Jami At Tirmidhi
...
(23) Kitāb: The Book on Jihad
(23) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: Bana kürek kemiği veya yazı yazabilecek bir plaka getirin dedi. Getirilen malzemeye "Mu'minierden oturanlar asla bir olamaz" Nisa sûresi 95. ayetini yazdırdı. Amr b. Ümmü Mektum, Nebi (s.a.v.)’in arkasında idi gözleri kör olduğu için bana izin var mı? deyince “Özür sahiplerinden başka …” ayeti nazil oldu. Diğer tahric: Nesâî, Cihâd; Buhârî, Cihâd Bu konuda İbn Abbâs, Câbir ve Zeyd b. Sabit’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis Süleyman et Teymî’nin Ebû İshâk’tan rivâyeti olarak hasen sahih garibtir. Şu’be ve Sevrî aynı hadisi Ebû İshâk’tan rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Bir kimse Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek cihâda çıkmak için izin istedi. Rasûlullah (s.a.v.)’de annen baban var mı? buyurdu. O kimse evet deyince; “Sen anne ve babana hizmet ederek cihâdı yap” buyurdular. Diğer tahric: Nesâî, Cihâd; Buhârî, Cihâd Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis sahihtir. Ebû’l Abbâs, Mekkeli gözleri görmeyen bir şairdir. İsmi Sâib b. Ferrûh’tur
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Cüreyc (r.a.)’den aktarıldığına göre İbn Cüreyc, Nisa sûresi 59. ayeti olan: “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Rasûlüne itaat edin. Sizin gibi Müslüman olup kendilerine otorite teslim edilmiş olan kimselere de itaat edin” ayeti hakkında şöyle dedi: Abdullah b. Huzafe b. Kays b. Adiyy es Sehmî’yi, Rasûlullah (s.a.v.) bir Müfrezenin başında komutan olarak gönderdiğini bana Ya’la b. Müslim, Saîd b. Cübeyr vasıtasıyla İbn Abbâs’tan nakletmişti. (Yani müfrezenin başındaki kimseye de Allah ve Rasûlüne itaat edildiği gibi itaat edileceği konusunda) Diğer tahric: Müslim, Imara; Nesâî, Biat Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece İbn Cüreyc’in rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar tek başına yolculuk yapmanın tehlikelerini benim bildiğim gibi bilselerdi hiçbir kimse binitiyle tek başına gece yolculuğuna çıkmazlardı.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd
- Bāb: ...
- باب ...
Amr b. Şuayb (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bir yolculuğa bir şeytan arkadaş olur, İki yolcuya iki şeytan arkadaş olur, üç yolcu ise kervan sayılır.” Diğer tahric: Ebu Davud, Cihad Tirmizî: İbn Ömer hadisi hasen sahih olup ancak bu şekliyle Âsım’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Âsım; Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer’in oğludur. Muhammed diyor ki: Bu kimse güvenilir ve doğru bir kimsedir. Âsım b. Ömer el Umerî ise zayıftır, hadis olarak ondan bir şey rivâyet etmem. Abdullah b. Amr hadisi hasendir
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Harb hile, aldatma ve yanıltmadan ibarettir.” Diğer tahric: Buhârî, Cihâd; İbn Mâce, Cihâd Tirmizî: Bu konuda Ali, Zeyd b. Sabit, Âişe, İbn Abbâs, Ebû Hüreyre, Esma binti Yezîd b. Seken, Ka’b b. Mâlik ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû İshâk (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Zeyd b. Erkâm’ın yanındaydım kendisine Rasûlullah (s.a.v.) kaç savaşa katıldı diye soruldu Zeyd ondokuz dedi. Bunun üzerine ben: Sen, onunla birlikte kaç savaşta bulundun? Dedim. On yedi dedi. İlk katıldığın savaş hangisiydi dedim. “Zat-ül Uşeyr” veya “Zat-ül Uşeyra” dedi. Diğer tahric: Buhârî, Meğazi; Müslim, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasulullah (s.a.v.), Bedir savaşında bizi geceleyin savaş konumuna sokmuştu.” Diğer tahric: Tirmizî rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu konuda Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz.Muhammed b. İsmail’e bu hadis hakkında sordum; bilemedi ve Muhammed b. İshâk, İkrime’den hadis işitmiştir, dedi. Muhammed b. İsmail’i ilk gördüğümde Muhammed b. Humeyd er Râzi, hakkında ki görüşü iyi idi sonraları onun zayıf olduğu kanaatine vardı
- Bāb: ...
