Sahih Muslim
...
(22) Kitāb: The Book of Musaqah
(22) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Hanbel ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. (Dedilerki): Bize Yahya yâni el-Kattân, Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nâfi', İbni Ömer'den naklen haber verdi ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber halkına, orada çıkan meyve veya ekinin yarısı karşılığında muamele yapmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Alî b. Hucr es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki): Bize Ali yâni İbni Müshir rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da ibni Ömer'den naklen haber verdi. İbni Ömer şöyle demiş : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber'i, çıkan meyve veya ekinin yarısı mukabilinde verdi. Zevcelerine her sene kuru hurmadan seksen, arpadan yirmi vesk olmak üzere yüz vesk veriyordu. Ömer hilâfete geçince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcelerini ya kendilerine arazî ve su bölmek yahut her yıl onlara veskleri ödemek şartiyle muhayyer bıraktı. Onlar muhtelif hareket ettiler. Bâzısı arazî ile suyu, bâzısı da her yıl vesklerin verilmesini ihtiyar ettiler. Âişe ile Hafsa, arâzî ve suyu ihtiyar edenlerdendi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah rivayet etti. (Dediki): Bana Nâfi', Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber halkına oradan çıkan ekin veya meyvenin yarısı mukabilinde muamele yapmış. Râvi hadîsi Alî b. Müshir rivayeti gibi nakletmiş; yalnız: «Âişe ile Hafsa, arazî ve suyu ihtiyar edenlerdendi.» cümlesini zikretmemiş: «Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcelerini, kendilerine yer bölmek şartiyle muhayyer bıraktı.» demiş; suyu da zikretmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Usâme b. Zeyd el-Leysî, Nafî'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: «"Hayber fethedilince yahudîler Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den, Hayber'de çıkan meyve ve ekinin yarısını vermek şartiyle çalışmak üzere kendilerini orada bırakmasını istediler. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bu şartla dilediğimiz müddetçe sizi burada bırakıyorum...» buyurdu. Sonra râvi hadîsi İbni Numeyr'Ie îbni Müshir'in Ubeydallah'dan rivayet ettikleri gibi rivayette bulunmuştur. Bu rivayette: «Hayber'in yarı gelirinden meyve iki paya bölünür; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beşte birini alırdı» ifâdesini ziyade etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize ibni Rumh rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Muhammed b. Abdirrahmân'dan, o da Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi ki, Hayber'in arazî ve hurmalıklarını, meyvesinin yarısı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in olmak şartiyle kendi mallarından işletmek üzere Hayber yahudilerine vermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfi' ile İshâk b. Mansûr rivayet ettiler. Lâfız İbni Râfi'indir. (Dedilerki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Mûsâ b. Ukbe' Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki, Ömer b. Hattâb yahudîlerle hirîstiyanları Hicaz toprağından sürmüş. Zâten Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber fethedilince yahudîleri oradan çıkarmak istemiş. Orası fethedildiği vakit arazî Allah ile Resulünün ve müslümanlarınmış. Bundan dolayı yahudîleri oradan çıkarmak istemiş. Derken yahudiler çalışmayı üzerlerine almak ve meyvenin yarısı onların olmak şartiyle kendilerini orada bırakmasını Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den dilemişler. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara ; «Bu şartla sizi dilediğimiz müddetçe burada bırakıyoruz.» buyurmuş ve yahudiler tâ Ömer kendilerini Teyma'ya ve Erîha'ya sürgün edinceye kadar orada kalmışlar. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize ibni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülmelik, Atâ'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir müslüman bir ağaç dikerse, o ağaçtan yenilen (yemiş) mutlaka onun için sadakadır. O ağaçtan çalınan (yemiş) onun için sadaka, yabanî hayvanların yediği sadaka, kuşların yediği dahî onun için sadakadır. (Hasılı) bir kimse o ağacı (n yemişini yeyip) azaltırsa, bu onun için mutlaka sadaka olur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Rumh da rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hurmalığının içinde bulunan Ümmü Mübeşşir-i Ensâriyye'nin yanına girerek ona : «Bu hurmalığı kim dikti, müslüman mı, kâfir mi?» diye sormuş. Ümmü Mübeşşir : — Müslüman (dikti) cevabını vermiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer bir müslüman bir ağaç diker veya ekin eker de ondan bir insan yahut hayvan veya başka bir şey yerse, bu onun için mutlaka sadaka olur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim ile İbni Ebî Halef rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ravh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi ki, Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer müslüman bir adam bir fidan diker veya ekin eker de, ondan bir yabanî hayvan, kuş yahut başka bir şey yerse, bunda onun için mutlaka sevab vardır.» buyururken işittim. İbni Ebî Halef (Kuş yahut başka bir şey yerine): «Kuş bir şey dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Saîd b. İbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki): Bize Zekeriyyâ b. İshâk rivayet etti. (Dediki): Bana Amr b. Dînâr haber verdi ki, Câbir b. Abdillâh'ı şöyle derken işitmiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir bahçede Ümmü Ma'bed'în yanına girerek: «Ey Ummü Ma'bed! Bu hurmaları kim dikti; mütlüman mı, kâfir mi?» diye sordu. Ününü Ma'bed: — Müslüman (dikti) diye cevap verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer müslüman bir kimse ağaç diker de, ondan bir insan veya hayvan yahut kuş yerse, bu mutlaka onun için kıyamet gününe kadar bir sadaka olur.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Gıyâs rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb ile İshâk b. İbrahim de hep birden Ebû Muâviye'den naklen rivayet ettiler. H. Bize Amru'n-Nâkid dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ammâr b. Muhammed rivayet etti. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize îbni Fudayl rivayet etti. Bu râvilerin hepsi A'meş'den, o da Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivayette bulunmuşlardır. Amr, Ammâr'dan rivayetinde; Ebû Kureyb de Ebû Muâviye'den naklettiği rivayetinde ziyade ederek: «Ümmü Mübeşşir'den» dediler. ibni Fudayl'ın rivayetinde: «Zeyd b. Harise'nin karısından»; îshâk'ın Ebû Muâviye'den rivayetinde ise: «Bâzan Ümmü Mübeşşir'den, o da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den dedi; bâzan demedi.» ibareleri vardır. Bu râvilerin hepsi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Ata', Ebu'z-Zübeyr ve Amr b. Dinar hadîsleri gibi rivayette bulunmuşlardır. İzah 1553 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Ubeyd el-Guberî rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı; Ötekiler: Bize Ebû Avane, Katâde'den, o da Enes'den naklen rivayet etti; dediler. Enes şöyle demiş; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer bir müslüman bir ağaç diker yahut ekin eker de, ondan bir kuş veya insan yahut hayvan yerse, bundan dolayı ona mutlaka sadaka olur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Müslim b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Ebân b. Yezîd rivayet etti. (Dediki): Bize Katade rivayet etti. (Dediki): Bize Enes b. Mâlik rivayet ettiki, Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ensârdajı bir kadın olan Ümmii Mübeşşir'in bir hurmalığına girdi de: «Bu hurmaları kim dikti? Müslüman mı, kâfir mi?» diye sordu. — Müslüman (dikti) dediler. Râvi yukarıkilerin hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb, İbni Cüreyc'den naklen haber verdi. Ona da Ebu'z-Zübeyr, Câbir b. Abdillâh'dan naklen haber vermişki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer dîn kardeşine meyve satarsan...» buyurmuş. H. Bize Muhammed b. Abbâd da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Damra, İbni Cüreyc'den, o da Ebu'z-Zübeyr'den naklen rivayet etti, ki Ebu'z-Zübeyr, Câbir b. AbdiIIâh'i şunu söylerken işitmiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Dîn kardeşine yemiş satar da, o yemişi âfet vurursa, ondan bir şey alman sana helâl olmaz; kardeşinin malını haksız yere ne ile alacaksın!» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Hasan El-Hulvânî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Âsim, îbni Cüreyc'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti. Bu sayfanın devamı ve izahat için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bise Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve Alî b. Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmail b. Ca'fer, Humeyd'den, o da Enes'den naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kemâle gelmedikçe hurmanın yemişini satmaktan nehî buyurmuş. (Râvi Humeyd demişki:) Bunun üzerine biz Enes'e: Yemişin kemâli nedir? diye sordu. Enes: — Kızarması ve sararmasıdır. Ne dersin; Allah yemişi vermeyiverirse, din kardeşinin malını kendine ne ile helâl kılarsın? dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Mâlik, Humeyd-i Tavil'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) meyveyi kemâl buluncaya kadar satmaktan nehî buyurmuş. (Oradakiler Enes'e) : — Kemâl bulmak nedir? diye sordular. Enes : — Kızarmasıdır; dedi ve şunu ilâve etti: Allah meyveyi vermezse dîn kardeşinin malını kendine ne ile helâl kılacaksın?
