Sahih Muslim
...
(13) Kitāb: The Book of Fasting
(13) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. Dediler ki: Bize İsmâîl yâni İbni Ca'fer, Ebû Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Ramazan geldimi cennet kapıları, açılır; cehennem kapıları kapanır, ve şeytanlar bukağılanır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da İbni Ebî Enes'den naklen haber verdi; İbni Ebi Enes'e de babası rivayet etmiş ki kendisi Ebû Hureyre (Radiyallahu anh)'ı şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ramazan geldimi rahmet kapıları açılır, cehennem kapılan kapanır ve şeytanlar zincirle bağlanırlar.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana, Muhammed b. Hatim ile Hûlvânî rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Ya'kûb rivayet etti. (Dediki) Bize babam, Sâlih'den, o da îbni Şihâb'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Nâfi b. Ebi Enes rivâyet etti, ona da babası rivayet etmiş. Babası, Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'ı şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ramazan girdimi...» buyurdular. Râvî hadîsi yukarki hadîs gibi nakletmiştir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da, İbni Ömer (Radiyallahû anhuma)'dan, onun da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan'ı anarak şöyle buyurmuşlar: — «Hilâl'i görmedikçe oruç tutmayın; onu görmedikçe bayram da yapmayın. Şayet hava bulutlu olursa onun miktarını hesâb edin.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Efaû Bekir b. Ebi Şeyle rivayet etli. (Dediki) Bize Ebû Üsâme rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah Nâfi'den, o da, İbni Ömer (r.a.)'dan naklen rivayet etti ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan'ı anmış da elleriyle işaret ederek: — «Ay şoyle, şöyle ve şöyledir...» buyurmuşlar. Üçüncü defasında baş parmağını yummuşlar. Müteakiben: — «Ay'ı görmek şartıyla oruç tutun; ay'ı görmek şartıyla bayram yapın. Eğer hava bulutlu olursa o ay için otuz gün taktir edin.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah bu isnâdla rivayette bulundu. Ve: «Hava bulutlu olursa ay'ı 30 gün üzerinden takdir edin.» diyerek Ebû Üsâme hadîsi gibi rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ubeydullah b. Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan bu isnâdla rivayet etti. Bu rivayette İbni Ömer şunu da söyledi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan'ı anarak: — «Bir ay yirmidokuz gündür. Ay şöyle, şöyle ve şöyledir...» buyurdular. İbni Ömer «ay'ı takdir edin.» dedi Otuz gün'ü söylemedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) Bize İsmail, Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer (Radiyallahu anhûma)'dan naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve. Sellem): — «Ay yirmidokuz günden ibarettir. Binâenaleyh siz hilâli görmedikçe oruç tutmayın, onu görmedikçe bayram da yapmayın. Eğer hava bulutlu olursa ay'ın miktarını hesab edin.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Humeyd b. Mes'adete'l-Bahili rivayet etti. (Dediki) Bize Bişr b. Mufaddâl rivayet etti. (Dediki) Bize Seleme yâni İbni Alkame, Nâfi'de.t, o da Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anhû/na)'dan naklen rivayet eyledi. İbni Ömer şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ay, yirmidokuz gündür. Hilâl'i gördünüzmü oruç tutun; onu gördünüzmü iftar edin. Eğer hava bulutlu olursa ay'ın miktarını hesâb edin.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Salim b. Abdillâh rivayet etti ki, Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anhûma) şunu söylemiş: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — «Ay'ı gördünüz mü oruç tutun; onu gördünüzmü bayram yapın. Şayet hava bulutlu olursa ay'ın miktarını hesâb edin!» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybetü'bnü Saîd ve İbni Hucr rivayet ettiler. Yahya b. Yahya (Ahberenâ); ötekiler: (Haddesenâ) tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki) : Bize İsmâîl yâni İbni Ca'fer, Abdullah b. Dinar'dan rivayet etti. O da İbni Ömer (Radiyallahu anhûma)yi şunları söylerken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ay yirmidokuz gecedir. Onu görmedikçe oruç tutmayın, onu görmedikçe bayram da yapmayın. Ancak hava bulutlu olursa o başka. Hava bulutlu olursa siz ay'ın miktarını hesâb edin.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Harun b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki) Bize Ravh b. Ubade rivayet etti, (Dediki) Bize Zekeriyyâ b. İshâk rivayet etti. (Dediki): Bize Amr b. Dinar rivayet eyledi, Kendisi İbni Ömer (Radiyallahû anhüma) 'yi şunu söylerke dinlemiş: Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Ay şöyle, şöyle v« şöyledir...» buyururken işittim; üçüncü defasında baş parmağını yumdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Haccâc b. Şâir rivayet etti. (Dediki) Bize Hasenü'l. Eşyeb rivayet etti. (Dedi kî): Bize Şeybân, Yahya'dan rivayet etti. Demişki: Bana. Ebu Seleme dâhi haber verdi, kendisi İbni Ömer (Radiyallahû anhûma)'yı şöyle derken dinlemiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi xe Sellem)'i; «Ay yirmidokuz göndür,.)» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Sehi b. Osman rivayet etti. (Dediki): Bize Ziyâd b. Abdillâh EI-Bekkâî, Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Mûsâ b. Tâlha'dan, o da Abdullah b, Ömer (Radtyallahû anhûma) 'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar: Ay söyle, şöyle ve şöyledir (Yâni) on, on ve dokuzdur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Cebele'den naklen rivayet eyledi. Cebele şöyle demiş: Ben, İbni Ömer (Radiyallahû anhûma)'yi şunu söylerken dinledim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ay şöyle, şöyle ve şöyledir.» buyurdu ve ellerini bütün parmakları ile iki defa biribirine vurdu, üçüncü defada sağ yahut sol baş parmağını kıstı
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Ukbe yâni İbni Hureys'den naklen rivayet eyledi. (Demişki): Ben, İbni Ömer (Radiyallahû anhûma)'yı şunu söylerken işittim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ay, yirmidokuz gündür.» buyurdular. Şu'be (Hadîsi rivayet ederken) üç defa ellerini birbirine kapamış, üçüncüde baş parmağını bükmüş. Ukbe: «Zannederim (ay otuz gündür) dedi ve avuçlarını üç defa birbiri üzerine kapadı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Gunder, Şu'be'den naklen rivayet eyledi. H. Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. İbnu'l-Müsennâ (Dediki): Bize Muhanuned b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Esved b. Kays'dan naklen rivayet etti. Demişki: Ben, Said b. Amr b. Saîd'den dinledim, o da İbni Ömer (Radiyallahû anhûma)'yı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'den naklen rivayet ederken işitmiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Biz Ummî bir ümmetiz. Yazıyı hesabı bilmeyiz. Ay şöyle, şöyle ve şöyledir...» buyurmuş; üçüncüde baş parmağını yummuş: «Bazen de ay şöyle, şöyle ve şöyle olur.» buyurmuş yâni otuz çeker demek istemiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana, bu hadisi Muhammed b. Hatim dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Mehdi, Süfyan'dan, o da Esved b. Kays'dan bu isnâdla rivayette bulundu. Yalnız ikinci ay için «Otuz» tâbirini söylemedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kâmil El-Cahderî rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülvâhid b. Ziyâd rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen, b. Ubeydillâh, Sa'd b. Ubeyde'den naklen rivayette bulundu; şöyle demiş: İbni Önur (Radiyallahû anhûma) bir adamı: «Bu gece ay'ın yarı gecesi dir.» derken işitti de, ona: - Sen, bu gecenin ay'ın yarısı olduğunu nereden biliyorsun? Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: «Ay şöyle ve şöyledir.» buyurdu ve on parmağı ile iki defa isnn' etti, üçüncü defasında dahî bütün parmaklarıyla işarette bulundu. Yalnız baş parmağını tuttu. Yahut geri çekti; dedi. İzah 1081 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbrarahim b. Sa'd, İbni Şihâb'dan, o da Saîd b. El-Müseyyeb'den, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Hilâl'i gordünüzmü oruç tutun, onu ğördünüzmü bayram yapın. Eğer hava bulutlu olursa otuz gün oruç tutun.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdurrahmâit b. Sellâm El-Cumahi rivayet etti. (Dediki): Bize Rabî' yâni İbni Müslim, Muhammed'den —ki İbni Ziyâd'dır.—, o da Ebû Hureyre (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet ettiki, Nebi (S.A.V.): «Ay'ı görmek şartıyla oruç tutun ve onu görmek şartıyla bayram yapın. Şayet hava bulutlu olursa sayıyı tamamlayın.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki); Bize Şu'be, Muhammed b. Ziyâd'dan naklen rivayet etti. Demişki: Ben, Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'ı şunu söylerken işittim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Ay'ı görmek şartıyla oruç tutun ve onu görmek şartıyla bayram yapın. Eğer ay'ı görmenize havanın bulutlanması mâni oluyorsa otuz günü sayın.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Bişr EI-Abdi rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah b. Ömer, Ebu'z-Zînâd'dan o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi; Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hilal’den bahsederek : «Onu gördünüzmü oruç tutun ve (yine) onu gördünüzmü bayram yapın. Eğer hava bulutlu olursa otuz günü sayın.» buyurdular. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Ebû Bekir (Dediki) Bize Vekî' Alîyyu'bnü Mübârek'den, o da Yahya b. Ebî Kesir'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir veya iki gün oruçla Ramazan'ın önüne geçmeyin. Ancak bit adam (âdet edindiği) bir orucu tutuyorsa onu tutsun.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bu hadîsi bize Yahya b. Bişr El-Hariri de rivayet etti. (Dediki) Bize Muâviye yâni İbni Sellâm rivayet etti. H. Bize İbnti'l-Müsennâ dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Âmir rivayet etti. (Dediki): Bize Hisara rivayet eyledi. H. Bize ibnü'l-Müsennâ ile İbni Ebî Ömer de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Abdülvahhâb b. Abdilmecîd rivayet etti. (Dediki) Bize Eyyûb rivayet etti. H. Bana Züheyr b. Harb dahî rivayet eyledi. (Dediki) Bize Hüseyin b. Muhammed rivayet etti. (Dediki) Bize Şeybân rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Yahya b. Ebi Kesir'den bu isnadla yukarki hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet et. (Dediki) Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki) Bize Ma'mer, Zührî'den naklen haber verdi ki; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir ay zevcelerinin yanına girmemeye yemin etmiş. Zührî şqyle demiş: Bana Urve, Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdiki, şunları söylemiş: «Saymakta olduğum yirmidokuz gece geçince Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evvelâ benden başlayarak yanıma girdi. Ben: — Yâ Resûlallah! Sen, bizim yanımıza bir ay girmemeye yemin etmiştin, hâlbuki yirmidokuz günde girdin. Ben, bunları sayıyordum; dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Ay yirmidokuz gündür;» buyurdular. İzah 1086 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. (Dediki) Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybetü'bnü Saîd dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Leys, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir ay müddetle kadınlarından ayrılmıştı. Ayın yirmi dokuzun da yanımıza çıktı (kendisine): «Bu gün yirmi dokuzdur.» dedik. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Şellem): — «Ay ancak şöyledir» diyerek ellerini üç defa birbirine çarptı. Son defasında parmaklardan birini kıstı
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hârûn b, Abdillâh ile Haccâc b. Şâir rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Haccâcü'hnü Muhammed rivayet etti. Dediki.: İbni Cüreyc şunları söyledi: Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi; o da Câbir b. Abdillâh (Radiyallahu anh)'ı şöyle derken işitmiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir ay kadınlarından ayrıldı. Nihayet yirmidokuzuncu günün sabahı yanımıza çıktı. Cemâatdan biri: — -Yâ Resûlallah! Ancak yirmidokuzuncu günün sabahın dayız. dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ay bazen yirmidokuz gün olur.» buyurdu. Sonra üç defa ellerini birbiri üzerine kapadı. İki defasında ellerinin bütün parmakları ile, Üçüncüsünde ise dokuz parmağı ile işaret etti. İzah 1086 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hârûn b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki) Bize Haccâcü'bnü Muhammed rivayet etti, (Dediki) İbni Cüreyc şunu söyledi: Bana Yahya b. Abdillâh b Muhammed b. Sayfî haber verdi. Ona da İkrimetü'bnü Abdirrahmân b. Haris haber vermiş; ona da Ümmü Seleme (Radiyallahû amha) haber vermiş ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir ay zevcelerinden bâzılarının yanına girmemeye yemin etmiş. Yirmidokuz gün geçince sabahleyin —yahut akşam üzeri— yanlarına girmiş. Kendisine: — «Yâ Nebiyyallah! Sen, bizim yanımıza bir ay girmemeye yemin etmiştin.» demişler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Bir ay yirmidokuz gün olur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh haber verdi. H. Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk yâni Ebû Asım rivayet etti. Ravh ile Dahhâk hep birden İbni Cureyc'den bu isnâdla yukarki hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. İzah 1086 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti. (Dediki) Bize İsmâîl b. Ebî Hâlid rivayet eyledi. (Dediki) Bana Muhammed b. Sa'd, Sa'd b. Ebî Vakkaas (Radiyallahu anh) 'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: ResuluIlah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir elini diğerine çarparak : «Ay şöyle ve şöyle olur.» buyurdu. Sonra üçüncü çarpışta bir parmak noksan bıraktı
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Kaasim b. Zekeriyyâ rivayet etti. (Dediki) Bize Hüseyin b. Alî, Zâide'den, o da İsmail'den, o da Muhammed b. Sa'd'dan, o da babası (Radiyallahû anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet eyledi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (elleriyle) on, on ve bir defa da dokuzu işaret ederek: «Ay şöyle, şöyle ve şöyledir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana, bu hadîsi Muhammedü'bnü Abdillâh b. Kuhzâz da rîvâyt etti. (Dediki) Bize Alîyyü'bnü Hasen b. Şakîk ile Selemetü'bnü Süleyman rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Abdullah yâni İbnil-Mübârek haber verdi. (Dediki) Bize İsmâîİ b. Ebî Hâlid bu isnâdla yukarki iki râvînin hadîsleri mânâsında bir hadîs haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbnil hucr rivayet ettiler. Yahya b. Yahya (Anberanâ) dedi; diğerleri (Haddesenâ) tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki) : Bize İsmail yâni İbni Ca'fer, Muhammed yâni İbni Ebî Harmele'den, o da Kureyb'deıı naklen rivayet etti, ki Ümmü'I-Fadl binti Haris kendisini Muâviye nezdine Şam'a göndermiş. Kureyb şöyle demiş: Şam'a varıp Ümnıü Fadl'ın hacetini gördüm. Ben, Şam'da iken Ramazan hilâli göründü. Hilâl'i cuma gecesi gördüm. Sonra Medine'ye ayın nihâyetinde geldim. Abdullah İbni Abbâs (Radiyallahu anhuma) bana bâzı şeyler sordu, sonra hilâl'den söz açarak: — «Hilâli ne zaman gördünüz» dedi. Ben : — «Biz, onu cuma gecesi gördük.» cevâbını verdim; — «Onu sen mi gördün?» diye sordu; — «Evet. Halk da gördüler ve oruç tuttular. Muâviye de oruç tuttu.» dedim. Bunun üzerine İbni Abbâs: — «Ama biz onu cumartesi akşamı gördük. Onun için de ya otuzu tamamlayıncaya yahut hilâli görünceye kadar oruca devam ediyoruz.» dedi. Ben : — «Muâviye'nin görmesi ve oruç tutmasıyla iktifa etmiyor musun?» dedim; İbni Abbâs: — «Hayır; bize Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) böyle emir buyurdu.» cevâbını verdi. Râvî Yahya b. Yahya, Kureyb'in «İktifa etmiyelim mi?» yoksa «İktifa etmiyor musun?» dediğinde şekketmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Muhamraed b. Fudayl, Husayn'dan, o da Amr b. Mürra'dan, o da Ebu'l-Bahteri'den naklen rivayet etti. Ebul-Bahteri şöyle demiş: Umre yapmak için yola çıktık. «Batn-ı nahle» denilen yere indiğimiz vakit hiiali görmeye çalıştık. Bunun üzerine cemaatdan bazıları: — «Bu ay üç günlüktür.»; diğer bazıları da: — «İki günlüktür.» dediler. Derken İbni Abbas'a tesaadüf ettik. .(Kendisine): — «Biz hilali gördük. Cemaatdan bazıları onun üç : günlük olduğunu, diğer bazıları iki günlük olduğunu söylediler.» dedik, İbni Abbas: — «Onu hangi akşam gördünüz?» diye sordu; — «Filan ve filan akşam.» dedik. Bunın, üzerine İbni Abbas ; — «Şüphesiz ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Allah, onu görülmek için ımdad etmiştir; buyurdular. O, sizin gördüğünüz geceye aittir.» cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Gunder, Şu'be'den naklen rivayet etti. H, Bize İbnü'I-Müsenna ile İbni Beşşar da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etü. (Dediki); Bize Şu'be, Amr b:. Mürra'dan naklen haber verdi. Amr söyle demiş: Ben, Ebu'I-Buhterî'yi şunu söylerken işittim: Biz (Zat-ı ırk) denilen yerde iken Ramazan hilalini gördük de İbni Abbas (Radiyallahu anh)'a sormak için bir adam gönderdik. İbni Abbas (Radiyallahu anh) şunları söylemiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz ki Allah ay'ı görülmeli için imdad etmiştir. Eğer hava buluttu olursa sayıyı tamamlayıverin.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Yezid h. Zürey Halid'den, o da Abdurrahman b. Ebî Bekrâ'dan, o da babası (Radiyallahu anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi: «İki bayram ayı noksan olmazlar, bunlar Ramazan île Zilhicce'dir» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Mu'temir b. Süleyman, İshak b. Süveyd ile Hâlid'den, onlar da Abdurrahınan b. Bekrâ'dan, o da Ebû Bekra'dan naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İki bayram ayı noksan olmazlar» buyurmuşlar. Hâlid'in hadîsinde: «İki bayram ayı: Ramazan île Zil-Hicce noksan olmazlar» denilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. İdrîs, Husayn'dan, o da Şa'bi'den, o da Adiyy b. Hatim (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti, Adiyy şöyle demiş: (Sizin için fecrin beyaz ipliği siyah ipliğinden seçilinceye kadar yiyip için [ Bakara-187 ] âyeti kerimesi nâzil olunca Adiyy b. Hâtim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: «Ya Resûlallah Ben, yastığımın altına bir beyaz, biri siyah iki ip koydum. (Bununla) geceyi gündüzden seçiyorum.» dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Senin yastığın pek genişmiş, Bu beyaz iplikle siyah iplik gecenin karanlığı ile gündüzün aydınlığından ibarettir.» buyurdular. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîri rivayet etti. (Dediki) Bize Fudayl b. Süleyman rivayet etli : (Dediki) Bize Ebû Hazım rivâyet etti. (Dediki) Bize Sehl b. Sa'd rivayet eyledi. (Dediki) Şu (size ak İplik kora İplikten seçilinceye kadar yiyin için) [Bakara 187] âyeti nazil olunca bazı kimseler bir beyaz bir de siyah iplik alarak bunları birbirinden seçinceye kadar yemeye devam ederdi. Nihayet Allah (Azze ve Celle) (Fecirden) kavl-i kerîmini indirerek bundan muradı beyân eyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Sehl Et-Temimi ile Ebû Bekir b. İshâk rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize İbni Ebî Meryem rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Gassâıı haber verdi. (Dediki) Bana Ebû Hâzim, Sehl b. Sa'd (Radiyallahu anh )'dam naklen rivayet etti. Sehl şöyle dedi, Şu ayet (yani): (Size ak iplik kara iplikten seçilinceye kadar yiyin, için) kavl-i ilâhisi nazil olunca bazı kimseler oruç tutmak istedimi her biri ayaklarına bîr siyah bir de beyaz iplik bağlarlar da, bu iplikleri birbirinden seçinceye kadar yiyip içmeye devam ederlerdi. Bundan sonra Allah (Fecirin) kavlini indirdi. Bu suretle Allah'ın bu âyetten gece ile gündüzü ımırâd ettiğini anladılar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh rivayet » ettiler. (Dediler ki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteyhetü'bnü Said de rivayet etti. (Dediki) Bize Leys, ibni Şihâh'dan o da Salim b. Abdîllah'dan, o da Abdullah (Radiyallahu anh)'dan o da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet eyledi, şöyle buyurmuşlar : (Bilâl geceleyin ezan okur, İmdi siz ibru Ummü Mektum'ün ezanını İşitinceye kadar yiyip için.»)