- باب ...
İbn ebî Evfâ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim, Hendek savaşındaki karşıt güçler için şöyle beddua ediyordu: “Kur’ân’ı indiren, hesapları çabucak gören Allah’ım bize saldıran bu düşman güçlerini sarsıntıya uğrat ve perişan et.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd; Müslim, Cihâd Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke’yi feth edip oraya girdiğinde sancağı beyaz renkte idi. (Ebû Dâvûd, Cihâd: 27; İbn Mâce, Cihâd: 17) Bu hadis garib olup sadece Yahya b. Adem’in, Şerik’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum. Bu hadisi sadece Yahya b. Adem’in, Şerik’den, rivâyeti olarak bildi ve şöyle dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in başında siyah sarık olduğu halde Mekke’ye girdiğini pek çok râvî Şerik’den, Ammâr’dan, Ebû’z Zübeyr’den ve Câbir’den rivâyet etmişlerdir. Muhammed diyor ki: Câbir’in hadisi işte budur. Ed Dühnü, Becile kabilesinin bir koludur. Ammâr ed Dühnî ise; Ammâr b. Muaviye ed Dühnî olup Ebû Muaviye diye künyelenir. Hadisçiler yanında güvenilen bir kimsedir
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. Kâsım’ın azâdlı kölesi Yunus b. Ubeyd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Muhammed b. Kâsım kendisine Rasûlullah (s.a.v.)’in savaşlarda kullandığı bayrağı sormak üzere beni Berâ b. Âzib’e gönderdi. Berâ dedi ki: “Nemire kumaşından yapılmış siyah ve dört köşe idi.” Diğer tahric: İbn Mâce, Cihâd; Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: Bu konuda Ali, Hâris b. Hassân ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece İbn ebî Zaide’nin rivâyeti olarak bilmekteyiz. Ebû Yakup es Sekafî’nin ismi İshâk b. İbrahim’dir. Ubeydullah b. Musa kendisinden hadis rivâyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı siyah sancağı ise beyazdı.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: İbn Abbâs hadisi olarak, bu hadis bu yönüyle hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Mühelleb b. Ebî Sufre (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Sahabeden bir kimse Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işitti: “Düşman gece karanlığından istifade ederek aranıza girerse “Ha mîm la yunsarûn” deyin. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: Bu konuda Seleme b. Ekvâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bazıları bu hadisi Ebû İshâk’tan, Sevrî’nin rivâyeti gibi rivâyet ettiler. Yine bu hadis Ebû İshâk’tan, Mühelleb b. Ebî Sufra vasıtasıyla mürsel olarak ta rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Sirîn (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben kılıcımı Semüre b. Cündüp’ün kılıcına benzer şekilde yaptırdım. Semure’de kendi kılıcını Rasûlullah (s.a.v.)’in kılıcına benzer şekilde yaptırdığı kanaatinde idi. Rasûlullah (s.a.v.)’in kılıcı da o devirde en güzel kılıçların yapıldığı Benî Hanif kabilesinin kılıçları gibiydi. Diğer tahric: İbn Mâce: Cihâd Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece bu şekliyle biliyoruz Yahya b. Saîd el Kattan katip Osman b. Sa’d hakkında söz ederek hafıza yönünden zayıf olduğunu söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Fetih senesi; Merruz Zahran’a varınca düşmanla karşılaşacağımızı bize bildirerek oruçlarımızı bozmamızı emretti bizde hep birlikte orucumuzu bozduk.