Muwatta Malik

...

(29) Kitāb: Divorce

(29) ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Malik, şunları rivayet etti: Bir kişi Abdullah b. Abbas'a: «Ben karımı yüz talak ile boşadım. Hakkımdaki görüşün nedir?» deyince îbn Abbas ona: «— Kadın senden üç talak ile boş oldu. (Geri kalan) doksanyedi talakla da Allah'ın ayetlerini alaya almış oldun» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İmam Malik'ten rivayet olundu: Bir adam Abdullah b. Mes'ud'a gelerek: «— Karımı sekiz talak boşadım» deyince îbn Mes'ud: «— Sana nasıl fetva verildi?» diye sordu. O da: «— Karın üç talakla boş olmuş denildi» diye cevap verdi. îbn Mes'ud devamla şöyle dedi: «— Doğru söylemişler, kim Allah'ın emrine uygun olarak boşarsa Allah açıklamıştır. Bir kimse de kendi aleyhine gevezelik yaparsa, bu hatası kendine aittir. Kendi aleyhinize mugalata yapıp da bizi uğraştırmayın. Hüküm, onların dediği gibidir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Bekir b. Hazm şöyle demiştin Ömer b. Abdülaziz bana: «Elbette sözü (Talak-ı bain) hakkında alimler ne hüküm veriyor?» diye sorunca, ben ona şöyle cevap verdim: «Eban b. Osman elbetteyi bir talak sayıyor.» Bunun üzerine Ömer b. Abdülaziz: «Şayet talak bin tane olsa, elbette kelimesi hepsini içine alır. Elbette sözünü kullanan, son sözü söylemiş olur.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

ibn Şihab'dan rivayet edildi: Mervan b. Hakem, Elbette kaydıyla karısını boşayanın karısının üç talak boş olduğuna hükmederdi. Malik der ki: Üç talak hakkında duyduklarımın en uy­gunu budur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

imam Malik'e şöyle rivayet olundu: Irak'tan, Ömer b. Hattab'a bir adamın karısına (boşama kasdiyle) «ipin boynunda» dediğini yazdılar. Bunun üzerine Ömer b. Hattab da (Irak'taki) valisine: Ona hac mevsiminde benimle Mekke'de görüşmesini söyle diye yazdı. Hz. Ömer, Beytullahı tavaf ederken adı geçen adam, Hz. Ömer ile karşılaşıp, selam verince, Hz. Ömer: «— Kimsin?» diye sordu. O da cevaben: «—Yanına gelmesini emrettiğin kişiyim», deyince Hz. Ömer: «— Şu Kabe'nin Rabbi hakkı için sana soruyorum, karına «ipin boynunda» derken niyetin neydi?» «— Buradan başka bir yerde bana yemin verseydin gerçeği söylemezdim. Bu sözümle karımı boşamayı kasdettim» deyince Hz. Ömer: «— Hüküm, istediğin gibi olmuştur,» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

imam Malik'e şöyle rivayet olundu: Ali b. Ebî Talib, karısına «sen bana haramsın» diyen bir kişi hakkında: «— Karısı üç talakla boştur» diye fetva verirdi. İmam Malik der ki: Üç talak konusunda işittiğimin en uygu­nu budur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafî'den rivayet edildi, Abdullah b. Ömer der ki: (Bir kimsenin karısını: «Sen serbestsin veya ben senden kurtuldum» demesi üç talak sayılır)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kasım b. Muhammed'den rivayet edildi: Bir ailenin kızıyla adamın biri evliydi. Adam, karısının ailesine «alın kızınızı ne yaparsanız yapın» dedi. Bunun üzerine fakihler, o kadının bir talak ile boş olduğuna hükmettiler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İmam Malik'e şöyle rivayet edildi: Bir adam, Abdullah b. Ömer'e gelerek: «— Ya Eba Abdurrahman, boşama yetkisini karıma verdim. O da kendisini boşadı. Bu konuda görüşün nedir?» dedi. Abdullah b. Ömer: «— Görüşüm karının dediği gibi» deyince, Adam: «— Yapma, ya Eba Abdurrahman» dedi. İbn Ömer: «— Ben mi yapıyorum? Onu sen yaptın», karşılığım verdi. Bir sonraki (1150 nolu) hadis’e bakın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafî'den: Abdullah b. Ömer şöyle derdi: «Koca, karısına boşama yetkisini verirse hüküm, karının verdiği hükümdür» Yalnız mani olur. «Ben yalnız bir talakla boşama yetkisini vermeyi kasdettim.» derse, yemin eder, (ric'î talak vaki olur), iddeti içerisinde karısına döner

