Sahih Muslim
...
(46) Kitāb: The Book of Destiny
(46) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye ile Veki' rivayet ettiler. H. Bize Muhammed b. Abdillah b. Numeyr El-Hemdânî de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize babam ile Ebû Muâviye ve Vekî' rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize A'meş, Zeyd b. Vehb'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Bize Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) —Ki sâdık ve masduk'dur__: «Şüphesiz siz’den birinizin teşekkülâtı annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra orada o kadar bir müddet de bir pıhtı olur. Sonra o kadar müddet de orada bir parça et hâline gelir. Sonra melek gönderilir ve kendisine ruh üfürülür. Meleğe dört kelime emrolunur: Rızkını, ecelini, amelîni ve şaki yahut said olacağını yazması. Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederimki: Sizden biriniz cennetliklerin yaptığını yapar, hattâ cennetle kendisi arasında bir arşından başka mesafe kalmaz, fakat kitab onu geçmiş bulunur da, cehennemliklerin yaptığını yapar ve cehenneme girer. Ve yine muhakkak ki, sizden biriniz cehennemliklerin yaptığını yapar, hattâ cehennemle kendisi arasında bir arşından fazla mesafe kalmaz. Fakat kitab onu geçmiş olur da, cennetliklerin yaptığını yapar ve cennete girer.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{M-1} Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshak b. İbrahim ikisi birden Cerîr b. Abdü'l-Hamid'den rivayet ettiler. H. Bize İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. H. Bana Ebû, Saîd El-Eşec dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. H. Bize bu hadîsi Ubeydullah-b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be b. Haccac rivayet etti. Bu râvilerin hepsi A'meş'den bu isnadla rivayette bulunmuşlardır. Veki'in hadîsinde : «Şüphesiz sizden birinizin teşekkülâtı annesinin karnında kırk gecede toplanır.» Muaz'ın Şu'be'den rivayet ettiği hadîsinde : «Kırk gece yahut kırk gün.» Cerîr ve isa'nın hadîslerinde ise: «Kırk gün.» buyurmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillah b. Numeyr ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Lâfız İbnü Numeyr'indir. (Dedilerki); Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr b. Dinar'dan, o da Ebû't-Tufeyl'dcn, o da Huzeyfe b, Esîd'den, o da Nebi (Sullallahu Aleyhi ve Se!lem)'e iblâğ etmiş olmak üzere rivayet etti, (Şöyle buyurmuşlar) : «Melek nutfenin üzerine rahimde kırk yahut kırk beş gecede karar kıldıktan sonra girer ve : — Yârab (bu) şaki mi olacak, saîd mi? diye sorar. Bunlar yazılırlar. Müteakiben : — Ey Rabbim! Erkek mi olacak, yoksa dişi mî? diye sorar. Bunlar da yazılırlar. Ameli, eseri, eceli ve rızkı hep yazılır. Sonra sahifeler dürülür. Bir daha bu hususlarda ziyâde ve noksan yapılmaz.» İzah 2651 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-Tahir Ahmed b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Amr b. Haris, Ebû'z-Zübeyr El-Mekkî'den naklen haber verdi. Ona da Amir b. Vasile rivayet etmişki, kendisi Abdullah b. Mes'ud'u şöyle derken işitmiş : Şaki, annesinin karnında şakî olandır. Saîd ise başkasından ibret alandır. Müteakiben Âmir, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından Huzeyfe b. Esîd El-Gıfârî denilen bir zat'a gelerek bunu İbni Mes'ud'un sözü olmak üzere ona rivayet etmiş. Huzeyfe: — Bir adam amelsiz nasıl şakî olabilir? demiş. Bu zât ona : — Sen buna şaşıyor musun? Gerçekten ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i «Nutfenin özerinden kırk iki gece geçti mi, Allah ona bir melek gönderir. Melek ona sûret verir; kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra : — Yâ Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi? diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur; Melek de yazar. Sonra : — Yâ Rabbi! Eceli ne olacak? der. Rabbin dilediğini söyler. Melek yine yazar. Sonra : — Yâ Rabbi! Rızkı ne olacak? der. Rabbin dilediğini hükmeder. Melek yine yazar. Sonra melek: Sahîfe elinde olduğu halde çıkar, emrolunduğunun üzerine ziyâde eksik yapmaz.» buyururken işittim, demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{M-3} Bize Ahmed b. Osman En-Nevfelî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Asım haber verdi. (Dediki): Bize İbnü Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû'z-Zubeyr haber verdi. Ona da Ebû't-Tufeyl haber vermişki: Kendisi Abdullah b. Mes'ud'u şöyle derken işitmiş... Ve râvi hadîsi Amr b. Hâris'in hadîsi gibi hikâye etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebi Bükeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hayseme Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Atâ' rivayet etti. Ona da İkrime b. Hâlid, ona da Ebû't-Tufeyl rivayet etmiş. (Demişki): Ebû Serîha Huzeyfe b. Esîd El-Gıfârî'nin yanına girdim de şunu söyledi: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şu iki kulağımla: «Gerçekten nutfe rahim'in içine kırk gecede düşer. Sonra onun üzerine melek iner. —Züheyr: Zannederim onu yaratan melek dedi, demiş — Ve: — Yâ Rabbİ! Erkek mi (olacak), yoksa dişi mî? diye sorar. Allah onu erkek yahut dişi olarak yaratır. Sonra : — Yâ Rabbi! Tam mı olacak, yoksa sakat mı? diye sorar. Allah onu ya tam yaratır yahut sakat! Sonra : — Yâ Rabbil Bunun rızkı, eceli, ahlâkı ne olacak? diye sorar. Sonra Allah onu ya şakî yahut saîd yaratır.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
