Muwatta Malik
...
(21) Kitāb: Jihad
(21) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu naklediyor: «Allah yolunda cihada çıkan kimse, geri dönünceye kadar, hiç usanmadan, yılmadan nafile oruç tutan ve nafile namaz kılan kimse gibidir.» Diğer tahric: Buhari, Cihad ve's-Siyer; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «Allah Teala sadece ve sadece kendi yolunda cihad ve kendi emirlerinin tasdiki için evinden çıkardığı kimseyi (şehit olursa) cennete sokmayı yahut sevap veya ganimetlerle tekrar evine döndürmeyi üzerine almıştır.» Diğer tahric: Buhari, Cihad ve's-Siyer; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu naklediyor: «At bazı kimseler için sevap, bazıları için siper, bazıları için de vebaldir. Atın, sevaba vesile olduğu kimseyi şöyle anlatabiliriz: Adam atını Allah yolunda hazırlamıştır. Onu bir boş sahaya veya bir otlağa bağladığı zaman bu saha veya otlağa atın ipi süründükçe her şey adam için sevap olur. Şayet at ipini koparır da bir iki tur koşarsa, bastığı ve gübrelediği yerleı* dolayısiyle yine adam için sevap yazılır. Eğer bîr nehirden geçerken, adamın atını sulamak maksadı olmadığı halde at buradan su içerse yine adam adına sevap yazılır. Yine bir adam vardır ki atını başkalarına yük olmamak, onlara muhtaç olmamak için hazırlar. Onu ye derken olsun, binince olsun Allah'ın hakkını da unutmaz. İşte böyle kimse için de at siperdir. Başka bir adam da vardır ki, başkalarına karşı övünmek, gösteriş yapmak ve müslümanlara karşı düşmanlık için atını hazırlamıştır. İşte böyle kimse için de atı vebaldir, yüktür.» Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a eşeklerle ilgili bir soru soruldu. Şöyle cevap verdi: «Günah ve sevabın her çeşidini açıkça belirten şu ayet-i kerimeden başka bu konuda bana bir şey nazil olmadı: «Her kim ki zerre miktarı hayır işlerse karşılığını görür, yine her kim ki zerre kadar fenalık yapar-sa o da karşılığını #örür.» (Zılzal, Diğer tahric: Buharî, Cihad ve's-Siyer; Müslim, Zekat)
- Bāb: ...
- باب ...
Ata b. Yesar, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu naklediyor: «Size insanların mertebece en hayırlı olanını söyleyeyim mi? Atının yularından tutup Allah yolunda cihad edendir. Bundan sonra,.insanların mertebece en hayırlı olanını haber vereyim mi? Birkaç koyun alarak bir kenara çekilen, namaz kılıp, oruç tutan ve Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmadan ona ibadet eden kimsedir.» Mevsul olarak da rivayet edilmiştir: Tirmizî, Fedailu'l-Cihad (hasen görmüştür); Nesaî, Zekat
- Bāb: ...
- باب ...