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeyd b:Sabit'in oğlu Harıce şöyle rivayet etti: O, babası Zeyd b. Sabit in yanında otururken, Zeyd'e, Ebu Atîk'in oğlu Muhammed iki gözü yaşlı olarak geldi. Zeyd ona: «—Nedir bu halin? deyince o: «—Boşama yetkisini karıma verdim, o da benden ayrıldı» dedi. Zeyd ona: «— Seni böyle davranmaya ne zorladı?» diye sordu. Adam: «— Kader» cevabını verdi. Zeyd: «— istersen karına dön. O, yalnız bir talak ile boş olmuştur. Senin ona dönmek hakkındır» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman b. Kasım babasından rivayet etti: Sakîf kabilesinden bir adamın boşama yetkisini karısına vermesi üzerine karısı, ona: «.— Sen talaksın» dedi ve adam sustu. Sonra tekrar: «— Sen talaksın» dedi. Kocası: «— Ağzında taş (söyleyeceğin bir olay) mı var?», dedi. Kadın tekrar: «— Sen talaksın» deyince, kocası (tekrar): «— Ağzında taş mı var?» dedi. Bunun üzerine davalarını görmesi için Mervan b. Hakem'e gittiler. Mervan adama, karısına yalmz bir talakla boşama yetkisi verdiği hakkında, yemin ettirdi ve karısını ona verdi. Abdurrahman der ki: «Bu hüküm (babam) Kasım'ın hoşuna giderdi» ve bu konuda işittiklerinin en uygunu olduğu görüşündeydi. Malik der ki: «Bu konuda işittiklerimin en uygunu ve en hoşuma gideni budur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hz. Aişe der ki: «Ebu Bekir'in oğlu Abdurrahman'a Ebu Ümeyye kızı Kureybe'yi (ailesinden) istedim. Onlar da verdiler. Sonra Abdurrahman'a sitem ederek: «— Biz, Onun değil, Hz. Aişe'nin hatırı için verdik» dediler. Bunun üzerine Hz. Aişe Abdurrahman'a (haber) göndererek durumu bildirince Abdurrahman da boşama yetkisini (hanımı) Kureybe'ye verdi. Kureybe, kocasını tercih etti. Bu olay talak sayılmadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kasım'dan şöyle rivayet edildi: Nebi s.a.v.'in hanımı Hz. Aişe, Abdurrahman —Şam'da iken— kızı Hafsa'yı Zubeyr'in oğlu Münzir'le evlendirdi. Abdurrahman (Şam'dan) gelince: «— Ben olmadan bu yapılır mı?» dedi. Hz. Aişe (olayı) Münzir'e anlatınca, Münzir: «— Bu iş, Abdurrahman'm elindedir. (Yani boşama yetkisini ona verdim. Ne derse o olur.)»» demesi üzerine: Abdurrahman (Aişe'ye hitaben): «— Senin kararlaştırdığın işi bozma gücünü kendimde görmüyorum» dedi. Böylece Hafsa, Münzir'in yanında kaldı ve bu olay talak sayılmadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer ile Ebu Hureyre'ye, boşama yetkisini karısına veren, bu yetkiyi kullanmadan kocasına iade eden kadının kocası hakkında fetva soruldu. Her ıkısı de: «—Bu boşama sayılmaz», dediler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve b. Zübeyr der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hanımı Aişe (radıyallahü anh)'in şöyle dediğini işittim: (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir diken batması bile olsa mü'min uğradığı bütün musibetlerin mükafaatını görür,» yahut da «karşılaştığı sıkıntılar hatalarına keffaret olur.» buyurdu. Müslim, Bir, 45/14, no:50. Yezid, Urve'nin mükafat veya keffaretten hangisini dediğini kesin olarak bilemediği için ikisini de söylemiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cafer, babası Muhammed'den rivayet eder: Ali b. Ebî Talib derdi ki: «Bir kişi karısına yaklaşmamaya yemin ettiğinde talak meydana gelmez. Dört ay geçince bakılır, ya karısını boşar ya da cinsî münasebet yapmakla yeminini bozar, karısına yaklaşır, imam Malik der ki: Fetva bizce de böyledir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Şihab'dan rivayet edildi: Saîd b. Müseyyeb ile Ebu Bekir b. Abdurrahman, karısına yaklaşmamaya yemin eden bir adam hakkında şöyle dediler: «Dört ay geçince kadın, ric'î talak ile boş olur. Kadın iddet bek­lerken kocasının dönme hakkı vardır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

îmam Malik der ki: îbn Şihab'a kölenin kansına yaklaşmaya­cağına dair ettiği yeminin hükmünü sordum. İbn Şihab da şöyle dedi: «— Onun yemini de hürün yemini gibi sabittir. Şu kadar var ki kölenin ilasının süresi (dört ay değil) iki aydır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İmam Malik'e rivayet edildi: Saîd b. Amr b. Suleyb ez-Zürekî evleneceği kadını boşayacağını söyleyen bir adam hakkında Kasım b. Muhammed'e (fetva) sordu. O da dedi ki: «— Karısına «seninle evlenirsem sırtın bana anamın sırtı gibi olsun» diyen adama Hz. Ömer, «Evlenirsen zıhar keffareti verinceye kadar karına yaklaşma» diye emretti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İmam Malik'e şöyle rivayet edildi: Bir adam, Kasım b. Mu-hammed ile Süleyman b. Yesar'a evlenmeden Önce karısına zıhar yapan bir adam hakkında (fetva) sordu. Onlar da:\ «— O kadınla evlenirse zıhar keffareti verinceye kadar ona do­kunamaz» dediler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hişam b. Urve der ki: Bir adam, Urve b. ez-Zübeyr'e sordu: «Bir kimse karısına: Sen yaşadıkça üzerine nikahlayacağım her kadın bana annemin sırtı gibi olsun, dedi. Bunun hükmü nedir?» Urve b. Zübeyr de: «— Bir köle azat etmek kafi» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Allahü teâlâ kıyamet günü şöyle buyurur: Nerede benim rızam için birbirini sevenler? Benim gölgemden Allah'ın gölgesinden, murad, onun rahmeti, ihsanı ve himayesidir. Yahut da birçok hadislerde de belirttiği üzere arşı â'lâ'nın gölgesidir. başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bu günde onları kendi gölgemde gölgelendireceğim.» Müslim, Bir, 45/12, no:37. onların dünyadaki iyi davranışlarının mükafatını vereceğim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kasım b. Muhammed'den: Hz. Aişe şöyle dedi: «Berîre (adındaki cariye) sebebiyle üç meselenin serî hükmü (üç sünnet) öğrenilmiştir. Bunlardan biri şudur: Berîre azad edildiği zaman kocasından ayrılma ile yanında kalma hususunda mu­hayyer bırakıldı, ikincisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «Vela hakkı, azad edenindir» buyurdu. Üçüncüsü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem eve girdiğinde (ocakta) çömleğin içinde et kaynıyordu. Önüne ekmek ve evde bulunan katıklar getirildiğinde, Resulullah: «Çömlekte et piştiğini görmüştüm» deyince (evdekilerin): «— Evet ya Resulallah! Fakat o et, Berîre'ye sadaka olarak verilmiştir. Sen sadaka yemezsin.» demeleri üzerine Resulullah: «— O et ona sadaka, bize de Berîre'nin hediyesidir» buyurdu. Diğer tahric: Buhari, Talak; Müslim, itk

