Sahih Muslim
...
(7) Kitāb: The Book of Prayer - Friday
(7) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile Muhammed b. Rumh b. EI-Muhacir rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Leys rivayet etti, H. Bize Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Nâfi'-den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Biriniz Cumâ'ya gelmek isterse yıkansın!» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. Dediki: Bize Leys rivayet etti. H. Bize İbni Rumh dahi rivayet etti. Dediki: Bize Leys, İbni Şihâb'dan, o da Abdullah b. Abdillâh b. Ömer'den, o da Abdullah b. Ömer'den. o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den naklen rivayet etti ki, Minber üzerinde ayakta iken : «Sizden kim cumâ'ya gelecekse yıkansın!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Muhammed b. Râfî' rivayet etti. Dediki: Bize Abdurrazzâk rivayet etti. Dediki: Bize İbni Cüreyc rivayet etti. Dediki: Bize İbni Şihâb, Abdullah b. Ömer'in oğulları Salim ile Abdullah'dan, onlar da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Selîem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. Dediki: Bize İbni Vehb haber verdi. Dediki: Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da babasından naklen haber verdi. Babası; «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim...» diyerek yukarki hadîsin mislini rivayet etmiş. İzah Bu hadîsi Buhari; Tirmizî; Nesâî ve İbni Mâce «cum'a» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Yine bu hadîsi İbni Hibbân «Sahîh» inde; Ebû Avane de «Müstahrec» inde tahrîc etmişlerdir. Onların rivayetinde: «Erkek ve kadınlardan her kim cum'aya gelecekse yıkansın'.. buyurulmaktadır. Hadîsin İbni Huzeyme rivayetinde: «Cum'aya gelmeyen erkek ve kadınlara gusûl lâzım değildir.» ziyâdesi vardır. Bu hadîsi Bezzâr, Hz. Âişe ile Abdullah b. Büreyde 'den; îbni Mâce Abdullah b. Abbas (Radiyallahû anh) 'dan tahrîc etmişlerdir. İbni Abbâs rivayetinde: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz ki bu günü, Allah, insanlara bir bayram günü yapmışdir. Şu hâlde kim cum'aya gelirse yıkansın! buyurdular.» denilmişdir. Taberânî bu hadîsi Hz. Ebû Eyyûb El-Ensâr.î 'den rivayet eder. Bu hadîsin pek çok tarîkleri vardır. îbni Mendeh Nâfi' tarîki ile, Abdullah İbni Ömer 'den rivayet edenleri saymış; 300 kişiye baliğ olmuşlar; İbni Ömer 'den başka râvîlerini saymış; 24 Sahabîye baliğ olmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. Dediki: Bize İbni Vehb rivayet etti. Dediki: Bana Yûnus İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Demişki: Bana Salim b. Abdillâh, babasından naklen rivayet ettiki, Ömeru'bnü'l-Hattâb bir cuma günü cemaata hutbe okurken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından biri (mescide) girmiş. Ömer ona : — Bu saat hangi saatdir diye nida etmiş. Gelen zât: — Ben, bu gün çalıştım, evime dönemeden ezanı işittim de abdest almakdan fazla bir şey yapamadım; cevâbını vermiş. Ömer: — Abdestle yetinmen de öyle! Bilirsin ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yıkanmayı emrederdi., demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. Dediki: Bize Velîd b. Müslim, Evzâî'den rivayet etti. Demişki: Bana Yahya b. Ebî Kesir rivayet etti. Dediki: Bana Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân rivayet etti. Dediki: Bana Ebû Hureyre rivayet etti. Dediki: Bir cuma günü Ömeru'bnü'I-Hattâb cemaata hutbe okurken Osman b. Affân mescide giriverdi. Ömer ona ta'rîzde bulunarak: — Bâzı kimselere ne oluyor ki ezan okundukdan sonraya gecikiyorlar? dedi. Bunun üzerine Osman: — Yâ Emîre'l-Mü'minîn ezanı işittikden sonra abdest almakdan fazla bir şey yapamadım; sonra buraya geldim! dedi. Ömer : — Abdest de öyle! Siz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Biriniz Cumâ'ya gelecek mi, yıkansın!» buyururken işitmedinizmi? dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Malik'e, Safyan b. Süleym'den dinlediğim, onun da Ata' b. Yesar'dan, onun'da Ebu Said-i Hudri'den naklen rivayet ettiği şu hadis’i okudum: Resulullah Sallallahu aleyhi ve selem dediki: «Cum’a günü yıkanmak her ihtilam olan kimseye vacipdir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hârûn b. Said El-Eylî ile Ahmed b. îsâ rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb rivayet etti. Dediki: Bana Amr, Ubeydullah b. Ebî Ca'fer'den naklen haber verdi. Ona da Muhammed b. Ca'feı Urvetü'bnü'z-Zübeyr'den naklen rivayet etmiş. Urve de Âişe'den rivâye etmiş ki, Âişe şöyle demiş: «Halk cumâ'ya yaylalardaki evlerinden gelirlerdi. Aba içinde gelirler de toza bulanırlar; kendilerinden (ter) kokusu çıkardı. (Bir defa) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benim yanımda iken ona, bunlardan bir adam geldi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem (onun hâlini görünce) : — Siz bu gün için temizlensenize!...» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. Dediki: Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Amra'dan o da Âişe'den naklen rivayet etti ki, Âişe şöyle demiş: «Halk İş göç sahibi idiler. Kendilerine bakacak kimseleri yokdu. Bu sebeple nahoş koktukları olurdu. (Onun için) kendilerine siz cuma günü yıkansanız a!...» denildi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amru'bnü Sevvâd El-Âmirî rivayet etti. Dediki: Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dediki): Bize Amru'bnü'l-Haris rivayet etti. Ona da Saîd b. Ebi Hilâl ile Bükeyr b. Eşecc, Ebû Bekir b. Müiv kedir'den, o da Amr b. Süleym'den, o da Abdurrahmân b. Ebî Saîd'il-Hudrî'den, o da babasından naklen rivayet etmişler kî, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Cuma gönü yıkanmak, her ihtilâm olana farzdır. Bir de misvak tutunmak!... Bulabildiği kadar koku da sürünür.» buyurmuşlar. Yalnız Bükeyr, Abdurrahmân'i zikretmemiş; koku hakkında da: demiştir. «Velev kadının kokusundan!..» demiştir. İzah 848 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hasanü'I-Hulvânî rivayet etti. (Dediki): Bize Ravhu'bnü Ubâde riivâyet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Râfi' de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana İbrahim b. Meysera, Tâvûs'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen haber verdi. İbni Abbas, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in cum’a günü yıkanmak hususundaki hadîsini anlatmış. Tavus diyor ki: Ben, İbni Abbas'a: «Şayet ailesi