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Abbâd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülazîz b. Muhammed, Humeyd'den, o da Enes'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah o hurmalığa yemiş vermezse bir hanginiz dîn kardeşinin malını kendine ne ile helâl kılar?» buyurmuşlar. İzah için 1554t1 ‘e gitmeniz gereliyor! Bunun için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Bişr b. Hakem ile İbrâhîm b. Dînâr ve Abdülcebbâr b. Alâ' rivayet ettiler, lâfız Bişr'indir. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Humeyd-i A'rac'dan, o da Süleyman b. Atîk'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) âfât (telefatın)'ı hesaptan düşmeyi emir buyurmuş. Ebû İshâk —ki Müslim'in arkadaşıdır—: Bize Abdurrahman b. Bişr, Süfyân'dan bu isnadla rivayette bulundu; dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Bükeyrden, o da Iyâz b. Abdillâh'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. Ebû Saîd şöyle demiş : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında bir adamın satın aldığı yemiş sebebiyle başına belâ geldi; borcu çoğaldı. Derken ResûIullah «Ona sadaka verin!» buyurdu; ve halk ona sadaka verdi. Ama bu onun borcuna yetmedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o zâtın alacaklılarına : «Bulduğunuzu alın; size bundan başka bir şey yoktur!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Yûnus b. Abdil âlâ' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Amr b. Haris, Bükeyr b. Eşecc'den bu isnâdla bu hadisin mislini haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana arkadaşlarımızdan birçok kimseler rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmâîl b. Ebî Üveys rivayet etti. (Dediki): Bana kardeşim, Süleyman yâni İbni Bilâl'den, o da Yahya b. Saîd'den, o da Ebu'r-Ricâl Muhammed b. Abdirrahmân'dan naklen rivayet etti ki, annesi Amra binti Abdirrahmân şunları söylemiş: Ben Aişe'yi şöyle derken işittim : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kapıda yüksek sesle konuşan davacı sesleri işitti. Bir de baktı ki, biri diğerinden borcunu indirmesini istiyor; ondan bir şey hakkında hoş muamele rica ediyordu. O da: Vallahi yapamam, diyordu. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanlarına çıkarak: «Nerede o iyilik yapmayacağına Allah'a yemin veren?» diye sordu. O zât: — Benim yâ Resûlâllah! (Borç indirimi ile hoş muameleden) hangisini dilerse onun olsun! dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Harmele b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Abdullah b. Kâ'b b. Mâlik rivayet etti. Abdullah ona babasından naklen haber vermişki, Babası, İbni Ebî Hadred'de olan bir alacağını Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında mescidde ondan istemiş. Bu münasebetle gürültü kaldırmışlar: hattâ Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evinde olduğu halde seslerini duymuş da yanlarına çıkmış; odasının kapı perdesini bile açmış. Ve Kâ'b b. Mâlik'e seslenerek : «Yâ Ka'b !» demiş. Ka'b: — Lebbeyk yâ Resûlâllah! mukabelesinde bulunmuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona eliyle: Alacağının yarısını bırak, diye işaret etmiş. Kâ'b : — Bıraktım yâ Resûlâllah! demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) İbn-i Ebî Hadred'e : «Ka!k borcunu öde!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadîsi İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize Osman b. Ömer haber verdi. (Dediki): Bize Yûnus, Zührî'den, o da Abdullah b. Kâ'b b. Mâlik'den naklen haber verdi. Ona da Kâ'b b. Mâlik haber vermiş ki, Kendisi İbni Ebî Hadred'de olan bir alacağını istemiş... Râvî, İbni Vehb hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Müslim der ki: Leys b. Sa'd da rivayet etti. (Dediki): Bana Ca'fer b. Rabîa, Abdurrahman b. Hürmüz'den, o 4a Abdullah b. Kâ'b b. Mâlik'den, o da Kâ'b b. Mâlik'den naklen rivayet etti ki, Kâ'b'ın, Abdullah b. Ebî Hadred-i Eslemî'de alacağı varmış. Bir ara ona tesadüf ederek yakasına yapışmış. Ve konuşmuşlar; hattâ sesleri yükselmiş. Derken yanlarına Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uğramış ve: «Yâ Kâ'b!» demiş; ve eliyle: Yarısını bırak der gibi işaret buyurmuş. O da alacağının yarısını almış; yarısını bırakmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Abdillâh b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm haber verdi. Ona da Ömer b. Abdilâziz, ona da Ebû Bekr b. Abdirrahman b. Haris b. Hişâm haber vermiş, ki Ebû Bekr, Ebû Hureyre'yi şunu söylerken işitmiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu (yahut şöyle buyururken işittim) : «Bir kimse İflâs eden bir adamın veya iflâs eden bir insanın) elinde İken malına olduğu gibi yetişirse, o mal için o kimse başkasından daha haklıdır.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyin haber verdi. H. Bize Kuteybe b. Saîd ile Muhammed b. Rumh da hep birden Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. H. Bize Ebu'r-Rabî' ile Yahya b. Habîb el-Hârisî dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd rivayet etti. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvehhâb, Yahya b. Saîd ve Hafs b. Giyâs rivayet ettiler. Bu râvilerin hepsi Yahya b. Saîd'den bu isnâdla Züheyr hadîsi mânâsında rivayette bulunmuşlardır. İçlerinden îbni Rumh kendi rivayetinde: «Herhangi bir kimsenin iflâsı teşhir edilirse...» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm b. Süleyman —ki îbni İkrime b. Hâlid el-Mahzûmî'dir— îbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana İbni Ebî Hüseyn rivayet etti. Ona da Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm haber vermiş; ona da Ömer b. Abdilâzîz, Ebü Bekr b. Abdirrahmân'ın badîsindeıi, o da Ebû Hureyre'nin hadîsinden, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen, malından olan bir kimsenin elinde meta' bulunduğu zaman (ne yapılacağı) hakkında rivayette bulunmuş; ama elde bulunan malın o malı satan sahibine mahsus olduğunu ayırmamıştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer ile Abdurrahmân b. Mehdî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Nadr b. Enes'den, o da Beşîr b. Nehîk'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulundu : «Bir kimse iflâs eder de biri malını aynen (onun yanında) bulursa o mal (ı almay) a (başkasından) daha haklıdır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize İsmâîl b. îbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd rivayet etti. H. Bana Züheyr b. Harb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. Her iki râvi Katâde'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmiş ve: «O kimse o malda alacaklılardan daha ziyâde hak sahibidir.» demişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef ile Haccâc b. Şâir de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Selemete'I-Huzâî rivayet etti. (Haccâc: Mansûr b. Seleme, dedi.) (Dediki): Bize Süleyman b. Bilâl, Huseym b. Irâk'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse iflâs eder de, biri malını onun elinde aynen bulursa, o mal (ı almay) o (başkasından) daha haklıdır.» buyurmuşlar. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Abdillâh b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Mansûr, Ribl b. Hırâş'dan rivayet etti. Onlara da Huzeyfe rivayet etmiş. Demişki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular: «Melekler sizden öncekilerden bir adamın ruhunu karşıladılar da: "Hayır nâmına bir şey işledin mi?" diye sordular. O zât: — Yok (işlemedim) cevâbını verdi. — Düşün! dediler. Adam: — Ben insanlara veresiye mal verir; hizmetkârlarıma: Fakire mühlet vermelerini, zengine de müsamahakâr davranmalarını emrederdim; dedi. «Allah (Azze ve Cell): O kulumu affedin!» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Alî b. Hucr ile ishak b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız İbni Hucr'undur. (Dedilerki): Bize Cerir, Mugîre'den, o da Nuaym b. Ebî Hind'den, o da Ribi b. Hırâş'dan naklen rivayet etti. Ribi şöyle demiş: Huzeyfe ile Ebû Mes'ûd bir araya geldiler de Huzeyfe şunları söyledi : Bir adam Rabbine kavuştu. Rabbi ona: Ne yaptın? diye sordu. Adam: — Hayır nâmına hiç bir şey yapmadım; ancak ben servet sahibi bir adamdım. Bu sebeple insanlardan alacak isterdim. Ama mümkün olanı alır; olmayana da müsamaha gösterirdim; cevabını verdi. (Teâlâ Hazretleri meleklerine) : «Kulumu affedin!» buyurdu. Ebû Mes'ûd: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i böyle buyururken işittim, demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca*fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Ribî b. Hırâş'dan, o da Huzeyfe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti ki: — Bir adam ölmüş de cennete girmiş. Kendisine: (Dünyada) ne yapıyordun? diye sormuşlar. Ya hatırlamış yahut hatırlatılmış da : — Ben insanlarla alışveriş yapardım. Fakire mühlet verir; para pul hususunda müsamaha gösterirdim; cevâbını vermiş. Bu sebeple de affolunmuş. . Bunun üzerine (orada bulunan) Ebû Mes'ûd: «Bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den ben de işittim.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Saîd-i Eşecc rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hâlid-i Ahmar, Sa'd b. Târık'dan, o da Ribî b. Hırâş'dan, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti. Huzeyfe şöyle demiş: Allah (ıin huzurun) a kullarından Allah'ın kendisine mal verdiği bir kul getirilmiş de ona: Dünyada ne yaptın diye sormuş. Kullar Allah'dan hiç bir söz gizleyemezler ya! O kul: — Yâ Rabbi! Bana malını verdin. Bu sebepten insanlarla alış veriş yapıyordum. Âdetim (alış verişte) müsamaha göstermek idi. Binâenaleyh zengine kolaylık gösterir; fakre de mühlet verirdim; demiş. Bunun üzerine Allah (Azze ve Cell): «Ben buna senden daha layıkım; kulumu affedin!» buyurmuş. Bunun üzerine Ukbetü'bnü Âmir-i Cühenî ile Ebû Mes'ûd-i Ensârî: «Biz bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ağzından işittik.» demişler. İzah 1563 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebt Şeybe, Ebû Kureyb ve İshâk b. İbrâhîm rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Şakîk'den, o da Ebû Mes'ûd'dan naklen rivayet etti, dediler. Ebû Mes'ûd şunu söylemiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: «Sizden önceki ümmetlerden bir zât (kabirde) hesaba çekildi; ama hayır namına hiç bir şeyi bulunmadı. Yalnız insanlarla düşüp kalkardı; zengindi. Hizmetkârlarına fakiri (borcundan) affetmelerini emreylerdi. Allah (Azze ve Cell): Bİz buna ondan daha lâyıkız; onu affedin! buyurdu. İzah 1563 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Mansûr b. Ebî Müzâhim ile Muhammed b. Cafer b. Ziyâd rivayet ettiler. Mansûr: Bize İbrahim b. Sa'd, Zühri'den rivayet etti, dedi. İbni Ca'fer ise: Bize İbrahim —ki ibni Sa'd'dır— İbni Şihâb'dan, o. da Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi, ki Resülullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar; dedi: «Vaktiyle bîr adam insanlara borç para verir; hizmetkârına: Bir fakîre varırsan onu affediver; umulur kî Allah da bizi affeder; derdi. Nihayet bu zât Allah'a kavuştu; Allah da onu affetti.» :
