Sahih Muslim
...
(53) Kitāb: The Book of Paradise, its Description, its Bounties and its Inhabitants
(53) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Seleme, Sabit ile Humeyd'den, onlar da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cennet hoş'a gitmeyen şeylerle sarılmış; cehennem de şehvetlerle sarılmıştır.»; buyurdular. İZAH 2823 TE O HADİS’İN METNİ YOK AMA BU HADİS’İN METNİNİN AYNIDIR
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Şebâbe rivayet etti. (Dediki): Bana Verkâa' Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti. --Kİ O HADİS 2822 İDİ
- Bāb: ...
- باب ...
Bİze Saîd b. Amr EI-Eş'asî ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. (Züheyr : Haddesena; Said İse: Ahberana tâbirlerini kullandılar. (Dedilerki): Bize Süfyân, Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ehû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi. (Şöyle buyurmuşlar) : «Allah (Azze ve Celle): Ben sâlih kullarıma hiç bir gözün görmediği, kulağın işitmediği ve insan kalbinden geçmeyen şeyler hazırladım, buyurdu.» Allah'ın kitabında bunun şahidi : «Hiç bîr nefis onların yaptıklarına karşılık, kendilerine saklanan ferahfeza şeyleri bilemez.» [Secde 17] âyet-i kerîmesidir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harun b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Mâlik Ebû'z-Zinad'dan, o da Arac'dan, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Allah (Azze ve Celle): Ben sâlih kullarıma —size Allah'ın bildirdikleri bir tarafa— zuhru ahiret olmak üzere hiç bir gözün görmediği, kulağın işitmediği ve insan kalbinden geçmeyen şeyler hazırladım, buyurdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler (Dedilerki): Bize Ebû Muâvİye rivayet etti, H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Demişki): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular : «Allah (Azze ve Celle): Ben sâlih kullarıma zahru âhiret olmak üzere — Allah'ın size bildirdikleri bir tarafa— hiç bir gözün görmediği, kulağı işitmediği ve insan kalbinden geçmeyen şeyler hazırladım, buyuruyor.» Sonra: «Hiç bir nefis onlar için saklanan ferah feza şeyleri bilmez.» âyetini okudu. İZAH 2825 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Harun b. Ma'ruf ile Harun b. Saîd El-Eyli rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Sahr rivayet etti. Ona da Ebû Hazim rivayet etmiş. (Demişki): Ben Sehl b. Sa'd Essâidî'yi şöyle derken işittim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir meclisinde bulundum ki, orada cenneti sonuna kadar vasfeyledi. Sonra hadîsinin nihayetinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Orada hiç bîr gözün görmediği, kulağın işitmediği ve insan kalbinden geçmeyen şeyler vardır.» buyurdu. Sonra şu âyeti okudu : «Onların yanları yataklardan uzak kalır. (Azabından) Korkarak, (sevabına) tama* ederek Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rıziklardan da başkalarına infâk ederler. Hiç bir nefis onların yaptıklarına karşılık olarak kendilerine saklanan ferahfeza şeyleri bilemez.» [Secde]
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys Saîd b. Ebi Saîd El-Makburî'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki, şöyle buyurmuşlar: «Gerçekten cennet'te bîr ağaç vardır. Binek giden onun gölgesinde yüz sene yürür bitiremez.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Muğira (yâni; İbni Abdirrahman El-Hizami) Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti ve: «Onu bitiremez...» cümlesini ziyâde etti. İZAH 2828 DE
- Bāb: ...
- باب ...
(Bize İshak b. İbrahim El-HanzaH rivâyet etti. ki): Bize Mahzûmî haber verdi. ki): Bize Vüheyb Ebû Hâzim'den, o da SeM b. Sa'd'dan, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar): cennette bir ağaç vardır. Binek giden onun gölgesinde yüz sene yürür bitiremez.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdirrahman b. Selim rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Mübarek rivayet etti. (Dediki): Bize Mâlîk b. Enes haber verdi. H. Bana Harun b. Saîd El-Eylî de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Mâlîk b. Enes, Zeyd b. Eslem'den, o da Ata' b. Yesar'dan, o da Ebû Saîd-î Hudrî'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Şüphesiz ki, Allah cennetliklere: Ey cennetlikler! diyecek. Onlar da: Sana iki defa icabet ederiz ey Rabbimiz! Seni iki defa tes'îd eyleriz. Hayır senin yed-i kudretindedir, cevabını verecekler. Bunun üzerine : — Razı oldunuz mu? diye soracak. Onlar : — Neden razı olmayacakmışız yâ Rab! Bize mahlukatından hiç birine vermediğini verdin, diyecekler. Teâla Hazretleri : — Size bundan daha kıymetlisini vereyim mi? diyecek. Onlar : — Yâ Rabbi! Bundan daha kıymetli ne olabilir, mukabelesinde bulunacaklar. O da : — Size rıdvanımı helâl kılıyorum, ondan sonra sîze ebediyyon gazab etmem, buyuracaktır.»
- Bāb: ...
- باب ...
(Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. ki): Bize Ya’kub (yani; İbn Abdirrahman El-Kaârî) Ebû Hâzim'den, o da Sehl b. Sa'd'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): şüphe yok ki, cennetlikler cennette köşkleri sizin semâda yıldızı gördüğünüz gîbi göreceklerdir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kub (yâni; İbni Abdirrahman) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Ümmetimin beni en çok sevenlerinden bazıları, benden sonra gelecek bîr takım İnsanlardır. Bunlardan her biri ailesini ve malını feda ederek beni görmüş olmayı arzu edecektir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Osman Saîd b. Abdil-Cebbar El-Basri rivâyet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Seleme, Sâbîl El-Bünânî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar : «Hakikaten cennette bir çarşı vardır ki, ona her hafta gelirler. Derken şimal rüzgârı eserek yüzlerine ve elbiselerine vurur. Bu suretle güzellik ve cemalleri artar da, ailelerinin yanına güzellik ve cemalleri artmış olarak dönerler. Aileleri kendilerine : — Vallahi bizden ayrılalı güzellik ve cemâliniz artmış, derler. Onlar da: — Vallahi sizin dahi bizim arkamızdan güzellik ve cemâliniz artmiş, derler.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amru'n-Nâkid ile Ya'kub b. İbrahim Ed-Devrakî hep birden İbni Uleyye'den rivayet ettiler. Lâfız Ya'kub'undur. (Dedilerki): Bize İsmail b. Uleyye rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyub, Muhammed'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş): Ashab ya iftihar ettiler yahut müzâkere (de): Cennette erkekler mi daha çok yoksa kadınlar mı (meselesini konuştular) Bunun üzerine Ebû Hureyre: Ebû'l-Kaâsım (Sallallahu AIeyhi ve Sellem) : «Gerçekten cennete ilk girecek zümre Bedir gecesindeki ay suretinde, ondan sonra girecek olanlar gökyüzündeki parlak yıldızların ziyası suretinde olacak. Her bîrine iki zevce verilecek ki, bacaklarının ilikleri etin arkasından görünecek. Cennette bekâr olmayacak.» buyurmadı mı? dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{M-14} Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti, (Dediki): Bize Süfyan, Eyyûb'dan, o da İbni Sîrîn'den naklen rivayet ettir (Şöyle demiş): Erkeklerle kaduılar cennette hangileri daha fazla olacakları hususunda münâkaşa ettiler de Ebû Hureyre'ye sordular. O da şunu söyledi: Ebû'I-Kaâsim buyurdular ki... Râvi İbni Uleyye'nin hadîsi gibi rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdû'l-Vâhid (yâni; İbni Ziyad) Umara b. Ka'kâ'dan rivayet etti. (Demişki): Bize Ebû Zür'a rivayet etti. (Dediki): Ben Ebû Hureyre'yi şöyle derken işittim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cennete ilk girecekler...» buyurdu. H. Bize Kuteybe b. Said ile Züheyr b. Harb da rivayet ettiler. Lâfız Kuteybe'nindir. (Dedilerki): Bize Cerîr, Umâra'dan, o da Ebû