nezdinde güzel koku yahut yağ varsa, ondan da sürünür mü? dedim; İbni Abbas: — Onu bilmiyorum!., cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi İshâk b. İbrâhîm dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekir haber verdi. H. Bize Hârûn b. Abdillâh dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk b. Mahled rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi de İbni Cüreyc'den bu isnâdla rivâyetde bulunmuşlardır. izah: Bu hadîsleri Buhârî «Kitâbü'l-Cumua» da; Ebû Dâvûd ile Nesâî «Kitâbü't-Tahâre» de tahrîc etmişlerdir. Tıyb: Güzel koku. Dihnai: Kokulu veya kokusuz yağ demekdir. Hadîsdeki: «Bulabildiği kadar koku da sürünür.» cümlesi hakkında Kaadi Iyâz : «Bu cümle, bulabildiğini sürünmesi hususunda te'kîd İçin yahut çok sürünmek istediğini anlatmak için söylenmiş olabilir. Birinci mânâ daha zahirdir.» diyor. «Velev ki kadının kokusundan!...» cümlesi de bu mânâyı te'yîd etmektedir. Çünkü kadına mahsûs olan kokuyu erkeklerin sürünmesi mekruhdur. O devirde bu koku renkli idi. Ve pek keskin değildi. Böyle bir kokunun erkeğe mubah kılınması: Koku sürünmenin bit'te'kîd matlûb olduğuna delildir. Görülüyor ki cuma günü cemaata eziyet verecek kerih kokuların her cihetle önüne geçmek emrolunmuştur. Cemaata ve meleklere eziyet verecek kerîh kokular ya terlemeden yahut ağızdan hâsıl olur. Terlemeden hâsıl olan kokuyu gidermek için evvelâ yıkanmak, sonra bir de bulabildiği güzel kokuyu sürünmek; ağız kokusunu gidermek için de ağzı güzelce misvaklamak, emir buyurulmuşdur. Mânevi temizliğin yanısıra maddî temizliğe de bu derece ehemmiyet veren başka bir dîn bilmiyoruz. Tâvûs'un, Hz. İbni Abbâs'a: «Şayet ailesi nezdinde güzel koku yahut yağ varsa, ondan da sürünür mü?» diye sorması «hadîsin metninde bu ibare de yokmuydu?» manasınadır. İbni Abbâs (Rûdiyallahû anh) bunun hadîsden olup olmadığını hatırlayamarmşdır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize, Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Tâvûs, baabsmdan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Efendimiz: «Her yedi günde bir gusül edip, başını ve bedenini yıkamak her müslüman üzerinde Allah'ın bir hakkıdır.» buyurmuşlar. İzah 850 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bü Saîd, Mâlik b. Enes'den, ona da Ebû Bekir'in âzâdlısı Sümeyy'den naklen okunan; Sümeyy'in de Ebû Salih Es-Semmân'dan, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği hadîsler cümlesinden olmak üzere şu hadîsi rivayet etti: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bir kimse cuma günü cünüplükden yıkanır gibi yıkanır da sonra (cuma namazına) giderse bir deve tesadduk etmiş gibi olur; ikinci saatde giderse bir sığır tesadduk etmiş gibi; üçnücü saatde giderse boynuzlu bir koç tesadduk etmiş gibi; dördüncü saatde giderse bir tavuk tesadduk et'miş gibi; beşinci saatde giderse bir yumurta tesadduk etmiş gibi (sevaba nâii) olur. İmam minbere çıktımı artık melekler hutbeyi dinlemeye gelirler.» buyurmuşlar. Bu sayfa’nın devamı niteliğindeki sayfa için buraya tıklayabilirsiniz. Aşağıdaki izah linki bulunduğunuz sayfa’ya aittir, devam sayfaya gitmeden önce aşağıdaki izah’a gitmeniz önerilir, sonrasında Geri gelip devam linkine tıklayın! İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Muhammedü'bnü Rumh b. EI-Muhâcir rivayet ettiler, ibni Rumh Dediki: Bize Leys, Ukayl'den, o da ibni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Saîdü'bnü'l-Müseyyeb haber verdi. Ona da Ebû Hureyre haber vermişki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Cuma günü imam hutbe okurken arkadaşına (sus!) dedinmi boş yere lakırdı etmiş olursun!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Abdülmelik b. Şuayb b. Leys de rivayet etti. (Dediki): Bana babam, dedem'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ukayl b. Hâîid, İbni Şihâb'dan, o da Ömeru'bnü Abdilazîz'den, o da Abdullah b. İbrahim b. Kaariz ile İbni'l-Müseyyeb'den naklen rivayet etti. Onlar da Ebû Hureyre'den rivayet etmişler ki, Ebû Hureyre: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim..» diyerek yukarki hadîsin mislini rivayet etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana, bu hadîsi Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana İbni Şihab iki isnadı ile birden bu hadisin mislini haber verdi. Yalnız İbni Cüreyc: «İbrahim b. Abdîllâh b. Kaariz...» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İbni Ebî Ömer dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar: «Cuma günü imam hutbe okurken arkadaşına (sus!) declinmi lagv yapmış olursun.» Ebû'z-Zinâd; «Bu (lağita) Ebu Hureyre'nin lügatidir. O(nun doğrusu) ancak Iâğavte'dir.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlîk'e okudum. H. Bize Kuteybetü'bnü Saîd, Mâlik b. Enes'den, o da Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Cum'â gününü anarak : «Onda öyle bir saat vardır ki, şayet bir müslüman kul namaz kılarken o saate rastlar da, Allah'dan bir şey isterse Allah, ona dilediğini mutlaka verir.» buyurmuşlar. Kuteybe, kendi rivayetinde: «Onun az olduğuna eli ile işarette bulunmuş.» ifâdesini ziyâde etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmâîl b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Muhammed'den, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti, Ebû Hureyre şöyle demiş: Ebû'l-Kaasim «Hakîkaten cum'âda öyle bir saat vardır ki eğer bir müslüman kalkıp namaz kılarken ona rastlar da, Allah'dan bir hayır dilerse, Allah dilediğni ona mutlaka verir.» buyurdular. Ve eliyle onun azlığına, ehemmiyetsizliğine işaret etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize İbnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiy İbni Avn'dan, o da Muhammed'den, o da Ebû Hureyre'den, naklen rivâyet etti. Ebû Hureyre: «Ebû'l-Kaasîm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu...» diyerek yukarıki hadîsin mislini rivayet etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bana Humeydü'bnü Mes'adete'l-Bâhilî rivayet etti. (Dediki): Bize Bişr (yâni İbni Mufaddâl) rivayet etti. (Dediki): Bize Seleme —ki İbni Alkame dir— Muhammed'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre : Ebû'l-Kaasim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu... diyerek yukarki hadîsin mislini rivayet etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdurrahman b. Sellâm El-cum'ahî rivayet etti. (Dediki): Bize