Sahih Muslim
...
(27) Kitāb: The Book of Oaths
(27) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb, Yûnus'dan rivayet etti. H. Bana Harmele b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından naklen haber verdi. (Demişki): Ben Ömer b. El-Hattab'ı şunları söylerken işittim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten (Azze ve Celle) sizi, babalarınıza yeminden nehyediyor !» buyurmuş. Ömer: «Vallahi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yasak ettiğini işiteli ne kendim için, ne de başkası namına bu yemini yapmadım!» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Abdülmelik b. Şuayb b. Leys de rivayet etti. (Dediki): Bana babam, dedemden rivayet etti. (Demişki): Bana Ukayl b. Hâlid rivayet etti. H. Bize îshâk b. İbrahim ile Abd b: Humeyd dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. Her iki râvi Zühri'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Yalnız UkayPin hadîsinde: «ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yasak ederdiğini işiteli ne bu yemini yaptım, ne de ağzıma aldım!» cümlesi vardır. O «Ne kendim için, ne de başkası namına...» dememiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebü Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Salimden, o da babasından naklen rivayet etti. Babası, Yûnus'Ia Ma'mer'in rivayetleri gibi: «Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ömer'i babasına yemin ederken işitti...» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Rumh dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Leys, Nâfi'den, o da Abdullah'dan, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ömer b. El-Hattâb'a bir kafile içinde babasına yemin ederken yetişmiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara derhâl: «Dikkat!» Gerçekten Allah (Azze ve Celle) sizi babalarınıza yeminden nehyediyor; kim yemîn edecekse Allah'a yemîn etsin yahut sussun!» diye nida etmişler
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H. Bize Muhammed b. El-Müsenna da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya yâni İbni'l-Kattan, Ubeydullah'dan rivayet etti. H. Bana Bişr b. Hilâl dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâris rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme, VeIid b. Kesîr'den rivayet etti. H. Bize ibni Ebî Ömer dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, ismâîl b. Ümeyye'den rivayet etti. H. Bize İbni Râfi' de rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk ile İbni Ebî Zi'b haber verdi. H. Bize İshâk b. İbrâhîm ile ibni Râfi', Abdürrazzak'dan, o da ibni Cüreyc'den naklen rivayette bulundu. (Demişki): Bana Abdülkerîm haber vordi. Bu râvilerin hepsi Nafi'den, o da ibni Ömer'den naklen bu kıssanın mislini Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve ibni Hucr rivayet ettiler. Yahya b. Yahya (bize haber verdi) tâbirini kullandı, ötekiler: Bize İsmâîl yâni İbni Ca'fer, Abdullah b. Dinar'dan rivayet etti. O da îhni Ömer'i şunları söylerken işitmiş, dediler; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her kim yemîn edecekse ancak Allah'a yemîn etsin!» buyurdu. Kureyş (kabilesi) babalarına yemîn ederlerdi. Bunun üzerine; «Babalarınıza yemin etmeyin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb, Yûnus'dan rivayet etti. H. Bana Harmele b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Humeyd b. Abdirrahman b. Avf haber verdi ki, Ebû Hureyre şunları söylemiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sizden kim yemîn eder de yemininde : Lât hakkı için, derse arkasından hemen: Lâ ilahe illallah desin! Her kim arkadaşına: Gel, seninle kumar oynayalım, derse sadaka versin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Süveyd b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Velîd b. Müslim, Evzâî'den naklen rivayet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. Bu râvilerin ikisi de Zührî'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. Ma'mer'in hadîsi Yûnus'un hadîsi gibidir. Yalnız o: «Bir şey tesadduk etsin!» demiştir. Evzâi'nin hadîsinde ise: «Her kim Lât ve Uzzâ'ya yemîn ederse...» cümlesi vardır. Ebu'l-Hüseyn Müslim der ki: «Bu harfi (yâni gel seninle kumar oynayalım, derse hemen sadaka versin; cümlesini) Zührî'den başka hiç bir kimse rivayet etmemiştir. Zührî'nin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiği doksan kadar hadîsi vardır ki, iyi isnâdlarla bu bâbta kendisine iştirak eden olmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâlâ, Hişâm'dan, o da Hasen'den, o da Abdurrahman b. Semûra'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Putlara ve babalarınıza yemin etmeyin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Halef b. Hişâm ile Kuteybe b. Saîd ve Yahya b. Habîb El-Hârisî rivayet ettiler. Lâfız Halefindir. (Dedilerki): Bize Hammâd b. Zeyd, Gaylân b. Cerîr'den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Mûsâ El-Eş'arî'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Eş'arîlerden bir cemaat içinde yüklerimizi taşıyacak (deve) istemek için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldim. «Vallahi size (deve) veremem; zâten bende size verecek (deve) yok...» buyurdu. Bunun üzerine Allah'ın dilediği kadar durduk. Sonra kendilerine bir takım develer getirdiler de, bize üç tane beyaz hörgüçlü deve (verilmesini) emir buyurdu. Yola revân olduktan sonra: Allah bize iyi hayır getirmez. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e, yük devesi istemeye geldik. Bize deve veremiyeceğine yemin etti; sonra verdi, dedik (yahut bunu bazımız söyledi). Bu konuştuğumuzu derhal ona gidip haber verdiler. Bunun üzerine : «Size yük hayvanlarını ben vermedim; lâkin Allah verdi. Vallahi Allah diler de ben bir şeye yemîn eder; sonra ondan daha hayırlısını görürsem, hemen yeminime keffâret verir, o hayırlı şeyi yaparım.