Zûr'a'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet elti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; «Şüphesiz cennete ilk girecek zümre Bedir gecesindeki ay suretinde, onlardan sonra girecekler gökyüzünde en parlak yıldızın ziyası suretinde olacaklar. Büyük, küçük abdest bozmayacaklar, burun atmayacaklar ve tükürmeyeceklerdİr. Tarakları altın, terleri misk, buhurdanlıkları öd ağacı, zevceleri büyük gözlü hurilerdir. Ahlâkları, babaları Âdem suretinde altmış arşm semâya yükselmiş bir adamın ahlâkı olacaktır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki) : Bize Ebû Muaviye, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Ümmetimden cennete ilk girecek zümre, Bedir gecesindeki ay suretinde, sonra onların ardından girecekler, gökteki en ziyadar yıldız suretinde olacak, bundan sonra onlar menzil sahibi olacaklardır. Büyük ve küçük abdest yapmayacaklar, burun atmayacaklar ve tükürmeyeceklerdir. Onların tarakları altın, buhurdanlıkları öd ağacı, terleri misk, ahlâkları babaları Âdem boyunda altmış arşın uzun bir adamın ahlâkı olacaktır.» buyurdular. İbni Ebî Şeybe: «Bir adamın ahlâkı üzere...» dedi. Ebû Kureyb ise: «Bir adamın hilkati üzere...» dedi. İbni Ebî Şeybe: «Babalarının suretinde...» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Rafi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den rivayet etti. Hemmâm: Bize Ebû Hureyre'nin, Resûlullah (Sallaltâhu Aleyhi ve Sellem) 'den rivayet ettikleri şunlardır, diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cennet'e girecek ilk zümrenin suretleri Bedir gecesindeki ay gibi olacaktır. Orada tükürmeyecekler, burun atmayacaklar ve büyük abdest bozmayacaklardır. Kapları ve tarakları altınla gümüşten, buhurdanlıkları öd ağacından olacaktır. Terleri miskdir. Her birine iki zevce verilecektir ki, gözellikten baldırlarının iliği etin arkasından görülecektir. Aralarında anlaşamamazlik ve küsüşme olmayacaktır. Kalbleri bir kalb olacak, sabah-akşam Allah'a tesbihde bulunacaklardır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebi Şeybe ile İshak b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Osman'ındır. (Osman: Haddesena; İshak ise: Ahberana tâbirlerini kullandılar. Dedilerki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebu Süfyan'dan, o da Câbir'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş): Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Şüphesiz ki, cennetlikler orada yiyip-içerler, fakat tükürmezler; büyük-küçük abdest bozmazlar ve burun atmazlar.» buyururken işittim. Ashab : — O halde yenilen şey ne olacak? diye sordular. «Geğirmek ve misk sızıntısı gibi ter! Kendilerine nefes ilham olunur gibi tesbih ve tahmid ilham olunur.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{M-18} Bize Ebu Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebu Kureyb de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Muaviye, A'meş'den bu isnadla: «Misk sızıntısı gibi...» cümlesine kadar rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hasan b. Ali El-Hulvânî ile Haccâc b. Şâir de ikisi birden Ebû Âsım'dan rivayet ettiler. Hasan dediki: Bize Ebû Âsim, îbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Cennetlikler orada yeyip-içerler ama büyük abdest bozmazlar; burun atmazlar, küçük abdest de bozmazlar. Lâkin o yedikleri misk sızıntısı gibi bîr geğirti olur. Kendilerine nefes almak ilham edildiği gibi, tesbih ve hamd ilham olunur.» buyurdular. Müslim der ki : Haccac'ın hadîsinde «zâke» yerine «zâlike» denilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Saîd b. Yahya El-Ümevî de rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû'z-Zübeyr, Câbir'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini haber verdi. Şu kadar var ki, o : «Kendilerine nefes almak ilham edildiği gibi, tesbih ve tekbirde ilham edilir.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti, (Dediki): Bize Abdurrahman b. Mehdi rivayet elti, (Dediki): Bize Hammâd b. Seleme, Sâbit'den, o da Ebû Râfi'den, o da.Ebû Hureyre'dcn, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar: «Cennete giren nimet görür, fakirlik görmez; elbisesi eskimez, gençliği de tükenmez.» İZAH 2837 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize îshak b. İbrahim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfız İshak'ındır. (Dedilerki); Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Sevrî şunu söyledi: Bana da Ebû îshak rivayet etti ki, kendisine Egar, Ebû Saîd-i Hudrî ile Ebû Hureyre'den, onlar da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etmişler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar : «Bir dellal: Gerçekten sizin için sağlamlık vardır. Artık ebediyyen hasta olmayacaksınız. Sizin için hayat vardır. Artık ebediyen ölmeyeceksiniz. Sizin için gençlik vardsr. Artık ebediyyen ihtiyarlamıyacaksınız. Sizin için nimetpezîr olmak vardır. Artık ebediyen fakirlemeyeceksiniz diye nida edecektir.» Allah (Azze ve Celle)'nin : «Kendilerine, İşte size cennet! Siz ona amellerinizle mirasçı oldunuz.» [A'raf 43] âyet-i kerîmesinin mânâsı budur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Saîd b. Mansur, Ebû Kudâme'den, (bu zat Haris b. Ubeyd'dir.) O da Ebu İmran El-Cevnî'den, o da Ebû Bekr b. Abdillah b. Kays'dan, o da babasından, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar : «Muhakkak mu'min için cennette içi kof bir tek inciden altmış mil uzunluğunda bir çadır vardır. Mü'min için orada aileler vardır. Mü'min onları dolaşır. Fakat onlar birbirlerini görmezler.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Gassan El-Mismaî de rivayet etti. (Dediki); Bize Ebû Abdis'samed rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû İmran El-Cevnî, Ebû Bekr b. Abdillah b. Kays'dan, o da babasından naklen rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Cennette içi kof inciden (ma'mu!) bir çadır vardır. Genişliği altmış mildir. Onun her köşesinde bîr aile vardır. Bunlar başkalarını görmezler. Mü'min onları dolaşır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Harun rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmam, Ebû Imran El-Cevnî'den, o da Ebû Bekr b. Ebî Musa b. Kays'dan, o da babasından, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi. Şöyle buyurmuşlar: «Çadır bir incidir. Uzunluğu semâya doğru altmış mildir. Onun her köşesinde mü'minler için bir aile vardır. Onları başkaları görmezler.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Üsâme İle Abdullah b. Numeyr ve Alî b. Müshir, Ubeydullah b. Ömer'den rivayet ettiler. H. Bize Muhammed b. Abdillah b. Numeyr de rivayet etti, (Dediki): Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Hubeyb b. Abdirrahman'dan, o da Hafs b. Asım'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Seyhan, Ceyhan, Fırat ve Nil'den her biri cennet nehirlerindendir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Haccac b. Şâir rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'n-Nadr Hâşim b. Kaâsım EI-Leysî rivayet etti. (Dediki): Bize İbrahim (yâni; İbni Sa'd) rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Ehû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. (Şöyle buyurmuşlar) : «Cennete kalbleri kuş kalbi gîbi olan bir takım kavimler girecektir.» izah: Buradaki insan kalblerinin ne cihetle kuş kalbine benzetildiğinde ihtilâf edilmiştir. Bazılarına göre incelik, zayıflık ve zarafet hususunda kuş kalbine benzetilmişlerdir. Nitekim bir hadîsde Yemenlilerin ince kalbli yâni; nâzik insanlar olduğundan bahsedilmiştir. Bâzıları bu teşbihin korku ve ürkeklik itibariyle yapıldığını söylemişlerdir. Zira kuş, hayvanların en ürkeğidir. Bu takdirde hadîsten murad; kalblerini Allah korkusu kaplayan ve kuş gibi ürkek olan bir takım mü'minlerin