Jami At Tirmidhi
...
(38) Kitāb: Chapters on the description of Paradise
(38) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te öyle bir ağaç vardır ki binitli bir kişi onun gölgesinde yüz yıl yürür.” Diğer tahric: Buhari, Bed-il Halk; Müslim, Cennet Bu konuda Enes ve Ebû Saîd el Hudrî’den de hadis rivâyet edilmiştir.Tirmizî: Bu hadis sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te öyle bir ağaç vardır ki binitli bir kişi onun gölgesinde yüz yıl yürür sonuna varamaz. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti: İşte “Uzayıp giden gölgeler…”budur. (Vakıa sûresi: 30) Diğer tahric: Müslim, Cennet Tirmizî: Ebû Saîd’in rivâyeti olarak bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te gövdesi altından olmayan hiçbir ağaç yoktur.” Tirmizî rivâyet etmiştir. Tirmizî: Ebû Hureyre hadisi olarak bu hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ey Allah’ın Rasûlü! dedik. Bize ne oluyor ki senin yanındayken kalplerimiz yumuşuyor dünyayı istemiyor ahiret ehlinden olmaya çalışıyoruz. Fakat senin yanından çıkıp ailelerimiz arasına karışıp çocuklarımızın kokusunu aldığımızda kendimizi değişmiş buluyoruz. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Siz her vakit benim yanımdan çıktığınız şekilde olsaydınız melekler sizi evlerinizde ziyaret ederlerdi ve sizler hiç günah işlememiş olsanız, Allah günah işleyen ve onların günahını affedeceği bir toplum yaratırdı. Ebû Hureyre diyor ki: Ey Allah’ın Rasûlü! yaratıklar neden yaratılmışlardır? Rasûlullah (s.a.v.), “Sudan” buyurdu. Cennetin binası neden yapılmıştır diye sordum, “Bir kerpici altından, bir kerpici gümüşten, harcı keskin kokulu misk, çakılları inci ve yakut, toprağı za’feran oraya girenler nimetler içersinde refah bulur, sıkıntı çekmezler. Ebedî olurlar, giydikleri eskimez gençlikleri yok olmaz.” Sonra şöyle devam etti: “Üç kişi var ki, duaları geri çevrilmez: Adaletli devlet idarecisi, iftar etmek üzere olan oruçlu ve mazlum… Allah mazlum kimsenin duasını bulutların üzerine kaldırır ve göklerin kapısını ona açar. Büyük ve güçlü olan Rab: “Bir süre sonra bile olsa izzetim hakkı için sana mutlaka yardım edeceğim.” Diğer tahric: Müslim, Tevbe; Dârimî, Rıkak Tirmizî: Bu hadisin senedi pek sağlam değildir. Bence bu hadis muttasıl da değildir. Bu hadis başka bir isnad ile Ebû Müdle ve Ebû Hureyre’den de rivâyet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te öyle köşkler vardır ki; dışarıdan içerisi içeriden de dışarısı gözükür bir bedevi kalkıp şöyle dedi: O köşkler kimler içindir? Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: “O köşkler; güzel söz söyleyen, yemek yediren, oruc'a devam eden ve insanlar uykuda iken geceleri namaz kılanlar içindir.” Diğer tahric: Müsned: 1268 Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bazı hadisçiler Abdurrahman b. İshâk hafızası yönünden tenkid etmişlerdir kendisi Küfelidir. Abdurrahman b. İshâk el Kureşî ise Medîneli olup berikinden daha sağlamdır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Kays (r.a.)’den rivayete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Cennetin içerisinde iki Cennet daha vardır ki kapları ve her şeyi gümüştendir bir başka iki Cennet daha vardır ki onunda kapları ve her türlü eşyası altındadır. Adn Cennetinde Cennetlikler ile Rableri arasında görebilmelerine engel büyüklük perdesi vardır.” Aynı sened ile Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Cennet’te içi boş inciden yapılmış büyüklüğü altmış mil olan bir çadır vardır ki her bir tarafında huriler bulunur ve birbirlerini görmezler oraya giren mu’min onları bir bir dolaşır.” Diğer tahric: Buhârî, Bed-il Halk; Müslim, Cennet Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Imrân el Cevnî'nin ismi, Abdülmelik b. Habîb’tir. Ebû Bekir b. Musa’ya gelince, Ahmed b. Hanbel, “adı bilinmemektedir!” diyor. Ebû Musa el Eş’arî’nin adı Abdullah bin Kays’tır. Ebû Mâlik el Eş’arî’nin ismi Sa’d b. Tarık b. Eşyem’dir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cennet’te yüz derece vardır her iki derece arasındaki mesafe yüz yıldır.” Tirmizî rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim, Ramazan orucunu tutar, namazlarını kılar, Ka’be’yi hacceder -zekatı söyledi mi söylemedi mi hatırlamıyorum- doğduğu ülkede kalsa da Allah yolunda hicret etse de Allah onu mutlaka bağışlayacaktır.” Muâz: “Bunu Müslümanlara aktarayım mı?” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bırak insanları! Kulluk yapmakta yarış edip çalışsınlar çünkü Cennet’te yüz derece vardır. Her bir derece arasındaki mesafe gökle yer arası kadardır. Cennetlerin en güzel ve yüksek dereceli olanı Firdevs Cenneti olup; Rahman’ın arşı bunun üzerindedir. Cennetlerin bütün nehirleri buradan fışkırır. Allah’tan Cenneti isteyeceğinizde Firdevs Cennetini isteyiniz.” Diğer tahric: Müsned: 21073 Tirmizî: Bu hadis bu şekilde Hişâm b. Sa’d’den, Zeyd b. Eslem’den Atâ b. Yesâr’dan, Ubâde b. Sâmit’den de rivâyet edilmektedir. Atâ, Muâz b. Cebel’e yetişemeyen bir kişidir. Muâz’ın ölümü öncedir ve O Ömer’in halifeliği döneminde vefat etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ubâde b. Sâmit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te yüz derece vardır; Her iki derece arasındaki mesafe gökle yeryüzü arası kadardır. Firdevs derece olarak en üstünü olup Cennetin dört ırmağı buradan fışkırır. Arş’ta bunun üstünde bulunur. Allah’tan Cennet istediğinizde Firdevsi isteyiniz.” Ahmed b. Menî’ Yezîd b. Harun vasıtasıyla Hemmam’dan ve Zeyd b. Eslem’den bir benzerini rivâyet etmiştir. Diğer tahric: Müsned:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te yüz derece vardır. Tüm alemler o derecelerin birin de toplanmış olsalar onların hepsini içerisine alır.” Diğer tahric: Müsned: 10806 Âlem = Allah’ın dışındaki herkes ve her şeydir. Tirmizî: Bu hadis garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennetliklere verilecek kadınlar olan hurilerin baldırlarının beyazlığı yetmiş kat elbisenin altından görülür hatta ilikleri bile çünkü Allah; “Onlar yakut ve mercan gibidirler” (Rahman sûresi 58. ayet) buyurmaktadır. Yakut öyle bir taştır ki şeffaflığından dolayı arkasından bir ip uzatsan aynen o ipi görürsün.”
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü Cennete girecek olan ilk gurup insanların yüzleri dolunay gecesindeki ayın parlaklığı gibi olacak ikinci gurup ise gökteki en parlak yıldız gibi olacaktır. Onlardan her bir erkeğin iki karısı bulunacak her kadının üzerinde elbisesi bulunacak bu elbiselerin arkasından bile o kadınların ilikleri görülecektir.” Diğer tahric: Müsned: 10702 Tirmizî: Bu hadis hasendir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cennete giren bir Müslüman’a şu kadar ve bu kadar cinsel ilişki yapabilme gücü verilecektir.” Bunun üzerine: “Ey Allah’ın Rasûlü! O kimsenin buna gücü yetecek mi?” denildi. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “O kimseye yüz erkek kuvveti verilecektir.” Kütüb-i sitte’den Tirmizî rivâyet etmiştir. Bu konuda Zeyd b. Erkâm’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir. Bu hadisi Katâde’nin, Enes’den rivâyeti olduğunu sadece Imrân el Kattan’ın rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Cennete girecek olan ilk gurubun şekli ve görüntüsü ayın dolunay gecesindeki görüntüsü gibidir. Orada tükürme yok sümkürme yok tuvalete çıkma ihtiyacı yok kullanılan kaplar altından tarakları altından ve gümüşten buhurdanlıkları öd ağacındandır. Terleri misk gibidir. Onlardan her bir şahsın iki karısı vardır güzelliklerinden dolayı etlerinin altından baldırlarının iliği görülür. Aralarında anlaşmazlık yok birbirlerine karşı kin besleme de yok kalbleri tek bir kalb gibidir. Sabah akşam Allah’ı tesbih ederler.” Diğer tahric: Buhârî, Bed-il Halk; Müslim, Cennet Bu hadis sahihtir. “Eluvve” öd ağacı demektir
- Bāb: ...
- باب ...