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Berrâd El-Eş'ari ile Muhammed b. Ala' El-Hemedânî rivayet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. (Dedilerki): Bize Ebû Usâme, Büreyd'den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Musa'dan naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Beni arkadaşlarım kendilerine yük devesi istemek için Resûlullah (Sallallahu Ateyhi ve Sellem)'e gönderdiler; çünkü darlık ordusunda —ki Tebûk gazasıdır— onunla beraber idiler. Ben: Yâ Nebiyyallah! Arkadaşlarım beni yük devesi istemek için sana gönderdiler, dedim. Bunun üzerine : «Vallahi sizo hiç bir yük hayvanı veremem!» buyurdu. Kendisine öfkeli halinde rastlamışım ama bilmiyordum. Resûlullah (Sallallahu Ateyhi ve Sellem)'in bir şey vermemesinden mahzun olarak ve Resûlullah (Sallallahu Ateyhi ve Sellem) bana gücenmiştir diye korkarak geri döndüm; hemen arkadaşlarımın yanına giderek Resûlullah (Sallallahu Ateyhi ve Sellem)'in söylediklerini onlara haber verdim. Orada bir dakika durur durmaz Bilâl'in: Ey Abdullah b. Kays! diye seslendiğini işittim ve kendisine cevap verdim. — Resûlullah (Sallallahu Ateyhi ve Sellem) seni çağırıyor; icabet et.» dedi. Resûlullah (Sallallahu Ateyhi ve Sellem)'in yanına vardığımda: O anda Sa'd'dan satın aldığı altı deveyi göstererek: «Şu çifti, şu çifti ve şu çifti al da arkadaşlarına götür ve deki: Size bu yük develerini Allah verdi (yahut Resûlullah (Sallallahu Ateyhi ve Sellem) verdi) artık bunlara binin!» Ebû Mûsâ sözüne şöyle devam etmiş: Ben de bu develeri arkadaşlarıma götürerek: Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem) bunları binmek için size gönderdi. Lâkin sizden biriniz benimle gelip de Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'den sizin için istekte bulunduğum zaman söylediği sözü işiten ve ilk defa vermeyişini sonradan verişini (gören) birine beraber gitmedikçe yakanızı bırakmam! Zannetmeyin ki onun söylemediği bir şeyi ben size söylemiş olayım, dedim. Bana şu cevabı verdiler: — Vallahi sen bizim indimizde (doğruluğu) tasdik edilmiş bir adamsın. Dilediğini elbette yaparız. Bunun üzerine Ebû Mûsâ onlardan birkaç kişi ile birlikte yola revân olarak Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'in sözünü işiten ve onlara (evvelâ) bir şey vermeyip sonradan verdiğini görenlere gitmişler. Onlar da kendilerine tamamiyle Ebû Musa'nın anlattıklarını anlatmışlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu'r-Rabî' El-Attekî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İlmi Zeyd, Eyyûb'dan, o da Efoû Kılabe ile Kaasim b. Âsım'dan, onlar da Zehdem El-Cermî'den naklen rivayet etti. Eyyûb: Ben Kaasim'in hadîsini Ebû Kılâbe'nin hadîsinden daha iyi bellemişimdir, demiş ve şunları söylemiş: Ebû Musa'nın yanında idik. Sofrasını getirtti. Üzerinde tavuk eti vardı. Derken Benî Teymillâh (kabilesin) den kırmızı renkli âzadlılara benzeyen bir adam girdi. Ebû Mûsâ ona buyur etti. Adam durakladı. Ebû Mûsâ yine buyur etti. Ve: Ben Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'i bundan yerken gördüm, dedi. Adam: — Ben bu hayvanın bir şey yediğini gördüm de iğrendim; bir daha ondan yememeye yemîn ettim, dedi. Bunun üzerine Ebû Mûsâ şunları söyledi: — Gel sana bundan bahsedeyim! Ben Eş'arîlerden bir cemaat içinde yük devesi istemek üzere Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'e gittim: «Vallahi size yük devesi veremem; zâten bende size verecek binek hayvanı yok!» buyurdu. Biz de Allah'ın dilediği kadar durduk. Nihayet Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'e ganimet develeri getirdiler. Müteakiben bizi çağırdı ve bize beş tane beyaz hörgüçlü deve verilmesini emir buyurdu. Yola revân olduğumuz vakit birbirimize: Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'i yemininde gaflete düşürdük. Başımıza iyi hayır gelmez! dedik; ve hemen kendisine dönerek: — Yâ Resûlâllah! Biz yük devesi istemek üzere sana geldik. Sen bize yük devesi veremeyeceğine yemîn ettin; sonra da verdin! Unuttun mu yâ Resûlâllah? dedik: «Vallahi ben, Allah diler de bir şeye yemîn eder ve başkasını o yeminden daha hayırlı görürsem o hayırlı işi yapar; yeminimi de (keffâretle) heiâl kılarım. Çekilin gidin! Size Ancak Allah (Azze ve Celle) binek devesi verdi.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvehhâb Es-Sekafî, Eyyûb'dan, o da Ebû Kılâbe ile Kaasim Et-Teymî'den, onlar da Zehdem El-Cermî'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Cerm kabilesinin şu mahallesi ile Eş'arîler arasında sevgi ve kardeşlik vardı. Bu sebeple Ebû Mûsâ El-Eş'arî'nin yanında bulunuyorduk. Derken ona içerisinde tavuk eti bulunan bir yiyecek sundular... Râvi yukarıkî hadîs gibi rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Ali b. Hucr Es-Sa'dî ile İshâk b. İbrahim ve İbni Numeyr, İsmail b. Uleyye'den, o da Eyyûb'dan, o da Kaasim Et-Teymî'den, o da Zehdem El-Cermî'den naklen rivayet ettiler. H. Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Eyyûb'dan, o da Ebû Kılâbe'den, o da Zehdem El-Cermî'den rivayet etti. H. Bana Ebû Bekir b. İshâk da rivayet etti. (Dediki): Bize Affân b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Ebû Kılâbe ile Kaasim'den, onlar da Zehdem El-Cermî'den naklen rivayet etti. Ebû Musa'nın yanında idik... demiş. Bu râvilerin hepsi Hammâd b. Zeyd hadîsi mânâsında rivayette bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Sa'k yâni İbni Hazn rivayet etti. (Dediki): Bize Matar El-Verrâk rivayet etti. (Dediki): Bize Zehdem El-Cermî rivayet etti: Ebû Musa'nın yanına girdim; tavuk eti yiyordu... dedi; ve hadîsi yukarıdakilerin hadîsi gibi rivayet etti. «Vallahi ben onu unutmadım.» cümlesini de ziyâde eyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Süleyman Et-Teymî'den, o da Durayb b. Nukayr El-Kaysî'den, o da Zehdem'den, o da Ebû Mûsâ El-Eş'arî'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: — Yük devesi istemek üzere Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'e gittik. "Bende size verecek yük devesi yok! Vallahi size binek hayvanı veremem!» dedi. Sonra bize üç tane beyaz hörgüçlü deve gönderdi. Bunun üzerine: — Biz Resûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'e yük devesi istemeye geldik. O bize deve veremeyeceğine yemra etti, dedik. Ve kendilerine giderek bunu haber verdik de: «Ben bir şeye yemîn eder de başkasını o yeminden deha hayırlı görürsem hemen o hayırlı şeyi yaparım...» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. Abdilâlâ Et-Teymî rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir, babasından rivayet etti. (Demişki): Bize Ebu's-Selîl, Zehdem'den, o da Ebû Musa'dan naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: — Yürüyorduk. Nihayet yük devesi istemek için Nebiyyullah (Saliallahu Aleyhi ve Seilem)'e vardık... Râvi Cerîr'in hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Mervân b. Muâviye El-Fezâri rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Keysân, Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında zifiri karanlık basıncaya kadar oturdu. Sonra evine döndü ama çocuklarını uyurken bulmuş. Derken karısı ona yemeğini getirmiş. Adam ise çocuklarından dolayı yemek yememeğe yemîn etmiş. Sonra fikrini değiştirerek yemiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek meseleyi ona anlattı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse bir şeye yemîn eder de başkasını ondan daha hayırlı görürse, o (başka) işi yapsın! Yemininden dolayı da keffâret versin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Mâlik, Süheyl b. Ebî Sâlih'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse bir şeye yemîn eder de başkasını ondan daha hayırlı görürse, hemen yemininden dolayı keffâret versin ve o işi yapsın!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Ebi Üveys rivayet etti. (Dediki): Bana Abdülâzîz b. El-Muttalib, Süheyl b. Ebî Sâlih'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse bir şeye yemîn eder de başkasını ondan daha hayırlı görürse hemen o hayırlı işi yapsın; yemininden dolayı da keffâret versin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana EI-Kaasim b. Zekeriyyâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Muhalled rivayet etti. (Dediki): Bana Süleyman yâni İbni Bilâl rivayet eyledi. (Dediki): Bana Süheyl, bu isnâdda Mâlik hadisi mânâsında: 'Hemen yemininden dolayı keffâret versin; ve o hayırlı olan işi yapsın!» diye rivayette bulundu. İzah 1652 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Abdülâzîz yâni İbni Rufey'den, o da Temîm b. Tarafe'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Adiy b. Hâtim'e biri gelerek bir hizmetçinin kıymeti yahut hizmetçinin kıymetinin bir kısmı hakkında ondan harçlık istedi. Adiy: «Bende zırhımla miğferimden başka sana verecek bir şey yok; aileme yazayım da onları sana versinler; dedi. Fakat adam razı olmadı. Adiy de kızdı; ve: «Beri bak! Vallahi sana hiç bir şey vermiyorum!» dedi. Sonra adam razı oldu. Bu sefer Adiy: Beri bak! Vallahi eğer ResûIullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse bir şey yemîn eder de sonra Allah için ondan daha makbul bir şey görürse, hemen o makbulü yapsın buyururken işitmiş olmasaydım yeminimi bozmazdım, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Abdülâzîz b. Rufey'den, o da Temîm b. Tarafe'den, o da Adiy b. Hâtim'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): »Bir kimse bîr şeye yemîn eder de başkasını ondan daha hayırlı görürse, hemen o hayırlı işi yapsın; yeminini de terk etsin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr ile Muhammed b. Tarif El-Becelî de rivayet ettiler. Lâfız îbni Tarifindir. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Fudayl, A'meş'den, o da Abdülâzîz b. Rufey'den, o da Temîm Et-Tâi'den, o da Adiy'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Biriniz bir şeye yemîn eder de ondan daha hayırlısını görürse hemen o yeminin keffâretini versin; ve o hayırlı işi yapsın!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. Tarif de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Fudayl, Şeybânî'den, o da Abdülazîz b. Rufey'den, o da Temim Et-Tâî'den, o da Adiy b. Hâtim'den naklen rivayet etti ki, Adiy Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bunu söylerken işitmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be Simâk b. Harb'dan, o da Temim b. Tarafe'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: — Ben Adiy b. Hâtim'den dinledim. Kendisine yüz dirhem istemek için bir adam gelmişti de : — Ben Hâtimi'n oğlu olduğum halde benden yüz dirhem istiyorsun ha? Vallahi sana vermiyorum! dedi. Sonra şunu ilâve etti: — Eğer Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Bir kimse bir şeye yemîn eder de sonra ondan daha hayırlısını görürse hemen o hayırlı işi yapsın!» buyururken işitmiş olmasaydım
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bize Simâk b. Harb rivayet etti. (Dediki): Temim b. Tarafe'yi: Ben Adiy b. Hâtim'den dinledim ki, bir adam ondan dilenmiş... derken işittim; ve yukarıki hadis gibi rivayette bulundu. «Benim bahşişim meyanında sana dört yüz (dirhem) var.» cümlesini de ziyâde etti. İzah 1652 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr b. Hâzim rivayet etti. (Dediki): Bize El-Hasen rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahman b. Semûra rivayet etti. (Dediki): Bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ey Abdurrahman b. Semura! İmaret isteme, zîrâ isteyerek verilirse onunla tek başına kalırsın; istemeden sana verilirse onun için yardım görürsün! Bir şeye yemin ederde başkasını ondan daha hayırlı görürsen hemen yemininden dolayı keffâret ver; ve o hayır olan işi yap!» buyurdular. Ebû Ahmed El-Cülûdî dediki: Bize Ebu'l-Abbâs El-Mesercesî rivayet etti. (Dediki): Bize Şeybân b. Ferrûh bu hadisi rivayet etti. [ El Culudi bir ravi daha katarak hadis'in isnadını ali olarakda rivayet etmektir]
