Sunan Ibn Majah
...
(33) Kitāb: Etiquette
(33) ...
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Seleme es-Sülemi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «(Her) adam'a anasını(n hakkına riayeti) tavsiye ederim, (Her) adam'a anasını(n hakkına riayeti) tavsiye ederim, (Her) adam'a anasını(ın hakkına riayeti) tavsiye ederim (tavsiye cümlesini üç kez tekrarladı). (Her) adam'a babasını(n hakkına riayeti) tavsiye ederim (Her) adam'a, işine bakan velisini(ın hakkına riayeti) tavsiye ederim, velisi tarafından ona eziyet olsa bile.» Not: Zevaid yazarı bu hadisin Zevaid nevinden olduğunu belirtmiş. Fakat senedin durumuna değinmemiş ve: Müellifin yanında bu İbn-i Selame'nin bundan başka hadisi yoktur. Kütüb-i Sitte'nin kalanlarında onun hiç hadisi yoktur, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den; şöyle demiştir: Sahabiler: Ya Resulallah kim'e iyi davranayım diye sordular. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Anana,» buyurdu. Sahabi: O'ndan sonra kim'e ? diye sordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Anana,» buyurdu. Sonra Sahabi: Sonra kim'e ? dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Baba'na,» buyurdu Soru sahibi: Sonra kim'e ? diye sordu. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sonra en yakın akrabana ve ondan sonra da sırayla en yakın olanlara,» buyurdu. Zevaid de: Bu hadis'in isnadı sahih, ravileri sikadır, deniyor
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Hiçbir çocuk babasının iyiliğine denk bir iyilikte bulunmuş olamaz. Ancak babasunu köle olarak bulup ta o'nu satın aldığı ve azadladığı zaman (demk olur).»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kıntar on iki bin okkadır. Her okka gök ve yer arasında bulunan şeylerin tümünden hayırlıdır,» buyurmuş ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz adam'ın cennet'te makamı yüksektir.» (yani layık olduğundan daha yüksek makam verilir.) Bunun üzerine adam: Bu (terfi) nereden (gelme)dir ? diye sorar. Kendisine denilir ki: Çocuğununun sana istiğfarı sebebiyledir. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Mikdam bin Ma'dikerib (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Allah size analarınız(a iyi davranmanızı, hakkına riayet etmeniz)i cidden tavsiye eder. (Bu cümleyi üç kez tekrarladı) Allah size babalarınız(a iyi davranmanızı, hakkına riayet etmeniz)i cidden tavsiye eder. Allah size en yakın akrabanızı, sonra yakınlık derecesine göre diğer akranalarınız(a iyi davranmanızı ve hukuklarına riayet etmeniz)i cidden tavsiye eder.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde İsmail bulunur. Onun burada olduğu gibi Hicaz'lılardan olan rivayeti zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Ümame (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bir adam: Ya Resulallah! Çocuğu üzerinde baba ve ananın hakkı nedir? diye sordu. Resulu-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onlar senin cennet'in ve cehennemindir,» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: İbn-i Main: ''Ali bin Yezid, el-Kasım'dan o da Ebu Ümame'den'' biçimindeki sened tamamen zayıftır, demiştir. Es-Sad de: Nakil ehli, Ali bin Yezid'in zayıflığı üzerinde ittifak etmişlerdir, der
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu'd-Derda (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, kendisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu emri işitmiştir: «Baba, Cennet kapılarının en hayırlısıdır. Artık o kapıyı yitir veya o kapıyı koru.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Useyd Malik bin Rabia (r.a.)'den; şöyle demiştir: Biz Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunduğumuz esnada Ben-i Selime'den bir adam O'nun yanına gelerek: Ya Resulallah babam ve anam'a karşı yükümlü olduğum ödevlerden ölümlerinden sonra yapacağım bir şey kaldı mı? diye sordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evet, onlara rahmet dilemek, onlar için istiğfar etmek, ahidelerini ölümlerinden sonra yerine getirmek, dostlarına ikram - hürmet etmek ve yakınlığı ancak onlar vasıtasıyla olan akrabalarla ilgilenip onlara karşı üzerine düşeni yapmak.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre: Bir kere Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bedevilerden bir kaç adam gelerek: Siz çocuklarınızı öpermisiniz? dediler. Sahabiler: Evet, dediler. Bunun üzerine bedeviler: Lakin biz vallahi öpüp okşamayız, dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah siz'dem merhamet ve şefkati çekip çıkarmış olduktan sonra ben sizin gönüllerinize merhamet koymaya malik değilim.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ya'la bin Mürre (r.a.)'den; şöyle demiştir: Hasan ve Hüseyin koşarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldiler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları bağrına bastı ve: «Çocuk cimriliğe ve korkaklığa bir nevi sebep teşkil eder.» buyurdu. Not: Bunun senedinin sahih ve ravilerinin güvenilir zatlar olduğu Zevaid'de belirtilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Süraka bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «İyi dinleyiniz! Size sadakanın en faziletlisini gösterip bildireyim, sana iade edilniş vaziyette ve senden başka çalışanı olmayan kızın.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir; Bunun senedinin ravileri güvenilir zatlardır. Ancak şu var ki, ravi Uley bin Rebah. Suraka'dan hadis işitmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
el-Ahnef (bin Kays)'ın amcası Sa'saa (bin Muaviye) (r.a.)'den; şöyle demiştir: Bir kadın beraberinde iki kız çocuğu halde Aişe (r.anha)'nın yanına girmiş. Aişe de o'na üç tane kuru hurma vermiş. Bunun üzerine kadın her çocuğa bir hurma verip kalan üçüncü hurmayı da iki çocuğuna paylaştırmış. Aişe demiştir ki sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi. Ben de O'na anlattım Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Senin hayretin nedir? Kadın o merhameti sebebiyle cennet'e girmiştir.» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: ''Senedi sahih oiup ravileri güvenilir zatlardır. Bu hadisin aslı; Buhari, Müslim ve başka kitaplarda başka bir ifade tarzı ile mevcuttur
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe bin Amir (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu emri işittim: «Kim ki üç tane kız çocuğu olur da buna sabreder. varlığından onları yedirir, içirir ve giydirirse kıyamet günü o kız çocukları onun için cehennem ateşine perde olurlar.»
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Abbas (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim ki iki kız çocuğu erginlik çağına vardıktan sonra yanında kaldıkları veya o kimse onların yanında kaldığı sürece onlara iyi davranıp ihsanda bulunursa kızları o'nu cennet'e dahil ederler.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebü Said var, adı Şarahbll'dir, Bu raviyi İbn-i Hibban, güvenilir raviler arasında zikretmiş ise de müteaddid alimler onu zayıf saymışlardır. İbn-i Ebi Zi'b de: Bunun dOğruluğundan şüphe edilirdi. demiştir. El-Hakim de bu hadisi rivayet ederek senedinin sahih olduğunu söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Evladınıza gereken ikram'ı yapınız ve güzelce te'dib ediniz.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde el-Haris bin en-Numan vardır. Bu raviyi İbn-i Hibban güvenilir ra,vller arasınd&. anmış ise de Ebu Hatim gevşek saymıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Şureyh el-Huzai (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna iyilik etsin ve kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin ve kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya sussun.»
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle demiştir: «Cibril, devamlı komşu (hakkına riayeti etme) yi o kadar tavsiye ettiki nihayet komşuyu mirasçı kılacağını sandım.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Cebrail komşu'yu bana o kdar devamlı tavsiye etti ki nihayet komşuyu mirasçı yapacağını zannettim.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir; Bu hadisin senedi sahih olup ravileri güvenillr zatlardlır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Şureyh el-Huzai (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin. Misafir'in caizesi bir gün bir gecedir. Ev sahibini sıkıntıya düşürünceye kadar yanında ikamet etmek misafir'e helal değildir. Misafirlik süresi üç gündür. Ev sahibi üç günden sonra misafir'e ne harcarsa o bir sadakadır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe bin Amir (r.a.)'den; şöyle demiştir: Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: (Ya Resulallah) sen bizi gönderiyorsun. Biz bir kavme misafir oluyoruz - konaklıyoruz da onlar onlar bizi ağırlamıyorlar. Bu hususta ne buyurursun.? dedik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize şöyle buyurdu: «Siz bir kavmin yanına inerseniz de onlar misafire layık ikramı size gösterirlerse kabul ediniz. Eğer yapmazlarsa misafirlere layık olan hakkı onlardan alınız.»
- Bāb: ...
- باب ...
