Sahih-i Buhari
...
(10) Kitāb: Ezan
(10) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: İnsanlara namaz vaktinin girdiğini duyurmak için ateş yakılmasını veya çan çalınmasını önerdiler. Bunların Yahudi ve Hıristiyan âdeti olduğu söylenerek bu önerilen reddedildi. Nihayet Bilal, ezanı çifter çifter, kameti de teker teker okumakla emrolundu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi'den İbn Ömer (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Müslümanlar Medine'ye geldikleri zaman, bir araya gelip namaz vakitlerini beklerlerdi. Namaz İçin bir çağrıda bulunulmazdı. Birgün bu konu üzerinde konuşmaya başladılar. Biri 'Hıristiyanlar'ın çanı gibi bir çan edinin' diye önerdi. Diğer biri, Aslında Yahudilerin borazanı gibi bir borazan edinin' diye teklifte bulundu. Nihayet Ömer (r.a.), 'Acaba halka namaz vaktini ilan etmesi için birini görevlendirmek mümkün olabilir mi? dedi. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Ey Bilal! kalk ve namaz için seslen buyurdu. Diğer tahric: Tirmizi Salat; İbn Mâce, Ezan
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: Bilal ezanı ikişer ikişer kameti de الإقامة (Ked kametu’s*selah) kısmı hariç teker teker okumakla emrolundu." Diğer tahric: Tirmizi Salat; Dârimî, Namaz
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: İnsanlar çoğalınca namaz vakitlerini bilecekleri bir alametle duyurmayı konuşmaya başladılar. Bu esnada ateş yakılmasını ve çan çalınmasını önerdiler. Nihayet Bilal, ezanı çifter çifter, kameti de teker teker okumakla emrolundu." باب: الإقامة واحدة إلا قوله قد قامت الصلاة. 3. "Ked Kametis-Salat 'Lafzı Hariç Kametin Teker Teker Okunması
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'ten şöyle nakledilmiştir: "Bilal, ezanı çifter çifter kameti de teker teker okumakla emrolundu. îsmaili şöyle demiştir: "Bu meseleyi Eyyub'a anlattım. O da (Ked kametu's-selat) kısmı hariç dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: ''Ezan okunduğu zaman şeytan arkasını dönüp ezanı işitmeyeceği yere kadar kaçar. Bu esnada kapıldığı telaş yüzünden yellenir. Ezan bitince dönüp geri gelir. Namaz için kamet getirilince yine arkasını dönüp kaçar. Kamet bitince tekrar gelir ve kişi ile düşüncelerinin arasına girer. Ona hiç aklında olmayan konulara ilişkin 'şunu hatırla, bunu hatırla' diye vesvese verir. Nihayet insan, kaç rekat kıldığının farkında olmaz. Tekrar: 1222, 1231, 1223, 3285. ÖNEMLİ AÇIKLAMA: Öyle anlaşılıyor ki, burada bahsi geçen şeytandan maksat İblis'tir. Nitekim ileride belirtileceği gibi bir çok sarihin sözü de bunu gösterir. Ancak burada şeytan türü de kasdedilmiş olabilir. Bir başka ifade ile, insan ve cinlerden oluşan bütün âsiler kasdedilmiş olabilir. Şu kadarı var ki, burada bunlardan maksat, sadece cin olan şeytanlardır. ÖNEMLİ AÇIKLAMA: (Ezanı işitmemek için) İlk etapta akla gelen manaya göre şeytan, bile bile sesli şekilde yellenmeye yönelmiştir. Ya kendi çıkardığı sesle meşgui olup ezan sesini bastırmak, ya da sefih kimselerin yaptığı gibi ezanı küçümsemek için bu şekilde yellenmiştir. Ancak şeytan, bile bile yellenmemiş de olabilir. Muhtemelen ezan sesini duyunca şiddetli bir korkuya kapılıp yellenmiş olabilir. Bir başka İhtimale göre ise, şeytan bile bile yellenmiştir. Böylece namaza uygun olan taharete, hades ile karşılık vermek İstemiştir. Bu hadise dayanılarak, yüksek sesle ezan okunmasının müstehap olduğu sonucuna varılmıştır. Çünkü "ezanı işitmeyeceği yere kadar" sözü, şeytanın, ezanı duyamayacağı yere kadar kaçtığını gösteren açık bir ifadedir. Şeytanın ezan okununca nereye kadar kaçtığı hususu ise, İmam Müslim'in Cabir'den naklettiği şu hadiste geçen "Ravhâ'ya varıncaya kadar" ifadesiyle belirtilmiştir. A'meş, Ebu Süfyan kanalıyla Cabir'in Medine ile Ravha arasında 36 MİL olduğunu belirttiğini nakletmiştir. (kamet getirilince) Çoğunluğa göre bu hadiste geçen fiili kamet getirmek anlamına kullanılmıştır. Bu konuda Hattâbî şöyle demiştir: "Genel ola¬rak insanlar, fiilinden sabah ezanında ifadesinin okunmasini anlar. Ancak onunla bu hadiste, kamet getirmek kasdedilmiştir." Doğrusunu en iyi Allah bilir. (kişi ile düşüncelerinin arasına girer) Yani namaz kılan ile kalbi arasına girer. Bu konuda el-Bâcî şöyle demiştir: "Bu ifade şu manaya gelir: Şeytan, kul ile namaza yönelme gayesi ve İhlası arasına girer." (Ona hiç aklında olmayan konulara ilişkin) Yani namaza girmeden önce aklında olmayan şeylerle alakalı olarak vesvese verir. Nitekim İmam Müslim'in naklettiği bir rivayette "daha önce hatırında olmayan meselelere dair" şeklinde geçmektedir. Bundan dolayı Ebu Hanîfe, kendisine gelip gömdüğü bir hazineyi bulamadığı için dert yanan adama, namaz kılmasını ve namazında dünyalık bir konunun kendisine musallat olmaması için hassasiyet göstermesini telkin etmiş¬tir. Adamcağız imamın söylediklerini yerine getirmiş ve bu sayede hazineyi gömdüğü yeri hatırlamıştır. Önemli Açıklama: İbn Battal şöyle demiştir: "Ezan okunduktan sonra camiden çıkan kimsenin azarlanmasının bu konuyla ilgisi vardır. Zira bununla camiden çıkan kimsenin ezanı işitince kaçan şeytana benzememesi hedeflenmiştir." Doğrusunu en iyi Allah bilir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman bin Abdullah bin Abdirrahman bin Ebî Sa'sa'a el-Ensarî el-Mazini babasından, Ebu Saîd el-Hudri'nin ona şöyle haber verdiğini nakletmiştir: "Senin koyunları ve çöl'ü sevdiğini biliyorum. Koyunlarının yanında olduğun zaman veya çölde bulunduğun an, namaz için ezan okuyup da ünlenirken, yüksek sesle oku! Çünkü müezzinin sesini duyan bütün cinler, insanlar ve her şey kıyamet günü onun için şahitlik edecektir." Ebu Saîd "Bu sözü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işittim" demiştir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizi bir kavimle savaş'a götürdüğü zaman sabah oluncaya kadar beklerdi. Sonra bakardı, eğer ezan sesi duyarsa o kimselere hücum etmekten geri dururdu. Ezan sesi duymazsa, onlara karşı hücuma geçerdi. (Bir defasında) Hayber'e doğru harekete geçtik. Gece vakti buraya geldik. Sabah olunca Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ezan sesi duymadı. Bunun üzerine atına bindi, ben de Ebu Talha'nın terkine bindim. Bu esnada ayaklarım Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ayaklarına değiyordu. Hayberliler kazma ve kürekleriyle karşımda çıktılar. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i görünce: 'Muhammedi Allah'a and olsun ki, Muhammed ve ordusu geldi! dediler. Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Allahu Ekber, Allahu Ekber, Hayber harab oldu (veya olsun). Biz bir kavmin yurduna girdik mi, uyarılan kimselerin sabahı ne kötü olur' buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ezan'ı işittiğiniz zaman, müezzinin söylediklerini tekrarlayın!'' Diğer tahric: Tirmizi Salat; Nesâî, Ezan
- Bāb: ...
- باب ...
İsa bin Talha bir gün Muaviye'nin ezan okunurken وأشهد أن محمدا رسول الله (ve eşhedü enne muhammederresulullah)‘a kadar tekrar ettiğini işittiğini nakletmiştir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya'dan şöyle nakledilmiştir: "Kardeşlerimizden biri İsa'nın şöyle dediğini nakletmiştir: Müezzin حي على الصلاة (haya ale’s-selah) dediği zaman لا حول ولا قوة إلا بالله (La havle ve la kuvvete illa billah) dedi. Sonra Nebiiniz'den bu şekilde işittik' dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir bin Abdullah (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Her kim ezanı işitince اللهم رب هذه الدعوة التامة، والصلاة القائمة، آت محمد الوسيلة والفضيلة، وابعثه مقاما محمودا الذي وعدته، [Allahümme Rabbe hazihidda’vetittammeti vessalatil kaimeti Ati Muhammeden el-vesilete vel-fadilete ve beashü mekamen mahmuden illezî veadtehu] şeklinde dua ederse kıyamet günü ona şefaat etmem helal olur. Duanın meali: Bu tam çağrının ve kılınacak namazın Rabbi ey Ulu Allahım! Muhammed'e vesileyi ve fazileti ver! Onu vaad ettiğin makam-ı mahmûda eriştir. Diğer tahric: Tirmizi Salat; İbn Mâce, Ezan
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İnsanlar ezan okumanın ve ilk safta namaz kılmanın faziletini bilselerdi ve bu ikisinin kura çekmekten başka yolunun olmadığını anlasalardı elbette aralarında kura çekerlerdi. Namazlara erken gitmenin faziletini bir bilselerdi erken gitmek için birbirleriyle yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmadaki sevabı bir idrak etselerdi, emekleyerek ve sürünerek bile olsa camiye gelirlerdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin el-Haris (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "İbn Abbas (r.a.) yağmur yüzünden yolların çamur olduğu bir günde bize hutbe okudu. Müezzin ezan okurken gelince, İbn Abbas (r.a.) ona (Namazı evlerinizde kılın!)" diye seslenmesini emretti. Orada bulunanlar hayretle birbirlerine baktılar. Bunun üzerine İbn Abbas: 'Benden daha hayırlı biri böyle yapmıştı. Çünkü Cum'a namazı azimettir' dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Salim İbn Abdullah babası kanalıyla Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Genellikle Bilal, geceleyin ezan okur, O zaman'a kadar yiyip için! İbn Ümmi Mektum ezan okuyunca ise yemeye içmeye son veriniz" İbn Ümmi Mektûm â'mâ biriydi. Kendisine "sabahladın, sabahladın" denilinceye kadar ezan okumazdı. Tekrar: 620, 623, 2656, 7248 Diğer tahric edenler: Tirmizi Salat; Dârimî, Salat
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Ömer (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Hafsa'nın bana bildirdiğine göre gün ağarmaya başladığı sırada müezzin sabah ezanını okumak için hazırlanınca, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazının farzından önce iki kısa rekat sünnet kılardı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazı vaktinde ezan ile kamet arasında iki kısa rek'at namaz kılardı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Ömer (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Bilal gece ezan okur, O vakit yiyip için. İbn-i Ümmi Mektum ezan okuyunca ise yemeye içmeye son verin
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Mes'ud (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Birinizi (veya sizden birinizi) Bilal'in okuduğu ezan sahur yapmaktan alı koymasın. Çünkü o, gece vakti ezan okur. Bu ezanla, geceyi ihya edenleri sahur yemeği için uyarır, uyuyanları da sahura kaldırır." Bunları ifade ederken bu ezan'ın, fec'rin veya sabah'ın ezan'ı olduğunu söylemedi. Bu arada parmakları ile bir şeylere işaret etti. Parmağını yukarı kaldırıp sonra aşağı indirdi. Hadisin ravilerinden Züheyr ise: "İki şehadet parmağı (şehadet parmağı ile yanındaki orta parmak) ile işaret ederken İkisini üst üste getirip sağına ve soluna doğru uzattı. demiştir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha), Nâfi' ve İbn Ömer'den Nebi demiştir.'in bu şekilde buyurduğu nakledilmiştir. Diğer bir senedle Abdullah İbn Ömer Kasım İbn Muhammed'den o da Hz. Âişe'den Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bilal, geceleyin ezan okur. O vakit, yiyip için. ibn Ummi Mektûm ezan okuyunce İse yeme içmeye son verin. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Muğaffel el-Müzenî (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in üç defa tekrarlayarak şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ezan ile kamet arasında dileyenler nafile namaz kılabilir. Tekrar: 627. Diğer tahric: Tirmizi Salat Nesâî, Ezan
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Müezzin ezan okuduğu zaman ashabın ileri gelenleri mescid'in sütunlarına karşı namaz kılmak üzere yarışırcasına harekete geçerdi. Onlar bu halde, akşam namazının farzından önce iki rekat sünnet kılarlarken Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldırmak üzere evinden çıkıp gelirdi. Ezan ile kamet arasında uzun zaman geçmezdi." Osman İbn Cebele ile Ebu Davûd, Şu'be'nin şöyle dediğini nakletmişlerdir: "Ezan ile kamet arasında az bir zaman olurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Aîşe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem müezzin sabah ezanını bitirince fecir aydınlandıktan sonra farz'dan evvel kalkar, kısa olarak iki rekat namaz kılardı. Sonra müezzin kamet okumak için gelinceye kadar sağ tarafının üstüne yatardı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Mugaffal (r.a.) Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Her ezan ile kamet arasında bir namaz vardır. Her ezan ile kamet arasında bir namaz vardır. Her ezan ile kamet arasında bir namaz vardır." Ravi der ki: Üçüncüde 'Dileyen kimse İçin' buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Malik İbn-i Huveyris'ten şöyle nakledilmiştir: Kabilemden bir grup insanla birlikte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldim.Yirmi gün yanında kaldım. Çok merhametli ve yumuşak kalpli biriydi. Ailelerimize olan özlemimizi fark edince bize: 'Geri dönün, onların yanında olun, onlara dinlerini öğretin ve namaz kılın. Namaz vakti girince biriniz ezan okusun, en büyüğünüz de namaz kıldırsın' buyurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zer' (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Bir seferde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikteydik. Müezzin ezan okumak istedi. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona: 'Serinlik düşünceye kadar bekle' dedi. Bir müddet sonra müezzin tekrar ezan okumak istedi. Allah Resulü yine ona: 'Serinlik düşünceye kadar bekle' dedi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra müezzin tekrar ezan okumak istedi. Allah Resulü yine ona 'Serinlik düşünceye kadar, tepelerin gölgesi kendi yükseklikleri boyuna varıncaya kadar bekle!' dedi ve şöyle buyurdu: Zira havanın sıcak olması cehennem'in kaynamasından ileri gelir
- Bāb: ...
- باب ...
Malik İbn Huveyris (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sefere çıkmak isteyen iki adam geldi. Allah Resulü onlara Yola çıkınca ezan okuyun, sonra kamet getirin ve büyüğünüz imamlık yapsın' diye tavsiyede bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
Malik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldik. O esnada yaşları birbirine yakın gençlerdik. Yanında yirmi gün yirmi gece kaldık. Allah Resulü çok merhametli ve yumuşak kalpli biriydi. Ailelerimizi özlediğimizi anlayınca geride bıraktıklarımız hakkında bize soru sordu. Biz de cevapladık. Sonra Ailelerinizin yanına dönün. Onlar arasında yaşayın, onlara dinlerini öğretip (Allah'ın emirlerini) emredin, (Ravi der ki: Bu emirlerin ne olduğunu söylemişti, fakat ben unuttum.) beni nasıl namaz kılarken gördüyseniz öylece namaz kılın, namaz vakti gelince sizin için biriniz ezan okusun ve en büyüğünüz namaz kıldırsın, buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi"den şöyle nakledilmiştir: "İbn Ömer Dacnan'da soğuk bir gecede ezan okudu. Sonra 'Bulunduğunuz yerde namaz kılın' diye seslendi. Sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in müezzine ezan okumasını ve peşi sıra şöyle demesini emrettiğini bildirdi: Seferde iken, soğuk ve yağışlı gecelerde, bulunduğunuz yerde namaz kılın. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Avn bin Ebî Cuhayfe babasından şöyle nakletmiştîr: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i Abtah'ta gördüm. Bilâl yanına gelip namaz için ezan okudu. Sonra bir mızrak alıp Abtah'ta Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önüne dikti. Sonra da kamet getirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Avn bin Ebî Cuhayfe babasının Bilâl'i ezan okurken gördüğünü, ağzını sağa sola büktüğüne şahit olduğunu nakletmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebî Katade babasından şöyle nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile namaz kılarken birilerinin patırtıları duyuldu. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'ı bitirince onlara: 'Sizin neyiniz vardı?' diye çıkıştı. Onlar da: 'Namaz'a yetişmek için acele etmiştik' diye karşılık verdiler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Namaz'a gelince vakur biçimde gelin. Yetiştiklerinizi kılın, yetişemediklerinizi tamamlayın
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kameti duyduğunuz vakit namaz'a gidiniz! Giderken vakur biçimde yürüyünüz. Acele etmeyiniz! Yetiştiğiniz kadarını kılınız, yetişemediklerinizi ise sonra tamamlayınız! Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebî Katade babası kanalıyla Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: 'Kamet getirildiği zaman hemen ayağa kalkmayın, benim ayağa kalktığımı görünce kalkınız. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Ebî Katade babası kanalıyla Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kamet getirildiği zaman beni görünceye kadar ayağa kalkmayın, vakur bir şekilde hareket edin!" باب: هل يخرج من المسجد لعلة. 24. Bir Mazerete Binaen Camiden Çıkılır Mı?
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem evinden çıkıp mescide geldi. O esnada kamet getirilmiş saflar düzeltilmişti. Nihayet Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldırmak için mihrabtaki yerine geçti. Bizler tekbir getirmesini bekliyorduk. Derken yerinden ayrıldı ve cemaate 'Bir yere kımıldamayın!' dedi. Bir müddet bekledik. Sonunda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem çıkıp geldi. Başından su damlıyordu. Çünkü güsül abdesti almıştı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Kamet getirildi, cemaat saflarını düzeltti, sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem evinden çıkıp geldi. Namaz kıldıracağı yere geçti. Cünüp olduğunu hatırlayınca cemaate: 'Yerinizden ayrılmayın' deyip evine döndü ve ğusül abdesti aldı. Başından su damladığı halde geldi ve cemaate namaz kıldırdı." باب: قول الرجل ما صلينا. 26. Kişinin Namaz Kılmadık Sözü
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir bin Abdillah'tan şöyle nakledilmiştir: "Ömer İbnu'l-Hattab Hendek Savaşı gününde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip: 'Ey Allah'ın elçisi! Allah'a and olsun ki, neredeyse güneş batmaya yüz tutuncaya kadar namaz kılamayacaktim’ dedi. Bu sözü oruçlu kimselerin iftar etmesinden sonra söylemişti. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'Allah'a and olsun ki, ben namaz kılmadım' dedi. Sonra Buthân vadisine indi. Ben de onunla birlikte idim. Abdest alıp güneş battıktan sonra ikindi namazını kıldı. Peşi sıra da akşam namazını kıldı
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Kamet getirildiği zaman Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescidin bir köşesinde adamın biriyle özel olarak konuşuyordu. Cemaat uyuyuncaya kadar namaza yönelmedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Kamet getirildi. Bu esnada bir adam Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önünü kesti ve kamet getirildikten sonra bir müddet onu namaza durmaktan alıkoydu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Canım elinde bulunan (Allah)'a yemin olsun ki, içimden odun toplanmasını emredip, daha sonra namaz kılınmasını buyurup ezan okutturup, birine de emredip cemaate imam olmasını sağlayıp daha sonra cemaate gelmeyenlerin arkasından yetişip evlerini yakmak geçiyor. Canım elinde bulunan Allah'a yemin olsun ki, cemaate gelmeyen bu kimseler, burada etli bir kemik parçaları veya iki adet ala paça olduğunu bilseydi yatsı namazına gelirdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah Ibn Ömer (r.a.)'den Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha üstündür. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said el-Hudrî (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle söylediğini işittiğini nakletmiştir: "Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namaz'dan yirmi beş derece daha üstündür
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve pazarda kıldığı namaz'dan yirmi beş kat daha sevaptır. Şöyle ki, kişi güzelce abdest alır, camiye gider ve bu esnada namazdan başka bir gayesi olmazsa, attığı her adımla bir derece yükseltilir ve işlediği hatalardan biri silinir. Namaz kıldıktan sonra, namaz kıldığı yerden ayrılmadığı sürece melekler onun için bağışlanma diler: Allah'ım onu bağışla! Allah'ım ona merhamet et! derler. Sizden biri namazı beklediği sürece namaz kılıyor hükmündedir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini işittiğini nakletmiştir: "Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namazdan yirmi beş kat daha faziletlidir. Gece ve gündüz melekleri sabah namazında bir araya gelirler." (Ravi der ki) sonra Ebu Hureyre (r.a.) şöyle dedi: Dilerseniz namazda şu âyeti okuyun: Çünkü sabah namazı şahitlidir. «...Sabah vaktin de namaz kıl. Çünkü sabah vakti şahitlidir...» [İsrâ 78] Diğer tahric: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Müslim, Mesacid
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "(Cemaatle kılınan namaz) yirmi yedi derece daha sevaptır
- Bāb: ...
