Sahih-i Buhari

...

(25) Kitāb: Hacc

(25) ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Fadl, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in terkisine binmişti. Bu sırada Has'am kabilesinden bir kadın geldi. Fadl kadına, kadın da Fadl'a bakmaya başladı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Fadl'in yüzünü diğer tarafa çevirdi. Kadın şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın, kulları üzerinde bir hac farîzası hakkı bulunmaktadır. Babam ise yaşlandı. Binek üzerinde duramaz haldedir. Ben onun yerine hac yapabilir miyim?" Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Evet" buyurdu. Bu olay veda haccı sırasında vuku bulmuştur. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Ömer r.a. şöyle nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i Zu'l-huleyfe'de bineği üzerinde iken gördüm. Daha sonra telbiye getirip ihrama girdi ve binmiş olduğu deve doğruldu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir r.a. Şöyle nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bineği doğrulduğu zaman Zu'l-huleyfe'de telbiye getirip ihrama girdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha'dan nakledildiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Aişe ile birlikte kardeşi Abdurrahman'ı göndermiş, Abdurrahman onun Ten'im'den umre için ihrama girmesine yardımcı olmuş ve onu küçük eğerli bir bineğe bindirmişti. Ömer r.a. şöyle demiştir: "Hacda (bineklerinize) eğerler koşunuz. Çünkü hac iki cihattan biridir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sümame İbn Abdullah İbn Enes şöyle demiştir: "Enes bineği üzerinde eğer bulunduğu halde haccetmiştir. Bunu cimriliğinden yapmış değildi. Çünkü o, Resûiullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in (yiyecek ve diğer eşya olarak) üzerinde yükleri bulunan eğerli bir deve üzerinde iken hac yaptığını nakietmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Resulü! Siz umre yaptınız. Fakat ben yapmadım." Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Ey Abdurrahman! Kız kardeşinle git, onun Ten'im'den umre için ihrama girmesini sağla" buyurdu. Bunun üzerıne Abdurrahnıan Aişe'yi devenin heybesinin bir tarafına koydu (ve gittiler). Daha sonra. Aişe umre yaptı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre r.a.'in naklettiğine göre Resulullah'a hangi amel'in daha faziletli olduğu sorulduğunda Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Allah'a Resulüne iman etmektir" buyurmuştur. Sonra hangisidir sorusuna, "Allah yolunda cihad etmektir", sonra hangisidir sorusuna ise, "kabul olunmuş hacdır" buyurarak cevap vermiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muminlerin annesi Aişe r.anha şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Resulü! Biliyoruz ki en faziletli amel cihad'dır. Peki biz cihad edemeyecek miyiz?" Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Hayır, [siz kadınlar için] en faziletli cihad hacc-ı mebrur (kabul olunmuş hac) dır" buyurmuştur. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Ebû Hureyre r.a., "Resûlullah Sallallahu aleyhi ve Sellem'i, "Kim Allah için hacceder ve bu sırada) cinsel ilişkiye girmez ve fasıklık da yapmaz ise (hacdan) annesinden doğduğu günkü gibi (günahsız olarak) döner" buyururken işittim" demiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Züheyr şöyle demiştir: Zeyd İbn Cübeyr'in naklettiğine göre bir gün Abdullah İbn Ömer'e gitti. Evi üstten ve alttan perdeli kıl Çadırdan ibaretti. Ona, "ihrama nereden girmem caiz olur" diye sordum. Bana, "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ihrama giriş yeri olarak, Necidliler için Karn bölgesini, Medineliler Zu'l-huleyfe'yi, Suriye tarafı için ise Cuhfe bölgesini belirledi" şeklinde cevap verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: "Yemenliler hacca geldikleri zaman azık getirmezler ve "Biz tevekkül ediyoruz derler, Mekke'ye geldikleri zaman da insanlardan dilenirlerdi. Bunun üzerine Allah Teala, "(Ey Mu'minler) Azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvadır"[Bakara 197] buyurmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ihrama girme yeri olarak Medineliler için Zu'l-huleyfe'yi, Suriye tarafından gelecekler için Cuhfe'yi, Necidliler için Karnu'l-Menazil'i, Yemenliler için de Yelemlem'i belirlemiştir. Bu yerler, onlar ve oralara gidip de hac ve umre yapmak isteyen ve o bölgelerin ötesinden gelecek diğer hacılar için mîkat bölgeleridir. Bu bölgelerden daha içeride yani Kabeye daha yakın olanlar ise istedikleri yerden ihrama girebilir. Hatta Mekkeliler de Mekke'­den girebilir." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ömer r.a.'in naklettiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Medineliler Zu'l-huleyfe'den, Suriyeliler Cuhfe'den, Necidliler Karn'dan ihrama girerler." Abdullah şunu ilave eder: bana ulaştığına göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Yemenliler Yelemlem'den ihrama girer" buyurmuştur. باب: مهل أهل الشأم. 9- Suriyelilerin İhrama Girme Yeri

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: " Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ihrama girme yeri olarak Medineliler için Zu'l-huleyfe'yi, Suriyeliler için Cuhfe'yi, Necidliler için Karnu'l-Menazil'i, Yemenliler için de Yelemlem'i belirlemiştir. Bu yerler, onlar ve oralara gidip de hac ve umre yapmak isteyen diğer kimseler için mîkat bölgeleridir. Bu bölgelerden daha içeride olanlar için ise ihram yeri, bulundukları yerdir. Hatta Mekkeliler de Mekke'den girebilir." باب: مهل أهل نجد. 10- Necidlilerin İhrama Girme Yeri

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip dedi ki: Biz bu hadîsi ez-Zuhrî'den ezberledik; o da Sâlim'den; o da Bâbası İbnu Umer'den belledi. İbnu Umer: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mîkaatları ta'yîn etti... diyerek hadîsi rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zührî'nin Salim'den onun da babasından naklettiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (mîkat yerlerini) belirlemiştir. [-1528-] Salim babasından şöyle nakleder: Resûlullah'ı şöyle buyururken işittim: "Medinelilerin ihrama girme yeri Zu'l-huleyfe; Suriyelilerin Mehye'a yani Cuhfe; Necidliîerinki ise Karn'dır" İbn Ömer şöyle demiştir: "Hz. Nebiin, "Yemenlilerin ihram'a girme yeri Yelemlem'dir" dediğini iddia etmişlerdir. Oysa ben bunu işitmedim." باب: مهل من كان دون المواقيت. 11- Mîkat Sınırları İçerisinde Bulunanlar İçin İhrama Girme Yeri

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ihram'a girme yeri olarak Medineliler için Zu'l-huleyfe'yi, Suriyeliler için Cuhfe'yi, Yemenliler için Yelemlem'i, Necidliler için Karnu'l-Menazil'i, Yemenliler için de Yelemlem'i belirlemiştir. Bu yerler, onlar ve oralara gidip de hac ve umre yapmak isteyen diğer kimseler için mîkat bölgeleridir. Bu bölgelerden daha içeride olanların ise ihram yeri bulundukları yerdir. Hatta Mekkeliler de Mekke'den girebilir." باب: مهل أهل اليمن. 12- Yemenlilerin İhrama Girme Yeri

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ihrama girme yeri olarak Medineliler için Zu'l-huleyfe'yi, Suriyeliler için Cuhfe'yi- Necidliler için Karn'i, Yemenliler için de Yelemlem'i belirlemiştir. Bu yerler, onlar ve oralara gidip de hac ve umre yapmak isteyen diğer kimseler için mîkat bölgeleridir. Bu bölgelerden daha içeride olanlar ise diledikleri yerden ihrama girebilir. Hatta Mekkeliler de Mekke'den girebilir." باب: ذات عرق لأهل العراق. 13. ZATU IRK IRAKLıLAR İçİN MiKAT YERİDİR

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Şu iki şehir (Basra ve Kufe) fethedildiği zaman oralarda oturan insanlar Ömer'e gelip, 'Ey Mü'minlerin Emiri! Necid için Karn mikat yeri olarak tayin edilmiştir. Oysa orası bizim yolumuza terstir. Karn'dan ihrama girmek istediğimiz zaman bize çok Zor oluyor' dediler. Bunun üzerine Hz. Omer, 'O halde yolunuzun üzerinde başka bir mikat hizasından ihrama girin' dedi ve Zat-ü ırk'ı onlar için mikat yeri olarak belirledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ömer r.a.'den nakledildiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zu'l-huleyfe'deki vadide devesinden İnmiş ve namaz kılmıştır. İbn Ömer de buraya geldiği zaman böyle yapardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ömer şöyle anlatır: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (Medine'den çıkarken) Şecere yolundan çıkar, (Medine'ye girerken ise) Muarras yolundan girerdi. Mekke'ye giderken Şecere mescidinde namaz kılardı. Dönerken ise vadinin ortasındaki Zu'l-huleyfe'de namaz kılar ve sabaha kadar orada gecelerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a.'den nakledildiğine göre kendisi Hz. Ömer'i şöyle söylerken işitmiştir: "Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i Akîk vadisinde iken, "Bu gece bana Rabbim'den bir elçi (Cibril) gelerek: 'Bu mubarek vadide namaz kıl ve umre ile beraber hac yapmaya niyet et' (kıran haca) di" buyurduğunu işittim." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim İbn Abdullah'ın babasından naklettiğine göre, Vadi'nin ortasında, Zu'l-huleyfe'deki Muarras'ta iken Hz. Nebi'in kendisine: "Sen mubarek bir vadidesin" denildi. Salim, babası Abdullah'ın, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in devesini çökerttiği yer diye araştırdığı Muarres'de devesinden inerdi. Söz konusu yer, vadi'nin ortasındaki mescidin alt tarafında, vadi ile yolun ortasında idi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Safvan İbn Ya'la şöyle anlatır: "Ya'la, Ömer r.a.'e 'Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'e vahiy geldiği sırada bana göster' demişti. Hz. Nebi Ci'rane'de iken yanında bir grup insan vardı. Bu sırada bir adam geldi ve: Ey Allah'ın Resulü! Koku sürünüp umre ihramına giren kimse hakkında ne buyurursunuz? diye sordu. Bunun üzerine Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre sustu. Daha sonra kendisine vahiy geldi. Ömer hemen Ya'la'ye işarette bulundu ve Ya'la geldi. Resûl-i Ekrem'in üzerinde bir örtü vardı. Ya'la: başını Resûlullah'ın örtüsünün İçine soktu. O sırada Hz. Nebi'in yüzü kırmızılaşmıştı ve nefesi (uykudaki bir kimse'nin çıkardığı ses gibi) hırlıyordu. Bir süre sonra bu durum ortadan kalktı. Daha sonra Efendimiz, "Umre ile ilgili soru soran kimse nerede?" dîye sordu. Bunun üzerine o soru soran adamı çağırıp Rasûlullah'ın yanına getirdiler. Hz. Nebi: "Üzerindeki kokuyu üç kez yıka üzerindeki cübbeyi çıkar ve umreni, hacda yaptığın gibi yap" buyurdu. Ata'ye "Hz. Nebi, üç kez yıkamayı emrederken (kokudan) arındırmayı kasdetti" dedim. O da: "Evet" diye cevap verdi. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Saîd İbn Cübeyr şöyle anlatır: "İbn Ömer r.a. vücuduna zeytin yağı sürerdi. Bu olayı İbrahim en-Nehaî'ye hatırlatınca bana, "Sen onun görüşünü ne yapacaksın?!" dedi. [-1538-] Aişe r.anha şöyle demiştir: "Resûlullah'ın, ihramlı iken başının ayırım yerlerinde bulunan kokusunun ışıltısı hala gözlerimin önünde gibidir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e, ihrama girerken ve (şeytan taşlayıp traş olarak) ihramdan çıktığı sırada (ziyaret) tavafından önce koku sürerdim". Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim, babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i dağılmaması için saçlarına yapışkan bir madde sürmüş halde telbiye getirirken işittim." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim İbn Abdullah, babasını şöyle söylerken işitmiştir: "Resûlullah ancak mescidin yanından telbiye getirerek ihram'a girerdi." Mescid'den maksadı Zu'l-huleyfe'deki mesciddir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ömer r.a.'den nakledildiğine göre adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! İhramlı bir kimse hangi elbiseleri giyebilir?" diye sormuştu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Gömlekleri, başa geçirilen takkeleri, şalvarları, şapkalı giysileri ve mestleri giyemez. Fakat iki ayakkabı bulamayan kimse mest giysin ve topuklardan aşağısını kessin. Siz ihramlılar, za'feran ve vers adı verilen bitki ile boyanmış olan elbise giymeyin" buyurmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a.'den nakledildiğine göre: Usame Arafat'tan Müzdelife'ye kadar Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in terkisinde idi. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem daha sonra Müzdelife'den Mina'ya kadar Fadl'ı terkisine aldı. Usame ve Fadl, "Hz. Nebi, Akabe cemresine (büyük şeytana) taş atıncaya kadar telbiye etmeye devam etti" demişlerdir. 1543 nolu Hadisin geçtiği diğer yerler: 1686; 1544 nolu Hadisin geçtiği diğer yerler:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) saçlarını salıp yağ süründükten, îzar ve ridasını giydikten sonra ashabıyla birlikte Medine'den ayrıldı. Kokusu deriye geçecek şekilde za'feran bulunanlar hariç, hiçbir îzar ve rida'nın giyilmesini de yasaklamadı. Gündüz vakti Zul Huleyfe'ye vardılar ve sabaha kadar orada kaldılar. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bineğine bindi. Çöle girdikleri zaman ashabıyla birlikte telbiye getirdi. Kurbanlık hayvanına gerdanlık taktı. Bu olay Zillkade'nin 25'inde gerçekleşmişti. Zülhicce'nin 4. gecesi Mekke'ye vardılar. Kabe'yi tavaf etti, Safa ile Merve arasında sa'y etti. Kurbanına gerdanlığını taktığı İçin artık ihram'dan çıkmadı. Daha sonra Mekke'nin yüksek bir yeri olan Hacûn bölgesinde konakladı. O sırada hac ihramı içinde bulunuyordu. Yaptığı İlk tavaftan sonra Arafat'tan dönünceye kadar bir daha Kabe'ye yaklaşmadı. Sahabilere, Kabe'yi tavaf etmelerini ve Safa ile Merve arasında sa'y da bulunmalarını, daha sonra da traş olup ihramdan çıkmalarını emretti. Bu emir, yanlarında gerdanlık takılmış kurbanlık bulunmayan kimselere yönelikti. Hanımları ile gelenler için artık cinsel ilişkide bulunmak, güzel koku sürünmek ve elbise giymek helaldi. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes İbn Malik r.a. şöyle nakleder: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'de dört rekat, Zul-Huleyfe'de iki rekat namaz kılmış ve sabaha kadar orada kalmıştır. Devesine binip tam olarak doğrulup da yola koyulunca telbiye getirmişti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes İbn Malik r.a. şöyle nakleder: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazını Medine'de dört, ikindi namazını Zul-Huleyfe'de iki rekat olarak kıldı. Zannedersem sabaha kadar orada kalmıştı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes İbn Malik r.a. şöyle nakleder: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazını Medine'de dört rekat, ikindi namazını Zul-Huleyfe'de iki rekat olarak kılmıştır. Onların, hem hac hem de umre için gidenlerin, (telbiye getirirken) seslerini hep birlikte yükselttiklerini işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in telbiyesi; "Lebbeyk, Allahumme lebbeyk, lebbeyke la Şerike leke lebbeyk, innel hamde ven nimete leke vel mulk, la şerike lek" şeklindedir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Muhakkak ki ben Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle telbiye ettiğini biliyorum: "Lebbeyk, Allahumme lebbeyk, lebbeyke la şerîke leke lebbeyk, innel hamde ven nimete lek

