Jami At Tirmidhi
...
(19) Kitāb: The Book on Sacrifices
(19) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban kıyamet günü boynuzları kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” Diğer tahric: İbn Mâce, Edaha Tirmizî: Bu konuda Imrân b. Husayn ve Zeyd b. Erkâm’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Hişâm b. Urve’nin rivâyetinden olduğunu sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû’l Müsennâ’nın ismi Süleyman b. Yezîd’tir. İbn ebî Füdeyk ondan hadis rivâyet etmiştir. Tirmizî: Rasûlullah (s.a.v.)’den; Kurbanlar hakkında: “Kurban kesen kimse için kurbanın her bir kılı karşılığında sevap verilir” buyurduğu rivâyet edilmiştir. “Boynuzları karşılığında” da buyurduğu rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) boynuzlu alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” Diğer tahric: Buhârî, Edâhî; Müslim, Edâhî Tirmizî: Bu konuda Ali, Âişe, Ebû Hüreyre, Ebû Eyyûb, Câbir, Ebû’d Derdâ, Ebû Rafî’, İbn Ömer, Ebû Bekre’den aynı şekilde hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, kendisi bizzat iki kurban keserdi; biri Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adına diğeri de kendi adına olmak üzere… Kendisine bunun sebebi sorulunca şöyle dedi: Böyle yapmamı bana Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve bu şekilde yapmayı hiç terk etmeyeceğim. (Ebû Dâvûd, Dehâyâ: 1) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Şerîk’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bazı ilim adamları ölen kimse için kurban kesilebileceğine izin veriyorlar. Bazıları ise bunu kabul etmiyorlar. Abdullah b. Mübarek diyor ki: Bana göre kurban kesmek yarine onun bedelini sadaka olarak dağıtması daha hoştur. Kurban keserse bile etinden asla yemesin tamamını sadaka olarak versin. b. el Medinî ve Muhammed diyor ki: Şerik’den başkalarıda bu hadisi rivâyet etmişlerdir. Hasna’nın ismi nedir diye sordum bilemedi, Müslim ise isminin Hasen olduğunu söyledi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), ağzı siyah, gözlerinin etrafı siyah ayakları siyah damızlık iki koçu kurban etmişti.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Dahaya; İbn Mâce, Edahî Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Hafs b. Gıyas’ın rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Berâ b. Âzib (radıyallahü anh)’den merfu olarak rivâyet ettiği hadisinde şöyle diyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan zayıf, ve cılız hayvanlar kurban edilmez.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî:)
- Bāb: ...
- باب ...
Hennâd; İbn-ü ebî Zaide vasıtasıyla Şu’be’den, Süleyman b. Abdurrahman’dan, Ubeyd b. Feyrûz’dan, Berâ b. Âzib’den bu hadisin mana olarak benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi sadece Ubeyd b. Feyrûz’un, Berâ’dan rivâyetiyle bilmekteyiz ilim adamlarının uygulaması da bu hadise göredir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir seferde Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber idik kurban bayramı geliverdi. Sığırda yedi kişi, devede on kişi olarak kurban kestik.” Diğer tahric: İbn Mâce, Dahaya Tirmizî: Bu konuda Ebûl Esed-is Sülemî’nin babasından, dedesinden ve Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: İbn Abbâs hadisi hasen garibtir. Bu hadisi sadece Fadl b. Musa’nın rivâyetinden bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hudeybiye’de, Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber deveyi de sığırı da yedi kişi için boğazlayıp kurban etmiştik. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Dahaya; İbn Mâce: Dahaya Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. İshâk, deve; kurban olarak on kişiye yeter diyerek İbn Abbâs hadisini delil olarak alıyor
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), kırık boynuzlu ve kesik kulaklı hayvanın kurban edilmesini yasakladı.” Katâde diyor ki: Bu durumu Saîd b. Müseyyeb’e anlattım kırıklık miktarının yarıya kadar ve yarıdan fazla olursa kurban edilmez dedi. Diğer tahric: Nesâî, Dahaya; Ebû Dâvûd, Dahaya Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Umâra b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: A’ta b. Yesâr’dan işittim şöyle diyordu: Ebû Eyyûb el Ensârî’ye sordum; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zamanında kurbanlar nasıldı diye şöyle cevap verdi: “Kişi kendisi ve çoluk çocuğu için tek bir kurban keserdi de onun etinden kendileri de yer başkalarına da yedirirlerdi. Neticede Müslümanlar birbirleriyle övüneceğiz diye gördüğün gibi birkaç kurban kesmek durumuna geldiler.” (İbn Mâce, Dahaya: 10; Muvatta, Dahaya: 5) Bu hadis hasen sahihtir. Umare b. Abdullah; Medînelidir. Mâlik b. Enes ondan hadis rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ahmed ve İshâk bunlardan olup Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in aşağıdaki hadisini delil gösterirler: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir koç kurban edip bu kurban ümmetimden kurban kesmeyenler içindir.” Bazı ilim adamları da şöyle derler: “Bir koyun ancak bir kişi için yeterlidir.” Abdullah b. Mübarek ve ilim adamlarından başka kimselerin görüşü de böyledir
- Bāb: ...