- باب ...
el-A'meş'ten şöyle nakledilmiştir: "Salim'in şöyle dediğini işittim: Ümmü'd-Derdâ şöyle anlattı: Ebu'd-Derdâ kızgın bir halde yanıma geldi. Ona: 'Niye böyle kızgınsın?' diye sordum. O da şöyle cevap verdi: Allah'a yemin olsun ki, onların yaptıkları arasında Muhammed ümmetinden bildiğim tek hakikat, cemaatle namaz kılmalarıdır." AÇIKLAMASI 380.sayfa’da
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa el-Eş'arî (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Namaz konusunda en fazla sevaba nail olanlar camiye en uzaktan gelenlerdir. Cemaatle namaz kılmak için namaz'ı bekleyenler de, hemen namazı kılıp uyuyanlardan daha çok sevap kazanır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Adam'ın biri yolda yürürken, güzergahı üzerinde bir diken dalı buldu. Onu kaldırıp kenara koydu. Hak Teâlâ onun bu amelini hüsnü kabul buyurdu ve günahlarını bağışladı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Ey Seleme oğulları Cemaatle namaza gelirken adımlarınızı hesap etsenize!" Mücahid de ونكتب ما قدموا وآثارهم [Ya Sin 12] ayetinde geçen آثارهم ifadesini adımlarını" olarak tefsir etmiştir. Tekrar: 656, 1887. Yâsîn 12. Ayetin meali: "Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Münafıklara, sabah ve yatsı namazından daha zor gelen bir namaz yoktur. Eğer bu namazlardaki sevabı bir bilselerdi, kuşkusuz emekleyerek ve sürünerek gelirlerdi, içimden, müezzine ezan okuyup kamet getirmesini sonra da birine cemaate namaz kıldırmasını emredip sonra elime bir meşale kapıp henüz namaz için evinden çıkmayanların evini yakmak geçiyor
- Bāb: ...
- باب ...
Malik bin el-Huveyris (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in iki kişiye hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Namaz vakti girdiği zaman ezan okuyup kamet getirin, sonra aranızda en yaşlı olanınız imam otsun
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Siz'den biri abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde bulunduğu sürece melekler onun için 'Allah'ım onu bağışla! Allah'ım ona merhamet et!' şeklinde dua edip bağışlanma dilerler. Ailesine gitmekten sadece namazın alıkoyduğu siz'den biri, namaz'ı beklediği sürece namaz kılıyor hükmündedir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Şu yedi kişiyi Allah Teala, kendi gölgesinden başka bir gölgenin olmadığı günde gölgelendirecektir: Adil yönetici. Rabbine ibadetle yetişen genç. Kalbi camilere bağlı olan adam. Allah için birbirlerini seven iki adam. Bir araya gelince de Allah için bir araya gelir, ayrılınca da Allah İçin ayrılırlar. Makam ve güzellik sahibi bir kadın'ın kendisini zinaya davet etmesi durumunda 'Ben Allah'tan korkarım' diye cevap veren kimse. Sağ elinin infak ettiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli hayır ve hasenatta bulunan kişi. Yalnız başına iken Allah'ı andığı zaman gözleri dolan kimse. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Humeyd şöyle nakletmiştir: "Enes'e 'Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellemyüzük kullandı mı?' diye sordular. O da şöyle cevap verdi: Evet, bir defasında yatsı namazını gece yarısına kadar geciktirmişti. Namaz kıldırdıktan sonra yüzünü bize çevirip şöyle buyurdu: 'insanlar namaz kıldı ve uyudu. Sizler, namazı beklediğiniz sürece namaz kılıyor hükmündesiniz. Sonra Enes şöyle dedi: Sanki hâlâ yüzüğünün parlaklığını görür gibiyim
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Her kim mescide gidip gelirse her gidip gelmesi karşılığında Allah (Celle Celaluhu) o'na cennetteki yerini hazırlar
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Malik bin Buhayne şöyle bir rivayet nakletmiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem farz namaz için kamet getirilirken bir adamın iki rek'at namaz kıldığını gördü. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'dan çıkınca orada bulunanlar etrafını sardı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem o adam'a (ikaz sadedinde) şöyle buyurdu: Sabah namazını da mı dört rekat kılıyorsun, sabah namazını da mı dört rekat kılıyorsun?
- Bāb: ...
- باب ...
İbrahim en-Nehaî, Esved bin Yezîd en-Nehai'nİn şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Biz Aişe (r.anha)'nın yanında namaz'a devam etmenin ve namaz ibadetinin öneminden bahsediyorduk, Bunun üzerine Aişe (r.anha) bize şunları aktardı: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatına sebep olan hastalığı günlerinde bir nanaz vakti girdi ve ezan okundu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekir'e söyleyin cemaate namaz'ı kıldırsın' buyurdu. Orada bulunanlardan birisi; 'Ebu Bekir pek yufka yüreklidir, namazda kendisini tutamayıp ağlar' deyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem emrini tekrarladı. Orada bulunanlardan biri aynı şekilde Ebu Bekir'in durumunu ifade edince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem üçüncü defa emrini tekrar etti ve şöyle dedi; Yusuf'un başını derde sokan siz kadınlar değilmisiniz zaten!? Söyleyin Ebu Bekir'e cemaate namazı kıldırsın!" Bunun üzerine Ebu Bekir imamete geçip namazı kıldırmaya başladı. Bu namazlardan biri kıldırılırken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini biraz daha iyi hissettiği için cemaat'e katılmak istedi. Ashab'dan iki kişinin kolları arasında mescide girdi. Takatsizliğinden dolayı mübarek ayaklarını yere sürüyerek zorla yürüdüğü sıradaki hali hâlâ gözlerimin önündedir. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in geldiğini fark eden Ebu Bekir geri çekilmek istedi. Fakat Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Olduğun yerde dur anlamında eliyle işaret buyurdu. Sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekir'in yanına kadar gidip oraya oturdu." Bu rivayetle ilgili olarak A'meş'e şöyle bir soru yönelttiler: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekir (r.a.)'in yanına oturup namaza durduğunda Ebu Bekir, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, cemaat ise Ebu Bekir'e uymuştu, değil mi?" A'meş bu soruyu kafasını evet anlamında sallayarak onaylamıştır. Ebu Dâvud, Şu'be - A'meş senediyle bu rivayetin bir kısmını nakletmiştir: Söz konusu rivayetle ilgili olarak Ebu Muaviye'den nakledilen ek bir bilgi de şöyledir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekir (r.a.)'in sol tarafına oturdu. Bu sırada Ebu Bekir namaza ayakta devam ediyordu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan nakledilen bir rivayet şöyledir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hastalığı ilerleyip ıztırabı artınca eşlerinden izin alarak hastalığını benim yanımda geçirmek istedi. Onlar Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu isteğini kırmayıp kabul ettiler. Bunun üzerine iki kişinin kolları arasında çıkıp odama gelen Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem yürümekte zorlandığı için ayaklarını yere sürüyordu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Abbas (r.a.) ile ashabtan başka birisinin kolları arasında gelmişti." Aişe (r.a.)'nın sözünü İbn Abbas'a anlatan Ubeydullah bin Abdullah ile Ibn Abbas arasında şöyle bir konuşma geçmiştir: Aişe'nin addını zikretmediği kişinin kim olduğunu biliyor musun? Hayır. O zat Ali İbn Ebu Talibtir
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi'in naklettiğine göre Abdullah bin Ömer (r.a.) soğuk ve fırtınalı bir gecede ezan okudu ve sonra: "Haberiniz olsun, namazlarınızı olduğunuz yerde kılacaksınız" dedi. O bunu söyledikten sonra şu rivayeti nakletti: "Soğuk ve yağmurlu gecelerde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem müezzine: "Namazlarınızı olduğunuz yerde kılın!" diye nida etmesini emrederdi
- Bāb: ...
- باب ...
Mahmud ibnu'r-Rebî' el-Ensarî'nin naklettiğine göre: Kör olan İtban bin Malik kendi akraba ve aşiretine imamlık yapardı. Bir gün İtban, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü bazı geceler aşırı yağmurdan dolayı sel oluyor, ben de gözleri görmeyen bir â'mâyım. Evimde bir köşede bir namaz kılsanız da ben de orayı bir musallâ / namazgâh edinsem!" Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun talebini kırmadı ve evine gitti. İtbân'a: "Namaz'ı nerede kılmamı istersin?" diye sordu. İtban, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e evinde bir yer gösterdi ve Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'ı orada kıldı. باب: هل يصلي الإمام بمن حضر، وهل يخطب يوم الجمعة في المطر. 41. Cemaate Katılmayı Engelleyecek Haklı Bir Mazeret Bulunması Durumunda İmam Gelen Cemaate Namaz Kıldırır Mı Ve Hava Yağmurlu İse Cuma Hutbesini Okur Mu?
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Haris, Abdullah İbni Abbâs'ın bir uygulamasını şöyle nakletmiştir; "Yağmurlu ve çamurlu bir günde Abdullah İbn Abbâs bize hutbe irad etti ve ezan okunacağı zaman müezzine, (Haydi, herkes namaza) kısmına gelince (Namaz olduğunuz yerde kılınacak} diye nida etmesini emretmişti. Cemaatin bir kısmı bu durumu garipseyip birbirine bakışınca İbn Abbas şöyle demişti: "Galiba bu söylediklerimi beğenmediniz. Fakat bunun aynısını - Resûlullah s.a.v.'i kastederek - benden daha hayırlı olan bir zat yapmıştı. Bugün Cuma'dır ve ben sîzi sıkıntıya sokmak istemedim." Abdullah İbn Abbas'ın kendisinden nakledilen başka bir rivayette şöyle dediği kayıtlıdır: "Sizi günaha sokmak istemedim. Namaz'a gelmenizi isteseydim gelecektiniz ve dizlerinize kadar çamura batacaktınız
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme, Ebu Saîd el-Hudrî'ye Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mescidde yağmur dolayısıyla meydana gelen çamurda secde ettiği ve kadir gecesiyle ilgili olan günü sordu. Ebû Saîd şu cevabı verdi: "Bir bulut gökyüzünü kapladı ve sağanak bir yağmur başladı. Yağmur yüzünden hurma dallarıyla yapılmış olan mescid tavanından sular akıyordu. Namaz için kamet getirildi. Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in su ve çamurla kaplanmış mescid zeminine secde ettiğini gördüm; hatta alnında çamurun izleri kalmıştı. Tekrar: 813, 836, 2016, 2018, 2027, 2036 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Sîrîn naklediyor; Enes İbn Malik (r.a.)'in şöyle dediğini duydum: "Ensâr'dan çok iriyarı olan bir zat: '(Ey Allah'ın Resulü!) Ben mescide gelip sizinle birlikte namaz kılamıyorum' diyerek mazeret beyan etmişti. Bir gün Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem için yemek hazırlayıp evine davet etti. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem için bir hasır sermişti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kenarını ıslatıp üzerinde iki rekat namaz kıldı." Cârud oğullarından birisi Enes İbn Mâlik'e: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kuşluk namazı kılar mıydı" diye sorunca Enes İbn Mâlik şu cevabı verdi: "Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kuşluk namazı kıldığını ilk defa o zaman gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Hişâm İbn Urve, babası Urve İbnü'z-Zübeyr'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Aişe (r.anha)'dan duydum, bize Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletti; Akşam yemeği hazır olduğunda namaz için kamet getirilmiş olsa bile önce yemeğinizi yeyin. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'im şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Akşam yemeğiniz hazırlanıp size takdim edildiği zaman akşam na mazını kılmadan önce yemeğinizi yeyin. Yemeğinizi aceleye getirip ihtiyacınızı gidermeden kalkmayın. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi'in Abdullah İbn Ömer (r.a.)'den naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Siz'den birinin akşam yemeği hazırlanıp önüne konduğu zaman namaz için kamet getirilmiş olsa bile önce yemeğini yesin. Yemeğini bitirinceye kadar da acele etmesin." Zaten Abdullah İbn Ömer (r.a.) de yemeği önüne konduğu zaman, namaz için kamet getirilmiş olsa bile önce yemeğini yerdi. Yemeğini bitirinceye kadar -cemaate namaz kıldıran imamın okuduğu sureleri duysa da- namaza başlamazdı. Tekrar: 674 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi'in Abdullah İbn Ömer (r.a.)'den naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz yemek yiyorsa namaz için kamet getirilmiş olsa bile ihtiyacını / açlığını tam olarak gidersin, yemeğini aceleye getirmesin
- Bāb: ...
- باب ...
Cafer İbn Amr İbn Ümeyye babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i bir koyun budu yerken gördüm. O sırada kendisini namaza çağırdılar. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem elindeki bıçağı bırakıp namaz'a durdu. Hatta daha abdest almamıştı
- Bāb: ...
- باب ...
el-Esved şöyle anlatır: Aişe (r.anha)'ya Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in evinde ne işle meşgul olduğunu sordum. O da şu cevabı verdi: "Ailesinin hizmetinde bulunur ve onlara ev işlerinde yardımcı olurdu. Namaz vakti gelince de namaza çıkardı. Tekrar: 5363 ve 6039 Diğer tahric: Tirmizi Kıyame hasen sahih
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Kılabe şöyle demiştir: "Malik bin Hüveyris bir gün İçinde bulunduğumuz şu mescide gelip; 'Asıl maksadım ve isteğim namaz kılmak olmadığı halde size namaz kıldıracağım. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i nasıl namaz kılar gördümse öyle kıldıracağım' dedi. Bu rivayeti nakleden (Eyyûb es-Sıhtiyânî), Ebu Kılâbe'ye Malik'in nasıl namaz kıldırdığını sormuş, Ebu Kılâbe de Amr İbn Seleme'yi kastederek: "Hocamız gibi" cevabını vermiş ve şunları söylemiştir: "O, başını ikinci secdeden kaldırıp birinci rek'atı bitirdikten sonra ikinci rekata kalkarken çok kısa bir süre otururdu. Bu yani 677 numaralı hadisin baş kısmı ve diğer ayrıntıları 812, 818 ve 824 noda geçmektedir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa el-Eş'arî (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hastalanmıştı. Hastalığı ilerleyip ızdırabı artınca 'Ebu Bekir'e söyleyin cemaate namazı kıldırsın' buyurdu. Aişe (r.anha) 'O pek yufka yürekli bir insandır, senin yerine geçerse halka namaz kıldıramaz’ deyince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem aynı emrini tekrarladı; 'Söyleyin Ebu Bekir'e namazı kıldırsın.' Aişe (r.anha) da aynı şekilde mukabelede bulununca Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem emrini bizzat ona yönelterek şöyle dedi: 'Ebu Bekir'e söyle cemaate namazı kıldırsın. Yusuf'un başını derde sokan siz kadınlar değil misiniz zaten!?' Bunun üzerine Ebu Bekir (r.a.)'e haberci geldi ve o da Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hayatta iken halka namaz kıldırdı. Tekrar: 3385. Not: Bu habercinin Bilal olduğu rivayet edilmiştir. (Mütercim)
- Bāb: ...
- باب ...
Mu'minlerin annesi Aişe (r.anha )şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefatına sebep olan hastalığı çekerken 'Ebu Bekir'e söyleyin insanlara namazı kıldırsın' diye emir vermişti. Ben: 'Ebu Bekir senin yerine geçtiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaktan sesini cemaate ulaştıramaz. Ömer'e söyle namazı o kıldırsın' dedim ve hatta Hafsa'dan Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gidip aynı şeyleri söylemesini istedim. O da gidip: 'Ebu Bekir senin yerine geçtiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaktan sesini cemaate ulaştıramaz. Ömer'e söyle namazı o kıldırsın' dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Durun bakalım, Daha fazla üstüme gelmeyin, Yusuf'un başını derde sokan siz kadınlar değil misiniz zaten!? Söyleyin Ebu Bekir'e namazı kıldırsın' diyerek emrini tekrarladı." Hafsa (r.anha) bu olay üzerine Aişe (r.anha)'ya şöyle demiştir: "Sen'den bana bir fayda geleceğini zaten hiç düşünmüyordum." Diğer tahric: Tirmizi Menakib; Müslim, Salat
- Bāb: ...
- باب ...
Uzun yıllar Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hizmetinde bulunan sahabenin önde gelenlerinden Enes İbn Mâlik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatı ile sonuçlanan hastalığı çektiği günlerde namazları Ebu Bekir (r.a.) kıldırıyordu. Bir Pazartesi günü hepimiz saf saf olmuş namaz kılıyorduk. O sırada Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem odasının perdesini kaldırıp bizi seyretmeye başladı. Ayakta bizi seyreden Nebiyy-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mübarek yüzü adeta bir Mushaf yaprağı gibi parlıyordu. Bizi bu halde gördüğü için tebessüm etti ve gülümsedi. O'nu hastalığının etkisinden kurtulmuş görmek bizi öylesine sevindirdi ki, sevincimizden neredeyse namazımızı bozuyorduk. Ebu Bekir (r.a.), Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaz kılmak üzere odasından çıkıp geleceğini düşünmüş olmalı ki ilk safa girmek için geri geri gelmeye başladı. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namazınızı tamamlayınız, diye işaret buyurdu ve perdeyi örttü. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem işte o gün vefat etmişti. Tekrar: 681, 754, 1205 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hastalığı döneminde üç gün cemaate katılamamıştı. Bu dönemlerde namazları Ebu Bekir (r.a.) öne geçip kıldırıyordu. Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem odasının örtüsünü kaldırıp bize baktı. cemâli perdenin aralığından görünüyordu. Gördüğümüz güzellik bizi mest etmişti; hayatımızda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in gül cemâli gibi bir güzellik asla görmüş değiliz. Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, Ebu Bekir (r.a.)'e eliyle işaret ederek öne geçip namaz kıldırmasını emir buyurdu ve perdeyi indirdi. Ebedî âleme göç edinceye kadar bir daha böyle kalkıp bizi seyretmesi zât-ı âlilerine müyesser olmadı. (Sallallahu aleyhi ve sellem teslîmen kesîren dâimen ebedâ)
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Şihab'tan gelen bilgiye göre: Hamza İbn Abdullah'ın babasının şöyle dediği nakledilmiştir: "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hastalığının ilerlediği günlerin birinde namaza çıkması için ashabın hatırlatması üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Ebu Bekir (r.a.)'e söyleyin insanlara namazı kıldırsın' buyurdu. Aişe (r.anha); 'Ebu Bekir pek yufka yürekli, hisli bir insandır, namaz kıldırırken Kur'an okumaya başladığında gözyaşlarına hakim olamayıp ağlar' deyince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem emrini tekrar etti. Aişe (r.anha) aynı şekilde mukabelede bulununca Nebiyy-i Muhterem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu; 'Söyleyin Ebu Bekir'e namazı kıldırsın, "Yusuf un başını derde sokan siz kadınlar değil misiniz zaten!?