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize ibni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus ibni Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillah'dan o da Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anhuma)'dan naklen haber verdi. Abdullah şöyle demiş: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i : «Gerçekten Bilâl geceleyin ezan okuyor. Binâenaleyh siz ibni Ummü Mektâm'un ezanını işitinceye kadar yiyip için.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize ibni Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah, Nâfi'den o da ibni Ömer (Radiyallahu anhûma)'dan naklen rivayet eyledi, şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'în, biri Bilâl, diğeri â'mâ ibni Ümınü Mektûm olmak üzere iki müezzini vardı. Bir defa ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz ki Bilâl geceleyin ezan okur, Binâenaleyh siz ibnî Ummü Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyip için.» buyurdular. Halbuki ikisinin ezanı arasında, ancak birinin inip diğerinin (minareye) çıkacağı kadar fasıla bulunurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize yine ibni Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize UbeyduIIah rivayet etti. (Dediki) Bize Kaasim, Aişe (Radiyallahû anha)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadisin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Üsâme rivayet etti. (Dediki) Bize Abde haber verdi. H. Bize İbnu'l-Müsennâ dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Hanımad b. Mes'ade rivayet eyledi. Bu râvilerin hepsi Ubeydullah'dan her iki isnâdla İbni Numeyr hadisi gibi rivayette bulundular. İzah Bu hadisi Buhari «Kitâbu's-Savm»'de tahric etmiştir. El-Mühelleb diyor ki: «Bu hadisin muhtelif lafızlarından anlaşıldığına göre Hz. Bilal'in vazifesi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in emrettiği vakitte geceleyin ezan okumakmış. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu, namaz kılan namazı kessin, uyuyan uyansın da sahur yemeğini yememişse yesin, diye yapmıştır. Bütün bunları Hz. İbni Mes'ud, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den rivayet etmiştir. Ashâb-ı kiram, Hz. Bilâl'in ezanından sonra sahur yerlerdi. Hadis-i şerif, Abdullah İbni Ümmu Mektûm ezanının Bilâl (Radiyallahü anh)'ın ezanına yakın olduğuna delildir. Hadisin bâzi rivayetlerinde «İbni Ümmü Mektûm'a: — Sabahladın, sabahladın, denilirdi.» cümlesi vardır. Bu gösteriyor ki: Ibni Ümmü Mektûm Hazretleri fecrin doğmasına yakın yahut fecir doğarken ezan okumağa dikkat eder, vakti bildirmek için Hz. BilâI'in ezanı ile iktifa etmezmiş. Zira Hz. Bilâl ezanını muhtelif vakitlerde okurmuş. Bu hadisde «Birinin inip diğerinin (minareye) çıkacağı kadar fasıla bulunurdu.» denilmesi bazı zamanlardaki müşâhadeye mebnîdir. Çünkü ezanı her gece aynı vakitte okusa Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun ezanı ile iktifa eder: «îbni Ümmü Mektum ezan okuyuncaya kadar yiyip için.» buyurmaz, «Bilâl ezanı bitirdimi, yiyip içmeyi kesin.» emrini verirdi. îbni Ümmü Mektûm a'ma bir zât idi. Bu sebeple vaktin geldiğini kendisine haber veren bir adamı bulunması muhtemeldir. Çünkü böyle biri bulunmasa vaktin geldiğini ekseriya bilemezdi. îbni Vehb'in, Yûnus tarikiyle İbni Şihâb'dan, onun da Salim 'den naklettiği bir rivayet de bu ihtimali teyid eder. Mezkur hadisde: ‘’Îbni Ümmü Mektûm gözü görmez bir zât idi. Cemâat kendisine fecir doğdukta (ezanı oku.) demedikçe ezan okumazdı.’’ denilmektedir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. harb rivayet etti. (Dediki) Bize İsmail b. İbrahim, Süleymân-i Teymi'dcn, o da Ebû Osman'dan, o da İbni Mes'ûd (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti. İbııî Mes'ûd şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Sizden hiç birinizi Bilâl'ın ezanı -yahut Bilâl'in nidası- sahurundan menetmesin. Çünkü o namaz kılanınıza namazı kestirmek ve uyuyanınızı uyandırmak için geceleyin ezan okur -yahut nida eder.» buyurdu. Ve elini doğrultarak kaldırdı da : «Fecir şöyle ve şöyle olmakla değil, şöyle oluncaya kadardır.» buyurdu ve iki parmağını araladı
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Hâlid yâni Ahmar, Süleymân-i Teymi'den bu isnâdla rivayette bulundu. Yalnız o şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) parmaklarını topladı, sonra onları yere doğru çevirerek: — Şu şekilde oldu aydınlık fecir değildir. Fecir şöyle olandır, buyurdu ve iki şahadet parmağını birbiri üzerine koyarak ellerini uzattı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Mu'temir b. Süleyman rivayet etti. H. Bize İshak b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki) Bize Cerîr ile Mu'temir b. Süleyman ikisi birden Süleymân-ı Teymî'den bu isnadla haber verdiler. Mu'temir'in hadîsi: «Uyuyanınızı uyandırır, namaz kılanınızı da namazını kestirir.» cümlesinde sona erer. İshâk dedi ki: «Cerir kendi rivayetinde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fecri kastederek: Şöyle olmak değil, böyle olmaktır. Yani fecir genişliğine görünen aydınlıktır, uzunluğuna z'hur eden aydlınlıkdeğildir.» buyurdu.) dedi.» İzah 1094 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülvâris, Abdullah b. Süvâdete'l-Kuşeyri'den naklen rivayet eyledi. (Demişki): Bana babam rivayet etti, o da Semûratü'bnü Cündeb'i şunu söylerken işitmiş: Ben, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i : «Sakın sizden birinizi ne Bilâl'ın nidası ne de yayılmadıkça şu aydınlık sahurdan menetmesin.» buyururken dinledim
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) Bize İsmail b. Uleyye rivayet eyledi. (Dediki): Bana Abdullah b. Sevâde, babasından, o da Semûratü'bnü Cündeb (Radiyallahu anh) 'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Sakın bizi ne Bilâl'in ezanı ve sahabın direk gibi görünen aydınlığına işaretle- ne de şu beyazlık şu şekilde dağılmadikça aldatmasın.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu'r-Rabi' Ez-Zehrâni rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. Sevadete'I-Kuşeyri, babasından, o da Semuratü'bnü Cündeb (Radiyalîahu anh)'dan naklen rivayet eyledi, şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Sakın ne Bilâl'ın ezanı ne de ufukda şöyle görünen uzun aydınlık Şu şekilde yayılıncaya kadar sahurunuzdan sizi aldatmasın.» buyurdular. Hammâd bunu iki eliyle göstererek genişliğine zuhur eden aydınlığını anlatmak istediğini hikâye etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti (Dediki) Bize Şu'be, Sevâde'den naklen rivayet eyledi. (Demişki): Ben, Seınuratu'bnü Cündeb {Radiyalluhu anh)'ı hutbe okuyarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet ederken dinledim: «Sizi ne Bilâl'ın nidası ne de fecir görününceye kadar -Yahut fecir yarılıneaya kadar görülen şu aydınlık aldatmasın»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadisi İbnü'l-Müsennâ dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Davud rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be haber verdi. (Dediki): Bana Sevadetü'bnü Hanzalete'l-Kuşeyri haber verdi, Senuıratü'hnü Cündeb (Radiyallahu anh)'ı Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu... derken dinledim, diyerek bu hadisi anlattı. İzah İbni Mesûd (Radiyallahu anh) hadîsini Buhâri «Ezan» ve «Talâk» bahislerinde, Ebû Dâvud , Nesâi ile İbni Mâce «Kitâbu's-Savm» da tahrîc etmişlerdir. Hz. Bilal'in geceleyin ezan okuması sabahın yaklaştığım bildirmek içindir. Tâki teheccüd namazı kılanlar namazı keserek biraz uyusunlar da, sabah namazına neşatla kalksınlar, uyuyanlar da uyanarak azcık teheccüd namazı kılsınlar yahut sahur yemeği yesinler, sonra yıkanarak veya abdest alarak sabah naanazına hazır olsunlar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mübarek eliyle işaret ederek gösterdiği birinci fecirden murâd Fccr-i Kâzib yâni alaca karanlıktır. Bunun hakikati ufukta yukarıdan aşağı doğru sarkan bir aydınlıktır. Sonra tekrar kaybolur. Fecr-i Kâzib geceden sayılır. Onunla sabah namazının vakti girmiş sayılmaz. O anda sahur yemeği yenilebilir. RcsûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikinci işareti ile Fecr-i Sadık'ı yâni hakiki tanyeri ağarmasını göstermiştir. Bunun mâhiyeti aydınlığın ufukta genişliğine yayılmasıdır. Bu aydınlık sabahı bildirir. Onunla sabah namazının vakti girer
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Hüseyin, Abdullaziz b. Süheyl'den, o da Enes'den naklen haber verdi. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb, İbni Uleyye'den, o da Abdülazîz'den, o da Enes (Rcdiyallahu anh)'dan naklen rivayet ettiler. H. Bize Kuteyebtü'bnü Said dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne, Katâde ile Abdülazîz b. Süheyb'den, onlar da Enes (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti, Enes şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sahur yeyin. Çünkü sahurda bereket vardır.» buyurdular. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Leys, Musa b. Uley'den, o da babasından, o da Amrü'bnü'l-As'dan naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucu orasında hudut, sahur yemeğidir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe hep birden Veki'den rivayet ettiler. H. Bana, bu hadîsi Ebu't-Tahir dahi rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. Her iki râvi Musa b. Uley'den bu isnadla rivayette bulunmuşlardır. İzah 1097 de Eğer 1095’i okumadı iseniz okuyun
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Veki', Hişam'dan, o da Katade'den, o da Enes'den,: o da Zeydü'bnü Sabit (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti, şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte sahur yedik. Sonra namaza kalktık.» Râvi diyor ki: «Ben, sahur ile namazın arasında ne kadar müddet vardı? diye sordum. Zeyd: — Elli âyet, cevabını verdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki) Bize Yezîdü'bnü Harun rivayet eyledi. (Dediki) Bize Hemmam haber vefdi. H. Bize İbnu'l-Müsenna da rivayet etti. (Dediki) Bize Ömerü'bnü Âmir rivayet etti. Her iki râvi Katade'den bu isnadla rivayette bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülaziz b. Ebi Hâzim, babasından, o da Sehlü'bnü Sa'd (Radiyallahu anh) dan naklen haber verdi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «İnsanlar iftarı acele yapmaya devam ettikleri müddetçe hayırla yaşamakta dâimdirler.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Kuteybe dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Ya'kub rivayet eyledi. H. Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrahman b. Mehdi, Süfyan'dan naklen rivayet eyledi. Bu ravilerin ikisi de Ebû Hâzim'den o da Sehlü'bnü Sa'd (Radiyallahu anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den yukarki hadîsin mislini rivayet etmişlerdir, İzah 1099 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ehû Kureyb Muhammed b. A'la rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Umaratu'bnu Unıeyr'den, o da Ebû Atiyye'den naklen haber verdi Ebû Aleyye şöyle demiş: Ben ve Mesrûk Âişe'nin yanına girdik de: — «Ey Mu'minlerin annesi, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından iki adam varki, birisi hem iftarı acele ediyor hem de namazı acele kılıyor. Diğeri iftarı da namazı da te'hir ediyor.» dedik Aişe — «Bunların hangisi hem iftarda hem namazda acele davranıyor ? diye sordu, Biz: — «Abdullah yâni İbni Mes'ud.» cevâbını verdik. Âişe — «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) işte böyle yapardı.» dedi. Ebû Kureyb: «Diğeri de Ebû Musa.» ifâdesini ziyâde etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Ebî Zaide, A'meş'den, o da Umâra'dan, o da Ebû Atiyye'den naklen haber verdi. Ebu Atiyye şöyle demiş: Ben ve Mesrûk Âişe (Radiyallahu anha)'nın yanına girdik. Mesruk ona şunu söyledi: — «Muhammed (Sallalluhu Aleyhi ve Sellem)'ın ashabından iki adam var ki, bunların ikisi de luıymhm geri kalınıyorlar. Biri akşam namazı ile iftarda acele davranıyor, diğeri hem akşamı hem iftarı te'hir ediyor. Âişe : — «Akşam namazı île iftarda acele davranan kimdir?* diye sordu, Mesrûk : — «Abdullah'dır.» cevabını verdi. Bunun üzerine Âişe : — «ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) işte böyle yapardı.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Kureyb ve İbni Numeyr rivayet ettiler. Hepsinln lâfizları birdir. Yahya: «Bize Ebû Muâviye haber verdi. dedi, İbni Numeyr: «Bize babam rivayet etti.», Ebû Kureyb ise «Bize Ebû Usâme rivayet etti.» dediler. Bu râviler toptan Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âsim b. Ömer'den, o da Ömer (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayette bulundular. Ömer (Radiyallahu anh) şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gece geldi de gündüz gitti ve güneş kayboldu mu oruçlu iftar eder.» buyurdular. İbn-i Numeyr: «Fakat» kelimesini zikretmedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Hüseyni, Ebû İshâk-ı Şeybânî'den, o da Abdullah b. Ebî Evfâ (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazan ayında bir seferde bulunuyorduk. Güneş Kavuşunca ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — «Ya fulân, (Hayvanından in de bize karıştırma yap. buyurdu. O — «Yâ Resûlallah, henüz üzerinde gündüz var.» dedi. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (tekrar) : — «İn de bize karıştırma yap.» buyurdular. Bunun üzerine o zât hayvanından inerek karıştırmayı yaptı ve ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ondan içti. Sonra eliyle işaret ederek : — «Güneş, şuradan battı, gece de şuradan geldi mi, oruçlu iftar eder.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Aliyyü'bnü Müshir ile Abbad b. Avvâm, Şeybaniden, o da İbni Ebi Evfâ (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet ettiler. İbni Ebî Evfâ şöyle demiş: Bir seferde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber bulunuyorduk. Güneş kavuşunca Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir zat'a: ; — «İn de bize karıştırma yap.» buyurdu. O zat: — «Ya Resûlallah, Akşamlasaydın (daha iyi olmaz mıydı?) dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (tekrar) : — «İn de bize karıştırma yap.» buyurdu. O zât (Yine) : — «Üzerimizde henüz gündüz var.» dedi, müteakiben (hayvanından) inerek karıştırmasın yaptı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu içti, sonra eliyle şark tarafına doğru işaret ederek: — «Gecenin şuradan geldiğini gördünüz mü oruçlu iftar eder.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Kâmil rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülvâhid rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman-ı Şeybani rivayet eyledi. (Dediki) Ben Abdullah b. Ebî Evfâ (Radiyallahu anh)'ı şunu söylerken işittim : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yolculuk ettik, kendisi oruçluydu, güneş kavuşunca: «Yâ fülân, in de bize karıştırma yap.» buyurdu. Râvi hadîsi İbnî Müshir ile Abbâd b. Avvâm rivayetleri gibi nakletmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Ebi Ömer rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyân haber verdi. H. Bize ishâk rivayet etti. (Dediki) Bize Cerîr haber verdi. Bu ravilerin ikisi de Şeybâni'den, o da İbni Ebi Evfâ'dan naklen rivayet etmişlerdir. H. Bize Ubcydullah b. Muâz dahî rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet eyledi. H. Bize İbnü'l-Mtisennâ da rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Cafer rivayet eyledi. İkisi de dediler ki : Bize Şu'be, Şeybâni'den, o dit İbni Ebî Evfâ (Radiyallahu anh) 'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen İbni Müshir ile Abbâd ve Abdulvâhid hadîsleri mânâsında rivayette bulundu. Bu râvilerden hiç birinin hadîsinde «Ramazan ay'ı ve «Gece şura dan geldi mi» ifâdeleri yoktur. Bunlar yalnız Hüseyin'in rivayetinde vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Malik'e, Nafi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer (Radiyallahû anhûm)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) visal orucunu yasak etti, Ashâb: — «Ama sen visal yapıyorsun.» dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ben, sizin gibi değilim, çünkü ben (Rabbim tarafından) doyurulur ve sulanırım.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebi Şeybe de rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti, H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda visal yapmış, (Onu görünce) halk da visal yapmışlar. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları bundan menetmiş. Kendisine : — «Ama sen visal yapıyorsun.» diyenler olmuş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ben sizin gibi değilim. Çünkü ben doyurulur ve sulanırım.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Abdülvâris b. Abdissamed rivayet etti. (Dediki) Bana babam, dedem'den, o da Eyyûb'dan, o da Nafî'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu Hadîsin mislini rivayet etti. Yalnız, «Ramazan'da» kaydını söylemedi. Bu hadisi Bubâri «Kitâbu's-Savm» in bir-iki yerinde tahric etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yunus, İbni Şihab'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Ebû Selemetü'bnü Abdirrahman rivayet etti, ki Ebû Hureyre (Radiyallahu anh) şunları söylemiş : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) visal'den nehiy buyurdu. Bunun üzerine müslumanlardan bir zât: — Ama sen visal yapıyorsun yâ Resûlallâh, dedi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Benim gibi hanginiz olabilir? Ben Rabbim beni doyurup sulayarak gecelerim.» buyurdular. Ashâb visalden vaz geçmekten imtina edince Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara bir gün, sonra bir gün daha visal yaptırdı, bilahare hilali gördüler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) visalden vaz geçmeyi kabul etmediklerinden dolayı (Kendilerine) bir ders-i ibret verircesine : Şayet bu hilal geçikse idi size daha ziyâde visal yaptıracaktım.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Htrb ile İshâk rivayet ettiler. Züheyr (Dediki) Bize Cerîr, Umarâ'dan o da Ebû Zür'a'dan, o da Ebû Hureyre (r.a.)'dan naklen rivayet eyledi Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Visal'den sakının.» buyurdu. Aslıâb : — Ama sen visal yapıyorsun ya Resûlallah, dediler. Resülûllah: — «Şüphesiz ki bu hususta siz benim gibi değilsiniz. Zîra ben, Rabbim beni doyurup sulayarak geceliyorum. Siz gücünüzün yeteceği amelleri üzerinize alın» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Muğire, Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rec'den, o da Ebû Hureyre (Radiyallahu anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet eyledi. Yalnız O: «Takat getirebileceğiniz şeyleri yüklenin.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti (Dediki) Bize A'meş, Ebû Sâlih'den o da Ebû Hureyre (Radiyallahu anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet eyledi ki, Visal'den nehi buyurmuşlar... Râvi Umara'nin Ebû Zür'a'dan rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) Bize Ebu'n-Nadr, Haşim b. Kaasim rivayet etti. (Dediki) Bize Süleyman, Sâbit'den, o da Enes (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi. Enes şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda namaz kılıyordu, ben de gelerek yanıbaşına (namaza) durdum. Başka bir adam gelerek o da durdu. Neticede bir cemâat olduk. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benim arkasında olduğumu hissedince namazda kısaltma yapmaya başladı. Sonra evine girdi, (orada) öyle bir namaz kıldı ki, onu bizim, yanımızda kılmadı. Sabahladığımız vakit kendisine: — «Akşam (arkanda) biz olduğumuzu anladın mı?» diye sorduk. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Evet, yaptığım tahfife beni sevkeden budur.» buyurdular. Müteakiben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) visal orucu tutmaya başladı. Bu iş ayın sonuna tesaadüf etmişti. Derken ashabından bir takım adamlar da visal orucuna başladılar. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bazı adamlara ne oluyor ki visal yapıyorlar? şüphesiz siz benim gibi değilsiniz. Bana bakın, Vallahi eğer ay uzamış olsaydı size öyle bir visal orucu tuttururdum kî bu işin derinliğine dalanlar ondan vazgeçerlerdi.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Asım b. Nadr Et-Teymî rivayet etti. (Dediki) Bize Hâlid yani İbni'l-Hâris rivayet eyledi. (Dediki) Bize Humeyd, Sâbit'den, o da Enes (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti, şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan ayının başında visal orucu tuttu. (Onu görünce) müslümanlardan bazı kimseler de visal yaptılar. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duyunca : — «Bu ay bize uzamış olsa öyle bir visal yapardık ki : bu işin derinliğine dalanlar ondan vazgeçerlerdi. Şüphesiz kî sız benim gibi değilsiniz — yahut şüphesiz ki ben sizin gibi değilim.— Çünkü ben, Rabbim beni doyurup suladığı halde yaşarım.» buyurdular. İzah 1105 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim ile Osman b. Ebî Şeybe hep birden Abde'den rivayet ettiler, İshâk (Dediki) Bize Abdetü'bnü Süleyman, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine acıdığı için kendilerini visal orucundan nehiy buyurdu. Ashâb : — «Ama sen de visal yapıyorsun.» dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ben, sizin gibi değilim. Çünkü beni Rabbim doyurur sular.» buyurdu. İzah Enes hadîsini Buhâri «Kitâbu't-Temenni» de ve biraz lafız farkıyla «Kitâbu's-Savm» da, Âişe hadîsini «Kitâbu's-Savm» da tahrîc ettiği gibi Âişe hadîsini Nesâi dahi «Kitâbu's-savm» da rivayet etmiştir. İbnü'l-Arabî diyorki: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabına visal orucu tutmak için müsaade buyurması, onlara bir cezadır. Ceza tarikiyle verilen müsaade ise şeriattan değildir.» Teammuk: Teklif edilmeyen bir şeyi yapmağa çalışmak, bir şey'in derinliğine dalmaktır. Bu rivayetler dahi mânâ ve hüküm itibârı ile yukarkiler gibidir. Enes (R.A.) hadisinde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ramazanın başında visâl orucu tuttu.» denilmiştir. Müslim'in ekser-i nüshalarında rivayet bu şekildedir. Kaadî İyâz dahi ekser-i nüshalardan bu hadisi aynı şekilde nakletmiş fakat bunun râvi tarafından bir vehim olduğunu söylemiştir. Doğrusu Ramazan ayının sonunda visal yapmış olmasıdır Müslim'in bâzı râvileri onu bu şekilde de rivayet etmişlerdir. Nitekim bundan önceki rivayetlerle sair hadîslerde de hal böyledir. «Zaile» fiili: bir şey'i gündüz yapmak mânâsında kullanılır. Bunun zıddı «Bate» yani «gece yaptı» fiilidir. Fiil bu mânâya alındığı takdirde hadîs-i şerif: «Rabbim bana gündüzün yemiş içmiş gibi kudret ve tâkat verir.» mânâsına te'vil olunur ki Nevevî: «Sahih olan mezheb de budur.» diyor. Ancak bu keilmeden «olmak» mânası da kastedilmiş olabilir. Bu takdirde mâna «Ben Rabbimin beni doyurup suladığı halde olurum:» demektir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Aliyyü'bnü Hucr rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyan, Hişam b. Urve’den, o da babasından, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Âişe : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu iken kadınlarından bazısını öperdi, demiş sonra gülmüş.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Alîyyü'bnü Hucr Es-Sa'di ile İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. Dediler ki : Bize Süfyan rivayet etti. (Dediki) Abdurrahman b. Kaasim'e: — Sen, babanı Âişe (Radiyallahû anha) 'dan naklen Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in oruçlu olduğu halde onu öperdiğini rivayet ederken işittin mi? dedim, Abdurrahman biraz sustu, Sonra: — «Evet» cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Aliyyü'bnü Müshir, Ubeydullah b. Ömer'den o da Kaasim'den, o da Âişe (Radiyallahû anha) 'dan naklen rivayet etti, Âişe şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu olduğu halde beni öperdi. Anra sizin hanginiz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in nefsine hakim olduğu gibi kendine malik olabilir?»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Yahya (Ahberanâ), Ötekiler (Haddesenâ) tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki) : Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Esved ile Alkame'den, onlar da Aişe (Radiyallahû anha) dan naklen rivayet ettiler. H. Bize Şuca' b. Mahled dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b. Ebi Zaide rivayet etti. (Dediki) Bize A'meş, Müslim'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Aişe şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu olduğu halde öper, oruçlu iken mübaşerette bulunurdu. Lakin içinizde nefsine en ziyade hâkim olan o idi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Aliyyu'bnü Hucr ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Sufyân, Mansûr'dan o da İbrahim'den, o da Alkame'den, o* da Âişe (Radiyallahû anha)'dan rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhî ve Sellem) oruçlu iken öpermiş. (Aişe) : «O, içinizde nefsine en ziyâde hâkim olanınızdı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet eyledi. (Dediki); Bize Şube, Mansur'dan, o da İbrahim'den, o da Âlkame'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu iken mubaşerette bulunurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. eI-Müsenna rivayet etti. (Dediki); Bize Ebû Asim rivayet etti. (Dediki) İbni Avn’ı, İbrahim'den, o da Esved'den hadisi rivayet ederken dinledim, Esved şöyle demiş: Ben ve Mesrûk, Aişe (r.a.)'ya giderek, ona: — «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu iken mübaşerette bulunur muydu?» diye sorduk. Aişe: — «Evet, lâkin o sizin nefsine en ziyâde hâkim olanınız —yahut nofsîne en ziyâde hâkim olanlarınızdan — idi.» cevabını verdi. Râvi Ebû Asım burada şekketmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana, bu hadîsi Ya'kub-u Devrakî de rivayet etti. (Dediki) Bize İsmail İbni Avn'dan, o da İbrâhim'den, o da Esvcd ile Mesrûk'dan naklen onlların ümmü'l-Müminin Hazretlerine sormak için yanına girdiklerini rivayet etti ve hadîsi yukarki hadîs gibi anlattı
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Hasenü'bnü Musa rivayet etti. (Dediki) Bize Şeybân, Yahya b. Ebî Kesir'den, o da Ebû Seleme'den naklen rivayet eyledi. Ebû Seleme'ye Ömerü'bnü Abdilaziz, ona da Urvetü'bnü Zübeyr, ona da Ümmü'l-Müminin Aişe (Radiyailahû anha) haber vermiş ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu olduğu halde kendisini öpermiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Yahya b. Bişr El-Harîri rivayet etti. (Dediki) Bize Muâviye yani İbni Sellâm, Yahya b. Ebi Kesİr'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahyâ b. Yahya ile Kuteybetü'bnü Smd ve Ebû Bekir Ebî Şeybe rivayet îttiler. Yahya (Ahberana), ötekiler (Haddesena) tabirlerini kullandılar. (Dedilerki): Bize Ebu'l-Ahvâs, Ziyad b. ılâka'dan, o da Amr b. Meymûn'dan, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi, Aişe: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruç ayında öperdi.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Baha Muhammedü'bnü Hatim rivayet etti. (Dediki) Bize Behz b. Esed rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Bekr-i Nehşeli rivayet eyledi. (Dediki) Bize Ziyad b. ılâka, Amr b. Meymûn'dan, o da Âişe (Radiyallahû anha) 'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş : «Rosûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda oruçlu iken öperdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Beşşar rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrahman rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyan, Ebu'z-Zinad'dan, o da Aliyyü'bnü Hüseyin'den, o da Aişe (r.a.)'dan naklen rivayet eyledi ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu iken öpermiş. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahyâ ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Yahya (Ahberanâ), ötekiler (Haddesenâ) tabirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den o da Müslim'den, o da Şüteyr b. Şekel'den, o da Hafsa (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet etti. Hafsa: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu iken öperdi.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebu'r-Rabi' Ez-zehrâni rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Avâne rivayet eyledi. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim de Cerîr'dcn bunların ikisi de Mansûr'dan, o da Müslim'den o da Şuteyr b. Şekel'den o da Hafsa (Radiyallahû anha)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadisin mislini rivayet etmişlerdir. İzah 1108 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harun b. Said El-Eyli rivayet etti. (Dediki) ; Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki) Bana Amr yani İbni Haris, Abdürabbih b. Saîd'den, o da Abdullah b. Ka'b EI-Himyerî'deii, o da Ömer b. Ebî Seleme'den naklen haber verdi. Ömer, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e: — «Oruçlu bîr kimse öpebilir mi?» diye sormuş, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona Ummü Seleme'yi işaret ederek — «Buna sor,» cevabını vermiş. Ümmü Seleme de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu işi yapardığını ona haber vermiş. Bunun üzerine Ömer (Radiyallahu anh); — «Ya Resûlallah, Allah senin gelmiş geçmiş bütün günahlarını affetmiştir.» demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : — «Dikkat et, Vallahi Allah'a karşı en ziyâde ehl-i takva olanınız ve ondan en ziyade korkanınız şüphesiz ki benim.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b. Saîd, İbni. Cüreyc'den naklen rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Rafi' de rivayet etti. Lafız onundur. (Dediki) Bize Abdurrazzak b, Hemmara rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki) Bana Abdülmelik b. Ebi Bekir b. Abdirrahman, Ebu Bekir'den naklen haber verdi. Ebu Bekir şöyle demiş: Ebu Hureyre (Radiyallahu anh)'ı kıssa ederken dinledim, kıssasında şunları söylüyordu: «Bir kimse cünüb olarak sabahlarsa oruç tutmasın.» Ben, bunu (Babam) Abdurrahman b. Haris'e anlattım Babam bunu kabul etmedi. Bunun üzerine (Babam) Abdurrahman kalktı gitti. Onunla beraber ben de gittim. Nihayet Aişe ile Ümmü Seleme (Radiyallahu anhuma)'nın. yanlarına girdik. (Babam) Abdurrahman bu mes'eleyi onlara sordu. İkisi birden ; — «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bazen ihtilamdan başka bil sebeple cünüb olarak sabahlar, sonra oruç tutardı.» dediler. Oradan giderek Mervan'ın yanına girdik. Babam bu mes'eleyi ona da andı. Mervan : — «Ben, sana, Ebu Hureyre'ye giderek söylediklerini kendisine iade etmeni kat'iyyetle emrediyorum.» dedi. Bunun üzerine Ebu Hureyre'ye geldik. Ebu Bekir (yani Ben) bütün bunlara şahid olmuştur. (Babam) Abdurrahman, konuşulanları kendisine anlattı. Ebu Hureyre: — «Bunları sana onlar mı söyledi?» diye sordu. Babam: — «Evet,» cevabını verdi, Ebu Hureyre : — «Onlar, bunu daha iyi bilirler.» dedi. Bundan sonra Ebu Hureyre bu hususta söylediklerini Fadl b. Abbas'a nisbet etti. Artık: «Ben, bunu Fadl'dan işittim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den duymadım.» demeye başladı. Böylece Ebu Hureyre bu hususta söylemekte olduğu sözlerden dönmüş oldu. Ravi diyor ki: «Abdülmelik'e : — Aişe ile Ümmü Seleme: (Ramazanda) dediler mi? diye sordum, — Öylece, (yani) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihtilamdan gayri bir sebeple cünub olarak sabahlar, sonra oruç tutardı, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Ibni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yunus, İbni Şihab'dan, o da Urvetü'bnü'z-Zübeyr ile Ebu Bekir b. Abdirrahman'dan naklen haber verdi ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em)'in zevcesi Aişe : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ramazanda ihtilamdan gayrı bir sebeple cünub olarak sabahlar da, yıkanır oruç tutardı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harun b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki) Bana Amr yani İbni'l Haris, Abdürabbih'den, o da Abdullah b. Ka'b El-Himyeri'den naklen haber verdi. Ona da Ebu Bekir rivayet etmiş ki, kendisini Mervan cünüb olarak sabahlayan bir adam oruç tutacak mı? diye sormak için Ümmü Seleme (Radiyallahu onha)'ya göndermiş. Ümmü Seleme: — «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), cima' sebebiyle — İhtilam olarak değil— cönub olduğu halde sabahlar, sonra orucunu bozmaz, kaza da etmezdi.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Malik'e, Abdürabbih b. Saîd'den dinlediğim, onun da Ebu Bekir b. Abdirrahman b. Haris b. Hişam'dan, onun da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in zevceleri Aişe ile Ümmü Seleme'den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum: Aişe ile Ümmü Seleme: «Şüphesiz ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ramazanda intilam sebebiyle değil, cima dan dolayı cunub olduğu halde sabahlar, sonra oruç tutardı.» demişler. Diğer tahric: Bu hadîsi İbni Mace'nin dışında bütün kütüb-i sitte imamları ve Muvatta muhtelif tariklerden tahrîc etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbni Hucr rivâyet ettiler. ibmi Eyyûb (Dediki) Bize İsmail b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Abdirrahman yani Ebu Tuvale künyesini taşıyan İbni Ma'mer b. Hazm El-Ensâri'den naklen haber verdi. Ona da Aişe'nin azatlısı Ebû Yûnus, Aişe (Rüdiyaliahû anha)'dan naklen haber vermiş kî, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e fetva sormak için bir adam gelmiş. Konuşulanları Aişe kapının arkasından işitiyormuş. Gelen zât: — «Yâ Resûlallah, Bazen ben cünüb iken namaz vakti geliyor, o gün oruç tutayım mı?» diye sormuş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ben, cünüb iken de namaz vakti geliyor. Ama ben oruç tutuyorum, cevâbını vermiş. O zât: — «Sen bizim gibi değilsin ya Resûlallah, Allah, senin gelmiş geçmiş bütün günahlarını atfetmiştir.» demiş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Vallahi ben Allah'dan en ziyâde korkanınız ve ondan neyle korktuğunu en iyi bileniniz olmayı cidden ümid ederim.» buyurmuşlar. İzah 1111 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Osman En-Nevfelî rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Asım rivayet etti. (Dediki) Bize İbnî Cüreyc rivayet etti. (Dediki) Bana Muhammed b. Yûsuf, Süleyman b. Yesâr'dan naklen haber verdi ki, Süleyman, Ümmü Seleme (Radiyallahû anha)'ya : — «Cünüb olarak sabahlayan bir adam oruç tutacak mı?» diye sormuş. Ümmü Seleme (Radiyallahû anha) : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihtilamdan başka bir sebeple cünub olarak sabahlar, sonra oruç tutardı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, Züheyr b. Harb ve İbni Numeyr hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler, Yahya (Dediki) Bize Süfyan b. Uyeyne, Zühri'den, o da Humeyd b. Abdirrahman'dan, o da Ebû Hureyre (Radiyallahu anh) 'dan naklen haber verdi. Ebû Hureyre Şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir adam gelerek: — «Helak oldum ya Resûlallah,» dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — «Seni helak eden nedir,» diye sordu. O zât: — «Ramazan gününde zevcemle cima ettim.» cevâbını verdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bîr köle azod edecek bir şey bulabilecek misin?» buyurdu. Adam: — «Hayır.» cevâbını verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «İki ay birbiri arkasına oruç tutabilecek misin?}» diye sordu. Adam yine: — «Hayır» cevâbını verdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Öyle ise altmış, fakiri doyuracak bir şey bulabilecek misin?» dedi. Adam yine: — «Hayır» cevâbını verdi. Sonra oturdu. Derken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e içinde hurma dolu bir zembil getirdiler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o adam'a: — «Bunu (al da) tesadduk et.» buyurdu. O zât: — «Bizden daha fakirine mi? Medine'nin iki taşlığı arasında buna bizden daha muhtaç bir aile yoktur.» dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) güldü, hatta yan dişleri göründü. Sonra (o zât'a) — «Haydi git bu hurmayı ailene yedir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki) Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da Muhammed b. Müslim Ez-Zühri'den bu isnâdla İbni Uyeyııe'nin rivayeti gibi haber verdi. Ve: «İçinde hurma dolu bir arak...» dedi, arak: «Zenbil» dir Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) güldü, hattâ yan dişleri göründü.» cümlesini söylemedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh rivayet ettiler. (Dediki) Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe de rivayet etti. (Dediki) Bize Leys, İbni Şihab'dan, o da Humeyd b. Abdirrahman b. Avf'dan, o da Ebû Hureyre (Radiyallahu anh) dan naklen rivayet eyledi ki, bir adam Ramazan gününde karısı ile cima etmiş de bunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e danışmış. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bir köle bulabilecek misin?» diye sormuş. Adam : — «Hayır.» cevâbını vermiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «İki ay oruç tutabilir misin?» demiş. O zât yine : — «Hayır» cevâbını vermiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Öyle ise altmış fakır doyur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Rafi' rivayet etti. (Dediki) Bize İshali b. İsa rivayet etti, (Dediki) Bize Mâlik, Zührî'den naklen bu İsnâdla haber verdi ki, bir adam Ramazanda orucunu bozmuş da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona bir köle azat etmek suretiyle keffâret vermesini emir buyurmuş. Sonra Zührî, İbni Uyeyne hadîsi gibi rivayette bulunmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrazzâk rivayet eyledi. (Dediki) Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki) Bana İbni Şihâb, Humeyd b. Abdirrahman'dan naklen rivayet etli. Ona da Ebû Hureyre anlatmış ki : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda orucunu bozan bir adama bir köle âzad etmesini yahut iki ay oruç tutmasını yahut da altmış fakiri doyurmasını emir buyurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki) Bize Ma'mer Zührî'den naklen bu isnâdla İbni Uyeyne hadîsinin mislini haber verdi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir rivayet etti. (Dediki) Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Abdurrahman b. Kaasim'den, o da Muhammed b. Ca'fer b. Zübeyr'den, o da Abbâd b. Abdillah b. Zübeyr'den, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi ki, şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir adam gelerek: — «Yandım;» dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Niçin?» diye sordu. Adam : — «Ramazanda güpegündüz zevcemle cima' ettim.» dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Sadaka ver, sadaka ver,» buyurdular. O zât : — «Bende hiç bir şey yoktur.» dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ona oturmasını emir buyurdu. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e içlerinde yiyecek bulunan iki zenbil geldi de o zâta bu hurmaları tesadduk etmesini emir buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvahhâb Es-Sekafî haber verdi. (Dediki) Yahya b. Said'i şöyle derken işittim : Bana Abdurrahman b. Kaasim haber verdi, ona da Muhammed b. Cafer b. Zübeyr haber vermiş. Ona da Abbâd b. Abdillah b. Zübeyr rivayet etmiş ki, kendisi Âişe (Radiyallahû anha)'yi : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir adam geldi...» derken işitmiş. Müteakiben ravi hadisi rivayet etmiş. Bu hadîsin başında «Sadaka ver, sadaka ver.» ibaresiyle «güpegündüz» kaydı yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebut-Tâhir rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Amr b. Haris haber verdi, ona da Abdurrahnıan b. Kaasim rivayet etmiş, ona da Muhammed b. Ca'fer b, Zübeyr rivâyet eylemiş, ona da Abbad b. Abdillah b. Zübeyr rivayet etmiş ki kentlisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'yi şunu söylerken işitmiş: «Bir adam Ramazanda mescidde iken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek — Ya Resûlallah, yandım, yandım, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona başına geleni sordu, adam: — Ehlimle cima ettim, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Sadaka ver, buyurdular Adam: — Vallahi ya Nebiyyallah, Hiç bir şey'im yoktur. Ben buna kaâdir değilim, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Otur, emrini verdi.» O da oturdu. O, bu halde iken bir adam üzerinde yiyecek yüklü bir eşeği sürerek çıka geldi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Nerede o demin yanan zât?» diye sordu. Adam hemen ayağa kalktı Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Al bunu tesadduk et, buyurdular. O zât: — Ya Resûlallah bizden başkasına mı (tasadduk edeceğim?) Vallahi bizler cidden açız, hiç bir şey'imiz yok, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Öyle ise onu siz yeyin. buyurdular.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet etti. (Dediki) Bize Leys, İbni Şihab'den, o da Ubeyllah b. Abdillah b. Utbe'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhûma)'dan naken rivayet eyledi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fetih yılında Ramazanda yola çıkmış. Kedid denilen yere varıncaya kadar oruç tutmuş, sonra orucu bırakmış. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı onun bu yeni yeni fiillerine tâbi olurlarmış