Sa’d b. ebî Vakkâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’teki nimetlerden bir tırnağın taşıyabileceği kadar az bir şey dünyaya gösterilmiş olsaydı gökler ve yeryüzü her tarafıyla süs içerisinde kalırdı. Cennetliklerden bir kişi dünyaya bir baksa ve bileziklerinden biri dünyaya görünse güneşin yıldızların ışığını silip süpürdüğü gibi o da güneşin ışığını silip süpürdü.” Diğer tahric: Müsned: 1371 Tirmizî: Bu hadis garib olup bu senedle sadece İbn Lehîa’nın rivâyeti olarak bilmekteyiz. Yahya b. Eyyûb bu hadisi Yezîd b. ebî Habib’den rivâyet ederek senedinde “Ömer b. Sa’d b. ebî Vakkâs ve Peygamber (s.a.v.)’den” demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennetlikler kılsız, tüysüz ve sürmelidirler. Gençlikleri tükenmez, elbiseleri eskimez.” Diğer tahric: Dârimî, Rıkak Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Yükseltilmiş döşekler.” (Vakıa sûresi: 34) ayeti hakkında şöyle buyurdu: O döşeklerin yüksekliği gök ve yeryüzü arası gibidir yani beş yüz senelik yol kadardır.” (Müsned: 11294) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Rişdîn b. Sa’d’ın rivâyetiyle bilmekteyiz bazı ilim adamları bu hadisin tefsirinde şöyle dediler: Bunun manası derecelerdeki döşeklerdir. Dereceler arasındaki mesafe de yeryüzü ile gökyüzü arası kadardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Bekir’in kızı Esma (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim: “Sidret-ül Münteha = (en son ağaç) ‘dan bahsetti ve şöyle buyurdu: Binitli bir kişi Sidret-ül Müteha’nın bir dalının gölgesinde yüz binitli gölgelenir -şüphe eden râvî Yahya’dır- Sidret-ül Münteha da altın kelebekler vardır ve o ağacın meyveleri büyüklük olarak testiler gibidir.” Tirmizî rivâyet etymiştir. Bu hadis hasen garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’e Kevser hakkında soruldu da şöyle buyurdu: “O Allah’ın bana Cennet’te vereceği bir ırmaktır suyu sütten daha beyaz baldan daha tatlıdır. O nehirde bir takım kuşlar vardır ki boyunları deve boynuna benzer.” Ömer: Bunlar besili ve bakımlı deve kuşlardır dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Onu yemesi görüntüsünden daha hoştur.” Tirmizî rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadis garibtir. Muhammed b. Abdullah b. Müslim, İbn Şihâb ez Zührî’nin kardeşinin oğludur. Abdullah b. Müslim’den, İbn Ömer ve Enes b. Mâlik hadis rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman b. Yezîd (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e: “Ey Allah’ın Rasûlü! Cennet’te at var mıdır? diye sordu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Allah seni Cennete koyarsa orada senin istediğin şekilde kırmızı yakuttan bir ata bindirilip dilediğin yere uçabilirsin. Bir başka adam da şöyle sordu: Ey Allah’ın Rasûlü! Cennet’te deve de var mıdır? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bu adama arkadaşına söylediği şekilde söylemedi ve şöyle buyurdu: Allah seni Cennete koyarsa canının çektiği ve gözünün hoşlandığı her şey senin olacaktır.” (Müsned:)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Eyyûb (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e bir bedevi geldi ve, Ey Allah’ın Rasûlü! ben atları severim Cennet’te at var mıdır? Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennete girersen sana yakuttan iki kanatlı bir at getirilecek o ata binecek ve dilediğin yere onunla uçup gideceksin.” Tirmizî rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadisin senedi pek sağlam değildir. Ebû Eyyûb rivâyeti olarak sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû Sevre Ebû Eyyûb’un kardeşinin oğludur hadiste zayıf olduğu söylenmiştir. Yahya b. Main onu çok zayıf görmektedir. Tirmizî: Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle dedi: Ebû Sevre’nin rivâyeti münker olur hoş karşılanmaz Ebû Eyyûb’tan münker hadisler rivâyet eder bu yüzden rivâyetleri hoş karşılanıp uyulmaz
- Bāb: ...
- باب ...
Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Cennetlikler Cennet'e kılsız tüysüz sürmeli otuz veya otuz üç yaşlarında olarak gireceklerdir. Diğer tahric: Müsned: 21016 Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Katâde’nin bazı adamları bu hadisi mürsel olarak rivâyet etmekte ve senedin tamamını zikretmemektedirler
- Bāb: ...
- باب ...