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hastalandığı zaman namazları Ebu Bekir'in kıldırmasını emretmişti. Bu emir üzerine Ebu Bekir de cemaate namaz kıldırıyordu." Urve İbn Zübeyr şöyle demiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini daha iyi hissettiği için odasından çıkıp cemaate katıldı. Ebu Bekir o sırada namazı kıldırıyordu. Ancak Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i görünce geriye çekilmek istedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekir'e, yerinde kal, diye işaret buyurdu ve onun hemen yanıbaşında hizasına oturdu. Bu esnada Ebu Bekir Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e cemaat ise Ebu Bekir (radiyallahu anh)'e uymuştu
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl İbn Sa'd es-Sâidî'den nakledilmiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Amr İbn Avf oğullarını barıştırmak, aralarını bulmak üzere onların mahallesini teşrif buyurmuşlardı. Namaz vakti yaklaşınca müezzin, Ebu Bekir (r.a.)'e gelerek; 'Sen insanlara namaz'ı kıldırır mısın, namaz için kamet getireyim mi?' diye sordu. Ebu Bekir (radiyallahu anh) bu teklifi kabul edip namazı kıldırmaya başladı. Cemaat bu şekilde namaz kılarken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem çıkageldi ve safları yararak ilk saf'a kadar ulaştı. Bunun üzerine cemaat ellerini çırpmaya başladı. Ancak Ebu Bekir (r.a.) bu duruma hiç aldırış etmiyor dönüp bakmıyordu bile. Cemaat daha şiddetli bir şekilde ellerini çırpmaya devam edince dönüp baktı ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i gördü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona, yerinde kal ve namazı kıldırmaya devam et, anlamında işaret buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir (radiyallahu anh) ellerini kaldırıp Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın kendisine olan bu emrinden dolayı Allah'a hamd etti ve ilk saf'a girinceye kadar geri çekildi. Ebu Bekir (r.a.)ilk saf'a girince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öne geçip namazı kıldırdı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namazı bitirdikten sonra Ebu Bekir (r.a.)'e: "Sana yerinde kalıp namaza devam etmeni işaret ettiğim halde niçin geri çekildin?" diye sordu. Ebu Bekir (r.a.) şu cevabı verdi: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önünde namaz kıldırmak Ebu Kuhâfe'nin oğlunun haddi değildir..." Daha sonra Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cemaat'e dönüp şöyle buyurdu: Size ne olduğunu anlayamadım, bu el çırpma işini ne kadar çok abarttınız... Namazla ilgili olarak herhangi bir kuşkuya düşüp imam'ı uyarmak istediğinizde tesbih getirin. Eğer tesbih getirirseniz, imam'ın dikkatini çekmiş olursunuz ve böylece hata düzeltilir, imam'ı uyarmak için el çırpmayı kadınlar yapsın. Tekrar: 1201, 1204, 1218, 1234, 2690, 2693 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Malik İbn Huveyris'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Biz gençken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gelmiştik. Onun yanında yaklaşık olarak yirmi gece kaldık. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem çok merhametliydi. Bizim (ailelerimizi özlediğimizi düşünerek) halimize acıdı ve şöyle buyurdu; 'Memleketinize dönseniz ve oradaki insanları bilgilendirseniz ne kadar güzel olur; onlara namazların nasıl ve hangi vakitlerde kılınacağını öğretip namaz kılmalarını emredin. Namaz vakti girince içinizden birisi ezan okusun ve yaşça en büyük olanınız da imamlığa geçip namazı kıldırsın
- Bāb: ...
- باب ...
İtban İbn Malik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem davetime icabet edip evimi şereflendirdiğinde içeri girmek için müsaade istedi. Ben zâtı âlilerini içeriye aldım. Bana; 'Nerede namaz kılmamı istersin?' diye sorunca evimde uygun olan ve namaz kılmasını istediğim yeri gösterdim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalktı ve biz de arkasında saf olup namaz'a durduk. Sonra selâm verdi ve biz de selâm verip namazdan çıktık
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah İbn Abdullah İbn Utbe (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gün Aişe (r.anha)'nın yanına vardım ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatına sebep olan hastalığı çektiği günler hakkında bana bilgi vermesini istedim. Bana şunları anlattı: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hastalığı ve ızdırabı iyice artmıştı. Bize cemaatin namazı kılıp kılmadıklarını sordu. Biz kılmadıklarını, zât-i âlilerini beklediklerini söyleyince, 'Öyleyse bana biraz su hazırlayın' buyurdu. Hazırladığımız su ile boy abdesti aldıktan sonra yerinden zorlukla doğrulup kalkmaya çalıştı, fakat bayıldı. Ayıldıktan sonra bize yine cemaatin namazı kılıp kılmadıklarını sordu. Biz; 'Kılmadılar ey Allah'ın Resulü sizi bekliyorlar' deyince bizden yine su hazırlamamızı istedi. Oturup getirdiğimiz su ile boy abdesti aldı. Sonra yerinden zorlukla doğrulup kalkmaya çalıştı fakat bayıldı. Ayıldıktan sonra bize tekrar cemaat'in namazı kılıp kılmadıklarını sordu. Biz; 'Kılmadılar ey Allah'ın Resulü sizi bekliyorlar' dedik. Bunun üzerine bizden yine su hazırlamamızı istedi. Biz kendisine su hazırladık. Oturup boy abdesti aldı ve yerinden zorlukla kalkıp doğrulmaya çalıştı ancak yine bayıldı. Ayıldıktan sonra bize cemaatin namazı kılıp kılmadıklarını sordu. Biz; 'Kılmadılar ey Allah'ın Resulü sizi bekliyorlar' dedik. Bu sırada ashâb-ı kiram mescidde toplanmış yatsı namazını kılmak üzere Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i bekliyordu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalkamayacağını anlayınca Ebu Bekir (r.a.)'e namazı kıldırması için haberci gönderdi. Haberci gelip Ebu Bekir (r.a.)'e; 'Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın emri var, senin cemaate namazı kıldırmanı istiyor' dedi. Bunun üzerine pek yufka yürekli ve duygulu bir insan olan Ebu Bekir (r.a.), Ömer (r.a.)'e; 'Haydi namazı sen kıldır’ dedi. Ancak Ömer (r.a.); 'Sen bu göreve daha layıksın' diyerek onun teklifini kabul etmedi. İşte o günlerde ashaba namazları Ebu Bekir (r.a.) kıldırmıştı. Bir gün Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini iyi hissettiği için İki kişinin kolları arasında odasından çıkıp öğle namazını kılmak üzere mescid'e gitti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i taşıyanlardan biri Abbas (r.a.)idi. Ashâb o sırada namaza başlamıştı ve Ebu Bekir (r.a.) namaz'ı kıldırıyordu. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in teşrif buyurduğunu fark eden Ebu Bekir (r.a.) geri geri çekilmeye başladı. Ancak Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona işaret ederek yerinde kalmasını istedi ve kollarına girdiği kimselere; 'Beni Ebu Bekir'in yanına oturtun' buyurdu. Onlar da Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in emrini yerine getirip zât-ı âlîlerini istediği yere oturttular." Ubeydullah İbn Abdullah şöyle demiştir; "O zaman Ebu Bekir (r.a.), oturarak namaz kılmakta olan Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e uymuştu. Cemaat ise Ebu Bekir (r.a.)'e tabî olmuştu." Ubeydullah bir gün Abdullah İbn Abbas ile karşılaşmış ve ona; "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hastalığı ile ilgili olarak Aişe (r.anha)'nın bana anlattıklarını sana aktarayım mı?" diye bir teklifte bulunmuştu. İbn Abbas; "Elbette, seni dinliyorum" demiş ve Ubeydullah'ın naklettiklerine hiç itiraz etmemiştir. Sadece Ubeydullah'a; "Peki sen, Aişe (r.anha)'nın adını vermediği Abbas'ın yanındaki ikinci şahsın kim olduğunu biliyor musun?" diye sormuş, o bilmediğini söyleyince "O zat Ali İbn Ebi Talib idi" demiştir. AÇIKLAMASI 398. sayfa’da
- Bāb: ...
- باب ...
Mu'minlerin annesi Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hasta olduğu günlerden birinde evinde oturduğu yerde namaz kıldırıyordu. Arkasında bulunan cemaat ise ayakta namaz'a durmuştu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara eliyle işaret ederek oturmalarını istedi. Namazı bitirdikten sonra onlara şöyle buyurdu: İmam kendisine uyulması için vardır; o rükûya vardığında siz de rükû edin, o kalktığında siz de kalkın, o oturarak namaz kılıyorsa siz de oturarak namazlarınızı kılın. Tekrar: 1112, 1236 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir defasında bindiği at'tan düşmüş ve sağ yanını incitmişti. Bu yüzden namazlardan birisini oturarak kıldırmıştı. Biz de O'nun arkasında namazlarımızı oturarak kılmıştık. Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz bitince şöyle buyurmuştu: İmam kendisine uyulması için vardır, o ayakta namaz kılıyorsa siz de namazlarınızı ayakta kılın, o rükûya vardığında siz de rükû edin, o kalktığında siz de kalkm, سمع الله لمن حمده (Semi'allahu limen hamideh) dediği zaman siz ربنا ولك الحمد (Rabbena lekel hamd) deyin. Hâsılı o ayakta kılıyorsa siz de ayakta kılın, oturarak kılıyorsa sîz de oturarak kılın." Ebû Abdullah (İmam Buhari) Humeydî'nin şöyle dediğini kaydetmektedir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in oturarak namaz kılıyorsa siz de oturarak namazlarınızı kılın şeklindeki emri daha önce yaşamış olduğu hastalıkla ilgilidir. Fakat daha sonra Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefatına yol açan hastalığı çektiği günlerde oturarak namaz kıldırırken cemaat arkasında ayakta namazlarını kılmıştır. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiilleri arasında tercihte bulunulurken tarih itibariyle sonra gerçekleşen esas alınır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Yezîd şöyle demiştir: Bana Bera' bin Âzib - o kesinlikle yalancı biri değildir - Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte kıldıkları namazı şu şekilde nakletti: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldırırken سمع الله لمن حمده (Semi'allahu limen hamideh) deyip secdeye varana kadar bizden hiç kimse belini bükmezdi. Biz secdeyi O'ndan sonra yapardık. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Siz'den biriniz başını imam'dan önce kaldırdığı takdirde başının Allah tarafından eşek başına döndürülmesinden veya şeklinin Allah tarafından eşek şekline sokulmasından korkmaz mı?
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hicretinden önce Mekke'den Medine'ye göç eden ilk muhacirler Kuba civarında bir bölge olan Usbe'ye vardıklarında onlara Ebu Huzeyfe'nin kölesi Salim namaz kıldırıyordu. Salim onlar arasında Kur'ân'ı en iyi en fazla ezbere bilen kişi idi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmîştir: Sizin başınıza geçirilen ve kendisine görev verilen kişi başı kuru üzüm tanesi gibi (siyah ve kıvırcık olan) bir Habeşî köle bile olsa onu dinleyin ve ona itaat edin! Tekrar: 696 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İmamlar sizin için namaz kıldırıyorlar. Eğer doğru kıldırırlarsa kıldığınız namaz'ın sevabını alırsınız. Buna karşılık hatalı kıldırırlarsa kıldığınız namaz'ın sevabını siz alırsınız, günahı İse namazı kıldıran imamlara olur
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah İbn Adiyy İbn Hiyar (r.a.) şöyle demiştir: "Osman (r.a.) göz hapsinde tutulup evi kuşatıldığı' zaman kendisini ziyarete gittim. Ona şöyle dedim; 'Siz halkın imamısınız ancak başınıza gelenleri görüyoruz. Şu anda bize namaz kıldıran ise fitnecilerin başıdır. Biz onun arkasında namaz kıldığımız için günaha girdiğimizi düşünerek sıkıntı çekiyor ve korkuya kapılıyoruz.' Bunun üzerine Osman (r.a.) bana şunları söyledi; Namaz insanların yaptığı en güzel ameldir; bu bakımdan halk güzel bir iş yapıyorsa sen de onlarla birlikte hareket et, ama kötü İşler yapıyorlarsa onların kötülüklerinden uzak dur
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.), Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Ebû Zerr'e şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kafası kuru üzüm tanesi gibi Habeşî bir köle dahi olsa (kendisine görev verilen kimseleri) dinle ve (onlara) itaat et
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gece teyzem Meymûne'nin yanında kalmıştım. O gece Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatsı namazını kıldırdıktan sonra mescitten evine dönüp dört rek'at daha namaz kılmıştı. Sonra yatıp biraz uyudu ve bir süre sonra uyandı. Abdest alıp namaz kılmaya başladı. Ben de onunla birlikte kalktım ve sol tarafına geçip namazda kendisine uydum. Bunun üzerine beni tutup sağ tarafına geçirdi. Bu şekilde beş rekat namaz kıldı ve ardından iki rekat daha kılıp yattı. Uykuya daldığında horlamasını bile işitmiştim. Sonra kalktı ve namazı kıldırmak üzere mescide geçti. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gece teyzem Meymûne'nin yanında kalmıştım. O gece Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Meymûne'nin yanında idi. Zât-ı âlîleri abdest alıp namaza durdu. Ben de kalkıp onun sol tarafına geçtim ve kendisine uydum. Bunun üzerine beni tuttu ve sağ tarafına geçirdi. Bu şekilde on üç rekat namaz kıldı. Sonra yatıp uyudu. Uyurken hafif hafif horluyordu. Zaten Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyurken hafif bir şekilde horlardı. Bir süre sonra müezzin geldi ve kendisini uyardı. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'ı kıldırmak üzere mescide geçti ve namazı kıldırdı. Bu sırada abdest de almamıştı." Amr İbnü'l-Hâris: "Ben bu rivayeti Bükeyr İbn Abdullah el-Eşecc'e anlattığınıda bana şöyle demişti; İbn Abbas'ın kölesi Kureyb bana bunu nakletti" demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gece teyzemin yanında kalmıştım. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalkıp namaza durdu. Ben de kalktım ve ona uydum. Fakat sol tarafına dur muştum. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni başımdan tutup sağ tarafına geçirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Muaz İbn Cebel (r.a.), Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kıldıktan sonra gider ve kabilesine imamlık yapardı. Tekrar: 701, 705, 711 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Muaz İbn Cebel (r.a.), Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kıldıktan sonra gider ve kabilesine imamlık yapardı. Bir defasında yatsı namazını kıldırırken Bakara'yı okumuştu. Bunun üzerine cemaatten birisi namazdan çıkmış (ve mescidin bir köşesinde tek başına namazını kılmıştı. Galiba bu yüzden Muaz İbn Cebel o kişiyi diline dolamıştı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem olay kendisine intikal edince Muaz'a üç defa: Sen فتان fettansın (insanları namazdan soğutan birisin). Rvii Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu sözünü şu şekilde de nakletmiştir: Sen فاتنا fatin oldun (insanları namazdan soğutan biri oldun) - demiş ve bundan böyle mufassal sûrelerin orta uzunlukta olanlarından iki sure okumasını emretmişti." Bu rivayeti nakleden Amr İbn Dînâr "Bu iki surenin hangi sureler olduğunu hatırlamıyorum demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Mesûd (r.a.) şöyle demiştir: "Sahâbîlerden birisi gelip Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, falanca imam namazı çok uzun kıldırdığı için sabah namazlarına gidemiyorum, diye şikayette bulunmuştu. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in o günkü gibi sinirlendiğini hiç görmemiştim. Bunun üzerine çok sert bir konuşma yapmış ve şöyle buyurmuştu: "içinizde insanları (dinden ve namazdan) soğutan!uzaklaştıran kimseler var. Sizden birisi halka namaz kıldıracak olursa namazı kısa ve hafif tutsun. Çünkü onların içinde zayıf, hasta ve iş güç (ihtiyaç) sahibi kimseler bulunabilir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Sizden birisi insanlara namaz kıldırıyorsa namazı kısa ve hafif tutsun. Çünkü cemaat içinde zayıf, hasta ve yaşlı kimseler bulunabilir. Fakat tek başına kılıyorsa istediği kadar uzatsın
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Mesûd (radiyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip; 'Ey Allah'ın Resulü, falanca imam namaz'ı çok uzun kıldırdığı için sabah namazlarına gidemiyorum' diyerek şikayette bulunmuştu. Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hiçbir yerde o gün kızdığı kadar kızdığını görmemiştim- Bunun üzerine ashabına dönüp şöyle buyurdu; Ey insanlar, sizin içinizde halkı (namazdan ve dinden) soğutanlar var. Kim halka imamlık yapıp namaz kıldırtyorsa kısa tutsun. Çünkü arkasında zayıf, yaşlı ve iş - güç (ihtiyaç) sahibi kimseler vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir bin Abdullah el-Ensârî (r.a.) anlatıyor: "Bir gece yanında tarım ve sulamada kullandığı iki devesiyle bir adam gelmişti. O sırada Muaz'ın namaz kıldırmakta olduğunu gördü. Develerini bırakıp Muâz'a uydu. Muaz o gece namazda Bakara veya Nisa sûresini okuyordu. Bunun üzerine adam namazdan çıktı. Bu adamcağız daha sonra, namazı bıraktığı için Muâz'ın kendisi hakkında ileri geri konuştuğunu duydu. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip Muâz'ı şikayet etti. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Muâz'a üç defa ‘Sen fettan –veya- fatin (insanları (namazdan) soğutan) biri misin ey Muâz' deyip ekledi; Alâ, Şems ve Leyi sûrelerini okuyarak namaz kıldırsan olmaz mıydı!? Arkanda yaşlı, zayıf ve İş -güç (ihtiyaç) sahibi insanlar namaz kılıyor..." Rivayette geçen gece kelimesi kılınan namazın yatsı namazı olduğunu gösterir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'ını kısa kılmakla birlikte rükünlerini tam olarak yerine getirirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Katade (r.a.)'den nakledildiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bazen uzun uzun namaz kılmak isteğiyle namaza duruyorum ve bu sırada çocukların ağlama sesini duyuyorum. Bu durumda çocuğun annesine sıkıntı vermemek için namazımı kısa tutuyorum. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.) şöyle demiştir: "(Resûluüah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kıldırdığı namazlar kısa ve öz ama her yönüyle tam olurdu.) Ben şu an'a kadar hiçbir imamın arkasında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazından daha kısa ve öz ama her yönüyle tam bir namaz kılmadım. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir çocuğun ağlamasını duyacak olsa namazı kısaltırdı. Çünkü annenin çocuğu düşünerek namazdan geri kalacağından endişe ederdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bazen namaza başlarken uzun uzun kılmak istiyorum. Fakat bir çocuk ağlamasını duyunca namazımı kısa tutuyorum. Çünkü annenin çocuğun ağlaması dolayısıyla içinde hissettiği acıma duygusunu çok iyi biliyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bazen namaza başlarken uzun uzun kılmak istiyorum. Fakat bir çocuk ağlamasını duyunca kısa tutuyorum. Çünkü annenin çocuğun ağlaması dolayısıyla içinde hissettiği acıma duygusunu çok iyi biliyorum." Bu Hadislerden Çıkarılan Sonuçlar 1. Çocukların mescide getirilmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Ancak bu hüküm hemen kabul edilebilecek gibi değildir. Çünkü çocuk ağladığında sesi duyulabilecek kadar mescide yakın bir evde bırakılmış olabilir. 2. Kadınlar erkeklerle birlikte cemaat olup namaz kılabilir. 3. Resûlullah ashabına ve ümmetine karşı çok şefkatli ve merhametli idi. 4. Namaz kıldırırken hem yaşlılar hem de çocuklar dikkate alınmalıdır. Resûlullah'ın uzun uzun kılmak istiyorum" diye niyetlendiği halde çocukları ve annelerini düşünerek bundan vazgeçmesi, müstehap olan bir iş yapmak üzere niyet edildikten sonra bundan vazgeçilebileceğini, söz konusu niyetin yerine getirilmesinin vacib olmadığını gösterir. Resûlullah (s.a.v.)'in namazı annenin hissettiği acıma duygusu dolayısıyla kısalttığını göz önünde bulunduran bazı âlimler: "İmam birisinin cemaate katılmak üzere mescide girdiğini hissederse rükûyu uzatabilir" demişlerdir. Fakat Ibnü'l-Müneyyir bu görüşle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmıştır: "Namazı uzatmak ile kısa tutmak birbirinden tamamen farklı iki durumdur. Dolayısıyla namazın kısaltılmasını uzatmaya kıyas etmek doğru olmaz. Ayrıca bu hüküm Resulullah (s.a.v.)'in gözettiği maksada da aykırıdır. Çünkü Resûlullah hafifletme yoluna gittiği halde bu hüküm sırf bir kişi için bütün bir cemaatin bekletilmesine ve sıkıntıya sokulmasına sebep olmaktadır." Fakat gelen kişinin namaza yetişebilmesi için rükûnun uzatılabileceği ile ilgili hüküm cemaate sıkıntı vermeyen durumlar için geçerli olabilir. Nitekim Ahmed Ibn Hanbel, İshâk İbn Râhûye ve Ebû Sevr gibi âlimler bir kimsenin cemaate yetişebilmesi için rükûnun uzatılabilmesini cemaate sıkıntı vermemesi kaydıyla kabul etmişlerdir. İbn Battal ve ondan daha önce Hattâbî bu görüşle ilgili olarak şu açıklamayı yapmışlardır: "Dünyevî bir ihtiyacın giderilmesi İçin namazın kısaltılması caiz olduğuna göre, dînî bir ihtiyacın giderilebilmesi için namazı uzatmak haydi haydi caiz olmalıdır." Kurtubî, İbn Battal ve Hattâbî tarafından yapılan bu değerlendirme hakkında şunları söylemiştir: "Namazın uzatılması durumunda namaza matlûb olmayan bir eklemede bulunulmuş olur. Halbuki namazı kısaltmak böyle değildir (çünkü kısaltma durumunda herhangi bir çıkarma olmaz), hatta daha güzel ve daha geçerlidir." Konuyla ilgili olarak Şafiî mezhebine mensup âlimler arasında da görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İmam Nevevî Şafiî mezhebinin görüşünü "Mutlak olarak bu durumda namazı uzatmak müstehaptır" şeklinde nakletmiştir. Fakat Mehâmilî'nin et-Tecrid adlı eserinde bunun mekruh olduğu zikredilmektedir. Evzâi, İmam Mâlik, Ebu Hanife ve Ebû Yûsuf'un görüşleri de mekruh olduğu yönündedir. Hatta İmam Muhammed: "Bu uzatmanın şirk olmasından korkarım" demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Muaz İbn Cebel, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kıldıktan sonra gider ve kabilesine imamlık yapardı." باب: من أسمع الناس تكبير الإمام. 67. Bir Kimsenin İmam'ın Tekbirlerini Yüksek Sesle Tekrar Edip Cemaatin Duymasını Sağlaması
