Sunan Ibn Majah

...

(12) Kitāb: The Chapters on Business Transactions

(12) ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Şüphesiz erkeğin yediği en helal lokma kendisinin kazancından olandır. Çocuğu da şüphesiz onun bir kazancıdır.» AÇIKLAMA 2138’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Mikdam bin Ma'dikerib ez-Zübeydi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Erkek kendi el emeğinden daha helal bir kazanç kazanmamıştır ve erkeğin kendi nefsi, ailesi, çocuğu ve hizmetçisine harcadığı mal sadakadır.» Not; Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde İsmail bin Ayyaş bulunur. Bu hadisi Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Ömer (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Emin dürüst ve müslüman tacir kıyamet günü şehidlerle beraberdir .» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Külsum bin Cevşen el-Kuşeyrl zayıftır. Bu hadisin aslını Tirmizi, Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den merfu olarak rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Kocasız fakir kadının ve günlük geçimi olmayan kimsenin nafakalarını kazanmaya çalışan müslüman, Allah yolunda savaşan mücahid gibi ve gece namaz kılıp gündüz oruç tutan kişi gibidir.» Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, Müslim ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muaz bin Abdillah bin Hubeyb'in amcası (r.a.)'den; şöyle demiştir: Biz bir meclisde idik. (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başında ıslaklık eseri bulunduğu halde teşrif etti. Bazımız O'na: Seni bu gün rahat ve hoş gönüllü görüyoruz, dedi. Bunun üzerine O da: «Evet ve Allah'a hamd olsun.» buyurdu. Sonra cemaat zenginliği anlatmaya daldılar. Resul-i Ekrem (s.a.cv.) şöyle buyurdu: «Takva sahibi için zenginlikte bir mahzur yoktur. Takva sahibi için sağlıklı olmak, zengin olmaktan daha hayırlıdır ve gönül hoşluğu, rahatlığı bir ni'mettir.» Not: Bunun senedinin sahih ve ravilerinin sika. oldukları Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Humeyd es-Said-i (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Dünya (malını) taleb etmekte mutedil olun (ifrad ve tefridden sakının). Çünkü herkes kendisi için yaratılmış olan (dünyalık)'a hazırlatılmıştır.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan İsmail bin Ayyaş tedlisçidir ve bunu an'ane ile rivayet etmiştir. Onun kendi beldesi (Şam) halkmdan başkasmdan olan rivayeti zayıftır, AÇIKLAMA 2144’te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kederi en büyük olan insan, dünyasının işine de ahiretinin işinede önem veren mu'mindir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Yezid er-Rakkaşi, el-Hasan bin Muhammed bin Osman ve İsmail bin Behram bulunur. AÇIKLAMA 2144’te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Ey insanlar! Allah'tan korkunuz ve (dünyalığı) istemekte mutedil olunuz. Çünkü rızkı gecikse bile tamamını almadıkça hiç bir nefis ölmeyecektir. O halde (rızık talebinde) Allah'tan korkunuz ve (dünyalığı) istemekte mu'tedil olunuz. Helal olan'ı alınız ve haram olanı bırakınız.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi zayıftır. Çünkü bunda el-Velid bin Müslim ve İbn-i Cüreyc vardır. İkisi de tedlisçi idi. Ebu'z-Zübeyr de onlar gibidir. Üçü de bunu an'ane ile rivayet etmişlerdir. Lakin bu badisi Ebu'z-Zübeyr aracılığı ile Cabir (r.a.)'den rivayet etmek hususunda Müellifimiz yalmz değildir. Çünkü İbn-i Hibban da kendi sahih'inde bunu Cabir'den iki senedle rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kays bin Ebi Garaza (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken biz (tacirlere)e simsarlar deniyordu. (bir gün) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) biz (tacirler) 'e uğradaı ve bize bundan daha güzel bir isim vererek: «Ey tacirler topluluğu! Şüphesiz (çoğu zaman) alışverişte (yalan) yemin ve yararsız -boş- laf bulunur. Bunun için siz ona (yani alışverişe veya o yalan yemin ile edilen faydasız lafa) sadaka karıştırınız.» Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Rıfaa (bin Rafi) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Biz (bir gün) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber (dışarı) çıktık. Baktık ki halk sabah erken alışveriş ediyorlar. Resulul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara: «Ey tacirler topluluğu!» diye seslendi. Onlar gözlerini yukarı kaldırıp boyunlarını uzatınca Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz tacirler kıyamet günü facirler olarak diriltilirler. Ancak, Allah'tan korkup yeminine bağlı kalan ve sözünde doğru olan tacirler bunun dışındadır.» buyurdu. Diğer tahric: Bu hadisi Tirmizi ve Darimi de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «(Meşru) bir işten (bir rızık) kazanan kimse o işe devam etmelidir.» Not; Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Ferve Ebu Yunus'un sikalığı hususunda ihtilaf olduğunu Zehebi el-Kaşif'de söylemiştir. El-Ezdi de onun zayıf olduğunu söylemiştir. İbn-I Hibban ise onu sikalar arasında anmıştır. Ravilerden HIlal bin Cübeyr el-Basri'yi İbn-i Hibban sikalar arasında zikretmiş ve; Hilal, Enes'ten rivayette bulunmuştur, eğer kendisi Enes'ten hadis işitmiş ise ... , demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nafi' (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben ticaret malımı Şam ve Mısır'a gönderiyordum. Sonra bir kez malımı Irak'a gönderdim ve Mu'minlerin Annesi Aişe (r.anha)'nın yanına varıp O'na: Ey Mu'minlerin Annesi! Ben ticaret malımı Şam'a gönderiyordum (bu defa) Irak'a gönderdim, dedim. Aişe (r.amha) şöyle dedi: (Böyle) yapma. Sana ve eski ticaret yerine ne oldu? (ki sen eski yeri bırakıp başka yere yöneliyorsun) çünkü ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu ki: «Allah birinize bir yönden bir rızık ulaştırdığı zaman, o yön o kimseye değişip güçleşinceye kadar onu bırakmasın.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedi aleyhinde konuşulmuştur. Çünkü ravi Ebu Asım'ın babasının adı Mahled bin ed-Dahhak'tır. Bu zatın sikalığı ihtilaflıdır. EI-Ukayli ve Nesai, onun hadislerinin başka ravi tarafından teyid edilmediğini söylemişlerdir. İbn-i Hibban ise onu sikalar arasında anmıştır. Diğer ravi Zübeyr bin Ubeyd'in mechul bir ravi olduğunu Zehebi söylemiştir. İbn-i Hibban ise bunu sikalar arasında anmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Allah her Nebiyi koyun gütmüş olarak göndermiştir. » Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı Ona: Ve sende (mi.) Ya Resulullah ? O: «Evet bende. Ben Mekke halkı için kararit karşılığında koyun güderdim.» buyurdu. Müellifin Şeyh'i Süveyd: Yani her koyun bir kirat karşılığı, idi. demiştir. BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Zekeriyya A.S. marangoz idi.» Diğer tahric: Bu hadisi Müslim ve Ahmed de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurmuştur: Resimler yapanlar kıyamet günü muhakkak azab olunurlar. (O gün) Bu kimselere: «Resimlerini yaptığınız (canlıları) diriltiniz. denilir.» Diğer tahric: Bu hadisi Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «İnsanların en çok yalan söyleyenleri boyacılar ve kuyumculardır.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi zayıftır. Çünkü bunda bulunan ravi Ferkad es-Sebahi zayıftır. Ravi Ömer bin Harun'u da İbn-i Main ve başkası tekzib etmişlerdir. AÇIKLAMA Zevaid türünden olan bu hadisi Ahmed de rivayet etmiştir. Sindi bu hadisin izahında şunları söyler: Boyacılardan maksad elbise boyacılarıdır. Gerek bunlar ve gerekse kuyumcular ekseriyetle sözlerini yerine getirmedikleri, siparişleri vaktinde vermeyip müşterilerini geciktirdikleri için hadiste bunların herkesten fazla yalan söz söyledikleri ifade edilmiştir. Bir kavle göre bu hadisten maksad anılan san'atkarlar değil, işittikleri sözleri değiştirip yalan ve uydurma söz düzenbazlarıdır. Buhari, Satışlar kitabının bir babını Kuyumcular hakkında gelen hadislere ayırmıştır. Bu babta rivayet edilen hadislerden anlaşılıyor ki; Peygamber (s.a.v.) zamanında kuyumcular vardı ve onlarla alışveriş yapılıyordu. Resul-i Ekrem (s.a.v.) de bu sanata mani olmuyordu. Kastalani de bu durumu belirttikten sonra: Bu babta rivayet edilen hadisten anlaşılıyor ki; bir sanata bozukluk girse bile bu sanat ile iştigal eden kimselerle alışveriş etmekte bir sakınca yoktur. Hatta bir sanatta en adi insanlar bile çalışsa yine onlarla iş yapılabilir. Nitekim bu hadiste belirtildiği gibi Ali bin Ebi Talib (r.a.) bir yahudi kuyumcu ile alışverişte bulunmuştur. Müellif Buhari muhtemelen bu babı açmakta boyacılar ile kuyumcuların en yalancı insanlar olduğuna dair (müellifimizin 2152 no da rivayet ettiği) hadise işaret etmek istemiş olabilir, demiştir. El-Hafni de Camiü's-Sağir'de rivayet edilen hadisimizin izahı bölümünde özetle hadisi açıkladıktan sonra Gazali'nin şöyle dediğini nakletmiştir: '''Sanatlar ve ticaretler bir toplum için birer farz-ı kifayedir. çünkü sanatlar ve ticaretler bırakılırsa hayat feke uğrar, halkın çoğu helak olur. Herkes bir sanat dalında çalışsa, diğer dallar durur ve yine toplumun yaşaması güçleşir. Bazı ilim adamları Peygamber (s.a.v.)'in; «Benim ümmetimin ihtilafı bir rahmettir,. mealindeki hadisini bu yönde yorumlamışlar ve: Yani ümmetin sanat ve ticaret kollarında çalışma arzularının değişik olması, bütün kollar için isteklilerin bulunması bir rahmettir. Sanatların bir kısmı önemlidir. Toplumun ihtiyaçlarına cevap verir. Bir kısmı da önemli değildir. Çünkü dünya ziyneti ve süs işine aittir. Bu tür sanat olmasa da toplumun hayatı zarara uğramaz. Müslüman bir toplumun meşru ihtiyaçlarına cevap veren ticaretler ve sanatlar birer farz-ı kifayedir. Bu itibarla bu alanlarda çalışan mü'minler birer farz-ı kifayeyi ifa etmek niyeti ile çalışmalıdırlar. Nakış ve boya gibi süse yönelik sanatlarda da çalışmaya rağbet etmemelidirler .. Çünkü bu dallar farz-ı kifayeden sayılmazlar. Haram olan oyun ve eğlence aletleri, saz aletleri ve benzeri şeyleri imal etmek ise haramdır. Böyle bir sanatı bırakmak, bir zulmü bırakmak kabilindendir. Terzinin erkeklere ipek elbise dikmesi, kuyumcunun erkek için altın yüzük gibi ziynet eşyasını imal etmesi haram sanat nevindendir. Bu iş için alınan ücret de haramdır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer bin el-Hattab (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(Stokçuluk etmeyip malını) satışa arz eden kimse rızıklanmış (karlı) dır. İhtikar eden de mel'undur.» Not: Bunun senedinde bulunan Ali bin Zeyd bin Ced'an'ın zayıf olduğu Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ma'mer bin Abdillah bin Nadla (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Günahkar ve asi kimse'den başkası ihtikar etmez.» Diğer tahric: Müslim, musakat; Tirmizî, buyu'; Ebu Davud buyu’ ve icare; Darimî, buyu'; Ahmed b. Hanbel, III, 453, 454. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer bin el-Hattab (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şunu işitmiştir: «Kim Müslümanların zararına bir yiyecek maddesinde ihtikar yaparsa Allah o kimse'ye cüzzam hastalığını verir ve iflas ettirir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri sika zatlardır. Seneddeki ravilerden Ebu Yahya el-Mekki ile el-Heysem bin Main'i, İbn-i Hibban sikalar arasında anmıştır. El-Heysem bin Rafi'i de İbn-i Main ve Ebu Davud sika saymışIardır. Ravi Ebu Bekir el-Hanefi'nin adı Abdülkebir bin Abdilmecid'dir. Buhari ile Müsllm onun rivayetlerini almışlardır. İbn-i Mace'nin şeyhi Yahya bin Hakim'i de Ebu Davud. Nesai ve başkası sika saymışlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi otuz süvari olarak bir savaşa gönderdi. Biz bir kabilenin yanında inip bizi misafir etmelerini istedik. Fakat onlar bizi misafir etmekten imtina ettiler. Bu esnada onların reisini bir akrep soktu. Bunın üzerine onlar yanımıza gelerek: İçinizde akrep'ten dolayı okuyabilen bir kimse var mı? dediler. Ben: Evet Ben. Lakin siz bize koyunlar vermedikçe ben hastanıza okumayacağım. dedim. Onlar: Peki size otuz koyun kesinlikle veriyoruz. dediler. Biz de bunu kabul ettik. Ve ben hasta üzerine yedi defa (Fatiha) okudum. Hasta şifa buldu, biz de koyunları teslim aldık. Sonra bu koyunlar hakkında içimizde bir şüphe meydana geldi. Bunun için biz: Biz Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına varıncaya kadar (bölüşmeye) acele etmeyiniz. dedik. Sonra biz (O'nun yanına) gelince ben yaptığım işi Ona arz ettim. O: «Fatiha suresinin bu kadar etkili bir dua olduğunu nasıl bildin? Koyunları aranızda bölüşünüz. Sizinle beraber bana da bir hisse ayırınız.» buyurdu. İbn-i Mace: Yukarıdaki hadisin senedi dışında bize iki senedle daha geldi. Ebu Abdullah dediki: Ebu'l-Mütevekkil senedi en doğru olandır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubade bin es-Samit (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Suffe ehlinden çok kimselere Kur'an ve yazı yazmayı öğrettim. Öğrencilerimden bir adam, bana bir adet ok yayını hediye etti. Ben de -kendi kendime- Bu bir mal değildir. Ben de bununla savaşlarda Allah yolunda ok atarım, dedim. Bununla beraber durumu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sordum. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bu yay karşılığında kıyamet günü boynuna ateşten bir halkanın taklması seni sevindirecekse yay'ı kabul et.» buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubeyy bin Ka'b (r.a.)'den şöyle demiştir: Ben bir adam'a Kur'an öğrettim. O da bana bir adet ok yayını hediye etti. Ben bu durumu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arz ettim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer sen bu yay'ı alırsan ateşten bir yay almış olursun.» buyurdu. Bunun üzerine ben yay'ı geri verdim. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi muztarib nevindendir. Bunu Zehebi, el-Mizan'da ravi Abdurrahman bin Selem'in hal tercemesi bölümünde söylemiştir. El-Ala da, el-Merasil'de, ravi Atiyye bin Kays el-Kelai'nin Ubey bin Ka'b (r.a.)'den olan rivayetinin mürsel olduğunu söylemiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Mes'ud (Ukbe bin Amir el-Ensari) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köpek bedelinden, fahişe'nin fuhuş kazancından ve kahin'in kehanet ücretinden nehyetti. Diğer tahric: Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai. AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) köpek bedelinden ve erkek hayvanı dişi'ye çektirme ücretinden nehyetti. AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kedi bedelinden nehyetti. Diğer tahric: Tirmizi, Ebu Davud, Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Abbas (r.a.)'den; şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacamat oldu ve hacamat edene ücretini verdi. İbn-i Mace dediki: Bu hadisi sadece (Muhammed) bin Ebi Ömer rivayet etti. Diğer tahric: Buhari, Müslim, Ebu Davud