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Aliy b. Hucr Es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyni, Yûnus ile Mansûr ve Humeyd'den rivayet etti. H. Bize Ebû Kâmil El-Caliden de rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Simâk b. Atiyye ile Yûnus b. Ubeyd ve diğerleri arasında Hişâm b. Hassân'dan rivayet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz dahi rivayet etti. (Dediki): Bize EI-Mu'temir, babasından rivayet etti. H. Bize Ukbe b. Mükrem El-Ammî de rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd b. Âmir, Saîd'den, o da Katâde'den naklen rivayette bulundu. Bu râvilerin hepsi EI-Hasen'den, o da Abdurrahmân b. Semûra'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsi rivayet etmişlerdir. El-Mu'temir'in babasından naklettiği rivayette «imaret» kaydı zikredilmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Amru'n-Nâkıd rivayet ettiler. Yahya: Bize Hüseyin b. Beşîr, Abdullah b. Ebî Sâlih'den naklen haber verdi, dedi. Amr ise: Bize Huşeym b. Beşîr rivayet etti, dedi. (Demişki): Bize Abdullah b. Ebî Salih, babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Senin yeminin arkadaşın seni ne üzerine tasdik etti ise ona göredir.» buyurdu. (Râvi) Amr: «Arkadaşının seni kendisiyle tasdik ettiği...» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Hârûn, Huşeym'den, o da Abbâd b. Ebî Sâlih'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yemîn, yemîn isteyenin niyetine göredir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu'r-Rabî' El-Atekî ile Ebû Kâmil El-Cahderî Fudayl b. Hüseyn rivayet ettiler. Lâfız Ebu'r-Rabî'indir. (Dedilerki): Bize Hammâd —yâni İbni Zeyd'dir— rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Muhammed'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Hz. Süleyman'ın altmış karısı varmış. Demişki: Ben bu kadınların hepsini bu gece mutlaka dolaşacağım ve her biri gebe kalacak, neticede onlardan her biri Allah yolunda harbedecek bir süvari çocuk doğuracak!.. Fakat bunlardan yalnız bir tanesi doğurmuş; o da yarım insan doğurmuş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): istisna yapmış olsaydı, o kadınlardan her biri Allah yolunda harbedecek bir süvari çocuk doğururdu.)) buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abbâd ile İbni Ebî Ömer de rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebî Ömer'indir. (Dedilerki): Bize Süfyân, Hişâm b. Huceyr'den, o da Tâvûs'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallaılahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar: «Nobiyyullah Süleyman b. Dâvûd: Ben bu gece yetmiş kadını birden mutlaka dolaşacağım! Bunların her biri Allah yolunda harbedecek bir çocuk doğuracak!., dedi. Arkadaşı yahut Melek ona: Inşaallah de ! İhtarında bulundu; fakat o demedi; unuttu. Neticede kadınlardan hiç biri doğurmadı; yalnız bir tanesi yarım bir çocuk doğurdu. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Inşaallah deeeydi yemininden dönmüş olmaz; ve hacetine nâil olurdu!..» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini yahut benzerini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk b. Hemmâm haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, İbni Tâvûs'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: Süleyman b. Dâvûd! Bu gece mutlaka yetmiş kadını dolaşacağım! Bunlardan her biri Allah yolunda harb edecek birer oğlan doğuracak! demiş. Kendisine: İnşâallah de! ihtarında bulunmuşlar, fakat dememiş; ve kadınları dolaşmış ama hiç biri doğurmamış. Yalnız bir kadın yarım insan doğurmuş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İnşâallah deseydi yemininden dönmüş olmaz ve hacetine nâîl olurdu!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki); Bize Şebâbe rivayet etti. (Dediki): Bana Verkaa', Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulundu: «Süleyman b. Dâvûd: Bu gece mutlaka yetmiş kadını dolaşacağım! Bunların hepsi Aliah yolunda harb edecek bir suvâri doğuracak, dedi. Arkadaşı kendisine: İnşâallah de! ihtarında bulundu ise de o inşâallah demedi ve kadınların hepsini dolaştı; ama içlerinden hiç bir kadın gebe kalmadı. Yalnız bir kadın bir erkek yarısı doğurdu. Muhammed'in nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemîn ederim ki, inşâallah deseydi (çocuklar doğup) Allah yolunda süvari olarak toptan mücâhede ederlerdi!..» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadisi Süveyd b. Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Meysera, Mûsâ b. Ukbe'den, o da Ebu'z-Zinâd'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti. Yalnız o; «Kadınların hepsi Allah yolunda mücâhede edecek birer oğlana gebe kalacak» dedi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bî» Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki); Bize Ma'mer, Hemmâm h. Münebbih'den naklen rivayet etti. Hemmâm: Bize Ebû Hureyre'nİn Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayeti budur, diyerek bir takım hadîsler nakletmiş, ezcümle: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Vallahi birinizin ailesi hususundaki yemininde ısrarı kendisini Allah katında, Allah'ın farz kıldığı keffâretini vermekten daha günahkâr yapar.» buyurdular; demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Ebi Bekir El-Mukaddemî ile Muhammed b. El-Müsennâ ve Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. (Dedilerki): Bize Yahya —ki İbni Saîd El-Kattân'dır— Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nâfi', İbni Ömer'den naklen haber verdiki, Ömer şöyle demiş: — Yâ Resûlâllah! Ben cahiliyyet devrinde bir gece Mescidi Haram'da i'tikâfa girmeyi nezrettim ! demiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Öyle ise nezrini îfâ et!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Saîd El-Eşecc de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. H. Bize Muhammed b. El-Müsennâ dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvehhâb yâni Sekafî rivayet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. El-Alâ' ve ishâk b. İbrahim de toptan Hafs b. Gıyâs'tan rivayet ettiler. H. Bize Muhammed b. Amr b. Cebele b. Ebî Revvâd dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Ubeydullah'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen bu hadîsi rivayette bulunmuşlardır. Bunların arasından Hafs: (Ömer'den naklen) demiştir. Ebû Usâme ile Sekafî'ye gelince: Bunların hadîsinde: «Bir gece i'tikâf» tâbiri; Şu'be'nin hadîsinde ise: «Üzerine bir gün i'tikâf nezreyledi, dedi» ifadesi vardır. Hafs'in hadîsinde gün ve gecenin zikri geçmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bize Cerîr b. Hâzim rivayet etti. Ona da Eyyûb, ona da Nâfi', ona da Abdullah b. Ömer rivayet etmişki, Ömer b. Hattâb, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Tâiften döndükten sonra Ci'râne'de bulunduğu sırada sormuş ve: — Yâ Resulâllah! Ben câhiliyyet devrinde Mescid-i Haramda bugün i'tikâfa girmeyi nezrettim; ne buyurursun? demiş. «Git, bir gün i'ltkâf yap!» buyurmuşlar. Râvi diyor ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona ganimetlerin beşte birinden bir câriye vermişti. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) halkın esirlerini âzâd edince Ömer b. Hattâb onların seslerini: Bizi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) âzâd etti, dediklerini işiterek: Bu ne? diye sordu. — Itesûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) halkın esirlerini âzâd etti, dediler. Bunun üzerine Ömer (oğluna) : — Yâ Abdallah! Şu cariyeye git de kendisine yol ver!» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Huneyn'den döndüğü vakit Ömer kendisine, câhiliyyet devrinde yaptığı bîr günlük i'tikâf nezrini sordu... Sonra (râvi) Cerîr b. Hâzim hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ahmed b. Abde Ed-Dabbî de rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Nâfi'den rivayet etti. Şöyle demiş : İbni Ömer'in yanında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ci'râne'den yaptığı umre'nin zikri geçmiş de: — Oradan umre yapmadı, demiş. Ve ilâve etmiş. Ömer câhiliyyet devrinde bir gece i'tikâf yapmayı nezretmişti... Sonra (râvi) Cerîr b. Hâzim ile Ma'mer'in Eyyûb'dan rivayet ettikleri hadîs gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Dârimî de rivayet etti. (Dedikî): Bize Haccâc b. Minhâl rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd, Eyyûb'dan naklen rivayet etti. H. Bize Yahya b. Halef dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâ'lâ, Muhammed b. ishâk'dan rivayet etti. Bu râvilerin ikisi de Nâfi'den, o da İbni Ömer'den bu hadisi nezir hakkında rivayet etmişlerdir. Her ikisinin hadîsinde de «bir gün i'tikâf» kaydı vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn Eİ-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne Firâs'dan, o da Zekvân Ebû Sâlih'den, o da Zâzân Ebû Ömer'den naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: îbni Ömer'e geldim; bir köle âzâd etmişti. Yerden bir çöp veya bir şey alarak: Bunda bana değer ecir yoktur; şu var ki, ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i; »Her kim kölesine tokat atar veya döğerse keffâreti o köleyi âzâd etmesidir.» buyururken işittim, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. Lâfız İbni Müsennâ'nındir. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Firâs'dan rivayet etti. (Demişki): Ben Zekvân'ı, Zâzân'dan naklen rivayet ederken dinledim ki, îbni Ömer bir kölesini çağırarak sırtında bir eser görmüş de ona: — Senin canını acıttım mı? demiş. Köle: Hayır! cevâbını vermiş. İbni Ömer: Sen âzâdsın! demiş. Râvi diyor ki: Sonra yerden bir şey alarak: Benim için bunda bu işe değer ecir yoktur. Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Her kim bir kölesini (mûcebini) yapmadığı bir kabahat için döğer veya tokatlarsa onun keffâreti o köleyi âzâd etmesidir.» buyururken işittim, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. H. Bana Muhammed b. El-Müsennâ dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân rivayet etti. Her iki râvi Süfyân'dan, o da Firâs'dan Şu'be ile Ebû Avâne'nin isnadı ile rivayet etmişlerdir. İbni Mehdî'nin hadîsinde «Mûcebini yapmadığı bir kabahat için» ibaresini zikretmiş; Vekî'in hadîsinde ise «Her kim kölesini tokatlarsa» demiş; kabahati anmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H. Bize İbnü Numeyr de rivayet etti; lâfız onundur. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Selemetü'bnü Küheyl'den, o da Muâviyetü'bnü Süveyd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Bir kölemize tokat atarak kaçtım. Sonra öğleden evvel geldim ve babamın arkasında namaz kıldım. Babam köleyi de, beni de çağırdı; ve: Ona misilleme yap! dedi. Köle affetti. Sonra babam şunu söyledi: — Biz Mukarrin oğullarının Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde bir hizmetçimiz vardı. Birimiz onu tokatladı. Bu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kulağına ermiş de : «Onu âzâd edin!» buyurdular. (Kendisine) : — Onların bundan başka hizmetçisi yoktur, dediler. «O halde onu hizmetlerinde kullansınlar; ama ona ihtiyaçları kalmadığı zaman hemen kendisine yol versinler!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir. (Dedilerki): Bize İbnü İdris, Husayn'dan, o da Hilâl b. Yesâf'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bir ihtiyar acele ederek bir hizmetçisine tokat vurdu. Bunun üzerine ona Süveyd b. Mukarrin şunları söyledi: Yüzünün yanından başka (vuracak) yer bulamadın! Vallahi ben kendimi yedi Mukarrin oğlunun yedincisi gördüm. Yalnız bir hizmetçimiz vardı. Küçüğümüz onu tokatladı da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize onu âzâd etmemizi emir buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbnü Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbnü Ebî Adiy, Şu'be'den, o da Husayn'dan, o da Hilâl b. Yesâf'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Nu'mân b. Mukarrin'in kardeşi Süveyd b. Mukarrin'in evinde bez satıyorduk. Derken bir câriye çıkarak bizden bir adama bir söz söyledi. O da onu tokatladı. Bunun üzerine Süveyd kızdı... Râvi, İbni İdrîs hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdülvâris b. Abdissamed de rivayet etti. (Dedidi): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bana Muhammed b. Ei-Münkedir: İsmin nedir? diye sordu. Şu'be, dedim. Bunun üzerine Muhammed dedi ki; Bana Ebû Şu'bete'l-lrâkî, Süveyd b. Mukarrin'den naklen rivayet etti ki, Süveyd'in bir cariyesini birisi tokatlamış da Süveyd ona: Bilmedinmiki surat haramdır, demiş ve şunları söylemiş: — Vallahi ben kendimi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le beraber bulunmuş yedi kardeşimin yedincisi olduğumu görmüşümdür. Bir hizmetçiden başka hizmetkârımız yoktu. Derken birimiz kasden ona tokat vurdu. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu âzâd etmemizi bize emir buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi İshâk b. İbrahim ile Muhammed b. El-Müsennâ da, Vehb b. Cerîr'den rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Şu'be haber verdi. (Dediki): Bana Muhammed b. El-Münkedir: İsmin nedir? diye sordu... Müteakiben râvi, Abdüssamed hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kâmil El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid (yâni İbni Ziyâd) rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, İbrahim Et-Teymî'den, o da babasından naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Ebû Mes'ûd El-Bedri şunları söyledi: Bir kölemi kırbaçla doğuyordum. Derken arkamdan bir ses işittim: «Bilmiş ol ey Ebâ Mes'ûd!» diyordu. Ben öfke ile bu sesi anlayamadım. Bana yaklaşınca bir de baktım ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'miş! Bana: «Bilmiş ol, ey Ebâ Mes'ûd, bilmiş ol, ey Ebâ Mes'ûd!» diyor... Hemen elimden kırbacı bıraktım. Bunun üzerine: «Bilmiş ol, ey Ebâ Mes'ûd ki, Allah senin üzerine, senin bu köle üzerine olan kudretinden daha muktedirdir.» buyurdu. Ben de: Bundan sonra ebediyyen bir memluk doğmem! dedim