Büreyde (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cennetlikler yüz yirmi saf olacaklardır. Onların seksen safı bu ümmetten kırk safı diğer ümmetlerden olacaktır.” (İbn Mâce, Zühd: 17; Dârimî, Rıkak: 27) Bu hadis hasendir. Bu hadis, Alkame b. Mesed’den, Süleyman b. Büreyde’den mürsel olarak rivâyet edilmiş olup bazı rivâyetlerde “Süleyman b. Büreyde’den ve babasından” demektedirler. Ebû Sinan’ın Muharib b. Disar’dan rivâyeti hasendir. Ebû Sinan’ın ismi Dırar b. Mürre’dir. Ebû Sinan eş Şeybânî’nin ismi ise Saîd b. Sinan’dır. Ebû Sinan eş Şamî’nin ismi ise Îsa b. Sinan’dır. Ebû Sinan eş Şamî’nin ismi ise Îsa b. Sinan olup Kasmelîdir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kubbe altında kırk kişi kadar Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber idik Bu sırada Rasûlullah (s.a.v.): Cennetliklerin dörtte biri olmanıza razı mısınız? Oradakiler: “Evet” dediler. Rasûlullah (s.a.v.): “Cennetliklerin üçte biri olmanıza razı mısınız? Buyurdu. Oradakiler yine “Evet” dediler. Bu sefer Rasûlullah (s.a.v.): “Cennetliklerin yarısı olmaya razı mısınız? Cennete ancak Müslüman kişi girecektir. İnsanlığın pek çoğu şirke düşecektir. Şirke bulaşmayan sizler siyah öküzün üzerindeki beyaz kıllar gibi veya kırmızı öküzün derisindeki siyah kıl gibi olacaksınız.” Diğer tahric: Buhârî, Rıkak; Müslim, İman Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Imrân b. Husayn ve Ebû Husayn ve Ebû Saîd el Hudrî’den de hadis rivâyet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivâyet göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet kapılarından ümmetimin oraya gireceği bir kapı vardır ki; O kapının eni usta binicinin üç günde (veya üç ayda veya üç senede) gidebileceği mesafe kadardır. Böyle olmasına rağmen onlar bu kapıdan sıkışarak girecekler de neredeyse omuzları kopup düşecek.” Tirmizî rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadis garibtir. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum böyle bir hadis tanımadığını bildirdi. Hâlid b. ebî Bekr’in, Sâlim b. Abdullah’tan münker olan rivâyetleri vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd b. Müseyyeb (r.a.)’den rivâyete göre, kendisi Ebû Hureyre ile karşılaştı ve “Allah’tan ikimizi Cennet çarşısında bir araya getirmesini isterim” dedi. Saîd: “Cennet’te çarşı Pazar var mıdır?” diye sordu. Ebû Hureyre: “Evet” dedi ve şöyle devam etti. Rasûlullah (s.a.v.)’in bana bildirdiğine göre; “Cennetlikler Cennete girdiklerinde amellerine göre oraya yerleşeceklerdir. Sonra dünya günlerinden Cuma günü kadar bir süre izin verilecek ve insanlar Rablerini ziyaret edeceklerdir. Allah’ın arşı onlara görünecek Allah onlara Cennet bahçelerinden bir bahçede görünecek o mü’minler için nurdan minberler, altından minberler, gümüşten minberler kurulacak ve o kimselerin derece bakımından en aşağı durumda olanları -ki onların aşağılıkları yoktur- misk ve kâfur tepelerinde oturacaklar ve kendilerinden daha yükseklerde oturan kimseler olduğunu sanmayacaklar.” Ebû Hureyre dedi ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! o gün Allah’ı göremeyecek miyiz? Rasûlullah (s.a.v.): “Evet” buyurdu. “Siz Güneşin ve dolunay gecesi ayın görünmesinde şüphe eder veya görebilmek için itişip kakışır mısınız?” Biz de: “Hayır!” diye cevap verdik. Öyleyse Aynı şekilde kolaylıkla Rabbinizi göreceksiniz ve Allah’ın o Cennet’te kendisiyle karşılıklı görüşmediği kimse kalmayacaktır. Hatta konuştuğu kimselerden birine: “Ey falan oğlu falan! Falan günde yaptığını hatırlıyor musun?” diyecek, Ve dünyadaki vefasızlıklarından bir kısmını hatırlatacaktır. O kimse de: “Ey Rabbim! Beni bağışlamadın mı?” Allah’ta: “Evet!” diyecek ve “Benim bağışlamamın genişliği sayesinde şu makama ulaşmış durumdasın” buyuracak. Onlar bu durum da iken üstlerinden bir bulut kendilerini kaplayacak ve üzerlerine bir koku yağdıracaktır ki, o zaman'a kadar onun kokusuna benzer bir koku koklamamışlardır. Yüce olan Allah şöyle devam edecek: “Kalkın sizin için hazırladığım büyük ikramlardan arzu ettiğiniz her şeyi alın!” Sonra meleklerin etrafını çevrelediği, gözlerin görmediği, kulakların duymadığı ve hiçbir kimsenin kalbinden geçirip hayal edemediği şeylerin bulunduğu bir çarşıya geleceğiz ki orada arzu edilen her şey bulunacaktır. Orada satmak ve satın almak diye bir şey yoktur. Cenetlikler o çarşıda birbirleriyle karşılaşacaklardır. Rasûlullah (s.a.v.) sözünü şöyle sürdürdü: “Yüksek dereceler sahibi olan bir kişi kendisinden aşağı derecede bir kişiyle karşılaştığında onun üzerindeki elbiseden gözleri kamaşacaktır konuşmaları bitmeden kendi sırtındaki elbisenin ondan daha iyi olduğunu hayal edecektir. Çünkü Cennet’te hiç kimseye üzülme yoktur. Sonra herkes konaklarına dağılacak ve hanımlarımız bizleri merhaba hoş