Mikdam Ebu Kerime (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Misafir gecesi vacibtir. Bu itibarla eğer misafir bir kimse'nin evinin çevresine inerse misafirlik hakkı ev sahibinin üzerinde bir borçtur. Artık misafir dilerse hakkını ister ve dilerse hakkını terk eder.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Allahım! Ben şu iki zayıf'ın hakkının zayi edilmesinden şiddetle cidden sakındırırım menederim: Tetim ve Kadın.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Müslüman toplumundaki evlerin en hayırlısı kendisine iyilik edilen bir yetim'in bulunduğu evdir. Ve Müslüman toplumundaki evlerin en şerlisi kendisine kötülük edilen bir yetimin bulunduğu evdir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Abbas (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Kim yetimlerden üç kişinin nafakasını yetiştirmesini üstlenirse gecesini ibadetle ihya edip gündüzünü oruçla geçiren ve kılıcını çekerek sabah akşam Allah yolunda cihad eden kimse gibi olur ve benle o şu iki kardeş (parmak) gibi cennet'te kardeş oluruz.» buyurdu ve şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yapıştırdı. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde İsmail bin İbrahim buIunur. Bu ravi mechuI olduğu gibi kendisinden rivayet eden zat da zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Berze (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben: Ya Resulallah bana yararlanacağım bir iş göster, dedim. O: «Müslümanların yolundan zararlı şeyi uzaklaştır,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu: «Yol üstünde halk'a zarar veren bir ağaç dalı vardı. Bir adam o dal'ı yoldan uzaklaştırdı ve bundan dolayı cennet'e dahil oldu.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zer' (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Ümmetim, amellerinin iyisi ve kötüsüyle beraber bana arzolundu. İyi amelleri içinde yoldan uzaklaştırılan eziyet verici şey gördüm. Kötü amelleri içinde de gömülmeyip mescid de olan balgam gördüm.»
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd bin Ubade (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben: Ya Resulallah hangi çeşit sadaka daha faziletlidir.? dedim. O: «Suvarmak,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Kıyamet günü insanlar saflara ayrılır. (İbn-i Numeyr kendi rivayetinde; cennet ehli saflara ayrılırlar.dedi.) Bu arada cehennemlik olanlardan biri (cennetlik olan) adamın yanından geçer ve ona: Ya falan benden içme suyu istediğin ve benim sana su içirdiğim günü hatırlamıyormusun? der. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: Adam o kimseye şefaat eder. Başka adam (cennetlik bir adamın) yanından geçer ve (ona): Sana bir abdest suyu verdiğim günü hatırlamıyormusun ? der. O da o adam'a şefaat eder. İbn-i Numeyr (ziyade ederek) dediki: ......ve (cehennemliklerden biri cennetliklerden birine) Ey falan beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğini benim de senin için gittiğim günü hatırlamıyormusun? der. (Cennetlik) kimse ona şefaat eder.» Not: Zevaid'de şöyle denUmiştir: Bunun senedinde Yezid bin Eban er-Rakkaşi bulunur. Bu ravi zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Suraka bin Cu'şum (r.a.)'den; şöyle demiştir: Kendi devlerim için onarıp sıvadığım havuzlarıma gelen yitik deveyi sularsam benim için bir sevab olup olmadığını Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sordum. O: «Evet, hararetli her ciğer sahibinde bir sevap vardır,» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Muhammed bin İshak buhmur. Bu ra.vi tedlisçidir
- Bāb: ...
- باب ...
Cerir bin Abdillah el-Beceli (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim yumuşaklıkla muamele etmekten mahrum olursa hayırdan mahrum olur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Allah şüphesiz ki Refik'tir. Kullarının yumuşaklıkla muamele etmelerini sever ve sert davranmakla vermediği (muvaffakiyet ve sevabı) yumuşaklıkla davranma ile (kuluna) verir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Allah şüphesiz Refik'tir. (yani kullarına kolaylık diler, güçlerinin yetmeyeceğini onlara yüklemez) Kullarının her hususta yumuşaklıkla muamele etmelerini sever.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zer' (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «(Onlar yani köle ve cariyeler) sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin ellerinizin altına koymuştur. Artık yediğinizden onlara yediriniz, giydiklerinizden onlara giydiriniz ve güçlerini aşan işleri onlara teklif etmeyiniz. Şayet onlara yüklerseniz onlara şahsen veya (başka kimselerle) yardım ediniz.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Bekr-i Sıddık (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Mülkiyet altındakilere kötü davranan kimse cennet'e giremeyeek.» buıyurdu. Sahabiler: Ya Resulallah! Memluk olanları ve yetimleri en çok bulunan ümmetin bu ümmet (yani senin ümmetin) olduğunu sen bize haber vermedinmi ? dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evet, artık evladınıza değer verdiğiniz gibi onlara da ikramda bulununuz ve yediğiniz yemeklerden onlara da yediriniz.» buyurdu. Sahabiler: Peki memluk bize dünyada ne menfaat sağlar? dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bağlayıp beslediğin at üstünde Allah yolunda savaşırsın. Senin memlükün senin ihtiyacını giderir. Namaz kıldığı zaman artık o senin kardeşindir.» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle söylenmiştir: Bunun senedinde Ferkad es-Sebehi vardır. İbn-i Main onu bir rivayette güvenilir saymış ise de, diğer bir rivayette onu zayıf saymıştır. Buhari ve başkası da onu zayıf saymışlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Nefsim kudret elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, siz iman etmedikçe cennet'e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size bir şey göstermiyeyim mi. O'nu yaptığınız zaman birbirinizi seversiniz. Selam vermeyi aranızda yaygınlaştırınız. »
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Ümame (r.a.)'den; şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize selam'ı yaygınlaştırmamızı emretti. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Amr (bin el-As) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Rahman'a ibadet ediniz ve selam'ı ifşa ediniz.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bir adam (ki Halid bin Rafi'dir) Mescid-i Nebevi'ye girdi. O sırada Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de mescid'in bir kenarında oturuyordu. Adam namaz kıldıktan sonra (Nebi s.a.v.'in yanına gelip) selam verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: «Ve aleyke's-selam.» buyurdu. (Sana da selam olsun)
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine: «Cebrail sana selam sunuypr, buyurmuş, kendisi de: Ve aleyke's-selamu ve rahmetullahi. diye cevap vermiştir. (Allah'ın selamı ve Rahmeti ona da olsun)
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Ehl-i Kitab'dan biri size selam verdiği zaman ''ve aleykum''= Size de. diye cebap versin»
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre: Yahudilerden bir kaç adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek selam yerine ''Es-sam Aleyke''= Ölüm üstüne olsun. Ya Ebu'l-Kasım. dediler. Bunun üzerine O da: «Ve aleykum =Size de. » diye cevap verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Abdirrahman el-Cüheni (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Ben yarın binip yahudilere gideceğim. Siz onlara selam vermeyiniz. Onlar size selam veridikleri zaman siz ''ve aleykum'' diye cevap veriniz.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde İbn-i İshak var. Bu zat tedlisçidir. Bundan başka hadisi müelli!in süneninde yoktur. Kütüb-i Sitte'nin kalanlannda ise onun hiç bir hadisi yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Biz çocuk iken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi ve bize selam verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Esma' bin-i Yezid (bin es-Seken) (r.anha)'dan şöyle demiştir: Biz büyük bir kadın topluluğu halinde iken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yanımızdan geçti ve bize selam verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den; şöyle demiştir: Biz: Ya Resulallah! Bazımız bazımız için eğilebilir mi? dedik. O: «Hayır», diye cevap verdi. Biz: Bazımız bazımızla kucaklaşabilir mi? diye sorduk. O: «Hayır ve lakin tokalaşınız,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Bera' bin A'zib (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu. demiştir: «Birbirine rastlayıp ta tokalaşan hiç iki Müslünan yoktur ki, birbirinden ayrılmadan önce ikisinin günahları bağışlanmasın.»
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'dan şöyle demiştir: Biz, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in elini öptük
- Bāb: ...
- باب ...