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes r.a. şöyle anlatır: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, biz de onunla birlikte iken, öğle namazını Medine'de dört rekat olarak, ikindi namazını Zul-Huleyfe'de iki rekat olarak kılmıştır. Daha sonra sabaha kadar orada kalmış, sonra bineğine binip Beyda'ya (çöle doğru) geldikleri zaman Allah'a hamdetmiş, tesbihte bulunmuş ve tekbiı getirmişti. Daha sonra hac ve umre için telbiyede bulunmuştu. Yanındakiler de ona uyarak hac ve umre için telbiye getirdiler. (Mekke'ye) vardığımızda ihramlardan çıkmaları için herkese emir verdi. Terviye günü (Zülhicce'nin 8.günü) gelince hac için telbiye getirip ihrama girdiler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ayakta iken kendi elleriyle birçok deveyi kurban kesmişti. Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'de de iki alaca koç'u kurban etmişti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'in naklettiğine göre İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bineği ayağa kalkıp tam olarak doğrulduğu zaman telbiye getirmişti." باب: الإهلال مستقبل القبلة. 29- Kıbleye Yönelerek Telbiye Getirmek

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi’ şöyle demiştir: "İbn Ömer r.a. Zul-Huleyfe'de sabah namazını kılınca devesinin eğerinin bağlanmasını emrederdi. Eğeri bağlanınca, devesi onu doğrulttuğu zaman ayakta olduğu halde kıbleye yönelir ve Harem'e varana kadar telbiye getirirdi. Harem'e gelince telbiyeyi bırakırdı. Zû Tuva'ya gelince sabaha kadar orada kalırdı Sabah namazını kıldıktan sonra gusül abdesti alırdı. İbn Ömer, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'în de böyle yaptığını söylerdi." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' şöyle nakleder: "İbn Ömer r.a. Mekke'ye doğru yola çıkmak istediği zaman güzel kokusu bulunmayan bir yağ sürünür, sonra Zul Huleyfe mescidine gelip namaz kılardı. Daha sonra bineğine biner, bineği onu iyice doğrultunca ihrama girer ve: "Ben, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i bu şekilde yaparken gördüm" derdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Mücahid şöyle anlatır: "İbn Abbas r.a.'ın yanında bulunuyorduk. Deccal'ın iki gözü arasında "kafir" yazılı bulunduğundan söz ettiler. İbn Abbas r.a., "Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den böyle bir şey duymadım. Fakat O Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Sanki Musa'ya vadiye indiği zaman telbiye eder bir halde bakmaktayım" buyurmuştur." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı Aişe (r.anha) şöyle anlatır: "Veda haccında Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yola çıkmıştık. Biz umre İçin telbiye getirdik. Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Yanında hedy kurbanı bulunan kimseler umre ile birlikte hac için telbiye getirip ihrama girsin. Her ikisini de tamamlamadıkça ihram'dan çıkmasın" buyurdu. Daha sonra Mekke'ye gittim. O sırada adetli idim. Ne Kabe'yi tavaf ettim ne de Safa ile Merve arasında sa'yettim. Bu durumu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e arzettiğim zaman bana, "Saç örgülerini çöz, saçını tara, hac için telbiye getir, umreyi de terk et" buyurdu. Ben bu şekilde yaptım. Hac menasikini tamamladıktan sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni (kardeşim) Abdurrahman ile birlikte Ten'im'e gönderdi, umre yaptım. Bana, "İşte senin umre yerin orasıdır" buyurdu. Daha sonra umre için telbiye getirmiş olanlar Kabe'yi tavaf etti ve Safa - Merve arasında sa'yettiler. Daha sonra da ihramdan çıktılar. Mina'dan döndükten sonra bir kez daha tavaf ettiler. Hac ve umreyi birlikte yapanlar ise sadece bir kez tavaf yaptılar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir'den nakledildiğine göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ali (r.a.)'e ihramlı olarak kalmasını emretmiştir. Cabir burada, Süraka'nın sözüne de yer vermiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes İbn Malik r.a. şöyle anlatır: "Ali r.a. Yemen'den Hz.Nebi'in yanına gelmişti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona, "Ne niyetle ihrama girdin?" diye sorunca Ali, "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in girdiği niyetle" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Eğer benim yanımda hedy kurbanı olmasaydı ihram'dan çıkardım" buyurdu." Muhammed İbn Bekir, İbn Cüreyc'den naklen şu ilavede bulunmuştur: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ali'ye, "Ey Ali! Hangi niyetle ihrama girdin?" diye sorunca Ali r.a., "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in girdiği niyetle" diye cevap verdi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem. ona, "O halde hedy kurbanı getir ve şu an olduğun gibi ihramlı olarak kal" buyurmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Mûsa r.a. şöyle nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni Yemen'e göndermişti. Döndüğüm­de Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Batha'da karşılaştık. Bana, "Hangi niyetle ihrama girdin?' diye sorunca ben de, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in girdiği niyetle" diye cevap verdim. Bunun üzerine bana, "Yanında hedy kurbanı var mı?" diye sordu. Ben: "Hayır" dedim. Bunun üzerine bana emir buyurdu, Kabe'yi tavaf ettim. Safa Merve arasını da sa'yettim. Daha sonra yine emir buyurdu, ihram'dan çıktım. Ardından kavmimden bir kadının yanına gittim, saçımı taradı veya yıkadı. Daha sonra Ömer r.a. geldi ve: "Eğer Allah'ın kitabını delil olarak alırsak ayette bize, "Haca ve umreyi Allah için tamamlayın"[Bakara 196] buyurulmaktadır. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sünnetine bakacak olursak Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de, kurban kesinceye kadar ihram'dan çıkmamıştır" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle anlatır: "Hac ayları içinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile yolculuğa çıktık. Serif adlı yere gelip konaklamıştık. Bu sırada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabına doğru yönelerek, "Yanında hedy kurbanı bulunmayanlardan umre yapmak isteyenler yapsın. Hedy kurbanı olanlar ise yapmasın" buyurdu. Sahabilerden bir kısmı böyle bir kısmı diğer şekilde yaptı. Hz. Nebi ve bir grup sahabi güç kuvvet sahibi idi ve yanlarında hedy kurbanı bulunduğu halde (haccı bozup) umre yapamadılar. Bu sırada Resuİullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanıma geldi. Ben ağlamaktaydım. "Ey hanım! neden ağlıyorsun?" diye sordu. Ben de, "Sahabilere söylediğin sözleri duydum. Benim umre yapmam yasakmış" dedim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana neden olduğunu sorunca, "Namaz kılamıyorum" (adetliyim) diye cevap verdim. Bunun üzerine Resuİullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Zararı yok. Sen de, Allah'ın diğer kadınlar hakkında koymuş olduğu kanun üzere Adem'in kızlarından birisin. Sen haccını yap. Umulur ki Allah seni (bir umre ile) rızıklandırır" buyurdu. Hac yapmak üzere yola çıktık. Mina'ya geldiğimiz zaman temizlenmiştim. Mina'dan çıktım ve ifada tavafı yaptım. Mina'dan son dönüşte (Zilhicce'nin 13. günü) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yola çıktım. Muhassab adlı yerde konakladık. Hz. Nebi Abdurrahman İbn Ebû Bekir'i çağırdı ve: "Kardeşini harem bölgesinden al götür. Umre için ihrama girsin. Umreyi tamamlayın. Daha sonra onu buraya getir. Siz gelinceye kadar burada bekliyorum" buyurdu. Daha sonra Abdurrahman ile birlikte çıktık. Umreyi ve tavafı tamamladıktan sonra seher vakti Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldim. Bize, "Tamamladınız mı?" diye sordu. Ben de, "Evet" dedim. Bunun üzerine insanlara yola çıkılacağı yönünde duyuru yaptırdı. Sahabiler de yola çıktılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Medine'ye doğru yola koyuldu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle anlatır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte (Medine'den) çıktık. Niyetimiz haccın dışında başka bir şey değildi. Mekke'ye ulaşınca Kabe'yi tavaf ettik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, hedy kurbanı getirmemiş olanların ihramdan çıkmasını emretti. Hedy kurbanı getirmemiş olanlar arasında Hz.Nebi'in hanımları da vardı. Onlar da ihram'dan çıktılar. Bu sırada ben adet gördüm. Dolayısıyla Kabe'yi tavaf edemedim. Hasabe gecesi (teşrik günlerinden sonra hacıların Muhassab adlı yerde geçirilen gece) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Ey Allah'ın Resulü! İnsanlar, umre ve hac yaparak dönüyorlar. Ben ise sadece hac yaptım" dedim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Mekke'ye geldiğimiz gecelerde sen tavaf etmedin mi?" diye sorunca: "hayır" diye cevap verdim. Bunun üzerine bana, "Erkek kardeşinle birlikte Ten'im'e git ve umre için ihrama gir. Daha sonra burada buluşuruz" buyurdu. Safiyye (r.anha) şöyle demiştir: "Zannediyorum (adetli olduğum için) sizi Medine'ye gitmekten biraz alıkoyacağım". Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Ey yoldan alıkoyucu! Sen Kurban kesme günü tavaf yapmadın mı?" diye sorunca Safiyye, "evet" diye cevap vermiştir. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "O halde bir beis yok, ayni gidiyoruz" buyurmuştur. Aişe r.anha devamla şöyle anlatır: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile ben, Mekke'den çıkarken o da inerken veya ben inerken o da çıkarken karşılaştık

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Veda haccı yılı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte (hac için Medine'den) yola çıktık. Bir kısmımız umre için, bir kısmımız, umre ve hac için telbiye getirip ihrama girmişti. Bazılarımız da hac için ihrama girmişti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de hac için ihrama girmişti. Hac için ve umre ile beraber hac yapmak için ihrama girenler kurban bayramının ilk gününe kadar ihramdan çıkmadılar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Mervan İbnü'l-Hakem şöyle demiştir: "Osman ve Ali ile ilgili şöyle bir olaya şahit oldum. Osman temettu haccı yaparak umreyle birlikte hac yapmaktan nehyediyordu. Ali bunu görünce umre ve haccı birlikte yapmak üzere ihrama girdi ve "Hiç bir kimsenin sözü sebebiyle Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sünnetini terkedecek değilim" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: Hac aylarında umre yapmak yeryüzündeki en büyük çirkinliklerden biri olarak görülürdü. Muharrem ayı yerine safer ayını haram aylardan sayarlar ve "Devenin arkasındaki yara iyileşir, izi de kaybolduktan sonra safer ayı da çıkarsa işte o zaman umre yapmak isteyen için ancak bu durumda umre yapmak helal olur" derlerdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve ashabı, Zilhicce'nin dördüncü gecesinin sabahı hac için telbiye ederek geldiler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashaba umre yapmalarını emretti. Hac aylarında umre yapmak (kötü karşılandığı için) zorlarına gitti. Daha sonra: "Ey Allah'ın Resulü! (Umre yaptıktan sonra ihram'dan çıkınca) neler helal hale gelir?" diye sordular. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de, "Herşey" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Musa r.a. "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gelmiştim. Bana umre yaptıktan sonra ihram'dan çıkmamı emir buyurdu" demişti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a.'in naklettiğine göre Hafsa (r.anha) şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Resulü! Umre'den sonra ihram'dan çıkanların durumu nedir? halbuki sen umre'den sonra ihram'dan çıkmadın?" diye sordum. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Ben saçlarımı dağılmaması için bir madde ile tutturdum ve hedy kurbanıma da gerdanlığını taktım. Bundan dolayı artık kurban kesinceye kadar ihram'dan çıkmayacağım" diye cevap verdi." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Cemre şöyle anlatır: "Ben temettu' haccı yapmak istedim. Fakat bazıları beni bundan alıkoymak istedi. Bunun üzerine durumu İbn Abbas'a (r.a.)'e sordum. O da bana temettu' haccı yapmamı emretti. Daha sonra bir rüya gördüm. Rüyamda bir kimse, "Temettu', kabul olunmuş bir hac ve umredir" diyordu. Olayı İbn Abbas'a anlattım. İbn Abbas (r.a.): "Temettu, Hz. Nebi'in sünnetidir. Sen benim yanımda kal, malımdan bir kısmını sana vereyim" dedi. Şu'be Ebû Cemre'ye, "İbn Abbas neden sana malından bir bölümünü vermek istedi?" diye sorunca Ebû Cemre, "Gördüğüm rüya sebebiyle" diye cevap vermiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Şihab şöyle anlatır: "Bir gün temettu' haccına niyet ederek umre yapmak üzere Mekke'ye gitmiş ve terviye gününden üç gece önce şehre girmiştim. Bu sırada Mekke'lilerden bir grup bana, "Senin haccın, (meşekkat ve sevabının az olması nedeniyle) Mekke'lilerin haccı gibi oldu" dediler. Ben de bu konuda fetva almak üzere Ata'ya gittim. Ata bana şöyle dedi: "Cabir İbn Abdullah'ın naklettiğine göre Cabir, Mekke'ye kurbanlık deve gönderdiği bir halde iken, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte hac yap­mıştır. O sırada insanlar ifrad haccı yapmaya niyet etmişlerdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara, "Kabe'yi tavaf edin, Safa ile Merve arasında sa'y ettikten sonra traş olup ihramdan çıkın. Terviye gününe kadar ihram yasakları size helaldir. Terviye günü (yeniden) ihrama girin. Ettiğiniz ifrad haca niyetini de umreye çevirin" buyurdu. Sahabiler, "Biz bunu hac olarak belirlemiştik, bunu nasıl umre yapabiliriz kî?" diye sorunca, "Sız emrettiğimi yapın. Eğer hedy kurbanımı göndermemiş olsaydım ben de size emrettiğim gibi yapardım. Kurban kesilene kadar bana ihram yasakları helal olmaz" buyurdu. Sahabiler de söylendiği şekilde yaptılar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Saîd İbnü'i-Müseyyeb şöyle anlatır: "Ali ve Osman, Usfan adlı bölgede temettu' hacc hakkında görüş ayrılığına düşmüşlerdi. Ali, "Sen, temettu’ haccından nehyetmekle ancak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yaptığı bir şeyi yasaklamış oluyorsun" dedi ve umre ve haccı birlikte yapmak üzere temettu' haccı niyetiyle ihrama girdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: "Biz, 'Lebbeyk Allahümme Lebbeyke bil hacci' şeklinde telbiye getirerek Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte (hac İçin) yola çıktık. Daha sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem emretti, biz de haccımızı umreye çevirdik

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Katade şöyle demiştir: Mutarrifin naklettiğine göre İmran İbn Husayn şöyle demiştir: "Biz, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında iken temettu' haccı yaptık. Daha sonra (bunun caizliği hakkında) ayet nazil oldu. Bazıları da kendi görüşüne göre bir takım şeyler söylüyor