Rabih' (yânî İbni Müslim) Muhammed b. Ziyâd'dan, o da Ebu Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivâyet ettiki, şöyle buyurmuşlar : «Hakikaten cum'âda öyle bir saat vardır kir şayet bir müslüman o saate rastlar da Allah dan bir hayır dilerse Allah onu kendisine mutlaka verir. (Ebu Hureyre): O hafif bir saatdir.. demiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi Muhammed b. Râfi'de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Yalnız: «o, hafif bir saatdir.» cümlesini söylemedi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebu't-Tâhir ile Alîyyü'bnü Haşrem rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb, Mahrametü'bnü Bükeyr'den naklen haber verdi. H. Bize Hârûn b. Saîd EI-Eyîî ile Ahmed b. îsâ da rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Vehb rivayet etti. (Dediki) : Bize Mahrame, babasından, o da Ebû Bürdete'bnü Ebû Mûse'l-Eş'arî'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: Bana, Abdullah b. Ömer: — «Babanın cum'a saati hakkında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den hadîs rivayet ettiğini işittinmi?» dedi. Ben: — Evet, babamı şöyle derken işittim dedim: Resulullah (Sallallhu Aleyhi ve Sellem)'i: «İcabet saati, imamın (minber üzerinde) oturması ile namazın edâ edilmesi arasındadır.» buyururken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bana harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Abdurrahmân EI-A'rac haber verdi ki, Ebû Hureyre'yi şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cum'a günüdür. (Zîra) Âdem o gün cennetden çıkarıldı.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Muğîre (yâni El-Nizamî) Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cum'a günüdür. Âdem o gün yaratıldı; o gün cennete konuldu ve o gün cennetden çıkarıldı. Kıyamet de ancak cum'a günü kopacakdır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bizler en son gelenleriz; ama kıyamet gününde herkesi geçenler de biz olacağız. Şu kadar var ki her ümmete kitap bizden önce verilmiş, bize onlardan sonra verilrorşdir. Sonra Allah'ın bize farz kıldığı şu gün yok mu! Allah bizi ona hidâyet buyurmuştur. Sâir İnsanlar bu husûsda bize tabidirler. Yahudilerin bayramı yârın, hıristiyanlartnki ise öbür göndür, buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den; bir de (yine Ebu'z-Zinad) İbni Tâvûs'dan o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre: Resûlullah (Sailallahu Aleyhi ve Sellem): Bizler en son gelenleriz; ama kıyamet gününde herkesi geçenler de biz olacağız...» buyurdular., diyerek hadisi yukarki gibi rivayet etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Said ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Cerîr, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bizler (dünyâda) en sonra gelenler, kıyamet gününde en öne geçecekleriz. Cennete ilk girenler de biz olacağız : Şu kadar varki onlara kitap bizden önce, bize onlardan sonra verildi. Onlar ihtilâfa düştüler. Bizi ise Allah, onlar ihtilâf ettikleri hakka hidâyet buyurdu. İşte bu gün onların hakkında ihtilâfa düştükleri gündür. Allah bizi, ona (yânı cum'a gününe) hidâyet buyurdu. Binâenaleyh bu gün bizim, yârın yahudilerin, yârından sonraki günde hıristiyanlanndır.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Rafi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Vehb b. Münebbih'in kardeşi Hemmâm b. Münebbih'den naklen haber verdi. Hemmâm şöyle demiş: Ebû Hureyre'nin, Allah'ın. Resulü Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bize rivayet ettiği şudur: Dediki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bizler (dünyâda) en sonra gelenler, kıyamet gününde en öne geçecekleriz. Şu kadar var ki onlara bizden önce, bize ise onlardan sonra kitap verilmişdir. İşte bu gün onlara farz kılınıp da, hakkında ihtilâfa düştükleri gündür. Allah bizi bu güne hidâyet buyurdu. Binâenaleyh bu husûsda onlar bize tâbidir. Yahudilerin bayramı yarın, hıristiyanlarınki ise öbür gündür.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb ile Vâsıl b. Abdila'lâ rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Fudayl, Ebû Mâlik-i Eşcaî'den, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den bir de Rib'î b. Hirâş'dan, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre ile Huzeyfe şöyle demişler: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bizden önce geçenleri Allah cum'â'dan şaşırtmışdır. Bu sebeple yahudîlerin günü : cum'artesi, hıristiyanların da pazar olmuştur. Sonra Allah, bizi dünyâya getirmiş ve bize cum'a gününü bulmaya hidâyet vermişdir. Bu suretle cum'a cum'artesi ve pazar günlerini (ibâdet içinî va'z etmişdir. Yine böyle kıyamet gününde onlar bize tâbi olacaklardır. Biz dünyâ ehlinin en sona kalanlarıyız; fakat kıyamet gününde, en başta bulunanlar ve bütün kullardan önce kendilerine hüküm verilenleriz.» buyurdular. Vasıl'in rivayetinde «Aralarında hüküm verilecek.» ibaresi vardır)
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Zaide, Sa'd b. Târık'dan, naklen haber verdi. (Demişki): Bana Rib'î b. Hırâş, Huzeyfe'den rivayet etti. Huzeyfe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biz, cum'âyı bulmağa hidâyet olunduk; ama bizden önce geçenlere Allah onu şaşırttı...» buyurdular, diyerek ibni Fudayl hadîsi mânâsında rivâyetde bulunrmışdur. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele ve Amru'bnü Sevvâd El-Âmiri rivayet ettiler. Ebû't-Tâhir (bize rivayet etti.) tâbirini kullandı.. Ötekiler: (Bize İbni Vehb haber verdi.) dediler, (İbni Vehb demişki:) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişkî) Bana Ebû Abdillâh EI-Eğarr haber verdiki, kendisi Ebû Hureyre'yî şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «cum'a günü oldumu mescidin bütün kapılarında melekler bulunur. Bunlar evvel beevel gelenleri yazarlar. İmam (minbere) oturduğu vakit sahifeleri dürerler de, hutbeyi dinlemeğe gelirler. Evvel gelen bir deve kurban etmiş gibi olur; ondan sonra gelen, inek kurban eîmiş gibi; ondan sonra gelen koç kurban etmiş gibi; ondan sonra gelen tavuk kurban etmiş gibi; ondan sonra gelen de yumurta kurban etmiş gibi olur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Yahya b. Yahya ile Amru'n-Nâkıd, Süfyân'dan, o da Zührî'den, o da Saîd'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den naklen yukarki hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Yakûb (yânî İbni Abdirrahmân) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hueyre'den naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}: «Mescidin her kapısının üzerinde, evvel beevvel gelenleri yazan bir melek vardır. (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evvelâ deve kurban etmekle temsil yapmış. Sonra gelenlerin derecelerini indire İndire yumurta kadar küçültmüş). İmam minber üzerine oturunca sahîfeler dürülür ve melekler hutbe dinlemeğe gelirler.