{M-4} Biae Abdü'l-Vâris b. Abdi's-Samed rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Rabîa b. Külsûm rivayet etti. (Dediki): Bana babam Külsûm, Ebû't-Tufeyl'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sahâbîsi Huzeyfe b. Esîd El-Gıfârî'den, o da hadîsi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ref etmiş olmak üzere naklen rivayet etti. Ki: «Allah biiznillah bir şey halketmek dilediği vakit, rahime müvekkel bir meleği kırk küsur gecenin tamamında gönderir...» buyurmuşlar. Sonra, râvi yukarkilerin hadîsi gibi anlatmıştır. İzah 2651 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Kamil Fudayl b. Hüseyn El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd h. Zeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ebî Bekr Enes b. Mâtik'den naklen rivayet etti. Ve hadîsi ref etti. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Gerçekten Allah (Azze ve Celle) rohime bir melek vekîl kılmıştır. (Bu melek) : — Ey Rabbim! Nutfe. Ey Rabbim! Pıhtı. Ey Rabbim! Et parçası, der. Allah bir şeyi yaratmak murad ettiği vakit melek : — Ey Rabbim i Erkek mi, yokta dişi mi? Şakî mi, yoksa saîd mî? Rızk ne olacak? Ecel ne olacak? diye sorar. Ve böylece annesinin karnında iken yazılır.» İzah 2651 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebi Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İshâk h. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. İshâk: Ahberanâ; Ötekiler: Haddesenâ tâbirini kullandılar. (Dedilerki); Bize Cerîr Mânsûr'dan, o da Sa'd b. Ubeyde'den. o da Ebû Abdirrahman'dan, o da Ali'den naklen rivayet «ttİ. Ali şöyle demiş: Bakîu'I-Garkad de bir cenazede idik. Derken yanımıza Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} geldi ve oturdu. Biz de etrafîna oturduk. Beraberinde bir âsâ vardı. Başını eğdi. Ve âsâ'sıyla yeri çizmeye başladı. Sonra şöyle buyurdu: «Sizden hiç bir kimse ve dünyaya geten biç bir nefis yoktur ki, Allah onun cennetden veya cehennemden yerini takdir etmemiş olsun! Ve şakî yahut saîd yazılmış olmasın!» Bunun üzerine bir adam: — Yâ Resûlallah! Biz kitabımız üzere durarak ameli bırakmayalım mı? dedi. Bunun üzerine: «He»- kim saadet ehlinden ise, saadet ehlinin ameline varacak ve her kim şekavet ehlinden ise, şekavet ehlinin ameline varacaktır.» buyurdu. Şunu da ilâve etti: «Amel edm! Herkese imkân verilmiştir. Saadet ehline, saadet ehlinin ameli müyesser olacaktsr. Şekavet ehline ise, şekavet ehlinin amelî müyesser olacaktır.» Sonra şu âyeti okudu: «5- Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa, 6- Ve en güzel olanı doğrularsa, 7- Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız. 8- Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür. 9- Ve en güzeli de yalanlarsa, 10- Onu da en zor yola hazırlarız. .» [Leyl 5 den 10 a]
- Bāb: ...
- باب ...
{M-6} Bize Ebû Bckr b. Ebî Şeybe ile Hennad b. Seriy rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebu'l-Ahvas Mansûr'dan bu İsnadla bu hadîsin mânâsında rivayette bulundu. Ve: «Bir sopa aldı...» dedi. Asâ demedi. İbnü Ebî Şeybe, Ebû'l-Ahvas'dan rivayet ettiği kendi hadîsinde: «Sonra Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) okudu.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve Ebû Saîd El-Eşec rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Vekî' rivayet etti. H. Btee İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb dahi rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti, (Dediki): Bize A'meş, Sa'd b. Ubeyde'den, o da Ebû Abdirrahman Es-Sülemî'den, o da Ali'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Bir gün Resûlullah (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem) oturuyordu. Elinde bir sopa olup, onunla yeri çiziyordu. Derken başını kaldırarak şöyle buyurdu: «Sîzden hiç bir kimso yoktur ki! Cennetten veya cehennemden yerî ma'lûm olmasınl» Ashnb: — Yâ Resûlallah! O halde niçin çalışıyoruz? Tevekkül etmeyelim mi? dediler. «Hayır! Çalışın, zira herkese ne maksatla yaratıldıysa, onun için imkân verilmiştir.» buyurdu. Sonra «Her kim atiyye verir, korunur ve hüsnayı tasdik ederse...» âyetlerini «Biz ona güçlüğü müyesser kılarız...»[Leyl 5 den 10'a] kavline kadar okudu
- Bāb: ...