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve b. ez-Zubeyr der ki: Adiy oğullarının Zebra adında bir cariyesi, bana cariye iken bir kölenin nikahlısı olduğunu haber verdi ve şöyle dedi: (Ben azad edilince) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı Hafsa, beni çağırtarak, «— Sana bir haber vereceğim, —Bir şey de yapmanı istemiyorum—: Kocan sana yaklaşmadan önce nikahını feshetme hakkın vardır. Şayet sana yaklaşırsa bu hakkın elinden gider» dedi. Zebra bunu işitince: «O boş olsun, sonra boş olsun, sonra boş olsun» diyerek üç talak ile kocasını boşadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Yahya b. Saîd rivayet etti: Bana, Abdurrahman'ın kızı Amre, Ensar'dan Sehl'in kızı Habibe'den nakletti: Habibe, Kays b. Şemmas'ın oğlu Sabit'in nikahlısı idi. Allah'ın Resulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazını kılmaya çıkınca, Sehl'in kızı Habibe'yi sabahın alaca karanlığında kapısının önünde beklerken buldu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona: «—Kimsin?» deyince, o da cevaben: «— Ben, Sehl'in kızı Habibe'yim Ya Resulallah!» dedi. Resu­lullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «—Neyin var?» dedi. Habibe kocası hakkında: «— Kocam Sabit b. Kays ile evli kalmamız imkansız» dedi. Kocası Sabit b. Kays gelince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona; «—Bak (zevcen) Habibe neler söylüyor» dedi. Habibe: «— Mehir olarak verdiklerinin hepsi yanımda (dilerse geri ve­ririm)» dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Sabit'e: «—Ona verdiklerini al» buyurdu. Sabit onları geri aldı. Ha­bibe kocasından ayrılarak ailesinin yanında kaldı. Diğer tahric: Ebu Davud, Talak; Nesai, Talak; îbn Mace, Talak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafî'den: Muavvez b. Afra'nın kızı Rubeyyi' amcası ile birlikte Abdullah b. Ömer'e geldiler. Ona, Rubeyyi'in Osman b. Affan zamanında kocasına mal vererek boşandığını bildirdiler. O zaman Osman b. Affan, kendisine ulaşan bu haberi hoş karşılamıştı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sehl b. Sa'd es-Saidi'den: Uveymir el-Aclanî, Ensar'dan Asım b. Adiyye gelerek şöyle dedi: «— Ya Asım, karısını yabancı biriyle yakalayan adama ne dersin, o yabancıyı öldürse, siz de (kısas olarak) onu öldürür müsünüz, ya da bu adam nasıl hareket edecek? Benim adıma bu meseleyi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a soruver.» Asım, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sorunca, Resululîah bu suallerden hoşlanmadı ve ayıpladı. Öyle ki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'dan işittikleri Asım'ın ağırına gitti. Asım evine dönünce Uveymir onun yanına gelerek: «— Ya Asım! Resulullah sana ne cevap verdi?» dedi. Asım: «— Başıma iş açtın. Resulullah sorduğum meseleden hoşlanmadı.» deyince Uveymir: «— Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a sormadan bu meselenin peşini bırak­mam» dedi. bunun üzerine Uveymir, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashapla birlikteyken yanına vardı ve dedi ki: «—Ya Resulallah, karısını yabancı biriyle yakalayan adama ne dersin, o yabancıyı öldürse siz de onu (kısas olarak) öldürür müsünüz ya da bu adam nasıl hareket edecek?» Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem cevap olarak: «— Senin ve hanımın hakkında ayet indirildi. Git hanı­mını getir» dedi. Sehl der ki: «Ben ashapla beraber Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanın­da iken onlar da lanetleştiler.» Uveymir: «— Bununla evli kalırsam ona iftira edebilirim, ya Resulullah» dedi. Resulullah ona boşamasını emretmeden üç talakla karı­sını boşadı. İbn Şihab, «bundan sonra lanetleşenler bu yolu takip ettiler» dedi. Diğer tahric: Buhari, Talak; Müslim, Lian

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer'den: Resulullah zamanında bir kişi karısıyla lanetleşti ve çocuğun kendi çocuğu olmadığını söyledi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlan birbirinden ayırdı ve çocuğu anasına verdi. Diğer tahric: Buhari, Talak; Müslim, Lian

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban'dan rivayet edildi. Muhammed b. îyas b, el-Bükeyr şöyle dedi: Zifafa girmeden adamın birisi karısını üç talak ile boşadı, sonra boşadiğı bu hanımla evlenmek istedi. Bunun üzerine (yanıma) fetva sormaya geldi. Beraberce Abdullah b. Abbas ve Ebu Hureyre'ye gittik. Meseleyi onlara sordu. Onlar: «— Kadın başka bir koca ile evlenmeden onunla evlenemezsin» dediler. O da: «— Ben onu yalnız bir talakla boşadım,» deyince İbn Abbas: «— Nimeti elinden kaçırdın,» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ataı b. Yesar, şöyle dedi: Adamın biri, Abdullah b. Amr b. el-As'a Karısı ile zifafa girmeden, onu üç talak ile boşayan başka bir şahıs hakkında (fetva) sormak için geldi. Ata der ki: «ilk defa evlenen (ve dokunulmayan) kızın talakı birdir, dedim.» Abdullah b. Amr b. el-As bana: «—Sen hikayecisin. Bir talak, onu bir talak-ı bain ile boş yapar. Üç talak ise, başka kocaya varıncaya kadar o kadını haram kılar» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman b. Avf hasta iken, karısını talak-ı bainle boşadı, (sonra da öldü). îddeti bitince Osman b. Affan, talak-ı bainle boşadığı karısını ona varis yaptı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

