Sahih Muslim
...
(28) Kitāb: The Book of Oaths, Muharibin, Qasas (Retaliation), and Diyat (Blood Money)
(28) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Yahya'dan —ki İbni Saîd'dir— o da Büşeyr b. Yesâr'dan, o da Sehl b. Eb! Hasme'den (Yahya: Zannederim bir de Râfi' b. Hadîc'den naklen dedi, demiş) rivayet etti ki, Sehl ile Râfi' şunu söylemişler: Abdullah b. Sehl b. Zeyd ile Muhayyisa b. Mes'ûd b. Zeyd sefere çıktılar. Hayber'e vardıklarında oradaki bazı şeylerin içinde ayrıldılar. Sonra Muhayyisa ansızın Abdullah b. Sehl'i maktul olarak buldu ve onu defnetti. Bundan sonra Huveyyişa b. Mes'ûd ve Abdurrahmân b. Sehl ile birlikte Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellenı)'e geldi. Bu Abdurrahmân cemaatin en küçüğü idi. Abdurrahmân iki arkadaşından önce konuşmağa davrandı. Fakat Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Büyük fani!» (Yâni yaşça senden büyüğüne riâyet et!) buyurdu. O da sustu; ve arkadaşları konuştular. O da onlarla birlikte konuştu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğünü anlattılar. Bunun üzerine onlara: «Elli yemîn verebilir misiniz ki, arkadaşınızı (yahut katilinizi) hak edesiniz?» buyurdu. Onlar: — Görmediğimiz hâlde nasıl yemîn ederiz! dediler. «Öyle ise yahudiler sizi elli yeminle tebrie etsinler mi?» buyurdu. — Kâfir bir kavmin yeminlerini biz nasıl kabul edelim! dediler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu görünce onun diyetini kendisi verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîr! de rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Said, Büşeyr b. Yesâr'dan, o da Sehl b. Ebî Hasme ile Râfi' b. Hadîc'-den naklen rivayet etti ki, Muhayyisa b. Mes'ûd ile Abdullah b. Sehl Hayber tarafına doğru gitmişler ve hurmalıkta ayrılmışlar. Az sonra Abdullah b. Sehl öldürülmüş. Onlar yahudileri itham etmişler. Derken (ölenin) kardeşi Abdurrahman'la amcasının iki oğlu Huveyyisa ve Muheyyisa Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gelmişler. Abdurrahman onlardan daha küçük olduğu halde kardeşinin başına gelen musibet hususunda konuşmuş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Büyüğü büyük bil!» Yahut «Büyük olan söze başlasın!» buyurmuşlar; ve Huveyyisa ile Muheyyisa arkadaşlarının musibeti hakkında konuşmuşlar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sizden elli kişi, onlardan bir adam aleyhine yemîn eder; ve adam tamamı ile size verilir.» buyurmuş. Onlar: — Görmediğimiz bir iş!.. Nasıl yemîn ederiz!., demişler. «öyle ise yahudiler sizi kendilerinden elli kişinin yeminleri ile tebrie ederler.» buyurmuş. — Yâ Resûlâllah, bunlar kâfir bir kavimdir... demişler. Râvi diyor ki: Artık Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun diyetini kendinden verdi. Sehl şunu söylemiş: «Sonra bir gün onların deve ağılına girdim de o develerden bir dişi deve ayağı ile beni bir tepti!..» Hammâd, bunu, yahut bunun benzerini söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize yine Kavârîrî rivayet etti. (Dediki): Bize Bişr b. Mufeddal rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Büşeyr b. Yesâr'dan, o da Sehl b. Ebî Hasme'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bunun benzerini rivayet etti. Sehl, hadisinde: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun diyetini kendinden verdi.» demiş; «Beni bir dişi deve tepdi.» cümlesini söylememiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. H. Bize Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Biie Abdülvehhâb (yâni Sekafl) rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Yahya b. Saîd'-den, o da Büşeyr b. Yesâr'dan, o da Sehl b. Ebî Hasme'den, yukarıkilerin hadtsi gibi rivayette bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Bilâl, Yahya b. Saîd'den, o da Büşeyr b. Yesâr'dan naklen rivayet ettiki, Abdullah b. Sehl b. Zeyd ile Muheyyisa b. Mes'ûd b. Zeyd —ki ikisi de evvelâ Ensar'dan sonra Benî Hârisedendirler— Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında Hayber'e çıkmışlar. O zaman Hayber barış hâlinde olup ahâlisi yahudilermiş. Derken hacetlerini görmek üzere birbirlerinden ayrılmışlar. Az sonra Abdullah b. Sehl öldürülmüş; ve bir kuyuda ölü olarak bulunmuş. Arkadaşı onu defnetmiş. Sonra Medine'ye gelmiş. Müteakiben maktulün kardeşi Abdurrahmân b. Sehl, Muheyyisa ve Huveyyisa gidip Resululah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e, Abdullah'ın başına geleni ve öldürüldüğü yeri anlatmışlar. Büşeyr —ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabına yetişenlerden rivayet eden odur— onlara şöyle buyurduğunu söylemiştir: «Elli adede yemîn verir; katilinizi (yahut arkadaşınızı) hak edersiniz.» Onlar: Yâ Resûlâllah, ne orada bulunduk, ne de gördük!» demişler. Büşeyr şunu da söylemiştir: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Öyle