- باب ...
{M-7} Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbnî Beşgâr rivayet ettiler, (Dedilerki): Bize Muhammed b, Ca'fer rivayet etti. (Dediki); Bize Şu'be Mansûr ile A'meş'den rivayet etti. Onlar 4a Sa'd b. Ubeyde'yi Ebû Abdirrahman Es-Sülemî'den, o da Ali'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Scllem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet ederken işitmişler. İzah 2651 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyr rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş: Sürâka b. Mâlik b. Cu'şum: — Yâ Resûlallah! Bize sanki şimdi yaratılmışız gibi dinimizi beyân et! Bugün amel ne hususta olacak? Hakkında kalemler kuruyup miktarların cereyan ettiği hususta mı? Yoksa istikbâlimize ait şeylerde mi? dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hayır! Bilâkis hakkında kalemler kuruyup miktarların cereyan ettiği hususta!» buyurdular. Sürâka: — O halde amel ne hakkında olacak? dedi, Züheyr şöyle demiş: Sonra Ebû'z-Zübeyr bir şey söyledi. Ama ben aklını denemek istedim
- Bāb: ...
- باب ...
{m-8} Bana Ebu’t-Tahir haber verdi (Dediki): Bize İbn-i Vehb (Dediki): Bana Amr b. Haris İbn-i Zübeyr’den oda Cabir bin Abdullah r.a. den rivayet etti. Cabir r.a. dediki: Müzeyne'den iki adam Resûlullah (Sallallahu AUyhi ve Sellem)'e geldiler de: — Yâ Resûlallah! Ne buyurursun? Bugün insanlar ne amel edecek, neye çaba gösterecekler? Haklarında hükmolunmuş ve bitmiş, geçmiş bir kader hakkında mı, yoksa istikballerine ait Nebilerinin kendilerine getirdiği ve haklarında hüccet sabit olan bir hususta mı? dediler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hayır! Bilâkis haklarında hüküm verilmiş ve geçmiş bir şey hususunda (amel edecekler) Allah (Azze ve Celle)'nin kitabında bunun tasdîkİ: Nefse v« bu nefsi kusursuz yaratıp kendisine sapıklığını, takvasını ilham eden Allah'a yemin olsun. [Şems 7-8] âyetidir.» buyurdu, dedi. İzah 2651 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Zeyd, Yezid ed-Dubai'den naklen haber verdi. (Demişki): Bize Mutarrif, İmran b. Husayn'dan rivayet etti. (Şöyle demiş): --Ya Resullah! Cennetliklerin Cehennemliklerden ayrıldığı malum oldu mu? denildir. ''Evet !'' buyurdu. -- O Halde amel edenler ne hususta amel edecekler ? denildi. ''Herkes'e yaratıldığı şey için imkan verilmiştir.'' buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{M-9} Bize Şeyban b. Ferruh rivayet etti. (Dediki): Bize Abdu'l-Varis rivayet etti. H. Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ile Züheyr b. Harb İshak b. İbrahim ve İbni Numeyr, İbni Aliyye'den rivayet ettiler. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Ca'fer b. Süleyman haber verdi. H. Bize İbni Nüsenna dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. Bu ravilerin hepsi Yezid Er-Rişk'den bu isnadda Hammad'ın Hadis'i manasında rivayette bulunmuşlardır. Abdu'l-Varis'in hadis'inde: ''(Dediki): Ya Resulullah ! dedim'' ibaresi vardır. İzah 2651 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzali rivayet etti. (Dediki): Bize Osman b. Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Azra b. Sabit, Yahya b. Ukayl'dan o da Yahya b. Ya'mur'dan, o da Ebu'l-Esved ed-Dieli'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): İmran b. Husayn bana şunu söyledi: --Ne dersin, İnsanların bu gün yapmakta olduğu ve hakkında çaba gösterdikleri şey, onlara takdir edilmiş ve geçmişte haklarında kaza buyurulmuş bir kader midir ? Yoksa geleceklerine ait Nebilerinin kendilerine getirdiği ve haklarında huccet sabit olan bir şeymidir ? Ben: -- Belki onlar hakkında kaza buyurulmuş ve geçmiş bir şeydir, dedim. İmran: -- O halde zulüm olmaz mı ? dedi. Ben bundan fena halde korktum ve: -- Her şey Allah'ın mahluku ve mülküdür. O yaptığından sorulmaz ! Ama mahluklar sorulurlar, dedim. İmran bana: -- Allah sana rahmet eylesin ! Ben sana sorduklarımla ancak senin aklını denemek istedim. Müzeyne'den iki adam Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldiler de: -- Ya Resulullah ! Ne buyurursun ? Bu gün insanlar ne amel edecek, neye çaba gösterecekler ? Haklarında hükmolunmuş ve bitmiş, geçmiş bir kader hakkında mı, yoksa istikballerine ait Nebilerinin kendilerine getirdiği ve haklarında huccet sabit olan bir hususta mı ? dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ''Hayır ! bilakis haklarında hüküm verilmiş ve geçmiş bir şey hususunda (amel edecekler) Allah (Azze ve Celle)'nin Kitabında bunun tasdiki: ''Nefs'e ve o nefsi kusursuz yaratıp kendisine sapıklığını, takvasını ilham eden Allah'a yemin olsun! {[Şems 7 ve 8] ayetidir.'' buyurdu, dedi. İzah 2651 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü'l-Aıiz (yâni İbni Muhammed) Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Gerçekten bir kimse uzun zaman cennetliklerin amelini işler, sonra amelî cehennemliklerin ameliyle hitama erdirİlir. Bir kimse de uzun zaman cehennemliklerin amelini işler. Sonra ameli cennetliklerin ameliyle hitama erdirilir.