Sahih Muslim
...
(3) Kitāb: The Book of Menstruation
(3) ...
Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ikisi Ebu'l-Ahvas'dan tahdis etti. O İbrahim b. Muhacir'den, o Şeybe kızı Safiye'den, o Aişe'den şöyle dediğini nakletti: Şekel kızı Esma Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girdi ve: Bizden bir kadın ay halinden temizlenecek olursa nasıl gusleder, diye sordu ve hadisin geri kalan kısmını nakletti, ama rivayetinde cünüplükten gusletmeyi sözkonusu etmedi. DAVUDOĞLU ŞERHİ İÇİN buraya tıklayın NEVEVİ ŞERHİ: (746) Bundan önceki babta kadın ile erkeğin gusül şeklinin aynı olduğunu belirtmiş ve bunu yeteri kadarıyla açıklamıştık. Bu başlıkta gözetilen maksat ise, ay halinden gusledecek olan bir kadının bir miktar misk alıp, onu bir pamuk, bir bez ya da benzer bir şey arasına koyup, guslettikten sonra bunu fercine sürerek temizleneceğini anlatmaktır. Bu şekilde bir uygulama loğusa kadın için de müstehabtır. Çünkü loğusa kadın da ay hali kadın durumundadır. Mezhep alimlerimizden el-Mehamili'nin el-Mukanna'da ay halinden ve loğusalıktan dolayı gusleden bir kadının vücudunun kan değmiş bütün yerlerine hoş koku sürmesinin müstehab olduğunu ifade etmiştir. Onun sözünü ettiği vücudun kan değmiş her yerini kapsaması ile ilgili ifadeleri gariptir. Bunu araştırdıktan sonra ondan başka böyle bir şey diyen bir kimse olduğunu tespit edemedim. İlim adamları misk'in kullanılmasındaki hikmetin ne olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bizim mezhep alimlerinden ve başkalarından büyük çoğunluğun söyleyip, tercih edilen sahih görüşe göre misk kullanmaktan maksat, belli yerin kokulandırılması ve hoş olmayan kokunun giderilmesidir. Mezhep alimlerimizden kadılar kadısı el-Maverdi de bu hususta mezhep alimlerimizin iki görüşü olduğunu nakletmiştir. Bu iki görüşten biri budur, ikincisi ise bundan maksat gebe kalmayı hızlandırmasına sebep oluşudur, demiştir. Açıklamasını şöyle sürdürmektedir: Eğer birinci görüşü kabul edecek olursak şayet misk bulamazsa onun yerini tutabilecek, kokusu hoş başka şeyler de kullanabilir. Eğer ikinci görüşü kabul edecek olursak bu hususta onun yerini tutan kust, ezfar ve benzeri şeyler kullanabilir. Ayrıca ilim adamlarımız bunun ne zaman kullanılacağı hususunda da farklı görüşlere sahiptir. Birinci görüşü kabul edenler bunu guslettikten sonra kullanır demişlerdir, ikinci görüşü kabul edenler ise gusletmeden önce kullanır demişlerdir. el-Maverdl'nin açıklamaları burada sona ermektedir. el-Maverdi'nin nakletmiş olduğu bunun gusülden önce kullanılacağı kanaatinin hiçbir kıymeti yoktur. Bunu çürütmek için Müslim'in kitabında rivayet ettiği Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Sizden biriniz suyunu ve hoş kokulu sidresini (çöven otunu) alır, onunla güzel bir şekilde temizlenir sonra başına su döküp, saçlarını ovalar sonra üzerine su döker sonra misk ile kokulandınımış bir bez parçası alarak onunla temizlenir" buyruğudur. İşte bu ifadeler misk ile kokulandırılmış parçanın guslettikten sonra kullanılacağına dair apaçık bir delildir. Bundan maksadın gebe kalmanın hızlandırılmasına sebep olmasıdır, diyenıerin görüşleri ise zayıf yahut batııdır. Çünkü böyle diyen kimsenin bu görüşünün gereği olarak böyle bir uygulama emrinin o sırada hemen zevcesiyle cima etmesi ümit edilen, kocası yanında bulunan kadına özel olarak verilmesini gerektirir. Bu ise bildiğimiz kadarıyla kimsenin kabul ettiği bir görüş değildir. Ayrıca hadislerdeki mutlak ifadeler böyle bir kanaati kabul edenlerin görüşünü reddetmektedir. Aksine doğrusu şudur: Bundan maksat o yere hoş kokunun sürülmesi, hoş olmayan kokunun giderilmesidir. Böyle bir uygulama ay halinden ya da loğusalıktan dolayı gusleden her kadın için müstehabtır. İster kocası olsun, ister olmasın. Bunu da guslettikten sonra yapar. Şayet misk bulamayacak olursa bulabildiği herhangi bir kokuyu kullanabilir. Eğer hoş bir koku bulamazsa hoş olmayan kokuları izale eden özel kil