ise yahudiler sizi elli kişi ile tebrie ederler!» buyurmuş. Fakat onlar: — Yâ Resûlâllah, kâfir bir kavmin yeminlerini biz nasıl kabul ederiz! demişler. Büşeyr bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onan diyetini kendinden verdiğini söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediklj: Bize Huşeym, Yahya b. Saîd'den, o da Büşeyr b. Yesâr'dan naklen haber verdi ki, Ensâr'dan Benî Harise kabilesinden Abdullah b. Sehl b. Zeyd denilen bir zât, Muheyyîsa b. Mes'ûd b. Zeyd nâmı verilen amcan oğlu ile birlikte gitmişler...» Râvi hadisi «Ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun diyetini kendinden verdi.» cümlesine kadar, Leysin hadisi gibi rivayet etmiştir. Yahya (Dediki): Bana Büşeyr b. Yesâr da rivayet etti. (Dediki): Bana Sehl b. Ebî Hasme haber, verdi. (Dediki): «Gerçekten beni o diyet develerinden bir deve ağılda tepti.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd b. Ubeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Büşeyr b. Yesâr El-Ensâri, Sehl b. Ebî Hasmete'l-Ensârf-den naklen rivayet etti, ki ona: Kendilerinden birkaç kişinin Hayber'e gittiklerini, orada birbirlerinden ayrıldıklarını, kendilerinden birini ölü olarak bulduklarını haber vermiş... ve hadisi nakletmiştir. O bu hadiste şunu da söylemiştir: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), onun kanını heder etmeyi doğru bulmadı da ona diyet olarak sadaka develerinden yüz deve verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana ishâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Bişr b. Ömer haber verdi. (Dediki): Mâlik b. Enes'i şöyle derken işittim: Bana Ebû Leylâ Abdullah b. Abdirahmân b. Sehl, Sehl b. Ebî Hasme'den naklen rivayet etti. Sehl de kavminin büyüklerinden ma'dûd bazı zevattan naklen ona haber vermiş ki, Abdullah b. Sehl ile Muhayyisa başlarına gelen bir sıkıntıdan dolayı Hayber'e çıkmışlar. Az sonra Muhayyisa gelerek Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğünü ve bir koyuya veya bir çukura atıldığını haber vermiş. Arkacığından yahudilere giderek: Vallahi onu siz öldürdünüz! demiş. Yahudiler: — Vallahi onu biz öldürmedik! demişler. Sonra dönüp kavminin yanına gelmiş. Bunu onlara da anlatmış. Bilâhare kendinden büyük olan kardeşi Huveyyisa ve Abdurrahmân b. Sehl ile birlikte gelmişler. Muhayyisa konuşmağa davranmış. Hayber'de bulunan da o imiş. Fakat Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)—yaşı kasdederek— Muhayyisa'ya: «Büyült, büyült!» buyurmuş. Bunun üzerine Huveyyisa konuşmuş. Sonra Muhayyisa konuşmuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Yâ arkadaşınızın diyetini verirler yahut harbe hazır olduklarını bize bildirirler» buyurmuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hususta onlara mektup da yazmış. Yahudiler: «Vallahi onu biz öldürmedik!» diye cevap yazmışlar. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Huveyyisa, Muhayyisa ve Abdurrahman'a: «Yemîn verir de arkadaşınızın kanını hak eder misiniz?» diye sormuş. — Hayır! demişler. «Yahudiler size yemîn etsinler mi?» buyurmuş. — Onlar müslüman değildir! demişler. Artık Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onun diyetini kendinden vermiş; ve onlara yüz dişi deve göndererek tâ evlerine kadar götürülmüş. Sehl de: «Gerçekten beni onlardan kızıl bir dişi deve tepdi.» demiş. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele b. Yahya rivayet ettiler. (Ebû't-Tâhir haddesenâ tâbirini kullandı. Harmele ise: Bize İbni Vehb haber verdi, dedi.) (Demişki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Ebû Seleme b. Abdirrahmân ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Meymûne'nin âzâdlısı Süleyman b. Yesâr, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı Ensârdan bir zattan naklen haber verdi ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kasâmeyi, câhiliyyet devrinde olduğu şekilde bırakmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Râfi* de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedikî): Bize İbni Şihâb bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti. Şunu da ziyâde eyledi: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); Ensâr'dan bazı kimseler bir maktul hakkında yahudîlerden davacı olduklarında aralarında onunla hükmetti.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Hasan b. Aliy El-Hulvânî de rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb —ki ibni İbrahim b. Sa'd'dır— rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Sâlih'den, o da İbni Şihâb'dan naklen rivayet etti ki, kendisine Ebû Seleme b. Abdirrahmân ile Süleyman b. Yesâr, Ensârdan bazı kimselerden, onlar da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen İbni Cüreyc hadîsi tarzında haber vermişler