Ubade b. Velid, dedesi Ubade b. Samit'ten naklediyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Akabe gecesi biz kendisinden duyduklarımızı kabul edeceğimize, söylediklerini yapacağımıza, bollukta ve darlıkta, beğenilen ve beğenilmeyen durumlarda kendisine yardımcı olacağımıza, bir işi ehlinin elinden almak için çaba sarfetmeyeceğimize, nerede olursak olalım daima hakkı söyleyip, hak yolda olacağımıza ve Allah'ın dinine yardım hususunda hiç kimsenin kınamasından korkmayacağımıza dair biat ettik. Diğer tahric: Buhari, Ahkam; Müslim, imaret
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Eslem'den: Ebu Ubeyde b. El-Cerrah, Ömer b. Hattab'a bir mektup yazarak Rumlann yığınak yaptıklarını ve onlardan korktuklarını bildirdi. Ömer b. Hattab ona cevaben şöyle yazdı: «-... Maksada gelince, ne zaman ki rnu'min bir kul sıkıntıya duçar olur, Allah ona bir kurtuluş yolu gösterir. Bir zorluk iki kolaylığa asla galip gelemez. Çünkü Allah teala Kitabında şöyle buyuruyor: «Ey iman edenler! Sabrediniz, birbirinize sabrı tavsiye ediniz, cihada devam ediniz. Allah'tan (azabından) sakınınız ki felah bulasınız,» [Al-i îmran]
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kur'an-ı Kerimle düşman topraklarında sefere çıkmayı yasaklamıştır. Malik der ki: «Bu yasak, düşmanın Kur'an-ı Kerim'i eline geçirmesi (ve Kur'an'a bir zarar vermesi) korkusundandır.» Diğer tahric: Buharî, Cihıad ve's-Siyer; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Ka*b b. Malik'in oğlundan (Abdurrahman'dan zannediyorum): Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, İbn Ebi Hukayk'ın oğlunu öldürenlerin kadın ve çocuklarını öldürmelerini yasak etti. Onlardan biri şöyle diyor: Ebu Hukayk'ın oğlunun karısı bağırarak karşımıza çıktı. Hemen kılıcımı kaldırdım, tam bu sırada Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın yasağı aklıma geldi. Derhal kendimi tuttum. Eğer kadınların öldürülmesine dair Nebi s.a.v.'in koyduğu bu yasak olmasaydı o kadını öldürüp kurtulurduk. İbn Abdilber der ki: "Muvatta ravileri, hadisin mürsel olduğunda ittifak etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Gazvelerden birinde kadın cesetleri gördü. Bundan hoşlanmadı. Bunun üzerine kadın ve çocukların öldürülmelerini yasakladı. Diğer tahric: Buhari, Cihad ve's-siyer; Müslim, Cihad ve's-Siyer
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Said'den: Ebu Bekr es-Sıddık Şam taraflarına bir ordu gönderdi. Kendisi de Yezid b. Ebî Süfyan ile beraber yürüyerek uğurlamaya çıktı. Yezid bu ordunun dörtte birine kumandanlık yapıyordu. Denildiğine göre Yezid, Hz. Ebu Bekr'e *— Ya sen de binersin, ya da ben inerim!» dedi. Ebu Bekr: «— Sen inme, ben de binmeyeceğim. Çünkü Allah yolunda her adımım karşılığında ben sevap alıyorum» dedi. Daha sonra ona şunları söyledi: Sen kendilerini Allah'a adadıklarını iddia eden zahitler göreceksin, onları ibadetleriyle başbaşa bırak. Başlarının ortalarını tıraş etmiş başka bir grup daha göreceksin, onları kılıçtan geçir. Sana on şey tavsiye ediyorum: Kadınları, çocukları ve yaşlı ihtiyarları öldürme. Meyve veren ağaçları kesme, mamur yerleri tahrip etme. Koyun ve develeri sadece yemek için kes. Arıları yakma, onları parçalama, ganimete ihanet etme. Korkaklık gösterme
- Bāb: ...
- باب ...
İmam Malik'ten: Ömer b. Abdülaziz valilerinden birine şöyle yazdı: Bize ulaştığına göre Resul ullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir seriye gönderdiği zaman onlara; «Allah yolunda Allah'ın adıyla savaşın. Sizler Allah'ı inkar edenlerle savaşıyorsunuz. Ganimetlere ihanet etmeyiniz, zulm etmeyiniz, insanların organlarını kesmeyiniz, çocukları öldürmeyiniz» derdi. Sen de orduna ve kıtalarına bunların aynım söyle. Selamlar.. Mevsul olarak da rivayet edilmiştir: Müslim, Cihad ve's-Siyer
- Bāb: ...
- باب ...
İmâm-ı Mâlik der ki; Bir kimse hasta iken kölesinin üçte birini o anda kesin olarak azat etse, malının üçte birinden kölenin tamamı azat olur. Çünkü hasta iken kesin olarak kölesinin üçte birini azat edenle, (vasiyet yoluyla) ölümünden sonra kölesinin üçte birini azat eden kişi arasında fark vardır. Ölümünden sonra kölesinin üçte birini azat eden yaşasa, azat etmeden vazgeçebilir ve azat yürürlükten kalkar. Ama hastalığında kölesinin üçte birini kesin olarak azat eden efendi yaşasa, kölenin tamamı kendi adına azat olur. Ölünce de malının üçte birinden azat olur. Çünkü sağlığında beyanı, malının tamamında geçerli olduğu gibi, ölümünde de beyanı malının üçte birinde geçerlidir. Şeybanî
- Bāb: ...