Safvan bin Assal (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Yahudilerden bir gurup Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in eilini ve ayaklarını öptüler
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den şöyle demiştir: Ebu Musa (el-Eş'ari) (r.a.) Ömer (r.a.)'ın yanına girmek için üç defa izin istedi ve kendisine izin verilmedi. O da geri döndü. Sonra Ömer (r.a.), Niçin geri döndün ? diye o'na haber gönderdi. Ebu Musa (r.a.): Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bize emrettiği üç kez izin isteme usulü ile izin istedim. Sonra bize izin verilirse gireriz ve bize izin verilmezse geri döneriz, dedi. Ebu Said dediki: Bunun üzerine Ömer (r.a.): And olsun ki ya sen bu hadis'in subutuna dair bana bir şahid getireceksin veya ben (sana yapacağımı) yaparım, dedi. Bunun üzerine Ebu Musa kavminin meclisine (Ensar'ın toplu bulunduğu yere) varıp onların bu hadis'in subutuna şahidlik etmelerini istedi. Onlar da onun için şahidlik ettiler de Ömer, onu serbest bıraktı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Eyyub el-Ensair (r.a.)'dan şöyle demiştir: Ya Resulallah! Şu selam (ma'lum)dur. İsti'zan nedir. ? diye sorduk. O buyurdu ki: «(Başkasının evine girmek isteyen) adam (seslice) bir tesbih, bir tekbir ve hamd eder, öksürüp boğazını temizler ve (içeri girmek istediğini) ev halkına duyurur. » Not; Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebü Sevre bulunur. Buhari onun hadislerinin münker olduğunu ve Ebü Eyyüb (r.a.)'den başka kimselerce teyid edilmeyen münker hadisler rİvayel ettiğini söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.) şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)(ın yanIna girmek üzere onun) tarafından benim için (verilen) iki giriş zamanı vardı: Bir giriş zamanı gece, bir giriş zamanı da gündüz idi. O namaz da iken yanına vardığım zaman benim (içeri girmem) için öksürüp boğazını temizler (gibi olur) du
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir (bin Abdillah) (r.a.)'den; şöyle demiştir: (Babamın bir borcundan dolayı) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girmek için (kapıyı çalarak) izin istedim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kim o, » buyurdu. Ben de Ene (= ben) dedim. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (cevaptan hoşlanmamış olacak ki): «Ene, Ene (= ben, ben) » buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben: (Bu gece) nasıl sabahladın Ya Resulallah? diyerek halini sordum O (s.a.v.): «(Nafile) oruç tutmayan ve hiçbir hastayı ziyaret etmeyen bir adam olarak hayır ile sabahladım.» buyurdu. Not: Zevaid de: Bu hadis'in isnadında Abdullah bin Müslim bulunur, babası Mu'min el-Mekki'dir. Ahmed, ibn-i Main ve başkaları onu zayıf saymıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Useyd es-Saidi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abbas bin Abdulmuttqlib'in evine girerken Abbas (r.a.)'e: «es-Selamu aleykum.» buyurmuş. Onlar da: Ve aleyke's-selam ve rahmetullahi ve berekatuhu, diyerek selamı almışlar. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Nasıl sabahladınız.» diyerek onların hatrını sormuş. Onlar da: Hayır ile sabahladık. (yani iyiyiz) Allah'a hamd ederiz Babamız ve anamız sana feda olsun, sen nasıl sabahladın (yani sen nasılsın) Ya Resulallah, diye karşılık vermişler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hayır ile sabahladım. Allah'a hamd ederim.» buyurmuştur. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Buhari demiş ki : Malik bin Hamza, babasından, babası da dedesinden rivayetle Nebi (s.a.v.), el-Abbas'ı çağırdı..., senediyle naklolunan hadis, başka yolla teyid edilmemiş durumdadır, Ebü Hatim de: Abdullah bin Osman, karışık - şüphe götüren bir takım hadisler rivayet eden bir ravidir, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Size bir kavmin büyüğü geldiği zaman o'na ikram ediniz.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Said bin Mesleme bulunur. Bu ravi zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den; şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında iki kişi aksırdı da O bunlardan birisine taşmit etti. ve diğerine etmedi. Bunun üzerine: Ya Resulallah! Semim yanında iki adam aksırdı da sen birine teşmit ettin ve diğerine etmedin? diye bunun sebebi soruldu. O buyurdu ki: «Bu Allah'a hamd etti, şu Allah'a hamd etmedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Seleme bin el-Ekva' (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Üç defa aksıran'a teşmit edilir. Daha fazla aksıran kimse ise nezleye yakalanmıştır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)'den rivayet edildiğinene göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Biriniz aksırdığı zaman el-Hamdu Lillah desin ve etrafındakiler de ona : Yerhamukallah (=Allah sana rahmet etsin) diye karşılık versinler. Kendisi de etrafındakilere: Yehdikumullahu ve yuslihu balekum (=Allah size hidayet etsin ve halinizi düzgün eylesin) duasıyla karşılasın.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde İbn-i Ebi Leyla bulunur. Adı Muhammed bin Abdirrahman'dır. Bu nivi zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.)'den şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adam'a rastlayıpta onunla konuştuğu zaman adam gidinceye kadar Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mubarek yüzünü ondan çevirmezdi ve adamla tokalaştığı zaman, adam elini çekinceye kadar O mubarek elini adamın elinden çekmezdi. Hiç bir zaman O'nun mubarek dizlerini de yanında oturan adamın dizlerinden ileri görülmemiştir. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin sıhhatinin dönüm noktası ravi Zeyd el-Ammi üzerindedir, Bu ravi ise zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Biriniz oturduğu yerden kalkıp sonra geri geldiği zaman o yere öncelikle hak sahibidir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Cevzan (el-Kufi) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş demiştir: «Kim bir mazeretinin kabulünü (din) kardeşinden talep ederde kardeşi o mazereti kabul etmezse onun üzerinde meks sahibinin günahı kadar vebal olur.» Bize Muhammed bin İsmail de aynı senedle bunun mislini Cevzan aracılığıyla Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet etmiştir. Not: Zevaid de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedindeki raviler güvenilir zatlardır. Fakat hadIs mürseldir. Çünkü Ebu Hatim: Bu Cevzan. sahabi değildir ve mechuldür. demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vefatından bir yıl önce bir kere Ebû Bekir (r.a.), ticaret maksadıyla Busra'ya gitti. Beraberinde Nuayman ve Harmala oğlu Süveybıt; (r.a.) bulunuyordu. Bu iki zât, Bedir savaşma katılmışlardı. Nuaymân (yolculukta), azık işine nezâret ederdi. Süveybıt da çok şakacı bir adam idi. (Yolculuk esnasında bir ara) Nuaymân'a: Bana yemek ver, dedi. Nuaymân (ise) Ebû Bekir, gelinceye kadar bekle, dedi. Bunun üzerine Süveybıt: (And olsun ki) Ben seni muhakkak hiddetlendireceğim, dedi. Râvi demiştir ki: Sonra bunlar bir kavme uğradılar. Süveybıt o kavme: Benden bir kölemi satın alır (mı) sınız? dedi. Onlar da: Evet, dediler. Süveybıt (bu kere onlara): Benim (size satacağım köle), konuşkan bir köledir ve size: Ben muhakkak hür bir kimseyim, diyecektir. O size böyle söylediği zaman eğer siz onu bırakacak iseniz, kölemi bana karşı bozguncu ettirmeyiniz, dedi. Onlar : Hayır. Bil-akis biz onu senden satın alırız. dediler ve Nuayman'ı Suveybit'ten on sağlam deve ile satın aldılar. Sonra Nuayman'ın yanına vararak boynuna bir sargı veya ip geçirdiler. Nuayman: Şu adam sizlerle cidden alay ediyor ve ben kesinlikle hür olup köle değilim. dedi. Fakat onlar: Senin efendin senin durumunu bize haber verdi. diyerek onu alıp götürdüler. Sonra Ebu Bekir geldi. Orada bulunanlar durumu ona anlattılar. Ravi dediki: Bunun üzerine Ebu Bekir (r.a.) adamların arkasında giderek develerini kendilerine geri verip Nuayman'ı alıp getirdi. Ravi dediki: Sonra Ebu Bekir ve arkadaşları Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına vararak ona arzedince bundan dolayı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) güldü, sahabileri de bir yıl güldüler. Not: Zevaid de: Bu hadis'in isnadındaki Zem'a bin Salih'in başka ravilerce te'yid edilmiş rivayetini Müslim almış, bununla beraber Ahmed, İbn-i Main ve başkaları onu zayıf saymışlar
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Mâlik (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize katılır (ve güler yüzle bizimle şakalaşır)di. Hattâ (kuşu ölen) küçük bir kardeşime; Ey Ebû Umeyr, Nuğayr (kuşcağız) ne oldu der (şakalaşır) di. Vekî demiştir ki: O, (nuğayr ile) bîr kuş kasdeder ki Enes'in kardeşi onunla oynardı
- Bāb: ...
- باب ...
Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) saç ve sakaldan ağaran telleri yolmayı menederek: «O, mu'minin nurudur.» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Büreyde (bin el-Husayb) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gölge ve güneş arasında (yâni bedenin, bir kısmı gölgede, diğer kısmı güneşte olduğu halde) oturmayı yasaklamıştır. Not: Zevaid'de, İbp.-i Büreyde'nin bu hadisine dair senedin hasen olduğu belirtilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Kays bin Tıhfe el-Ğıfârî'nin babası (Tıhfe) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni Mescidf-ı Nebevi) de yüzükoyun yatarken bulup ayağıyla dürttü ve şöyle buyurdu: «Sana ne oluyor ki böyle yatıyorsun. Bu, Allah'ın hoşlanmadığı veya Allah'ın buğzettiği bir yatıştır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Zerr(-i Ğıfârî) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben yüzükoyun yatmış iken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanımdan geçti ve ayağıyla beni dürterek: «Yâ Cündübcik! Şüphesiz bu, ateş (yâni cehennem) halkının yatışıdır,» buyurdu. Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Muhammed bin Nuaym bulunur. Ben ne onu cerhedeni ne de güvenilir olduğunu söyleyeni gördüm. R&vİ Yakûb bin Humeyd hakkında ise ihtilâf vardır. Senedin kalan ravileri güvenilir zâtlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Ümâme (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mescid(-i Nebevi) de yüzükoyun yatıp uyuyan bir adamın yanından geçti ve ayağıyla dürterek (adama): «Kalk, otur. Çünkü bu, cehennemi bir yatıştır.» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ravi el-Veltd bin Cemil'i, Ebu Zur'a gevşek saymıştır. Ebu Hatim de bu ravi hakkında: O, el-Kasım'dan münker bir takım hadisler rivayet eden bir şeyh'tir, demiştir. Ebli Davlid ise; onun rivayetinde bir sakınca olmadığını söylemiştir. İbn-i Hibban da onu güvenilir raviler arasında anmıştır. Ravi Seleme bin Red ve Yakub bin Humeyd hakkında ihtilaf edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim yıldızlardan bir ilim alırsa, sihir'den bir dal almış olur. Yıldızlar ilmini artırdıkça sihir ilmini artırmış olur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Rüzgârı sövmeyiniz. Çünkü o, Allah'ın (kullarına) rahmetindendir. Rahmet ve azab getirir. Lâkin Allah'tan rüzgârın hayrından isteyiniz ve şerrinden Allah'a sığınınız
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Allah Azze ve Celle katında adların en sevimlisi Abdullah ve Abdurrahman'dır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Andolsun ki inşaallah yaşarsam Rebah, Necih, Eflah, Nafi ve Yesar adlarınının takılmasını muhakkak yasaklayacağım »
- Bāb: ...
- باب ...
Semûre (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kölelerimize (şu) dört ismi takmamızı yasakladı, Eflah, Nâfi. Rebâh ve Yesâr
- Bāb: ...
- باب ...
Mesrûk (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Ömer bin el Hattâb (r.a.) ile karşılaştım da: Adın nedir? diye sordu. Ben de: Mesrûk bin el-Ecda', dedim. Bunun üzerine Ömer; Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu ki: «El-Ecda' bir şeytanın adıdır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Zeyneb'in adı Berre idi. Bu kadın adıyla kendisine tezkiye eder (över), denildi. Bunun özerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona Zeyneb adını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Ömer (bin el-Hattâb) (r.a.)'in Âsiye denilen bir kızı vardı. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona Cemile adını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Selâm (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına adım Abdullah bin Selâm değil iken vardım. Sonra (ben müslümanlığı kabul edince) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana Abdullah bin Selâm adını verdi. Not: Senedde Abdullah bin Selam'ın ravisi durumundaki kardeşinin oğlunun ismi belirtilmemiştir. Senedin kalan ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Ebu'l-Kasım (Muhammed) (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Benim adımla adlanınız. Fakat künyem (olan Ebü'l-Kâsım) ile künyelenmeyiniz.»
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sdlan) şöyle buyurdu, demiştir: Benim adımda adlanınız. Fakat soyadın la soyadılanmayımz
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)'dea rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Baki'de idi. (Orada) bir adam, bir adamı Yâ Ebe'I-Kasım diye çağırdı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Zâtı Nebevilerinin çağırıldığını sanarak) seslenen adam'a dönüp baktı. Adam da: Ben, Zâtınızı kasdetmedim (şu adamı çağırdım), dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Benim adımla adlanınız. Fakat künyemle künyelenmeyiniz.»
- Bāb: ...
- باب ...
Hamza bin Suhayb (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Bbir defa Ömer (r.a.), Suhayb'a: Senin oğlan çocuğun olmadığı halde niçin Ebû Yahya künyesiyle künyeleniyorsun? dedi. Suhayb: Ebû Yahya künyesini bana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) verdi, dedi. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasen'dlr. Çünkü ravi Abdullah bin Muhammed hakkında ihtilaf vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Kendisi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: Sen bütün zevcelerine künye verdin. Yalnız bana vermedin, demiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de (ona): «O halde sen de Ümmü Abdillah'sm» (yâni künyen Ümmü Abdillah olsun), buyurmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)'den; Şöyle demiştir Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize (yâni evimize) gelirdi ve benim bir erkek kardeşime: «Yâ Ebâ Umeyr.» buyurdu. Kardeşim küçük yaşta bir çocuk idi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Cebire bin ed-Dahhâk (r.a.)'den; Şöyle demiştir: وَلاَ تَنَابَزُوا بِالأَلْقَابِ "...ve birbirinizi kötü lâkablarla çağırmayınız" âyeti biz Ensar cemaatı hakkında indi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize (yâni Mekke'den Medine-i Münevvere'ye) teşrif etti. O zaman bizden olan adamın iki üç adı bulunuyordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bazen adamlara bu adların birisiyle seslenirdi de: Yâ Resulallah! O bu ad (ile çağırılmak) dan kızıyor, deniliyordu. Bunun üzerine! وَلاَ تَنَابَزُوا بِالأَلْقَابِ " ...ve biribirinizi kötü IâkablarIa çağırmayınız...*'[Hucurat 11] ayeti indi
- Bāb: ...
- باب ...
El-Mıkdâd bin Amr (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize, meddah (yâni dalkavuk -çığırtkan)ların yüzlerine toprak saçmamızı emretti
- Bāb: ...
- باب ...
Muâviye (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu işittim: «Biribirinizi (dalkavukça) medhetmekten sakınınız. Çünkü bu, boğazlamak (yâni medhedileni bir nevi öldürmek) dir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Muaviye bin' Ebi Süfyan'ın bu hadisinin senedi hasen'dir. Çünkü ravi Ma'bed el-Cüheni hakkında ihtilal vardır. Senedin kalan ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Bekre (Nufey' bin el-Hâris) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir adam Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında başka bir adam'ı övdü. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Vay sana yazıklar olsun! Sen dostunun boynunu kestin,» buyurdu. Bu buyruğu defalarca tekrarladı. Daha sonra şöyle buyurdu: «Biriniz (din) kardeşini övecek olursa: Onu (şöyle iyi) sanırım ve Allah'a karşı hiç kimseyi tezkiye edemem, desin.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Müsteşar (yâni bir hususta kendisine danışılan) kişi güvenilen bir kimsedir.» Diğer tahric edenler: Ebu Davud edeb; Tirmizî, zühd, edeb; Darimî, siyer; Ahmed b. Hanbel, V
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Mes'ud (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kendisiyle istişare edilen kişi, güvenilen bir kimsedir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir : Ebû Mes'ûd (r.a.)'ın hadisine dâir sened sahih olup râvileri güvenilir zâtlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Biriniz (din) kardeşine danıştığı zaman, danışılan adam ona (yararlı gördüğü) görüşünü belirtsin.» Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde İbn-i Ebİ Leylâ bulunur. Adı Muhammed bin Abdirrahman bin Ebİ Leylâ'dır. Babası da Abdurrahman el-Ensârî el-Kadı'dır. Muhammed zayıf bir râvidir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Amr (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Acemlerin memleketi sizin için fethedilecek ve siz orada hamamlar denilen evler bulacaksınız. Erkekler hamamlara peştemalsız girmesin ve kadınları oralara girmekten menediniz. Meğer ki hasta veya lohusa ola.»