cennete girmesidir. Hadîs-i şerif den Allah'a tevekkül edenler kastedildiğini söyleyenler de. vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrdzzak rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den naklen haber verdi. Hemmam : Bize Ebû Hureyre'nin, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettikleri şunlardır... diyerek bir takım hadîsler nakletmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah (Azze ve Celle) Âdem'i kendi suretinde yarattı. Onun uzunluğu altmış arşındır. Âdem'i yaratınca (ona): Git de şu cemaata selâm ver, buyurdu. Bunlar meleklerden bir cemaat olup, oturuyorlardı. Sana ne cevap vereceklerini dinle, çünkü bu senin ve zürriyetin için selâm olacaktır, dedi. Âdem de giderek: Selâm size, dedi. Melekler: Selâm sana, Allah'ın rahmeti de sana, dediler. Ve ona Allah'ın rahmeti sözünü ziyade ettiler, imdi cennete her giren kimse Âdem'in suretinde ve uzunluğu altmış arşın olacaktır. Ama Âdem'den sonra halk tâ şimdiye kadar eksilmekte devam etmiştir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ömer b. Hafs b. Giyâs rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Alâ' b. Hâlid El-Kâhilî'den, o da Şakık'dan, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cehennem getirilecek. O gün onun yetmiş bin yedeği olacak. Her yedekle beraber onu çeken yetmiş bin melek bulunacaktır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Muğîra (yâni; İbni Abdirrahman El-Hızâmî) Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Âdemoğlunun yaktığı şu ateşiniz, cehennem sıcağının yetmiş cüzünden bir cüzdür.» buyurmuş. Ashab: — Vallahi gerçekten bu yetecekmiş yâ Resûlallah! demişler. Resülullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hakikaten cehennem ateşi her bîri dünya ateşi kadar olmak üzere ondan altmış dokuz cüz. daha fazla yaratılmıştır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{m-30} Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Ebû'z-Zinad'ın hadîsi gibi rivayet etti. Yalnız o: «kulluhu» yerine «kulIuhune» demiştir. İZAH 2845 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb rivayet etti. (Dediki): Bize Halef b. Halife rivayet etti. (Dediki): Bize Yezid b. Keysan, Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte idik. Ansızın düşen bir şey sesi işitti. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bu nedir bilir misiniz?» dedi. Biz; — Allah ve Resulü bilir, cevâbını verdik. «Bu bîr taştır. Yetmiş sene önce cehenneme atılmış, henüz şimdi düşüyor. Nihayet dibine erdi.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{m-31} Bize bu hadîsi Muhammed b. Abbâd ile İbni Ebî Ömer de rivâyet ettiler. (Dedilerki): Bize Mervan, Yezîd b. Keysaıı'dan, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den naklen bu isnadla rivayet etti: «Bu cehennemin dibine düştü de, siz onun sesini işittiniz.» dedi. İZAH 2845 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Elû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Yûnus b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize Şeybân b. Abdirrahman rivayet etti. (Dediki): Katâde şunu söyledi. Ben Ebû Nadra'yı Samura'dan rivayet ederken dinledim. O da Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işitmiş : «Şüphesiz kİ, cehennemliklerden bazılarını ateş topuklarına kadar, bazılarını oturağına kadar, bazılarını da boğazına kadar alacaktır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amr b. Zürâra rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü'I-Vehhab (yâni; İbni Ata') Saîd'den, o da Katâde'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş): Ben Ebû Nadra'yı» Semura b, Cûndeb'den rivayet ederken dinledim ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurmuşlar: «Onlardan bazılarını ateş topuklarına kadar, bazılarını dizlerine kadar,, bazılarını oturağına kadar, bazılarını da köprücük kemiğine kadar alacakdır.»
- Bāb: ...
- باب ...
{m-33} Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Kavli rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd bu isnadla rivayet etti. Ama «huczetihî» yerine «hakveyhî» kelimesini koydu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Ebi Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular; «Cennetle cehennem münâkaşa ettiler de, biri : — Bana zâlimlerle kibirliler girecek, dedi. Öteki de : — Bana zayıflarla yoksullar girecek, dedi. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) berikine: -- Sen benim azabımsın. Seninle dilediğimi azab ederim ve galiba «seninle dilediğime isabet ederim) buyurdu. Ötekine de : — Sen benim rahmetimsin, seninle dilediğime rahmet ederim. Sizîn har biriniz için dolusu doluya (kullar) var, buyurdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfi'de rivayet etti. (Dediki): Bize Şebabe rivayet etti. (Dediki): Bana Verkââ Ebu'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar : «Cehennemle cennet münakaşa ettiler. Cehennem : — Ben kibirliler ve zâlimlerle tercih olundum, dedi. Cennet de : — Aceb bana neden insanların zayıflarıyle sakatları ve âcizlerinden başkası girmiyor, dedi. Bunun üzerine Allah cennete : — Sen benim rahmetimsin. Seninle ben kullarımdan dilediğime rahmet eylerim, buyurdu. Cehennem de : — Sen benim azabımsın. Seninle ben kullarımdan dilediğimi azab ederim. Sîzden her biriniz için dolusu doluya kul var, bıryurdu. Fakat cehennem dolmaz. Allah da ayağını onun üzerine koyar (bu sefer) yeter, yeter! der. Orada artık dolar ve içindekiler birbirine girer.»
- Bāb: ...
- باب ...
{m-35} Bize Abdullah b. Avn El-Hilâlî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Süfyan (yâni; Muhammed b. Humeyd) Ma'mer'den, o da Eyyûb'dan, o da İbni Sîrîn'den, o da Ebû Hureyreden naklen rivayet ettiki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cennetle cehennem münakaşa etti...» buyurmuşlar. Râvî hadîsi Ebû'z-Zinad'ın hadîsi manâsında hikâye etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki); Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den rivayet etti. Hemmam; Ebû Hureyre'nin, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bize rivayet ettikleri şunlardır... diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki; «Cennetle cehennem münâkaşa ettiler. Cehennem : — Ben kibirliler ve zâlimlerle tercih olundum, dedi. Cennet de : — Aceb bana neden insanların zayıflarıyla sakatlarından ve gafillerinden başkası girmiyor, dedi. Allah cennete : — Sen ancak benim rahmetimsin; ben seninle kullarımdan dilediğime rahmet ederim, cehenneme de : — Sen ancak ve ancak benim azabimsın; seninle ben kullarımdan dilediğimi azab eylerim. Sizden her bîrinize dolusu doluya (kullar) var, buyurdu. Fakat cehennem Allah Tebâreke ve Teâlâ ayağını koymadıkça dolmaz. (O zaman) Yeter, yeter, yeter! der ve artık dolar. Cüzleri birbirine girer. Ama Allah mahlûkatından hiç bir kimseye zulmetmez. Cennet'e gelince: Şüphesiz Allah onun için de halk yaratır.» İZAH 2848 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebi Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Saîd-i Huclrî'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cennetle cehennem münâkaşa ettiler...» buyurdu. Râvî: «Her ikinize de dolusu doluya vereceğim...» cümlesine kadar Ebû Hureyre hadîsi (2846) gibi nakletmiş, ondan sonraki ziyâdeyi anmamıştır. İZAH 2848 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Yûnus b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize Şeyban, Katâde'den rivayet etti. (Dediki): Bize Enes b. Mâlik rivayet ettiki: Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar : «Cehennem: Daha var mı? demekte devam edecek. Nihâyet Rabbu'l-İzze Tebâreke ve Teâlâ ayağını onun üzerine koyacak. O da: izzetin hakkı için yeter, yeter! diyecek ve cüzleri birbirine kavuşacaktır.»