- باب ...
Nafî"den: Abdullah b. Ömer, Allah yolunda bir şey verdiği zaman verdiği arkadaşına şöyle derdi: «-Vadiyul Kuraya varınca istediğin gibi tasarruf et.»
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem aralarında benim de bulunduğum bir seriyyeyi Necid taraflarına göndermişti. Ganimet olarak çok sayıda deve elde ettik. Seriyye'de bulunanların her birine on ikişer veya on birer tane deve düştü. Kalanlar da birer birer tekrar taksim edildi. Diğer tahric: Buhari, Fardu'l-Hums; Müslim, Cihad ve's-siyer
- Bāb: ...
- باب ...
Rabia b. Ebi Abdurrahman'dan: Ebân b. Osman'ın valiliğinde bir adam, kölelerin hepsini azat etti. Bunlardan başka malı da yoktu. Ebân'ın emri üzerine, bu köleler üç bölük yapıldı. Hangi gurubun ölenin malının üçte biri sayılıp azat olacağını öğrenmek için kura çektirdi. Bu üç bölükten birine kura isabet etti ve kuranın isabet ettiği köleler hürriyetlerine kavuştu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Katade b. Rib'i anlatıyor: Huneyn savaşının yapıldığı sene Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'la beraber sefere çıkmıştık. Düşmanla karşılaşınca müslümanlarda bir canlılık, bir hareket vardı. Bir ara müşriklerden birinin müslümanlardan birini öldürmek üzere olduğunu gördüm. Derhal geri dönüp arkasından yanına kadar vardım ve kılıçla ensesine vurdum, bana şöyle bir baktı, öyle bir bakıştı ki öleceğini anladım. Biraz sonra öldü, böylece ben de kurtuldum. Bu arada Ömer b. Hattab'la karşılaştım. Ona: <«— Müslümanlar neredeler, ne yapıyorlar?» dedim. «— Bilemiyorum» dedi. Daha sonra da müslümanlar toplanıp geri döndüler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: «Kim (düşmanla) dövüşerek onu Öldürür ye öldürdüğü açık delille bilinirse, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir.» Ben bu sözleri duyunca hemen ayağa kalkarak: «—Bana kim şahitlik yapacak?» dedim ve oturdum. Daha sonra, üçüncü defa ayağa kalkarak aynı şeyi söyledim. Bunun üzerine Hz. Peygamber: «— Sana ne oluyor Ebu Katade?» diye sordu. Ben de olayı anlattım. Topluluktan bir adam: «—Doğru ya Resulullah! O adamın üzerinden çıkanlar benim yanımda. Ona söyleyin hakkını helal etsin.» dedi. Hz. Ebu Bekir hemen müdahale ederek: «— Hayır, vallahi olmaz. Allah ve Resulü uğruna savaşan Allah'ın arslanlarından birinin hakkının sana verilmesi doğru değildir» dedi. Nebi s.a.v. de: «— Doğru, onlan ona ver!» buyurdu. Öldürdüğüm müşrikin üzerinden çıkanları bana verdi. Ben de bunlardan arta kalanı satarak Beni Seleme'den bir bahçe satın aldım. Müslüman olduktan sonra edindiğim ilk mal varlığım bu oldu. Diğer tahric: Buhari, Fardu'l.Hums; Müslim, Cihad ve's-Siyer
- Bāb: ...
- باب ...