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Sıyam; Müslim, Sıyam Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.); Ebû Talha’nın, Mendûb denilen atına bindi” dedi ve sözünü şöyle sürdürdü: “Rasûlullah (s.a.v.)’i savaştaki korkulu bir anda daima en önde bulurduk.” Diğer tahric: Müslim, Fedail Tirmizî: Bu konuda İbn Amr İbn Âs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Medîne’de düşman baskını olabileceğine dair korkulu bir an yaşanmıştı. Rasûlullah (s.a.v.), Mendûb denilen bir atı ödünç olarak aldı ve çevreyi dolaşarak korkulacak bir şey yok dedi.” Zaten korkulu bir durumla karşılaştığımızda Peygamberimiz (s.a.v.)’i daima en önde bulurduk. Diğer tahric: Müslim, Fedail Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) insanların en cesuru en cömerdi ve şecaatlisi idi.” Enes diyor ki: Bir gece Medîneliler bir ses işittiler ve korktular. Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Talha’ya ait çıplak bir atın üzerinde kılıcını kuşanmış vaziyette insanların karşısına çıkarak şöyle dedi: Hiç korkmayın, hiç korkmayın buyurdu ve bindiği atı kastederek, onu çok seri, ve hızlı buldum dedi. Diğer tahric: Müslim, Fedail
- Bāb: ...
- باب ...
Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir adam Berâ b. Âzib’e, Ey Ebû Umâra dedi. Huneyn savaşında Rasûlullah (s.a.v.)’i yalnız bırakıp kaçmış mıydınız? Berâ dedi ki: Hayır Vallahi Rasûlullah (s.a.v.), geri çekilmedi fakat Hevazin’in oklarıyla karşı karşıya kalan bazı ayağına çabuk askerler dönüp kaçtılar. Bu esnada Rasûlullah (s.a.v.), katırının üzerinde ve Ebû Sûfyân b. Hâris b. Abdulmuttalib’te katırın yularını tutmaktaydı ve yine bu anda Rasûlullah (s.a.v.): ''Ben Peygamberim yalan yok, ben Abdulmuttalib’in torunuyum'' diyordu.” Diğer tahric: Müslim Cihâd; Buhârî, Cihâd Tirmizî: Bu konuda Ali, İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Huneyn günü savaş meydanındaki insanları gördüm iki bölük geri çekilip kaçıştılar Rasûlullah (s.a.v.)’in etrafında yüz kişi bile kalmamıştı. Diğer tahric: Müslim, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Ubeydullah’ın bu hadisini sadece bu şekliyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Mezîde (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’i Fetih günü Mekke’ye girdiğinde kullandığı kılıcın kabzası altın ve gümüşle süslenmiş idi. Hadisin râvîsi Tâlib diyor ki: Kılıçtaki gümüşten sordum kılıç kabzasının başı gümüştendi dedi. Diğer tahric: Buhârî, Cihâd; Ebû Dâvûd: Cihâd Tirmizî: Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Hud’un dedesinin ismi Mezidetül Asarî’dir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kılıcının kabzasının başı gümüştendi. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadis aynı şekilde Hemmâm vasıtasıyla Katâde ve Enes’den de rivâyet edilmiştir. Bazıları bu hadisi Saîd b. Ebû’l Hasan’dan rivâyet ederler o da şöyle der: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kılıç kabzasının başı gümüştendi.”
- Bāb: ...
- باب ...
Zübeyr b. Avvam (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Uhud savaşı günü Rasûlullah (s.a.v.)’in üzerinde iki zırh vardı. Derken bir kayaya tırmanmak istedi. Zırhların ağırlığından buna gücü yetmedi. Nihayet Talha çömeldi ve basamak görevi yaptı. Rasûlullah (s.a.v.), onun üzerine basarak kaya üzerine çıkıp doğruldu. Zübeyr diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in; Talha, Cenneti hak etti buyurduğunu işittim. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd; İbn Mâce: Cihâd Tirmizî: Bu konuda Safvân b. Ümeyye, Sâib b. Yezîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garib olup sadece Muhammed b. İshâk’ın rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), feth yılı Mekke’ye başında bir miğfer olduğu halde girdi de bu arada İbn Hatal’ın Ka’be’nin örtülerine yapışmış olduğu haberi kendisine verildi de “Onu öldürün” buyurdu. Diğer tahric: İbn Mâce, Cihâd; Buhârî, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Mâlik’den başka hiçbir kimsenin bu hadisi Zührî’den rivâyet ettiğini bilmiyoruz
- Bāb: ...
