Sahih Muslim

...

(15) Kitāb: The Book of Pilgrimage

(15) ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'e ihramlı'nın ne gibi elbise giyebileceğini sormuş da, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gömlek, sarık, don, bornoz, mest giymeyin. Ancak biriniz ayakkabı bulamazsa o zaman mest giysin. Ama mestleri topuktan aşağısından kessin. Safran veya alaçehre çiçeği ile boyanmış hiç bir elbise giymeyin.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Yahya (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne Zührî'den, o da Sâlim'den, o da babası (Radiyallahû anh)'dan naklen haber verdi. Babası şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: — «İhramlı ne giyecek?» diye soruldu. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «İhramlı: Gömlek, kavuk, bornoz, don, ala çehre yahut safranla boyanmış elbise ve mest giyemez. Ancak ayakkabı bulamazsa, o başka. O zaman mestleri topuklarından aşağı düşecek şekilde kessin.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Abdullah b. Dinar'dan dinlediğim, onun da İbni'Ömer (Radiyallahu anhuma)'dan naklettiği şu hadîsi okudum: İbni Ömer şöyle demiş: ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihramlımn safran veya alaçehre çiçeği ile boyanmış elbise giymesini yasak etti ve «— Kim ayakkabı bulamazsa mest giysin. Ama onları topuklardan aşağı kessin,» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Ebu'r-Rabî' Ez-Zehrâni ve Kuteybetü'bnü Said hep birden Hammad'dan rivayet ettiler. Yahya dediki: Bize Hammad b. Zeyd, Amr'dan, o da Câbir b. Zeyd'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhuma)'dan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, hutbe okurken, ihramlıyı kastederek: «Don giymek, gömlek bulamıyana, mest giymek de ayakkabı bulamıyana, caizdir.» buyuruyordu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed yani İbni Ca'fer rivayet etti. H. Bana Ebû Gassân Er-Râzi de rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. Bu râvilerin ikisi de dedilerki: Bize, Şu'be, Amr b. Dinar'dan bu isnadla rivayet etti ki Amr, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Arafat'da hutbe okurken dinlemiş ve bu hadîsi anlatmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyin haber verdi. H. Bize Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Veki', Süfyân'-dan rivayet etti. H. Bize Aliyyü'bnü Haşrem de rivayet etti. (Dediki): Bize İsa b. Yûnus, İbni Cüreyc'den rivayet etti. H. Bana Aliyyü'bnü Hucr dahi rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail, Eyyûb'dan rivayet etti. Bu Râvilerin hepsi Amr b. Dinar'dan bu isnadla rivayette bulunmuşlardır. Şu'be'den başka hiç biri «Arafât'da hutbe okurken» kaydını zikretmemişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ahmed b. Abdillah b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'z-Zübeyr, Câbir (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Her kim ayakkabı bulamazsa iki mest giyiversin. Gömlek bulamayan da don giysin.» buyurdular. İzah 1180 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Ata' b. Ebî Rabah, Safvân b. Ya'Ia b. Ümeyye'den, o da babası (Radiyallahû anh)'dan naklen rivayet etti. Babası şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ci'râme'deyken yanına cübbe giymiş bir adam geldi. Cübbenin Üzerinde halûk denilen esans kokusu yahut sarılık eseri vardı. Bu zât: — «Umremi yaparken ne şekilde hareket etmemi emredersin?» diye sordu. (O sırada) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e vahiy indirildi de üzerine bir elbise örttüler. Ya'la : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kendisine vahiy nazil olduğu vakit görmeyi pek arzu ederdim.» dedi. Bunun üzerine (Hz. Ömer) «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i vahiy indirildiği zaman görmek mi arzu ediyorsun?» diyerek elbisenin kenarını kaldırdı. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i gördüm, bir horultusu vardı. —Ravi diyor ki: Zannederim Yâ'lâ — genç deve horultusu gibi dedi. Yâ'lâ demiş ki: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) açıldığı zaman: — Umreyi soran zât nerede kaldı ? diye sordu. Ve ona : — Elbisenden sarılığın eserini --Yahut halûkun eserini- yıka. Cübbemî çıkar, haccında ne yaptınsa Umrende de onu yap, buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize ibni Ebi Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da Safvân b. Ya'la'dan, o da babasından naklen rivayet etti. Babası şöyle demiş : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ci'râme'deyken yanına bir adam geldi, ben de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunuyordum. Adamın üzerinde mukattaat denilen biçilmiş bir cübbe vardı. Adam halûka bulanmış idi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: — «Ben Umreye niyet ettim, üzerimde bu cübbe var. Halûka bulanmış haldeyim.» dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: — «Haccetmiş olsan ne yapardın ?» diye sordu, o zât: — «Üzerimden bu elbiseyi çıkarır ve bu halûku bedenimden yıkardım.» dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Haccetmiş olsan ne yaparsan. Umrende de onu yap.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim rivayet etti. H. Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekir haber verdi, İsmâil ile Muhammed: Bize İbni Cüreyc haber verdi, demişlerdir. H. Bize Aliyyu'bnü Haşrem dahi rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize îsa, İbni Cüreyc'den naklen haber verdi. (Demişki): Bana Ata' haber verdi, ona da Safvan b. Yâ'lâ b. Ümeyye haber vermiş k: Yâ'lâ, Ömerü'bmü Hattâb (Radiyallahu anh)'a: — «Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kendisine vahiy indirilirken bir görsem.» diyormuş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ci'râne'de bulunduğu sırada üzerine bir elbise ile gölge yapılmış. Yanında ashabından bazı kimseler bulunuyormuş. İçlerinde Ömer de varmış. Derken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına yünden bir cübbe giymiş ve kokuya bulanmış bir adam gelerek: — «Yâ Resulullah, kokuya bulandiktan sonra bir cübbe içinde Umreye niyet eden bir adam hakkında ne buyurursun*» demiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir müddet ona baktıktan sonra sükût etmiş. Müteakiben kendisine vahiy gelmiş. Ömer eliyle Yâ'lâ b. Ümeyye'ye: «Gel!» diye işaret etmiş. Yâ'lâ gelmiş. Başını örtünün altına sokmuş. Bir de bakmış ki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in (mübarek) yüzü kıpkırmızı olmuş. Bir müddettir horluyor, sonra açılmış ve: — «Demin bana Umreyi soran zât nerede kaldı ?» demiş. O zât aranarak getirilmiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Üzerindeki kokuyu üç defa yıka, cübbeye gelince onu çıkar, sonra haccederken ne yaparsan, Umrende de onu yap.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ukbetü'bnü Mükrem El-Ammi ile Muhammed b. Râfi' rivayet ettiler. Lâfız İbni Râfi'nindİr. (Dedilerki): Bize Vehb b. Cerir b. Hâlim rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Saf-Hâzim rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti, (Dediki): Kays, Atâ'dan, o da Safvân b. Yâ'lâ b. Ümeyye'den, o da babası (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ci'rane'deyken yanına bir adam geldi, bu zât Umre'ye niyet etmişti. Saçını sakalını sarıya boyamış ve bir cübbe giymişti. — «Yâ Resulallah! Ben, Umreye niyet ettim. Hâlim gördüğün gibidir.» dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Üzerinden cübbeyi çıkar, sarı boyayı da yıka. Haccetmiş olsan ne yapacaksaydın, Umrende de onu yap.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana İshak b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Ali Ubeydullah b. Abdilmecîd haber verdi. (Dediki): Bize Rabâh b. Ebî Maruf rivayet etti. (Dediki): Atâ'yı şunu söylerken işittim: Bana Safvân b. Yâ'lâ, babası (Radiyallahu anh) 'dan naklen haber verdi. Babası şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in maiyyetinde bulunuyorduk, yanına cübbe giymiş bir adam geldi, Cübbenin üzerinde halûk (denilen esans) eseri vardı. Bu zât: — «Ya Resûlallah! Ben, Umre'ye niyet ettim. Ne yapmalıyım?» diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sükût buyurdu, ona cevap vermedi. Kendisine vahiy indirildiği zaman Ömer onu örter gölgelendirirdi. Ömer (Radiyallahu anh)'a dedim ki: — «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e vahiy indirildiği vakit başımı onunla beraber elbisenin altına sokmak isterim.» Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e vahiy nazil olunca Ömer (Radiyallahü anh) onu elbiseyle örttü. Ben de yanına gelerek başını onunla birlikte elbisenin altına soktum. Ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e baktım. Açıldığı vakit: — «Demin Umre'yi soran zât nerede kaldı?» diye sordu. O zât kalkarak Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Sırtından cübbeni çıkar, üzerinde bulunan halûk eserini de yıka, Haccetmiş olsan ne yapacaksan Umrende de onu yap. buyurdular. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Halef b. Hişâm, Ebu'r-Rabî' ve Kuteybe hep birden Hammad'dan rivayet ettiler. Yahya dediki: Bize Hammad b. Zeyd, Amr b. Dinar'dan, o da Tâvus'dan, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhumaj'dan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medîneliler için Zü'l-Huleyfe'yi, Şam'lılar için Cuhfe'yi, Necidliler için Karnü'l-Memazili Yemenliler için Yelemlem'i mikaad tayin etti ve: — Bunlar, o yerler halkı ile oradan geçen ve hacc ile Umre yapmak isteyen başka yerler halkı için mikaaddırlar. Bu yerlerden daha yakın olanlar, bulundukları yerlerden ihrama girerler. Daha yakın olanların hükmü de böyledir. Hattâ Mekkeliler Mekke'den ihrama girerler, buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Âdem rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Tavus, babasından, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medîneliler için Zu'I-Huleyfe'yi, Şamlılar için Cuhfe'yi, Necidliler için Karhü'l-Menâzili, Yemenliler için de Yelemlem'i mikaat tayin etmiş ve: — «Bu mikaadlar, o yerler halkı ile hacc ve Urnreyi niyet edip, buralardan geçen bütün başka yerler halkı İçin mi itaattir. Bundan daha yakın, olanlar bulundukları yerden, hattâ Mekkeliler Mekkeden ihrama girerler.» buyurmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bir sonraki sayfa’da olması gereken 17 nolu Hadis takdim tehir ile buraya eklenmiştir. Bana Züheyr b. Harb ile İbnî Ebî Ömer rivayet ettiler. İbni Ebî Ömer dediki: Bize Süfyân, Zührî'den, o da Salim'den, o da babası (Radiyallahu anlı)'dan naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Medineliler Zü'l-Huleyfe'den Şamlılar Cuhfe'den, Necidliler Karn'dan ihrama girerler.» İbni Ömer (Radiyallahu anhünıa) demişki: Ben işitmedim ama bana anlatıldığına göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yemenliler de Yelemlem'den ihrama girerler.» buyurmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihab'daıı. o da Salim b. Abdillah. Ömer b. Hattâb (Radiyallahu anh)'dan, o da babasından naklen haber verdi. Babası şöyle demiş: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Medinelilerin ihram yeri Zü'l-Huleyfe, Şamlıların ihram yeri Mahyca yani Cuhfe, Necidlilerin ihram yeri de Karn'dır» buyururken işittim. Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma) demiş ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in : «Yemenlilerin ihram yeri de Yelemlem'dir.» buyurduğunu söylüyorlar. Ama bunu ben kendisinden işitmedim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshak b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi. O da Câbir b. Abdillah (Radiyallahu anhüma)'ya ihram yeri sorulurken işitmiş, Ebü'z-Zübeyr, «Câbir'den işittim.» demiş, sonra durarak «Yâni hadîsi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ret ettiğini zannediyorum.» demiş. {17} Burada olması gereken 17 nolu Hadis takdim te'hir suretiyle 1182 nolu sayfada 13 ile 14 nolu Hadislerin arasında yer almaktadır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim ile Abd b. Humeyd, ikisi birden Muhammed b. Bekir'den rivayet ettiler. Abd (Dediki): Bize, Muhammed haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi, (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi. O da Câbir b. Abdillah (Radiyallahü anhüma)'ya ihram yeri sorulurken işitmiş. Ebu'z-Zübeyr: «İşittim.» demiş, zannederim hadîsi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ref etti de: «Medinelilerin ihram yeri Zü'l-Huleyfe'dir, öteki yol Cuhfe'dir; IrakIıların ihram yeri Zat-ı ırk, NecidIilerin