Amr b. Şuayb anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Huneyn'den çıktığı zaman Ci'irrane'ye gitmek istiyordu. Orada bulunanlar da ganimetlerin taksimini istiyorlardı. Tam bu sırada Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın devesi bir ağaca yaklaştı, ridası ağaca takılınca sırtından çıktı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem *— Ridamı getirin!» buyurdu. Daha sonra ise şunları söyledi: «Allah'ın size ganimet olarak verdiklerini taksim etmeyeceğimden mi korkuyorsunuz? Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, eğer Allah size Tihame'deki ağaçlar kadar nimet verse, yine aranızda bölüştürürdüm. Siz beni ne cimri, ne korkak, ne de yalancı olarak göremezsiniz» buyurdu. Bir yerde konakladığı zaman ordunun arasında ayağa kalkarak: «— İğneden ipliğe ne varsa getirin. Çünkü ganimete hıyanet, kıyamet gününde bunu yapanlar için bir ayıp, ateş ve büyük kusurdur» buyurdu. Daha sonra da yerden bir deve tüyü alarak (veya başka bir şey): «— Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, Allah'ın size ganimet olarak verdiğinin beşte birinden şu kadar fazlası bile bana ait değildir. Bu beşte bir de yine size harcanır» buyurdu. İbn Abdilber der ki: "Mürsel oluşunda Malik'ten ihtilaf yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Halid el-Cüheni'den: Biri Huneyn savaşında vefat etmişti. durumu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bildirdiler. Nebi s.a.v.: «Arkadaşınızın namazını kılınız» buyurdu. Bunun üzerine oradakilerin yüz ifadeleri değişti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «Arkadaşınız ganimete hıyanet etmiştir.» buyurdu. Derhal eşyalarını açıp baktık, eşyaları arasında iki dirhem kıymetinde yahudi kolyeleri vardı. Diğer tahric: Nesaî (Kasmi'l-Fey), mevsul olarak rivayet eder. Ebu Davud, Cihad; Nesaî, Cengiz; İbn Mace, Cihad
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Mugire b. Ebi Bürde el-Kinani'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kabileye uğrayarak onlara dua etti. Bu esnada kabilelerden birine de dua etmedi. Yapılan araştırmada. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in dua etmediği kabile mensuplarından bir adamın eğeri altında çalınmış bir ganimet eşyası olan kolye bulundu. Onlar bunu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e getirdiklerinde, Nebi s.a.v. ölüye tekbir getirir gibi tekbir getirdi. îbn Abdilber derki: "Bu hadisin herhangi bir yolda müsned olarak rivayet edildiğini bilmiyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre anlatiyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraber Huneyn savaşının yapıldığı sene yola çıktık. Bu savaşta ganimet olarak mal, elbise ve eşyadan başka ne altın ne de gümüş elde edilmişti. Rifaa b. Zeyd, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e siyah bir köle hediye etti. Bu köleye Mid'am derlerdi. Hz. Peygamber Vadiül Kura'ya doğru yöneldi, oraya varınca Mid'am, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın bineğinden takımlarını indiriyordu. Birden nerden geldiği belli olmayan bir ok ona isabet etti ve hemen öldürdü. Halk «Cennet ona mübarek olsun» deyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Asla, Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki Hayber savaşında ganimetler taksim edilmeden bir elbise almıştı, bu onu cehenneme atacaktır» buyurdu. Oradakiler bu sözleri duyunca, adamın biri Nebi s.a.v.'e bir veya iki terlik kayışı getirdi. 3unun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «- Çalınan mal bir veya iki terlik kayışı da olsa, cehennemden bir parçadır» buyurdu. Diğer tahric: Buhari, Eyman ve'n-Nuzur; Müslim, iman
- Bāb: ...
- باب ...