- باب ...
Urve el Bârıkî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Hayır; kıyamete kadar atların alınlarına bağlıdır. Yani her türlü ganimet ve sevaplar.” Diğer tahric: İbn Mâce, Cihâd; Ebû Dâvûd: Cihâd Tirmizî: Bu konuda İbn Ömer, Ebû Saîd, Cerir, Ebû Hüreyre, Esma binti Yezîd, Muğîre b. Şu’be ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Urve: Ebû’l Ca’d el Bârıkî’nin oğludur, kendisine Urve b. Ca’d ta denmektedir. Ahmed b. Hanbel diyor ki: Bu hadisten anlaşılması gereken: “Kıyamete kadar devlet başkanlarıyla beraber cihâdın devam ettirilmesi gerekir.”
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kızıl renkli atlar bereketli olanlardır.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen garib olup bu şekliyle sadece Şeyban’ın rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki: “Atların en hayırlısı siyah olup alnında beyazlık olan üst dudağıyla burnu beyaz olan atlardır. Sonra ayakları beyaz sağ tarafı sade renk olan siyah atlardır. Bu özellikte bulunamaz ise bu özellikleri olan doru attır.” Diğer tahric: Benzeri Ebu Davud, Cihad EBU DAVUD’DAKİ HAYRLI AT TARİFİNE DAİR HADİSLER VE İZAHLARINA AŞAĞIDAKİ LİNKLERLE ULAŞABİLİRSİNİZ: 2543 – 2544 –
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. Beşşâr (r.a.), Vehb b. Cerir vasıtasıyla Übey’den Yahya b. Eyyûb’tan, Yezîd b. Ebî Habib’den aynı senetle bu (1696.) hadisin mana olarak bir benzerini rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), atlar içine dört ayağı da beyaz olandan hoşlanmazdı.” (Ebû Dâvûd, Cihâd: 43) Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be bu hadisi Abdullah b. Yezîd el Has’amî’den, Ebû Zür’a’dan, Ebû Hüreyre’den benzeri şekilde rivâyet etmiştir. Ebû Zür’a b. Amr b. Cerir’in ismi Harim’dir. b. Humeyd er Râzi, Cerir vasıtasıyla Umâra b. Ka’ka’dan rivâyet ederek şöyle demiştir: İbrahim Nehaî bana şöyle dedi: Bana hadis aktaracaksan Ebû Zür’a’dan aktar çünkü Ebû Zür’a bir keresinde bana hadis rivâyet etti. Seneler sonra o hadisi kendisine sorduğumda hiçbir harfini dahi eksiltmekten tekrar bana aktarmıştı
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), eğitilip terbiye edilmiş bir atı mesafe olarak altı mil olan Hayfa’dan Seniyyet-ül Veda’ya kadar koşturdu. Eğitilip terbiye edilmemiş atı araları bir mil mesafe olan Seniyyetül Veda’dan Züreyk oğulları mescidine kadar koşturdu. Bende yarışçılar arasında idim. Benim atım duvarı atlamıştı. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd; İbn Mâce: Cihâd Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Câbir, Âişe, Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis Sevrî’nin rivâyeti olarak sahih hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Müsabaka, yarış yapmak at ve deve koşturmakta, ok ve benzeri şeyleri atmaktadır. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasendir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Allah tarafından görevlendirilmiş bir kuldu diğer insanlardan ayrı olarak biz ehli beytine özellikle tavsiye ettiği üç şey şuydu: Abdesti güzelce almayı, sadaka yememeyi, eşekleri atlara çekmemeyi bize emretmişti.” (Ebû Dâvûd, Cihâd: 53) Bu konuda Ali’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir. Sûfyân es Sevrî bu hadisi Ebû Cehdam’dan rivâyet ederek senedinde: “Ubeydullah b. Abdullah b. Abbâs, İbn Abbâs’tan” demiştir. Muhammed’den işittim diyordu ki Sevrî’nin rivâyeti pek sağlam değildir. Sevrî bu rivâyetinde vehme kapılmıştır. Sahih olan rivâyet İsmail b. Uleyye ve Abdulvaris b. Saîd’in, Ebû Cehdam’dan, Abdullah b. Ubeydullah b. Abbâs’tan ve İbn Abbâs’tan aktarılandır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû’d Derdâ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle diyordu: “Zayıf kimsesiz ve fakirleriniz arasında beni arayın, beni ancak onların yanında bulursunuz, çünkü sizler o fakir ve zayıf insanlar yüzünden rızıklandırılıyor ve Allah tarafından yardım görüyorsunuz.