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali (r.a.)'den; şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacamat oldu ve bana emretti. Onun emri üzerine ben hacamat edene ücretini verdim. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: All (r.a.)'ın bu hadisinin senedinde Abdü'l-A'la bin Amir bulunuyor. İbn-i Mehdi ve el-Kattan bu raviyi terketmişler, Ahmed, İbn-i Main ve başkası da onu zayıf saymışlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacamat oldu ve hacamat eden(Ebu Taybe'y)e ücretini verdi. Diğer tahric: Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Mes'ud Ukbe bin Amir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacamat edenin (hacamat) kazancından nehiy buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ebu Mes'ud (r.a.)'ın bu hadisinin senedi ..Sahih olup ravileri Buhari'ııin şartı üzerine sika zatlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhayyisa (el-Ensari) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e hacamatçı'nın kazancının hükmünü sormuş. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de kendisini bu kazançtan menetmiş. Sonra Muhayyisa Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ihtiyacını anlatmış. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Hacamat kazancını su taşıyıcısı devlerinin yemine ver.» buyurdu. Diğer tahric: Tirmizi, Ebu Davud, Ahmed, Malik AÇIKLAMA (2162 - 2166) : İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisini Buhari, Müslim ve Ebu Davud da rivayet etmiştir. Bu hadisi müellifimize yalnız İbn-i Ebi Ömer rivayet etmiş ise de Buhari, Müslim ve Ebu. Davud'a başka raviler nakletmiştir. Buhari'nin rivayetinde şu ilave de vardır: ''Eğer hacamat ücreti haram olsaydı Peygamber (s.a.v.) bu adama (ücret) vermezdi.'' Ebu. Davud'un rivayetinde de bu manayı ifade eden bir ilave vardır. Ali (r.a.)'ın hadisi Zevaid türündendir. Enes (r.a.)'ın hadisini Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Peygamber (s.a.v.)'e hacamat yapan zat'ın Ebu Taybe isimli bir köle olduğu ve kendisine verilen ücretin bir sa' kuru hurma olduğu belirtilmiştir. Müslim'in bir rivayetine göre kendisine iki sa yiyecek verilmiştir. Verilen ücret mikdarı hakkında başka rivayetler de vardır. Olay birden fazla kez olmuş olabilir. Ebu Mes'ud (r.a.)'ın hadisi Zevaid türündendir. Muhayyisa (r.a.)'ın hadisini Malik, Ahmed, Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Bu babta rivayet olunan ilk üç hadis, hacamat kazancının meşru olduğuna delalet eder. Dördüncü hadise göre Peygamber (s.a.v.) hacamat kazancını yasaklamıştır. Son hadise göre hacamat kazancı hayvan yemine harcanabilir. Bu hadisin bazı rivayetlerinde «Bu kazancı su taşıyan devene ve kölene yedir» buyurulmuştur. Bundaki ilaveye göre bu kazanç köleye de helaldır. ALİMLERİN HACAMAT KAZANCINA AİT GÖRÜŞLERİ Nevevi bu hususta şöyle der: "Hacamat kazancı hususunda alimler ihtilaf etmiştir. Selef ve halef alimlerinin ekserisi: Hacamat kazancı haram değildir. Bu kazançtan yemek ne hür kimseye ne de köleye haramdır. Ahmed'in meşhur kavli de böyledir. Ahmed'den diğer bir rivayet ve hadisçilerin fıkıhçılarına göre bu kazanç köleye helal, hür kimseye haramdır. Cumhur İbn-i Abbas'ın hadisini delil göstererek: Peygamber (s.a.v.), hacamat olmuş ve hacamat edene ücretini vermiştir. Eğer haram olsaydı O vermezdi. Hacamat kazancının yasaklığına dair rivayetler tenzihen mekruhluk manasına yorumlanır. Amaç adi kazançlara tenezzül etmeye ve şerefli kazanç yollarına teşviktir. Eğer haram olsaydı, bu hususta hür ile köle arasında bir ayrıcalık olmazdı. Çünkü kişi, kölesine helal olmayan bir şey yediremez, demişlerdir." Son hadis ravisi Muhayyisa veya Muhaysa bin Mes'ud el-Ensari (r.a.) Uhud, Hendek ve bundan sonraki savaşlara katılan bir sahabidir. Ravidir, torunu Haram bin Sa'd bin Muhayyisa'dır. Dört sünen sahibIeri onun hadislerini rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fetih yılı Mekke de iken şöyle buyurdu demiştir: «Şüphesiz Allah ve Resulü, içkinin, murdar hayvanın, domuzun ve putların satılmasını haram kıldı.» Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hükmü bildirince O'na: Ya Resulallah murdar hayvanın iç yağlarına ne buyurursunuz? Çünkü murdar hayvanın iç yağları ile gemiler yağlanır, deriler yağlanır ve bunlarla halk (mum yapıp) ışıklanır, diye sorldu. Resulul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hayır, murdar hayvanın iç yağları haramdır.» buyurdu. Bundan sonra da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah yahudilere la'net etsin. Çünkü Allah onlara murdar hayvanın iç yağlarını haram kıldı. Onlar bu yağı erittiler sonra sattılar ve bedelini yediler.» buyurdu. BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA MÜSLİM HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Umame (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şarkıcı cariyelerin satılmasını, şarkıcılık kazançlarını ve onların (satış) bedellerini yemeyi yasakladı. Diğer tahric: Bu hadisi Tirmizi ve Ahmed de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (şu) iki satıştan nehyetmiştir: Mülamese ve Münabeze. BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA MÜSLİM HADİSLERİ VE İZAH: 1511 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mülamese ve Münabeze'den nehyetmiştir. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 3376 – 3377 – 3378 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bazınızın, satışı üzerine diğer bazınız satış yapmaz (yapmasın),» buyurdu. BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Erkek, (din) kardeşinin satışı üzerine satış yapmaz. (yapmasın) ve onun pazarlığı üzerine pazarlık etmez. (etmesin).» MÜSLİM HADİSLERİ VE İZAH: 1408 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) necş'i yasaklamıştır. Diğer tahric: Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir. AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Birbirinize necş etmeyiniz! (Müşteriyi kandırıp kızıştırmayınız).» buyurmuştur. Diğer tahric: Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Hiç bir şehirli hiç bir köylünün hesabına (onun malına) satamaz.» Diğer tahric: Buhari, Müslim, Tirmizi AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Hiçbir şehirli hiçbir köylünün hesabına (onun malını) satamaz. İnsanları (alışverişte kendi hallerine) bırakınız. Allah onların bazısını bazısından rızıklandırır.» Diğer tahric: Müslim, Tirmizi AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Tavus'un rivayetine göre İbn-i Abbas (r.a.) şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bir şehirlinin bir köylü hesabına (onun malını) satmasını yasakladı. (Tavus demiştir ki:) Ben İbn-i Abbas'a : Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «Bir şehirlinin bir köylü hesabına.» sözünün manası nedir ? diye sordum. İbn-i Abbas: Şehirli, köylü'ye simsar olamaz, diye cevap verdi. Diğer tahric: Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştır: «Celebleri karşılamayınız. Kim celeb'ten bir malı (pazara getirilmeden önce) karşılayıp satın alırsa, mal sahibi çarşıya vardığı zaman (o malı geri almakta) muhayyerdir.» MÜSLİM HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Ömer (r.a.)'dan; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Celebi karşılamayı yasaklamıştır. BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Mes'ud (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), satılık şeyleri (yolda) karşılamayı yasaklamıştır. BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 3436 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «İki adam alım satım akdini yaptıkları zaman beraber olup birbirinden ayrılmadıkça veya bunlardan biri diğerini tahyir etmedikçe ikiside (akdi bozmakta) serbesttirler. Eğer bunlardan biri diğerini tahyir eder ve ikisi de yapılan akdin kesinleştiğine karar verirlerse (ayrılmamış iselerde) satış akdi kesinleşmiş olur. Ve bunlar alım satım akdini yaptıktan sonra hiçbirisi akidden dönüş yapmamış iken biribirinden ayrılırsa (yine) satış akdi kesinleşmiş olur.» Diğer tahric: Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Berze el-Eslemi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Satıcı ile alıcı birbirinden ayrılmadıkça serbesttir.» Diğer tahric: Ebu Davud, buyu’ (h.3457); Tirmizi; Ahmed ve Tahavi AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Semure (b. Cündüb) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Satıcı ile alıcı (akidden sonra) birbirinden ayrılmadıkça (satış akdini bozmakta) serbesttirler.» Diğer tahric: Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bedevi bir erkek'ten bir yük dökülmüş ağaç yaprağını satın aldı. Satış akdi tamamlanınca Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bedevi'ye): «(Bana sattığın yükten veya kararlaştırılan bedelinden istediğini) seç, » buyurdu. Bunun üzerine bedevi, (Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ): Allah sen alım satımcıya uzun ömür versin, dedi. Diğer tahric: Tirmizi AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Satış ancak (tarafların) karşılıklı rızası ile olur.» Not ~ Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin isnadı sahih olup ravileti sika zat1ardır. İbn-i Hibban da bu hadisi kendi sahih'inde rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdurrahman (bin Abdillah bin Mes'ud) (r.a.)'dan: (Babam) Abdullah bin Mes'ud (ganimet malından humus olarak) emiriliye ait kölelerden bir kaç tanesini Eş'as bin Kays r.a.'a sattı. Sonra kölelerin bedelinde ihtilaf'a düştüler. İbn-i Mes'ud: Ben (köleleri) sana yirmi bin'e sattım. dedi. Eş'as da: (Hayır) ben (köleleri) sen'den ancak on bin'e satın aldım. dedi. Bunun üzerine Abdullah ona: İstersen Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim bir hadisi sana haber vereyim. dedi, dedi: Eş'as da: O Hadis'i ver, dedi. İbn-i Mes'ud: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu ki: «Satıcı ile alıcı (satış akdinden sonra) ihtilaf'a düşüp aralarında da şahid olmadığı ve satılan mal aynen durduğu zaman, (makbul) söz, satıcı'nın sözüdür. Yada taraflar satılan malı geri çevirirler.», dedi. Eş'as: O halde ben satılan (köleler)i geri vermek görüşündeyim, dedi. Sonra köleleri geri verdi. Diğer tahric: Bu hadisi Şafii, Ahmed, Ebu Davud, Tirmiz1, Nesai ve Hakim de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hakim bin Hizam (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben: Ya Resulullah! (Müşteri) adam, benden mal satın almak ister. Halbuki benim yanımda yoktur. Ben onunla satış akdi yapabilir miyim? diye sordum. O: «Sen, yanında bulunmayan bir mal'ı satma,» buyurdu. Diğer tahric: Tirmizi, Ebu davud, Nesai AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin Şuayb'ın dedesi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Senin yanında bulunmayan bir malı satman helal değildir, teslim alınmamış bir malın kar'ı da helal değildir.» Diğer tahric: Tirmizi, Ebu davud, Nesai AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Attab bin Esid (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisini Mekke'ye (vali olarak) gönderdiği zaman kendisini, teslim alınmamış bir malın karından men etmiştir. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Leys bin Ebi Selim zayıf ve tedlisçidir. Ravi Ata. bin Ebi Rabah da Attab'a yetişmemiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ukbe bin Amir veya Semure bin Cündüb (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Herhangi bir adam bir malı iki kişiye (ayrı ayrı) satarsa o mal bu iki kişiden ilk alana aittir.» AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Semure (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Muciz olan iki kişi sattıkları zaman o mal ilk müşteriye aittir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin Şuayb'ın dedesi (r.a.)'den şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) örban (kaparolu) satışı yasaklamıştır. AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin Şuayb'ın dedesi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) örban (kaparolu) satışı yasaklamıştır. Ebu Abdillah (İbn-i Mace) derki: Örban şöyledir: Adam bir hayvanı yüz dinara satın alır da satıcıya iki dinar kaparo verir,ve: Eğer ben bu hayvanı satın almazsam bu iki dinar senindir, der