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet olundu: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'e «Bir köle azat etmesi gereken bir adam, azat edeceğini şart koşarak köle satın alabilir mi?» diye soruldu. O da: Hayır» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, O'nun yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi, sonra tekrar diriltilip öldürülmeyi ne kadar isterdim.» Ebu Hureyre üç defa: «— Allah şahidim olsun ki böyle söyledi» demiştir. Diğer tahric: Buhari, Temenni; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «Allah iki kişiye güler: Biri diğerini öldürür, her ikisi de cennete girer. Bu şöyle olur: Bunlardan biri Allah yolunda savaşır ve bu esnada öldürülür, şehid olur. Öbürü yaptığına pişman olur ve müslü-man olur sonra o da Allah yolunda savaşır şehid olur. Böylece o da cennete girer.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre, Nebi s.a.v.'in şöyle buyurduğunu naklediyor: «Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, Allah yolunda yaralanan hiç kimse yoktur ki »Gerçi kimin Allah yolunda yaralandığını Allah bilir ya- kıyamet günü yarasından kanlar fışkırarak, rengi kan'renginde ve kokusu misk gibi kokarak gelir.» Diğer tahric: Buharî, Cihad; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Hattab'tan: Allah'ım, ölümüm, hayatında bir kere bile secde etmiş birinin elinden olmasın. Çünkü kıyamet günü bu secdeyle kendini haklı çıkarmaya çalışır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ebi Katade babasından naklediyor: Bir adam Nebi s.a.v.'e gelerek: «— Ya Resulullah! Allah yolunda sabırla, karşılığını sadece sondan bekleyerek, asla geri dönmeden savaşsam, Allah benim hatalarımı örter mi?» diye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Evet,» buyurdu. Adam dönüp gidince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu çağırdı (veya adamı çağırttı) Ona: «— Ne demiştin?» diye sordu. Adam biraz önce söylediklerini tekrarladı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Evet, bütün hatalarını affeder, ancak borcu affetmez. Cebrail bana böyle söyledi» buyurdu. Diğer tahric: Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Ubeydullah (r.a.)'ın azadlı kölesi Ebu'n Nadr'dan rivayete göre, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud şehidleri için şöyle buyurmuştur: "Ben bu şehitlerin iman üzere şehid olduklarına şahidim." Bunun üzerine Ebu Bekir: "Biz de onların kardeşleri değil miyiz onlar gibi biz de Müslüman olduk, onların cihad ettikleri gibi biz de cihad ettik" dedi. Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Evet fakat benden sonra ne bid'atlar ortaya çıkaracağınızı bilmiyorum." Bu söz üzerine Ebu Bekir ağladı, sonra yine ağladı ve: "Senden sonra biz öyle mi olacağız" dedi. Bu Hadis Sadece İmam-ı Malik'in Muvatta'ında geçmektedir
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Said'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Medine'de otururken yanında da bir mezar kazılıyordu. Adam'ın biri bu kabre bakarak: «— Bir mu'min için ne kadar fena bir yer!» dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— İyi demedin!» buyurdu. Adam: «— Mezarı kasdetmedim ya Resulallah! Allah yolunda şehid olmanın burada yatmaktan daha iyi olacağını kasdetmiştim.» diye sözünü tavzih etti (açıklık getirdi). Nebi Sallallahu Aşeyhi ve Sellem de üç defa: «— Allah yolunda şehidliğin benzeri yoktur. Yeryüzünde kabrimin olmasını en çok istediğim başka bir yer yoktur.» diyerek Medine'yi övdü. İbn Abdilber der ki: "Bu hadisi, müsned olarak bilmiyorum. Ancak, Malik ve başkalarından, manaca rivayet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Eslem, Ömer b. Hattab'ın şöyle dua ettiğini nakleder: Allahım! Dileğim senin yolunda şehit olmak ve Resulünün memleketinde ölmektir, Diğer tahric: Buhari (Fedailu'l-Medîne), mevsul olarak rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Said'den: Ömer b. Hattab şöyle demiştir: Mu'minin şerefi takvasıdır, dini soyudur, iyiliği ahlakıdır. Cesaret ve korkaklık Allah'ın dilediğine verdiği sıfatlardır. Korkak, babasından ve annesinden kaçar, cesur kimse de hayatını hiçe sayarak, korkmadan savaşır. Öldürülme de bir nevi ölümdür, şehit kendisini Allah'a adayan kimsedir
