Jami At Tirmidhi
...
(28) Kitāb: Chapters on Medicine
(28) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmül Münzir (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve beraberinde Ali olduğu halde bana geldi. Bizim de asılı hurma salkımlarımız vardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlardan yemeye başladı. Ali de yiyordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ali’ye: “Sakın ha sen yeme hastalıktan yeni kurtuluyorsun” buyurdu. Bunun üzerine Ali oturdu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yemeye devam etti. Ben de onlara şalgam yaprağı ve arpadan yapılmış bir yemek getirdim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ey Ali! İşte bundan ye bu senin için daha faydalıdır” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Tıp: 2; İbn Mâce, Tıp: 3) Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Füleyh’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi sadece Füleyh b. Süleyman vasıtasıyla Eyyûb b. Abdurrahman dan da rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Üsâme b. Şerîk (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bedeviler: Ey Allah’ın Rasûlü! Hastalanırsak tedavi yoluna gidelim mi? Dediler. Rasûlullah (s.a.v.), “Evet tedavi görün, Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz. Çünkü Allah yarattığı her bir hastalık için mutlaka şifasını yada devasını yaratmıştır. Ancak bir hastalık müstesnadır” buyurdular. Bunun üzerine o bir hastalık nedir? Ey Allah’ın Rasûlü dediklerinde; “O İhtiyarlıktır” buyurdu. Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp: 1; İbn Mâce: Tıp: 1 Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Ebû Hüreyre, Ebû Huzâme, babasından ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in ev halkından biri sıtma hastalığına yakalandığında bulamaç yapılmasını emrederdi. Bulamaç yapılınca da ondan içmelerini emrederdi ve bu bulamaç yemeği hakkında şöyle buyururdu: “Kederli kimsenin kalbini güçlendirir. Hastanın kalbinden ağrıyı giderir sizden birinizin yüzünden kiri su ile giderdiği gibi…” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi İbn’ül Mübarek, Yunus’tan, Zührî’den, Urve’den, Âişe’den rivâyet etmiştir. Yine bu hadisi aynı şekilde Huseyn b. Muhammed, Ebû İshâk et Talikânî’den ve İbn’ül Mübarek’den bize aktarmıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe b. Âmir el Cühenî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Hastalarınızı yemeye içmeye zorlamayınız çünkü Allah onları yedirir ve içirir.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şu çörek otunu kullanmaya devam edin çünkü onda her derdin devası vardır ancak sâm bunun dışındadır. Sâm ise: Ölümdür.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tı Tirmizî: Bu konuda Büreyde, İbn Ömer ve Âiş’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. “Habbet-üs sevda” Şûnîz’dir, yani çörekotudur
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)’den rivâyete göre: “Ureyne kabilesinden bazı kimseler Medîne’ye gelmişlerdi de Medîne’nin havası onlara ağır gelmişti; bu yüzden Rasûlullah (s.a.v.) onları zekat develerinin bulunduğu Medîne dışındaki bir yere gönderdi ve orada develerin idrarı ve sütlerini içiniz” buyurdu. Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den merfu olarak şöyle demiştir: “Her kim bir demir parçasıyla intihar ederse kıyamet günü o demiri elinde olduğu halde gelecek ve ebedî ateşin içersinde o demiri karnına saplayıp duracaktır. Her kimde bir zehirle intihar ederse onun zehiri de elinde olacak ve ebedî kalacağı Cehennem ateşi içerisinde o zehirini yudumlayacaktır.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. Alâ; Vekî’ ve Ebû Muaviye vasıtasıyla A’meşten, Ebû salih’ten, Ebû Hüreyre’den, Ameş’ten, Şu’be’nin rivâyette bulunduğu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir. Bu hadis birinci hadisten daha sağlamdır. Bu hadisi pek çok kimse A’meş’den, Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’den bu şekliyle rivâyet ettiler. b. Aclân, Saîd el Makbûrî’den ve Ebû Hüreyre’den rivâyet ederek şöyle demiştir: “Her kim zehir ile intihar etmişse Cehennem’de azâb görecektir” “ebedi olarak” sözünü söylememiştir. şekilde Ebû’z Zinâd, A’rec’den ve Ebû Hüreyre’den bu hadisi rivâyet etmiş olup bu rivâyet daha sahihtir. Çünkü rivâyetler; Tevhid inancına sahip kişilerin azabı gördükten sonra Cehennem’den çıkacakları şeklindedir. Bu rivâyetlerde ise “Ebedî kalacaklar” ifadesi geçmemektedir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kötü ilaçları kullanmayı yasakladı.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp; İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Yani zehir gibi
- Bāb: ...
