Sahih Muslim

...

(2) Kitāb: The Book of Purification

(2) ...

Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dediki) : Bize İshak b. Mansur rivayet etti. (Dediki): Bize Ömer b. Ebi Zaide, Şa'bi'den o da Urve b. Muğire'den, o da babasından naklen rivayet ettiki babası şöyle dedi: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in abdest almasına yardım etti. Allah Resulü abdest aldı ve mest1erine mesh etti. (Muğire) ona bir şey demek isteyince Allah Resulü: "Ben mestlerimi ayaklarım temiz iken (abdestli iken) giyinmiştim" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, 182 -buna yakın-, 203 -buna yakın-, 206, 4421 -uzunca-, 5799 -uzunca-; Müslim, 951; Ebu Davud, 149, 151 -uzunca-; Nesai, 79, 82 -uzunca-, 124; İbn Mace, 545; Tuhfetu'l-Eşraf, 11514 NEVEVİ ŞERHİ: "Bana Muhammed b. Hatim tahdis etti. .. Urve b. Muğıre babasından naklettL" Hafız Ebu Ali en-Neysaburi dedi ki: Bu hadis bize Müslim'den bu hadisin isnadı Ömer b. Ebi Zaide' den yoluyla bütün yollarla bu şekilde rivayet edilmiştir. Buradaki gibi onunla Şa'bı arasında başka bir ravi bulunmamaktadır. Ebu Mesud'un ayrıca zikrettiğine göre Müslim b. el-Haccac bu hadisi İbn Hatim'den, o İshak'tan, o Ömer b. Ebi Zaide'den, o Abdullah b. Ebi'sSefer' den, o Şa'bı' den diye tahriç etmiştir. Ebu Bekr ei-Cevrakı, de el-Kebir adlı eserinde böyle demektedir. Buhari Tarih'inde Ömer b. Ebi Zaide'nin Şa'bl'den hadis dinlemiş olduğunu ve İbn Ebu's-Sefer ile Zekeriya'yı Şa'bı'ye gönderip, ona soru sorduklarını zikreimektedir. Ebu Ali'nin sözleri burada sona ermektedir. Derim ki: HaflZ Ebu Muhammed Halef el-Vasıti de Etraf adlı eserinde zikrettiğine göre Müslim bunu İbn Hatim'den, o İshak'tan, o Ömer b. Ebi Zaide' den, o Şa'bı' den diye asıl nüshalarda olduğu gibi rivayet etmiş ve İbn Ebu's-Sefer'i zikretmemiştir. Allah en iyi bilendir. DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Son üç rivayet dahi Tebuk seferine aiddir. Bu rivayetlerde görülen «Ben onları giydim.» ibaresinden murad ayaklardır. Nitekim Ebu Davud 'un rivayetinde ayaklar tasrih edilerek: «Ben ayaklarıma mestleri ayaklarım temiz olarak giydim.» buyurulduğu gibi İmam Ahmed'in Hz. Ebu Hureyre'den rivayet ettiği bir Hadisde: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abdest aldı ve Mestlerinin üzerine meshetti. Ben: Ya Resulullah, ayaklarını yıkamıyacakmısın? Dedim. «Ben onları temiz olarak giydim.» buyurdular denilmektedir. Şafiî'ler bu rivayetlerle istidlal ederek mest üzerine mesh caiz olabilmek için mestler giyilmezden önce tam abdestli bulunmak şarttır. Çünkü bu hadis mest giyilmezden Önce tam abdestli bulunmayı mesh için şart kılmıştır. Bir şarta muallak olan hüküm ancak o şart bulunduğu zaman sahih olur.» derler Hatta biri Hanefi'lerden «Hidaye» sahibi Bürhanüddin Merginanî'ye itiraz ederek şöyle demiştir: «Hanefilerden Hidaye sahibi: «Meshin mubah olması için onları tam taharetle giymek şarttır. Tam taharetten murad giydiği vakit değil abdestin bozulduğu vakittir» diyor. Bu hadis onun aleyhine delildir.» demiş ve kendi mezhebini izah etmiştir. Allame Aynî ona şu cevabı veriyor: «Biz evvela Hidaye sahibinin sözünü ele alacağız sonra bu kaile cevap vereceğiz. Hidaye sahibinin «Mestlerin tam. taharetle giyilmesi şarttır» sözü onları giyerken tam taharetin şart kılındığını değil bilakis tam taharetin