Jami At Tirmidhi
...
(3) Kitāb: The Book on Al-Witr
(3) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Vitr namazı farz namazlar gibi kılınması gerekli bir namaz değildir. Fakat Rasûlullah (s.a.v.) bu namazı kılmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah tektir tek olanı sever, Ey Kur’ân’a inanıp ona bağlananlar siz de tek rek’atlı olan vitiri kılın.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Vitr; Dârimî, Salat Tirmîzî: Bu konuda İbn Ömer, İbn Mes’ûd ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilimiştir. Tirmîzî: Bu hadis hasendir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Vitr namazı farz namazlar gibi devamlı kılınması gereken bir namaz değildir. Fakat Rasûlullah (s.a.v.)’in yaptığı bir sünnet (nafile) namazdır.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Vitr; İbn Mâce, İkame) Bu hadisi bu şekilde bize Ebû İshâk’tan, Sûfyân’dan, Abdurrahman b. Mehdî’den, Muhammed b. Beşşâr aktarmıştır. Bu rivâyet Ebû Bekir b. Ayyaş’ın rivâyetinden daha sahihtir. Mansur b. Mu’temir’de, Ebû İshâk’tan, Ebû Bekir b. Ayyaş’ın rivâyetine benzer bir hadis bize aktarmıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Mesrûk (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: Mesrûk, Âişe (r.anha)’ya Rasûlullah (s.a.v.)’in vitirinden sordu da; Âişe şu şekilde cevap verdi: “Gecenin her vaktinde vitr kılmıştır, yani gecenin başında, ortasında ve sonunda. Ömrünün sonlarına doğru ise seher vaktinde kılardı.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Vitr; İbn Mâce: İkame Tirmîzî: Ebû Husayn’ın ismi “Osman b. Âsım el Esedî’dir. Tirmîzî: Bu konuda Ali, Câbir, Ebû Mes’ûd el Ensarî ve Ebû Katâde’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Âişe hadisi hasen sahihtir. Bazı ilim adamları vitiri gecenin sonunda kılmayı tercih etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) on üç rek’at kılarak vitr yapardı, yaşlanıp zayıf düşünce yedi rek’atla vitr yapardı.” (Ebû Dâvûd, Vitr: 3; Buhârî, Vitr: 2) Bu konuda Âişe (radıyallahü anha)’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ümmü Seleme hadisi hasendir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’den on üç, on bir, dokuz, yedi, beş, üç, bir rek’at olduğu hakkında da rivâyet edilmiştir. b. İbrahim: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) on üç rek’at vitr kılardı” hadisinin manası: Vitirle birlikte gece namazı toplam on üç rek’at olurdu demektedir. Bu yüzden gece namazı vitire ilave edilerek söylenmiş oldu, diyerek, Aişe (radıyallahü anha)’dan da bir hadis rivâyet etmiştir, ayrıca şu hadisi de delil getirmektedir. “Ey Kur’ân’a mensup kimseler vitr kılın.” Burada gece namazı kastedilmiş olup, gece namazının Kur’ân’ı iyi bilenlerin vazifesi olduğu kastedilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Arapça orjinalinde 458. hadis atlanmış olup 457. hadisin içerisinde açıklama bölümünde verilen bu hadis; 458 numaralı hadis olabilir
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazı on üç rek’attır. Bunlardan beşini vitr olarak kılar ve beşinci rek’atta otururdu. Müezzin sabah ezanını okuyuncaya kalkar iki rek’at hafif sünnet kılardı.” (İbn Mâce, İkame: 123; Ebû Dâvûd, Vitr: 3) Bu konuda Ebû Eyyûb’den de hadis rivâyet edilmiştir. Âişe hadisi hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönem ilim adamlarından bir kısmı Vitirin beş rek’at olduğu ve beşinci rek’atta oturulacağı görüşündedirler. Ebû Mus’ab el Medinî’ye “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dokuz ve yedi rek’at vitr kılardı…” hadisinin ne demek olduğunu sordum, şöyle dedi: “İki iki kılar selam verir tek bir rek’atta tüm kıldığını teklemiş olurdu.”
