Sunan Ibn Majah

...

(6) Kitāb: Chapters Regarding Funerals

(6) ...

Hüseyin bin Ali bin Ebi Talib (r.a.)'dan; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in oğlu Kasım vefat edince (annesi) Hatice (r.anha) : Ya Resulallah! Kasım'ın az sütü taştı. Süt çağını bitirinceye kadar keşke Allah onu yaşatsaydı, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Onun, sütünü tamamlaması Cennettedir.» buyurdu. Hatice (r.anha) : Ya Resulallah: Eğer ben bunu bılebilsem bu bilgi, onun (vefat) işini bana kolaylaştıracak, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Dilersen ben Allah Teala'ya dua edeyim de onun sesini sana duyurayım» bayurdu. Hatice (r.anha): Hayır Ben Allah'ı ve Resulünü tasdik ederim, dedi. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ravi Hişam bin Ebi'l-Velid'i sika sayanı veya cerh edeni görmedim. Sindi: Ben derim ki: Hayır. Takrib yazarının Onun terkediimiş olduğunu söylediği nakledilmiştir. Ravi Abdullah bin İmran'a gelince, Ebu Hatim: 0, Salihtir, demiş; İbn-i Hibban da Onu sikalar arasında zikretmiştir. Sanedin kalan rayileri sikadır, demiştir. AÇIKLAMA (1510, 1511, 1512): İlk hadis, Buhari'de rivayet edilmiştir. Sindi, bunun izahında şöyle der: "Eğer efendimizden sonra bir peygamberin olmasına ilahi hüküm olmuş olsaydı..." cümlesi, muhtemelen İbrahim'in ölüm sebebini açıklamak içindir. Cümlenin dönüm noktası şu olur: İbrahim'in nebi olması, yaşamasına bağlanmıştır. Bu yorum, mezkur yorumun efendimiz tarafından bilinmesi esasına bağlıdır. Bunun benzerleri. bazı zayıf' yollarla Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet edildiği gibi, sahabilerden de bunun misli gelmiştir. Buna göre hadisin manası şöyle olur: "Eğer efendimizden sonra Peygamberliğin herhangi bir kimseye verilmesi takdir edilmiş olsaydı İbrahim'in yaşaması mümkün olurdu." Lakin yaşadığı takdirde İbrahim'in nebi olması takdir edildiği halde bir peygamberin gelmesi hükmü olmayınca İbrahim'in yaşamaması gerekir. Hadisteki mezkur cümlenin, İbrahim'in faziletini beyan için olması muhtemeldir. Buna göre şöyle yorum yapılır: Eğer efendimizden sonra bir nebi'nin gelmesi mukadder olsaydı, buna en layık olanı İbrahim olacaktı. Ve nebi olmak üzere yaşıyacaktı. Lakin bir nebinin gelmesi mukadder değildir. Dolayısıyla yaşaması gereği yoktur. Her iki ihtimale göre Peygamber (s.a.v.)'in erkek çocuğunun nebi olması lüzumu, hadisten çıkarılamaz. Dolayısıyla şöyle bir soru yöneltilemez: Peygamberlerin çocuklarının peygamber olması gerekmez. Eğer gerekseydi tüm insanların peygamber olması gerekirdi. Çünkü bütün insanlar, Adem (s.a.v.) ve Nuh (a.s.)'ın çocuklarıdır. Zevaid türünden olan ikinci hı:ıdise göre Peygamber (s.a.v.), vefat eden oğlu İbrahim'in cenaze namazını kılmıştır. İbrahim'in 16 veya 18 aylık iken vefat ettiği rivayetleri vardır. Ebu Davüd'un Aişe (r.anha)'dan olan bir rivayetinde Peygamber (s.a.v.)'in, İbrahim'in cenaze namazını kılmadığı bildirilmiştir. EI-Menhel yazan: Bundan maksad'ın, cemaata kıldırmamış olması muhtemeldir, demiştir. Ebu Davud'un Ata' (r.a.)'dan olan mürsel bir rivayetinde Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, İbrahim'in cenaze namazını kıldırdığı belirtilmiştir. Bu hadisteki «Cennet'te onu emziren vardır.» cümlesi, İbrahim'in şeref ve değerini beyan etmek içindir. Sindi böyle demiştir. Çünkü Cennet, herhangi bir şeye ihtiyaç duyma yeri değildir. İbrahim'in annesi Mariye (r.anha) kıptilerden olduğu için, hadiste; kıptiler, İbrahim'in dayıları olarak gösterilmiştir. Tüm kıpti kölelerin azat edilmesi ve köle edinilmemesi ile ilgili cümle de İbrahim'in Allah katındaki kıymet ve yüceliğini açıklamak içindir. Son hadiste Zevaid türündendir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in oğlu Kasım, Hatice (r.anha)'dan doğmadır. Peygamber (s.a.v.)'in en büyük çocuğudur. Onun ismine izafeten Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e Ebu'l-Kasım künyesi verilmiştir. Kaç yaşında iken vefat ettiği hususunda kesin bilgi edinilemedi. Bir kavle göre iki yıl, başka bir kavle göre ayakta yürüyebilecek yaşa kadar yaşamıştır. Diğer bir kavle göre, bineğe binebilecek yaşa kadar yaşamıştır. Onun, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e risalet gelmeden önce vefat ettiğini söyliyenler olduğu gibi, daha sonra vefat ettiğini söyliyenler de vardır. Bu hadis, efendimize risalet görevi verildikten sonra Kasım'ın vefat ettiğine delalet eder. Kasım'ın Cennette sütünü tamamlaması ile ilgili cümle, bir önceki hadisteki cümleye benzer ve Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in çocuğunun yüceliğini beyan içindir. Hatice (r.anha)'nın ölen Kasım'ın sesini işitmesi için Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in teklifine verdiği karşılığın, Hatice (r.anha)'nın yüksek zeka ve üstün imanını yansıttığının es-Süheyli tarafından belirtildiği Sindi'de anlatılmıştır. Şöyle ki: Hatice (r.anha) berzahla ilgili bu olayı müşahade etmekle inanmaktan hoşlanmayıp gaybe iman sevabını almayı tercih etmiştir

...
Referans:6 1512