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Harmele b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Ona da Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe rivayet etmiş. Ubeydullah da Ebû Hureyre'yi: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bu hadisin mislini irâd buyururken işittim; derken dinlemiş. İzah 1563 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebul-Heysem Hâlid b. Hidâş b. Aclân rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den naklen rivayet etti, ki Ebû Katâde bir borçlusunu aramış da borçlu ondan gizlenmiş. Sonra onu bulmuş. Borçlu: Ben fakirim, demiş. Ebû Katâde: Allah'a yemin eder misin? diye sormuş. Borçlu: — Billahi, diye yemin etmiş. Ebû Katâde: — Zîrâ ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)V : «Her kimi Allah'ın kıyamet gününün dehşetinden kurtarması memnun ederse fakire nefes aldırsın; yahut alacağını ona bağışlasın!» buyururken işittim; demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bu hadîsi bana Ebu't-Tâhir de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Cerîr b. Hâzim, Eyyûb'dan naklen bu hadîsin benzerini haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Malik'e, Ebu'l-Zinâd'dan dinlediğim, onun da A'rac'dan, onun da Ebû Hureyre'-den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Zenginin borcunu sallantıda bırakması zulümdür. Biriniz bir zengine havale olunursa, havaleyi kabul etsin!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. H. Bize Muhammed b. Râfi'de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. Her iki râvi birden : Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' haber verdi. H. Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. Bu râviler hep birden İbni Cüreyc'den, o da Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayette bulunmuşlardır. Câbir: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) suyun fazlasını satmaktan nehî buyurdu.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi ki, kendisi Câbir b. Abdillâh'ı şunları söylerken işitmiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devenin çiftleşmesini satmaktan, suyu ve ziraat yapmak için yeri satmaktan nehî buyurdu. (Evet) Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) işte bunları nehi buyurdu.» İzah 1566 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Ben Mâlik'e okudum. H. Bize Kuteybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. Bu râvilerin ikisi de Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etmişlerdirki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Akıbet ottan menedilmeye varacağı için suyun fazlası (başkasına) men'edilmez.» buyurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir ile Harmele rivayet ettiler. Lâfız Harmele'nindir. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki); Bana Saîd b. Müseyyeb ile Ebû Seleme b. Abdirrahmân rivayet ettilerki, Ebû Hureyre şunu söylemiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Akıbet otu menetmiş olacağınız için, suyun fazlasını başkasından esirgemeyin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Osman En-Nevfelî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Âsim Dahhâk b. Mahled rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ziyâd b. Sa'd haber verdi. Ona da Hilâl b. Usâme, ona da Ebû Seleme b. Abdirrahmân haber vermiş ki, kendisi Ebû Hureyre'yi şunu söylerken işitmiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Dolayısiyle ot satılmış olacağı için, suyun fazlası satılamaz.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ebû Bekr b. Abdirrahmân'dan, onun da Ebû Mes'ûdu Ensârî'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), köpeğin parasını, fahişenin mehrini ve kâhinin ücretini yasak etmişler
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybe b. Saîd ile Muhammed b. Rumh, Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. Her iki râvi Zührî'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. İbni Rumh'un rivayet ettiği Leys hadîsinde «Leys'in Ebû Mes'ûd'dan işittiği» zikredilmiştir. İzah 1569 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd El-Kattân, Muhammed b. Yûsuf'dan rivayet etti, (Demişki): Sâib b. Yezîd'i, Rafi' b. Hadîc'den naklen rivayet ederken işittim. (Demişki): Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kazancın en kötüsü fahişenin metıt-i, köpeğin parası ve haccâmın kazancıdır.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Velîd b. Müslim, Evzâî'den, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den naklen haber verdi. (Demişki): Bana İbrahim b. Kaarız, Sâib b. Yezîd'den rivayet etti, (Demişki): Bana Râfi' b. Hadîc, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet etti. «Köpeğin parası habistir; fahişenin mehri habistir; haccâmın kazancı da habistir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Yahya b. Ebî Kesîr'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet eyledi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrâhîm rivâyeî etti. (Dediki): Bize Nadr b. Şümeyl haber verdi. (Dediki): Bize Hişâm, Yahya b. Ebî Kesîr'den rivayet etti. (Demişki): Bana İbrahim b. Abdillâh, Sâib b. Yezîd'den rivayet etti. (Demişki): Bize Râfi' b. Hadîc, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadîsin mislini rivayet etti. İzah 1569 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Seleme b. Şehîb rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kil, Ebu'z-Zübeyr'den rivayet etti. (Demişki): Cabir'e (satılan) köpekle kedinin paralarını sordum: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bundan menetti.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köpeklerin öldürülmesini emir buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet eyledi. İbni Ömer şunu söylemiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köpeklerin öldürülmesini emir buyurdu ve köpekler öldürülsün dîye Medine'nin nahiyelerine haber gönderdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Humeyd b. Mes'ade rivayet etti. (Dediki): Bize Bişr yâni İbni Mufaddal rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail yâni İbni Ümeyye, Nâfi'den, o da Abdullah'dan naklen rivayette bulundu. Abdullah şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köpeklerin öldürülmesini emir buyurur; biz de Medine ve etrafına sökün ederek öldürmedik köpek bırakmazdık. Hattâ çöl halkından bir kadıncağızın ardından giden köpeğini bile öldürürdük. İzah 1573 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd Amr b. Dinar'dan, o da ibni Ömer'den naklen haber verdiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) av köpeği yahut koyun veya hayvan köpeği müstesna olmak üzere köpeklerin öldürülmesini emir buyururdu. Bunun üzerine İbni Ömer'e: Ebû Hureyre (yahut ekin köpeği) diyor; demişler. İbni Ömer : «Şüphesiz Ebû Hureyre'nin ekini var!» cevâbını vermiş. İzah 1573 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh rivayet etti. H. Bana İshâk b. Mansûr da rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubade haber verdi. (Dediki): Bize ibni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdiki, Câbir b. Abdillâh'ı şunu söylerken işitmiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize köpekleri öldürmeyi emir buyurdu. Hatta kadın köpeği ile çölden gelirdi de biz o köpeği bile öldürürdük. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köpekleri öldürmeyi yasak etti ve: — Hâlis siyahını, iki noktalısını öldürmeye bakın; çünkü o şeytandır; buyurdu.» İzah 1573 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubaydutlah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Ebu't-Teyyâh'dan rivayet etti. O da Mutarrif b. Abdillah'ı İbni Mugaffel'den naklen rivayet ederken dinlemiş. İbni Mugaffel demiş ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köpekleri öldürmeyi emreyledi. Sonra: «Köpekler onların ne işine giriyor!» buyurdu. Sonra av köpeği ile çoban köpeği hakkında ruhsat verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana bu hadîsi Yahya b. Habîb de rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid yâni İbni Haris rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Hâtinı dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Velîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Nadr haber verdi. H. Bize Muhammed b. Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Vehb b. Cerîr rivayet etti. Bu râvİlerin hepsi Şu'be'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. îbni Hatim, Yahya'dan rivayet ettiği hadîsinde: «Koyun köpeği ile av ve ekin köpekleri hakkında ruhsat verdi.» dedi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum. İbni Ömer şunu söylemiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Çoban köpeği ile av köpeği müstesna, her kim köpek edinirse amelinden her gün iki kırât eksilir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve ibni Numeyr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da babasından, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulundu. «Av veya çoban köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse ecrinden her gün iki kırât eksilir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. Yahya b. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı, ötekiler: Bize İsmâîl yâni İbni Ca'fer, Abdullah b. Dinar'dan naklen rivayet ettiki, Abdullah, İbni Ömer'i şunu söylerken işitmiş dediler: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):. «Av yahut çoban köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse amelinden her gün iki kırât eksilir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize İsmail, Muhammed'den yâni İbni Ebî Harmele'den, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından, naklen rivayet etti kî, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Çoban yahut av köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse amelinden her gün bir kırât eksilir.» buyurmuş; dediler. Abdullah demişki: «Ebû Hureyre: Yahut ekinlik köpeği, dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' haber verdi. (Dediki): Bize Hanzale b. Ebî Sülyân, Sâlim'den, o da babasından, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulundu: «Av yahut çoban köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse amelinden her gün iki kırât eksilir.» buyurmuşlar. Salim demiş ki: «Ebû Hureyre: Yahut ekinlik köpeği, derdi. Kendisi arazî sahibi idî.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Dâvûd b. Ruşeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Mervân b. Muâviye rivayet etti. (Dediki): Bize Ömer b. Hamza b. Abdillâh b. Ömer haber verdi. (Dediki): Bize Salim b. Abdillâh, babasından naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Çoban yahut avcı köpeği müstesna, herhangi bir hâne halkı köpek edinirlerse amellerinden her gün iki kırât eksilir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız İbni Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Ebu'l-Hakem'den naklen rivayet etti. (Demişki): Ben İbnî Ömer'i Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulunurken işittim: «Ekinlik yahut koyun veya av köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse ecrinden her gün bir kırât eksilir.» buyurmuşlar. İzah 1576 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir ile Harmele rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Saîd b. Müseyyeb'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi: «Bir kimse av, koyun veya arazi köpeği olmayan bir köpek edinirse gerçekten o kimsenin ecrinden her gün iki kırât eksilir.» buyurmuşlar. Ebu't-Tâhir'in hadîsinde «Arazî köpeği» yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki); Bize Abdurrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Koyun, av veya ekinlik köpeği müstesna, bir kimse köpek edinirse ecrinden her gün bir kırât eksilir.» buyurdular. Zührî şunu söylemiş: «İbni Ömer'e Ebû Hureyre'nin sözünü andılar da: Allah Ebû Hureyre'ye rahmet eylesin, ziraat sahibi idi; dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm-ı Destevâî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebi Kesîr, Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse (kapısında) köpek tutarsa amelinden her gün bir kırât eksilir; yalnız ekinlik veya koyun köpeği müstesna!