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ümeyyetü'bnü Bistâm rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd (yânî ibni Zürey') rivayet etti (Dediki): Bize Ravh, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar: «Bir kimse gusûl eder, sonra cum'aya gelir ve kendisine mukadder olan namazı kıtar, sonra hatîb hutbesini bitirinceye kadar dînler, sonra onunla beraber cum'a namazını kılarsa, o kimsenin o cum'a ile öbür cum'a arasındaki günahları; üç günlük de fazla günahı affolunur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Yahya (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı. Ötekiler: (Bize Ebû Muâviye rivayet etti.) dediler. Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etmiş. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bir kimse abdest alır da, onu tertemiz almayı becerir sonra cum'âya gelerek susar ve hutbeyi dinlerse, gelecek cum'âya kadar işleyeceği (küçük) günahları ile üç günlük fazla günahı affolunur. Her kim de yerden çakıl taşı alırsa, abesle iştigâl etmiş olur.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Ebû Bekir Dediki: Bize Yahya b. Âdem rivayet etti. (Dediki): Bize Hasan b. Ayyaş, Ca'fer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: «Biz cum'a namazını Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile bîrlikde kılar; sonra döner de su taşıdığımız develeri dinlendirirdik.» Hasan demiş ki: «Ben, Ca'fer'e: Bu hangi saatde oluyordu? dedim. Ca'fer : — Güneşin zevâli vaktinde., cevâbını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Kaasim b. Zekeriyyâ rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mahled rivayet etti. H. Bana Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Dârimî de rivayet etti. {Dediki): Bize Yahya b. Hassan rivayet etti. Her iki râvî birden demişlerki: Bize Süleyman b. Bilâl, Ca'fer'den, o da babasından naklen rivayet ettiki, Babası Câbir b. Abdillâh'a : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a namazını ne zaman kılardı? diye sormuş; Câbir: — (Bize) cum'a namazını kıldırır, sonra develerimizin yanına giderek onları dinlendirirdik.» cevâbını vermiş. Abdullah kendi rivayetinde: «Güneş zevale erdiği vakit., yâni su taşıyan develeri...» ibaresini ziyâde etmişdir. İzah 860 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb ile Yahya b. Yahya ve Alîyyü'bnü Hucr rivayet ettiler. Yahya (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı; ötekiler: (Bize, Abdülâzîz b. Ebî Hâzim rivayet etti.) dediler. Abdülazîz, babasından, o da Sehl'den naklen rivayet etmiş. Sehl: «Biz ancak cum'a namazından sonra kaylûle yapar; yemek yerdik.» demiş. İbni Hucr: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında...» ifâdesini ziyâde etti. İzah 860 da
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. İbrâhîm rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Vekî', Ya'lâ b. Haris El-Muhâribî'den, o da İyâs b. Selemete'bni Ekva'dan* o da baabsından naklen haber verdi. Şöyle demiş: «Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde güneş zevale erdiği vakit cum'a namazını kılar; sonra gölgeyi araştırarak dönerdik»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Hişâm b. Abdilmelik haber verdi (Dediki): Bize Ya'Iâ b. Haris, İyâs b. Selemete'bini Ekva'dan, o da babasından naklen rivayet etti. İyâs'ın baabsı şöyle demiş: «Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde cumâ'yı kılar da dönerdik. Ama (henüz) duvarların, gölgeleneceğimiz kadar gölgesini bulamazdık.» İzah Kaylûle hadîsini Buhari «Kitâbü'l-Cumua» da, gölge hadîsini de «Kitâbü'l-Megâzî» de tahrîc etmişdir. Gölge hadîsini Ebû Dâvûd , Nesâi ve İbni Mâce «Kitâbu's-Salât» da tahrîc etmişlerdir. Kaylûle: Öğle istirâhati, demekdir. Gadât : Kaba kuşluk; gadâ ise: Kuşluk yemeği mânâsına gelir. Güneşin zevalinden. murâd: Semânın ortasından batıya doğru biraz yanlamasıdır. Nitekim Buhâri'nin «cum'a» bahsinde Hz. Enes'den rivayet ettiği bir hadîsde: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a namazını güneş (semânın ortasından) yanladığı vakit kılardı.» denilmişdir. Mezkûr hadîsi Tirmizî ile Ebû Dâvûd dahî rivayet etmiş; Tirmizî onun hakkında «Hasen sahîhdir.» tâbirini kullanmış ve «Bu bâbda Selemetü'bnü Ekvâ' ile Câbir ve Zübeyr b. Avvam 'dan da hadisler rivayet edilmişdir. demiştir. Yine bu bâbda Sehl b. Sa'd , Abdullah b. Mesûd, Ammâr b. Yâsir, Sa'dü'l-Kurazî ve Bilâl (Radiyallahû anhûm) hazerâtından da rivayetler vardır. Selemetü'bnü Ekva hadîsini Tirmizî'nin dışında bütün kütüb-i sitte sahihleri tahrîc etmişlerdir. Gölge hadîsi adını verdiğimiz bu hadîs, babımızın son rivayetidir. Mezkûr hadîsdeki «Gölgeyi araştırarak dönerdik.» ifâdesinden murâd: Gölgenin azlığını beyândır. Gölgenin en az olduğu zaman ise güneşin tam gökyüzünün ortasında bulunduğu andır. Ondan sonraki zamana zeval denir. Râvî bu sözü ile cum'a namazının zeval vaktinde kılındığına işaret etmişdir. Çünkü güneşin tam gökyüzünün ortasında bulunduğu zamanda namaz kılmak mekruhdur. Câbir (Radiyallahû anh) hadîsini Müslim ile Nesâî rivayet etmişlerdir. Babımızın birinci ve ikinci rivayetleri bu hadîse âiddir. Zübeyrü'bnü Avvâm hadîsini imam Ahmed b. Hanbel tahrîc etmişdir. Mezkûr hadîsde : «Biz, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde cum'a namazını kılar; sonra namazdan çıkarak kale duvarlarına koşuşurduk. Fakat gölge nâmına ancak ayaklarımızı koyacak kadar bir şey bulabilirdik.» denilmişdir. Sehl b. Sa'd hadîsini Buhârî, Müslim, Nesâî ve Tirmizî tahrîc etmişlerdir. Abdullah b. Mes'ûd hadîsini imam Ahmed b. Hanbel «Müsned» inde rivayet etmişdir. Ammâr b. Yâsir hadîsini Taberânî «El-Kebîr» inde rivayet etmişdir. Bu hadîs Selemetü'bnü Ekva' hadîsi gibidir. Sa'dü'l-Kurazî hadîsini İbni Mâce tahrîc etmişdir. Bilâl (Radiyallahû anh) hadîsini dahî Taberânî «El-Kebîr» inde rivayet etmişdir. Bu hadîsde : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a günü gölge nalın bağı kadar olduğu ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) minber üzerine oturduğu zaman ezan okunurdu.» denilmektedir. Sa'd-ı Kurâzî hadîsi dahî hemen hemen bunun gibidir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî ile Ebû Kâmil El-Cahderî hep birden Hâlid'den rivayet ettiler. Ebû Kâmil Dediki: Bize HâIid b. Hâris rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a günü ayakta hutbe okur; sonra oturur; sonra (yine) kalkardı. Tıpkı sizin bu gün yaptığınız gibi.» İzah 863 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Hasanu'bnü'r-Rabî' ve Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet ettiler. Yahya (Bize haber verdi.) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Ebû'I-Ahvas, Simâk'den, o da Câbir b. Semura'dan naklen rivayet etti. dediler. Câbir : «Nebi (Sallallahu Aleyhi Sellem)'in iki hutbesi vardı. Aralarında oturur; Kur'ân okur ve cemaata hatırlatma yapardı.» demiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Biez Ebû Hayseme, Simâk'dan naklen haber verdi. Demişki: Bana Câbir b. Semura haber verdi. Dediki: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayakta hutbe okur; sonra oturur; sonra (tekrar) kalkarak ayakta hutbe okurdu. Sana kim oturarak hutbe okuduğunu haber verdiyse muhakkak yalan söylemiş. Vallahi ben, onunla birlikde ikibinden fazla namaz kılmişımdır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim ikisi birden Cerîr'den rivayet ettiler. Osman Dediki: Bize Cerîr, Huseyn b. Abdirrahmân'dan, o da Salim b. Ebî'l-Ca'd'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a günü ayakta hutbe okuyormuş. Bu sırada Şam'dan bir kervan gelmiş. Derken cemâat ona doğru sökün etmişler. Hatta on iki kişiden başka kimse kalmamış. Bunun üzerine cum'a süresindeki şu âyet nâzîl olmuş: (Onlar bir ticâret veya eğlence gördükleri vakit ona doğru sökün ettiler de, seni ayakta bıraktılar.) [ Cum'a]
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. İdrîs, Husayn'dan bu isnâdla rivayet etti. (Yalnız o): «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbe okurken...» demiş «ayakta» kelimesini söylememişdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Rifâatü'bnü Heysem El-Vâsitî rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yâni Tahhân) Husayn'dan, o da Salim ile Ebû Süfyân'dan, onlar da Câbir b. AbdiIIâh'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: cum'a günü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Selletn) ile beraber bulunuyorduk. Derken bir kervan geldi. Cemâat hemen onun yanına çıktılar. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında oniki kişiden başka kimse kalmadı. Ben kalanların, içinde idim. Bunun üzerine Allah (Celle Celâluhu) : (Onlar bir ticâret veya eğlence gördükleri vakit ona doğru sökün ettiler de, seni ayakta bıraktılar... ilâh.) [cum'a suresi 11.] âyet-i kerimesini indirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İsmail b. Sâlâm rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyin haber verdi. (Dediki): Bize Husayn, Ebû Süfyân ile Salim b. Ebî'l-Ca'd'dan, onlar da Câbir b. AbdiIIâh'dan naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş: «Bir cum'a günü Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayakta (hutbe okumakda) iken Medine'ye bir kervan geliverdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı hemen ona doğru koşuştular. Binnetîce yanında oniki kişiden başka kimse kalmadı. Kalanların içinde Ebû Bekir ile Ömer de vardı. (Bunun üzerine) şu âyet nazil oldu : (Onlar bîr ticâret veya eğlence gördükler! vakit ona doğru sökün ettiler...) (cum'a 11) İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammedü'bnü'I-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Mansûr'dan, o da Amr b. Mürra'dan, o da Ebû Ubeyde'den, o da Kâ'b b. Ucra'dan naklen rivayet etti. Demiş ki : «Kâ'b, mescide girdi. Abdurrahmân b. Ümmi Hakem oturduğu yerden hutbe okuyordu. Kâ'b : — Şu habise bakın! Oturduğu yerden hutbe okuyor. Hâlbuki Allah Teâlâ (onlar bir ticâret veya eğlence gördükleri vakit, ona doğru sökün ettiler de seni ayakta bıraktılar.) buyuruyor; dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hasen b. Aliy El-Hulvânî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Tevbe rivayet etti. (Dediki): Bize Muâviye —ki İbni Sellâm'dır—, Zeyd'den (yâni kardeşinden) naklen rivayet etti. Zeyd, Ebû Sellâm'dan dinlemiş. Ebû Sellâm demiş ki: Bana, Hakem b. Mînâ rivayet etti. Ona da Abdullah b. Ömer ile Ebû Hureyre rivayet etmişler. Onlar da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i minberinin basamakları üzerinde şöyle buyururken işitmişler : «Yâ bir takım adamlar cum'a namazlarını terk etmekden vazgeçerler yahut Allah, onların kalplerine muhakkak sûretde mühür vurur,da bir daha gafillerden olurlar!»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Hasen b. Rabî' ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Ebu'l-Ahvas, Simâk'den, o da Câbir b. Semura'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş : «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kılardım. Onun namazı orta, hutbesi dahî orta idi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe île İbni Numeyr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti. (Dedi ki) . Bize Zekeriyyâ rivayet etti. (Dediki): Bana Simâk b. Harb, Câbir b. Semura'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: «Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir çok namazlar kılıyordum. Onun namazı orta, hutbesi de orta idi.» Ebû Bekr'in rivayetinde: «Zekeriyyâ Simâk'den» denilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. el-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvehhâb b. Abdilmecîd, Cafer b. Muhammed'den, o da Babasından, o da Câbir b. AbdiIIâh'dan naklen rivayet etti. Demişki : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); hutbe okudu mu gözleri kızarır; sesi yükselir, ve hiddeti artardı. Hatta bir orduyu tehdîdde bulunarak: (düşman) akşama sabah size baskın yapacak diyen (ordu kumandanı) gibi olur; ve şehâdet parmağı ile orta parmağını yan yana getirerek: «Ben kıyamete şunlar (in bir birine olan yakınlığı) gibi yakın (bir zamanda) gönderildim.» der; ve şöyle devam ederdi: «Bundan sonra =[Emma ba'du ](malûmunuz olsun ki) sözün en hayırlısı Allah'ın kitabıdır. Irşadların en hayırlısı da Muhammed'in irşadıdır. Umurun en kötüsü, sonradan çıkarılanlarıdır. Her bid'at dalâlettir.» der; Sonra : «Ben her mü'mine kendi nefsinden ileriyim. Bir kimse (ölürken) mal bırakırsa o mal onun yakınlarına âiddir. Fakat borç veya çoluk çocuk bırakırsa bana âid ve benim üzerimedir.» buyururlardı