- باب ...
Cebele b. Suhaym (r.a.)’den rivâyete göre, Adamın biri İbn Ömer (r.a.)’e kurban kesmek vâcib midir? diye sordu. O da; Rasûlullah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler dedi. Adam aynı soruyu tekrar edince aklını kullanıp ne dediğimi, anlamıyor musun? Rasûlullah (s.a.v.), ondan sonrada Müslümanlar kurban kestiler. Diğer tahric: İbn Mâce, Dahaya Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup; Kurban kesmek vâcib değildir. Lakin Rasûlullah (s.a.v.)’in sünnetlerinden bir sünnettir. Hoşlandığı ibadetlerden biridir. Sûfyân es Sevrî ve İbn’ül Mübarek’in görüşü de böyledir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’de on yıl kaldı ve her yıl kurban keserdi. Diğer tahric: Müsned: 4815 Tirmizî: Bu hadis hasendir
- Bāb: ...
- باب ...
Berâ b. Âzib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Kurban bayramı günü bize bir hutbe yaptı ve şöyle buyurdu: “Sizden biriniz bayram namazını kılmadan kurban kesmesin.” Bunun üzerine dayım ayağa kalktı ve dedi ki: “Bugün etin bol olması sebebiyle insanlar etten bıkıp usanırlar. Ben aileme ev halkına ve komşularıma yedirmek için acele ederek kurbanımı kestim.” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yeniden Kurban kes!” Buyurdu. “Ey Allah’ın Rasûlü! Yanımda dişi bir süt oğlağım var iki koyuna bedeldir onu kurban olarak kesebilir miyim?” Rasûlü Ekrem şöyle buyurdu: “Evet o hayırlı ve senin için yeterlidir fakat senden sonra hiçbir kimse için yeterli olmayacaktır.” (Buhârî, Edâhî: 11; Müslim, Edâhî: 1) Bu konuda Câbir, Cündüp, Enes, Uveymir b. Eş’ara, İbn Ömer ve Ebû Zeyd’in il Ensarî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göredir. Yani şehirde imam kurban bayramı namazını kılmadan kurban kesilmez ilim adamlarının bir kısmı köy halkının fecrin doğuşundan sonra kurban kesmelerine izin vermektedirler. İbn’ül Mübarek’in görüşü böyledir. İlim adamları kurbanda koyunun altı aylığının caiz olup keçinin altı aylığının caiz olmayacağında ittifak etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.), kurban kesenlerin sayısının az fakirlerin çok olduğu bir yılda; “Sizden biriniz kestiği kurbanın etinden üç günden fazla yemesin” buyurdular. Diğer tahric: Buhârî, Edahî; Müslim, Edâhî Tirmizî: Bu konuda Âişe ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: İbn Ömer hadisi hasen sahihtir, buradaki yasaklama önceden olup, sonradan kurban etinin saklanabileceğine izin verilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman b. Büreyde (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Üç günden fazla kurban etinden yemeyiniz diye size yasaklama getirmiştim kurban kesenlerle kesmeyenler et yemekte denk olsunlar diye… Ama bu andan itibaren kurban kesen sayısı arttığı için dilediğiniz kadar yeyin yedirin ve saklayın.” Diğer tahric: Buhârî, Edâhî; Müslim, Edâhî Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Âişe, Nübeyşe, Ebû Saîd, Katâde, İbn-ün Numân, Enes ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Büreyde hadisi hasen sahih olup Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir
- Bāb: ...
- باب ...