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Çıngırak ve köpek bulunan topluluklara melekler arkadaşlık etmezler.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cihâd Tirmizî: Bu konuda Ömer, Âişe, Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Berâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki ordu gönderdi. Onlardan birine Ali b. Ebî Tâlib’i diğerine de Hâlid b. Velid’i komutan tayin etti ve şöyle buyurdu: Eğer savaş gerçekleşirse Ali başkomutandır. Sonunda Ali bir kaleyi fethetti ve elde edilen ganimetler içersinden bir cariye aldı. Bunun üzerine Hâlid b. Velid benimle bir mektup göndererek Ali’nin bu hareketini ifşa etmiş oldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelince mektubu verdim o da okudu rengi değişti ve şöyle dedi: Allah’ı ve Rasûlünü seven; Allah ve Rasûlünün de kendisini sevdiği kimse hakkında sen ne düşünüyorsun? Ben de; “Allah’ın gazabından ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in öfkesinden Allah’a sığınırım. Ben sadece bir elçiyim” deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sustu öfkesi dindi. (Ebû Dâvûd, Haraç: 5) Bu konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garib olup bu hadisi sadece Ahvas b. Cevvab’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Hadiste geçen “Yeşî bihi” kelimesinin anlamı gammazlamak ve ispiyonculuk anlamına gelir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Dikkat edin! Hepiniz çobansınız hepiniz sürüsünden sorumludur. İnsanların idaresini üstlenen devlet başkanı çobandır halkından sorumludur. Erkek evinin çobanıdır ve çoluk çocuğundan sorumludur. Kadın da, kocasının evinde çobandır. Kocasının evinden sorumludur. Köle efendisinin malı üzerinde çobandır ve o köle o maldan sorumludur. Dikkat edin? Hepiniz çobansınız, hepiniz kendi sürünüzden sorumlusunuz. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Harac Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Enes, Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Musa hadisi pek makbul değildir. Enes’in hadisi de pek makbul değildir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Tirmizî: İbrahim b. Beşşâr er Ramâdî, Sûfyân b. Uyeyne’den, Büreyd b. Abdullah b. Ebû Bürde’den ve Ebû Musa’dan bu hadisi bize aktarmıştır. Bunu bu şekilde İbn Beşşâr bildirdi ve dedi ki: Pek çok kişi bu hadisi Sûfyân’dan, Büreyd’den, Ebû Bürde’den mürsel olarak rivâyet etmiş olup bu daha sahihtir. Muhammed diyor ki: İshâk b. İbrahim, Muâz b. Hişâm’dan, babasından, Katâde’den, Enes’den rivâyet etmiştir ki şöyledir: “Allah her çobana gütmesini dilediği sürüden soracaktır.” Tirmizî: Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Bu rivâyet pek makbul değildir. Sahih olan rivâyet: Muâz b. Hişâm babasından, Katâde’den ve Hasan’dan mürsel olarak yapılan rivâyettir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmül Husayn el Ahmesiyye (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den veda haccı hutbesinde üzerinde koltuğunun altından dolayarak büründüğü bir çeşit çizgili kumaşla örtünmüş olduğu halde dinledim. Sanki şu anda konuşurken titreyen pazısına bakar gibiyim, şöyle buyurmuştu: “Ey insanlar Allah’a karşı sorumluluk bilinci içersinde olunuz yolunuzu kitapla bulmaya çalışınız. Sizin başınıza kulağı kesik Habeşli bir köle bile getirilmiş olsa Allah’ın kitabına göre hareket edip size de onu uyguladığı sürece onun emirlerini