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) erkekleri ve kadınları hamamlardan menetti. Sonra erkeklere (göbek ile diz kapağı arasını örten) peştemaller içinde oralara girmelerine ruhsat verdi ve kadınlara izin vermedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu'l-Melih el-Huzelî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Humus halkından birkaç kadın Âişe (r.anha)'nın yanına girmek için izin istedi. (İzin verilip odaya alındıktan) sonra Âişe (r.anhâ) (onlara): Galiba siz hamamlara giren kadınlardansınız. Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu işittim, dedi: «Hangi kadın kocasının evinden başka bir evde elbisesini bırakır (soyunur) sa o kadın kendisi ile Allah arasındaki (haya ve edebe dâir) perdeyi yırtmış olur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (vücudundaki kılları gidermek için) hamam otu ile sıvanmak istediği zaman avret mahallinden başlayarak, orayı hamam otu ile sıvardı. Bedeninin diğer kısmını zevcesi sıvardı." Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bu, râvileri güvenilir zâtlar olan bir hadîstir. Fakat munkati (yâni bir veya birkaç ravi'nin ismi eksik)dir. çünkü Habib bin Ebî Sabit Ümmü Seleme (r.a.)'dan hadis işitmemistir. Bu durumu Ebû Zur'a söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.amha)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (vücudundaki kılları gidermek için) hamam otu ile sıvanmış ve kasığını sıvama işini bizzat kendi eliyle yapmıştır. Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bu ravileri güvenilir bir hadistir. Fakat senedi kesiktir. Çünkü Habîb bin Ebl Sâbit'in Ümmü Seleme (r.a.)'den hadis işitmediğini Ebü Zur'a söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Amr bin Şuayb'ın dedesi (İbn Amr b. As) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: Emir, (görevli) memur ve riyakâr kişiden başka kimseler halka kıssa-hikâye anlatmaz (veya hutbe okumaz). Not: Zevaid'de şöyle denilmLştir: Bunun senedinde Abdullah bin Amir el-Eslemi bulunur. Bu ravi zayıftlI
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'dzn; Şöyle demigtir: Ne Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında, ne Ebû Bekir zamanında ne de Ömer (r.a.) zamanında (topluma) kıssa - hikâye anlatmak olmadı
- Bāb: ...
- باب ...
Ubey bin Ka'b (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Şiirin bir kısmı gerçekten bir hikmet (doğru söz - öğüt ve ibret verici tablo) dur.»
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Abbas (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Şiir'in bazısı gerçekten hikmetlerdir. »
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Şâir (zümresin) in söylediği sözlerin en doğrusu Lebid İbin Rabia'nın; = "Bilmiş olunuz ki Allah'tan başka her şey bâtıl (fâni) dır" sözüdür. Ümeyye bin Ebi's-Salt da (şiirlerinde) müslüman olmaya yaklaşmıştı
- Bāb: ...
- باب ...
Amr bin eş-Şerîd'in babası (eş-Şerîd bin Süveyd es-Sakafi) (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Ümeyye bin Ebi's-Salt'ın şiirinden yüz kâfiye (beyit) okudum. O, her kâfiye (beyit) arasında: «Devam et», buyuruyordu ve (sonra): «Ümeyye müslüman olmaya yaklaşmıştı», buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Şüphesiz, adam'ın içinin irin ile dolup nihayet çürütmesi - yemesi onun için şiir ile dolmasından hayırlıdır.» Hafs; يَرِيَهُ ‘i söylememiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd bin Ebi Vakkas (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz, birinizin içinin irin ile dolup, nihayet çürütmesi onun için şiir ile dolmasından hayırlıdır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Şüphesiz en büyük iftiracı insan; (şiiriyle) bir adamı hiciv (yerip) edip de bu meyanda adamın mensup olduğu kabilenin tümünü (şiiriyle) hiciv eden kişi ve babasından olmadığını ileri sürerek anasını zina ile itham eden adamdır.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahlh olup ravileri güvenilir zatlardır. Ravi Ubeydullah, İbn-i Musa el-Kaysi Ebu Muhammed'dir. Ebi Şeyban da, İbn-i Abdirrahman en-Nahavi Ebu Muaviye el-Müeddeb'dir. Ravi el-A'meş ise Süleyman bin Mihran'dır. Senedde biribirinden rivayet eden dört tAbit bulunur
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa (el-Eş'ari) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim zar ile oynarsa şüphesiz Allah'a ve Resulüne isyan etmiş olur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman bin Büreyde'nin babası (Büreyde) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim zar ile oynarsa elini domuzun etine ve kanına batırmış gibidir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir kuş'u izleyen (onunla oynayan) bir insan'a baktı ve: «(Şu herif) bir şeytanı izleyen bir şeytandır,» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Aişe (r.anha)'nın bu hadIsinin senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir güvercin arkasında giden (onunla oynayan) bir adamı gördü ve: «(Şu herif) bir şeytanı tâkib eden bir şeytandır,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Osman bin Affân (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir güvercinin peşine takılan bir adam gördü ve: «(Şu adam) Bir şeytanı tâkib eden bir şeytandır,, buyurdu.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu sene dm ravileri güvenilir zatlardır. Fakat sened kesiktir. çünkü Ebu Zur'a, demiş ki: El-Hasan, Osman bın Aftan (r.a.)'den hadis işitmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Mâlik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir güvercinin arkasında giden (onunla oynayan) bir adam gördü ve: «(Şu adam) bir şeytanı izleyen bir şeytandır.» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Revvad bin el-Cerrah zayıf bir ravidir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine güre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Eğer herkes yalnız başına yolculuk etmekteki sakıncaları bilseydi hiç kimse yalnız başına gece yolculuğu etmezdi.»
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.j'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Yutacağınız zaman evlerinizde ateş (i yanar halde) bırakmayınız.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Musa (el-Eş'arî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Medine (-i Münevvere)'de bir ev, içinde oturanların başında gece yandı. Sonra durumları Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlatıldı. Bunun üzerine: «Bu ateş şüphesiz sizin düşmamnızdır. Bu itibarla uyumak istediğiniz zaman söndürünüz,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize (bâzı şeyleri) emretti ve (bazı şeyleri) yasakladı. Bu meyanda (uyumak istediğimiz zaman) lambamızı söndürmemizi emretti
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: İşlek yol üzerinde konaklamayınız ve üzerinde ihtiyaçlarınızı gidermeyiniz (yâni abdest bozmayınız).»
- Bāb: ...
- باب ...
“... Abdullah bin Cafer (bin Ebî Tâlib) (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yolculuktan geldiği zaman biz Onu karşılamaya götürülüyorduk. (Bir defa) ben ve Hasan veya Hüseyin (O'nu) karşılamaya götürüldük. Abdullah bin Cafer demiştir ki: O, birimizi önüne, diğerini de terkisine aldı ve nihayet böylece Medine'ye vardık
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a.)'den rivayet edildiğine güre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: (Mürekkeple yazdığınız) sahifelerinizin üzerine toprak serpiniz. Sahifeler'in mürekkebinin dağılmaması) için en verimli yöntem budur. Çünkü toprak mübarektir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah (bin Mes'ûd) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Siz üç kişi (bir arada) olduğunuz zaman (bunlardan ikisi (üçüncü) arkadaşlarından ayrı gizli konuşmayacaklar (yâni konuşmasınlar) Çünkü ikisinin gizli konuşması üçüncü arkadaşı şüphesiz üzer.»