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile Ebû Bekir b. Ebi Şeybe, ikisi birden Hüşeym'den rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. (Dediki): Bize Hüşeym, Abdulâzîz b. Suheyb ile Humeyd'den, onlar da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdi ki, Ureyne (kabilesin) den bazı kimseler Medine'ye Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelmişler, fakat havasını ağır bulmuşlar. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendilerine: «Dilerseniz zekât develerinin yanına çıkın da onların sütlerinden ve bevillerinden için!» buyurmuş. Onlar da bunu yapmış ve düzelmişler. Sonra çobanlara hücum ederek onları öldürmüşler ve İslâm'dan dönmüşler. Resülullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in develerini de sürüp götürmüşler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duyarak hemen arkalarından adam göndermiş. Ve Ureyneliler getirilmiş. O da onların ellerini, ayaklarını kesmiş; gözlerini oymuş; ve onları ölünceye kadar Harra'da bırakmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Ca'fer Muhammed b. Es-Sabbâh ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir. (Dediki): Bize İbni Uleyye, Haccâc b. Ebî Osman'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû Kılâbe'nin âzâdlısı Ebû Recâ', Ebû Kılâbe'den naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Enes rivayet etti ki, Ukl (kabilesin) den sekiz kişi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek İslâm üzerine ona bey'at etmişler. Fakat o yerin havası kendilerine ağır gelmiş, vücutları hastalanmış. Bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e şikâyet etmişler. O da : «Bizim çobanlarla develerinin yanına çıkarak bevillerinden, sütlerinden içmez misiniz?» buyurmuş. — Hay hay! demişler; ve çıkarak develerin bevllerinden, sütlerinden içmişler de düzelmişler. Arkacığından çobanı öldürerek develeri sürmüşler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duymuş. Hemen izlerinden adam göndermiş; ve yakalanarak getirilmişler. O da emir buyurmuş ve elleri, ayakları kesilmiş; gözlerine mil çekilmiş. Sonra güneşe atılmışlar; nihayet ölmüşler. İbni. Sabbâh kendi rivayetinde: «Develeri birbiri ardınca sürdüler.» Bir de: «Gözleri çivilendi.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hârûn b. AbdiIIâh rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, o da Ebû Kılâbe'nin âzâdlısı Ebû Recâ'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Ebû Kılâbe şunları söyledi: Bize Enes b. Mâlik rivayet etti. (Dediki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Ukl (kabilesin) den yahut Ureyne'den bir cemaat geldi. Fakat Medine'nin havası onlara ağır geldi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de kendilerine sütlü develeri tavsiye ederek onların bevllerinden ve sütlerinden içmelerini emir buyurdu. Hz. Enes, Haccâc b. Ebî Osman'ın hadisi gibi rivayette bulunmuş: «Gözlerine de mil çekildi ve Harraya bırakıldılar; su istiyorlar; fakat kendilerine su verilmiyordu.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Muâz rivayet etti. H. Bize Ahmed b. Osman En-Nevfelî de rivayet etti. (Dediki): Bize Ezher Es-Semmân rivayet, etti. Her iki râvi demişlerki: Bize İbni Avn rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Kılâbe'nin âzâdlısı Ebû Recâ', Ebû Kılâbe'den rivayet etti. (Demişki): Ömer b. Abdilâzîz'in arkasında oturuyordum. Cemâate: «Kasâme hakkında ne diyorsunuz?» diye sordu. Bunun üzerine Anbese: «Enes b. Mâlik bize şöyle şöyle rivayette bulundu...» dedi. Ben de: — Enes bana rivayet etti, dedim. Bir kavim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelmiş...» Râvi hadîsi, Eyyûb ile Haccâc hadisi gibi nakletmiştir. Ebû Kılâbe şöyle demiş: «Ben (rivayetimi) bitirince Anbese: Sübhânallah! dedi. Ben de: Beni itham mı ediyorsun yâ Anbese? dedim. — Hayır! Enes b. Mâlik bize böylece rivayet etti. Bu yahut bunun misli aranızda bulundukça siz hayırlı olmakta devam edersiniz ey Şamlılar! dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize EI-Hasen b. Ebî Şuayb El-Harrânî de rivayet etti. (Dediki): Bize Miskin —ki İbni Bükeyr El-Harrânî'dir— rivayet etti. (Dediki): Bize Evzâi haber verdi. H. Bize Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Darimî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Yûsuf, Evzâî'den, o da Yahya b. Ebi Kesîr'den, e da Ebû Kılâbe'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Ukl (kabilesin) den sekiz kişi geldi...» Enes yukarıkilerin hadîsi gibi rivayette bulunmuş; ve hadîste: «Onları dağlamadı.» cümlesini ziyade etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Harun b. Abdillâh dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Mâlik b. İsmail rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Simâk b. Harb, Muâviye