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mahled rivayet etti. (Dediki): Bana Süleyman b. Bilâl rivayet etti. (Dedi kî) : Bana Ca'fer b. Muhammed, babasından naklen rivayet etti. Demiş ki: Câbir b. Abdülâhı : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in cum'a günkü hutbesi şöyle idî : (evvelâ) Allaha hamdü sena eder, sonra onun ardınca sesi yükselmiş olarak konuşurdu... diyerek yukariki hadîs gibi rivayet ederken işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî', Süfyân'dan, o da Ca'fer'den, o da babasından, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemaate hutbe okurken. (Evvelâ) Allaha lâyık olduğu veçhile hamdü sena eyler; sonra : «Bir kimseye Allah hidâyet verirse artık onu saptıracak yoktur; Allahın saptırdığına da hidâyet verecek yoktur. Sözün en hayırlısı Allanın Kitabıdır.» [Men yehdillahu.... ila ahir....] buyururdu. Bundan sonra râvî hadîsi Sakafî'nin hadisi gibi rivayet etti. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İtrâhîm ile Muhammed b. Müsennâ ikisi birden Abdi'la'lâ'dan rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ Dediki: Bana Abdi'l-a'lâ —ki Ebû Hemmâmdır— rivayet etti. (Dediki): Bize Dâvûd, Amr b. Saîd'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbas'dan naklen rivayet ettiki: Dımâd Mekke'ye gelmiş. Kendisi Ezd-i Şenûe kabilesinden olup delilere okurmuş. Mekkeli bazı alçakların «Muhammed delidir» dediklerini işitmiş. Bunun üzerine (kendi kendine): «Şu zâtı bir görsem!.. belki Allah ona benim elimde şifâ nâsîb eder» demiş. Sonra ona tesadüf ederek: «Yâ Muhammedi Ben delilere okurum; hem Allah benim elimde dilediğine şifâ ihsan eder. Okumamı istermisin?» demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu mukabelede bulunmuş: «Şüphesiz ki hamd Allaha mahsustur. Biz ona hamd eder; ondan yardım dileriz. Her kime Allah hidâyet verirse artık onu şaşırtacak kimse yoktur. Kimi şaşırtırsa onu da hidâyete erdirecek yoktur. Ben Allahdan başka ilâh olmadığına, bir Allah olup şeriki bulunmadığına; Muhammed'in de onun kulu ve resulü olduğuna şehâdet ederim. Bundan sonra. ...» Dımâd : — Şu sözlerini bana bir daha tekrarla! demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunları ona üç defa tekrarlamış. Bunun üzerine Dımâd: «Vallahi ben kâhinlerin sözlerini de, sihirbazların sözlerini de, şâirlerin sözlerini de dinledim; ama senin şu sözlerin gibi hiç bir söz işitmedim. Bunlar gerçekten deryanın dibine vardı. Ver elini sana islâmiyet üzerine bîat edeyim!» diyerek ona bîat etmiş. Resûiullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kavmin için de mi?» buyurmuşlar. Dımâd : —(Evet) kavmim nâmına da., demiş. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir tarafa) bir seriyye göndermiş. Bunlar Dımâd'ın kavmine uğramışlar. Seriyyenin kumandanı askerlerine: — Bunlardan bir şey aldınız mı? diye sormuş. Oradakilerden biri: — Ben onlardan bir matara aldım; demiş. Kumandan: __ Onu sahibine iade edin; çünkü bunlar Dımâd'ın kavmidir; mukaabelesinde bulunmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Süreye b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân b. Abdilmelik b. Ebcer, babasından, o da Vâsıl b. Hayyân'dan naklen rivayet etti. Demişki: Ebû Vâil şunları söyledi: Bize Ammâr hutbe okudu, ama hutbeyi hem kısa; hemde belîğ bir şekilde okudu. Minberden inince (kendisine). — Yâ Ebe'l-Yakzân! Hakîkaten vecîz ve belîg bir hutbe îrâd ettin. Biraz daha uzatsan iyi ederdin, dedik. Bunun üzerine Ammâr: — Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Şüphesiz ki kişinin namazı uzun, hutbeyi kısa tutması anlayışlı olduşuna alâmetdir. Binâenaleyh siz, namazı uzun tutun fakat hutbeyi kısa kesin. Muhakkak beyânın sihir olanı vardır.» buyururken işittim, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Vekî', Süfyân'dan, o da Abdülazîz b. Rufey'den, o da Temîm b. Tarafe'den, o da Adiyyu'bnu Hâtîm'den naklen rivayet ettiki, Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında hutbe okuyarak : — Her kim Allah ve Resulüne itaat ederse, muhakkak doğru yalu bulnuşdur. Onlara isyan eden ise muhakkak sapmışdır; demiş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Sen ne fena hatîbsin! (onlara diyeceğine) Allah ve Resulüne isyan eden ise muhakkak sapmışdır de.» buyurmuşlar. îbni Numeyr «Gavâ» kelimesini «Gaviye» şeklinde söyledi. İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnu Saîd ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve İshâk-i Hanzalî toptan İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Kuteybe Dediki: Bize Süfyân, Amr'dan naklen rivayet etti. Anır, Atâ'dan, o da Safvân b. Ya'lâ'dan, o da babasından naklen haber verirken işitmiş. Ya'lâ, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i minber üzerinde: «Cehennemlikler [ Zuhruf 77 ] : Ey Mâlik! diye çağrışacaklar.» âyet-i kerimesini okurken işitmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Abdullah b. Abdirrahmân ed-Dârimî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Hassan haber verdi. (Dediki): Bize Süleyman b. Bilâl, Yahya b. Saîd'den, o da Amra binti Abdirrahmân'dan, o da Amra'nın bir kız kardeşinden naklen rivayet etti. Demişki: Ben Kaf sûresini cum'a günü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ağzından öğrendim. Onu her cum'a minberde okuyordu