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat etmesine sebep olan hastalığı sırasında Bilâl (r.a.) gelip namaz vaktinin girdiğini bildirdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Ebu Bekir'e söyleyin cemaate namazı kıldırsın" buyurdu. Ben; "Ebu Bekir pek yufka yüreklidir; namazda senin yerine geçerse kendisini tutamayıp ağlar ve bu yüzden Kur'an okuyamaz" deyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem emrini tekrarladı; "Ebu Bekir'e söyleyin cemaate namazı kıldırsın!" Ben aynı şekilde Ebu Bekir'in durumunu ifade edince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem emrini tekrar etti ve üçüncü veya dördüncü seferde şöyle dedi: "Yusufun başını derde sokan siz kadınlar deği! misiniz zaten!?, söyleyin Ebu Bekir'e cemaate namazı kıldırsın!" Bunun üzerine Ebu Bekir imamete geçip namazı kıldırmaya başladı. Bu namazlardan biri kılınılırken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini biraz daha iyi hissettiği için cemaat'e katılmak istedi. Ashab'dan iki kişinin kolları arasında mescide gitti. Giderken takatsizliğinden dolayı mübarek ayaklarını yere sürüyerek zorla yürüdüğü hala gözlerimin önündedir. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in geldiğini gören Ebu Bekir geri çekilmek istedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, namazı kıldırmaya devam et, anlamında eliyle işaret buyurdu. Fakat Ebu Bekir (r.a.) geri çekildi ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun yanına oturdu. Bu sırada cemaate tekbirleri Ebu Bekir (r.a.) duyuruyordu." باب: الرجل يأتم بالإمام، ويأتم الناس بالمأموم. 68. Cemaatin İmama Tabî Olan Bir Kimseye Uyması -ويذكر عن النبي صلى الله عليه وسلم: (ائتموا بي، وليأتم بكم من بعدكم). Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Siz bana tabî olun, sizden sonrakiler de size uysun
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatına sebep olan hastalığı iyice artmıştı. Bilal gelip namaz vaktinin girdiğini bildirdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ' Ebu Bekir'e söyleyin insanlara namazı kıldırsın' diye emir vermişti. Ben; 'Ebu Bekir pek yufka yürekli ve duygulu bir İnsandır, senin yerine geçtiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaktan sesini cemaate duyuramaz, Ömer'e söylesen de namazı o kıldırsa...' dedim ve hatta Hafsa'dan ResuluIIah'a gidip aynı şeyleri söylemesini istedim. O da gidip: 'Ebu Bekir senin yerine geçtiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaktan sesini cemaate duyuramaz, Ömer'e söylesen de namazı o kıldırsa1 dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Yusuf'un başını derde sokan siz kadınlar değil misiniz zaten!?. Söyleyin Ebu Bekir'e namazı kıldırsın" diyerek emrini tekrarladı. Ebu Bekir (r.a.) namaza başlayınca Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini biraz daha İyi hissetti ve İki kişinin kolları arasında kalkıp mescide geçti. Mescide varana kadar takatsizliğinden ayaklarını yere sürüyerek gitmişti. Ebu Bekir Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in geldiğini anlayınca geriye doğru çekildi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaza devam et anlamında işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in soluna oturdu. Bu sırada Ebu Bekir ayakta namaz kılıyor ve oturarak namaz kılmakta olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e uyuyordu. Ashâb-ı kiram ise Ebu Bekir'e uyarak namazlarını kılıyorlardı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gün Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (dört rekatlıkbir namazı) iki rekat kılıp namazdan çıkmıştı. Bunun üzerine Zü'l-yedeyn adlı sahâbî; 'Ey Allah'ın Resulü, namaz mı kısaltıldı yoksa unuttunuz mu?' diye sordu. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem cemaate; 'Zü'l-yedeyn doğru mu söylüyor?' diye sorup onlardan evet cevabını aldıktan sonra iki rekat daha namaz kıldı. Sonra selâm verdi ve ardından tekbir getirip secde etti. Bu secdesi normal secdeleri gibi veya daha uzun idi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gün Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazını iki rekat kılmıştı. Kendisine namazı iki rekat kıldığı söylenince kalkıp iki rekat daha namaz kıldı. Sonra selam verdi ve ardından İki defa secde etti
- Bāb: ...
- باب ...
Mu'minlerin annesi Aişe (radiyallahu anha) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefatına sebep olan hastalığı sırasında: 'Ebu Bekir'e söyleyin insanlara namazı kıldırsın’ diye emir vermişti-. Ben: 'Ebu Bekir senin yerine geçtiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaktan sesini cemaate ulaştıramaz, Ömer'e söyle namazı o kıldırsın' dedim ve hatta Hafsa'dan Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gidip aynı şeyleri söylemesini istedim. O da gidip: 'Ebu Bekir senin yerine geçtiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaktan sesini cemaate ulaştıramaz,, Ömer'e söyle namazı o kıldırsın' dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Yeter artık, "daha fazla üstüme gelmeyin, Yusuf un başını derde sokan siz kadınlar değil misiniz zaten!? Söyleyin Ebu Bekir'e namazı kıldırsın' diyerek emrini tekrarladı." Hafsa (r.anha) bu olay üzerine Aişe (r.anha)'ya şöyle demiştir: "Senden bana bir fayda geleceğini zaten hiç düşünmüyordum
- Bāb: ...
- باب ...
Nu'mân İbn Beşîr Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ya saflarınızı iyice düzeltirsiniz veya Allah (C.C.) yüzlerinizi tersine çevirecektir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malİk (r.a.)'den nakledildiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Safları çok düzgün tutunuz. Çünkü ben sizi arkamdan da görüyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Kılacağımız namaz için kamet getirilmişti. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yüzünü bize dönerek şöyle buyurdu: Saflarınızı iyice düzeltin, aranızda hiçbir boştuk bırakmayacak şekilde birbirinize kenetlenin. Zira ben sizi arkamdan da görüyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Şehitler şunlardır: Boğulanlar, bulaşıcı hastalıklardan ölenler, karın ağrısından ölenler ve göçük / yıkıntı altında kalanlar." [-721-] Ve (Ebu Hureyre r.a.) dediki (Resûlullah Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer insanlar namaza erkenden gelmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi mescide ilk gelen kişi olmak için birbirleriyle yarışırlardı; şayet insanlar yatsı ve sabah namazlarının kıymetini bilselerdi bu namazlara sürünmek zorunda kalsalar da gelirlerdi; eğer insanlar ilk safta yer almanın değerini bilselerdi bunun için aralarında kur'a çekerlerdi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: İmam kendisine uyulması için vardır; ona aykırı hareket etmeyin. O rükû'a vardığında siz de rükû edin, (Semi'allahu limen hamideh) dediği zaman siz (Rabbena,lekel hamd) deyin, o secde edince siz de secde edin, o oturarak kılıyorsa siz de oturarak kılın. Ve namaz kılarken safları düzgün tutun. Çünkü safların düzgün tutulması namazı güzelleştiren temel unsurlardandır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Safları iyice düzeltin. Çünkü safları düzeltmek namazın tam anlamıyla ikâmeedildiğini gösteren unsurlardan biridir." باب: إثم من لم يتم الصفوف. 75. Safları Düzgün Tutmamak Bir Günahtır
- Bāb: ...
- باب ...
Büşeyr İbn Yesâr (r.a.) naklediyor: "Enes İbn Mâlik bir defasında Medine'ye gelmişti. Kendisine 'Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanından şu an'a kadar bizde uygun görmediğin ve reddettiğin bir şey gördün mü?' diye sordular. O da şu cevabı verdi: Safları düzgün tutmamanız dışında sizde uygun görmediğim ve reddettiğim bir şey yok." باب: إلزاق المنكب بالمنكب، والقدم بالقدم، في الصف. 76. Safta Omuz Omuza Vermek Ve Ayakları Birbirine Değdirmek -وقال النعمان بن بشير: رأيت الرجل منا، يلزق كعبه بكعب صاحبه. Nu'mân İbn Beşîr (r.a.) şöyle demiştir: "Dostlarımızın namazda saf tutarken topuklarını birbirlerinin topuklarına değdirdiklerini gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Saflarınızı düzgün tutun. Çünkü ben sizleri arkamdan da görüyorum." buyurduğunu nakledip şöyle demiştir; "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu emri dolayısıyla her birimiz omuz omuza verir ayaklarımızı birbirimizin ayaklarına değdirirdik
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Bir gece Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kılmıştım. O namazda Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sol tarafına durmuştum. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkamdan tutup sağ tarafına geçirdi. Namaz'ını bitirdikten sonra birazcık uzandı. Bir süre sonra müezzin gelip namaz vaktinin girdiğini bildirdi. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem abdest almadan mescide geçip namazı kıldırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.) şöyle demiştir: "Bir gün bizim evimizde Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında bir yetimle birlikte namaz kılmıştık. Annem Ummü Süleym de bizim arkamızda namaza durmuştu
- Bāb: ...
- باب ...
Şa'bi Abdullah İbn Abbas (r.a.)'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir gece Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sol tarafında durmuştum. Beni elimden kolumdan da demiş olabilir tutup sağ tarafına geçirdi. O an beni eliyle arkamdan kavramıştı
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Aişe şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gece odalarından birinde namaz kılıyordu. Odanın duvarı biraz alçak olduğu için insanlar O'nu görebiliyordu. Bunun üzerine ashabtan bir kısmı O'na uyarak namaz kılmaya başladı. Sabah olunca bu yaptıklarını Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e arz ettiler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci gece de kalkıp namaz kılmaya başladı. Bunu görenler yine O'na uyarak namaz kıldılar. Bu durum iki veya üç Qece devam etti. Fakat bundan sonra Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir daha kalkıp namaz kılmadı, odasında kaldı. Sabah olunca ashâb-ı kiram bunun sebebini öğrenmek istediler. Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Gece namazının size farz kılınmasından korktum. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in gündüzleri sergi olarak kullandığı bir hasırı vardı. Bu hasırı geceleri iki duvar arasına gererek kendisine bir oda yapardı. Ashâb-ı kiram Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in başına üşüşür ve arkasında namaz kılarlardı
- Bāb: ...
- باب ...
Büsr İbn Saîd, Zeyd İbn Sabit (r.a.)'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine Ramazan'da bir oda yapmıştı. Ravi şöyle demiştir; Zannederim Zeyd, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu odayı hasırdan oluşturduğunu söylemişti.-- Bu odada birkaç gece namaz kıldı. Ashab-ı kiram da tabi olarak namaz kılmaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının bu şekilde namaz kıldıklarını öğrenince artık namaz kılmaya kalkmadı. Ertesi günlerde ashabına şöyle buyurdu: Ben sizin yaptıklarınızı öğrenmiş bulunuyorum. Beni dinleyin ey insanlar, bundan böyle namazlarınızı evlerinizde kılın. Çünkü farz namazlar dışındaki namazların en faziletlisi kişinin evinde kıldığı namazdır. Tekrarı: 6113 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir defasında bindiği attan düşmüş ve sağ yanını incitmişti. Bu yüzden o gün bize namazlardan birisini oturarak kıldırmıştı. Biz de O'nun arkasında namazlarımızı oturarak kılmıştık. Resuli Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirip selâm verince şöyle buyurmuştu: imam kendisine uyulması için vardır; o ayakta namaz kılıyorsa siz de namazlarınızı ayakta kılın, o rükûya vardığında siz de rüku edin, o kalktığında siz de kalkın, o secde ettiğinde siz de secde edin, (Semi'allahu limen hamideh) dediği zaman siz (Rabbena ve lekel hamd) deyin
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir defasında bindiği attan düşmüş ve yaralanmıştı. Bu yüzden bize oturarak namaz kıldırmıştı. Biz de O'nunla birlikte namazlarımızı oturarak kılmıştık. Resuli Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince şöyle buyurmuştu: İmam kendisine uyulması için vardır ya da imam kendisine uyulması İçindir tekbir getirdiğinde siz de tekbir getirin, o rükû'a vardığında siz de rükû edin, o kalktığında siz de kalkın, (Semi'allahu limen hamideh) dediği zaman siz (Rabbena lekel hamd) deyin, o secde ettiğinde siz de secde edin
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İmam kendisine uyulması için vardır; o tekbir getirdiğinde siz de tekbir getirin, o rükû'a vardığında siz de rükû edin (Semi' allahu limen hamideh) dediği zaman (Rabbena ve lekel hamd) deyin, o secde ettiğinde siz de secde edin, o oturarak namaz kılıyorsa siz de hep birlikte oturarak namazlarınızı kılın
- Bāb: ...
- باب ...
Salim bin Abdullah babası (İbni Ömer r.a.) nın şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'a başladığı zaman ellerini omuzları hizasında kaldırırdı. Rükû için tekbir getirdiğinde ve başını rükûdan kaldırıp doğrulunca aynı şekilde ellerini kaldırırdı ve (Semi'allahu limen hamideh, Rabbena ve lekel hamd) derdi. Fakat secdelerde ellerini kaldırmazdı. Tekrar: 736, 738 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaza başladığında ellerini omuzları hizasına kadar kaldırdığını gördüm. Tekbir alıp rükûya giderken ve rükûdan başını kaldırıp (Semi'allahu limen hamideh) diyerek doğrulurken de aynı şekilde ellerini kaldırırdı. Fakat secdelerde bunu yapmazdı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Kılâbe (r.a.)'den nakledildiğine göre kendisi bir gün Mâlik İbn Huveyris'i namaz kılarken görmüştü. Mâlik namaz'a başlamak üzere tekbir getirdiğinde, rükûya giderken, rükûdan başını kaldırıp doğrulurken ellerini kaldırmış ve Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de aynı şekilde namaz kıldırdığını söylemişti
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaza tekbir getirerek başladığını gördüm. Tekbir getirdiği anda ellerini de omuzları hizasına kadar kaldırmıştı. Tekbir alıp rüku'ya giderken ve rüku'dan başını kaldırıp (Semi'allahu limen hamideh) diyerek doğrulurken de aynı şekilde ellerini kaldırırdı ve (Rabbena ve lekel hamd) derdi. Fakat secde ederken ve secdeden başını kaldırırken bunu yapmazdı
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi' şöyle demiştir: "Abdullah İbn Ömer namaza başlarken tekbir getirir ve ellerini kaldırırdı. Rüku'a giderken, Semi’ allahu limen hamideh deyip doğrulurken ve ilk iki rekatı kılıp kalkarken ellerini kaldırırdı. Abdullah İbn Ömer Resûlullah'ın da böyle hareket ettiğini söylemişti
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl ibn Sa'd şöyle demiştir: "Ashâb-ı kiramın erkeklerine namaz kılarken kıyamda sağ ellerini sol kollarının (zira') üstüne koymaları emredilmişti." Ebû Hâzim de şöyle demiştir: "Sehl'in bunu kesinlikle Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e isnâd ettiğini biliyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Siz burada benim kıblemi görüyor musunuz? Allah'a yemin ederim ki, sizin rükünüz de huşuunuz da bana gizli kalmaz. Ben sizi arkamdan da görürüm
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: 'Rükû' ve secdeyi tam anlamıyla yerine getirin. Allah'a yemin ederim ki, siz rükû' ve secde ettiğiniz zaman ben sizi arkamdan da görürüm
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekir ve Ömer namaza El-Hamdu lillahi Rabbi'l-Alemin ile başlarlardı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zür'a Ebu Hureyre (r.a.)'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekbir ile kıraat arasında bir süre Ravi şöyle demiştir; sanırım kısa bir süre demişti - ara verip susardı. Bir defasında; Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü, tekbir ile kıraat arasında sustuğunuzda ne okuyorsunuz? diye zât-ı âlilerine sordum. Dediki: "Allahümme bâidnî ve beyne hatâyâye kemâ bâadte beyne Meştikı ve'l-Mağribi. Allahümme nekkınî mine'l-Hatâyâ kemâ yünakkâ's-Sevbu'l-Ebyadu min'd-Denesi. Allahümme'ğsil hatâyâye bi'l-Mâi ve's-Selci ve'l Berdî Dua’nın Meali: Allahım, doğu ile batı arasını nasıl birbirinden uzaklaştırdıysan benimle hatalarım arasını da öylece uzaklaştır. Allahım, beyaz bir elbise kirlerinden nasıl arındırılırsa beni de hatalarımdan öylece arındır. Allahım, hatalarımı su ile, kar ile ve dolu ile yıka
- Bāb: ...
- باب ...
Esma binti Ebu Bekir (r.anha) şunları nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir güneş tutulması namazı kıldırmıştı. Kıyama durdu ve kıyamı epey uzattı. Sonra rüku etti ve rükuda oldukça uzun kaldı. Sonra doğruldu ve bu şekilde yine uzunca bir süre bekledi. Sonra yeniden rüku etti ve bu rükuda da epey bekleyip doğruldu. Sonra secdeye gitti ve secdede uzun bir süre bekleyip doğruldu. Sonra yeniden secde etti ve secdeyi oldukça uzun tuttu. Sonra kalktı ve kıyamda uzun bir süre bekledi. Sonra rüku etti ve rükuda oldukça uzun kaldı. Sonra doğruldu ve bu şekilde yine uzunca bir süre bekledi. "Sonra yeniden rüku etti ve bu rükuda da epey bekleyip doğruldu. Sonra secdeye gitti ve secdede uzun bir süre bekleyip doğruldu. Sonra yeniden secde etti ve secdeyi oldukça uzun tuttu. Sonra namazdan çıktı ve şöyle buyurdu: "Cennet bana öylesine yaklaştırıldı ki ona doğru gidebiiseydim oradaki meyve dallarından devşirip sîze getirebilirdim. Ardından cehennem bana yaklaştırıldı ve ben: 'Ey Allahım ben onlarla beraberken mi cehennemi yaklaştırıyorsun?' dedim. O sırada bir kadın gördüm. Bu kadını bir kedi tırmalayıp duruyordu. 'Bu kadının hali ne böyle?' diye sorduğumda bana: 'Gördüğün o kadın bu zavallı kediciği hapsetmişti; ne karnını doyuruyor ne de kendi yakaladıklarıyla beslenebilmesi için salıveriyordu. Sonunda bu kedi açlıktan öldü' dediler. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Ma'mer şöyle demiştir: "Habbâb'a, 'Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle ve ikindi namazlarında (Kur'an) okur muydu?' diye sorduğumuzda bize 'evet' diye cevap vermişti. Biz: 'Peki siz O'nun okuduğunu nasıl anlıyordunuz?1 diye tekrar sorunca şöyle demişti: 'Sakalının oynamasından. Tekrar: 760, 761 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Bir gün Abdullah İbn Yezîd hutbe verirken şöyle demişti: "Asla yalancılardan olmayan Berâ' biz'e şunu anlatmıştı (tahdîs ederek); Biz Resuiullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kıldığımız zaman, zât-ı âlîleri rükudan başını kaldırıp doğrulduğunda O Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in secdeye gittiğini görene kadar kıyamda beklerdik
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbâs (r.a.) şöyle demiştir: "Bir defasında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında güneş tutulmuştu. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir namaz kıldırdı. Ashâb-ı kiram Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: Ey Allah'ın Resulü, namazda İken bulunduğunuz yerde bir şey almak üzere elinizi uzattınız ama sonra sizin geri çekildiğinizi gördük?!' deyince Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Ben cenneti gördüm ve oradan bir salkım meyve almaya yeltendim. Şayet onu alsaydım dünya var olduğu sürece bunu yiyebilecektiniz
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) şöyle demiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize namaz kıldırdı ve sonra minbere çıkıp eliyle mescidin kıble tarafına işaret ederek şöyle buyurdu; 'Şu anda, siz'e namazı kıldırdığım andan itibaren, cennet ve cehennemi işte şu kıble tarafındaki duvarda capcanlı bir şekilde gördüm. Hayır ve şer ile ilgili hususlarda bugün gördüğüm gibi bir manzara daha önce hiç görmemiştim.' Resulullah üç kere tekrar etmişti
- Bāb: ...