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebi Şeybe, Amru'n-Nâkıd ve İshâk b. İbrahim, Süfyândan, o da Zührî'den naklen bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet ettiler. Yahya şunları söyledi: «Süfyan: (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in son kavli ile amel edilirdi.) sözünü kastederek: — Bu sözün kimin olduğunu bilmiyorum, dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki) Bize Abdürrazzâk rivayet etti, (Dediki) Bize Ma'mer Zührî'den bu isnâdla haber verdi. Zühri şöyle demiş: «İki şıkkın sonuncusu oruç tutmamak olmuştu. Zaten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in daima san fiili ile amel olunur.» Yine Zühri Demişki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye Ramazandan geçen 13. gecenin sabahında vardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Harmeletü'bnii Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus İbni Şîhâb'dan naklen bu isnâdla Leys hadisinin mislini haber verdi. İbni Şihâb: «Ashâb, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in en yeni fiiline tâbi olurlar, onu muhkem bir nasih kabul ederlerdi.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshak b. İbrahim rivayet etti. (Dediki) Bize Cerir, Mansûr'dan, o da Mücahid'den, o da Tâvus'dan, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhûm)'dan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda sefer etti ve Usfan'a varıncaya kadar oruç tuttu. Sonra içinde su bulunân bir kab istedi. Ve cemâat kendisini görsün diye güpegündüz suyu içti. Ondan sonra Mekke'ye girinceye kadar oruç tutmadı.» İbni Abbâs (Radiyallahu anh) «İşte Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hem oruç tuttu hem de tutmadı. Binaenaleyh isteyen oruç tutar isteyen tutmaz.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki) Bize Veki' Süfyân'dan, o da Abdülkerim'den, o da Tâvus'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet eyledi, şöyle demiş : «Oruç tutanı da tutmayanı da ayıplama. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) seferde hem oruç tutmuş hem tutmamıştır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammedü'bnü'I-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvahhâb yani İbni Abdilmecid rivayet etti. (Dediki) Bize Ca'fer, babasından, o da Câbir b. Abdillah (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fetih yılında Mekke'ye (Sefer için) Ramazanda yola çıkmış ve Kürâu'l-Gamım denilen yere varıncaya kadar oruç tutmuş. Cemâat da oruç tutmuşlar. Sonra bir kadeh su istemiş, kadehi herkesin göreceği şekilde kaldırdıktan sonra suyu içmiş, bundan (biraz) sonra kendisine : — «Bâzı kimseler oruç tutuyorlar.» Demişler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Onlar âsilerdir,, onlar âsilerdir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Kuteybetü'bnü Saîd dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülazîz yâni Derâverdî, Cafer'den bu isnadla rivayet etti. Şunu da ziyâde eyledi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e : — «Cemâata oruç meşakkat vermektedir. Onlar senin ne yapacağına bakıyorlar, dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikindi'den sonra bir kadeh su istedi.» İzah 1115 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Muhammedti'bnu'l-Müsennâ ve ibni Beşşâr toptan Muhammed b. Ca'fer'den rivayet ettiler. Ebû Bekir (Dediki) Bize Gunder Şu'be'den, o da Muhammed b. Abdirrahman b. Sa'd'dan, o da Muhammed b. Amr b. Hasen'den o da Cabir b. Abdillah (Radiyallahû anhûm)'dan naklen rivayet eyledi. Câbir şöyle demiş; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir seferde idi, (Bir ara) etrafına insanlar toplanmış, gölgelendîrilmekte olan bir adam gördü de: — «Ona ne olmuş?» diye sordu. Ashâb: — «Oruç tutan bir adam.» cevâbını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — «Seferde oruç tutmanız tâ attan ma'dut değildir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şube, Muhammed b. Abdirrahmân'dan rivayet etti. (Demişki): Ben, Muhammed b. Amr b. Hasen'i rivayet ederken dinledim, o da Câbir b. Abdillah (Radiyallahû anhûm)'yi şunu söylerken işitmiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adam gördü...» Râvi hadisi yukarki gibi rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize, bu hadisi Ahmed b. Osman En-Nevfeli dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Dâvud rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be bu isnadla yukarki hadîsin mislini rivayet eyledi. Ravi şunu da ziyâde etmiş: Şu'be (Dediki); Yahya b. Ebî Kesir'in bu hadîsde fazla şeyler rivayet ederdiğini duyardım.» Bu isnad da şu da vardır: «Şu'be: Allah'ın size bahşettiği ruhsatı benimseyin, dedi.» Râvi diyordu: «Kendisine bunu sorduğum zaman hatırlayamadık İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Heddâb b. Halid rivayet etti. (Dediki) Bize Hammâm b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Katâde, Ebû Nadrâ'dan, o da Ebû Saîd-i Hudri (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi. Ebû Saîd : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazanın 16. sında gazaya çıktık, bâzımız oruç tuttu, bâzımız tutmadı. Ama ne tutan tutmayanı ayıpladı ne de tutmayan tutanı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Ebî Bekir El- Mukaddemi rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b. Saîd, Teymi'den naklen rivayet etti. H. Bize, bu hadisi Muhammedü'bnü'I-Müsennâ dahî rivayet etti. (Dediki) Bize îbni Mehdî rivayet etti. (Dediki) Bize Şu*be rivayet eyledi, İbnü'l-Müsennâ (Dediki) Bize Ebû Âmir rivayet etti. (Dediki) Bize Hişâm rivayet eyledi. Yine İbnü'l-Müsennâ (Dediki) Bize Salim b. Nuh rivayet etti. (Dediki) Bize Ömer yani İbni Âmir rivayet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammedü'bnü Bişr, Saîd'den naklen rivayet eyledi Bu râvîlerin hepsi Katâde'den bu isnâdla Hemmam hadisi gibi rivayette bulunmuşlardır. Şu kadar var ki Teyraî, Ömer b. Âmir ve Hişâm rivayetlerinde : «Ramazanın onsekizinde», Saîd rivayetinde «Onikisinde», Şu'be rivayetinde ise «Onyedisinde yahut ondokuzunda ifâdeleri vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Nasr b. Aliy el-Cehdamî rivayet etti. (Dediki) Bize Bişr, yani İbni Mufaddal, Ebû Mesleme'den, o da Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî (Radiyallahu anh) 'dan naklen rivayet etti şöyle demiş: «Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazanda sefer ederdik. Ama ne oruçlunun orucu ta'yib edilirdi ne de tutmayanın iftarı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki) Bize İsmail b. İbrahim Cüreyri'den, o da Ebû Nadradan, o da Ebû Saîd-i Hudrî (Radiyallahu anh) 'dan, naklen rivayet etti. Ebû Saîd şöyle demiş: «Biz, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazanda gaza ederdik. Kimimiz oruç tutar, kimimiz tutmazdık. Ama ne tutan tutmayana gücenirdi ne de tutmayan tutana. Kendinde kuvvet hissedip de oruç tutanın yapığını hoş görürler, zayıflık hissedip de tutmayanın yaptığını da hoş görürlerdi. İzah 1118 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Saîd b. Amr El-Eş'asi, Sehl b. Osman, Süveyde b. Saîd ve Hüseyin b. Hureys hep birden Mervân'dan rivayet ettiler. Saîd (Dediki) Bize Mervân b. Muâviye, Âsım'dan naklen haber verdi. (Demişki): Ebû Nadrâ'yı, Ebû Saîd-i Hudri ile Câbir b. Abdillah (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Şöyle demişler: «Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile sefer ettik. Orucu tutan tuttu, tutmayan tutmadı. Ama Kimse birbirini ayıplamadı.» İzah 1118 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Heyseme, Humeyd'den naklen haber verdi. Humeyd şöyle demiş: Enes radiyallahu anhu'ya seferde Ramazan orucunun hükmü soruldu da : «Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ramazanda sefer ettik ama ne oruç tutan tutmayanı ayıpladı, ne de tutmayan tutanı.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Hâlid-i Ahmar, Humeyd'den, rivayet etti. (Demişki): Sefere çıktım ve oruç tuttum. Bana : — «Orucunu kaza et,» dediler. Ben de (onlara) : — «Bana Enes haber verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashâbı sefere çıkarlar fakat ne oruç tutan tutmayanı ayıplarmış, ne de tutmayan tutanı.» dedim. Müteakiben İbni Ebî Miileyke'ye rastladım, bana o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Muâviye, Âsim'dan, o da Müverrik'den, o da Enes (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdi. Enes şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte seferde bulunuyorduk. Kimimiz oruçlu, kimimiz oruçsuz idik. Sıcak bir günde bir yerde mola verdik. Ekseriyetle gölgelenenlerimiz elbisesi olanlardı. Bâzılarımız güneşten eli ile korunuyordu. Derken oruç tutanlar (bîtap) düştüler. Tutmayanlar kalkarak çadırları kurdular ve develeri suladılar. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Şellem): «Bugün oruç tutmayanlar ecri alıp gittiler.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti, (Dediki) Bize Hafs, Asım-ı Ahvel'den, o da Müverrîk'den o da Enes (Radiyallahu anh) 'dan naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş : Resûlulllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir seferde idî. Ashabından) bâzısı oruç tuttu, bâzısı tutmadı. Tutmayanlar akıllılık ettiler ve iş gördüler. Oruçlular ise bazı işleri görmekten âciz kaldılar. Bu babdâ Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bugün oruç tutmayanlar ecri alıp gittiler.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhemmed b. Hatim rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrahman b. Mehdi Muaviyetü'bnü Salih'den o da Rabia'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Kazea rivayet eyledi. (Dediki) Ebu Saîd-i Hudrî (Radiyallahu anh)'a geldim, başında kalabalık insanlar vardı. Bunlar dağılınca: — «Ben, sana bunların sorduklarını sormayacağım.» dedim. Ona sefer hakkında sual sordum. Ebu Saîd şu cevabı verdi: — «Biz oruçlu olduğumuz halde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Mekke'ye sefere çıktık. Bir yerde mola verdik, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Siz düşmanınıza yaklaştınız, artık oruç tutmamak size daha kuvvet kazandırır, buyurdu. Bu, bir ruhsat idi. Onun için kimimiz oruç tuttu, kinlimiz tutmadı. Sonra başka bir yere indik. Bu sefer Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Sizler yarın sabah düşmanınızla karşılaşacaksınız, oruç tutmamak sîze daha çok kuvvet kazandırır. Binaenaleyh oruç tutmayın, buyurdular. Bu, kafi bir emirdi. Hemen orucu bıraktık.» Sonra Ebu Saîd (Radiyallahu anh) şunu söyledi: «Vallahi sonraları Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte seferde oruç tuttuğumuzu da bilirim.» Ashab-ı kiram'in Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ikinci sözünden emir manasını çıkarmaları ertesi sabah düşmanla karşılaşacakları içindir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da Aişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet etti ki, şöyle demiş: Hamzatü'bnü Amr El-Eslemî, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e seferde oruç tutmanın hükmünü sordu, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «İstersen oruç tut, istersen tutma.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu'r-Rabî Ez-Zehrâni rivayet etti. (Dediki) Bize Hammâd yani İbni Zeyd rivayet etti. (Dediki) Bize Hişâm, babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha) 'dan naklen rivayet etti ki, Hamzatü'bnü Amr EI-Eslemî Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e suâl sorarak: — «Yâ Resulullah, Ben devamlı oruç tutan bir adamım. Seferde de oruç tutabilir miyim?» demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «İstersen oruç tut, dilersen tutma.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Yahya b. Yahya dahî rivayet stti. (Dediki) Bize Ebû Muâviye, Hişâm'dan naklen bu isnâdla Hammâd b. Zeyd hadîsi gtbi «Ben devamlı oruç tutan bir adamım.» şeklinde haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Numeyr rivayet etti. Ebû Bekir şöyle dedi: Bize Abdurrahim b. Süleyman rivayet etti. Her iki râvi Hişâm'dan bu isnâdla Hamza'nın: «Ben, devamlı oruç tutan bir adamım. Seferde oruç tutabilir miyim?» dediğini rivayet eylediler
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir ile Harun b. Saîd El-Eyli rivayet ettiler. Harun (Haddesenâ), Ebu't-Tâhir (Ahberanâ) tâbirlerini kullandılar. Ebu't-Tâhir (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki). Bana Amr b. Haris, Ebu'l-Esved'den, o da Urvetübnu'z-Zübeyr'den, o da Ebû Muravih'den, o da Hamzatü'bnü Amr El-Eslemî (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdi ki, şöyle demiş: — «Ya Resulullah, Bn seferde oruç tutmaya kendimde kuvvet buluyorum. Acaba (tutsam) bana bir günah var mıdır?» Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bu Allah'dan bir ruhsattır. Her kim onunla amel ederse ne ala, kim oruç tutmak isterse ona da bir günah yoktur.» buyurmuşlar. Harun kendi rivayetinde: «O, bir ruhsattır.» dedi, «Aliah'dan- ifâdesini söylemedi. İzah Bu hadîsi Buhâri «Kitâbu's-Savm» in bir-iki yerinde tahrîc etmiştir. Esrüdü: Devam üzere tutuyorum, manasınadır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devam üzere oruç tutan Hamzatü'bnü Amr (Radiyallahu anh) Hazretlerini seferde oruç tutmak için muhayyer bırakmış : «İstersen tut istersen tutma.» buyurmuştur. Halbuki Abdullah b. Amrü'bnu'l-Âs (Radiyallahu anh)'a devamlı oruç için müsaade etmemiş: «Bir. gün oruç tut, bir gün tutma.» buyurmuştu. îki hadîs arasında münâfaat yoktur. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Abdullah b. Amr'a müsâade etmemesi vücutça zayıf düşeceğini bildiği içindir. Nitekim öyle de olmuş. Hz. Abdullah âhır ömründe zayıf düşmüş, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sözünü hatırladıkça: «Ah keşke Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ruhsatını kabul etseydim.» diye hayıflanmıştır. Hz. Hamza oruç için kendinde kuvvet olduğunu söyleyince ona müsaade buyurmuştur. Şâfiiler'de El-mütevelli, Abdullah hadîsini zahirî mânâsına almış ve bir gün ara ile oruç tutmanın devamlı oruç tutmaktan efdal olduğunu söylemiştir. Fakat buna kaail olmayanlar kendisine cevap vermiş: «Gün aşırı oruç tutmak efdal olsa Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu Hz. Hamzatü'bnü Amr'a da bildirirdi. Zîra beyânın hacet zamanından te'vili câiz değildir.», demişlerdir. Hadîsin bir rivayetinde: «Bu, Allah'dan bir ruhsattır. Onunla kim amel ederse ne ala. Kim oruç tutmak isterse ona da bir günah yoktur.» buyurulmaktadır ki, «Seferde oruç tutmamak efdaldır.» diyenler bununla istidlal etmişlerdir. Zira Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruç tutmayanlar hakkında «Ne ala.» yani iyi bir iş yapmış olur, buyurmuş, tutan için «günah yoktur.» tabirini kullanmıştır. Halbuki «günah yoktur» tâbiri «bana bir günah var mıdır?» suâlinin cevabıdır. Bu tabir oruç tutmanın iyi olmadığına delâlet etmez. Kaldı ki rivayetlerin birinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruç tutmanın da tutmamanın da güzel olduğunu söylemiştir. Übbî. diyor ki : «Günah yoktur.» tabirinin oruç güzel değildir manasına gelmemesi, bu tâbirin «Vücûb, nedib, ibâha ve kerahet yoktur.» mânâlarına amm ve şâmil olmasındandır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Dâvud b. Ruşeyd rivayet etti. (Dediki) Bize Velîd b. Müslim, Saîd b. Abdîlazîz'den, o da İsmail b. Ubeydillah'dan, o da Ümmü Derda'dan o da Ebu'd-Derdâ, (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti. Ebu'd Derdâ şâylc demiş: «Ramazan ayında pek sıcak bir günde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte (sefere) çıktık. Sıcağın şiddetinden her birimiz elini başına koyuyordu. Aramızda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Abdullah b. Revaha'dan başka oruçlu kimse yoktu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Meslemete'l-Ka'nebî rivayet etti. (Dediki) Bize Hişâm b. Sa'd, Osman b. Hayyân Ed-Dimaşki'den, o da Ünımü Derdâ'dan naklen rivayet eyledi, şunları söylemiş: «Ebu'd-Derdâ (Dediki) Vallahi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in seferlerinden birinde pek sıcak bir günde onunla beraber bulunduğumuzu hatırlarım, öyle ki: İnsan sıcağın şiddetinden elini başına koyardı. (O gün Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Abdullah b. Revaha'dan başka oruç tutanımız yoktu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Malik'e Ebu'n-Nadr'dan duyduğum, onun da Abdullah b. Ebbâs'ın azatlısı Umeyr'den, onun da Ümmü Fadl binti Hâris'den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum: Bâzı kimseler arafe günü Ümmü Fadl'ın yanında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in oruçlu olup olmadığı hususunda münakaşa etmişler. Bir takımları Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçludur, bâzıları (hayır) oruçlu değildir, demişler. (Ümmü Fadl Demişki): Bunun üzerine ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)''e bir kadeh süt gönderdim. Kendisi Arafât'da devesinin üzerinde vakfe yapıyordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sütü içti:
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrahim ile ibni Ebî Ömer, Süfyân'dan, o da Ebu'n-Nadr'dan naklen bu isnâdla rivayet ettiler. Ebu'n-Nadr: «Devesinin üzerinde vakfe yapıyordu.» cümlesini söylememiştir. Bir de : *Ümmü Fadl'ın azatlısı Umeyr'den.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrahman b. Mehdi, Süfyân'dan, o da Ebu'n-Nadr Sâlim'den bu isnâdla İbni Uyeyne hadisi gibi rivayette bulundu. Ebu'n-Nadr bu rivayette de «Ümmü Fadi'ın azatlısı Umeyr'den...» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harun b. Said El-Eyli rivayet etti. (Dediki:) Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki:) Bana Amr haber verdi. Ona da Ebu’n-Nadr rivayet etmiş, ona da İbni Abbas (Radiyallahu anh)'ın azatlısı Umeyr rivayet eylemiş ki, kendisi Ümmü Fadl (Radiyallahu anha)'yi şöyle derken işitmiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazı kimseler Arafe günü oruç hakkında şekkettiler. Biz de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Arafat'da bulunuyorduk. Bunun üzerine ben, Resûlullah (Sallallahu Aieyhi ve Sellem)'e ağaçtan bir çanak içinde süt gönderdim. Kendisi Arafat'da iken bu sütü içti.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harun b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki) Bana Amr, Bükeyr b. Eşecc'den, o da İbni Abbas (Radiyallahû anh)'in azatlısı Kureyb'den o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Meymûne'den naklen haber verdi. Meymûne (Radiyallahû anhûma) şöyle demiş : «Halk Arafe günü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in oruçlu olup olmadığında şüphe ettiler. Bunun üzerine Meymûne ,ona bir kap süt gönderdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vakfe yerinde vakfe yapmakta idi. Bu süt'ü halkın gözleri önünde içti.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) Bize Cerir, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Cahiliyet devrinde Kureyş Aşure günü oruç tutarlardı. O'nu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de tutardı. Medine'ye hicret edince bu orucu yine tuttu ve tutulmasını emir buyurdu. Ramazan ayı(nda oruç) farz kılınınca : — Aşura orucunu isteyen tutar, isteyen terkeder, buyurdular.» » buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize İbni Numeyr, Hişâm'dan bu isnâdla rivayette bulundu. Yalnız hadîsin başında : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onu tutardı.» cümlesini zikretmemiş. Hadîsin sonunda: «Aşûrâyı terk etti. Onu isteyen tuttu, isteyen bıraktı.» demiş, bu cümleyi Cerîr'in rivayetinde olduğu gibi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sözü olarak rivayet etmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki) Bize Sufyan, Zühri'den, o da Urve'den o da Aişe (Radiyallahu anha)'den naklen rivayet eyledi ki, Cahiliyet devrinde aşura günü oruç tutulurmuş. İslâmiyet gelince onu isteyen tutmuş isteyen terketmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Harmeletu'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Urvetü'bnü'z-Zübeyr haber verdi ki Aişe şunu söylemiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan orucu farz kılınmazdan önce aşura orucunu emrederdi. Ramazan orucu farz kılınınca artık aşura günü isteyen oruç tutar isteyen tutmaz oldu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Muhammed b. Rumh hep birden Leys b. Sa'd'den rivayet ettiler. İbni Rumh (Dediki) Bize Leys, Yezîd b. Ebî Habîb'den naklen haber verdi. Ona da Irak haber vermiş, ona da Urve haber vermiş, Urve'ye de Aişe haber vermiş ki, Kureyş câhiliyet devrinde Aşûra orucunu tutarmış, Sonra o günün orucu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e de emrolunmuş. Nihayet ramazan orucu farz kılınmış, bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Dileyen aşura orucunu tutsun, dileyen tutmasın.» buyurmuşlar. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. Numeyr rivayet eyledi. H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. Lafız onundur. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah, Nafi'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Bana Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhûma) haber verdi ki, Câhiliyet devri halkı aşûra günü oruç tutarlarmış. Onu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile müslümanlar da Ramazan orucu farz kılınmazdan önce tutmuşlar. Ramazan orucu farz kılınınca Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz ki aşûra, Allah'ın günlerinden bir gündür. Artık o gün dileyen oruç tutar, dileyen tutmaz.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize, bu hadîsi Muhammedü'bnü'l?Müsenna ile Züheyr b. Harb de rivayet ettiler. Dediler ki : Bize Yahya yani Kattan rivayet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Üsame rivayet eyledi. Her iki râvi Ubeydullah'dan bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Leys rivayet eyledi. H. Bize İbni Rumh dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Leys. Nafi'den, o da İbni Ömer (Radiyallahû anhuma)'dan naklen haber verdi ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında aşûra günü zikredilmiş de : «O, Câhiliyet devri halkının oruç tuttuğu bir gündü. Artık sizden onu kim tutmak isterse tutsun, kim istemezse bıraksın.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Üsâme, Velîd yani İbni Kesîr'den naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Nâfi' rivayet etti. Ona da Abdulah b. Ömer (Radiyallahû anhûma) rivayet eylemiş ki, kendisi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bir aşûra günü şöyle buyururken işitmiş : «Şüphesiz ki bu gün, câhiliyet devri halkının oruç tuttuğu bir gündür. Artık kim o gün oruç tutmak isterse tutsun, kim tutmamak isterse tutmasın.» Abdullah (Radiyallahû anh) o gün oruç tutmazmış, Ancak İtiyat edindiği oruca tesâadüf ederse tutarmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef rivayet etti (Dediki) Bize Ravh rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Mâlik Ubeydullah b. Ahnes rivayet eyledi. (Dediki) Bana Nâfi', Abdullah b. Ömer'dan naklen haber verdi. Abdullah: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında aşûra günü oruç tutmanın lafı ediîdi.» diyerek tamâmiyle Leys b. Sa'd hadîsi gibi rivayette bulunmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Osman en-Nevfelî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Âsim rivayet etti. (Dediki) Bize Ömer b. Muhammed b. Zeyde El-Askalani rivayet etti. (Dediki): Bize Salim b. Abdillah rivayet etti. {Dediki): Bana Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anhuma) rivayet eyledi. (Dediki): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında aşûra gününün lâfı oldu da: — «O, öyle bir gündür ki, câhiliyet devri halkı onda oruç tutarlardı. Artık isteyen o gün oruç tutar, isteyen tutmaz.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Eb! Şeybe ile Ebû Kureyb hep birden Ebû Muâviye'den rivayet ettiler. Ebû Bekir (Dediki) Bize Ebû Muaviye, A'meş'den, o da Umara'dan, o da Abdurrahman b. Yezîd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Eş'as b. Kays, Abdullah'ın yanına girdi, Abdullah yemek yiyiyordu. Eş'as'a: — «Yâ Ebâ Muhammed, Yemeğe yaklaş.» dedi. Eş'as : — «Bu gün aşûra günü değil midir?» dedi. Abdullah: — «Sen aşûra gününün ne olduğunu bilir misin?» diye sordu. Eş'as : — «Neymiş o?» dedi. Abdullah: — «O, ancak Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ramazan orucu inmezden önce oruç tuttuğu bir gündür. Ramazan orucu inince bırakıldı.» cevâbını verdi. Ebû Kureyb: «Onu bıraktı.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Züheyr b. Harb ile Osman b. Ebi Şeybe rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Cerîr, A'meş'den bu isnâdla rivayette bulundu. Ve yine Züheyr ile Osman: «Ramazan (orucu) inince onu terketti.» dediler
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Vekİ' ile Yahya b. Saîd El-Kattân Süfyan'dan rivayet ettiler. H. Bana Muhammed b. Hatim dahi rivayet etti. Bu lafız onundur. (Dediki) Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyan rivayet etti. (Dediki) Bana Zübeyd-i Yâmi, Umaratü'tmü Umeyr'den o da Kays b. Seken'den naklen rivayet etti ki, Eş'as b. Kays aşûra günü Abdullah (ibni Mes'ud) in yanına girmiş. Abdullah yemek yiyiyormuş. Eş'as'a: — «Yâ Ebâ Muhammed, Yaklaş da yemek ye,» demiş. Eş'as: — «Ben oruçluyum.» mukâabelesinde bulunmuş. Abdullah: — «Biz vaktiyle bu orucu tutardık, sonra terk olundu.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki) Bize İshâk b. Mahsur rivayet etti. (Dediki) Bize İsrail, Mansûr'dan, o da Ibrâhim'dan, o da Alkâme'den naklen rivayet eyledi. Alkâme şöyle demiş: Eş'as b. Kays, İbni Mes'ûd'un yanına girdi, îbni Mes'ûd Aşûra günü yemek yiyiyordu. Eş'as : — «Yâ Ebâ Abdirrahman, Şüphesiz ki bu gün aşûra günüdür.» dedi. İbni Mes'ûd: — «Filhakika Ramazan (Orucu) inmezden önce, bu günde oruç tutulurdu. Ramazan orucu inince bırakıldı. Eğer oruçlu değilsen yemek ye.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah b. Musa rivayet etti. (Dediki) Bize Şeybân, Eş'as b. Ebi Şa'sa'daıı, o da Ca'fer b. Ebî Sevr'den, o da Câbir b. Semûra (Radiyallahû anh)'dan naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aşûra günü oruç tutmanızı bize emreder, bizi buna teşvikde bulunur, o gün bizim hâlimizi teftiş eylerdi. Ramazan orucu farz kılınınca bir daha bize ne emir buyurdu ne de nehiy. O gün gelince bizi teftiş de etmez oldu.» İzah Bu rivayetlerde geçen «Romazan ayı inmezden Önce» ve «Ramazan farz kılındı.» gibi tâbirlerden murad: Ramazan orucudur. Bu rivayet aşûra orucu hakkında ki emirin vücûb ifâde ettiğine kâail olanlar aleyhine delildir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yunus, İbni Şihab'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Humeyd b. Abdirrahman haber verdi ki, Kendisi Muâviyetü'bnÜ Ebî Safyan'ın Medine'de yani Medine'ye bir gelişinde hutbe okurken dinlemiş. Muâviye, Medine'lilere aşûra gününde hutbe îrad ederek: «Ulemânız nerede ey Medineliler? Ben bu gün için Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: — «Bu gün aşura günüdür. Allah, bu günün orucunu size farz kılmamıştır. Ama ben oruçluyum. İmdi sizden kim oruç tutmak isterse tutsun, kim tutmak istemezse o da tutmasın.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti, (Dediki: Bana Mâlik b. Enes, İbni Şihab'dan bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi)
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki) Bize Sufyan b Uyeyne, Zührî'den bu isnadla rivayette bulundu. Muâviye, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i böyle bir günde : «Ben, oruçluyum. İmdi kim oruç tutmak İsterse tutsun,» buyururken işitmiş. Râvi, Mâlik ile Yûnus rivayetlerinin geri kalan kısımlarını zikretmemiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Hüşeym, Ebû Bişr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den o da İbni Abbâs (Radiyallahû ahhûma)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldi de, Yahudileri aşûra günü oruç tutarken buldu. Kendilerine bunun sebebi sorulduğunda: «Bu gün Allah'ın, Musa ile Beni İsrail'i Fir'avuna karşı muzaffer kıldığı gündür. İşte biz onu ta'zim için oruç tutuyoruz.» dediler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Biz, Hz. Musa'ya sizden daha evlâyız.» buyurdu ve o gün oruç tutulmasını emreyledi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize, bu hadîsi İbni Beşşâr ile Ebû Bekir b. Nâfi' hep birden Muhammed b. Cafer'den, o da Şu'be'den, o da Ebû Bişr'dari bu isnâdla rivayet ettiler. Yalnız burada râvi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Yahudilere bunun sebebini sordu.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana İbni Ömer rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyân Eyyub'dan o da Abdullah b. Said b. Cübeyr'den oda babasından, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhûma) 'dan naklen rivayet etti ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'ye gelmiş de Yahudileri aşûra günü oruç tutarlarken bulmuş Bunun üzerine onlara: — «Oruç tuttuğunuz bu gün nedir? diye sormuş. Yahudiler : — «Bu çok büyük bir gündür. Bu günde Allah, Musa ile kavmini kurtardı da Fir'avun ile kavmini (suda) gark etti. Musa da buna şükür için oruç tuttu. İşte biz de bu günün orucunu tutuyoruz.» demişler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Öyle ise biz Musa'ya sizden daha yakın ve daha evlâyız.» buyurmuş, ondan sonra o gün Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hem kendisi oruç tutmuş hem de tutulmasını emir buyurmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshak b. İbrahim rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki) Bize Ma'msr, Eyyûb'dan bu isnadla rivayette bulundu. Şu kadar var kî o : «Said b. Cübeyr'in oğlundan» demiş, adını söylememiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile ibnü Numeyr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Üsâme, Ebû Umeys'den, o da Kays b. Müslim'den, o da Tarık b. Şihab'dan, o da Ebû Musa (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi. Ebû Musa şöyle demiş: «Aşûra günü, yahudilerin ta'zim ve bayram ettikleri bir gün idi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dahi: «Siz o gün oruç tutun» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadisi Ahmed b. Münzir de rivayet ettij (Dediki) Bize Hammâd b. Üsâme rivüyet etti. (Dediki) Bana Kays haber verdi, ve bu isnâdın mislini rivayet etti. O: «Ebû Üsamc dedi ki: Bana da Sadahatü'bnü Ebî imran Kays b. Müslim'den o da Tarık b. Şihâb'dan, o da Ebû Musa (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. Ebû Musa şâyle demiş: Hayberliler Aşûra günü oruç tutar, o günü bayram ittihâz ederler, o gün kadınlarına ziynetlerini ve güzel elbiselerini giydirirlerdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): O gür sîz de oruç tutun, buyurdular.» ifadesini ziyade etti. izah: Eu hadîsi Buhari «Kitâbu's-Savm» ile «ityânü'l - Yahid» de, Nesaî «Kitabu's-Savm» da tahric etmişlerdir. Sara: Güzel elbise, demektir. Bazıları «güzel kılık kıyafet» mânasına geldiğini söylemişlerse de, Aynî burada onu bu mânâya almanın çirkin bir hatâ olduuğnu söylemiştir. Zira hadîsde Yahudi1er'in Sarayı kadınlarına giydirdikleri bildirilmektedir. Hadîsin bazı rivayetlerinde Yahudiler'in Aşûra günü bayram yaptıkları, bu rivayette ise hem oruç tuttukları hem de bayram yaptıkları bildiriliyor. Gerçi bayram günü oruç tutmak memnu ise de bu bizim şeriatımıza göredir. Onların şeriatına göre bayram günü oruç tutmak caiz olabilir. Bir de Yahudiler'in bayram yapmasından o günü hakikaten bayram olması icab etmez
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd hep birden Süfyan'dan rivüyet ettiler. Ebû Bekir (Dediki) Bize İbni Uyeyne Ubeydullah b. Ebi Yezid'den rivayet etti. O da İbni Abbas'dan dinlemiş İbn Abbâs (Radiyallahû anhûma)'ya aşûra günü oruç tutmanın hükmü sorulmuşda: — «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu günden başka sair günler üzerine faziletini dileyerek oruç tuttuğu bir gün ve bu aydan yani ramazandan başka faziletini dileyerek oruç tuttuğu bir ay bilmiyorum.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhammed b. Rafi rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Cüneyc haber verdi. (Dediki): Bana Ubeydullah b, Ebî Yezîd bu isnâdda bu hadisin mislini haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir bi Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Veki' b. Verrâh, Hâvib b. Ömer'den Hakem b. A'rac'dan naklen rivayet etti. Hâkim şöyle demiş: îbni Abbâs (Radiyallahû anhûma)'nın yanına vardım, kendisi zemzemin yanında cübbesini başının altına koyarak uzanmıştı, ona dedim ki: — «Bana aşûra orucundan haber ver.» İbııi Abbâs (Radiyallahû anh) — «Muharremin hilâlini gördün mü günleri saymaya başla ve 9. günü oruçlu olarak sabahla.» dedi. — «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj Aşûra orucunu böyle mi tulardı? dedim, İbni Abbâs (Radiyallahû anh) . — «Evet.» cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhaınmed b. Hatim rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b Saîd El-Kattân, Muâviyetü'bnü Amr'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Hakem b. A'rac rivayet etti. (Dediki) İbni Abbâs (Radiyallahû anhûma) 'ya Aşûra orucunu sordum, kendisi zemzemin yanında cübbesini başının altına koyarak uzanmıştı...» Ve hadisi Hâcib b. Ömer hadîsi gibi rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hasen b. Aliy El-Hulvâni rivayet etti. (Dediki) Bize Îbni Ebî Meryem rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b. Eyyub rivayet eyledi (Dediki) Bana İsmail b. Ümmeyye rivayet etti ki Ebû Gatafan b. Tarif El-Mürri'yi şöyle derken işitmiş: Ben, Abdullah b. Abbâs (Radiyallahû anhûma)'yi şunları söylerken dinledim : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Aşûra günü oruç tuttuğu ve tu tutmasını emir buyurduğu zaman eshab — Yâ Resûlullan, şüphesiz ki bu gün Yahudilerle Hristiyanların ta'-zim ettikleri bir gündür, dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Gelecek seneye inşaattan 9. gön oruç tutarız,» buyurdular, İbni Abbâs: — «Fakat gelecek sene gelmeden Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat etti.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Veki', İbni Ebî Zi'b'den, o da Kaasim b. Abbâs'dan o da Abdullah b. Umeyr'den, o da Muhtemelen Abdullah b. Abbâs (Radiyallahû anhûma)'dan demiş olmak üzere rivayet etti. İbni Abbâs (Radiyallahû anh) şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Eğer gelecek seneye kadar yaşarsan mutlaka 9. gün oruç tutarım.» buyurdular. Ebû Bekir'in rivayetinde : «Yani Aşûra gününde, dedi.» ibaresi de vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kutaybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Hatim yâni İbni İsmail, Yezîd b. Ebî Ubeyd'den, o da Selemetü'bnü Ekvâ' (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti ki Seleme şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Aşûra günü Eslem kabilesinden bir adam göndererek halk arasında şunu ilân etmesini emir buyurdu: — «Kim oruçtu değilse oruç tutsun, yemek yemiş olan da orucunu geceye kadar tamamlasın.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Bekir b. Nâfi' El-Abdî rivayet etti. (Dediki) Bize Bişr b. Mufaddal b. Lâhik rivayet etti. (Dediki) Bize Hâlid b. Zekvân, Rubeyyi' binti Muavviz b. Afra'dan naklen rivayet etti. Rubeyyi' şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Aşûra sabahı Medine'nin etrafındaki Ensar köylerine: «Kim oruçlu olarak sabahladıysa orucunu tamamlasın. Oruçsuz olarak sabahlayan da o günün bakiyesini tamamlasın.» diye haber gönderdi. Bundan sonra artık biz bu orucu tutmağa ve küçük çocuklarımıza da Allah'ın izniyle tutturmaya başladık. Mescide gider çocuklarımıza yünden yapma oyuncaklar verirdik. Onlardan biri yiyecek için ağlarsa iftar zamanı oluncaya kadar bu oyuncağı kendilerine verirdik
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadisi Yahya b. Yahya dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Ma'şer EI-Attâr, Tâlib b. Zakvân'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Rubeyyi' binti Muavviz'e aşûra orucunu sordum, şu cevabı verdi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ensâr köylerine elçilerini gönderdi...» Râvi hadîsi Bişr hadisi gibi rivayet etmiş, şu kadar var ki : «Biz onlara yünden oyuncak yapar da, onları beraberimizde götürürdük. Yiyecek istediler mi oyuncağı kendilerine verirdik. Oyuncak onları avutur, bu suretle oruçlarını tamamlarlardı.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Malik'e, İbaî Şihab'dan dinlediğim, onun da İbni Ezher'in azatlısı Ebû Ubeyd'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: «Ebu Ubeyd Demişki: Ömeru'bnül Hattâb (Radiyallahû anh) ile beraber bayramda bulundum. Ömer gelerek bayram namazını kıldırdı. Sonra namazdan çıkıp cemaâata hutbe okudu ve : Kurbanlarınızdan yediğiniz iki gündür. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu iki günde oruç tutmaktan nehiy buyurmuştur, dedi.» İzah Bu hadisi Müslim «Kitâbul-Edâhi» de dahi tahric ettiği gibi Buhâri «Kitâbu«'s-Savm» ve -Kitâbu'l-Edâhi» de. Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesaî ve îbni Mâce «Kitâbu's-Savm» da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Hadîsin bir rivayetinde Hz. Ebû Ubeyd'in Ömer (Radiyâllahû anh) ile beraber bulunduğu namazın Kurban bayramı namazı olduğu bildirilmiştir. Hz. Ömer'in iki günü vasıflarıyla bildirmesi, o günlerde niçin oruç tutulmadığına işaret içindir. Yâni Ramazan bayramında iftar vâcib olur, Kurban bayramında ise Kurban eti yenir ve yedirilir. O gün, Allah'ın kullarına ziyafet günü olduğu için oruç tutmak menedilmiştir. Bayram günlerinde oruç tutmak bütün ulemâya göre memnudur. Yalnız Hanefiiler'e göre bir kimse Ramazan bayramı günü oruç tutmayı nezir etse bu nezir sahihdir, o gün oruç tutmaz başka bir günü onu kaza eder. Bu kavil İmam Mâlik ile Evzâî'den de rivayet olunmuştur. Hanefiiler'e göre bayram günü oruçtan nehiy buyrulması asıl orucun meşruiyetine münâfi değildir. Ekseri fukahaya göre nehyin fesâd icab etmediğini «El-Mahsûl» sahibi nakletmiştir. Râzi bu hususta uzun beyanâtda bulunmuştur. Buharî'nin rivayet ettiği Ziyâd b. Cübeyr hadisi de Hanefiiler'in kavlini te'yid eder. Mezkûr hadîsde: «Bir adam İbni Ömer'e gelerek: —Birisi pazartesi günü oruç tutacağım, diye nezretse de, o gün bayram'a tesadüf etse hüküm nedir ? diye sordu. İbni Ömer: — Allah nezri İfa etmeyi emir buyurmuştur, ama Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bu günde oruç tutmayı yasak etti, diyerek fetva hususunda bir şey söylemedi.» denilmektedir. Ulemadan İbni Abdilmelik: «Eğer o adamın orucu alettayin menedilmiş olsaydı îbni Ömer tevakkuf etmezdi.» demiştir. îmam Şafiî, İmam Züfer ve îmam Ahmed b. Hanbel'e göre bayram günlerinde oruç tutmak ve o günlerde oruç tutmayı nezir etmek sahih değildir. Bu kavil tmam A'zam ile İmam A'zam'dan bir rivayete göre Kurban bayramı günü oruç tutmayı nezir etmek sahih değildir, fakat bir kimse: «Yarın oruç tutacağım» diye nezretse de, ertesi günü Kurban Bayramı olsa nezri sahihdir. Hadis-i şerif, bayram namazının hutbeden Önce kılınacağına da delildir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Malik'e Muhammed b. Yahya b. Habban'dan dinlediğim, onun da A'rac'dan onun da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki gün (yani) kurban bayramı günleri oruç tutmaktan nehiy buyurmuşlar.» İzah 1140 ta
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kutaybetü'bnû Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Cerîr, Abdülmelik yâni ibnl Umeyr'den, o da Kazea'dan, o da Ebû Saîd (Radiyallahû anh)'den naklen rivayet eyledi. Kazea Demişki: Ben, Ebû Saîd'den bir hadîs dinledim de hoşuma gitti. Kendisine : — «Bunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den sen mî işittin?» diye sordum, Ebu Saîd : — «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmediğim bir şeyi mi söyleceğim ? Ben, onu : — İki günde oruç tutmak caiz değildir: Kurban bayramı günü ile Ramazan bayramı günlerinde, buyururken işittim.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kâmil El-Cahderî rivayet etti. (Dediki) Bize Abdulazîz b. Muhtar rivayet etti. (Dediki) Bize Amr b. Yahya babasımdan, o da Ebû Saîd-i Hudrî (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki günde (yâni) ramazan ve kurban bayramı günlerinde oruç tutmaktan nehiy buyurmuş. İzah 1140 ta
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Veki', İbni Avn'dan, o da Ziyâd b. Cübeyr'den naklen rivayet eyledi. Ziyad şöyle demiş: Bir adnm îbni Ömer (Radiyallahû anhüma)'ya gelerek : — «Ben, bir gün oruç tutmaya nezrettim, o da kurban yahut ramazan bayramına rastladı.» dedi. İbni Ömer (Radiyallahû anhûma): — «Allah Teâlâ nezrin ifa edilmesini emir buyurmuştur. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ise bu gün oruç tutmayı yasak etti.» cevabını verdi. İzah 1140 ta
- Bāb: ...
- باب ...