b. Kurre'den, o da Enes'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Urayne'den birkaç kişi gelerek müslüman oldular; ve ona bey'at ettiler. Medine'de mûm —ki bir sam hastalığıdır— vâki' olmuştu... Sonra yukarıkilerin hadîsi gibi nakletmiş; şunu da ziyâde eylemiştir: «Yanında Ensârdaiı yirmiye yakın genç vardı. Bunları onlara gönderdi. Beraberlerinde onların izlerini araştıracak bir de izci gönderdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Heddâb b. Hâlid rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Katade Enes'den rivayet etti. H. Bize İbni Müsennâ dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülalâ rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd, Katâde'den, o da Enes'den naklen rivayet etti. Hemmâm'ın hadîsinde: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Urayneden bir cemaat geldi.» ibaresi; Saîd'in hadîsinde ise: «Ukl ve Urayneden» kaydı vardır. Hadis, yukarıkilerin hadisi tarzındadır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana El-Fadl b. Sehl El-A'rac da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Gaylân rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey, Süleyman Et-Teymî'den, o da Enes'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların gözlerini oydu; çünkü onlar çobanların gözlerini oymuşlardı
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız İbni'l-Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hişâm b. Zeyd'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet ettiki, Bir yahudi gümüş zînetleri için bir cariyeyi öldürmüş. Onu taşla Öldürmüş. Müteakiben cariyeyi can teslim etmeden Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirmişler. Cariyeye: «Seni filân mı öldürdü?» diye sormuş. Câriye başı ile: Hayır! diye işaret etmiş. Sonra ikinci defa sormuş. Câriye başı ile yine: Hayır! Diye başı ile işaret etmiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) işaret etmiş. Sonra üçüncü defa sormuş. (Bu sefer câriye) evet, demiş ve yahudîyi iki taş arasında öldürmüş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Yahya b. Habîb El-Hârisî de rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yâni İbni'l-Hâris) rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni İdris rivayet etti. Bu râvilerin ikisi de bu isnâdla Şu'be'den bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir. İbni idrîs hadîsinde: «Başını iki taş arasında ezdi.» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk rivayet etti, (Dediki): Bize Ma'mer, Eyyûb'dan, o da Ebû Kılâbe'den, o da Enes'den naklen haber verdi ki, Yahudîlerden bir adam, Ensâr'dan bir cariyeyi zinetleri için öldürmüş; sonra onu kuyuya atmış. Başını da taşlarla ezmiş. Arkacığından yahudî yakalanarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirilmiş. O da ölünceye kadar recm edilmesini emir buyurmuş; ve yahudî recmedilmiş; nihayet ölmüş
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana îshâk b. Mansûr da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedikî): Bana Ma'mer, Eyyûb'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Heddâb b. Hâlîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde, Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti ki, bir câriye, başı iki taş arasında ezilmiş olarak bulunmuş. Kendisine: Sana bunu kim yaptı? Falan mı? filân mı? diye sormuşlar. Nihayet bir yahudî söylemişler. Câriye başı ile işaret etmiş. Bunun üzerine yahudî yakalanmış; ve (suçunu) itiraf etmiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de başının taşlarla ezilmesini emir buyurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki); Bize Şu'be, Katâde'den, o da Zürâra'dan, o da İmrân b. Husayn'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Ya'la b. Münye yahut İbni Ümeyye [3] bir adamla kavga etti de biri diğerini ısırdı. O da elini ağzından çekerek ön dişini çıkardı. (İbni'l-Müsennâ: İki ön dişini dedi.) Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna dâvaya çıktılar. O da : «Sîzden biriniz aygırın ısırdığı gibi ısırıyor mu? Ona diyet yok!..» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize yine Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Ata'dan, o da İbni Ya'lâ'dan, o da Ya'lâ'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadisin mislini rivayet eyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Gassân El-Mismaî rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz (yâni îbni Hişâm) rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Katâde'-den, o da Zürâra b. Evfâ'dan, o da Inırân b. Husayn'dan naklen rivayet etti ki, Bir adam birinin kolunu ısırmış. O da kolunu çekivermiş ve ön dişi düşmüş. Derken dâva Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arzolunmuş, fakat onu iptal ederek: «Onun etini mi yemek istedin?» buyurmuşlar. İzah’a 1674 nolu sayfa’dan ulaşabilirsiniz