- باب ...
Enes îbn Mâlik (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ne oluyor bazı kimselere ki, namaz kılarken gözlerini gökyüzüne dikiyorlar!?" Nebi Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu öylesine sert ve şiddetli bir şekilde söylemişti ki sonunda şöyle buyurdu: 'Ya bundan vazgeçerler ya da gözleri alınır
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (radiyallahu anha) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e namazda iken baş'ı sağ'a sol'a çevirmenin hükmünü sordum. Bana şu cevabı verdi: Bu şeytan'ın, kul'un namazından bir kısmını kapıp aşırmasıdır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gün üzerinde nakışlar bulunan siyah bir elbise ile namaz kılmıştı. Namazdan sonra elbisesini çıkarıp şöyle buyurdu; Bu elbisenin nakışları namazda dikkatimi çekti ve beni meşgul edip namazdan alıkoydu. Alın bunu Ebu Cehm'e götürün ve bana enbicani getirin!" باب: هل يلتفت لأمر ينزل به، أو يرى شيئا، أوبصاقا في القبله. 94. Namaz Kılan Bir Kimse Başına Gelen Bir Hadise Dolayısıyla Veya Bir Şey Ya Da Kıble Tarafında Balğam Vs. Görünce Başını Sağa Sola Çevirebilir Mi? -وقال سهل: التفت أبو بكر رضي الله عنه، فرأى النبي صلى الله عليه وسلم. Sehl şöyle demiştir: "Ebu Bekir başını çevirdi ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i gördü
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashab-ı kiramın önünde namaz kıldırırken mescidin kıble tarafına bulaşmış bir balğam gördü ve mübarek elleriyle onu kazıyıp temizledi ve sonra namazdan çıktığında şöyle buyurdu; Sizden biri namaz kılarken kıbleye döndüğünde karşısında Allah'ın bulunduğunu aklından çıkarmasın. Bu yüzden içinizden hiç kimse namazda iken yöneldiği kıble tarafına asla tükürüp sümkürmesin
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.) şöyle demiştir: "Müslümanlar sabah namazını kıldıkları sırada beklemedikleri bir anda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem aniden yanlarına çıkageldi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hasta iken Aişe (r.anha)'nın odasında bulunuyordu ve bir gün odanın örtüsünü kaldırıp saflar halinde namaz'a durmuş olan ashabına baktı. Onları bu şekilde görünce sevincinden tebessüm buyurup güldü. Bunu fark eden Hz. Ebu Bekir Resulullah'ın odasından çıkıp namazı kıldırmaya gelmek istediğini düşünerek ilk safa doğru geri geri çekilmeye başladı. Bunun üzerine ashab-ı kiram da namazlarını bozmaya yeltendiler. Fakat Resulullah namazlarınızı tamamlayın, sakın bozmayın anlamında işaret buyurup örtüyü indirdi. İşte Resul-i Ekrem Efendimiz o günün sonunda vefat etti
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Semure (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Kufeliler Sa'd İbn Ebi Vakkâs'ı Ömer (r.a.)'e şikayet ettiler. - Ömer (r.a.) de onu görevden alıp yerine Ammâr İbn Yâsir'İ tayin etmişti. - Kufeliler Sa'd'ı şikayet ederken işi o kadar ileri götürmüşlerdi ki onun namaz'ı iyi kıldıramadığını söylüyorlardı. Bunun üzerine Ömer (r.a.) Sa'd'a bir elçi gönderdi. Elçi Sa'd'in yanına varınca şöyle dedi; 'Ebu İshâk! Halk senin namazı iyi kıldıramadığını iddia ediyor.' Buna karşılık Sa'd'ın cevabı şöyle oldu; 'Beni mi şikayet ediyorlar, sanırım şimdi söz sırası bana geldi. Allah'a yemin ederim ki, ben onlara Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem nasıl namaz kıldırdıysa öyle namaz kıldırıyorum, asla O'nun kıldırmış olduğu namaz'dan bir şey eksiltmiyorum; yatsı - veya öğle ve ikindi namazlarını kıldırırken ilk iki rekatta kıraati biraz uzatıyorum ve kıyamda fazla duruyorum ancak son iki rekatı kısa kıldırıyorum.' Ömer (r.a.)'in elçisi; 'Zaten onların senin hakkındaki şikayetleri de bundan kaynaklanıyor fakat biz senin söylediğin gibi doğru davrandığını düşünüyorduk, Ey Ebû İshak' dedi. Ömer, Sa'd'ın yanına bir adam göndermişti. Bu şahıs Sa'd ile birlikte Kufe'deki mescidleri geziyor ve halkın onun hakkındaki düşüncelerini öğrenmeye çalışıyordu. Kufe'de uğramadıkları mescid kalmadı. Herkese Sa'd'ı soruyor ve halk da o'ndan sitayişle bahsediyor, övgülerde bulunuyordu. Sonunda Beni Abs mescidine girdi ve oradakilere de Sa'd'ı sordu. Mescidde bulunanlardan Usame İbn Katâde (künyesi Ebu Sa'de'dir) adında birisi kalkıp şöyle dedi; 'Bize-Sa'd'ı mı soruyorsunuz? Size onu anlatayım; o cihad'a giden birliklere katılmaz, istihkakımızı eşit şekilde paylaştırmaz ve herhangi bir da'va hakkında hüküm verirken adil davranmaz.' Bunun üzerine Sa'd şunları söyledi; 'Söz sırası sanırım bana geldi. Ben sadece şu üç bedduayı etmekle yetinececeğim; Allah'ım, eğer bu kulun yalan söylüyorsa, gösteriş ve şöhret düşkünü biri olduğu için halk arasında anılmak arzusuyla bunu yapıyorsa onun ömrünü uzat, fakirliğini çoğalt ve kendisini fitnelere, çeşitli musibetlere düşür. Usame daha sonraki yıllarda halini soranlara şöyle cevap verirdi: 'Ne olsun, beli bükülmüş ve ağır fitnelere düşmüş yaşlı bir adam'ım işte. Sa'd'ın bana ettiği beddua tam yerini buldu. Bu rivayeti Cabir İbn Semure'den nakleden Abdülmelik İbn Umeyr şöyle demiştir; 'Ben bu Usame denen adam'ı gördüm. Yaşlılıktan kaşları sarkmış ve gözlerini örtmüştü; yoldan geçen cariyelere sarkıntılık ediyor ve onları çimdiklemeye çalışıyordu. Tekrar: 758 ve 770 AÇIKLAMA 423.sayfada
- Bāb: ...
- باب ...
Ubâde İbn es-Sâmit (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kur'an'ın ilk sûresi olan Fâtihatül-Kitâb'ı okumayan bir kimsenin namazı olmaz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Birgün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescide girip oturdu. Onun ardından birisi gelip namaza durdu. Namazını bitirince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e selam verdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun selamına mukabelede bulunduktan sonra; 'Git ve namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Adam gidip daha önceki kıldığı gibi namazını tekrar etti. Sonra gelip Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e selam verdi. Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine; 'Git ve namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Bu durum üç defa tekrarlandı. Sonunda adam; 'Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben bundan daha iyisini yapamıyorum. Bana doğrusunu öğretiniz' dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu; Namaza duracağın zaman önce tekbir getir. Sonra ezberinde bu-lunan ve kolayına gelen kısımlarından Kuran oku. Ardından vücudun tam anlamıyla hareketsiz kalacak şekilde rükuya var. Sonra rükudan doğrul ve dimdik dur. Ardından secdeye git ve kemiklerin eklem yerlerine iyice oturacak şekilde secde et. Sonra doğrul ve yine kemiklerin eklem yerlerine iyice oturacak şekilde otur. Namazının geri kalan kısmında da bu söylediklerimin tamamını aynen yap! Tekrar: 793, 6251, 6252 ve 6667. [-758-] Cabir İbn Semure'nİn naklettiği bir rivayete göre Sa'd İbn Ebu Vakkas şöyle demiştir: "Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle ve ikindi namazlarını nasıl kıldırdıysa, hçbir şey eksiltmeden öyle namaz kıldırıyordum; öğle ve ikindi namazlarının ilk iki rekatında kıraati biraz uzatıyorum ve kıyamda fazla duruyorum ancak son iki rekatı kısa tutuyorum." Bunun üzerine Ömer (r.a.) 'Zaten biz de senin söylediğin gibi doğru davrandığını düşünüyorduk' dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir ibn Semure(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Sa'd ibn Ebî Vakkaas: Ben onlara (yani Küfe ahâlîsine) Rasûlüllah'ın namazını kıldırıyor, ondan hiçbir şey eksiltmiyordum. Şöyle ki, öğle ile ikindi namazlarını kıldırırken ilk iki rek'atlarda fazla durur, son iki rek'atta hafîf tutardım, dedi. Bunun üzerine Omer: Senin hakkındaki zann (ımız zâten) budur, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebi Katâde babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazının ilk iki rekatında Fatiha suresi ile birer sûre okurdu. Bu rekatlardan ilkini uzun tutar ikincisini ise kısaltırdı. Bazen okuduğu âyetleri cemaate duyuracak kadar sesli okuduğu da olurdu. İkindi namazında da Fatiha sûresi ile iki sûre okurdu. Sabah namazının ilk rekatını uzun tutar, ikinci rekatını ise kısaltırdı. Not: 759 numaralı hadisin baş kısmı ve diğsr ayrıntıları 762, 776, 778 ve 779 numaralı hadislerde geçmektedir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Ma'mer (r.a.) şöyle demiştir: "Habbâb'a, 'Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle ve ikindi namazlarında Kur'an) okur muydu?' diye sorduğumuzda bize 'Evet' diye cevap vermişti. Biz peki siz O'nun okuduğunu nasıl anlıyordunuz?' diye tekrar sorunca şöyle demişti: 'Sakalının oynayıp durmasından anhyorduk
- Bāb: ...
- باب ...
Umare İbn Umeyr (r.a.)'in naklettiğine göre Ebu Ma'mer (r.a.) şöyle demiştir: "Habbâb İbn Eret'e 'Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle ve ikindi namazlarında (Kur'an) okur muydu?' diye sorduğumda bana: 'Evet' diye cevap vermişti. Ben 'Peki siz O'nun okuduğunu nasıl anlıyordunuz?' diye tekrar sorunca şöyle demişti: Sakalının oynayıp durmasından anhyorduk
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebi Katâde babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle ve ikindi namazlarının ilk iki rekatında Fatiha sûresi ile birer sure okurdu. Bazen okuduğu âyetleri bize duyuracak kadar sesli okuduğu da olurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas (r.a.)'ın naklettiğine göre: Ümmü'l-Fadl birgün İbn Abbas'ı Mürselat sûresini okurken işitmiş ve şöyle demiştir: "Evlâdım, Allah'a yemin ederim ki sen bu sureyi okuyunca bana Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i hatırlattın. Benim O'ndan işittiğim son sûre buydu. Mürselât sûresini akşam namazında okumuştu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Mervân İbnü'l-Hakem şöyle demiştir:"Bir defasında Zeyd İbn Sabit (r.a.) bana şöyle demişti; Sen niye böyle davranıyorsun anlamıyorum; akşam namazında niçin kısa sûreler okuyorsun ki! Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in akşam namazlarında en uzun iki sûrenin uzun olanını okuduğunu işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed İbn Cübeyr İbn Mut'im babasının şöyle dediğini naklettir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İn akşam namazında Tur sûresini okuduğunu işittim. Tekrar: 3050, 4023 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Râfi'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Ebu Hureyre (r.a.)'in arkasında bir gün yatsı namazını kılmıştım. Namazda İnşikâk sûresini okuyup secde etmişti. Kendisine niçin secde ettiğini sorduğumda şöyle dedi; Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz kılarken o, bu sûreyi okuduğunda secde ettim ve ölüp O'na kavuşacağım güne kadar hiç vaz-geçmeden bu sûreyi okuduğum her seferde secde edeceğim. Tekrar: 768, 1074 ve 1078 numaralı hadislerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Adiyy, Berâ İbn Âzib (r.a.)'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yolculuğa çıkmıştı. Yolcu iken kıldırdığı yatsı namazının bir rekatında et-Tîn sûresini okumuştu. Tekrar: 769, 4952 ve 7546 باب: القراءة في العشاء بالسجدة. 101. Yatsı Namazında Secde Gerektiren Bir Âyetin Okunması
- Bāb: ...
- باب ...
Bekir İbn Ebi Râfi'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Ebu Hureyre (r.a.)'in arkasında bir gün yatsı namazını kılmıştım. Namazda İnşikâk sûresini okuyup secde etmişti. Kendisine niçin secde ettiğini sorduğumda şöyle dedi; Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'im arkasında namaz kılarken o, bu sûreyi okuduğunda secde ettim ve ölüp O'na kavuşacağım güne kadar hiç vazgeçmeden bu sûreyi okuduğum her seferde secde edeceğim
- Bāb: ...
- باب ...
Berâ İbn Âzib (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bir yatsı namazında et-Tîn sûresini okuduğunu duymuştum. Ben O'ndan daha tatlı ve güzel sesli birisini işitmediğim gibi O'nun gibi güzel okuyanını da duymadım." باب: يطول في الأولين، ويحذف في الآخريين. 103. Namazın İlk İki Rekatını Uzun Son İki Rekatını İse Kısa Tutmak
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Avn, Câbİr İbn Semure'nin şöyle dediğini duymuştur: "Hz. Ömer Sa'd'a şöyle demişti; Namaz da dahil olmak üzere her konuda hakkında şikayette bulundular. Bunun üzerine Sa'd şu cevabı verdi; Ben namazların ilk iki rekatını uzun son iki rekatını ise kısa tutuyorum. Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e uyarak onun kıldırdığı namazı kıldırdıktan sonra onların ne söyledikleri hiç umurumda bile olmaz! Ömer onun bu cevabına şöyle mukabelede bulundu: Doğru söylüyorsun, zaten biz de senin söylediğin gibi davrandığını düşünüyorduk
- Bāb: ...
- باب ...