A'rac'dan rivayet edilmiştir: Osman b. Affan, hastayken boşadığı karılarını ibn Mukmil'e varis yaptı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Abdurrahman oğlu Rebîa'ya şöyle rivayet edildi: «Karısı, kendisini boşamasını Abdurrahman b. Avf dan istedi.» O da karısına dedi ki: «— Hayız olup temizlendiğinde bana bildir.» Hanımı, Abdurrahman b. Avf hastalanıncaya kadar hayız görmedi. (Hayız gördükten sonra) temizlenince kocasına haber verdi. Kocası da hastayken onu üç talak-ı bain ile veya bir talak ile boşadı. Fakat bu son talaktı. îddeti bitince Osman b. Affan, Abdurrahman'a karısını varis yaptı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhammed b. Yahya b. Habban der ki: «Dedem Habban'ın biri Haşimî, diğeri Ensar'dan iki hanımı vardı. Ensar'lı karısını, emzikli iken boşadı. Aradan bir sene geçti sonra dedem öldü, o hala hayız görmemişti: «— Ben hayız görmedim, kocama varis olurum» dedi. Haşimilerden olan karısıyla Hz. Osman b. Affan tarafından muhakeme edildiler. Osman, Ensar'dan olan karısının varis olduğuna karar verdi. Haşimî kadın, Hz. Osman'ın aleyhinde konuşunca, Hz. Os­man: «— Kararım, amca oğlunun yaptığına uygundur.» (Bunu söy­lerken) Ali b. Ebi Talib'i kastederek bize işaret etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Said b. Müseyyeb der ki: Şeytan bir ve iki yolcuya musallat olur. Üç kişi olursa onlara musallat olamaz. Ebu Ömer der ki: Muvatta ravilerinin ittifakıyla mürseldir. b. Asbag, Abdurrahman b. Ebi'z-Zinâd-Abdurrahman b. Harmele -Said b. el-Museyyeb - Ebu Hureyre yoluyla mevsul olarak Rivâyet eder