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bey'-i Ğarar ve Bey'-i Hasat'ı yasaklamıştır. AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Abbas (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bey'-i Ğarar'ı yasaklamıştır. Not: Bunun senedinde bulunan Eyyub bin Utbe'nin zayıf olduğu Zevaid'de bildirilnıiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); doğuruncaya kadar büyük baş ve küçük baş hayvanların karnındaki cenin'in, sağılıp ölçülünceye kadar bunların memelerindeki süt'ün, kaçmış iken köle'nin, taksim edilinceye kadar ganimet hissesinin, teslim alınıncaya kadar sadakaların ve dalgıcın çıkaracağı av'ın satın alınmasını yasaklamıştır. AÇIKLAMA VE TAHRİC BİLGİSİ

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Habelu'l-Habele'yi (yani gene gebe devenin doğacak dişi yavrusunun hamlini) satmayı yasaklamıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle demiştir: Ensar'dan bir erkek (bir gün) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek dilencilik etti. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Evinde bir şeyin var (mı) ? .» diye sordu. Adam: Hayır. (sadece) bir çul var, bir parçasını giyiyoruz ve bir kısmını da altımıza seriyoruz. Bir de su içtiğimiz bir bardak vardır, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «O çul ile bardağı bana getir,» buyurdu. Adam da gidip getirdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunları mubarek eline aldı. Sonra: «Kim bunları satın almak ister ? .» buyurdu. Bunun üzerine bir adam: Ben ikisini bir dirhem'e alırım, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki veya üç defa: «Kim bir dirhem üzerinde arttırma yapar?.» buyurdu. Bir (başka )adam: Bunları iki dirhem'e alırım, dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunları bu adam'a verdi ve iki dirhem'i aldı. Sonra bu parayı Ensari kimseye teslim ederek: «Bundan bir dirhem ile yemek satın al da aile ferdlerine yetiştir. Diğer dirhem ilede bir keser satın alıp bana getir,» buyurdu. Ensari (buyrulan işi) yaptı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Ensarinin getirdiği) keseri alıp mubarek eliyle buna bir sap taktı ve Ensariye: «Git odun topla, onbeş güne kadar seni görmeyeceğim.» buyurdu. Adam artık odun toplayıp satmaya başladı. (onbeş gün sonra) On dirhem biriktirmiş olarak geldi. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ona: «(Biriktirdiğin) paranın bir kısmı ile yiyecek, bir kısmı ile de giyecek al,» buyurduktan sonra şunu da buyurdu: «Bu (çalışarak geçimini sağlaman), senin için kıyamet gününde, yüzünde dilencilik noktası bulunduğu halde gelmenden hayırlıdır. Dilencilik şüphesiz ancak şu üç kişi için olabilir: Şiddetli fakirlik çeken, Çok ve ağır borç altında bulunan ve Can yakıcı kan diyetini ödemeyi yüklenen.» Diğer tahric: Tirmizî, buyu; Nesai, buyu'; Ebu Davud, zekat; Ahmed b. Hanbel, III

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Satış akdinin kaldırılması hususunda kim bir müslüman'ın isteğini kabul ederse Allah onun hatasını kıyamet günü kaldırır.» Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud, İbn-i Hibban da rivayet etmiştir. İsnadı sahihtir. İbn Hibban

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken (bir ara) fiyatlar yükseldi. Bunun üzerine sahabiler: Ya Resulallah ! Fiyatlar yükseldi, bizler için fiyatları tahdid ve ta'yin et, diye müracaatta bulundular. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz ucuzlatıp pahalandıran, daraltan, genişleten ve ruzuk veren Allah'tır. Şüphesiz, ne bir kan ne bir mal ile ilgili her hangi bir hakkı benden isteyecek bir kimse bulunmadığı halde Rabbime kavuşmamı umarım,» buyurdu. Diğer tahric: Ebu Davud, Tirmizi AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken (bir ara) fiyatlar yükseldi. Bunun üzerine Sahabiler: Fiyatları tayin buyurmanızı diliyoruz, Ya Resulallah! Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Siz'den hiçbir kimse, kendisine yaptığım bir zulmün karşılığını benden istemediği halde sizden ayrılmamı şüphesiz umarım.» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Said bin Ebi Arube'nin hafızası son zamanlarında bozulmuştur. Ukin Abdü'l-A'la eş-Şami, kendisinden bu halinden önce rivayet etmiştir. Ravi Muhammed bin Ziyad'a gelince, Zehebi'nin beyanına göre Buhari onun başka ravilerce te'yid edilmiş hadislerini rivayet etmiştir. İbn-i Hibban da: O, sika zatlardandır, az hataya düşmüş, demiştir. Senedin kalan ravileri sika zatlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Osman bin Affan (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Satarken ve alıcı iken kolaylık gösteren adamı Allah Cennet'e dahil eylesin (veya eylemiştir).» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedindeki raviler sika zatlardır. Fakat sened munkati'dir. Çünkü Ali bin el-Medini'nin el-İlel'de beyan ettiğine göre ravi Ata.' bin Ferruh, Osman bin Affan'a kavuşmamıştır. Diğer tahric. Nesai AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Sattığı zaman kolaylık gösteren, satın aldığı zaman kolaylık gösteren ve hakkını isterken kolaylık gösteren kul'a Alla rahmet eylesin.» Diğer tahric. Buhari

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Emmar oğullarının anası Kayle (r.anha)'dan; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in umrelerinden birisinde merve'nin yanında Onun huzuruna çıktım ve: Ya Resulullah! Ben alım satım yapan bir kadınım. Bir şey satın almak istediğim zaman, arzuladığım fiyattan düşük bir fiyat teklif ederim. Sonra arzuladığım fiyat'a varıncaya kadar azar azar arttırırım. Bir malı satmak istediğim zaman da, arzuladığım fiyattan fazla bir fiyat teklif ederim. Sonra arzuladığım fiyat'a varıncaya kadar fiyatını indiririm, dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «(Öyle) yapma ya Kayle. Sen bir şeyi satın almak istediğin zaman, Arzuladığın fiyatı teklif et. Sana verilsin veya verilmesin,» buyurdu. Sonra şöyle buyurdu: «Bir mal'ı satmak istediğin zaman versen de vermesen de satmak istediğin fiyat'ı söyle.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde inkıta' vardır. EI-Müzzi el~Etraf'ta: İbn-i Huşeym'in Kayle'den olan rivayeti üzerinde düşünmek gerekir, demiştir. Zehebi de el-Kaşif'te: Kayle Ümmü Ruman'dan Abdullah bin Osman bin Huseyn mürsel olarak rivayette bulunmuştur, der. AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben bir savaşta Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde idim.(Yolculukta) bana: «Allah sana mağfiret eylesin! Sen bu deveni bir dinara satarmısın?» buyurdu. Ben: Ya Resulallah! Medine'ye varacağım zaman bu, sizin devenizdir, dedim. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah sana mağfiret eylesin! Peki bunu iki dinara satar (mı) sın?» buyurdu. Cabir demiştir ki: Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yirmi dinara varıncaya kadar (devenin fiyatını) birer dinar arttırdı ve her dinar artırırken «Allah sana mağfiret eylesin» diye bana dua ediyordu. Ben Medine'ye vardığım zaman devemin başından tutup Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına götürdüm. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ya Bilal! Ona ganimet malından yirmi dinar ver.» buyurdu. Bana da: «Deveni alıp ailen ferdlerine götür.» buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), güneş doğmadan önceki vakitte alım satım pazarlığı ile meşgul olmayı ve süt sahibi hayvanları boğazlamayı yasaklamıştır. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Nevfel bin Abdilmelik ve Rabi bin Habib vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Üç kişi vardır ki kıyamet gününde Allah (Azze ve Celle) onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmıyacaktır. Onlar için elim bir azab da vardır: (Birincisi) çölde ihtiyacından fazla suyu bulunup da (susamış) yolcudan esirgeyen adamdır. (İkincisi) ikindiden sonra bir kimseye bir mal satıp bu malı şu ve bu fiyata aldığına dâir Allah'a yemin eder ve müşteri de (bu yemin üzerine) kendisine inanan, halbuki yemininde yalancı olan (satıcı) adamdır. (Üçüncüsü) de o adamdır ki devlet büyüğüne sırf dünyalık için bey'at eder. Devlet büyüğü ona dünyalık verirse bey'atının gereğini ifâ eder (yâni itaat eder). Ona dünyalık vermezse, bey'atının gereğini ifâ etmez (yâni isyan eder.)» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Zer'(-i Ğıfârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Üç kişi vardır ki kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmıyacaktır. Onlar için elim bir azab da vardır : (Ebû Zer' demiştir ki) Bunun üzerine ben: Bunlar kimlerdir? Yâ Resula!lan! Şüphesiz mahrumiyete ve hüsrana uğradılar, dedim. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Elbisesini (kibrinden dolayı) ayak topuklarının aşağısına kadar sarkıtan, verdiğini başa kakan ve yalan yeminle malına revaç sağlayan (yâni rağbet ettiren) kimselerdir.» buyurdu. Diğer tahric: Müslim, iman; Nesai, buyu’ ; Tirmizi, buyu’ ve Ebu Hureyre rivayeti: Nesai buyu’ MÜSLİM RİVAYETİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Katâde (el-Ensârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Malınızı sattığınızda yemin etmekten sakının. Çünkü yemin malınıza revaç (ve rağbet) kazandırır, sonra (malınızı) mahveder (bereketini giderir).» MÜSLİM HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim aşılanmış hurma ağaçlarını satın alırsa onun (o yılki) meyvesi satıcının hakkıdır. Meğer ki, müşteri (meyvenin de kendisine âit olmasını) şart koşa.» Nafi' aracılığı ile İbn-i Ömer'den merfu' olarak rivayet olunan bu hadisi, müellifimiz Hişâm vasıtası ile Mâlik'den ve Muhammed vasıtası ile el-Leys'den rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dun rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim aşılanmış hurma ağaçlarını satarsa (o yılki) meyvesi, ağaçları satan'ın hakkıdır. Ancak müşteri (meyvenin kendisine âid olmasını) şart ettiği takdirde meyve kendisine ait olur. Kim de malı olan bir köleyi satın alırsa, kölenin malı satıcının hakkıdır. Meğer ki, müşteri (kölenin malının kendisine âit olmasını) şart ede.» (Salim aracılığı ile îbn-i Ömer'den merfû' olarak rivayet olunan bu hadisi müellifimiz, Muhammed vasıtası ile el-Leys'den ve Hişam vâsıtası ile Süfyândan rivayet etmiş, el-Leys ile Süfyân'ın ikisi de Zühri vasıtası ile Sâlim'den... rivayet etmişlerdir.) EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abd-i Rabbıh'in Nâfi' aracılığı ile İbn-i Ömer (r.a.)'den rivayet ettiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (aşılanmış) hurma ağaçlarını satan ve (malı olan) köleyi satanla ilgili (bir önceki hadiste anılan) hükümlerin ikisini de buyurmuştur. (Râvî Abd-ı Rabbıh hurma ağaçları ve köle meselelerinin ikisini de birlikte rivayet etmiştir.) 2211’DEKİ EBU DAVUD LİNKİ AÇIKLAMA İÇİN YETER