Seyyar İbn Selâme'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Babamla birlikte Ebu Berze el-Eslemî'nin yanına gitmiştik. Ona namazların vakitleri hakkında bir soru sorduk. Bize şöyle cevap verdi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazını güneş tepe noktasından zevale doğru meyledince kılardı. İkindi namazının vakti ise, öğle namazından sonra bir kimsenin Medine'nin en uzak mahallesine gidip geri dönüşüne rastlardı ve bu sırada güneş hala sıcaklığı hissedilecek kadar canlı olurdu. - Râvî şöyle demiştir; Akşam namazının vaktiyle ilgili olarak Ebû Berze'nin ne söylediğini unuttum - Yatsı namazı konusunda ise biraz esnek davranır ve gece'nin ilk üçte birlik vaktine kadar bunu geciktirebilirdi. Ancak yatsı namazından önce uyumayı ve namazdan sonra da sohbete dalıp konuşmayı hoş karşılamazdı. Sabah namazını kıldırıp bitirdiğinde ise cemaatte bulunanlar yanındakini tanıyacak kadar aydınlık olurdu. Sabah namazının her iki rekatında veya rekatlarından birinde 60 - 100 âyet arasında Kur'an okurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle demiştir: "Namazların tamamında Kur'an okunur. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bize duyuracak şekilde açıktan okuduğu namazlarda biz de size duyuracak şekilde açıktan okuyoruz; bize duyurmayacak şekilde içinden okuduğu namazlarda ise biz de size duyurmayacak şekilde içimizden okuyoruz. Şayet namaz kılarken Fatiha sûresini okumakla yetinip daha fazlasını okumazsan namazın geçerli olur. Bununla birlikte Fatiha sûresine ek olarak Kur'an'dan bazı âyetler okuman daha hayırlıdır." Bu Hadisten Çıkarılan Sonuçlar 1. Bu rivayet namazda Fatiha sûresini okumayan kimselerin namazının geçerli olmayacağını gösterir. Bu yönüyle söz konusu rivayet daha önce zikredilen Ubâde hadisinin bir şahididir. 2. Fatiha sûresi ile birlikte bir başka sûre veya bazı âyetler okumak müstehaptır. Alimlerin çoğuna göre sabah namazı, Cuma namazı ve diğer namazların ilk iki rekatları hakkındaki hüküm budur. Osman İbn Ebi'l-As gibi bazı sahâbîlerden Fatiha'yı okumanın gerekli olduğu görüşü de nakledilmiştir. Bazı Hanefîler'in, Mâlikîler'den İbn Kinâne'nin ve Ferrâ'mn eş-Şerhu's-sağîr adlı eserde naklettiği bir rivayete göre Ahmed İbn Hanbel'in görüşü de bu doğrultudadır. Namazların bütün rekatlarında Fatiha sûresi ile birlikte Kur'an'dan bazı âyetler veya sûre okumak müstehaptır diyen bir görüş de vardır. Ebu Hureyre hadisinin zahiri de bunu göstermektedir. Her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabından bir kısmı ile birlikte Ukaz çarşısına doğru yola çıkmıştı. O sırada cinlerin gök'ten haber almaları engellenmiş ve yakıcı - ateş saçan yıldızlarla kovalanmışlardı. Bunun üzerine cinler kendi arkadaşlarının yanına dönmek zorunda kalmışlardı. Arkadaşları onlara: 'Ne oldu size, ne bu haliniz?' diye sorunca onlar; Gök'ten haber almamız engellendi ve yakıcı -ateş saçan yıldızlarla kovalandık, dediler. Diğer cinler şöyle dediler; 'Sizin gökten haber almanızı engelleyen çok önemli bir olay meydana gelmiş olmalı öyleyse... Derhal yeryüzünün doğusunu ve batısını didik didik tarayın ve sizin gökten haber almanızı engelleyen neymiş araştırın!' Tihâme tarafına giden cinler en-Nah!e denen bölgeye geldiklerinde Ukâz'a doğru gitmek üzere yola çıkan Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabına sabah namazını kıldırdığını gördüler. Namazda Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in okuduğu Kur'an'ı işitince; Allah'a yemin olsun ki, sizin gökten haber almamızı engelleyen budur' dediler. Sonra arkadaşlarının yanına dönüp şöyle dediler; 'Ey kavmimiz' 'Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. Artık kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız. [[Cin, 1-2]] Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk Resûlullah'a 'Resulüm de ki; cinlerden bir topluluğun benim okuduğum Kur'an'ı dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolundu.[[Cin, 1-2]] âyetlerini vahyetti. Cenâb-ı Hakk'ın Resûlü'ne vahyettiğı cinlerin işte bu sözü idi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisine hangi namazlarda (açıktan) okuması emredilmişse o namazlarda (açıktan) okumuş, içinden okuması emredilen namazlarda da İçinden okumuştur. 'Senin Rabbin asla unutkan değildir [Meryem, 64] 'Andolsun ki, Resûlullahta sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için güzel bir örnek vardır.[Ahzâb]
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) şöyle demiştir: "Ensar'dan bir zat bize Kubâ mescidinde namaz kıldinrdı. Kıraatin açıktan olduğu her namazda Fatiha suresinden sonra okuduğu surelerden önce muhakkak İhlas suresini sonuna kadar okur ve ondan sonra okuyacağı asıl sureyi okurdu. Bunu namazların her rekatında yapardı. Bunun üzerine cemaatte bulunanlar onun niçin bu şekilde davrandığını öğrenmek için onunla konuşmaya karar verdiler ve aralarında şöyle bir konuşma geçti; Sen her zaman İhlas suresi ile namaza başlıyorsun, sonra da bunun yeterli olmadığını düşünerek başka bir sure okuyorsun. Bu durumda ya sadece İhlas suresini okumalısın ya da bunu okumaktan vazgeçip başka bir sure okumakla yetinmelisin. Bunu asla terk etmem. Eğer size bu şekilde imamlık etmemden hoşnut iseniz ve buna devam etmemi istiyorsanız ne âlâ, ama bu durumdan hoşnut değilseniz size imamlık yapmaktan vazgeçebilirim. Cemaat ise onu aralarındaki en faziletli insan olarak gördükleri ve başkasının imamlık yapmasına razı olmadıkları için bir şey söylemediler. Bir defasında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların yanına vardığında durumu zât-ı âlîlerine arz ettiler. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zâta, 'Seni namaz kıldırmakta olduğun cemaatin sözünü tutmamaya ve kıldırdığın her rekatta İhlâs suresini okumaya sevk eden düşünce nedir?' diye sordu. Adamcağız şu cevabı verdi: 'Ey Allah'ın Resulü ben bu sureyi çok seviyorum!' Bunu duyan Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'Senin İhlas suresine olan sevgin seni cennete soktu bile' diye mukabelede bulundu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Vail şöyle demiştir: "Bir adam Abdullah İbn Mes'ud'a gelip 'Bu gece ben mufassal surelerin tamamını bir rekatta okudum' demişti. Bunun üzerine İbn Mes'ud ona; Öyleyse şiir okur gibi acele acele okudun! Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in birbirine benzer âyet ve surelerden hangilerini bir araya getirdiğini biliyorum' demiş ve her rekatta ikisi okunacak yirmi tane mufassal sure ile Hâ mîm ile başlayan iki sure saymıştır. Tekrar: 4996 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebu Katade babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazının ilk iki rekatında Fatiha sûresi ile birlikte birer sûre daha okurdu. Son iki rekatta ise sadece Fatiha sûresini okurdu ve okuduğu âyetleri bize duyururdu. İlk rekatları ikinci rekatlara göre daha uzun tutardı, ikindi ve sabah namazlarında da aynısını yapardı." باب: من خافت القراءة في الظهر والعصر. 108. Öğle Ve İkindi Namazlarında Gizli Okumak
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Ma'mer şöyle demiştir: "Habbâb'a, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle ve ikindi namazlarında (Kur'an) okur muydu?' diye sorduğumda bize: Evet' diye cevap vermişti. Biz 'Peki siz O'nun okuduğunu nasıl anlıyordunuz?' diye tekrar sorunca şöyle demişti: Sakalının oynayıp durmasından anlardık
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebi Katâde babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah öğle ve ikindi namazlarının ilk iki rekatında Fatiha sûresi ile birlikte birer sûre daha okur ve bazen okuduğu âyetleri bize duyururdu. İlk rekatları da daha uzun tutardı." باب: يطول في الركعة الأولى. 110. İLK REK’AT’I DAHA UZUN TUTMAK
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebi Katâde babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazlarının ilk iki rekatını uzun tutar, ikinci rekatını da kısaltırdı. Sabah namazlarını da aynı şekilde kıldırırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İmam 'Amîn' dediği zaman siz de 'Âmîn' deyin. Zira meleklerle aynı anda 'Amîn' demeye muvaffak olan bir kimsenin geçmiş günahları bağışlanır." İbn Şihâb şöyle demiştir:" Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Âmîn' derdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İçinizden biri âmîn dediği zaman melekler de aynı anda gökyüzünde âmîn dediklerinde ve böylece yeryüzündeki âmînler İle gökyüzündeki âmînler birbirine karıştığında o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır." باب جهر المأموم بالتأمين. 113. Cemaat'in Açıktan Âmîn Demesi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İmam غير المغضوب عليهم ولا الضالين […ğayri’l-mağdubi aleyhim veleddaaaalliiin] dediği zaman siz de âmîn âmîn deyin. Zira meleklerle aynı anda âmîn demeye muvaffak olan bir kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Bekre (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Bir defasında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldırırken mescide girmiştim. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem rükû'a varmıştı. Bunun üzerine ben daha saf'a ulaşmadan rükûa gittim. Daha sonra bunu Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e anlattım. Bana şöyle dedi: Allah senin (namaza olan) düşkünlüğünü ve hırsını artırsın, ama bir daha böyle yapma
- Bāb: ...
- باب ...
İmrân İbn Husayn'dan nakledilmiştir: "İmrân İbn Husayn Ali (r.a.)'nin arkasında Basra'da bir namaz kıldığını belirttikten sonra: "Bu zât, bize Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte kıldığımız namazları hatırlattı" demiş ve şunları eklemiştir: "O namaz kıldırırken namaz içindeki her intikalde / her pozisyon değişikliğinde tekbir getirirdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme (r.a.)'den nakledilmiştir: "Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin cemaate namaz kıldırırken her pozisyon değişikliğinde her eğiliş ve kalkışında tekbir getirdiğini belirtmiştir. Bir defasında Ebu Hureyre yine bu şekilde namaz kıldırmış ve namaz'dan çıktıktan sonra şöyle demişti: "Kesinlikle ben, aranızda kıldığı namaz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazına en çok benzeyen kişiyim. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Mutarrif İbn Abdullah (r.a.) şöyle demiştir: "İmrân İbn Husayn (r.a.) ile birlikte Ali (r.a.)'in arkasında namaz kılmıştık; secde ettiğinde, secdeden doğrulduğunda ve kıldığı rekatlardan kalktığında tekbir getiriyordu. Namazı bitirdiğinde İmrân İbn Husayn (r.a.) elimi tutarak bana şöyle dedi: Ali (r.a.) bana Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kıldırdığı namazları hatırlattı -başka bir rivayete göre- Ali (r.a.) bize aynen Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazını kıldırdı
- Bāb: ...
- باب ...
İkrime (r.a.) şöyle demiştir: İmamlık makamına geçip namaz kıldırmakta olan birisini görmüştüm; namazdaki her hareket değişikliğinde, yatış ve kalkışlarında tekbir getiriyordu. Bunu garipseyerek Abdullah İbn Abbâs'a anlattığımda bana şöyle dedi; Hay anasız kalasın sen bunun Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazı olduğunu bilmiyor musun?
- Bāb: ...
- باب ...
ikrime'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Mekke'de yaşlı bir zat'ın arkasında namaz kılmıştım; bu namazda tam yirmi iki defa tekbir getirmişti. Bunun üzerine İbn Abbas (r.a.)'e gelerek; Bu adam bunamış bir ahmak' dedim. Ben böyle söyleyince bana kızarak şöyle dedi: Hay anasız kalasın, onun kıldırdığı namaz tam olarak Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sünnetidir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılmak üzere kalktığında ayakta iken namaza başlama tekbirini getirirdi. Sonra kıyamdan rükuya gittiğinde tekbir alırdı. Rükudan doğrulup kalkarken (semi’allahu limen hamideh) ve tam olarak doğrulup kıyamda beklerken Rabbena lekel hamd -Abdullah İbn Salih'in Leys'ten naklettiğine göre ve lekel hamd- derdi. Secdeye gittiğinde, secdeden doğrulduğunda, secdeye yeniden giderken ve secdeden geri doğrulduğunda her seferinde tekbir alırdı. Namazının tamamını kılıp bitirene kadar da aynı şekilde tekbirleri getirirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk iki rekatı bitirip birinci teşehhüdden kalkarken de tekbir alırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Mus'ab İbn Sa'd şöyle demiştir: "Bir gün babamın (Sa'd İbn Ebu Vakkâs) yanında namaza durmuştum. Namazda ellerimin ayalarını birbirine yapıştırıp bacaklarımın arasına koydum. Babam bana bir daha böyle yapmamamı söyleyip şöyle dedi: "Biz de bir zamanlar böyle yapardık. Fakat bunu yapmak (ResuIullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem tarafından) bize yasaklandı; bize ellerimizi dizlerimizin üzerine koymamız emredildi
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd İbn Vehb şöyle demiştir: "Bir gün Huzeyfe rüku ve secdeleri âzâları tam olarak sükun bulacak şekilde yapmayan birisini gördü ve ona şöyle dedi: Sen namaz kılmadın! Eğer bu şekilde ölecek olursan Cenâb-ı Hakk'ın Muhammedi yaratmış olduğu fıtrat dışında bir ölümle ölürsün
- Bāb: ...
- باب ...
Bera' (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken rükularda, secdelerde ve iki secde arasındaki oturuşlarda neredeyse birbirine eşit olacak bir süre kadar beklerdi. Sadece (kıraat için olan) kıyamlar ile teşehhüdlerdeki oturuşlar bunlardan farklı idi. Tekrar: 801, 820. 122. Resulullah s.a.v. Rükuunu Tam Olarak Yapmayan Birisine Namazını iade Etmesini Emir Buyurmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescid'e girmişti. Onun arkasından birisi daha gelip namaza durdu. Namazını bitirince gelip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e selam verdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun selamına mukabelede bulunduktan sonra; 'Git ve namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Adam gidip daha önceki kıldığı gibi namazını tekrar etti. Sonra gelip Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e selam verdi. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Efendimiz yine; 'Git ve namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın' buyurdu. Bu durum üç defa tekrarlandı. Sonunda adam; 'Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben bundan daha iyisini yapamıyorum. Bana doğrusunu Öğretiniz’ dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu; "Namaza duracağın zaman önce tekbir getir. Sonra ezberinde bulunan ve kolayına gelen kısımlarından Kur'an oku. Ardından vücudun hareketsiz kalacak şekilde (itminan) rüku'a var. Sonra rüku'dan doğrul ve dimdik dur (itidal). Ardından secdeye git ve kemikler eklem yerlerine tam anlamıyla oturacak şekilde (itminan) secde et. Sonra doğrul ve yine kemikler eklem yerlerine tam anlamıyla oturacak şekilde (itminan) otur ve ardından tekrar secdeye git ve kemikler eklem yerlerine tam anlamıyla oturacak şekilde (itminan) secde et. Namazının geri kalan kısmında da bu söylediklerimin tamamını aynen yap
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (radiyallahu anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem. rükûlarında ve secdelerinde سبحانك اللهم ربنا وبحمدك، اللهم اغفر لي 'Sübhaneke Allahumme Rabbena ve bi hamdike Allahummağfirli’ diye dua ederdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (semi'allahu limen hamideh) dediği zaman (Allahumme Rebbena ve lekel hamd) derdi. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem rükûya giderken ve başını kaldırırken tekbir getirirdi ve secdelerden kalktığında da (Allahu Ekber) derdi. (Bu rivayette geçen başını kaldırırken ifadesi secdeden doğrulmayı anlatır)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nak-letmiştir: "İmam (Semi'allahu limen hamideh) dediği zaman (Allahumme Rabbena lekel hamd) deyin. Zira kimin bu sözü meleklerin sözüne denk gelirse geçmiş günahları bağışlanır. Tekrar: 3228. Diğer tahric: Tirmizi Salat; Müslim, Salat:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme'den nakledilmiştir: Ebu Hureyre (r.a.): "Ben sizlere Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kıldırdığı namazların tıpkısını göstereceğim" demiş ve öğle, yatsı ve sabah namazlarının son rekatlarında (Semi'allahu limen hamideh) dedikten sonra kunût okumuştu. Bu duada mu'minler için hayırlar diliyor kâfirlere la'net ediyordu. Tekrar: 804, 1006, 2932, 3281, 4560, 4598, 6200, 6393 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) şöyle demiştir: "Önceden kunût akşam ile sabah namazlarında okunurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Rifâa İbn Râfi' ez-Zürakî (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Biz bir gün Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz kılıyorduk. Zât-ı âlîleri rükû'dan başlarını kaldırırlarken (Semi'allahu limen hamideh) deyince cemaatte bulunanlardan birisi ربنا ولك الحمد، حمدا طيبا مباركا فيه. فلما انصرف (Rabbimiz hamd sana mahsustur; bol, her türlü gösterişten uzak, halisane ve hayırlarla dolu bir hamd ile sana hamd ederiz) dedi. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem selâm verip namazdan çıkınca: 'O hamdi söyleyen kimdi?' diye sordu. Bunu söyleyen zât: 'Bendim ey Allah'ın Resulü' deyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Otuzdan daha fazla bir melek topluluğu gördüm; bu sözü daha önce yazabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı
- Bāb: ...
- باب ...
Sabit şöyle demiştir: "Enes İbn Mâlik (r.a.) bize Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nasıl namaz kıldığını anlatırken şunları söyledi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem rüku'dan başını kaldırıp doğrulunca o kadar çok kıyamda beklerdi ki secdeye gitmeyi unuttuğunu zannederdik. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
el-Berâ' (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken rükularda, secdelerde, rükulardan doğrulurken ve iki secde arasındaki oturuşlarda neredeyse birbirine eşit olacak bir süre kadar beklerdi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Kılabe (r.a.) şöyle demiştir: "Mâlik İbnü'l-Huveyris bize Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nasıl namaz kıldırdığını gösterirdi. Hatta bunu namaz vakti dışında bir vakitte yapardı. Bir defasında şöyle namaz kılmıştı; Kıyama durdu ve mükemmel, eksiksiz bir kıyam yaptı. Sonra rükua vardı ve rükuyu da mükemmel bir şekilde yerine getirdi. Ardından rükudan kalkıp bir süre sustu ve bekledi. Gerçekten de Mâlik İbnü'l-Huveyris bize hocamız Ebu Büreyd (Amr İbn Seleme) gibi namaz kıldırdı. Nitekim Ebu Büreyd de secdeden başını kaldırdıktan sonra iyice oturacak şekilde doğrulur, sonra ayağa kalkardı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Bekir İbn Abdurrahmân ve Ebu Seleme İbn Abdurrahmân, Ebu Hureyre'nin namazını şu şekilde anlatmışlardır: "Ebu Hureyre (r.a.) farz olan ve olmayan namazlara ayrıca Ramazan'da ve Ramazan'ın dışında bütün namazlara tekbir getirerek başlardı; Kıyamda iken bu şekilde tekbir getirdikten sonra rükuya giderken de tekbir getirirdi. Rükudan doğrulurken önce (semi'allahu limen hamideh) ve ardından da (Rabbena ve lekel hamd) derdi. Secdeye gittiği sırada, secdeden başını kaldırıp otururken, tekrar secdeye giderken, secdeden başını kaldırırken ve ilk teşehhüdden kıyama kalkarken her seferinde tekbir getirirdi. Namazın tamamını bitirinceye kadar bütün rekatları bu şekilde kılardı. Namazı bitirince de cemaate şöyle seslenirdi: Şu canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, benim kıldığım bu namaz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kıldığı namaz tarzına en çok benzeyen namazdır. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem dünyayı terk edene kadar bu şekilde namaz kıldirmıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem rükudan başını kaldırıp doğrulurken (semi'allahu limen hamideh; Rabbena ve lekel hamd) derdi ve adlarını tek tek sayarak bazı müslümanlara dua eder ve şöyle buyururdu: 'Allah'ım, Velîd İbnü'l-Velîd'i, Seleme İbn Hişâm'ı, Ayyaş İbn Ebu Rebîa'yı ve kâfirlerin zulmü altında ezilen, kurtulmaya çare bulamayan diğer bütün mu'minleri kurtar. Allahım, Mudar kabilesini ezip iyice perişan et, onları yerle bir eyle; onların içinde bulundukları bu yıllarını, Yusuf zamanındaki kıtlık yıllarına çevir.' O zamanlar Mudar kabilesinin doğulu kolu Nebi s.a.v. Efendimiz'e karşı çıkıyordu
- Bāb: ...
- باب ...