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Sirin (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “İbn Ömer’e şöyle sormuştum sabah namazının iki rek’at sünnetin de uzun okuyayım mı? Bunun üzerine dedi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gece namazını ikişer rek’at olarak kılar, tek bir rek’atta kıldığı namazı teklemiş (vitr yapmış) olurdu. Sabah ezanı okunur okunmaz hemencecik, hafifce iki rek’at sabah namazının sünnetini kılardı.” (İbn Mâce,İkame: 123; Ebû Dâvûd, Vitr: 3) konuda Âişe, Câbir, Fadl b. Abbâs, Ebû Eyyûb ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. ve tabiin alimlerinden bir kısmı bu görüşte olup, kişinin ikişer rek’atlar ile üçüncü tek rek’atın arasını bir selamla ayırması görüşündedirler. Mâlik, Şâfii, Ahmed ve İshâk‘ta bunlardandır
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) vitirde “A’la, Kafirûn ve İhlas” sûrelerini, her birini bir rek’atta okurdu.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Vitr; İbn Mâce, İkame Tirmîzî: Bu konuda Ali, Âişe, Abdurrahman b. Ebza ve Übey b. Ka’b’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ayrıca; Abdurrahman b. Ebza’dan da yine rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Yine Rasûlullah (s.a.v.)’in vitirin üçüncü rek’atında; Nas, Felak ve İhlas sûrelerini okuduğu da rivâyet edilmiştir. Sahabe ve tabiin dönemi ilim adamlarının çoğunluğu üç rek’atın her birinde; A’la, Kafirun ve İhlas sûrelerini okumayı tercih etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdulaziz b. Cüreyc’den aktardığına göre, şöyle demiştir: “Âişe (r.anha)’dan, Rasûlullah (s.a.v.) vitr namazında ne okurdu diye sordum. Dedi ki: “Birinci rek’atta A’la sûresi, ikinci rek’atta Kafirûn süresi, üçüncü rek’atta İhlas ve Muavvizeteyn yani Felak ve Nas sûrelerini okurdu.” Diğer tahric: Ebû Dâvûd, Vitr; İbn Mâce, İkame Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Tirmîzî: Abdulaziz, A’ta’nın arkadaşı olan İbn Cüreyc’in babasıdır. İbn Cüreyc’in ismi ise; Abdulmelik b. Abdulaziz b. Cüreyc’tir. Yahya b. Saîd el Ensarî bu hadisi Amre ve Âişe’den rivâyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Hasan b. Ali (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vitirde okuyacağım duayı bana öğretti, “Allah’ım sıhhat ve afiyetle kıldıklarında beraber beni de afiyette kıl, işlerini güzelce ayarladığın kimseler gibi benimde vekilim ol, hidayete erdirdiklerinle beni de hidayette kıl. Kaderin şerrinden beni koru, bana verdiğin nimetleri bereketlendir. Sen herkese hükmedersin sana hükmedilemez velisi olduğun kimse asla zelil olmaz, eksiklikler sana yakışmaz. Ey Rabbimiz! Yücesin ve kutlusun.” (Ebû Dâvûd, Vitr: 5; İbn Mâce, İkame: 117) Bu konuda Ali (radıyallahü anh)’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen olup; bu şekliyle Rabia b. Şeyban denilen Ebûl Havra es Sadî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Vitirde kunut hakkında rivâyet edilen bundan daha iyi bir hadis bilmiyoruz. İlim adamları vitirde kunut hakkında değişik görüşler ortaya koymuşlar olup; Abdullah b. Mes’ûd, bütün sene vitirde kunutun rükû’ dan önce yapılmasını öngörürdü. Bir kısım ilim adamları da bu görüşte olup Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, İshâk ve Küfeliler bunlardandır. Ali b. ebî Talip’den, Ramazan’ın ikinci yarısında rükû’ dan sonra kunut yaptığı da rivâyet edilmiştir. Şâfii ve Ahmed gibi bazı ilim adamları da bunlardandır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim vitr namazını uykuda veya unutarak geçirirse hatırladığı ve uyandığı zaman hemen kılsın.” Diğer tahric: İbn Mace, İkame Tirmîzî: Bu hadis bir önceki hadisten daha sahihtir. Tirmîzî: Süleyman b. Eş’as da denilen Ebû Dâvûd es Siczî’den işittiğime göre, şöyle diyordu: Ahmed b. Hanbel’e, Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem’i sordum, kardeşi Abdullah’ın zararsız olduğunu söyledi. Tirmîzî: Buhârî’den işittiğime göre, Ali b. Abdullah, Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem, zayıftır. Abdullah b. Zeyd b. Eslem ise güvenilir bir kimsedir. Küfelilerden bazıları bu hadisle amel etmişler olup, kişi güneş doğduktan sonra bile olsa hatırladığı zaman vitiri kılar, demektedirler. Sûfyân es Sevrî, gibi
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Eslem (r.a.)’ın babasından rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Kim vitr namazını uykudan dolayı geçirmişse sabahladığında hemen kılsın.” Diğer tahric: İbn Mace, İkame