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb (yâni ibni Abdirrahman El-Kaâri), Ebû Hâzim'den, o da Sehl b. Sa'd Es-Saidîden naklen rivayet ettiki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten bir kimse kendisi cehennemliklerden olduğu halde insanlara zahir olan hususta cennetliklerin amelîni işler. Ve gerçekten bîr kimse kendisi cennetliklerden olduğu halde insanlara zahir olan hususta cehennemliklerin amelini işler.» buyurdular. İzah için buraya tıklayın DİKKAT BİR ÖNCEKİ SAYFA OLAN 2651’İN İZAHI İLE AYNIDIR
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hâtim ile İbrahim b. Dinar İbni Ebî Ömer El-Mekki ve Ahmed b. Abdete'd-Dabbî toptan İbnü Uyeyne'den rivâyet ettiler. Lâfız İbni Hatim ile İbni Dinar'ındır. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dan, o da Tâvus'daıı naklen rivayet etti. (Demişki): Ben Ebû Hureyre'yi şunu söylerken işittim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Âdemle Musa münakaşa ettiler. Musa : — Yâ Âdem, sen bizim babamızsın! Bizi mahrumiyete düşürdün ve bizi cennetten çıkardın! dedi. Âdem de ona : — Sen Musa'sın! Allah seni kelâmiyle seçkin kıldı. Ve senin için yed-i kudretiyle yazdı. Beni yaratmazdan kırk yıl önco Allah'ın bana takdir etttği bir şeyden dolayı muaheze mi ediyorsun? dedi.» Müteakiben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj: «Böylece Âdem, Musa'ya galebe çaldı! Böylece Âdem, Musa'ya galebe çaldı!» buyurdular. İbni Ebî Ömer ile İbni Abde hadîslerinde: «Biri (yazdı), diğeri: Senin için Tevrat'ı kendi yed-i kudretiyle yazdı» demişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd, Mâlik b. Enes'den —ona okunanlar meyanmda —, o da Ehû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'-den, naklen rivayet etti ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar : «Âdem i!e Musa münakaşa ettiler de; Âdem, Musa'ya galebe çaldı, Musa ona : — Sen İnsanları azdıran ve onları cennetten çıkaran Âdem'sin! dedi. Âdem de: — Sen Allah'ın her şeyin ilmini verdiği ve risâletiy!e insanlar üzorine seçkin kıldığı kimsesin! dedi. Musa : — Evet! cevâbını verdi. Âdem : — O halde ben yaratılmazdan önce bana takdir buyurulan bir şey üzerine beni muaheze mi ediyorsun? dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. Musa b. Abdillah b. Musa b. Abdillah b. Yezid El-Ensârî rivayet etti. (Dediki): Bize Enes b. Iyâz rivayet etti. (Dediki): Bana Haris b. Ebî Zübab, Yezîd (bu zât İbni Hürmüz'dür) ile Abdurrahman EI-A'rac'dan rivayet etti. (Demişlerki): Biz Ebû Hureyre'nin şunu söylediğini dinledik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: «Âdem ile Musa (Aleyhisselâtn) Rableri nezdinde münakaşa ettiler de Âdem, Musa'ya galebe çaldı. Musa : — Sen o Âdem'sin ki, Allah seni kendi yed-i kudretiyle yaratmış. Sana kendi ruhundan üfürmüş. Sana melekleri secde ettirmiş ve seni cennetine iskân buyurmuştur. Sonra işlediğin günah sebebiyle insanları yeryüzüne indirdin, dedi. Âdem de : — Sen o Musa'sın ki; Allah seni Nebi göndermesi ve konuşmasıyla seçkin kılmış; sana içinde her şeyin beyânı bulunan levhaları vermiş ve seni sırdaş olarak kendine yaklaştırmıştır. Acaba Tevrat'ı Allah'ın ben yaratılmazdan kaç sene önce yazdığını buldun? dedi. Musa : — Kırk yıl (önce)! cevabını verdi. Âdem : — Onda: Âdem Rabbine isyan etti de azdı...[Ta-ha 121] âyetini buldun mu? dedi. Musa : — Evet! cevâbını verdi. Âdem : — O halde işlememi beni yaratmazdan kırk yıl Önce Allah'ın bana takdir ettiği bir ameli işledim diye beni muaheze mi ediyorsun? dedi.» Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Böylece Âdem, Musa'ya galebe çaldı.