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubâde bin es-Sâmit (r.a.)'den; Şöyle elemiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), müşteri (kendisine âit olmasını) şart koşmadığı zaman, (satılan) hurma ağaçlarının meyvesinin, ağaçları aşılayanın hakkı olduğuna ve (yine) müşteri (kölenin malının kendisine âit olmasını) şart etmediği zaman kölenin malının satıcıya âit olduğuna hükmetti. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde İshak bin Yahya bin el-Velid vardır. Buhari ve başkası, onun Ubade bin es-Sılmit'e yetişmediğini söylemişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), şöyle buyurdu, demiştir: «Yaş meyvayı (kızarmak, sararmakla yenilmeye) elverişliliği belirinceye kadar (ağacı üstünde ve ağaçtan ayrı) satmayınız.» Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) satıcıyı da alıcıyı da (bundan) menetmiştir. Diğer tahric: Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Huireyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Yaş meyvayı (kızarmak, sararmak suretiyle yenilmeye) elverişliliği belirinceye kadar (ağacı üstünde ve ağaçtan ayrı) satmayınız.» Diğer tahric: Ahmed. Müslim ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir (bin Abdillah) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yaş meyvayı (kızarmak, sararmakla yenilmeye) elverişliliği belirinceye kadar (ağacı üstünde ve ağaçtan ayrı) satmayı yasaklamıştır. Diğer tahric: Buhari, Müslim ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Mâlik (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), meyvayı, kızanncaya veya sararıncaya kadar (ağacı üstünde ve ağaçtan ayrı) satmayı, yaş üzümü yenilebilirliği belirtisi görülünceye kadar (ağacı üzerinde ve ağaçtan ayrı) satmayı ve hububata, taneleri sertleşip kuvvetleninceye kadar satmayı yasakladı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan; Şöyle demîşiir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sinin bey'i (denilen muayyen ağaçların gelecek bir kaç yıllık meyvalarını önceden satma işini yasaklamıştır. Diğer tahric: Müslim, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmiştir)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim (ağaç üstündeki) meyvaları satıp sonra (henüz kesilmemiş iken) meyvalara bir afet gelirse, satıcı, sakın kardeşi (olan müşterisi) nden bir mal (yâni meyva bedelinden bir şey) almasın. Sizden birisi (satıcı) müslüman kardeşinin (müşterinin) malını neyin karşılığında alacaktır?» Diğer tahric: Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Suveyd bin Kays (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben ile Mahrefe el Abdİ Hacer'den bir mikdar satılık elbiseyi (Mekke'ye) getirdik. (Minâ'da satıyorduk) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bu arada) yanımıza geldi ve bir uzun içdonunu bizimle pazarlık etti. (Biz O'na içdonunu sattık) Bizim yanımızda ücretle tartan bir tartıcı vardı. (Sattığımız elbise karşılığında aldığımız bedeli tartan) bu tartıcıya Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yâ tartıcı! (İçdonu bedelini) tart ve tartını ağır yap,» buyurdu. EBU DAVUD HADİS’İ VE AÇIKLAMALAR: 3336 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Malik Ebu Safvan bin Umeyre (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e hicret'ten önce (Mekke'de) bir aded uzun içdonu parçasını sattım. Bunun üzerine O, benim İçin (içdonu bedelini) tarttı ve benim lehimde tartıyı ağır yaptı. EBU DAVUD HADİS’İ VE AÇIKLAMALAR: 3336 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir. «(Vereceğiniz şeyi) tartacağınız zaman tartınızı ağır yapınız.» Not: Bunun senedinin. Buhari'nin şartı üzerine sahih olduğu. Zevaid'de bildirilmiştir. AÇIKLAMA LİNKLERİ 2220 ve 2221’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dsm rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medîne-i Münevvere'ye geldiği zaman Medîneliler ölçü yönünden en bozuk insanlardan idiler. Sonra Allah Sübhânehu ve Teâlâ; ويل للمطففين [Mutaffifin 1] ayetini indirdi. Bu âyet indirildikten sonra Medineliler ölçü işini iyi yaptılar. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasendir. Çünkü Muhammed bin Akil ve Ali bin el-Hüseyn hakkında ihtilaf vardır. Senedin diğer ravileri sika zatlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bir (küme) zahire satan bir adamın yanından geçti de mübarek elini kümenin içine soktu. Baktı ki küme hilelidir (= içi ıslaktır). Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hile eden - aldatan kimse, bizden değildir,» buyurdu. Diğer tahric: Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu'I-Hamra' (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i gördüm: Kendisi, yanında bir kab içinde bir mikdar (satılık) zahire bulunan bir adam'ın yakınlarından geçti ve mübarek elini o zahirenin içine soktu. Sonra adama: «Sen galiba hile etmişsin. Kim bize hile eder — aldatır —sa, o bizden değildir,» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebu Davud künyeli bir ravi vardır. Bu adam, Nüfey' bin el-Haris el-Ama olup terkedilmiş zayıf ravilerden birisidir. İbn-i Ömer: Alimler, Ebu'l-Hamra'nın zayıflığı üzerinde ittifak etmişler. bazıları da onu tekzib etmişler ve ondan rivayet etmeyi bırakmak için icma etmişlerdir, demiştir. İbn-i Main de onun mevzu hadisleri rivayet ettiğini söylemiştir. Ama buradaki hadisini teyid eden yukardaki hadis mevcuttur. O hadis bu hadisin şahididir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim bir zahireyi satın alırsa bunu (satıcıdan) teslim alıncaya kadar satmasın.» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim bir zahireyi salın alırsa bunu (satıcıdan) teslim alıncaya kadar satmasın.» Râvî Ebû Avâne kendi rivayetinde şu ilâveyi yapmıştır: İbn-i Abbâs demiştir ki: Ben her şeyin (bu hükümde) zahire gibi olduğunu sanıyorum. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) satıcının ölçeği ve müşterinin ölçeği olmak üzere iki ölçekle ölçülmedikçe bir zahireyi satmayı yasaklamıştır. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedinde bulunan ravi Muhammed bin Abdirrahman bin Ebi Leyla Ebu Abdirrahman el-Ensari zayıftır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: (Dışarıdan eşya getiren) kervandan ölçüp tartmadan götürü usulü ile erzak alırdık. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aldığımız erzakı olduğu yerden başka yere nakletmeden önce satmamızı yasakladı. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Osman bin Affân (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben çarşıda kuru hurma satardım ve (müşterilerime): Ben (satın alırken) bu ölçekle ölçtüm bu kadardır, derdim ve (tekrar ölçmeden) o ölçme (hesabı) ile kablar dolusu kuru hurmaları (müşterilerime) verirdim ve kâr'ımı alırdım. Sonra böyle satış yapmam hakkında içime bir şüphe girdi. Bunun üzerine (durumu) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sordum. Buyurdu ki: «Sen (satarken) ölçmeyi söz konusu edince hurmayı (yeniden) ölç.» Diğer tahric: (benzeri ta'liken) Buhari

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Busr el-Mâzînî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu ki; «Zahirenizi ölçünüz ki sizin için bereketli olsun.» Not: Abdullah bin Büsr'ün bu hadisinin sahİH olup ravilerinin sika oldukları Zevaid'de belirtilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Eyyub (el-Ensârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Seüem): «Zahirenizi ölçünüz ki sizin için bereketli olsun.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ebu Eyyub'un bu hadisinin senedinde Bakiyye bin el-Velid bulunur, bu ravi tedlisçidir. Hadisin aslı Buhari'de vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Useyd es-Sâidî (r.a.)'den; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Nebıyt çarşuma gitti, oraya baktı. Sonra: «Burası siz (mu'minler)e (uygun) bir çarşı değildir,» buyurdu. Sonra başka bir çarşıya gitti. Oraya da baktıktan sonra: «Burası (da) size (münâsib) bir çarşı değildir,» buyurdu. Sonra dönüp bu çarşıya geldi ve burada dolaştı. Sonra: «Burası sisin çarşınızdır. Sakın bu çarşı İptal edilmesin ve bu çarşı (satıcıları ve alıcıları) üzerine vergi yükletilmesin,» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinin şu ravileri zayıf kimselerdir: İshak bin İbrahim, Muhammed, Ali ve bunların şeyhi Zübeyr bin Münzir bin Ebi Useyd es-Saidi., AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Selmân(-i Fârisî) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Be« Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim buyurdu ki: «Sabah namazına giden bir kimse îman bayrağı ile gitmiş olur ve çarşıya giden bir kimse şeytan bayrağı ile gitmiş olur.» Not: Bunun senedinde bulunan İsa bin Meymun'un zayıflığı üzerinde ittifak bulunduğu, Zevaid'de bildirilmiştir. AÇIKLAMA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sâlim'in dedesi (Ömer bin el-Hattâb) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir; «Kim çarşıya girdiği zaman : لاَإِلهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ. لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِ وَيُمِيتُ، وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ. بِيَدِهِ الْخَيْرُ كُلُّهُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (meali): «Allah'tan başka ibadete layık hiç bir ilah yoktur. O, birdir hiç bir ortağı yoktur. Mülk ve saltanat ancak O'nundur ve hamd O'na mahsustur. 0, yaşatır ve 0, öldürür. O, daima diridir, ölmez. Her türlü hayır ancak O'nun elindedir ve 0, dilediği her şeye kadirdir.» zikrini okursa Allah ona bir milyon hasene (sevab) verir, onun bir milyon seyyie (küçük hatâ) sini siler ve onun için cennette bir köşk yaptırır.» Diğer tahric. Tirmizi, Hakim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sahr el-Gâmidî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem).Allahım! Ümmetim için gündüzün ilk vaktini (yâni bu vakitte yaptıkları işi) bereketti eyle,- buyurdu, demiştir. Sahr demiştir ki: ve Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir askeri birlik veya bir orduyu savaşa gönderdiği zaman gündüzün ilk vaktinde gönderirdi. (Râvî) demiştir ki: ve Sahr ticâretle iştigal eden bir adam idi. (Bu emre uyarak) ticâret mallarını sabah erken gönderirdi ve bu sayede servet sahibi oldu, malı çoğaldı. Diğer tahric: Tirmizi, Ebu Davud, Nesai ve İbni Hibban da rivayet etmişlerdir. AÇIKLAMA 2238’DE

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allahım! Ümmetim için Perşembe gününün ilk vaktini (yâni bu vakitte yaptıkları işi) bereketti eyle,» buyurmuştur. Not: Bunun senedinde bulunan Abdurrahman ve ondan aşağısının zayıf oldukları, Zevaid'de bildirilmiştir. AÇIKLAMA 2238’DE

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivâytt «dediğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dua etmiştir: «Allahım! Ümmetim için gündüzün ilk zamanını (yâni bu vakitte yaptıkları işi) bereketli eyle.» Not: Bunun senedinde bulunan ravi Abdurrahman'ın zayıflığı Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Bir musarrâtı (= müşteriyi aldatmak için sütü sağılmayıp göğsünde biriktiren) bir hayvanı satın alan bir kimse (hayvanı kabul veya satıcıya iade etmek hususunda) üç güne kadar serbesttir. Eğer onu iade ederse onunla beraber bir sâ' semrâ (yâni buğday) değil bir sâ' kuru hurmayı da (sağılan süte karşılık) versin.» BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA MÜSLİM HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 3443 – 3444 – 3445 – 3446 İzahları 3446 İbn-i Ömer rivayetinde