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a.'den nakledildiğine göre kendisine temettu' haccı hakkında soru sorulduğunda o şöyle cevap vermiştir: Veda haccında, muhacirler, ensar ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımları ihrama girmişlerdi. Biz de ihrama girmiştik. Mekke'ye ulaşınca Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Hedy kurbanı’nın gerdanlıklarını geçirmiş olanlar (kurbanlarını gönderenler) hariç, hac için girdiğiniz ihramı, umreye çeviriniz" buyurdu. Daha sonra Kabe'yi tavaf ettik. Safa ile Merve arasında sa'yettik. (İhramdan çıktıktan sonra) Kadınlarımızla beraber olduk ve dikişli elbiseler giydik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Hedy kurbanının gerdanlıklarını geçirmiş olanlar (kurbanlarını gönderenler) kurbanlar kesilinceye kadar ihram'dan çıkmasın" buyurdu. Daha sonra terviye günü (Zilhicce'nin 8. günü) öğleden sonra hac için ihram'a girmemizi emretti. Hac ibadetlerini (menasiki) bitirdikten sonra Ka'be'yi tavaf ettik, Safa ile Merve arasında say yaptık. Böylece haccımız tamamlanmış oldu. Şu ayette buyurulduğu gibi hedy kurbanı kesmek üzerimize vacip oldu. "(Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse kolayına gelen kurbanı kesmek gerekir. Kurban kesemeyen kimse hac günlerinde üç, ülkesine döndüğü zaman yedi olmak üzere tam on gün oruç tutsun"[Bakara 196] Çünkü bu kimse, aynı yıl içinde hem umre hem de hac yapmıştır. Allah Teala bu hükmü Kur'an ile indirmiş, sünnet bunu ortaya koymuş ve bu uygulamayı Mekke'li olmayanlar için mubah kılmıştır. Ayet şöyledir: "Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir."[Bakara 196] Allah'ın buyurmuş olduğu hac ayları, Şevval, Zilkade ve Zilhicce'dir. Bu aylarda temettu' yapan kimselerin ya bîr kurban kesmesi ya da oruç tutması gerekir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi" şöyle demiştir; "İbn Ömer r.a. Harem'e en yakın olan bölgeye girdiği zaman telbiye getirmeyi bırakır ve Zi Tuva adlı yerde gecelerdi. Daha sonra sabah namazını orada kılar ve gusül abdesti alırdı. Ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de böyle yaptığını naklederdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah olana kadar geceyi Zi Tuva adlı yerde geçirmiş, daha sonra da Mekke'ye girmiştir." İbn Ömer r.a. de böyle yapardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a., "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye seniyyetu'l-ulya adlı yukarı bölgeden girer, seniyyetü's-sufla adlı aşağı bölgeden de çıkardı" demiştir. Tekrar; 1576 باب: من أين يخرج من مكة. 41- Mekke'den Nereden Çıkılır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye Batha bölgesindeki seniyyetul ulya adlı yüksek bir yerde bulunan Keda'dan girer, seniyyetüs sufla adlı alçak bir bölgeden de çıkardı" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha), "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye geldiği zaman en yüksek tepeden girer, en alçak tepeden de çıkardı" demiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha), "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'nin fethedildiği yıl Mekke'ye Keda adlı yer'den girmiş, çıkarken de Küda adlı Mekke'nin en yüksek tepesinden çıkmıştır" demiştir. [-1579-] Aişe, "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem fetih yılı Mekke'ye Keda adlı şehrin yüksek tepesinden girmiştir" demişti. Hişam dediki: "Urve, hem Keda hem de Kuda adlı yerlerden Mekke'ye girerdi. En çok Keda'dan girerdi. Keda evine en yakın yerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Fetih yılında Mekke'nin yüksek tarafından Kedâ'dan girdi, demiştir. Hişâm: Urve de ekseriya bu Kedâ'dan girer idi. Halbuki bu yol, kendi menziline iki yolun en yakını İdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle anlatır: "Kabe inşa edilirken Hz. Nebi ile amcası Abbas birlikte taş taşıyordu. Abbas, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e:, "İzarını boynuna al" dedi. Birden Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yere yığılıverdi. Gözleri semaya dikilmişti. Daha sonra: "Bana izarımı göster" buyurdu ve izarını alıp üzerine bağladı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a.'in naklettiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Aişe'ye şöyle buyurmuştur: "Biliyor musun, senin kavmin, Kabe'yi inşa ederken İbrahim'in temellerine göre daha küçük yaptı." Bunun üzerine Aişe (r.anha) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, "Ey Allah'ın Resulü! Sen Kabe'yi İbrahim'in attığı temellere göre yeniden inşa edemez misin?" diye sorunca Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Eğer kavmin küfürden yeni çıkmış olmasaydı mutlaka yapardım" buyurmuştur. Abdullah İbn Ömer, "Muhakkak ki bu sözü. Aişe Resûlullah'tan işitmiştir. Ben, Hz. Nebi'in; Kabe'nin Hicr'e yakın olan iki köşesini istilam ettiğini sanmıyorum. Ne var ki Ka'be İbrahim'in attığı temellere göre tamamlanmamıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle anlatır: "Hz. Nebi'e, (Hicr) duvarının Kabe'ye ait olup olmadığını sordum. Bana, "evet" diye cevap verdi. "Neden burayı Kabe'ye dahil etmemişler?" diye sordum. "Kavmin (Kureyş), orayı içeriye katma bütçesi bulamadı" buyurdu. "Kabe'nin kapısı neden yüksektedir" dedim. Bana, "Kavmin, Kabe'ye dilediği kimseleri sokuyor, dilemediklerini ise sokmuyordu. Eğer kavmin cahiliyye dönemine yakın bir zamanda olmasaydı ve bundan dolayı inkara kalkışacaklarından endişe etmeseydim muhakkak ki Hicr duvarını Kabe'nin içine alır, kapısını da yer seviyesine indirirdim" diye cevap verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana, "Eğer kavmin küfürden yeni çıkmış olmasaydı Kabe'yi yıkar sonra İbrahim'in attığı temellerin üzerine yeniden inşa ederdim. Çünkü Kureyşliler binayı eksik inşa ettiler ve Kabe'ye bir kapı yaptılar" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha)'den nakledildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona şöyle buyurmuştur: "Eğer kavmin cahiliyye döneminden henüz çıkmış olmasaydı Kabe'nin yıkılmasını emreder, dışarıda kalan kısmı içeriye alır ve kapısını yer seviyesine indirirdim. Kabe'ye biri doğuda biri de batıda olmak üzere iki kapı yapardım. Bu şekilde onu ibrahim'in yaptığı şekle getirmiş olurdum.” Urve şöyle demiştir: "İşte İbnü'z-Zübeyr'i Kabe'yi yıkmaya sevkeden sebep budur." Yezid şöyle demiştir: "İbn Zübeyr Kabe'yi yıkıp yeniden İnşa etmiş ve Hicr'den bir bölümünü Kabe'nin içine dahil etmişti. Bu sırada İbrahim'in koymuş olduğu deve hörgüçleri şeklindeki temelleri gördüm." Cerir şöyle demiştir: "Ben Yezid'e, İbrahim'in attığı temellerin nerede olduğunu sordum. Bana, "Gel, hemen göstereyim" dedi. Birlikte Hicr'e girdik. Bana bir yeri işaretle gösterdi ve "işte burasıdır" dedi. Bu yeri, Hicr'den itibaren ölçtüm, mesafe altı zira' civarındaydı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'nin fethedildiği gün, "Cenab-ı Allah bu beldeyi harem (dokunulmaz ve kutsal) kılmıştır. Bundan dolayı Mekke'deki diken kesilmez avı avlanmaz, buluntu malına da sahibini bulmak amacıyla ilan için olması hariç, el sürülmez" buyurmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Usame İbn Zeyd şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Resulü! Mekke'de nereye ineceksiniz, evinize mi?" Bu soruya Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Akîl hiç ev bark bıraktı mı (da ineceğim)?" diye cevap vermiştir. Akîl ve kardeşi Talib, Ebu Talib'in mirasını almışlardı. Cafer ve Ali mirastan hiçbir pay alamamıştı. Çünkü Akîl ve Talib henüz Müslüman olmamış ve hicret etmemişlerdi; Cafer ve Ali ise Müslümandı. Ömer r.a., "Müslüman kafirin mirasçısı olamaz" derdi. İbn Şihab şöyle demiştir: "Sahabiler, şu ayeti [Enfal 72] yorumlayarak birbirlerine mirasçı olacakları sonucuna ulaşmışlardı: "İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur" Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a.'in rivayetine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye gitmek istediği zaman şöyle demiştir: "Yarınki konaklama yerimiz, inşallah, Benî Kinane'nin küfür üzerine ahitleştikleri yer olacaktır. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a., "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Kurban Bayramı sabahı Mina'da iken, şöyle buyurdu" demiştir: "Biz yarın Benî Kinane bölgesinde konaklayacağız ki Kureyşliler ve Kinaneliler Muhassab adı verilen o bölgede, Haşimoğullarına ve Abdülmuttalib oğullarına karşı,Nebi'i onlara teslim edene kadar, onlarla kız alıp vermemek ve mal alıp satmamak üzere anlaşmışlardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kabe'yi, cılız bacaklı Habeşli bir adam tahrip edecektir." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle anlatır: "Müslümanlar, Ramazan orucu farz kılınmadan önce aşure günü oruç tutardı. O gün Kabe'ye örtü örtülürdü. Allah Teala Ramazan orucunu farz kılınca Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Aşure orucunu artık dileyen tutsun dileyen de tutmasın" buyurmuştur." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Saîd el-Hudrî, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ye'cuc ve Me'cuc'un ortaya çıkmasından sonra da Kabe'de mutlaka hem hac hem de umre yapılmaya devam edecektir." Şu'be, "Kabe hac edilemez duruma gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Vail şöyle anlatır: Şeybe İle birlikte Kabe'de bir oturakta oturuyorduk. Şeybe bana, "Burada Ömer r.a. de oturmuş ve şöyle demişti: "Düşündüm ki, Kabe'nin içinde ne kadar altın ve gümüş varsa hepsini fakirlere dağıtayım." Ben de ona, "Bunu Hz. Nebi ve Ebu Bekir yapmadılar" dedim. Bunun üzerine Ömer r.a., "Onlar, örnek alınacak kimselerdir" diye cevap verdi." Tekrar;

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a.'ın rivayetine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kabe'yi yıkacak olan siyah, çarpık ayaklı kimseyi Kabe'nin taşlarını teker teker söker bir şekilde görür gibiyim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kabe, Habeşli ince bacaklı bir kimse tarafından yıkılacaktır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer r.a. bir gün Hacerü'l-Esved'e gelip onu öpmüş ve "Ben kesinlikle biliyorum ki sen sadece bir taşsın, ne zararın ne de faydan var. Eğer Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in seni öptüğünü görmeseydim ben de öpmezdim" demiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim'in naklettiğine göre babası şöyle anlatmıştır: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem; Usame İbn Zeyd, Bilal ve Osman bin Talha ile birlikte Kabe'nin içine girip kapıyı kapattılar. Bir süre sonra kapıyı açtılar. İçeri ilk ben girdim. Bilal ile karşılaştım. Bilal'e, Resûîullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in içeride namaz kılıp kılmadığını sordum. Bana "Evet. Yemen tarafındaki iki direk arasında" diye cevap verdi. Hadisten Çıkarılan Sonuçlar 1- Bir sahabi, diğer bir sahabiden rivayet edebilir. 2- Daha az faziletli olan şeyin ne olduğu sorulup onunla yetinmek mümkündür. 3- Haber-i vahid hüccettir. 4- İlim öğrenmek amacıyla soru sormak ve bu konuda gayretli olmak gerekir. 5- İbn Ömer (r.a.), Hz. Nebi'in sünnetini öğrenip uygulama konusuda sahip olduğu titizlik sebebiyle faziletli bir kimsedir. 6- Daha faziletli olan bir sahabi, Hz. Nebi'in yaptığı faziletli bir amel sırasında bulunmayabiliyor. Fakat daha az faziletli bir sahabi orada bulunup, kendisinden daha faziletli kimsenin şahit olamadığı bir şeye şahit olabiliyor. Çünkü Ebû Bekir, Ömer ve diğer bazı sahabiler Bilal vd. sahabilerden daha faziletlidir. 7- Direkler arasında ferdî olarak namaz kılmak caizdir. Mescitlerde kapı bulunması ve bunların kapatılması caizdir, Sütre, namaz kılanın önünden bir kimsenin geçmesinden endişe edilmesi halinde konulmalıdır. Çünkü Resûlullah (s.a.v.) iki direk arasında namaz kılmış fakat direklerden hiçbirini önüne almamıştır. Görünen o ki, Efendimiz s.a.v., duvara yakın olduğu için sütre koymamıştır. Nitekim daha önce geçtiği gibi, onun, namaz kıldığı yer ile duvar arasındaki mesafe üç zira' kadardı. 8- Alimlerin, "Mescidi Haram'ın tahıyyetü'l-mescid namazı, tavaftır" şeklindeki görüşü Kabe'nin dışına mahsustur. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kabe'nin yanına çökmüş daha sonra Kabe'ye girerek iki rekat namaz kılmıştır. Bu namaz, ya Kabe'nin kendi başına müstakil bir mescit olması hasebiyle ya da genel bir tahıyyetü'l-mescid namazı olarak kılınmıştır. Allah (c.c) en iyisini bilir. 9- Kabe'ye girmek ve içinde namaz kılmak müstehaptır. Buradaki rivayet, nafile namaz kılmayı açıkça ifade etmektedir. Kabe'nin içinde farz namaz kılmak da aynı kategoride değerlendirilir. Çünkü namaz kılan kimsenin kıbleye yönelmesi bakımından, kılınan namazın nafile olması ile farz olması arasında fark yoktur. Alimler çoğunluğunun görüşü böyledir. İbn Abbas'ın, "Kabe'nin içinde kılınan hiçbir namazın sahih olmayacağı" görüşünde olduğu nakledilmiştir. Gerekçe olarak, Kabe'nin içinde, mutlaka Kabe'nin bir bölümünü arkaya almış olma durumunun söz konusu olması ileri sürülmüştür. Oysa Kabe'ye yönelmek emredilmiştir. Bu emrin, Kabe'nin tamamına yönelme şeklinde yorumlanması gerekir. Bazı Malikiler, Zahiriler ve Taberi de bu görüştedir. Mazerî şöyle demiştir: "Mezhepte meşhur olan görüşe göre Kabe'nin içinde namaz kılınamaz, kılınırsa iade etmek gerekir." باب: الصلاة في الكعبة. 52- Kabe'nin İçinde Namaz Kılmak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ömer r.a. Kabe'ye girdiği zaman, kapıyı arkasına alacak şekilde dosdoğru yürürdü. Üç arşından daha az bir mesafe kalana kadar duvara doğru yaklaşır ve orada namaz kılardı. İbn Ömer; Bilal, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in orada namaz kıldığını haber verdiği için söz konusu yeri tercih ederdi. Ve Kabe'nin içinde kişi istediği yerde namaz kılabilir, bunda bir sakınca yoktur" derdi. باب: من لم يدخل الكعبة. 53. Kabe'ye Girmeyen Kimse -وكان ابن عمر رضي الله عنهما يحج كثيرا ولا يدخل. İbn Ömer r.a. çokça hac yapar fakat (her defasında) Kabe'ye girmezdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ebû Evfa şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem umre ve tavaf yaptı. Sonra makam-ı ibrahim'in arkasında iki rekat namaz kıldı. Yanıbaşında kimselerin onu görmemesi için perde vazifesi yapan birisi de vardı." Adamın biri gelip bu şahsa Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Kabe'ye girip girmediğini sordu. O da, "hayır" diye cevap verdi. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem (fetih günü) Mekke'ye gelince Kabe'ye girmekten kaçındı. Çünkü içinde putlar vardı. Hemen emretti ve putlar çıkartıldı, ibrahim ve İsmail Nebilerin, ellerinde fal oku bulunur şekilde yapılmış putları da çıkartıldı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Allah onları helak etsin. Allah'a yemin ederim ki, bu put'u yapanlar, İbrahim ve İsmail'in fal oklarına asla iltifat etmediklerini bilirlerdi" buyurdu, ve sonra Kabe'ye girdi ve içeride değişik yerlere giderek tekbir getirdi. Namaz kılmadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

ibn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Resulullah ve sahabîleri (kaza umresi için) gelmişlerdi. Müşrikler, "Muhammed geliyor, Medine'nin humması onları zayıf düşürmüş" dediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem tavafın ilk üç şavtında remel yapmalarını (koşar adım ile yürümelerini), iki rükün (Haceru'l-esved ve Rükn-i Yemanî) arasında ise normal yürümelerini emretti. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem sahabilere tavafın bütün şavtlarında remel yapmalarını emretmemiş ise bunun sebebi sadece onlara gösterdiği şefkattir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim, babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, Mekke'ye geldiği zaman yaptığı her tavaf'ın başında siyah rüknü istilam ettiğini ve yedi şavt'ın ilk üçünde remel yaptığını gördüm." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Nebî (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hac ve umre tavaflarının üç şavtında seri bir şekilde (remel), dört şavtında ise normal olarak yürümüştür