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Malik'e şöyle rivayet edildi: Abdurrahman b. Avf karısını boşadı. Mut'a (hediye) olarak ona bir cariye verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafî'den: Abdullah b. Ömer şöyle derdi: Gerdeğe girmeden bo­şanan ve kendisine mehir takdir edilen kadına, takdir edilen meh-rin yarısı verilir. (Mehir takdir edilmeden aynı zamanda gerdeğe girmeden) Boşanan her, kadına Mut'a vermek gerekir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Süleyman b. Yesar'dan rivayet edildi: Nüfey', Resulullah'ın hanımı Ümmü Seleme'nin Mukatebi ya da. kölesi idi. Karısı hür bir kadındı. Onu, iki talak ile boşadıktan sonra dönmek istedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'm hanımları, ona, Osman b. Affan'a gidip bu konuyu sormasını söylediler. (Hz. Osman'ın yanına giderken) ona «Derec» denen bir mahalde Zeyd b. Sabit'in elini tutmuş olarak rastladı ve (konuyu) onlara sorunca her ikisi birden: «— O sana haram oldu, o sana haram oldu,» dediler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Saîd b. el-Müseyyeb'den rivayet edildi: Nüfey', Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı Ümmü Seleme'nin Mü-katebiydi. Hür olan karısını iki talak ile boşadı. (Tekrar dönmek istediğinde) Hz. Osman b. Affan'a fetvasını sordu. O da: «— O, sana haram oldu» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhammed b. ibrahim b. el-Haris et-Teymi'den rivayet edildi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı Ummü Seleme'nin Mukatebi Nüfey, Zeyd b. Sabite fetva sordu ve dedi ki: «— Ben hür olan karımı iki talakla boşadım (tekrar ona döne­bilir miyim?)» Zeyd b. Sabit: «— O sana haram oldu» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'den: Abdullah b. Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi: «Köle, karısını iki talak ile boşarsa, (karısı) hür olsun cariye olsun, başka kocayla evlenip boşanana kadar kendisine haram olur. Hür kadının iddeti üç, cariyenin iddeti iki hayızdır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafî'den: Abdullah b. Ömer, şöyle derdi: «Bir kimse kölesi­nin evlenmesine izin verirse boşama hakkı kölenin elinde olur. Onun boşama yetkisi kısmen de olsa hiç kimsenin elinde değildir. Bir adamın küçük oğlunun cariyesi veya küçük kızının cariyesini alması caizdir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Üç kişi birarada bulunduğunda ikisi gizli konuşmasın.» Buhârî, İsti'zân, 79/45; Müslim, Selâm, 39/15, no:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İmam Malik der ki: Koca kayıpken karısını boşar; sonra karı­sına döner; fakat kocasının boşadığını öğrenip, döndüğünü öğre-nemediği için başka koca ile evlenen kadın hakkında Hz. Ömer b. Hattab: «İkinci kocası birleşsin ya da birleşmesin birinci kocası­nın ona dönme hakkı yoktur» der. İmam Malik der ki: Gurbette olanla nerde olduğu bilinmeyen hakkında duyduğum en güzel fetva budur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafî'den: Resulullah s.a.v. zamanında Abdullah b. Ömer, hayızlı iken karısını boşadı, Ömer b. el-Hattab da bu konuyu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sordu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle cevap verdi: «Ona söyle, hanımına dönsün, sonra hayzından temizlenip tekrar hayız gö­rüp tekrar temizleninceye kadar boşamasın, (iki hayızdan) sonra (ki temizlik esnasında) isterse evliliğini devam ettirir, isterse ona yaklaşmadan boşar. İşte bu, Allah (c.c.)'ın kadınları boşamayı mubah kıldığı iddet bekleme müddetidir.» Diğer tahric: Buhari, Talak; Müslim, Talak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve b. ez-Zübeyr'den: Mu'minlerin annesi Hz. Aişe, (iddet bekleyen) Ebu Bekir es-Sıddîk'ın oğlu Abdurrahman'ın kızı Hafsa'yı üçüncü hayzında kan görmeye başlayınca (kocasının evinden ailesinin yanına) gönderdi. Bu hadise, Abdurrahman'ın kızı Amre'ye anlatılınca: «—Urve doğru söylemiş, bu konuda ulema Hz. Aişe ile tartıştılar ve dediler ki: Yüce Allah kitabında «Üç kuru'» buyurdu.» Bunun üzerine Hz. Aişe: «— Doğru söylediniz (ama) Kuru'un ne olduğunu biliyor musunuz? Kuru' (hayız değil) temizlik halleridir» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Şihab der ki: Ebu Bekir b. Abdurrahman'ın şöyle dediğini işittim: «Fakihlerimizden karşılaştığım herkes, Hz.Aişe'nin dediğini söylerdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Süleyman b. Yesar'dan: Boşadığı karısını (iddeti esnasında) üçüncü hayızı görmeye başladığı bir sırada Ahvas, Şam'da öldü. Bunun üzerine Muaviye b. Ebu Süfyan, Zeyd b. Sabit'e mektup yazarak bu meseleyi sordu. Zeyd de cevaben ona şöyle yazdı: «Karısı üçüncü hayızı görmeye başlayınca boşanmış olurlar, birbirlerine de varis olamazlar.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kasım b. Muhammed, Salim b. Abdullah, Ebu Bekir b. Abdurrahman ve îbn Şihab şöyle derlerdi: «Ric'î talak ile boşanan bir kadın, üçüncü hayzına girince talak-ı bainle boş olur. Eşler birbirine varis olamazlar ve koca hanımına dönemez.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafî'den: Abdulah b. Ömer şöyle derdi: Koca karısını boşayıp, karısı üçüncü hayzını görmeye başlayınca kesin olarak boşanırlar. îmam Malik der ki: Bizce de hüküm böyledir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Fudayl b. Ebî Abduîlah'dan: Kasım b. Muhammed ile Salim b. Abdullah derlerdi ki: «Kadın boşanır da üçüncü hayzı görmeye başlarsa, talak-ı bainle boş ve başka erkekle evlenmesi helal olur.