geldiniz diye karşılayacak; bizden ayrıldığınız andaki güzelliğinizden daha güzel bir durumda bize döndünüz diyeceklerdir. Bizde hanımlarımıza şöyle diyeceğiz: “Bugün sonsuz güç ve kuvvet sahibi Rabbimizin toplantısında bulunduk bu şekilde dönmemiz gerekirdi ve öylece sizlerin yanına dönüp geldik.” Diğer tahric: Buhârî, Ezan; Müslim, İman Tirmizî: Bu hadis garib olup ancak bu şekilde bilmekteyiz.Süveyd b. Amr, Evzâî’den bu hadisin bir parçasını rivâyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te bir çarşı vardır ki orada satın almak va satmak diye bir şey yoktur orada kadın ve erkek resim ve şekilleri vardır kişi hangi şekle girmek isterse orada o şekle bürünecektir.” Diğer tahric: Müsned: 1272 Tirmizî: Bu hadis garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Cerir b. Abdullah el Becelî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in huzurunda oturmakta idik, Rasûlullah (s.a.v.) dolunay durumundaki aya baktı ve şöyle dedi: Siz Rabbinizin huzuruna varacaksınız ve şu ayı gördüğünüz gibi onu görecek ve görme konusunda bir zorluk ve sıkıntıyla karşılaşmayacaksınız. Dolayısıyla gün doğmadan önceki namaza ve gün batmadan önceki namaza gücünüz yettiği sürece devam edin dedi ve şu ayeti okudu: “ …Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbinin sınırsız kudret ve yüceliğini tüm eksiksiz övgüleriyle an…” (Taha sûresi: 130) Diğer tahric: Buhârî, Mevakıt; Müslim, Mesacid Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Suheyb (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.); “İyi ve yararlı işler yapmakta devamlı ve kararlı olanlara karşılık olarak iyisi ve ondan daha fazlası vardır.” (Yunus sûresi: 26) ayeti hakkında şöyle buyurdu: Cennetlikler Cennete girdiklerinde bir tellal: Sizin için Allah’ın verdiği bir sözü vardır diye bağıracak… Cennetlikler de diyecekler ki bizim yüzümüzü ak etmedi mi? bizi ateşten kurtarmadı mı? bizi Cennete sokmadı mı? Melekler evet diye cevap verecekler bundan sonra perde açılacaktır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle sözünü sürdürdü: Allah’a yemin ederim ki, Allah o gün Cennetliklere kendisini görmekten daha sevimli bir şey vermemiştir. Diğer tahric: Müslim, İman; İbn Mâce, Mukadime Tirmizî: Bu hadisi sadece Hammad b. Seleme, müsned ve merfu olarak rivâyet etmektedir. Süleyman b. Muğîre bu hadisi Sabit el Bünanî vasıtasıyla Abdurrahman b. ebî Leylâ’nın kendi sözü olarak rivâyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Cennetliklerin en aşağı derecesinde olan kimsenin durumu; bahçelerini, hanımlarını, bol nimetlerini, hizmetçilerini ve koltuklarını bin senelik mesafeye kadar uzanmış olarak görecek ve sabah akşam Allah’ın kendilerine bir ikramı olarak Allah’ın yüzünü göreceklerdir. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu ayeti okudu: “Bazı yüzler o gün Rablerine bakarken mutluluktan parlayacaktır.” (Kıyame sûresi: 22-23) (Müsned: 4395) Bu hadis değişik şekillerde İsrail’den, Süveyr’den, İbn Ömer’den merfu olarak rivâyet edilmiştir. Abdulmelik b. Ebcer bu hadisi Süveyr’den ve İbn Ömer’den mevkuf olarak rivâyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Dolunay gecesi ayı görmekte güçlük çeker misiniz? Veya her zaman güneşi görmekte bir güçlükle karşılaşır mısınız? Ashab: “hayır” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Siz Rabbinizi dolunay gecesinde gördüğünüz gibi rahatlıkla görecek ve hiçbir zorlukla karşılaşmayacaksınız.” (Dârimî, Rıkak: 81) Bu hadis hasen sahih garibtir. b. Îsa er Remlî ve pek çok kimse bu hadisi A’meş’den, Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’den rivâyet etmişlerdir. Abdullah b. İdrîs, A’meş’den, Ebû Salih’den ve Ebû Saîd’den rivâyet etmiştir. İbn İdrîs’in A’meş’ten rivâyeti pek sağlam değildir. Ebû Salih’in Ebû Hüreyre vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyeti daha sağlamdır. Süheyl b. ebî Salih bu hadisi böylece babasından, Ebû Salih’den ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmiştir. Saîd’den değişik bir şekilde buna benzer bir hadis rivâyet edilmiştir ki bu rivâyet sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah Cennetliklere şöyle buyuracak: Ey Cennetlikler! Onlar da Ey Rabbimiz buyur, emret emrini yarine getireceğiz derler. Allah: Cennete girmekten dolayı memnun musunuz? Cennetlikler diyecekler ki: “Nasıl memnun olmayız yaratıllarından hiç kimseye vermediğini bize verdin.” Allah: “Ben bundan daha iyisini size vereceğim” Onlar: Bundan daha üstün şey ne olabilir? Diyecekler. Allah’ta şöyle buyuracak: Sizden razı olduğumu bildirecek ve asla gazab etmeyeceğim.” Diğer tahric: Müslim, Cennet Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cennetlikler Cennet'e birbirlerinin köşklerine derece farklılığından dolayı ufukta batmakta ve doğmakta olan yıldızları görür gibi göreceklerdir. Bunun üzerine Ashab: Ey Allah’ın Rasûlü! dediler, onlar Peygamberlerin köşkleri midir? Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki evet Peygamberlerin ve Allah’ı ve Peygamberleri tasdik edip inanan tüm insanlarındır.” Diğer tahric: Müslim, Cennet Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kıyamet günü Allah insanları büyük bir meydanda toplayacak ve alemlerin Rabbi olan Allah onlara şöyle diyecektir: Dikkat dikkat! Herkes dünyada kulluk ettiği şeye uysun. Bunun üzerine Haç’a tapanlara haç’ı, puta tapanlara putları, ateşe tapanları da ateşleri temsil edilecek onlarda dünyada kulluk yaptıkları bu şeylere uyacaklardır geride sadece Müslümanlar kalacak ve Alemlerin Rabbi olan Allah onlara şöyle buyuracaktır. Sizler de bu insanlara uymayacak mısınız? Onlar da diyecekler ki: Senden sana sığınırız senden, sana sığınırız Allah’tır bizim Rabbimiz. Allah’ı görünceye kadar bizim yerimiz Allah’a kulluk edenlerin yeri olan burasıdır. Allah onlara öylece emreder ve onları o düşünce ve inançta sebat ettirir. Sonra tekrar kullarına sorar bu insanlara uymayacak mısınız? Yine o mü’minler derler ki senden sana sığınırız senden sana sığınırız senden sana sığınırız Rabbimiz Allah’tır. Rabbimizi görünceye kadar bizim yerimiz Allah’a kulluk edenlerin yeri olan burasıdır. Allah onlara öylece emreder de onları o düşünce ve inançla sebat ettirir. Ashab: Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’ı görecek miyiz? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dolunay gecesinde ayı görmekte güçlük çeker misiniz? Ashab: Hayır dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle devam etti: Sizler o gün onu görmekte hiçbir güçlük çekmeyeceksiniz.” Allah o kullarının karşısına çıkıp kendini tanıtacak ve ben sizin Rabbinizim bana uyun!. kalkıp kurulan sıratın üzerinden hızlı giden at ve develer gibi geçecekler ve geçerken yapacakları dua: Selametle bizi koru bizi koru şeklinde olacaktır. Cehennemlikler kalacaklar onlardan bir gurup Cehenneme atıldıktan sonra şöyle denilecek “doldun mu” Cehennem de diyecek ki: “Daha fazlası var mı?” Sonra bir gurup daha atılacak ve yine doldun mu? Denilecek. Cehennem de: “daha fazlası var mı? diyecek Cehennemliklerin hepsi Cehenneme dolduruldukları vakit Rahman olan Allah ayağını Cehenneme koyacak ve ondakiler birbirlerine sıkışacaklar sonra Allah yeter mi buyuracak Cehennem de yeter yeter diyecektir. Cennetlikleri Cennete Cehennemlikleri de Cehenneme koyduğunda ölüm boynundan çekilerek getirilecek Cennetliklerle Cehennemlikler arasında bir sur üzerinde durdurulacak sonra Ey Cennetlikler diye seslenilecek, onlar da korkuyla bakacaklar sonra Ey Cehennemlikler denilecek onlar da sevinç içerisinde şefaat umarak bakacaklar sonra hem Cehennemliklere hem de Cennetliklere; bunu tanıyor musunuz? Diye sorulacak bunlar da onlar da hep birlikte onu tanıyoruz o ölümdür diyecekler. Sonra o ölüm Cennetliklerle Cehennemlikler arasındaki sur üzerinde bir koç şeklinde yatırılıp boğazlanacak ve şöyle denilecektir. Ey Cennetlikler ebedilik var ölüm yok!... Ey Cehennemlikler ebedilik var ölüm yok!” (Müslim, Cennet: 13; Dârimî, Rıkak: 90) Bu hadis hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’den buna benzer pek çok rivâyetler gelmektedir ve bu rivâyetlerin hepsinde görme meselesi olan insanların Rableri görmeleri, Allah’a ayak izafe edilmesi gibi benzeri şeylerden bahsedilmektedir. es Sevrî, Mâlik b. Enes, İbn’ül Mübarek, İbn-ü Uyeyne, Vekî’ ve başka imamlardan olan ilim adamlarının bu konudaki kabul ettikleri yol şudur: Bu hadisler rivâyet edilir biz bunlara inanırız fakat nasıldır diye sorulmaz. Hadisçilerin de kabul ettikleri görüş budur yani bu hadislerin aynen geldiği gibi rivâyet edilmesini ve bunlara inanılmasını gerektiğini yorum ve vehme gidilmemesi, nasıl olabilir? Denmemesini tercih etmişlerdir. İşte ilim adamlarının seçtikleri ve gittikleri yol budur. Hadiste geçen: “Onlara kendini tanıtacaktır” sözünün manası ise onlara tecelli edip görünecektir demektir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd (r.a.), merfu olarak şöyle demiştir: “Kıyamet gününde ölüm alaca bir koç gibi getirilip Cennetle Cehennem arasında durdurulacak ve onların gözleri önünde kesilecektir. İşte o anda sevinçten