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sabah olmadan önce, vitr namazını kılmakta acele edin.” Diğer tahric: Ebu Davud, Vitr Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sabah girmeden önce vitr namazını kılın.” Diğer tahric: (Ebu Davud, Vitr)
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) vitr namazından sonra iki rek’at namaz kılardı.” Diğer tahric: Darimi, Salat Tirmîzî: Bu hadis benzeri şekillerde Ebû Ümâme, Âişe ve başkaları tarafından da rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd b. Yesâr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir yolculukta İbn Ömer’le beraberdim, biraz geri kalmıştım. Nerede idin? Diye sordu, vitr namazını kıldım dedim. Dedi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) senin için en güzel örnek değil mi? Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i biniti üzerinde vitr namazı kılarken gördüm.” (İbn Mâce, İkame: 127) Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bir kısım ilim adamları binit üzerinde vitr kılınabileceği görüşündedirler. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. kısım ilim adamları ise: “Binit üzerinde vitr namazı kılınmaz, binitten iner ve yerde kılar” demektedirler. Küfeli bazı alimler böyle düşünürler
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kim on iki rek’at kuşluk namazı kılarsa Allah o kimseye Cennet’te altından bir köşk yapar.” (Müslim, Müsafirîn: 13; Ebû Dâvûd, Tatavvu: 12) Bu konuda Ümmü Hanî, Ebû Hüreyre, Nuaym b. Hemmar, Ebû Zerr, Âişe, Ebû Ümâme, Utbe b. Abdis Sülemî, İbn ebî Evfâ, Ebû Saîd, Zeyd b. Erkâm ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Enes hadisi garibtir, sadece bu şekliyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman b. ebî Leylâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, Kuşluk namazı kıldığını bana Ümmü Hanî anlattı. Mekke fethi günü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendi evine girdiğini guslederek sekiz rek’at kıldığını aktardı ve dedi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu sekiz rek’attan daha hafif namaz kıldığını hiç görmedim rükû’ ve secdelerini tam yapmıştı.” (Müslim, Müsafirîn: 13) Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda en sahih hadis Ümmü Hanî’nin hadisidir. Hadisçiler Nuaym’ın kim olduğu hakkında ihtilaf ettiler; bir kısmı Nuaym b. HAmmâr’dır derken bir kısmı da İbn Hemmar, İbn Hebbar ve İbn Hemam demişlerdir. Doğrusu İbn Hemmar’dır. hocası Ebû Nuaym bu kimse hakkında şüphe ederek “İbn Himaz” demekte ve yanılmaktadır. Sonra bu kanaatinden vazgeçerek “Nuaym Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den …) demektedir. Abd b. Humeyd bunu bana Buhârî’nin hocası Ebû Nuaym’den haber vermiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû’d Derdâ ve Ebû Zerr (r.anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Rasulullah (s.a.v.), Allah’ın şöyle buyurduğunu haber verdi: “Ey Ademoğlu, gündüzün başlangıcında dört rekat namaz kıl ki, gündüzün sonuna kadar senin her türlü ihtiyaçlarını karşılayım.” Diğer tahric: Ebu Davud, Tatavvu) Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim çift çift kılınan Duha namazına devam ederse, denizin köpüğü kadar bile olsa günahları affedilir.” Diğer tahric: İbn-i Mace (h:1382) Tirmîzî: Vekî’, Nadr b. Şümeyl ve pek çok hadisçiler bu hadisi Nehhas b. Kahm’den rivâyet etmişlerdir. Bu hadisi sadece onun rivâyetinden bilmekteyiz. İBN-İ MACE HADİSİ VE AÇIKLAMASI İÇİN BURAYA TIKLAYIN
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) Kuşluk namazını devamlı kılardı ki, asla bırakmayacak derdik ve yine Kuşluk namazını günlerce bırakırdı ki artık onu hiç kılmayacak derdik.” Diğer tahric: Müslim, Müsafirîn Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Sâib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), güneş batıya kayınca öğleden önce dört rek’at namaz kılar ve şöyle buyururdu: “O vakit gök kapılarının açıldığı bir saattir. Ben de amelimin o saatte Allah’a yükselmesini severim.” (Müsned: 14849) Bu konuda Ali ve Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Abdullah b. Sâib hadisi hasen garibtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle de rivâyet edilmiştir: “O güneş batıya kayınca dört rek’at namaz kılar ve sonuncu rek’atta selam verirdi.”