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Şihab «Boşanan bir kadının iddeti, uzun bile olsa (üç) temizlik müddetidir» derdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Yahya b. Said'den: Bir kadın Ensar'dan olan kocasından kendisini boşamasını istedi. Kocası da, «Hayız görünce bana heber ver» dedi. Kadın hayız görünce kocsına heber verdi. (Bu sefer) kocası «Temizlenince haber ver» dedi. Kadın temizlenince haber verdi, kocası da onu (temizken) boşadı. İmam Malik der ki: Bu konuda işittiklerimin en uygunu bu­dur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kasım b. Muhammed ve Süleyman b Yesar'dan: Yahya b. Said b. el-As, Abdurrahman b. el-Hakemin kızını talak-ı bainle boşadı, babası Abdurrahman kızını iddet beklemesi gereken yerden yani evinden başka bir yere taşıdı. Ümmü'l-Mu'minin Hz. Aişe, o gün Medine valisi Mervan b. Hakem'e haber gönderdi ve dedi ki: «Allah'dan kork ya Mervan, onu boşandığı eve geri getir.» Süleyman'ın rivayetine göre Mervan, «Kardeşim Abdurrahman b. el-Hakem'in kızını götürmesine engel olamadım,» dedi. Kasım'ın rivayetine göre de Mervan: «Bilmiyor musun, Kays'ın kızı Fatıma da iddeti bitmeden boşandığı kocasının evinden ayrılmıştı» deyin­ce Hz. Aişe: «Fatıma'nın durumunu buna karıştırma. (Zira kocası­nın evinde huzursuzdu)» dedi. Mervan cevaben: «Fatıma kocası­nın evinden huzursuz olduğu için aynlmışsa, bunlar arasında da yeterli huzursuzluk mevcuttur» dedi. Diğer tahric: Buharî, Talak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'den: Hz. Osman'ın torunu Abdullah'ın talak-ı bainle boşadığı karısı, İbn Nufeyl'in torunu Said'in kızı (iddetini kocasının evinde beklemeyerek) taşındı. Abdullah b. Ömer, iddeti bitmeden kocasının evinden taşınmasını hoşgörmedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'den: Abdullah b. Ömer, karısını, Resululah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı (kardeşi) Hafsa'nın evinde boşadı. Mescide giderken yolu oradan geçiyordu. Karısına dönünceye kadar, izin istemekten hoşlanmadığı için evlerin arkasındaki başka bir yoldan giderdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Yahya b. Saîd'den: Bir kadını kocası kirayla oturduğu bir evde boşaması üzerine Saîd b. Müseyyeb'e: «— Iddet müddetince evin kirasını kim verecek?» diye soruldu. Saîd b. Müseyyeb de: «— Kocası verir» dedi. Soruyu soran: «— Kocanın parası yoksa?» dedi. Saîd de: «— Karısı verir» dedi. Soran: «— Karıda da yoksa» dedi. Saîd: «— Devlet verir» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Fatıma binti Kays şöyle dedi: Kocam Ebu Amr b. Hafsa Şam'da iken, beni üç talak ile boşadı. Bana, vekili arpa gönderdi. Ben de ona sinirlendim. Bana: «—Vallahi, bizde bir hakkın yok» dedi. Ben de Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a giderek meseleyi anlattım. Resulullah: «—Nafakan kocana ait değil» dedi ve Ümmü Şerîk'in evinde iddet beklememi emretti sonra şöyle dedi: «— Ashabım Ümmü Şerîk'e (iyi bir kadın olduğundan) çok gider gelirler. (Seni görmemeleri gerek) sen, Abdullah b. Ümmi Mektum'un yanında iddet bekle» zira o amadır, onun yanında örtünü çıkarır, serbest olabilirsin. İddetin bittiğinde bana haber ver.» îddetim bitince Resulullah'a, Mua-yiye b. Ebi Süfyan ve Ebu Cehm b. Hişam'm benimle evlenmek is­tediklerini söyledim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem : «— Ebu Cehm, asasını omzundan bırakmaz (yani karı­larını çok döver ya da çok seyahat eder), Muaviye de hiç malı olmayan (cimrinin) biri, sen Üsame b. Zeyd'le ev­len» buyurdu. Ben istemedim, sonra Resulullah: «— Üsame b. Zeyd'le evlen» buyurdular. Ben de evlendim. Allah, bu evliliği hayırlı kıldı ve onunla mesud oldum. Diğer tahric: Müslim, Talak; Şafiî, Risale, no:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Şihab der ki: Üç talak ile boşanan kadın, iddeti bitinceye kadar evinden çıkmaz. Kocasından nafaka almaya da hakkı yoktur. Ancak hamile olursa, doğuruncaya kadar kocası nafakası­nı verir. îmam Malik der ki: Bize göre de hüküm böyledir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer b. el-Hattab der ki: «Boşanıp bir ya da iki hayız gördükten sonra hayız (adet) görmemeye başlayan bir kadın, dokuz ay bekler, hamile olduğu anlaşılırsa iddeti, çocuğu doğurunca biter. Hamile değilse, dokuz ayı müteakip üç ay daha bekler, sonra iddeti bitmiş olur, başka biriyle evlenebilir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Said b. Müseyyeb derdi ki: «Boşama yetkisi erkeğe, iddet beklemek de kadına aittir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer b. el-Hattab, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Mes'ud, Salim b. Abdullah, Kasım b. Muhammed, îbn Şihab ve Süleyman b. Yesar derlerdi ki: «Evleneceği kadını boşayacağına yemin eden bir kişi, yeminini bozsa, evlendiği zaman o kadım boşaması gerekir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Said b. el-Müseyyeb der ki: «Bir kadınla evlenip cinsî ilişkiye muktedir olamıyan bir kocaya bir sene mühlet verilir. (Bu bir sene içerisinde) birleşebilirse ne ala. Edemezse birbirinden ayrılırlar.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Şihab'a rivayet edildi: Sakîf kabilesinden bir kişi müslüman olduğu zaman on karısı vardı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona: «Dört karın kalsın, diğerlerini boşa» buyurdu. İbn Abdilber der ki; Muvatta ravileri ile İbn Şihab ravilerinin çoğu böyle rivayet ettiler: Tirmizî ve ibn Mace, mevsul olarak rivayet ederler. Tirmizî, Nikah; İbn Mace, Nikah