ölecek bir kimse olsaydı Cennetlikler ölürdü kederden ölen bir kimse olsaydı Cehennemlikler ölür giderlerdi.” Diğer tahric: Müslim, Cennet; Dârimî, Rıkak Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cennet güçlük ve zorluklarla kuşatılmıştır. Oraya girebilmek bunları aşmakla mümkündür. Cehennem ise şehvet ve isteklerle çevrilmiştir. Oraya girmemek için bunlara sahip olmak gerekir.” Diğer tahric: Buhârî, Rıkak; Müslim, Cennet Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir bu şekliyle sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah Cenneti ve Cehennemi yarattığında Cibrîli Cennet'e gönderdi ve şöyle dedi: Cenneti ve Cennetlikler için hazırladığım şeylere bak gözden geçir. Cibril Cennete geldi, Cenneti ve Cennet’teki Cennetlikler için hazırlanan şeyleri gözden geçirdi ve Allah’a döndü ve şöyle dedi: İzzetin hakkı için kim bu Cennet’teki hazırlananı görürse mutlaka girmek isteyecektir. Böylece Allah emretti ve Cennet, güçlük ve zorluklarla kuşatıldı ve Allah Dön ve Cenneti ve Cennet’te Cennetlikler için hazırladıklarıma bak gözden geçir buyurdu. Cibril Cennete döndü ve orayı güçlüklerle kuşatılmış olarak buldu. Ve Allah’a döndü, İzzetin hakkı için Cennete hiç kimsenin giremeyeceğinden korktum. Bunun üzerine Allah: Cehenneme git Cehennemi ve Cehennemlikler için hazırladığım şeyleri kontrol et gözden geçir buyurdu. Cibril Cehenneme gitti bir de ne görsün sıkıntılar, işkenceler ve ızdıraplar birbiri üstüne yığılmış. Allah’a döndü ve şöyle dedi: İzzetine yemin olsun ki kim Cehennemin durumunu işitir ve oraya girer, dedi. Allah Cehenneme emretti de etrafı şehvetlerle kuşatıldı. Bunun üzerine Cibril’e: Cehenneme dön buyurdu Cibril Cehenneme döndü, İzzetin hakkı için hiç kimsenin Cehennem’den kurtulamayıp oraya gireceğinden korktum.” Diğer tahric: Buhari rikak; Müslim, Cennet; Nesai iman, beya’; Müslim, Cennet Ebu Davud, sunne; Darimi, rikak; Ahmed b. Hanbel) Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Cennet ve Cehennem birbirleriyle münakaşa ettiklerinde; Cennet dedi ki: “Bana güçsüzler ve yoksullar girer.” Cehennem de dedi ki: “Bana da zorbalar büyüklenenler girer.” Bunun üzerine Allah, Cehenneme: “Sen benim azabımsın seninle dilediğimden intikam alırım. Cennete de sen benim rahmetimsin dilediğime seninle rahmet ederim.” Diğer tahric: Müslim, Cennet Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cennetliklerin en aşağı derecede olanı seksen bin hizmetçisi ve yetmiş iki karısı vardır. Ayrıca bizzat kendisi için Cabiye ile Sana arsı kadar mesafede inci, zeberced ve yakut dan bir kubbe dikilecektir.” Aynı senedle Peygamberin şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Cennetlikler küçük veya büyük yaşta tüm ölenler otuz yaş civarında olacaklar ve bu yaşın üzerine hiç çıkmayacaklardır, Cehennemliklerde aynen böyledir.” Aynı senedle Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Cennetliklerin başlarında taçları vardır. Bu taçların üzerindeki incilerin en değersizi doğu ile batı arasını aydınlatacak kadar parlaktır.” Diğer tahric: Müsned: 11298 Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece Rişdîn rivâyetiyle bilmekteyiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Mü’min, Cennet’te çocuk arzu ettiği vakit, gebeliği, doğumu ve yaşı dilediği şekilde bir anda tamamlanacaktır.” (Dârimî, Rıkak: 110; İbn Mâce, Zühd: 39) Bu hadis garibtir. İlim adamları bu meselede ihtilaf etmişlerdir. Bir kısmı: Cennet’te çiftleşme vardır fakat çocuk olmayacaktır demektedirler. Tavus, Mûcâhid İbrahim Nehâî’den böylece rivâyet edilmiştir. Muhammed diyor ki: İshâk b. İbrahim, mü’min Cennet’te çocuk arzu ederse hadisi üzerine diyor ki: Fakat mü’min çocuk arzu etmez. Buhârî diyor ki: Ebû Rezîn el Ukeylî vasıtasıyla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet edilmiştir ki: “Cennetliklerin Cennet’te çocukları olmayacaktır.” Sıddîk en Nâcî’nin ismi Bekr b. Amr’dır. Aynı şekilde Bekir b. Kays’ta denilir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennet’te hurîlerin bir toplantı yeri vardır. Hiçbir yaratığın bir benzerini işitmedikleri bir takım sesler yükseltirler ve derler ki: Biz ebedî kalanlarız, asla yok olmayacağız, Biz refah içinde yüzenleriz güçlük görmeyeceğiz biz memnun olanlarız asla öfkelenmeyeceğiz ne mutlu o kişiye ki o bizimdir biz de onunuz.” Diğer tahric: Müsned: 1273 Bu konuda Ebû Hureyre, Ebû Saîd ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Ali hadisi garibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. İbn Kesir (r.a.), Allah’ın