Muwatta Malik
...
(28) Kitāb: Marriage
(28) ...
Ebu Hasme oğlu Sehl'den: Kabilemin büyüklerinden bir kısım adamlar bana şöyle haber verdi: Sehl oğlu Abdullah ile Muhayyisa, maruz kaldıkları fakirlikten dolayı (hurma satın almak için) Hayber'e gittiler. Orada Muhayyısa'ya gelinerek Sehl oğlu Abdullah'ın öldürülüp bir kuyuya atıldığı haber verildi. O da Yahudiler'e gidip: Vallahi onu siz öldürdünüz» dedi. Onlar da: Vallahi onu biz öldürmedik» dediler. Bunun üzerine Muhayyısa geri döndü. (Medine'ye) kavminin yanına gelerek durumu onlara haber verdi. Sonra Muhayyısa, büyük kardeşi Huveyyısa Muhayyısa ve Huveyyısa ensardan Abdullah b. Mesud'un oğullarıdır. Maktul Abdullah ile kardeşi Abdurrahman da bunların kardeşi Sehl'in oğullarıdır. ve (maktulün kardeşi) Abdurrahman, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldiler. Hayber'den gelen Muhayyısa konuşmak isteyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yaşlı ağabeysini kasdederek, Söz hakkını büyüğe ver, büyüğün konuşsun» dedi. Bunun üzerine önce Huveyyısa, sonra da Muhayyısa konuştu. Daha sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Yahudiler) ya maktulün diyetini öderler ya da bize harp ilân etmiş olurlar» dedi. zaman müslumanlarla Hayber Yahudileri arasında sulh anlaşması vardı ve Hayber Yahudilerine bu hususu yazıyla bildirdi. Onlar da: Vallahi onu biz öldürmedik» diye cevap yazınca, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Huveyyısa, Muhayyısa ve Abdurrahman'a: Adamınızın kan bedeline hak kazanmak için (onu Yahudilerden birinin öldürdüğüne) yemin eder misiniz?» dedi. Onlar; Hayır» deyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Yahudiler sizin iddianızı red için yemin etsinler mi?» dedi. Onlar da: Yahudiler müslüman değil ki (yeminlerine inanalım)» deyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün diyetini kendi yanından vermeyi kabullendi ve yüz dişi deve gönderdi. Hatta develer onların evine kadar götürüldü. Davacılar yemin etmekten kaçındıkları için, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu defa davacılara yemin teklif edip etmeyeceklerini sormuştur ki Şafii ve Malikiler'e göre de tatbikat böyledir. Davacılar onların yeminlerini de kabul etmek istemeyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) olayın daha fazla sürüncemede kalmasını önlemek ve bu sebeple Yahudilerle ölü sahipleri arasında çıkacak ihtilafı önlemek için maktulün diyetini kendi malından veya devlet hazinesinden ödemiştir. . Ayrıca burada gayri müslimlerin yeminlerinin geçerli olduğunu öğreniyoruz. Şayet onların yeminleri muteber olmasaydı, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara yemin teklifinde bulunmazdı. Ölü sahipleri onlara düşmanlık ve kızgınlıklarından dolayı yeminlerini kabul etmemiştir. der ki: «Bunlardan kırmızı bir dişi deve beni tepti». ", Ahkâm, 93/38; Müslim, 28/1, no: 6; Şeybanî, 681 Malik der ki: Hadisteki fakir kelimesi, kuyu demektir
Referans | : | 28 1123 |