Sahih Muslim
...
(6) Kitāb: The Book of Prayer - Travellers
(6) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Salih b. Keysan'dan dinlediğim, onun da Urvetü'bnü Zübeyr'den, onun da. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Âişe : «Namaz hazarda ve seferde ikişer rek'ât olarak farz kılındı. Sonra sefer namazı olduğu gibi bırakıldı; hazar namazına ziyâde yapıldı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-Tâhir ile Harmeletü'bnü Yahya da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize îbni Vehb, Yûnus'dan, o da İbnî Şîhâb'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Urvetü'bnü Zübeyr, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişeden naklen rivayet ettiki, Âişe şöyle demiş: «Allah, namazı farz kıldığı zaman ikişer rek'ât farz kıldı. Sonra hazarda, onu tamamladı. Sefer namazı ise ilk defa farz kılındığı şekilde bırakıldı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Alîyyü'bnü Haşrem dahî rivayet etti. (Dediki); Bize İbni Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen haber verdiki, namaz ilk farz kılındığı zaman iki rek'ât olarak farz olmuş. Sonra sefer namazı olduğu gibi bırakılmış. Hazar namazı ise tamamlanmış. Zührî demiş ki: «Urve'ye sordum: Âişe'ye ne oluyorki seferde iken kendisi namazı tam kılıyor? dedim. Urve: Âişe, Osmân'ın te'vîl ettiği gibi te'vîlde bulünmuşdur; cevâbını verdi.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb, Züheyr b. Harb ve İshâk b. İbrâbim rivayet ettiler. İshâk (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı, diğerleri: Bize Abdullah b. İdris, İbni Cüreyc'den, o da İbni Ebî Ammâr'dan, o da Abdullah b. Bâbeyh'den, o da Ya'lâ b. Ümeyye'den naklen rivayet etti; dediler. Ya'lâ şöyle demiş: Ömeru-bnü'I-Hattâb'a, dedim ki: (Allah Teâlâ): Eğer (sefer esnasında) kâfirlerin, size fenalık yapacağından endîşe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir vebal yokdur [ Nisa 101 ]. (buyuruyor.) Şimdi insanlar emniyettedir. (O hâlde niçin seferde namazı kısa kılıyoruz?) Ömer, şu cevâbı verdi: — Bu senin şaştığın şey'e ben de şaştım da, onu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e sordum: «Bu, Allah'ın, size tesadduk eylediği bir sadakadır. Binaenaleyh siz, onun sadakasını kabul edin!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammed b. Ebî Bekr El - Mukaddemi rivayet etti. (Dediki) : Bize Yahya, İbni Cüreyc'den naklen rivayet etti. Demiş ki: Bana Abdurrahmân b. Abdillâh b. Ebî Ammâr, Abdullah b. Bâbeyh'den, o da Ya'lâ b. Ümeyye'den naklen rivayet etti. Ya'lâ: «Ömeru'bnu'l-Hattâb'a dedim ki...» diyerek İbni İdrîs hadîsi gibi rivayette bulunmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Saîd b. Mansûr, Ebû'r-Rabî ve Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. Yahya: (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Ebû Avâne, Bükeyr b. Ahnes'den, o da Mücâhid'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti; dediler. İbni Abbâs : «Allah, namazı Nebiimiz (Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Selleın)'in dilinden hazarda dört, seferde iki, korku zamanında da bir rek'ât olarak farz kıldı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amrûn-Nâkıd hep birden Kaasim b. Mâlik 'den rivayet ettiler. Amr dediki: Bize Kaasim b. Mâlik El-Müzeni rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb b. Âiz Et-Tâî, Bükeyr b. Ahnes'den o da Mücâhid'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş : «Şüphesizki Allah, namazı Peygamberiniz (Muhammed) (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in dilinden; yolcuya iki rek'ât, mukîm'e dört, korku hâlinde ise bir rek'ât olarak farz kıldı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. Dediki: Katâde'yi, Mûsâ b. Selemete'l-Huzelî'den naklen rivayet ederken dinledim. Mûsâ şöyle demiş: İbni Abbâs'a Mekke'de bulunduğum zaman imamla kılmazsam namazımı nasıl kılacağım? diye sordum. — Ebu'l-Kaasim (Muhammed) (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünneti olmak üzere iki rek'ât (kıl!) cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Muhammed b. Minhâl Ed - Darîr de rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd b. Ebî Arûbe rivayet etti. H. Bize Muhammed b. El - Müsennâ dâhi rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişânı rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Bu râvîIerin hepsi Katâde'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdulah b. Meslemete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Hafs b. Âsim b. Ömer b. El-Hattâb, babasından naklen rivayet etti. Demişki: Mekke yolunda İbni Ömer'le beraber bulundum. Öğle namazını bize iki rek'ât kıldırdı. Sonra döndü geldi. Biz de onunla beraber döndük. Menziline gelip oturdu. Onunla beraber biz de oturduk. Bir aralık namaz kıldığı yere bir göz atarak birtakım kimselerin ayakta olduklarını gördü ve: — Bunlar ne yapıyor? dîye sordu. — Tesbîhde bulunuyorlar... dedim. İbni Ömer: — Ben tesbih yapacak olsam mutlaka namazımı tamamlardım. Kardeşim oğlu! Gerçekten ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde seferde bulundum. Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla namaz kılmadı. Ebû Bekir'le birlikde bulundum, o da Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Ömer'le dahî beraber bulundum, o da Allah rûh'unu kabz edinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Sonra Osman'la beraber bulundum; o da Allah rûh'unu kabzedinceye kadar iki rek'âtdan fazla kılmadı. Allah Teâlâ dahî [Ahzab 21] (gerçekten ResûluIIah'da sizin için güzel bir Örnek vardır!) buyurmuşdur... dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd (yâni İbni Zürey') Ömer b. Muhammed'den, o da Hafs b. Âsım'dan naklen rivayet etti. Hafs şöyle demiş: Bir hastalığa tutulmuşdum. İbni Ömer, beni dolaşmaya geldi. Kendisine seferde nafile kılınıp kılınmayacağını sordum. İbni Ömer: — Ben, seferde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in maiyyetinde bulundum ama onu sünnet kılarken görmedim. Eğer ben, sünnet kılacak olsaydım farz namazımı tamam kılardım. Allah Teâlâ da (Gerçekten Resûlullah da, sizin için güzel bir Örnek vardır.) buyurmuşdur... dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Halef b. Hişâm ile Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî ve Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Hammâd (Yâni İbni Zeyd) rivayet etti, H. Bana Züheyr b. Harb ile Ya'kûb b. İbrâbîm de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İsmail rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi de Eyyûb'dan, o da Ebû Kilâbe'den, o da Enes'den naklen rivayet etmişlerdir ki, Resûlullalı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğle namazını Medine'de dört rek'ât kılmış; ikindiyi ise Zu'l-Huleyfe'de İki rek'ât üzerinden kılmişdır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Saîd b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. (Dedi ki) ; Bize Muhammed b. Münkedir ile İbrahim b. Meysera rivayet ettiler. Onlar da Enes b. Mâlik'i şöyle derken işitmişler: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle namazını Medine'de dört rek'ât kıldım. Yine onunla ikindiyi Zü'l-Huleyfe'de iki rek'ât kıldım.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Beşşâr; ikisi birden Gunder'den rivayet ettiler. Ebû Bekir dediki: Bize Muhammed b. Cafer Gunder, Şu'be'den, o da Yahya b. Yezîd El-Hünâi'den naklen rivayet etti. Demiş ki: Enes b. Mâlik'e namazı kasr mes'elesini sordum. Şu cevâbı verdi: — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç mil yahut üç fersah (şüphe eden, Şu'be'dir.) mesafeye gitmek üzere yola çıktığı zaman namazı iki rek'ât kılardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb ile Muhammed b. Beşşâr, hep birden İbni Mehdî'den rivayet ettiler. Züheyr dedi ki: Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Yezîd b. Humeyr'den, o da Habib b. Ubeyd'den, o da Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Şurahbîl b. Simt ile beraber onyedi veya onsekiz mil mesafede bulunan bir köye gitmek üzere yola çıktım. Şurahbîl, namazı iki rek'ât kıldı. Bunun (Niçin yaptığını) kendisine sordum: Dediki: — Ömer'i, Zü'1-Huleyfe'de iki rek'ât kılarken gördüm de ben de ona sordum. Ömer: Ben ancak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den gördüğüm gibi yapıyorum, dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bu hadîsi bana Muhammedü'bnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, bu isnâdla rivayet etti. (Yalnız o) İbnü's-Simt'dan dedi; Şurahbîl adını söylemedi. Bir de: Kendisinin Hınıs'dan onsekiz mil uzakta bulunan ve Devmîn (veya Dûmîn) denilen bir yer'e vardığını söyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyni, Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdî. Enes şöyle demiş: Biz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde Medine'den Mekke'ye (doğru yola) çıkdık da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tâ dönünceye kadar namazları ikişer rek'ât kıldı. (Yahya demiş ki): Enes'e: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'de ne kadar kaldı?» diye sordum; — On gün! cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Kuteybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Avâne rivayet etti. H. Bu hadîsi, bize Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Uleyye rivayet etti. Bunlar hep birden Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Hüşeym'in hadîsi gibi rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bana Yahya b. Ebi İshâk rivayet etti: Dediki: Ben, Enes b. Mâlik'i: «Biz, Medine'den Hacc için yola çıktık...» derken işittim; sonra yukarki hadîsin mislini söyledi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, îbnü Nümeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Üsâme rivayet etti. Bunlar hep birden, Sevrî'den, o da Yahya b. Ebî İshâk'dan, o da Enes'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. (Yalnız burada râvî) Hacc'i zikretmemişdir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr -ki İbnu'l-Hâris'dir- İbni Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den naklen haber verdi, ki: Kendileri Mina'da ve daha başka yerlerde yolcu namazını ikişer rek'ât kılmış. Ebû Bekr, Ömer ve hilâfetinin ilk zamanlarında Osman'da hep böyle ikişer rek'ât kılmışlar. Sonraları Osman (Mina'da) dört olarak tamam kılmıştır
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Velîd b. Müslim, Evzâîden rivayet etti. H. Bize bu hadîsi İshâk ile Ahd b. Humeyd de rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. Bunlar hep birden Zührî'den bu isnâdla rivayet etmişlerdir. Zührî: «Mina'da» demiş: «başka yerlerde» dememiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Üsâme rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: Resûlullah «Mina'da namazı iki rek'ât kıldı. Ondan sonra Ebû Bekr, Ebû Bekr'den sonra Ömer; ve hilâfetinin ilk zamanlarında Osman da hep ikişer rek'ât kıldılar. Bir müddet sonra Osman dört rek'ât kılmağa başladı.» İbni Ömer imamla kıldığı vakit dört, yalnız kıldığında iki rek'ât kılarmış
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi İbnü'l-Müsennâ ile Ubeyduîlah b. Saîd de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Yahya -ki el-Kattân'dir- rivayet etti. H. Bize bu hadisi Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Zaide haber verdi. H. Bize bu hadisi İbnü Nümeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize Ukbetü'-bnü Hâlid rivayet etti. Bu râvîlerin hepsi Ubeydullah'dan bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize Babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hubeyb b. Abdirrahmân'dan, naklen rivayet etti. O da Hafs b. Âsım'ı İbni Ömer'den naklen rivayet ederken dinlemiş. İbni Ömer şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Mina'da yolcu namazı kıldı; Ebû Bekir ile Ömer ve sekiz yahut altı sene Osman da orada, yolcu namazı kıldılar. Hafs demiş ki: «İbııİ Ömer, Mina'da iki rek'ât namaz kılar; sonra yatağına gelirdi. Ben: Ey Amıca! Bunlardan sonra iki rek'ât daha kılsana! dedim; İbni Ömer: Öyle yapsaydım namazı tamam kılmış olurdum! dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Yahya b. Habîb de rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yâni İbnü'l -Haris) rivayet etti. H. Bize İbnü'l-Müsennâ dahî rivayet etti. Dedi ki : Bana Abdu's-Samed rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi de: Bize Şu'be, bu isnâdla rivayet etti... demişler «Mina'da» kıldırdığını söylememişler. Yalnız: «Seferde kıldı.» demişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid, A'meş'den rivayet etti. (Demişki): Bize İbrahim rivayet etti. Dediki: Ben Abdurrahmân b. Yezîd'i şöyle derken işittim: Bize, Osman, Mina'da namazı dört rek'ât kıldırdı. Bunu Abdullah b. Mes'ûd'a söylediler. İbni Mes'ûd istirca' yaptı, sonra: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Mina'da namazı iki rek'ât kıldım; Ebû Bekr-i Sıddîk ile Mina'da, namazı iki rek'ât kıldım; Ömerü'bnü-I-Hattâb ile dahî Mina'da, namazı iki rek'ât kıldım. Keşke dört rek'âtlı namazdan nasibim kabul edilen iki rek'ât olsa!» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ebû Muâviye rivayet etti. H. Bize Osman b. Ebî Şeybe de rivayet etti. Dediki: Bize Cerîr rivayet etti. H. Bize İshâk ile İbni Haşrem dahî rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, İsâ haber verdi. Bu râvîlerin hepsi A'meş'den bu İsnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Kuteybe rivayet ettiler. Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Kuteybe ise Bize Ebû'l-Ahvas Ebi İshak'dan, o da Harisetü'bnü Vehb'den naklen rivayet etti; dedi. Harise şöyle demiş : «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde Mina'da insanlar son derece emîn ve son derece kalabalık olduğu hâlde namazı, iki rek'ât kıldım.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ahmed b. AbdiIIâh b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû İshâk rivayet etti. (Dedi ki): Bana, Hârisetü'bnü Vehb El-Huzâî rivayet etti. (Dediki): Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in arkasında: Mina'da namaz kıldım. İnsanlar alabildiğine kalabalıktılar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu Veda' Haccında, namazı iki rek'ât kıldırdı. Müslim der ki: «Hârisetü'bnü Vehb El-Huzâî, Ubeydullah b. Ömer b. Hattâb'ın anne bir kardeşidir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim şu hadîsi okudum: İbni Ömer soğuk ve rüzgârlı bir gecede namaz için ezan okumuş ve: «Dikkat edin namazlarınızı, bulunduğunuz yerde kılın!» demiş. Sonra şunu ilâve etmiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (seferde) gece soğuk ve yağmurlu olursa müezzine emreder; o da : Dikkat edin! namazı menzillerinizde kılın! derdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Ubeydullah rivayet etti. (Dediki): Bana, Nâfi', İbni Ömer'den naklen rivayet ettiki, İbni Ömer soğuk, rüzgârlı ve yağmurlu bir gecede namaz için ezan okumuş, ezanının sonunda: «Dikkat!., namazı menzillerinizde kılın! Dikkat... namazı menzilerinizde kılın!» demiş. Sonra şunu ilâve etmiş: «Gerçekden Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) seferde gece soğuk veya yağmurlu olduğu vakit: «Dikkat!... Namazı, menzillerinizde kılın!» demesini müezzine emir buyururdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti (Dediki): Bize, Ebu Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize, Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiki, Kendisi Dacnân denilen yerde namaz için ezan okumuş... Sonra râvî hadîsin mislini rivayet etmiş (Yalnız burada): «Dikkat!.. Namazı, menzillerinizde kılın!» demiş fakat ikinci defa İbni Ömerin: «Dikkat!.. Namazı menzillerinizde kılın!» sözünü tekrarlamamış. İzah 698 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen haber verdi. H. Bize, Ahmed b. Yûnus da rivayet etti. (Dediki): Bize, Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû'z-Zübeyr, Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir, şöyle demiş: Bir seferde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber (yola) çıktık da yağmura tutulduk. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : Sîzden kim isterse namazını, konakladığı yerde kılsın!...»buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Alî b. Hucr Es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki): Bize, İsmâîl, Ziyâdî'nin arkadaşı Abdülhamîd'den, o da Abdullah b. Hâris'den, o da Abdullah b. Abbâs'dan naklen rivayet ettiki, Abdullah yağmurlu günde müezzinine: «Eşhedu en la ilahe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Resûlullah; dediğin vakit Hayye ale's-Selâh... deme: Namazı evlerinizde kılın! de.» şeklinde ta'limât vermiş. Râvî diyor ki: Gâlibâ halk bundan hoşlanmadılar, ki İbni Abbâs : «Siz, buna şaşıyormusunuz? Bunu, benden daha hayırlı bir zât yapmişdir. Şüphesiz ki cum'a namazı farz'dır. Fakat ben, size zorluk çıkarıpda çamur ve kaygan yerde yürümenizi istemedim.> dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, bu hadîsi Ebû Kâmil El-Cahderî de rivayet etti. (Dediki): Bize, Hammâd (yâni ibni Zeyd) Abdülhamîd'den rivayet etti. Demişki: Ben, Abdullah b. Hâris'den dinledim. Dediki: «Bize Abdullah b. Abbâs yağmurlu bir günde hutbe okudu...» ve râvî hadîsi İbni Uleyye hadîsi mânâsında rivayet etti. Yalnız cum'a'yi zikretmedi de: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kasdederek: Bunu, ben'den daha hayırlı bir zât yaptı.» dedi. Ebû Kâmil dediki: «Bize, Hammâd, Asım'dan, o da Abdullah b. Hâris'den bu hadîsin mislini rivayet etti.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bu hadîsi bana Ebû-Rabî' El-Atekî -ki Zehrânî'dir- rivayet etti. (Dediki); Bize Hammâd (yâni İbni Zeyd) rivayet etti. (Dediki): Bize, Eyyûb ile Âsım-ı Ahvel bu isnâdla rivayet ettiler. Râvî bu hadîsinde: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'i kastederek.» ibaresini zikretmemişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana îshâk b. Mansûr da rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Şümeyl haber verdi. (Dediki): Bize, Şu'be haber verdi. (Dediki): Bize, Ziyâdî'nin arkadaşı Abdülhamîd rivayet etti. (Dediki): Ben, Abdullah b. Hâris'den dinledim, şöyle dedi: «Yağmurlu bir cum'a gününde İbni Abbâs'ın müezzini ezan okudu...» Râvî hadîsi İbni Uleyye hadîsi gibi rivayet etti. Ve şunu söyledi: «Ben, sizin çamur ve kayganda yürümenizi istemedim.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Sa'd b. Âmir » Şu'be'den rivayet etti. H. Bize yine Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize, Ma'mer haber verdi. Bunların ikisi de Âsım-ı Ahvel'den, o da Abdullah b. Hâris'den naklen rivayet etmişlerki, İbni Abbâs Ma'mer'in hadîsinde, yukarıkilerin hadisi tarzında yağmurlu bir cum'a gününde müezzinine emretmiş. Ma'mer'in hadîsinde râvî (İbni Abbâs'ın) : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kasdederek: Onu benden daha hayırlı olan bir zât yapmışdır.» dediğini zikretmişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bîze Ahmed b. İshâk El-Hadramî rivayet etti. (Dediki): Bize, Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Abdullah b. Hâris'den rivayet etti. — Vüheyb: Eyyûb onu Abdullah'dan işitmemişdir; demiş.— Abdullah: «İbni Abbâs yağmurlu bir cum'a günü müezzinine emretti...» demiş Râvî yukarkilerin hadîsi tarzında rivâyetde bulunmuş. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Nafile namazını devesi nereye döndürürse, o tarafa doğru kılarmış.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Hâlid-İ Ahmer, Ubeydullah'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Namazda devesi nereye döndürürse oraya doğru kılarmış.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ubeydullah b, Ömer El-Kavârîrî de rivayet etti (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Abdülmelik b. Ebî Süleyman'dan rivayet etti. (Demişki): Bize, Saîd b. Cübeyr, İbni Ömer'den rivayet etti. Demişki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Mekke'den, Medine'ye gelirken devesinin üzerinde yüzünün olduğu tarafa doğru namaz kılardı. «Her nereye dönseniz Allah'ın vechi oradadır.» [ Bakara 115 ] » âyet-i kerimesi onun hakkında nazil oldu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi İbni Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Mübarek ile İbni Ebî Zaide haber verdiler. H, Bize İbnî Nümeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. Bunların her biri Abdülmelik'den bu isnâdla, bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir. îbni Mübarek ile İbni Ebî Zaide hadîsinde: «Sonra İbni Ömer: (Her nereye dönerseniz, Allah'ın vechi oradadır.) âyet-i kerimesini okudu ve (bu âyet) bunun hakkında nazil oldu; dedi.» ibaresi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dedi kî: Mâlik'e, Amr b. Yahya El-Mâzhıî'den dinlediğim, onun da Saîd b. Yesâr'dan, onunda İbni Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: İbni Ömer: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bir merkep üzerinde Hayber'e doğru yönelmiş olduğu hâlde namaz kılarken gördüm.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, yine Yahya b. Yahya rivayet etti. Dedi ki: Mâlik'e, Ebû Bekir b. Ömer b. Abdirrahmân ibni Abdillâh b. Ömer b. Hattâb'dan dinlediğim, onun da Saîd b. Yesâr'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Saîd şöyle demiş: Ben, İbni Ömer'le beraber Mekke yolunda yürüyordum. Sabah olacağından endişe edince (devemden) inerek vitr'imi kıldım. Sonra ona yetiştim. İbni Ömer, bana: «Nerede kaldın?» diye sordu; ben de: — Sabah olacağından endişe ettim de inerek vitir namazımı kıldım... dedim. Abdullah : — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de senin için bir örnek yok mu? dedi. Ben: — Hay hay eyvallah!., dedim. Abdullah: — (öyle ise) Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vitrini deve üzerinde kılardı.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize yine Yahya b. Yahya rivayet etti. Dedi ki: Mâlik'e, Abdullah b. Dinar'dan dinlediğim, onun da İbni Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: İbni Ömer : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesinin üzerinde hayvan nereye döndürürse, oraya doğru namaz kılardı» demiş. Abdullah b. Dinar : «Bunu, İbni Ömer de yapardı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana îsâ b. Hammâd El-Mısrî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Leys haber verdi. (Dediki): Bana İbnü'I-Hâd, Abdullah b. Dinar'dan, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettiki, İbni Ömer: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vitir namazını hayvanının üzerinde kılardı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnu Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da. Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından naklen haber verdi. Şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüzü nereye dönerse dönsün hayvanı üzerinde nafile namaz kılar; vitri de onun üzerinde kılardı. Şu kadar var ki hayvanın üzerinde farz namaz kılmazdı.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amr. b. Sevvâd ile Harmele rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb hater verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Abdullah b. Âmir b. Rabîa'dan naklen haber verdi, ona da babası haber vermiş, ki Kendisi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i seferde geceleyin devesinin üzerinde hayvanın döndüğü tarafa doğru nafile namaz kılarken görmüş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Affân b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bize, Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize, Enes b. Sîrîn rivayet etti. Dediki: Enes b. Mâlik'i Şam'a gittiği vakit (donüşde) karşıladık; onunla Ayn-ı Temir denilen yerde karşılaştık. Kendisini bir merkep üzerinde namaz kılarken gördüm. Yüzü şu tarafa doğru idi (râvî Hemmâm kıblenin soluna işaret etmiş.) Ben, kendisine : «Seni kıbleden başka tarafa doğru namaz kılarken gördüm!» dedim. Enes (Radiyallahû anh): «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in böyle yaptığını görmemiş olsaydım, ben de yapmazdım.» cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum: İbni Ömer: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Sefere acele ettiği zaman akşam ile yatsı'yı bir arada kılardı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedu'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Yahya, Ubeydullah'dan rivayet etti. Demişki: Bana, Nâfi, haber verdiki, İbni Ömer, Acele yola çıkacağı zaman şafak kaybolduktan sonra akşam ile yatsıyı beraberce kılar ve: Gerçekden Resûlullah (Sallailahu Aleyhi ve Sellem) : «Yola acele ettiği vakit akşam ile yatsı'yı birlikte kılardı.» dermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b, Yahya ile Kuteybetü'bnü Saîd, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Amru'n-Nâkıd, hep birden,, İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Amr, dediki: Bize, Süfyân, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da babasından naklen rivayet etti. Sâlim'in babası şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i acele yola çıkacağı zaman akşam ile yatsı'yı birlikde kılarken gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize, İbnî Vehb haber verdi. (Dediki): Bize, Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Demişkî: Bana, Salim b. Abdillâh haber verdiki babası şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i sefere acele ettiği zaman akşam namazını te'hîr ederek, onunla yatsıyı birlikte kıldığını gördüm.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. (Dediki): Bize, Mufaddai (yâni İbni Fadâle) Ukayl'den, o da İbni Şihâb'dan, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. Enes, Şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gün devrilmeden önce yola çıkarsa öğleyi, ikindi vaktine te'hîr eder, sonra (hayvanından) inerek, ikisini birden kılardı. Yola çıkmadan önce gün devrilirse öğle namazını kılar sonra (hayvanına) binerdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Amru'n-Nâkıd da rivayet etti. (Dediki): Bize, Şebâbetü'bnü Sevvâr El-Medâyinî rivayet etti. (Dediki): Bize, Leys b. Sa'd, Ukayl b. Hâlid'den, o da Zührî'den, o da Enes'den naklen rivayet: etti. Enes şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) seferde iki namazı birden kılmak istediği vakit öğle'yî, ikindinin ilk vakti girinceye kadar te'hîr eder, sonra ikisini birden kılardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-Tâhîr ile Amr b. Sevvâd dahi rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Câbir b. İsmail, Ukayl'den, o da İbni Şihâb'dan, o da Enes'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki: «Efendimiz sefere acele ettiği zaman öğle'yi, ikindinin ilk vaktine kadar te'hîr eder; Müteakiben aralarını cem' eylermiş. Akşam namazını da te'hîr eder tâ şafak kaybolduğu vakit, onu yatsı ile beraber kılarmış. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlike, Ebû'z-Zübeyr'den dinlediğim, onun da Saîd b. Cübeyr'den, onun da İbni Abbâs'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: İbnî Abbâs: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiç bir korku ve sefer yokken öğle ile ikindiyi toptan, akşamla yatsıyı da toptan kıldı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ahmed b. Yûnus ile Avn b. Sellâm hep birden Züheyr'den rivayet ettiler. İbni Yûnus dediki: Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû'z-Zübeyr, Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'de hiç bir korku ve sefer yokken Öğle ile ikindiyi toptan kıldı.» demiş. Ebû'z-Zübeyr demiş ki: «Ben, Saîd'e acep bunu niçin yaptı diye sordum. Saîd: Ben de, senin sorduğun gibi İbni Abbâs'a sordum da : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ümmetinden hiç bir kimseyi meşakkata sokmamak istedi... cevâbını verdi... dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Habîb El - Hârisî rivayet etti. (Dediki): Bize, Hâlid (yâni İbni'l-Hâris) rivayet etti. (Dediki): Bize Kurre rivayet etti. (Dediki): Bize Ebü'z-Zübeyr rivayet etti. (Dediki): Bize, Saîd b. Cübeyr rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Abbâs rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : Tebûk gazasında yaptığı bir yolculukda namazı cem' ederek kılmış ve öğle ile ikindiyi, akşamla yatsıyı cem' etmiş. Saîd demiş ki: «İbni Abbâs'a Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i buna sevk eden nedir? dedim: Ümmetini meşakkate sokmamak istedi; dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Abdillâh b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyr, Ebû't-Tufeyl Âmir'den, o da Muâz'dan naklen rivayet etti. Muâz şöyle demiş: «Tebûk gazasına Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte çıktık kendileri öğle ile ikindiyi toptan; akşamla yatsıyı da toptan kılıyordu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Habîb rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yânî İbni'l-Hâris) rivayet etti. {Dediki): Bize Kurratü'bnü Hâlid rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Âmir b. Vasile Ebû't-Tufeyl rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Cebel rivayet etti. Dediki: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Tebûk gazasında öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı cem' ederek kıldı.» Ben: Acep onu, buna sevk eden nedir?» diye sordum. Muâz: — Ümmetini meşakkata sokmamak istedi... dedi. İzah 706 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Ebû Muâviye rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb ile Ebû Saîd-i Eşec dahî rivayet ettiler. Lâfız, Ebû Kureyb'indir. Dedilerki: Bize Vekî' rivayet etti. Bunların ikisi de A'meş'den, o da Habib b. Ebî Sâbit'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet ettiler. İbni Abbâs, şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Medine'de korku ve yağmur olmaksızın öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı birden kıldı.» Vekî'nin hadîsinde: «İbni Abbâs'a : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu niçin yaptı? dedim; Ümmetini meşakkata sokmamak için; cevâbını verdi.» cümlesi vardır. Ebû Muâviye hadîsinde ise: «İbni Abbâs'a: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bununla ne yapmak istedi? dediler; İbni Abbâs: — Ümmetini meşakkata sokmamak istedi; cevâbını verdi.» denilmişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dan, o da Câbir b. Zeyd'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile cem' sureti ile sekiz ve (yine) cem' sureti ile yedi rek'ât namaz kıldım.» demiş. Ben : «Yâ Ebâ'ş-Şa'sâ'! Zannederim öğleyi te'hîr, ikindiyi acele kıldı ve akşam namazını te'hîr, yatsıyı da (vakti girer girmez) acele kıldı.» dedim. Ebû'ş-Şa'sâ': — Ben de öyle, zannediyorum... cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî de rivayet etti. (Dediki): Bize, Hammâd b. Zeyd, Amr b. Dinar'dan, o da Câbir b. Zeyd'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet ettikî, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Medine'de namazı (cem' sûreti ile) yedi ve sekiz rek'ât kılmış, (yânı) öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı toptan kılmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki) ; Bize Hammâd, Zübeyr b. Hırrîd'den, o da Abdullah b. Şakik'den naklen rivayet etti. Abdullah, şöyle demiş: Bir gün îbni Abbâs, ikindiden sonra bize hutbe îrâd etti. Hutbe tâ güneş kavuşup, yıldızlar görününceye kadar devam etti. Halk namaza, namaza... demeye başladılar. Derken yanına Benî Temim'den fütursuz ve sözünü esirgemiyen bir adam gelerek: Namaza, namaza... dedi. Bunun üzerine İbni Abbâs: «Bana, sünneti mi öğretiyorsun be annesiz kalası!» dedi ve şunu ilâve etti: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı cem' ederek kıldığını gördüm!» Abdullah b. Şakîk: «Bu sözden kalbime bir şüphe düştü de Ebû Hureyre'ye giderek, ona surdum. İbni Abbâs'ın sözünü o da tasdik etti.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize, Vekî' rivayet etti. (Dediki): Bize İmrân b. Hudeyr, Abdullah b. Şakîk El-Ukaylî'den naklen rivayet etti. Demiş ki: İbni Abbâs'a bir adam; namazı (kıl.) dedi. O sustu. Sonra (yine) namazı kıl, dedi. O yine sustu. Sonra (tekrar) namazı (kıl.) dedi; İbni Abbâs yine sustu; sonra: «Be hey annesiz kalası! Namazı bize mi öğreteceksin. Biz, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında iki namazı cem' ederek birden kılıyorduk» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Muâviye ile Vekî', A'meş'den, o da Umâra'dan o da Esved'den, o da AbduIIah'dan naklen rivayet etti. Abdullah, şöyle demiş: «Sakın sizden bîriniz (namazdan çıkarken) mutlaka sağ tarafından çıkmak lâzımdır zannederek, şeytana kendi nefsinden bir parça ayırmasın! Benim Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den ekseriya gördüğüm sol tarafından kalkıp gittiğidir.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize, Cerîr ile îsa b. Yunus haber verdiler H. Bize bu hadîsi Aliyüb'nü Haşrem dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, İsa haber verdi. Bunların ikisi de A'meş'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. İzah 708 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet etti. (Dediki); Bize Ebû Avâne, Süddî'den rivayet etti. Demişki: Enes'e sordum; «Namaz kıldığım vakit nasıl kalkıp gideyim? sağımdan mı, solumdan mı?» dedim. Enes : — Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ekseriyetle sağ tarafından kalkıp giderken gördüm.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Vekî', Süfyân'dan, o da Süddî'den, o da Enes'den naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sağ tarafından kalkıp gidermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Zaide, Mis'ar'dan, o da Sabit b. Ubeyd'den, o da İbni'l-Berâ'dan, o da Berâ'dan naklen haber verdi. Berâ' şöyle demiş: Biz, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in arkasında namaz kıldığımız vakit onun sağ tarafında olmayı dilerdik. Kendisi yüzünü bize donerdi. Ben, onun : «Yâ Rabbî! Kullarını (tekrar) dirilteceğin (yahut toplıyacağın) gün beni azabından koru!» derken işitmişimdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Ebû Kureyb ile Züheyr h. Harb da rivayet ettiler. Dedilerki : Bize, Vekî', Mis'ar'dan, bu isnâdla, rivayette bulundu. Yalnız: «Yüzünü, bize dönerdi.» cümlesini söylemedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Ahmed b. Hanbel rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammet! b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Verkaa'dan, o da Amr b. Dinar'dan, o da Atâ' b. Yesâr'dan o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar : «Namaza ikaamet getirildimi artık farz namazdan başka namaz yoktur.» Bu hadîsi, bana Muhammed b. Hatim ile İbni Râfi' dahî rivyet ettiler. Dediler ki: Bize, Şebâbe rivayet etti. (Dediki): Bana, Verkaa' bu isnâdla rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Yahya b. Habîb El-Hârisî de rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh rivayet etti. (Dediki): Bize Zekeriyyâ b. İshâk rivayet etti. (Dediki): Bize Amr b. Dînâr rivayet etti. Deediki: Atâ' b. Yesâr'i, Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ediyorum derken işittim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Namaza ikaamet getirildiği vakit, farz namazdan başka namaz yoktur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Zekeriyyâ b. İshâk bu isnâdla, bu hadîsin mislini haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Hasenü'I-Hulvânî de rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Harun rivayet etti. (Dediki): Bize, Hanımâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, o da Amr b. Dînâr'dan, o da Atâ' b. Yesâr'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini haber verdi. Hammâd: «Sonra ben Amr'a tesadüf ettim de, bu hadîsi bana rivayette bulundu; Ama ref etmedi.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Meslemete'I-Ka'nebî rivayet etti. (Dediki): Bize İbrahim b. Sa'd, babasından, o da Hafs b. Âsim'dan, o da Abdullah b. Mâlik İbni Buhayne'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazına İkaamet getirilmiş iken sünnet kılmakta olan birinin yanına uğramış (râvî diyor ki) ona bir şey söyledi ama ne olduğunu bilmiyoruz. Namazdan çıktığımız vakit o zâtın etrafını sararak: — Sana, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne söyledi? diye sorduk. O zât: — Bana : «Nerdeyse sizden biriniz sabah namazını dört rek'ât kılacak.» buyurdular, dedi. Ka'nebî (kendi rivayetinde) : «Abdullah b. Mâlik, İbni Buhayne'den, o da babasından...» diye rivayet etti. Ebû'l-Hüseyin Müslim derki: Ka'nebî'nin bu hadîsde «Babasından» diyerek rivayet etmesi hatâdır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Avâne, Sa'd b. İbrahim'den, o da Hafs b. Âsım'dan, o da İbni Buhayne'den naklen rivayet etti. İbni Buhayne şöyle demiş: Sabah namazına ikaamet getirildi. Bu arada Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) müezzin ikaamet ederken namaz kılan bir adam gördü de, ona : «Sabah namazını dört rek'ât mı kılıyorsun?» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Kâmil El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad (yâni İbni Zeyd), rivayet etti. H. Bana Hâmid b. Ömer El-Bekrâvî de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid (yâni İbni Ziyâd) rivayet etti. H. Bize İbni Nümeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. Bunların hepsi Âsım'dan rivayette bulunmuşlardır. H. Bana Züheyr b. Harb dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Mervân h. Muâviyete'l-Fezârî, Âsım-ı Ahvel'den, o da Abdullah b. Sercis den naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazında iken bir adam mescide girerek mescidin bir tarafında iki rek'ât namaz kıldı. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile namaza dâhil oldu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) selâm verince : «Ey Fülân! Sen bu iki namazdan hangisini sayıyorsun? Yalnız başına kıldığ:n namazı mı yoksa bizimle beraber kıldığını mı?» buyurdular. İbni Buhayne hadîsini Buhârî «Ezan» bahsinde; Nesâî ile İbni Mâce de «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Bilâl, Rabîatü'bnü Ebî Abdirrahmân'dan, o da Abdülmelik b. Saîd'den, o da Ebû Humeyd'den (yahut Ebû Useyd'den) naklen haber verdi. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz mescide girdiği vakit : Yâ Rabbî! Bana, rahmet kapılarını aç! desin, Çıktığı vakit de Yâ Rabbî! Ben, senden fadlını dilerim, desin!» buyurdular. Müslim der ki: Ben, Yahya b. Yahya'yı şöyle derken işittim: Ben, bu hadîsi Süleyman b. Bilâl'in kitabından yazdım. O: Duydum ki Yahye'l -Hımmânî (ve Ebû Useyd) diyormuş; demişdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Hâmid b. Ömer El-Bekrâvî rivayet etti. Dediki: Bize Bişr b. Mufaddâl rivayet etti. (Dediki): Bize Umâretü'bnü Gaziyye, Rabîatübnü Ebî Abdurrahman'dan, o da Abdülmelik b. Saîd b. Süveyd-i Ensârî'-den, o da Ebû Humeyd (yahut Ebû Useyd)'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb ile Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, Mâlik rivayet etti. H. Bize, Yahya b. Yahya da rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Âmir b. Abdillâh b. Zübeyr'den dinlediğim, onun da Amr b. Süleym Ez-Zürakî'den, onun da Ebû Katâde'den naklen rivayet ettiği, şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz, mescide girdiği vakit, oturmadan önce iki rek'ât namaz kılıversin!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyin b. Alîy, Zâide'den rivayet etti. Demişki: Bana, Amr b. Yahye'l-Ensârî rivayet etti. (Dediki): Bana Muhammed b. Yahya b. Habbân, Amr b. Süleym b. Haldete'l-Ensârî'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sahâbîsi Ebû Katâde'den naklen rivayet etti. Ebû Katâde, şöyle demiş: Mescide girdim, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemâatin arasında oturuyordu. Ben de oturdum. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Oturmazdan önce iki rek'ât namaz kılmakdan sen'i ne men etti?» buyurdular. Ben : — Yâ Resûlâllah! Seni otururken gördüm. Cemâat da oturuyorlar da (onun için kılmadım.)» dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Öyle ise biriniz, mescide girdiği vakit iki rek'ât namaz kılmadan oturmasın!» buyurdular. İzah 715 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Cevvâs EI-Hanefî Ebû Âsim rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah El-Eşcaî, Süfyân'dan, o da Muhârib b. Disâr'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Benim, Nebi (Sallallahu Aleyh' ve Sellem)'de alacağım vardı. O, bunu bana, fazlasıyla ödedi. Mescide onun yanına girdim de bana : «İki rek'âf namaz kıl!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Muhârib'den rivayet etti. O da Câbir b. Abdillâh'ı şöyle derken işitmiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benden bir deve satın aldı. Medine'ye gelince bana, mescide giderek, iki rek'ât namaz kılmamı emir buyurdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. EI-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvehhâb (yâni Es-Sekafî) rivayet etti. (Dediki): Biıe, Ubeydultah; Vehb b. Keysân'dan o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile bir gazaya çıktım. Derken devem beni, geri bıraktı ve kötürümleşti. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benden önce (Medine'ye) geldi. Ben de ertesi gün geldim. Mescide vardığımda, o'nu mescidin kapısında buldum. Bana : «Şimdi mi geldin?» diye sordu. — Evet!., cevâbını verdim. «Öyle ise deveni bırak da mescide girerek iki rek'ât namaz kıl!» buyurdu. Ben de girerek iki rek'ât namaz kıldım. Sonra (evime) döndüm.» Aşağıdaki link’i tıklayarak yukarıda geçen rivayetleri daha geniş şekilleriyle görebilirsiniz. Bu sayfanın devamı için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. E!-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk (yâni Ebû Âsim) rivayet etti. H. Bana Mahmûd b. Gaylân da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk rivayet etti. İkisi birden demişler ki: Bize, İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana İbni Şihâb haber verdi. Ona da Abdurrahman b. Abdillâh b. Kâ'bi babasından naklen haber vermiş. Babası da Abdullah b. Kâ'b ile amcası Ubeydullah b. Kâ'b'dan, onlar da Kâ'b b. Mâlik'den naklen rivayet etmişlerki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir seferden ancak gündüzün kuşluk vakti gelirmiş. Geldiği zaman da (işe) mescidden başlar; orada iki rek'ât namaz kılar; sonra orada otururmuş. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey', Saîd-i Cüreyrî'den, o da Abdullah İbni Şakîk'den naklen haber verdi. Abdullah şöyle demiş: «Âişe'ye Nebi (Sallallahu Aleyhi ıe Sellem), Duhâ namazını kılarmıydı? diye sordum. Âişe : — Hayır! Meğer ki seferinden gelmiş ola! cevâbını verdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize UbeyduIIah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Kehmes b. Hasen El-Kaysî, Abdullah İbni Şakîk'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Âişe'ye: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Duhâ namazını kılarmıydı? diye sordum. Âİşe: — Hayır! Meğer ki seferinden gelmiş ola! cevâbını verdi.» İzah 719 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e İbni Şihâb'dan duyduğum, onun da Urve'den, onunda Âişe'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Âişe, şöyle demiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem)'in duhâ nâfilesini, kıldığını hiç görmedim. Onu ben kılıyorum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) halk amel eder de üzerine farz olur, endişesi ile yapmak istediği bir işi (Bazen) terk ederdi.» İzah 719 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâris rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd (yâni Risk) rivayet etti. (Dediki): Bana Muâze rivayet etti. Kendisi Âişe (Radiyallahû anha)'ya : — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Duha namazını kaç rek'ât kılardı? diye sormuş. Âişe : — Dört rek'ât kılar; dilediği kadar da ziyâde ederdi, cevâbını vermiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammedü'bnü'l - Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Yezîd'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet etti. Yezîd: «Allah'ın dilediği kadar da ziyâde ederdi.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Yahya b. Habib El-Harisi de rivayet etti. ; (Dediki): Bize, Hâlid b. El- Haris, Saîd'de rivayet etti. (Demişki): Bize, Katâde rivayet etti. Onlarada Âişe'den naklen Muâzetü'l-Adeviyye rivayet etmiş. Âişe, şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) duhâ namazını dört rek'ât kılar, Allah'ın dilediği kadar da ziyâde ederdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, İshâk b. İbrahim ile İbni Beşşâr, hep birden Muâz b. Hişâm'dan rivayet ettiler. Muâz: «Bana, babam, Katâde'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet etti.» demiş. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhamedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Amr b. Mürra'dan, o da Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan naklen rivayet etti. Abdurrahmân şöyle demiş: Bana, hiç bir kimse Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kuşluk namazı kılarken gördüğünü, haber vermedi. Yalnız Ümmü Hâni, müstesna!. Zîra o Mekke'nin fethedildiği gün Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onun evine girerek sekiz rek'ât namaz kıldığını rivayet etti. Ve: «Onun bu namazdan daha hafif bir namaz kıldığını görmedim. Ama rükû' ve sücûdu tamam yapıyordu.» dedi. İbni Beşşâr, kendi rivayetinde: «Hiç» kelimesini zikretmedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Harmeletü'bnü Yahya ile Muhammed b. Selemete'I-Murâdî dahî rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana, Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Demişki: Bana İbnî Abdillâh b. El-Hâris rivayet ettiki, babası Abdullah b. Haris b. Nevfel şöyle demiş: İnsanlardan, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kuşluk nafilesini kıldığını bana haber verecek bir tek kimse bulmaya çok çalıştım ve soruşturdum. Ama bunu daha rivayet edecek hiç kimse bulamadım. Yalnız Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hâni bana şöyle haber verdi: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Mekke'nin fethedildiği gön, güneş epeyi yükseldikden sonra (benim evime) geldi. Müteakiben bîr elbise getirerek üzerine örttüler de yıkandı. Sonra kalkarak sekiz rek'ât namaz kıldı. Bu namazda kıyamı mı daha uzundu yoksa rükû' veya sücûdu mu bilmiyorum. Bunların hepsini biribirine yakın yaptı. Bu namazı, bundan önce ve sonra bir daha kıldığını görmedim.» Murâdî: «Yûnus'dan» dedi: «Bana haber verdi.» demedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dedi ki: Mâlik'e, Ebû'n-Nadır'dan dinlediğim*, ona da Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hânî'nin âzâdlısı Ebû Mürra'nın haber verdiği şu hadîsi okudum: Ebû Mürra, Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hânî'yi şöyle derken işitmiş: «Mekke'nin fethedildiği sene Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gittim. O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıme de kendisini bir elbise ile örtüyordu. Ben selâm verdim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bu kadın kimdir?» diye sordu. Ben : — Ebû Tâlib'in kızı, Ümmü Hâni!, dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hoş geldin Ummü Hânil...» dedi. Guslünü bitirdikden sonra ayağa kalktı ve bir elbiseye bürünerek sekiz rek'ât namaz kıldı. Namazdan çıkınca Ben : — Yâ Resûlâllah! Annem oğlu Aliyyü'bnü Ebî Tâlib, benim kendisine ahd-ü emân verdiğim bir kimseyi, Hübeyre'nin oğlu Fülân-ı öldüreceğini söyledi, dedim. Bunun Üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Senin ahd-u emân verdiğin kimseye, biz de emân verdik yâ Umme Hâni!» buyurdular. Bu (hâdise) kuşluk vakti oldu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Haccâc b. Şâir de rivayet etti. (Dediki): Bize MualIâ b. Esed rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb b, Hâlid, Cafer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Akîl'in âzâdlısı Ebû Mürra'dan, o da Ümmü Hânî'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fetih senesi Ümmü Hânî'nin evinde bir tek elbise içinde, iki ucunu çaprazlama koltuk altından geçirerek sekiz rek'ât namaz kılmış. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma' Ed-Dubai rivayet etti. (Dediki): Bize, Mehdî (yâni İbni Meymûn) rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Uyeyne'nin âzâdlısı Vâsıl, Yahya b. Ukayl'den, o da Yahya b. Ya'mer'den, o da Ebû'l-Esved-i Düelî'den, o da Ebû Zerr'den, o da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki, şöyle buyurmuşlar : «Her birinizin, her bir mafsalına karşı, bir sadaka vardır. Her tesbîh, bir sadakadır. Her tahmid bir sadakadır. Her tahlîl bir sadakadır. Her tekbîr bir sadakadır. İyiliği emretmek, kötülükden nehî'de bulunmak da bir sadakadır. Bütün bunlar nâmına kişinin kılacağı iki rek'ât kuşluk namazı, kâfidir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâris rivayet etti, (Dediki): Bize Ebû't-Teyyâh rivayet etti. (Dediki); Bana Ebû Osman En-Nehdî, Ebû Hureyre'den naklen rivayet efti. Şöyle demiş: «Halilim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bana üç şey'i (yâni) her aydan üç gün oruç tutmayı, iki rek'ât kuşluk namazını ve uyumadan vitr namazını kılmamı vasiyyet etti.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Abbâs-ı Cüreyrî ile Ebû Şimr-i Dubai'den rivayet etti. Demişler ki: Biz Ebû Osmân-i Nehdî'yi, Ebû Hureyre'den o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet ederken dinledik
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Süleyman b. Ma'bed rivayet etti. (Dediki): Bize Muallâ b. Esed rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâzîz b. Muhtar, Abdullah Ed-Dânâc'dan rivayet etti. Demişki: aBna Ebû Râfi' Es-Sâiğ rivayet etti. Dediki: Ben, Ebû Hureyre'den dinledim. Dediki: «Halilim Ebû'l-Kaasim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bana üç şeyi vasiyet etti...» Râvî, Ebû Osman'ın, Ebû Hureyre'den rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulunmuştur. İzah 722 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Hârûn b. Abdîllâh ile Muhamnıed b. Râfî'de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, İbni Ebi Füdeyk, Dahhâk b. Osman'dan, o da İbrahim b. Abdillâh b. Huneyn'den, o da Ümmü Hânî'nin âzâdlısı Ebû Mürra'dan, o da Ebû'd-Derdâ'dan nalken rivayet etti. Ebû'd-Derdâ şöyle demiş : «Habîbim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bana üç şey vasiyyet etti. Ben, bunları yaşadığım müddetçe asla terk edemem! Her aydan üç gün oruç tutmayı, kuşluk namazını ve bir de vitr namazını kılmadan uyumamamı. (vasiyet buyurdular.) » İzah Ebû Hureyre hadîsini Buhâri «Kitâbü't-Teheccüd» ile «Kitâbü's-Sevm» de; Nesâî dahî «Namaz» bahsinde muhtelif râvîIerden tahric etmişlerdir. Halil: Yakın dost; demekdir. Vakıa Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz: «Ben, halîl edinecek olsam, Ebû Bekr'i kendime halîl yapardım.» buyurmuşdur. Fakat Hz. Ebû Hureyre'nin sözü, bu hadise muhalif değildir. Çünkü mümteni olan şey, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, ashabından birini halil; ittihâz etmesidir. Ashâbın, onu halil ittihâz etmesi, mümteni' değildir. Ebû'd-Derdâ' hadîsinde, halîl yerine habîb kelimesi kullanılmışdır. Bâzıları, bu iki kelime arasında fark bulmuş; diğer bâzıları aralarında fark olmadığını söylemişlerdir. Hz. Ebû'd-Derdâ' hadîsinin tamâmiyle benzeri bir hadîsi Ebû Zerr (Radiyallahu anh) da rivayet etmişdir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu hadîslerde zikredilen üç şeyi vasiyyet etmesindeki hikmet şudur: Her ay üç gün oruç tutmak, nefsi oruca alıştırır. Kuşluk namazını kılmak da namaza alıştırır. Uyumadan vitir namazını kılmak ise vitr namazına bu şekilde devam etmek lâzım geldiğine işarettir. Bu hadîsde vitir namazının vâcib olduğuna, vaktinin uyku ve gaflet zamanı olduğuna dahî işaret vardjr. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, bu vasiyyeti Ebû Hureyre, Ebû'd-Derdâ, ve Ebû Zerr (Radiyallahû anhûma) hazerâtına tahsis buyurarak başkalarına yapmaması, bunlar fakîr oldukları içindir. Oruç ile namaz, bedenî ibâdetlerin en şereflilerindendir. Anlaşılıyor ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara hâllerine en lâyık olan şeyi vasiyet etmişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer'den naklettiği, ona da Ünımü'l-Mü'minin Hafsa'nın haber verdiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; Müezzin, sabah namazı içîn okuduğu ezandan (Fârig olup) sustuğu ve sabah (iyice) sezildiği vakit (farz) namaz kılınmadan evvel hafif ikî rek'âf (nafile) kılarmış
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Yahya b. Yahya İle Kuteyhe ve İbni Rumh da Leys b. Sa'd'dan naklen rivayet ettiler. H. Bana Züheyr b. Harb ile Ubeydullah b, Saîd de rivayet ettiler. DedirIerki: Bize, Yahya, Ubeydullah'dan naklen rivayet etti. H. Bana Züheyr b. Harb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail, Eyyûb'dan rivayet etti. Bunların hepsi Nâfi'den, bu isnâdla Malik'in dediği gibi rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ahnıed b. Abdillâh b. el-Hakem rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Zeyd b. Muhammed'den naklen rivayet etti. Demişki: Nâfi'i, İbni Ömer'den naklen rivayet ederken dinledim. İbni Ömer de Hafsa'dan, rivayet etmiş. Hafsa, şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Fecir doğduğu vakit hafîf iki rek'ât'dan başka namaz kılmazdı