Rum sûresi 15. ayeti olan: “… Cennetlikler cennet bahçelerinde tüm nimetlerden yararlanıp sevinirler.” Hakkında o işitip dinlemek demektir. Bunun da anlamı hadiste (2564) geçtiği üzere hurilerin seslerini yükseltmeleri demektir. Tirmizî rivâyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde misk tepesi üzerinde üç kişi vardır ki öncekiler de sonrakiler de onlara imreneceklerdir. Her gün ve her gecede beş vakit namaza çağıran müezzin, kendisinden memnun olan cemaate imam olan adam, Allah’ın ve efendisinin hakkını yerine getiren köle.” Diğer tahric: Müsned: 4568 Tirmizî: Bu hadis hasen garib olup Sûfyân es Sevrî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû’l Yakaza’nın ismi Osman b. Umeyr’dir. İbn Kays’ta denilir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Mes’ûd’tan merfu olarak rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle demiştir: “Üç kişi vardır ki Allah onları sever. Geceleyin kalkıp Allah’ın kitabını okuyan adam, sağ eliyle verdiği sadakayı sol elinden gizleyen adam, bir müfrezede bulunup arkadaşlarının kaçması üzerine düşmanı tek başına karşılayan kimse.” Tirmizî rivâyet etmiştir. Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garib olup mahfuz değildir. Sahih olan rivâyet, Şu’be ve başkalarının, Mansur’dan, Rıb’î b. Hıraş’tan, Zeyd b. Zabyan’dan, Ebû Zerr’den yaptıkları rivâyettir. Ebû Bekir b. Ayyaş çok yanılan bir kişidir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Üç kişi vardır ki Allah onları sever, üç kişi de vardır ki Allah onlara buğzeder. Allah sevdikleri kimselerden birincisi bir adamdır ki bir toplumdan bir şeyler ister bu istediği şey Allah içindir aralarındaki yakınlıktan dolayı değildir. Onlarda bu adama bir şey vermezler. Bir adam onlardan geri durarak gizlice bir şeyler verir bu verdiğini sadece Allah ve verdiği kimse bilir. İkinci kimse ise: Bir toplum geceleri yürürler sonunda uyku onlara galip gelir ve başlarını eğerek uyurlar ancak bir adam kalkar bana yaranmak için âyetlerimi okur ve onunla yaşamaya çalışır. Üçüncü kimse ise; bir müfrezede bulunur düşmanla karşılaştıklarında yenilirler fakat o ileri atılarak devam eder ya şehîd olur veya Allah o kimseye fetih nasib eder. Allah’ın gazâblandığı üç kişi ise: Zina eden yaşlı kişi, büyüklük taslayan fakir ve hakka tecavüz eden zengindir.” (Nesâî, Kıyam-ül leyl:)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Belki de Fırat nehri suları çekilerek altından bir hazine ortaya çıkarabilir. Kim orada bulunursa oradan bir şey almasın.” Diğer tahric: Müslim, Fiten; İbn Mâce, Fiten Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)’den bu (2569.) hadisin bir benzerini rivâyet etmiş olup “altından bir dağ çıkabilir” demiştir. Diğer tahric: Müslim, Fiten; İbn Mâce, Fiten Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Hakîm b. Muaviye (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cennet’te su denizi, bal denizi, süt denizi ve şarap denizi vardır. Sonradan bunlardan nehirler fışkıracaktır.” Diğer tahric: Dârimî, Rıkak Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Hakîm b. Muaviye, Behz b. Hakîm’in babasıdır. Cüreyrî ise Ebû Mes’ûd diye künyelenir ismi ise Saîd b. İyas’tır
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim Allah’tan üç kere Cenneti isterse, Cennet; Allah’ım onu Cennete sok diye dua eder. Her kim de üç kere Cehennem’den korunmak isterse Cehennem Allah’ım onu Cehennem’den koru diye dua eder.” (Müsned: 12696) Aynı şekilde Yunus b. ebî İshâk, Ebû İshâk’tan bu hadisi Büreyd b. ebî Meryem’den, Enes’den benzerini rivâyet etmiştir. Ebû İshâk aynı şekilde Büreyd b. ebî Meryem’den ve Enes b. Mâlik’den mevkuf olarak bu hadisi rivâyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İkrime b. ebî Cehl (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine geldiğim gün şöyle buyurdu: “Merhaba binitli Muhâcir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) konuda Büreyde, İbn Abbâs ve Ebû Cuhayfe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadisin senedi pek sağlam değildir. Bu hadisi bu şekilde sadece Mûsâ b. Mes’ûd’un, Sûfyân’dan rivâyetiyle bilmekteyiz. Mûsâ b. Mes’ûd hadiste zayıf sayılan birisidir. b. Mehdî bu hadisi Sûfyân’dan, Ebû İshâk’tan mürsel olarak rivâyet etmekte ve hadisin senedinde “Mus’ab b. Sa’d’den” demektedir. Bu rivâyet daha sağlamdır. Muhammed b. Beşşâr’ın şöyle dediğini işittim: Mûsâ b. Mes’ûd hadis konusunda zayıf birisidir. Muhammed b. Beşşâr şöyle dedi: Mûsâ b. Mes’ûd’tan çok şey yazmıştım fakat sonradan onu bıraktım