ve benzerlerini kullanmak müstehab olur. Bunu mezhep alimlerimiz açıkça ifade etmişlerdir. Şayet bu söylenenlerden hiçbirisini bulamayacak olursa ona su yeterlidir ama imkanı olmakla birlikte hoş koku kullanmayı terk etmesi onun için mekruhtur. İmkanı olmazsa mekruh işlemesi sözkonusu değildir. Allah en iyi bilendir. "Firsa" parça demektir. Misk de bilinen bir kokunun adıdır. Muhakkiklerin rivayet edip, söylediği sahih ve tercih edilen budur, fukahanın ve onların dışında çeşitli ilim erbabının kabul ettikleri de budur. Bunun mim harfi üstün olarak "mesk" diye bir söyleyişi de nakledilmiştir. Ancak mesk, üzerinde kıl ve tüy bulunan deri demektir. Kadı lyaz'ın naklettiğine göre mim harfinin fethalı rivayeti çoğunluğun rivayetidir. Hatta Ebu Ubeyd ve İbn Kuteybe şöyle demişlerdir: Buradaki ifade ötreli bir kaf ve dat ile "kurda" ile fethalı mim ile "mesk" yani bir deri parçası şeklinde olduğudur. Fakat bütün bu açıklamalar zayıftır, doğrusu bizim daha önce kaydettiğimizdir. Ayrıca buna yine kitapta zikredilmiş ''firsatun mumesseketun: misk ile kokulandırılmış bir bez parçası" ifadesi buna delil teşkil etmektedir ki, bu da daha önce açıkladığımız gibi misk ile kokulandırılmış bir parça pamuk, yün yahut bez demektir. Allah en iyi bilendir. "Onunla temizlen işte, subhanallah!" Daha önce bu ve benzeri yerlerde "subhanallah"ın hayret ve şaşkınlık ifade ettiğini söylemiştik. Aynı şekilde la ilahe illallah demek de böyledir. Burada hayret ve şaşkınlık da şu demektir: İnsanın anlamak için ayrıca düşünmeye ihtiyacı olmayacak kadar açık böyle bir husus nasıl anlaşılamaz ki? Bu ibareden bir şeye hayret edip, şaşırmak ve onu büyük bir iş görmek halinde subhanallah diyerek tesbihte bulunmanın caiz olduğu anlaşılmaktadır. Aynı şekilde bir şeyden emin olmak ve onu hatırlamak için de tesbih etmek caizdir. Hakkında edeplice konuşulması gereken hususlar ile ilgili olarak kinayeli ifadelerin kullanılmasının müstehab olduğu da anlaşılmaktadır. Defalarca bu kaide daha önce açıklanmıştı. Allah en iyi bilendir. "Onu kanın geldiği yere sürersin" buyruğu hakkında ilim adamlarının çoğunluğu bununla ferci kastetmektedir, demişlerdir. Bizler elMehamili' den: Vücudunun kan isabet etmiş olan her yerine hoş koku sürer, dediğini daha önce nakletmiştik. Hadisin zahiri ifadesinde onun lehine delil vardır. (747) "Bize Habban tahdis etti, bize Vuheyb tahdis etti." Burada geçen Habban, Habban b. Hilal' dir. (748) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biriniz suyunu alır ... üzerine su döker" buyruğu hakkında Kadı lyaz -yüce Allah'ın rahmeti onaşöyle diyor: İlk olarak sözü edilen temizlik necasetten ve ona bulaşmış olan ay hali kanından temizlenmektir. Kadı lyaz böyle demiştir ama daha açık ve güçlü olan kanaat -ki Allah en iyi bilendir- birinci temizlenmekten maksadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)' in nasıl guslettiği ile ilgili rivayetlerde geldiği üzere abdest almaktır. Bizler abdest kitabının baş taraflarında güzelce abdest almanın anlamının tam ve eksiksiz olarak usulüne göre almak olduğunu belirtmiş idik. İşte bu hadiste kastedilen de budur. "Saç dip/erine varıncaya kadar" Kasıt, başındaki saçların diplerine kadar suyun ulaştırılmasıdır. "Aişe bunu gizlemek ister gibi. .. dedi." Yani Aişe (r.anha) muhatabı olan kadına (4/15) duyacağı ama hazır bulunanların duyamayacağı bir şekilde gizlice söyledi, demektir. Allah en iyi bilendir. (750) "Şekel kızı Esma" Şekel isminde şın ve kef harfleri fethalıdır. Sahih ve meşhur olan da budur. Ama Metali' sahibi bu ismin kef harfi sakin olarak {Şeklı şeklinde okunduğunu da nakletmektedir. Hafız Hatib Ebu Bekr el-Bağdadı de e/-Esmau'/-Mübheme adlı eserinde ve ondan başka bir kısım ilim adamının belirttiklerine göre bu soruyu soran kadın hatibetu'n-nisa (kadınların sözcüsü) diye anılan Yezid b. Seken kızı Esma idi. Hatib ona bu ismin verildiği bir hadisi de rivayet etmiştir. Allah en iyi bilendir
Referans | : | 3 752 |