- باب ...
Imrân b. Husayn (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), dağlamak suretiyle tedaviyi yasakladı ve şöyle buyurdu: Bizim başımıza bir hastalık geldi dağlamakla tedavi ettik fakat ne kurtulabildik ne de başarılı olabildik.” (Ebû Dâvûd, Tıp: 7; İbn Mâce: Tıp: 23) Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Tedavide kullandığınız ilaçların en iyilerinden bir kısmı da burun damlası, şurup, kan aldırmak ve müshil ilaçlarıdır.” Rasûlullah (s.a.v.), rahatsızlanınca kendi rızası olmadan zorla şurup içirmişlerdi de Rasûlullah (s.a.v.)’de onlara ceza olarak şurup içirmişti. İbn Abbâs bu içenlerden değildi.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp; İbn Mâce: Tıp
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre; “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Esad b. Zürare’yi vücudunda çıkan bazı kızıllıklardan dolayı dağlamak suretiyle tedavi etmişti.” (Ebû Dâvûd, Tıp: 7; İbn Mâce: Tıp: 23) Bu konuda Übey ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)’den rivâyete göre; “Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Esad b. Zürare’yi vücudunda çıkan bazı kızıllıklardan dolayı dağlamak suretiyle tedavi etmişti.” Diğer tahric edenler: Ebû Dâvûd, Tıp; İbn Mâce: Tıp Tirmizî: Bu konuda Ubey ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), başının arkasındaki iki yan damarından ve iki kürek kemiği arasından kan aldırmıştı. Rasûlullah (s.a.v.), ayın on yedi, on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırdı.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp; İbn Mâce: Tıp Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs, Ma’kıl b. Yesâr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), İsrâ ve Mîrâc gecesini anlattı. Meleklerden hangi guruba uğradıysa kendisine “Ümmetine kan aldırmayı emret” dediklerini bize aktardı.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp; İbn Mâce: Tıp Tirmizî: Bu hadis İbn Mes’ûd rivâyeti olarak hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah (r.a.)’ın ninesi Selma (r.anha)’dan rivâyete göre, kendisi Rasûlullah (s.a.v.)’e hizmet ederdi. Şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v.)’de bıçak yarası taş ve dikenden meydana gelen bir yara olursa o yara üzerine kına koymamı bana emrederdi.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Faid’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bazıları bu hadisi Faid’den rivâyet ederek “Ubeydullah b. Ali ve ninesi Selma’dan” dediler. Ubeydullah b. Ali rivâyeti daha sağlamdır. Selma’ya: Sülma’da denilmektedir. Muhammed b. Alâ, Zeyd b. Hubab vasıtasıyla Ubeydullah b. Ali’nin azadlı kölesi Faid’den efendisi Ubeydullah b. Ali’denninesinden mana olarak hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Muğîre b. Şu’be (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim dağlanmak suretiyle tedavi olmaya çalışırsa ve muska taşıyarak tedavi olmak isterse Allah’a tevekkül etmekten uzaklaşmış demektir.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp; İbn Mâce: Tıp Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, İbn Abbâs, Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. Alâ, Zeyd b. Hubab vasıtasıyla Ubeydullah b. Ali’nin azadlı kölesi Faid’den efendisi Ubeydullah b. Ali’denninesinden mana olarak hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) göz değmesinden ve cinlerin şerlerinden dolayı Allah’a sığınır ve dualar okurdu Muavvizetan sûreleri denilen Nas ve Felak sûreleri nazil olunca diğer okuduğu şeyleri bıraktı ve bu iki sûreyi okumaya başladı.” Diğer tahric: Nesâî, İstişare; Ebû Dâvûd, Tıp Tirmizî: Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Esma binti Umeys (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Cafer’in