Sahih Muslim
...
(19) Kitāb: The Book of Invoking Curses
(19) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, ona da Sehl b. Sa'd es-Sâîdî'nin haber verdiği şu hadîsi okudum : Uveymir-i Aclânî, Âsim b. Adiy el-Ensârî'ye gelerek: Ne dersin ya Asım! Bir adam karısının yanında birini bulursa onu öldürür; siz de kendisini öldürür müsünüz; yoksa ne yapar? Şunu benim için yâ Âsim, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e soruver! demiş. Âsim da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sormuş. ResûluIlah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu suallerden hoşlanmamış; onları ayıp görmüş. Hattâ (bu bâbta) Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiği sözler Âsım'a girân gelmiş. Âsim evine dönünce Uveymir gelmiş; ve : Yâ Âsim! Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sana ne dedi? diye sormuş. Âsim: —Sen bana hayır getirmedin; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine sorduğum suâlden hoşlanmadı; demiş. Uveymir : —Vallahi ben bu meseleyi ona sormaktan vazgeçmeyeceğim; diye mukabele etmiş. Derken Uveymir kalkarak halk arasında bulunan Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelmiş ve: —Yâ Resûlallah, ne buyurursun, bir adam karısının yanında birini bulursa onu öldürür; siz de kendisini öldürür müsünüz; yoksa ne yapar? demiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Seninle zevcen hakkında âyet indi. Haydi git de onu getir.» buyurmuşlar. Sehl şunu söylemiş: Müteakiben liân yaptılar. Ben de halkla beraber Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında idim. Liânı bitirdikleri vakit Uveymir : — Karımı nikâhım altında tutsam onun hakkında ben yalan söyledim yâ Resûlâllah! dedi; ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine emretmeden karısını üç defa boşadı. İbni Şihâb: «Artık bu, liân yapanların âdeti olmuştur.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmele b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Sihâb'dan naklen haber verdi (Demişki): Bana Sehl b. Sa'd el-Ensârî haber verdiki: Benî Aclân kabilesinden Uveymir-i Ensârî Âsim b. Adiy'ye gelmiş... Ve hadîsi Mâlik hadîsi gibi rivayet etmiş. İbni Şihâb bu hadîse: «Bundan sonra erkeğin karısından ayrılmam liân yapanların âdeti oldu.» cümlesini kendinden katmıştır. O. hadîse şu ifadeyi de ziyâde etmiştir: «Sehl (Dediki): Kadın hâmile idi. Artık çocuğu annesinin adı ile çağrılıyordu. Bundan sonra çocuğun annesine, annesinin de Allah'ın kendisine takdir buyurduğu hisse de ona mirasçı olması âdet hâlini aldı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedikî) Bana İbni Şihâb liân yapanları ve onlar hakkındaki âdeti, Benî Sâide kabilesinden Sehl b. Sa'd hadîsinden naklen haber verdi. (Şöyleki): Ensârdan bir zât Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Yâ Resûlâllah, ne buyurursun, bir adam karısının yanında birini bulursa; demiş. Râvi hadisi kıssası ile anlatmış; şunu da ziyâde etmiştir: «Bunun üzerine mescidde liân yaptılar; ben de orada idim.» Yine hadiste «Müteakiben onu Rcsûlullah (Salla!lahu Aleyhi ve Sellem} emretmeden üç defâ boşadı: ve Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellam)'in yanında ondan ayrıldı. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İşte her liân yapanlar arasında ayırma budur.» buyurdular ifâdes vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. AbdiIIâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülmdik b. Ebi Süleyman, Saîd b. Cübeyr'den rivayet etti. (Demişki): Mus'ab'ın emirliği zamanında bana, liân yapanların araları ayrılır mı? diye soruldu. Ben ne diyeceğimi bilemedim. Bunun üzerine İbni Ömer'in Mekke'deki evine giderek hizmetçiye: Benim için izin iste! dedim. Hizmetçi: — O kaylûle uykusundadir; cevabını verdi. Derken İbni Ömer sesimi işitti. Ve: — İbni Cübeyr mi (geldi)? dedi. Ben: — Evet, dedim. — Gir! Vallahi seni bu saatte ancak bir hacet getirmiştir; dedi. Ben de (içeri) girdim. Bir de baktım kendisi altına bir hayvan keçesi sermiş; başının altına içi lîf dolu bir yastık koymuş (yatıyormuş)... — Ebâ Abdirrahmân! Liân yapanların araları ayrılır mı? dedim. Şu cevabı verdi-: — Sübhânallah! Evet! Bu meseleyi ilk soran fülân oğlu fülândir.