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Gassân El-Mismaî rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Katâde'den, o da Büdeyl'den, o da Ata' b. Ebî Rabâh'dan, o da Safvân b. Ya'lâ'dan naklen rivayet etti ki, Ya'Iâ b. Münye'nin çırağının kolunu bir adam ısırmış. O da kolunu çekmiş ve ön dişi düşüvermiş. Bunun üzerine dâva Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arzolunmuş; fakat o bunu iptal ederek: «Onu aygır devenin kemirdiği gibi kemirmek mi istedin?» buyurmuşlar. Bu sayfa’nın devamı ve izah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Osman En-Nevfelî rivayet etti. (Dediki): Bize Kureyş b. Enes, İbni Avn'dan, o da Muhammed b. Sîrîn'den, o da İmrân b. Husayn'dan naklen rivayet etti ki, Bir adam birinin elini ısırmış. O da elini çekmiş ve adamın bir veya iki ön dişi düşüvermiş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den yardım dilemiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Bana ne emrediyorsun? Ona elini senin ağzına koymasını, senin de aygırın kemirdiği gibi kemirmeni mi emretmemi istiyorsun? Ver elini de ısırsın! Sonra çek!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Atâ', Safvân b. Ya'lâ b. Münye'-den, o da babasından naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bîr adam geldi, bu adam birinin elini ısırmış; o da elini çekmiş ve iki ön dişi (yâni ısırdığı kimsenin dişleri) düşmüştü. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu dâvayı iptâl etti; ve: «Onu aygırın kemirdiği gibi kemirmek mi istedin?» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Atâ' haber verdi. (Dediki): Bana Safvân b. Ya'lâ b. Ümeyye, babasından naklen haber verdi. Babası şöyle demiş : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e birlikte Tebûk gazâsına iştirak ettim. (Ya'lâ: Bu gaza bence en sağlam amelimdir, demiş.) Atâ' da şunu söylemiş: Safvân dedi ki: Ya'lâ «Benim bir çırağım vardı; bir insanla kavga etti de biri diğerinin elini ısırdı. (Safvân bana hangisi diğerini ısırdığını söyledi.) Derken ısırılan şahıs elini ısıranın ağzından çekiverdi; ve iki ön dişinden birini çıkardı. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geidüer. Fakat o adamın ön dişini heder kıldı.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Amr b. Zürâra da rivayet etti, (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc bu isnâdla bu hadisin benzerini haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Affân b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize Sabit, Enes'den naklen haber verdiki, Rubeyyi'in kız kardeşi Ümmi Harise bîr insanı yaralamış da, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda dâvaya çıkmışlar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kısası (yapın!) kısası!» buyurmuş. Ümmürrabî': — Yâ Resûlâllah, hiç filân kadından kısas alınır mı! Vallahi ondan kısas alınmaz! demiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sübhânallah! Yâ Ummerrabî, kısas'Allah'ın kitâb'dır!» buyurmuş. Ümmürrabî': Hayır vallahi! Ondan ebediyyen kısas alınamaz!, demiş. Bu sözü tekrar ede ede nihayet diyeti kabul etmişler. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten Allah'ın kullarından öylesi var ki, Allah üzerine yemîn etse onu yemininde sâdık çıkarırdı.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Gıyâs ile Ebû Muâviye ve Veki', A'meş'den, o da Abdullah b. Mürra'dan, o da Mesrûk'dan, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Resûlullah olduğuma şehâdet eden müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şeyden biri ile helâl olur: 1- Zina eden seyyib, 2- Cana karşı can, 3- Dînini terk edip, cemaatten ayrılan!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize İbni Nuimeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H. Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim ile Aliy b. Haşrem dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. Bu râvilerin hepsi A'meş'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Hanbel ile Muhammed b. El-Müsennâ rivayet ettiler. Lâfız Ahmed'indir. (Dediler ki) : Bize Abdurrahman b. Mehdî, Süfyân'dan, o da A'meş'den, o da Abdullah b. Mürra'dan, o da Mesrûk'dan, o da Abduüah'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda ayağa kalkarak şöyle buyurdular: «Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki, Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benîm Resûlullah olduğuma şehâdet eden müsIüman bir adamın kanı helâl olmaz. Ancak üç kişi müstesna! İslâm'ı terk eden, cemaati bırakan yahut cemaatten ayrılan (burada Ahmed şekketmiştir) zina eden dul ve cana karşı can!» A'meş demiş ki: «Ben bunu İbrahim'e rivayet ettim. O da bana Esved'den, o da Âişe'den naklen bunun mislini rivayet etti.»