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Said dedi ki: Bir gün Ebû Bekir'in oğlu uyurken öldü. Onun adına Hazret-i Peygamber'in hanımı Hazret-i Aişe bir çok köle azat etti. Mâlik der ki: Bu konuda duyduğumun en güzeli budur
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b Said'den: Ömer b. Hattab bir senede kırk bin deve gönderirdi. Bir kişiyi bir deve ile Şam'a, iki kişiyi bir deve ile de Irak'a gönderirdi. Bir defasında kendisine Iraklı bir adam gelerek: «— Bana ve Sühaym'e deve ver!» dedi. Ömer b, Hattab: «— Allah aşkına! Sühaym Zıkkım?» dedi. Adam: «— Evet!» cevabım verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kuba'ya gittiği zaman Ümmü Haram binti Milhan'a uğrar, o da Nebimizi yedirip içirirdi. Ümmü Haram, Ubade b. Samit'in nikahı altında idi. Yine bir gün Nebi s.a.v., Ümmü Haram'a uğradı. Ümmü Haram kendisine yemek ikram etti. Daha sonra oturarak saçlarım karıştırmaya başladı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyuyakaldı. Bilahare gülerek uyandı. Ümmü Haram: «— Niçin gülüyorsun ya Resulallah?» diye sordu. Nebi s.a.v. şu cevabı verdi: «— Ümmetimden bir grup insan Allah yolunda savaşan gaziler olarak bana gösterildi. Şu denizin ortasında taht üzerinde kral gibi (veya taht üstündeki krallar gibi) duruyorlardı?» Ümmü Haram: «— Ya Resulallah! Dua edin de ben de onlardan olayım!» diye rica etti. Nebi s.a.v. ona dua etti. Sonra başını koydu uyudu. Tekrak gülerek uyandı. Ümmü Haram: «— Ya Resulallah! Niçin gülüyorsun?» diye sordu. Peygamberimiz ilk defasında olduğu gibi cevap verdi: *— Ümmetimden bir grup insan Allah yolunda savaşan gaziler'olarak bana gösterildi. Taht üzerindeki kral gibi (veya tahtlar üzerinde kurulmuş krallar gibi)lerdi.» Bunun üzerine Ümmü Haram tekrar: «— Ya Resulallah! Allah'a beni de onlardan kılması için dua et» dedi. Hz. Peygamber: «— Sen ilklerindensin!» buyurdu. Ümmü Haram, Muaviye zamanında bir gemiye bindi. Gemiden karaya çıkınca bir hayvanla yoluna devam ediyordu. Ancak bineğinden düşüp vefat etti. Diğer tahric: Buhari, Cihad; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «Eğer ümmetime meşakkat yüklemiş olmasaydım Allah yolunda hiç bir seriyyeden geri kalmazdım. Fakat onları bindirecek binek bulamadım, onlar da bundan sonra binecek vasıta bulamaz. Benden sonra benim gibi her sefere çıkamamak onlara ağır gelir. Halbuki Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ne kadar çok isterdim.» Diğer tahric: Buhari, Cihad; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Said'den, Uhud harbinde Nebi s.a.v.: «— Sa'd b. er-Rebi' el-Ensari'den kim haber getirecek?» diye sordu. Adamın biri: «— Ben ya Resulallah!» dedi ve sonra savaş meydanında dolaşmaya başladı. Adam'ı gören Sa'd b. er-Rebi': «¦— Ne var?» diye sordu. Adam ona: «- Senden bir haber getirmem için beni Nebi s.a.v. gönderdi.» dedi. Bunun üzerine Sa'd: *—Git, Nebimize benden selam söyle, on iki tane yara aldığımı kendisine bildir. Yaraların hepsi de tam can alıcı yerlerimde. Kavmine söyle, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir şey olursa onlardan bir kişi bile kalsa Allah'ın dininde mazeretleri geçersiz sayılır.» dedi. İbn Abdilber der ki; "Bu hadis yalnızca siyer ehli tarafından rivayet edilir. Onlara göre meşhur ve maruftur
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Saidden: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem cihada teşvik ederek cennetten bahsetti. Ensar'dan bir zat da bu sırada elindeki hurmalardan yiyordu. Bunun üzerine: «— Eğer bunlar bitinceye kadar oturursam, ben yaşama hırsıyla dolu bir insanım demektir.» dedi ve elindeki hurmaları atarak kılıcını kuşanıp şehit oluncaya kadar savaştı. Mürseldir. Buhari ve Müslim, mevsul olarak rivayet etmişlerdir. Buhari, Meğazî; Müslim, imaret
- Bāb: ...