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{M-15} Bana Züheyr b. Harb ile İbni Hatim rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ya'kub b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize babam İbni Şihab'dan, o da Humeyd b. Abdirrahman'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Âdem ile Musa münakaşa ettiler, Musa ona : — Sen o Âdem'sin ki; günahın seni cennetten çıkarmıştır, dedi. Âdem de ona : — Sen o Musa'sın ki: Allah seni rîsâlet ve konuşmasıyla seçkin kılmıştır. Sonra (bir de} beni yaratılmamdan önce takdir buyurulan bir şey üzerine muaheze ediyorsun! dedi. Böylece Âdem, Musa'ya galebe çaldı.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{M-15-2} Bana Amru'n-Nâkid rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb b. Neccar EI-Yemâmî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî Kesîr, Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'dan naklen rivayet etti. H. Bize İbni Râfi' de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen yukarkilerin hadîsi mânâsında rivayette bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
{M-15-3} Bize Muhammed b. Minhal Ed-Darîr de rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm b. Hassan, Muhammed b. Sîrîn'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen yukarkilerin hadîsi gibi rivayette bulundu. İZAH 2653 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Abdillah b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Hâni' EI-Havlânî, Ebû Abdirrahman El-Hubulî'den, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen haber verdi. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)i: «Allah mahlukatın miktarlarını göklerle yeri yaratmazdan elli bin sene önce yazdı. Arşı da su üzerinde İdi.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
{M-16} Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize El-Mukri' rivayet etti. (Dediki): Bize Hayve rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Sehl Et-Temîmî de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Meryem rivayet etti. Dediki); Bize Nâfi' (yâni İbni Zeyd) haber verdi. Her iki râvi Ebû Hâni'den naklen bu isnadla bu hadîsin mislini haber vermişlerdir. Yalnız onlar: «Arşı da su üzerindeydi...» cümlesini anmamışlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb ile İbni Numeyr ikisi birden El-Mukrî'den rivayet ettiler. Züheyr dediki: Bize Abdullah b. Yezîd El-Mukrî rivayet etti. (Dediki): Bize Hayve rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Hâni' haber verdi. Kendisi Ebû Abdirrahman El-Hubulî'den, o da Abdullah h. Amr b. Âs'dan dinlemiş. O da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken dinlediğini söylemiş: «Şüphesiz ki, bütün Âdemoğullarının kalpleri bîr kalp gibi Rahmanın parmaklarından iki parmak arasındadır. Onu dilediği yere çevirir.» Bundan sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allahım! Ey kalbleri çeviren! Bizim kalblerimizi taatına çevir!» diye dua etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Abdü;l-A'lâ b. Hammad rivayet etti. (Dediki): Mâlik b. Enes'e okudum. H. Bize Kuteybe b. Saîd dahi Mâlik'den — ona okunanlar meyanında—, o da Ziyâd b. Sa'd'dan, o da Amr b. Müslim'den, o da Tâvus'dan naklen rivayet ettiki: (Şöyle demiş): (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından bir takım insanlara yetiştim ki: Her şey kaderledir, diyorlar. Abdullah b. Ömer'i de şunu söylerken dinledim Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her şey kaderledir. Acz ve Keys yahut keys ve acz bile !» buyurdular. Kaadî İyâd bu hadisdeki Acz ve Keys kelimelerinin ibaredeki «şey» üzerine atfedilerek mecrur dahi rivayet edildiklerini söylemiş ve: «İhtimal buradaki âciz'den murad; zahirî mânâsıdır. Ki: O da kudretsizliktir. Bazıları onun yapılması gereken şeyi terketmek, sonraya bırakmak ve vaktini geçirmek mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Bu kelimenin tâatlardan âciz kalmak mânâsına gelmesi dahi ihtimal olduğu gibi, dünya ve âhirete ait umumî işlerde acz kastedilmiş olması da muhtemeldir. Keys, aczin zıddı olup, neşat ve iktidar mânâsına gelir. Hadîs-i şerif âciz'in aczi, muktedirin kudreti bile mukadderdir manasınadır.» diyor. İZAH 2657 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeyhe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Veki' Süfyân'dan, o da Ziyâd b. İsmail'den, o da Muhammed b. Abbâd b. Ca'fer El-Mahzûmî'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Kureyş müşrikleri Resûlullah (Sallnllahu Aleyhi ve Sellem) ile kader hakkında münakaşaya geldiler. Bunun üzerine şu âyet-i kerîme nazil oldu: «O gün onlar yüzleri üstü cehennem'e