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Haccâc b. Eş-Şair ile Kaasim b. Zekeriyyâ da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize UbeyduUah b. Musa, Şeyban'dan, o da A'meş'den her iki isnâdla birden Siifyân hadisi gibi rivayette bulundu. Bunlar hadiste: «Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki...» cümlesini zikretmemişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe ile Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebî Şeybe'nindir. (Dedilerki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Abdullah b. Mürra'dan, o da Mesrûkdan, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Zulmen öldürülen hiç bir kimse yoktur ki, onun kanından Ademin ilk oğluna bir nasîb olmasın! Çünkü o ölümü ilk îcâd edendir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize bu hadîsi Osman b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr rivayet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr ile îsâ b. Yûnus haber verdiler. H. Bize İbni Ebî Ömer dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. Bu râvilerin hepsi A'meş'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. Cerîr ile Isa b. Yûnus'un hadîsinde: «Çünkü o ölümü îcâd etti.» denilmiştir. Onlar: «ilk» sözünü zikretmemişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebi Şeybe ile ishâk b. İbrahim ve Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr toptan Vekî'den, o da A'meş'den naklen rivayet ettiler. H. Bize Ebû Biekir b. Ebi Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abde b. Süleyman ile Vekî\ A'meş'den, o da Ebû Vâil'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet ettiler. Abdullah şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kıyamet gününde insanlar arasında ilk görülecek dâva kanlar hakkında olacaktır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H. Bana Yahya b. Habîb de rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yâni ibnil-Hâris) rivayet etti. H. Bana Bişr b. Hâlid dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. H. Bize İbnil-Müsennâ ile İbni Beşşar da rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize İbni Ebî Adiy rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Şu'be'den, o da A'meş*-den, o da Ebû Vail'den, o da Abdullah'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Şu kadar var ki, bazıları Şu'be'den naklen «dâva görülür» demiş; bâzıları da «İnsanlar arasında hükmolunur» demişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe île Yahya b. Habîb El-Hârisî rivayet ettiler. (Lâfızları birbirine yakındır.) (Dediler ki) : Bize Bekra'dan, o da Ebû Bekra'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abdülvehhâb Es-Sekafî, Eyyûb'dan, o da İbni Sîrîn'den, o da ibni Ebî den naklen rivayet ettiler. (Demişki): Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Şüphesiz ki zaman, Allah'ın göklerle yeri yarattığı gündeki hey'eti gîbi dönmüştür. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır, ki üçü arka arkaya gelir: Zülka'de, Zülhicce ve Muharrem. Bir de iki cumâd ile Şa'bân arasındaki Mudar'ın ayı Receb!» Sonra şunları söyledi: «Bu hangi aydır?» Biz: — Allah ve ResûIü bilir! dedik. Bunun üzerine sükût etti; hattâ ona adından başka bir isim verecek sandık. «Bu Zülhicce değil mi?» buyurdu. — Evet öyle! dedik. «Yâ şu belde neresidir?» diye sordu. — Allah ve Resulü bilir! dedik. Müteakiben yine sükût etti; hattâ ona adından başka bir isim verecek sandık. «Ma'lûm belde değil mi?» dedi. — Evet öyle! cevabını verdik. «Yâ şu gün nedir?» buyurdu. — Allah ve Resulü bilir, dedik. Bunun üzerine yine sükût etti; hattâ ona adından başka bir isim verecek sandık. «Kurban gönü değil mi?» diye sordu. — Evet öyle! Yâ Resûlâllah, dedik. «İşte sizin kanlarınız, mallarınız (Muhammed demiş ki: Zannederim) ve ırzlarınız, şu ayınızda, şu beldenizde, şu gününüzün hürmeti gibi birbirinize haramdır. Yakında Rabbinize kavuşacaksınız; o da size amellerinizden suâl edecek. Sakın benden sonra birbirinizin boyunlarını vuran küffâr (veya sapıklar olmay) a dönmeyin! Dikkat!.. Burada bulunan, bulunmayana tebliğ etsin! Olur ki, bazı tebliğ olunan, bunu bazı işitenden daha belleyişli olur.» buyurdu. Sonra: «Dikkat!.. Tebliğ ettim mî?» dedi. İbni Habîb kendi rivayetinde : «Mudarın Recebi...» dedi. Ebû Bekr'in rivayetinde ise : «Benden sonra dönmeyin!» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Nasr b. Aliy El-Cehdamî rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b, Avn, Muhammed b. Sîrîn'den, o da Abdurrahmân b. Ebî Bekra'dan, o da babasından naklen rivayet etti. Şöyle demiş : O gün gelince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesinin üzerine oturdu. Bir insan da yularından tuttu. Derken : «Bilir misiniz bugün hangi gündür?» buyurdu. Ashâb: — Allah ve Resulü bilir... dediler. Hattâ ona adından başka bir isim verecek sandık; sonra: «Kurban günü değil mi?» buyurdu. — Hay hay (öyle) yâ Resûlâllah, dedik. «Yâ bu ay nedir?» diye sordu. — Allah ve Resulü bilir, dedik. «Zi'l-hicce değil mi?» buyurdu. — Hay hay (öyle) yâ Resûlâllah, dedik. «Yâ bu belde neresidir?» diye sordu. — Allah ve Resulü bilir, dedik. Hattâ ona adından başka bir isim verecek sandık. «Ma'lum belde değil mi?» buyurdu. — Hay hay (öyle) yâ Resûlâllah, dedik. «işte sizin kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız birbirinize şu beldenizde, şu ayınızda, şu gününüzün hürmeti gibi haramdır. Burada bulunan bulunmayana iletsin!» buyurdular. Sonra iki bakla koça yönelerek onları kesti. Ve bir koyun sürüsüne dönerek onu aramızda taksim etti
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Mes'ade, İbni Avn'den rivayet etti. (Demişki): Muhammed şunu söyledi: Abdurrahmân b. Ebî Bekre, babasından naklen söyledi. (Demişki): O gün gelince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir devenin üzerine oturdu. Bir adam da yedeğini (yahut yularını) tutmuştu... Râvi, Yezîd b. Zürey' hadîsi gibi rivayette bulunmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hâtim b. Meymûn rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Kurra b. Halid rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Sîrîn, Abdurrahmân b. Ebî Bekrâ ile bence Abdurrahmân b. Ebî Bekrâ'dan daha üstün olan başka bir zâttan rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Amr b. Cebele ile Ahmed b. Hırâş da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Âmir Abdülmelik b. Amr rivayet etti. (Dediki): Bize Kurra, Yahya b. Saîd isnadı ile Ebû Bekrâ'dan rivayet etti, (O adamın adını da Humeyd b. Abdirrahmân diye söyledi.) Ebû Bekra şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurban günü bize hutbe irâd ederek: «Bugün nedir?» diye sordu... Râviler hadîsi, İbni Avn'in hadîsi gibi nakletmişlerdir. Yalnız o «ve ırzlarınız» kaydını zikretmiyor. «Sonra iki koça yöneldi...» cümlesi ile ondan sonrasını da anmıyor. O bu hadîste şöyle demiştir: «Şu beldenizde, şu ayınızda, şu gününüzün hürmeti gibi tâ Rabbînize kavuşacağınız güne kadar!.. Dikkat! Tebliğ ettim mi? Ashâb: — Evet! dediler. Allahım, şâhid ol! Buyurdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Yûnus, Simâk b. Harb'dan rivayet etti ki, ona da Alkame b. Vâil, ona da babası rivayet etmiş. (Demişki): Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le beraber otururken ansızın bir adam birini bir tasma yedekle yederek geliverdi; ve: Ya Resûlâllahî Bu adam benim kardeşimi öldürdü! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onu öldürdün mü? diye sordu. (Getiren zât: O i'tirâf etmezse aleyhine beyyine getireceğim; dedi.) (Getirilen) Evet, öldürdüm, dedi. «Onu nasıl öldürdün?» diye sordu. — İkimiz bir ağaçtan yaprak silkiyorduk. Derken bana söğerek beni kızdırdı. Ben de balta ile başına vurdum ve öldürdüm; dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : «Kendin namına ona verecek bir şeyin var mı?» diye sordu. — Benim elbisemle baltamdan başka malım yoktur, cevabını verdi. «Kavmin seni satın alırlar sanırmısın?» buyurdu. Adam: — Ben kavmimce beş para etmem! dedi. Bunun üzerine ona yedeğini atarak: «Al arkadaşınıl» buyurdu. Adam da onu alıp gitti. O gittikten sonra Rcsûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onu öldürürse o da onun gibi olur.» buyurdular. Derken adam döndü ve: — Yâ Resûlâllah! Duydum ki sen : «Onu öldürürse o da onun gibi olur» tuyurmuşsun; halbuki ben onu senin emrinle aldım; dedi. Bunun üzerine Resûlullsh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onun seninle kardeşinin günahlarınızı üzerine almasını istemez misin?» buyurdular. Adam: — Yâ Nebiyyallâh! (Gâlibâ) hay hay dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İşte bu onun gibidir.» buyurdu. Adam da onun yedeğini attı ve ona yol verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd b. Süleyman rivayet etti. (Dediki): Bize Hüşeym rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Salim, Alkame b. Vâil'den, o da babasından naklen haber verdi. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e adam öldürmüş birini getirdiler. O da öldürülenin velîsine kısas hakkı tanıdı. Bunun üzerine velî onu alıp gitti. Boynunda tasma yedek vardı; onu çekiyordu. O dönüp gittikten sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Katille maktul cehennemdedir.» buyurdular. Derken biri o adama giderek Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sözünü söyledi. O da katili bırakıverdi. İsmail b. Salim demiş ki: Ben bunu Habib b. Ebî Sâbit'e andım da: Bana ibni Eşva' rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ondan ancak afv etmesini istemiş, fakat o kabul etmemiş; dedi
- Bāb: ...
- باب ...