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir arada bulunan) iki kişinin (yanlarındaki) üçüncü (arkadaşların) dan ayrı gizli konuşmalarım yasaklamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Bir adam, yanında (temrenleri açıkta olan) oklarla Mescid(-i Nebevi) den geçti. (Adam okları sadaka olarak dağıtıyordu). Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (adama): «Temrenlerinden tut (ki kimseye dokunmasın),» buyurdu.Adam da: Peki, dedi. bilgi: Temrin: Okun ucundaki demirdir. Bunlar hem sivri hem de o kadar keskindir ki bıçak gibi kullanılabilir. Kaza'ye mahal vermemek için tedbiren adam'ın okların uçlarını tutması Nebi s.a.v. tarafından emredilmiştir. Bu hadis mescid'e silah sokulabileceğine delildir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Musa (el-Eş'arî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Biriniz, yanında ok varken mescidimizden veya çarşımızdan geçtiği zaman herhangi bir müslümana değmemesi için eliyle temrenlerinden tutsun (da öyle geçsin) veya elini temrenlerin üstüne koysun
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kur'ân-ı Kerim'de maharetli olan (mu'min), Allah'a itaatkâr ve saygın meleklerle beraberdir. Okuyuşunda güçlük çekerek ve ayet ile kelimeleri tekrarlamak suretiyle (yâni okuyuşunda pişkin olmayarak) okuyan (müslüman) a iki sevab vardır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd-i Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur; «Kur'ân ehline, cennete gireceği zaman:. Oku ve (cennetin mertebelerine) yüksel, denilecektir. Bunun üzerine okumaya başlayacak ve Kur'ân'dan bildiğini bitirinceye kadar her âyete karşılık bir derece yükselecektir. Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Atiyye el-Avfl zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Büreyde'nin babası (Büreyde) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kur'ân, kıyamet günü (hastalık veya yolculuk gibi bir sebebten dolayı) rengi değişmiş adam şeklinde gelir ve (okuyucusuna): Seni gece uykusuz ve gündüz susuz bırakan benim diyecektir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahlh olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Biriniz aile ferdlerinin yanına döndüğü zaman yanlarında iri yapılı ve semiz üç aded hâmile deve bulmayı sever mi?» buyurdu. Biz: Evet dedik. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «O halde birinizin namazında okuduğu üç âyet onun İçin iri yapılı ve semiz üç Aded hâmile deveden hayırlıdxr,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-î Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(Ezberlenen) Kur'ân'ın durumu, bağlı devenin durumuna benzer. Eğer deve sahibi devesini bağlamak suretiyle muhafaza ederse onu tutar ve şayet bağlarını salıverirse deve gider.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu işittim, demiştir: «Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki: Ben salâtı (yâni Fatiha suresini) kendim ile kulum arasında ikiye taksim ettim ve kuluma istediğini veririm.» Ebû Hureyre demiştir ki: Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «(Fatiha'yı) okuyunuz: Kul; الْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ = "El-Hamdu lillahi Rabbi’l-Alemin (Hamd sadece ve sadece alemlerin Rabbi olan Allah’a aittir)" der. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle)): Kulum bana hamdetti ve kuluma istediğini veririm, buyurur. Sonra kul: الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ = "er-Rahmani’r-Rahim (Rahman ve Rahimdir)" der. Bunun üzerine Allah: Kulum bana sena etti, kuluma dilediğini veririm, buyurur. Kul (bundan sonra). مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ = ‘’Maliki yevmi’d-din (din gününün sahibi )’’ der. Bunun üzerine Allah: Kulum beni ta'zim etti. İşte bu (yâni Fatihanın buraya kadar olan kısmı) baha (hamd, sena ve ta'zim etmeye) aittir. Şu âyetin de yarısı bana, yarısı kulumadır: Kulum إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ''İyyake nea’budu ve iyyake ne’s-tain (Yalnız sana kulluk ederiz ve yalmz senden yardım dileriz,'' der. Yâni işte bu, benim ve kulum arasmdadır. Kuluma dilediğini veririm. Fatiha sûresinin sonu (yâni bundan sonraki kısmı) da kuluma (âit dilekleri) dır. Kul: اهْدِنَا الصَّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ. صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرَ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ ‘’ihdine’s-sirate’l-mustakime sirate’l-lezine en amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim veleddaaaalliin (Bizi dosdoğru yola, gazabına uğramış olan (yahûdîler)den ve dalalete düşen (Hıristiyanlar) dan başka olup, nimetlendirdigin (Nebiler, sıddikler, şehîdler ve sâlih) kulların yoluna hidâyet eyle (yâni İslâm dini üzerinde sabit kıl),) der. İşte bu âyetler (deki dilek) kuluma (ait)dir ve kuluma dilediğini veririm
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd bin el-Muallâ (r.a.)'dem; Şöyle demiştir: Bir gün Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana hitaben: Bilmiş ol ki ben Mescid(-i Nebevi) den çıkmadan önce sana Kur'ân'daki (sevab yönünden) en büyük sureyi muhakkak öğreteceğim (yâni en büyük surenin hangi sûre olduğunu bildireceğim), buyurdu. Ebu Saîd bin el-Muallâ demiştir ki: Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Mescid'den) çıkmak için gitti. Bunun üzerine ben O'na (sözünü) hatırlattım. O da buyurdu ki: «(O sure); الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ (yâni Fatiha’dır). O sure es-Sebu'l-Mesânî (adlı)dir ve bana verilen Kur'ân-ı Azîm'dir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Huireyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kur'ân'da bir sure otuz âyet olup sahibi (yâni okuyucusu) bağışlamncaya kadar onun için şefaat eder: (O sure); تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ Tebarekellezi bi yedihi’l-mulk… (yâni 67-Mulk suresi) dir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: « قُلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ Kul huvallahu ehad (yâni İhlâs suresi sevab bakımından) Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birisine muâdildir (eşittir).»
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Mâlik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir : « قُلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ Kul huvallahu ehad (yâni îhlâs suresi sevab bakımından) Kur'ân'ın üçte birisine muâdildir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Mes'ûd el-Ensârî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: « قُلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ Kul huvallahu ehad (yâni îhlas suresi sevab bakımından) Kur'an'ın üçte birine muadildir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır. Ravi Ebu Kays, Abdurrahman bin Servan'dır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebü'd-Derdâ (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ben size amellerinizin en hayırlısını, mâlikiniz (Allah) katında en çok beğenilen, (cennetteki) derecelerinizi en çok yükselten, altın ve gümüşü (Allah yoluna) vermekten size daha sevablı olan ve düşmanınıza rastlayıp da boyunlarını vurmanız (gazi olmanız) ile düşmanınızın sizin boyunlarınızı vurmasından (şehid edilmenizden) daha üstün faziletli işi haber vermiyeyim mi? (veya bilmiş olunuz ki size haber veririm)» buyurdu. Sahabîler: Bu amel nedir? Yâ Resulallah dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Zikrullah (yâni Allah'ı anmak) tır,» buyurdu. Ve (Ziyâd bin Ebî Ziyâd'dan anılan senedle rivayet edildiğine göre) Muâz bin Cebel (r.a.), şöyle demiştir: «Hiç bir adam. kendisini Allah (Azze ve Celle)nin azabından, Allah'ı anmak (ibâdetin) den daha çok kurtarıcı hiç bir amel (ibâdet) işlemedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre ve Ebû Saîd(-i Hudrî) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre bu iki zât Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğuna şehâdet etmişlerdir: «Bir mecliste oturup da orada Allah'ı anan her (müslüman) cemaatı melekler kuşatır, onları rahmet kaplar, üzerlerine sekînet (Allah'ın rızâsı, vakar ve sükûnet) peyderpey iner ve Allah, katındaki (melek) ler arasında onlardan (övgü ile) söz eder.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyie buyurmuştur: «Allah (Azze ve Celle) buyuruyor ki: Kulum beni andığı ve dudakları benim zikrimle teprendiği zaman ben onunla beraberim.