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Ey insanlar! Muhaffele (=müşteriyi aldatmak amacıyla sütü sağılmayıp göğsünde hapsedilen) bir hayvanı satın alan bir kimse (hayvanı geri vermek hususunda) üç güne kadar serbesttir. Müşteri onu geri verecekse onunla beraber, sağdığı sütünün iki mislini (Veya eldeki) bir mislini (n kıymeti kadar) buğday da versin.» Not: Bu hadisi Ebu Davtid da rivayet etmiştir. EI-Fetih'te: Bunun senedi zayıftır ve İbn-i Kuddame demiş ki bu hadisin zahiri ile amel etmek alimlerin ittifakı ile terkedilmiştir, diye bilgi verilmiştir. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Mes'ûd (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Sadık ve masdûk olan Ebü'I-Kasım (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üzerinde çehâdet ederim ki O, bize şöyle buyurdu: «Muhaffel (müşteriyi aldatmak için sütü sağılmayıp göğsünde biriktirilen) hayvanları satmak bir aldatmadır ve aldatmak, hiç bir müslümana helâl değildir.» Not: Bunun senedinde Cabir el-Ca'fi bulunduğu ve kendisinin doğruluğunun şüpheli olduğu, Zevılld'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (satın alınan) kölenin gelirinin, kölenin helak olmasından sorumlu olması nedeni, ile (müşterinin hakkı) olduğuna hükmetti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Bir adam bir köleyi satın aldı ve çalıştırıp ondan gelir sağladı. Sonra kölede bir kusur bulup (satıcıya) geri verdi. Bunun üzerine satıcı: Yâ Resülallah! Adam, benim kalemi çalıştırıp ondan gelir sağladı, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Satın alınan malın geliri, onun helak olmasından sorumlu olması nedeni ile (müşterinin hakkı) dır.» buyurdu. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Semure bin Cündüb (r.a.)'den rivayet edildiğine; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), şöyle buyurdu, demiştir: «(Satılan) kölenin uhdesi (yâni alıcısının muhayyerliği veya satıcısının zimmetinde olduğu süre) üç gündür.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedindeki raviler sika zatlardır. Ancak Said bin Ebi Arube'nin hafızası son zamanlarında karışmıştı. Fakat Abede bin Süleyman kendisinden, bu halinden önce rivayette bulunmuştur. Ravi el-Hasan'ın Semure (r.a.)'den hadis işitmesi meselesi de söz götürür. AÇIKLAMA 2245’te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ukbe bin Âmir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Dört günden sonra uhde yoktur.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ukbe bin Âmir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şunu işitmiştir: «Müslüman, müslümanın kardeşidir. Kusurlu bir malı (din) kardeşine satan hiç bir müslüman'a (bu satış) helal olmaz. Meğer ki (satarken) bu kusuru ona açıklaya.» Diğer tahric: Müslim, Ahmed, Tabarani, Hakim ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir. AÇIKLAMA 2247’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Vasile bin el-Eska' (r.a.j'den; Şöyle demiştir: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdular ki: «Kusurunu açıklamadığı bir malı satan bir kimse, dâima Allah'ın gazabı altındadır ve melekler devamlı ona la'net ederler.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Bakiyye bin el-Velid tedlisçidir. Şeyhi de zayıftır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Mes'ûd (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Esirler getirildiği zaman Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), aynı ev halkını biribirinden ayırmak istemediği için hepsini toplu halde (bir kişiye) verirdi. Bu hadis zevaid türündendir. Ahmed de tahric etmiştir. Açıklaması 2250 nolu Hadis’te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana kardeş ve gencecik iki köle hibe etti. Ben bunların birisini sattım. Sonra Resûl-ı Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «O iki gencecik ne işlediler? (Yâni halleri nasıldır?)» buyurdu. Ben: Bunların birisini sattım, dedim. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «O'nu geri al,» buyurdu. Diğer tahric. Tirmizi ve Hakim AÇIKLAMA 2250’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Musa (el-Eş'ari) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) câriye ile çocuğunu ve (köle olan) iki kardeşi biribirinden ayıran kimseye la'net etmiştir. AÇIKLAMA 2248, 2249 VE 2250 : Zevaid türünden olan İbni Mes'ud (r.a.)'m hadisini Ahmed de rivayet etmiştir. Ali {r.a.)'ın hadisini Tirmizi ve Hakim de rivayet etmiştir. Ebu Musa (r.a.)'ın hadisinin Zevaid türünden olduğuna dair bir kayıt bulunmamakla beraber Kütüb-i Sitte'nin diğerlerinde göremedim. El-Münziri'nin bildirdiğine göre Darekutni de rivayet etmiştir. Camiü's-Sağir'de, İbni Mace'den rivayet edilmiştir. Bu itibarla Zevaid türünden olması kuvvetle muhtemeldir. İlk hadise göre, esir alınan aile ferdIerinin hepsinin toplu halde bir kimseye verilmesi gerekir, Resul-i Ekrem (s.a.v.) böylelerini biribirinden ayırmak istemezdi. Hadis metninin açık manası ve yorumu böyledir. Camiü's-Sağir haşiyesinde el-Hafni şöyle der: Yani esirler içinde bir kadın ile çocuğu veya bir erkek ile çocuğu ya da iki kardeş bulunduğu zaman Resul-i Ekrem (s.a.v.) kadını birisine, çocuğunu da başka şahsa vermezdi. Keza erkeği bir şahsa, çocuğunu da başka şahsa vermezdi. Kardeşleri de ayrı ayrı kişilere vermezdi. Resul-i Ekrem (s.a.v.), üstün merhameti dolayısıyla kadınla çocuğunu aynı şahsa, erkekle çocuğunu birlikte bir kişiye ve iki kardeşi de beraberce bir adama verirdi. Ali (r.a.)'ın hadisine göre esir edilen iki kardeşi biribirinden ayırmamalıdır. Bu hadiste geçen "Gulam" kelimesi, erginlik çağına yaklaşmış erkek çocuk, oğlan çocuk, köle ve hizmetçi anlamlarına gelir. Burada hangi mananın kasdedildiğine dair bir kayda rastlamadım. Bunların köle olduğu açıktır. Fakat yaş durumlarının ne olduğuna dair bir sarahat yoktur. Ancak, köle manasını ifade eden "Abd" kelimesi yerine "Gulam" kelimesinin kullanılmış olması nedeniyle bunların gencecik oldukları kuvvetle muhtemeldir. Aşağıda, alimlerin görüşleri beyan edilirken görüleceği üzere, ana ile evlad durumundaki iki esiri biribirinden ayırmamak hükmü, evladın küçük yaşta olması haline tahsis edilmektedir. Evlad büyüdükten sonra anasından ayırmakta bir sakınca görülmemektedir. Durum bu olunca iki kardeşin de küçük yaşta olduğu ihtimali kuvvet kazanır. Hakikatını Allah bilir. Ali'nin sattığı köleyi geri alması için verilen emrin zahirine göre yapılan satış sahih sayılmamıştır. Ebu Musa (r.a.)'ın hadisi de cariye ile çocuğunu ve köle olan kardeşleri biribirinden ayırmanın yasaklığına ve bu hareketin Allah'ın rahmetinden uzak kalmaya sebep olduğuna delalet eder. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in lanet etmesi kişinin Allah'ın rahmetinden uzak kalması için dilekte bulunması demektir. Bunun nasıl bir tehdid olduğu açıktır. ESİR EDİLEN AİLE FERDLERİNİ BİRİBİRİNDEN AYIRMANIN HÜKMÜ HAKKINDAKİ ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ: Tuhfe yazarı bu babtaki hadislerin şerhinde şöyle der: "Burada cariye ile çocuğunu ayırmadan maksat birisini satıp diğerini satmamak veya ikisini ayrı ayrı şahıslara satmak ya da hibe yolu ile bunları ayrı ayrı kimselere vermektir. Esir alınan baba ile çocuğu da aynı hükme tabidir. Hatta biribirine mahrem durumunda olan yakın akrabalar da böyledir. Yani esir alınan aile ferdIerinden biribirine mahrem olanlar bir müslümana verildikten sonra, onun bunları dağıtıp ayrı ayrı şahıslara satması veya hibe etmesi ya da birisini yanında alıkoyup diğerini başkasına vermesi hükmü de aynıdır, yasaktıI". Şerhü's-Sünne'de: Nene, dede ve babanın hükmü de böyledir, denilmiştir. Şevkani de: Bu babta rivayet edilen hadisler, cariye ile çocuğunu ve kardeşleri biribirinden ayırmanın haramlığına delalet ederler. Cariye ile çocuğunu biribirinden ayırmanın haramlığı husüsunda icma bulunduğu el-Bahir'de İmam Yahya'dan naklen beyan edilmiştir. Bu beyana göre, çocuk, anasına muhtaç olmayacak yaşa geldikten sonra, ayırmak caizdir. Ayırmak haram olduğuna rağmen yapılacak satış sahih mi, yoksa geçersiz mi? Ebu Hanife'ye ve bir kavlinde Şafii'ye göre satiş akdi geçerlidir. Şafii'nin diğer bir kavline göre satış batıl ve geçersizdir. Baba ile çocuğunu ayırmaya gelince, bazı fıkıhçılar bunlan biribirinden ayırmanın haram olmadığına hükmetmişlerdir. EI-Bahir sahibi: Baba anaya kıyas edilir, demiştir. Usül ve furü dışında kalan yakınları biribirinden ayırmanın hükmü ise, Hanefiler'e göre bu da haramdır. Şafii'ye göre haram değildir. Kardeşleri ayırmanın haramlığı buradaki nasslarla sabittir. Fakat diğer yakınları bunlara kıyaslamak tam yerinde değildir. Çünkü aralarında fark vardır. Kardeşleri veya ana ile çocuğu biribirinden ayırmadan doğan güçlük başkadır, diğer yakınları biribirinden ayırmanın güçlüğü bu kadar zor değildir. Şu halde diğer akrabaları bunlara kıyaslamak uygun ve yerinde değildir .. Hadislerin zahirine göre söz konusu ayırma satış yolu ile olsun veya başka yolla olsun hepsinin hükmü birdir. Ancak bunları ayıran kişi istek ve irade dışı ayırırsa bunun bir sakıncası yoktur. MeseIa,: Esirler, gaziler arasında taksim edilirken bazen yakın akrabaları biribirinden ayırmak mecburiyeti hasıl olur, diye bilgi vermiştİr. Söz konusu yakınlar kaç yaşına varınca ayırmak caiz olur? Tuhfe yazan bu hususta da şöyle der: 1. Ebu Hanife'nin arkadaşlanna göre, küçükleri, erginlik çağına varıncaya kadar "ayırmak caiz değildir. 2. Şafii'ye göre çocuk yedi veya sekiz yaşa varınca ayırmak caiz olur. 3. Malik'e göre çocuk diş çıkarınca ayırmak caiz olur. 4. Ahmed'e göre çocuk büyüyüp erginlik çağına varsa bile ayırmak caiz olmaz. Hanefiler; Küçük yaştaki kardeşleri ayırmak caizdir, Fakat birisi küçük, diğeri büyük yaşta iseler ayırmak caiz değildir, demişlerdir. EI-Gays'ta beyan edildiğine göre, esir akrabalar, erginlik çağına vardıktan sonra, ayrı ayrı kişilere satış, hibe veya başka yollarla verilebilir ve bu hususta icma vardır. Erginlik çağına varanları ayırmanın caizliği için Darekutni ile Hakim'in rivayet ettikleri Ubade bin es-Samit (r.a.)'ın şu mealdeki hadis de delil gösterilmiştir: "Ana ile çocuğu biribirinden tefrik edilmez. (Ayrı şahıslara satılamaz, hibe edilemez) Bunun üzerine: Ne zamana kadar? diye soruldu. Buna cevaben buyuruldu ki: Erkek çocuk, erginlik çağına varıncaya ve kız çocuk, aybaşı adetini görünceye kadar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdülmecîd bin Vehb (r.a.)'den; Şöyle demiştir: El-Adda' bin Hâlid bin Hevze (r.a.) bana dedi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in benim için yazdığı (yazdırdığı) bir yazıyı sana okutmayalım mı? Abdülmecîd demiştir ki: Ben: Okutunuz, dedim. Bunun üzerine el-Adda' bana bir yazı çıkardı. Baktım ki yazıda şu ifâde vardır: Bu, el-Addâ' bin Hâlid bin Hevze'nin, Allah'ın Besulü Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den satın aldığı mal'ın satışına âit yazı)dır. El-Addâ', Ondan bir köle veya bir câriye satın aldı. (Bu satış) müslümanın müslümana satışıdır. (Satılan malda) hiçbir hastahk yok, hiçbir aldatma yok ve hiçbir huysuzluk yoktur. Diğer tahric: Tirmizi ve Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin Şuayb'ın dedesi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Biriniz câriye satın aldığı zaman: Allahım! Ben bunun hayrını ve bunda yarattığın (huyların ve vasıflar) in hayırlısını şüphesiz senden diliyorum. Bunun şerrinden ve bunda yarattığın (huylarla vasıflar) ın şerrinden de şüphesiz sana sığınırım, desin ve mübarek olması için dua etsin. Biriniz bir deve satın aldığı zaman da hörgücünün en yüksek yerinden tutup mübarek olması için duâ etsin ve bu duayı söylesin.» Diğer tahric: Ebu Davud ve Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir : «(Tartı bakımından eşit de olsalar) altını altınla (satmak) faizdir. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine;) Al bunu, (diyerek elindeki altına peşin vere) ve (diğeri de ona:î Al bunu, (deyip elindeki altını peşin vere). (Ölçü bakımından eşit de olsalar) buğdayı buğdayla (satmak) da faizdir- Meğer ki (taraflardan birisi diğerine;) Al bunu, (deyip yanındaki buğdayı peşin vere) ve (diğeri de ona:) Al bunu, (deyip yanındaki buğdayı peşin vere). Arpayı arpa ile (mikdarları aynı de olsa satmak) de faizdir. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine:) Al bunu, (diyerek yanındaki arpayı peşin vere) ve (diğeri de buna:) Al bunu (diyerek yanındaki arpayı peşin vere). Hurmayı (ayni miktar da olsa) hurma ile (satmak) da faizdir. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine:) Al bunu, (deyip yanındaki hurmayı peşin vere) ve (diğeri de ona); Al bunu, (deyip yanındaki hurmayı peşin vere).» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Müslim bin Yesar ve Abdullah bin Ubeyd'den; Şöyle demiştir: Ubade bin es-Sâmıt ile Muâviye (r.a.) (bir gün) bir kilisede veya bir havrada bir araya geldiler ve Ubade bin es-Sâmıt, onlara (orada bulunan müslümanlara) şu hadisi nakletti: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi gümüşü gümüşle, altını altınla, buğdayı buğdayla, arpayı arpayla ve hurmayı hurmayla (Müslim ile Abdullah'dan birisi demiştir ki: Ve tuzu tuz ile, — diğeri bunu söylememiş —) satmaktan nehiy etti. (Meğer ki biribiri ile satılmak istenen bu iki şey biribirine eşit olup ikisi de peşin ola.), Buğdayı arpa ile ve arpayı buğday ile elden ele (yâni ikisi de peşin olmak kaydı ile) dilediğimiz gibi (yâni mikdarlan eşit olmasa bile) satmamıza izin verdi.' EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN: 3349 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Mikdarca eşit (ve elden ele peşin verilmek üzere) gümüşü gümüşle, altını altınla, arpayı arpayla ve buğdayı buğdayla (satabilirsiniz.)» MÜSLİM HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Saîd(-i Hudri) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) biz (mücâhidler ile (hazinedeki) karışık hurmalardan (tayin) verirdi. Biz de bunu iyi kaliteli hurma ile değiştirirdik ve iyi hurmanın değer farkına karşılık olmak üzere aldığımız mikdardan fazla mikdarda hurma verirdik. (Bunun iki sa'ını bir sâ' hurmaya satardık). Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «İki sâ' (hurmayı) bir sâ' hurmaya ve iki dirhem (gümüşü) bir dirhem (gümüş)e satmak olmaz. (İkisi de peşin ve tartıca eşit olmak kaydıyla) dirhem, dirhemle dinar da dinarla (satılabilir) iki dirhem arasında ve iki dinar arasında (satışı bozucu) fazlalık ancak tartı bakımından olan (fazlalık) dır.» BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA MÜSLİM HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben Ebu Sald-i Hudri (r.a.)'den: Bir dirhem (gümüş) ancak bir dirhem (gümüş) ile ve bir dinar (altın) da ancak bir dinar (altın) ile (yâni fazlalıksız satılır), sözünü işittim. Bunun üzerine ben kendisine: Ben îbn-i Abbâs (r.a.)'dan başka şey (Yâni veresiye olmazsa mübadele edilen gümüşlerin veya altınların ağırlığının eşit olmamasında faiz yoktur) dediğini işittim, dedim. Ebû Saîd şöyle cevab verdi: Ben İbn-i Abbas'a rastladım ve ona: Sarf (yâni peşin olarak altını fazla altınla ve gümüşü fazla gümüşle değiştirmenin câizliği) hakkında söylemekte olduğun sözün mesnedinden bana haber ver: Bu, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğin bir şey mi, yoksa Allah'ın kitabında bulduğun bir hüküm mü? diye sordum. İbn-i Abbâs: Ben bu hükmü Allah'ın kitabında bulmadım ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den de işitmedim ve lâkin Usâme bin Zeyd bana dedi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Faiz, ancak veresiyede bulunur.» buyurdu. Diğer tahric: Buhari, Müslim ve Nesai de rivayet etmişlerdir. AÇIKLAMA 2258’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebü'l-Cevzâ (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben Ondan yâni İbn-i Abbâs'dan işittim: Sarf (yâni peşin olmak kaydı ile ağırlığı eşit olsun, olmasın gümüşü gümüşle ve altını altınla satma) işine fetva veriyordu ve kendisinden bu fetva naklediliyordu. Sonra bu fetvadan rucû (dönüş) ettiği haberi bana ulaştı. Bir sûre sonra Mekke'de kendisine rastladım ve: Senin bu hükümden rucû ettiğin haberi bana ulaştı, dedim. Kendisi: Evet. O hüküm benim bir görüşüm idi. Halbuki işte Ebû Saîd (-i Hudri), Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sarf işini yasakladığını heber veriyor, dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'dea rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Altını gümüşle (satmak ve gümüşü altınla satmak) ribâ (= faiz)dır. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine:) bunu al, (diyerek vereceğini peşin vere) ve (diğeri de ona:) bunu al, (diyerek vereceğini peşin vere).» (Müellifin şeyhi) Ebû Bekir bin Ebİ Şeybe dediki: Ben Süfyan'dan şunu söylerken işittim: «Altını gümüşle» (buyurulmuştur). îyice hıfzediniz. Diğer tahric: Nesai