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize Şuayb b. İshâk haber verdi. (Dediki): Bize Evzâî rivayet etti. (Dediki): Bana Yahya b. Ebî Kesir rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Seleme b. Abdirrahmân rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Hureyre, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ahmed b. Münzir rivayet etti. (Dediki): Bize Abdüssamed rivayet etti. (Dediki): Bize Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî Kesir bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid yâni İbni Ziyâd, İsmâîl b. Sümey'den rivayet etti. (Demişki): Bize Ebû Rezîn rivayet etti. (Dediki): Ebû Hureyre'yi şunu söylerken işittim.: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse av ve koyun köpeği olmayan bir köpek edinirse, amelinden her gün bir kırât eksilir.» buyurdular. İzah 1576 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Malik'e, Yezîd b. Husayfa'dan dinlediğim, ona da Sâib b. Yezid'in haber verdiği, onun da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından Şenûe kabilesine mensûb bir zât olan Süfyân b. Ebî Züheyr'den dinlediği şu hadîsi okudum. Süfyân şöyle demiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Bir kimse kendisine ekin veya hayvan beklemeğe faydası olmayan bir köpek edinirse, amelinden her gün bîr kırât eksilir.» buyururken işittim. Sâib: «Bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den sen mi işittin?» diye sormuş. Süfyân: «Şu mescidin Rabbına yemîn olsun ki, evet!» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve Ibni Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmail, Yezîd b. Husayfa'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Sâib b. Yezîd haber verdiki, yanlarına Süfyân b. Ebî Züheyr eş-Şeneî gelmiş de: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yukarıki hadîs gibi îrâdda bulundu. demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe b. Saîd ve Alî b. Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmail yâni İbni Ca'fer, Humeyd'den rivayet etti. (Demişki): Enes b. Mâlik'e haccamın kazancı soruldu da şunları söyledi: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kan aldırdı. Ondan Ebû Taybe kan aldı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona iki ölçek zahire verilmesini emir buyurdu. Sahipleri ile de konuştu; onlar da haracının bir kısmını indirdiler. Ve Resûlullaıh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «(Kan hareketinden dolayı) Kendisiyle en iyi tedavi gördüğünüz şey hacâmettir; yahut : Hacâmet sizin en iyi ilâçlarınızdandır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Mervân yâni Fezârî, Humeyd'den naklen rivayet etti. (Demişki): Enes'e Haccâmın kazancı soruldu... ve yukarıki hadîsin mislini nakletmiş. Yalnız o: «Kendisiyle en iyi tedavi gördüğünüz şey hacâmat ve hind buhurudur. Hem çocuklarınıza (boğazlarını) sıkmak suretiyle işkence etmeyin!» şeklinde söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Hasen b. Hırâş rivayet etti. (Dediki): Bize Şebâbe rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Humeyd'den rivayet etti. Humeyd şöyle demiş: Enes'i şunu söylerken işittim : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizim haccâm bir (âzâdlı) kölemizi çağırdı da kan aldırdı; ve kendisine bir ölçek yahut bir veya iki müdd (zahire) verilmesini emir buyurdu. Hem onun hakkında konuştu. Bu sebeple kölenin vergisi hafifletildi. İzah için 1202 nolu sayfanın devam sayfasına gitmeniz gerekiyor! O sayfa için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Affân b. Müslim rivayet etti. H. Bize ishâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Mahzûmî haber verdi. Her iki râvi Vüheyb'den rivayet etmişlerdir. (Vüheyb demişki:) Bize Tâvûs, babasından, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kan aldırmış; haccâma da ücretini vermiş ve burnuna ilâç çekmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfız Abd'indir. (Dedilerki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Âsım'dan, o da Şa'bî'den, o da İbni Abbâs'dan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den Benî Beyaza kabilesinin (âzâdlı) bir kölesi kan aldı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun ücretini verdi. Efendisi ile de konuştu. Bunun üzerine efendisi onun vergisini hafifletti. Eğer (haccâm ücreti) haram olsaydı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona ücret vermezdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâlâ b. Abdilâlâ Ebû Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd el-Cüreyrî, Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. (Demişki); Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Medîne'de hutbe okurken dinledim: «Ey cemâat ! Allah şaraba ta'rîzde bulunuyor; galiba onun hakkında bir emir indirecek. Binâenaleyh kimde ondan bir şey varsa hemen satsın da faydalansın!» buyurdu. Az zaman sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten Allah Teâlâ şarabı haram kılmıştır, imdi kimin elinde ondan bir şey bulunduğu halde bu âyet kendisine ulaşırsa, artık ne içsin, ne de satsın!» buyurdular. Bunun üzerine yanlarında şarap bulunan bazı kimseler (bu emri) Medine yolunda telekkî ettiler ve onu derhal döktüler. İzah 1580 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Süveyd b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Meysera, Zeyd b. Eslem'den, o da Mısırlı bir zât olan Abdurrahmân b. Va'le'den naklen rivayet etti ki, kendisi Abdullah b. Abbas'a gelmiş. H. Bize Ebu't-Tâhir de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Mâlik b. Enes ve başkası Zeyd b. Eslem'den, o da Mısırlı Abdurrahmân b. Va'lete's-Sebeî'den naklen haber verdi. Kendisi Abdullah b. Abbas'a üzümden sıkılan (şarab) ın hükmünü sormuş da İbni Abbâs şunu söylemiş : Bir adam Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e; bîr tulum şarap hediyye etti. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bilir misin ki, Allah bunu haram kılmıştır?» buyurdu. Adam: — Hayır, cevâbını verdi ve hemen birine birşeyler fısıldadı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ona ne fısıldadın?» diye sordu. Adam: — Şarabı satmasını emrettim; dedi. «Onun içilmesini haram kılan (Allah), satılmasını da haram kılmıştır.» buyurdular. Bunun üzerine adam tulumu açarak içindeki (akıp) gitti
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Süleyman b. Bilâl, Yahya b. Saîd'd en, o da Abdurrahman b. Va'Ie'den, o da Abdullah b. Abbâs'dan, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti. İzah 1580 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim rivayet ettiler, Züheyr (Bize rivayet etti) tâbirini kullandı. İshâk: Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da Ebu'd-Duhâ'dan, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen haber verdi, dedi. Âişe şunu söylemiş: «Bakara sûresinin sonundaki âyetler inince Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çıkıp onları halka okudu. Sonra şarap ticâretini yasak etti.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb ve îshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Ebû Kureyb'indir. İshâk (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Muâviye, A'meş'den, o da Müslim'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti, dediler. Âişe şöyle demiş: Bakara sûresinin sonunda ribâ hakkındaki âyetler indirilince Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescide çıkarak şarap ticâretini haram kıldı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da Atâ' b. Ebî Rabâh'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti ki, Câbir fetih yılında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Mekke'de : «Gerçekten Allah ve Resulü, şarap, laşe, domuz ve putların satılmasını haram kılmıştır.» buyururken işitmiş. Bunun üzerine: Yâ Resulâllah, ölü hayvan yağlarına ne buyurursun? Bunlarla gemiler boyanır; deriler yağlanır; halk onlardan kandil yapar! demişler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hayır, o haramdır.» cevâbını vermiş ve o esnada : «Allah yahudîlerin belâsını versin! Allah (Azze ve Cell) onlara ölü hayvan yağlarını haram edince yağı erittiler; sonra sattılar da parasını yediler.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbni Numeyr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Usâme, Abdülhamîd b. Ca'fer'den, o da Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da Ata'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir: Ben fetih yılında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, demiş. H. Bize Muhammed b. Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk yâni Ebû Âsim, Abdülhamîd'den rivayet etti. (Demişki): Bana Yezîd b. Ebî Habîb rivayet etti. (Dediki): Bana Ata', Câbir b. Abdillâh'ı şunları söylerken işittiğini yazdı: «Ben fetih yılında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Leys hadîsinin mislini îrâd buyururken dinledim.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne Amr'dan, o da Tâvûs'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Ömer Semura'nın şarap sattığını duydu da şunu söyledi: Allah Semura'nın belâsını versin! Bilmedi mi ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah yahudîlere lanet etsin, kendilerine iç yağlar; haram kılındı da onları eriterek sattılar.» buyurmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ümeyye b. Bistam rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Biae Ravh yâni İbni Kasım, Amr b. Dinâr'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet eyledi. İzah 1583 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshak b. İbrahim El-Hanzalî rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana İbni Şihâb, Saîd b. el-Müseyyeb'den naklen haber verdi. Saîd de ona Ebû Hureyre'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulunmuş ki: «Allah yahudîlerin belâsını versin! Allah kendilerine iç yağlarını haram kıldı; onlarsa bu yağları satıp paralarını yediler.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmele b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Saîd b. Müseyyeb'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah yahudîlerin belâsını versin! Kendilerine iç yağı haram kılındı da onu satıp parasını yediler.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Misli misline olmadıkça altını altınla satmayın! Birini diğerinden zîyade yapmayın! Misli misline olmadıkça gümüşü de gümüşle satmayın! Birini diğerinden ziyade yapmayın! Bunlardan halen mevcut olmayanı mevcut olanla satmayın!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. H. Bİze Muhammed b. Rumh da rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Nâfi'den naklen haber verdi ki, İbni Ömer'e Benî Leys (kabilesin) den bir zât Ebû Saîd-i Hudrî'nin bunu Kuteybe'nin rivayetinden naklederdiğini söylemiş. Bunun üzerine Abdullah (İbni Ömer) beraberinde Nâfi' olduğu hâlde (Ebû Saîd'e) gitmiş. İbni Rumh hadîsinde (şöyle denilmektedir): Nâfi' dedi ki: Bunun. üzerine Abdullah, yanında ben ve Leysî olduğumuz halde Ebû Saîdi Hudrî'ye giderek yanına girdi; ve : — Bana şu zâtın haber verdiğine göre sen Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, misli misline olmadıkça gümüşü gümüşle ve misli misline olmadıkça altını altınla satmaktan nehî buyurduğunu haber veriyormuşsun! dedi. Ebû Saîd, iki parmağı ile gözlerine ve kulaklarına işaret ederek : — Şu iki gözüm görmüş ve kulaklarım Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Altını altınla satmayın; gümüşü de gümüşle satmayın! Ancak misli misline olursa o başka! Birini diğerinden ziyâde yapmayın! Bunlardan mevcut olmayanı mevcut olanla satmayın! Ancak peşin olarak satın!» buyururken işitmiştir; dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr yâni İbni Hâzim rivayet etti. H. Bize Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvehhâb rivayet etti. (Dediki): Ben Yahya b. Saîd'den dinledim. H. Bize yine Muhammed b. el-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiy, İbni Avn'dan naklen rivayet eyledi. Bu râvilerin hepsi Nafi'den, Leys'in Nâfi'den, onun da Ebû Saîd~i Hudrî'den, onun da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulundular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Yâkûb yâni İbni Abdirrahmân El Kaarî, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Altını altınla, gümüşü gümüşle satmayın! Ancak tartısı tartısına, misli misline, birbirlerine tamamen müsâvî olurlarsa o başka!