(Dediki): — Yâ Resûlâllah! Ne buyurursun, birimiz karısını kötülük yaparken bulsa ne yapmalıdır? Konuşmuş olsa pek büyük bir şey hakkında konuşacak; sussa yine böyle bir şey hakkında susacak!.. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sükut buyurdu; ona cevâp vermedi. Biraz arası geçince o adam tekrar gelerek : — Yâ Resûlâllah! Sana sorduğum başıma geldi; dedi. Bunun üzerine (Azze ve Celle) Sûre-i Nûr'daki şu; Karılarına iftira atanlar... âyetlerini indirdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunları o zât'a okudu, kendisine va'zu nasihatte bulundu. Dünya azabının âhiret azabından ehven olduğunu ona haber verdi. Adam — Hayır! Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, karıma iftira etmedim; dedi. Sonra kadını çağırdı. Ona da va'zu nasihatte bulundu; ve dünyâ azabının âhiret azabından ehven olduğunu haber verdi. Kadın : — Hayır! Seni hak (dîn) ile gönderen Allah'a yemîn ederim ki, bu adam hakîkaten yalancıdır; dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (liâna) erkekten başladı. Ve adam kendisinin cidden doğru söyleyenlerden olduğuna dört defa Allah'a şehâdet etti. Beşinci şehâdet: Eğer yalancılardansa Allah'ın laneti kendi üzerine olması idi. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunları kadına tekrarlattı. O da: Adamın cidden yalancılardan olduğuna dört defa Allah'a şehâdet etti. Beşincisinde: Şayet kocası doğru sÖyleyenlerdense Allah'ın gazabı kendi üzerine olması idi, Müteakiben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları birbirinden ayırdı
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadîsi Aliy b. Hucr es-Sa'dî de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülmelik b. Süleyman rivayet etti. (Dediki): Ben Saîd b. Cübeyr'den dinledim. Şunları söyledi: Mus'ab b. Zübeyr zamanında bana liân yapanların hükmü soruldu. Ben ne diyeceğimi bilemedim. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer'e gelerek: Ne dersin, liân yapanların araları ayrılır mı? diye sordum... Bundan sonra râvi, İbni Numeyr hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: (Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti) dediler Süfyan, Amr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etmiş. İbni Ömer şunu söylemiş : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) liân yapanlara: «Hesabınız Allah'a kalmıştır. Biriniz yalancıdır. Senin liân yapmak için bir delilin yoktur.» buyurdu. Erkek : — Yâ Resûlâllah! Malım ne olacak? dedi. «Sana mal yoktur. Eğer kadın aleyhinde doğru söyledi isen; mal, fercinin sana helâl olmasına tekabül eder. Yalan söyledi isen bu mal talebi senin için ondan daha uzaktır.» buyurdular. Züheyr kendi rivayetinde şöyle dedi: «Bize Süfyân, Amr'dan naklen rivayet etti. Amr, Saîd b. Cübeyr'i şunu söylerken işitmiş: Ben İbnİ Ömer'i: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu; derken işittim.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû'r-Rabî'ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd, Eyyûb'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti, îbni Ömer şunu söylemiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Benî Aclân'dan iki kişinin arasını ayırdı; ve: «Allah biliyor kî, ikinizden biri yalancıdır; tevbe edeniniz var mı?» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Eyyûb'dan rivayet etti. Eyyûb Saîd b. Cübeyr'den dinlemiş. Saîd : Ben İbni Ömer'e liân'ı sordum... diyerek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen yukarıki hadîsin mislini söylemiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Gassân El-Mismaî ile Muhammed b. Müsennâ ve İbni Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız Mismaî ile İbni Müsennâ'nındir. (Dedilerki): Bize Muâz yâni İbni Hîşâm rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Katâde'den, o da Azra'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den naklen rivayet etti. Saîd şunu söylemiş : Mus'ab liâncıların aralarını ayırmadı. Bilâhare bu mesele Abdullah b. Ömer'e söylendi de: — Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Benî Aclân'a mensûb karı kocanın arasını ayırdı; dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Saîd b. Mansûr ile Kuteybe