Ali İbn Abdullah Süfyân İbn Uyeyne İbn Şihâb ez-Zührî senediyle Enes İbn Mâlik'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gün bindiği attan düşmüş ve sağ yanını incitmişti. Biz kendisini ziyaret etmek maksadıyla yanına gittik. Bu sırada namaz vakti girmişti. O gün bize vakti giren namazı oturarak kıldırmıştı. Biz de O'nun arkasında namazlarımızı oturarak kılmıştık. Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz bitince şöyle buyurmuştu: İmam kendisine uyulması için vardır; o tekbir getirince siz de tekbir getirin, o rükuya vardığında siz de rüku edin, o doğrulduğunda siz de doğrulun, (semi'allahu limen hamideh) dediği zaman siz (Rabbena ve lekel hamd) deyin, o secde ettiğinde siz de secde edin. Hâsılı o ayakta kılıyorsa siz de ayakta kılın, oturarak kılıyorsa siz de oturarak kılın." dedi. Süfyân, bana (Ali İbn Abdullah) "Ma'mer de bunu bu şekilde mi nakletti?" diye sorunca evet demiştim. Süfyân da bunun üzerine: "Ma'mer gerçekten de iyi ezberleyip muhafaza etmiş, Zührî de buradaki gibi diye nakletti. Ben de sağ yanını incitmişti diye ezberlemiştim. Biz Zührî'nin yanından ayrıldığımızda İbn Cüreyc - ki ben de orada bulunuyordum - şöyle demişti: Sağ baldırını incitmişti
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd İbnü'l-Müseyyeb ve Ata İbn Yezîd el-Leysî Ebu Hureyre (r.a.)'in kendilerine şöyle söylediğini nakletmişlerdir: "Ashâb-ı kiram Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Ey Allah'ın Resulü biz kıyamet gününde Rabbimiz'i görecek miyiz, diye sormuşlardı. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara soruyla karşılık vererek, 'Siz bulutsuz bir gecede dolunayı görebilmek için hiç birbirinizle itişip kakışır mısınız' deyince ashâb: 'Hayır ey Allah'ın Resulü' demişti. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara tekrar sordu; 'Peki yine bulutsuz bir gecede güneşi görebilmek için hiç birbirinizle itişip kakışır mısınız?' Ashâb-ı kiram yine: Hayır diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "işte siz Rabbinizi de aynı şekilde göreceksiniz. Kıyamet gününde insanların hepsi haşr edilip bir araya toplanacak. Cenâb-ı Hak onlara şöyle nida edecek; 'İşte şimdi herkes daha önce neye ibadet ettiyse onun arkasına düşsün bakalım!' Bunun üzerine insanların kimisi güneş'in, kimisi ay'ın ve kimisi de tağutların (ilahlık taslayan ve kendilerine tapılan azgınların) arkasına düşüp gidecek. Yalnız bu ümmet içlerinde münafıkları da dahil olmak üzere orada kalacak. Cenâb-ı Allah onlara gelip şöyle buyuracak; 'Ben sizin Rabbinizim' Onlar da; 'Biz Rabbimiz gelinceye kadar burada bekleyeceğiz, Rabbimiz gelecek olsaydı biz O'nu tanırdık' diyecekler. Cenâb-ı Allah onlara tekrar gelip şöyle buyuracak; Ben sizin Rabbinizim! Onlar da bu sefer; 'Sen bizim Rabbimizsin diyecekler. Bunun üzerine onlar Allah Teâlâ'nın çağrısına icabet edip O'na tabi olacaklar. O gün cehennem'in tam ortasından sırat köprüsü uzatılacak. Köprü kurulduktan sonra bunun üzerinden ümmetiyle birlikte geçen ilk Nebi ben olacağım. O gün yaşanan dehşet ve korkudan dolayı Nebi'den başka hiç kimse konuşamayacak ve peygamberlerin tek sözü de şu olacak; Allah'ım kurtar, Allahım selâmete erdir. Cehennemde Sa'dân dikenlerine benzeyen çengeller ve kapanlar vardır. Siz hiç Sa'dân dikenlerini gördünüz mü? Ashâb-ı kiram: 'Evet ey Allah'ın Resulü' deyince, Resûl-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam buyurdular: Bu çengeller ve kapanlar dediğim gibi Sa'dan dikenlerine benzer ama bunların büyüklüğünü Allah'tan başka hiç kimse bilemez. Bunlar insanları amellerine göre kapıp durur; kimisi kötü amelleri dolayısıyla mahvolup gider, kimisi de paramparça edilip hardal taneleri gibi ezilir, fakat sonunda yine de kurtuluşa erer. Nihayet Allah Teâlâ, cehennemliklerden istediğine rahmet ve merhametiyle muamele etmeyi dilediğinde meleklerine: Allah'ı tek mabud kabul edip O'na kulluk (ibadet) edenleri cehennem'den çıkarın!' diye buyurur. Melekler de Allah'ın cehennemden çıkarılmalarını emrettiği kullannı azalarındaki secde izlerinden tanıyıp cehennem'den alırlar. Zaten Cenâb-ı Hak cehennem'e secde izi bulunan azaları yiyip yok etmesini haram kılmıştır. İşte bu kullar cehennem'den çıkacaklar. Cehenneme düşen herkes yanacak, sadece secde azalarına cehennem dokunamayacak. Bu kullar cehennem'den çıktıklarında perişan ve kapkara kesilmiş bir halde olacaklar. Sonra üzerlerine hayat suyu dökülecek ve adeta sel sularının geçtiği yerlerde mantar gibi çabucak bitip tazelenecekler, yeniden doğmuş gibi olacaklar. Allah kulları arasındaki hükmünü verdiğinde cennet ile cehennem arasında bir adam - cehennem'den çıkıp cennete giren son kişi - kalacak. Bu adamın yüzü ateşe dönüktür ve şöyle yalvarnaktadır; Ey Rabbim, yüzümü şu ateşten uzaklaştır, beni kurtar. Bu ateşin kokusu beni zehirleyip duruyor, yalım yalım alevi de beni yakıp kavuruyor.' Allah ona: Peki seni bundan kurtarırsam daha fazlasını istemeyeceğini düşünüyor musun?' deyince adamcağız: 'Senin izzetine, yüceliğine yemin olsun ki istemeyeceğim' diye cevap verir ve Allah Teâlâ'nın istemiş olduğu bütün yeminleri eder. Bunun üzerine Allah yalvarıp yakaran bu şahsın yüzünü ateşten uzaklaştırır ve cennete doğru çevirir. Adam cennetin güzelliği karşısında donakalır ve Allah'ın dilediği kadar bir süre hiçbir şey konuşamadan dili tutulmuş gibi bekler. Neden sonra kendisine gelir ve: 'Ey Rabbim, ne olur beni cennetin kapısına yaklaştır!' der. Allah Teâlâ: Daha önce istemiş olduğun cehennem ateşinden kurtulma dışında herhangi bir şey istemeyeceğine dair yeminler edip sözler vermemiş miydin?' diye sorar. Adamcağız şöyle cevap verir: 'Ey Rabbim, beni bu halde bırakıp cennetine koymazsan kullarının en bedbahtı olurum, hem senin rahmetinden umut kesen zümreden olmak istemem!' Allah Teala ona tekrar: 'Peki seni bundan kurtarırsam daha fazlasını istemeyeceğini düşünüyor musun?' deyince adamcağız: 'Senin İzzetine, yüceliğine yemin olsun ki istemeyeceğim' diye cevap verir ve Allah Teâlâ'nın istemiş olduğu bütün yeminleri eder. Bunun üzerine Allah onu cennetin kapısına yaklaştırır. Adam cennet'in kapısına yaklaşıp oradaki göz kamaştıran güzelliği, huzuru ve cennetliklerin neşesini görünce kendisinden geçer; orada dili tutulmuş bir şekilde donakalır. Adam yine yalvarmaya başlar ve: Aman Allahım, ne olur cennete girmeme müsaade et, beni cennetine koy!' der. Allah Teâlâ: 'Ne gözü doymaz adammışsın sen, ama olsun bizim rahmetimiz geniştir. Peki seni verdiğin sözlerden ve ettiğin yeminlerden caydıran ne oldu!? Verdiğin sözler, ettiğin yeminler nereye gitti.? Hani daha önce istediğin ve sana verilenler dışında bir şey istemeyecektin!' deyince adam önceki gibi şu cevabı verir: Ey Rabbim, beni bu halde bırakıp cennetine koymazsan kullarının en bedbahtı olurum, hem senin rahmetinden umut kesen zümreden olmak istemem. Ne olur beni bedbahtlardan eyleme!' Allah o kulun bu haline güler ve cennet'e girmesine müsaade eder. Sonra da şöyle nida buyurur: 'Dilediğini iste!' Adam istemeye başlar ve istekleri sona erince Allah Teâlâ: 'Daha fazlasını iste, çok daha fazlasını!' der. Adam yine istemeye başlar. İsteklerinin sonuna gelince Allah: 'Bu isteklerini sana verdiğim gibi bir o kadar daha veriyorum!' buyurur." Ebu Saîd el-Hudrî, Ebu Hureyre'ye şöyle demiştir: 'Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: O gün şöyle buyurmuştu; Allah Teâlâ o kuluna, bu isteklerini sana verdiğim gibi on katını daha veriyorum!' buyurdu. Ebû Hureyre: Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sadece 'Allah Teâlâ, bu isteklerini sana verdiğim gibi bir o kadar daha veriyorum, buyurdu' dediğini duyup ezberledim' deyince Ebu Saîd: 'Ben Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Allah Teâlâ, bu isteklerini sana verdiğim gibi on katını daha veriyorum, buyurdu' dediğini işittim. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Malik İbn Buhayne (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldığı vakit secdede iken kollarını öyle açardı ki koltuk altlarındaki açık teni görünürdü
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Vail'den nakledildiğine göre: Bir gün Huzeyfe rüku ve secdeleri azaları tam olarak sükûn bulacak şekilde yapmayan birisini görür ve ona şöyle der: Sen namaz kılmadın! Sanırım şunu da söylemişti: Eğer bu şekilde ölecek olursan Muhammed'in yolu dışında bir ölümle ölürsün." باب: السجود على سبع أعظم. 133. Secde Yedi Aza Üzerinde Yapılır
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir; "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yedi azası üzerinde secde etmesi ve namazda iken elbisesiyle, saçıyla - başıyla uğraşmaması emredildi. Bu azalar şunlardır: Alın, iki el, iki diz ve iki ayak. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bize yedi azamız üzerine secde etmemiz ve namazda iken elbiselerimizle ve saçımızla başımızla oynamamamız emredildi
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Yezîd şöyle demiştir: Bana Bera İbn Azib - o kesinlikle yalancı biri değildir - Resûlullah ile birlikte kıldıkları namazı şu şekilde nakletti: "Biz Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz kılardık. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem (semi' allahu limen hamideh) deyip alnını yere koyana kadar bizden hiç kimse belini bükmezdi
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Bana yedi aza üzerine secde etmem emrolundu: Alın - bu sırada mübarek eliyle burnuna da işaret buyurdular - iki el, iki diz ve ayakların uçları. Ayrıca namazda iken elbiselerimizle ve saçımızla başımızla oynamamamız emredildi." باب: السجود على الأنف والسجود على طين. 135. Secdede Burnu Yere Değdirmek Ve Çamura Secde Etmek
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme (r.a.) şöyle demiştir: "Bir gün Ebu Saîd el-Hudrî'y' ziyarete gidip kendisine gel seninle biraz hurmalıklara doğru yürüyelim dedim. Teklifimi kabul edip dışarı çıktı. Ona kadir gecesiyle ilgili olarak Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den neler işittiğini sordum. Ebu Saîd şu cevabı verdi: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ramazan ayının ilk on günü itikafa girdi ve biz de onunla birlikte itikafa girdik. Cebrail, Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip; 'İstemiş olduğun şey işte önünde' dedi. Bundan sonra ResûluIIah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ortadaki on günü de İtikafta geçirdi ve biz de onunla birlikte itikafta bulunduk. Cebrail, Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip; 'İstemiş olduğun şey işte önünde' dedi. Ramazan'ın yirminci gecesinin sabahında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayağa kalkarak ashab-i kiram'a şu hutbeyi okudu: "İçinizden kim benimle birlikte itikaf'a girmişse bundan sonraki on gün de itikafa devam etsin. Çünkü Kadir Gecesi'nin ne vakit olduğu bana gösterildi fakat sonra geri unutturuldu. Kadir Gecesi Ramazan'ın son on gecesinin tekli gecelerindedir. Ben rüyamda şunu gördüm; sanki çamura secde ediyordum." Mescidin tavanı hurma dallarıyla kapatılmıştı ve gökyüzünde bulut namına hiçbir şey görünmüyordu. Fakat bir süre sonra bir bulut gökyüzünü kapladı ve üzerimize sağanak bir yağmur yağmaya başladı. ResûluIIah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu yağmurlu günde bize namaz kıldırdı. Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in (su ve çamurla kaplanmış mescid zeminine secde ettiği) için alnında ve burnunun ucunda çamur ve su kalıntıları bulunduğunu gördüm. İşte bu durum O'nun gördüğü rüya'nın sadık bir rüya olduğunu gösteriyordu
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl İbn Sa'd şöyle demiştir: "Ashâb-ı kiram Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kılarlardı ve üst taraflarını da örtebilecek kadar büyük olmayan izarlarını boyunlarına bağlarlardı. Bu yüzden erkeklerin arkasında saf olup namaz kılan kadınlara erkekler iyice doğrulup oturana kadar başlarını kaldırmamaları, emredilmişti
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yedi âzası üzerinde secde etmesi ve namazda iken elbisesiyle, saçıyla başıyla uğraşmaması emredildi. باب: لا يكف ثوبه في الصلاة. 138. Namazda Elbise İle Uğraşmamak
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Bana yedi âza üzerine secde etmem ve namazda iken elbiselerle ve saçla başla oynamamam emredildi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha )şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Allah Teala'nın (Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile) buyruğuna uyarak rükû ve secdelerinde şu duayı çokça okurdu: سبحانك اللهم ربنا وبحمدك، اللهم اغفر لي [Sübhaneke Allahumme Rabbena ve bi hamdike Allahummağfirli] ‘’ باب: المكث بين السجدتين. 140. İKİ SECDE ARASINDA BEKLEMEK
- Bāb: ...
- باب ...
Eyyûb es-Sahtiyânî, Ebû Kılâbe (r.a.)'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir gün Malik İbnü'l-Huveyris yanında bulunan cemaate - göstereceği namazın vakti olmadığı halde 'Size Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'm nasıl namaz kıldırdığını göstermek istiyorum' diyerek kalktı ve namaza durdu. Sonra tekbir getirerek rükûya gitti, sonra başını kaldırıp rükûdan doğruldu ve bir süre kıyamda bekledi. Sonra secdeye gitti ve ardından doğrulup bir süre bekledi. Bize hocamız Amr İbn Seleme'nin kıldırdığı gibi bir namaz kıldırdı." Eyyûb şöyle demiştir: "Amr İbn Seleme benim başkalarından görmediğim bir şey yapardı; üçüncü veya dördüncü rekatta otururdu." [-819-] Malik İbn Huveyris şöyle demiştir: "Biz gençler olarak Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip onun yanında kalmıştık. Bize bir süre sonra şöyle buyurdu; 'Memleketinize ailelerinizin yanına dönseniz ne kadar güzel olur; onlara namazların nasıl ve hangi vakitlerde kılınacağını öğretip namaz kıldırın. Namaz vakti girince içinizden birisi ezan okusun ve yaşça en büyük olanınız da İmamlığa geçip namazı kıldırsın
- Bāb: ...
- باب ...
el-Berâ (r.a.) şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken secdelerde, rükûlarda ve iki secde arasındaki oturuşlarda neredeyse birbirine eşit olacak bir süre kadar beklerdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) yanında bulunan cemaate şöyle'demişti: "Ben sizlere Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize namazı nasıl kıldırdıysa hiçbir yönünü eksik bırakmadan namaz kıldıracağım." Enes İbn Mâlik'ten Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nasıl namaz kıldırdığını nakleden Sabit şöyle demiştir: "Enes İbn Mâlik namaz kılarken bir şey yapardı fakat ben sizin bunu yaptığınızı hiç görmedim. O rükûdan kalktığında o kadar uzun beklerdi ki arkasında bulunanlar, galiba secdeye gitmeyi unuttu, derlerdi. Yine aynı şekilde iki secde arasında öyle uzun beklerdi ki arkasında namaz kılanlar, herhalde secdeye gitmeyi unuttu, derlerdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Secdeye vardığınızda vücûdunuzu serbest bırakın; ne iyice yayılın ne de büzülün. Hiçbiriniz secdede iken köpeğin yatışı gibi dirseklerini yere yapıştırmasın
- Bāb: ...
- باب ...
Malik İbnü'l-Hüveyris Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den gördüğü namaz kılma şeklini şöyle anlatmıştır: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken tekli rekatlardan sonra bir süre oturup öyle kalkardı
- Bāb: ...
- باب ...
Eyyûb es-Sahtiyânî'den nakledildiğine göre Ebu Kılâbe (r.a.) şöyle demiştir: "Malik İbn Hüveyris bir gün bize gelip; 'Asıl maksadım size namaz kıldırmak olmadığı gibi zaten namaz vakti de değildir. Amacım sizlere Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in nasıl namaz kıldığını göstermektir' dedi. Bu rivayeti nakleden Eyyûb, Ebû Kılâbe'ye Mâlik'in nasıl namaz kıldırdığını sormuş, Ebu Kılâbe de Amr İbn Seleme'yi kastederek "Hocamız gibi" cevabını vermişti. Eyyûb, Amr İbn Seleme'nin namazı hakkında şunları söylemiştir: "O, bütün intikallerde tekbirlerin tamamını alırdı ve başını ikinci secdeden kaldırıp da birinci rekatı bitirdikten sonra ikinci rekata kalkarken çok kısa bir süre oturur ve sonra da yere dayanarak ayağa kalkardı
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd İbnü'l-Hâris şöyle demiştir: "Bir gün bize Ebu Saîd namaz kıldırmıştı; secdeden başını kaldırdığında, secdeye gittiğinde, secdeden kıyama kalktığında ve ilk iki rekatı kılıp üçüncü rekata kalkarken sesli bir şekilde tekbir getiriyordu. Sonra da bize şöyle demişti: Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İn namaz'ı bu şekilde kıldığını gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Mutarrif İbn Abdullah şöyle demiştir: "İmrân İbn Husayn (r.a.) ile birlikte Ali (radiyallahu anh)'in arkasında namaz kılmıştık; secde ettiğinde, secdeden doğrulduğunda ve İlk İki rekatı bitirip üçüncü rekata kalktığında tekbir getiriyordu. Selâm verip namazı bitirdiğinde İmrân İbn Husayn elimi tutarak bana şöyle dedi: Ali (r.a.) bize aynen Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazını kıldırdı başka bir rivayete göre Alî (r.a.) bana Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kıldırdığı namazları hatırlattı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abdullah şöyle demiştir: "Babam Abdullah İbn Ömer (radiyallahu anh)'in namaz kılarken teşehhüd'e oturduğunda bağdaş kurduğunu görmüştüm. Ben de onun gibi yapıp bağdaş kurdum. O zamanlar yaşım küçüktü. Bunun üzerine babam beni uyardı ve böyle yapmamamı söyledi. Bana o gün şöyle demişti! Namazın sünneti (parmaklarının uçları kıbleyi gösterecek şekilde katlayarak) sağ ayağını dikmen ve sol ayağını yatırmandır! Ben: 'Ama sen bağdaş kuruyorsun' dediğimde şöyle cevap vermişti; Benim ayaklarım vücûdumu taşıyamıyor ki !.." AÇIKLAMASI 457.Sayfada
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed İbn Amr İbn Ata şöyle demiştir: "Bir defasında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından bir kaç kişiyle birlikte oturuyordum. Bu sırada Resûlullah s.a.v. nasıl namaz kıldığı konusu açıldı ve Ebû Humeyd es-Sâidî şöyle dedi: Aranızda Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nasıl namaz kıldığını en iyi bilen kişi benim. O'nun şu şekilde namaz kıldığını gördüm; Namaza başlarken tekbir aldığında ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı. Rüku'ya gittiğinde elleriyle dizlerini iyice kavrardı ve sırtını dümdüz tutardı. Rükû'dan doğrulup başını kaldırdığında vücûdunu tam olarak düzeltirdi; omurga kemikleri dimdik olurdu. Secde ettiğinde ellerini yere koyar fakat dirseklerini yere ve yanlarına yapıştırmazdı. Secdede iken ayak parmaklarının uçları kıbleyi gösterirdi. İlk iki rekatı kılıp birinci teşehhüde oturduğunda sağ ayağını diker ve sol ayağını yatırıp üzerine otururdu. Son teşehhüde oturduğunda ise sağ ayağını yine diker ve sol ayağını sağ ayağının altına yatırıp kalçası üzerinde yere otururdu
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Buhayne. şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gün bize öğle namazı kıldırıyordu. Fakat ilk İki rekatı kıldırdıktan sonra teşehhüde oturmadan üçüncü rekata kalktı. Bunun üzerine cemaat da onunla birlikte kalkıp kıyam'a durdu. Cemaat Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İn selâm vermesini beklerken Resûl-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirip oturduğu yerde tekbir aldı ve selâm vermeden önce iki defa secde etti. Daha sonra da selâm verip namazdan çıktı. Tekrar: 830, 1224, 1225, 1230 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Mesud (Radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Biz Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz kıldığımız zaman şöyle derdik: Cebrail'e, Mîkâîl'e selâm olsun, şu meleğe, şu meleğe selâm olsun. 'Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize dönerek şöyle buyurdu: "Şüphesiz Selâm olan sadece Allah'tır. Siz'den biri salauât okuyacağı zaman şu duayı etsin:
- Bāb: ...
- باب ...
Urve İbnü'z-Zübeyr Aişe (r.anha)'nın kendisine şunu haber verdiğini nakletmİştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'da iken şöyle dua ederdi; [Allahümme eûzübike min Azabi'l-Kabri ve Eûzübike min Fitneti'l-Mesihi'd-Deccâl ve Eûzübike min Fitneti'l-Mahyâ ve Fitneti'l-Memât Allahümme innî Eûzübike mine'l-Me'semi ve'l-Mağrami] "Allah'ım kabir azabından sana sığınırım, Allahım Mesih - deccâlin fitnesinden sana sığınırım, hayatın ve Ölümün fitnesinden sana sığınırım, Allah'ım günahlardan ve borçlu olmaktan sana sığınırım,' Sahâbîlerden birisi Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: Ey Allah'ın Resulü borçlu olmaktan ne kadar çok Allah'a sığınıyorsunuz böyle?!' deyince Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Bir kimse borçlandığı zaman konuşur fakat yalan söyler, söz verir fakat sözünde durmaz. Tekrar: 833, 2397, 6368, 6375, 6376, 6377 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Amr (r.a.)'ın naklettiğine göre; "Ebu Bekir es-Sıddîk (Radiyallahu and) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: 'Ey Allah'ın Resulü, bana namazda İken edebileceğim bir dua öğretiniz' dedi. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona şu duayı etmesini emir buyurdu: Allah'ım ben kendime çok fazla zulmettim. Günahları sen'den başka bağışlayacak yoktur. Allah'ım, beni katından bir mağfiret ile bağışla ve bana merhametinle muamele buyur. Şüphesiz sen bağışlayan (Ğafur) ve esirgeyensin (Rahîm). Tekrar: 6326 ve 7388. Diğer tahric: Tirmizi Daavat; Müslim, Zikir; Nesai; İbn-i Mace, sehv
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Mesûd'un şöyle dediği nakledilmiştir: "Biz Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz kıldığımız zaman son teşehhüdde şöyle derdik: 'Kullarından Allah'a selâm olsun; şu meleğe, şu meleğe selâm olsun.'Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize dönerek şöyle buyurdu: "Allah'a selâm olsun demeyin. Şüphesiz Selam olan sadece Allah'tır. Fakat bunun yerine şu duayı okuyun: التحيات لله، والصلوات، والطيبات، السلام عليك أيها النبي ورحمة الله وبركاته، السلام علينا وعلى عباد الله الصالحين [Et’Tehiyatu Lillahi ve’s-selevatu ve’t-teyyibatu es-selamun aleyke eyyuhennebiyyu ve Rahmetullahi ve berekatuhu. Es-Selamun aleyna ve ala ibadillahi’s-salihin.} Çünkü siz bu şekilde Allah'ın salih kullarına selâm dilediğiniz zaman, bu dua gökteki veya gök ile yer arasındaki Allah'ın her salih kuluna ulaşır. Bundan sonra ise hoşuna giden dilediği herhangi bir duayı okumakta serbesttir." (Buradaki Tehiyyat’ın meali 459.sayfada var)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme, Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)'e kadir gecesiyle ilgili bir soru sormuş da şöyle cevap vermiştir: "Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in su ve çamurla kaplanmış mescid zemine secde ettiğini gördüm; alnında çamur kalıntıları vardı
- Bāb: ...