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Muhammed bin Mus'ab el-Karkasani bulunur. Salih bin Muhammed bunun zayıf olduğunu söylemiştir. Lakin İbn-i Hibban bunu Eyyub bin Süveyd yoluyla' yine Evza.i'den rivayet etmiştir. O da zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Büsr (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: (Bir gün) bir bedevi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e : İslâm şeriatleri (yâni nafile ibâdetler) cidden bana çok geldi (yâni zayıflığım nedeniyle hepsini yapamam). Onun için bana onlardan sarılıp yapışacağım bir şeyi bildir (tavsiye buyur), dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (de ona): «Senin dilin devamlı surette Allah (Azze ve Celle)'nin zikri ile meşgul olsun,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre ve Ebû Saîd(-i Hudrî) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Bu iki zât Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şu hadisi buyurduğuna şâhid olmuşlardır (yâni bizzat O'ndan işitmişlerdir): «Kul; "Lâ ilahe illâllahu vellahu ekber» dediği zaman, Allah (Azze ve Celle): Kulum doğru söyledi. Benden başka (ibâdete layık) hiç bir ilâh yoktur ve ben en uluyum, buyurur. Kul: "Lâ ilahe illâllahu vahdehu'' dediği zaman Allah: Kulum doğru söyledi. Benden başka ilâh yoktur, ben yalnızım, birim, buyurur. Kul; "Lâ ilahe illâllahu lâ şerike lehu" dediği zaman Allah: Kul'um doğru söyledi. Benden başka ilâh yoktur ve ortağım yoktur, buyurur. Kul; "Lâ ilahe illâllahu Lehü'l-mulku ve lehu'I-hamdu" dediği zaman, Allah: Kulum doğru söyledi. Benden başka ilâh yoktur. Mülk (hâkimiyet) benimdir, hamd benimdir, buyurur. Kul; "Lâ ilahe illâllahu ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi" dediği zaman, Allah: Kulum doğru söyledi. Benden başka ilâh yok, günahlardan dönüş ve ibâdete kuvvet ancak benim yardımımladır, buyurur.» Râvi Ebû İshak demiştir ki: Sonra (şeyhim) el-Ağarr, anlamadığım bir şey söyledi. Bunun üzerine ben Ebû Ca'fer'e: O ne dedi? diye sordum. Ebû Ca'ter dedi ki: (senin anlamadığın şey, hadîsin şu cümlesidir): «Bu zikirler kime ölüm döşeğinde nasip edilirse o kimseye ateş dokunmayacak (yâni cehennem ateşi onu yakmayacak) tır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Su'da el-Mürriyye (r.a.)'dm; Şöyle demiştir: Ömer (r.a.), Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vefatından sonra bir gün (kocam) Talha (bin Ubeydillah) (r.a.)'e uğradı da (onu üzgün görünce): Niçin üzgünsün? Amcan oğlunun (Ebu Bekir es-Sıddik)'ın halîfe oluşumu seni üzdü? dedi. Talha: Hayır. Lâkin Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den: «Şüphesiz ben bir kelimeyi çok iyi bilirim ki herhangi bir kimse ölüm döşeğinde o kelimeyi söylediği takdirde, mutlaka o kelime o kimsenin sahifesine (yâni amel defterine) bir nur olur ve muhakkak o kimsenin cesedi ve ruhu ölüm döşeğinde o kelime sayesinde behemehal bir ravh (yâni rahmet, rızâ-ı Bari ve rahatlık) bulacaklardır,» buyruğunu kulağımla işittim de o kelimenin ne olduğunu O'na vefat edinceye kadar sormadım (üzüntüm bundandır), dedi. (Bunun üzerine) Ömer (r.a.): Ben o kelimeyi bilirim. O, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in amcasına (yâni Ebû Tâlib'e ölüm döşeğinde) teklif ettiği (söylemesini istediği tevhîd) kelimesidir. Eğer Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), amcası (Ebû Tâlib) için tevhîd kelimesinden daha fazla kurtarıcı bir şey bilseydi o şeyi emredecekti, dedi.'* Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bu hadisin senedinde râvi Sa’bi üzerinde çok ihtilâf olmuştur. Şöyle ki: Müellifin senedinde olduğu gibi Şa*bl'den rivayet olunmuştur. Başka bir rivayette «... Şa’bi'den o da Ebû Talha"dan o da babanından» şeklinde bir sened söylenmiştir. Başka bir rivayette «... Şa’bi'den o da Yahya'dan o da anası Su'dâ'dan o da Talha'dan» biçiminde bir sened söylenmiştir. Diğer bir rivayette «... Şa'bi'den o da Talha'dan mürsel olarak» şeklinde bir sened vardır. Diğer tahric: ibn Hibban, ıhsan (205) isnadı sahihtir. Nesai, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle (1101), Ebu Ya'la, Müsned (642) ve İbn Huzeyme, Tevhld (s. 338) rivayet ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Muâz bin Cebel (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Hiç bir kimse yoktur ki Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah'ın Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olduğuma şehâdet edip bunu kalben de tasdik ederek ölsün de, Allah ona mağfiret etmesin (bağışlamasın).- Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisi Nesai, Amelü'I-Yevm ve'l-leyl'de birkaç yoldan rivayet etmiştir. Diğer tahric: ibn Hibban, Sahıh (203), Ahmed, Müsned (3/229), Nesai, Amelu 'l- Yevm vel-Leyle (1138), Humeydi (370), Ebu Nuaym, Hilye (7/174) ve İbn Huzeyme, Tevhld (s)
- Bāb: ...
- باب ...
Ürnmu Hâni' (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «"Lâ ilahe illallah" kelimesini hiç bir amel (faziletçe) geçmez ve bu kelime hiç bir günahı bırakmaz.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Zekeriyya bin Manzur bulunur. Bu ravi zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim bir günde yüz defa "Lâ ilahe illâllahu, vahdehu lâ şerike lehu, Iehu'l-mulku ve lehu'I-hamdu ve huve ala kulli şey'in kadir, derse bu zikir o kimse için on köleyi azâdlamak sevabına denktir ve ona yüz hasene yazılır, yüz günah da ondan silinir. Bu zikir o kimse için akşama kadar şeytan'ın şerrinden güvence olur. Hiç kimse de onun ettiği bu zikirden daha faziletli bir zikir getiremez. Ancak bu zikri ondan fazla söyleyen kimse daha fazla fazilet kazanır.» Zikrin meali: Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir ortağı yoktur, mülk (hâkimiyet) O'nundur ve hamd O'nundur, O, herşeye kadirdir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd(-i Hudrî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim sabah namazından hemen sonra "Lâ ilahe illâllahu, vahdehu lâ şerike lehu, lehu'l-mulku ve lehu'I-hamdu, bi yedihi'l-haym, ve hüve alâ kulli şey'in kadir'' derse bu zikir (sevab bakımından) İsmail (Aleyhisselâm)'ın evlâdından olan bir köleyi azâdlamak gibidir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Atiyye el-Avli bulunur. Bu ravi zayıftır. Ondan rivayet eden zat da zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu işittim, demiştir: «Zikrin en faziletlisi "Lâ ilahe illallah" kelimesidir ve duanın en faziletlisi "El-hamdu lillâh" sözüdür (veya "El-hamdu lillah" suresi, yâni Fatiha suresidir).»
- Bāb: ...
- باب ...
Kudâme bin îbrâhîm el-Cümahî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi bir genç iken üstünde aspurla boyalı iki parçadan İbaret bir elbise bulunduğu halde Abdullah bin Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'ın yanına gidip gelirdi. Kudame demiştir ki: Abdullah bin Ömer (r.a.) bir gün bize hadis rivayet ederek Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onlara şu buyruğu buyurduğunu söyledi: «Allah'ın kullarından biri: "Yâ Rabbi leke'l-hamdu kemâ yenbaği li celâli vechike ve li azîmi sültânike = Ey benim Rabbim, Senin zatının celaline ve senin hakimiyetinin azametine layık biçimde sana hamd olsun" dedi. Bu hamd, kul'un amelini yazmakla görevli iki meleği aciz bırakarak, nasıl yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine melekler göğe çıktılar ve: Ey Rabbımız, Senin kul'un öyle bir söz (hamd) söyledi ki nasıl yazacağımızı bilemiyeceğiz, dediler. Allah (Azze ve Celle) kulunun söylediği sözü en iyi bilen olduğu halde : Benîm kulum ne söyledi? diye sordu. Melekler : Ey Rabbimiz o kul: "Yâ Rabbi Leke'l-hamdu kemâ yenbaği li celali vechike ve azîmi sültânike" söyledi, dediler. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) o iki meleğe buyurdu ki: Kulum bana kavuşup da ben onu söylediği söz (hamd) e karşılık mükâfatlandırıncaya kadar siz o sözü kulumun söylediği gibi yazınız, buyurdu.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Kudame bın İbrAhim bulunur. Onu İbn-i Hibban, güvenilir zatlar arasında yazmıştır. RAvi Sadaka bin BeşIr'! ne cerheden ne de güvenilir sayan kimseyi görmedim. Senedin kalan ravileri güvenilir zatlarelır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdülcebbâr bin Vâil'in babası (Vâil bin Hucr) (r.a.)dan; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber (yâni O'nun arkasında) namaz kıldım. Bir adam namaz içinde "El-hamdu lillahi hamden kesiren tayyıben mübarek en fihi = Çok, güzel ve mübarek hamd AIIah'adır" dedi. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı bitirince: «Bunu söyleyen kimdir?» diye sordu. Adam: Benim. Hayırdan başka bir şey kasdetmedim, dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «O hamd için muhakkak göğün kapıları açıldı ve Arşa yükselmesine hiçbir şey engel olmadı.»
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: —Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sevdiği bir şey gördüğü zaman «El-hamdu lillahi'l-lezî bi ni'metihi tetimmü's-sâlihât = Hamd O Allah'adır ki yararlı şeyler ancak O'nun nîmetiyle tamamlanır" derdi--- ve hoşlanmadığı bir şey gördüğü zaman: «Elhamdu lillahi ala kulli hâl'in = Her durum üzerine hamd Allah'adır» derdi. Not: Zevaid de: Bu hadis’in ismadı için sahihtir ve ravileri sikadır, deniyor
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle derdi: «El-hamdu lillahi ala kulli halin. Rabbi Euzu bike min hali ehli'n-nari = Her hal üzerine hamd Allah'adır. Rabbim! Ben cehennem halkının hâlinden sana sığınının.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Musa. bin Ubeyde var. Bu ravi zayıftır. Şeyhi Muhanuned bin Sabit de mechuldür
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Allah herhangi bir kuluna bir nimet ikram edip de kul da "el-hamdu lillah" derse kulun verdiği (yâni ödediği hamd), aldığı (ni'meti)nden mutlaka efdal (üstün) olur.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasen'dir. Şeblb bin Bişr hakkında ihtilaf olmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ، سُبْحَانَ اللهِ الْعَظِيمِ «Sübhânallahi ve bi hamdihi, Sübhânallahi'l Azim = Ben, Allah'a hamdederek O'nun her türlü noksanlıklardan pak-nezih olduğuna İnanıp itiraf ederim, Azametli olan Allah'ı tesbih ederim; zikri, dile hafif (kolay), âhiretteki amel terazisinde ağır ve Rahman (olan Allah) a sevimli iki kelime (söz) dür.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bir defa kendisi bir fidan dikmekle meşgul iken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oradan geçmiş ve ona: «Yâ Ebâ Hureyre! Dikdiğin nedir?» diye sormuş. (Ebu Hureyre demişki) Ben (de): Kendim için bir fidan dikiyorum, dedim. Resül-î Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Senin için daha hayırlı bir dikilecek fidanı göster miyeyim mi?,» buyurmuş. Ebû Hureyre (de): Göster Yâ Resulallah, demiş. (Bunun üzerine) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ لِلّهِ وَلاَ إِلهَ إِلاَّ اللهُ وَاللهُ أَكْبَرُ «Sübhanallahi ve'l-hamdu lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber» de. Böyle söylersen her kelimeye karşılık cennet'te senin için bir ağaç dikilir,» buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasendir. Ravi Ebu Sinan'ın adı İsa. bin Sinan el-Hanefi'dir. Bu za,tın güvenilirliği hususunda ihtilaf vardır
- Bāb: ...