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeyd İbn Eslem babasından şöyle nakletmiştir: Ömer r.a., rükün (Hacerü'l-Esved) için, 'Allah (C.C.)'ya yemin olsun ki, sen sadece bir taşsın. Ne zararın ne de faydan var. Eğer Hz. Nebi'i seni istilam ederken görmeseydim ben de istilam etmezdim" dedikten sonra istilam etmiştir. Hz. Ömer daha sonra, "Biz hala neden remel yapıyoruz? Biz bunu, müşriklere karşı gövde gösterisi için yapmıştık. Oysa artık Allah onları helak etmiştir" demiş ve ardından, "Bu, Hz. Nebi'in yaptığı bir şeydir, onu terketmek istemem" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i istilam ederken gördüğümden beri (Yemen tarafındaki) şu iki rüknü istilam etmeyi zorlukta ve rahatlıkta hiçbir zaman terketmedim." Ravî şöyle demiştir: "Nafi'ye İbn Ömer'in iki rükün arasında yürüyüp yürümediğini sordum. Bana, "İstilam etmek kolay olsun diye yürürdü" diye cevap verdi.'" Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem veda haccında deve üzerinde tavaf etmiş, HacerüI Esved'i de ucu kıvrık bir değnek ile istilam etmiştir." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu'ş-Şa'sa'dan nakledildiğine göre o şöyle demiştir: "Kabe'den olan bir şeyden kim sakınır ki?" Muaviye, Kabe'nin dört köşesini de istilam ederdi. İbn Abbas ona, "Hicr bölgesine yakın olan şu iki köşe istilam olunmaz" deyince Muaviye ona, "Kabe'nin hiçbir bölümü terkedilmiş değildir" diye cevap vermiştir. İbnü'z-Zübeyr r.a. de, Kabe'nin bütün köşelerini istilam ederdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim İbn Abdullah'ın naklettiğine göre babası şöyle demiştir: "Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i sadece Yemen tarafındaki İki rüknü İstilam ederken gördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeyd İbn Eslem'in naklettiğine göre babası şöyle demiştir: "Hz. Ömer'i r.a., Hacerü'l-Esved'i öptükten sonra, "Eğer Resulullah'ı seni öperken görmeseydim ben de öpmezdim" derken gördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zübeyr İbn Arabî şöyle anlatır: "Bir kimse, ibn Ömer r.a.'. Hacerül-Esved'in istilam edilmesi hakkında soru sormuştu. Bunun üzerine İbn Ömer (r.a.): "Ben, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i Hacerü'l-Esved'i İstilam ederken ve Öperken gördüm" demiştir. Ravî Zübeyr, İbn Ömer'e, "Eğer bu sırada izdihamda kalırsam ve bunları yapmaya güç yetiremez isem ne yapmalıyım? bu konuda görüşün nedir?" diye sorunca İbn Ömer, "Görüşün nedir?" sorusunu git Yemen'de sor. "Ben, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i Hacerü'l-Esved'i istilam ederken ve öperken gördüm" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem deve üzerinde Kabe'yi tavaf etmiştir. (Hacerü'l-Esved) rüknüne her gelişinde ona işarette bulunmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem deve üzerinde Kabe'yi tavaf etmiştir. (Hacerü'l-Esved) rüknüne her gelişinde ona elinde bulunan bir şey ile işarette bulunmuş ve tekbir getirmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye gelince ilk önce abdest aldı sonra da tavaf etti. Bunları umre olarak saymazdı. (Bunları umre kabul edip ihram'dan çıkmazdı). Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer de bu şekilde hac yapmışlardır." Hadisi Hz. Aişe'den rivayet eden Urve: "Daha sonra ben babam Zübeyr ile hac yaptım. O da önce tavaf ederek başladı. Daha sonra Muhacirlerin ve Ensarın da aynı şekilde yaptığını gördüm. Annem Esma bana, kendisinin, kız kardeşi Aişe'nin, falan falan kişilerin umre niyetiyle ihrama girdiklerini, rükne el sürüp (tavaf ve sa'yi tamamladıktan sonra) ihramdan çıktıklarını haber verdi" demiştir. 1614 nolu Hadisin geçtiği diğer yerler : 1641. 1615 nolu Hadisin geçtiği diğer yerler :

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Örner r.a. şöyle anlatır: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hac veya umre için Mekke'ye geldiği zaman ilk yaptığı tavafın ilk üç şavtını koşarak, son dört şavtını ise yürüyerek yapmıştır. Sonra iki rekat namaz kılmış, daha sonra ise safa ile merve arasında sa'y yapmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle anlatır: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ilk yaptığı tavafın ilk üç şavtını koşarak, son dört şavtını ise yürüyerek yapmıştır. Sonra safa İle merve arasındaki batn-ı mesîl denilen (bugünkü İki yeşil direk arasındaki) yerde koşardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Cüreyc şöyle demiştir: Bana Ata'nın verdiği habere göre, İbn Hişam, kadınların erkeklerle birlikte tavaf etmesini yasaklayınca Ata ona, "Hz. Nebi'in kadınları erkeklerle birlikte tavaf ettiği halde sen nasıl bunu yasaklarsın ?" demiştir. Ben {İbn Cüreyc) Ata'ya, bu olayın örtünme emrinden önce olup olmadığını sorunca bana, "Yemin olsun ki, ben bu olayı örtünme ayetinden sonra gördüm" demiştir. İbn Cüreyc: "Peki kadınlar erkeklere nasıl bir arada karışık olarak tavaf yapardı ?" Ata: "Kadınlar ile erkekler karışmazlardı. Hz. Aişe, erkeklerden ayrı bir yerde tavaf eder onlara karışmazdı. Bir kadın ona, "Ey Mu'minlerin annesi! Haydi Hacerü'l-Esved'i istilam edelim" demişti de ona, "Sen git" diyerek bunu yapmaktan kaçınmıştı. Kadınlar, geceleyin tanınmayacak bir şekilde erkeklerle birlikte tavaf ederdi. Fakat içeri girdikleri zaman erkekler çıkarıldıktan sonra yine ibadet etmeye devam ederlerdi." Ata: "Ben, Ubeyd İbn Ömer ile birlikte Aişe'nin yanına giderdim, Bu sırada o, Sebir dağında ikamet ediyordu" dedi. İbn Cüreyc: "Ata'ya, "O sırada Hz.Aişe'nin örtüsü ne idi" diye sordum" demiştir. Ata: "Aişe, o gün, perdesi bulunan bir Türk çadırında idi. Aramızda sadece bu perde vardı. Ben Aişe'nin üzerinde gül renkli bir giysi gördüm" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımlarından Ümmü Seleme (r.anha) şöyle anlatır: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e rahatsız (mecalsiz) olduğumu arz ettim. Bana, "İnsanların (tavaf yaptığı yerin) arka tarafından binek üzerinde tavaf et" diye buyurdu. Ben tavaf yaptığım sırada Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Kabe'ye doğru yönelmiş Tur suresinin ilk ayetlerini okuyordu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem tavaf ederken, elini ip, kayış veya başka bir şey ile başkasının eline bağlayan bir kimseye rastlamıştı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem o bağı eli ile kopardıktan sonra: "Onu, elinden tutarak götür" buyurmuştur. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a., "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, yular veya başka bir bağ ile bağlanmış halde tavaf eden bir kimseyi görünce bu bağı kesmiştir" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a. şöyle rivayet etmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekir'in r.a., Veda Haccı'ndan önceki hacda hac emirliği yapmasını ve kurban bayramının ilk günü bir grup içinde, "Dikkat edin! Bu seneden sonra müşrikler hac yapamayacaktır ve çıplak olarak tavaf yapılamayacaktır" şeklinde bir duyuruda bulunmasını emretmişti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr r.a. şöyle anlatır: ibn Ömer'e, "Umre yapan bir kimse safa ile merve arasında sa'y etmeden önce hanımı ile cinsel ilişkide bulunabilir mi?" diye sorduk. İbn Ömer bize cevap olarak şöyle dedi: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye geldiğinde Kabe'yi yedi kez tavaf etti. (Yedi şavt yaparak bir tavaf etti.) Daha sonra Makam-ı İbrahim'in arkasında namaz kıldı, sonra da safa ile merve arasında sa'y etti. Muhakkak ki sizin için Resûlullah'ta en güzel örnekler vardır. " [-1624-] Amr, "Aynıı soruyu Cabir İbn Abdullah'a da sordum, Cabir bana, "Safa ile Merve arasında sa'y etmedikçe cinsel ilişkide bulunamaz" diye cevap verdi" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye geldiği zaman tavaf yaptı, Safa İle Merve arasında sa'y etti. Bu tavaftan sonra Arafat'tan dönene kadar bir daha hiç (nafile) tavaf yapmadı." باب: من صلى ركعتي الطواف خارجا من المسجد. 71- İki Rekatlik Tavaf Namazını Mescidin Dışında Kılmak -وصلى عمر رضي الله عنه خارجا من الحرم. Ömer r.a. tavaf namazını Harem'in dışında kılmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ümmü Seleme, "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e rahatsız olduğumu arz ettim" demiştir. Urve'den şöyle nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'de bulunuyordu. Ümmü Seleme de rahatsız olduğu için henüz tavaf etmemiş bir halde iken (Mekke'den) çıkmak isteyince Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona, "Herkes sabah namazını kıldığı sırada sen tavaf et" buyurdu. Ümmü Seleme de namaz kılmadan tavaf yaptı, tavaftan sonra namazını kıldı" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr İbn Dînar "İbn Ömer (r.a.)'i şöyle derken işittim" demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (Mekke'ye) geldi. Kabe'yi yedi kez tavaf etti. Makam'ın arkasında iki rekat namaz kıldı. Sonra Safa'ya doğru çıktı. Allah (C.C.), "Andolsun ki Resûiullah, sizin için güzel bir örnektir"[Ahzab 21] buyurmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle demiştir: "Bir grup insan, sabah namazından sonra Kabe'yi tavaf etti. Sonra bir vaizin yanına oturdular. Güneş doğunca kalkıp namaz kıldılar." Aişe, "Oturdular, namaz kılmanın mekruh olduğu vakit gelince kalkıp namaz kıldılar" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'den nakledildiğine göre Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in güneş doğarken ve güneş batarken namaz kılmayı yasakladığını bizzat dinledim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdulaziz İbn Rufey' şöyle demiştir: "Abdullah İbn Zübeyr'i sabah namazından sonra tavaf edip iki rekat namaz kılarken gördüm." [-1631-] Abdülaziz İbn Rufey' şöyle demiştir: "Abdullah İbn Zübeyr'i sabah namazından sonra iki rekat namaz kılarken gördüm. O, Hz. Aişe'nin, Hz. Nebi'in, iki rekat (tavaf namazını) kılmadıkça evine girmediğini naklettiğini bize haber vermiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle rivayet etmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem deve üzerinde tavaf etmiş, (Hacerü'l-Esved) rüknüne her gelişinde elinde bulunan bir şey ile işarette bulunarak tekbir getirmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımlarından Ümmü Seleme (r.anha) şöyle anlatır: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e rahatsız (mecalsiz) olduğumu arz ettim. Bana, "İnsanların arkasından binek üzerinde tavaf et" buyurdu. Ben tavaf ederken Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kabe'ye doğru yönelip Tur suresinin ilk ayetlerini okuyordu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Abbas İbn Abdülmuttalib, Mina gecelerinde, hacılara su verme hizmetinde bulunmak amacıyla Mekke'de gecelemek için Hz.Nebi'den izin istemiş, Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona bu konuda izin vermişti.” Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: "Resulullah su dağıtılan yere gelip su içmişti. Bu sırada Abbas oğluna, "Ey Fadl, annene git de, yanında bulunan içecekten versin sen de Resûlullah'a getir" dedi. Hz.Nebi, "Bana su verin" buyurdu. Abbas, "Ey Allah'ın Resulü! İnsanlar zemzem kuyusunun içine ellerini sokuyorlar" dedi. Efendimiz, "(Bana bu) sudan verin" buyurdu ve o sudan içti. Daha sonra zemzem kuyusunun yanına gitti. Bazı kimseler orada kuyudan su çıkartıyor ve İnsanlara veriyordu. Hz. Nebi onlara, "Çalışın, siz salih bir amel yapmaktasınız. Eğer kalabalıklaşmayacak olsaydı, ben de iner (kovanın ipini) şuraya koyup (su çekerdim)'' buyurdu. Bu sırada eli ile omuzunu işaret etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes İbn Malik r.a. şöyle nakleder: Ebu Zer' (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın şöyle buyurduğunu anlatmıştır: "Mekke'de iken (evimin) çatısı yarıldı ve Cebrail indi. Göğsümü yardı. Sonra göğsümü zemzem suyu ile yıkadı. Daha sonra içi hikmet ve iman dolu altın bir kap getirerek göğsüme boşalttı ve göğsümü kapattı. Sonra elimden tuttu ve dünya semasına yükseltti. Cebrail dünya semasının görevlisine: "Aç" dedi. Görevli, "Kimsiniz?" diye sorunca, Cebrail, "Ben Cebrail'im" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e zemzem ikram ettim, O da ayakta iken içti." Asim, "İkrime, o gün Hz. Nebi'in deve üzerinde olduğuna dair (yani ayakta içmediği konusunda) yemin etti" demiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle anlatır: "Veda haccı için Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte çıkmıştık. Umre yapma niyetiyle ihrama girdik. Sonra bize, "Yanında hedy kurbanı bulunanlar hac ve umre için ihrama girsinler ve (ikisini de tamamlayana kadar) ihramdan çıkmasınlar" buyurdu. Mekke'ye geldiğimizde adetli idim. Haccımızı tamamladığımız zaman Hz. Nebi beni Abdurrahman ile birlikte Ten'im'e gönderdi, ben oradan umre ihramına girdim. Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem: ''İşte bu, senin yapacağın umredir'' buyurdu. Umre ihramına girenler tavafı yaptıktan sonra ihramdan çıktılar. Sonra Mina'dan döndükten sonra bir tavaf daha yaptılar. Hac ve umreyi nıkte yapanlar (kır'an hacc'ı yapanlar) ise, sadece bir tavaf yaptı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' şöyle nakletmiştir: İbn Ömer, (hacca gitmek üzere} devesini hazırlamıştı. Oğlu Abdullah onun yanına gelerek, "Ben, bu yıl insanlar arasında bir savaş çıkacağından dolayısıyla da onların seni Kabe'ye yaklaştırmayacaklarından endişe duyuyorum. Bu yıl burada kalıp gitmesen?" dedi. Bunun üzerine İbn Ömer r.a. oğluna şöyle dedi: "Resûlullah umre yapmak üzere yola çıktı. Kafirler de onun Kabe'ye gitmesine engel oldu. Eğer bana da engel olurlar İse, Hz. Nebi'in yapmış olduğu bir şeyi yapmış olurum. "Andolsun ki Resulullah'ta sizin için güzel bir örnek vardır."[Ahzab 21] Siz şahid olun ki umre İle birlikte hac yapmayı kendime farz kıldım (yani kır'an haccına niyet ettim)." Daha sonra Mekke'ye gitti, umre ve hac için yalnızca bir tavaf yaptı. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Leys, Nafi'den şöyle nakletmiştir: Haccac'ın İbnü'z-Zübeyr'e saldırdığı yıl İbn Ömer bir hac yapmak istemişti. Ona, "İnsanlar arasında savaş çıkacak, korkarız ki senin (hac yapmana) engel olacaklar" dediler. Bunun üzerine İbn Ömer, "Andolsun ki Resûlullah'ta sizin için güzel bir örnek vardır."[Ahzab 21] Siz şahid olun ki umre yapmayı kendime vacip kıldım" dedi ve yola çıktı. Beyda bölgesi sırtlarına varınca, "Hac ve umre arasında, ihram'dan çıkma bakımından bir fark yoktur. Siz şahid olun ki umre ile birlikte hac yapmayı kendime farz kıldım" dedi ve Kudeyd bölgesinden aldığı hedy kurbanını gönderdi. Bu kurbana başka bir kurban daha eklemedi. Ne kurban kesti, ne ihram yasaklarından birini işledi, saçına ne ustura vurdu ne de saçını kısalttı. Kurban bayramının ilk günü gelince kurbanını kesip traş oldu. O, ilk yaptığı tavafın, hem hac hem de umre tavafı için geçerli olduğu görüşünde idi. İbn Ömer (r.a.), "Resûlullah da böyle yapmıştı" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbn Nevfel el-Kuraşî'den nakledildiğine göre kendisi, Urve İbn Zübeyr'e (Resulullah'ın yaptığı hac hakkında) soru sormuş bu soruya Urve şöyle cevap vermiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hac yaptı. Bana, Hz. Aişe'nin haber verdiğine göre, Hz. Nebi Mekke'ye geldiğinde ilk önce abdest aldı ve tavaf etti. Bu bir umre sayılmamıştır. Daha sonra Ebu Bekir hac yaptı. O da ilk önce Kabe'yi tavaf etti. Bu da bir umre sayılmadı. Daha sonra Ömer de böyle yaptı. Sonra Osman (r.a.) hac yaptı. Onun da ilk yaptığı Kabe'yi tavaf etmekti. Bu da bir umre sayılmadı. Muaviye ve Abdullah İbn Ömer de böyle yapmışlardı. Sonra ben babam Zübeyr İbn Avvam ile birlikte hac yaptım. Onun da ilk yaptığı iş Kabe'yi tavaf etmek oldu. Bu da bir umre sayılmadı. Muhacirlerin ve ensar da böyle yaptığını gördüm. Bu da bir umre sayılmadı. Bu konuda en son gördüğüm kişi İbn Ömer'dir. O da haccını bozup umreye çevirmemiştir. İbn Ömer yanlarında idi. Neden bu konuyu ona sormuyorlar?! Ne o, ne de ondan sonra gelen selefimiz, bir şeye başlayıp da tavaf yapmak üzere adımlarını atınca asla (tamamlamadıkça) ihramdan çıkmamışlardır. Annemi ve teyzemi gördüm. Onlar da tavaf'tan önce hiçbir şey yapmadılar ve (tavafa başladıktan sonra da) asla ihramdan çıkmadılar." [-1642-] Bana annem (Esma binti Ebû Bekir) şöyle haber verdi: "Kendisi, kız kardeşi (Aişe), Zübeyr ve falanca kişiler ihrama girmişler, (Hacerü'l-Esved) rük­nüne el sürünce ihramdan çıkmışlardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve r.a. şöyle anlatır: "Hz. Aişe'ye Allah'ın, "Şüphe yok ki, Safa ile Merve, Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde bir günah yoktur"[Bakara 158] ayeti hakkındaki görüşünü sorarak, "Allah'a yemin olsun ki, Safa ile Merve arasında tavaf (say) yapmayan kimseye günah yoktur" dedim. Hz. Aişe (r.anha) şöyle cevap verdi: "Ey kızkardeşimin oğlu! Sen ne kötü söz söyledin öyle! Eğer anlam, senin yorumladığın gibi olsaydı ayetteki ifade, "Onları tavaf (sa'y) etmemenizde günah yoktur" şeklinde olması gerekirdi. Allah bu ayeti Ensar hakkında indirmiştir. Onlar, müslüman olmadan önce, Müşellel bölgesinde tapındıkları Menat putu için hac yapıyorlardı ve Safa ile Merve'yi tavaf etmekten kaçınıyorlardı. Müslüman olduktan sonra bu durumu Hz. Nebi'e arzederek, "Ey Allah'ın Resulü! Biz daha önce Safa ile Merve'yi tavaf etmekten kaçınıyorduk" dediler. Bunun üzerine Allah (C.C.), "Şüphe yok ki, Safa ile Merve, Allah'ın (hac ibadeti için) koyduğu işaretlerdendir. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur"[Bakara 158] ayetini indirdi. Resûl-i Ekrem de Safa ile Merve arasında sa'y etmeyi bir sünnet olarak ortaya koymuştur. Dolayısıyla hiçbir kimse'nin bunu terketme hakkı yoktur." Zührî şöyle dedi: 'Aişe'nin bu sözünü Abdurrahman'ın oğlu Ebu Bskir'e nakledince o şöyle dedi: "Bu da bir bilgidir ama ben bunu duymadım. Benim İlim sahiplerinden duyduğuma göre, Menat için ihram'a giren kişilerin dışında, Safa ile Merve arasında tavaf eden bir grup insan vardı. Allah (C.C.), "Beyt-i attk'i (Kabe) tavaf etsinler" ayetini indirip burada Safa ile Merve'yi zikretmeyince, "Ya Resûlallah! Biz, Safa ile Merve'yi tavaf ederdik. Oysa Allah, Kabe'den söz ettiği halde Safa'dan söz etmemiştir. Safa ile Merve arasında tavaf etsek bize günah olur mu?" diye sordular. Bunun üzerine Allah Teala, "Şüphe yok ki, Safa ile Merve, Allah'ın (hac ibadeti için) koyduğu alametlerindendir. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur"[Bakara 158] ayetini indirdi. Ebu Bekir devamla, "Ben, bu ayetin, yukarıda zikredilen her iki grup hakkında nazil olduğunu İşittim" demiştir. Allah, Kabe'yi tavaf etme emrini bildiren ayet'ten sonra, Safa ile Merve arasını tavaf etmekten bahseden ayeti indirmiştir" demiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle anlatır: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ilk tavafını (kudüm tavafı), İlk üç şavtı remel yapmak suretiyle dört şavtı ise (normal) yürüyerek yapmıştır. Safa ile Merve arasında sa'y ederken de, sel akan yerin ortasında (günümüzde iki yeşil direk arasıdır) koşarak giderdi." Ravî, "Nafi'ye, Abdullah İbn Ömer'in, rükn-ü Yemanî'ye vardığı zaman normal bir şekilde yürüyüp yürümediğini sordum, o da bana, "Hayır, sadece kalabalık varsa o zaman normal bir şekilde yürürdü. Çünkü o, rüknü istilam etmeden geçmezdi" dedi" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr İbn Dînar şöyle demiştir: "İbn Ömer'e, umre niyeti ile Kabe'yi tavaf edip, Safa ile Merve arasında sa'y etmeyen kimsenin, hanımı ile cinsel ilişkide bulunabilmesi konusunu sorduk. Bize şöyle cevap verdi: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye geldi, Kabe'yi yedi kez tavaf etti, makam-ı İbrahim'de iki rekat namaz kıldı. Sonra Safa ile Merve arasında yedi kez sa'y etti. "Andolsun ki Resûlullah'ta sizin için güzel bir örnek vardır."[Ahzab]