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu't-Tâhir ile Hârûn b. Saîd El-Eylî ve Ahmed b. îsâ rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Mahrame, babasından naklen haber verdi. (Demişki): Ben Süleyman b. Yesâr'i kendisinin Mâlik b. Ebî Âmir, Osman b, Affân'dan naklen Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir dînârı iki dînara, bir dirhemi dahî iki dirheme satmayın!» buyurduğunu dinlediğini rivayet ederken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Rumh dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbni Şihâb'dan, o da Mâlik b. Evs b. el-Hadesân'dan naklen haber verdi ki, şunu söylemiş: Ben «Altınla dirhem bozduracak var mı? dîye (seslene) rek geldim. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattâb'ın yanında bulunan Talha b. Ubeydillâh: Göster bize altınını! Sonra hizmetçimiz geldiği vakit bize gel de sana gümüşünü verelim! dedi. Bunun üzerine Ömer b. El-Hattâb: Vallahi olamaz! Ya bunun gümüşünü (peşin) verirsin yahut altınını iade edersin! Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Altınla gümüş satın almak ribâdır; meğer ki, ikisi de peşîn ola! Buğdayla buğday satın atmak ribâdır; meğer ki ikisi de peşîn ola! Arpa ile arpa satın almak ribâdır; meğer ki peşîn ola! Hurma ile hurma satın almak ribâdır; meğer ki ikisi de peşîn ola!» buyurdular, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İshâk, İbni Uyeyne'den, o da Zührî'den naklen bu isnadla rivayette bulundular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd Eyyub'dan, o da Ebû Kılâbe'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Şam'da Müslim b. Yesâr'ın bulunduğu bir halkada oturuyordum. Derken Ebu'l-Eş'as geldi. Cemaat: Ebu'l-Eş'as (geliyor) Ebu'l-Eş'as dediler... Ebui-Eş'as oturdu. Ben kendisine: Ey kardeşimiz (bize) Ubâde b. Sâmit'in hadîsini naklet, dedim. Hay hay dedi (ve şunları söyledi:) Bir gazaya çıktık; ordunun başında Muâviye vardı. Birçok ganimetler aldık. Aldığımız ganimetler arasında bir gümüş kap da vardı. Muâviye bu kabı halkın bağışları arasında satmasını bir adama emretti. Halk bu alışverişe koşuştular. Derken Ubâde b. Sâmit bunu duyarak ayağa kalktı ve şunları söyledi: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i altına mukabil altın, gümüşe mukabil gümüş, buğdaya mukabil buğday, arpaya mukabil arpa, hurmaya mukabil hurma, tuza mukabil tuz satmayı yasak ederken işittim; ancak misli misline peşin olarak satılırsa o başka... Her kim ziyade verir veya alırsa muhakkak ribâ yapmıştır... Bunun üzerine halk aldıklarını geri verdiler. Bu iş Muâviye'nin kulağına vardı. Hemen hitabede bulunmak üzere ayağa kalkarak şunları söyledi: Dikkat... Bazı kimselere ne oluyor ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bir takım hadisler rivayet ediyorlar!.. Biz de onu görüyor, sohbetinde bulunuyorduk, ama bunları ondan işitmedik. Derken Ubâde kalktı ve kıssayı tekrarladı. Sonra : Muâviye hoşlanmasa da (yahut Muâviye çatlasa da) biz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiklerimizi mutlaka söyleyeceğiz. Ordusunun içinde onunla bir karanlık gece (bile) beraber bulunmamak umurumda değil!.. Hammâd: Bunu yahut benzerini söyledi, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrahim ile İbni Ebî Ömer beraberce Abdülvehhâb es-Sekafî'den, o da Eyyub'dan bu isnadla bu hadîsin benzerini rivayet ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amr En-Nâkıd ve İshak b. İbrâhîm rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebî Şeybe'nindir. İshak «Bize haber verdi» tâbirini kullandı. Ötekiler: «Bize Vekî' tahdîs etti» dediler. (Demişki): Bize Süfyân, Hâlid el-Hazzâ'dan, o da Ebû Kılâbe'den, o da Ebu'I-Eş'as'dan, o da Ubâde b. Sâmit'den naklen rivayet etti, Ubâde şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Altın mukabilinde altın, gümüş mukabilinde gümüş, buğday mukabilinde buğday, arpa mukabilinde arpa, hurma mukabilinde hurma ve tuz mukabilinde tuz misli misline, birbirine müsavi olarak peşin satılırlar. Ama bu sınıflar değişirse peşin olmak sortiyle istediğiniz gibi satın!» buyurdular. Buyurdular. İzah 1588 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Müslim el-Abdî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'l-Mütevekkil En-Nâcî, Ebû Saîd El-Hudrî'-den rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Altına mukabil altın, gümüşe mukabil gümüş, buğdaya mukabil buğday, arpaya mukabil arpa, hurmaya mukabil hurma, tuza mukabil tuz misli misline peşin satılır. Her kim ziyade verir veya alırsa muhakkak ribâ yapmıştır. Alanla veren bu hususta müsavidir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Amr en-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Hârûn rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman er-Rabî' haber verdi. (Dediki): Bize Ebu'l-Mütevekkil En-Nâcî, Ebû Saîd El-Hudrî'den rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Altına mukabil altın misli misline satılır...» buyurdular ve râvi yukarıki hadîsin, mislini rivayet etmiştir. İzah 1588 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb Muhammed b. EI-Alâ ile Vâsıl b. Abdilâ'la rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Fudayl, babasından, o da Ebû Zür'a'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hurma mukabilinde hurma, buğday mukabilinde buğday, arpa mukabilinde arpa ve tuz mukabilinde tuz misli misline peşin satılır. Her kim ziyade verir veya alırsa, muhakkak ribâ yapmıştır. Ancak cinsleri değişirse o başka!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadîsi Ebû Saîd el-Eşecc de rivayet etti. (Dediki): Bize el-Muhâribî, Fudayl b. Gazvân'dan bu isnâd ile rivayette bulundu, yalnız, -biyedin- kaydını zikretmedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb ile Vâsıl b. Abdilâ'Iâ rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni FudayI, babasından, o da İbni Ebî Nu'm'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Altın mukabilinde altın, tartısı tartısına, misli misline; gümüş mukabilinde gümüş dahî tartısı tartısına, misli misline satılır. Her kim ziyade verir veya alırsa bu (yaptığı) ribâdır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Mesleme El-Ka'nebî rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman yâni İbni Bilâl, Mûsâ b. Ebî Temîm'den, o da Satd b, Yesâr'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Dînâr dînâr mukabilinde satılır; aralarında fazlalık yoktur. Dirhem de dirhem mukabilinde satılır; aralarında fazlalık yoktur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadîsi Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Ben Mâlik b. Enes'i: «Bana Mûsâ b. Ebî Temim bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet eyledi.» derken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymûn rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Amır'dan, o da Ebu'l-Minhâl'den naklen rivayet etti. (Demişki): Benim bir ortağım bir gümüşü mevsime (yahut hacca) kadar veresiye sattı. Müteakiben bana gelerek haber verdi. Ben: Bu caiz olmayan bir iştir; dedim. O: Ama ben bunu pazarda sattım da bana kimse caiz olmayacağını söylemedi; dedi. Ben hemen Berâ' b. Âzib'e giderek (meseleyi) sordum. Şu cevabı verdi : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiğinde biz bu ahşverişi yapıyorduk. Bunun üzerine şöyle buyurdular: «Hangi mal peşin olarak satılıyorsa onda bir beis yoktur; fakat veresiye satılan ribâdır.» (Berâ') : — Sen bir de Zeyd b. Erkam'a git, zîra o benden daha büyük tacirdir; (Dedi.) Ona giderek sordum. O da bunun gibi söyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Habîb'den naklen rivayet etti ki Habîb, Ebu'l-Minhâl'i şöyle derken işitmiş: — Berâ' b. Âzib'e sarf'ı sordum. Zeyd b. Erkam'a sor; o benden daha iyi bilir, dedi. Bunun üzerine Zeyd'e sordum. O da: Berâ'a sor; o benden daha iyi bilir, dedi. Sonra ikisi birden: — Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gümüşü altın mukabilinde veresiye satmayı yasak etli; dediler
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu'r-Rabî' el-Atekî rivayet etti. (Dediki): Bize Abbâd b. Avvâm rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî İshâk haber verdi. (Dediki): Bize Abdurrahman b. Ebî Bekra, babasından rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gümüşe mukabil gümüş, altına mukabil altın satmayı yasak etti; meğer ki, misli misline ola. Bize altın mukabilinde nasıl istersek gümüş; ve gümüş mukabilinde nasıl istersek altın almayı emir buyurdular. Bir adam râviye satrş peşin mi olacak? diye sormuş; o da: Ben böylece işittim, cevâbını vermiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana İshâk b. Mansûr rivayet etti, (Dediki): Bize Yahya b. Salih haber verdi. (Dediki): Bize Muâviye, Yahya'dan —ki İbni Kesîr'dir— o da Yahya b. Ebî İshâk'dan naklen rivayet etti. Ona da Abdurrahman b. Eb! Bekra haber vermiş ki, Ebû Bekra: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize yasak etti... diyerek yukarıki rivayetin mislini nakletmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Serh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Ebû Hânî El-Havlânî haber verdi ki, kendisi Alî b. Rabâh el-Lahmî'yi şunu söylerken işitmiş: Ben Fadâle b. Ubeyd EI-Ensârî'yi şöyle derken işittim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Hayber'de bulunduğu sırada içinde boncuk ve altın bulunan bir gerdanlık getirdiler. Bu gerdanlık satılık ganimet mallarındandı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) emir buyurdular ve gerdanlığın içinden sâdece altını çıkarıldı. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabına : «Altına mukabil altın tartısı tartısına (satılır).» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Ebû Şucâ' Saîd b. Yezîd'den, o da Halid b. Ebî İmrân'dan, o da Haneş Es-San'ânî'den, o da Fadâle b. Ubeyd'deıı naklen rivayet etti. Fadâle şöyle demiş: Hayber gazası günü on iki dinara, içinde boncuk ve altın bulunan bir gerdanlık satın aldım; ve bunun boncuğunu, altınını ayırarak on iki dinardan daha fazla kıymeti olduğunu anladım. Müteakiben bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlattığımda : «Gerdanlık ayırmadan satılmaz.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Mübarek, Saîd b. Yezid'den bu isnâdla bu hadisin benzerini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbni Ebî Ca'fer'den, o da Cülâh Ebû Kesîr'den naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Haneş es-San'ânî, Fadâle b. Ubeyd'den, rivayet etti. Şöyle demiş: Hayber gazası günü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber bulunuyor; yahudîlerden bir okıyye altını iki-üç dinara satın alıyorduk. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Altın mukabilinde altını ancak tartısı tartısına satın!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb, Kurre b. Abdirrahman El-Ma'âfirî ile Amr b. El-Hâris ve başkalarından naklen haber verdi; onlara da Âmir b. Yahya El-Ma'âfirî, Haneş'den naklen haber vermiş ki, Haneş şöyle demiş: Bir gazada Fadâle b. Ubeyd ile beraber bulunuyorduk. Derken bana ve arkadaşlarıma içinde altın, gümüş ve cevher bulunan bir gerdanlık isabet etti. Ben bunu satın almak isteyerek Fadâle b. Ubeyd'e sordum. Şu cevabı verdi: Bunun altınını çıkar da bir kefeye koy, kendi altınını da bir kefeye koy. Sonra sakın misli mislinden fazla bir şey alma! Zira ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Her kim Allah'a ve âhiret gününe îmân ediyorsa sakın misti mislinden fazla bir şey almasın!» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hârûn b. Ma'rûf rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr haber verdi. H Bana Ebu't-Tâhir de rivayet etti. (Dediki); Bize İbni Vehb Amr b. Hâris'den naklen haber verdi. Ona da Ebu'n-Nadr, ona da Büsr b. Saîd, Ma'mer b. Abdillah'dan naklen rivayet etmişki, Ma'mer uşağını bir ölçek buğdayla (pazara) göndererek: Bunu sat da arpa al, demiş, Uşak gitmiş bir ölçek ve biraz da ziyade zahire almış. Ma'mer'e geldiğinde bunu ona haber vermiş. Ma'mer kendisine: Bunu neye yaptın? Git bu zahireyi iade et! Sakın mislinden fazla bir şey alma! Zîra ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Zahireye mukabil zahire misli misline satılır. buyururken işitirdim. O gün bizim zahiremiz arpa idi; demiş. Kendisine: Ama bu (arpa) o buğdayın misli değildir, demişler. «Ben benzemesinden korkarım.» cevâbını vermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman yâni İbni Bilâl Abdülmecîd b. Süheyl b. Abdirrahman'dan naklen rivayet eti. O da Saîd b. El-MÜseyyeb'i, Ebû Hureyre ile Ebû Saîd'den naklen rivayet ederken dinlemiş ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Benî Adiy El-Ensari'nin kardeşini Hayber'e Vali göndermiş. O zât (oradan) a'Iâ hurma getirmiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : «Hayber'in bütün hurmaları böyle midir?» diye sormuşlar. — Hayır! Vallahi yâ Resûlâllah! Biz bunun bir ölçeğini bayağı hurmanın iki ölçeği ile satın alıyoruz; demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Böyle yapmayın! Ve lâkin misli misline alın! Yahut bunu satın; karşılığı ile ötekinden alın! Tartı da böyledir!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti, (Dediki): Mâlik'e, Abdülmecîd b. Süheyl b. Abdirrahman b. Avf'dan dinlediğim, onun da Saîd b. El-Müseyyeb'den, onun da Ebû Saîd El-Hudrî ile Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir zât'ı Hayber'e vâlî göndermiş; o da kendilerine a'Iâ cinsten hurma getirmiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hayber'in bütün hurmaları böyle midir?» diye sormuşlar. O zât: Hayır, vallahi yâ Resûlâllah! Biz bunun bir ölçeğini iki ölçeğe; iki ölçeği'ni üç ölçeğe alıyoruz, cevâbını vermiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Öyle yapma! Bayağı hurmayı para ile sat; sonra bu para ile a'Iâ hurma satın al!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Yahyâ b. Salih El-Vuhâzî haber verdi. (Dediki): Bize Muâviye riyâyet etti. H. Bana Muhammed b. Sehl Et-Temîmî ile Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimî de rivayet ettiler. Lâfız onlarındır. Bu râviler toptan Yahya b. Hassân'dan rivayette bulundular. (Demişki): Bize Muâviye —ki İbni Abdisselâm'dir— rivayet etti. (Dediki): Bana Yahya yâni İbni Kesir haber verdi. (Dediki): Ukbe b. Abdilgâfir'i: Ben Ebû Saîd'i şunu söylerken dinledim derken işittim: Bilal Bern hurması getirdi de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Bu nereden?» diye sordular. Bilâl: Hurmadır, evimizde idi; bayağıdır. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e yiyecek olsun diye ben onun iki ölçeğini bir ölçeğe sattım, dedi. O zaman Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)) «Eyvah!.. Ribanın ta kendisi!.. Bunu yapma!.. Lâkın hurma satın alacak oldun mu, onu ayrıca sat, sonra onun kıymetiyle satın al!» buyurdu. İbni Sehl kendi rivayetinde kaydını zikretmedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Seleme b. Şebîb rivayet etti. (Dediki): Bize El-Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kıl, Ebû Kazeat'el-Bâhilî'den, o da Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd'den naklen rivayette bulundu. Ebû Saîd şöyle demiş: ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e hurma getirdiler: «Bu hurma bizim hurmamızdan değil!» dedi. Bunun üzerine (getiren) adam: Yâ Resûlâllah! Biz kendi hurmamızın iki ölçeğini bunun bir ölçeği mukabilinde sattık; dedi. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «İşte ribâ budur; onu hemen iade edin! Sonra bizim hurmayı satıp onun parasından bize (hurma) satın alın!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Musa, Seyban'dan, o da Yahya'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Biz ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde bayağı hurmayı —ki muhtelif kuru hurmanın karışığıdır— bir ölçek mukabilinde iki ölçek vererek satardık. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duydu ve : «İki ölçek hurmaya bir ölçek hurma; iki ölçek buğday'a bir ölçek buğday ve iki dirheme bir dirhem olmaz!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amr En-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim, Saîd El-Cüreyrî'den, o da Ebû Nadra'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: İbni Abbas'a sarfı sordum. Peşin mi? dedi. Evet, dedim. O halde onda bir beis yoktur; cevâbını verdi. Müteakiben Ebû Saîd'e haber verdim; dedim ki: Ben İbni Abbâs'a sarfı (n hükmünü) sordum da: Peşin mi? dedi. Evet, dedim. O halde onda bir beis yoktur; cevabını verdi. (Ebû Saîd) : O bunu söyledi mi? Biz ona mektup yazacağız; size bu fetvayı vermesin. Vallahi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hizmetkârlarından biri kuru hurma getirdi de onu kabul etmedi ve: «Gâlibâ bu bizim toprağın hurmasından değil I» buyurdular. Hizmetçi: Bu sene bizim toprağın hurmasına (yahut bizim hurmamıza) bir şeyler oldu. Ben de bunu aldım ve biraz ziyade verdim; dedi. (Efendimiz) : «Katladın; ribâ yaptın; sakın buna yanaşma! Hurmandan sana bir şey artarsa onu sat; sonra istediğin hurmayı satın al!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize ishâk b. ibrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâla haber verdi. (Dediki): Bize Dâvûd, Ebû Nadra'dan rivayet etti. Şöyle demiş: ibni ömer le ibni Abbâs'a sarfı sordum, onda bir beis görmediler. Bir defa Ebû Saîd El-Hudrî'nin yanında otururken sarfı ona da sordum: Fazlası ribâdır; dedi. ibni Ömerle İbni Abbâs'ın sözlerinden dolayı ben bunu kabul etmedim. Bunun üzerine Ebû Saîd: Ben sana ancak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğimi söylüyorum; kendilerine hurmalığı bahçıvanı iyi hurmadan bir ölçek getirdi. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hurması bu cinstendi. Nebiyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : «Bunu nereden aldın?» dîye sordu. Bahçıvan: İki ölçek (hurma) götürdüm; onunla bu bir ölçeği satın aldım; çünkü bunun fiyatı pazarda şu kadara; onun fiyatı bu kadara; dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yazık sana! Rîbâ yaptın! Böyle bir iş yapmak istediğin zaman kendi hurmanı bir mal mukabilinde sat; sonra o malınla hangi hurmayı istersen satın al!» buyurdular. Ebû Saîd dedi ki: Hurmaya mukabil hurma satmak mı ribâ olmaya daha lâyık yoksa gümüşe mukabil gümüş mü? Bundan sonra ibni Ömer'e geldim; artık beni nehyetti. ibni AbbâVa gitmedim. Bana Ehu's-Sahbâ'nın anlattığına göre kendisi bu meseleyi Mekke'de ibni Abbas'a sormuş; o da bunu kerih görmüş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Abbâd ile Muhammed b. Hatim ve İbni Ebî Ömer hep birden Süfyân b. Uyeyne'den rivayet ettiler. Lâfız İbni Abbâd'ındır. (Dediki): Bize Süfyân, Amr'dan, o da EbÛ Salih'den naklen rivayet etti. Ebû Salih şunları söylemiş : Ben Ebû Saîd El-Hudrî'yi: Dinar mukabilinde dînâr; dirhem mukabilinde dirhem misli misline satılır. Kim fazla verir veya alırsa muhakkak ribâ yapmıştır; derken işittim de kendisine: Ama İbni Abbas böyle söylemiyor; dedim. Bunun üzerine: Ben İbni Abbas'la görüştüm; ve: Söylediğin lâfı gördün mü? Bu senin Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğin bir şey midir, yoksa bunu Allah (Azze ve Celle)'nin kitabında mı buldun? diye sordum. Bunu ne Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim; ne de Allah'ın kitabında buldum. Lâkin bana Usâme.b, Zeyd rivayet etti, ki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ribâ nesîededir.» buyurmuşlar, cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amr en-Nâkıd, ishak b. İbrahim ve ibni Ebî Ömer rivayet ettiler. Lâfız Amr'ındır. İshâk: Bize haber verdi, tâbirini kullandı. Ötekiler şöyle dediler: Bize Süfyân b. Uyeyne, Ubeydullah b. Ebî Yezîd'den naklen rivayet etti ki, İbni Abbâs'ı şunları söylerken işitmiş. Bana Usâme b. Zeyd haber verdiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ribâ ancak nesîededir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Affan rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. Her iki râvi demişler ki: Bize İbni Tâvûs, babasından, o da İbni Abbas'dan, o da Usâme b. Zeyd'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Peşin olan şeyde ribâ yoktur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize El-Hakem b. Mûsâ rivayet etti. (Dediki): Bize Hikl, Evzâî'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ata' b. Ebî Rabâh rivayet etti ki, Ebû Saîd El-Hudrî İbni Abbas'a rast gelerek kendisine: Sarf hakkındaki sözünü gördün mü! Bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğin bir şey olarak mı, yoksa Allah (Azze ve Celle'nin kitabında bulduğun bir şey olarak mı söyledin? diye sormuş. İbni Abbas: Asla söylemem! Bir kere Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i siz benden daha iyi bilirsiniz; Kitâbullaha gelince: Onu da bilmiyorum. Yalnız bana Usâme b. Zeyd rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Dikkat!.. Ribâ ancak nesîededir.» buyurmuşlar; cevabını vermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Osman'ındır. İshâk (Bize haber verdi)) tâbirini kullandı. Osman: Bize Cerîr, Muğîre'den naklen rivayet etti; dedi. Muğîre şunu söylemiş: Şibâk, İbrahim'e sordu da İbrahim, Alkame'den, o da Abdullah'dan naklen rivayette bulundu. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ribâyı yiyene de, yedirene de lanet buyurdu. Râvi diyor ki: Ben, kâtibine de, şahidlerine de (lanet etmedi) mi? dedim. (Abdullah) : Biz ancak İşittiğimizi söyleriz; cevabını verdi. İzah 1598 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Es-Sabbâh ile Züheyr b. Harb ve Osman b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hüşeym rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'z-Züheyr, Câbir'den naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Ribâyi yiyene, yedirene, kâtibine ve şahidlerine lanet etti ve: «Onlar müsavidirler.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdİllâh b. Numeyr El-Hemdânî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Zekeriyyâ, Şa'bî'den, o da Nu'man b. Beşîr'den naklen rivayette bulundu. Şa'bî: Nu'man'ı şunları söylerken dinledim, demiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim (ve Nu'man iki parmağı ile kulaklarına uzanmış) : «Şüphesiz halâl aşikâr, haram da aşikârdır; ama aralarında bir takım şüpheli şeyler vardır ki, onları insanlardan birçoğu bilmez. İmdi bu şüphelerden kim korunursa dîni ve ırzı için berâet almıştır. Her kim bu şüphelere düşerse harama konar. Korunan bir yerin etrafında hayvan otlatan çobanın hayvanlarını oraya kaçırması yakıncactk olduğu gibi. Dikkat!.. Her hükümdarın bîr mahrûresi vardır. Dikkat!.. Allah'ın mahrûresi de haram kıldığı şeylerdir. Dikkat!.. Bedende bîr et parçası vardır ki, bu parça işe yarayışlı olursa bütün beden yarayışlı olur; bozuk olursa bütün beden bozulur. Dikkat!.. O da kalptir.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet eyledi. H. Bize İshâk b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. Her iki râvi: Bize. bu isnâdla bu hadîsin mislini Zekerîyyâ rivayet etti, demişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Mutarrif'le Ebû Ferva El-Hemdânî'den naklen haber verdi. H. Bize Kuteybe b. Said dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb yâni İbni Abdirrahmân El-Kaarî, İbni Aclân'dan, o da Abdurrahman b. Said'den naklen rivayette bulundu. Bu râvilerin hepsi Şa'bî'den, o da Nu'mân b. Beşîr'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadisi rivayet etmişlerdir. Şu kadar var ki, Zekeriyya'nın hadîsi onların rivayetinden daha tamam ve daha uzundur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdülmelik b. Şüayb b. Leys b. Sa'd rivayet etti. (Dediki): Bana babam, dedemden rivayet etti. (Demişki): Bana Hâlid b. Yezîd rivayet etti. (Demişki): Bana Saîd b. Ebî Hilâl, Avn b. Abdillah'dan, o da Âmir Eş-Şa'bî'den naklen rivayette bulundu, ki Şa'bî' Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sahabisi Nu'mân b. Beşîr b, Sa'd'ı Hıms'da halka hutbe îrâd ettiği sırada şunları söylerken işitmiş: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Helâl aşikâr, haram da aşikârdır. .» buyururken işittim... Müteakiben Zekeriyya'nın Şa'bî'den rivayet ettiği hadîs gibi tâ «İçine düşmesi yakıncacıktır...» cümlesine kadar rivayette bulunmuştur. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti, (Dediki): Bize Zekeriyyâ, Âmir'den rivayet etti. (Demişki): Bana Câbir b. Abdillâh rivayet etti ki: Kendisi hastalanmış bir devesinin üzerinde gidiyormuş; derken deveyi başı boş bırakmak istemiş. Câbir diyor ki: Müteakiben bana Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yetişti; ve benim için dua ederek hayvana vurdu. Bunu müteâkıb deve öyle yürüdü ki (o ana kadar) böyle yürüdüğü olmamıştı. «Bunu bana bir okıyyeye sat!» buyurdular. Olmaz, dedim. Sonra: «Sat onu bana!» buyurdu. Ben de bir okıyyeye sattım; ama üzerindeki yükü evime götürmeyi istisna ettim. Yükü götürdüğümde deveyi kendilerine getirdim. Bana parasını saydılar. Sonra döndüm. Hemen arkamdan birini göndererek: «Acaba deveni alayım diye sana fiyat kırdım mı dersin? Dirhemlerinle birlikte deveni de al! O senindir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Aliy b. Haşrem de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ yâni İbni Yûnus, Zekeriyyâ'dan, o da Âmir'den naklen haber verdi. Âmir; Bana Câbir b. Abdillâh İbni Numeyr hadîsi gibi rivayet etti, demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebî Şeybe ile ishâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Osman'ındır, (ishâk: Bize haber verdi; tâbirini kullandı.) Osman: Bize Cerîr, Mugîre'den, o da Şa'bî'den, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayette bulundu, dedi. Câbir şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte gazada bulundum. Altımda nerdeyse yürüyemez hâle gelmiş hasta bir sucu devem olduğu halde bana yetiştiler; ve bana: «Devene ne oldu?» diye sordular. Hastadır; dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ilerleyerek hayvanı sürdü ve ona dua etti. Bundan sonra hayvan bütün develerin önünde gitmeye başladı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana : «Deveni nasıl görüyorsun?» diye sordu. Afiyette (görüyorum), ona senin bereketin isabet etti; dedim. «Onu bana satar mısın?» buyurdu. Ben utandım. Ondan başka su taşıyan devemiz yoktu. Ama : Evet, dedim; ve Medine'ye varıncaya kadar sırtı benim olmak şartiyle deveyi kendilerine sattım. Ona: Yâ Resûlâllah, ben damadım; diyerek kendilerinden izin istedim. Bana izin verdiler. Bunun Üzerine Medine'ye müteveccihen oradan ilerledim. Nihayet Medine'ye vardım. Beni dayım (Cedd b. Kays) karşıladı ve deveyi sordu. Onun hakkında ne yaptığımı kendisine haber verince beni ayıpladı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kendisinden izin istediğim vakit: «Ne aldın, bakire mi, dul mu?» diye sormuştu. Ben kendilerine dul aldım; cevâbını verdim. «Birbirinizle oynaşacağınız bir bakire ile evlense idin ya!» buyurdu. — Yâ Resûlâllahî Babam vefat etti (yahut şehîd oldu). Küçük küçük kız kardeşlerim var. Onların emsaliyle evlenip de (karımın) onları terbiye edemiyeceğinden, onlara bakamayacağından korktum da onlara baksın ve terbiye etsin diye dul ile evlendim, dedim. ; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'ye gelince deveyi kendilerine götürdüm. Bana parasını verdiler, deveyi de iade buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, A'meş'den, o da Salim b. Ebi'I-Ca'd'dan, o da Câbir'den naklen rivayette bulundu. Câbir şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte Mekke'den Medine'ye yollandık. Derken benim devem hastalandı... Câbir hadîsi kıssasiyle rivayet etmiştir. Bu hadîste şu da vardır: Sonra bana: «Şu deveni bana sat!» buyurdular. Ben: — Hayır; o senindir; dedim. «Yok! Sen onu bana sat!» dediler. Ben (yine) ; — Hayır; o senindir yâ Resûlâllah! dedim. «Yok! Sen onu bana sat!» buyurdular. Ben : — Bir adamın bende bir okıyye altın alacağı var. Bu para mukabilinde deve senin olsun! dedim. «Onu aldım. Ama sen yükünü onunla Medine'ye götür!» buyurdular. Medine'ye geldiğimde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bilâl'e : «Ona bir okıyye altın ver; biraz da ziyade et!» buyurdu. Bilâl bana bir okıyye altın verdi; bir kırât da ziyade etti. Bunun üzerine ben: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ziyâdesi benden ayrılmasın dedim. Bu para bir kesemin içinde duruyordu. Nihayet Harra harbinde onu Şamlılar aldı
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kâmil El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid b. Ziyâd rivayet etti. (Dediki): Bize Cüreyrî, Ebû Nadra'dan, o da Câbİr b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: — Bir seferde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le beraber bulunuyorduk. Derken benim devem geri kaldı... Câbir hadîsi hikâye etmiş. Bu hadîste şunu da söylemiştir : — Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu dürttü. Sonra bana: «Besmele ile bin!» buyurdular. Şunu da ziyâde etmiştir: Durmadan bana ziyâde ediyor ve : «Allah seni mağfiret buyursun!» diyordu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu'r-Rabî' El-Atekî de rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayette bulundu. Câbir şöyle demiş: — Vaktaki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanıma geldi, devem de hastalanmıştı. Onu dürttü. Deve sıçrayıverdi. Bundan sonra artık Resûl-i Ekrem'in sözünü işiteyim diye dizginini kasıyor, fakat onu durduramıyordum. Nihayet Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana yetişti; ve; «Onu bana sat!» dedi. Ben de deveyi ona beş okıyyeye sattım. Ama: «Medine'ye kadar sırtı benim olmak şartiyle!» dedim. «Medine'ye kadar sırtı senin olsun!» buyurdular. Medine'ye geldiğimde deveyi ona getirdim. Bana bir okıyye ziyade verdi. Sonra deveyi bana hibe etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ukbe b. Mükrem El-Ammî rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb b. İshâk rivayet etti. (Dediki): Bize Beşir b. Ukbe, Ebu'l-Mütevekkil en-Nâcî'den, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Câbir: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte seferlerinin birinde (zannederim gâzi olarak dedi) yola çıktını... diyerek hadîsi nakletti. Bu hadîste şunu da ziyade eyledi. Efendimiz : «Yâ Câbir! Parayı tastamam aldın mı?» dedi. Ben, evet, cevâbını verdim. «Para da senin, deve de senin olsun! Para da senin, deve de senin olsun!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Muhârib'den naklen rivayette bulundu ki, kendisi Câbir b. Abdillâh'ı şunları söylerken dinlemiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benden iki okıyye bir dirheme yahut iki okıyye iki dirheme bir deve satın aldı. Sırar'a geldiğinde bir inek kesilmesini emir buyurdular. İnek kesildi ve cemaat ondan yediler. Medine'ye teşriflerinde mescide gelerek iki rek'at namaz kılmamı emir buyurdu; ve devenin kıymetini fazlasiyle tartıp verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Yahya b. Habîb El-Hârisî rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. El-Hâris rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bize Muhârib, Câbir'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu kıssayı haber verdi. Şu kadar var ki: «Onu benden adını koyduğu bir para ile satın aldı.» dedi; iki okıyye bir dirhem veya iki dirhemi zikretmedi. Bir de : «Bir inek kesilmesini emir buyurdu. İnek kesildi; sonra etini taksim etti.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Zahide, îbni Cüreyc'den, o da Atâ'dan, o da Câbir'den naklen rivayette bulundu kî, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine: «Deveni dört dînâra aldım. Medine'ye kadar sırtı da senin olsun!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb, Mâlik b. Enes'den, o da Zeyd b. Eslem'den, o da Atâ' b. Yesâr'dan, o da Ebû Râfi'den naklen haber verdi ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adamdan ödünç olarak genç bir deve almış. Sonra kendilerine sadaka malı bir takım develer gelmiş; ve Ebû Râfi'a o zatın devesini ödemesini emir buyurmuş. Derken Ebû Râfi' dönerek: Develerin içinde altı yaşındaki seçkinden başkasını bulamadım, demiş. Bunun üzerine: «Ona onu ver; zîra insanların en hayırlısı borcunu en iyi ödeyenlerdir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mahled, Muhammed b. Ca'fer'den rivayet etti. (Demişki): Ben Zeyd b. Eslem'den dinledim. (Dediki): Bize Atâ' b. Yesâr, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in âzadlısı Ebû Râfi'den naklen haber verdi. Ebû Râfi': «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ödünç olarak genç bir deve aldı...» diyerek hadîsin mislini rivayet etmiş. Şu kadar var ki: «Zîrâ Allah'ın kullarının en hayırlısı (borcunu) en iyi ödeyenleridir.» şeklinde söylemiş. İzah 1601 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Beşşâr b. Osman El-Abdiy rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Seleme b. Küheyl'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Bir adamın Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de alacağı vardı. Bu sebeple ona ağır lâkırdı söyledi. Derken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı onu paylamak istediler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), «Hak sahibinin gerçekten konuşma hakkı vardır.» diyerek onlara: «Bu adam için bir baş deve satın alın da kendisine verin!» buyurdu. Ashâb: Biz ancak onun devesinden daha a'lâsını buluyoruz; dediler. «Öyle ise onu satın alın da kendisine verin; zira sizin en hayırlılarınızdan biriniz (yahut sizin en hayırlınız) borcu hususunda en iyi olanınızdır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî', Alî b. Sâlih'den, o da Seleme b. Kübeyl'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ödünç bir baş deve aldı da (yerine) ondan daha üstün bir baş deve verdi ve: «Sizin en hayırlılarınız borç ödeme hususunda en İyi olanlarınizdir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Seleme b. Küheyl'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Bir adam Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den alacaklı olduğu bir deveyi istemeğe geldi de: «Ona kendi devesinden daha üstün bir baş deve verin!» buyurdu. Bir de: «Sizin en hayırlınız, borç ödeme hususunda en iyi olanınızdır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile ibni Rumh rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Leys haber verdi. H. Bana bu hadîsi Kuteybe b. Soîd'de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet etli. Şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir köle gelerek hicret üzerine ona bey'at etti. Efendimiz onun köle olduğunu sezemedi. Derken sahibi onu aramağa geldi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Bu köleyi bana sat!» buyurdu ve onu iki siyah köle mukabilinde satın aldı. Ondan sonra bir daha (Bu köle midir?) diye sormadan kimseden köle almadı
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. EI-Alâ' rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. (Yahya: Bize haber verdi tâbirini kullandı. Ötekiler:) Bize Ebû Muâviye, A'meş'ten, o da İbrahim'den, o da El-Esved'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti, dediler. Âişe şunları söylemiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yahudîden veresiye zahire satın aldı da ona bîr zırhını rehin olarak verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize îshâk b. İbrahim El-Hanzalî ile Aliy b. Haşrem rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize îsâ b. Yûnus, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da EI-Esved'den, o da Âişe'den naklen haber verdi. ŞöyIe demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yahudîden zahire satın aldı da ona demirden bir zırh rehnetti
- Bāb: ...
- باب ...