abdest bozulduğu zaman şart olduğunu ifade eder. Bizim mezhebimiz budur. Hatta bir kimse evvela ayaklarını yıkayarak mestlerini giysede ondan sonra abdestini tamamlasa abdesti sahihtir. Onu bozduktan sonra tekrar abdest alırken mestlerinin üzerine rnesh edebilir. Çünkü mestler abdestsizliğin ayaklara sirayetine mani olan şeylerdir. Binaenaleyh onlar ne zaman mani olacaklarsa tam taharette o zaman şarttır. Mestlerin mani olacakları zaman hades yani abdestsizlik zamanıdır. Mu'terizin sözüne cevap meselisine gelince; bu hadis Hidaye sahibinin aleyhine delil olamaz. Çünkü evvela biz de mest giymenin şartı tam abdestli bulunmaktır. Diyoruz. Bu hususta hiç bir hilaf yoktur. Hilaf ancak mestler giyilirken mi yoksa abdest bozulduğu zaman mı tam abdest şarttır mes'elesindedir. Şafiî'ye göre mestleri giymezden Önce tam abdestli bulunmak şarttır. Bu hilafın semresi şurada zahir olur. Bir kimse evvela ayaklarını yıkıyarak mestlerini giyse sonra abdestini tamamlasa bize göre bir daha o mestlerin üzerine mesh edebilir. Şafiî'ye göre edemez. Keza tertip üzere abdest alsada ayaklarının birini yıkayarak mestini giyse sonra öteki ayağınıda yıkıyarak ona da mestini giyse bize göre caiz Şafiî'ye göre caiz değildir. Mu'terizm: «Şarta muallak olan bir şey ancak o şartın bulunması ile sahih olur» sözünü kabul ediyoruz. Lakin Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in mestleri giyerken tam abdestli bulunmayı şart koştuğunu kabul etmiyoruz. Çünkü nass-i hadisten böyle bir mana çıkmıyor. Hadiste nihayet Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ayakları temiz olarak mestlerini giydiği bildiriliyor. Biz de mesh caiz olmak için ayakların temiz olması şarttır. Diyoruz. Bu şartın mestleri giyerken yahut abdest bozulduğu zaman bulunması bizce hükmen müsavidir. Şartı mestin giyildiği vakitle takyid, hadisten anlaşılmayan ziyade bir manadır. Bu böylece anlaşıldıktan sonra bu hadis Hidaye sahibinin aleyhine değil lehine delildir. Çünkü Hidaye sahibi mesh için tahareti şart koşmuştur. Hadis Şefiî mu'terizin. aleyhine delildir. Çünkü müddeasına delil olmayan bir şeyi bu hadisten almıştır. Tahavi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ben onları temiz olarak giydim.» buyurarak ben onları evvela yıkamıştım manasını kasdetmiş olabilir. Şu halde onları abdestini tamamlamadan giymîş demektir. Ayakların temizliğinden kiri, pası veya cünüplüğü kasdetmişde olabilir...» diyor. Yine aynı mu'teriz şunu söylüyor. «İbni Huzeyme'nin Safvan b. Gassandan rivayet ettiği bir hadiste «Bize Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ayaklarımız temiz olarak mestlerimizi giydiğimiz vakit sefer halinde üç gün mukîm iken bir gün bir gece onların üzerine mesh etmemizi emir buyurdu» denilmektedir. İbni Huzeyme bu hadisi Müzeni'ye sorduğunu Müzeni 'nin ona bu hadisi bizim ulemamız rivayet etti; Şafiî'nin en kuvvetli delili budur Dediğini söylüyor.» Ben derim ki; eğer Müzeni (Şafiî 'nin en kuvvetli delili budur) sözüyle mesih müddetini misafir için üç gün, Mukim için bir gün bir gece olduğunu kastediyorsa; bunu kabul ediyoruz; biz de buna kailiz. Fakat mestleri giyerken tam abdestli bulunmanın şart olduğunu kasdediyorsa kabul, etmiyoruz. Zira yukarıda da söylediğimiz gibi nassı-ı hadisten bu mana çıkmaz.» Aynî 'nin sözü burada sona erer

...
Referans:2 632