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer b. Hattab der ki: «Bir kadını kocası bir ya da iki talak ile boşadıktan sonra ona dönmez, nihayet kadın başkasıyla evlenir, o da ölür ya da kendisini boşarsa, birinci kocası tekrar o kadınla evlenebilir. Bu takdirde, o kadına geriye kaç talak kalmışsa o kadar talakla sahip olur.» İmam Malik der ki: Tatbikat bizce de ittifakla böyledir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sabit b. el-Ahnef der ki: Ben, Zeyd b. el-Hattab'ın oğlu Abdurrahman'ın bir Ümmü Veledi ile evlenmiştim. Zeyd b. el-Hattab'ın oğlu Abdurrahman'ın oğlu Abdullah beni yanına çağırdı. Gittim. Yanına girince bir de ne göreyim. Orada bir kırbaç, iki demir bukağı ve benim için hazırladığı iki köle var. Dedi ki: «Onu boşa! Yoksa Allah'a yemin ederim ki sana şöyle şöyle yaparım.» Bunun üzerine, ben de: «O bin talak ile boş olsun» dedim ve yanından çıktım. Mekke yolunda Abdullah b. Ömer'e yetiştim ve ona başıma gelenleri anlattım. Abdullah kızdı ve dedi ki: Bu (zorlandığın) için talak sayılmaz, karın sana helaldir. Ona dönebilirsin, îçim rahat etmedi, O günlerde Mekke emiri olan Abdullah b. Zübeyr'e gittim. Başımdan geçeni ve Abdullah b. Ömer'in bana dediğini ona anlattım. Bana: «Karın sana helaldir, ona dön» dedi ve Medine valisi Cabir b. el-Esved ez-Zührî'ye Abdullah b. Abdurrahman'ı cezalandırmasını ve benimle karımı serbest bırakmasını yazdı. Medine'ye dönünce Abdullah b. Ömer'i izniyle karısı Safiyye, karımı zifafa hazırladı. Sonra Abdullah b. Ömer'in düğün günü, yemeğe davet ettim. O da geldi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Dinar der ki: Ben Abdullah b. Ömer'i «li iddetihinne» kelimesine «kubul» kelimesini ilave ederek ayeti «Ey Nebi, karılarınızı boşadığınızda onları iddet esnasında boşayın»[Talak 1] şeklinde okuduğunu işittim. İmam Malik der ki: Abdullah b. Ömer, bu kıraatıyla kocanın, karısını her temizliğinde bir talak ile boşamasını kasdetmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve'den: (İslamdan önce) bir adam karısını boşayıp daha iddeti bitmeden ona dönmek istese bin talakla dahi boşasa karısına dönebilirdi. (O zaman) adamın biri karısını boşadı, iddetinin bitmesi yaklaşınca ona döndü. Sonra tekrar boşadı. Sonra da dedi ki: «Vallahi bana dönmene engel olacağım. İddetinin bitmesi yaklaşınca sana dönüp tekrar boşamakla iddetin uzayıp gideceğinden başka kocayla da evlenemeyeceksin.» Bunun üzerine yüce Allah şu ayeti indirdi: «(Vukuundan sonra tekrar karı-koca hayatına dönülebilecek) boşama iki defadır. (Sonra koca karısına dönerek) iyilikle evli kalır, ya da istediği kişiyle evlenmesi için onu serbest bırakır.»[Bakara: 229] Bunun üzerine, o günden itibaren karısını boşayan ve boşamayan herkes, eski adetlerini bırakarak Allah'ın emri üzerine hareket ettiler. Bu hadis mürseldir. Ayrıca mevsul olarak rivayeti için Tirmizi; Talak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sevr b. Zeyd ed-Dîlî'de: (Islamdan önce) kişi, karısını boşar, ihtiyacı da olmadığından onunla evli de kalmak istemez, (sırf) iddetini uzatmak suretiyle zarar vermek için ona dönerdi. Bunun üzerine Yüce Allah (c.c.) «Zarar vermek kasdıyla aşırı giderek o kadınları tutmayın, kim böyle yaparsa kendisini azaba maruz bırakır.»[Bakara: 231] buyurdu. Böylece Allah onlara nasihat ediyordu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Saîd b. el-Müseyyeb ve Süleyman b. Yesar'a sarhoşun verdiği talakın hükmü soruldu. Onlar da şöyle dediler: «Sarhoş boşarsa talakı vaki olur. Öldürürse kısas olarak kendisi de öldürülür.» İmam Malik der ki: Hüküm bizce de böyledir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Said b. Müseyyeb şöyle derdi: Bir adam karısını beslemekten aciz ise birbirinden ayrılırlar. İmam Malik der ki: Kendilerine yetişmiş olduğum Medine ulemasının görüşü de bu şekildedir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Abbas ve Ebu Hureyre'ye kocası ölen hamile kadının iddeti soruldu. İbn Abbas: «îki iddetin sonraya kalanı kadar başka kocayla evlenmesi helal olur.» dedi. Bunun üzerine Ebu Seleme b. Abdurrahman, Resulüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın hanımı Ümmü Seleme'nin yanına giderek bu meseleyi ona sordu. Ümmü Seleme dedi ki: Sübey'a el-Eslemiyye kocası öldükten onbeş gün sonra doğurdu. Onunla biri genç, diğeri yaşlı iki kişi evlenmek is­tedi. Kadının gönlü gence meyletti. İhtiyar: «daha iddetin bitmedi» dedi. ihtiyarın ailesi seyahatte idi. Dönünce başkasından önce davranarak onu kendisine almalarını rica etti. Bunun üzerine kadın Resulüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a gelip durumu öğrenmek isteyince, Resulüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «İddetin bitti evlenebilirsin. İstediğinle evlen» buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer'e kocası ölen hamile kadının iddetini sordular. Abdullah b. Ömer: «Çocuğunu doğurunca iddeti biter, evlenmesi helal olur» dedi. Ensardan biri, Abdullah b. Ömer'e, Ömer b. el-Hattab'ın şöyle dediğini söyledi: «(Bir kadın), henüz kocası teneşirde iken ve defnedilmeden de doğursa iddeti biter, ev­lenmesi helal olur.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Misver b. Mahreme'den: Sübey'a el-Eslemiyye kocası öldükten bir kaç gece sonra doğurdu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona: «İddetin bitti evlenmen helal, istediğinle evlen.» buyurdu. Diğer tahric: Buhari, Talak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Süleyman b. Yesar'dan: Abdullah b. Abbas ve Abdurrahman b. Avf'ın oğlu Ebu Seleme, kocasının ölümünden bir kaç gece sonra doğuran kadının iddeti hakkında ihtilaf ettiler. Ebu Seleme «doğurunca iddeti biter» dedi. tbn Abbas da: «îki iddetin sonraya kalanı kadar iddet bekler» dedi. Ebu Hureyre geldi ve Ebu Sele-me'yi kasdederek «Ben amcamın oğlu ile aynı görüşteyim» dedi. Bunun üzerine Abdullah b.Abbas'ın kölesi Kureyb'i, bu meseleyi serması için Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın hanımı Ümmü Seleme'ye gönderdiler. Kureyb, dönünce onlara Ümmü Seleme'nin şöyle dediği­ni bildirdi: Sübey'a el-Eslemiyye, kocasının ölümünden bir kaç gece sonra doğurunca konuyu Resulullah'a söyledi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da: «İddetin bitmiştir. İstediğinle evlen» buyurdu. Diğer tahric: Nesaî, Talak -- Yahya b. Said rivayeti için bkz. Müslim, Talak Buhari ve Müslim ile Sünen kitaplarında başka rivayetleri de vardır. İmam Malik der ki: tlim erbabı bizde halen bu görüştedirler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said el-Hudrî'nin kızkardeşi, Malik b. Sinan'ın kızı el-Fureya'mn kocası, kaçan kölelerini yakalamaya gitmiş ve «Kadum» tarafında onlara yetiştiğinde köleleri onu öldürmüşlerdi. Füreya, Hudre oğulları arasındaki ailesine dönüp döneme­yeceğini sormak için Resulullah'a gitti. Kendisi bunu şöyle anlatı­yor; Kocam bana sahibi olduğu bir ev ve nafaka bırakmadığından, (iddetimi beklemek için) Hudre oğullarındaki aileme dönüp döne­meyeceğimi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a sordum. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «Evet (ailene gidebilirsin)» buyurdu. Dönüp odaya girdiğimde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana seslendi (ya da emretti beni çağırdılar.) «—Nasıl demiştin?» buyurdu. Kendisine söylemiş olduğum kocamın hikayesini tekrarladım. «— Takdir edilen iddetin sona erinceye kadar kendi evinde bekle» buyurdu. Ben de evimde dört ay on gün bekledim. Hz.Osman b. Affan da haber gönderip benden bu meseleyi sordu­ğunda kendisine aynen bildirdim. O da buna uyarak hüküm verdi. Diğer tahric: Ebu Davud, Talak; Tirmizî, Talak; Nesaî, Talak; Şafiî, Risale, no:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Said b. el-Müseyyeb'den: Ömer b. el-Hattab, kocaları Ölen (ve iddet esnasında hacca giden) kadınları el-Beyda denilen mahalleden geri çevirir, hac yapmalarına engel olurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Yahya b. Said'e rivayet edildi. Habban'm oğlu Saib öldü. Karı­sı Abdullah b. Ömer'e gelerek kocasının Öldüğünü ve kocasının Kanat denilen yerde ekili bir tarlası olduğunu söyledi ve orada ge­ceyi geçirmesinin doğru olup olmayacağını sordu. Bunun üzerine, Abdullah b. Ömer orda kalmasına müsaade etmedi. Bu sebeple, kadın seher vakti Medine'den çıkar, sabahleyin tarlaya varır, gün boyu orada kalır, sonra akşamleyin Medine'ye gelir, geceyi evinde geçirirdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hişam b. Urve, kocası ölen ve sahrada yaşayan bir kadın hakkında: «Ailesinin indiği yere iner» dedi. imam Malik der kiıBizde de durum (fetva) böyledir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer der ki: Kocası Ölen ve üç talak ile boşanan kadın (iddet beklerken) geceyi evinden başka bir yerde geçire