Bize îbni Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize Sa'd b. Saîd rivayet etti. (Dediki) Bana Amra, Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen haber verdi. Âişe : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki oruçtan (yani: Ramazan bayramı ile Kurban bayramı gönleri oruç tutmaktan nehiy buyurdular.» demiş)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Süreye b. Yûnus rivayet etti.. (Dediki): Bize Hüşeym rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid, Ebu'l-Melih'den, o da Nubeyşetül-Hüzeli'den naklen haber verdi. Nübeyşe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Teşrik günleri yeyip içme günleridir, buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. Abdillah b. Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize İsmail yani İbni Uleyye, Hâlid-i Hazzâ'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Ebî Kılâbe, Ebûl-Melih'den, o da, Nübeyşe'den naklen rivayet eyledi. Hâlid Demişki: Ben, Ebul-Melih'e rastladunda sordum, bu hadisi bana o anlattı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Hüşeym hadîsi gibi rivayette bulundu, o: «Bir de Allah için zikir günleridir.» ibaresini ziyâde eyledi. İzah 1142 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Sabık rivayet etti. (Dediki) Bize İbrahim b. Tahman Ebu'z-Zubeyr'den o da İbn-i Ka'b b. Malik'den o da babasından naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) babasını Evs b. Hadesan ile birlikte teşrik günlerinde (halk arasına) göndermiş, o da: — «Cennete mü'minden başka kimse girmeyecektir. Mina günleri yeyip içme günleridir.» diye nida etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize, bu hadisi Abd b. Humeyd dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Amir, Abdülmelik b. Amr rivayet etti. (Dediki) Bize İbrâhim b. Tahman bu isnâdla rivayette bulundu. Yalnız o : «İkisi de nida ettiler;» demiştir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Sufyân b. Uyeyne, Abdülhamid b. Cübeyr'den, o da Muhammed b. Abbâd b. Ca'fer'den naklen rivayet etti. (Demişki): Câbir b. Abdullah (Radiyallahu anhuma)'ya Kabe'yi tavaf ederken: — «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cuma günü oruç tutmaktan nehi buyurdu mu ? diye sordu. — «Evet, şu beytin Rabbine yemin olsun (nehyetti.) dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrazzak rivayet etti. (Dediki) Bize îbni Cüreyc haber verdi (Dediki) Bana Abülhamid b. Cübeyr b. Şeybe haber verdi. Ona da Muhammed b. Abbad b. Ca'fer haber vermiş ki, kendisi Cabir b. Abdullah (Rtidiyallahû anh)'a sormuş, (o da) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'dan yukarki hadîsin mislini rivayet etmiş. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Hafs ile Ebû Muâviye, A'meş'den rivayet ettiler. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. Lafız onundur. (Dediki) Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da . Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hiç biriniz Cuma günü oruç tutmasın. Ancak ondan önce yahut sonra oruç tutarsa o başka.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki) Bize Hüseyin yani Cû'fi, Zâide'den, o da Hişâm'dan-, o da İbni Sîrin'den, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti: «Geceler arasından cuma gecesini nafile oruç için tahsis etmeyin. Ancak birinizin tutmakda olduğu orucuna tesaadüf ederse o başka.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Bekir yani İbni Mudar, Amr b. Haris'den, o da Bükeyr'den, o da Seleme'nin azatlısı Yezîd'den, o da Selemetübnü Ekvâ' (Radîyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi. Seleme şöyle demiş: «Şu (orucu takat getiremiyenlerin bir fakir doyuracak fidye vermeleri icab [ Bakara 184 ] eder) âyet-i kerîmesi nazil olduktan sonra dileyen oruç tutmaz da fidye verirdi. Nihayet ondan sonraki âyet indi de bunu neshetti.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amr b. Sevvâd EI-Amiri rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki) Bize Amr b. Haris, Bukeyr b. Eşece'den, o da Selemetü'bnü Ekvâ'nin azatlısı Yezîd'den, o da Selemetü'bnü Ekva' (Radiyallahû mıh)'dan naklen haber verdi ki şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde Ramazanda bizden dileyen oruç tutar, dileyen tutmaz da bir fakir doyuracak fidye verirdi. Nihayet şu âyet-i kerîme nazil oldu: (Sizden hor kim bu ay'a yetişirse onun orucunu tutsun.» [ Bakara)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Abdillah b. Yûnus rivayet etti. (Dediki) Bize Züheyr rivayet etti.. (Dediki) Bize Yahya b. Saîd, Ebû Seleme'den rivayet etti. Ebû Seleme şöyle demiş : Ben, Âişe (Radiyallahu anha)'yi şunları söylerken işittim: «Bazen üzerinde ramazandan kalma oruç borcu olurdu da onu Şa'ban'dan başka zamanlarda kaza edemezdim. Meşguliyetim Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den ileri gelirdi - yahut Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile meşgul olurdum- »
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki) Bize Bişr b. Ömer Ez-Zehrâni haber verdi. (Dediki) Bana Süleyman b. Bilâl rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b. Saîd bu isnâdla rivayette bulundu, yalnız o: «Bu vaziyet Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den ileri geliyordu.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana, bu hadîsi Muhammed b. Rafi* dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Güreye haber verdi. (Dediki) Bana Yahya b, Saîd bu isnâdla rivayette bulundu ve: «Zannederim (bu onun Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile meşgul bulunmasından olacak) sözünü Yahya söylüyordu.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti (Dediki) Bize Abdülvahhâb rivayet etti. H. Bize Amru'n-Nâkıd dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyân rivayet etti. Her iki ravi Yahya'dan bu isnâdla rivayette bulunmuş yalnız hadîsde «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile meşgul olurdum.» cümlesini zikretmemişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Ebî Ömer El-Mekkî rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülazîz b. Muhammed Ed-Derâverdi, Yezîd b. Abdillah b. Had'dan, o da Muhammed b. İbrahim'den o da Ebû Selemete'bni Abdurrahman'dan, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan neklen rivayet etti. Aişe şöyle demiş: G«erçekten bizden birimiz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında bazan oruç tutamaz da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber bulunmak dolayısıyla onu ta şaban gelinceye kadar kaza edemezdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harun b. Saîd El-Eyli ile Ahmed b. İsa rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Ibni Vehb rivayet etti. (Dediki) Bize Amr b. Haris, Ubeydullah b. Ebî Cafer'den, o da Muhammed b. Ca'fer b. Zâbeyr'den, o da Urve'den o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi ki: Resulullah (Salllahu Aleyhi ve Sellem) ; «Her kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse onun nâmına velisi oruç tutar.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize İsa b. Yunus haber verdi (Dediki): Bize A'meş, Müslim-i Batin'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbas (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet ettiki Bir kadın Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek : — «Annem, üzerinde bir ay oruç borcu olduğu halde vefat «tti.» demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — «Ne dersin? Annenin, üzerinde (başka) bir borç olsaydı onu ödermiydİn?» buyurmuş, Kadın: — «Evet.» demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Öyle ise Allah borcu ödenmeye daha lâyıktır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ahmed b. Ömer El-Vekiî rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyin b. Aliy, Zaide'den, o da Süleyman'dan, o da Müslim-i Batin'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da îbni Abbas (Radiyallahû anhâma)'dan naklen rivayet etti. İbni Abbas şöyle demiş: Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — «Ya Resûlullah! Annem, üzerinde bir aylık oruç borcu olduğu halde vefat etti, onun nâmına bu orucu ben kaza edeyim mi?» diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Şayet annenin (başka) bir borcu olsa onun nâmına Öder miydin?» buyurdu. O -sât: — «Evet» cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Öyle İse Allah borcu ödenmeye daha lâyıktır.» buyurdular. (Râvi) Süleyman (Demişki): «Hakem ile Selemetü'bnü Küheyl hep birden, Müslim bu hadisi rivayet ederken biz oturuyorduk, Mücâhid'i bu hadîsi İbni Abbas'dan naklederken dinledik, dediler
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Saîd-i Eşecc rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Hâlid-i Ahmer rivayet etti. (Dediki) Bize A'meş, Selemetü'bnü Küheyl ile Hakem b. Uteybe ve Müslim-i Batin'den, onlar da Satd b. Cübeyr ile Mücâhid ve Atâ'dan onlar da İbni Abbâs (Radiyallahû anhûma)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsi rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshak b. Mansûr ile İbni Halef ve Abd b. Humeyd hep birden Zekeriyyâ b. Adiyy'den rivayet ettiler. Abd (Dediki) Bana Zekeriyyâ b. Adiyy rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydulluai b. Amr, Zeyd b. Ebî Üneyse'den naklen haber verdi. (Demişki): Bize Hakem b. Uteybe, Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhûma) 'den naklen rivayet eyledi, İbni Abbâs şöyle demiş: Bir kadın Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: — «Ya Resulullah, Annem, üzerinde adak orucu olduğu halde vefat etti. Onun namına ben oruç tutabilir miyim» diye sordu, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Ne dersin? Annenin üzerinde (başka) bir borç olsa da onu ödeseydin, onu nâmına geçer miydi?» buyurdu. Kadın: — «Evet» cevâbım verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Öyle ise annen nâmına oruç tut,» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Aliyyu'bnÜ Hucr Es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki) Bize Aliyyu'bnü Müshir Ebu'l-Hasen, Abdullah b. Atâ'dan, o da Abdullah b. Büreyde'den o da babası (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. şöyle demiş: «Bir defa ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında otururken ona bir kadın gelerek: — «Ben anneme bir câriye tasadduk ettim. Halbuki annem vefat etti dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Ecrin Sabit olmuştur. Cariyeyi de miras sana iade etmiştir, buyurdu. Kadın: — «Yâ Resulullah, Annemin üzerinde bir ay oruç borcu vardı, onun nâmına bu orucu ben tutabilirmiyim ? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — O'nun namına oruç tut, buyurdu. Kadın : — Annem hiç hacc etmedi, onun nâmına ben hacc edebilir miyim ? dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Onun namına haccet, buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bu hadisi Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr, Abdullah b. Atâ'dan, o da Abdullah b. Büreyde'den, o da babası (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi. Babası: «Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) İn yanında oturuyordum» diyerek İbni Müshir hadisi gibi rivayette bulunmuş. Yalnız o «İki ayın orucu» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Abd b. Hameyd rivayet etti. (Dediki) Bize Abdürrazzâk haber yerdi (Dediki): Bize Sevr!, Abdullah b. Atâ'dan, o da îbni Büreyde'den, o da babası (Radiyallahû anh) 'dan naklen haber verdi. Babası: «Bir kadın Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldi...» diyerek yukardaki hadîsin mislini rivayet etmiş ve: «Bir ayın orucu demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana, bu hadîsi İshâk b. Mansûr da rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah b. Musa, Süfyan'dan, bu isnadla haber verdi. Ve : «İki ayın orucu» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana İbni Ebî Halef rivayet etti. (Dediki) Bize İshak b. Yûsuf rivayet etti. (Dediki) Bize Abdâlmelik b. Ebî Süleyman, Abdullah b. Ata' El-Mekki'den, o da Süleyman b. Büreyde'den, o da babası (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi. Babası : Bir kadın, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldi...» diyerek yukarkilerin hadîsleri gibi rivayette bulunmuş ve: «Bir ayın orucu.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve Zubeyr b. Harb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Ebu'z- Zinad'dan o da A'rac'dan o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet ettiler. Ebû Bekir b. Ebî Şeybe: «Rivâyeten.» tâbirini kullandı, Amr «Hadisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e vardırarak.», Züheyr ise: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen.» dediler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz oruçlu iken bir yemeğe davet olunursa: «Ben oruçluyum deyiversin.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyân b. Uyeyne, Ebu'z- Zinâd'dan o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan rivâyeten tahdîs eyledi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz bir gün oruçlu olarak sabahlarsa kötü söz söylemesin ve cahillik etmesin. Şayet biri kendisine söğer yahut döğerse : — Ben oruçluyum, ben oruçluyum, deyiversin.» buyurmuşlar. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya Et-Tucibi rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yunus, İbni Şihab'dan naklen haber verdi ki, Ebû Hureyre (Radiyallahû tmh)'ı şunu söylerken işitmiş: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: «Allah (Azze ve Cell) Adem oğlunun her ameli kendinindir. Yalnız oruç müstesna, o benimdir. Onun mükâfaatını verecek olan da benîm, buyurdu. Muhammed'in nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu Allah indinde misk kokusundan güzeldir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb ile Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muğîra yani El-Hizâmi, Ebu'z-Zinâd'dan o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. Ebû Hureyre : «ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Oruç bir kalkandır, buyurdular.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki) Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ata', Ebû Sâhil-i Zeyyât'tan naklen haber verdi ki, Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'ı şöyle derken işittim: ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurudular : «Allah (Azze ve Cell) Adem oğlunun her ameli kendinindir. Yalnız oruç müstesna. Çünkü o benimdir, onun mükâfaatını verecek olan da benim, buyurmuştur. Oruç bir kalkandır. Birinizin oruç tuttuğu bir gün olursa, o gün kötü söz söylemesin ve gürültü çıkarmasın. Şayet kendisine birisi söğer yahut kavga ederse : — Ben oruçlu bir kimseyim, deyiversin. Muhammedin nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu kıyamet günü Allah indinde misk kokusundan daha güzel olacaktır. Oruçlu için sevineceği iki ferah vardır. İftar ettiği vakit iftarına sevinir, bir de Rabbine kavuştuğu vakit orucuna sevinir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dedi kî) : Bize Ebû Muaviye ile Veki A'meş'den rivayet ettiler. H. Bize Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki) Bize Cerir, A'meş'den rivayet etti. H. Bize Ebû Saîd-i Eşecc dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki) Bize Veki' rivayet etti. (Dediki) Bize A'meş, Ebû Salih'den, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)}'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Adem oğlunun her ameli katlanır. Bir iyilik on mislinden yediyüz misline kadar katlanır. Allah (Azze ve Cell) (Yalnız oruç müstesna, Çünkü o, benimdir, onun mükâfaatını verecek olan da benim. Kulum şehvetiyle taamını benim için bırakıyor.) buyurmuştur. Oruçlu için iki ferah vardır: Biri iftar zamanındaki sevinci, diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Emîn olun oruçlunun ağız kokusu Allah indinde misk kokusundan daha güzeldir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Fudeyl, Ebû Sinan'dan, o da Ebû Salih'den o da Ebû Hureyre ile Ebû Saîd (Radiyallahû anhûma)'dun naklen rivayet etti. Demişlerki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Allah (Azze ve Cell) Muhakkak oruç benimdir, onun mükâfaatını verecek olan da benim.) buyurmaktadır. Ge.çekten oruçlu için iki ferah vardır. İftar ettiği vakit bir ferah, Allah'a kavuştuğu vakit de bir ferah. Muhammedin nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu, Allah indinde misk kokusundan daha güzeldir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bu hadîsi hana İshak b. Ömer b. Selit El-Hüzeli dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülâzîz yani İbni Müslim rivayet etti. (Dedi ki) Bize Dırâr b. Mürrâ yani Ebû Sinan bu isnâdla rivayette bulundu, dedi ki : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Oruçlu Allah'a kavuştuğu ve Aîlah mükâfaatını verdiği vakit sevinir.» buyurdu. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Halid b. Mahled yani Katavâni, Süleyman b. Bilâl'den rivayet etti. (Demişki:) Bana Ebû Hâzim, Sehl b. Sa'd (Radiyallahu anh)'âan. naklen rivayet eyledi. Sehl şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cennette bir kapı vardır ki ona Reyyân derler. Kıyamet gününde bu kapıdan oruçlular girecekler, onlarla birlikte başka hiç biri girmiyecektir. Oruçlular nerede denilecek. Müteakiben bu kapıdan gireceklerdir Oruçluların sonu girdi mi kapı kapanacak bir daha ondan hiç bir kimse gîremiyecektir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Rumh b. El-Muhacir rivayet etti. (Dediki) Bana Leys, Îbni'l-Had'dan o da Süheyl b. Ebî Sâlih'den, o da Nu'man b. Ebî Ayyaş'dan o da Ebû Saîd-i Hudri (Radiyallahu anhuma)'dan naklen haber verdi. Ebû Saîd şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah yolunda bir gün oruç tutan hiç bir kul yoktur kî, o gün sebebi ile Allah onun yüzünü yetmiş sene cehennemden ırak etmesin» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Kuteybetü'bnü Saîd dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülâziz yani Derâveıdi, Süheyl'den bu isnadla rivayette bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana İshâk b. Mansûr ile Abdurrahman b. Bişr El-Abdi rivayet ettiler. (Dediler ki : Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki) Bize İbnü Cüreyc Yahya b. Saîd ile Süheyl b. Ebî Sâlih'den naklen haber verdi: Onlar da Nu'man b. Ebî Ayyaş Ez-Zürâki'yi Ebî Saîd-i Hudrî (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet ederken işitmişler, Ebû Saîd şöyle demiş: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa Allah o kimsenin yüzünü yetmiş yıl cehennemden ırak eyler, buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Kâmil, Fudayl b. Hüseyin rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülvâhid b. Ziyâd rivayet etti. (Dediki) Bize Talhatü'bnü Yahya b. Ubeydillah rivayet etti. (Dediki: Bana Âişe binti Talha, Ümmü'l-Müminin Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet eyledi: Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün bana : — Ya Aişe, yanınızda (Yiyecek) bir şey var mı? diye sordu. Ben : — Ya Resûlallah, hiç bir şeyimiz yok, dedim. Resûlullah — Öyle işe ben oruçluyum, dedi ve dışarı çıktı. Az sonra bize bir hediyye getirdiler -Yahut ziyaretçiler geldiler- Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dönüp geldiği vakit ben . — Yâ Resûlullah, Bize bir hediyye getirdiler. Yahut ziyaretçiler geldi- de sana (o hediyeden) bir parça sakladım, dedim. — Ne imiş o? diye sordu. — Hays yemeği, dedim. — Getir onu, buyurdular. Ben de hemen yemeği getirdim ve yedi. Sonra : — Ben oruçlu olarak sabahlamışım, buyurdular. Talha Demişki: «Ben bu hadîsi mücâhide rivayet ettim de mücâhid şunu söyledi. Bu iş malından sadaka çıkaran ve isterse veren, dilerse vermeyen bir kimse mesabesindedir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize 6bû Bekr b. Abî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Yeki', Talhatü'bnü Yahya'dan, o da halası Aişe binli Talha'dan, o da Ümmü'l-Mü'minîn Âişe'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Bir gün Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanına girdi ve: — Yanınızda (yiyecek) bir şey var mı? diye sordu. Biz : — Hayır, cevâbını verdik. — Öyle ise ben oruçluyum, buyurdu. Sonra başka bir gün yine yanımıza geldi (bu sefer) : — Yâ Resulullah, Bize hays yemeği hediye geldi, dedik, Resulullah — Onu bana göster. Vallahi oruçlu olarak sabahlandım, dedi ve yedi. Hays hurmaya yağ ve keş karıştırılarak yapılan bir nevi yemektir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amr b. Muhammed En-Nâkıd rivayet etti. (Dediki); Bize İsmail b. İbrahim, Hişâmi Kurdusî'den, o da Muhammed b. Sırin'den o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Her kim oruçlu iken unutur da, yiyip içerse orucunu tamamlasın. Zira onu ancak Allah doyurmuş ve sulamıştır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Yezid b. Zürey, Saîd-i Cüreyri'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen haber verdi. Abdullah şunları söylemiş: Âişe (Radiyallahû anha)'ya : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ramazandan başka malum bir ay oruç tutar mıydı?» diye sordum. Aişe: — «Vallahi o vefatına kadar Ramazandan başka malum bir ay oruç tutmadı. Ama hiç bir ay'ı da ondan oruç payını almadan kamilen oruçsuz geçirmedi.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki) Bize Kehmez, Abudullah b. Şakîk'den naklen rivayet eyledi. Abdullah şöyle demiş: Aişe: (Radiyallahu anha)'ya : — «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bütün bir ay oruç tutar mıydı?» diye sordum. Âişe: — «Onun vefatına kadar Ramazandan başka bütün bir ay oruç tuttuğunu, bütün bir ayı da oruçsuz geçirdiğini bilmiyorum.» dedi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu'r-Rabî' Ez-Zehrâni rivayet etti. (Dediki) Bize Hammad, Eyyûb ile Hişam'dan, onlar da Muhammed'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen rivayet ettiler. Hammâd: Zannederim Eyyûb bu hadîsi Abdullah b. Şakîk'den işitmiş, dedi. Abdullah şunları söylemiş. Âişe (Radtyallahûanha)'ya Nebi (SaUailakü Ueyhi ve Sellem) 'in orucunu sordum da: — «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kadar çok oruç tutardı ki biz artık hep oruç tutacak hep oruç tutacak, derdik. Bazen de orucu Öyle bırakırdı ki artık hiç tutmayacak hiç tutmayacak, derdik. Medine'ye geleli Ramazandan başka ben onun bütün bir ay oruç tuttuğunu görmedim.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybe rivayet etti. (Dediki) Bize Hammad, Eyyub'dan o da Abdullah b. Şakîk'den naklen rivayet etti. Abdullah: «Ben, Aişe (Radiyallahu anha)'ya sordum...» diyerek yukarki hadisin mislini rivayet etmiş, yalnız isnâdda Hişam ile Muhammedi zikretmemiştir. ;
