Sahih Muslim

...

(44) Kitāb: The Book of the Merits of the Companions

(44) ...

Bize Abdül-Melik b. Şuayb b, Leys rivöyet etti. (Dediki): Bana babam dedemden rivayet etti. (Demişki): Bana Halid b. Yezid rivayet etti. (Dediki): Bana Said b. Ebi Hilâl, Umara b. Gaziyye'den, o da Muhammed b. İbrahim'den, o da Ebû Seleme b. Abdirrahnıan'dan, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kareyş'i hicvedin, çünkü bu onlara ok atmaktan daha ağır gelir.» buyurmuş ve İbni Revaha'ya haher göndererek: «Onları hicvet!» demiş. O da Kureyş'i hicivde bulunmuş, fakat Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i razı edememiş, Bunun üzerine Ka'b b. Mâlik'e, daha sonra Hassan b. Sâbit'e haber göndermiş. Hassan onun yanına girince: Sizin için kuyruğu ile çarpan bu arslana (haber) göndermeniz zamanı gelmiştir, demiş. Sonra dilini çıkararak onu oynatmağa başlamış ve : — Seni Hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, onları dilimle deri parçalar gibi parçalayacağım! demiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem): «Acele etme! Çünkü Eb& Bekr Kureyş'in neseblerini en iyi bilen kimsedir. Benim de onlar arasında nesebim var. Tâ ki, senin için benim nesebimi hülâsa etsin.» buyurmuş. Hassan hemen ona gitmiş sonra dönerek: — Yâ Resûlallah! Bana senin nesebini hülâsa etti. Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, seni onlardan hamurdan kıl çeker gibi çekip çıkaracağım, demiş. Âişe şunu söylemiş: Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Hassân'a : «Sen Aliah ve Resulü namına müdafaada bulundukça hiç şüphesiz Ruhu'l-Kudüs seni te'yide devam edecektir!» buyururken işittim. Âişe şunu da söylemiş: Ben Resululhıh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Hassan onları hicvetti ve hem şifa verdi, hem şifa buldu.» buyururken işittim. Hassan şöyle demiş : «Sen Muhammed'i hicvettin. Ben de onun nâmına çevab veriyorum. Bunda Allah katında mükâfat vardır. Sen Muhammed'i nezih, mütteki, Resûlullah, ahlâkı vefakârlık olduğu halde hicvettin. Hiç şüphe yok ki, babam onun babası ve benim ırzım, Muhammed'in ırzını sizden korumak için muhafızdır. Eğer atlarımızı Kedâ yolunun iki tarafından toz kaldırırken görmezseniz kızcağızımı kaybedeyim. O atlar üzerinize gelirken gemlerini çekerler. Sırtlarında ince mızraklar vardır. Atlarımız pek hızlı koşarlar. Kadınlar baş örtüleriyie onların tozlarını alırlar. Şayet bizden yüz çevirirseniz umre yaparız. Fetih müyesser olur. Perde de kalkar. Aksi takdirde öyle bir günün çarpışması için sabredin ki, o günde Allah dilediğini aziz kılar. Allah: Ben hakkı söyleyen, bunda hiç bir gizlilik olmayan bir kul gönderdim, demiştir. Allah: Ben bir ordu hazırladım ki, onlar maksatları düşmanla karşılaşmak olan ensârdır, buyurmuştur. Bizler için ma'd'dan {yâni Kureyş'den) her gün ya sövmek, ya harb, yahut hiciv vardır. Ama Resûlullah'ı sizden hicvedenle medhedip yardımında bulunan müsavidir. Allah'ın Resulü Cibril aramızdadır. Rûhu'l-Kudüs'ün hiç bir dengi yoktur

...
Referans:44 6395