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Mâlik bin Evs bin el-Hadesân (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Ben (bir gün sahabîler meclisine) gelerek: Kim dirhemlerini (altınla) değiştirmek ister? diye sordum. Talha bin Ubeydillah, Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'nın yanında iken (bana): Altınını bize ver. Sonra kesedarımız (Gabe'den) gelince sen bize gel, dirhemlerini vereceğiz, dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.) Talha (r.a.)'a hitaben: Hayır, (böyle olmaz) vallahi. Sen ya ona dirhemlerini şimdi vereceksin veya onun altınını kendisine geri vereceksin. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gümüşü altınla satmak faizdir. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine:) bunu al, (diyerek vereceğini peşin vere) ve (diğeri de ona:) Bunu al, (diyerek vereceğini peşin vere.)» buyurdu. Diğer tahric: Buhari. Müslim, Tirmizi, Nesai ve Malik bin Enes de rivayet etmişlerdir. AÇIKLAMA 2261’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali bin Ebî Tâlib (r.a.)'âen rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Aralarında ağırlık farkı olmaksızın altın altınla, gümüş de gümüşle (değiştirilebilir). Gümüşe ihtiyacı olan bîr kimse, altın ını onunla değiştirsin. Altına ihtiyacı olan da, gümüşünü onunla değiştirsin. Sarf (yâni bu değiştirmelerin hepsi) şöyle olur: (Taraflardan birisi diğerine:) Al bunu, (diyerek vereceğini peşin verir) ve (diğeri de ona. Al bunu, (diyerek vereceğini peşin verir.)» Diğer tahric: Hakim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

“... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhüma)’dan: Şöyle demiştir: deve satardım. (Bazen deve bedeli olan) altın yerine gümüş alırdım, (Bazen) dirhemler yerine dinarlar ve (bazen) dinarlar yerine dirhemler alırdım. Sonra (bu durumu) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sordum. O : altın ve gümüşten birisini alıp diğerini verdiğin zaman senin ile (alış veriş ettiğin) arkadaşın arasında (alınıp, verilenden ötürü) bir karışıklık (yani ödenmemiş bir şey) varken sakın ondan ayrılma.) buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Alkame'nin babası Abdullah (bin Sinan el-Müzenî) (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), müslümanların tedavüldeki sikkeli (altın ve gümüş) paralarını bir ihtiyaç (ve gerek) yok iken kesip kırmayı yasakladı. Diğer tahric: Ebu Davud

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Züher oğullarının mevlâsı Zeyd Ebû Ayyaş (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Kendisi arpanın, süit (Nebi arpası) ile satın alınmasının hükmünü Sa'd bin Ebî Vakkas (r.a.)'a sormuştur. Sa'd kendisine: Bunlardan hangisi (hacim ölçüsü bakımından diğerinden) fazla olur? diye sormuş. Kendisi -. Arpa (fazla olur), diye cevab vermiştir. (Zeyd demiş ki:) Bunun üzerine Sa'd (r.a.) beni bu alım satımdan menetti ve şöyle dedi: Ben şu olaya şâhid oldum : Yaş hurmayı kuru hurma ile satın almanın hükmü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e soruldu. Bunun üzerine O; «Yaş hurma kuruduğu zaman (hacim ölçüsü bakımından) eksilir mi?» buyurdu. Sahâbîler: Evet, dediler. Bunun üzerine O, bundan (yâni yaş hurmayı kuru hurma ile satın alınmasını) nehiy buyurdu. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Ömer (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müzâbene*yi yasaklamıştır. Müzâbene; Adamın, hurmalığındaki yaş hurmayı (ağacında) ölçekle (tahmin ederek) kuru hurma ile satmasıdır. (Keza) bağındaki yaş üzümü (dalında, tahmini) ölçekle kuru üzüm ile satmasıdır ve tarlasında bulunan başağındaki taze buğdayı (yine tahmini) ölçekle safi buğday ile satmasıdır. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunların hepsinden nehiy buyurmuştur. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbîr bin Abdillah (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Muhâkale ve Müzâbene'den nehiy buyurmuştur. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH İÇİN: 3404 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Râfi' bin Hadîc (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mühakale ve Müzâbene'den nehiy buyurmuştur. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sâlim'in babası (İbn Ömer) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ariyye hakkında ruhsat verdiğini Zeyd bin Sabit bana haber verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Ömer (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ariyye (yâni belirli bir kaç ağacın üstündeki yaş hurmayı) kuru hurma olarak mikdannı tahmin etmek suretiyle satılmasına ruhsat verdiğini Zeyd bin Sabit bana haber verdi. (Râvi) Yahya demiştir ki: Ariyye, kişinin aile ferdlerinin azığı olan kuru hurmasını verip bununla birkaç hurma ağacının yaş hurmasını kuru hurma olarak tahminen takdir etmek Suretiyle satın almasıdır. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLARI: 3362 — 3363 —

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Semure bin Cündüb (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), veresiye olarak hayvanı hayvanla satmayı yasakladı. Diğer tahric: Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir (bin Semûre) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Elden ele (yâni peşin olarak) bir hayvanı iki hayvan ile satmakta bîr beis (sakınca) yoktur,» buyurdu ve bu satışın veresiye olarak yapılmasından kerahet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes (bin Mâlik) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), (mu'minlerin anası) Safiyye (bint-i Huyey)'yi yedi baş (cariye - köle) ile satın aldı. (Râvî Abdurrahman dedi ki: (Nebi, Safiyye'yi) Dihye el-Kelbrden (satın aldı.) Zevaid de: Bu hadis’in isnadının sahih, ravilerinin sika olduğu bildiriliyot