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Bu hadîsi İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize, Nadr haber verdi. (Dediki): Bize, Şu'be bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammed b. Abbâd rivayet etti. (Dediki): Bize. Süfyân, Amr'dan, o da Zührî'den. o da Salim'den o da babasından naklen rivayet etti. (Demişki): Bana, Hafsa, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in : fecir aydınlandığı zaman iki rek'ât namaz kıldığını haber verdi. İzah 725 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amrü'n-Nâkıd rivayet etti. (Dadiki): Bize Abdetü'bnü Süleyman rivayet etti. (Dediki): Bize, Hişâm b. Urve, babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Ezanı işittiği vâkıf sabah namazının iki rek'ât sünnetini kılar ve bunları hafîf tutardı
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bu hadîsi bana Alîyyü'bnü Hucr da rivayet etti. (Dediki): Bize Ali (yâni İbni Müshîr) rivayet etti. H. Bu hadîsi bize, Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize, Usâme rivayet etti. H. Bu hadîsi bize, Ebû Bekir ile Ebû Kureyb ve İbni Nümeyr, Abdullah b. Nümeyr'den rivayet ettiler. H. Bu hadîsi, bize, Amrü'n - Nâkıd da rivayet etti. (Dediki): Bize, Vekî' rivayet etti. Bu râvîlerin hepsi Hişâm'dan bu isnâdla rivayet etmişlerdir. Ebû Üsâme hadîsinde: «Fecir doğduğu vakit.» İfâdesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Muhammedü'bnü'l - Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): İbni Ebî Adiyy, Hişâm'dan, oda Yahya'dan oda Ebû Seleme'den, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki, Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Sabah namazında ezanla ikaamet arasında iki rek'ât namaz kılarmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bize yine Muhammedü'bnü'I - Müsennâ rivayet etti. (Dediki): iBze, Abdülvehhâb rivayet etti. Dedi ki: Ben, Yahya b. Saîd'den dinledim; dediki: Bana, Muhammed b. Abdirrahmân haber verdi. Kendisi, Amra'yı, Âişe'den nalken rivayet ederken dinlemiş ki, Âişe, şöyle diyormuş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Sabah namazının iki rek'ât sünnetini kılar ve o kadar hafîf tutardı ki, ben (kendi kendime) acaba bu iki rek'âtda Ümmü'l-Kur'ân'ı okudumu derdim.!»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Muhammed b. Abdirrahmân El-Ensârî'den naklen rivayet etti. O da Amra binti Abdirrahmân'ı, Âişe'den nalken rivayet ederken, dinlemiş. Âişe, şöyle demiş: «ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Fecir doğduğu vakit iki rek'ât (nafile) namaz kılardı. Ben (içimden) acaba bu iki rek'âtda Fâtiha-i Kitâb'ı okuyormu? derdim.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize, Yahya b. Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. Demişkî: Bana, Atâ', Ubeyd b. Umeyr'den, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki, Nebi Sallallahu AIeyhi ve Sellem) : Nafile namazlardan hiç bîri hakkında, sabah namazının farzından önceki iki rek'ât sünnet kadar şiddetle muhafazakâr değilmiş.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İbni Nümeyr, hep birden Hafs b. Gıyâs'dan rivayet ettiler. İbni Nümeyr dediki: Bize, Hafs, İbnî Cüreyc'den, o da Atâ'dan, o da Ubeyd b. Umeyr'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe, şöyle demiş: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: — Nafilelerden hiç bir namaz hakkında sabah namazından evvelki iki rek'âtda olduğu kadar sür'at gösterdiğini görmedim!» İzah 725 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammed b. Ubeyd El-Guterî rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Avâne, Katâde'den, o da Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Âişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar : «Sabah namazının iki rek'ât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şey'den daha hayırlıdır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Habîb rivayet etti. (Dediki): Bize, Mu'temîr rivayet etti. Dediki: Babam şunu söyledi: Bize, Katâde, Zürâra'dan, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Âişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki, Fecir doğduğu vakit kılınan iki rek'ât, sünnet hakkında : «Hakîkaten bu iki rek'ât namaz, benim için bütün dünyâdan daha makbuldür!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Abbâd ile İbnü Ebî Ömer rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Mervân b. Muâviye, Yezîd'den -ki İbni Keysân'dır- o da Ebû Hâzîm'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sabah namazının iki rek'ât sünnetinde (Kâfirûn) ile (ihtâs) sûrelerini okumuş. İzah 727 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, El-Fezârî (yâni Mervân b, Muâviye) Osman b. Hakim El-Ensârî'den rivayet etti. Demişki: Bana, Saîd b. Yesâr haber verdi. Ona da İbni Abbâs haber vermişki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Sabah namazının iki rek'âtlık sünnetinin ilk rek'âtında sûre-i Bakara'daki (Allah'a ve bize indirilen şey'e îmân ettik; deyin [ Bakara 136 ] âyet-i kerimesini ikinci rek'âtta da (Biz, Allah'a îmân ettik. Şâhid ol ki, biz müslümanlarız [ Al-i İmran 52 ] âyet-i kerimesini okurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Hâlid-i Ahmer, Osman b. Hakîm'den, o da Saîd b. Yesâr'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş: «Resûlullah Sabah namazının iki rek'ât sünnetinde (Biz, Allah'a ve bize indirilene imân ettik; deyin!...) âyet-i kerimesi iie Âl-i Imrân süresindeki (Sizinle aramızdaki müsâvî bir kelimeye gelin!...[ Al-i İmran 64 ] âyetini okurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, Aliyyü'bnü Haşrem rivayet etti. (Dediki): Bize, İsa b. Yûnus, Osman b. Hakîm'den bu isnâdda, Mervan-ı Fezarî hadîsi gibi rivayette bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Hâlid (yâni Süleyman b. Hayyân) Dâvûd b. Ebî Hind'den, o da Nu'mân b. Sâlim'den, o da Amr b. Evs'den naklen rivayet etti. Demişki: Bana Anbesetü'bnü Ebî Süfyân vefatına müncer olan hastalığında sevinilecek bir hadîs rivayet etti. Dediki: Ben, Ümmü Habîbe'yi şunları söylerken, işittim: Ben, Resûlullah (Sallallaıhû Aleyhi ve Sellem)'den işittim, diyordu ki: «Her kim günle, gecede oniki rek'ât Namaz kılarsa, o namazlar sebebi ile kendisine cennette bir ev binâ edilir.» Ümmü Habîbe: «Ben, bunları Resulullah ISallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işiteli beri bir daha terk etmedim.» demiş. Anbese de: «Ben, bunları Ümmü Habîbe'den işideli beri bir daha terk etmedim.» demiş, Amr b. Evs de: «Ben, bunları Anbese'den işideli bir daha terk etmedim.» demiş. Nu'mân b. Salim dahî: «Ben, bunları Amr b. Evs'den işideli bir daha terk etmedim.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Ebû Gassân El - Mis'maî rivayet etti. (Dediki): Bize, Bişr b. Mufaddal rivayet etti. (Dediki): Bize, Dâvûd, Nu'mân b. Sâlim'den, bu isnâdla : «Her kim günde on iki rek'ât nâfite namaz kılarsa, o kimseye cennetde bir ev yapılır!» hadîsini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Nü'mân b. Sâlim'den, o da Amr b. Evs'den, o da Anbesetü'bnü Ebi Süfyân'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Ümmü Habîbe'den naklen rivayet ettiki, şöyle demiş: Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim : «Hiç bir müslüman kul yoktur ki, Allah için her gün farz'dan başka, nafile olarak oniki rek'ât namaz kılsın da, Allah, ona cennette bir ev yapmasın! Yahut cennette, ona bir ev yapılmasın!» Ümmü Habîbe: «Ondan sonra ben, bu namazları kılmaya devam ettim.» demiş. Amr da: «Ondan sonra ben, bu namazları kılmaya devam ettim.» demiş: Nu'man da bunun gibi bir söz söylemiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, Abdurrahman b. Bişr ile Abdullah b. Hâşim EI-Abdî dahi rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Behz rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be rivayet etti. Dediki: Bana, Nu'mân b. Salim haber verdi. Dediki: Ben, Amr b. Evs'den dinledim. Anbese'den, o da Ümmü Habîbe'den nakleediyordu. Ümmü Habîbe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular : «Hiç bir müslüman kul yoktur ki, tertemiz abdest alarak sonra Allah için her gün namaz kılarsa...» ve ravi yukarki hadîsin mislini rivayet etmişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Züheyr b. Harb ile Ubeydullah b. Saîd rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Yahya (yâni İbni Saîd) Ubeydullah'dan naklen rivayet etti. Demişki: Bana, Nâfi', İbni Ömer'den naklen haber verdi. H. Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize, Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde öğleden evvel iki secde, öğleden sonra da iki secde, akşam namazından sonra iki secde, yatsıdan sonra iki secde, cum'a namazından sonra iki secde namaz kıldım. Akşam, yatsı ve cum'a namazlarını (in sünnetlerini) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile, onun evinde kıldım.» İzah Bu hadîsi Buhari «Ebvâbü't-Tetavvu» un bir kaç yerinde ve «Cum'a» bahsinde tahrîc ettiği gibi; diğer sahîh sahipleri de rivayet etmişlerdir. İbni Ömer (Radiyallahû anh)'in burada bahsettiği beraberlik, mücerred rek'ât sayısına âiddir. Yoksa nafile namazları da cemaatla kıldık demek istememişdir. Onları herkes yalnız kılmışdır. Yine İbni Ömer (Radiyallahû anh)'in bahsettiği ikişer secdeden murâd, ikişer rek'âtdır. Hadîsin sonunda İbni Ömer (Radiyallahû anh) akşam, yatsı ve cum'a namazlarının sünnetlerini Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde, onun evinde kıldıklarını bildiriyor. Geri kalan sünnetleri ise mescidde kılmışlardır. İbni Ömer'in bîr rivayetinde : «Resûl-ü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): cum'a namazından sonra mescidde nafile kılmaz, oradan ayrılarak iki rek'ât nafileyi başka yerde kılardı.» denilmiş; burada ise cum'a'dan sonra mescidde iki rek'ât sünnet kıldığı bildirilmişdir. Bu suretle iki rivayet arasmda zahiren tezâd görülürse de, Aynî 'nin beyânına göre «İnsırâf» dan murâd, eve gitmeye de şâmil olan umûmî bir mânâdır. Hadîsler arasında tezâd bulunduğunu, teslim etsek bile buradaki muhtelif rek'âtlı sünnetler her iki şıkkın caiz olduğunu göstermek için böyle kılınmışlardır. Buhârî 'nin rivayetinde, bu hadîsin sonunda : «Bana, kız kardeşim Hafsa (Radiyallahû anha)'nin anlattığına göre, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : Fecir doğdukdan sonra hafif iki rek'ât namaz kılarmış. (Hafsa şöyle dedi): «Bu, öyle bir saat idiki, o saatte ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girmezdim.» ibaresi vardır. Ümmehât-ı Mü'minîn'den, Hafsa (Radiyallahû anha) Hz. Ömer'in kızı olduğuna göre, İbni Ömer (Radiyallahû anh)'ın hakîki kız kardeşidir . «Bu, öyle bir saatti ki, o saatde ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girmezdim.» ifâdesi, İbni Ömer (Raâiyallahu anh) ındır. O saatte Fahr-i Kâinat (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin, yanına girmemesi, onu meşgul etmemek içindir. Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o saatte başkaları ile meşgul olur, kimi kendisine müracaat edenlerin dâvalarını hall-ü fasl eder; kimi de teblîğ ve irşâd için îcâb eden yerlere giderdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize, Hüşeym, Hâlid'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen haber verdi. Demişki: Âişe'ye, Resülullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, nafile namazını sordum. Şöyle cevap verdi: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), benim evimde öğle'den evvel dört rek'ât (nafile namaz) kılar, sonra (mescide) çıkarak cemaata namaz kıldırır; sonra (tekrar benim evime) girerek iki rek'ât (nafile daha) kılardı. Cemaata akşam namazını kıldırır; sonra (benim evime) gelerek, iki rek'ât nafile kılardı. Cemaata, yatsıyı kıldırır ve (yine benim evime) girerek, iki rek'ât (nafile) kılardı. Geceleyin içlerinde vitir de dâhil olmak üzere dokuz rek'ât namaz kılardı. Bâzı geceler, namazı ayakta, uzun kılar; bâzı geceler de oturarak uzun kılardı. Ayakta kılarken okursa, ayakta iken rükû' ve sücûd eder; otururken okursa, oturduğu yerden rükû' ve secde ederdi. Fecir doğunca, iki rek'ât (nafile namaz) kılardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti, (Dediki): Bize, Hammâd, Büdeyl ile Eyyûb'dan, onlar da Abdullah b. Şakik'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe, şöyle demiş: «Resûlullah (SalIallahu Aleyhi ve Sellem), geceleyin uzun uzadıya namaz kılar; namazı ayakta kılarsa, ayakta rüku eder; oturarak kılarsa rükû'u da oturarak yapardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhamedü'bnü'I-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Büdeyl'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: «Ben, İran'da hasta olmuşdum. Bu sebeple namazı, oturarak kılıyordum. Müteakiben bunu Âişe'ye sordum. Âişe : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), geceleyin ayakta uzun uzun namaz kılardı...» cevâbını verdi...» Ve Raî hadîsi rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebi Şeybe dahî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Muâz b. Muâz, Humeyd'den, o da Abullah b. Şakîk-i Ukaylî'den naklen rivayet etti. Demiş ki: Âişe'ye, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gece namazını sordum: Aişe: «Bâzı geceler ayakta, bâzı geceler de oturarak uzun uzun namaz kılardı. Ayakta kılarken oku (makdan fârig ol) dumu ayakta rükû' eder; Oturarak okursa, oturduğu yerden rükû' ederdi.» cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Muâviye, Hişâm b. Hassân'dan, o da Muhammed b. Sîrîn'den, o da Abdullah b. Şakîk-i Ukaylî'den naklen haber verdi. Demişki: Âişe'ye, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, namazını sorduk da şunu söyledi: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayakta ve oturarak çok namaz kılardı. Namaza, ayakta başlarsa, ayakta rükû' eder; oturarak başlarsa, oturarak rükû' ederdi.» İzah 732 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî dahî rivayet etti. {Dediki): Bize, Hammâd' (yâni İbni Zeyd) haber verdi. H. Bize Hasanü'bnü'r-Rabî' de rivayet etti. (Dediki): Bize, Mehdî b. Meymûn rivâyec etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Vekî' rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Nümeyr rivayet etti. Bunların hepsi Hişâm b. Urve'den rivayet etmişlerdir. H. Bana, Züheyr b. Harb dahî rivayet etti. Lâfız onundur. Dediki: Bize, Yahya b. Saîd, Hişâm b. Urve'den naklen rivayet etti. Demişki: Bana, babam, Âişe'den naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i, gece namazlarının hiç birinde oturarak okuduğunu görmedim. Nihayet ihtiyarladığı zaman, oturarak okumağa başladı. Hattâ okuduğu sûreden otuz yahut kırk âyef kalınca, ayağa kalkarak, onları ayakta okur; sonra rükû ederdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya da rivayet etti dediki: Mâlik'e, Abdullah b. Yezîd ile Ebû'n-Nadr'dan dinlediğim, onların da Ebu Selemete'bnü Abdirrahmân'dan, onun da Âişe'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. (Âişe, demiş ki) : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bazen) oturarak namaz kılardı. Namazda Kur'ân'ı, oturduğu yerden okur; otuz veya kırk âyet mikdârı kıraati kalınca ayağa kalkar, onları ayakta iken okur; sonra rükû'a gider; sonra secdeye varırdı. İkinci rek'âtda dahî böyle yapardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile îshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize, İsmail b. Uleyye, Velîd b. Ebî Hişâm'dan, o da Ebû Bekir b, Muhammed'den, o da Amra'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bazan namazda) oturduğu yerden okur; rükû' etmek istedimi kalkarak bir insanın kırk âyet okuyabileceği kadar ayakta dururdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbni Nümeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Bişr rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Amr rivayet etti. (Dediki): Bana, Muhammed b. İbrahim, Alkametü'bnü Vakkâs'dan naklen rivayet etti, Alkame, şöyle demiş: «Âişe'ye : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oturarak kıldığı iki rek'âtda nasıl yapardı?» diye sordum; Âişe : «Bunların ikisinde de okurdu. Rükû'a gitmek isteyince ayağa kalkar da öyle rükû ederdi.» dedi. İzah 732 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize, Yezîd b. Zürey', Saîd-i Cüreyrî'den, o da Abdullah b. Şakîk'den naklen haber verdi. Abdullah, şöyle demiş: Âişe'ye: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), hiç oturduğu yerden namaz kılarmıydı?» dedim; Âişe: «Evet! İnsanlar onu ihtiyarlattıkdan sonra (kıldı)» cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Ubeydullah b. Muâz dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize Kehmes, Abdullah b. Şakîk'den rivayet etti: «Âişe'ye, dedim ki...» diyerek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den naklen yukarki hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. Hâtim ile Harun b. Âbdillâh rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Haccâc b. Muhammed rivayet etti. Dediki: İbni Cüreyc şunu söyledi: Bana Osman b. Ebî Süleyman haber verdi; Ona da Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân haber vermiş; Ona da, Âişe haber vermiş ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) birçok namazlarını oturarak kılmadan vefat etmemiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. Hatim ile Hasenü'l-Hulvânî, ikisi birden Zeyd'den rivayet ettiler. Hasen, dediki: Bize, Zeydü'bnü'l-Hubâb rivayet etti. (Dediki): Bana, Dahhâk b. Osman rivayet etti. (Dediki): Bana, Abdullah b. Uıve, babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe, şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, yaşı ilerleyip (vücûdu) ağırlaşınca ekseriyetle namazını oturarak kılardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Malik'e, İbni Şihab'dan duyduğum, onun da Saib b. Yezîd'den, onun da Mattalib b. Ebî Vedaate's-Sehmî'den, onun da Hafsa'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum!: Hafsa, şöyle demiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vefatından bir yıl öncesine kadar nafile namazında oturduğunu görmedim. Ondan sonra artık nâfie namazını oturarak kılmağa başladı. Sûreyi tertîl ederek okur; bu suretle o sûre ondan daha uzun sûrelerden uzun olurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, Ebû't-Tahir ile Harmele de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana, Yûnus haber verdi. H, Bize İshak b. İbrahim ile Abd b. Humeyd dahî rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Abdürrezâk, haber verdi. (Dediki) Bize, Ma'mer haber verdi. Bunlar, hep birden Zührî'den, bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Yalnız onlar: Bir yahut iki yıl (öncesine kadar.) demişlerdir. İzah 734 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize, Ubeydullah b. Mûsâ, Hasan b. Sâlih'den, o da Simâk'den, naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Bana, Câbir b. Semura haber verdiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oturarak namaz kılmadan vefat etmemiş. İzah Bu hadîsler dahî nafile namazını oturarak kılmanın caiz olduğunu göstermektedirler. Hafsa hadîsini Tirmizî dahî rivayet etmiş ve: «Bu hadîs hasen sahîhdir.» demişdir. Zahire bakılırsa Hz. Âişe hadîsi ile Hafsa (Radiyallahu anh) hadîsi arasında münâfât var gibi görünürse de hakîkatta aralarında hiç bir münâfât ve muâraza yokdur. Çünkü Âişe (Radiyallahu anha) 'nm: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazını oturarak kılıyordu.» demesinden, «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefatından bir seneden fazla zaman önce namazını oturarak kılıyordu.» mânâsı çıkmaz. Zâten bir yardımcı fiil olan «Kâne» devam değil, Usûl-ü fıkıh ulemâsının bir kavline göre tekrar bile iktiza etmez. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vefatından bir seneden fazla önceleri nafile namazını oturarak kıldığı kabul edilse bile iki hadîs arasında yine münâfât yokdur. Zîra Hafsa (Radiyallahu anh) ancak görmediğini bildirmişdir. O, görmeden Resûl-ü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz oturarak kılmış olabilir. Bu bâbda Ümmü Seleme (Radiyallahu anha) 'dan da rivayet vardır. Nesâî ile İbni Mâce'nin tahrîc ettikleri bu rivayette Ümmü Seleme (Radiyallahu anha) : «Nefsim, Kabza-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) -farz namazlar müstesna- geri kalan namazların ekserisini oturarak kılmadan dünyâdan gitmedi.» demektedir. Yine bu bâbda Enes b. Mâlik ile Abdullah b. Şihhîr (Radiyallahu anhûma) 'dan da rivayetler vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize, Cerir, Mansûr'dan, o da Hilâl b. Yesâf dan, o da Ebû Yahya'dan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Bana rivayet olundu ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kişinin, oturarak kıldığı namaz, namazın yarısıdır...» buyurmuşlar. Bunun üzerine ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhı've Sellem)'e geldim ve kendisini oturarak namaz kılarken buldum da elimi, onun başının üzerine koydum. (Bana) : «Nen var. Yâ Abdullah b. Amr?» diye sordu. Ben: — Yâ Resûlullah! Senin (Kişinin oturarak kıldığı namaz, namazın yarısıdır.) buyurduğun, bana rivayet olundu. Hâlbuki sen oturarak namaz kılıyorsun!» dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evet! Ama ben, sizden herhangi biriniz gibi değilim.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammedü'bnü'l -Müsennâ ve İbni Beşşâr da toptan Muhammed b. Ca'fer'den, o da Şu'be'-den naklen rivayet ettiler. H. Bize İbnü'l - Müsennâ dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Süfyân rivayet etti. Bunların ikisi birden Mansûr'dan bu isnâdla rivayet etmişlerdir. Şu'be'nin rivayetinde : «Ebû Yahye'l-A'racdan...» kaydı da vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, ibni Şihâb'dan duyduğum, onun da Urve'den, onun da Âişe'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), geceleyin onbir rek'ât namaz kılar, bunlardan bir rek'ât ile vitir yapardı, onu bitirdikden sonra sağ tarafına yaslanır, tâ müezzin gelinceye kadar yatardı. (Müezzinin gelişini müteakip) hafif iki rek'ât namaz kılardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Abdullah b. Nümeyr rivayet etti, H. Bize İbni Nümeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Hişâm, babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), geceleyin onüç rek'ât namaz kılar; bunların beşi İle vitir yapar; sonlarından başka hiç bir yerde oturmazdı.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Abde-tü'bnü Süleyman rivayet etti. H. Bize, bu hadîsi Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' ile Ebû Usâme rivayet ettiler. Bu râvîlerin hepsi Hişâm'dan bu îsnâdla rivâyetde bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Leys, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da Irak b. Mâlik'den, o da Urve'den naklen rivayet etti. Urveye de Âişe haber vermiş ki, ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazının iki rek'ât sünneti ile birlikde (geceleyin) onüç rek'ât namaz kılarmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Saîd b. Ebî Saîd-i Makburî'den dinlediğim, onun da Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Ebû Seleme, Âişe'ye: — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ramazandaki namazı nasıldı? diye sormuş : Âişe : — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne ramazanda, ne de ramazandan başka gecelerde onbir rek'âtdan fazla namaz kılmış değildir. Dört rek'ât namaz kılardı. Artık onların güzelliğini ve uzunluğunu sorma! Sonra dört rek'ât (daha) kılardı; onların da güzelliğini ve uzunluğunu sorma! Sonra üç rek'ât namaz kılardı. Ben: Yâ Resûlâllah! Vitr*i kılmadan mı uyuyorsun; dedim, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yâ Âİşe! Gerçekten benim gözlerim uyur fakat kalbim uyumaz; buyurdu.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedu'bnü'I-Müsennâ rivayet etti, (Dediki): Bize, İbni Ebî Adiyy rivayet etti. (Dediki): Bize, Hişâm, Yahya'dan, o da Ebû Seleme'den naklen rivayet etti. Ebû Seleme, şöyle demiş: Ben, Âişe'ye, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in namazını sordum, Âişe: — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (geceleyin) onüç rek'ât namaz kılardı, (evvelâ) sekiz rek'ât olarak kılar; sonra vitir yapar; sonra oturduğu yerden iki rek'ât daha kılardı. Rükû'a varmak istedimi ayağa kalkar da, öyle rükû' ederdi. Sonra sabah namazında ezanla ikaamet arasında iki rek'ât namaz kılardı... cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize, Hüseyin b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize, Şeybân, Yahya'dan rivayet etti. Yahya: Ben, Ebû Seleme'den dinledim; demiş. H. Bana, Yahya b. Bişr EI-Harîrî de rivayet etti. (Dediki): Bize, Muâviye yâni İbni Sellâm, Yahya b. Ebi Kesîr'den rivayet etti. Demiş ki: Bana, Ebû Seleme haber verdiki, Âişe'ye, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in namazını sormuş ve hadîsi yukarki gibi rivayet etmiş. Ancak her iki râvînin hadîsinde de; «Ayakta dokuz rek'ât kılar; vitr'i de bunlardan yapardı.» ibaresi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize, Süfyân b. Uyeyne, Abdullah b. Ebî debîd'den rivayet etti. O da Ebû Seleme'den. dinlemiş. Ebû Seleme şöyle demiş: «Ben, Âişe'ye gelerek: «Ey anne! Bana, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in. namazını haber ver!» dedim. Âişe : — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in namazı ramazanda olsun, başka zamanlarda olsun gecede onüç rek'ât idi. Sabah namazının iki rek'ât sünneti de bunlardandı... cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbni Nümeyr rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Hanzale, Kasim b. Muhammed'den rivayet etti. Demişki: Ben, Âişe'yi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selletn)'in gece namazı on rek'ât idi. Bir secde ile de vitr yapar ve sabahın iki rek'ât sünnetini kılardı. Bu sûretle (kıldığı namazlar) onüç rek'ât olurdu.» derken işittim. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize, Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû İshâk rivayet etti. H. Bize, Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hayseme, Ebû İshâk'dan naklen haber verdi. Demişki: Esved b. Yezîd'e, Âişe'nin, kendisine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in namazlarına âid neler söylediğini sordum, Âişe şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), gecenin evvelinde uyur; sonunu ihya ederdi. Sonra ehline bir ihtiyâcı olursa, ihtiyâcını görür bilâhare uyurdu. Birinci nida vakti oldumu (döşeğinden) sıçrardı. (Râvî : Hayır, vallahi Âişe, kalktı demedi; demişdir.) Müteakiben üzerine su dökünür {Râvî, burada : Vallahi Âişe yıkandı, demedi ama ben, onun ne demek istediğini biliyorum; demiştir.) Şayet cünup değilse bir insanın namaz için aldığı abdest gibi abdest alır; sonra iki rek'ât namaz kılardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Yahya b. Adem rivayet etti. (Dediki): Bize Ammar b. Ruzeyk, Ebû İshak'dan, o da Esved'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin son namazı vitir oluncaya kadar namaz kılardı.»
- Bāb: ...
- باب ...