- باب ...
(Nebi s.a.v.)'in zevcelerinden) Cüveyriye (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre Kendisi Allah'ın zikri ile meşgul iken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazını kılmak İstediği zaman veya sabah namazını kıldıktan sonra ona uğramış. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), güneş yükseldiği (veya râvi demiş ki gün yarılandığı) zaman onun yanına dönmüş. Cüveyriye hâlâ o vaziyette (yân zikir ile meşgul) idi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyh; ve Sellem) (ona): «(And olsun ki:) Ben senin yanından kalktığım zamandan beri dört kelime (cümle) yi üç defa söyledim. Halbuki o kelimeler (sevab bakımından) senin (bu sürece) söylediğinden daha çok, daha ağır (veya daha fazla tartıya gelen) zikirdir:
- Bāb: ...
- باب ...
Nu'man bin Beşîr (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Söylediğiniz "Sübhânallah, lâ ilahe illallah ve el-hamdulillah" sözleri, şüphesiz Allah'ın yüceliğini ifâde eden zikirlerinizdendir. Bunlar, Arş'ın çevresinde dönüp dolaşırlar, bal arısı sürüsünün uğultusu gibi bir uğultusu olur, sahibini (yâni bu zikri edeni) andırırlar. Siz'den birisi kendisini (Arş'ın çevresinde) andıracak bir kimsenin olmasını (veya devamlı olmasını) sevmez mi?» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır. Ravi Avn'ın kardeşinin adı Ubeydullah bin Utbe'dir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Hâni (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına giderek: Yâ Resulallah, bana bir amel göster. Çünkü ben gerçekten yaşlandım, güç bakımından zayıfladım ve şişmanladım, dedim. Bunun üzerine O, şöyle buyurdu: «(Günde) yüz defa 'Allahu ekber" de, yüz defa "Elhamdu lillah" de ve yüz defa "Sübhânallah" de. (Bu zikir sevab bakımından) Allah yolunda (savaş için) gemlenmiş, eğer vurulmuş yüz attan, (kurban edilen) yüz deveden ve (azâdlanan) yüz köleden hayırlıdır.» Zevaid de: Bu isnaddaki Zekeriya zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Semure bin Cündüb (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Dört cümle vardır ki (zikir olarak) sözlerin en faziletlisidir. Bu dört cümleden hangisinden başlasan zarar etmez: "Sübbanallahi ve'l-hamdu lillahi ve lâ ilahe illallahu vellahu ekber''.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim (günde) yüz defa: "Sübhânallahi ve bi hamdihi derse o kimsenin (kul hakkı dışında kalan) günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile mağfiret olunur.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebü'd-Derdâ (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana buyurdu ki: «Sen "Sübhânallahi vel-hamdu lillah'i ve lâ ilahe illallahu vellahu ekber" zikrine devam et Çünkü ağaç yapraklarını düşürdüğü gibi bunlar (da küçük) günahları düşürür (giderir).» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ömer bin Raşid bulunur. Bu ravi hakkında Buhari: Onun İbn-i Kesir'den olan rivayeti muztarib nevindendir, dürüst değildir, demiştir. İbn-i Hibban da : O, hadis uydurur, yennekten başka bir maksadla ondan söz etmek helal değildir, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in رَبِّ اغْفِرْ لِي وَتبْ عَلَيَّ، إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ ''Rabb'i-ğfirIî ve tüb aleyye, inneke ente't-Tevvâbu'r-Rahîm = Ey Rabbim! Bana mağfiret eyle ve tevbemi kabul buyur, çünkü Tevvâb (yâni tevbeleri çokça kabul eden), sensin; Rahim, sensin'' istiğfarını bir oturumda yüz defa tekrarladığını sayı ile tesbit ederdik
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Ben günde muhakkak yüz defa Allah'a istiğfar ederek O'ndan tevbemin kabulünü dilerim.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ebü Hureyre (r.a.)'ın hadisinin senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa (r.a.)'dan rivayet edildiğine güre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Ben günde muhakkak yetmiş defa Allah'tan mağfiret taleb ederek O'ndan tevbemin kabulünü dilerim.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Nesai bu hadisi; ''Amelü'l-Yevm ve'l• Leyle'de İbrahim bin Yaküb'dan, o da Ebü Naim'den, o da Muğire'den bu senedIe rivılyet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Huzeyfe (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Benim dilimde aile ferdlerime karşı bir acılık, ölçüsüzlük vardı. Fakat başkalarına karşı yoktu. Sonra bir gün bu durumu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlattım. Bunun üzerine buyurdular ki: «İstiğfar etmek bakımından senin durumun ne merkezde? (8u hatânın bağışlanması için) günde yetmiş defa istiğfar edersin.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebü'l-Muğire el-Beceli bulunur. Onun Huzeyfe (r.a.)'den rivayeti muztarib'tir. Zehebi, el-Kaşif'te böyle demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Büsr (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Cennet, her çeşit mutluluk o kimseye layıktır ki amel defterinde çok istiğfar bulur.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim istiğfar etmeye devam ederse, Allah o kimse için her kederden bir kurtuluş ve her sıkıntıdan bir çıkış yolu ihsan eder ve onu ummadığı yerden nzıklandırır.»
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: «Allahım, beni o kimselerden eyle ki ihlasla güzel amel işledikleri zaman (bunun mükâfatıyla) müjdelenir ve hata işledikleri zaman istiğfar ederler.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ali bin Zeyd bulunur. Bu, zayıf bir ravidir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zerr(-i Ğıfârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Allah Tebareke ve Teala buyurur ki: Kim güzel (ibâdet, hayır) işlerse o kimseye işlediğinin on misli (sevab) vardır ve (dilediğimin sevabını daha da) arttırırım. Kim kötülük işlerse bir kötülüğün cezası o kötülüğün mislidir veya bağışlarım. Kim bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım ve kim bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak varırım. Kim bana bir şeyi ortak etmeksizin hemen hemen yer dolusu hatâ ile huzuruma gelirse ben onu o kadar mağfiretle karşılarım.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Allah Sübhânehu buyurur ki: Ben (mu'min) kulumun benim hakkımdaki zannı (kanaati) yanındayım ve kulum beni andığı zaman muhakkak onunla beraberim. Artık kulum beni gizli anarsa ben de onu gizli anarım. Eğer o beni bir cemâat içinde anarsa ben de onu o cemaat'tan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım. O yürüyerek bana gelirse ben ona koşarak varırım.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Âdem oğlunun işlediği her (hayırlı) amel onun için (sevab bakımından) kat kat arttırılır: Her hasene (ibâdet, hayır) on mislinden yedi yüz misline kadar arttırılır. Allah Sübhanehu buyurdu ki: Fakat oruç (sevabı) böyle değildir. Çünkü oruç şüphesiz benim içindir ve onun mükâfatını ben veririm.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa (el-Eş'arî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben "La havle ve lâ kuvvete illâ bJIahi''' derken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benim sesimi işitti ve: «Yâ Abdullah bin Kays! Sana cennet hazinelerinden bir kelimeyi göstermiyeyim mi?» buyurdu. Ben: Bildir, Yâ Resulullah dedim. O buyurdu ki: لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللّهِ «La havle ve la kuvvete illa billahi* de.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebı Zerr(-i Ğıfarî) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana: -Ben sana cennet hazînelerinden bir hazîne göstermiyeyim mi?» buyurdu. Ben: Bildir, Yâ Resulallah dedim. O: لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللّهِ «''La havle ve la kuvvete illa bilIahi''dir » buyurdu. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ebu Zerr (r.a.)'ın hadisinin senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
“... Hâzim bin Harmele (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: bir gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e uğradım. Bunun üzerine bana buyurdu ki: Hâzim "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi" zikrini çok söyle. Çünkü bu cümle şüphesiz cennetin hazinelerindendir