dinleyin ve itaat edin.” Diğer tahric: Müslim, Imara Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Irbad b. Sariye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Ümmü Husayn’dan değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kendisine isyan emrolunmadıkça hoşlansa da hoşlanmasa da her konuda idareciyi dinlemek ve itaat etmek her Müslümana farzdır. Eğer kendisine isyan emredilirse itaat etme ve dinlemek mecburiyeti yoktur.” Diğer tahric: Müslim, Imara Tirmizî: Bu konuda Ali, Imrân b. Husayn, Hakem b. Amr el Gıfârî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayvanları birbirleriyle dövüştürmeyi yasakladı.” (Ebû Dâvûd, Cihâd:)
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre: “Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yüze damga vurmaktan yasakladı.” Diğer tahric: Müslim, Libas Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Katâde (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir gün sahabesi arasında kalkıp cihâdın ve Allah’a imanın amellerin en değerlisi olduğundan bahsetmişti. Bu arada bir adam: Ya Rasûlüllah dedi. Allah yolunda şehîd olarak can verirsem günahlarıma keffâret olur mu? Ne dersiniz? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Allah yolunda sabır ve dirençle savaştan kaçmaksızın düşman saflarına ilerliyerek savaşıp şehîd olursan evet günahlarına keffâret olur dedi. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), nasıl demiştin? Dedi. O kimse de sorusunu tekrar ederek Allah yolunda savaşırken şehîd düşersem günahlarıma keffâret olur mu? Ne dersiniz deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet sen mükafatını sadece Allah’tan bekleyerek sabır ve dirençle savaştan kaçmaksızın hep düşman üzerine ilerleyerek savaşıp öldürülürsen evet tüm günahlarına keffâret olur sadece borç bunun dışındadır. Bunu bana böylece Cibril söyledi.” (Dârimî Cihâd: 21; Nesâî, Cihâd: 31) Bu konuda Enes, Muhammed b. Cahş ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir. Bazıları bu hadisi Saîd el Makburî’den ve Ebû Hüreyre’den benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir. Yahya b. Saîd el Ensârî ve pek çok kişi aynı hadisi Abdullah b. Ebî Katâde’den ve babasından rivâyet etmiş olup bu rivâyet Saîd el Makburî’nin, Ebû Hüreyre’den rivâyetinden daha sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Hişâm b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Uhud savaşı sonrası şehîdlere kazılacak kabirler konusunda savaştan yaralı çıkan askerler kabir kazmanın zorluğundan dolayı Rasûlullah (s.a.v.)’e şikayette bulundular da; bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), kabri geniş ve güzelce kazın iki veya üç kişiyi bir kabre defnedin Kur’ân’ı en iyi bilenleri defnederken öne geçirin buyurdu. Babam da bu savaşta şehîd olmuştu da bir kabrin içersinde iki kişinin önüne geçirildi. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Cenaiz; İbn Mâce: Cenaiz Tirmizî: Bu konuda Habbab, Câbir, Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Sûfyân es Sevrî ve başkaları bu hadisi Eyyûb’tan, Humeyd b. Hilâl’den, Hişâm b. Âmir’den rivâyet etmişlerdir. Ebû’d Dehma’nın ismi Kırfe b. Büheys veya Beyhes’tir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bedir savaşı sonrası esirler elde edilince Rasûlullah (s.a.v.) bu esirler hakkında ne dersiniz? Buyurdu. Hadis uzuncadır. Diğer tahric: Müsned: 3452 Tirmizî: Bu konuda Ömer, Ebû Eyyûb, Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasendir. Ebû Ubeyde babasından hadis işitmemiştir. Ebû Hüreyre’nin şöyle dediği rivâyet edilmektedir: “Rasûlullah (s.a.v.)’den daha çok arkadaşlarıyla istişare eden bir kimse görmedim.”