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye geldi, Kabe'yi tavaf etti, iki rekat namaz kıldı. Sonra Safa ile Merve arasında sa'y etti." İbn Ömer daha sonra "Andolsun ki Resûlullah'da sizin için güzel bir örnek vardır"[Ahzab, 21] ayetini okumuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Asim şöyle anlatır: Enes İbn Malik'e, "Siz daha önce Safa ile Merve arasında sa'y etmeyi hoş karşılamıyordunuz?" dedim. O da, "Evet, çünkü bu, Cahiliyye nişanelerinden idi. Daha sonra Allah, "Şüphe yok ki, Safa ile Merve, Allah'ın (hac ibadeti için) koyduğu alametlerdendir. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur"[Bakara, 158] ayetini indirdi" demiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sadece, müşriklere gücünü göstermek için Kabe'yi tavaf ederken ve Safa ile Merve arasında say ederken koşmuştur." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle anlatır: Mekke'ye gittiğim sırada adetli idim. Ne Kabe'yi tavaf ettim, ne de Safa ile Merve arasında sa'y ettim. Daha sonra durumumu Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e arzettim. Bana, "Hacıların yaptığı fiilleri sen de yap, sadece temizleninceye kadar Kabe'yi tavaf etme" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle rivayet etmiştir: Hz.Nebi ve ashabı hac için ihrama girmişlerdi. Talha ve Resûlullah dı­şında kimsenin yanında hedy kurbanı yoktu. Ali, Yemen'den, beraberinde bir hedy kurbanı ile gelmişti. Hz. Nebi sahabilere, haclarını umreye çevirmelerini, tavaf edip traş olduktan sonra ihram'dan çıkmalarını emretti. Sadece yanında hedy kurbanı olanlar bu emirden istisna edilmişti. Bazı sahabiler, "Kadınlarla birlikte olduğumuz bir dönemde Mina'ya doğru hareket edeceğiz!" dediler. Bu söz Hz. Nebi'e ulaşınca, "Şu an bildiklerimi bilseydim, hedy kurbanı getirmezdim. Yanımda hedy kurbanı olmasaydı ben ihramdan çıkardım" buyurdu. Bu sırada Hz.Aişe (r.anha) adet gördü. Tavaf hariç, bütün hac menasikini yerine getirdi. adeti bitip temizlenince Kabe'yi tavaf etti ve: "Ey Allah'ın Resulü! Siz hac ve umre yaparak ayrılıyorsunuz, ben ise sadece hac yaptım" dedi. Bunun üzerine Hz. Nebi, Abdurrahman'a, onunla birlikte Ten'im'e gitmesini emretti. Hz. Aişe de hacdan sonra bir de umre yapmış oldu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hafsa binti Sîrîn (r.anha) şöyle anlatır: Biz genç kızlarımızın dışarı çıkmasına engel olurduk. Bu arada bir kadın geldi ve Halef oğullan kasrında konakladı. Kız kardeşinin, Resûlullah ile birlikte on iki kez gazveye katılan bir sahabinin hanımı olduğunu, bunlardan altısında kız kardeşinin de bulunduğunu, kız kardeşinin ona, "Biz yaralıları tedavi eder, hastalara bakardık" dediğini anlattı. Bu kadın sözüne şöyle devam etmiştir: Kız kardeşim Hz. Nebi'e, "Cilbabi bulunmayan bir kadının, dışarıya çıkmamasında bir beis var mı?" diye sorunca, Resûlullah, "Arkadaşlarından biri ona bir cilbab giydirsin de hayır işlerini ve müslümanları davet hizmetini ifa etsin" buyurdu. Hafsa şöyle dedi: Ummü Atıyye buraya geldiği zaman kadınlar bu hadiseyi ona sordular (veya biz sorduk), o da şöyle cevap verdi: -O, Resûlullah ne zaman zikredilse hemen anam babam ona feda olsun derdi. Biz ona, "Resûlullah'ı şöyle şöyle söylerken işittin mi?" diye sorduk. Şöyle cevap verdi: "Anam babam ona feda olsun, evet işittim, O, "Perde sahibi (iffetli / örtülü) genç kızlar veya genç kızlar ve hayızlı kadınlar dışarı çıksın. Hayır işlerini ve Müslümanların davet hizmetini görsünler. Fakat hayızlı kadınlar mescid'den uzakta dursunlar" buyurdu." Biz, "Adetli kadınlar da mı?" diye sorduk. O da, "Onlar, Arafat'ta, falan falan yerler de bulunamıyorlar mı? (O halde buralarda da bulunabilirler)" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdülaziz İbn Rufey' şöyle anlatır. Enes'e, "Terviye günü Resûlullah'ın öğle ve ikindi namazlarını nerede kıldığı ile ilgili olarak hatırladıklarını söyle" dedim. Enes, "Mina'da" diye cevap verdi. Ben, "Mina'dan döndüğü gün ikindi namazını nerede kıldı?" diye sorunca bana, "Ebdah (Muhasab) adlı yerde kıldı. Sen, emirlerinin yaptığı şekilde yap" dedi. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Bekir'in naklettiğine göre Abdülaziz şöyle demiştir: Terviye günü Mina'ya doğru yola çıkmıştım. Bu sırada Enes'e rastladım. Eşek üzerinde gidiyordu. Ona, "(Terviye günü) Hz.Nebi öğle namazını nerede kılmıştı?" diye sordum. Bana, "Emirlerine uy, onların kıldığı yerde sen de kıl" diye cevap verdi. (Yani Hac emiriini taklid et)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubeydullah b. Abdullah'ın babası İbn Ömer'den naklettiğine göre o şöyle demiştir: "Resûlullah Mina'da (dört rekat olan farz namazları) iki rekat (olarak) kılmıştır. Ebu Bekir, Ömer ve halifeliğinin ilk döneminde Osman da böyle kılmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Harise İbn Vehb el-Huzaî şöyle demiştir: "En kalabalık ve en güvenli olduğumuz bir durumda Resulullah bize Mina'­da namazı iki rekat olarak kıldırmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbn Yezîd'in naklettiğine göre Abduİlah (İbn Mes'ûd) şöyle demiştir: "Biz, namazı, Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile, Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte iki rekat olarak kıldık. Sonra çeşitli görüş ayrılıkları (gruplaşmalar) ortaya çıktı. Keşke kıldığım dört rekat namazın ikisi kabul edilmiş olsa

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ümmü'l-Fadl'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "İnsanlar, Hz.Nebi'in arefe günü oruç tutup tutmadığı konusunda şüpheye düştü. Ben Resulullah'a (arefe günü) bir İçecek gönderdim, o da içti." Tekrar: 1661, 1988, 5604, 5618, 5636 باب: التلبية والتكبير، إذا غدا من منى إلى عرفة. 86- Mina Dan Arafat'a Doğru Giderken Tebiye Ve Tekbir Getirmek