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Mâlike, Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebu'n-Nadr'dan dinlediğim, onun da Ebû Selemete'bni Abdirrahman'dan, onun da Ümmü'l-Mü'minin Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Âişe şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o derece oruç tutardı ki biz: Bu artık orucu bırakmaz, derdik. (Bazen de) orucu öyle terkederdi ki: Artık bu oruç tutmaz, derdik. Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ramazan'dan başka hiç bir ay'ı kamilen oruçla geçirdiğini görmedim. Şa'ban ayı kadar hiç bir ayda çok oruç tuttuğunu da görmedim.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Ebû Bekir (Dediki) Bize Süfyân b. Uyeyne, İbni Ebî Lebîd'den o da Ebû Seleme'den naklen rivayet etti: Ebû Seleme şöyle demiş: Âişe (Radiyallahû anha)'ya ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in orucunu sordum da şunları söyledi : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kadar çok oruç tutardı ki biz: Artık hep oruç tutacak derdik. (Bazen) orucu o kadar bırakırdı ki: Artık hiç tutmayacak, derdik. Ben onun hiç bir ayda Şa'ban ayındakinden daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Şa'ban ayını bütün tutardı. Onda orucu pek az bırakırdı.» İzah için buraya tıklayın DİKKAT BU LİNK BİR SONRAKİ SAYFANIN LİNKİNİN AYNIDIR. SADECE BU SAYFA’YI AÇAN İÇİN KOLAYLIK AMAÇLIDIR, SORUN DEĞİL
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki) Bize Muâz b. Hişâm haber verdi (Dediki): Bana babam, Yahya b. Ebi Kesir'den rivayet etti. (Demişki): Bize Ebû Seleme, Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş . «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) senenin hiç bir ayında Şa'ban uyındakinden daha fazla oruç tutmaz, ve: — Amellerden gücünüzün yetebileceğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça Allah da asla bıkmaz, buyurur bir de şunu söyledi: — Allah indinde amelin en makbulü sahibinin az da olsa davam üzere işlediği ameldir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu'r-Rabi' Ei-Zehrâni rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhuma)'dan naklen rivayet eyledi. İbni Abbâs şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellenı} Ramazandan başka hiç bir zaman bütün bir ay oruç tutmazdı. Oruç tuttuğu zaman öyle tutardı ki insan: — Hayır vallahi, bu artık orucu bırakmaz, der, tutmadığı zaman da insan : — Hayır vallahi, bu artık oruç tutmaz, diyecek kadar orucu terkederdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. Beşşâr ile Ebû Bekir b. Nâfi', Gunder'den, o da Şu'be'den, o da Ebû Bişr'den naklen bu isnâdla rivayette bulundular. (Bu hadîste) İbni Abbâs : «Medine'ye geleli peşi peşine bir ay (oruç tutmadı)» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize Osman b. Hâkim El-Ensâri rivayet etti. (Dediki) Saîd b. Cübeyr'e Receb orucunu sordum «Biz o zaman Receb ayında bulunuyorduk, şu cevâbı verdi : «Ben, İbni Abbâs (Radiyallahû anhûma)'yi şunları söylerken işittim : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bazen) biz: Bu artık orucu bırakmaz, deyinceye kadar oruç tutar, bazen de: bu artık oruç tutınaz, deyinceye kadar orucu terkederdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadîsi Aliyyü'bnü Hucr dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Aliyyü'bnü Müshir rivayet etti. H. Bana İbrahim b. Musa da rivayet etti. (Dediki) Bize İsa b. Yûnus haber verdi. Bu râvilerin her ikisi Osman b. Hâkim'den bu isnâdda bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. İzah 1158 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb ile İbni Ebî Halef rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki) Bize Hammâd, Sâbit'ten o da Enes (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi. H. Bana bu hadisi Ebû Bekir b. Nâfi' dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki) Bize Behz rivayet etti. (Dediki) Bize Hammad rivayet etti. (Dediki) Bize Sabit, Enes (Rudiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi ki, Resûlullalı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bazen bu artık devamlı oruç tutacak, denilecek kadar oruç tutar, bazen de: Artık hiç oruç tutmaz, hiç oruç tutmaz, denilecek kadar orucu terkedermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. Dediki: Ben, Abdullah b. Vehbi, Yunus'dan, o da İbni Şihab'dan naklen rivayet ederken işittim. H. Bana Harmeletü'bnü Yahya dahi rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Saîd b. El-Müseyyeb ile Ebû Selemete'bni Abdirrahmân haber verdilerki, Abdullah b. Amr b. As şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e benim: — «Yaşadığım müddetçe mutlaka geceleyin namaz kılacağım ve gündüzleyin oruç tutacağım.» derdiğimi haber vermişler. Bunun üzerine ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bunu sen mî söylüyorsun?» diye sordu. Kendisine : — Evet, ben bunu söyledim ya ResûluIIah.» dedim. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ama senin buna gücün yetmez. Sen kimi oruç tut, kiimi tutma, kah uyu, kah namaz kıl. Bir de her aydan üç gün oruç tut. Çünkü yapılan bir hayırlı amele mukabil on misli sevap verilir. Bu üç gün oruç bütün senenin orucu gibidir.» buyurdu. — «Ben bundan daha ziyâdesine takat getirebilirim» dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — «(Öyle ise) bir gün oruç tut, bir gün tutma. Bu, Dâvud (Aleyhisslâm) in orucudur. En âdilâne oruç da budur.» buyurdu. —Ben, bundan daha ziyâdesine takat getiririm,» dedim. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «(Artık) bundan efdalı olamaz.» buyurdular. Abdullah b. Amr (Radiyallahû anhûma): «ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in söylediği: her ay üç günü kabul etseydim benim için ailem ile malımdan daha makbul olurdu.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Muhammed Er-Rûmi rivayet etti. (Dediki) Bize Nadr b. Muhammed rivayet etti. (Dediki) Bize îkrime yâni İbni Ammar rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya rivayet etti. (Dediki); Ben ve Abdullah b. Yezîd, beraberce giderek Ebû Seleme'ye vardık ve kendisine bir haberci gönderdik. Ebû Seleme yanımıza çıktı, bir de baktık evinin kapısı yanında bir mescid var. Ebû Seleme yanımıza çıkıncaya kadar biz o mescîdde bulunduk. Ebû Seleme : — «îçeriye, girmek islerseniz buyurun. İsterseniz burada oturun,» dedi. Biz: — «Hayır, burada oturalım da sen bize hadis rivayet et.» dedik. Ebû Seleme şunları söyledi : — «Bana Abdullah b. Amr b. Âs (Radiyallahû anhûma) rivayet etti, (Dediki): Ben bütün sene oruç tutuyor, her gece Kur'ân okuyordum. (Hatırlayamıyor) ya Nebi (Sallallühü Aleyhi ve Sellem)'e beni söylediler yahut bana haber gönderdi de yanına gittim. Bana : — «Ben, senin bütün sene oruç tuttuğunu ve her gece Kur'an okuduğunu haber almadım mı sanıyorsun?» dedi. Ben: — «Hay hay yâ Nebiyyallah (Muhakkak haber almışsmdır.) Ama ben bununla hayırdan başka bir şey murâd etmedim, dedim. Resulullah — «Şüphesiz ki her aydan üç gün oruç tutman sana kâfidir. buyurdu. Ben : — «Yâ Nebiyyallah! Ben, bundan daha fazlasına takat getiririm, dedim. Efendimiz : — «Fakat zevcenin senin üzerinde hakkı vardır. Misafirlerinin senin üzerinde hakkı vardır, vücûdunun da senin üzerinde hakkı vardır. Binâenaleyh sen Nebiyyullah Dâvud (Aleyhisselâm)'ın orucunu tut. Çünkü o insanların en ziyâde ibadet edeniydi, buyurdu. Ben : — «Yâ Nebiyyallah, Dâvud orucu nedir? diye sordum: — «Dâvud Aleyhisselâm bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Bir de her ay Kur'an'ı hatim et. buyurdu. Ben: — «Yâ Nebiyyallah! Ben bundan daha fazlasına takat getiririm, dedim. — «O halde Kur'ân'ı her yirmi günde bir kere hatmeyle buyurdu. — «Yâ Nebiyyallah! Ben bundan daha fazlasına takat getirebilirim, dedim. — «Öyle ise onu her on günde bir hatim et, buyurdu. — «Yâ Nebiyyallah! Ben bundan daha fazlasına takat getirebilirim, dedim. — «O halde onu her hafta hatim eî. Ama bundan öteye de geçme. Çünkü zevcenin senin üzerinde hakkı vardır. Misafirlerinin de senin üzerinde hakkı vardır. Vücudunun dahî senin üzerinde hakkı vardır, buyurdular. Abdullah Demişki: «Ben (ibâdet isteğinde) şiddet gösterdim, bana da şiddet gösterildi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bana: — Sen bilmezsin, belki ömrün uzun olur, dedi. Neticede Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'\n dediğine geldim. İhtiyarlayınca : — Keşke Nebiyyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gösterdiği ruhsatı kabul etseydim, diye hayıflandım.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana bu hadîsi Züher b. Harb dahî rivayet etti (Dediki) Bize Ravh b. Ubade rivayet etti. (Dediki) Bize Hüseyn El-Muallim, Yahya b. £bî Kesîr'den bu isnadla rivayette bulundu. O her aydan üç gün sözünden sonra: «Çünkü senin için her hasene mukaabilinde onun on misli (mükâfat) vardır. Bütün sene orucu işte budur.» ibaresini ziyâde etmiştir. Yine bu hadîsde: «Nebiyyullah Davud'un orucu nedir? dedim. — Senenin yarısıdır, cevâbını verdi» cümlesi vardır. Bu hadîsde Kuran okumaya dair bir şey söylememiş, «Ziyaretçilerinin senin üzerinde hakkı vardır» dememiş, fakat (onun yerine) : «Şüphesiz kî senin üzerinde çocuklarının da hakkı vardır.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Kasim b. Zekeriyyâ rivayet etti. (Dediki) Bize Ubeydullah b. Musa, Seyban'dan, o da Yahya'dan, o da Beni Zuhre'nin azatlısı Muhammed b. Abdirrahman'dan. o da Ebû Selemeden : — Muhammed: Zannederim ben bunu Ebû Seleme'den işittim, demiş; o da Abdullah b. Amr (Radiyallahû anhuma)'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana : — Her ay Kur'ân'ı hatmeyle, buyurdu. — Ben kendimde (fazla) kuvvet buluyorum, dedim, — öyle İse onu yirmi günde hatmet, buyurdu. — Ben kendimde (bundan daha fazla) kuvvet buluyorum, dedim. — O halde onu her yedi günde bir oku, ama bundan fazlasına uzanma, buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ahmed b. Yûsuf El-Ezdi rivayet etti. (Dediki) Bize Amr b. Ebî Seleme Evzaî'den kıraat sureti ile rivayet etti. (Dediki) Bana Yahya b. Ebî Kesir, İbnu'I-Hakem b. Sevbân'dan, rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû Selemete'bnü Abdîrrahman, Abdullah b Amr b. As (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet eyledi. Abdullah şöyle demiş : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yâ Abdallah! Filân gibi olma, geceleyin namaz kılardı, şimdi gece namazını terk etti.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfi* rivayet etti. (Dediki) Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki) Ben Atâ'dan dinledim. Kendisine Ebu'l-Abbâs'ın haber verdiğini söylüyordu. O da Abdullah b. Amr b. Âs (Radiyallahu anhûmaj'yı şöyle derken işitmiş : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), benim arka arkaya oruç tutar, bütün gece namaz kılardiğımı duymuş. Bunun üzerine ya bana birini gönderdi yahut kendisine tesadüf ettim. — Ben senin oruç tutar ve hiç bırakmazlığını, bütün gece namaz kılardığını haber almadım mı sanıyorsun? Ama böyle yapma. Zîra gözünün hakkı vardır, nefsinin hakkı vardır, ailenin dahî hakkı vardır. Binâenaleyh kimi oruç tut kimi tutma. Hem namaz kıl, hem uyu. Bir de her on günde bir oruç tut. (Tutmadığın) dokuz günün ecri de senin olur, buyurdu. — Ben kendimi bundan daha fazlasına muktedir görüyorum ya Nebiyyallah, dedim. — O halde Dâvud Aleyhisselâmın orucunu tut, buyurdu. — Dâvud (Aleyhisselâm) nasıl oruç tutardı yâ Nebiyyallah? dedim. — Bir gün oruç tutar, bir gün tutmaz, düşmanla karşılaştığı zaman da kaçmazdı, buyurdu. — Bu hasleti bana kim tekeffül eder yâ Nebiyyallah, dedim. (Burada) Râvi Ata': Ebedi orucu nasıl anlattı bilemiyorum demiş. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Ebedî oruç tutan kimse oruç tutmuş değildir, ebedî oruç tutan, oruç tutmuş değildir, ebedî oruç tutan oruç tutmuş değildir, buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bu hadisi bana Muhammed b. Hatim dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Cüreyc bu isnâdla haber verdi. Ve kendisine Ebu'l-Abbâs Şair'ir haber verdtginî söyledi. Müslim der ki: Ebu'l-Abbâs Sâib b. Ferruh Mekke'lüerden sika ve âdil zâttır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki) Bana babam rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Habîb'den, o da Ebu'l-Abbâs'dan, o da Abdullah b. Amr (Radiyallahû anhûma)'dan işitmiş olmak üzere rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Bana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Ey Abdullah b. Amr, sen hakîkaten bütün sene oruç tutuyor, bütün gece namaz kılıyorsun ama bunu yapmaya devam edersen gözler obalır ve zayıflar. Ebedî oruç tutan, oruç tutmuş değildir. Bir ayın üç gününde oruç tutmak, o ayı bütün tutmaktır, buyurdu. — Ben bundan daha fazlasına takat getirebilirim, dedim. — öyle ise Dâvud (Aleyhisselâm) orucunu tut, bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Ama düşmanla karşılaştığı zaman da kaçmazdı, buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadisi Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Bîşr, Mis'âr'dan rivayet etti. (Demişki): Bize Habîb b. Ebî Sabit, bu isnâdla rivayette bulundu. O: «Nefis bîtab düşer» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dan, o da Ebu'l-Abbâs'dan, o da Abdullah b. Amr (Radiyallahu anhûma)'dan naklen rivayet eyledi. Amr şöyle demiş: Bana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Senin geceleyin namaz kıldığını, gündüzleyin de oruç tuttuğunu ben haber almadım mı sanıyorsun? dedi. — Ben bunu yapıyorum, dedim. — Ama sen bunu yaparsan gözlerin obalır, nefsin bîtab düşer. Gözünün bir hakkı vardır, nefsinin hakkı vardı, ailenin de bir hakkı vardır. Kimi namaz kıl, kimi uyu, kâh oruç tut, kâh tutma, buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebü Bekr b. Ebî Şeybe ile Zühcyr b. Harb rivayet ettiler. Ztiheyr dedi ki : Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr b. Dinar'dan, o da Amr b. Evs'den, o da Abdullah b. Amr (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Şüphesiz ki Allah indinde en makbul oruç Dâvud orucudur. Allah indinde en makbul namaz da Dâvud aleyhisselâmın namazıdır. Hz. Dâvud gecenin yarısını uyku ils geçirir, üçte birinde namaz kılar, altıda birinde (yine) uyurdu. Bir gün oruç tutar, bîr gün tutmazdı, buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfî' rivayet etti. (Dediki) Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki) Bana Amr b. Dinar haber verdi. Ona da Amr b. Evs, Abdullah b. Amr b. Âs (Radiyallahû anhûma) 'dan naklen haber vermiş, ki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Allah İndinde en makbul oruç, Dâvud orucudur. Hz. Dâvud senenin yarısını oruçla geçirirdi. Allah Azze ve Celle indinde en makbu! namaz da Dâvud aleyhisselârnın namazıdır. Gecenin yarısını uyku ile geçirir, sonra namaz kılar, sonra gecenin nihâyetinde (yine) uyurdu. Gecenin yarısından sonra üçte birini namazla geçirirdi, buyurdu. Ravi İbni Cüreyc Demişki: «Amr b. Dinar'a: (Gecenin yarısından sonra üçte birini namazla geçirirdi) sözünü Amr b. Evs mi söylüyordu? Evet, cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize Hâlid b. Abdillah, Halid'den, o da Ebû Kilabe'den naklen haber verdi. (Demişki): Bana Ebu'l-Melik haber verdi. (Dediki) Babamla birlikte Abdullah b. Amr'ın yanına girdim de, bize benim oruç tuttuğumun Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e söylendiğini anlattı. Derken Efendimiz yanıma girdi. Ben hemen kendilerine içi hurma lifi ile doldurulmuş, deriden mamul bir yastık koydum. Fakat Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yere oturdu. Yastık ikimizin arasında kaldı. Bana hitaben: — «Sana her aydan üç gün oruç tutmak yetmiyor mu?» dedi. — «Yâ Resûlallah bu kadarı bana yetmez» diyecek oldum. (Sözümü keserek): — «Beş gün tut,» buyurdu. Ben : — «Yâ Resûlallah,» dedim. — «Yedi gün tut,» buyurdu. Ben yine : — «Yâ Resûlallah, ...» dedim. — «Dokuz gün tut,» buyurdu. Tekrar: — «Yâ Resûlallah, ...» dedim. — «Onbir gün tut,» buyurdu. Yiue : — Yâ Resulullah, ...» dedim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Davud (Aleyhisselâm) orucunun fevkinde oruç yoktur. Bu oruç senenin yarısıdır. Bir gün oruç tutmak, bîr gün tutmamaktan ibarettir,» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Gunder, Şu'be'den rivayet etti. H. Bize Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be Ziyâd b. Feyyazdan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Ebû Iyâz'ı b. Abdullah b. Amr (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abdullah'a : — «Her ay bir gün oruç tut. Geri kalan günlerin ecri de senindir.» buyurmuş. Abdullah: — «Ben bundan daha fazlasına takat getiririm.» demiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «(Her ay) İki gün oruç tut, geri kalan günlerin ecri de senindir.» buyurmuş. Abdullah: — «Ben bundan daha fazlasına takat getiririm.» demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ;. — «(Her oy) üç gün oruç tut, geri kalan günlerin ecri de senindir.» buyurmuş. Abdullah: — «Ben bundan daha fazlasına takat getiririm.» demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «(Her ay) dört gün oruç tut, geri kalan günlerin ecri de senindir.» buyurmuş. Abdullah (yine) : — «Ben bundan daha fazlasına takat getiririm.» demiş. Efendimiz: — «Allah indinde en fazîtetli olan orucu. Dâvud Aleybisselâm orucunu tut, «Hz. Dâvud bir gün oruç tuîar, bir gün tutmazdı.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Hatim hep birden İbni Mehdî'deıı rivayet ettiler. Züheyr (Dediki) Bize Abdurrahmân b. Mehdî rivayet etti. (Dediki) Bize Selim b. Hayyâm rivayet etti, (Dediki) Bize Saîd b. Mînâ rivayet etti. (Dediki) Abdullah b. Amr şunu söyledi : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana : — «Ey Abdullah b. Amr! Duydum ki sen gündüzleri oruç tutar, geceleri namaz kılarmışsın. Bunu yapma, çünkü vücûdunun senin üzerinde hakkı vardır, gözünün de senin üzerinde hakkı vardır. Zevcenin dahî senin üzerinde hakkı vardır. Bazen oruç tut, bazen tutma. Her aydan üç gün oruç tut. Bu bütün sene oruç tutmak demektir.» buyurdu. Ben: — «Yâ Resulullah! Benîm (fazla oruç tutmaya) kuvvetim vardır.» dedim. Resulullah — «Öyle ise Dâvud Aleyhisselâm orucunu tut, (yâni) bir gün oruç tut, bir gün tutma,» buyurdular. Abdullah (ömrünün sonlarında): «Ah keşke bu ruhsatı tutsaydım.» derdi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeyban b. Ferruh rivayet etti. (Dediki) Bize Abdulvâris, Yezîd-i Rişk'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Muazetü'l-Adeviyye rivayet etti. Kendisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Aişe'ye — «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) her ay üç gün oruç tutar mıydı?» diye sormuş, — «Evet» cevâbını vermiş. (Muaz'e Demişki): — Aişe'ye: Ayın hangi günlerinde oruç tutardı?» diye sordum» — «Ayın hangi günlerinde oruç tutacağına ehemmiyet vermezdi.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Abdullah b. Muhammed b. Esma' Ed-Dubaî rivayet etti. (Dediki) Bize Mehdi yâni İbmi Meymûn rivayet etti. (Dediki) Bize Gaylan b. Cerîr, Mutarrif'den, o da İmran b. Husayn (Radiyallahû anhüma)'dan naklen rivayet eyledi ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) imrâ'na —yahut İmrân da işitmek suretiyle başka zâta—: — «Ey fülân! Bu ayın sonunda oruç tuttun mu?» diye sormuş. O zât: . — «Hayır!» cevâbını vermiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ramazandan çıktıktan sonra iki gün oruç tut,» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b .Yahya et-Temîmî ile Kuteybetübnü Saîd hep birden Hammad'dan rivayet ettiler. Yahya dedi ki: Bize Hammâd b. Zeyd, Gaylan'dan, o da Abdullah b. Mabed-i Zimmâni'den, o da Ebû Katâde'den, naklen haber verdi. (Ebû Katâde şöyle demiş): «Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: — Nasıl oruç tutarsın? diye sordu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gabadlandı. Ömer (Radiyallahû anh) onun kızdığını görünce: — Biz, Rabb olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, Nebi olarak da Muhammed'e razı olduk. Allah'ın gadabi ile Resulünün gadabından Allah'a sığınırız, dedi. Ömer (Radiyallahû anh) bu sözü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gadabı yatışıncaya kadar tekrarladı, durdu. Nihayet Ömer : — Yâ Resûlallah! Bütün sene oruç tutan kimsenin hali ne olacak? dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «(Böylesi) ne oruç tutmuştur, ne tutmamıştır —yahut oruç da tutmamıştır, iftar da etmemiştir—» buyurdu. Ömer (tekrar) : — İki gün oruç tutup bir gün tutmayanın hâli ne olacak? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Buna kimse takat getirebilir mi? buyurdu. Ömer (yine): — Bir gün oruç tutup bir gün tutmayanın hâli nice olacak? diye sordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Bu, Dâvud Aleyhisselâm'ın orucudur, buyurdu. Ömer: — Bir gün oruç tutup iki gün tutmayanın hali nasıldır? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Bunun için bana takat verilmesini dilerim; cevâbını verdi. Bundan sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; — Her aydan üç gün, bir de ramazandan ramazana oruç tutmak yok mu? İşte bu bütün senenin orucu demektir. Arafe günün orucunu Allah'ın o günden önceki sene ile o günden sonraki senelerin günahlarına keffâret yapacağını umarım. Aşûra günün orucunu ise Allah'ın o günden önceki senenin günahlarına keffâret kılacağını ümîd ederim, buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Mnhammed b. El-Müsennâ.ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız ibni'l-Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Gaylan b. Cerîr'den naklen rivayet etti. O da Abdullah b. Ma'bed-i Zimmâni'yi Ebû Katadete'l-Ensâri (Radiyallahû anh)'dtın naklen rivayet ederken dinlemiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e nasıl oruç tuttuğu sorulmuş, Ebû Katâde (Demişki): Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gadaplandı da Ömer (Radiyallahu anh): — «Biz, Babb olarak Allah'a,' din İslâm'a Resul olarak Muhammed'e, bey'at nâmına da kendi bey'atımıza razı olduk.» dedi. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bütün sene oruç tutmanın hükmü soruldu: — «Böylesi ne oruç tutmuş ne de iftar etmiştir. —Yahut oruç da tutmamıştır, iftar da etmemiştir. —» buyurdu. Sonra iki gün oruç tutup, bir gün tutmamanın hükmü soruldu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Buna kim takat getirebilir?» cevâbını verdi, Bir gün oruç tutup iki gün tutmamanın hükmü de soruldu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Keşke Allah bunun için bize kuvvet verse.» buyurdular. Bir gün oruç tutup, bir gün tutmamanın hükmü dahi soruldu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bu oruç kardeşim Dâvud Aleyhisselâm'ın orucudur.» buyurdular. Pazartesi günü oruç tutmanın hükmünü de sordular. Nebi — «Bu gün benim doğduğum ve Nebi olarak gönderildiğim — yahut bana vahiy indirildiği— gündür.» buyurdu. Müteakiben: — «Her aydan üç gön, bir de ramazândan ramazana tutulan oruç, bütün sene oruç tutmak demektir.» buyurdular. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arafe günü oruç tutmanın hükmü de soruldu: — «Bu oruç geçen sene ile gelecek senenin günâhlarına keffâret olur.» buyurdu. Aşûra günü oruç tutmanın hükmü dahî soruldu. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Bu Oruç geçen senenin günahlarına keffâret olur» buyurdular. Müslim diyor ki : Bu hadîsin Şû'be rivayetinde: «Pazartesi ile perşembe günleri oruç tutmanın hükmü de soruldu, dedi, ama biz perşembe meselesini bir vehimden ibaret bulduğumuz için onu zikretmedik.» ibaresi de vardır