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bu hadîsi bana Ebû't-Tahir dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb, Yahya b; Eyyûb'dan, o da Yahya b. Saîd'den, o da Amra'dan, o da Amra binti Abdirrahmân'ın kendinden büyük olan bir kız kardeşinden naklen Süleyman b. Bilâl hadîsi gibi haber verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dediki):. Bize, Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hubeyb'den, o da Abdullah b. Muhammed b. Ma'n'dan, o da Hârisetü'bnu Nu'mân'ın bir kızından naklen rivayet etti. Şöyle demiş : «Ben, Kaaf sûresini ancak Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in (mübarek) ağzından belledim. Onu her cum'a hutbede okurdu. Bizim tandırımızla, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'\n tandırı birdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb b. İbrâhîm b. Sa'd rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Muhammed b. İshâk'dan rivayet etti. Demişki: Bana Abdullah b. Ebî Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm EI-Ensârî, Yahya b. Abdillâh b. Abdirrahmân b. Sa'd b. Zürâra'dan, o da Ümmü Hişâm binti Hârisete'bni Nu'mân'dan naklen rivayet etti. Ümmü Hişâm şöyle demiş : «Gerçekden iki sene yahut bir seneden biraz fazla müddet zarfında bizim tandırımızla Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in tandırı birdi. Ben Kaaf sûresini ancak Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in dilinden öğrendim. Onu her cum'a cemaata hutbe îrâd ederken minberde okurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. İdrîs, Husayn'dan, o da Umâratu'bnü Rueybe'den naklen rivayet etti. Rueybe, Bişru'bnü Mervân'ı minber üzerinde elllerini kaldırırken görerek: Allah bu ellerin cezasını versin! Vallahi ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (duâ ederken) gördüm; ellerini şu kadarcıktan fazla kaldırmıyordu; dediğini söylemiş; ve şehâdet parmağı ile (ne kadar kaldırdığına) işaret etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize bu hadîsi Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne, Husayn b. Abdirrahmân'dan naklen rivayet etti. Husayn: «Ben Bişru'bnü Mervân'ı cum'a günü ellerini kaldırırken gördüm. Bunun üzerine Umâratü'bnü Rueybe şunları söyledi...» diyerek yukarıki hadis gibi rivayet etmiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebu'r-Rabî' ez-Zehrânî ile Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Hammâd —ki İbni Zeyddir— Amr b. Dinar'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: «Bir cum'a günü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbe okurken bir adam çıkageldi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Namaz kıldın mı ey fülân!» diye sordu. Gelen zât: — Hayır; cevâbını verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kalk namaz kıl!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ije Ya'kubu Devrakî, İbni Uleyye'den, o da Eyyûb'dan, o da Amr'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den naklen Hammâd'ın dediği gibi rivayet etti. Yalnız (burada râvî) iki rekâtı zikretmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile îshâk b. İbrâhîm rivayet ettiler. Kuteybe (Bize rivayet etti) ta'bîrini kullandı. İshâk ise: Bize Süfyân, Amr'dan naklen haber verdi, dedi. Amr, Câbir b. Abdillâh'ı şunları söylerken işitmiş ;, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a günü hutbe okurken mescid'e bir adam girdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Sen namaz kıldın mı?» diye sordu. Adam : — Hayır; dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kalk da iki rekât namazı kıl!» buyurdular. Kuteybe'nin rivayetinde: «Kalk iki rek'ât namaz kıl! buyurdu.» denilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. İbni Râfi' Dediki: Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Amr b. Dînâr haber verdi. O da Câbir b. Abdillâh'ı şöyle derken işitmiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a günü minberde hutbe okurken bir adam geldi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : «Sen iki rek'ât namaz kıldın mı?» diye sordu Gelen zât : — Hayır; cevâbını verince Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kıl!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed —yânî ibni Ca'fer— rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Amr'dari rivayet etti. Amr şöyle demiş: Ben Câbir b. Abdillâh'dan dinledim ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbe okurken : «Sîzden biriniz cum'a, günü imam minbere çıktıkdan sonra mescide gelirse iki rek'ât namaz kılsın!» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. ve Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Ebu'z-Zübeyr'den oda Câbir'den naklen haber verdi, ki şöyle demiş: Cum'a günü Resülullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) minber üzerinde otururken Süleyk-i Gatafânî geldi; ve namaz kılmadan oturdu. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Sen iki rek'ât namaz kıldın mı?» diye sordu. Süieyk : — Hayır, cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kalk da onları kıl!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize İshâk b. İbrahim ile Aliyyü'bnü Haşrem ikisi birden îsâ b. Yûnus'dan rivayet ettiler. İbni Haşrem Dediki: Bize îsâ, A'meş'den, o da Ebû Süfyân'dan, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş: cum'a günü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbe okurken Süleyk-i Gatafânî geldi ve oturdu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : «Yâ Süleyk! Kalk iki rek'ât namaz kıl! ama onları hafif tut!» buyurdu. Sonra şunları söyledi: «Biriniz cum'a günü imâm hutbe okurken gelirse hemen iki rek'ât namaz kılsın; ve onları hafif tutsun!» İzah için buraya tıklayın
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Mugîra rivayet etti. (Dediki): Bize Humeyd b. Hilâl rivayet etti. Dediki: Ebû Rifâ'a şunları söyledi: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına vardım; hutbe okuyordu : — Yâ Resûlallah! Yabancı, dînini sormaya gelmiş; dîninin ne olduğunu bilmeyen bir adamım, dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana döndü ve hutbesini bırakarak tâ yanıma kadar geldi. Kendisine bir sandalye getirdiler. Zannederim ayakları demirdendi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sandalyenin üzerine oturarak, Allah'ın kendisine öğretmiş olduğu bilgilerden bana da öğretmeye başladı. Sonra tekrar hutbesine dönerek, onu sonuna kadar tamamladı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman yâni İbni Bilâl, Ca'fer'den, o da babasından, o da İbni Ebî Râfi'den naklen rivayet etti. İbni Ebî Râfi' şöyle demiş: (Medine valisi) Mervân, Ebû Hureyre'yi kendi yerine bırakarak Mekke'ye gitti. Bu sebeple bize cum'ayı Ebû Hureyre kıldırdı da ilk rek'atta cum'a sûresini okudukdan sonra son rek'âtda Münâfikûn sûresini okudu. Namazdan çıktıkdan sonra Ebû Hureyre'ye yetişerek: — «Gerçekden sen, Alî b. Ebî Tâlib'in Kûfe'de iken okuduğu iki sûreyi okudun.» dedim. Ebû Hureyre: — «Çünkü ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i cum'a günü bu sûreleri okurken işittim.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, Kuteybetü'bnü Saîd ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Hatim b. İsmail rivayet etti. H. Bize, Kuteybe rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdülazîz yâni Derâverdî rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi birden Ca'fer'den, o da babasından, o da Ubeydullah b. Ebî Râfi'den naklen rivayet etmişlerdir. Ubeydullah: «Mervân, Ebû Hureyre'yi kendi yerine bıraktı...» diyerek yukarkî hadîsin mislini rivayet etmişdir. Şu kadar var ki Hâtim'in rivayetinde: «Brinci rek'atda cum'a süresini, son rek'atda da Münâfkûn sûresini okudu...» ibaresi vardır. Abdülazîz'in rivayeti Süleyman b. Bilâl'ın hadisi gibidir