b. Saîd rivayet ettiler. (Dedilerkî): Bize Mâlik rivayet etti. H. Yahya b. Yahya da rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Mâlik'e hitaben: Sana Nâfi, İbni Ömer'den naklen: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde bir adamın karısı ile liân yaptığını; bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onları birbirinden ayırarak çocuğu annesine ilhak ettiğini rivayet ettimi? diye sordum. Mâlik: — Evet, cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. H. Bize îbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Her iki râvi (Demişler ki) : Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayette bulundu. İbni Ömer şöyle demiş : ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ensâr'dan bir zâtla karısının arasmda liân yaptı; ve aralarını ayırdı
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ ile Ubeydullah b. Saîd de rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Yahya yâni el-Kattân, Ubeydullâh'dan bu isnadla rivayette bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb ile Osman b. Ebî Şeybe ve İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. İshâk (Bize haber verdi) ifâdesini kullandı. Ötekiler: Bize Cerîr. Âmeş'den, o da İbrahim'den, o da Alkame'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti; dediler. Abdullah şöyle demiş: Bir cuma gecesi mescidde idik. Ansızın Ensârdan bir adam çıkageldi ve: — Şayet bir adam karısının yanında birini bulur da lâf söylerse ona dayak vurur; öldürürse siz de kendisini (kısâsen) öldürür müsünüz? Yoksa susarsa pür gazab mı susar? Vallahi ben bunu mutlaka Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e soracağım! dedi. Ertesi gün Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek sordu; ve: — Şayet bir adam karısının yanında birini bulur da lâf söylerse ona dayak vurur; öldürürse siz de kendisini (kısasen) öldürür müsünüz; yoksa susarsa pür gazab mı susar? dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allahım, beyân buyur!» dedi. (Böylece) dua etmeğe başladı. Nihayet liân âyeti (yâni) : Karılarına İftira atıp da kendilerinden başka sahidleri olmayanlar..." [Nur 6-7]âyetleri indi. Müteakiben halk arasında bu iş o adamın başına geldi de; hem kendisi hem karısı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelerek lânetleştiler. (Evvelâ) erkek : Kendinin hakikaten doğru söyleyenlerden olduğuna Allah'a dört defa şehâdette bulundu. Sonra beşincide : Eğer yalancılardansa Allah'ın laneti kendi üzerine olması lanetini yaptı. Arkasından kadın liân yapmağa kalktı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : «Vaz geç!» buyurdu. Fakat kadın razı olmadı; ve liân yaptı. Onlar dönüp gittikten sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) . «Umulur ki bu kadın kara, cılız bir çocuk doğurur.» buyurdular. Müteakiben kadın kara, cıIız bir çocuk doğurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi İshâk b. İbrâhîm de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abde b. Süleyman rivayet etti. Bu râviler hep birden A'meş'den bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâîâ rivayet etti, (Dediki): Bize Hişâm, Muhammed'den naklen rivayette bulundu. (Demişki): Bu işten malûmatı olduğunu zannederek Enes b. Mâlik'e sordum da şunu söyledi. Hilâl b. Ümeyye karısına Şerik b. Sehmâ ile zinâ isnadında bulundu. Şerik, Berâ' b, Mâlik'in anne bîr kardeşi olup İslâm'da ilk liân yapan adamdı. Hilâl karısı ile lânetleşti. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kadını gözetleyin! Eğer beyaz (tenli), düz saçlı, bozuk gozlü bir çocuk doğurursa, çocuk Hilâl b. Umeyye'ye; sürmeli gözlü, cılız, ince baldırlı doğurursa Şerik b. Sehma'ya âittir.» buyurdu. Bilâhare haber aidim ki, kadın sürmeli gözlü, csliz, ince baldırlı bir çocuk doğurmuş. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize ikisi de Mısırlı olan Muhammed b. Rumh b. Muhacir ile îsâ b. Hammâd rivayet ettiler. Lâfız İbni Rumh'undur. (Dedilerki): Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Abdurrahmân b. Kaasim'den, o da Kaasim b. Muhammed'den, o da İbni Abbâs'dan naklen onun şöyle dediğini haber verdi : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında lânetleşmenin lâfı oldu da Âsim b. Adiy bu hususta bir söz söyledi. Sonra kalkıp gitti. Derken ona kavminden bir adam gelerek, karısıyla bir adam tuttuğunu şikâyet etmiş. Bunun üzerine Asım: — Ben buna ancak kendi sözümden dolayı mübtelâ oldum, diyerek o zâtı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e götürmüş. Gelen zât karısını ne vaziyette bulduğunu ona da haber vermiş. Bu zât sapsarı, etsiz, düz saçlı imiş. Karısının yanında bulduğunu iddia ettiği şahıs ise dolgun bacaklı, esmer ve etli bir adammış. Bu haber üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allahım, beyân buyur!» diye duâ etmiş. Binnetice kadın, kocasının onun yanında bulduğunu söylediği adama benzeyen bir çocuk doğurmuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de aralarında liân yapmış. Mecliste bulunan bir adam İbni Abbâs'a: Hakkında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in : «Bir kimseyi şâhidsiz recmetseydim, bu kadını recmederdim!» buyurduğu kadın bu mudur? diye sordu. îbni Abbâs : — Hayır, o İslâm'da aşikâr kötülük işleyen bir kadındı.» cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bu hadîsi bana Ahmed b. Yusuf el-Ezdî de rivayet etti. (Dediki); Bize İsmail b. Ebî Üveys rivayet etti. (Dediki): Bana Süleyman yâni îbni Bilâl Yahya'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Abdurrahmân b. Kaasim, Kaasim b. Muhammed'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayette bulundu ki, İbni Abbâs : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında, liân yapanların lâfı geçtî» demîş, Râvî, Uveys hadîsi gibi rivayette bulunmuş; bu hadîste: etli...» tâbirinden sonra: «cılız, kısa kıvırcık saçlı» ifâdesini ziyâde etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amru'n-Nâkid ile İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. Lâfız Amr'ındır. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Ebû'z-Zinâd'dan, o da Kaasim b. Muhammed'den naklen rivayette bulundu. (Demişki): Abdullah b. Şeddâd şunu söyledi: İbni Abbâs'ın yanında, liân yapanların lâfı geçti de İbni Şeddâd: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in (haklarında : «Bir kimseyi şâhidsiz recmetseydim mutlaka bu kadını recmederdim!» buyurduğu kimseler bunlarmı? diye sordu. İbni Abbâs : — Hayır, o aşikâr yapardı; cevâbını verdi. İbni Ebî Ömer. Kaasim b. Muhammed'den rivayetinde: «Dediki: Ben İbni Abbâs'dan dinledim.» ifadesini kullandı)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülazîz yâni Derâverdî, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki, (Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi:) Sa'd b. Ubadetel-Ensârî: — Yâ Resûlâllahî Ne buyurursun, karısının yanında bir adam bulan kimse onu öldürebilir mi? diye sormuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hayır!» cevâbını vermiş. Sa'd: — Sana hak (din) ile ikram eyleyen Allah'a yemîn ederim ki, bilâkis evet! demiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; «Efendinizin söylediğine kulak verin!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bana İshâk b. îsâ rivayet etti. (Dediki): Bize Mâlik, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Sa'd b. Ubâde : — Yâ Resûlâllah! Refikamın yanında bir adam bulursam dört şâhid getirinceye kadar ona mühlet verecekmiyim? diye sormuş. O da : «Evet!» cevâbını vermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mahled, Süleyman b. Bilâl'den naklen rivayet etti. (Demişki); Bana Süheyl, babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulundu. Ebû Hureyre şöyle demiş: Sa'd b. Ubâde : — Yâ Besûlâllah! Refikamın yanında bir adam bulsam, dört şâhid getirinceye kadar ona dokunmayacakmıyım? diye sordu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evet!» cevâbını verdi. Sa'd: — Asla olamaz! Seni hak (dîn) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben onu bundan önce mutlaka kılıçla tepeleyiveririm! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Efendinizin söylediğine kulak verin! O hakîkaten gayurdur; ama ben ondan daha gayurum; Allah da benden daha gayurdur.» buyurdular. İzah 1499 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ubeydullah b. Amr el-Kavârîrî ile Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn el-Cahderî rivayet ettiler. Lâfız Ebû Kâmil'indir. (Dedilerki): Bize Ebû Avâne, Abdülmelik b. Umeyrden, o da Muğîre'nin kâtibi Verrâd'dan, o da Muğîre b. Şu'be'den naklen rivayet etti. (Demişki): (Muğire b. Şu’be r.a. dediki:) Sa'd b. Ubâde: Ben refikamın yanında bir adam görürsem onu mutlaka ters tarafını çevirmeden kılıçla vururum; dedi. Bu söz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kulağına vardı. Bunun üzerine: «Siz Sa'd'ın gayretine şaşıyor musunuz? Vallahi ben ondan daha gayurum; Allah da benden daha gayurdur. Gayretinden dolayıdır ki, Allah kötülüklerin aşikârını gizlisini haram kılmıştır. Allah'dan daha gayur hiç bir şahıs yoktur. D'zür Allah'a olduğundan fazîa hiç bir kimseye makbul olamaz. Bundan dolayıdır ki, Allah Nebileri müjdeci ve korkutucu olarak göndermiştir. Allah'tan başka hiç bir kimseye medh daha makbul değildir. Bundan dolayıdır ki, Allah cenneti va'd etmiştir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebi Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyn b. AHy, Zâide'den, o da Abdülmeîik b. Umeyr'den bu isnâdla bu hadisin mislini rivayet etti. O demiş; dememiştir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadîsi Kuteybe b. Saîd ile Ebu Bekr b. Ebî Şeybe, Amru'n-Nakıd ve Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Lafız Kuteybe'nindir. (Dedilerki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Zührî'den, o da Saîd b. Müseyyeb'den, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayette bulundu. (Şöyle demiş) ; Benî Fezare kabilesinden bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek : Karım siyah bir oğlan doğurdu; dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Senin develerin var mı?» diye sordu. Adam: — Evet, cevabını verdi. «Renkleri nedir?» dedi. Adam: — Kırmızı! cevabmı verdi. «İçlerinde boz renklileri var mı?» diye sordu. Adam: — Hakîkaten içlerinde boz olanları var; dedi. «Peki, bu onlara nereden geldi?» buyurdu. Adam : — Belki damar çekmiştir; dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bunu da belki damar çekmişti.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshak b. İbrahim ile Muhammed b. Rafi' ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. İbni Rafi': (Bize rivayet etti.) tabirini kullandı. Ötekiler: Bize Abdürrezzak haber verdi; dediler. Abdürrezzak: Bize Ma'mer haber verdi; demiş. H. Bize İbni Rafi' de rivayet etti. (Dediki): Bize îbni Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Zi'b haber verdi. Bu raviler hep birden Zührî'den bu isnadla, İbni Uyeyne hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. Şu kadar var ki, Ma'mer'in hadîsinde: «Ya Resulallah, karım siyah bir oğlan doğurdu; dedi. Halbuki o anda kendisi çocuğu nefyetmeye çalışıyordu.» ifadesi bulunmaktadır. Hadîsin sonuna da: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona çocuğu kendinden nefî için ruhsat vermedi.» cümlesini ziyade etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tahîr ile Harmele b. Yahya rivayet ettiler. Lafız Harmele'nindir. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yunus, İbni Şihab'dan, o da Ebu Seleme b. Abdirrahman'dan, o da Ebu Hureyre'den naklen haber verdiki: Bedevinin biri Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek : — Ya Resulallah! Karım siyah bir oğlan doğurdu; ben bunu kabul etmedim, demiş. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Senin develerin var mı?» diye sormuş. Bedevi: — Evet! cevabım vermiş. «Renkleri nedir?» buyurmuş. Bedevi: — Kırmızıdır; demiş. «içlerinde boz renkleri var mı?» diye sormuş. Bedevi: — Evet, demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ya bu nereden geldi?» buyurmuş. Bedevi: — Ya Resulallah, belki onu bir damarı çekmiştir; cevabını vermiş. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «ihtimal bunu da bir damarı çekmiştir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhammed b. Rafi' rivayet etti. (Dediki): Bize Huceyn rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Ukayl'den, o da İbni Şihab'dan naklen rivayet ettiki, İbni Şihab: Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen yukarıkilerin hadîsi gibi rivayette bulunduğunu duyduk; demiş