çocuklarına çabuk nazar değiyor onları tedavi için okuyalım mı? Rasûlullah (s.a.v.) evet dedi. “Kaderi geçip değiştirebilecek bir şey olsaydı bu göz değmesi olabilirdi” buyurdular. Diğer tahric: İbn Mâce: Tıp; Ebû Dâvûd, Tıp Tirmizî: Bu konuda Imrân b. Husayn ve Büreyde’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu Hadis hasen sahihtir. Bu hadis aynı zamanda Eyyûb’tan, Amr b. Dinar’dan, Urve b. Âmir’den, Ubeyd b. Rifâa’dan ve Esma binti Umeys’den de rivâyet edilmiştir. Aynı şekilde Hasen b. Ali el Hallâl vasıtasıyla Abdurrezzak’tan, Ma’mer’den ve Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), torunu; Hasan ve Hüseyin’i şu şekilde okuyarak tedavi eder ve İbrahim (aleyhis-selâm)’da oğlu İsmail ve İshâk’ı aynı şekilde okuyarak tedavi ederdi buyururlardı. “Her ikinizi de Allah’ın noksansız tüm kelimeleriyle her türlü şeytan, zararlı hayvanlar ve göz değmesine karşı Allah’a sığındırırım.” (İbn Mâce: Tıp: 38; Ebû Dâvûd, Tıp: 19) b. Ali el Hallâl, Yezîd b. Harun ve Abdurrezzak vasıtasıyla Sûfyân’dan, Mansur’dan mana olarak geçen hadisin bir benzerini bize aktarılmıştır. Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Hâbis et Temimî (r.a.) şöyle diyor: Babam, Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle işittiğini bana aktarmıştır: “Uğursuzluk diye bir şey yoktur, göz değmesi (nazar) haktır.” Diğer tahric: İbn Mâce: Tıp; Ebû Dâvûd, Tıp
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Kaderi geçip değiştirebilecek bir şey olsaydı bu göz değmesi olabilirdi. Göz değmesi olayında gözü değen kimseden yıkanması istenirse hemen yıkansın.” (Müslim, Selam: 27) Bu konuda Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahih garibtir. Yahya b. ebî Kesîr’den, Hayye b. Habîs’den ve babasından ve Ebû Hüreyre’den bu hadisi rivâyet etmişlerdir. Ali b. Mübarek ve Harb b. Şeddâd hadisin senedinde Ebû Hüreyre’yi zikretmiyorlar
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi bir müfreze olarak göndermişti. Bir kabilenin kasabasına uğradık ve bizi misafir etmelerini istedik de bizi ağırlamadılar. Derken kabile reislerini akrep soktu bunun üzerine bize gelerek; aranızda akrep sokmasına karşı okuyacak bir kimse var mı? dediler. Bende evet dedim, ben varım fakat bize koyun verirseniz kabile başkanınızı ben okuyup iyileştirebilirim dedim. Size otuz koyun veririz dediler biz de kabul ettik ve Fatiha sûresini yedi kere okudum kabile başkanı derhal iyileşti biz de koyunları aldık. Bu sefer koyunları almamız konusunda içimize şüphe düştü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e varıncaya kadar acele etmeyin dedik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına varınca yaptığımızı ona anlattım şöyle buyurdu: “Fatiha sûresinin bu tür hastalıklarda okunacağını nereden bildin? Koyunları alın bana da bir hisse ayırın.” (Ebû Dâvûd, Tıp: 19; İbn Mâce: Tıp: 37) Bu hadis hasendir. Nadre’nin ismi Münzîr b. Mâlik b. Kataa’dır. İmam Şâfii, Kur’ân öğreticisinin Kur’ân öğretmeye karşı ücret almasına izin vermektedir. Kur’ân öğreticisinin ücret almayı şart koşması caizdir, diyor ve bu hadisi delil gösteriyor. Cafer b. iyas, Cafer b. ebî Vahaşiyye’dir. Ebû Bişr’de denilir. Şu’be, Ebû Avâne, Hişâm ve pek çok kimse bu hadisi Ebû Bişr’den, Ebû Mütevekkil’den ve Ebû Saîd’den rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Bişr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Mütevekkil’den işittim, Ebû Saîd (r.a.)’den aktararak şöyle diyordu: Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından bazı kimseler Arap aşiretlerinden birine uğramışlardı da onları misafir edip ağırlamamışlardı derken kabilenin efendisi rahatsızlandı. Onlar da bize gelerek; Yanınızda bir ilaç var mı? dediler; Biz de evet dedik. Fakat bizi misafir edip ağırlamadığınız için bir ücret tayin etmedikçe bu işi yapmayız dedik, buna karşılık bir koyun sürüsü ortaya koydular. İçimizden biri o kimseye Fatiha sûresini okumaya başladı o kimse hemen iyileşti. Rasûlullah (s.a.v.)’e gelince durumu kendisine anlattık bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), Fatiha sûresinin hastalıklara okunabileceğini nereden bildin? Buyurdu. Bu yaptığımız işten dolayı bizi yasaklamadı ve şöyle buyurdu: “Yiyiniz bana da hisse ayırınız.