sürüklenecekler. (Kendilerine) Sekar'ın çarpmasını tadın! Biz her şeyi kaderle halketmişizdir.» [Kamer 48 ve 49] (denilecek)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfız İshâk'ındır. (Dedilerki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, İbni Tâvus'dan, o da babasından, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Ebû Hureyre'nin şu sözü söylediğinden daha ziyâde Lemem'e benziyen bir şey görmedim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hiç şüphe yok ki, Allah Âdemoğluna zinadan nasibini yazmıştır. Buna behemehal erişecektir. İmdi gözlerin zinası bakmak, dilin zinası da konuşmaktır. Nefis temenni eder de şehvetlenir. Ferc de buna ya tasdik eder ya tekzib!» buyurdular. Abd kendi rivayetinde: «İbni Tâvus'dan, o da babasından rivayet etti. (Demişki): Ben İbni Abbas'dan dinledim.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki); Bize Ebû Hişâm El-Mahzûmî haber verdi. (Dediki): Bize Vûheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Süheyl b. Ebi Salih babasından, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. (Şöyle buyurmuşlar) : «Adomoğluna zinadan nasibi yazılmıştır. Buna behemehal erişecektir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayağın zinası da yürümektir. Kalb ise heves eder, diler. Ferc bunu ya tasdik eder ya tekzib!»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hâcib b. Velid rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Harb Zubeydî'den, o da Zührî'den naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Saîd b. Müseyyeh, Ebû Hureyre'den naklen haber verdiki, şöyle diyormuş; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hiç bir doğan çocuk yoktur ki, fıtrat üzere doğmuş olmasın. Sonra onu annesi, babası yahûdileştirir; hıristiyanlaştınr ve mecûsîleştirirler. Tıpkı bir hayvanın dertop bir hayvan doğurduğu gibi. Bu hayvanda hiç bir kesik aza hissediyor musunuz?» buyurdular. Sonra Ebû Hureyre: İsterseniz şu âyeti okuyun! dedi. «O fıtrata ki, Allah insanları onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın halkettiğini değiştirmek yoktur.» [Rum]
- Bāb: ...
- باب ...
{m-22} Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti, (Dediki): Bize Abdü'l-A'Iâ rivayet etti. H. Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. Her iki râvi Ma'mer'den, o da Zührî'den naklen bu isnadla rivayet etmişlerdir. O: «Hayvan hayvan doğurduğu gibi...» demiş; «Der top» kelimesini anmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
{m-22-2} Bana Ebû't-Tâhir ile Ahmed h. îsa rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Yûnus b. Yezîd, İbni Şi-hab'dan naklen haber verdi. Ona da Ebû Seleme b. Abdirrahman haber vermişki, Ebû Hureyre (şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hiç bir doğan çocuk yoktur ki; fıtrat üzere doğmuş olmasın.» buyurdular. Sonra Ebû Hureyre (Şöyle demiş) : İsterseniz : «O fıtrattaki : "Allah insanları onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın halkettiğini değiştirmek yoktur. İşte dosdoğru din budur." âyetini okuyun!» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hiç bir doğan çocuk yoktur ki; fıtrat üzere doğmuş olmasın! Sonra annesi; babası onu yahûdileştirir, hıristiyanlaştırır ve müşrikleştirirler.» buyurdular. Bunun üzerine bir adam : — Yâ Resûlallah! Bundan evvel ölürse ne buyurursun? dedi. «Allah onların ne yapacak olduklarını bilir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{m-23} Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. {Dedilerki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Her iki râvi A'meş'den bu isnadla rivayet etmişlerdir. İbni Numeyr'in hadîsinde : «Hiç bir doğan çocuk yoktur ki, millet üzere doğmuş olmasın.» Ebû Bekr'in, Ebû Muâviye'den rivayetinde: «Bu millet üzere doğmuş olmasın. Tâ dili söyleyinceye kadar.» Ebû Kureyb'in Ebû Muâviye'den rivayetinde ise: «Doğan hiç bir çocuk yoktur ki, şu fıtrat üzere olmasın. 