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Rivayet edildiğine göre, Muhammed İbn Ebû Bekir es-Sekafî, Enes İbn Malik'e birlikte Mina'dan Arafat'a doğru giderlerken, "Bugünde Resûlullah ile birlikte neler yapardınız?" diye sormuş Enes İbn Malik de, "İsteyen telbiye getirir, kimse de buna karşı çıkmazdı, isteyen de tekbir getirir kimse de buna karşı çıkmazdı" diye cevap vermiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Şihab'ın naklettiğine göre Salim şöyle anlatır: "Abdülrnelik İbn Mervan, Haccac'a, Hac sırasında İbn Ömer'in görüşüne aykırı davranmamasını emreden bir mektup yazmıştı. Arefe günü güneş tepe noktasından kaymaya başladığı zaman ben ve (babam) İbn Ömer geldik. İbn Ömer, Haccac'ın çadırı önüne gelerek yüksek sesle seslendi. Bunun üzerine Haccac, üzerinde usfûr ile boyanmış büyük bir gömlek ile çıktı ve: "Ya Ebu Abdurrahman Ne oldu ?" dedi, İbn Ömer de, "Sünnete uymak istiyorsan acele et" dedi. Haccac, "Şimdi mi?" dedi. İbn Ömer de, "Evet" dedi. Haccac, "Beni bekle de başıma bir su döküp çıkayım" dedi. İbn Ömer, Haccac çıkana kadar bekledi. Haccac benimle İbn Ömer arasında yürüdü. Ben, "Sünnete uymak istiyorsan hutbeyi kısa tut ve çabuk vakfeyi yap" dedim. Bunun üzerine Haccac, İbn Ömer'e bakmaya başladı. İbn Ömer de, "O doğru söyledi" dedi. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Haris'in kızı Ümmü'l-Fadl şöyle anlatır: "İnsanlar, arefe günü Resûlullah'ın oruçlu olup olmadığı konusunda farklı kanaatlere vardı. Bazıları Resulullah "oruçlu" bazıları ise "oruçlu değil" dediler. Ben de Efendimiz'e bir bardak süt gönderdim. Kendisi devenin üzerinde bulunuyordu. Sütü alıp içti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Şihab, Salim'in kendisine şöyle haber verdiğini söylemiştir; Haccac İbn Yusuf, İbnü'z-Zübeyr ile savaşmak üzere Mekke'ye geldiği yıl Abdullah İbn Ömer'e, "Arefe günü burada ne yaparsınız?" diye sormuştu. Salim, "Eğer sünnete uymak istiyorsan namazı, güneşin sıcak olduğu vakitte kıl" dedi. Abdullah İbn Ömer de, "O doğru söyledi" dedi. Çünkü onlar, sünnete göre, öğle İle ikindiyi cem ederek kılıyorlardı. Salim'e, "Resulullah da böyle mi yaptı?" diye sordum. Salim, "Böyle bir konuda O'nun sünnetinden başka bir şeye tabi olabilirler mi?!" diye cevap verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim şöyle anlatır: Abdülmelik, Haccac'a, Hac konusunda İbn Ömer'in görüşüne uymasını emreden bir mektup yazmıştı. Arefe günü güneş tepe noktasından kaymaya başladığı zaman ben ve (babam) İbn Ömer geldik. İbn Ömer, Haccac'ın çadırıı önüne gelerek yüksek sesle "Bu (Haccac) nerede?" diye seslendi. Bunun üzerine Haccac, dışarı çıktı. İbn Ömer de, "gidiyoruz" dedi. Haccac, "Şimdi mi?" dedi. İbn Ömer de, "Evet" dedi. Haccac, "Beni bekle de başıma bir su döküp çıkayım" dedi. İbn Ömer, Haccac çıkana kadar bekledi. Haccac benimle İbn Ömer arasında yürüdü. Ben, "Sünnete uymak istiyorsan hutbeyi kısa tut ve vakfeyi çabuk yap" dedim. Bunun üzerine Haccac, İbn Ömer'e bakmaya başladı. İbn Ömer de, "O doğru söyledi" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cübeyr İbn Mut'im babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Devemi kaybetmiştim. Arefe günü onu aramak için yola çıktım. Bu sırada Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Arafat'ta vakfe yaparken gördüm ve "Vallahi bu kişi Ahmes'lilerdendir, neden burada ki?" dedim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hişam İbn Urve'nin naklettiğine göre Urve şöyle demiştir: İnsanlar, Ahmesliler hariç, cahiliyye döneminde çıplak olarak tavaf ederlerdi. Ahmesliler, Kureyş, ve Kureyş neslinden gelenlerdir. Ahmesliler, Allah rızası için, erkekleri erkeklere; kadınları da kadınlara elbise verir, onlar da bunları giyinerek tavaf ederlerdi. Ahmeslilerin elbise vermediği kişiler de Kabe'yi çıplak olarak tavaf ederdi. Bir grup insan, Arafat'a varıp sel gibi akarak gelirdi. Ahmesliler ise Müzdelife'ye varıp gelirlerdi." Hişam: "Babam Urve, Aişe'nin, 'İnsanların sel gibi aktığı yerden siz de sel gibi akın"[Bakara 199] ayetinin Ahmesliler hakkında nazil olduğunu haber verdiğini söylemiştir. Onlar, Müzdelife'den geliyorlardı. Arafat'a gitmeleri emredilmiştir." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hişam İbn Urve'nin naklettiğine göre babası Urve şöyle demiştir: Benim de bulunduğum bir ortamda Usame'ye, "Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda Haccında, Arafat'tan Müzdelife'ye doğru yola çıktığında nasıl yürüyordu?" diye sordular. Usame, "Ağır ağır yürüyordu, fakat önü genişleyince hızlanırdı" demiştir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Usame İbn Zeyd r.a. şöyle anlatır: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Arafat'tan dönüşünde iki dağ arasındaki yola girdi, orada tuvalet ihtiyacını giderip abdest aldı. Ben de, "Ey Allah'ın Resulü! Namaz mı kılacaksınız?" diye sordum. Bana, "Hayır, namaz ileride (Müzdelife'de)" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'den şöyle rivayet edilmiştir: "İbn Ömer r.a. akşam ve yatsı namazlarını Müzdelife'de, cem ederek kılardı. O, Resûlullah'ın girmiş olduğu iki dağ arasına gider, tuvalet ihtiyacını giderip abdest alır, fakat Müzdelife'ye gelinceye kadar namaz kılmazdı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Usame İbn Zeyd r.a. şöyle anlatır: Arafat'tan çıkışımızda Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bineğinin arkasına - terkisine bindim. Hz. Nebi, Müzdelife'ye varmadan, iki dağ arasındaki sol yola gelince devesini çöktürdü, tuvalet ihtiyacını giderdi (bevletti) geldi. Ben abdest suyunu döktüm o da fazla su kullanmadan - az bir su ile abdest aldı. Ben de, "Namaz kılınacak mı ey Allah'ın Resulü ?" diye sordum. Bana, "Namaz ileride" buyurdu, bineğine bindi. Müzdelife'ye gelince namaz kıldı. Müzdelife'nin sabahında (bayram sabahı) Resûlullah'ın devesinin arkasına Fadl bindi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Rivayet edildiğine göre, İbn Abbas r.a. Arafat'tan Resûlullah ile birlikte dönmüştü. Bu sırada Hz. Nebi, (hızlı gitmeleri için) develere bağırılıp çağırıldığını ve vurulduğunu işitti ve kamçısı ile işarette bulunarak, "Ey insanlar! Sakin olunuz, iyi bilin ki birr eziyet vererek olmaz" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Usame İbn Zeyd şöyle anlatır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Arafat'tan dönüşünde iki dağ arasındaki yolda durup tuvalet ihtiyacını giderdi. Sonra suyu fazla kullanmadan abdest aldı. Ona, Namaz mı kılacaksınız?" diye sordum. Bana: "Namaz ileride" diye cevap verdi. Müzdelife'ye geldiği zaman güzel bir şekilde abdest aldı. Sonra kamet getirildi ve akşam namazını kıldı. Ardından herkes devesini çöktürdü. Sonra tekrar kamet getirildi ve namaz kıldı. Bu iki namaz arasında (başka nafile) bir namaz da kılmadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle rivayet etmiştir: Resulullah Müzdelife'de akşam ile yatsı namazını cem' ederek kıldı. Her bir namazı ayrı bir kamet ile kılmış ve iki namazın arasında ve namazların ardından tesbihatta bulunmadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Eyyub el-Ensarî şöyle nakletmiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Veda Haccında akşam ve yatsı namazlarını Müzdelife'de cem' ederek kılmıştır. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbn Yezîd şöyle anlatır: Abdullah İbn Mes'ûd hac yapmıştı. Yatsı namazının son vaktinde veya buna yakın bir zamanda Müzdelife'ye geldik. Abdullah, birine ezan okuyup kamet getirmesini söyledi, o kişi de ezan okudu ve kamet getirdi. Sonra akşam namazını kıldı. Ardından iki rekat namaz kıldı. Sonra yemeğini istedi ve yemek yedi. Sonra birine emretti o da ezan okudu ve kamet getirdi. Sonra yatsı namazını iki rekat olarak kıldı. Fecir doğunca, Abdullah şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu günde ve bu yerde, böyle bir anda ancak bu namazı kılmıştır. Bu iki namaz, kendi vakitle­rinden başka vakte alınmış olan iki namazdır. Akşam namazı, bütün insanlar Müzdelife'ye geldikten sonra, sabah namazı ise fecir doğunca kılınır. Ben, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in böyle yaptığını gördüm." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Şihab'dan nakledildiğine göre Salim şöyle anlatmıştır: İbn Ömer, ailesinden zayıf durumda olan kimseleri önceden gönderirdi. Onlar da (Müzdelife'de) Meş'ari'l-Haram'da dururlar ve dilleri döndüğünce Allah'ı zikrederlerdi. Sonra devlet başkanı Müzdelife'de vakfe yapmadan ve dönmeden önce onlar (Mina'ya) doğru giderdi. Bazıları Mina'ya sabah namazı vakti, bazıları da daha sonra varırdı. Mina'ya vardıkları zaman da cemreye taş atarlardı. İbn Ömer, "Böyle kimselere Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (önden gitmeleri konusunda) ruhsat vermiş­tir" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni bir grupla birlikte geceleyin Müzdelife'den gönderdi." Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a., "Ben de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Müzdelife gecesi önden gönderdiği ailesinden zayıf kimselerden biriyim" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah İbn Keysan şöyle rivayet etmiştir:) Esma, namazların cem' edildiği gece Müzdelife'de durup namaz kıldı. Sonra bir süre (nafile) namaz kıldıktan sonra, "Yavrum, ay battı mı?" diye sordu ve ben de, "Hayır" dedim. Bunun üzerine bir süre daha namaz kıldı ve "Ay battı mı" diye sordu. Ben de, "Evet" diye cevap verdim. Biz, "O halde artık hareket edin" dedi. Biz de yola koyulduk. Akabe cemresine taş attı. Sonra dönüp (Müzdelife'deki) evinde sabah namazını kıldı. Ben, "Biz meşru olan vakitten biraz önce davranmadık mı?" diye sordum. Bana, 'Yavrum, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), deve hevdecinde (mahfilde) bulunan kadınlara izin vermiştir" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Sevde, Müzdelife'de, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den izin istedi o da ona izin verdi." Ravî, onun ağır canlı bir hanım olduğunu söylemiştir. Tekrar :

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle anlatır: "Sevde, insanlar kalabalık oluşturmadan önce gitme hususunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den izin istedi. -O ağır canlı bir kimse idi. - Resulullah da ona izin verdi, o da kalabalık olmadan gitti. Biz ise sabaha kadar kaldık. Sonra Hz. Nebi'in emri ile yola koyulduk Yemin olsun ki, Sevde gibi ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'tan izin istemiş olsaydım beni en çok sevindiren şey (o gün) bu olurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman'dan nakledildiğine göre Abdullah (İbn Mes'ûd) r.a. şöyle demiştir: "Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın, iki namaz dışında başka bir namazı vaktinin dışında kıldığını görmedim. Akşam ve yatsı namazlarını cem' ederek kılmıştır. Bir de sabah namazını vaktinden önce kılmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbn Yezîd şöyle anlatır: "Abdullah îbn Mesud ile birlikte Mekke'ye doğru yola çıktık. Müzdelife'ye geldiğimizde iki namazı (akşam ve yatsı) her bir namaz İçin ayrı ezan ve ayrı kamet ile kıldı. Arasında da akşam yemeği yedi. Sabah namazını da fecir doğunca kıldı. Kimisi fecir doğdu, kimisi de doğmadı diyordu. Sonra Abdullah şöyle dedi: "Burada (Müzdelife'de) akşam ve yatsı namazlarının vakti normal vakitlerinden başka bir vakte alınmıştır. İnsanlar yatsı namazının son vakitleri girmeden Müzdelife'ye gelmesin. Sabah namazının vakti de fecrin doğup henüz herkese görünmediği bu zamandır. Sonra gün ağarıncaya kadar Müzdelife'de durdu ve "Halife şu an hareket etmiş olsa sünnete uygun hareket etmiş olur" dedi." Hz. Osman mı önce ayrıldı, yoksa İbn Mes'ûd mu bu sözü önce söyledi bilmiyorum. Daha sonra İbn Mes'ûd, Kurban bayramının birinci günü akabe cemresine taş atana kadar telbiye getirmeye devam etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr İbn Meymun şöyle anlatır: "Ömer'in, Müzdelife'de sabah namazını kıldıktan sonra bir süre vakfe yapıp sonra da, "Müşrikler güneş doğmadıkça Müzdelife'den ayrılmazlar ve "Ey Sebîr dağı! Aydınlan" derlerdi. Resulullah bu konuda onlara muhalefet etti ve güneş doğmadan önce Müzdelife'den ayrıldı" demiştir." Tekrar;

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir; Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Fadl'ı bineğinin arkasına aldı. Fadl da, Hz.Nebi'in, cemreye gelene kadar telbiye getirdiğini haber verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle anlatır: "Usame İbn Zeyd, Arafat'tan Müzdelife'ye kadar Resulullah'ın bineğinin arkasında - terkisinde idi. Daha sonra Hz. Nebi, Müzdelife'den Mina'ya kadar Fadl'ı bineğinin arkasına - terkisine almıştır. Her ikisi de, "Resulullah, Akabe cemresine gelene kadar telbiye getirdi" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Cemre şöyle demiştir: İbn Abbas'a temettu' haccını sordum. Bana onu yapmamı emretti. Hedy kurbanını sordum. Bana, "Deve (dişi veya erkek), sığır, koyun kesmek veya (deve ya da sığırda) kurbana ortak olmak gerekir" dedi. Bazıları temettu haccını hoş karşılamazlardı. Bir gün uyudum ve rüyamda bir kişi bana, "Kabul olunmuş hac ve temettu haccı (umre):" dedi. Daha sonra İbn Abbas'a rüyamı anlatınca "Allahu Ekber, Ebu'l-Kasım'ın sünneti böyledir" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a. şöyle rivayet etmiştir: "Resulullah kurbanlık deve götüren birini gördü. Ona, "Bin o'na" buyurdu. Adam, "O kurbanlık devedir" dedi. Hz. Nebi (tekrar): "Bin ona" buyurdu. Adam yine, "O kurbanlık devedir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci veya üçünjsü defasında, "Yazık sana, bin şu deveye!" buyurdu. Tekrarı :

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah kurbanlık deve götüren bir kimse gördü. Ona, "Bin ona" buyur­du. Adam, "O kurbanlık devedir" dedi. Hz.Nebi: "Bin ona" buyurdu. Adam yine, "O kurbanlık devedir" dedi. Resulullah üçündü kez, "Bin şu deveye!" buyurdu. Tekrarı :