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadisi İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir haber verdi. H. Bana Züheyr b. Harb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Humeyd —ki Ma'merî'dir— Süfyân'dan naklen rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Râfi' de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân haber verdi. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne rivayet etti. Bu râvilerin hepsi A'meş'den Abdülvâhid'in isnadı ile onun hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. Yalnız Cerîr'in hadîsinde: «Onun heybetinden elimden kırbaç düşüverdi.» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb Muhammed b. El-Alâ' da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş'den İbrahim Et-Teymî'den, o da babasından, o da Ebû Mes'ûd El-Ensârî'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Bir kölemi döğerdim. Derken arkamdan bir ses işittim: «Bilmiş ol ey Ebâ Mes'ûd ki, Allah senin üzerine, senin buna olan kudretinden daha kaadirdir.» diyor. Baktım; ne göreyim Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) miş. Hemen: Yâ Resûlâllah, o Allah rızası için hürdür! dedim. Bunun üzerine: «Beri bak! Eğer bunu yapmasaydın senin yüzünü mutlaka ateş çalcıdır yahut: Sana mutlaka ateş çarpardı!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile lbnü Beşşâr da rivayet ettiler. Lâfız Îbnü'l-Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize İbnü Ebî Adiy, Şu'be'den, o da Süleyman'dan, o da İbrahim Et-Teymî'den, o da babasından, o da Ebû Mes'ûd'dan naklen rivayet ettiki, Ebû Mes'ûd kölesini döğermiş. Köle: «Allah'a sığınırım!» demeye başlamış. O da döğmeye devam etmiş. (Bu sefer) Köle: «Resûlullah'a sığınırım!» demiş. Ebû Mes'ûd da onu bırakmış. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem).- «Vallahi Allah senin üzerine, senin buna olan kudretinden daha kaadirdir!» buyurmuş; o da köleyi âzâd etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadîsi Bişr b. Hâlid dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed (yâni İbni Ca'fer) Şu'be'den bu isnâdla haber verdi. Ama kölenin: «Allah'a sığınırım; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sığınırım. dediğini anmadı
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Numeyr rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Abdillah b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Fudayl b. Gazvân rivayet etti. (Dediki): Abdurrahmân b. Ebî. Nu'm'u dinledim. (Dediki): Bana Ebû Hureyre rivayet etti, (Dediki): Ebu'l-Kaasim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her kim memlûküne zina isnadında bulunursa, ona kıyamet gününde had vurulacaktır. Meğer ki, dediği gibi ola!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadisi Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. H. Bana Züheyr b. Harb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İshâk b. Yusuf El-Ezrak rivayet etti. Her iki râvi Fudayl b. Gazvân'dan bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. İkisinin hadisinde de «Tevbenin Nebii Ebu'l-Kaasim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim.» ibaresi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, Ma'rûr b. Süveyd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Rabeze'de Ebû Zerr'in yanına uğradık. Üzerinde çizgili bir aba var. di. Kölesinin üzerinde de aynı abanın bir eşi vardı. Biz Ebû Zerr'e: — Yâ Ebâ Zerr! Bu iki abayı bir yere getirsen bir kat elbise olurdu!» dedik. Bunun üzerine Ebû Zerr şunları söyledi: — Benimle dîn kardeşlerimden bir zât arasında münakaşa geçmişti. O zâtın annesi a'cemî idi. Ben de onu annesi sebebi ile yerdim de beni Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e şikâyet etmiş. Derken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)*e rastladım. «Yâ Ebâ Zerr! Gerçekten sen kendinde câhiliyyet bulunan bir kimsesin!» dedi. — Yâ Resûlâllah, eğer bir kimse âleme söğerse onun anasına babasına söğerler! dedim. (Tekrar) : «Yâ Ebâ Zerr' Gerçekten sen kendinde câhiliyyet bulunan bir kimsesin! Onlar sizin dîn kardeşlerinizdir. Allah onları sizin elleriniz altına vermiştir. İmdi onlara kendi yediğinizden yedirin! Kendi giydiğinizden giydirin! Onlara yapamayacakları şeyleri yüklemeyin! Şayet yüklerseniz onlara yardım edin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadîsi Ahmed b. Yûnus da rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. H. Bize ishâk b. İbrahim de rivayet etti. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. Züheyr'le Ebû Muâviye hadîsinde «Gerçeklen sen kendinde câhiliyyet bulunan bir kimsesin!» cümlesinden sonra: «Ebû Zerr: İhtiyarlığımın şu anında mı? dedi. «Evet!» buyurdular.» ziyadesi; Ebû Muâviye'nin rivayetinde: «Evet! İhtiyarlığının şu anında!» İsa'nın hadisinde: «Eğer köleye yapamayacağı bir iş yüklerse onu salıversin!» Züheyr'in hadîsinde ise: «O iş hususunda ona yardım ediversin!» ziyadeleri vardır. Ebû Muâviye hadîsinde: «Onu salıversin!» veya «Ona yardım ediversin!» ibareleri yoktur. «Ona yapamıyacağı bir iş yüklemesin!» cümlesinde biter
