Sahih Muslim
...
(1) Kitāb: The Book of Faith
(1) ...
Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti. Bize Abdullah b. Numeyr ve Ebu Usame, Ubeydullah b. Ömer'den tahdis etti (H). Bize İbn Numeyr de tahdis etti. Bize babam tahdis etti. Bize Ubeydullah, Hubeyb b. Abdurrahman'dan tahdis etti. O Hafs b. Asım'dan, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki yılan'ın yuvasına çekilmesi gibi iman da Medine'ye çekilecektir. " Diğer tahric: Buhari, 1876; İbn Mace, 3111; Tuhfetu'l-Eşraf, 12266 DAVUDOĞLU İZAHI İÇİN buraya tıklayın NEVEVİ ŞERHİ (370-372 numaralı hadisler): Resulullah (s.a.v.) (371): "İslam garip olarak başladı. .. İki mescit arasına çekilecektir" buyurmaktadır. Diğer rivayette (372) de: "Şüphesiz ki iman ... çekilecektir" buyurmaktadır. Bu babtaki lafızlara gelince: (370) "Ebu Hazim, Ebu Hureyre'den" de geçen Ebu Hazim'in adı Azze el-Eşcaiyye'nin azatlısı Selman el-Eşcai'dir. Ebu Hureyre'nin adının ise yaklaşık otuz görüşün en sahih olanına göre Abdurrahman b. Sahr olduğu da geçmişti. Resulullah (s.a.v.)'in: "İslam garip olarak başladı" buyruğunda ibtida kökünden gelen "bedee: başladı" diye harekelemiş bulunmaktayız. "Tuba: Ne mutlu"nun anlamına gelince, müfessirler "tubu onlara, güzel dönüş yeri de onlarındır" (Ra'd, 29) buyruğunun anlamı hakkında farklı görüşlere sahiptir. İbn Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre sevinç ve göz aydınlığı anlamındadır. İkrime: Onlara ne güzel şeyler vardır. Dahhak: Onlar imrenilecek durumdadırlar, Katade: Onlara güzellik vardır diye açıklamışlardır. Yine Katade'den gelen rivayete göre bu, onlar hayır elde etmişlerdir, anlamındadır. İbrahim ise: Onlara hayır, şeref ve ikram vardır. İbn Aclan hayrın sürekliliği vardır, diye açıklamışlardır. Cennet diye açıklandığı gibi, cennetteki bir ağaç olduğu da söylenmiştir. İşte bütün bu açıklamalar hadisin anlamı olarak ihtimal dahilindedir. Allah en iyi bilendir. İsnatta (371) Şebabe b. Sewar da vardır. Şebabe bir lakaptır, adı Mervan' dır, açıklaması daha önce de geçmişti. Aynı hadiste Asım b. Muhammed el-Umeri'nin nesebi: Asım b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer b. Hattab -Allah onlardan razı olsun- şeklindedir. Resulullah (s.a.v.)'in (371): "Çekilir" fiili ye, hemze, kesreli re ve ze iledir. Meşhur olan budur. Bunu Metaliu'l-Envar sahibi çoğu raviden bu şekilde nakletmiş ve şunları söylemiştir: Ebu'l-Huseyn b. Serrac dedi ki: Re harfi ötrelidir. el-Kabusi ise re harfinin fethalı okunacağını nakletmektedir. Toplanır, bir araya gelir anlamındadır. Dilbilginleri ve Garibu'l-Hadis alimlerine göre meşhur olan anlamı budur. Bunun dışında pek kuwetli olmayan anlamlar da söylenmiştir. Resulullah (s.a.v.)'in: "İki mescit arası" buyruğundan kasıt ise, Mekke ve Medine mescitleridir. Diğer isnatta (372) Hubeyb b. Abdurrahman vardır. Buna dair açıklama daha önce geçmişti. Allah en iyi bilendir. Hadisin anlamına gelince: Kadı İyaz (rahimehullah) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Garip olarak" buyruğu hakkında dedi ki: İbn Ebu Uveys'in, Malik (rahimehullah)'den rivayet ettiğine göre Medine'de (böyle başladı) demektir. İslam orada garip olarak başladı ve tekrar ona dönecektir. Kadı İyaz dedi ki: Hadisin zahiri anlamın genelolduğunu ve İslam'ın birkaç sayıda kişi ve bir azınlık arasında başladığını, sonra yayılıp, güçlendiğini sonra tekrar eksilip, ihlal edileceği ve nihayet yine başladığı gibi birkaç kişi ve bir azınlık arasında kalacağı anlamındadır. Hadis-i şerifte "garip/er" ile ilgili açıklama gelmiş bulunmaktadır. Bunlar ise kabilelerden çekilip, ayrılanlardır. el-Herevi dedi ki: Bu sözleriyle yüce Allah için vatanıarını terk eden Muhacir'leri kastetmektedir demiştir. Kadı dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "O Medine'ye çekilecektir" buyruğunun anlamı, iman ilkinde de, sonunda da bu niteliğe sahiptir. Çünkü İslam'ın ilk zamanlarında imanı ihlaslı ve İslam'ı sahih olan herkes Medine' de idi. Ya orayı yurt edinmiş Muhacir idi yahut Resulullah (sallallil.hu aleyhi ve sellem)'i görmek isteyen, ondan öğrenen ve onun yakınında durmak isteyen kimselerdi. Ondan sonra halifeler zamanında da hem bu şekilde, hem de onlardan adaletli uygulamayı öğrenip, orada bulunan ashabın çoğunluğuna (Allah onlardan razı olsun) uymak için bulunurlardı. Daha sonra ise zamanın kandilleri ve hidayet imamları olan alimlerden Medine' de yaygın bulunan sünnetleri alıp öğrenmek için giderlerdi. Bundan sonraki her zamanda ve şu zamanımıza kadar Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kabrini ziyaret etmek için ve Onun önemli olaylar yaşadığı yerler ile Onun ve ashab-ı kiramın izlerinin bereketinden yararlanmak için hep oraya giderler. Kadı İyaz'ın açıklamaları bunlardır. Allah doğruyu en iyi bilendir
Referans | : | 1 374 |