in sözüdür, kimisine göre de Zühri'nin sözüdür. Ebu Davud, bu husustaki ihtilafları da nakletmiştir. Beyhaki de ziyadenin müdrec olduğunu söyledikten sonra: Ebu Hureyre (r.a.), gerek cehri namazlarda ve gerekse gizli namazlarda imam'a uyan kimsenin kıraat etmesini emrettiği halde kıraatı terketmeye delalet eder. Bu hadisin Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayeti sahih olur mu? demiştir. Bir de şu husus vardır: Hadis, ihtilaf noktasının dışında kalır. Çünkü alimler arasındaki ihtilaf noktası, imama uyan kişinin gizli olarak kıraat edip etmemesidir. Bu hadiste reddedilen nokta ise, imama uyan kişinin açıktan okurnasıdır. Çünkü açıktan okuması halinde imamı meşgul etmesi, imamla münazaa durumuna geçmesi söz konusudur." EBU DAVUD RİVAYET’İ İÇİN BURAYA TIKLAYIN
Referans | : | 5 849 |