(Bana, Hennâd b. Seriy rivâyet etti. ki): Bize, Ebû'l-Ahvas, Eş'as'dan, o da babasından, o da Mesrûk'dan naklen rivâyet etti. Mesrûk Şöyle dedi: Âişe'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in amelini sordum: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devamlı olan ameli severdi, cevâbını verdi. Ne zaman nama? kılardı? dedim. Horozun sesini işittiği zaman kalkar, namaz kılardı; dedi. hadîsi Buhar: «Kitâbu't-Teheccüd» ve «Kitâbü'r-Rikaak» da; Ebû Dâvûd ile. Nesâî «Kitâbu's-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. amel'den murâd, örf-ü âdete göre, devamlı sayılandır. Yoksa bütün zamanlan ibâdetle doldurmak değildir. Çünkü kul için bunun imkânı yokdur. Na'racı ve yaygaracı mânâsına gelirse de, burada ondan murâd horozdur. Horoz, ekseriyetle gece yarısı ve sabaha karşı öter. oluyor ki, Resûl-ü Zîşân (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin her gece âdeti, horoz öttükden sonra kalkıp namaz kılmakmiş. Bazıları horoz ötümü zamanının, devam bildirmediğini ileri sürerek, bunun Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in devamına zıd düştüğünü iddia etmişlerse de kendilerine buradaki devamdan maksad bütün vakitleri ibâdetle doldurmak değil, her gece horoz Öttükçe kalkarak ibâdete devam etmesidir; şeklinde cevâp verilmişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Bişr, Mis'ar'dan, o da Sa'd'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Âişe'den naklen haber verdi, şöyle demiş: «Seher vaktinin sonu, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i benim evimde yahut yanımda ancak uykuda bulurdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Nasr b. Aliy ve İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. Ebû Bekir dediki: Bize, Süfyân b. Uyeyne, Ebû'n-Nadr'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe, şöyle demiş : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sabah'ın iki rek'ât sünnetini kıldığı vakit, şayet ben uyanık bulunursam benimle konuşurdu; aksi takdîrde (istirahat için sağ tarafına) uzanırdı
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Ziyâd b. Sa'd'dan, o da İbni Ebî Attâb'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Âişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen yukarıki hadisin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, A'meş'den, o da Temîm b. Seleme'den, o da Urvetü'bnü Zübeyr'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), geceleyin namaz kılardı. Vitr'i kıldımı bana: Kalk vîtr'i kıl Yâ Âişe! derdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Hârûn b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Süleyman b. Bilâl, Rabîatü'bnü Ebî Abdirrahmân'dan, o da Kasim b. Muhammed'den, o da Âişe'den naklen haber verdiki; «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin namazını Âişe önünde aykırı yatarken kılar, yalnız vitir namazı kaldığı vakit onu uyandırır; o da vitr'ini kılarmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yalıya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan b, Uyeyne, Ebû Ya'fûr'dan naklen haber verdi. (Bu zat’ın ismi Vakid, lakabı da Vakdan'dır.) H. Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Ebû Kureyb dahî rivayet ettiler, dedilerki: Bize, Ebû Muaviye, A'meş'den rivayet etti. Bunların ikisi de Müslim'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etmişlerdir. Âişe şöyle demiş: «ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), gecenin her cüz'ünde vitir namazı kılmışdır. Neticede vitr'i seherde nihayet bulmuşdur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, Vekî', Süfyân'dan, o da Ebû Hasîn'den, o da Yahya b. Vessâb'dan, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gecenin her cüz'ünde (yâni) evvelinde, ortasında ve sonunda vitir kılmışdrr. Neticede vitr'i seherde nihayet bulmuşdur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Alîyü'bnü Hucr rivayet etti. (Dediki): Bize Kirman kadısı Hassan, Saîd b. Mesrûk'dan, o da Ebû'd-Duhâ'dan, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe, şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), gecenin her cüz'ünde vitr kılmışdır. Neticede vitr'i gecenin sonunda nihayet bulmuşdur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedi'bnü'l-Müsennâ El-Anezî rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammedü'bnü Ebi Adîyy, Saîd'den; o da Katâde'den, o da Zürâra'dan naklen rivayet ettiki, Sa'dü'bnü Hişâm b. Âmir, Allah yolunda gazaya niyet ederek Medine'ye gelmiş ve Medine'de kendine âid bulunan bir akâr'ı satarak, bedeli ile silâh ve at satın almak, böylece ölünceye kadar Bizanslılara karşı cihâdda bulunmak istemiş. Medine'ye gelince, Medîne'lîlerden bâzı kimselere tesadüf etmiş. Onlar kendisini bu işden nehy etmişler ve ona Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayâtında altı kişilik bir cemâatin bunu yapmak istediğini fakat Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, onları bundan nehyettiğini ve kendilerine: «Benim şahsımda sizin için güzel bir örnek yokmudur?» buyurduğunu haber vermişler. Onlar, bunu söyleyince Sa'd evvelce boşadiğı karısına ric'at etmiş ve ric'at ettiğine şâhid de getirmiş. Müteakiben ibni Abbâs'a gelerek, ona Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vitir namazını sormuş. İbni Abbâs: — Ben, sana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vitr'ini yeryüzünde yaşıyanların en iyi bilenini göstereyim mi? demiş; Sa'd : — Kimdir o? diye sormuş. İbni Abbâs : — Âişe'dir. Hemen ona git de sor. Sonra gel de sana verdiği cevâbı bana haber ver!, demiş. (Sâd diyor ki) : — Bunun üzerine ben, Âişe'ye gitmek üzere yola çıktım ve Hakîm b. Eflâh'a vararak Âişe'ye beraber gitmek üzere, onu yanıma almak istedim. Hakîm : — Ben, ona yaklaşmam. Çünkü ben, onu şu iki fırka hakkında bir şey soylemekden nehyettim de o, buna razı olmayarak bildiğini işledi... dedi. Ben, Hakim'e yeminle ısrar ettim. Bunun üzerine (Benimle) geldi. Beraberce Âişe'ye gittik. Ve yanına girmek için izin istedik. Âişe, bize izin verdi; Yanına girdik. Hakîm'i (görünce onu} tanıyarak : — Sen, Hakîm misin? dedi. Hakîm : — Evet. cevâbını verdi. Âişe : — Yanındaki kimdir? dedi; Hakîm : — Sa'dü'bnü Hişâm'dır cevâbını verdi. Âişe : — Hangi Hişâm? dedi. Hakîm ; — Âmir'in oğlu!, dedi. Bunun üzerine Âişe, ona rahmet okudu ve : — Hayırdır inşallah!, dedi. (Râvî Katâde : Hişâm, Uhud harbinde vurulmuşdu; demişdir.) (Sa'd diyorki:) Bunun arkacığından ben : — Ey Mü'minlerin annesi! Bana, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ahlâkını anlat!, dedim. Âişe: — Sen, Kur'ân okuyorsun değil mi? dedi. — Evet okuyorum!, dedim. — İşte Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ahlâkı Kur'ân idi. dedi. Bunun üzerine ben kalkmaya davrandım. Ve (bundan sonra) ölünceye kadar kimseye bir şey sormamaya niyet ettim. Sonra aklıma geldi de; — Bana, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gece namazını anlat! dedim; Âişe : — Sen Müzemmil sûresini okuyorsun değilmi? dedi. — Evet okurum! cevâbını verdim; Âİşe : — İşte Allah Azze ve Celle bu sûrenin başında gece namazını farz kıldı. Bunun üzerine Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ashabı bir sene gece namazına kalktılar. Allah, bu sûrenin sonunu oniki ay semada tuttu. Nihayet bu sûrenin sonunda tahfifi indirdi de artık gece namazı farzdan sonra kılınan bir nafile oldu... dedi. Ben : — Ey Mü'minlerin annesi! Bana, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vit'rinden haber ver; dedim; Âişe : — Biz, onu misvâkini ve abdest suyunu hazırlardık. Allah da, onu geceleyin ne zaman uyandırmak dilerse, uyandırırdı. Bunu müteâkib misvak tutunur; abdest alır ve dokuz rek'ât namaz kılardı. Bu rekâtların yalnız sekizincisinde oturur da, Allah'ı zikreder; ona hamd eyler ve duada bulunurdu. Sonra selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rek'âtı da kılardı. Sonra oturarak Allah'ı zikreder, ona hamdeyler ve duada bulunurdu Sonra bize işittirecek derecede selâm verirdi. Selâm verdikten sonra oturduğu yerden iki rek'ât namaz kılardı. İşte yavrum bu namaz onbir rek'âtdır. Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yaşlanıp et tutunca vitri yedi rek'ât kılmaya başladı. Bu iki rek'âtı yine eskiden kıldığı gibi kıldı. Böylece bu da dokuz rek'ât oldu yavrucuğum! Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir namazı kıldımı, artık ona devam etmeyi severdi. Şayet kendisine uyku veya bîr sızı galebe çalar da, gece namazını kılamazsa (onun yerine) gündüzün oniki rek'ât namaz kılardı Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bütün Kur'ânı bir gecede okuduğunu, bütün bir gece sabaha kadar namaz kıldığını ve Ramazandan başka tam bir ay oruç tuttuğunu bilmiyorum... dedi. Bunun üzerine Ben, İbni Abbâs'a giderek Âişe'nin söylediklerini ona anlattım. İbni Abbâs: — Âişe doğru söylemiş! Ona yaklaşır olsam yahut yanına girip çıkar olsam mutlaka onun yanına gider, bunları onun ağzından dinlerdim, dedi. Ben: — Senin, onun yanına girmezdiğini bilseydim, onun hadîsini sana söylemezdim., dedim
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhamnıedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Muâzü'bnü Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana, babam, Katâde'den o da Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'dü'bnü Hişâm'dan naklen rivayet ettiki, Sa'd karısını boşamış sonra akâr'ını satmak için Medine'ye gitmiş... ve ravi hadisi yukardaki gibi rivayette bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammedü'bnü Bişr rivayet etti. (Dediki): Bize Saîdü'bnü Ebî Arûbe rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde, Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'd b. Hjşâm'dan naklen rivayet etti. Sa'd: «Ben, Abdullah b. Abbâs'a giderek, ona vitri sordum.» diyerek hadîsi kıssası ile rivayet etmişdir. Yalnız bu hadîsde Sa'd: «Âişe, Hişâm kimdi? dedi; Ben: Âmir'in oğludur; dedim, Âişe: Âmir ne iyi adamdı. Uhut gününde vuruldu; dedi.» ibaresini söylemişdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, İshâk b. İbrahim ile Muhammed b. Râfi', ikisi birden Abdürrazâk'dan rivayet ettiler. (Demişki): Bize, Ma'mer, Katâde'den, o da, Zürâratü'bnü Evfâ'dan naklen haber verdiki, Sa'dü'bnü Hişâm'ın bir komşusu varmış, Zürâraya o haber vermiş ki, Sad karısını boşamış. Râvî hadisi Sa'd'in hadîsi ma'nasında rivayet etmiş. Bu rivâyetde: «Âişe: Hangi Hişâm? dedi; Hakîm: Âmir'in oğlu; cevâbını verdi. Âişe: O, ne iyi adamdı, Uhud harbinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde vurulmuşdu; dedi.» ibaresi ile: «Hakîmu'bnü Eflâh: Beri bak! Ben, senin Âişe'nin yanına girmezdiğİni bilseydim, onun hadîsini sana söylemezdim; dedi.» ifâdesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Saîdü'bnü Mansûr ile Kuteybetü'bnü Saîd, hep birden Ebû Avâne'den rivayet ettiler. Saîd, dedi ki: Bize, Ebû Avâne, Katâde'den, o da Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'dü'bnü Hişâm'dan, o da Âîşe'den naklen rivayet ettiki; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağrı veya başka sebeple geceleyin gece namazını kılamazsa (onun yerine) gündüz on iki rek'ât namaz kılarmış
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Aliyyü'bnii Haşrem rivayet etti. (Dediki): Bize, İsâ —ki İbni Yûnus'dur— Şu'be'den, o da Katâde'den, o da Zürâra'dan, o da Sa'dü'bnü Hişâm-i Eıısârî'den, o da Âişe'den naklen haber verdi. Âişe, şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir iş yaparsa, onu devam ettirirdi. Geceleyin uyur yahut hasta olursa (kılamadığı gece namazının yerine) gündüzleyîn oniki rek'ât namaz kılardı.» Âişe, şunu (da) söylemiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sabaha kadar namaz kıldığını görmedim. Ramazandan gayrı peşi peşine bir ay oruç da tutmuş değildir.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Hârûn b. Ma'rûf rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdullah b. Vehb rivayet etti. H. Bana, Ebû't-Tâhir ile Harmele dahî rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb, Yûnus b. Yezîd'den, o da İbni Şihâb'dan, o da Sâib b. Yezîd ile Ubeydullah b. Abdillâh'dan naklen haber verdi. Onlar da Abdurrahmân b. Abdilkaarî'den naklen haber vermişler. Abdurrahmân şöyle demiş: Ben, Ömeru'bnu'l-Hattâb'i şöyle derken işittim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bir kimse hizbini yahut onun bir cüz'ünü okumadan uyur da, onu sabah namazı ile öğle namazı arasında okursa, kendisine onu gece okumuş gibi (sevap) yazılır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Züheyr b. Harb ile İbni Nümeyr rivayet ettiler. Dediler kî: Bize, İsmâîl —ki İbni Uleyye'dir.— Eyyûb'dan, o da Kaasim-i Şeybânî [61]*den naklen rivayet ettiki, Zeydü'bnü Erkam kuşluk zamanı namaz kılan birtakım insanlar görmüş de: Bu adamlar pek âlâ bilirler ki, bu saatden başka zamanda namaz kılmak daha faziletlidir. Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Evvâbîn namazı, sıcakdan deve yavrularının ayaklan yandığı zaman kılınır.» buyurmuşdur.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize, Yahya b. Saîd, Hişâm b. Ebî Abdillâh'dan rivayet etti. Demişki: Bize, Kaasim-i Şeybânî, Zeydü'bnü Erkam'dan naklen rivayet etti. Zeyd şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kubalıların yanına gitti, (vardığında) onlar namaz kılıyorlardı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (onlara) : «Evvâbîn namazı, sicakdan deve yavrularının ayakları yandığı zamandır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Nâfi' ile Abdullah b. Dinar'dan dinlediğim, onların da İbni Ömer'den naklen rivayet ettikleri şu hadîsi okudum: Bir adam Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e, gece namazını sormuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Gece namazı ikişer ikişerdir. Biriniz sabah olacağından korkarsa, bir rek'ât kılsın! Bu onun kılmış olduğu namazı vitir yapar.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkid ve Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Züheyr dediki: Bize, Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Salim'den, o da babasından, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyururken işitmiş olmak üzere rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Abbâd da rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize, Süfyân rivayet etti. (Dediki): Bize Amr, Tâvûs'dan, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. H. Bize, Zührî de Sâlim'den, o da babasından naklen rivayet ettiki, Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gece namazını sormuş; da: «O, ikişer ikişer kılınır. Sabah olacağından korkarsan bir rek'âtla vitr yapıver!» buyurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr haber verdi, ona da İbni Şihâb söylemiş, ona da Salim b. Abdillâh b. Ömer île Humeyd b. Abdirrahmân b. Avf, Abdullah b. Ömer b. Hattâb'dan naklen rivayet etmişler. Abdullah şöyle demiş: Bir adam ayağa kalkarak: Yâ Resûlallah! Gece namazı nasıl kılınır? diye sordu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gece namazı ikişer ikişerdir. Şâyet sabah olacağından korkarsan bir rek'âtla vitr, yapıver!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize, Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize, Eyyûb ile Büdeyl, Abdullah b. Şakîk'dan, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettiki, Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Ben soranla Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arasında olduğum hâlde suâl sordu ve : — Yâ Resûlâllah! gece namazı nasıl kılınır? dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «İkişer ikişer kılınır. Sabah olacağından korkarsan bîr rek'ât (daha) kıl. Ve namazının sonunu vitir yap!» buyurdular. Bir sene sonra ben yine o yerde iken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e biri suâl sordu. Ama o adammıydı, başka birimiydi bilemiyo•rum. Ona da aynı şey'i söyledi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, Ebû Kâmil rivayet etti, dedi ki: Bize Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize, Eyyûb ile Büdeyl ve Imrânü'bnü Hudeyr, Abdullah b. Şakîk'dan, o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiler. H. Bize Muhammed b. Ubeyd EI-Guberî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb ile Zübeyrü'bnü Hırrît, Abdullah b. Şakîk'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiler. İbni Ömer: «Bir adam, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'e sordu. .» demiş. Mezkûr râvîler yukarki hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Yalnız bunların ikisinin hadîsinde dahî «hâdiseden bir sene sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir adam suâl sordu...» cümlesi ile ondan sonrası yokdur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hârûn b. Ma'rûf ile Süreye b. Yûnus ve Ebû Kureyb, toptan îbni Ebî Zâîde'den rivayet ettiler. Hârûn dedi ki: Bize ibni Ebî Zaide rivayet etti. (Dediki): Bana Âsım-ı Ahvel, Abdullah b. Şakîk'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Vitr'i sabah olmadan acele kılın!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Leys rivayet etti. H. Bize, İbni Rumh dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Leys Nâfi'den naklen haber verdiki, İbni Ömer: «Her kim geceleyin namaz kılarsa namazının sonunu vitir yapsın! Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu emrederdi.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Usâme rivayet etti. H. Bize, İbni Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. H. Bana Züheyr b. Harb ile İbnü'l-Müsennâ da rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, Yahya rivayet etti. Bu râvîlerin hepsi Ubeydullah'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etmişlerdir ki, Efendimiz: (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Geceleyin kıldığınız namazınızın sonunu vitir yapın!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hârûn b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize, Haccâc b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): İbni Cüreyc şunları söyledi: Bana, Nâfi' haber verdiki, İbni Ömer şöyle diyormuş: «Her kim geceleyin namaz kılarsa sabah olmazdan önceki son namazını vitr yapsın! Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ashabına böyle emrederdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdulvâris, Ebû't-Teyyâh'dan rivayet etti. Demişki: Bana, Ebû Miclez, lbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Vitir namazı gecenin sonunda bir rek'âtdir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnÜ'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. İbnü'I-Müsennâ dediki: Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Katâde'den, o da Ebû Miclez'den naklen rivayet etti. Ebû Miclez şöyle demiş: Ben İbni Ömer'i, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ederken dinledim. Efendimiz: «Vitir namazı gecenin sonunda bir rek'âtdır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü's-Samed rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde, Ebû Micles'den rivayet etti. Ebû Miclez şöyle demiş: îbni Abbâs'a vitr'i sordum. Şu cevâbı verdi: Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Vitr gecenin sonunda bir rek'âtdır.» buyururken işittim. İbni Ömer'e sordum. O da: Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Vitr gecenin sonunda bir rek'âtdır.» buyururken işittim; dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Kureyb ile Hârûn b. Abdillâh rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ebû Usâme, Velîd b, Kesîr'den rivayet etti. Demişki: Bana, Ubeydullah b. Abdillâh b. Ömer rivayet etti. Onlara da îbni Ömer rivayet etmişki, Bir adam Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidde iken ona nida ederek: — Yâ Resûlâllah! Gece namazını nasıl vitir yapacağım? demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her kim namaz kılarsa ikişer ikişer kılsın. Sabahlıyacağını hissederse, bir rek'ât kılar; bu rek'ât ona kıldığı rek'âtları vitr yapar.» buyurmuşlar. Ebû Kureyb: «Ubeydullah b. Abdillâh.» dedi; İbai Ömer'i söylemedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Halef b. Hişâm ile Ebû Kâmil rivayet ettiler. Dediler ki, bize Hammad b. Zeyd, Enes b. Sîrîn'den rivayet etti. Demiş ki: îbni Ömer'e sordum: söyle bana sabah namazından önceki iki rek'âtda kırâeti uzatayımmı? dedim; İbni Ömer, şu cevâbı verdi: — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin ikişer rek'ât olarak namaz kılar; bir rek'âtla da vitr yapardı. Ben : — Sana bunu sormamıştım.» dedim, ibni Ömer: — Sen hakîkaten kalın kafalı bir adamsın. Hadîsi sana tekmillememe müsaade etsene!» dedi. Ve (söze yeniden başlayarak) : — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin namazı ikişer rek'ât olarak kılar; bîr rek'âtla da vitir yapardı. Sabah namazından önce sanki eli kulağında ezan okuyormuş gibi (süratle) İki rek'ât namaz kılardı.» dedi. Halef : «Sabahdan önceki iki rek'âti haber ver.» dedi; namazı zikretmedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, îbnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Enes b. Sîrîn'den rivayet etti. Enes: «Ben, İbni Ömer'e sordum...» diyerek yukarkî hadîsin mislini rivayet etmiş ve: «Gecenin sonunda bir rek'atla vitir yapardı.» cümlesini ziyâde eylemiş. Aynı hadîsde: «Sus be! Sen hakîkaten kalın kafalıynuşsın!» ifâdesi de vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnu'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ben, Ukbetü'bnü Hureys'i dinledim; dedimki: îbni Ömer'i şunu rivayet ederken dinledim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gece namazı ikişer rek'âtdır. Sabahlamakda olduğunu gördüğün vakit bir rek'âtla vitr yapıver!» buyurdular. İbni Ömer'e : «İkişer ikişer ne demekdir?» diye sordular; İbni Ömer: — Her iki rek'âtda bir selâm vermekdir... dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebu Bekr b. Ebî Şeybe rivayet ettî. (Dediki): Bize, Abdil'a'lâ b. Abdil'alâ, Ma'mer'den, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den, o da Ebû-Nadra'dan, o da Ebû Said'den naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : (Sabahlamadan önce vitr'i kılın!» buyurmuşlar)
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, İshâk b. ıMansûr rivayet etti. (Dediki): Bana, Ubeydullah, Şeyban'dan, o da Yahya'dan naklen haber verdi. Demişkî: Bana Ebû Nadrate'l- Avakî haber verdi. Onlara da Ebû Saîd haber vermiş ki, Ebû Saîd ve arkadaşları Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e vitr'i sormuşlar; o da : «Vitr'i sabah'dan önce kılın!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Hafs ile Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle deniş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Her kim gecenin sonunda kalkamıyacağından korkarsa, vitir namazını gecenin evvelinde kılıversin! Gecenin sonunda kalkacağını ümîd eden de vîtr'i gecenin sonunda kılsın! Zîra gecenin sonunda kılınan namaz şâhidlîdir; bu daha faziletlidir.» buyurdular. Ebî Muâviye (naeş'hûde yerme) mahdura demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Selemetü'biıü Şebîb rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kil yâni ibni UbeydulIâh, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i «Hanginiz gecenin sonunda kalkamayacağından korkarsa, vitri kılsın sonra yatsın! Kim geceleyin kalkacağına güveniyorsa, o da vîtr'i gecenin sonumda kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kırâat şâhidlidir; bu daha fazîletlidîr.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Âsim haber verdi. (Dediki): Bize, İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ebû'z-Zübeyr, Câbir'den naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş: Resulullah (S.A.V.): «Namazın en faziletlisi kunût'u uzun olandır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ebû Muâviye rivayet etti. (Dediki): Bize, A'meş, Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e hangi namaz daha faziletlidir diye sordular (da) : «Kunût'u uzun olan!.» buyurdu. Ebû Bekr: «Bize, Ebû Muâviye, A'meş'den rivayet etti.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Osman b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, A'meş'den, o da Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Gerçekden gecede öyle bir saat vardır ki, müslüman bir kimse o saata rastlar da Allah'dan dünyâ ve âhiret işlerine âid bir hayır isterse, o isteğini Allah kendisine verir. Bu her gece (böyle) dir.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Selemetü'bnü Şebîb rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kil, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekden gecede öyle bir saat vardır ki, müslüman bir kul o saata rastlar da ANah'dan bir hayır isterse, o hayrı Allah kendisine verir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, İbni Şihâb'dan duyduğum, onun da Ebû Abdillâh El-Egarr ile Ebû Selemete'bni Abdirrahmân'dan, onların da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettikleri şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar : «Rabb'imiz Tebâreke ve Teâlâ Hazretleri her gece, gecenin son üçte biri kaldığında alt semâya nüzul eder de: Hani bana duâ eden, onun duasını kabul edeyim! Hani benden istek isteyen, istediğini vereyim! Hani benden mağfiret dileyen, onu mağfiret edeyim! buyurur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Ya'kûb -ki İbni Abdirrahmân-ı Kaarî'dir- Süheyl b. Ebî Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki, şöyle buyurmuşlar: «Allah her gece, gecenin ilk üçte biri geçtiğinde alt semâya nüzul eder de; Melik benim! Melik benim!... Var mı bana duâ eden, onun duasını kabul eyleyeyim! Var mı benden isteyen; istediğini vereyim; Var mı benden mağfiret dileyen, onu affedeyim! buyurur. Ve (bu hâl) tâ tanyeri ağırıncaya kadar böylece devam eder.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, îshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'I-Mugîre haber verdi. (Dediki): Bize, Evzâî rivayet etti. (Dediki): Bize, Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Selemete'bnü Abdrirahmân, Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gecenin yarısı yahut üçte ikisi geçtiği zaman Allah Tebâreke ve Teâlâ alt semâya nüzul eder de: Var mı isteyen? kendisine verilecek! Duâ eden var mı? duası kabul edilecek! İstiğfarda bulunan var mı? kendisine mağfiret olunacakdır! buyurur. (Bu) tâ sabah aydınlayıncaya kadar (böyle devam eder.)» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Haccâc b. Şâir rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû'l -Müverri' Muhâdır rivayet etti. (Dediki): Bize, Sa'd b. Saîd rivayet etti. Dedikî: Bana, İbnî Mercâne haber verdi. Dediki: Ebû Hureyre'yi şunu söylerken işittim: Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Allah gece yarısı yahut gecenin son üçfe birinde alt semâya nüzul ederek : Bana kim duâ eder ki, ona icabet edeyim yahut benden kim bir şey diler ki, ona vereyim; buyurur. Sonra yoksul ve zâlim olmayan (Allah)'a kim ödünç verecek! der.» buyurdular. Müslim der ki: İbni Mercâne, Saîd b. Abdîllâh'dir. Mercâne, Saîd'in annesidîr. {….} Bize, Hârûn b. Saîd el-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Vehb rivayet etti. Dedi ki: Bana, Süleyman b. Bilâl, Sa'd b. Saîd'den bu isnâdla haber verdi; şunu da ziyâde etti: «Sonra Allah Tebâreke ve Teâlâ iki yedini yayarak yoksul ve zâlim olmayana kim ödünç verecek; der.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Şeybe'nin iki oğlu Osman ve Ebû Bekr ile İshâk b. İbrahim El- Hanzalî rivayet ettiler. Lâfız Ebû Şeybe oğullarınındır. İshâk (bize haber verdi.) tâbirini kullandı, ötekiler: Bize, Cerîr, Mansûr'dan, o da Ebû Ishâk'dan, o da Ebû Müslim-i Egarr'dan, o da Ebû Saîd ile Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti; dediler. Ebû Saîd ile Ebû Hureyre şöyle demişler: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Şüphesiz ki Allah mühlet verir. Tâ ki gecenin ilk üçte biri gittiği vakit alt semâya nüzul buyurarak: Var mı istiğfar eden! Var mı tevbe eyleyen! Var mı isteyen! Var mı duada bulunan! der. (Bu) tâ fecir aydınlayıncaya kadar (böyle devam eder.)» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Muhammedü'bnü'I-Müsennâ ile ibni Beşşâr dahi rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Ebû Ishâk'dan bu isnâdla rivayet etti. Şu kadar varki, Mansûr'un hadîsi daha tamam ve daha uzundur. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâîik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onunda Humeyd b. Abdirrahmân'dan, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her kim ramazanda imân ve ihtisâbla gece namazı kılarsa, o kimsenin geçmiş günahları affolunur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize, Ma'mer, Zührî'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi, Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabına azimetle emretmeksizin ramazanda gece namazına kendilerini teşvik eder ve: «Her kim ramazanda îmân ve ihtisâbla gece namazı kılarsa, o kimsenin geçmiş günahları affolunur.» buyururdu. İşte Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hâl bu merkezde iken vefat etti. Ondan sonra Ebû Bekr'in hilâfetinde ve Ömer'in hilâfetinin ilk zamanlarında bu iş Aynı minval üzere devam etti. İzah 760 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana, babam, Yahya b. Ebi Kesir'den rivayet etti. Demişki: Bize, Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân rivayet etti. Onlara da Ebû Hureyre rivayet etmiş ki, ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sehlem) : «Her kim ramazanda îmân ve ihtisâbla oruç tutarsa, o kimsenin geçmiş günahları affolunur. Ve her kim Kadir Gecesinde îmân ve ihtisâbla namaz kılarsa, o kimsenin de geçmiş günahları affolunur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bana Verka', Ebû'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Efendimiz: «Her kim Kadir Gecesinde namaz kılar da (zannederim îmân ve İhtisâbla ona rastlarsa dedi) o kimseye mağfiret olunur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dedikî: Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Urve'den, onun da Âişe'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gece mescidde namaz kılmış, cemâatda ona uymuşlar. Sonra ertesi gece yine (bu şekilde) namaz kılmış. Derken cemâat çoğalmış. Üçüncü yahut dördüncü gece cemâat yine toplanmış. Fakat Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların yanına çıkmamış. Sabahlayınca (cemaata) : Yaptığınızı gördüm! Benim için de sizin yanınıza çıkmaya bir mâni yokdu. Yalnız bu namazın, size farz kılınacağından endîşe ettim.» buyurmuşlar. Ravi: «Bu ramazanda idî.» demişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana, Yûnus b, Yezîd, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Demişki: Bana, Urvetü'bnü'z-Zübeyr haber verdi, ona da Âişe haber vermiş ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin (evden) çıkarak mescidde namaz kılmış. Bâzı kimseler de, onun namazına uyarak namaz kılmışlar. Derken halk bu mes'ele üzerinde lâf etmeye başlamışlar. Bu sebeple evvelkilerden daha çok cemâat toplanmış. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikinci gece dahî mescide çıkmış ve cemâat da ona uyarak namaz kılmışlar. Cemâat (yine) bunun üzerinde lâf etmeye başlamışlar. Derken üçüncü gece mescidin cemâati çoğalmış ama Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine çıkarak cemaata namaz kıldırmış. Dördüncü gece olunca artık rnoscid cemâati almaz olmuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de, cemaata çıkmamış. Bunun üzerine cemâatden bâzı kimseler: namaza! diye seslenmeye başlamışlar. Fakat Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine onların yanına çıkmamış. Nihayet sabah namazına çıkmış. Sabah namazını eda edince, cemaata doğru dönmüş; sonra şehâdet getirerek, şöyle buyurmuşlar: «Bundan sonra (malûmunuz olsun ki) akşam ki hâliniz bana gizli kalmış değildir. Lâkin ben gece namazın size farz kılınır da, onu kılamazsanız diye endîşe ettim.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammed b. Mihrân Er-Râzî rivayet etti. (Dediki): Bize, Velîd b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bize, Evzâî rivayet etti. (Dediki): Bana, Abde, Zırr'dân riyâyet etti. Demişki: Ben, Ubey b. Kâ'b'ı aıılatırken işittim: (Ubeyy'e: Abdullah b. Mes'ûd: Bütün sene gece namazı kılan kimsenin kadir gecesine isabet ettiğini söylüyor, demişlerdi.) Bunun, üzerine Ubeyy: «Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederimki,, kadir gecesi ramazandadır.» dedi, inşaallah diyerek istisna yapmaksızın yemîn etti. Ve: «Vallahi onun hangi gece olduğunu pek âlâ biliyorum. Kadir gecesi; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bize namaz kılmamızı emir buyurduğu gecedir. O da ramazanın yirmiyedinci gününün gecesidir. O gecenin alâmeti, sabahında güneşin ziyâsız olarak bembeyaz doğmasıdir.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnü'l - Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammedü'bnü Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be rivayet etti. Dedi ki: Abdetü'bnü Ebî Lübâbe'yi Zirr b. Hubeyş'den, o da Ubeyyü'bnü Kâ'b'dan naklen rivayet ederken dinledim. Zırr şöyle demiş: «Übeyy Kadir gecesi hakkında: Vallahi onu ben pek âlâ biliyorum. Benim bildiğime göre o, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bize namaz kılmamızı emrettiği gecedir; o (ramazanın) yirmiyedinci gecesidir; dedi.» Ancak Şu'be şu cümlede şekketmişdir: «O, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bize emrettiği gecedir.» Şu'be :«Bu cümleyi bana. Übey'den bir arkadaşım da rivayet etti.» demişdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bana, babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be bu îsnâdla, bu hadîsin benzerini rivayet etti. Yalnız râvî: «Ancak Şu'be şekketmişdir...» cümlesi ile ondan sonrasını zikretmemişdir. Öneri önce izahı okuyun sonra Geri gelip devam sayfası linkini kullanın İzah için buraya tıklayın Bu sayfa’nın devamı için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Abdullah b. Hâşim b. Hayyân EI-Abdî rivayet etti. (Dediki); Bize, Abdurrahmân yâni Ibni Mehdî rivayet etti. (Dediki): Bize, Süfyân, Selemetü'bnü Küheyl'den, o da Kureyb'den, o da İbnİ Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş «Bir gece teyzem Meymûne'nin yanında kaldım. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin kalkarak hacetine gitti. Sonra yüzünü ve ellerini yıkadı. Sonra uyudu, sonra kalkarak su tulumuna gitti. Ve onun ağız ipini çözdü; sonra iki abdest arası (yâni haddinden fazla, lüzumundan az dökmemek şartı ile) bir abdest aldı. Suyu çok dökmedi fakat her yere ulaştırdı. Sonra kalkarak namaz kıldı. Ben de kalktım ve onun için uyandığımı zannetmesin diye şöyle bîr gerindim ve abdest aldım. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz kıldı. Ben de sol tarafına durdum. O, elimden tutarak beni sağ tarafına çevirdi. Bu şekilde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in tam onüç rek'ât namazı tamam oldu. Sonra uzanıp yattı ve uyudu, hattâ horladi. Zâten uyuduğu vakit horlardı. Müteakiben Bilâl gelerek kendisine sabah namazını haber verdi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hemen kalktı ve namaz kıldı; ama abdest almadı. Duasında şu cümleler vardı : «Allah'ım! Benim kalbime nur, gözüme nûr, kulağıma nur, sağıma nur, soluma nûr, üstüme nûr, altıma nûr. Önüme nûr ve arkama nûr ver! benim nurumu büyült!» Kureyb; «Tâbûtda yedi kelime daha vardı, (onları unuttum.) dedi. Sonra Abbas oğullarından birine rastladım da onları bana söyledi ve: sinirimi, etimi, kanımı, saçımı ve tenimi diye anlattı. İki haslet daha söyledi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Mahrametü'bnü Süleyman'dan dinlediğim, onun da İbni Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den naklettiği, Kureyb'e de îbni Abbâs'ın haber verdiği şu hadîsi okudum: İbni Abbâs bir gece teyzesi Ümmü'I-Mü'minîn Meymûne'nin yanında kalmış. İbni Abbâs diyor ki: Ben, yastığa aykırı uzandım. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) île zevcesi ise uzunluğuna yattılar. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uyudu. Gece yarısı yahut ondan az önce veya az sonra uyandı. Ve yüzünden eliyle uykuyu silmeye başladı. Sonra Âl-i Imrân sûresinin sonlarındaki on âyeti okudu. Ve asılı duran bir tuluma davrandı. Ondan abdesî aldı. Abdestinî de güzel aldı. Sonra kalkarak namaz kıldı. İbni Abbâs diyor ki: Ben de kalkarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaptım. Sonra (onun yanına) giderek yanıbaşına durdum. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : Sağ elini başımın üzerine koydu ve sağ kulağımdan tutarak onu büktü. Müteakiben iki rek'ât namaz kıldı. Sonra iki rek'ât daha, sonra iki rek'ât daha, sonra iki rek'ât daha' sonra iki rek'ât daha, sonra iki rek'ât daha kıldı. Sonra vitr yaptı, sonra uzanıp yattı. Nihayet müezzin gelince kalkarak hafif iki rek'ât dahî kıldı. Sonra (mescide) çıkarak sabah namazını kıldı
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. Selemete'l-Mûrâdî rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdullah b. Vehb, lyâz b. Abdillâh El-Fihrî'den, o da Mahrametü'bnü Süleyman'dan bu isnâdla rivayet etti. Şunu da ziyâde eyledi: «Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem) su kabına giderek misvak tutundu ve abdest aldı. Abdesti yerli yerince aldı. Suyu pek az döktü. Sonra beni dürttü, ben de kalktım...» Hadîsin geri kalan kısmı Mâlik'in hadîsi gibidir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Harun b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize, ibni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bize, Amr, Abdurabbih b. Saîd'den, o da Mahrametü'bnü Süleyman'dan, o da İbni Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet ettiki, şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Meymûne'nin yanında geceledim. O gece Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanında idi. Derken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) abdest aldı. Sonra kalkarak namaz kıldı. Ben de kalkarak sol tarafına durdum. Ama Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), beni tutarak sağına durdurdu. Müteakiben o gece önüç rek'ât namaz kıldı, sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uyudu, hattâ harladı. Uyuduğu zaman horlardı. Sonra (namaza davet etmek için) ona müezzin geldi, o da (mescide) çıkarak namaz kıldı. Fakat abdest almadı.» Amr demiş ki: «Ben, bu hadîsi Bükeyru'bnü'l-Eşecc'e söyledim; o da: Bana, Kureyb onu rivayet etti; dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize, Dahhâk, Mahrametü'bnü Süleyman'dan, o da İbni Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: «Bir gece teyzem Meymûne binü'l-Hâris'in yanında kaldım. Ona: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalktığı vakit beni uyandırıver; dedim. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalktı. Ben de kalkarak sol tarafına durdum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) elimden tutarak beni sağ tarafına durdurdu. Bundan sonra artık ben uyukladım mı kulağımın yumuşağını tutardı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onbir rek'âî namaz kıldı. Sonra elleriyle dizlerini dolaylayarak oturdu; hattâ oturduğu yerde uyurken ben nefesini işitiyordum. Sabah olduğunu anlayınca hafif iki rek'ât namaz kıldı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbni Ebî Ömer ile Muhammed b. Hatim, ibni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Ebî Ömer Dediki: Bize, Süfyân, Amr b. Dînâr'dan. o da İbni Abbâs'ın âzâdlısı Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet ettiki, İbni Abbâs teyzesi Meymûne'nin yanında gecelemiş. «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin kalkarak asılı duran su tulumundan hafif bir abdest almış. (Râvî demiş ki. İbni Abbâs, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in abdest alışını tavsif etti. Ve onu hafif tutuyor; (suyu az döküyordu.) İbni Abbâs demiş ki: Bunun üzerine ben de kalkarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaptım. Sonra gelip sol tarafına durdum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : Beni arkasından geçirerek sağ tarafına durdurdu. Ve namazını kıldı. Sonra yana yaslandı ve uyudu. Hattâ horladı. Sonra ona Bilâl gelerek namaz vaktini haber verdi. Bunun üzerine mescide çıkarak sabah namazını kıldı. Fakat abdest almadı.» Süfyân: «Bu hâl Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Selleln)'e mahsûsdur. Çünkü biz Nebi (Sullallahu Aleyhi ve Sellem)'\n gözleri uyur, kalbi uyumazdığını duyduk.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammed b. Beşşâr rivayet, etti. (Dediki): Bize, Muhammed (yâni ibni Ca'fer) rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Seleme'den, o da Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş : Teyzem Meymûne'nin evinde geceledim de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellern)'in nasıl namaz kıldığını gözetledim. Derken kalktı bevletti. Sonra yüzünü ve ellerini yıkadı. Sonra uyudu. Bilâhare kalkarak su tulumuna gitti. Ve onun ipini çözdü. Sonra tasa yahut çanağa su döktü. Tulumun (ağzını) da eliyle kabın üzerine eğdi. Sonra israfla taktır arası güzel bir abdest aldı. Sonra kalkarak namaz kıldı. Ben de kalktım, yanına geldim. Ve soluna durdum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni tutarak sağ tarafına durdurdu. Böylece Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in namazı onüç rek'âtda tamam oldu. Sonra uyudu; hattâ horladı. Biz, onun uyuduğunu horlamasından ânlardık. Sonra namaza çıktı; ve (sabah) namaz(ını) kıldı Namazında yahut sücûdunda : «Yâ Rabbî! Benim kalbime nûr, kulağıma nûr, gözüme nûr, sağıma nur, soluma nûr, önüme nûr, arkama nûr, üstüme nûr, altıma nûr ve bana nûr ver; yahut beni nûr eyle!» derdi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize, Nadr b. Şümeyl rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be haber verdi. (Dediki): Bize, Selemetü'bnü Küheyl, Bükeyr'den, o da ibni Abbâs'dan naklen rivayet etti. Seleme demiş ki: «Müteakiben Kureyb'e rastladım da, şunları söyledi: ibni Abbâs: Ben, teyzem Meymûne'nin yanındaydım. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi... dedi. Sonra Gunderin hadîsi gibi rivâyetde bulundu. (Hadîsin sonunda, o) şekketmedi. Ve: (Benî nûr eyle) dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Hennâd b. Serîy rivayet ettiler. Dediler ki : Bize, Ebû'l-Ahvas, Saîd h. Mesrûk'dan, o da Selemetü'bnü Küheyl'den, o da İbni Abbâs'ın âzâdlısı Ebû Rişdîn'den, o da ibni Abbâs'dan naklen rivayet etti. ibni Abbâs şöyle demiş: «Teyzem Meymûne'nin yanında geceledim...» Râvî hadisi anlattı yalnız yüzle ellerin yıkandığını söylemedi. Ancak: «Sonra tuluma gelerek, ipini çözdü ve israfla taktır arasında orta bir abdest aldı. Sonra yatağına gelerek uyudu. Bilâhare bir daha kalktı ve yine tuluma gelerek ipini çözdü ve öyie bir abdest aldı ki, abdest ona derler!... dedi. Ve : «Bana pek büyük bir nûr İhsan eyle!» ifadesini söyledi: «Beni nûr eyle!...» cümlesini söylemedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Ebû't-Tâhîr rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Vehb, Abdurrahmân b. Selmân El-Hacri'den, o da Ukayl b. Hâlid'den naklen rivayet etti. Ukayl'e de Seleme'tübnü Küheyl, ona da Kureyb rivayet etmişki, İbni Abbâs bir gece Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında kalmış. İbnİ Abbâs demiş ki : «Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalkarak tuluma gitti. Ve ondan su döktü de abdesf aldı. Fakat abdestte suyu ne çok döktü, ne de az... Râvî hadîsi böylece rivayet etmişdir. Bu hadîsde : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), o gece ondokuz kelimelik bir duâda bulundu.» ifâdesi de vardır. Seleme demiş ki: «Onları, bana, Kureyb söyledi. Ben, onların onikisini belledim; geri kalanını unuttum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : (Yâ Rabbî! Benim kalbime nûr, dilime nûr, kulağıma nûr, gözüme nûr, üstüme nûr, altıma nûr, sağıma nûr, soluma nur, önüme nûr, arkama nûr, nefsime nûr ver! Bana büyük bir nûr ihsan eyle) buyurdular.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Ebû Bekr b. İshâk rivayet etti. (Dediki): Bize, îbni Ebî Meryem haber verdi. (Dediki): Bize, Muhammed b. Ca'fer haber verdi. (Dediki): Bana, Şerîkü'bnü Ebî Nemir, Kureyb'den, o da îbni Abbâs'dan naklen haber verdiki, İbni Abbâs şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'ın geceleyin nasıl namaz kıldığını göreyim diye nevbetînin Meymûne'de olduğu bir gece onun evinde yattım Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ailesi ile bîr müddet konuştukdon sonra uyudu...... Ve Râvî hadîsi (bu minval üzere) hikâye etmiştir. Bu hadîsde: «Sonra kalkarak abdest aldı ve misvaklandı.» ibaresi de vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Vâsıl b. Abdil a'lâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Fudayl, Husayn b. Abdirrahmân'dan, o da Habîb b. Ebî Sâbit'den, o da Muhammed b. Alîy b. Abdillâh b. Abbâs'dan, o da babasından, o da Abdullah b. Abbâs'dan naklen rivayet ettiki, Abdullah b. Abbâs, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selkm)'in yanında uyumuş. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uyanarak misvaklanmış ve abdest almış. (Abdest alırken) şu âyetleri okuyormuş: «Hiç şüphe yok ki göklerle yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün biribirini tâkîb edişinde akıl sahipleri için ibretler vardır.» [ A-li İmran 190 ] (İbni Abbas demiş ki) İşte bu âyetleri tâ sûrenin sonuna kadar okudu. Sonra kalkarak iki rek'ât namaz kıldı. Ama bu ilri rek'âtda kıyamı, rükû'u ve sücûdu uzattı. Sonra oradan ayrılarak uyudu. Hattâ horladı. Bunu üç defa yaptı, (yâni) altı rek'ât namaz kıldı. Hepsinde misvaklanıyor; abdest alıyor ve bu âyetleri okuyordu. Sonra üç rek'âtla vitr yaptı. Derken müezzin ezan okudu; o da namaza çıktı. Şu duayı okuyordu: «Allah'ım! benim kalbime nûr, dilime nûr, kulağıma nûr, gözüme nûr, arkama nûr, önüme nûr, üstüme nûr, altıma nûr halk eyle! Yâ Rabbî! Bana nûr ver!...»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Cüreyc haber verdi (Dediki): Bana Atâ', İbni Abbâs'dan naklen haber verdi. Demiş ki : «Bir gece teyzem Meymûne'nîn yanında kaldım, derken Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin nafile namaz kılmağa kalktı. Ve su tulumuna giderek abdest aldı ve namaza durdu. Onun böyle yaptığını görünce, ben de kalktım ve tulumdan abdest aldım. Sonra onun sol tarafına durdum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arkasından, benim elimden tutarak benî öylece arkasından sağ tarafına döndürdü.» (Râvî diyor ki) : Ben : «Bu nafile namazdamı oldu?» dedim: — Evet; cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Hârûn b. AbdiIIâh ile Muhammed b. Râfî' rivâye: ettiler. Dediler ki : Bize, Vehb b. Cerîr rivayet etti. (Dediki): Bana, babam haber verdi. Dediki: Kays b. Sa'd'i, Atâ'dan, o da İbni Abbâs'dai naklen rivayet ederken dinledim. îbni Abbâs şöyle demiş: «Abbâs, beni Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gönderdi. «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), teyzem Meymûne'nin evinde idi. O gece onunla beraber kaldım. Geceleyin Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaza kalktı, ben de (kalkarak) sol tarafına durdum. O, beni arkasından yakalayarak sağ tarafına durdurdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti, (Dediki): Bize, Abdülmelik, Atâ'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. îbni Abbâs, İbni Cüreyc ve Kavs b. Sa'd rivayetlerinde olduğu gibi: «Ben, teyzem Meymûne'nin yanında geceledim...» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Gunder, Şu'be'den rivayet etti. H. Bize İbni'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Ebû Cemre'den rivayet etti. Demişki: Ben, İbni Abbâs'ı: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin onüç rek'ât namaz kılardı.» derken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd, Mâlik b. Enes'den, o da Abdullah b. Ebî Bekr'den, o da babasından, o da Abdullah b. Kays b. Mahrame'den'den naklen rivayet etti. Abdullah da Zeydü'bnü Hâlid-i Cühenî'den naklen haber vermişki, Zeyd şöyle demiş: «Bu gece Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in namazını mutlaka ta'kîp edeceğim! dedim. Bunu müteakib Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hafif iki rek'ât namaz kıldı. Sonra iki rek'ât uzun, uzun (ama çok) uzun iki rek'ât namaz kıldı. Sonra iki rek'ât daha kıldı. Bunlar önceki rek'âtlardan daha kısaydılar. Sonra iki rek'ât daha kıldı; bunlar da öncekilerden kısaydılar. Sonra iki rek'ât daha kıldı; bunlar da öncekilerden kısaydılar. Sonra iki rek'ât daha kıldı; bunlar dahî kendilerinden öncekilerden kısa idiler. Sonra vitr yaptı. İşte bu namazlar (in mecmuu) onüç rek'âtdır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Haccâc b. Şâir rivayet etti. (Dediki): Bana Muhammed b. Ca'fer El-Medâinî Ebü Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Verkaa', Muhammed b. Münkedir'den, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Bir seferde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber idim, giderken bir su yoluna vardık, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hayvanını sulamıyacakmısın Yâ Câbir?» dedi. Ben: Hay hay! cevâbını verdim. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) indi. Ben de deveyi suya sürdüm. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kazâ-i hacete gitti. Ben, kendisine abdest suyu koydum. Az sonra geldi ve abdest aldı. Sonra kalktı ve bir elbisenin iki tarafını omuzlarına atarak namaza durdu. Ben de arkasına durdum. Fakat o, benim kulağımdan tutarak beni sağ tarafına geçirdi. İzah 768 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe hep birden Hüşeym'den rivayet ettiler. Ebû Bekr Dediki: Bize, Hüşeym rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Hurre, Hasen'den, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Âişe'den naklen haber verdiki, Âişe şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin namaz kılmak için kalktımı evvelâ namazına hafif iki rek'âtla başlardı.» İzah 768 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Usâme, Hişâm'dan, o da Muhammed'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki, şöyle buyurmuşlar : «Biriniz geceleyin kalktığı zaman namazına hafif iki rekrâtla başlayıversin!»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kutybetü'bnü Saîd, Mâlik b. Enes'den, o da Ebû'z-Zühyer'den, o da Tâvûs'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gece yarısı namaza kalktığında. «Allah'ım! Hamd sana mahsûsdur. Göklerle yerin nûr'u sensin, Hamd da sana mahsûsdur. Göklerle yerin ve onlardakilerin Rabbî sensin, hak sensin, senin va'din hak'dır. Sözün hak'dır. Sana kavuşmak hakdır. Cennet hakdır. Cehennem hakdır. Kıyamet hakdır. Yâ Rabbî! Ben ancak sana teslim oldum; ancak sana îmân ettim; ancak sana tevekkül eyledim ve yalnız sana rücû' ettim. Ben hasmıma karşı ancak senin (burhanın) ile muhasama ettim ve düşmanınla aramızda ancak senin hakemliğine müracaat ettim Binâenaleyh benim gerek evvelce gerekse sonradan işlediğim ğünahiarımla gizli ve aşikâr yaptıklarımı hep bana bağışla! Benim ilâhım sensin, senden başka hiç bir ilâh yokdur!» diye duâ ederdi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Amru'n-Nâkıd ile ibni Numeyr ve ibni Ebî Ömer rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Süfyân rivayet etti. H. Bize, Muhammed b. Râfi' dahî rivayet etti. Dediki: Bize, Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Cüreyc haber verdi. Bunların ikisi de Süleymân-ı Ahvel'den, o da Tâvûs'dan, o da ibni Abbâs'dan, o da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiler. İbni Cüreyc hadîsinin lâfzı Mâlik hadîsi ile birdir. Yalnız iki kelimede ihtilâf etmişlerdir. İbni Cüreyc «Kayyâm» yerine «Kayyım» demiş. Bir de «Esrartü» cümlesini «Mâ Esrartü» şeklinde rivayet etmişdir. İbni Uyeyne hadîsine gelince: onda bâzı ziyâdeler vardır. Hem o bir kaç kelimede Mâlik ile İbni Cüreyc hadîslerine muhâlifdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize, Mehdî (yâni İbni Meymûn) rivayet etti. (Dediki): Bize, Imrânü'l-Kasîr, Kays b. Sa'd'dan, o da Tâvûs'dan, o da İbni Abbâs'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsi rivayet etti. Lâfzı yukarkilerin lâfızlarına yakındır. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnü'l-Müsenna ile Muhammed b. Hatim, Abd b. Humeyd ve Ebî Ma'ni'r-Rakaaşî rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ömer b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize, îkrimetü'bnü Ammâr rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî Kesîr rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân İbni Avf rivayet etti. Dediki: Ümmü'l-Mü'minîn Âişe'ye sordum: — Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin kalktığı vakit namazına ne ile başlardı? dedim. Aişe : — Geceleyin kalktığı vakit namazına : «Allah'ım! Ey Cebrail, Mîkâîl ve İsrafil'in Rabbi! Gökler'le yerin yaradanı; hâzırı ve gâîbi bilen Allah'ım! Kullarının ihtilâf ettikleri şeylerde, onların aralarında ancak sen hükmedersin. İhtilâf edilen hakka izninle beni hidâyet eyle! Çünkü dilediğini doğru yola ancak sen hidâyet eylersin!» duası ile başlardı... dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammed b. Ebî Bekr El-Mukaddemi rivayet etti. (Dediki): Bize, Yûsufu'l-Mâcişûn rivayet etti. (Dediki): Bana, babam, Abdurrahmân El-A'rac'dan o da Ubeydullah b. Ebî Râfi'den, o da Alî b. Ebî Tâlib'den, o da Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki, namaza kalktığı vakit: «Yüzümü hak dîne meylederek, göklerle yeri yaradana çevirdim. Ben müşriklerden değilim. Şüphesiz ki benim namazım, ibâdetlerim, hayâtım ve memâtım âlemlerin rabbi olan Allah'a âiddir. Onun hiç bir şeriki yoktur. Ben, bununla emrolundum; ve ben müslümanlardanım. Allah'ım melik ancak sensin! senden başka hiç bir ilâh yokdur. Sen, benim Rabbimsin. Ben de senin kulun!... Nefsime zulmettim. Günâhımı da îtirâf eyledim. Binâenaleyh bütün günahlarımı bana bağışla! Çünkü günahları senden başka affedecek yokdur. Beni ahlâkın en güzeline hidâyet buyur! Onun en güzeline senden başka hidâyet eyleyecek yokdur. Kötü ahlâkı benden def eyle! Onu senden başka benden def edecek yokdur. Senin emrine tekrar tekrar icabet eder; dînine tekrar tekrar tâbi' olurum! Bütün hayırlar senin yed-i kudretindedir. Şerr sana âid değildir. Varlığım seninledir; sonu da sana müntehidir. Mübareksin, yücesin senden mağfiret diler; sana tevbe eylerim!» duasını okur, rüku'a vardığında: «Allah'ım ancak sana rüku ettim; sana îmân eyledim; ve ancak sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, iliğim, kemiğim ve sinirim hep sana itaat etmektedir.» der, başını rükû'dan kaldırdırınca : «Allah'ım! Ey Rabbimiz! Gökler dolusu, yer dolusu, göklerle yer arası dolusun, onlardan başka dilediğin her şey dolusu hamd ancak sana mahsûsdur.» duasını okur. Secde ettiği zaman: «Allahım ancak sana secde ettim ve yalnız sana îmân eyledim; sana teslim oldum. Yüzüm, kendisini yaratıp şekillendiren, gözünü ve kulağını yaradan Allahına secde etti. Halikların en güzeli olan Allah pek yücedir.» dermiş. Sonra teşehhüdle selâm arasında en son sözü şu olurmuş: «Allahım! Evvel ve âhir, gîzli ve aşikâr işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün israflarımı ve senin benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bana bağışla! İlerleten ancak sen! gerileten de ancak sensin! Senden başka hiç bir ilâh yokdur!»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivayet etti. H. Bize, İshâk b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû'n-Nadr haber verdi. Bu râvîlerin ikisi de demişler ki: Bize, Abdülâzîz b. Abdillâh b. Ebî Seleme, amcası Mâcişûn b. Ebî Seîeme'den, o da A'rac'dan bu isnâdla rivayet etti. Ve şöyle dedi: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaza başlarken tekbir alır; sonra: «Yüzümü çevirdim.» ve: «Ben, müslümanların birincisiyim.» derdi. Başını rükû'dan kaldırdımı: «Allah, hamd edenin hamd'ını kabûl eder. Ey Rabbimiz! Hamd de sana mahsûsdur!» derdi. (Secde hâlinde) : «Yüz'e şekil vererek onu güzel bir sûretde yaradan.» der; selâm verirkende: «Allahıml önceden yaptığım günahları bana bağışla!...» derdi, diyerek hadisi sonuna kadar rivayet etti. Yalnız: «Teşehhüdle selâm arasında.» tâbirini söylemedi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, EbÛ Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdullah b. Numeyr ile Ebû Muâviye rivayet ettiler. H. Bize, Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim hep birden Cerîr'den ve bu râvîlerin hepsi birden A'meş'den naklen rivayet ettiler. H, Bize, îbni Numeyr dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, Sa'd b. Ubeyde'den, o da Müstevrid b. Ahnef'den, o da Saletü'bnü Züfer'den, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti. Huzeyfe şöyle demiş: «Bir gece Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile bîrlikde namaz kıldım. Bakara sûresine başladı, ben (içimden) yüz âyeti tamamlayınca rükû' eder; dedim. Sonra devam etti. Ben (içimden) bütün sûreyi bir rek'âtdâ okuyacak; dedim. O yine devam etti. Ben bu sûre ile rükû'a varır; dedim. Sonra nisa' sûresine başladı. Onu da okudu. Sonra Âl-i Imrân sûresine başladı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, içinde tesbîh bulunan bir âyete gelince tesbîh ediyor; istek âyetine gelince İstiyor; teavvüz âyetine gelince (Allah'a) sığınıyordu. Sonra rökû'a gitti ve «Sübhana Rabbel-Azim» demeye başladı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ın rökû'u dahî kıyamı kadardı. Sonra : «Semi' Allahu limen hamidehu» dedi. Sonra rükû'una yakın uzun bir müddet ayakta durdu. Sonra secde etti. Ve: «Ulu Allahımı tesbîh eylerim.» (Sübhana Rabbil-A'la) dedi. Sücûdu dahi kıyamına yakındı. Râvî der ki: «Cerîr'in hadîsinde: (Semi' Allahu limen hamideh. Rabbena lekel hamd. ) ziyâdesi vardır.» İzah 773 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrâhîm ikisi birden Cerîr'den rivayet ettiler. Osman Dediki: Bize, Cerîr, A'meş'den, e da Ebû Vâil'den naklen rivayet etti. Ebû Vâil şöyle demiş: Abdullah Dediki: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde namaz kıldım. Kırâatı o kadar uzattı ki, ben bir edepsizlik yapmayı düşündüm. — Ona ne yapmak istedin? dediler. — Oturup onu (yalnız) bırakmayı düşündüm, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, İsmaîl b. Halil [83] ile Süveyd b. Saîd, Alîyü'bnü Müshir'-den, o da A'meş'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk rivayet ettiler. Osman dediki: Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da Ebû Vâil'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. Abdulah şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında, bir gece tâ sabaha kadar uyuyan bir adamın Iâfı edildi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bu, öyle bir adamdır ki, şeytan onun kulaklarına.» yahut: «Kulağına bevl etmiştir,» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Leys, Ukayl'den, o da Zührî'den, o da Alî b. Hüseyin'den, naklen rivayet etti. Ona da Alîyu'bnu Ebî Tâlib'den naklen Hüseyin b. Alîy rivayet etmiş ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em) bir gece kızı Fâtıme ile Ali'yî ziyarete gelmiş ve : «Siz namaz kılmıyormusunuz? diye sormuş (Alî demiş ki): Ben : — Yâ Resûlallah! Bizim nefislerimiz ancak Allah'ın yed-i kudretindedir. O, bizi uyandırmak isterse uyandırır, dedim. Ben, bunu söyleyince Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çekildi gitti. Sonra dönüp giderken onun uyluklarına vurarak: «Zâten insan pek münâkaşacı bir şeydir.» buyurduğunu işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Amru'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Amr dediki: Bize, Süfyân b. Uyeyne, Ebû'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ulaştırmış olmak üzere rivayet etti. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar: «Sîzden biriniz uyuduğu vakit şeytan, onun ensesi köküne üç düğüm vurur. Her bir düğümle birlikde senin üzerine: Haydi gecen uzun ola!... diye vurur. O kimse uyanıp de Allah'ı zikrettiği vakit bir düğüm çözülür; abdest alırsa iki düğüm; namaz kılarsa bütün düğümler çözülür. Artık o kimse neşârlı ve gönlü rahat olarak sabahlar. Aksi takdirde nefsi pis ve tenbel bir hâlde sabahı bulur.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Yahya, Ubeydulah'dan rivayet etti. Demiş ki: Bana, Nâfi', İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)''den naklen haber verdiki : «Namazlarınızın bir kısmını evlerinizde kılın! Evlerinizi kabirlere çevirmeyin!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbnü'I-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdülvehhâb rivayet etti. (Dediki): Bize, Eyyûb, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdiki: «Evlerinizde namaz kılın; onları kabirlere çevirmeyin!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz mescidinde namazını bitirdimi, namazından evine de bir nasîp bıraksın! Çünkü Allah, onun namazından evinde bir hayır halk eder.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Abdullah b. Berrâd EI-Eş'arî ile Muhammedü'bnü'l-Alâ' rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ebû Usâme, Büreyd'den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Musa'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Efendimiz : «içersinde Allah zikir edilen ev ile içinde Allah' zikredilmeyen evin misâli ölü ile diri gibidir, buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Ya'kûb (yâni İbni Abdirrahmân El-Karî) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evlerinizi, kabirlere çevirmeyin! Şüphesiz ki şeytan içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdullah b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Ömer b. Ubeydillâh'ın âzâdlısı Salim Ebû'n-Nadr, Büsr b. Saîd'den, o da Zeydü'bnü Sâbit'den naklen rivayet etti. Demişki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine hurma yaprağından yahut hasırdan bir hücrecik yaptı da çıkıp orada namaz kıldı. Derken bir takım adamlar kendisini ta'kîp ettiler ve (oraya) gelerek onun namazına uydular. Sonra bir gece gelip orada hazır oldular. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağır davranarak yanlarına çıkmadı. Bunun üzerine onlar seslerini yükselttiler; ve kapıyı taşladılar. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öfkeli bir hâlde onların yanına çıktı ve kendilerine şunu söyledi: «Yaptığınız şey'e o kadar devam ettiniz ki, bunun size farz olacağından korktum. Binâenaleyh siz, bu namazı evlerinizde kılmalısınız. Çünkü yalnız farz namaz müstesna; kişinin en hayırlı namazı evinde kıldığı namazdır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize, Behz rivayet etti. (Dediki): Bize, Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize, Mûsâ b. Ukbe rivayet etti. Dediki: Ebû'n-Nadr'ı, Büsr b. Saîd'den, o da Zeydü'bnü Sâbit'den naklen rivayet ederken dinledim ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidde hasırdan bir odacık yapmış da, orada birkaç gece namaz kılmış. Nihayet halk başına toplanmış... Râvî yukarki hadîsin benzeri şekilde rivayet etmiş. Yalnız burada : «Size farz kılınmış olsa, onu yapamazdınız.» demiştir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Ahdülvehhâb (yâni Sekafî) rivayet etti. (Dediki): Bize, Ubeydullah, Saîd b. Ebî Saîd'den, o da Ebû Seleme'den, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki, Âişe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir hasırı vardı. Onu geceleyin kendine hücre yapar da, içinde namaz kılardı. Gündüzün ise (yere) yayardı. Derken cemâatda onun namazına uymaya başladılar. Ve bir gece toplandılar. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Ey cemâat! Siz gücünüzün yeteceği işlere bakın! Çünkü siz usanmadıkça Allah usan (mış muamelesi yap) maz. Allah' indinde amellerin en makbulü az da olsa devam üzre yapılanıdır.» buyurdular. Râvî diyor ki: «Âl-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir şey yaptılarmı, artık ona devam ederlerdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize, Şu'be, Sa'd b. îbrâhîm'den rivayet etti. O da babası Ebû Seleme'yi Âişe'den naklen rivayet ederken dinlemiş ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e : «Allah indinde amellerin en makbul olanı hangisidir?» diye sorulmuşda: «Az bile olsa devamlı olanıdır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Züheyr Dediki: Bize, Cerîr, Mansûr'dan, o da İbrahim'den, o da Âlkame'den naklen rivayet etti. Âlkanıe şöyle demiş: «Ümmü'l-Mü'minîn Âişe'ye sordum; dedimki: Yâ Umme'l-Mü'minin Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ibâdet işi nasıldı? Günlerden birine tahsis ettiği bir şey olurmuydu?» Âişe, şu cevâbı verdi: «Hayır! Onun ameli devamlıydı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kadir olduğu şey'e sizin hanginiz takat getirebilir ki!»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize, Sa'd b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bana, Kasim b. Muhammed, Âişe'den naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Allah Teâlâ'ya amellerin en makbulü, az da olsa en devâmlısıdır.» buyurdular. Râvî: «Âişe bir ameli işlediği vakit ona devam ederdi.» demişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Uleyye rivayet etti. H. Bana, Züheyr b. Harb dahî rivayet etti, (Dediki): Bize, İsmail, Abdülazîz b. Suhayb'den, o da Enes'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescide girdi, (mescidde) iki direk arasına bir ip gerilmişdi. «Bu ne?» diye sordu; Ashâb : — Zeyneb'indir! (burada) namaz kılar; yorulduğu yahut gevşeklik hissettiği zaman buna tutunur., dediler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj: «Çözün onu!. Sizden biriniz zinde olduğu müddetçe namazını kılsın! Yorulduğu veya gevşediği zaman oturur...» buyurdu. Züheyr'iıı rivayetinde «Otursun!» kaydı vardır)
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Şeybân b. Ferrûh dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdülvâris, Abdülâzız'den, o da Enes'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Harmeletü'bnü Yahya ile Muhammedü'bnü Selemete'I-Muradi rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, İbni Vehb, Yûnus'dan, oda İbni Şihâb'dan naklen rivayet etti. İbni Şihâb: Bana, Urvetü'bnü'z-Zübeyr haber verdi, ona da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe haber vermişki, Havla' bintü Tüveyt b. Habîb b. Esed b. Abdi'l-Uzzâ', Âişe'ye uğramış. Âişe'nin yanında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bulunuyormuş. Âişe demiş ki: «Ben: Bu kadın Havla' binti Tûveyt'dir. Geceleyin uyumadığını söylerler; dedim.» Bunun üzerine Resûlullah «Geceleyin uyumuyor ha! Siz takat getirebileceğiniz işleri yapın! Vallahi siz bıkmadikça Allah da bıkmaz» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebu Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ebû Usâme, Hişânı b. Urve'den rivayet etti. H. Bana, Züheyr b. Harb dahî rivayet etti. Lâfız onundur. {Dediki): Bize, Yahya b. Saîd, Hişâm'dan naklen rivayet etti. Demişki: Bana, babam, Âişe'den naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} yanıma girdi. Benim yanımda bir kadın vardı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bu kadın kimdir?» diye sordu, Ben: — Uyumayan (daimî sûretde) namaz kılan bir kadın! dedim. «Siz takat getirebileceğiniz işleri yapın! Vallahi siz usanmadıkça Allah usanmaz » buyurdular. Âişe demiş ki: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'in en sevdiği ibâdet sahibinin devam üzere yaptığı ibâdet idi.» Ebû Usâme hadîsinde, o kadının Benî Esed kabilesinden olduğu zikredilmişdir)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H. Bize, İbni Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. H. Bize, Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Ûsâme rivayet etti. Bu râvîlerin hepsi Hişâm b. Urve'den rivayet etmişlerdir. H. Bize, Kuteybetü'bnü Saîd dahî rivayet etti. Lâfız onundur. Kuteybe, Mâlik b. Enes'den, o da Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Biriniz namazda uyuklarsa, uykusu dağılıncaya kadar yatıversin! Zira uyukluyarak namaz kılarsa belki istiğfar edeyim derken, kendine söver.» buyurmuşlar. İzah 787 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Muhammedü'bnü Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize, Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den rivayet etti. Hemmâm: «Ebû Hureyre'nin, Allah'ın Resulü Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettikleri şunlardır...» diyerek bir takım hadîsler zikretmiş. Ezcümle: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz geceleyin namaza kalkar da Kur'ân diline dolaşır ve ne dediğini bilemezse, hemen yatsın!» buyurdular; demiş. İzah Bu iki hadis, namazda uyuklayanlar hakkındadır. Âişe (Radiyallahu anha) hadisini Buhârî «Kitâbü'I-Vudû» da; Ebû Dâvûd dahi «Kitâbu's-Salât» da tahric etmişlerdir. Bu hadisdeki istiğfardan murâd, Kaadı İyad'a göre duadır. Bâzıları istiğfarı kendi mânâsında alıp, istiğfar etmeyi diler; şeklinde te'vîlde bulunmuşlardır. Kendine sövmekden murâd da, kendi aleyhine duâ etmesidir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ebû Ûsâme, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin Kur'ân okuyan bir zât işitmiş de : «Allah, ona rahmet buyursun! Gerçekten bana filân ve filân âyetleri hatırlattı. Ben, onları filân ve filân sûrelerden ıskaat etmişdim.» buyurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize, Abde ile Muâviye, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet ettiler. Âişe şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescidde bir zâtın Kur'ân okuyuşunu dinler de : «Allah, ona rahmet buyursun! Gerçekten bana unutturulduğum bir âyeti hatırlattı.» derdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hafız-ı Kur'ân'ın misâli bağlı deve gibidir. Eğer sahibi devesini muhafaza ederse, onu (eli altında) tutar; salıverirse deve (kaçar) gider.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Züheyr b. Harb ile Muhammedü'bnü'I-Müsennâ ve UbeyduIIah b. Saîd rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Yahya (yâni El-Kattân) rivayet etti. H. Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Hâlid-i Ahmar rivayet etti. H. Bize, İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize, baham rivayet etti. Bunların hepsi Ubeydullah'dan rivayet etmişlerdir. H. Bize, İbni Ebî Ömer dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize, Ma'mer, Eyyûb'dan naklen haber verdi. H, Bize, Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize, Ya'kûb (yânî İbni Abdirrahmân) rivayet eyledi. H. Bize, Muhanımed b. İshâk El - Müseyyebî de rivayet etti. (Dediki): Bize, Enes (yâni İbni Iyâz) rivayet etti. Bunların hepsi Mûsâ b. Ukbe'den ve yine bunların hepsi Nâfi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den Mâlik'in hadîsi mânâsında rivayette bulunmuşlardır. Mûsâ b. Ukbe hadîsinde: «Hâfız-ı Kur'ân kalkar da, gece ve gündüz okursa Kur'ân'ı ezberinde tutar. Üzerine olmazsa, onu unutur.» ziyâdesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Züheyr b. Harb ile Osman b. Ebî Şeybe ve İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. îshâk: (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize, cerîr, Mansûr'dan, o da Ebû Vâil'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti; dediler. Abdullah şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kur'ân hafızlarından birinin : filân ve filân âyetleri unuttum; demesi, ne çirkin şeydir. Hayır! ona (o âyetler) unutturulmuşdur. Siz, Kur'ân'i müzâkere edin! Çünkü onun, insanların kalplerinden kaçması, develerin bağlarından boşanıp kaçmasından daha şiddetlidir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, İbni Numeyr rivayet etti, (Dediki): Bize, babam ile Ebû Muâviye rivayet ettiler. H. Bize, Yahya b. Yahya da rivayet etti. Lâfız onundur. Dediki: Bize, Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Şakîk'dan naklen haber verdi. Şakîk şöyle demiş: «Abdullah: Bu Mushafları muhafaza edin! (Galiba da Kur'ân'ı muhafaza edin! dedi.) Yemin olsun ki, Kur'ân'ın hafızların kalplerinden kaçması, develerin bağlarından kaçmasından daha şiddetlidir. Hem Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sizden biriniz: ben filân ve filân âyetleri unuttum; demesin! Belki (onlar) kendisine unutturulmuşdur.» buyurdular., dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize, Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dedikiı): Bize, İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana, Abdetü'bnü Ebî Lübâbe, Şakîk b. Seleme'den naklen rivayet etti. Şakîk şöyle demiş: Ben, İbni Mes'ûd'u şunları söylerken işittim. (Dediki): Resûlullah' (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Filân ve filân sûreyi unuttum; yahut filân ve filân âyetleri unuttum... demek bir adam için ne kadar çirkin bir şeydir! Belki ona, bunlar unutturulmuşdur.» buyururken işittim. İzah 791 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Abdullah b. Berrâd El-Eş'arî ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, Ebû Usâme, Büreyd'den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Musa'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti: «Şu Kur'ân'ı muhafazaya dikkat edin! Muhammedin nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, Kur'an'ın (hafızalardan) kaçması, bağlı develerin boşanıp kaçmasından çok daha şiddetlidir.» buyurmuşlar. Hadîsin lâfızı İbni Berrâd'indır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana, Amru'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Seltem)'e vardırarak rivayet etti. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Allah, Kur'ân'ı tegannî eden bir Nebie verdiği kadar, hiç bîr şey'e ihsanda bulunmamışdır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus haber verdi. H. Bana, Yûnus b. Abdil'a'lâ da rivayet etti. (Dediki): Bize, İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana, Amr haber verdi. Bunların ikisi de İbni Şihâb'dan bu isnâdla rivayet etmişlerdir. (Burada) Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kur'an'ı tegannî eden bir Nebie ihsanda bulunduğu gibi.» buyurmuşdur
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Bişru'bnü'l-Hakem rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâzîz b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd, —ki İbnü'l -Hâd'dır,— Muhammed b. İbrahim'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki, Ebû Hureyre, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i : «Allah güzel sesli bir Nebie Kur'ân'ı cehren tegannî ettiğine mukaabil verdiği mükâfatı başka hiç bir şeye vermemişdir.» buyururken işitmiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana îbni Vehb'in kardeşi oğlu rivayet etti. (Dediki): Bize amcam Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ömer b. Mâlik ile Hayvetü'bnü Şüreyh, İbnü'I-Hâdîdan bu isnâdla, bu hadîsin tamâmiyle mislini haber verdiler. İbnü'l-Hâd: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) demiş; «İşitmiş.» kelimesini söylememiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hakem b. Mûsâ rivayet etti. (Dediki): Bize Hikl, Evzâî'den, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Allah yüksek sesle Kur'ân tegannî eden bir Nebi'e verdiği sevap kadar, hiç bir şey'e sevap ihsan etmemişdir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Yahya'bnü Eyyûb ile Kuteybetü'bnü Saîd ve İbnü Hucr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, İsmâîl (yânî İbni Ca'fer) Muhammed b. Amr'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Yahya b. Ebî Kesîr'in hadîsi gibi rivâyetde bulundu; yalnız İbni Ebî Eyyûb kendi rivayetinde (ke ezenihî yerine) «ke iznihî» dedi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H. Bize, İbni Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Mâlik (yâni ibni Miğvel) Abdullah b. Büreyde'den, o da babasından naklen rivayet etti. Babası şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Gerçekden Abdullah b. Kays'e yahut Eş'arî'ye Âl-i Davud'un mizmarlarından bir miz imâr veriimişdir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Dâvûdu'bnü Büşeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize, Tâlha, Ebû Bürde'den, o da Ebû Musa'dan naklen rivayet etti. Demişki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ebû Musa'ya : «Dön gece senin okuyuşunu dinlerken beni bir görmeliydin!... Gerçekden sana Âl-i Davud'un mizmârlanndan bir mîzmâr verilmiş!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. İdrîs ile Vekî', Şu'be'den, o da Muâyiyetü'bnü Kurre'den naklen rivayet etti. Muâviye şöyle demiş: Ben Abdullah b. Mugaffel-i Müzenî'yi şunu söylerken işittim : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fetih yılında bir yolculuğu esnasında hayvanı üzerinde Fetih sûresini okudu. Kırâetinde tercî' yaptı.» Muaviye: «Halkın başıma toplanacağından korkmasam, size onun kıirâetini gösterirdim.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile Muhammedü'bnü Beşşâr rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ (Dediki): Bize, Muhammedü'bnü Ca'fer rivayet etti, (Dediki): Bize Şu'be, Muâviyetü'bnü Kurra'dan rivayet etti. Demişki: Abdullah b. Mugaffel'i dinledim şöyle dedt : «Mekke'nin fethedİliği gün Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i devresinin üzerinde fetih sûresini okurken gördüm.» Râvî Muâviye diyor ki: Müteakiben İbni Mugaffel (kendisi) de okudu ve tercî' yaptı. Muâviye : «Eğer (etrafımızda) insanlar olmasaydı İbni Mugaffel'in, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen okuduğu şekilde bende size okuyuverirdim.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi Yahya b. Habîb EI-Hârisî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize, Hâlidü'bnü Haris rivayet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Her iki râvî demişler ki: Bize, Şu'be bu isnâdla, bu hadîsin benzerini rivayet etti. Hâiidü'bnü Haris hadîsinde: «Yürüyen bir deve üzerinde kendisi de fetih sûresini okuyordu; dedi.» ibaresi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hayseme, Ebû İshâk'dan, o da Berâ'dan naklen haber verdi. Berâ' şöyle demiş: Bir adam Kehf sûresini okuyordu, yanında da iki uzun iple bağlı bir at bulunuyordu. Derken o zâtı bir bulut kapladı. Bulut dönmeye ve yaklaşmaya başladı. O zâtın atı da bundan ürkmeye başladı. Sabaha çıkınca o zât Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldi ve bu hâdiseyi ona anlattı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem) : «Bu sekînetdir, Kur'ân için inmişdir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbnü'I-Müsennâ iie İbni Beşşâr rivayet ettiler, lâfız İbni'l-Müsennâ'nındır. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bise Şu'be, Ebû İshâk'dan naklen rivayet etti. Ebû İshâk şöyle demiş: Ben Berâ'yı şunu söylerken işittim:. Bir adam Kehf sûresini okudu. Evinde bir at varadı. Derken at ürkmeye başladı. Bunun üzerine adam bakındı: bir de ne görsün! Kendisini bir sis yahut bîr bulut kaplamış! Bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlattı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Oku ey fülân! Çünkü o bulut sekînetdir. Kur'an okunurken inmişdir. Yahut Kur'ân için inmişdir.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize İbnü'I-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdurrahmân b. Mehdi ile Ebû Dâvûd rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Şu'be, Ebû îshâk'dan rivayet etti. Ebû İshâk: «Ben, Berâ'yı şöyle derken işittim...» demiş. Her iki râvî yukarki hadîs gibi rivayette bulunmuşlar. Yalnız onlar «at şahlanmaya başladı.» demişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hasan b. Aliy EI-Hûlvânî ile Haccâcu'bnü'ş-Şâir rivayet ettiler. Lâfızları birbirine yakındır. Dediler ki: Bize Ya'kûb b, İbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîdü'bnü'I-Hâd rivayet etti. Ona da Abdullah b. Habbâb rivayet etmiş: ona da Ebû Saîd-i Hudrî rivayet etmişki, Bir gece Useydü'bnü Hudayr hurma harmanında (Kur'ân) okurken birdenbire atı şahlanmış. Fakat o yine okumaya devam etmiş. Sonra at tekrâr şahlanmış ise de Yseyd yine okumasına devam etmiş. Sonra at tekrar şahlanmış. Useyd demiş ki: Atın (oğlum) Yahya'yı çiğneyeceğinden korktum da kalkıp yanına gittim. Bir de ne göreyim! Başımın üzerinde gölgelik gibi birşey!.. içinde kandillere benzer nesneler var. Bu gölgelik göğe çıktı: hattâ onu göremez oldum. Ertesi sabah Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e giderek: — Yâ Resûlâllah! Dün akşam ben gece yarısı hurma harmanında (Kur'ân) okurken birden atım şahlandı.» dedim: ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hemen : «Oku İbni Hudayr!» buyurdu. (Dedim ki) : — Ben okumaya devam ettim. Sonra at yine şahlandı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine: «Oku ibni Hudayr!» buyurdular. (Dedim ki) : — Ben yine okudum: fakat hayvan sonra tekrar şahlandı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine : «Oku İbni Hudayr!» buyurdular. (Dedim ki): — Ben artık okumakdan vazgeçtim. (Oğlum) Yahya ata yakındı : Onu çiğner diye korktum. O sırada gölgelik gibi bir şey gördüm: içinde kandillere benzeyen nesneler vardı. Bu gölgelik göğe çıktı. Nihayet onu göremez oldum... Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bunlar meleklerdir. Seni dinliyorlarmış. Eğer okumağa devam etseydin : sabaha kadar seni dinlerler: halk da onları görür: halkdan gizlenmezlerdir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Ebu Kamil-i Cahderî, ikisi birden Ebu Avane'den rivayet ettiler. Kuteybe Dediki: Bize Ebu Avane, Katade'den, o da Enes'den, o da Ebu Muse'I-Eş'arî'den naklen rivayet etti. Ebu Musa şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kur'an okuyan mü'minin misali portakal gibidir, ki kokusu güzel, tadı hoştur. Kur'an okumayan mü'minin misali de hurma gibidir. Kokusu yoktur fakat tadı lezzetlidir. Kur'an okuyan münafığın misali, kokusu güzel fakat tadı acı olan fesleğen gibidir. Kur'an okumayan münafığın misali ise kokusu bulunmayan: tadı da acı olan Ebu Cehil karpuzu gibidir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Heddab b. Halid rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmam rivayet etti. H. Bize Muhammedü'bnü'I-Müsenna da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd Şu'be'den naklen rivayet etti. Bu ravîlerin ikisi de Katade'den, bu isnadla, bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Şu kadar var ki Hemmam'in rivayetinde «münafık» yerine «cacir» kaydı vardır. Buhari, et'ime, Fedailü'l-Kur'an, tevhid; Ebu Davud, edeb; Tirmizî, emsal, Nesaî, iman; İbn Mace, mukaddime; Darimî, Fedailü'l-Kur'an; Ahmed b. Han bel, IV
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Muhammed b. Ubeyd el-Guberî hep birden Ebû Avâne'den rivayet ettiler. İbnü Ubeyd Dediki: Bize, Ebû Avâne^ Katâde'den, o da Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Aişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kur'ân'da mahir olan sefere denilen kerîm ve muti' Nebilerle beraber olacakdır. Kur'ân-ı kekeleyerek güç hâl ile okuyana ise iki ecir vardır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammedü'bnü'I-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiyy, Saîd'den rivayet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî', Hişâm-ı Destevâî'den naklen rivayet etti. Her iki râvî Katâde'den bu isnâdla, rivayette bulunmuşlardır. Vekî'in rivayetinde: «Kur'ân okumak zor geldiği hâlde, onu okuyana iki ecir vardır.» buyurmuşdur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Heddâb b, Hâlid rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde, Enes b. Mâlik'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ubeyy b. Kâ'b'a : «Gerçekden bana Allah sana Kur'ân okumamı emretti.» demiş. Ubeyy: — Benim adımı sana Allah mı andı? dîye sormuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Evet! Senin ismini bana Allah andı.» buyurmuş. Râvî demiş ki: «Bunun üzerine Ubeyy ağlamaya başladı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnii'I-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dediler ki : Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. Dediki: Katâde'yi, Enes'den naklen rivayet ederkeı dinledim. Enes şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ubeyy b. Kâ'b'a : «Gerçekden bana Allah, sana (Lem yekûn)} [ Beyyine ] sûresini okumamı emir buyurdu.» dedi. Ubeyy: — Benim ismimi sana andı mı? diye sordu. Resûlullah (Sallallah Aleyhi ve Sellem): «Evet!» cevâbını verince Ubeyy ağladı
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Yahya b. Habîb El-Hârisî rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yânî İbni'I-Hâris) rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katade'den rivayet etti. Demişki: Ben, Enes'i şöyle derken işittim: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ubeyy'e buyurdular ki...» (diye başlayarak) yukarki hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekîr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb hep birden Hafs'dan rivayet ettiler. Ebû Bekir Dediki : Bize Hafsu'bnü Giyâs, A'meş'den, o da İbrâhîmden, o da Ubeyde'den, o da AbduIIah'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bana Kur'ân oku!» dedi. Ben: — Yâ Resûlallah Kur'ân-ı Kerim sana indirildiği hâlde, onu sana ben mi okuyayım? dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ben, onu başkasından dinlemek istiyorum.» buyurdu. Bunun üzerine ben de Nisa sûresini okumaya başladım. (Acep her ümmetden birer şâhid getirerek onların üzerine de seni şâhid kıldığımız zaman hâl nice olur! [ Nisa 41 ] âyet-i kerimesine vardığım zaman başımı kaldırdım yahut birisi yanıbaşımi dürttü de, başımı kaldırdım. Gördüm ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gözyaşları akıyor
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Hennâd b. Seriyy ile Mincâb b. Haris Et-Temîmî hep birden Alîyyü'bnü Müshir'den, o da A'meş'den bu isnâdla rivayet ettiler. (Yalnız) Hennâd kendi rivayetinde: «Bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisi minber üzerinde iken (bana oku) buyurdu.» ifâdesini ziyâde eyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bana Mis'ar rivayet etti. Ebû Kureyb: Bana Mis'ar'dan, o da Amr b. Mürra'dan, o da İbrahim'den naklen rivayet olundu: dedi. İbrahim şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abdullah îbni Mes'ûd'a : «Bana Kur'ân oku!» buyurdular. İbni Mes'ûd : — Kur'ân sana indirildiği hâlde (onu) sana, ben mi okuyayım?» dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Gerçekden onu ben, başkasından dinlemek İstiyorum», buyurdular. Bunun üzerine İbni Mes'ûd, kendilerine Nisa' sûresinin evvelinden başlayarak (Acep her ümmetden birer şâhid getirerek onların üzerine de seni şâhid kıldığımız zaman hâl nice olur!) âyet-i kerimesine kadar okudu. Ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağladı. Mis'ar demiş ki: Bana, Ma'n Ca'fer b. Amr b. Hureys'den, o da babasından, o da İbnî Mes'ûd'dan naklen rivayet etti. İbni Mes'ûd şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Aralarında bulunduğum müddetçe onlar üzerine bir şâhid olarak» yahut: «Onların içinde olduğum müddetçe...» buyurdu. (Burada) râvî Mis'ar şekketmişdir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Alkame'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: «Hıms'daydım; halkdan biri bana (hitaben): Bize Kur'ân oku! dedi; ben de onlara Sûre-i Yûsuf'u okudum. Halkdan biri (bana i'tîrâz ederek): Vallahi bu sûre böyle indirilmemişdir; dedi. Ben: — Yazık sana! Vallahi ben, bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e okudum da : «Güzel okudun.» diye tahsîn buyurdular; dedim. Böylece ben, o şahısla konuşurken birden,, bire ondan şarap kokusu geldiğini duydum ve: — Sen hem şarap içiyor; hem de Allah'ın kitabını tekzip mi ediyorsun? Sana hadd vurmadikça, buradan ayrılamazsın.» dedim ve kendisine hadd vurdum.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize İshâk b. İbrahim ile Alîyyü'bnü Haşrem rivayet ettiler. Dediler ki: Bize İsâ b. Yûnus haber verdi. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb de rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Ebû Muâvİye rivayet etti. Bunlar topdan A'meş'den bu isnâdla rıvâyet etmişlerdir. (Yalnız) Ebû Muâviye'nin hadîsinde: «Bana (güzel okudun) dedi.» ifâdesi yokdur