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. ebî Evfa (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: “Kimin Allah’tan ve insanlardan bir istek ve ihtiyacı varsa güzelce abdest alsın, iki rek’at namaz kılsın sonra Allah’a hamdü sena ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e salavat getirdikten sonra şöyle desin; Cezaları vermekte acele etmeyen ikram sahibi olan Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük arşın sahibi olan Allah’ı her türlü noksanlıklardan uzak bilir her türlü kemal sıfatlarıyla beraber olduğunu kabul ederim. Tüm eksiksiz övgüler alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Allah’ım rahmetine sebep olan her şeyi ve bağışlamanı gerektirecek sebepleri ve her türlü günahtan uzak olmayı senden isterim. Allah’ım her günahımı bağışlamanı ve her üzüntümü gidermeni senin rızana uygun her ihtiyacımı karşılamanı senden isterim, Ey merhametlilerin en merhametlisi.” Diğer tahric: İbn Mace, İkame Tirmîzî: Bu hadis garib olup senedinde söz edilmiştir. Faid b. Abdurrahman’ın hadis konusunda zayıf olduğu söylenmiştir. Faid Ebul Verka’dır. İBN-İ MACE HADİSİ VE AÇIKLAMA İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her işimizde bize Kur’ân’dan sûre öğretir gibi istihareyi öğretirdi ve şöyle derdi; “Sizden biriniz bir işi yapmak istediğinde farz namazdan başka iki rek’at namaz kılsın ve şöyle desin “Ey Allah’ım hakkımda hayırlısını bildiğin için ben de senden hakkımda hayırlısı ne ise onu bildirmeni isterim. Senin güç ve kuvvetinle beni güçlendirmeni isterim ve her şeyi senin büyük lûtfundan isterim. Çünkü senin her şeye gücün yeter benim ise hiçbir şeye gücüm yetmez, sen her şeyi bilirsin ben ise bilemem akıl ve düşünmeyle bilinmeyecek her şeyi bilen sadece sensin. Ey Allah’ım şu yapacağım işin benim için dinim, yaşayışım ve işimin sonu hakkında hayırlı olduğunu biliyorsan -ki mutlaka bilmektesin- onu yapmayı bana kolay getir. Eğer bu iş benim için dinim, yaşantım ve işimin sonucu hakkında kötü olduğunu biliyorsan -ki mutlaka bilmektesin- onu benden uzaklaştır (veya bu günüm ve geleceğim şeklinde dedi) beni de ondan uzak eyle hayır nerede ise onu benim için takdir et ve ona razı et, beni diyerek, işi ne ise onu söyler.” (Nesâî, Nikah: 27; Ebû Dâvûd, Vitr: 31) Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd ve Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Câbir hadisi hasen sahih garibtir ve sadece Abdurrahman b. ebil Mevalî yoluyla bilmekteyiz. kimse Medîneli bir ihtiyar olup güvenilir bir kimsedir. Sûfyân ondan hadis rivâyet etmiştir. Pek çok hadis imâmı da yine ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Abdurrahman b. Zeyd b. ebil Mevalî’dir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Rafi’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), amcası Abbâs’a: “Ey Amca sana akrabalık bağı dolayısıyla bir iyilikte bulunayım mı? Bir iyilik yaparak seni faydalandırayım mı?” Abbâs: “Evet, ey Allah’ın elçisi” dedi. Bunun üzerine buyurdular ki: “Ey amca dört rek’atlık bir namaz kıl her rek’atta Fatiha ile beraber bir sûre okursun sonra on beş kere: “Allahüekber velhamdülillahi ve subhanallahi vela ilahe illallah” de sonra rükû’da on sefer söyle, secdede on sefer söyle, sonra başını secdeden kaldır on sefer söyle, ikinci secdeye vardığında yine on sefer söyle ikinci secdeden kalkınca ayağa kalkmadan yine on sefer söyle böylece bu tesbihlerin sayısı her rek’atta yetmiş beş eder, dört rek’atta üç yüz tesbih eder. Artık senin günahların çöllerin kumları sayısı kadar olsa bile Allah onları bağışlar. Abbâs: Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi. Bu şekilde her gün kim yapabilir? Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), buyurdular ki: Her gün yapmaya gücün yetmezse cumadan cumaya yani haftada bir yap, haftada bir yapmaya da gücün yetmezse, ayda bir de olsa bu namazı kıl onu da yapmaya güç yetiremez isen senede bir sefer de olsa bu namazı kıl.” (İbn Abbâs rivâyetinde şu fazlalık vardır: Bunu da yapamazsan ömründe bir defa kıl.) Diğer tahric: İbn Mâce, İkame Tirmîzî: Bu hadis Ebû Rafi’, rivâyetinden dolayı garibtir. İBN MACE HADİSLERİ 1386 –
- Bāb: ...