Âbis b. Rebia’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Müminlerin anası Âişe (r.anha)’ya: “Rasûlullah (s.a.v.), kurban etlerinin üç günden fazla yemeyi yasaklarmıydı? Diye sordum. Buyurdular ki: “Hayır, fakat insanlardan kurban kesen kimse az olduğu için kesmeyen kimselere yedirmek istediğinden dolayı böyle bir kısıtlama getirmişti. Bugün için biz, hayvanların paçalarını saklayıp on gün sonra yiyoruz.” Diğer tahric: Buhârî, Edahî; Müslim, Edahî Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Mü’minlerin anası Âişe’den başka şekillerde de bu hadis rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Feraa ve Atîre kurbanları diye bir kurban yoktur.” Feraa: Devenin ilk yavrusu olup doğduğunda putlar için kesilirdi. (Buhârî, Akika: 3-4; Müslim, Edâhî: 6) Bu konuda Nübeyşe, Mıhnef b. Süleym, Ebû’l Uşerâ ve babasından da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Atîre: Haram ayların ilki olan Recep ayına hürmeten kesilen bir kurbandır. Haram aylar Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem’dir. Hac ayları ise Şevval, Zilkade ve Zilhicce’nin ilk on günüdür. Hac ayları konusunda da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından böylece rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Yusuf b. Mâhek (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Yusuf b. Mâhek ve arkadaşları Abdurrahman kızı Hafsa’nın yanına girip akıka kurbanı hakkında soru sormuşlardı. Hafsa onlara Âişe (r.anha)’nın kendisine şöyle haber verdiğini bildirdi: “Rasûlullah (s.a.v.) erkek çocuğun doğumunda iki, kız çocuğun doğumunda ise tek koyun kesmelerini emretti.” Diğer tahric: Buhârî, Akika; İbn Mâce, Zebaih Tirmizî: Bu konuda Ali, Ümmü Kürz, Büreyde, Semure, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr, Enes, Selman b. Âmir ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Âişe hadisi hasen sahihtir. Hafsa, Ebû Bekir’in kızıdır
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah b. ebî Rafi’ (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ali’nin oğlu Hasan, Fatıma’dan doğduğu zaman Rasûlullah (s.a.v.)’in onun kulağına namaz ezanı gibi ezan okuduğunu gördüm.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Edep Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in akika konusunda erkek çocuğu için iki kız çocuğu için bir koyun kesilmesi rivâyeti değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Aynı zamanda Rasûlullah (s.a.v.)’in torunu Hasan için tek koyun kurban ettiği de rivâyet edilmektedir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir
- Bāb: ...
- باب ...
Selman b. Âmir ed Dabbî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Erkek çocuğun doğumuyla beraber akika vardır o çocuk adına akika kurbanı kesiniz ve çocuktan her türlü eziyeti gideriniz.” Diğer tahric: Buhârî, Akika; Nesâî, Akika Hasan b. A’yen, Abdurrezzak vasıtasıyla İbn Uyeyne’den, Âsım b. Süleym b. Ahvel’den, Hafsa binti Sirîn’den, Rebab’tan, Selman b. Âmir’den bu hadisin bir benzerini bize haber vermiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Kürz (r.a.)’den haber verildiğine göre, Kendisi Rasûlullah (s.a.v.)’e akikadan sormuştu da Rasûlullah (s.a.v.) şu cevabı vermişti: “Erkek çocuğu için iki koyun, kız çocuğu için tek koyun, koyunların erkek ve dişi olması fark etmez.” Diğer tahric: Nesâî, Akika; Ebû Dâvûd, Dahaya
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kurbanlıkların en iyisi koç, kefenlerin en iyisi ise tüm vücudunu örtecek kadar uzun ve geniş olanıdır.” Diğer tahric: İbn Mâce, Dahaya Tirmizî: Bu hadis garibtir. Ufeyr b. Ma’dan’ın hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Mıhnef b. Süleym (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Arafat’ta, Vakfede iken Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim. Ey Müslümanlar gücü yeten her aile için her yıl bir kurban birde atîre kesilmelidir. Atîre nedir bilir misiniz? Recep ayında kesilmesi gereken kurbandır. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Dahaya; Nesâî, Fera ve Atîre Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece İbn Avn’ın rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Hasan’ın doğumu için bir koyun kurban etti ve dedi ki: Ey Fatıma çocuğun başını tıraş et ağırlığı kadar gümüş tasadduk et. Fatıma diyor ki: Saçı tarttım ağırlığı bir dirhem veya bir dirhemden biraz eksikti. Diğer tahric: Muvatta, Akika Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir ve senedi de muttasıl değildir, çünkü; Ebû Cafer Muhammed b. Ali b. Huseyn, Ali b. ebî Tâlib’e ulaşmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Bekre (r.a.)’in babasından rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), hutbe okudu minberden indi iki koç getirtti ve onları kesti.” Diğer tahric: Nesâî, Dahaya; İbn Mâce, Dahaya Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber namazgahta kurban bayramı namazında bulundum hutbesini bitirince minberden indi bir koç getirildi, onu kendi eliyle keserek şöyle buyurdu: Bismillah Allahûekber bu kurban benim ve ümmetimden kurban kesmeyenler içindir.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Dahaya; Nesâî, Dahaya Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Yani kişi kurban keserken “Bismillah Allahûekber” demelidir. İbn’ül Mübarek bu görüştedir. Muttalib b. Abdullah b. Hantab’ın, Câbir’den hadis işitmediği söylenmektedir