'Tâ dili söyleyinceye kadar.» cümleleri vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den rivayet etti. Hemmâm: Ebû Hureyre'nin, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bize rivayet ettikleri şunlardır, diyerek bir takım hadîsler zikretmişlerdir. Onlardan biri de şudur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Doğan bir kimse bu fıtrat üzere doğar. Sonra annosi, babası onu yahûdileştirir ve hıristiyanlaştırırlar. Sizin develeri ürettiğiniz gibi. Onlarda hiç azası kesik buluyor musunuz? Sonra onların azasını siz kesiyorsunuz.» buyurdular. Ashâb : — Yâ Resûlallah! Küçükken ölene ne buyurursun? dediler. «Allah onların ne yapacak olduklarını bilir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü'l-Aziz (yâni Ed-Derâverdî), Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Her insanı annesi fıtrat üzere doğurur. Sonra annesi, babası onu yahudileştirir, hristiyanlaştırır ve mecûsîleştirir. Eğer annesi, babası müslüman İseler çocuk da müslüman olur. Annesinin doğurduğu her insanı şeytan iki yanından çarpar. Yalnız Meryem'le oğlu müstesna!» buyurmuşlar. İZAH 2662 DE EBU DAVUDDAKİ ŞU HADİS ÇOK ÖNEMLİ BURAYA TIKLAYIN
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki); Bana İbni Ebi Zi'b ile Yûnus, İbni Şîhab'dan, o da Atâ' b. Yezîd'den, o da Ebû Hureyre'den naklen hafeer verdiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e müşriklerin çocukları sorulmuş da: «Onların ne yapacak olduklarını Allah bilir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{m-26} Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. H. Bize Abdullah b. Ahdirrahman İbni Behram da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'l-Yeman haber verdi. (Dediki) Bize Şuayb haber verdi. H. Bize Seleme b. Şebib de rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kıl (bu zât İbni Ubeydillah'dır) rivayet etti. Bu râvüerin hepsi Zührî'den Yûnus ve İbnü Ebî Zi'b'in isnadıyla onların hadîsleri gibi rivayet etmişlerdir. Yalnız Şuayb ile Ma'kil'in hadîslerinde : «Müşriklerin zürriyetleri soruldu...» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Ebi Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e müşriklerin çocuklarından küçükken ölenler soruldu da : «Allah onların ne yapacak olduklarını bilir.» buyurdular. İZAH 2662 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, o da Said b. Cübeyr'den, o da İbni Abbas'dan. naklen haber verdi. (Şöyle demiş): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)' müşriklerin çocukları soruldu. «Allah onları yarattığı vakit ne yapacak olduklarını bilir.» buyurdular. İZAH 2662 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir b. Süleyman babasından, o da Rakabe b. Meskale'den, o da Ebû İshâk'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs'dan, o da Ubey b. Ka'b'dan naklen rivayet etti. Ubey şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hızır'ın öldürdüğü çocuk kâfir olarak mühürlenmişti. Yaşasaydı annesine, babasına azgınlık ve küfürle zulmederdi.» buyurdular. İZAH 2662 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Zübeyr b. Harb rivayet etti. (Dediki):,Bize Cerîr, Alâ' b. Müseyyeb'den, o da Fudayl b, Amr'dan, o da Âişe binti Talha'dan, o da Ümmü'l-Mü'miniıı Âîşe'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Bir çocuk öldü de ben: Ne mutlu ona, cennet serçelerinden tir serçe! dedim. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}; «Bilmez misin ki, Allah cennetle cehennemi yaratmış ve ona da, buna da ehil yaratmıştır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki', Talha b. Yahya'dan, o da halası Âişe binti Talha'dan, o da Ümmül-Mü'minin Aişe'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} ensardaıı bir sabinin cenazesine çağrıldı da, ben: — Yâ Resûlallahî Buna ne mutlu, cennet serçelerinden bîr serçe! Kötülük işlemedi. Ona erişmedi, dedim. «Bundan başka bir sözün yok mu yâ Âişe! Çünkü Allah, cennet için ehil yaratmış; onları, daha babalarının sulblerinde iken cennet için yaratmıştır. Cehennem için de ehil yaratmış; onları daha babalarının sulblerinde iken cehennem içİn yaratmıştır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{m-31} Bize Muhammed b. Sabbah rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Zekeriyya, Talha b. Yahya'dan rivayet etti. H. Bana Süleyman b. Ma'bed de rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyn b. Hafs rivayet etti. H. Bana İshâk b. Mansûr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhanımed b. Yûsuf haber verdi. Her iki râvi Süfyân'i Sevrî'den, o da Talha b. Yahya'dan naklen Vekî'nin isnâdıyle onun hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ehû Bekr b. Ebî Şeyhe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir. (Dedilerki): Bize Veki', Mis'ar'dan, o da AIkame b. Mersed'den, o da Muğîra b. Abdillah EI-Yeşkürî'den, o da Ma'rur b. Süveyd'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Ümmü