- Bāb: ...
- باب ...
{M-37} Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdûssamed b. Abdil-Vâris rivayet etti. (Dediki): Bize Ebân b. Yezid El-Attâr rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde, Enes'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Şeyban'ın hadîsi mânâsında rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bİze Muhammed b. Abdilluh Er-Ruzzî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü'l-Vehbab b. Atâ', Allah (Azze ve Celle)'nin: «O gün cehenneme: Doldun mu? diyeceğiz. O da daha var mı? diyecektir.» [Kaf 30] âyet-i kerîmesi hakkında rivayet etti de, dediki: Bize Saîd'den, o da Katâde'deıı, o da Enes b. Mâlik'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdikî, şöyle buyurmuşlar: «Cehennem'e atılmak da, o da daha var mı? diye sormakla devam edecek. Nihayet Rabbu'l-İzze onun üzerine ayağını koyacak ve cüzleri birbirine kavuşacak. Cehennem, İzzetin ve keremin hakkı için yeter yeter diyecek. Cennette de fazlalık devam edecek. Hatta Allah onun için yeni halk yaratacak ve onları cennetin fazlasına iskân edecektir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad (yâni; İbni Seleme) rivayet etti. (Dediki): Bize Sâlit haber verdi. (Dediki): Enes'i, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen şöyle derken işittim: «Cennetten Allah'ın dilediği kadarı kalacak, sonra Allah Teâlâ dilediklerinden onun için yeni halk yaratacaktır.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. (Dedilerki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular : «Kıyamet gününde ölüm sanki bakla bir koçmuş gibi getirilecek. (Ebu Kureyb şunu ziyade etti): Ve cennetle cehennemin arasında durdurulacak (Hadîsin kalan kısmı hususunda ittifak ettiler.) Ve Ey cennetlikler, bunu biliyor musunuz? denilecek. Onlar başlarını kaldırarak bakacaklar: -- Evet, bı ölümdür! diyecekler ve : — Ey cehennemlikler bunu biliyor musunuz? denilecek. Onlar da başlarını kaldırarak bakacaklar ve : — Evet, bu ölümdür! diyecekler. Müteakiben emir verilerek koç kesilecek. Sonra : — Ey cennetlikler, size ebediyet... Artık ölüm yok ve : -— Ey cehennemlikler, size de ebediyet!.. Artık ölüm yok, denilecektir.» «Onları hesabın görüleceği hasret günüyle korkut! Halbuki onlar gaflette idiler. İman etmezlerdi.» [Meryem 39] âyetini okudu ve eliyle dünyaya işaret etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. (Demişki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular: «Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme konulduğu vakit: — Ey cennetlikler! denilecek...» Sonra râvî Ebû Muâviye hadîsi mânâsında rivayette bulunmuştur. Yalnız o: «İşte Allah (Azze ve Celle)'nin kavli budur.» demiş. «Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) okudu.» dememiştir. «Eliyle de dünyaya İşaret etti.» cümlesini dahi anmamıştır. İZAH 2850 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb ile Hasen b. Alî El-Hulvâni ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. (Abd: Ahberanî; ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dedilerki): Biao Ya'kub (bu zat İbni İbrahim b. Sa'd'dır.) rivayet etti. (Dediki): Bize babam Sâlih'den rivayet etti. (Demişki): Bize Nâfi' rivayet ettiki: Abdullah şöyle demiş: Gerçekten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular. «Allah cennetlikleri cennete, cehennemlikleri de cehenneme koyacak, sonra aralarından bir dellâl kalkarak : — Ey cennetlikler (artık) ölüm yok ve ey cehennemlikler (artık) ölüm yok. Herkes bulunduğu yerde ebedîdir, diyecektir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harun b. Saîd El-Eylî ile Harmele b. Yahya rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ömer b. Muhammed Zeyd b. Abdillah b. Ömer b. Hattab rivayet etti. Ona da babası, Abdullah b. Ömer'den rivayet etmiş ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme vardıkları zaman ölüm getirilecek ve cennetle cehennem arasına konulacak, sonra kesilecektir. Sonra bîr dellâl : — Ey cennetlikler (artık) ölüm yok! Ve ey cehennemlikler (artık) ölüm yok! diye nida edecek. Böylece cennetliklerin sevinci bîr kat daha artacak, cehennemliklerin üzüntüsü de bir kat daha artacaktır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Süreye b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Humeyd b. Abdirrahman, Hasen b. Sâlih'den, o da Harun b. Sa'd'dan, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kafirin avurt dîşî yahut kâfirin azı dişi Uhud dağı kadar, cildinin kalınlığı da üç gecelik yol mesabesinde olacaktır.» buyurdular. İZAH 2852 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb ile Ahmed b. Ömer El-Vekîî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni FudayI babasından, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den meklan rivayet etti. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cehennemde kâfirin iki omuzunun arası hızlı giden binek kimsenin Üç günlük yolu kadardır.» buyurmuşlar. Vekiî: «Cehennemde...» kaydını anmamıştır. Diğer tahric: Buharî Rikak
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bana Mabed b. Hâlid rivayet etti. O da Harise b. Vehb'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhİ ve Sellem)'den dinlemiş. Şöyle buyurmuşlar: «Size cennetlikleri haber vereyim mi?» Ashab: — Hay hay! demişler. (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz: «Her zaif görülen, zayıf kimsedir. Allah'a yemin etse, onu yemininde sadık çıkarır.» demiş. Sonra : «Size cehennemlikleri haber vereyim mi?» buyurmuş. Ashab: — Hay hay! demişler. «Her katı düşman cimri, kibirlidir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{m-46} Bize Muhammed b. Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti. Yalnız o: «Size göstereyim mi?» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdilîah b. Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan, Mabed b. Hâlid'den rivayet, etti. (Demişki): Ben Harise b. Vehb El-Huzâî'yi şunu söylerken işittim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Size cennetlikleri haber vereyim mi? Her zayıf görülen, zayıftır. Allah'a yemin etse, onu yemininde sadık çıkarır. Size cehennemlikleri haber vereyim mi? Her cimri, neseb İddiacısı kibirlidir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Süveyd b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bana Hafs b. Meysera, Alâ' b. Abdirralıman'dan, o da tabasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Nice kapılardan kovulan saçı keçeleşmiş kimse vardır ki, Allah'a yemin etse, Allah onu yemininde sâdık çıkarır.» buyurmuşlar. İZAH 2855 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Numeyr, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da Abdullah b. Zem'a'dan naklen rivayet etti, (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbe okudu da, deveyi ve onu boğazlayanı anarak şöyle buyurdu : «Semûd kavminin en yaramazı (yerinden) fırladığı zaman: Bu deve için muktedir müfsit, kavminin içinde Ebû Zem'a gibi kuvvetli bir adam yerinden fırladı.» buyurdu. Sonra kadınları anarak onlar hakkında va'z etti. Sonra : «Sizden biriniz ne zamana kadar karısını dövmeye devam edecek?» Ebû Bekr'in rivayetinde: «Cariyeyi dövmeye...» Ebû Kureyb'in rivayetinde ise: «Köleyi dövmeye (ne zamana kadar devam edecek)... Olur ki, o kadınla son gününde cima' eder.» denilmiştir. Sonra ashabına yellenmeye güldükleri için va'z ederek : «Sizden biriniz yaptığına gülmeye ne zamana kadar devam edecek?» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Şu Ka'b oğullarının babası Amr b. Luhay b. Gamca b. Hindif'î cehennemde bağırsaklarını sürüklerken gördüm.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amru'n-Nâkıd ile Hasen El-Hulvânî ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. (Abd : Ahberanî, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandlar. Dedilerki): Bize Yakub (bu zat İbni İbrahim b. Sa'd'dır) rivayet etti. (Dediki): Bize babam Sâlih'den, o da İbni Şihab'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Ben Saîd b. Müseyyeb'i şunu söylerken işittim: Bahira, şeytanlar için sağılmaktan menedilen devedir. Onu insanlar'dan kimse sağamaz. Sâibe ise, Arabların ilâhları için bıraktıkları devedir. Onun üzerinde hiç bir şey taşınmaz. İbni Müseyyeb demişki: Ebû Hureyre şunu söyledi: ResûIuIlah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Ben Amr b. Âmir El-Huzâî'yi cehennemde bağsrsaklarını sürürken gördüm, Bu adam ilk sâibe bırakan adamdır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları görmedim. (Biri) Beraberlerinde sığır kuyrukları gibi kamçılar olup, onlarla İnsanları döğen bir kavm, (diğeri} giyinmiş, çıplak, eğrilmiş ve eğrilten bir takım kadınlardır! Başları eğri deve börgüçleri gibidir. Bunlar cennete giremeyecek, onun kokusunu da duyamayacaklardır. Halbuki cennetin kokusu şu kadar ve şu kadar mesafeden duyulacaktır.» buyurdular. İZAH 2857 DE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Zeyd (yâni; İbni Hubab) rivayet etti. (Dediki): Bize Eflah b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Ümmü Seleme'nin azatlısı Abdullah b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Ehû Hureyre'yi şöyle derken işittim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Çok yaşarsan ellerinde sığır kuyrukları gibi kamçrlar bulunan bir kavmi görmen yakındır. Bunlar Allah'ın gadabı içinde sabahlar, Allah'ın hısımı içinde akşamlarlar.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullab b. Saîd ile Ebû Bekr b. Nâfi' ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Âmir El-Akadî rivayet etti. (Dediki): Bize Eflah b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bana Ümmü Seleme'nin azatlısı Abdullah b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Ebû Hureyre'yi şunu söylerken işittim: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em)'i: «Çok yaşarsan Allah'ın hışımı içinde sabahlayan ve lâ'neti içinde akşamlayan, ellerinde sığır kuyrukları gibi kamçılar olan bir kavimi görmen yakındır.» buyururken dinledim. izah: Bu hadîsin kadınlardan bahseden rivayeti, daha önce geçmişti. Hadîs-i şerif, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mucizelerinden olup, haber verdiği gibi zuhur etmiştir. Yine hülâsa edelim; sığır kuyrukları gibi kamçıları olan kavim zabıta memurlarıdır. Giyinmiş çıplaklardan murad; bir kavle göre Allah'ın nimetlerinden giyinip de şükretmeyen kadınlardır. İkinci kavle göre ise, bunlar elbise giyen, fakat hayır işleyip âhireti için çalışmayan kadınlardır. Üçüncü kavle göre güzelliklerini göstermek için bedenlerinin bir kısmını açanlardır. Dördüncü kavle göre ise, altındakini gösterecek derecede ince elbise giyenlerdir. Eğrilmiş kadınlar Allah'ın taatından çıkanlardır. Eğriltenler de, kendi yaptıkları marifeti başkasına öğretenlerdir. Bâzılarına göre eğrilenlerden murad; kırıtarak yürüyenler, eğriltenler de, omuzlarını kırarak yürüyenlerdir. Başlarının deve horgüçlerine benzetilmesi, saçlarına çeşitli şeyler sararak tepeye doğru yükselttikleri ve kurdukları hotos yana doğru eğrildiği içindir. Hadîs-i şerif böylelerin cennete girmek şöyle dursun, onun kokusunu bile alamıyacaklarına açık delildir. Zamanımızda olduğu kadar kadınların hiç bir devirde bu hadîs-i şerife tam mânâsıyle misâl teşkil ettikleri görülmemiştir sanırım. Allah müslümanlara intibahlar nasib etsin. Amin
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. İdris rivayet etti. H. Bize îbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babamla Muhammed b. Bişr rivayet ettiler. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Musa b. A'ym haber verdi. H. Bana Muhammed b. Râfi' dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Üsâme rivayet etti. Bu râvilerin hepsi İsmail b. Ebî Hâlid'den rivayet etmişlerdir. H. Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail rivayet etti. (Dediki): Bize Kays rivayet etti. (Dediki): Ben Benî Fihrin kardeşi Müstevrid'den dinledim. (Şöyle diyordu): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Vallahi âhiretin yanında dünya ancak birinizin şu parmağını denize koyduğu kadarcıktır. Parmağın ne ile döneceğine bir baksın!» buyurdular. Yahya şehadet parmağı ile ibarette bulunmuştur. Yahya'dan başka bütün râvilerin hadîsinde: «Ben bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) söylerken işittim...» ibaresi vardır. Ebû Üsâme'nin hadîsinde: «Benî Fihrin kardeşi Müstevrid b. Şeddâd'dan...» ibaresi vardır. Yine onun hadîsinde: «İsmail baş parmağıyla işaret etti, dedi.» İfadesi vardır. İZAH 2860 DA
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Hatim b. Ebî Sağîra'dan rivayet etti. (Demişki): Bana İbni Ebî Müleyke, Kaâsım b. Muhammed'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «İnsanlar kıyamet gününde yalınayak, çıplak, sünnetsiz olarak haşredilecek.» buyururken işittim. — Yâ Resûlallah! Kadın ve erkekler beraber olup, birbirlerine bakacaklar'mı? dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yâ Âişe! Mesele birbirlerine bakmaktan da kötü!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{m-56} Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbni Numeyr de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Hâlid El-Ahmer, Kâsım b. Ebî Sağîra'dan bu isnadla rivayet etti. Ama hadisinde «sünnetli olarak...» tâbirini anmadı. İZAH 2860 DA