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(Mi'raca) götürüldüğüm gece, karınları odalar gibi (büyük) olan bir kavmin üzerine vardım. Bunların karınlarında dışardan görülen yılanlar vardı. Ben: Bunlar kimlerdir? Yâ Cebrail! diye sordum. Cebrail dedi ki: Bunlar faiz yiyicileridir.» Not: Bunun senedinde bulunan Ali bin Zeyd bin Ced'an'ın zayıf olduğu Zevaidde bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Faiz, yetmiş çeşit günahtır. Bunların en hafifi, erkeğin kendi anası ile zina etmesi (veya evlenmesi) günahı kadardır.» Not: Bunun senedinde bulunan Neclh bin Abdirrahmm Ebil-Maşer'in zayıflığı üzerinde ittifak edildiği, Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah (bin Mes'ûd) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Faiz yetmiş-üç kapı (çeşit) dir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahihtir. Ravi İbn-i Adi'nin adı Muhammed bin İbrahim olup sika bir zattır. Bu hadisi Şu'be'den yalnız kendisi rivayet etmiştir. [AÇIKLAMA]: Yukardaki hadislerin üçü de Zevaid türündendir. İkinci hadisi Hakim ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir. Bu hadiste faizin yetmiş çeşit günahının bulunduğu ifade edilmiştir. Yani faizin çok çeşitleri vardır. Hepsi de günahtır. En hafif sanılan faizin günahı kişinin, anası ile zina etmesi kadar ağır bir günahtır. Bu hadiste geçen "Nikahlanma" sözü evlenme akdi veya cinsel ilişki manasına yorumlanabilir. İkisinin sonucu aynidir. üçüncü hadiste ise faizin yetmiş kapısının, yani yetmiş çeşidinin bulunduğu bildirilmektedir. Bundan maksad, faizin çeşitlerinin çokluğudur. Yoksa yetmiş sayısı ile tahdid değildir. Gerek bu ve gerekse bundan önceki hadiste geçen "yetmiş üç" sözü de böyle yorumlanınca iki hadis arasında zahiren görülen ihtilaf bertaraf edilmiş olur. Sindi böyle yorum yapmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Son inen âyet, faiz âyetidir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bu âyeti (teferruatı ile) tefsir etmeden vefat etti. Artık siz faizi de faiz şüphesi bulunan muameleyi de bırakınız. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahihtir ve ravileri sikadır. Ancak ravi Said bin Arube'nin hafızası son zamanlarında zayıflamıştı. [AÇIKLAMA]: Bu hadis de Zevaid türündendir. Sindi: İbn-i Ömer (r.a.)'ın maksadı faiz ayetinin, helal ve haramla ilgili ayetlerin sonuncusu olduğunu ve hükmünün sabit olup mensuh olmasının söz konusu olamıyacağını bildirmektir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bu ayeti tefsir etmeden vefat ettiğini söylemekle de Ömer (r.a.) şunu demek istemiştir: Yani faizin bütün teferruatını açıklayıcı ve kıyasa mahal bırakmayacak geniş kapsamlı bir açıklamanın Resül-i Ekrem (s.a.v.) tarafından yapılmamış olduğunu bildirmektir. Yoksa bilindiği gibi Resul-i Ekrem (s.a.v.) faiz ayetini açıklayıcı ve faiz hükümlerini beyan edici bir çok hadis buyurmuştur, der. Evet yalnız İbn-i Mace'nin bu bölümde rivayet ettiği 2253 - 2273 nolu 20 kadar hadis faizin hükümlerini beyan eder. Omer (r.a.) bu eser ile faiz konusunda çok ihtiyatlı davranmanın gereğine işaret ederek faiz kokusu duyulacak şüpheli muamelelerden uzak durmak için müslümanların dikkatini çekmek istemiştir. Faizin haram kılınması hakkında kısa bir bilgi vermek uygun olur. Cahiliyet devrinde ve İslamiyet'in ilk zamanlarında yaygın olan faiz usülü daha çok şöyle idi. Parası çok olan bankerler, faizciliği. sanat haline getirmişlerdi. Mesela bir adama yüz dirhemi bir yıl vade ile yüzde 20 nisbetinde bir faizle ödünç verirlerdi. Vadesi geldiğinde adam para sahibi ile yeni bir anlaşma yaparak vadeyi bir yıl daha uzatır ve asıl para ile tahakkuk etmiş olan faize ek olarak vereceği 80 dirhemi ödemeyi kabullenirdi. Böylece ikinci vade geldiğinde 200 dirhem ödemek durumunda kalırdı. İkinci vade geldiğinde taraflar süreyi tekrat uzatır ve buna karşı 250 veya 300 dirhem ödeme yapılması üzerinde ittifak ederlerdi. Bu şekilde sürdürülen faizcilikle paranın bir kaç katı ödenirdi. Mekke'de inen Al-i İmran suresinin yukarda yazılı 130. ayeti ile bu çirkin muamele takbih (çirkin olarak ifade) edilerek müslümanların böyle yapmaları yasaklandı. Bu ayette, faizin kat kat artırılarak yenilmesi yasaklanmış oldu. Günün faiz usülü kat kat artırmak olduğu için bu durum belirtildi. Yoksa ilk anda sanıldığı gibi kat kat olmayıp bilinen bir orandaki faizin mübahlığı manası çıkarılamaz. Mesela: Anasını silahla yaralayan kişi azarlanırken: Ananı silahla yaralaman çirkin bir suçtur, denildiği zaman, kişinin anasını sopa ile yaralamasının veya dövmesinin çirkin bir suç olmadığı manası çıkarılabilir mi? Bu ayet de böyledir. O günkü faiz durumu öyle olduğu için bu ifade buyurulmuştur. Tefsir kitabIarında açıkça belirtildiği gibi bu ayetteki "kat kat faiz" tabiri, böyle olmayan faizin mübahlığını beyan için olmayıp, o günkü çirkin durumu belirtmek içindir. Bu hususta müslümanların icmaı vardır. Ayet-i Celile'yi başka türlü yorumlayan hiç bir ilim adamı yoktur. Kaldı ki Medine-i Münevvere devrinde ve Mekke'nin fethi sırasında inen ve yukarda yazılı bulunan Bakara suresinin 275 - 279 nolu ayetleri faizin çoğunu da azını da kökünden yasaklamıştır. İbn-i Ömer (r.a.) de bu hadiste helal ve haram la ilgili ayetlerin sonuncusunun faiz ayeti olduğunu bildirmekle bu ayetleri kasdediyor. İbn-i Abbas (r.a.)'den rivayet edildigine göre kendisi de riba, yani faiz ayetinin en son inen ayet olduğunu bildirmiştir. Buhari İbn-i Abbas (r.a.)'ın bu rivayetini "Tefsir" bölümünde rivayet etmiştir. Bazı rivayetlerde İbn-i Abbas: En son inen ayet'in; Allah'a döndürüleceğiniz sonra zulüme uğramadan herkesin kazancının tamamının verileceği günden korkunuz ... (Bakara: 281) ayetidir, demiştir. Bu iki rivayet arasında ihtilaf yoktur. Çünkü bu ayet ile faiz ayeti toptan inmiştir. Meşhur Veda haccı esnasında inen faiz ayetinin hükmü de bu esnada uygulanmıştır. Çünkü bu hac esnasında Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in yüzbini aşkın bir İslam cemaatına hitaben buyurdugu ve dünya durdukça tüm insanlık alemine ışık tutacak şaheser hutbesinde cahiliyet devrinin kötü adetlerinin tümünü kökünden kaldırmış ve faizle ilgili olarak da mealen: ''Faiz lağvedilmiştir. Fakat borcunuzun aslını vermeniz gerekir. (Faiz almakla) zulüm etmeyiniz ve (borcun aslını almamakla) zulüme uğramaymız. Faiz, Allah'ın emriyle artık haramdır. Cahiliyet devrinden kalma bu çirkin adetin her çeşidini işte ayaklarımın altında çiğniyorum. ilk kaldırdığım faiz Abdülmuttalib'in oğlu Abbas'ın faizidir.'' buyurmuştur. Altın, gümüş, buğday, arpa, hurma ve tuz'un rebevi yani faizi ihtiva eden mallar olduğu nasslarla sabit olduğunu bundan önceki bablarda görmüştünüz. Bunların dışında kalan malların hangilerinin bunlara tabi olduğunu da orada anlatmıştım. Bazı malların ise bunlara tabi olup olmadığı hususunda sahabilerin ve tabiilerin ihtilaf ettiklerini belirtmiştim. Mesela: Ölçülerek satılan mallardan olan ve yiyecek maddelerinden olmayan kireç faize tabi midir, değil midir? Ebu Hanife'ye göre tabidir. Şafii'ye göre tabi değildir. Yani bir ölçek kireç veresiye iki ölçek kireçle satılabilir mi, satılamaz mı? Keza, bir koyun veresiye iki koyunla satılabilir mi, satılamaz mı? bunun gibi ihtilaflı olan meseleler vardır. Ömer (r.a.) bu eserinde, faiz şüphesi olan meselelerde ihtiyatlı davranmayı tavsiye etmiştir. O'nun bu tavsiyesinden hareketle alimler yani yetkili müctehidler arasında ihtilaf konusu edilen bu gibi meselelerde faiz ihtimali göz önünde bulundurulmalı ve bu gibi muameleleri yapmamalı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Mes'ûd (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) faiz yiyene, yedirene, şâhidlerine ve kâtibine şüphesiz la'net etti. Diğer tahric: Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbn-i Hibban ve Hakim de bunu rivayet etmişler ve Tirmizi bunun hasen-sahih olduğunu söylemiştir. Müslim de bu hadis metnini Cabir (r.a.)'den merfu olarak rivayet etmiştir. [AÇIKLAMA]: Ayrıca Müslim İbn-i Mes'ud (r.a.)'den de bunu kısa bir metinle rivayet etmiştir. O metinde yalnız faiz yiyen ile yedirenden söz edilmekte ve bunların Peygamber (s.a.v.) tarafından lanetlendiği belirtilmektedir. Buhari de bunun bir benzerini Ebu Cuheyfe (r.a.)'den merfu olarak rivayet etmiştir. Nesai'nin rivayet ettiği ibn-i Mes'ud'un hadisi şöyledir: ''Faiz yiyen, yediren, faizli işleme şahid olanlar ve katiblik eden kimseler bilerek bunu yapınca, Muhammed (s.a.v.)'in dili ile kıyamet günü melunlardır.'' Hadis şarihlerince beyan edildiği gibi hadislerdeki ''Faiz yiyen'' sözünden maksad faiz alandır. Aldıktan sonra yese de yemese de hüküm aynidir. Yararlanma çeşitlerinin en büyüğü yemek olduğu için bu ifade kullanılmıştır. Keza, Faiz yediren'den maksad da faiz verendir. Faizli muameleye şahidlik edenler ile katiblik edenlerin de ayni suça ve günahına ortak oldukları bildirilmektedir. Müslim'deki Cabir (r.a.)'m hadisinde;.''Bunların hepsi faiz günahında ve vebalinde musavi, yani eşittir. ilavesi vardır. Nevevi bu hadisin şerhinde: Bu hadis, faiz alan ile veren arasındaki muameleyi yazmanın ve buna şahidlik etmenin haramlığına ve batıl bir işe yardımcı olmanın yasaklığına açıkça delalet eder, demiştir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bunları lanetlemesinin iki manası vardır: Birincisi, bunların ilahi rahmetten uzak olduklarını bildirmektir. İkincisi, bunların ilahi rahmetten uzak kalmalarını dilemektir. Bu iki mananın hangisi olursa olsun, bu ve benzeri hadisler faizcilikle uğraşan ve bunların bu muamelelerine katiblik, şahidlik ve benzeri şeylerle yardımcı olanlann akibetlerinin çok fena olduğuna delalet ederler. Çünkü bunların AIlah'ın rahmetinden uzak olduklarının Resul-i Ekrem (s.a.v.) tarafından bildirilmesinden daha büyük bir tehdid düşünülemez. Keza böyle yapanların Allah'ın rahmetinden uzak kalmaları için Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in beddua etmesi ve dilekte bulunması da bir öncekinden hafif bir tehdid sayılamaz. Zira, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in her dileğinin Allah katında makbul olduğu inancındayız. Allah mu'minleri faiz'den korusun

