Sahih Muslim
...
(33) Kitāb: The Book on Government
(33) ...
Bana Muhammed b. Hatim de rivayet elti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Muğira, Sâbit'den rivayet etti. (Demişki): Enes şunları söyledi: Bana da kendi adı verilen amcam Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte Bedir'de bulunmadığını söyledi. Bu ona güç gelmiş. (Dediki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bulunduğu ilk harbde bulunmadım. Allah bana bundan sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte bir harb gösterdi ise işte ne yaptığımı Allah görüyor!.. Başkasını söylemekten çekindi. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte Uhud gününde bulundu. Karşısına Sa'd b. Muâz çıktı. Enes ona : — Yâ Ebâ Amr, nereye? Ah (şu) cennetin kokusu!.. Onu Uhud'un yanında buluyorum! Dedi. Arkacığından küffarla harbetti. Nihayet öldürüldü. Ve cesedinde kimi vurmadan, kimi yaralama ve ok izinden seksen küsur yara bulundu. Kız kardeşi —halam— Rubeyyi' binti Nadr : — Kardeşimi ancak parmak uçlarından tanıyabildim! Dedi. Ve şu âyet indi: «Mu'minlerden öyle adamlar kî, Allah'a verdikleri sözde sâdık kaldılar. Onlardan bazısı vefat etti; bazısı da bekliyor. Ama hiç bir tebdil yapmadılar, [Ahzab,23]» Bu âyetin onunla arkadaşları hakkında indiğini sanırlardı. izah: Bu Hadîsin benzerini Buhârî «Cihâd» bahsinde tahrîc etmiştir. Hadîsin râvîsi Enes b. Mâlik, yararlıklarından bahsettiği amcası da Enes b. Nadr'dır. Hadîsin muhtelif rivayetlerinden anlaşılıyor ki, Hz. Enes b. Nadr Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ile iştirak ettiği gazada yâni Bedîr'de bulunamamasına çok üzülmüş ve: «Yâ Resûlâllah, senin müşriklerle yaptığın ilk cenkte bulunamadım ama Allah bana müşriklerle cengi nasib ederse ne yapacağımı görecektir!» demiş. Bilâhare kendisine Uhud harbî nasîb olmuş. Orada müslümanların bozulduğunu görünce: «Allahım, bunların yaptıklarından dolayı senden özür dilerim. Bu müşriklerin yaptıklarından da sana berâet arzederim!» demiş. Bu arada karşısına bozgun halde Sa'd b. Muâz çıkmış. Evs kabilesinin reîsi olan bu zât o gün Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber yerinden sabit kalanlardanmış. Enes (Radiyallahu anh) ona Müslîmin rivayetinde: «nereye?» Buhâri'nin rivayetinde: «Yâ Sa'd b. Muâz! Cenneti! (dilerim) Yemin olsun onun kokusunu Uhud'un yanında buluyorum.» diye seslenmiş. Ve harbe atılmış... Hz. Sa'd: «Yâ Resûlâllah! Ben onun yaptığını anlatmaya kaadir değilim demiş. «Onu (yâni cennetin kokusunu) Uhud dağının yanında buluyorum!» sözü hakkında ibni Battal ve başkaları şunları söylemişlerdir: «Bu sözün hakikat olması muhtemeldir; ve Hz. Enes hakîkaten cennetin kokusunu duymuştur. Yahud güzel bir koku hissetmiş de onu cennet kokusu diye anmıştır, Şehidler için hazırlanan cenneti gözünün önüne getirerek onun burada savaş meydanında olduğunu tasavvur etmiş olması da caizdir. Bu takdirde mânâ şöyle olur: «Ben pekâlâ biliyorum ki cennet bu yerde kazanılır. Bundan dolayı ona can atıyorum.» Hz, Enes'in tanınmaz hale gelmesi, aldığı seksen küsur yaradan ve müşrikler tarafından ağzı, burnu ve sair uzuvları kesildiğîndendir. Hadîs-i şerif: Enes b. Nadr (Radiyallahû anhj'ın faziletine ve cihadda bezli cân etmenin caiz olduğuna delildir)
Referans | : | 33 4918 |