- باب ...
Muaz b. Cebel'den: Savaş iki türlüdür. Birinde en kıymetli mallar feda edilir, arkadaşlar birbirine yardım ederler, kumandanlara itaat edilir ve bozgunculuktan kaçılır. îşte bu türlü bir savaş baştan sona hayırlıdır. İkinci tür savaşta ise en kıymetli mallar harcanmaz. Arkadaşlar birbirlerine yardımcı olmazlar, kumandanlara itaat edilmez ve bozgunculuk yapmaktan kaçınılmaz. İşte bu çeşit savaşa katılanlar tatminkar bir şekilde geri dönemezler. Bu hadis, mevkuftur. Muaz'dan merfu' olarak da rivayet edilmiştir. Ebu Davud, Cihad; Nesaî, Cihad
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «Hayır kıyamete kadar at'ın alnındadır.» Diğer tahric: Buhari, Cihad ve's-Siyer; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hafya ile Senîyyetülveda arasında besili atlara koşu yaptırdı. Besili olmayan atlar arasında ise Seniyye ile Beni Züreyk Mescidi arasında koşu yaptırdı. Abdullah b. Ömer de bu koşuya katılanlardandı
- Bāb: ...
- باب ...
Said b. Müseyyeb'den: At yarışlarına ödül koymanın bir mahzuru yoktur. Yarışa katılan müsabıklardan yarışı kazanan bu ödülü alır, kazanamayan ise hiç birşey almaz. Diğer tahric: Buhari, Salat, 8/41; Müslim, İmaret
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Saîd'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i, ridası ile atının yüzünü silerken gördüler. Niçin böyle yaptığı sorulduğunda: «— Bu .gece at konusunda dikkatim çekildi» buyurdu. Mürseldir. îbn abdilber, Ubeydullah b. Amr el-Fihrî-Malik-Yahya-Enes yoluyla, mevsul olarak rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik'ten: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Haybere gitmek için yola çıktı. Gece oraya vardı. Bir kabileye saldıracağı zaman sabaha kadar hiç hücuma geçmezdi. Burada da sabah olunca yahudiler çapa ve sepetlerini alarak evlerinden çıktılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i görünce: «— Muhamnıed! Vallahi o! Muhammed ve ordusu» diye telaşlandılar. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Allahu ekber, Hayber harab oldu. Biz bir kabilenin önüne konakladığımız zaman, azabla korkutulanların sabahı ne kötü oluyor» buyurdu. Diğer tahric: Buhari, Cihad; Müslim, cihad ve's-Siyer
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «Kim Allah yolunda iki şey verirse, ona cennetten: «— Ey Allah'ın kulu burası senin için daha hayırlıdır.» diye nida edilir. Namaza düşkün olanlar namaz kapısından, cihada düşkün olanlar cihat kapısından, sadakaya düşkün olanlar sadaka kapasından, oruca düşkün olanlar Reyyan kapısından çağırılırlar.» Bunu duyan Hz. Ebu Bekr: «— Ya Resulallah! Bir kimsenin bu kapılardan sadece birinden çağrılması zaruri midir? Bu kapıların hepsinden birden çağrılacak kimse var mı?» diye sordu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Evet olacak, umarım ki, sen de onlardan birisindir» diye mukabelede bulundu karşılık verdi. Diğer tahric: Buhari, Savm; Müslim, Zekat
- Bāb: ...
- باب ...
Rebia b. Ebî Abdurrahman'dan: Hz. Ebu Bekr'e Bahreyn'den biraz mal gelmişti. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekr: «— Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kime bir sözü, bir va'di varsa gelsin!.» dedi. Cabir b. Abdullah geldi, Hz. Ebu Bekr ona üç tutam yiyecek verdi. Ebu Ömer der ki: "Muvatta ravilerinin ittifakıyla munkati' dır. Cabir'den, sahih yollarla muttasıldır." Buhari, Kefalet; Müslim,Fedail