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(And olsun), şüphesiz İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, onlardan, faiz yemeyen (yâni almayan) hiç kimse kalmıyacaktır. Artık faiz yemeyene de faizin tozu konacaktır.» Diğer tahric: Nesai, buyu'; Ebu Davud buyu (3331); Ahmed b. Hanbel, II, 494. ve Hakim. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Mes'ûd (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Faiz'den mal çoğaltan hiç bir kimse yoktur ki işinin âkibeti malın azalmasına dönüşmesin.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih Olup ravileri sikadır. Çünkü ravi Abbas bin Cafer'i. İbn-i Ebi Hatim ile İbnü'l-Meden1 sıka saymışlar ve İbn-i Hibban da sikalar arasında anmıştır. Senedin kalan ravileri de Müslim'in şartı üzerine sikadır. EI-Fetih'te, bunun senedinin hasen olduğu belirtilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan; §öyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Mekke'den Medine'ye) geldiğinde, halk iki, üç yıllık vâdede hurma (yı teslim etmek ve bedelini peşin ödemek üzere) selef muamelesini yaparlardı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: «Kim selef usûlü İle hurma almak isterse (taraflarca) bilinen bir ölçek veya bilinen bir tartıyla ve muayyen bir vadeye değin akid yapsın.» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Selâm (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldi ve (Yahudilerden bir kavmi kasdederek): Falanın oğulları müslüman oldular. Fakat cidden aç kaldılar. Bundan dolayı dinden dönmelerinden korkuyorum, dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kimin yanında (bir şey) vardır?» buyurdu. Yahudilerden bir adam: Benim yanımda bu kadar (nakid) vardır, (Zannımca üç yüz dinar, dedi) falanın oğullarının bahçesinden (alınacak meyva üzerine) şu ve bu fiyatla (selem akdini yaparım,) dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şu ve bu fiyatla ve şu şu vâdeyle (olur). Fakat falanın oğullarının bahçesinden (elde edilecek meyva kaydı) olmaz,» buyurdu. Not: Bunun senedinde bulunan Velid bin Müslim'in tedlisçi olduğu Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Ebi'l-Mücâlid (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Selem (usûlü ile yapılan akid esnasmda satıcının yanında mal yoksa bu akdin caiz olup olmadığı) hususunda Abdullah bin Şeddâd (bin el-Hâd) ile (Küfe kadısı Âmir bin Ebî Müsâ el-Eşarî) Ebû Bürde arasında ihtilâf çıktı. Bunun üzerine (Tabii olan bu zâtlar) beni (Sahâbîlerden) Abdullah bin Ebi Evfâ (r.a.)'e gönderdiler Ben de (gidip) ona sordum. (Soruma cevaben): Biz, (gerek) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta İken ve (gerekse) Ebû Bekir'in ve Ömer'in (halifelikleri) zamanında buğday, arpa, kuru üzüm ve kuru hurma için, yanlarında bu mallar bulunmayan bir kavimle selem muamelesini yapardık, dedi. (Abdullah bin Ebi'l-Mücâlid demiştir ki:) Sonra ben (bu soruyu sahâbilerden) İbn-i Ebzâ (el-Huzâi) (r.a.)'e (da) sordum. O da böyle (Yâni Abdullah bin Ebi Evfâ gibi) cevab verdi. Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Saîd-i Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Sen selem usûlü ile bir mal satın aldığın zaman (teslim almadan önce) onu başka bir mal İle değiştirme.» (İbn-i Mâceh demiştir ki:) Abdullah bin Said de Ebû Said-i Hudrî (r.a.)'in bu hadisini merfû' olarak, aynı metin ve aynı senedle rivayet etti. Ancak kendisi râvî Sa'd'ı zikretmedi. EBU DAVUD HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Necrân'lıdan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben Abdullah bin Ömer (r.a.)'a; Muayyen bir hurmalığın ağaçları hurma çiçeklerini çıkarmadan önce onun hurmalarını selem usûlü ile satın alırım? (Bu caiz mi?) dedim. Abdullah bin Ömer: Hayır, (Böyle yapma,) dedi. Ben : Niçin? diye sordum. Kendisi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken bir adam, henüz hurma çiçeklerini çıkarmamış olan hurma ağaçlarımı bahçesin (in vereceği hurmalar) da selem yaptı. (Yâni peşin bedel ödeyerek alınacak hurma mahsûlünü satın aldı). Sonra o hurmalık o yıl hiç mahsul çıkarmadı. Bunun üzerine müşteri: Bu hurmalık meyva verinceye kadar bana aittir, dedi. Satıcı da: Ben sana bunun yalnız bu yılki meyvalarını sattım, dedi. Sonra müşteri ile satıcı ihtilâflarını Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arz ettiler. Bunun Üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), satıcıya: «Müşteri senin hurmalığından bir şey (mahsul) aldı (mı)?» buyurdu. Satıcı : Hayır, dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «O halde sen müşterinin malını ne hakla kendine helâl adedersin? Kendisinden aldığını iade et ve (Ey mu'minler) yenilmeye elverişliliği belirinceye kadar hurma ağaçları (ın meyvasın) da selem muamelesini yapmayınız,- buyurdu. EBU DAVUD HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in azadlı kölesi) Ebû Râfi' (r.a.)'den Şöyle demiştir; Nebi (Salîallahu Aleyhi ve Sellem) bir adamdan bir bekr (denilen gencecik deve) ödünç aldı ve: «Zekât develeri geldiğinde (onunla) senin borcunu öderiz,» buyurdu. Sonra zekât develeri geldi. Resül-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yâ Ebâ Râfi'! Bu adama', alacağı olan bekr'ini (= gencecik devesini) öde,» buyurdu. Ben (getirilen zekât develeri içinde) ancak rebâi (ismi verilen yedi yaşındaki deve) ve daha yüksek yaştaki (üstün) develeri buldum. Bunun üzerine (adamın devesine denk deveyi bulamayıp daha üstün develerin bulunduğunu) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e haber verdim. O: «Adama (devesinden üstün olanı) ver. Çünkü insanların en hayırlısı, borcunu en güzel şekilde verenidir,» buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Irbâd bin Sâriye (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Nebi (Sallaîlahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında idim. Bir bedevi gelip Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e : Alacaklı olduğum bekrimi (= gencecik devemi) öde, dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona yüksek yaşta (yâni devesinden üstün) bir deve verdi. Bedevi: Yâ Resûlallah! Bu, benim devemden yaşça üstün (yâni daha kıymetli) dir, dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İnsanların en hayırlısı, borcunu en iyi şekilde ödeyenidir.» buyurdu. Tahric: Ebu Rafi' (r.a.)'ın hadisini Müslim, Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. İrbad (r.a.)'ın hadisini Nesai ve Hakim de rivayet etmişlerdir. Her iki hadiste sözü edilen bedevilerin isimleri hakkında bir bilgi edinernedim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Es-Sâib (r.a.)'den rivayet edildiğine gör»; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e şöyle demiştir: Câhiliyet devrinde sen benim ortağım idin. Sen ortakların en hayırlısı idin. Sen bana ne muhalefet ederdin, ne de münakaşa ederdin. Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud, Hakim ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah (bin Mes'ûd) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Sa'd ve Ammâr Bedir (savaşı) günü elde edeceğimiz (ganimet) de ortaklık (akdini) yaptık. Sonra (savaş bitiminde) ne ben ne de Ammâr bîr şey getirdik. Sa'd (ise) İki erkek (esir) getirdi. Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Suheyb (bin Sinan) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Üç şey vardır ki bereket onlardadır: Vadeli satış, mukarada (denilen ortaklık) ve satmak için değil de ev (zahiresi) için arpa ile buğdayın karışımları.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Salih bin Suheyb mechul bir ravidir. EI-Ukayli: Ravi Abdurrahim bin Davüd'un hadisi hıfzedilmemiş, demiştir. Sindi de; Buhari'nin, Ravi Nasr bin Kasın'ın hadisinin mechul olduğunu söylediğini nakletmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aîşe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Şüphesiz sizin yediğinizin en helâli, (meşru) kazancınızdan olan (lokma) dır. Şüphesiz sizin çocuklarınız da sizin kazancınızdandır.» EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLAR: 3528 – 3529 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Bbîr adam: Ya Resûlallah! Benim (biraz) malım ve çocuğum vardır. Babam da cidden benim malımı kökünden tüketmek ister, dedi. Bunun üzerine Resûi-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (adama): «Sen babanın (kazancı) sın, malın da babana (helal) dır.» buyurdu. Not: Bunun senedinin sahih olup ravilerinin de Buharl'nin şartı üzerine sıka oldukları. Zevaid'de belirtilmiştir. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLAR: 3528 – 3529 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin Şuayb'ın dedesi (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geıerek: Babam cidden benim malımı kökünden tüketti, dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Sen babanınsın, senin malm da ona (helâl) dır.» buyurdu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle de buyurdu: «(Ey mu'minler:) Şüphesiz sizin evladınız sizin en helal kazancınızdandır. Bunun için onların mallarından yiyiniz.» Diğer tahric: Ebu Davud, buyu (3530) EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLAR: 3528 – 3529 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Âişe (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Hind (r.anha), Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ya Resûlallahl (Kocam) Ebû Süfyân cimri bir kimsedir. Bana ve çocuğuma yetecek kadar nafaka vermiyor. Ancak kendisinin bilgisi olmaksızın malından aldığım mikdar bize yetiyor, dedi. (Ve bunun sakıncalı olup olmadığını sordu.) Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Örfe göre kendine ve çocuğuna yetecek mikdarı (onun malından) al» buyurdu. BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Âişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kadın, israf etmeyerek (örf ve âdete uygun olarak) kocasının evinden (onun rızasıyla) infak (ve ikram) ettiği zaman, (râvi Mu-hammed dedi ki: Babam — Abdullah — kendi rivayetinde: «Kadın yedirdiği zaman» ifâdesini söyledi.) kadının sevabı kendisine olur. Kocası da bu malı kazandığı için o kadar sevab kazanır. Kadın İse infak ettiği için sevab kazanır. Hizmetçiye de bu kadar sevab olur. Allah bunların sevablarından hiç bir şey eksiltmez (veya kocanuı sevabı, karısının ve hizmetçinin sevablarından bir şey eksiltmez.)» EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLARI: 1685 – 1686 – 1687 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Ümame el-Bahilî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu kiı «Kadın kocasının (açık veya kapalı) izni olmaksızın evinden (yani kocasının malından) hiç bir şey infak (ve sadaka) edemez.» Oradakiler : Ya Resulallah! Yemeği de infak edemez (mi) ? diye sordular. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Yemek en üstün mallarınızdandır.» buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Mâlik (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kölenin dâvetine icabet ederdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Umeyr mevla Âbî'1-Lahm (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Benim efendim (Âbi'l-Lahm) bana yiyecek verirdi. Ben de bundan yedirirdim. Efendim beni (bundan) menetti veya (Umeyr) dedi ki : (Efendim) beni dövdü. Bunun üzerine (bu durumu) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ben sordum veya o (yâni efendim) sordu. Ben : (Başka adama yedirme işinden) vazgeçmem veya bunu bırakmam, dedim. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: «(Başkasına yedirmeye ait) sevab ikinizin arasındadır.» buyurdu. MÜSLİM HADİSİ VE İZAHI İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Guber oğullarından) Abbâd bin Şürahbîl (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Başımıza bir açlık ve kıtlık yılı geldi. Ben de Medine-i Münevvere'ye gittim ve bu yerin bahçelerinden birisine vardım. Bir miktar başak alıp oğarak tanelerini çıkardım. Birazını yedim. Kalanını da elbisemin içine koydum. (Bu arada) bahçe sahibi geldi, beni dövdü ve elbisemi aldı. Ben de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına varıp O'na (bu durumu) anlattım. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bahçe sahibi olan) adama: «O, aç iken sen ona (bir şey) yedirmedin ve o, câhil iken sen ona (bir şey) öğretmedin,.» buyurdu. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emri ile bahçe sahibi, Abbâd'ın elbisesini kendisine geri verdi ve Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abbâd'a bir veya yarım vesk yiyecek verilmesi için emir buyurdu. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAHI İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Râfi' bin Amr el-Ğifârî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben erginlik çağma yaklaşmış bir yaşta iken (meyvasını düşürüp yemek için) hurma ağaçlarımıza —veya demiş ki— Ensâr'ın hurma ağaçlarına taş atardım. Sonra (bir defa yakalanıp) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirildim. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bana: «Yâ ğulâm (yetişkin çocuk)! — Râvî İbn-i Kâsib demiş ki, Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Yâ oğulcuğum! —Sen niçin hurma ağaçlarına taş atıyorsun?» buyurdu. Râfi' demiş ki: Ben: (Düşürdüğüm hurmayı) yiyorum, dedim. Resûl-i Ekrem: «Bundan sonra hurma ağaçlarına taş atma da yere düşmüş olan hurmaları ye.» buyurdu. Râfi' demiş ki: Sonra Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) elini başıma sürdü ve: «Allahım bunun karnını doyur.» buyurdu. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Saîd(-i Hudrî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Sen bir çoban(ın sürüsünün) üzerine vardığınız zaman çobanı üç defa yüksek sesle çağır. Eğer çoban cevab verirse, (ondan izin alıp süt içersin). Eğer çobandan bir ses çıkmazsa bozgunculuk etmeksizin (sütü sağıp götürmeksizin)" sürüsünün sütünden içebilirsin. Bir bahçenin duvarının üzerine vardığın zaman da bahçe sahibini üç defa yüksek sesle çağır. Eğer sana cevab verirse, (ondan izin alarak mahsulden yersin). Şayet bahçe sahibinden bir ses çıkmazsa, bozgunculuk etmeksizin (mahsûlü götürmeksizin) yiyebilirsin.» Not: El-Fetih"te: Bu hadisi Tahavi de rivayet etmiş ve İbn-i Hibban İLe Hakim bu hadisi sahih 'Saymışlar, denilmiştir. ZevaİD'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan el-Cüreyri'nin ismi Sa'd bin İyas'tır. Bu ravinin hafızası son zamanlannda zayıflamıştır. Ravi Yezid bin Harun da ondan bu halinden sonra rivayette bulunmuştur. Lakin Müslim'de kendi sahih'inde onun hadislerini yine Yezid bin Harün aracılığıyıa rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dzn rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Sizden birisi bir bahçenin üzerinden geçtiği zaman (meyvalarından) yesin. Fakat ondan bir şeyi elbisesinin içine koyup götürmesin.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Sizden herhangi biriniz, bir adamın izni olmaksızın mâşiye (koyun, keçi, inek, manda ve deve) sinin sütünü sağmasın. Birinizin kilerine gidilip kapısı kırılarak zahiresinin çıkarılması onun hoşuna gider mi? (Bu da böyledir.) Çünkü onların (süt veren) hayvanlarının memeleri şüphesiz onlar için (kiler gibi) gıda maddelerini saklar. Bu itibarla, sakın herhangi biriniz, bir adamın izni olmaksızın maşiyesinin sütünü sağmasın.» EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 2619 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Biz (bir defa) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde yolculuk ederken, memeleri ıdâ (denilen bitki) ile bağlı bir deve sürüsü ile karşılaştık. Biz (sütünü sağıp içmek üzere) develerin olduğu yerde toplandık. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi çağırdı. Biz de O'nun yanına döndük. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz bu deve sürüsü müslümanlardan bir ev halkının malıdır. Sütü de onların azığı ve Allah'tan sonra (muhtaç oldukları) bereket (ve hayırlı malı)dır. İçinde yol azığınız bulunan kablarınızın yanına döndüğünüzde, içindeki azıklarınızın götürülmüş olduğunu anlamanız sizi sevindirir mi? Bunu adalet olarak görüyor musunuz»? buyurdu. Sahâbîler: Hayır, dediler. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz bu da öyledir.» buyurdu. Biz: Eğer yiyeceğe ve içeceğe muhtaç olursak ne emredersin? dedik. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «— Ye de götürme ve iç de götürme.» buyurdu. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 2619 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ümmü Hâni' (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kendisine: «Koyun ve keçi edin. Çünkü bu hayvanlarda bereket vardır.» buyurmuştur. Not: Bunun senedininin sahih ve ravilerinin sıka olduklan, Zevaid'de bildirilmiştir . AÇIKLAMA 2307’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve el-Bârıkî (r.a.)'den merfu' olarak rivayet edildiğine göre şöyle buyurulmuştur: «Develer, sâhibleri için bir izzettir. Koyun ile keçi de berekettir ve hayır, kıyamet gününe kadar atların alınlarında düğümlüdür.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi, Buhari ile Müslim'in şartları üzerine sahihtir. Hatta hadisin bir kısmı bu senedle, Buhari ve Müslim'de de mevcuttur, Develeri ve koyunla keçileri yalnız İbn-i Mace rivayet ettiği için ben bu hadisi Zevaid türü arasına aldım . AÇIKLAMA 2307’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dân rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Koyun ve keçi cennet hayvanlarındandır.» Not: Bunun senedinde bulunan Zerbi bin Abdillah Ebu Yahya el•Ezdi'nin zayıflığı üzerinde ittifak edilmiştir . AÇIKLAMA 2307’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zenginlere koyun ve keçi edinmelerini ve fakirlere tavuk edinmelerini emretti ve buyurdu ki: «Zenginler, tavuk edindiklerinde Allah köylerin helak olmasını diler.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir; Bunun senedinde bulunan Ali bin Urve alimlerce terk edilmiştir. İbn-i Hibban: O, hadis uydurur, demiştir. Ravi Osman bin Abdirrahman da mechuldür. İbnü'l-Cevzi bu hadisin metnini mevzu hadisler arasında anmıştır