- باب ...
Hind Bintü'l-Hâris Ümmü Seleme (r.anha)'nın şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'dan çıkmak İçin selâm verirdi ve selâm verir vermez kadınlar kalkıp giderdi. Fakat kendisi kalkmadan önce birazcık beklerdi." İbn Şihab şöyle demiştir: "Bana kalırsa Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem erkek cemaat İle kadınların karşılaşmasını önlemek için bu şekilde beklerdi ki kadınlar çıkıp gitsin. Tabiî ki her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir. Tekrar: 849 ve
- Bāb: ...
- باب ...
İtban İbn Malik (r.a.) şöyle demiştir: "Biz Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kıldık; o selâm verdiğinde biz de selâm verdik
- Bāb: ...
- باب ...
Mahmud İbn er-Rabî' (r.a.), Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bir gün evlerine gelip kuyunun kovasından bir içim suyu ağzına alıp yüzüne püskürttüğünü hatırladığını ve bu günlerde de bunu hatırlayacak yaşta olduğunu anlatmaktadır. [-840-] Mahmud İbn Rebî' el~Ensârî (r.a.) şöyle demiştir: Ben Itbân İbn Mâlik (r.a.)'in şöyle dediğini işittim: "Ben bağlı bulunduğum Beni Seleme kabilesine imamlık yapardım. Bir gün Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek şöyle dedim; "Ya Resulallah! Ben gözleri görmeyen bir a'mayım. Bazen öyle aşırı yağmur yağıyor ki evimle mescid arasında oluşan sel yüzünden evimden çıkıp mescid'e gidemiyorum. Ben zât-ı âlînizden şunu istirham ediyorum; Evimize buyurup bir köşesinde namaz kılsanız da orayı rnescid edinsem!" Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona şöyle dedi: "İnşallah bu talebinizi yerine getiririm!" Bir süre sonra, öğle vakti civarı Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem söylediği gibi benim yanıma geldi. Yanında Ebu Bekir de vardı. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem içeri girmek için izin istedi. Ben de kendilerini içeriye buyur ettim. Fakat hemen oturmadı ve oturmadan önce namaz kılmak istediği için şöyle buyurdu: "Namazı nerede kılmamı istersin?" İtbân, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e evinde uygun olan istediği bir yer gösterdi ve Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılmak üzere kalktığında biz de kalkıp arkasında saf olduk. Namazı kılıp selâm verdi ve o selâm verince biz de selâm verdik
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında insanlar farz namazların ardından yüksek sesle Allah'ı zikrederlerdi." İbn Abbas (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir: Ben ashab-ı kiram'ın namaz'ı bitirdiklerini bu şekilde seslerini yükseltmelerinden anlardım
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazının bittiğini getirilen tekbirler'den anlardım
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir: Ashâb-ı kirâmın fakirleri Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: 'Ey Allah'ın Resulü, çok mal'a sahip olan zengin kardeşlerimiz yüksek dereceleri ve ebedî nimet yurdunu kazandılar gitti! Onlar bizim kıldığımız gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar. Fakat malları çok olduğu için bizim yapamayacağımız amelleri de işliyorlar. Hacca gidiyorlar, umre yapıyorlar, cihâd'a rahatlıkla katılıyorlar ve üstelik sadaka da veriyorlar. Biz ise bunların hiçbirini yapamıyoruz' dediler. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara şöyle buyurdu: "Ben size öyle bir şey söyleyeceğim ki, bunları sağlam bir şekilde yaptığınız takdirde sizi geçen bu kişilerin derecesine ve sevabına yetişirsiniz. Hatta siz'den başka hiç kimse daha sonra size yetişemez ve içinde bulunduğunuz cemaat'in en hayırlıları olursunuz. Fakat bunun aynısını yapanlar olursa onlar da size yetişip sizin gibi hayırlı insanlar zümresine dahil olurlar. Bu görev şudur: Her namaz'ın ardından otuz üçer defa Sübhanallah, El-Hamdu Lillah ve Allahu Ekber deyiniz." Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle söyledikten sonra biz aramızda görüş ayrılığına düştük: Bazılarımıza göre yapmamız gereken görev şuydu; otuz üç defa Sübhanallah otuz üç defa El-Hamdu Lillah ve otuz dört defa Allahu Ekber demek. Ben de bu görüşü benimsedim. Buna göre her birinden otuz üçer defa olmak üzere şöyle söylersiniz; Sübhânallah, Elhamdu Lillah, Allahu Ekber. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Muğire İbn Şu'be (r.a.)'in kâtibi Verrâd şöyle demiştir: "Bir defasında Muğîre ibn Şu'be Muaviye'ye gönderilmek üzere bana yazdırdığı bir mektupta şunları söylemişti: Resûîullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem her farz namaz'ın ardından şöyle dua ederdi: La İlahe İllallahu vahdehu la şerike Lehu, Lehul mulk ve Lehul hamd ve Huve ala kulli şey'in kadir Allahumme lâ mania limâ e'tayte velâ mu'tlye limâ mena'te ve lâ yenfeu ze'l-Ceddi minke'l-Cedd Meali: Tek olan Allah'tan başka İlah yoktur, Onun ortağı yoktur, mülk hakimiyet Onundur, övgü Onadır. Onun her şeye gücü yeter. Allah'ım, Senin verdiğine engel olacak hiçbir şey yoktur. Senin engel olduğunu da verebilecek yoktur. Senin yanında zenginin zenginliği fayda vermez. Zenginlik Senden gelir. Tekrar: 1477, 2408, 5975, 6330, 6473, 6615 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Semure İbn Cündeb (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'ı kıldığı zaman yüzünü bize döndürürdü. Tekrar: 1142, 1386, 2085, 2791, 3236, 3354, 4674, 6096 vs
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd İbn Halid el-Cüheni (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize Hudeybiye'de geceleyin yağan yağmur'un izleri belli İken sabah namazı kıldırmıştı. Namaz bittikten sonra cemaate dönerek şöyle buyurdu: 'Siz Rabbinizin ne buyurduğunu biliyor musunuz?' ashab-ı kiram, Allah ve Resulü daha iyi bilir' deyince Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Kullarımdan kimisi bana inanan birer mu'min olarak sabah'a çıktığı halde kimisi kafir oldu. Kim, bu yağmur Allah'ın fazlı ve rahmeti ile üzerimize yağdı, demişse o bana inanan ve “ızların güç ve kuvvet sahibi oIduğunu reddeden bir mu'mindir. Kim de, bu yağmur şu ve şu yıldızlar sayesinde yağdı, derse beni inkar etmiş ve yıldızların bir güç ve kuvvet'e sahip olduğuna iman etmiş demektir. Tekrar: 1038, 4147 ve 7503. MÜSLİM HADİSİ İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSİ İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, namaz'ı gecenin ortasına kadar geciktirmişti. Sonra mescid'e gelip bize namaz kıldırdı. Namaz bittikten sonra yüzünü bize çevirip şöyle buyurdu: "İnsanların bir kısmı namazlarını kılıp yattılar. Siz ise namaz'ı beklediğiniz süre boyunca zaten namaz kılıyorsunuz demektir
- Bāb: ...
- باب ...
Nafi' şöyle demiştir: Abdullah İbn Ömer (r.a.) farz namazı kıldığı yerde nafile namazları da kılardı, asim İbn Muhammed İbn Ebu Bekir de böyle yapardı." Ebu Hureyre (r.a.)'in şöyle bir rivayeti merfu' olarak naklettiği zikredilmiştir: 'İmam farzı kıldırmış olduğu yerde nafile namaz kılmaz." İmam Buhari, Ebu Hureyre r.a.'den nakledilen bu rivayet'in sahih olmadığını söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz'ı bitirdikten sonra bulunduğu yerde birazcık beklerdi." İbni Şihab bu rivayetle ilgili olarak şunları söylemiştir: "Bize kalırsa - tabii ki Allah en doğrusunu bilir - Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınların namazı bitirip rahatlıkla çıkmalarını sağlamak için böyle beklerdi
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe İbnü'I-Hâris (r.a.) şöyle demiştir: "Bir defasında Medine'de iken Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında ikindi namazı kılmıştım. Selâm verip namaz'ını bitirdikten sonra çok hızlı bir şekilde kalktı ve cemaat'in omuzlarından atlayarak acele ile hanımlarından birisinin odasına girdi. Cemaat Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İn böyle acele ettiğini görünce endişelendi ve dehşet içinde donakaldılar. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem dışarı çıktığında cemaat'in şaşkınlığını ve endişelerini anlayıp şöyle buyurdu: Namaz kıldırırken aklıma sahip olduğumuz bir miktar altın takıldı. Ben de bu düşünce'nin beni alıkoymasını istemedim. Derhal kalkıp eşlerimin yanına gittim ve onun hemen dağıtılmasını istedim. Tekrar: 1221, 1430 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Mesud (Radiyallahu anh) şöyle demiştir; "İçinizden hiç kimse namaz bittikten sonra muhakkak sağ taraftan dönülmesi gerekir şeklinde bir düşünceye ve inanca kapılarak şeytan'a namazından bir pay kaptırmasın. Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sol tarafından döndüğünü çok gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer şöyle demiştir: "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hayber savaşında iken sarımsak bitkisini işaret ederek şöyle buyurdu: Kim bundan yerse mescidimize ge/(ip bizi rahatsız etmesin. " Tekrar: 4215, 4217, 4218, 5521 ve)
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Cüreyc, Ata İbn Ebu Rabah'tan Cabir İbn Abdullah'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sarımsak bitkisini işaret ederek şöyle buyurdu: Kim bundan yerse mescidimize gelmesin." Ben (Ata İbn Ebu Rabah), Cabir İbn Abdullah'a: "Peki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem çiğ sarımsağı mı kasdetti, yoksa pişmiş sarımsak için de aynı hüküm geçerli mi?" diye sorduğumda şu cevabı verdi: "Ben öyle sanıyorum ki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sadece çiğ sarımsağı kasdediyordu." Mahled İbn Yezid, İbn Cüreyc'in bu rivayeti "Sadece kokulu olanı kasdediyordu" şeklinde naklettiğini söylemiştir. Tekrar: 855, 5452 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sarımsak veya soğan yiyen bir kimse biz'den - veya bizim mescidimizden -uzak dursun; kendi evinde durup beklesin." Bir defasında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sebze dolu bir kap getirdiler. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu sebzelerden bir koku geldiğini fark etti. Oradakilere bu kokunun nereden geldiğini sorunca kabın içinde bulunan sebzeleri saydılar. Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlardan bunu yanıbaşında bulunan bir sahâbîye vermelerini istedi. O sahâbînin bunu yemek istemediğini gören Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Çekinme, ye, ben yemiyorum çünkü ben senin konuşmadığın meleklerle konuşuyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Abdülaziz İbn Suheyb el-Benânî şöyle demiştir: "Birisi Enes İbn Mâlik (r.a.)'e 'Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sarımsakla ilgili bir şeyler söylediğini işittin mi' diye sorunca Enes İbn Mâlik şöyle demişti: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Kim bu bitkiden yerse bize veya bizim mescidimize yaklaşmasın. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman eş-Şeybânî Şa'bî'nin şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte terk edilmiş ve bir kenarda unutulmuş bir kabre uğrayan ashâb-ı kirâm'dan bir zât bana haber verdi; Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu kabrin yanından geçerken orada durup bize imamlık yaptı ve {ölünün cenaze namazını kıldırdı.) Biz de arkasında saf olmuştuk." Râvî Süleyman eş-Şeybânî diyor ki: "Ben Şa'bî'ye: Ya Ebu Amr sana bu rivayeti kim nakletti diye sorduğumda şöyle cevap verdi: Abdullah İbn Abbâs anlattı. Tekrar: 1247, 1319, 1321, 1322, 1326 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Cum'a günü boy abdesti (ğusüi) almak, ihtilam olan (ergenlik çağına giren) herkese vaciptir. Tekrar: 879, 880, 895 ve
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: Bir gece teyzem Meymune'nin yanında kalmıştım. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gecenin bir kısmı geçtikten sonra kalktı ve duvarda asılı olan bir kaptan çok fazla su kullanmadan (hafif) abdest aldı. Ardından kalkıp namaz kılmaya başladı. Ben de onun abdestine benzer bir şekilde abdest aldım ve sol tarafına geçip namazda kendisine uydum. Bunun üzerine beni tutup sağ tarafına geçirdi. Bu şekilde Allah Teala'nın dilediği kadar namaz kıldıktan sonra oraya uzandı; Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyumuştu ve hatta horlaması duyuluyordu." Bu hadis'in ravilerinden Amr'a: "Bazı kimseler Resulullah s.a.v.'in gözleri uyur fakat kalbi uyumaz diyerek bunun ona has bir durum olduğunu iddia ediyorlar" şeklinde yöneltilen bir soruya Amr şu cevabı vermiştir: "Ben Ubeyd ibn Umeyr'in, Nebilerin rüyası vahiydir, dediğini ve "Ben rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm" âyetini okuduğunu işittim
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik'ten rivayet edilmiştir: "Bir gün Enes İbn Mâlİk'in ninesi Müleyke Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İ yemeğe davet eder. Davete icabet eden Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yemeği yedikten sonra oradakilere size namaz kıldırayım' buyurur. Enes İbn Mâlik şöyle diyor: Bunun üzerine ben uzunca bir süre kullanılmadan beklediği için kararmış hasırımızı aldım ve üzerine biraz su serptim. Ardından namaza başladık. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem İmam olarak önümüzde bulunuyordu, ben ve yetim aynı safta idik, ninem ise bizim arkamızda namaza durmuştu. Bu şekilde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize iki rekat namaz kıldırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas şöyle demiştir: "Ben bir dişi merkebin üstünde ilerliyordum. O sıralarda ergenlik çağına henüz girmiştim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İn Mina'da ashâb-ı kirâm'a namaz kıldırdığını fark ettim. önlerinde duvar gibi bir engel yoktu. Ben safların bir kısmının önünden bu şekilde geçip merkepten indim ve otlaması için onu salıverdim. Sonra da gidip saflardan birisine girerek namaza durdum. O gün hiç kimse benim bu hareketlerimi yadırgamamış ve bana karşı çıkan olmamıştı
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatsı namazını geciktirmişti. Hatta bu gecikmeden dolayı Ömer gelip Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: Ya Resulallah! Kadınlar ve çocuklar uykuya daldı' diye seslenmişti. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem odasından çıktı ve cemaate şöyle buyurdu: 'Yeryüzünde sizden başka bu namazı kılan hiç kimse yoktur.' Aslında o gün Medine'de yaşayanlardan başka namaz kılan da yoktu
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) hakkında şöyle bir hâdise nakledilmiştir: "Birisi gelip Abdullah İbn Abbâs'a; 'Sen hiç Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bayram namazı için musallaya (namazgah - namaz kılınan yer) gittin mi?' diye sorar. İbn Abbâs ona şu cevabı verir; 'Evet, bayram namazı için Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte musallada bulundum. O zamanlar yaşım küçük olduğu için rahatlıkla Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yakın durabiliyordum. Zaten küçük olmasaydım onu görmem mümkün olmazdı. Bir defasında Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bayram namazı için Kesir İbnüs-Salt'a ait arazinin yanı başında bulunan bir mekana gelmiş ve burada insanlara hutbe îrad etmişti. Ardından kadınlara yönelip bazı nasihatlerde bulunmuştu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o gün kadınlara mallarını sadaka olarak vermelerini emretmişti. Bunun üzerine kadınlar parmaklarında bulunan alyanslarını hemen çıkarıp Bilâl'ın tuttuğu elbisesine bırakmaya başladılar. Ardından Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bilâl ile birlikte eve döndü
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Bir gün Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatsı namazını geciktirmişti. Hatta bu gecikmeden dolayı Ömer gelip ' Ey Allah'ın Resulü kadınlar ve çocuklar uykuya daldı' diye seslenmişti. Bunun üzerine Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem odasından çıktı ve cemaate şöyle buyurdu: "Yeryüzünde sizden başka bu namazı bekleyen hiç kimse yoktur." Gerçekten o günlerde sadece Medine'de bu namaz kılınmaktaydı. İnsanlar yatsı namazını şafak kaybolduktan sonra gecenin ilk üçte birlik vakti girince kılarlardı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kadınlarınız geceleyin namaza gitmek için sizden izin istediklerinde onlara izin verin." Şu'be bu hadisin mütâbii'ni A'meş Mücâhid Abdullah İbn Ömer yoluyla zikretmiştir. Tekrar: 873, 899, 900 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Hind Bintu'l-Haris'ten gelen bilgiye göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zevcelerinden Ümmü Seleme şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında kadınlar farz namazı kılıp selâm verdiklerinde kalkıp giderlerdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz kılan erkek cemaat ise Allah'ın dilediği kadar bir süre beklerdi. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktığında onlar da kalkardı
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazını kılıp bitirdiğinde kadınlar elbiselerinin peçeleriyle yüzlerini kapatarak mescid'den ayrılırlardı. Bu sırada gece'den kalma alacakaranlık devam ettiği için tanınmaları da mümkün olmazdı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ebi Katade el-Ensarî'nin babasından naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bazen uzun uzun namaz kılmak isteğiyle namaza duruyorum ve fakat bu sırada çocukların ağlama sesini işitince çocuğun annesine sıkıntı vermemesi için namazımı kısa tutuyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu an yaşayıp kadınların (giyim kuşam, koku sürünme, takılar takma gibi konularda) ne garip işler ortaya çıkardığını görseydi kesinlikle onların mescidlere gelmelerine mani olurdu; Tıpkı İsrail oğullarının kadınlarının mescidlere gitmekten alıkonması gibi..." Bu rivayeti nakledenlerden Yahya İbn Saîd Amra Binti Abdurrahmân'a: "İsrâiloğullarının kadınlarına mescide gelmeleri yasaklanmış mıydı?" diye sorunca ondan "Evet" cevabını almıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (Radiyallahu Anha )'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'dan çıkmak İçin selam verir vermez kadınlar kalkıp giderdi fakat kendisi kalkmadan önce birazcık beklerdi." İbn Şihâb ez-Zührî şöyle demiştir: "Bana kalırsa Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem erkek cemaat ile kadınların karşılaşmasını önlemek için bu şekilde beklerdi ki kadınlar çıkıp gitsin. Tabî ki her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes ibn Mâlik(radıyallahü anh); Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) -annem- Ümmü Suleym'in evinde namaz kıldırdı. Ben ve bir yetîm çocuk Peygamber'in arkasında namaza durduk. Ümmü Suleym de bizim arkamızda namaza durdu, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (Radiyallahu Anha validemiz) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazını sabahın alacakaranlığında kıldırırdı ve mu'minlerin hanımları namaz'ın hemen ardından mescîd'den ayrılırlardı. Hatta bu alacakaranlıkta onları tanımak mümkün olmazdı (başka bir rivayette birbirlerini tanımaları mümkün olmazdı.)" باب: استئذان المرأة زوجها بالخروج إلى المسجد. 166. Kadın'ın Mescid'e Gitmek İçin Kocasından İzin İstemesi
- Bāb: ...
- باب ...
Salim İbn Abdullah (r.a.)'ın babasın (Abdullah bin Ömer radiyallahu anh)'dan naklettiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Herhangi birinizin eşi mescid'e gitmek için sizden izin isterse ona engel olmayın
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.) şöyle demiştir: "Bir defasında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ümmü Süleym'in evinde bize namaz kıldırmıştı. Benim yanımda yetim bîri vardı. İkimiz Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz'a durmuştuk. Ümmü Süleym İse bizim arkamızda namaz kılmıştı