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Tıp; İbn Mâce: Tıp Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Bu rivâyet A’meş’in, Cafer b. İyas’tan rivâyetinden daha sahihtir. Pek çok kimse bu hadisi Ebû Bişr’den, Cafer b. ebî Vahşiyye’den, Ebû’l Mütevekkil’den, Ebû Saîd’den, Cafer b. Iyas’tan rivâyet etmişlerdir. Bu Cafer; Cafer b. ebî Vahşiyye’dir
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd b. Abdurrahman, Sûfyân’dan, Zührî’den, Ebû Huzâme’nin babasından bu hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir. Bu hadis hasen sahihtir. Her iki rivâyette İbn Uyeyne’den aktarılmıştır. Bazıları “İbn ebî Huzâme ve babasından” derken, bazıları sadece “Ebû Huzâme’den” demişlerdir. İbn Uyeyne dışında bu hadisi Zührî’den, Ebû Huzâme’den ve babasından rivâyet edilmiştir ki bu daha sahihtir. Ebû Huzâme’nin babasından sadece bu hadisi bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Acve hurması Cennet meyvelerindendir onda; zehire karşı şifa vardır. Mantar veya domalan ise insanlar tarafından ekip dikme zahmeti olmadan meydana gelen kudret helvası cinsinden bir rızıktır, suyu da göze şifadır.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu konuda Saîd b. Zeyd, Ebû Saîd ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garib olup Muhammed b. Amr tarafından rivâyet edilmiştir. Bu hadis sadece Saîd b. Amr’ın, Muhammed b. Amr’dan rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd b. Zeyd’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Mantar veya Domalan; Musa (a.s.) zamanında İsrail oğullarına verilen ekme dikme zahmeti olmaksızın, insan emeği karışmadan meydana gelen, Kudret helvası cinsinden bir rızıktır. Suyu da göze şifadır.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Bazı insanlar: “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e mantar veya domalan bitkisi yeryüzünün çiçek hastalığıdır” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Mantar veya domalan; kudret helvası cinsinden bir rızık olup suyu göze şifadır. Acve hurması; Cennet meyvelerinden olup zehire karşı şifadır” buyurdu. Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp; Ebû Dâvûd, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasendir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Üç, beş veya yedi mantar veya domalan alıp onları sıktım suyunu cam bir kap içersine koydum, onunla bir cariyemin gözünü sürmeledim de iyileşti.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp; Ebû Dâvûd, Tıp
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Çörek otu ölüm dışında her hastalığa şifa olarak iyi gelir.” (İbn Mâce, Tıp: 6) diyor ki: Her gün için yirmi bir adet çörekotu bir bez içersinde ıslatılır ve o sudan her gün burunun sağ deliğine iki sol deliğine bir damla sonraki gün burunun sol deliğine bir sağ deliğine iki damla üçüncü gün ise sağ deliğine iki sol deliğine tek damla damlatılarak tedavi olunabilir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Mes’ûd el Ensarî (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), köpek alım satımında elde edilen para zina yapmakla elde edilen para ve kahin=falcı ücretini yasakladı.” Diğer tahric: Ebu Davud, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Rafî b. Hadîç (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sıtma hastalığı çok şiddetli ateşli bir hastalıktır, onu su ile serinleterek tedavi edin.” (İbn Mâce, Tıp: 19) Bu konuda Esma binti ebî Bekir, İbn Ömer, Zübeyr’in hanımı Âişe ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Rafî b. Hadîç (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Sıtma hastalığı çok şiddetli ateşli bir hastalıktır, onu su ile serinleterek tedavi edin.