[قال أهل اللغة: الغرة عند العرب أنفس الشيء. وأطلقت هنا، على الإنسان لأن الله تعالى خلقه في أحسن تقويم] {34} Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ebû Seleme'den, onun da Ebu Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Hüzeyl (kabilesin) den iki kadın birbirlerine (taş) atmışlar da biri çocuğunu düşürmüş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o çocuk hakkında gurre ile (yâni) bir köle veya bir cariye ile hüküm buyurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbni Şihâb'dan, o da İbni'l-Müseyyeb'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beni Iihyân'dan bir kadının ölü olarak düşen çocuğu hakkında gurre ile (yâni) bir köle veya câriye ile hüküm buyurdu. Sonra hakkında gurre ile hükmolunan kadın öldü de, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mirasını çocukları ile kocasına; diyetini de (suçlunun) asabesine hükmetti
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-T&hir dahi rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. H. Bize Harmele b. Yahya Et-Tücîbî de rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da İbni'l-Müseyyeb ile Ebû Seleme b. Abdirrahmân'dan naklen haber verdi ki, Ebû Hureyre şunları söylemiş: Hüzeyl (kabilesin) den iki kadın kavga ettiler de, biri diğerine taşatarak onu ve karnındaki (cenî) ni öldürdü. Bunun üzerine ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna dâvaya çıktılar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ceninin diyetini gurre (yâni) bir köle veya câriye olarak hüküm buyurdu. Kadının diyetini akilesine hükmetti. Çocuklarını ve onlarla beraber bulunanları da kadına mirasçı yaptı. Derken Hamel b. Nâbiga El-Hüzelî: — Yâ Resûlullah! Ben yememiş, içmemiş, konuşmamış; doğarken bağırmamış bir kimseyi nasıl ödeyebilirim; böylesi heder kılınır, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bu (adam) yaptığı sec'inden dolayı ancak kâhinlerin kardeşliklerindendir. buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: İki kadın kavga ettiler... Râvi hadîsi kıssası ile rivayet etmiş, yalnız: «Çocuklarını ve onlarla beraber olanları da kadına mirasçı yaptı.» cümlesini anmamış; şöyle demiştir:. «Birisi: Biz nasıl diyet öderiz! dedi.» Râvi, Hamel b. Mâlik'in adını da söylememiştir. İzah 1682 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrâhîm El-Hanzali rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da İbrahim'den, o da Ubeyd b. Nudayle El-Huzâî'den, o da Mugîra b. Şu'be'den naklen haber verdi. Muğîra şöyle demig: Bir kadın, ortağını gebe olduğu halde çadır direği ile döverek öldürdü. Bunlardan biri Iihyân'dandı. Resûlullah (Sallailahu Aleyhi ve Sellem) öldürülenin diyetini, karnındaki (cenin) için de bir gürreyi katilin asabesine hükmetti. Bunun üzerine katilin asabesinden bir adam: — Biz yememiş içmemiş; doğarken bağırmamış bir kimseyi mi ödeyeceğiz! Böylesi heder kılınır; dedi. Resûlullah (Sallailahu Aleyhi ve Sellem) de: «Bedevilerin sec'i gibi sec'i mi (bu !)» buyurdu ve diyeti onlara yükledi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfi'de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Âdem rivayet etti. (Dediki): Bize Mufaddal, Mansûr'dan, o da İbrahim'den, o da Ubeyd b. Nudayle'den, o da Muğîra b. Şu'be'den naklen rivayet etti ki, Bir kadın, ortağını çadır direği ile öldürmüş de bu hususta Resulullah (Sallailahu Aleyhi ve Sellem)'e gelmişler. O da kadının âkılesine diyet hükmetmiş. (Ölen) kadın hâmile imiş. Bu sebeple cenin hakkında gurre ile hüküm buyurmuş. Bunun üzerine kadının asabesinden biri: — Biz yememiş içmemiş; bağırıp istihlâl etmemiş bir çocuğun diyetini mî ödeyeceğiz! Böylesi heder kılınır! demiş. Resûlullah (Sallailahu Aleyhi ve Sellem): «Bedevilerin seci gibi sec'i ha!..» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhammed b. Hatim ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi, Süfyân'dan, o da Mansûr'dan bu isnâdla Cerîr ve Mufaddal'in hadîsi mânâsında rivayette bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. El-Müsennâ ve İbni Beşşâr da rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Muhammed b. Ca'fer, Şu'be'den, o da Mansûr'dan naklen isnadlari ile bu hadîsi olduğu gibi rivayet ettiler. Yalnız onda şu da vardır: «Kadın çocuğunu düşürdü. Ve bu mesele Nebi (Sallailahu Aleyhi ve Sellem)'e arzolundu da o çocuk hakkında gurre ile hüküm buyurdu. Bu işi kadının velîlerinin üzerine serdi.» Hadîste «kadının diyeti»ni zikretmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Ebû Kureyb ve İshâk b. İbrahim de rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir. (İshâk: Bize haber verdi, tâbirini kullandı.) ötekiler : Bize Veki', Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Misver b. Mahrame'deıı naklen rivayet etti... dediler. Misver şöyle demiş: Ömer b. Hattâb, kadının cenini hakkında halkla istişare etti de Muğîra b. Şu'be: Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onun hakkında gurre ile (yâni) bir köle veya câriye ile hükmettiğine şahid oldum; dedi. Bunun üzerine Ömer: Bana seninle birlikte şahidlik edecek birini getir! dedi. Ve ona Muhammed b. Mesleme şâhidlik etti