- باب ...
Ka’b b. Ucre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ey Allah’ın Rasûlü! Sana selamın nasıl olduğunu öğrendik, şimdi nasıl salavat getireceğimizi öğrenebilir miyiz? Buyurdular ki; şöyle deyin: “Allahummesalli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema salleyte ala İbrahime inneke hamidün mecid ve barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed kema barekte ala İbrahim inneke hamidün mecid.” “Ey Allah’ım Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, onun soyuna sopuna ve inanan yakınlarına İbrahim ve O’nun soy sopuna hoş muamele ettiğin gibi muamele et, gerçekten sen övülmeye layık şan ve şerefi yüce olansın. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e onun soy sop ve inanan yakınlarına İbrahim (aleyhis-selâm)’ın soy sopu ve inanan yakınlarını mübarek kılıp bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl. Gerçekten sen övülmeye layık şanı şerefi yüce olansın.” (Nesâî, Sehv: 46) Ebû Üsâme’den naklen şöyle demiştir: Zaide, A’meş’den, Hakem’den, Abdurrahman b. ebî Leylâ’dan şu ilaveyi yapmıştır: “Bizde diyoruz ki “ve aleyna meahüm” (onlarla birlikte bizim üzerimize de…) Bu konuda Ali, Ebû Humeyd, Ebû Mes’ûd, Talha, Ebû Saîd, Büreyde, Zeyd b. Hârice ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ka’b b. Ucre hadisi hasen sahihtir. Abdurrahman b. ebî Leylâ’nın künyesi Ebû Îsa’dır. Ebû Leylâ’nın ismi ise Yesâr’dır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü insanların bana en yakın olacak olanı, bana en çok salavat getirenidir.” Tirmîzî rivâyet etmiştir. Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Peygamber (s.a.v.)’den şöyle de rivâyet edilmiştir: “Bana kim bir salavat getirirse Allah ona on kere rahmet eder.” Tirmîzî: Bu konuda Abdurrahman b. Avf, Âmir b. Rabia, Ammâr, Ebû Talha, Enes ve Ubey b. Ka’b’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Ebû Hureyre hadisi hasen sahihtir. Sûfyân es Sevrî ve pek çok ilim adamlarından rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Allah'ın salat etmesi onun rahmetidir, meleklerin salatı ise bağışlanma isteğinde bulunmaktır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim bana bir salavat getirirse, Allah’ta o kimseye on salavat getirmiş sevâbı yazar.” Diğer tahric: Nesâî, Sehv Tirmîzî: Bu konuda Abdurrahman b. Avf, Âmir b. Rabia, Ammâr, Ebû Talha, Enes ve Übey b. Ka’b’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Ebû Hureyre hadisi hasen sahihtir. Sûfyân es Sevrî ve pek çok ilim adamından rivâyet edildiğine göre; Allah’ın salat etmesi onun rahmet etmesi, meleklerin salat etmesi ise insanlara istiğfar (bağışlanmalarını istemek), demektir
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Dua gök ile yer arasında durur, Peygamber (s.a.v.)’e salavat getirinceye kadar o duadan hiçbir şey Allah katına yükselmez.” (Tirmîzî rivâyet etmiştir)
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Bizim pazarımızda, dinde fakîh olanlar yani alışverişin dini hükümlerini bilenler satış yapsın.” Tirmîzî rivâyet etmiştir. Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Abbâs’ın adı; İbn Abdulazim’dir. Tirmîzî: Alâ b. Abdurrahman, Ebûl Hureka’nın azatlısı Yakub’un oğludur. Alâ tabiindendir. Enes ve başka sahabîlerden de hadis işitmiştir. Alâ’nın babası Abdurrahman b. Yakub’ta aynı şekilde tabiindendir. Ebû Hureyre, Ebû Saîd el Hudrî ve İbn Ömer’den hadis işitmiştir. Alâ’nın dedesi Yakub ise tabiinin büyüklerindendir. Ömer b. Hattâb’a yetişmiş ve ondan hadis rivâyet etmiş kimselerdendir