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: “Müşrikler kendilerinden öldürülen bir kimsenin cesedini satın almak istediler Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cesedi onlara satmayı kabul etmedi.” (Müsned: 2119) Bu hadis garib olup sadece Hakem’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Haccac b. Ertae aynı şekilde bu hadisi Hakem’den rivâyet etmiştir. b. Hanbel diyor ki: İbn ebî Leylâ’nın bu hadisi delil sayılmaz. Muhammed b. İsmail diyor ki: İbn ebî Leylâ doğru bir kimsedir. Fakat hadisin sağlamını çürüğünden ayırt edemez ben ondan bir şey rivâyet etmem İbn ebî Leylâ gerçekten doğru dürüst ve fıkıhçı biri olup hadislerin senetlerinde yanılmaktadır. b. Ali, Abdullah b. Dâvûd vasıtasıyla Sûfyân es Sevrî’den rivâyet ederek bize şöyle demiştir: Bizim fıkıhçılarımız İbn ebî Leylâ ve Abdullah b. Şübreme’dir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bizi bir müfreze olarak göndermişti. Derken hepimiz bozguna uğradık darmadağınık bir duruma geldik. Medîne’ye dönerek gizlendik ve mahvolduk dedik. Sonra Rasûlullah (s.a.v.)’e geldik ve Ey Allah’ın Rasûlü biz savaştan kaçan kimseleriz dedik Rasûlullah (s.a.v.)’de buyurdular ki: Hayır sizler döne döne savaş eden kimselersiniz. Ben de Müslüman birliğinden bir askerim.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd: Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasendir. Bu hadisi sadece Yezîd b. Ebî Ziyâd’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Hadiste geçen “Müfreze darmadağın oldu” sözünün manası savaştan ürküp kaçıştılar anlamındadır. “Akkararûn” Taktik gereği bir başka birliğe katılmak üzere geri çekilip savaşa devam edenler demektir, “savaştan kaçan” kimseler demek değildir
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Uhud savaşı sonrası halam babamı aile mezarlığımız durumunda olan bir yere defnetmek üzere getirmişti. Derken Rasûlullah (s.a.v.) şöyle ilan ettirdi: “Şehîdleri öldürüldükleri yere geri getiriniz.” Diğer tahric: İbn Mâce: Cenaiz Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Nübeyh güvenilen bir kişidir
- Bāb: ...
- باب ...
Sâib b. Yezîd (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. “Rasûlullah (s.a.v.) Tebük seferinden dönünce Müslümanlar orduyu karşılamak üzere seniyyetül veda denilen yere kadar çıkmışlardı. Halkla beraber ben de çıktım ve o zaman ben çocuktum.” Diğer tahric: Buhârî, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Mâlik b. Evs b. Hadesân (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb’tan işittim şöyle diyordu: Nadroğullarının malları Allah’ın peygamberine savaşsız olarak verdiği ve Müslümanların uğrunda at ve deve koşturmadıkları ganimetlerdendi. Bundan dolayı da sadece Rasûlullah (s.a.v.)’e ait olmuştu. Rasûlullah (s.a.v.) bu tür ganimetlerden ailesinin bir yıllık ihtiyacını ayırır geri kalanını Allah yolunda savaş için binit ve silaha harcardı. Diğer tahric: Nesâî, Kasmûl Fey; Müslim, Cihâd Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi Sûfyân b. Uyeyne, Ma’mer ve İbn Şihâb’tan rivâyet etmiştir