Habîbe: — Allahım! Bana zevcim Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), babam Ebû Süfyân ve kardeşim Muâviye ile fayda ver! dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}: «Sen Allah'dan muayyen ecellere, ma'dud günlere ve taksim edilmiş rızıklara ait bir şey istedin. O hiç bîr şeyi vakti gelmeden yaratacak, yahut bir şeyi vaktinden sonraya bırakacak değildir. Şayet Allah'tan seni cehennemdeki bir azabdan veya kabirdeki azabdan korumasını isteseydin daha hayırlı ve daha faziletli olurdu.» buyurdular. Abdullah demişki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında maymunların da zikri geçti. — Mis'ar şöyle demiş: Zannederim domuzlar da mesh'ten meydana gelmişlerdir, dedi. — Bunun üzerine: «Şüphesiz ki Allah, mesh edilenler için nesil ve çoluk çocuk halketmemiştir. Maymunlarla domuzlar bundan önce de vardı.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{m-32} Bize bu hadîsi Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize îbnül Bişr, Mis'ar'dan bu isnadla rivayet etti, Şu kadar varki, onun İbni Bişr ile Veki'den beraberce rivayet ettiği hadîsinde : «Cehennemdeki bir azabdan ve kabirdeki azabdan...» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
(Bana bu hadîsi Ebû Dâvud Süleyman b. Ma'bed rivâyet etti. ki): Bize Hüseyin b. Hafs rivâyet etti. ki): Bize Süfyân bu isnadla rivâyette bulundu. Yalnız o: «Ve varılmış eserler...» demiştir. Ma'bed: «Bazıları (bu hadîsi) hillinden yani vukuundan önce diye rivâyet etti.» dedi. hadîs ecellerle rizıklann mukadder olduğuna, binâenaleyh ziyâde veya eksik kabul etmediğine açık delildir. Gerçi bir hadîsde: «Sıle-i Rahm Ömrü artırır...» buyurulmuştur. Fakat bu ve emsali hadîslerin te'vil olunduğunu Sıle-i Rahm bahsinde görmüştük. şöyle diyor: «Kafi delillerle tekarrur etmiştir ki, ecelleri, rızıkları vesâireyi Allah bilir. Bilmenin hakikati, bilinen şeyi bulunduğu hâl üzere anlamaktır. Allahü teâlâ Zeyd'in beşyüz tarihinde öleceğini bildi mi, artık onun bu tarihten önce veya sonra ölmesi imkânsızdır. Çünkü ilim cehle münkalib olur. Binâenaleyh Allah'ın bildiği ecellerin artıp eksilmesi imkânsızdır. Şu halde artma meselesini Ölüm melâikesine yahut ruhları kabz için vekil kıldığı başka bir meleğe nisbetledir, diye tevil etmek gerekir. Meleğe uzun eceller yazmasını emir buyurduktan veya bunu Levh-i Mahfuz'a yazdırdıktan sonra, ezelî ilmi iktizası bu yazılana ziyâde ve noksan yapabilir. îşte: dilediğini mahveder, dilediğini sabit bırakır.» âyet-i kerîmesinin mânâsı budur.» Hakkın mezhebine göre öldürülen kimse eceliyle ölmüştür. Dalâlet fırkalarından Mu'tezile onun eceliyle Ölmediğini, ömrünün kesildiğini söylemişlerdir. ki: Hazret-i Ümmü Habîbe , Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile babasının ve kardeşinin çok yaşamalarına ve kendisine faydaları dokunmalarına dua etmiş, fakat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu bu duadan men etmiştir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ecel mukadderden fazla ve eksik olamıyacağı için men ettiyse, azab meselesi de mukadderdir. Hazret-i Ümmü Habibe'ye niçin azabdan kurtulmak istemesini tavsiye buyurmuştur? Evet, azab meselesi de mukadderdir. Lâkin cehennem azabından, kabir azabından ve emsali şeylerden kurtulmak istemek bir ibâdettir, îbâdetlerse şeriatın emridirler. ne ise o olur deyip namaz ve oruç gibi ibâdetleri terketmek nasıl caiz değilse, afiyet duasında bulunmak da öyledir. Suretini değiştirmek, insani maymun ve domuz gibi çirkin hayvanlar kılığına tebdil etmektir. hâdise Benî İsrâi zamanında vuku bulmuştur. Fakat başka hayvanlar suretine tebdil edilen insanların nesli olmadığı, maymunlarla domuzlarınsa meshden Önce de mevcut oldukları bu hadîsde sarahaten bildirilmiştir. Binâenaleyh bugün yaşayan maymunlarla domuzlar insandan dönme değillerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile İbnü Nurneyr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdullah b. İdris Rabia b. Osman'dan, o da Muhammed b. Yahya b. Habbaan'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Kuvvetli mü'min Allah'a zayıf mü'minden daha hayırlı ve daha makbuldür. Ama her birinde hayr vardır. Sana fayda veren şeye çaba göster; Allah'dan yardım dile ve âciz olma! Başına bir say gelirse şöyle yapsam şöyle olurdu deme! Velâkin (bu) Allah'ın kaderi, O ne dilerse yapar, de! Çünkü eğer (kelimesi) şeytanın amelini açar.» buyurdular