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu konuda Esma binti ebî Bekir, İbn Ömer, Zübeyr’in hanımı Âişe ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), sıtma ve her türlü sancı veren hastalıklara karşı şu duayı yapmayı öğretmişti: “Büyük Allah’ın ismiyle yüceler yücesi Allah’a sığınırım, her tür kan zayiinden ve her türlü ateşin sıcağından.” (İbn Mâce, Tıp: 19) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece İbrahim b. İsmail b. ebî Habibe’nin rivâyetiyle bilmekteyiz İbrahim’in hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir. “Irkun ya’arun” şeklinde de rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Nebi (s.a.v.), sıtma ve her türlü sancı veren hastalıklara karşı şu duayı yapmayı öğretmişti: “Büyük Allah’ın adıyla yüceler yücesi Allah’a sığınırım, her tür kan zayiinden ve her türlü ateşin sıcağından.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece İbrahim b. İsmail b. ebî Habibe’nin rivâyetiyle bilmekteyiz İbrahim’in hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir. “Irkun ya’arun” şeklinde de rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Vehb’in kızı Cüdâme (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Çocuk emziren kadınla cinsel ilişki kurmayı veya gebe kadının çocuk emzirmesini yasaklamak istedim fakat İranlılar ve Rumlar böyle yapmalarına rağmen çocukları falan ölmüyor o yüzden yasaklamıyorum.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu konuda Esma binti Yezîd’den de hadis rivâyet edilmektedir. Bu hadis hasen sahihtir. Mâlik, Ebû’l Esved’den, Urve’den, Âişe’den, Cüdâme binti Vehb’den bu hadisi bize aktarmış olup hadiste geçen “Gıyal” kelimesini “Çocuk emziren kadınla cinsel ilişki kurmak” şeklinde izah eder
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Zât-ülcenb hastalığına karşı zeytinyağı ile vers denilen sarı ve kokulu bir otun kullanılmasını tavsiye ederdi.” (İbn Mâce, Tıp: 17) Bu hastalıktan şikayeti olan ağızdan bu karışımı alarak kullanır. Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Abdullah’ın ismi: Meymûn’dur. Basralı bir ihtiyardır
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Zat-ülcenb hastalığı için zeytin yağı ve kustu bahrî denilen topalak otu karışımını tavsiye ederdi.” (İbn Mâce, Tıp: 17) Bu hadis hasen garib sahihtir. Bu hadisi sadece Zeyd b. Erkâm’dan, Meymun’un rivâyetiyle bilmekteyiz. Pek çok kimse bu hadisi Meymun’dan rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Erkâm (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Zat-ülcenb hastalığı için zeytin yağı ve kust'u bahrî denilen topalak otu karışımını tavsiye ederdi.” Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir. Bu hadisi sadece Zeyd b. Erkâm’dan, Meymun’un rivâyetiyle bilmekteyiz. Pek çok kimse bu hadisi Meymun’dan rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Osman b. eb’îl As (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bana geldi. Benim de o anda çok sıkıntılı bir ağrım vardı. bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sağ elini ağrıyan yerine koy ve yedi sefer: “Bendeki duyduğum sancının şerrinden Allah’ın gücüne ve kuvvetine sığınırım.” Osman diyor ki: Bende, Peygamber (s.a.v.)’in buyurduğunu aynen yaptım. Allah’ta bendeki ağrıyı giderdi şimdi ben herkese bu duayı tavsiye ediyorum.” Diğer tahric: Ebu Dâvûd, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Esma binti Umeys (r.anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ona müshil olarak hangi ilacı kullanıyorsun? Dedi. Esma: Şübrüm otunu kullanıyorum deyince Rasûlullah (s.a.v.), o çok şiddetli ishal yapar buyurdu. Esma: Sonra sina meki kullanmaya başladım. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) eğer bir şey ölüme şifa olsaydı bu sinameki otu olurdu buyurdular. Diğer tahric: İbn Mâce, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. “Sena” (Sinameki) müshil ilacı demektir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’e gelip kardeşimin karnı ağrıyor dedi. Rasûlullah (s.a.v.), kendisine bal şerbeti içir buyurdu. Ona bal şerbeti içirdikten sonra tekrar geldi ve Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi; Bal şerbeti içirdim fakat karın ağrısı arttı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) tekrar bal şerbeti içir buyurdular. Adam içirdi sonra Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek balı içirdim fakat ağrı geçmedi arttı dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allah’ın sözü hak ve doğrudur Allah hep doğruyu söyler kardeşinin karnı yalan söylemiştir. Bal şerbeti içir dedi o kimse de tekrar bal şerbeti içirdi ve iyileşti.” Diğer tahric: Buhârî, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir Müslüman kul eceli yakın olmayan bir hastayı ziyaret eder ve yedi kere şu duayı okursa mutlaka şifa bulur.” “Büyükler büyüğü Allah’tan, büyük arşın sahibi Allah’tan şifa vermesini isterim.” -Es'elullahe'l-Azim Rabbi'l-Arşi'l-Azim En yeşfieke- Diğer tahric: Buhârî, Merda Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Minhal b. Amr’ın rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Sevbân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Biriniz sıtma hastalığına yakalanırsa iyi bilin ki sıtma ateşten bir parçadır. Onu su ile söndürsün, Sabah namazından sonra güneş doğmazdan önce bir nehir veya bir akarsuya girsin, suyun akışına karşı dursun ve “Allah’ın ismiyle, Allah’ım kuluna şifa ver, Peygamberini doğrula desin, O akarsuya üç kere dalsın üç seferde iyileşmezse beş, yedi, dokuz sefer o suya dalsın. Allah’ın izniyle dokuza varmadan geçer.” (Buhârî, Merda: 22) Bu hadis garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hâzim (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Sehl b. Sa’d’a, Rasûlullah (s.a.v.)’in Uhud’taki aldığı yara ne ile tedavi edilmişti diye soruldu ve ben de konuşulanı işitmekte idim. Sehl cevaben şöyle dedi: Bunu benden daha iyi bilen kimse kalmadı. Ali: Kalkanının içinde su taşıyor, Fatıma da kanın bulaştığı yerleri yıkıyordu. Sonra bir hasır parçası yakıldı ve onun külü yara üzerine konuldu.” Diğer tahric: Buhârî, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İyileşip sıhhat bulan hastanın örneği saflık ve renk bakımından gökten yağan dolu gibidir. (Yani tertemiz ve tatlı bir renk kazanmıştır.” ) Diğer tahric: Buhârî, Tıp
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ziyaret için bir hastanın yanına girdiğinizde iyileşeceğini söyleyerek moralini yükseltin, gerçi bu söz hiçbir şeyi önlemez fakat hastanın gönlünü hoş eder.” Diğer tahric: Buhârî, Tıp Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim mal bırakırsa o mal varislerindir. Kim de yoksul ve muhtaç kişiler bırakırsa o kişilerin bakımı bana aittir.” (Müslim, Feraiz: 4) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. ZührÎ bu hadisi Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den buradakinden daha uzun ve tam olarak rivâyet etmiştir. kelimesinin manası hiçbir şeyi olmayan kimse demektir. Onun bakımını ben üstlenip geçimini ben sağlarım