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb, İshak b. İbrahim ve İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. (İshak: Ahberana, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dedilerki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i hutbe okurken dinlemiş. Şöyle diyormuş: «Şüphesiz ki, sîz Allah'a yürüyerek yalınayak, çıplak, sunnetsiz olarak kavuşacaksınız.» Züheyr kendi hadîsinde: «Hutbe okurken...» kaydını anmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Her iki râvi Şu'be'den rivayet etmişlerdir. H.. Bize Muhamraed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar dahî rivayet ettiler. Lâfız İbni Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Muğîra b. Nu'man'dan, o da Saîd h. Cübeyr'den, o da İbni Abbas'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir va'z dolayısıyla hutbe okumak için aramızda ayağa kalktı ve : «Ey insanlar! Hiç şüphe yok ki, siz Allah'a yalınayak, çıplak, sünnetsiz olarak haşredileceksiniz. (İlk yaratmaya nasıl başladıksa, üzerimize va'd olarak onu öylece iade edeceğiz. Biz va'dimizi yaparız.) [Enbiya 104] Dikkat edin ki, kıyamet gününde mahlûkatın ilk giydirileni İbrahim (Aleyhisselâm) olacaktır. Dikkat edin ki, benim ümmetimden bir takım adamlar getirilecek, fakat onlar sol tarafa alınacaktır. Bunun üzerine ben: Yarabbi! Bunlar benim ashabımdır, diyeceğim. (Bana); Bunların senden sonra ne modalar çıkardıklarını sen bilmezsin? denilecek? Ben de sâlih kulun dediği gibi (Ben onlara aralarında bulunduğum müddetçe şâhid oldum. Benim ruhumu kabzedince (artık) onların üzerine rakib sen oldun. Sen her şeye şâhidsin. Onları azab edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Affedersen şüphe yok ki, Aziz Hakim olan ancak sensin) [Maide 117-118] diyeceğim. Bunun üzerine bana: Sen onlardan ayrılalı onlar geriye dönmekte devam ettiler, denilecektir.» Veki' ile Muâzın hadîsinde: «Bunun üzerine sen onların, senden sonra ne modalar çıkardıklarını bilmezsin, denilecek...» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Ahmed b. İshak rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etli. (Dediki): lîize Behz rîvâyet etti. Her iki râvî demişlerki: Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Afedullah b. Tavus babasmdan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. (Şöyle buyurmuşlar) : «İnsanlar üç fırka olarak haşrediieceklerdir. 1- İstekliler, ürkekler, 2- iki kîşi bir deve üzerinde, üç kişi bîr deve üzerinde, dört kişi bîr deve üzerinde ve on kişi bir deve üzerinde olanlar, 3- Geri kalanlarını cehennem toplayacak, geceledikleri yerde cnlarla beraber geceleyecek, istirahat ettikleri yerde onlarla beraber istirahat edecek; sabahladıkları yerde onlarla beraber sabahlayacak, akşamladıkları yerde onlarla beraber akşamlıyacaktır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Ilarb ile Mulıammed b. Mûsennâ ve Ubeydullah b. Saîd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yahya (yâni; İbni Saîd) Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nûfi', İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen: «O gün insanlar alemlerin Rabbine ayağa kalkacaklardır.» [Mutaffifin 6] âyeti hakkında haber verdi. Şöyle buyurmuşlar: «İnsanlardan her biri kulaklarının yarısına kadar ter'e batmış olarak kalkacaktır.» İbni Müsennâ'nın rivayetinde: «İnsanlar kalkacak...» demiş, günü anmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
{m-60} Bize Mııhaınmed b. İshak El-Müseyyebî rivayet etti. (Dediki): Bize Enes (yâni; İbni İyâd) rivayet etti. H. Bana Süveyd b. Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Meysera rivayet etti. Her iki râvî Musa b. Ukhe'den rivayet etmişlerdir. Bize Ebû Bckr b. Ebî Şeyhe de rivayet etti, (Dediki): Bize Ebû Hâlid El-Ahmer ile İsa b. Yûnus, İbni Avn'den rivayet ettiler. H. Bana Abdullah b. Ca'fer b. Yahya dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'n rivayet etti. (Dediki): Bize Mâlik rivayet etti. H. Bana Ebû Nasr Et-Temmûr da rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad h. Seleme, Eyyub'dan rivayet etti. H. Bize Hulvânî ile Abd b. Humeyd dahi Ya'kub h. İbrahim h. Sa'd'dan rivayet ettiler. (Demişki): Bize baham, Salih'den rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Ubeydullah'in Nâfi'den rivayet ettiğî hadîs mânâsında rivayette bulunmuşlardır. Şu kadar var ki: Musa b. Ukbe ile Salih'in hadîsinde: «Hattâ onlardan biri kulaklarının yarısına kadar terine batacaktır.» ibaresi vardır. İZAH 2864 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdû'I-Aziz (yâni; îbni Muhammed) Sevr'den, o da Ebû'l-Gays'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Şüphesiz ki, kıyamet gününde ter, yerin içîne yetmiş kulaç inecektir. Ve şüphesiz ki, o insanların ağızlarına yahut kulaklarına ulaşacaktır.» Sevr bunların hangisini söylediğinde şekketmiştir. İZAH 2864 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hakem b. Musa Ebû Salih rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Hamza, Abdurrahman b. Câbir'den rivayet etti. (Demişki): Bana Süleym b. Âmir rivayet etti. (Dediki): Bana Mikdâd b. Esved rivayet etti. (Dediki): Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Kıyamet gününde güneş mahlûkata yaklaşacak hattâ onlara bir mil mikdârı yakın olacaktır.» buyururken işittim. Süleym b. Âmir : Vallahi milden neyi kastediyor, yerin mesâfesini mi yoksa kendisiyle göze sürme çekilen mili mi bilmiyorum, demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurmuşlar ki: «insanlar amelleri mikdarı ter'e batacak; kimisi topuklarına kadar, kimisi dizlerine kadar, bazıları köprücük kemiklerine kadar batacak bazılarına da ter adamakıllı gem vuracaktır.» Mikdâd demiş ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eliyle ağzına işaret etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Gassan El-Mismaî ile Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşar b. Osman rivayet ettiler. Lâfız Ebû Gassan ile İbni Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Muâz b. Hişam rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Katade'den, o da Mutarrif b. AbdiIIah b. Sihhîr'den, o da İyad b. Hımar EI-Mışâvî'den naklen rivayet ettiki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün hutbesinde şöyle buyurrmışlar: «Dikkat edin ki, Rabbim bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. (Buyurdu ki: Bir kul'a verdiğim her mal helâldir. Ben kullarımın hepsini müslüman olarak yarattım. Ama onlara şeytanlar gelerek kendilerini dinlerinden alıp götürdüler. Benim kendilerine helâl kıldıklarımı, onlara haram ettiler. Benim hakkında zelil indirmediğim bîr şeyi, bana şerik koşmalarını emrettiler. Şüphesi ki, Allah yer hnlkına bakarak onların Arabına. Acemine şiddet huğzetmiştir. Yalnız ehl-i kitabdan bir tokım bakiyyeler müstesna! Teâla Hazretleri: Ben seni ancak İmtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye gönderdim. Sana su götürmez hir kitab indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun, buyurdu. Gerçekten Allah bana Kureyş'i cayır cayır yakmamı emretti. Ben: Yâ Rabbi! O halde benim başımı yararlar, onu bîr ekmek parçasına çevirirler, dedim. Teâlâ Hazretleri: Onlar seni nasıI çıknrdılarsa. sen de onları çıkar. Onlarla gaza et ki, sana yardım edelim. infakda bulun, bîz de sana infak edelim! Sen bir ordu gönder. Biz onun beş mislini gönderelim! Sana İtaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı harbet, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır: 1- Kuvvet sahibi, adaletli, sadaka verici, muvaffak! 2- Her akrabaya ve müslüman'a karşı ince kalpli, merhametli bir adam! 3- Bir de iffetli, namuslu, çoluk çocuk sahibi, buyurdu. Cehennemlikler ise beş kısımdır: 1- Akl' olmayan, zayıf kişi! Böylelerî sizin aranızda tâbi olarak bulunurlar. Hiç bir aile ve mala tâbi olmazlar. 2- Tama yüze vurmayan hain, kapıyı çalsa ona hıyanet eder. 3- Akşamda sabahda sana ailen ve malın hakkında mutlaka hıyanet eden adam, buyurdu. 4 Cimriliği yahut yalanı da zikretmiştir. 5- Bir de kötü huylu küfürbaz, Ebu Gassan kendi hadîsinde: «İnfak et, biz de sana infak edeceğiz...» cümlesini anmadı)
- Bāb: ...
- باب ...