(Bize bu hadisi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti. ki): Bize Hafs b. Gıyâs, A'meş'den, o da İbrahim'den naklen rivâyet etti Esved, Âişe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu hadisin mislini rivâyet eyledi» demiş; demirden kaydını zikret-raemiş. hadîsi Buhârî «Büyü'», «İstikraz», «Cihâd», «Şerike», «Selem» ve «Megâzî» bahislerinin on bir yerinde; Nesâî «Buyû'»da; İbn Mâce «Ahkâm»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Bu rivâyetlerden anlaşıldığına göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz Ebû Şahme yahut Ebû Şahm denilen yahudîden ailesi efradı için bir miktar arpa alarak ona «Zâtü'l-fudûl» nâmındaki harp zırhını rehin vermiştir. Aldığı arpanın miktarı hususunda rivâyetler muhteliftir. Bir rivâyete göre otuz, diğerine göre yirmi, başka bir rivâyetle kırk ölçektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu arpayı, yahudîden alış-veriş caiz olduğunu anlatmak için almış olması da bir ihtimâldir. Arpa mukabilinde zırhını rehin etmesi verecek başka bir şey bulamadığındandır. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ailesi efradı için senelik zahiresini bir yerde biriktirirdiği sahih rivâyetlerle sabit olmuştur, fakat bu borçlanma o zahire bittikten sonra olmuştur. Ulemâdan bazıları borçlanmanın gelen misafirler sebebiyle yapıldığını söylemişlerdir; bilâhare bunu Hazret-i Ebû Bekir ödemiştir. Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)’in arpayı ashabının zenginlerinden almayıp yahudîye. müracaat buyurması, ya ondan başka kimsede bulunmadığından yahut sahabe arpayı kendisine teberru' ederek minnet altında kalmamak içindir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Amru'n-Nâkıd rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. (Amr: Bize rivayet etti, tâbirini kullandı.) Yahya: Bize Süfyân b. Uyeyne, ibni Ebî Necîh'den, o da Abdullah b. Kesîr'den, o da Ebu'l-Minhâl'den, o da İbni Abbâs'dan naklen haber verdi, dedi. İbni Abbâs şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiğinde Medîneliler meyvelerde bir ve iki seneliğine selem yapıyorlardı. Bunun üzerine: «Her kim hurmada selem yapacaksa malum ölçüde, malûm tartıda, malûm bir müddete kadar yapsın!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvaris, ibni Ebî Necîh'den rivayet etti. (Demişki): Bana Abdullah b. Kesir, Ebu'l-Minhâl'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldiğinde halk selem yaparlardı. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara: «Kim selem yapacaksa ancak malûm bir ölçüde ve malûm tartıda yapsın!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve İsmâîl b. Salim hep birden İbni Uyeyne'den, o da İbni Ebî Necîh'den bu isnâdla Abdülvaris'in hadisi gibi rivayette bulundu; yalnız malûm bir müddete kadar» kaydını zikretmedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Kureyb ile İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Vekî' rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Beşşâr da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivayet etti. Her iki râvi Süfyân'dan, o da İbni Ebî Necîh'den isnâdlariyle İbni Uyeyne hadisinin mislini «malûm bir müddete kadar» kaydını zikrederek rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman yâni İbni Bilâl, Yahya'dan —ki İbni Said'dir— rivayet etti. Şöyle demiş: Saîd b. El-Müseyyeb rivayet ederdiki, Muammer şunları söylemiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Her kim ihtikâr yaparsa âsî olmuştur.» buyurdu. Bunun üzerine Saîd'e: Ama sen ihtikâr yapıyorsun? dediler. Saîd: Bu hadisi rivayet eden Ma'mer dahi ihtikâr yapardı; cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Saîd b. Amr EI-Eş'asî rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim b. İsmail, Muhammed b. Aclân'dan, o da Muhammed b. Amr b. Atâ'dan, o da Said b. El-Müseyyeb'den, o da Ma'mer b. Abdillâh'dan, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki: «Asîden başka kimse ihtikâr yapmaz!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} İbrahim dedi ki: Müslim şunları söyledi: Bana arkadaşlarımızdan biri, Amr b. Avn'dan naklen rivayette bulundu. (Demişki): Bize Hâlid b. Abdillâh, Amr b. Yahya'dan, o da Muhammed b. Amrdan, o da Saîd b. El-Müseyyeb'den, o da Benî Adiy İbni Kâ'b kabilesinden biri olan Ma'mer b. Ebî Ma'mer'den naklen haber verdi. Ma'mer: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular; diyerek Süleyman b. Bilâl'in, Yahya'dan rivayet ettiği hadîsin mislini zikretmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Safvân El-Emevî rivayet etti. H. Bana Ebu't-Tâhir ile Harmele b. Yahya da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. Her iki râvi Yûnus'dan, o da ibni Şihâb'dan, o da İbni'l-Müseyyeb'den naklen rivayet etmişlerdir ki, Ebû Hureyre, Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Yemin malın harcanmasına, kazancının elden gitmesine sebeptir.» buyururken işittim, demiş. İzah 1607 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Ebû Kureyb ve ishâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebî Şeybe'nindir. (İshâk: Bize haber verdi, tâbirini kullandı.) Ötekiler: Bize Ebû Usâme, Velid b. Kesir'den, o da Ma'bed b. Kâ'b b. Mâlik'ten, o da Ebû Katâdete'l-Ensârî'den naklen rivayet etti ki, Ebû Katâde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i «Alışverişte çok çok yemin etmekten sakının! Zira yemîn (malı) harcattırır; sonra yok eder.» buyururken işitmiş, dediler
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'z-Zübeyr, Câbir'den naklen rivayette bulundu. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebü Hayseme, Ebu'z-Zübeyr'dcn, o da Câbir'den naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimsenin bîr yurdda veya hurmalıkta ortağı varsa o kimse ortağına bildirmedikçe satış yapamaz. (Ortağı) isterse alır; istemezse terk eder.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeyhe ile Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr ve İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız İbni Numeyr'indir. İshâk bize haber verdi tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Abdullah b. İdrîs rivayet etti, dediler. (Demişki): Bize İbni Cüreyc, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayette bulundu. Câbir şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) taksim edilmemiş bulunan her ortaklıkta yurd olsun, bahçe olsun şuf'a hakkını hüküm buyurdu. Şerikine haber vermeden (ortağın) satış yapması kendisine helâl olmaz. (Şeriki) isterse alır; dilerse terkeder. Şayet satar da şerikine haber vermezse şeriki o mala en lâyık kimsedir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb İbni Cüreyc'den naklen haber verdi. Ona da Ebu'z-Zübeyr haber vermiş ki, kendisi Câbir b. Abdillah'ı şunları söylerken işitmiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şuf'a hakkı yere, yurda veya bahçeye ait her ortalıkta vardır. (Ortağın) şerikine arzedip o da ya alıp yahut terk etmedikçe satışı muteber değildir. Bunu yapmazsa kendisine haber verinceye kadar şeriki o mal'a en lâyık kimsedir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, ihni Şihâb'dan dinlediğim, onun da A'rec'den, onun da Ebû Hureyre'den naklettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Hiç biriniz komşusunu duvarına mertek çakmaktan menetmesin.» buyurmuşlar. Bundan sonra Ebû Hureyre şunları söylemiş: «Aceb neden sizleri buna yanaşmaz görüyorum? Vallahi bunu sizin omuzlarınız arasına atacağım
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet eyledi. H. Bana Ebu't-Tâhir ile Harmele b. Yahya da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus haber verdi. H. Bize Abd b. Humeyd dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. Bu râvilerin hepsi Zührî'den bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe b. Saîd ve Aliy b. Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmail yâni İbni Ca'fer, Ala b. Abdirrahmân'dan, o da Abbâs b. Sehl b. Sa'd Es-Sâid'den, o da Saîd b. Zeyd İbni Amr b. Nüfeyl'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Her kim zulüm yolu ile bir karış yer alırsa, Allah onu kıyamet gününde yedi kat yer (in dibin) den itibaren boynuna dolar.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmele b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Ömer b. Muhammed rivayet etti. Ona da babası, Saîd b. Zeyd b, Amr b. Nüfeyl'den naklen rivayette bulunmuş ki, Erva evinin bir kısmı hakkında kendisinden da’vacı olmuş da (Said): Evi ona bırakın! Zira ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her kim hakkı olmaksızın bir karış yer alırsa kıyamet gününde yedi kat yer (in dibin) den boynuna dolanacak!» buyururken işittim. Allahım! Eğer bu kadın yalancı ise gözünü kör et! Kabrini de evinde yap! demiş. Râvi diyor ki: Sonra ben bu kadını kör olmuş; duvarları yoklarken gördüm. Bana Saîd b. Zeyd'in (bed) duası isabet etti; diyordu. Bir defa bu kadın evde dolaşırken bir kuyunun üzerine uğrayarak içine düşmüş; o da onun kabri olmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu'r-Rabî' El-Atekî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Hişâm b. Urve'den, o*da babasından naklen rivayette bulundu ki, Ervâ binti Uveys, Saîd b. Zeyd'in kendi yerinden bir parça aldığını iddia etmiş ve onu Mervân b. Hakem'e da'vaya vermiş. Bunun üzerine Saîd; Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim şeyden sonra hiç onun yerinden bir şey alırmıyım? demiş. Mervân: Resûlullan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den ne işittin? deyince: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Her kim zulüm yolu ile bir karış yer alırsa, yedi kat yer (in dibin) e kadar boynuna dolanır.» buyururken işittim; cevabını vermiş. Bunun üzerine Mervân kendisine: Bundan sonra senden bir hangi beyyine istemiyorum; demiş. Saîd de: Allahım, eğer bu kadın yalancı ise gözünü kör et; ve kendisini kendi yerinde öldür! diye bedduâ etmiş. Râvi diyor ki: Bu kadın kör olmadan ölmedi. Sonra bir defa kendi yerinde dolaşırken birden bir çukura düşerek öldü
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. £bî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Zekeriyyâ b. Ebî Zaide, Hişâm'dan, o da babasından, o da Saîd b. Zeyd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Her kim zulüm yolu ile bir karış yer alırsa, o yer kıyamet gününde yedi kat yer (in dibin) den (başlayarak) o kimsenin boynuna dolanacaktır.» buyururken işittim. İzah 1612 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer bir kimse hakkı olmaksızın bir karış yer alırsa, Allah kıyamet gönünde onu yedi kat yer (in dibin] e kadar boynuna dolar.» buyurdu. İzah 1612 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. İbrahim Ed-Devrakî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdüssamed yâni İbni Abdilvâris rivayet etti. (Dediki): Bize Harb yâni İbni Şeddâd rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya —ki İbni Kesîr'dir—, Muhammed b. İbrahim'den naklen rivayet etti; ona da Ebû Seleme rivayet etmiş. Ebû Seleme ile kabilesi arasında bir yer hakkında husumet varmış. Kendisi Âişe'nin yanına girerek bunu ona anlatmış. Âişe: Yâ Ebâ Seleme, sen bu yerden sakın! Zîra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Bir kimse bir karış kadar yer için zulmetse, o yer yedi kat yer (in dtbin) den itibaren boynuna dolanır.» buyurdular.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana İshâk b. Mansûr da rivayet etti. (Dediki): Bize Habbân b. Hilâl haber verdi. (Dediki): Bize Ebân haber verdi. (Dediki): Bize Yahya rivayet etti, ona da Muhammed b. İbrahim, ona da Ebû Seleme, Âişe'nin yanına girdiğini rivayet etmiş. Râvi yukarıki hadîsin mislini zikretmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülazîz b. Muhtar rivayet etü. (Dediki): Bize Hâlid El-Hazzâ', Yûsuf b. Abdillâhdan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulundu ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yol hakkında ihtilâfa düşerseniz, yolun genişliği yedi arşın yapılır.» buyurmuşlar