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle anlatır: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Veda Haccında, hac'dan önce bir umre yaptı ve beraberinde Zül huleyfe'den hedy kurbanı getirdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önce umre sonra da hac niyetiyle telbiye getirdi. Diğer insanlar da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacca kadar bir umre yaptılar. Bazıları hedy kurbanı getirmiş bazıları da getirmemişti. Resulullah Mekke'ye geldiği zaman: "Hedy kurbanı bulunanlar haccını tamamlayana kadar ihram'dan çıkmasın, kurbanı bulunmayanlar ise Kabe'yi tavaf edip, safa ile Merve arasında sa'y ettikten sonra traş olup ihram'dan çıksın. Kurban bulamayanlar ise hac sırasında üç, evine döndükten sonra da yedi gün olmak üzere (toplam on gün) oruç tutsun" buyurdu. Resulullah Mekke'ye gelince tavaf etti. İlk önce (Hacerü'l-Esved) rüknünü istilam etti. Sonra ilk üç tavafı koşarak, kalan dört tavafı ise yürüyerek yaptı. Tavafı bitirince makam-ı İbrahim'de iki rekat namaz kıldı. Selam verip Safa'ya gitti. Safa ile Merve arasında yedi kez sa'y etti. Haccını tamamlayıp bayramın ilk günü kurbanını kesinceye kadar ihram yasaklarından hiç birini işlemedi. Daha sonra Kabe'yi tavaf etti. Artık ihram yasaklarının tamamı onun için helal hale gelmişti. Hedy kurbanı getiren herkes onun gibi yapmıştı. [-1692-] Urve'nin rivayetine göre, Aişe radiyallahu anha ona, Resulullah'ın hac'dan önce umre yaptığını; tıpkı Salim'in (babası) ibn-i Ömer r.a. yoluyla Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den naklettiği gibi diğer (bazı) insanların da onun gibi yaptığını haber vermiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' şöyle anlatır: "Abdullah İbn Ömer'in oğlu Abdullah babasına, "Burada kal, çünkü ben, senin (hac yapmana) engel olmayacaklarından emin değilim" dedi. İbn Ömer de ona, "Öyle bir şey olursa ben de Resulullah'ın yaptığı gibi yaparım. Allah Teala, "Andolsun ki Resulullah'ta sizin için güzel bir örneklik vardır" [Ahzab, 21] buyurmuştur. Siz şahit olun ki umre yapmayı kendime vacip kıldım (niyet ettim)" dedi, umre niyetiyle ihrama girdi ve yola çıktı. Beyda bölgesi sırtlarına varınca, hac ve umre için telbiye getirdi. "Hac ve umre arasında, ihramdan çıkma bakımından bir fark yoktur" dedi ve Kudeyd bölgesinden bir kurban satın aldı. Hac ve umre için bir tavaf yaptı. İkisini de tamamlamadıkça ihramdan çıkmadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Misver İbn Mahrame ve Mervan şöyle demişlerdir: " Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hudeybiye anlaşmasının yapıldığı yıl, bir kaç onluk yüzer kişilik on civarında sahabî grubu ile birlikte yola çıkmıştı. Zu'l-Huleyfe'ye geldikleri zaman Resulullah kurbanlık hayvana gerdanlık takmış, bellik koymuş sonra da ihrama girmişti." 1694’ün Geçtiği diğer yerler: 1694, 1811, 2712, 2731, 4158, 4178, 4181. 1695’in geçtiği diğer yerler:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah'ın kurbanının gerdanlığını kendi ellerimle büktüm. Hz. Nebi de onu taktı, kurbana bellik koydu ve gönderdi. Bunu yaptıktan sonra, önceden helal olan şeylerden hiçbiri haram hale gelmedi (yani ihram yasakları başlamadı)". Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hafsa (r.anha) şöyle anlatır: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e, "Ey Allah'ın Resulü! Sen ihram'dan çıkmadığın halde insanlar neden çıktılar?" diye sordum. Bana, "Ben saçlarımı dağılmaması için topladım, hedy kurbanıma gerdanlık taktım. Hacc tamamlamadıkça ben ihramdan çıkamam" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hedy kurbanını Medine'den hazırlardı. Ben kurbanın gerdanlıklarını bükerdim. (Gönderdikten sonra) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ihramlı kimsenin kaçındığı şeylerin hiçbirinden kaçınmazdı." باب: إشعار البدن. 108- Kurbanlık Hayvana İşaret (Bellik) Koymak -وقال عروة، عن المسور رضي الله عنه: قلد النبي صلى الله عليه وسلم الهدي وأشعره وأحرم بالعمرة. Urve, Misver'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurbanına gerdanlık takmış, bellik koymuş ve umre niyetiyle İhrama girmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın kurbanının gerdanlığını büktüm. Hz.Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de kurbana bellik koydu ve gerdanlığı ona taktı (ya da ben takmıştım) sonra onu Kabe'ye gönderdi. Kendisi ise Medine'de kaldı. Bunu yaptıktan sonra, önceden helal olan şeylerden hiçbiri haram hale gelmedi (yani ihram yasakları başlamadı)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amre binti Abdurrahman şöyle demiştir: Ziyad İbn Ebu Süfyan, Hz. Aişe'ye yazdığı mektupta şöyle diyordu: İbn Abbas, "hacıya haram olan şeyler hedy kurbanı gönderen kişiye de kurbanı kesilinceye dek haram olur" dedi. Amre binti Abdurrahman'ın rivayetine göre o yazılan cevapta Hz. Aişe şöyle demişti: "İbn Abbas'ın dediği gibi değil. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hayvanının boynuna takacağı ipi ben ellerimle ördüm, sonra da Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu elleriyle hayvana taktı. Hayvanı da babamla birlikte Kabe'ye gönderdi. Hayvan kesilinceye dek Allah'ın helal kıldığı bir şey Resulullah'a haram olmadı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kere hedy olarak davar (küçükbaş hayvan) gönderdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hayvanının boynuna takılacak ipi ben örerdim. O, davarın boynuna kılade takar daha sonra da ihrama girmeksizin ailesi ile birlikte bulunurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Ben, Hz.Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için davarlarına kılade örerdim. O da bununla birlikte davarını gönderir, sonra ihrama girmeksizin ve ihramın yasaklarını yapmaksızın beklerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Ben, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ihram'a girmeden önce onun hedy hayvanları için kılade ördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Mu'minlerin annesi Aişe r.anha şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hedy kurbanlarının kıladelerini, elimde bulunan yünlerden ördüm. باب: تقليد النعل. 112- Hayvanın Boynuna Ayakkabı Asmak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hedy hayvanını yanında götüren bir adam gördü ona "hayvanına bin" buyurdu. Adam: "O hedy hayvanıdır" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine: "O'na bin" buyurdu. Ben (Ebu Hureyre), o hayvan'a binen adam'ın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte gittiğini, hayvanın boynunda da (onun hedy olduğunu belli etmek üzere asılmış) ayakkabı bulunduğunu gördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali radiyallahu anh şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kestiğim hedy hayvanının üzerinde bulunan heybeyi ve hayvan'ın derisini tasadduk etmemi emretti. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' şöyle dedi: İbnü'z-Zübeyr'in halifeliği döneminde Harurîlerin hac yaptığı yıl İbn Ömer r.a. hacca gitmek istedi. Ona " Abdullah b. Zübeyr ile Haccac ve taraftarları arasında savaş var. Onların seni alıkoymalarından korkuyoruz" denildi. İbn Ömer "Andolsun Allah'ın Resulünde sizin için en güzel bir örnek vardır"[Ahzab 21] ayetini okuduktan sonra şöyle dedi: "O zaman ben de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yaptığı gibi yaparım. Sizi şahit tutarım ki ben Umre'ye niyet ettim". Beyda' denilen yere vardığında şöyls dedi: "Hacc'ın da umre'nin de durumu aynı. Sizi şahid tutarım ki ben hac ile umreyi birlikte yapacağım" dedi. Satın aldığı hedy kurbanını boynuna kılade takılmış olduğu halde yanında götürdü. Kabe'ye gelip tavaf yaptı. Safa ve Merve arasında sa'y yaptı. Bundan fazla bir şey yapmadı. Kurban bayramı gününe kadar ihramdan çıkmadı. Sonra tıraş olup hayvanını kesti. İlk tavaf ile birlikte hem hac hem de umre tavafını yaptığını kabul etti. Sonra da "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de böyle yaptı" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amre binti Abdurrahman, Aişe radiyallahu anha'dan şunları işittiğini aktardı: Zilkade'nin bitmesine beş gün kala Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yola çıktık. Yalnızca hac yapacağımızı düşünüyorduk. Mekke'ye yaklaştığımızda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanında hedy bulunmayan kimselere tavaf yaptıktan ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptıktan sonra ihram'dan çıkmalarını emretti- Bayram günü bize sığır eti getirildi. Ben "bu nedir?" diye sordum. Getiren "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu sığırı eşleri için kesti" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' şöyle dedi: Abdullah b. Ömer r.a., kurban kesim yerinde hayvanını keserdi. Ubeydullah: "Yani Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kestiği yerde" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' şöyle dedi: Abdullah b. Ömer r.a. hedyini gecenin sonunda Cem (Müzdelife)'den Hz.Nebi'in hedyini kestiği yere, içinde hür ve kölelerin bulunduğu hacılar ile birlikte gönderirdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendi elleriyle, ayakta dikilmiş oldukları halde yedi deveyi kesti. Medine'de iki tane boz renkli boynuzlu koç kesti. باب: نحر الإبل مقيدة. 118- Deveyi, Bağlı İken Kesmek

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ziyad İbn Cübeyr şöyle dedi: İbn Ömer'i gördüm. Devesini kesmek için çöktüren bir adam'ın yanına giderek ona: "O'nu kaldır. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sünnetine uygun bir şekilde ayakta bağlı olarak kes" dedi. Hadisten Çıkan Sonuçlar: 1- Devenin belirtilen şekilde kesilmesi müstehabtır. Hanefîlere göre devenin ayakta veya çökmüş halde kesilmesi fazilet açısından eşittir. 2- Bilmeyen kişiye bilmediği şey öğretilir. 3- Sünnete aykırı olarak yapılan iş mubah olsa bile buna sessiz kalınmaz. 4- Buharı ve Müslim, kitaplarında bu hadisi delil getirdiklerine göre sahabe­nin "şu sünnettendir" sözü merfu' hadis hükmündedir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'de öğleyi dört rekat olarak kıldı. Zu'l-Huleyfe'de ikindiyi iki rekat olarak kıldı ve geceyi orada geçirdi. Sabah olunca devesine bindi. "La İlahe illallah" ve "sübhanallah" diyordu. Beyda denilen yere varınca her ikisini söyleyerek telbiye getirdi. Mekke'ye girince yanındakilere İhramdan çıkmalarını emretti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendi eliyle ayakta oldukları halde yedi deve kesti. Medine'de de iki tane boz (renkli), boynuzlu koç kesti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namazını Medine'de dört rekat, ikindi namazını Zu'l-Huleyfe'de iki rekat kıldı. Sonra orada geceledi. Sabah olunca namazı kılıp devesine bindi. Beydaya gelince umre ve hac için niyet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hedy olan deve kesilirken başında bulunmam için beni gönderdi. Ayrıca hayvan'ın etini dağıtmamı ve hayvan'ın heybesini ve derisini tasadduk etmemi bana emretti. Ben de bunları aynen yerine getirdim. [-1716-] Ali radiyallahu anh şöyle dedi; Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kesilen hedy kurbanının başında durmamı ve kasaplık ücreti olarak hayvan'ın etinden herhangi bir şey vermememi emretti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisine, hedy kurbanının başında bulunmayı, bunların etlerini, derilerini ve heybelerini dağıtmayı, kasaplık ücreti olarak (etlerinden) bir şey vermemeyi emrettiğini söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali r.a. Şöyle Dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yüz deveyi hedy kıldı. Bana bunların etlerini taksim etmemi emretti, ben de taksim ettim. Sonra da emretti heybesini taksim ettim. Sonra emretti, derisini taksim ettim. Hadiste şu hususlar yer almaktadır: 1- Hedy kurbanını sevk etmek, 2- Hedy kurbanını kesmek için başkasını vekil kılmak, 3- Hedy kurbanını kesmek, bunun için adam tutmak, hayvanın bakımını sağlamak, dağıtmak ve ortak kılmak konusunda başkasını vekil kılmak. 4- Allah hakkı olarak bir şey yapması gerekli olan kimsenin, bunun tama­mını Allah'a ait kılması. Bunun bir benzeri de ekinlerdir. Ekinin uşru (onda biri (öşür) zekat olarak) fa­kirlere verilir. Ekin için yapılan harcama, fakirlere verilen onda bire dahil edilmez

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir r.a. şöyle dedi: Biz, Mina'da kalınan teşrik günlerinden sonra üç gün daha kestiğimiz hayvanların etlerinden yerdik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize "yiyin ve yanınıza azık olarak alın" diye izin verdikten sonra biz de hem yedik hem de yanımıza aldık. (Hadisi rivayet eden İbn Cüreyc dedi ki): Ata'ya "Cabir, Medine'ye gelinceye kadar, dedi mi?" diye sordum. Ata "hayır" dedi. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Zilhicce ayının bitmesine beş gün kala Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yola çıktık. Yalnızca hac yapacağımızı zannediyorduk. Mekke'ye yaklaştığımızda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanında hedy hayvanı olmayanların Kabe'yi tavaf etmelerini sonra da ihram'dan çıkmalarını emretti. Bayram günü bize et getirildi. Ben: "Bu nedir?" diye sordum. "Bunu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem eşleri için kesti" denildi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, başını tıraş etmeden önce hayvanını kesenlerin durumu soruldu o "bir sakıncası yok, bir sakıncası yok" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir: Bir adam Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: Şeytan taşlamadan önce ziyaret tavafı yaptım, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bir sakıncası yok" buyurdu. Adam: Kurban kesmeden önce başımı tıraş ettim, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bir sakıncası yok" buyurdu. Adam: Şeytan taşlamadan önce kurban kestim, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bir sakıncası yok" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir: Bir adam Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: Akşam olduktan sonra şeytanı taşladım, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bir sakıncası yok' buyurdu. Adam: Kurban kesmeden önce tıraş oldum, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bir sakıncası yok" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Musa (el-Eş'arî) şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Batha'da iken onun yanına vardım. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bana: "Hac yaptın mı?" diye sordu. Ben: Evet, dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasıl telbiye getirdin?' diye sordu. Ben dedim ki: Şöyle telbiye getirdim: "Nebi'in lebbeyk dediği gibi diyorum" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İyi yapmışsın. Git Kabe'yi tavaf et, Safa ve Merue arasında sa'y yap." Sonra Benî Kays kabilesinden bir kadın saçımı kontrol etti. Ardından hac için niyet ettim. Hz. Ömer'in halifeliğine kadar ben insanlara buna göre fetva veriyordum. Bunu Ömer'e anlattiğımda bana şöyle dedi: "Eğer Allah'ın kitabını esas alırsak o bize haccı tamamlamayı emrediyor. Resulullah'ın sünnetini esas alırsak, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hedy kurbanı kesilme yerine ulaşmadıkça ihram'dan çıkmamıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hafsa r.anha'dan rivayet edildiğine göre o, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü sen umrenden çıkmadığın halde insanlara ne oluyor ki umreden çıkıyorlar?". Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Ben başıma reçine sürdüm, hedy kurbanıma kılade bağladım. Bu yüzden kurban kesilinceye kadar ihram'dan çıkmayacağım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'den rivayet edildiğine göre İbn Ömer r.a. şöyle derdi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yaptığı hacda saçını kazıttı. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer r.a. şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: "Allah'ım saçlarım kazıtanlara merhamet et'" Oradakiler: "Saçlarını kısaltanlara da ey Allah'ın Resulü" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Allah'ım saçlarını kazıtanlara merhamet et" buyurdu. Oradakiler: "Saçlarını kısaltanlara da ey Allah'ın Resulü" dediler. Resulullah da: "Saçlarını kısaltanlara da" buyurdu. Nafi'in dediğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir veya iki kere "Allah saçlarını kazıtanlara merhamet etsin" buyurdu. Dördüncüde "saçlarını kısaltanlara da" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Allah'ım saçlarını kazıtanları bağışla" buyurdu. Oradakiler: "Saçlarını kısaltanları da" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Allah'ım saçlarını kazıtanları bağışla" buyurdu. Oradakiler: "Saçlarını kısaltanları da" dediler. Resulullah sözünü üç kere tekrarladıktan sonra "saçlarını kısaltanları da" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi'in rivayet ettiğine göre İbn Ömer r.a. şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte ashabından bir grup saçını kazıttı. Bir grup da saçını kısalttı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muaviye r.a. şöyle dedi: Bir okun keskin tarafıyla Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Saçını kısalttım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye gelince ashabına Kabe'yi tavaf etmelerini, Safa ve Merve arasında say yapmalarını, sonra da ihramdan çıkarak başlarını kazıtmalarını yahut saçlarını kısaltmalarını emretti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir tavaf yaptıktan sonra öğle uykusuna yatar, ardından bayram günü Mina'ya gelirdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte hac yaptık. Bayram günü ifada tavafı yaptık. Safiye adet gördü. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onunla birlikte olmak istedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü o adet gördü" dedim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bizi burada alıkoyacak, dedi. "Ey Allah'ın Resulü o ifada tavafını yapmıştı" dediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hanımlarına: "Öyleyse haydi yola çıkın" buyurdu. Bir diğer rivayette Aişe (dediki): "Safiyye bayram günü bizimle ifada tavafı yaptı" demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e kurban kesme, tıraş olma ve şeytan taşlamanın vaktinden önce ya da sonra yapılması konusunda sorular soruldu. O: "Bir sakıncası yok" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn AbbaS r.a. şöyle dedİ: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bayram günü Mina'da soru soruluyor, o da: "BİR SAKINCASI YOK" diyordu. Bir adam: "Kurbanı kesmeden önce saçlarımı kazıttım" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Kazıt, sakıncası yok" buyurdu. Adam: "Akşam olduktan sonra şeytan'ı taşladım" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Sakıncası yok" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem veda haccında (devesinin üzerinde) durdu. İnsanlar ona soru soruyorlardı. Bir adam: Bilmeksizin kurban kesmeden önce saçımı kazıttım, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Kurbanını kes, sakıncası yok" buyurdu. Bir başkası: Bilmeden, şeytan taşlamadan önce kurbanınıı kestim, dedi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şeytanı taşla. Sakıncası yok" buyurdu. O gün, önce veya sonra yapılan şeyler hakkında kendisine ne sorulduysa Hz. Nebi "yap, bir sakıncası yok" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Amr İbn el-As, kurban bayramı günü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i hutbe okurken gördü. Bir adam kalkarak: "Ben (hacdaki) şu işin şundan önce yapılacağını zannediyordum" dedi. Bir başkası kalkarak: "Ben de şu işin şundan önce olacağını zannediyordum. Kurbanı kesmeden önce tıraş oldum. Şeytan taşlamadan önce kurban kestim" vb. şeyler söyledi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu soruların tümünde soranlara: "Yap, sakıncası yok" buyurdu. O gün kendisine ne sorulduysa "yap, sakıncası yok" cevabını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Amr İbn el-As, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in (hutbe okurken) devesinin üzerinde bulunduğunu söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurban bayramı günü halka hutbe okuyarak şöyle buyurdu. "Ey insanlar! Bugün hangi gündür?" İnsanlar: Bugün (savaş yapılması) haram (saygıdeğer) bir gündür, dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Burası hangi beldedir?" diye sordu: İnsanlar: Burası haram bir beldedir, dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu hangi aydır?" diye sordu. İnsanlar: Bu, haram bir aydır, dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öyleyse bugününüzün, bu beldenizin ve bu ayınızın haram olması gibi kanlarınız (canlarınız), mallarınız ve ırzlarınızda haramdır (dokunulmazdır). Nebi (s.a.v.) bu sözünü birkaç kez tekrarladı. Daha sonra başını göğe kaldırarak: "Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?" dedi. İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki bu O'nun (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine vasiyetidir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem daha sonra şöyle buyurdu: "Burada bulunanlar bulunmayanlara sözlerimi aktarsınlar. Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler haline dönmeyin". Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. Hz. Nebi'i Arafatta hutbe okurken işittiğini söylemiştir. Hadisin geçtiği diğer yerler:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Bekre r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurban bayramı günü bize hutbe okudu. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bugünün hangi gün olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Biz: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre sustu. Öyle ki biz onun bugüne farklı bir isim vereceğini zannettik. Sonra "Bugün, kurban bayramı günü değil mi?" diye sordu. Biz: Evet, dedik. Hz. Nebi: "Bu ay hangi aydır?" diye sordu. Biz: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre sustu. Biz, onun bu ay'a farklı bir isim vereceğini zannettik. Sonra "Bu ay, zilhicce değil mi?" diye sordu. Biz: Evet, dedik. Hz. Nebi: "Bu belde hangi beldedir?" diye sordu. Biz: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre sustu. Biz, onun bu beldeye farklı bir isim vereceğini zannettik. Sonra "burası haram belde değil mi?" diye sordu. Biz: Evet, dedik. Hz. Nebi: "İşte Rabbinize kavuşacağınız güne kadar kanlarınız (canlarınız) ve mallarınız da bu beldenizde, bu ayınızdaki bu gününüzün haram olması gibi haramdır " buyurdu. Daha sonra "tebliğ ettim mi?" diye sordu. İnsanlar: Evet, dediler. Hz. Nebi: "Allah'ım şahit ol! Burada bulunanlar bulunmayanlara sözlerimi iletsinler. Nice kendisine iletilen kişi duyandan daha iyi kavrar. Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler haline dönmeyin" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Sina'da şöyle buyurdu: "Bugünün hangi gün olduğunu biliyor musunuz?" İnsanlar: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bugün, haram bir gündür. Bu beldenin hangi belde olduğunu biliyor musunuz?" İnsanlar: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu belde, haram bir beldedir. Bu ayın hangi ay olduğunu biliyor musunuz?" İnsanlar: Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bu haram bir aydır. İşte böylece Allah sizlere kanlarınızı (canlarınızı), mallarınızı ve ırzlarınızı da bu ayınızda ve bu beldenizde bu gününüzü haram kıldığı gibi haram kılmıştır". Bir diğer rivayette İbn Ömer şöyle dedi: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurban bayramı günü şeytan taşlama yerlerinin arasında durdu ve şöyle buyurdu: "Bu gün hacc-ı ekber günüdür". Daha sonra "Allah'ım şahit ol" demeye başladı. Hz. Nebi insanlara veda etti. Bu sebeple insanlar buna Veda Haccı dediler. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a.: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ruhsat verdi" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a.: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem izin verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. şöyle dedi: "Abbas r.a. hacılara su verme sebebiyle Mina gecelerinde Mekke'de kalmak için Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den izin istedi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona izin verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Vebera şöyle dedi: İbn Ömer'e "Şeytanı ne zaman taşlayayım?" diye sordum. İbn Ömer şöyle dedi: "İmam'ın taşladığında sen de taşla." Ben soruyu tekrar sordum. O şöyle dedi: "Biz taşlamak için zaman kollardık, güneş batıya döndü mü biz de taşlardık