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kasım b. Muhammed der ki: Yezid b. Abdülmelik Ümmü veled oldukları halde, efendileri ölüp de bir ya da iki hayız iddet bekledikten sonra evlenen kadınları dört ay on günlük iddetleri kadar kocalarından ayırdı. el-Kasım b. Muhammed: «Sübhanallah! Allah, kitabında «Sizlerden ölen ve (geride) karılarını bırakanlar» (Bakara, 234) buyuruyor. Bunlar ayette adı geçen kadınlardan değiller» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Said b. Müseyyeb ve Süleyman b. Yesar derler ki: Kocası ölen cariyenin iddeti iki ay, beş gündür

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Muhayrîz dedi ki: Mescide girdim, Ebu Said el-Hudrî'yi gördüm, yanına oturdum ve ona azil konusunu sordum. Bunun üzerine Ebu Saîd el-Hudrî şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Benî Mustalik savaşına gittik, Arap esirlerinden cariyeler aldık. Onlarla münasebette bulunmayı arzuladık, ailemizden uzak kalmıştık. azil yapmak istedik. Resulullah aramızdayken ona sormadan azil yapacağımıza, konuyu ona sorduk. «Azil yapmanızda bir mahzur yoktur. Kıyamete kadar, doğması takdir edilenler doğarlar.» buyurdu. Diğer tahric: Buhari, itk; Müslim, Nikah

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sa'd b. Ebî Vakkas'tan rivayet edildiğine göre, o azil yapıyordu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Eyyub el-Ensarî'nin Ümmü Veledi dedi ki: «Ebu Eyyüb el-Ensarî azil yapardı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'den: Abdullah b. Ömer azil yapmaz ve azli de sevmezdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr b. Gaziyye'nin oğlu el-Haccac anlattı: Ben, Zeyd b. Sabit'in yanında otururken Yemenli îbn Kahd, Zeyd b. Sabit'in yanı­na geldi ve ona dedi ki: «— Ya Ebu Said, yanımda cariyelerim var, yanıma aldığım ka­rılarım onlardan cazip gelmiyor bana. Hepsinin benden hamile kalmalarını da istemiyorum. Azil yapabilir miyim?» Zeyd b. Sabit (bana): «— Ona sen fetva ver ya Haccac!» dedi. «— Allah iyiliğini versin; biz senin yanına senden öğrenmek için oturuyoruz» dedim. Tekrar: «— Fetvayı sen ver» dedi. Ben de: «— O senin çocuk ekeceğin tarlandır. Onu ister sularsın, ister susuz bırakırsın. Ben bunu Zeyd'den duymuştum» dedim. «— Doğru» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Seleme'nin kızı Zeynep'den Humeyd b. Nafî'e şu üç hadisi haber verdim (ve) dedim ki: Babası, Ebu Süfyan b. Harb öldüğünde, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın hanımı Ümmü Habibe'nin yanına girdim. Ümmü Habibe içinde Sufre ve haluk denen ya da içinde başka kokular bulunan kutuyu istedi ve onu cariyeye sürdü (sonra yüzlerine sürdü). Sonra vallahi, benim kokuya ihtiyacım yok, ancak Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ı şöyle derken duydum: «Allah (c.c.)'ya ve kıyamet gününe iman eden bir kadın'a, bir kişinin ölümünden dolayı üç geceden fazla süslenmemesi helal olmaz. Şu kadar var ki, kocasının ölümünden dolayı kadın dört ay, on gün süslenmeyi terkeder.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeynep (binti ebi Seleme) der ki: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı olan annem Ümmü Seleme'yi şöyle derken işittim: Bir kadın Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: «Kızımın kocası öldü, gözlerinden rahatsız, sürme çekebilir mi?» dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem iki ya da üç defa «hayır» buyurdu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hepsinde «hayır» dedikten sonra «iddet süresi dört ay on gün (devam eder), sizden biri cahiliye devrinde sene başına kadar deve veya koyun pisliği atardı» buyurdu. Nafî'nin oğlu Humeyd der ki: Zeyneb'e «Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in «sene başına kadar deve veya koyun pisliği atardı» sözündeki maksadı nedir? dedim. Zeyneb de dedi ki: Kocası ölünce kadın kötü bir eve girer ve en kötü elbisesini giyer, kocasının ölümü üzerinden bir sene geçinceye kadar koku ve benzeri bir şey sürünmez, yıkanmaz ve tırnaklarını kesmezdi. Sonra o zamanki adet üzere eşek, koyun ve kuş cinsinden bir hayvan getirilir, ona dokunur ve yıkanırdı. Temizlenir, tırnakları dokunduğu şeyi öldürecek kadar uzamış olurdu. Sonra çıkar, ona bir tezek verilir, o da tezeği atardı. Böylece iddeti bitmiş olurdu. Koku ve benzeri şeyler kullanabilirdi. Diğer tahric: Buharı", Talak; Müslim, Talak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kocasının ölümünden dolayı süslenmeyen ve gözlerinden ileri derecede rahatsız olan kadına Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanı­mı Ümmü Seleme dedi ki: «— Geceleri sürme çek, gündüzleri sürmeyi sil.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Malik'e şöyle rivayet edildi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem babasının ölümünden dolayı süslenmeyi terkeden Ümmü Seleme'nin yanına girdi. Gözlerine acı bir ilaç olan sabir sürmüştü. «Bu ne? Ya Ummü Seleme!» diye sordu. «— Sabir, Ya Resulallah!» diye cevap verdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da «Onu gece sür, gündüz sil» buyurdu. Diğer tahric: Ebu Davud, Talak; Nesaî, Talak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Resulullah'ın hanımı Ümmü Seleme: «Kocasına yas tutan kadın başını zeytin yağı ve sidr ile yıkar» derdi