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız İbnü'l-Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Vâsıl El-Ahdeb'den, o da Ma'rûr b. Süveyd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Ebû Zerr'i gördüm. Üzerinde bîr hülle vardı. Kölesinin üzerinde de aynı hüllenin bir eşi vardı. Kendisine bunun sebebini sordum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde bir adamla atıştıklarını; ve adamı anası ile yerdiğini anlattı. (Dediki): Sonra o zât Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e giderek olanı ona anlatmış. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten sen, kendinde cahiliyyet bulunan bir kimsesin! Bunlar sizin dîn kardeşleriniz ve hizmetçilerinizdir. Allah onları sizin eliniz altına vermiştir. İmdi her kimin din kardeşi kendi eli altında bulunuyorsa ona yediğinden yedirsin! Giydiğinden giydirsin! Onlara yapamayacakları işleri yüklemeyin! Şayet yüklerseniz o iş hususunda kendilerine yardım edin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Vehb haber verdi. (Dediki): Bize Amr b. El-Hâris haber verdi ki, kendisine Bükeyr b. El-Eşecc, Fâtıme'nin âzâdhsı Aclân'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etmiş. Şöyle buyurmuşlar: «Yiyeceği, giyeceği memlûkün hakkıdır. Kendisine iş namına da ancak gücü yeteceği şey yüklenir.» İzah 1663 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize El-Ka'nebî rivayet etti. (Dediki): Bize Davûd b. Kays, Mûsâ b. Yesâr'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Biriniz için hizmetçisi yemeğini hazırlayıp da getirdiği zaman —ki o hizmetçi yemeğin sıcağına, dumanına katlanmıştır— onu kendisi ile beraber oturtsun! O da yesin! Şayet yemek az olursa eline ondan bir yudum yahut iki yudum koyuversin!» buyurdular. Râvi Davûd: «Yâni bir lokma yahut iki lokma» diye tefsir etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da îbni Ömer'den naklettiği şu hadisi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz ki, köle sahibine karşı samimî olup Allah'a ibâdetini güzel yaparsa, onun için iki defa ecir vardır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Züheyr b. Harb ile Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yahya (ki El-Kattân'dır) rivayet etti. H. Bize îbni Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Numeyr ile Ebû Usâme rivayet ettiler. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da ibni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den, Mâlik'in hadîsi gibi rivayette bulundular. İzah 1667 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir ile Harmele b. Yahya rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, Şihâb'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: Said b. EI-Müseyyeb'i şunu söylerken dinledim: Ebû Hureyre dediki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Samimî o!an memlûk köle için iki ecir vardır.» buyurdular. Ebû Hureyre'nin nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda cihâd, hacc ve anneme iyi muamele (emri) olmasa, memlûk olduğum halde ölmek isterdim. Said b. El-Müseyyeb: Duyduğumuza göre Ebû Hureyre, annesinin sohbetinde bulunduğu için o ölünceye kadar hacc etmemiştir.» demiş. Ebu't-Tâhir kendi hadisinde: «Samimî köle için» demiş; memlûk sözünü anmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Safvân El-Emevî rivayet etti. (Dediki): Bana Yûnus, ibni Şihâb'dan bu isnâdla rivayette bulundu. «Duyduğumuza göre...» cümlesini ve ondan sonrasını anmadı. İzah 1667 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; «Köle, Allah'ın hakkını ve sahiblerinin hakkını eda ettiği vakit ona iki ecir verilir.» buyurdular. Ben bu hadîsi Kâ'b'a rivayet ettim de Kâ'b: Ona hesab yoktur; malı az olan mü'mine de hesab yoktur, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, A'meş'den bu isnâdla rivayette bulundu. İzah 1667 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Rafi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemâm b. Münebbih'den rivayet etti. (Hemmâm): Bize Ebû Hureyre'nin, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiği budur, diyerek bir takım hadîsler zikretmig; ezcümle şunu da söylemiştir: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Memlûkün, Allah'a güzelce ibadet ve efendisine sohbette bulunarak ölmesi ne güzel bir şeydir. Ne mutlu ona!..» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse bir memlûktaki hissesini âzâd ederse, kölenin kıymetine yetecek malı bulunduğu takdirde, bütününün âzâdı onun üzerinedir. Şayet malı yoksa, köleden âzâd olan miktar âzâd olmuştur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr b. Hazim, Abdullah b. Ömer'in âzâdlısı Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet etti. Demişki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse bir köledeki hissesini âzâd eder de, kölenin kıymetine yetecek kadar malı bulunursa o kimse nâmına âdil kıymet biçilir. Aksi takdirde köleden âzâd olan miktar âzâd olmuştur.- buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
(Bize Şeybân b. Ferrûh rivâyet etti. ki): Bize Cerîr b. Hazim, Abdullah b. Ömer'in âzâdlısı Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivâyet etti. ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kimse bir köledeki hissesini âzâd eder de, kölenin kıymetine yetecek kadar malı bulunursa o kimse nâmına âdil kıymet biçilir. Aksi takdirde köleden âzâd olan miktar âzâd olmuştur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybe b. Saîd ile Muhammed b. Rumh, Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. H. Bize Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdulvehhâb rivayet etti. (Dediki): Ben Yahya b. Saîd'den dinledim. H. Bana Ebu'r-Rabî' ile Ebû Kâmil dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hammâd —ki İbni Zeyd'dir— rivayet etti. H. Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail —yâni İbni Uleyye— rivayet etti. Bunların ikisi de Eyyûb'dan rivayet etmişlerdir. H. Bize İshâk b. Mansûr dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk, ibni Cüreyc'den naklen haber verdi. (Demişki): Bana İsmail b. Ümeyye haber verdi. H. Bize Muhammed b. Râfi' de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Füdeyk, İbni Ebî Zi'b'den rivayet etti. H. Bize Harun b. Saîd El-Eyli dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Usâme —yâni İbni Zeyd— haber verdi. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsi rivayet etmişlerdir. Bunların hadîsinde «Şayet malı yoksa, köleden âzâd olan mikdâr âzâd olmuştur.» cümlesi yoktur. Yalnız Eyyûb'la Yahya b. Saîd'in hadîsi müstesna! Onlar bu cümleyi hadiste zikretmişler; fakat: «Bu, hadîsten bir şey midir, yoksa onu Nâfi' kendinden mi söylemiştir, bilmiyoruz!» demişlerdir. Bu râvilerin Leys b. Sa'd'dan başka hiç birinin rivayetinde: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den dinledim.» cümlesi yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amru'n-Nâkıd ile İbni Ebî Ömer ikisi birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Ebî Ömer dediki Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bir kimse bir başkası ite aralarında (ortak mal) olan bir köleyi âzâd ederse o kimsenin üzerine malında, eksik ziyâde olmamak şartı ile, âdil kıymet biçilir. Sonra eğer zenginse, köle malından âzâd olur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi ki, Nebi : «Bir kimse bir köledeki hissesini âzâd ederse, kalanı, kölenin kıymetine yetecek kadar malı olmak şartı ile malından âzâd olur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar rivayet ettiler. Lâfız İbni'l-Müsennâ'nındir. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katade'dçn, o da Nadir b. Enes'den, o da Beşîr b. Nehîk'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. İki kişi arasında (ortak mal) olup da birinin âzâd ettiği memlûk hakkında: «(Diğeri) öder!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadîsi Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be bu isnâdla rivayet etti. «Bir kimse bir memlûkten bir hisse âzâd ederse o memlûk onun malından âzâd olur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amru'n-Nâkıd da rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim, İbni Ebî Arûbe'den, o da Katâde'den, o da Nadr b. Enes'den, o da Beşîr b. Nehîk'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. «Bîr kimse bir köledeki hissesini âzâd ederse, malı olduğu takdirde kölenin kurtuluşu onun malındandir. Malı yoksa, köleyi meşakkat vermemek şartı ile köle çalışıp kazandırılır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Aliy b. Mushir ile Muhammed b. Bişr rivayet ettiler. H. Bize ishâk b. İbrahim ile Aliy b. Haşrem dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. Bu râvilerin hepsi İbni Ebi Arûbe'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır, isa'nın hadîsinde: «Sonra âzâd etmeyenin hissesinde meşakkat vermemek şartı ile çalışıp kazandırılır.» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Aliy b. Hucr Es-Sa'dî ile Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ve Züheyr b. Harb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmail —ki İbni Uleyye'dir— Eyyûb'dan, o da Ebû Kılâbe'den, o da Ebu'l-Mühelleb'den, o da İmrân b. Husayn'dan naklen rivayet etti ki, Bir adam ölürken altı memlûkünü âzâd etmiş. Bunlardan başka malı yokmuş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köleleri çağırarak üçte birer olmak üzere taksim etmiş; sonra aralarında kura çektirerek ikisini âzâd etmiş; dördünü köle olarak bırakmış. Adam hakkında da ağır söz söylemiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd rivayet etti. H. Bize İshak b. İbrahim ile İbni Ebî Ömer de Sekafî'den rivayet ettiler. Her iki râvi Eyyûb'dan bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. Hammâd'ın hadîsi, İbni Uleyye'nin rivayeti gibidir. Sekafî'ye gelince: Onun hadîsinde: «Ensârdan bir adam ölürken vasiyyet ederek altı memlûk âzâd eyledi.» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. Minhâl Ed-Darîr ile Ahmed b. Abde de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etü. (Dediki): Hişâm b. Hassan, Muhammed b. Sîrîn'den, o da Imrân b. Husayn'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen İbni Uleyye ile Hammâd hadîsi gibi rivayette bulundular. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ölen zât hakkında ağır söz söylemesi, onun bu yaptığını beğenmediği içindir. Rivayetlerin birinde bu ağır konuşma tefsir edilmiş; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «Bilseydik bunun cenaze namazını kılmazdık!..» buyurduğu bildirilmiştir. Bundan murâd yalnız kendisinin iştirak etmek istemediğini beyândır; yoksa namazı hiç kılınmaz demek değildir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu'r-Rabî' Süleyman b. Dâvûd El-Atekî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd (yâni İbni Zeyd) Amr b. Dinar'dan, o da Câbir b, Abdillâh'dan naklen rivayet ettiki, Ensârdan bir zât bir kölesini müdebber olarak azâd etmiş. Ondan başka malı yokmuş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunıu duymuş ve: «Bu köleyi benden kim satın alacak?» demiş. Bunun üzerine onu Nuaym b. Abdillâh sekiz yüz dirheme satın alarak parayı kendisine vermiş, Amr demiş ki: «Câbir'den dinledim: Kıbtî bir köle idi; geçen sene vefat etti, diyordu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahîm de ibni Uyeyne'den rivayet ettiler. Ebû Bekir: Bize Süfyân b. Uyeyae rivayet etti; dedi, demişki: Amr, Câbir'i şunu söylerken işitmiş: Ensârdan bir zât, bir kölesini müdebber olarak âzâd etti. Ondan başka malı yoktu. Müteakiben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu sattı. Câbir demişki: «Onu ibni Nahhâm satın aldı. Kıbtî bir köle idi. Geçen sene İbni Zübeyr'in valiliği zamanında öldü.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybe b. Saîd ile İbni Rumh, Leys b. Sa'd'dan, o da Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den müdebber hakkında, Hammâd'ın Amr b. Dinar'dan rivayet ettiği hadis gibi rivayette bulundular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedikî) Bize Muğire (yâni El-Hizâmî) Abdülmecîd b. Süheyl'den, o da Atâ' b. Ebi Rabâh'dan, o da Câbir b. AbdiIIâh'dan naklen rivayet etti. H. Bana Abdullah b. Hâşim de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya (yâni ibni Saîd), Hüseyn b. Zekvân El-Muallim'den rivayet etti. (Demişki): Bana Atâ' Câbir'den rivayet etti. H. Bana Ebû Gassân El-Mismaî de rivayet etti. (Dediki): Bize Muaz rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Matar'dan, o da Atâ' b, Ebî Rabâh ile Ebu'z-Zübeyr ve Amr b. Dinar'dan naklen rivayet etti ki» Ç&bir b. Abdillâh, müdebberin satılması hakkında kendilerine hadîs rivayet etmiş. Bu râvilerin hepsi: Nebi (Saltallahu Aleyhi ve Sellem)'den diyerek Hammâd ile ibni Uyeyne'nin, Amr'dan rivayet ettikleri hadis gibi rivayette bulunmuşlardır