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ve İshâk toptan Cerîr'den rivayet ettiler. Yahya Dediki: Bize Cerîr, İbrahim b. Muhammed b. Münteşîr'den, o da babasından, o da Nu'mân b. Beşîr'in azatlısı Habîb b. Sâîim'den, o da Nu'mân b. Beşîr'den naklen haber verdi. Nu'mân şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bayramlar ile cum'â'da A'lâ ve Ğâşiye sûrelerini okurdu. Bayramla cum'a aynı gün'e tesadüf ederse, bu sûreleri her iki namazda okurdu.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize, bu hadîsi Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Avâne, İbrahim b. Muhammed b. Münteşir'den bu isnâdla rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Damratü'bnü Saîd'den, o da Ubeydillâh ibni Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Ubeydullah şöyle demiş: «Dahhâk b. Kays, Nu'mân b. Beşir'e mektup yazarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in cum'a günü, cum'a sûresinden başka neyi okuduğunu sordu.. Nu'mân : — Gâşiye sûresini okurdu, cevâbını verdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Bize, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdetü'bnü Süleyman, Süfyân'dan, o da Muhavvel b. Râşit'den, o da Müslim-i Batin'den, o da Saîdü'bnü Cübeyr'den^ o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a günü sabah namazında Secde ile Hel'etâ sûrelerini; cum'a namazında ise Sûre-i Cumua ile Sûre-i Münâfikûn'u okurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti H. Bize Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi de Süfyân'dan bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be Muhavvel'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini her iki namaz hakkında da Süfyân'ın dediği gibi rivayet etti. İzah 880 de
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî', Süfyân'dan, o da Sa'd b. İbrahim'den, o da Abdurrahmân EI-A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz cum'a günü sabah namazında Secde ile Hel'etâ sûrelerini okurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Ebû't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Vehb, İbrahim b. Sa'd'dan, o da babasından, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a günü sabah namazının ilk rek'atmda Secde sûresini, ikincide Hel'etâ'yı okurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Abdillâh, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi, Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Biriniz cum'a'yi kıldımı arkasından dört rekat namaz daha kılsın.» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkid rivayet ettîler. Dedilerki: Bize Abdullah b. İdrîs, Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cum'a'dan sonra namaz kılacaksanız dört rek'ât kılın.» buyurdular. Amr kendi rivayetinde şu ibareyi ziyâde etmişdir: «İbni İdris Dediki: (Süheyl şunları söyledi: Eğer seni her hangi bir şey acele ettiriyorsa, mescidde iki rek'at namaz kıl; evine döndüğün zaman iki rek'at daha kıl)
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir rivayet etti. H. Bize Amru'n-Nâkıd ile Ebû Kureyb dahî rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Vekî', Süfyân'dan rivayet etti. Cerîr ile Süfyân'ın ikisi birden Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etmişler. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sizden her kim cumâ'dan sonra namaz kılacaksa dört rek'ât kılsın.» buyurdular. Cerîr'in rivayetinde: «Sizden.» tâbiri yokdur. İzah 883 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Nâfi'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet ettiki Abdullah cumâ'yı kıldımı mescidden giderek evinde iki rek'at namaz kılar sonra : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) böyle yapardı, dermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. Dediki: Mâlik'e Nâfi'den duyduğum, onun da Abdullah b. Ömer'den naklettiği şu hadîsi okudum: Abdullah, Resûlullah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) 'in nafile namazını tavsif ederek, şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a namazından sonra mescidden ayrılmadıkça (nafile) namaz kılmazdı. Sonra evinde iki rek'ât namaz kılardı.» Yahya: «Zannederim sonra kılardı, diye okudum; yahut: Yüzde yüz öyle okudum.» dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İbni Nümeyr rivayet ettiler. Züheyr Dediki: Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki): Bize Amr, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da babasından naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cum'a dan sonra iki rek'ât namaz kılarmış. İzah 883 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Gunder, İbni Cüreyc'den rivayet etti. Demişki: Bana Ömer b. Atâ' b. Ebi'l-Huvâr haber verdiki: Nâfi' b. Cübeyr, kendisini Sâib ibni Uht-i Nemir'e göndererek Muâviye'nin namaz hususunda onda gördüğü bir şey'i sordurmuş. Sâib şu cevâbı vermiş: «Evet, ben onunla birlikde Maksûre'de cum'a namazını kıldım. İmam selâm verince ben olduğum yerde ayağa kalkarak namaz kıldım. (Muâviye) içeriye girince bana: — Bir daha böyle yapma! Cumâ'yı kıldığın vakit konuşmadıkça yahut oradan çıkmadıkça ona başka namaz ekleme. Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize, bunu (yani) konuşmadıkça yahut mescıdden çıkmadıkça hiç bir namazın, başka namaza eklenmemesini emretti dıye haber gönderdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
{….} Bize Hârûn b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Haccâcu'bunu Muhammed rivayet etti. Dediki: İbni Cüreyc: Bana Ömer b. Ata' haber verdiki, Nâfi' b. Cübeyr, kendisini Sâib b. Yezîd İbni Uht-i Nemir'e göndermiş... diyerek hadisi yukarki hadîs tarzında rivayet etti. Şu kadar var ki Amr (burada) : «Selâm verince olduğum yerde ayağa kalktım.» demiş: «imam» ı zikretmemişdir