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Ubeydullah b. Muâz dahî rivayet etti. (Dedikî): Bize babam rivayet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedikî): Bize Şebabe rivayet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dediki) Bize Nadr b. Şumeyl haber verdi. Bu râvilerin hepsi Şu'be'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Ahmed b. Saîd Ed-Dârimî rivayet etti. (Dediki) Bize Habban b. Hilâl rivayet etti. (Dediki) Bize Ebân-ı Attâr rivayet etti. (Dediki) Bize Gaylân b. Cerîr bu isnadda Şu'be hadîsinin mislini rivayet eyledi. Yalnız o, hadîsde pazartesi gününü zikretmiş, perşembeyi söylememiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Zuheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) : Bize Abdurrahman b. Mehdî rivayet etti. (Dediki) Bize Mehdi b. Meymun Gaylân'dan, o da Abdullah b. Ma'bed-i Zimnanî'den, o da Ebû Katâdete'l-Ensâri (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e pazartesi günü oruç tutmanın hükmü sorulmuş, o da: — «Ben, o gün doğdum, bana vahiy dahî o gün indirildi.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Heddâb b. Hâlid rivayet etti. (Dediki); Bize Hammad b. Seleme, Sâbit'den, o da Muharrif'den, o da İmrân b. Husayn (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet etti. Heddâb'dan, Mutarrif i anlamış değilim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) İmran'a yahut başka birine: — «Şa'ban'in sonlarında oruç tuttun mu?» diye sormuş, o da: «Hayır!» cevâbını vermiş. Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ramazandan çıktığın vakit iki gün oruç tutuver.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Yezîd b. Harun, Cüreyri'den, o da Ebu'l-Ala'dan, o da Mutarrif den, o da îmran b. Husayn (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir zâta: — «Bu ayın (Şâban'ın) sonlarında oruç tuttun mu?» diye sormuş, o zât: — «Hayır!» cevâbını vermiş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ramazandan (çıkarak) iftar ettiğin vakit, onun yerine İki gün oruç îutuver.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Mutarrif b. Sıhhîr'in kardeşi oğlundan rivayet etti. (Demişki): Ben, Mutarrif'i, İmran b. Husayn (Radiyallahû anhûmâ)'dan naklen rivayet ederken işittim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir zâta Şa'ban ayını kastederek : — «Bu ayın sonlarından biraz oruç tuttun mu?» diye sornutş. O zât: — «Hayır!», cevâbını vermiş. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : — «Ramazandan iftar ettiğin vakit bir gön yahut iki gün oruç tutuver.» buyurmuşlar. Bir mi, iki mi dediğinde şüphe eden Şu'be'dir. Şu'be: «İki gün, dedi zannederim.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhammed b. Küdâme ile Yahya EI-Lu'lui rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Nadr haber verdi. (Dediki) Bize Şu'be haber verdi. (Dediki) Bize Mutarrif'in kardeşi oğlu Abdullah b. Hâni bu isnadda bu hadîsin mislini rivayet eyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'deıı, o da Humeyd b. Abdirrahman El-Himyeri'den, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anhûma)'dan naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah'ın ay'ı olan Muharrem'de tutulan oruçtur. Farz namazdan sonra en faziletli namaz gece namazıdır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki) Bize Cerir, Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Muhammed b. Münteşirden, o da (Radiyallahü anhüma) Humeyd b. Abdirrahman'dan, o da Ebû Hureyre dan merfû olarak rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e farz namazdan sonra hangi namazın ve Ramazan ayı orucundan sonra hangi orucun efdal olduğu soruldu da: — «Farz namazdan sonra en faziletli namaz : Gece yarısı kılınan namazdır, ramazan ayından sonra en faziletli oruç: Allah'ın ay'ı olan Muharrem orucudur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Hüseyin b. Aliy, Zâid'den, o da Abdülmelik b. Umeyr'den bu isnâdla oruç bahsinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybetü'bnü Saîd ve Aliyyü'bnü Hucr toptan İsmail'den rivayet ettiler. İbni Eyyûb (Dediki) Bize İsmail b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bana Sa'd b. Saîd b. Kays, Ömer b. Sabit b. Haris El-Hazrecî'den, ona da Ebû Eyyûb El-Ensari (Radiyallahu anh) rivayet etmiş olmak Üzere haber verdiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Her kim ramazan orucunu tutar da sonra Şevval'den altı günü eklerse bu bütün sene oruçlu gibi olur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki) Bize babam rivayet etti. (Dediki) Bize Yahya b. Saîd'İn kardeşi Sa'd b. Saîl rivayet etti. (Dediki) Bize Ömer b. Sabit haber verdi. (Dediki) Bize Ebû Eyyûb El-Ensâri (Radiyallahû anh) haber verdi. (Dediki) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i yukarki hadîsin mislini söylerken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bu hadâsi bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki) Bize Abdullah b. Mübarek Sa'd b. Saîd'den rivayet etti. (Demişki): Ben, Ömer b. Sâbit'den işittim. (Dediki): Ben, Ebû Eyyûb (Radiyallahû anh): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu... diyerek yukarki hadîsin mislini rivayet ederken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya, rivayet etti. (Dediki) Mâlik'e Nafî'den dinlediğim, onun da İbni Ömer (Radiyallahu anhûma)'dan rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazı kimseler rüyada Kadir Gecesinin Ramazanın son yedi gecesinde görmüşler. Bunun üzerine Rasû\ü\\ah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Görüyorum ki rüyalarınız Ramazanın son yedi gecesi hakkında birbirini tutmaktadır. Arlık kim Kadir Gecesini arayacaksa onu Ramazanın son yedisinde arasın.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) Mâlik'e» Abdullah b. Dinar'dan dinlediğim, onun da İbni Ömer (Radiyallahû anhûma)'dan, onun da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Kadir Gecesini, Ramazanın son yedisinde arayın.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amru'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Züheyr (Dediki): Bize Süfyan b. Uyeyne, ZÜhrî'den, o da Salim'den, o da babası (Radiyallahû anh,) dan naklen rivayet etti. Babası (Abdullah b. Ömer) şöyle demiş; Bir adam Kadir Gecesinin yirmiyedinci gece olduğunu (rüyasında) gördü. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «(Kadir Gecesi hakkındaki) rüyalarımızın son on gün içinde olduğunu görüyorum. Binâenaleyh siz onu bu on günün tek gecelerinde arayın.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Salim b. Abdillah b. Ömer haber verdi ki babası (Radiyallahû anh) şöyle demiş: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Leyle-i Kadir hakkında şöyle buyururken işittim : «Sizden bâzı kimseler Kadir Gecesinin Ramazanın ilk yedisinde, bâzıları da son yedi gecesinde olduğunu rüyalarında gördüler. Siz onu son on gecede arayın.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Ukbe yani İbni Hureysden rivayet etti. (Demişki): Ben İbni Ömer (Radiyallahû anhüma)'yi şunu söylerken işittim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Siz, onu yâni Kadir Gecesini Ramazanın son on gecesinde arayın. Şayet biriniz zayıf düşer yahut âciz kalırsa sakın kalan yedi geceden mahrum kalmasın,» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. EI-Müsennâ rivayet etti. (Dediki). Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki) Bize Şu'be, Cebele'den rivayet etti. (Demişki): Ben İbni Ömer (Radiyallahu anhüma)'yi naklen rivayet ederken dinledim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selien)'den Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Her kim Kadir Gecesini arayacaksa, onu son on gecede arasın.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Aliyyü'bnü Müshir, Şeybâni'den, o da Cebele ile Muhârib'den, onlar dr İbni Ömer (Radiyalîahu enhüma) 'dan naklen rivayet etti. İbnİ Ömer şöyle demiş; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kadir Gecesini, son on gecede arayın. —Yahut son dokuz gecede arayın. —» buyurdular. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu't-Tâhir ile Harmeletü'bnü Yahya rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yunus, İbni Şihab'dan, o da Ebû Selemete'bni Abdirrahman'dan, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen haber verdiki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kadir Gecesi rüyamda bana gösterildi. Sonra zevcelerimden biri beni uyandırdı da o (onun hangi gece olduğu) bana unutturuldu. Artık siz onu kalan on gün zarfında arayın.» buyurmuşlar. Harmele: «Ben, o geceyi unuttum.» diye rivayet etti. İzah 1169 ve ardından 1170 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki) Bize Bekir yâni İbni Mudar, İbni Had'dân, o da Muhammed b. İbrahim'den, o da Ebû Selemete'bni Abdiraahman'dan, o da Ebû Saîd-i Hudri (Radiyallahû anh) dan naklen rivayet etti. Ebû Saîd şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan ayının ortasındaki on günde itikaf yapardı. Yirminci gece geçip de yirmîbirinciyi karşıladığı zaman evine dönerdi. Onunla birlikte itikâf yapanlar da dönerlerdi. Sonra, bir Ramazan ayında evine dönmeyi itiyat edindiği gece mescidde kalarak cemaata hutbe okudu ve onlara Allah'ın dilediklerini emretti. Sonra şöyle buyurdu : «Ben, bu on günde îtikâf yapıyordum. bi'l ahara şu son on günde itikaf yapmak hatırıma geldi, imdi benimle beraber kim itikaf yapmışsa, îtikâf yerinde gecelesin. Ben, bu geceyi hakikaten rüyamda gördüm ama, o hana unutturuldu. Artık siz, onu son on gün zarfında tek gecelerde arayın. Ben kendimi bir su ve çamura secde ederken gördüm.» Ebû Said-i Hudrî Demişki: «Yirmibirinci gece yağmura tutulduk da mescid Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in namaz kıldığı yere aktı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazından çıkarken ona baktım, yüzü çamur ve suyla ıslanmıştı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki) Bize Abdülaziz yani Derâverdi, Yezîd'den, o da Muhammed b. İbrahim'den, o da Ebû Selemete'bnü Abdirrahman'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet ettiki, şöyle demiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda ayın ortasındaki on günde îtikâf yapardı...» Ravi hadîsi yukarki hadîs gibi rivayet etmiş yalnız: «îtikaf ettiği yerde dursun, buyurdu.» Bir de: «Alnı çamur ve suyla dolu olarak çıkıyordu.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Abdilala rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir rivayet etti. (Dediki) Bize Umâratü'bnü Gaziyyete'l-Ensâri rivayet etti. (Dediki) Ben, Muhammed b. İbrahim'i, Ebû Seleme'den, o da Ebû Said-i Hudrî (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet ederken işittim, Ebû Said şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanın ilk on günü zarfında îtikâfa girmiştir. Sonra ortasındaki on günde tentesi üzerinde hasır bulunan bir Türk çadırında îtikâf yaptı, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hasırı eliyle tutarak çadırın bir tarafına çekti. Sonra başını (çadırdan) çıkararak cemaatla konuştu. Cemâat kendisine yaklaştılar. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve :Sellem): «Ben, ramazanın ilk on gününde îtikâf yapar, bu geceyi arardım, sonradan ayın ortasındaki on günde îtikâf yapmaya başladım. Bil âhara bana gelerek bu gecenin son on gönde olduğunu söyIiyen oldu. Binaen-aleyhi sizden kim îtikâfa. girmek isterse, girsin.» buyurdu. Bunun üzerine cemâat da onunla birlikte îtikâfa girdiler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bana, Kadir Gecesi, tek gece olarak gösterildi ve sabahında çamurla su içine secde edeceğim bildirildi.» buyurdu. Müteakiben yirmibirinci gecenin sabahına erdi. Sabah namazına kalkmıştı. Derken semâdan yağmur yağdı ve mescid aktı. Çamurlu suyu gözümle gördüm. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazını edadan sonra alnında ve burnunun ucunda çamurlu su vardı. Bir de baktım o gece son on günün yirmibirinci gecesi imiş;
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki) Bize Ebû Âmir rivayet etti. (Dediki) Bize Hişârn, Yahya'dan, o da Ebû Seleme'den naklen rivayet etti. Ebû Seleme şöyle demiş: Aramızda Kadir Gecesini müzâkere ettik. Müteakiben Ebû Saîd-i Hudrî (Radiyallahu anh)'a vardım, Ebû Said benim dostumdu. — «Beraberce hurmalığa çıksak ya.» dedim. Ebû Saîd, üzerinde hamisa denilen bir cübbe olduğu halde dışarı çıktı. Kendisine: — «Sen, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Kadir Gecesinin lâfını ederken işittim mi? diye sordum. Ebû Saîd. şunları söyledi:. — «Evet! Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Ramazanın ortasındaki on günde îtikâfa girdik de yirminci günü sabahı îtikâîian çıktık. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize hutbe okuyarak şöyle buyurdular : «Bana hakikaten Kadir Gecesi gösterildi. Ama ben,- onu unuttum. — Yahut: o, bana unutturuldu.— Binâenaleyh siz, onu ayın son on gününde tek gecelerde arayın. Bana su ve çamur içine secde edeceğim dahi gösterildi. Imdi kim Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber itîkâfa girmişse geri dönsün.» Ebû Saîd Demişki: «Bunun üzerine geri döndük. Gökyüzünde bir bulut paresi bile görmüyorduk. Derken bir bulut geldi ve yağmura tutulduk. Hattâ mescidin tavanı aktı. Zâten mescid hurma dalından yapılmıştı. Namaz kılındı, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i, su ile toprak içine secde ederken gördüm. Hattâ çamurun eserini alnında bile gördüm.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki) Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki) Bize Ma'mer haber verdi. H. Bize Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Dârimî dahi rivayet etti. (Dediki) Bize Ebu'l-Muğira haber verdi. (Dediki): Bize Evzâi rivayet etti.' Her iki ravi Yahya b. Ebî Kesîr'den bu isnâdla yukarki hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Bunların rivayetlerin de: «Namazdan çıktıktan sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i gördüm, alnında ve burnunun ucunda çamur eseri vardı.» ibaresi de vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. EI-Müsennâ ile Ebû Bekir b. Hallâd rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Abdülala rivayet etti. (Dediki) Bize Saîd Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi. Ebû Saîd şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Kadir Gecesi henüz kendisine bildirilmezden Önce onu arayarak Ramazan'ın ortasındaki on günde îtikâfa girdi. îtikâl günleri geçince çadırın sökülmesini emretti ve hemen çadır söküldü. Sonra Kadir Gecesinin, Ramazan'ın son on günü zarfında olduğu kendisine bildirildi. Bunun üzerine çadırın kurulmasını emir buyurdu ve çadır tekrar kuruldu. Sonra cemâatin yanına çıkarak: «Ey camaat, gerçekten bana Kadir Gecesi bildirilmişti. Ben de onu sîze haber vermek için çıkmıştım, fakat birbirlerinden hak dâva eden iki adam geldi yanlarında Şeytân da vardı. Bu sebeple Kadir Gecesi bana unutturuldu. Artık siz, onu Ramazanın son on günü zarfında arayın. Onu dokuzuncu, yedinci ve beşinci gecelerde arayın.» buyurdular. Ravi Demişki; «Ben; — «Yâ Ebâ Saîd! Siz sayıyı, bizden daha iyi bilirsiniz, dedim. Ebû Saîd: — Evet, bu hususta biz, sizden daha üstünüz, dedi. (Kendisine) : — Bu dokuzuncu, yedinci ve beşinci ne demektir? diye sordum. Ebû Saîd : — Yirmibirinci gece geçti mi ondan sonra gelen yirmiikinci gece : dokuzuncudur, yirmiüçüncü gece geçti mi, onun arkasından gelen gece yedinci, yirmi beşinci gece geçti mi, onu tâkib eden gece beşincidir, cevâbını verdi.» İbni Hallâd : «Birbirlerinden hak dâva eden...» tâbirinin yerine «Birbirleriyle muhâsama eden iki kişi.» dedi. İzah 1169 ve ardından 1170 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Said b. Amr b. Sehl b. İshâk b. Muhammed b. Eş'as b. Kays El-Kindî ile Aliyyü'bnü Haşrem rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Damra rivayet etti. (Dediki) Bana Dahhâk b. Osman rivayet etti. (Dediki) Bana Dahhâk b. Osman rivayet etti. — İbni Haşrem: Dahhâk b. Osman'dan, dedi.— O da Ömer b. Ubeydillah'ın azatlısı Ebu'n-Nadr'dan, o da Büsur b. Saîd'den, o da Abdullah b. Uneys'den naklen rivayet etmişki, ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bana, Kadir Gecesi gösterildi ama sonra unutturuldu. Ben, rüyamda o gecenin sabahında kendimi su ve çamur içine secde ederken gördüm.» buyurmuşlar. Abdullah (Radiyallahû anh): «Biz, Ramaran'ın yirmiüçüncü gecesi yağmura tutulduk. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize sabah namazını kıldırdı. Namazdan çıktığı vakit su ile çamurun eseri alnmda ve burnunda kalmıştı.» demiş. Râvi diyor ki: «Abdullah b. Üneys (geceyi zikretmiyerek sadece) : Yirmiüçte yağmura tutulduk, dedi.» İzah 1169 ve ardından 1170 de
- Bāb: ...
- باب ...
Biie Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Numeyr ile Veki', Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :. «Kadir Gecesini Ramazanın son on gecesinde arayın.» buyurdular. Burada İbni Numeyr: «İltimas edin.» Veki': «Taharri edin.» diye rivayette bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Hatim ile İbni Ebî Ömer ikisi birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Hatim (Dediki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Abde ile Âsim b. Ebun-Necûd'dan naklen rivayet etti. Onlar da Zır b. Hubeyş'i şöyle derken işitmişler: — «Übeyyu'bnü Ka'b (Radiyallahû anh)'a sordum, dedim ki: — Kardeşin İbni Mes'ûd: Kim bîr yıl ibadetle kaaim dursa, Kadir Gecesine rastlar, diyor. Übey (Radiyallahû anh) — O insanların buna güvenmemelerini kastetmiştir. Yoksa kendisi bu gecenin Ramazan'da olduğuna, Ramazan'ın da son on gecesinde, o gecenin de yirmiyedinci gece olduğunu pek âlâ bilir, dedi. Sonra bu gecenin yirmi yedinci gece olduğuna İstisnasız yemin etti. Ben : — Bunu neye istinaden söylüyorsun ya Ebe'l-Münzir? dedim. Übey (Radiyallahû anh) : — Alâmetine, yâmut Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in bize haber verdiği nişana istinaden söylüyorum. O gecenin sabahında güneş şuâsız olarak doğacaktır, cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsenna rivayet etti. (Dediki) Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet elti. (Dediki) Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki) Ahdetü'bnü Ebî Lübâbe'yi, Zır b. Hubeyş'den, o da Übeyyü'bnü Ka'b (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Zır şöyle demiş : Ubeyy, Kadir Gecesi hakkında: «Vallahi onu ben pek ala bilirim.» dedi. Şû'be: «Zann-ı galibime göre bu gece Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in bize ihyasını emrettiği gece olacaktır. O gece ayın yirmiyedinci gecesidir.» şeklinde rivayet etmiştir. Yalnız Şû'be şu cümlede (yâni) «Bu gece Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bize ihyasını emrettiği gecedir.» ifâdesinde şekketmiş : «Bunu bana, ondan bir dostum rivayet etti.» demiştir. İzah 1170 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abbâd ile İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Mervan yâni Fezâri, Yezîd yâni İbni Keysân'dan, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet eyledi. Ebû Hureyre şöyle demiş: -Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında Kadir Gecesini müzâkere ettik de: — Ay doğduğu vakit onun çanak yarısı gibi olduğunu hanginiz hatırlar? buyurdu