{m-63} Bize bu hadîsi Muhammed b. Müsennâ El-Anezî de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ebi Adiy Saîd'den, o da Katade'den naklen bu îsnadla rivayet etti. Ama o hadisinde: «Bir kul'a verdiğim her mal helâldir...» cümlesini anmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
{m-63-2} Bana Abdurrahman b. Bişr El-Abdî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Destevâî sahibi Hişam'dan rivayet etti. (Demişki): Bize Katâde, Mutarrif'den, o da İyâd b. Hımar'dan naklen rivayet ettiki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün hutbe okumuş... Ve râvî hadîsi nakletmiş; sonunda şöyle demiştir: «Yahya dediki: Şu'be, Katade'den naklen söyledi. Katâde: Ben bu hadîs hakkında Mutarrif'i dinledim, demiş.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Ammar Hüseyin b. Hureys de rivayet etti. (Dediki): Bize Fadl b. Musa, Hüseyin'den, o da Matar'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Katâde, Mutarrif b. Abdillah b. Sihhîr'den, o da Benî Muşâci'ın kardeşi İyad b. Himar'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün hutbe okumak üzere aramızda ayağa kalktı da: «Şüphesiz kî, Allah bana emir buyurdu...» dedi. Râvî hadîsi Hişam'ın Katâde'den rivayet ettiği hadîs gibi nakletmiş. Şunu da ziyâde eylemiştir : «Şüphesiz ki, Allah bana sîzin tevazu göstermenizi bildirdi. Tâ kî, kimse kimseye karşı böbürlenmesin, kimse kimseye tecavüzde bulunmasın!» O, hadîsinde şunuda söylemiştir : «Onlar sizîn aranızda tabiîlerdir. Ne aile ararlar, ne de mal.» (Katâde diyor ki:) Ben (Mutarrife): Bu olur mu ya Ebâ Abdillah? dedim. — Evet! Vallahi ben onlara cahiliyyet devrinde eriştim. Bir adam mahallenin koyunlarını güdüyor, kendisine ancak onların cariyesi veriliyor, ona yakınlık ediyordu, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hiç şüphe yok ki, sizden biriniz öldüğü vakit kendisine sabah akşam varacağı yer gösterilecektir. Cennetlikierdense cennetlik olacak, cehennemliklerdense cehennemlik olacaktır. (Kendisine işte senin yerin budur, tâ Allah seni kıyamet gününde oraya gönderinceye kadar! denilecektir.» buyurmuşlar)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdûrrezzak haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş): Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kişi öldüğü vakit varacağı yeri kendisine sabah, akşam gösteriiir. Cennetliklerdense cennet, cehennemliklerdense cehennem (gösterilir).» buyurdu. «Sonra: (Kendisine: İşte senin kıyamet gününde gönderileceğin yerin budur, denilir.» buyurdular)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe hep birden îbni Uleyye'den rivayet ettiler. İbni Eyyûb dediki: Bize İbni Uleyye rivayet etti. (Dediki): Bize de Saîd El-Cûreyrî, Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den, o da Zeyd b. Sâbit'ten naklen haber verdi. Ebû Saîd demiş ki: Ben bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmedim. Lâkin onu bana Zeyd b. Sabit rivayet etti, (Dediki): Bir defa Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) biz de beraberinde olduğumuz halde bir katırının üzerinde Benî Neccâr'ın bir bahçesinde iken anîden hayvan onu yoldan saptırdı, az daha düşüyordu. Bir de ne görelim, altı veya beş yahut dört kabir! (Râvî, Cüreyrî böyle diyordu, demiş.) Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bu kabirlerin sahiplerini kim biliyor?» diye sordu. Bir adam: — Ben (biliyorum), dedi. «Öyleyse bunlar ne zaman öldüler?» dedi. Adam : -- Onlar şirk içerisinde öldüler, cevabını verdi. Müteakiben Nebi (Sullallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten bu ümmet kabirlerinde imtihan olunuyor. Eğer defnetmemeniz endişesi olmasaydı, kabir azabından benim işitmekte olduğumu, size de işittirmesi İçin Allah'a dua ederdim.» dedi. Sonra yüzünü bize dönerek: «Cehennem azabından Allah'a sığının!» buyurdu. Ashab: -- Biz cehennem azabından Allah'a sığınırız, dediler. (Bu sefer) : «Kabir azabından Allah'a sığının!» buyurdu, Ashab: — Biz kabir azabından Allah'a sığınırız, dediler. «Fitnelerin açığından, kapalısından Allah'a sığının!» buyurdu. Ashab: — Biz fitnelerden, onların açığından, kapalısından Allah'a sığınırız, dediler. «Deccal'ın fitnesinden Allah'a sığının!» buyurdu. Ashab: — Biz Deccal'ını fitnesinden Allah'a sığınırız! dediler. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Enes'den naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Eğer defnetmemeniz endişesi olmasaydı, size kabir azabından bir şeyler işittirmesini Allah'a dua ederdim.» buyurmuşlar. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet etliler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Şu'be'den, o da Avn b. Ebî Cuhayfe'den naklen rivayet etmişlerdir. H. Bana Zülıeyr b. Harb ile Muhammed b, Müsenna ve İbni Beşşâr dahî hep birden Yahya El-Kattan'dan rivayet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bana Avn b. Ebî Cuhayfe, babasından, o da Bera'dan, o da Ebû Eyyub'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selîem) güneş battıktan sonra (dışarı) çıktı da bir ses işitti ve: «Yahudiler kabirlerinde azab olunuyorlar.» buyurdu. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Yûnus b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize Şeyban b. Abdirrahman, Katâde'den rivayet etti. (Demişki): Bize Enes b. Mâlik rivayet etti. (Dediki): Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular: «Kul kabrine konduğu ve yakınları dönüp gittiği vakit, onların ayak seslerini pekâlâ işitir.» Buyurdular ki: «Ona iki melek gelerek kendisini oturturlar ve ona : — Bu zât hakkında ne derdin? diye sorarlar. Mü'min : — Şehadet ederim ki, o Allah'ın kulu ve Resulüdür, der. Bunun üzerine kendisine : — Cehennemdeki yerine bak! Allah onun yerine sana cennetten bir yer verdi, denilir.» Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Müteakiben bunların ikisini birden görür.» buyurdular Katâde demişki: Bize anlatıldığına göre mu'min'e kabrinde yetmiş arşın geniş yer verilir Ve üzerine diriltilecekler! güne kadar taze nimet doldurulurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Minhâl Ed-Darir de rivayet etti. (Dediki): Bize Yezid b. Zürey' rivayet etti. (Dediki); Bize Saîd b. Ebî Arûbe, Katâde'den, o da Enes b, Mâlik'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten meyyit kabrine konulduğu vakit, kendisini getirenlerin oradan ayrılırken ayakkabı seslerini pek âlâ işitir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Amr b. Zûrâra rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü'I-Vehhab (yâni; İbni Ala') Saîd'den, o da Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdiki, Nebiyyullah (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten kul kabrine konup, dostları yanından döndükleri vakit...» buyurmuşlar, Ravi: Şeyban'ın Katâde'den rivayet ettiği hadîs gibi nakletmiştir. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Beşşâr b. Osman El-Abdî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Alkame b. Mersed'den, o da Sa'd b. Uheyde'den, o da Berâ' b. Âzîb'deıı, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Selleın)'den naklen rivayet etti ki, şöyle buyurmuşlar : «Allah iman edenleri sabit kaville yerlerinde tutar.» [İbrahim 27] (âyet-i kerîmesi) kabir azabı hakkında inmiştir. Ölen kul'a, Rabbin kim? diye sorulacak. O da: Rabbim Allah! Nebiim de Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), cevabını verecektir. İşte Aflalı (Azze ve Celle)'nin : «Allah, iman edenleri hem dünya hayatında, hem de âhiretle sabit kaville yerlerinde tutacaktır âyeî-i kerîmesi budur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Müsennâ ve Ebû Bekr b. Nâfi' rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdurrahman (yâni; İbni Mehdî) Süfyan'dan, o da babasuıdan, o da Hayseme'dcn, o da Bera' b. Âzib'den naklen rivayet etti. «Allah, iman edenleri hem dünya hayatında, hem de âhirette sabit kaville yerlerinde tutar... âyet-i kerîmesi kabîr azabı hakkında indi.» demiş. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Zeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Budeyl, Abdullah iı. Şakık'daıı, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : «Mu'min'in ruhu çıktığı vakit, onu iki melek karşılar yukarıya çıkarırlar.» Hammad demişki: Râvî onun kokusunun güzelliğini ve miski anlattı. Ebû Hureyre şöyle demiş: «Sema ehli: Güzel bir ruh yer tarafından geldi, Allalı sana ve kendisini yaşattığın cesede salat eylesin, derler. Müteakiben onu Rabbi (Azze ve Celle)'ye götürürler. Sonra: Bunu hududun sonuna kadar götürün, buyurur. Kâfirin de ruhu çıktığı vakit, —Hammad onun pis kokusunu ve bir lanet de zikretti demiş— sema ehli pis bir ruh yer tarafından geldi, derler. Ve : Bunu hududun sonuna kadar götürün denilir.» Ebû Hureyre demişki: Bunun üzerine Resûlullalı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üzerinde bulunan ince bir örtüyü şöyle burnuna çevirdi. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bana İshak b. Ömer b. Selit El-Hâzelî rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Muğîra, Sabit'ten, rivayet etti. (Demişki): Evet, Enes: Ben Ömer'le beraberdim, dedi. H, Bize Şeybân b. Ferrûh da rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Süleyman b. Muğıra, Sâbit'ten, o da Enes b. Mâlik'den, naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş: Mekke ile Medine arasında Ömer'le beraber idik. Hilâl'e bakıştık. Ben keskin gözlü bir adamdım ve onu gördüm. Benden başka onu gördüğünü söyleyen kimse olmadı. Ömer'e, onu göremiyor musun? demeye başladım. Ömer onu bir türlü göremiyordu. Onu döşeğim üzerine yatarak göreceğim, dedi. Sonra bize Bedir muhariplerinden bahsetmeye başladı ve şöyle dedi: Hakikaten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dün bize Bedir muhariblerinin düşecekleri yerleri gösteriyor: «Şurası yarın inşallah filânın düşeceği yerdir.» buyuruyordu. Müteakiben Ömer şöyle dedi: Onu hakla gösteren Allah'a yemin ederim ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in çizdiği hududu şaşmıyorum. Bedir'de öldürülenler birbirleri üzerine bir kuyuya atıldılar. Resûlullah. (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de giderek yanlarına vardı ve: «Ey filân oğlu filân! Ey fitân oğlu filân! Allah'ın ve Resulünün sîze va'd-ettiklerini hak buldunuz mu? Ben Allah'ın bana va'dettiğini hak buldum.» buyurdular. Ömer : — Yâ Resûlallah! Ruhları olmayan cesetlerle nasıl konuşuyorsun? dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onlara söylediklerimi siz onlardan daha iyi işitir değilsiniz. Şu kadar var ki, bana bir cevab vermeye kadir değillerdir.» buyurdular. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Heddab b. Hâlid rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Seleme, Sâbît El-Bûnânî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bedir'de öldürülenleri üç gün bırakmış, sonra yanlarına gelerek başlarında durmuş, kendilerine seslenerek : «Yâ Ebâ Cehil b. Hişam! Yâ Umeyye b. Halef! Yâ Utbe b. Rabia! Yâ Şeybe b. Rabia! Rabbinizin size va'z ettiğini hak buldunuz değil mi? Ben Rabbimin bana va'dettiğîni hak buldum.» demiş. Ömer, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sözünü işitmiş de: — Yâ Resûlallah! Nasıl işitsinler, nasıl cevâb versinler ki? Hepsi leş olmuşlar, demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki: Benim söylediklerimi siz onlardan daha iyi işitir değilsiniz. Lâkin onlar cevap vermeye kadir olamazlar.» buyurmuşlar. Sonra onlar hakkında emir vermiş ve sürüklenerek Bedir kuyusuna atılmışlar. İZAH 2875 TE
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Yûsuf b. Hammad El-Ma'nî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdû'l-A'lâ, Said'den, o da Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den, o da Ebû Talha'dan naklen rivayet etti. H. Bana bu hadîsi Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki); Bize Saîd b. Ebî Arûbe, Katâde'den rivayet etti, (Demişki): Bize Enes b. Mâlik, Ebû Talha'dan naklen anlattı. (Dediki): Bedir harbi olduğu gün Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) küffâra gâlib gelince Kureyş'in ulularından yirmi küsur adam hakkında (Ravh'ın hadîsinde yirmidört adam hakkında denilmiştir) emir verdi. Bunlar Bedr'in kuyularından bîr kuyuya atıldılar... Ve râvî hadîsi Sâbit'in, Enes'den rivayet ettiği hadîs mânâsında nakletmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Alî b. Hucr hep birden İsmail'den rivayet ettiler. Ebû Bekr dediki: Bize İbni Uleyye, Eyyub'dan, o da Abdullah b. Ebî Mûleyke'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kıyamet gününde her kim hesaba çekilirse azab olunacaktır.» buyurdular. Ben : — Allah (Azze ve Celle): «Sonra kolaycacık hesaba çekilecek.» [İnşikak 8] buyurmamış mıdır? dedim. Bunun üzerine : «O hesab değildir. O ancak arzdır. Kıyamet gününde hesabda münakaşa edilen azab görecektir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{m-79} Bana Ebû'r-Rabi' El-Atekî ile Ebû Kâmil rivayet ettiler. (Dedilerki): Bîze Hammad b. Zeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Abdurrahman b. Bişr b. Hakem El-Addî de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya (yâni; İbni Said El-Kattân) rivayet etti. (Dediki); Bize Ebû Yûnus El-Kuşeyrî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Müîeyke, Kaâsım'dan, o da Aişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyrudular: «Hesaba çekilen hiç bir kimse yoktur ki helak olmasın.» Ben : — Yâ Resûlallah! Allah, kolaycacık hesaba çekilecek buyurmuyor mu? dedim. «O arzdır. Lâkin hesabta münakaşa edilen helak olmuştur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{m-80} Bana yine Abdurrahman b. Bişr rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya (bu zat Kattan'dır), Osman b. Esved'den, o da İbni Ebî Müleyke'den, o da Âişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhı ve Sellem)'den naklen rivayet etti. (Şöyle buyurmuşlar) : «Her kim hesabta münakaşa edilirse helak olmuştur.» Sonra râvi, Ebû Yûnus'un hadîsi gibi anlatmıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Zekcriyya, A'meş'den, o da Ebû Süfyan'dan, o da Câbir'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş): Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefatından üç gece önce : «Sizden biriniz sakın Allah'a hüsnü zan etmediği halde ölmesin.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
{m-81} Bize Osman b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb de rivayet etti, (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. H. Bize İshak b. İbrahim dahi rivayet etti. (Dediki): Bize İsa b. Yunus ile Ebû Muâviye haber verdiler. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu isnadla bu hadîs'in mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû Dâvud Süleyman b. Ma'bed de rivayet etti. (Dediki): Bize Ehû'n-Nu'man Ârim rivayet etti. (Dediki): Bize Mehdî b. Meymun rivayet etti. (Dediki): Bize Vâsıl, Ebû'z-Zûbeyr'den, o da Câbir b. Abdillah El-Ensâri'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i vefatından üç gün önce: «Sakın sizden biriniz Allah (Azze ve Celle)'ye hüsnü zanda bulunmadığı halde ölmesin.» buyururken işittim. İZAH 2879 DA
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd ile Osman b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Ebû Süfyan'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Her kul öldüğü hal üzere diriltilecekîir.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
{m-83} Bize Ebû Bekr b. Nâfi' rivayet etti, (Dediki): Bize Abdurrahman b. Mehdî, Süfyan'dan, o da A'meş'den naklen bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti. Ve: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den» dedi, «işittim» demedi. İZAH 2879 DA
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmele b. Yahya Et-Tücîbî de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihab'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Hamza b. Abdillah b. Ömer haber verdiki: Abdullah b. Ömer şöyle demiş: Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Allah bir kavmi azab etmeyi dilerse, azab o kavmin içindekilere isâbst eder. Sonra amelleri üzerine diriltilirler.» buyururken işittim