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Saîd El-Eşecc rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Vekî', A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den,, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Sizden biriniz evine döndüğü zaman orada üç tane iri, semiz, gebe deve bulmasını ister mi?» diye sordu. B i z: — Evet! cevâbını verdik. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «O hâlde birinizin namazında okuyacağı üç âyet kendisi için iri semiz ve gebeliği belli olmuş üç deveden daha hayırlıdır.» buyurdular. İzah 803 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize FadI b. Dükeyn, Mûsâ b. Aliyy'den rivayet etti. Demişki: Babamı, Ukbetü'bnü Âmir'den naklen rivayet ederken dinledim. Ukbe şöyle demiş: Biz sofada iken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (dışarı) çıkarak: »Hanginiz her gün hiç bir günâha girmeden ve akrabalık bağlarını kesmeden Buthân'a yahut Akîk'e gidip, oradan iki tane iri hörgüçlü dişi deve getirmek ister?» diye sordu. Biz : — Yâ Resûlâllahl Bunu (hepimiz) dileriz... dedik. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «O hâlde her birinizin mescide giderek Allah Azze ve Celle'nin kitabından iki âyet öğrenmesi veya okuması onun için iki dişi deveden daha hayırlıdır. Üç âyet onun için üç deveden, dört âyet dört deveden ve okunacak âyetler kendi sayılarınca develerden daha hayırlıdırlar.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hasenü'bnü Aliyy EI-Hûlvânî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Tevbe —ki Rabî' b. Nâfi'dir.— rivayet etti. (Dediki): Bize Muâviye (yâni İbni Sellâm) Zeyd'den naklen rivayet etti. Zeyd, Ebû SelIâm'ı şöyle derken işitmiş: Bana Ebû Umâmete'l-Bâhilî rivayet etti. Dediki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'i «Kur'ân-ı okuyun! Çünkü Kur'ân, onu okuyanlara kıyamet günü şefaatçi olarak gelecekdir. Zehrâveyn'i (yâni) Bakara,ile Âl-i Imrân sûrelerini okuyun! Çünkü onlar kıyamet gününde iki bulut yahut iki gölge veya safbeste iki fırka kuş gibi gelecek; okuyucularını müdâfaa edeceklerdir. Sûre-i Bakara'yı okuyun! Zîra onu okumak bereketdİr; terk etmek İse pişmanlıkdır. Onu tahsil etmeye battaller muktedir olamazlar.» buyururken işittim. Muâviye: «Duydumki BattalIer: sihirbazlar mânâsına gelirmiş.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Dârimî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya (yâni îbni Hassan) haber verdi. (Dediki): Bize Mûaviye bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti. Şu kadar varki, o teşbihlerin ikisindede (sanki onlar) demiş; Muâviye'nin (Duydumki.) dediğini söylememişdir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Abdirabbih haber verdi. (Dediki): Bize Velîd b, Müslim, Muhammed b. Muhâcir'den, o da Velîd b. Abdirrahmân El-Cüraşî'den, o da Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen rivayet etti. Demişki: Nevvâs b. Sem'ân El-Kilâbî'yi şöyle derken işittim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'i: «Kıyamet gününde Kur'ân ve onunla amel edenler getirilecekler; Kur'ân'ın önünde Bakara ile Âl-i Imrân sûreleri bulunacak.» buyururken işitdim. Bu iki sûre için Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç misâl getirdiki, ben onları hâlâ unutmadım: «Bu iki sûre sanki iki bulut yahut aralarında bir nûr bulunan iki siyah gölgelik yahut da sahiplerini müdâfa'a eden safbeste kanat germiş iki kuş sürüsü gibi olacakdır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hasanü'bnü Rabî' İle Ahmed'b. Cevvâs El-Hanefi rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Ebû'l-Ahvas, Ammâr b. Ruzeyk'den, o da Abdullah b. îsâ dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. Demişki: Cibril, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında otururken, Efendimiz üzerinden kapı sesine benzer bir ses işitti. Ve başını kaldırdı. Cibril: Bu şimdiye dek asla açılmayıp; yalnız bugün açılan bir gök kapısıdır; dedi. Müteakiben o kapıdan bir melek indi. Cibril: bu, yeryüzüne (ancak şimdi) inen bir melekdir. Bu güne kadar yere hiç inmemişdir; dedi. Melek selâm verdi ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Müjde!. Sana, senden önce hiç bir Nebi'ye verilmeyen iki nûr verildi. Fâtiha-ı Kitâp ve sûre-i Bakara'nın son âyetleri!... Bunlardan okuyacağın her harfe mukaabil mutlaka sana, o harfin tezammun ettiği sevap verilecekdir; dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Mansûr, İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen rivayet etti. Abdurrahmân şöyle demiş: Beyt'in yanıında Ebû Mes'ûd'a rastladım ve: Sûre-i Bakara'daki iki âyet hakkında kulağıma senden bir hadîs ulaştı; dedim. Ebû Mes'ûd şu mukaabelede bulundu: — Evetî Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bakara sûresinin sonunda iki âyet vardır ki, kim onları bîr gecede okursa, o kimseye kâfî gelirler.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi İshâk b. İbrâhîm de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr haber verdi. H. Bize Muhammedü'bnü'I-Müsennâ ile İbni Beşşâr dahî rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammedü'bnü Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. Her iki tarîkin râvîleri Mansûr'dan bu isnâdla rivâyetde bulunmuşlardır. İzah 808 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Mîncâb b. Haris Et-Temîmî rivayet etti. (Dediki): Bize Ibni Müshir, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezîdden o da Âlkametü'bnü Kays'dan, o da Ebû Mesûd El-Ensârî'den naklen haber verdi. Ebû Mes'ûd şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Her kim bir gecede Sûre-i Bakara'nın sonundaki şu iki âyeti okursa, bu iki âyet ona kâfî gelirler.» buyurdu. Abdurrahmân demiş ki: Müteakiben Ebû Mes'ûd'a rastladım, Beyt'i tavaf ediyordu. Bu hadîsi ona sordum da, bana, o'ıiu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Alîyyü'bnü Haşrem rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ (Yânî İbni Yûnus) haber verdi. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. Bu râvîler hep birden A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Âlkame ile Abdurrahmân. b. Yezîd'den, onlar da Ebû Mes'ûd'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Ebû Bekîr b. Ebî Şeybe rîvâyet etti. (Dediki): Bize Hafs ile Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den, o da Ebû Mes'ûd'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rîvâyet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki) Bana babam, Katâde'den, o da Salim b. Ebî'l-Ca'd El-Gatafânî'den, o da Ma'dân b. Ebî Tâlhate'l-Ya'merî'den, o da Ebû'd-Derdâ'dan naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Her kim sûre-i Kehf'in başından on âyet ezberlerse, Deccal'dan masun olur.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. H. Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdurrahman b. Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bize, Hemmâm rivayet etti. Bu râvîler hep birden Katâde'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. (Yalnız) Şu'be: «Kehf sûresinin sonundan.» Hemmâm ise Hişm'ın dediği gibi: «Kehf'in başından...» demişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdül a'lâ, b. Abdil a'lâ, Cüreyrî'den, o da Ebu's-Selil'den o da Abdullah Rabah El-Ensârî'den o da Ubeyyü'bnü Kâ'b'dan naklen rivayet etti. Ubeyy şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Yâ Ebe'l-Münzir! Allah'ın kitabından ezberinde bulunan hangi âyet daha biiyükdür? bilirmisin?» dedi. Ben : — Allah ve Resûlü bilir...» cevâbını verdim. Efendimiz (tekrar): «Yâ Ebe'l-Münzir! Allah'ın kitabından ezberinde bulunan hangi âyet daha büyükdür? bilirmisin?» diye sordu. (Bu sefer ben) : — Âyetü'l-Kürsî'dir. dedim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) göğsüme vurdu ve : «Vallahi ilim sana afiyet olsun Ey Ebe'l-Münzir!» buyurdular. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb ile Muhammedü'bnü Beşşâr rivayet ettiler. Züheyr Dediki: Bize Yahya b. Saîd, Şu'be'den, o da Katâde'den, o da Salim b. Ebî'l-Ca'd'dan, o da M'daân b. Ebî Talha'dan, o da Ebû'd-Derdâ'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar : «Sizden biriniz bir gecede Kur'ân'ın üçte birini okumakdan âciz mi kalıyor?» Ashâb : — Kur'ân'ın üçte birini nasıl okuyabilir? demişler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «İhlâs sûresi Kur'ân'ın üçte birine denkdir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi, (Dediki): Bize Saîd b. Ebî Arûbe rivayet etti. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet etti. (Dediki): Bize Ebânel-Attâr rivayet etti. Bunlar hep birden Katâde'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlar. Her ikisinin hadîslerinde de «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Şüphesiz ki Allah Kur'an'ı üç cüz'e taksim etmiş ve İhlâs sûresini Kur'ân'ın bu üç cüz'ünden biri yapmışdır; buyurdu.» ibaresi vardır. İzah 813 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim ile Ya'kûb b. İbrahim hep birden Yahya'dan rivayet ettiler, ibni Hatim Dediki: Bize Yahya b. Sâîd rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Keysân rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hâzim, Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Toplanın! Çünkü size Kur'ân'ın üçte birini okuyacağım.» buyurdular. Bunun üzerine toplanan toplandı. Sonra Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemi çıkarak İhlâs sûresini okudu. Sonra içeri girdi. Biz birbirlerimize: — Ben zannederim bu, ona semadan gelme bir huber olacak: İçeri girmesine sebep de, bu'dur; dedik. Sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yanımıza) çıkarak: «Gerçekden ben size Kur'ân'ın üçte birini okuyacağım; demişdim. Dikkat edin! Bu sûre Kur'ân'ın üçtebirine muâdildir.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Vâsıl b. Abdil a'lâ rivayet etti. (Dediki): Bize İbni FudayI, Beşîr b. Ebi İsmail'den, o da Etû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebu Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bizim yanımıza çıktı da: «Size Kur'ân'ın üçte birini okuyayım mı?» dedi. Ve İhlâs sûresini, bitirinceye kadar okudu. İzah 813 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Abdirrahmân b. Vehb rivayet etti, (Dediki): Bize amcam Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bize Amru'bnü'l-Hâris, Saîd b. Ebî Hilâl'den naklen rivayet etti. Ona da Ebû'r-Ricâl Muhammed b. Abdirrahmân, annesi Amra binti Abdirrahmân'dan naklen rivayet etmiş. Amra, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'nin himayesinde bulunuyoımuş. O da Âişe'den rivayet etmişki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir zât'ı bir seriyyeye kumandan olarak gazaya göndermiş. Bu zât maiyyetindekilere namaz kıldırırken kırâetini dâima İhlâs sûresi ile bitirirmiş. Gazadan döndükleri vakit ashâb bunu Resûlullah (SallalIahu Aleyhi ve Sellem)'e söylemişler. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Ona sorun; bunu niçin yapıyormuş?» buyurmuşlar. Ashâb, o zâta sormuşlar; şu cevâbı vermiş: — Çünkü İhlâs sûresi Rahmân'ın sıfatıdır; ben de kirâetimi, o sıfatla yapmak isterim. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Ona haber verin ki, Allah da onu seviyor.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Beyân'dan, o da Kays b. Ebî Hâzîm'den, o da Ukbetü'bnü Âmir'den naklen rivayet etti. Ukbe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Görmedin mi! Bu akşam hiç misli görülmedik bir takım âyetler, Felâk ve Nâs sûreleri indirildi!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammedü'bnü Abdillâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail, Kays'den, o da Ukbetü'bnü Âmir'den naklen rivayet etti. Ukbe şöyle demiş: Bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şunu söyledi: «Bana öyle bir takım âyetler indirildi kî, benzerleri asla görülmüş değildir! (Bunlar): Muavvizeteyn (dir.)»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. H. Bana Muhammedü'bnü Râfi* dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi de İsmail'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Ebû Usâme'nin, Ukbetü'bnü Âmir El-Cühenî'den naklettiği rivâyetde: «O, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabının büyüklerindendi.» ifâdesi vardır. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkid ve Züheyr b. Harb hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Züheyr Dediki: Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki): Bize Zührî, Sâlim'den, o da babasından, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Efendimiz: «Hasedlik ancak iki şeyde caizdir : (Birincisi): Allah kendiline Kur'ân ihsan eden ve, gece gündüz onunla kaaim olan adamdır. (İkincisi) Allah kendisine mal ihsan edip de, onu gece gündüz infâk eyleyen kimsedir.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Demişki: Bana Sâlîm b. AbdiIIâh b. Ömer, babasından naklen haber verdi. Babası şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hasedlik ancak iki kişiye karşı caizdir» : (Birincisi): Alah'ın, kendine şu kitabı verdiği kimse olup; gece gündüz onunla haşır neşir olur. (ikincisi): Allah'ın, kendisine mal verdiği kimsedir ki, gece gündüz o maldan tesadduk eder.» buyurdular. İzah 817 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî', İsmail'den, o da Kays'den naklen; rivayet etti. demişkî: Abdullah b. Mes'ûd söyledi. H. Bize ibni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam'Ia, Muhammed b. Bişr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İsmail, Kays'dan rivayet etti. Demişki: Ben Abdullah b. Mes'ûd'u şöyle derken şittim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hasedlik ancak iki sey'de caizdir. (Birincisi); Allah, kendisine mal verip de, o malı hak uğurunda sarf etmeye muvaffak kıldığı kimse; (ikincisi) : Allah, kendisine hikmet verip de, o hikmet mucibince hükmeden ve onu başkasına da öğreten kimsedir.» buyurdular. Diğer tahric: Buharî ilîm, Temennî, Tevhîd, Zekat, Ahkam ve i'tisam; Nesaî İlim; İbni Mace Zühd
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kub b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bana babam, îbni Şihab'dan, o da Amir b. Vasile'den naklen rivayet ettiki, Nafi' b. Abdilharis Usfan'da Ömer'e rastlamış. Ömer, kendisini Mekke'ye valî tayîn rtmiş imiş. Ömer ona: — Bu vadî halkına kimi me'mur ta'yîn ettin? diye sormuş, o da : — İbni Ebza'yı cevabını vermiş. Ömer: — İbni Ebza kimdir? deyince; Vali: — Bizim azadlılarımızdan biridir; cevabını vermiş. Bunun üzerine Ömer: — Sen, onların üzerine bir azadlıyı me'mur ettin ha? demiş. Vali : — Ama o, Allah Azze ve Celle'nirj Kitabını okur: bütün farzları da bilir; demiş. Ömer : «Allah bu kitapla bazı kavimleri yükseltir; bir takımlarını da alçalhr.» — Dikkat et ki Nebiimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): buyurdu; demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Abdullah b. Abdirrahman Ed-Darimî ile Ebu Bekir b. îshak rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Ebu'l-Yeman haber verdi. (Dediki): Bize Şuayb, Zührî'den naklen haber verdi. Demiş ki: Bana Amiru'bnü Vasilete'l-Leysî rivayet ettiki, Nafi' b. Abdiîharis El-Huzaî Usfan'da Ömeru'bnU'I-Hattab'a rastlamış. Ve Amir hadîsi İbrahim b. Sa'd'in, Zührî'den naklettiği hadîs tarzında rivayet eylemiştir. Diğer tahric: İbn-i Mace, Mukaddime
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, İbni Şibab'dan duyduğum, onun da Urvetü'bnü Zübeyr'den, onun da Abdurrahmân b. Abdilkaarî'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Abdurrahman demişki: Ömerü'bnü'l-Hattâb'ı şöyle derken işittim: Ben, Hişâm b. Hakim b. Hizam'ı sûre-i Fürkaan'ı benim okumadığım bir şekilde okurken işittim. Bu sûreyi bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) okutmuşdu. Az kaldı acele edecekdim. Sonra (kırâeti bitirinceye kadar) mühlet verdim. Bilâhare cübbesinin yakasından tutarak, onu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e getirdim. Ve: — Yâ Resûlâllah! Ben; bunu sure-i Fürkaan'ı senin bana okuttuğundan başka şekilde okurken işittim; dedim. Resûlulllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bırak onu! dedi. Ve Hişâm'a da «oku!» emrini verdi. Hişâm benim kendisinden duyduğum şekilde okudu. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem).: «Bu sûre böyle nazil oldu.» dedi. Sonra bana: «Oku!» dedi. Ben de okudum. (Bana da) : «Bu sûre böyle indirildi. Bu sûre yedi harf üzerine inmiştir. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse, onu okuyun!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demiş ki) : Bana Urvetü'bnü'z-Zübeyr haber verdi. Ona da Misver b.. Mahrama ile Abdurrahmân b, Abdilkaarî haber vermişler. Onlar da Ömeru'bnü'l-Hattâb'ı şöyle derken işitmişler: Ben Hişâm b. Hakîm'i, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayâtında sûre-i Fürkaan'ı okurken işittim... Ve râvî hadîsi yukarkî hadîs gibi rivayet etmiş. (Yalnız) : «Az kaldı namazda üzerine atılacaktım. Neyse) selâm verinceye kadar güç hâlle sabrettim...» ibaresini ziyâde etmişdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize İshâk b. İbrâhîm ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki) : Bize Ma'mer, Zührî'den Yûnus'un isnadı ile; onun rivayeti gibi haber verdi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletübnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana yunus İbni Şihab'dan naklen haber verdi. (Demişl:i); Bana Ubeydullah b. AbdîIIâh b, Utbe rivayet etti. Ona da İbni Abbâs rivayet etmişki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Cibril Aleyhisselâm, bana Kur'ân'ı bir harf üzere okuttu. Sonra ben kendisine müracaat ettim. Ben ziyâde etmesini istemekde; o da bana ziyâde etmekde devam ede ede nihayet yedi harf de karar kıldı.» buyurmuşlar. İbni Şihâb: «Duydum ki bu yedi harf yalnız bir olan şey'e mahsûs olup; helâl ve haram hususunda değişmezmiş.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi Abd b. Humeyd dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den bu isnâdla haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillah b. Numyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Ebî Hâlid, Abdullah b. îsâ b. Abdirrahmân b. Ebî Leylâ'dan, o da dedesinden, o da Ubeyyü'bnü Kâ'b'dan naklen rivayet etti. Übey şöyle demiş: Mescidde İdim. Birisi içeri girip namaza durdu. Ve tanımadığım bir kıraat okudu. Sonra başka biri girdi. O da arkadaşının okuduğundan başka bir kıraat okudu. Namazı bitirdiğimiz vakit hep birden Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girdik. Ben : — Bu zât (namazda) benim tanımadığım bir kıraat okudu. Sonra Öteki girdi; o da arkadaşının okuduğundan başka bir kıraat okudu; dedim. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara okumalarını emir buyurdu. Onlar da okudular. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların ikisinin de okuyuşlarını beğendi. Bunun üzerin içime Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i öyle bir tekzîb etmek geldi ki, böylesi câhiliyet devrinde bile aklıma esmemişdir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni kaplayan bu hâli görünce göğsüme vurdu. Bunun üzerine benden bir ter boşandı. Sanki korkudan Allah (Azze ve Celle) yi görüyor gibi idim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana : «Yâ Ubeyy! Bana bîr harf üzere oku diye (Cibrîl) gönderildi. Ben, ona: Ümmetime (vazifesini) hafiflet diye mürâcaatda bulundum; o da bana ikincide : Onu iki harf üzere oku! diye cevap verdi. Ben tekrar ümmetime (vazifesini) hafiflet diye müracaat ettim. Üçüncüde bana : Onu yedi harf üzere oku! Hem sana verdiğim her cevapla birlikde benden isteyeceğin bir isteğin de verilecekdir» dedi. Bunun üzerine ben : — Yâ Rabb! Ümmetimi afvü mağfiret et! Yâ Rabb, Ümmetini mağfiret et! dedim, üçüncü isteğimi de bütün mahlûkaatın hattâ ibrahim Sâllallahu aleyhi ve Sellem'in beni dileyecekleri güne bıraktım.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Ebû Bekîr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammedü'bnü Bişr rivayet etti. (Dediki): Bana İsmail b. Ebî Hâlid rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. îsâ, Abdurrahman b. Ebî Leylâ'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Ubeyyü'bnü Kâ'b haber verdiki, Kendisi mescidde oturuyormuş. Birden içeriye bir adam girmiş de n»maz kılmış ve namazda kırâeti uzun tutmuş... Râvî hadîsi, İbni Numeyr hadîsi tarzında rivayet etmişdir. İzah 821 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Gunder, Şu'be'den rivayet etti. H. Bize, bu hadîsi İbnü'I-Müsennâ ile ibni Beşşâr da rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ Dediki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Mücâhid'den, o da ibni Ebî Leylâ'dan, o da Ubeyyü'bnü Kâ'b'dan naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Benî Gıfârın gölcüğünün yanında bulunuyordu. Derken Cibril (Aleyhisselâm) ona gelerek : «Gerçekden Allah ümmetinin Kur'ân'ı bir harf üzere okumasını sana emrediyor!» dedi. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ben, Allah'dan bunun af ve mağfiret buyurulmasını dilerim. Çünkü benim ümmetim buna taakat getiremez.» dedi. Sonra Cebrâîl, ona ikinci defa gelerek: «Allah, ümmetinin Kur'ân'ı iki harf üzerine okumasını sana emrediyor!» buyurdu ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekrar: «Alah'dan bunun afvu mağfiretini dilerim! Çünkü ümmetim buna taakat getiremez.» dedi. Sonra ona üçüncü defa gelerek yine: «Allah Teâlâ, ümmetinin Kur'ân'ı üç harf üzere okumasını sana emrediyor!» dedi. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Allah'dan bunun afv-u mağfiretini dilerim! Çünkü benim ümmetim buna taakat getiremez.» dedi. Sonra ona dördüncü defa gelerek: «Gerçekden Allah, ümmetinin yedi harf üzere Kur'ân okumasını sana emrediyor. Onu hangi harf üzere okurlarsa, isabet etmiş olacaklardır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekîr b. Ebl Şeybe ile İbni Numeyr topdan Vekî'dein rivayet ettiler. Ebû Bekir Dediki: Bize Vekî', A'meş'den, o da Ebû Vâil'den naklen rivayet etti. Ebû Vâil şöyle demiş: Nehîkü'bnü Sinan denilen bir adam, Abdullah'a gelerek: — Yâ Ebâ Abdirrahmân! Şu harfi nasıl okursun? Elif mi y mı? Yâni -Asinin- mi yoksa -yasinin- mi? dedi. Abdullah: — Sen, bundan başkâ bütün Kur'ân'ı araştırdın mı? (Başka yok mu?) diye cevap verdi. Nehîk: — Ben hakikaten bir rek'atta mufassal sûreyi okurum, cevâbını verdi. Bunun üzerine Abdullah: — Şiir geveler gibi gevelemek mi dedin? Bir takım insanlar Kur'ân'ı okurlar ama Kur'ân köprücük kemiklerinden öteye geçmez. Lâkin Kur'ân kalb'e varır da; oraya yer ederse faydalı olur. Namazın en faziletlisi rükû ve sücûddur. Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir arada okuduğu nazâîrî pek iyi bilirim. Her rek'âtda iki sûre (okurdu); dedi. Sonra Abdullah kalkarak dışarı çıktı; onun arkacığından Alkame içeri girdi Sonra o da çıktı ve: — Abdullah bunu bana da haber verdi; dedi. İbnü Numeyr kendi rivayetinde: «Abdullah'a Benî Becîle kabilesin den bir adam geldi.» demiş «Nehîkü'bmi Sinan» dememiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Vâil'den naklen rivayet etti. Ebû Vâil: Abdallah'a Nehîkü'bnü Sinan denilen bir adam geldi... diyerek Veki'in hadîsi gibi rivâyetde bulunmuş; Yalnız: «Derken Alkame onun Yanına girmek için geldi. Biz, Alkâme'ye : — Şuna sor bakalım Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir rek' âtda okuduğu biribirine denk sûreler nelermiş? dedik. Bunun üzerine Alkame, onun yanına girerek sordu.. Sonra bizim yanımıza çıktı: ve Abdullah'ın te'lîfine göre mufassal sûrelerden yirmi tanesi (imiş), dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, bu hadîsi İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki) Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. (Dediki): Bize A'meş bu isnâdda, yukarkilerin hadîsleri gibi rivâyetde bulundu; ve Dediki: «Ben, Resûlulah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in iki tânesini bir rek'âtda okuduğu denk sûreleri pek âlâ bilirim. On rek'âtda yirmi sûre (okurdu)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Mehdî b. Meymûn rivayet etti. (Dediki): Bize Vâsıl El-Ahdeb, Ebû Vâil'den naklen rivayet etki. Demiş ki : Bir gün sabah namazını kıldikdan sonra erkenden Âbdullah b. Mes'ûd'a gittik. Kapıya vardığımızda selâm verdik. Bizi, içeriye buyur etti. Biz bir an kapida durduk. Derken kız dışarıya çıkarak: — Neye girmiyorsunuz? dedi. Müteakiben içeriye girdik. Bir de baktık Abdullah oturduğu yerden nafile namaz kılıyor! — Size izin verildiği hâlde içeri girmenize mâni' neydi? dedi. Biz : — Bir şey yok! Yalnız evdekilerin bâzısı uyuyor zannettik, dedik. Abdullah : — Ya, siz İbni Ümmi Abd oğullarını gafletdemi sandınız? dedi. Sonra yine namazına yöneldi. Tâ güneşin doğduğunu zannedinceye kadar nafile kılmağa devam etti. Sonra: — Kız! Bak güneş doğmuş mu? dedi. Kız, güneşe baktı. Güneş doğmamıştı. Abdullah namazına devam etti. Nihayet güneşin doğduğunu zannedince tekrar: — Kız! Bak güneş doğmuş mu? dedi. Kız, güneşe baktı. Bu sefer güneş doğmuşdu. Abdullah: — Bizi bu gün de kaldıran Allah'a hamd olsun! dedi. Râvî Mehdî: (zannederim bizi günahlarımız sebebiyle. helâk etmedi dedi.) diyor. O arada cemâatdan biri: — Ben dün akşam bütün mufassal sûrrleri okudum; dedi. Bunun üzerine Abdullah : — Şiir geveler gibi gevelemekle değil mİ7 Biz yemîn ederiz ki biri-birine yakın sûreleri işitmişizdir. Hem ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vaktiyle okuduğu biribirine yakın sûreleri çok iyi bilirim. Mufassal sûrelerden onsekiz, Âl-i Hâ-Mîm'den de iki sûre okurdu.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyin b. Aliy El-Cu'fî, Zâide'den, o da Mansûr'dan, o da Şakîk'den naklen rivayet etti. Demişki: Benî Becîle kabilesinden Nehîkü'bnü Sinân denilen bir zât Abdullah'a geldi ve: — Ben, bir rek'âtda mufassal sûreleri okurum., dedi. Abdullah: — Şiir geveler gibi geveleyerek mi? Vallahi ben ; «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vaktiyle okuduğu biribirine denk sûreleri pek âlâ bilirim. Her rek'âtda İki sûre okurdu.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ Dediki : Bize Muhammedü'bnü Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Amr b. Mürra'dan naklen rivayet etti. Oda Ebû Vâil'i rivayet ederken dinlemiş ki, İbni Mes'ûd'a bir adam gelerek: — Ben, bu akşam bütün mufassal sûreleri bir rek'âtda okudum... demiş. Bunun üzerine Abdullah: — Şiir geveler gibi geveleyerek mi? demiş ve sözüne devamla : — Vallahi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir arada okuduğu biribirine denk sûreleri ben çok iyi bilirim... diyerek; mufassal sûrelerden yirmi tanesini zikretmiş; bunların her rek'âtda ikişer ikişer okunduğunu söylemişdir. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Abdlllâh b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû İshâk rivayet etti. Dediki: Esved b. Yezîd mescidde Kur'ân öğretirken, ona bir adamın suâl sorduğunu gördüm: — Şu âyetini nasıl okuyorsun? Dal mı, zel mi? dedi. Esved: — Dal ile okuyorum. (Çünkü) ben Abdullah b. Mes'ûd'dan işittim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i (muddekir) diye dal'la okurken İşittim; diyordu., cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. İbnuİ'l-Müsennâ Dediki : Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan, o da Esved'den, o da Abdullah'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki, bu cümleyi diye dal'la okurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekir'indir. Dedilerki: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Alkame'den naklen rivayet etti. Alkame demişki: Şam'a geldik. Müteakiben yanımıza Ebû'd-Derdâ gelerek: — İçinizde Abdullah'ın kırâeti üzre okuyan kimse var mı? dîye sordu. Ben : — Evet, ben (okurum) dedim. Ebû'd-Derdâ': — Peki Abdullah'ın şu [ve'lleyli iza yeğşa] âyet-i kerimesini nasıl okuduğunu işittin? dedi. Ben : — Onu ve'lleyli iza yeğşa ve'z-Zekeri ve'l-unsa diye okurken işittim; cevâbını verdim. Ebû'd-Derdâ' : — Vallahi ben de ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, onu bu şekilde okuduğunu işittim. Lâkin bu Şam'lılar benim, onu [ve ma haleke] şeklinde okumamı istiyorlar ama ben, onlara tâbi olmuyorum., dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Mugîra'dan, o da İbrahim'den naklen rivayet etti. İbrahim şöyle demiş: Alkame Şam'a geldi. Ve bir mescide girerek; orada namaz kıldı. Sonra bir halkaya gitti ve oraya oturdu. Derken bir adam geldi. Bu adam hakkında cemâatin çekingen davrandıklarını ve vaziyetlerini anladım. Gelen zât yanıbaşıma oturdu. Sonra : — Abdullah'ın okuduğu şekilde Kur'ân ezberin demidir?» diye sordu... Râvi hadîsi yukarki hadîs gibi rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Alîyyü'bnü Hücr Es-Sa'd rivâjyet etti. (Dediki): Bize İsmâîl b. İbrâhîm, Dâvud b. Ebî Hind'den, o da Şa'bî'den, o da Alkame'den naklen rivayet etti. Alkame şöyle demiş : — Ebû'd-Derdâ'ya tesadüf ettim. Bana : — Sen kimlerdensin? dedi, — Iraklılardanım! cevâbını verdim, Ebû'd-Derdâ': — Hangilerinden? dedi. — Kûfelilerdenim! cevâbını verdim. — Abdullah b. Mes'ûd kırâeti üzre okuyabiliyormusun? diye sordu: — Evet! dedim. — Öyle ise Leyl sûresini oku! dedi. Ben de sûreyi [Ve'lleyli iza yeğşa ve'n-nehari iza tecella ve zekeri ve'l-unsa] diye okumaya başladım. Bunun üzerine Ebû'd -Derdâ güldü. Sonra : — Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in de böyle okuduğunu işittim... dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bana Abdil a'Iâ rivayet etti. (Dediki): Bize Dâvûd, Âmir'den, o da Alkame'den nsklen rivayet etti. Âlkame : «Ben, Şam'a gelerek Ebû'd-Derdâ'ya tesadüf ettim...» diyerek İbni Ubeyye hadîsi gibi rivâyetde bulunmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Muhammed b. Yahya b. Habbân'dan dinlediğim, onunda A'rac'dan onun da Ebû Hureyre'den naklen haber verdiği şu hadîsi okudum: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikindiden sonra, güneş kavuşuncaya kadar ve sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namaz kılmayı yasak etmişler. İzah 831 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Dâvûd b. Ruşeyd ile İsmail b. Sâiim hep birden Hüşeym'den rivayet ettiler. Mâvûd Dediki: Bize Hüşeym rivayet etti. (Dediki): Bize Mansûr, Katâde'deıı naklen haber verdi. Demişki: Bize Ebû'l-Âliye, İbni Abbâs'dan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: İçlerinde Ömerü'bnü'l-Hattâb da bulunmak üzre Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir çok ashabından işittim. Bunların içinde en sevdiğim Ömer idi. (Dedilerki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazından sonra, güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra güneş kavuşuncaya kadar namaz kılmakdan nehiy buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bana bu hadîsi Züheyru'bnü Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Şu'be'den naklen rivayet etti. H. Bana Ebû Gassân El-Mismaî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdil a'lâ rivayet etti. (Dediki): Bize Saîd rivayet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm haber verdi. (Dediki): Bana babam rivayet etti. Bu râvîlerin hepsi Katâde'den bu isnâdla rivayet etmişlerdir. Yalnız Saîd ile Hişâm'ın rivayetlerinde: «Sabah oldukdan sonra, güneş aydınlayıncaya kadar...» ifâdesi vardır. İzah 831 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus haber verdi. Ona da İbni Şihâb haber vermiş. Demiş ki: Bana Atâ' b. Yezîd El-Leysî haber verdi. O da Ebû Saîd-i Hudrî'yi şöyle derken işitmiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İkindi namazından sonra güneş kavuşuncaya kadar, sabah namazından sonra da güneş doğuncaya kadar namaz yokdur.» buyurdular. İzah 831 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Malik'e, Nâfi'den duyduğum, onun da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz araştırıp da, güneş doğarken veya batarken namaz kılamaz.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekîr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam ile Muhammed b. Bişr rivayet ettiler. Hep birden dediler ki: Bize Hişâm, babasından, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; «Namaz kılmak için güneşin doğmasını veya batmasını araştırmayın! Çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından doğar.» buyurdular. İzah 831 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekîr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam ile İbni Bişr rivayet ettiler. Hep birden dedilerki: Bize Hişâ-i, babasından, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleın) : «Güneşin kaşı göründü mü, iyice meydana çıkıncaya kadar siz namazı geciktirin. Güneşin kaşı battımı, iyice kayboluncaya kadar namazı (yine) geciktirin!» buyurdular. İzah 831 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Said rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Hayr b. Nuaym El-Hadramî'den, o da İbni Hübeyra'dan, o da Ebû Temîm El-Ceyşânî'den, o da Ebû Basrate'l-Gıfârî'den naklen rîvâyet etti. Ebû Basra şöyle demiş: Bize Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) El-Muhammas denilen yerde ikindiyi kıldırdı. Müteakiben şöyle buyurdu. «Şüphesiz ki bu namaz sizden öncekilere arz olundu. Fakat onlar, onu zayi ettiler. İmdi her kim bu namaza devam ederse, o kimseye iki kat ecir vardır, ikindi namazından sonra şâhid doğuncaya kadar hiç bir namaz yokdur.» (Şâhid de : Yıldızdır)
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb b. İbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize babam, İbni İshâk'dan rivayet etti. Demiş ki: Bana Yezîd b. Ebî Habîb, Hayr b. Nuaym El-Hadramiden, o da Abdullah b. Hübeyrate's-Sebaî'den, —ki mevsuk bir zât idi —o da Ebû Temîm El-Ceyşânî'den, o da Ebû Basrate'i-Gıfârî'den naklen rivayet etti. Ebû Basra : «Bize, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikindiyi kıldırdı...» diyerek yukarki hadîsin mislini rivayet etmiş. İzah 831 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki).: Bize Abdullah b. Vehb, Mûsâ b. Uleyy 'den, o da babasından naklen rivayet etti. Demişki: Ben Ukbetü'bnü Âmir El-Cühenî'yi şöyle derken işittim : «Üç saat vardır ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlarda namaz kılmakdan veya cenazelerimizi defnetmekden bizi menederdi : 1- Güneş doğmağa başladığından, yükselinceye kadar; 2- Tam gök yüzünün ortasında iken (batıya) meyledinceye kadar; 3- Bir de güneş batmaya yaklaştıkdan batıncaya kadar.» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Ca'fer El-Ma'kırî rivayet etti. (Dediki): Bize Nadru'bnü Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize İkrimetü'bnü Ammâr rivayet etti. (Dediki): Bize Şeddâd b. Abdillâh Ebû Ammâr ile Yahya b. Ebî Kesir, Ebû Umâme'den naklen rivayet ettiler. (İkrime: Şeddâd, Ebû Umâme ve Vasile ile görüşmüş. Enes'Ie de Şam'a kadar sohbet etmiş; Enes kendisini hayır ve faziletle senada bulunmuşdur; demiş.) Şeddâd, Ebû Umâme'den rivayet etmiş. Ebû Umâme demiş ki: Anıru'bnü Abesete's-Sülemî şunları söyledi: «Ben câhiliyyet devrinde iken bütün insanların dalâletde bulunduğunu ve hiç bir doğru yolda olmadıklarını biliyordum. (Çünkü) insanlar putlara taparlardı. Derken işittim ki Mekke'de bir zât (çıkmış) bir takım haberler veriyormuş. Hemen devemin üzerine atlayarak ona geldim. Bir de baktım Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gizlenmiş, kavmi onun aleyhinde cür'etkâr bir vazîyetde... Bunun üzerine kalbim yumuşadı ve Mekke'de onun yanına girerek, kendisine : — Sen nesin? dedim. «Ben, Nebi'yim.» cevâbını verdi. — Nebi ne demekdir? dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Beni Allah gönderdi? buyurdular. — Seni ne ile gönderdi? dedim; «Allah beni akrabaya yardım edilmesi, putların kırılması, Allah'ın bir tanınması, ona hiç bir şey'in şerîk koşulmaması (vazifesi) ile gönderdi» dedi. Ben, kendisine: — O hâlde bu husûsda sana yardım etmek üzere yanında kimler var? dedim; «Bir hür ile bir köle!» cevâbını verdi. (O gün yanında kendisine îmân edenlerden yalnız Ebû Bekir ile Bilâl vardı.) Ben : — Sâna ben de tâbi oluyorum; dedim. — «Sen şu gününde bunu yapamazsın.Benim hâlimi ve ortalığın hâlini görmüyormusun? Lâkin şimdi sen ailen nezdine dön! Ne vakit benim meydana çıktığımı duyarsan; hemen yanıma gel!» buyurdular. Ben de ailemin yanına gittim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldi. Ben hâlâ ailemin yanında bulunuyordum. Ama o, Medine'ye geleli kendisini soruşturmağa ve haberlerini almaya başladım. Nihayet yanıma Yesriplilerden yânî Medînelilerden bir kaç kişi geldi. (Onlara) : — Medine'ye gelen o zât ne yaptı? dedim. — Halk sür'atle onun tarafına koşuyor; kavmi onu öldürmek istemiş; ama buna muvaffak olamamışlar; dediler. Bunun üzerine hemen Medîne’ye gelerek onun yanına girdim. Ve : — Yâ Resûlâllah! Beni tamyormusun? dedim. «Evet! Mekke'de benimle görüşen sen değilmisin? buyurdular. — Evet, ben'im; dedim. Ve şunu ilâve ettim: — Yâ Nebiyyallah! Bana Allah'ın sana öğrettikleri ve benim bilmediğim şeylerden haber ver! Bana, namazı haber ver!.. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sabah namazını kıl! Sonra güneş doğup; yükselinceye kadar namazı kes! Çünkü güneş, şeytanın iki boynuzu arasından doğar. Küffâr da ona, o zaman secde ederler. Sonra namaz kıl! Çünkü namaz isbâtlı, şâhidlidir... Onu mızrağın gölge: dimdik duruncaya kadar kılmağa devam et! Sonra namazı kes! Çünkü o zaman cehennem kızdırılır. Gölge döndüğü zaman yine namaz kıl! Çünkü namaz, ısbatlı şâhidlidİr. Onu tâ ikindiye kadar kılmağa devam et! (ikindiyi kıldıkdan sonra namazı kes! Tâ güneş kavuşuncaya kadar (namaz kılma.) Çünkü güneş şeytanın İki boynuzu arasında batar. O zaman kâfirler güneşe secde ederler.» buyurdu. Ben : — Yâ Nebiyyallah! Gelelim abdeste; bana ondan da söz et! dedim. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Sizden hiç bir kimse yokdur ki, abdest suyunu hazırlayarak mazmaza ve İstinşâk yapsın burnunu atsın da, yüzünün, ağzının ve burnunun günahları dökülmesin! Sonra Allah'ın emrettiği gibi yüzünü yıkasın da, yüzünün günahları su ile birlikde sakalının etrafından dökülmesin! Sonra ellerini, dirsekleri ile beraber yıkasın da, su ile birlikde, ellerinin günahları parmak uçlarından dökülmesin! Sonra başına meshetsin de, başının günahları su ile birlikde saçlarının kenarlarından dökülmesin! Sonra ayaklarını topukları ile beraber yıkasın da, ayaklarının günahları su ile birlikde parmak uçlarından dökülmesin! Eğer bu adam kalkar da, namaz kılar; Allah'a hamd-ü senâ'da bulunur; onu lâyık olduğu şekilde temcîd eyler ve kalbini sırf Allah için (başka şeylerden) fariğ eylerse, günahlarından annesinin doğurduğu günkü hey'etinde arınmış olur; buyurdular. Amru'bnü Abese bu hadîsi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sahâbîsi Ebû Umâme'ye anlatmış: Ebû Umâme : — Yâ Amra'bnü Abese! Bu zât'a verilen bir makam hakkında söylediklerini iyi düşün! demiş. Amr şu mukabelede bulunmuş : — Yâ Ebâ Umâme! Vallahi artık yaşım İlerledi. Kemiklerim zayıfladı; ecelim yaklaştı! Ne Allah'a karşı yalan söylemeğe bir ihtiyâcım var; ne de Resûlullah'a!.. Ben, bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den yalnız bir veya iki yahut üç (yedi defaya kadar saymış.) defa işitmiş olsaydım, onu ebediyyen rivayet etmezdim. Lâkin ben onu, bundan daha çok fazla defalar Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Tâvûs, babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş : «Ömer vehm etmiş; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz için ancak güneşin doğması ve batması zamanlarının kollanmasını yasak etmişdir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hasenü'l-Hulvânî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, İbnİ Tâvûs'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen haber verdiki, şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikindiden sonra (kılmakda olduğu) iki rek'ât nafileyi hiç bırakmamışdır. Râvî diyor ki: Âişe : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Güneşin doğmasını ve batmasını kollayıp da, namazı o zaman kılmayın!» buyurdular; dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya Et-Tücîbî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b, Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr —ki İbnü'l-Hâris'dir— Bükeyr'den, o da ibni Abbâs'in âzâdlısı Kureyb'den naklen haber verdiki, Abdullah îbnî Abbâs ile Abdurrahmân b. Ezher ve Misver b. Mahrame kendisini Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'ye göndererek şöyle demişler : — Âişe'ye bizim hepimizden selâm söyle; ve ikindiden sonraki iki rek'âtı ona sor; de ki: — Biz senin bu iki rek'âtı kıldığını haber aldık. Hâlbuki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu nehiy buyurduğunu duymuşduk. İbni Abbâs: «Ben, Ömerü'bnü'l-Hattâb ile birlikte bu namazdan dolayı insanları döverdim.» demiş. Kureyb demiş ki: «Bunun üzerine ben Âişe'nin yanına girerek, benimle gönderdikleri haberi kendisine tebliğ ettim. Âişe : — Ümmü Seleme'ye sor! dedi. Ben hemen beni gönderen zevatın yanlarına çıkarak Âişe'nin söylediklerini onlara haber verdim. Onlar, beni Ümmü Seleme'ye de, Âişe'ye gönderdikleri suâli sormaya gönderdiler. Ümmü Seleme : — Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i o iki rek'âtı kılnıakdan nehyederken işittim ama sonra kendisim bunları kılarken gördüm. Onları kıldığında vakit, ikindi idi. Sonra benim yanıma girdi, yanımda Ensârdan Benî Haram kabilesinden bâzı kadınlar vardı, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu iki rek'âtı o zaman kıldı. Ben, kendisine kızı göndererek: — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanıbaşına dur da, ona de ki: Ümmü Seleme, Yâ Resûlallah ben, senin bu iki rek'âtı kılmakdan nehiy buyururduğunu işidiyorum. Hâlbuki şimdi onları kendinin kıldığını görüyorum; diyor. Şayet eliyle işaret ederse geri çekil! Kız dediğimi yaptı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eliyle işaret etti. O da geri çekildi. Namazdan çıkınca (bana hitaben) : «Ey Ebû Umeyye'nin kızı! ikindiden sonra kıldığım iki rek'âtı sormuşsun, [sebebi şudur ki) bana Abdüikays kabilesinden bir takım kimseler kavimlerinden ayrılarak müslüman olmak için geldiler de, öğle namazından sonra kılmakda olduğum iki rek'ât nafileden beni alıkoydular, işte bu iki rek'ât, o rek'âtlardır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve Alîyyu'bnü Hucr rivayet ettiler. îbni Eyyûb Dediki: Bize İsmail —ki îbni Ca'fer'dir— rivayet etti. (Dediki): Bana Muhammed —ki İbni Ebî Harmele'dir— haber verdi. (Dediki): Bana Ebû Seleme haber verdiki, Kendisi Âişe'ye Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ikindiden sonra kılmakda olduğu iki rek'ât nafileyi sormuş. Âişe : «Bunları Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikindiden önce kılardı. Sonra (bir defa) bu iki rek'âtı kılmakdan alıkonuldu. Yahut onları unuttu da, ikindiden sonra kıldı. Sonra her iki şekli de kılar oldu. Zâten bir namazı kıldımı, bir daha onun üzerinde sebat etmek âdeti idi.» cevâbını vermiş. Yahya b. Eyyûb, İsmail'in: «Âişe, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selletn) o iki rek'âta devam etti, demek istiyor.» dediğini söyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr rivayet etti. H. Bize İbnü Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Bunlar hep birden: Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etmişlerdir. Âişe: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikindiden sonra benim yanımda iki rek'ât nafile kılmayı hiç bırakmadı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Aliyyu'bnü Müshir rivayet etti. H. Bize Aliyyu'bnü Hucr dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Alîyyü'bnü Müshir haber verdi. (Dediki): Bize Ebû İshâk Eş-Şeybânî, Abdurrahmân b. Esved'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: «İki namaz vardır ki, onları Resûlulloh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benim evimde gizli ve aşikâr hiç bırakma (dan kıl) mışdır. Sabah namazından önceki iki rek'ât ile ikindiden sonraki iki rek'âtı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbnü'I-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. îbnü'l-Müsennâ Dediki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan, o da Esved ile Mesrûk'dan naklen rivayet etti. Demişler ki: Âişe'nin şunları söylediğine şehâdet ederiz : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)*\n, benim yanımda bulunduğu hiç bir gün olmamıştır ki, bu iki rek'âtı kılmamış olsun.» Âişe (bu sözü ile) ikindiden sonraki iki rek'âtı kasdettnişdir, İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb hep birden îbni Fudayl'den rivayet ettiler. Ebû Bekir Dediki: Bize Muhammed b. Fudayl, Muhtar b. Fülfül'den rivayet etti. Demiş ki: Enes b. Mâlik'e ikindiden sonra nafile namaz kılmanın hükmünü sordum. Enes : «Ömer İkindiden sonra namaz kılanların ellerine vururdu. Biz, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde güneş kavuştukdan sonra akşam namazından evvel iki rek'ât nafile kılardık.» cevâbını verdi. Kendisine — Bu iki rek'âtı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de kılarmıydı? diye sordum; Enes: — Bizi kılarken görür fakat bunları bize emir veya nehiy etmezdi.. dedi. İzah 837 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Şeyban b. Ferruh rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvaris, Abdülaziz (yani İbni Suheyb)'den, o da Enes b. Malik'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş : «Medine'de bulunuyorduk. Müezzin akşam namazı için ezan okudunu ashâb direklerin yanına koşar; (orada) ikişer rek'ât namaz kılardı. Hattâ (bazen) yabancı bir kimse mescide girerde -nafile kılanların çokluğundan- farz kılınmış zannederdi.» İzah Enes hadîsini Buhârî «Kitâbu'l-Ezân» ile «Kitâbü's-Salât» da; Ebû Dâvûd ve Nesâî dahî «Kitâbu's-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Hadis’in Buharî'deki lafzı şöyledir: Enes Dediki : — Müezzin ezanı okudumu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından bâzı kimseler mescidin direklerine koşarlar; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaza çıktığı vakit onları böyle akşam namazından önce iki rek'ât nafile kılarken bulurdu. Ezân'la ikaamet arasında bir şey yoktu.» Nesâî'nin rivayetinde, akşam namazından önce nafile kılmak için mescidin direklerine koşan zevatın ashabın büyükleri olduğu bildirilmektedir. Direklere koşmanın hikmeti: Namaz kılarken önlerinden kimse geçmesin diye onları kendilerine siper edinmek içindir. Babımız hadîslerinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde ashâb-ı kiram'ın güneş kavuştukdan sonra akşam namazının farzından önce mutlaka ikişer rek'ât nafile kıldıkları bildiriliyor. Buhârî'nin rivayetinde buna, ezanla ikaamet arasında onları biribirinden ayıracak hiç bir şey yapılmadığı ilâve ediliyor. Hâlbuki bundan sonra göreceğimiz hadîsde her iki ezan arasında bir namaz olduğu bildiriliyor. Hadîsler zahiren biribirine muarız göründükleri için rivayetlerin arası cem' edilmiş; bu husûsda bâzıları: «Mutlak sûretde ezanla ikaamet arasında namaz veya benzeri bir fiil yapılmadığını bildiren rivayet mubâlegaya hamledilir. Namaz kılındığını bildiren rivayet hakikate yorulur.» demişlerdir. Kirmânî'ye göre rivayetlerin arası şöyle cem' edilir: Nafile namaz kılındığını bildiren rivayet, akşam namazına mahsûsdur. Öteki rivayetler ise âmm'dir. Âmm ile hâss tearuz ederlerse ŞâfiîIer'e göre Hâss, âmm'ı tahsis eder. Bu rivayetler, güneş kavuştukdan sonra akşam namazından önce iki rek'ât nafile namaz kılmanın müstehab olduğuna delildir. Nevevî diyor ki: «Bu mes'elede ulemâmızın iki kavli vardır. Meşhur olan kavle göre güneş kavuştuktan sonra nafile kılmak müstehab değildir. Muhakkak ulemâ tarafından esah görülen kavle göre ise müstehabdır. Delilleri babımızın hadîsleridir. Bu mes'elede selef iki mezhebe ayrılmışlardır. Sahabe ve Tabiîn 'den bir cemâat ile İmam Ahmed ve İshâk bu namazı müstehab addetmiş; ashab-ı kiram 'dan Ebû Bekir, Ömer, Osman, Alî (Radiyallahû anhûm) ile diğer bâzı zevat, İmam Mâlik ve ekseri fukahâ müstehab olmadığını söylemişlerdir. Hattâ İbrahim Nehai'ye göre: bu namaz bid'atdır. Mezkûr zevatın delilleri: Akşam namazının farzından önce kılınacak iki rek'ât nafilenin akşam namazını biraz geciktirmesidir...» MâIikiler'den bâzıları islâmiyetin ilk zamanlarında akşam namazından önce iki rek'ât nafile kılındığını, sonradan bunun neshedildiğini söylemişlerdir. Nevevi nesh davasını kabul etmemiş: «Muhtar olan kavle göre mezkûr iki rek'ât namaz müstehabdır. Buradaki sahîh ve sarih hadîsler buna delâlet etmektedir.» demişdir. Ancak Ebû Dâvûd 'un, Tâvûs'dan naklettiği rivayet neshi iddia edenlerin kavlini te'yîd eder. Çünkü bu rivâyetde Tâvûs : « İbni Ömer'e akşam namazından önce kılman iki rek'ât nâfile soruldu da, o: ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde ben bn namazı kılan hiç bir kimse görmedim., cevâbını verdi.» demektedir. Ebû Bekir İbnü'l- Arabî dahî: «Bu mes'elede ashâb ihtilâf etmiş, onlardan sonra bu işi kimse yapmamışdır.» demişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme ile Vekî', Kehmes'den rivayet ettiler. Demişki: Bize Abdullah b. Büreyde, Abdullah b. Mugaffel El-Müzenî'den naklen rivayet etti. Demişki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Her iki ezan arasında bir namaz vardır.» buyurdular. Bunu üç defa tekrarladı; üçüncüsünde «İsteyene...» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdi’l-A'lâ, Cüreyrî'den, o da Abdullah b. Büreyde'den, o da Abdullah b. Mugaffel'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti. Şu kadar var ki o: «Dördüncüde dileyene buyurdu.» demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi. Ömer şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) korku namazını iki taifeden bîrine bir rek'ât olarak kıldırdı. (Bu arada) öteki taife düşmanın karşısında idi. Sonra berikiler namazdan ayrılıp arkadaşlarının düşmana karşı durdular. Ötekiler geldi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara da bir rek'ât namaz kıldırdı. Sonra selâm verdi, sonra hem berikiler hem ötekiler birer rek'âtı kaza ettiler.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, bu hadîsi Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî de rivayet etti. (Dediki): Bize Fuleyh, Zührî'den, o da Salim b. Abdillâh b. Ömer'den, o da babasından naklen rivayet ettiki, babası Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in korku hakkındaki namazından bahseder ve : «Ben, bu namazı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde kıldım.» dermiş. Bu hadîs dahî yukarki hadîs mânâsındadir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Âdem, Süfyân'dan, o da Mûsâ b. Ukbe'den, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: «ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (harb) günlerinden bîrinde korku namazı kıldırdı. (Bu münâsebetle) bir taife onunla birlikte namaza bir tâife de düşmanın karşısına durdu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanındakilere bir rek'ât namaz kıldırdı. Sonra onlar giderek, ötekiler geldiler. Onlara da bir rek'ât namaz kıldırdı. Sonra her iki taife birer rek'ât namaz kaza ettiler.» Râvî diyor ki: «İbni Ömer: Bundan daha ziyâde korku olursa hayvan üzerinde yahut ayakta îmâ ederek kılıver! dedi.» İzah 843 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülmelik b. Ebî Süleyman, Atâ'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde korku namazında bulundum. Bizi iki saff yaptı. Bir saff ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in arkasına durdu. Düşman bizimle kıble arasında idi. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekbîr aldı. Biz de toptan tekbîr aldık. Sonra rükû' etti; biz de toptan rükû' ettik. Sonra başını rükû'dan kaldırdı; biz de toptan başlarımızı kaldırdık. Sonra kendisi ve arkasındaki ilk rek'âtda geride kalan saff secdeye kapandılar. Geriye bırakılan saff düşmanın karşısında durdu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) secdeyi eda edip, arkasındaki saff ayağa kalkınca gerideki saff secdeye kapandı; ve kalktılar. Sonra geriki saff ilerledi; ileriki saff geriye çekildi. Sonra Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rükû'a vardı. Biz de hep birden rükû' ettik. Sonra başını rükû'dan kaldırdı; biz de toptan başlarımızı kaldırdık. Sonra ilk rek'âtda geride kalan, bu sefer Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hemen arkasında bulunan saff ile bîrlikde secdeye kapandı. Geriki saff düşmanın karşısına dikildi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arkasındaki saffla birlikde secdeyi edâ edince geriki saff secdeye kapanarak secde ettiler. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) selâm verdi; biz de hep birden selâm verdik.» Cabir: «Şu sizin muhafızlarınızın kumandanlarına yaptığı gibi...» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ahmed b. Abdillâh b-. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyr, Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde Cüheyneli bir kavme karşı harb ettik. Bizimle şiddetli Mr Çarpışma yaptılar. Öğle'yi kıldığımız vakit müşrikler : Bu müslümanların üzerine bir hamle yapsak onları mutlaka perişan ederdik; dediler. Bunu hemen Cibril, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e haber vermiş, Oda bize söyledi, Ve buyurdu ki: «Müşrikler: az sonra onların çocuklarından daha çok sevdikleri namaz vakti gelecek; dediler.» İkindi olunca Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi iki saff yaptı. Müşrikler kıble ile aramızda bulunuyorlardı. Derken ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tekbîr aldı; biz de tekbîr aldık. O rükû' etti; biz de rükû' ettik. Sonra secdeye vardı. Onunla birlikde ilk saff da secdeye vardı. Onlar kalktığı vakit ikinci saff da secde ettiler. Sonra ilk saff geri çekildi; ikinci saff ilerleyerek, birinci saff'ın yerine durdular. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Selleni) (yine) tekbîr aldı; biz de tekbîr aldık. O rükû' etti; biz de rükû' ettik. Secdeye vardı; onunla beraber ilk saff secde etti; ikinci saff ayakta kaldı. İkinci saff da secde ettiği vakit toptan oturdular. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara selâm verdi. Ebû'z-Zübeyr: «Sonra Câbir hassaten şunu söyledi: Şu sizin emirlerinizin kıldığı gibi...» demiş. İzah 843 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Abdurrahman b. Kasim'den, o da babasından, o da Salih b. Havvât b. Cübeyr'den, o da Sehl b. Ebî Haşme'den naklen rivayet ettiki, ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Korku ânında ashabına namaz kıldırmış da, onları arkasına iki safi yapmış. Hemen arkasında bulunanlara bir rek'ât kıldırmış. Sonra ayağa kalkmış ve arkasındakiler bir rek'ât namaz kilıncaya kadar ayakta durmuş. Sonra geriki safftakiler ilerlemiş; ön safftakiler de gerilemişler. Bu suretle (ilerleyenlere) bir rek'ât namaz kıldırmış. Sonra Resûlulla (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gerileyenler bir rek'ât namaz kılıncaya kadar oturmuş; sonra selâm vermiş. İzah 843 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e, Yezîd b. Rûmân'dan dinlediğim, onun da Salih İbni Havvât'dan, onun da Salih îbni Havvât'dan, onun da Zâtu'r-Rika' harbi vuku' bulduğu gün Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde korku namazını kılan bir zâtdan rivayet ettiği şu hadîsi okudum : Bir taife Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde saff olmuş; bir taife de düşmanın karşısına durmuş. ResûIüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanındakilere bir rek'ât namaz kıldırmış. Sonra ayakta durarak cemâat kendi kendilerine namazı tamamlamışlar. Sonra namazdan çıkarak düşmanın karşısına saff olmuşlar. (Bu sefer) öteki taife gelmiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara da kalan rek'âtı kıldırmış. Sonra oturarak beklemiş, cemâat kendi kendilerine namazı tamamlamışlar; sonra Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara selâm verdirmiş. İzah 843 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet etti. (Dediki): Bize Ebân b. Yezîd rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî Kesîr, Ebû Seleme'den, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde döndük ve Zâtü'r-Rika' denilen yere geldik. Gölgeli bir ağacın yanına geldiğimizde, onu Resûlullnh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bırakırdık. (Burada da öyle yaptık.) Derken müşriklerden bir adam çıkageldi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kılıcı ağaçta asılı îdi. Hemen Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kılıcını alarak, kınından çekti ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: — Benden korkuyormusun? dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hayır!» cevâbını verdi. Müşrik: — Şimdi seni benden kim koruyabilir? dedi. Efendimiz: «Beni, senden Allah korur.» cevâbını verdi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı bu adamı tehdîd ettiler. O da kılıcı, kınına sokarak (ağaca) astı. Az sonra riamaz için ezan okundu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir taifeye iki rek'ât namaz kıldırdı. Sonra onlar geri çekildiler; öteki taifeye de iki rek'ât namaz kıldırdı Bu suretle Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dört rek'at, cemâat ise ikişer rek'ât kılmış oldular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Dârimî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahyâ (yâni İbni Hassan) haber verdi. (Dediki): Bize Muâviye —kî İbni Sellâm'dır.— rivayet etti. (Dediki): Bana Yahya haber verdi. Bana Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân haber verdi. Ona da Câbir haber vermiş ki, Kendisi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde korku namazı kılmış. (Şöyle ki) Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki taifeden birine iki rek'at namaz kıldırmış. Sonra öteki taifeye de iki rek'at kıldırmış. Bu suretle Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem dört rek'at namaz kılmış fakat her iki taifeye ikişer rek'at kıldırmış. İzah için buraya tıklayın İzah’ı okuyup geri dönüp buraya tıklayarak bu hadisin fedail babındaki rivayetleri de görmenizi öneririm)