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbn Yezîd şöyle dedi: Abdullah b. Mes'ud, vadinin alt yanından şeytanı taşladı. Ben: Ey Ebu Abdurrahman! İnsanlar vadinin üst tarafından taşlıyor, dedim. Abdullah b. Mes'ud şöyle dedi: Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki burası el-Bakara suresinin indirildiği yerdir. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbnYezîd nakletmiştir: Abdullah İbn Mes'ud r.a. büyük şeytan'ın yanına gitti. Kabe'yi soluna, Mina'yı sağına aldı, yedi taş fırlattı. Sonra şöyle dedi: "Kendisine el-Bakara suresi indirilen zat da böyle fırlattı". Mahir: İbn-i Mes'ud r.a. Nebi s.a.v.'in de bu şekilde taş attığını ifade etti. Bu sözleriyle Bakara isminin bir sure için kullanılmasının caiz olduğunu söyleyenlere dayanak oldu. Bu konu sonraki hadislerde de işlenecek, İnşaallah. باب: من رمى جمرة العقبة، فجعل البيت عن يساره. 137. Büyük Şeytan'ı Taşlarken Kabe'yi Soluna Almak

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbn Yezîd, Abdullah İbn Mes'ud ile birlikte hac yaptı. Onun büyük şeytana yedi taş attığını gördü. Kabe'yi soluna, Mina'yı sağına aldı sonra da şöyle söyledi: "Bu, kendisine el-Bakara suresi indirilen zat'ın durduğu yerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

el-A'meş şöyle dedi: Haccac'ın minberde surelerden bahsederken "(el-Bakara, Al-i îmran, en-Nisa demeyip) İçinde bakara'nın (sığırın kesilmesinin) yer aldığı sure, içinde îmran ailesinden bahsedilen sure, içinde kadınlardan (nisa'dan) bahsedilen sure" dediğini duydum. Bunu İbrahim'e söyledim. O şöyle söyledi: Bana Abdurrahman İbn Yezîd anlattı. İbn Mes'ud ile büyük şeytanı taşlarken birlikte imiş. İbn Mes'ud vadi'nin alt tarafından taşlıyormuş. Ağacın hizasına gelince, enlemesine onun yanında durup yedi taş fırlatmış, her bir taşı fırlatırken tekbir getiriyormuş. Sonra şöyle söylemiş: Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, kendisine el-Bakara suresi indirilen zat tam burada durarak şeytanı taşladı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. küçük şeytanı taşladığında yedi taş atar, her birinin ardından tekbir getirirdi. Sonra ilerler ve vadi'nin alt yanına iner, orada kıbleye dönerek uzunca durur, dua eder ve ellerini kaldırırdı. Sonra orta şeytanı taşlardı. Sonra sola döner, vadinin alt yanına iner, kıbleye döner, uzunca durarak dua eder, ellerini kaldırırdı. Sonra büyük şeytana vadinin altından taş atar, onun yanında durmazdı. Sonra da "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in böyle yaptığını gördüm" diyerek giderdi. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Salim İbn Abdullah şöyle dedi: Abdullah İbn Ömer r.a. küçük şeytana yedi taş atar, her bir taşı atarken tekbir getirir, sonra ilerleyip düzlüğe iner, burada kıbleye dönerek uzunca ayakta bekler, ellerini kaldırarak dua ederdi. Sonra aynı şekilde orta şeytanı taşlar, sol tarafa yönelir, düzlüğe iner, kıbleye dönerek uzunca ayakta durur, ellerini kaldırarak dua ederdi. Sonra büyük şeytanı vadinin alt tarafından taşlar, onun yanında beklemez, şöyle derdi: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i böyle yaparken gördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İmam Zührî'den gelen bilgiye göre: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mina mescidinin yanındaki şeytanı taşladığında yedi taş atar, her bir taşı atarken tekbir getirir, sonra önüne doğru ilerler, kıbleye dönerek durur, ellerini kaldırarak dua eder, uzunca dururdu. Sonra ikinci şeytana gelir, ona yedi taş atar, her bir taşı atarken tekbir getirir, sonra hızlıca vadinin yanında bulunan sol tarafa ilerler, kıbleye dönerek ayakta durur, ellerini kaldırarak dua ederdi. Ardından büyük şeytanın yanına gelir, yedi taş atar, her bir taşı atarken tekbir getirir ve burada beklemeksizin yoluna devam ederdi. Hadiste yer alan bazı hususlar: 1- Her bir taş atımında tekbir getirmek meşrudur. Bunu terk eden kimseye herhangi bir sorumluluk olmadığı konusunda icma vardır. Ancak Sevrî şöyle demiştir: Bu kişi bir fakire yemek yedirir. Şayet kurban keserse daha iyi olur. 2- Her bir şeytana yedi taş atılacağı konusunda da icma vardır. 3- Şeytan taşladıktan sonra kıbleye dönülür ve uzun bir müddet ayakta du­rulur. 4- Şeytan taşlamadan sonra dua etmek için ayakta dururken, başkasının ta­şının isabet etmemesi için uzaklaşılır. 5- Duada iki eli kaldırmak meşrudur. 6- Büyük şeytan taşlanırken dua edilmez, ayakta beklenmez

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman İbnü'l-Kasım babasının (ki babası kendi zamanının en faziletlilerindendi) şöyle dediğini nakletti: Aişe r.anha'nın şöyle dediğini işittim: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ihrama girmeden önce ve tavaftan önce ihram'dan çıktığında bu ellerimle ona güzel koku sürdüm, (bunu söylerken ellerini açarak gösterdi)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: (Hac yapan) kimselere son olarak Kabe'ye uğramaları emredilmiştir. Ancak bu, adet gören kadınlar için hafifletilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes b. Malik r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle, ikindi, akşam ve yatsıyı kıldı. Sonra Muhassab'da bir süre uyudu. Ardından Kabe'ye gitmek üzere bineğine bindi ve Kabe'yi tavaf etti. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: (Veda haccı esnasında) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı Safiyye binti Huyeyy adet gördü. Bunu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e söyledim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Bizi burada alıkoyacak öyle mi?" dedi. Kendisine "O ifada tavafı yaptı" dediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Öyle ise beklemeyeceğiz" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a.'e ifada tavafı yaptıktan sonra adet gören kadının durumu soruldu. O: "kadın (veda tavafı yapmaksızın) memleketine dönebilir" dedi. Soruyu soranlar "biz Zeyd'in görüşünü esas alırız. Onun görüşünü bırakıp seninkinî almayız" dediler. İbn Abbas "Medine'ye gittiğinizde bunu sorun" dedi. Medine'ye gelince sordular. Sordukları kimseler arasında Ümmü Süleym de vardı. O, Safiyye ile ilgili hadisi anlattı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Adet gören kadın'ın, şayet ifada tavafı yapmışsa memleketine dönmesine ruhsat verilmiştir. [-1761-] Tavus dedi ki: İbn Ömer'in şöyle dediğini duydum: "Adet gören kadın memleketine dönemez". Daha sonra şöyle dediğini duydum: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, onlara izin vermiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Mekke'ye yolculuğa çıktık. Yalnız hac yapacağımızı zannediyorduk. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye geldi, tavaf yaptı, Safa ve Merve arasında sa'y yaptı, ihram'dan çıkmadı. Yanında hedy kurbanı vardı. Onunla birlikte olan hanımları ve ashabı da tavaf yaptılar. Bunlardan, yanında hedy kurbanı olmayanlar ihram'dan çıktı. Sonra o (Aişe r.anha) adet gördü. Hacca dair bütün ibadetleri yerine getirdik. Mina'dan dönüşte Muhassab'da gecelediğimizde ben {Aişe r.anha): Ey Allah'ın Resulü ashabından benden başka herkes hac ve umreyi yapmış olarak dönüyor, dedim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Mekke'ye geldiğimiz zamandan beri sen Kabe'yi hiç tavaf etmedin mi?" buyurdu. Ben: Hayır, dedim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Kardeşin (Abdurrahman) ile Tenim'e git Umre için ihrama gir. Şurada buluşalım" buyurdu. Ben, kardeşim Abdurrahman ile birlikte Ten'im'e gittim, umre için ihrama girdim. Safiyye bt. Huyey de adet gördü. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Eyuahl Demek bizi burada alıkoyacaksın. Bayram'ın ilk gününden önce tavaf yapmamışmıydın?" dedi. Safiyye: Yapmıştım, dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Öyle ise bir sorun yok, bizimle dönersin" buyurdu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'den yukarı çıkarken ben de inerken (yahut o inerken ben çıkarken) karşılaştık

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdülaziz İbn Rufey' şöyle dedi: Enes İbn Malik'e dedim ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in tevriye günü nerede namaz kıldığına dair bir şey hatırlıyorsan bana bildirir misin"? Enes: Mina'da kıldı, dedi. Ben: Nefir günü ikindi namazını nerede kıldı? Diye sordum. Enes: Ebtah'ta kıldı. Ancak sen emirlerinin yaptığı gibi yap, dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes b. Malik r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle, ikindi, akşam ve yatsıyı kıldı. Sonra Muhassab'da bir süre uyudu. Sonra Kabe'ye varıncaya dek bineğine bindi ve Kabe'yi tavaf etti. باب: المحصب. 147- el-Muhassab (mevkii)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe radiyallahu anha şöyle dedi: Muhassab, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yalnızca Medine'ye çıkışı daha kolay olsun diye konakladığı bir yerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Muhassab'da durmak (haccın menasikinden) bir şey değildir. Bu yalnızca Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in konakladığı bir yerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' şöyle dedi: İbn Ömer r.a., Zi-tuva'da iki dağ yolunun arasında konaklardı, sonra da Mekke'nin üst yanında bulunan yoldan Mekke'ye girerdi. Hac veya umre yapmak için Mekke'ye geldiğinde devesini mescidin kapısına varıncaya kadar çöktürmezdi. Sonra mescid-i haram'a girer, Hacerü'l-Esved'in bulunduğu köşeye gelir oradan başlayarak üçü hızlıca dördü de yürüyerek olmak üzere yedi tavaf yapardı. Sonra tavaftan ayrılarak iki rekat namaz kılar, ardından konakladığı yere döner, Safa ile Merve arasında sa'y yapardı. Hac veya umreden (Medine'ye) dönüşte devesini, Zul Huleyfe'de Batha'da, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in devesini çöktürdüğü yerde çöktürürdü

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Halid İbnü'l-Haris şöyle dedi: Ubeydullah'a Muhassab'da konaklama meselesi soruldu. O, Nafi'den şunu nakletti: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ömer ve İbn Ömer r.a. orada konakladılar". Nafi' şöyle demiştir: İbn Ömer r.a. Muhassab'da öğle ile ikindiyi (öy­le zannediyorum ki akşamı da) kılardı. Hadisi rivayet eden Halid "yatsıyı kıldığında da şüphem yok" dedi. Sonra bir süre yatardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de bunu yaptığını söylerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer r.a. Mekke'ye giderken geceyi Zi-tuva'da geçirir, sabah olunca Mekke'ye girerdi. Dönerken de geceyi Zi-tuva'da geçirir, sabah yola devam ederdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de böyle yaptığını söylerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas r.a. şöyle dedi; Zül mecaz ve Ukaz, cahiliye döneminde insanların ticaret yaptığı pazarlardı. İslam dininin gelmesinden sonra Müslümanlar bu pazarlarda alışveriş yapmayı çirkin bir iş olarak gördüler. Bu­nun üzerine şu ayet indirildi: "(Hac günlerinde) Rabbinizden bir lütuf aramanızda sizin için bir günah söz konusu değildir". Bakara 198 Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha şöyle dedi: Mina'dan dönüşte (nefer gününde) Safiyye adet gördü ve "öyle zannediyorum ki sizi (Mekke'de adetim bitene kadar) alıkoyacağım." dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Eyvah! Sen bayramın ilk günü tavaf yaptın mı?" diye sordu. Safiyye "evet" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Öyle ise burada kalmamıza gerek yok, haydi yürü" buyurdu