ihram yeri Karn, Yemenlilerin ihram yeri de Yelemlem'den muteberdir.» demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmi rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Nâfi'den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in telbiyesi şundan ibaretti: [Lebbeyk Allahumme Lebbeyk, Lebbeyke la şerike leke lebbeyk innel hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mulk la şerike lek.] (Türkçe meali) : «Tekrar tekrar icabet tona ya Rabbi, tekrar icabet sana., tekrar icabet sana... Senin şerikin yoktur. Tekrar icabet sana... Hiç şüphe yok ki hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk de senindir, senin şerikin yoktur. Nâfi' demişki: «Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma) bu telbiyeye şunları da ziyâde ederdi: — Tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Tâatına tekrar tekrar müsaade, hayır senin yed-i kudrerindedir. Tekrar icabet sana, dilek sana ma'ruz, amel de sanadır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Abbâd rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim yani İbni İsmail, Musa b. Ukbe'den, o da Salim b. Abdillah b. Ömer ile Abdullah'ın azatlısı Nâfi'den ve Hamratü'bnü Abdillah'dan, onlar da Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zu'l-Huleyie mescidinin yanında hayvanı kendisini kaldırarak doğrulttuğu vakit telbiye yapar ve: Lebbeyk Allahumme Lebbeyk Lebbeyke la şerike leke Lebbeyk inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mulk la şerike leke «Tekrar tekrar icabet sana yâ Rabbi, Tekrar icabet sana., tekrar icabet sana... Hiç şüphe yoktur ki hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk de senindir. Senin şerikin yoktur, buyurunnuş. Derler ki: Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma) : «Resulullah (Sallallahû Aleyhi ve Sellem)*in telbiyesi işte budur.» dermiş. Nâfi' demiş ki: «Abdullah (Radtyallahu anh) bu telbiye ile birlikte şunu da ziyâde ederdi: — Tekrar tekrar icabet sana, tekrar icabet sana, taatına tekrar müsaade. Hayır senin yed-i kudrerindedir. Tekrar İcabet sana, dilek sana mal-ruz oıvmI de sanadır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya yani İbni Saîd, Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nafi', İbni Ömer (Radiyallahu anhüma) 'dan naklen haber verdi. İbni Ömer: «Ben, telbiyeyi Resulullah (Sallallahû Aleyhi ve Sellem)'in (mübarek) ağzından kaptım.» demiş ve râvi hadîsi yukarkilerin hadîsi gibi rivayet etmişdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yunus, ibni Şihab'dan naklen haber verdi. (Demişki): Gerçekten bana Salim b. Abdillah b. Ömer, babası (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdi. Babası şöyle demiş: Bana, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i başını yapışkan maddeyle taramış olarak telbîye ederken dinledim, şöyle diyordu: «Tekrar tekrar İcabet sana yâ Rabbİ, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana, Senin şerikin yoktur. Tekrar icabet sana, Hiç şüphe yoktur ki, hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk de senindir, senin şerikin yoktur.» Bu kelimelerden fazla bir şey söylemiyordu. Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma) şöyle dermiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zü'l-Huleyfe'de iki rak'at namaz kılar, sonra Zu'l-Huteyfe mescidinin yanında hayvanı kendisini kaldırarak doğrulttumu bu kelimelerle telbiye yapardı.» Yine Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma) şunu söylermiş: «Ömeru'bnül-Hattâb (Radiyallahu anh), Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şu kelimelerden ibaret olan telbiyesini yapar ve: «Tekrar tekrar icabet sana yâ Rabbi, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Tâahna tekrar müsaade, hayır senin, yed-i kudrerindedir. Tekrar icabet sana, dilek sana ma'ruz amel de sanadır, derdi.» İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Abbâs b. Abdilaziz El-Anberl rivayet etti. (Dediki): Bize Nadr b. Muhammed El-Yemâmi rivayet etti. (Dediki): Bize İkrime yani İbni Ammar rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Zümeyl, İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Müşrikler «Tekrar icabet sana. Senin şerikin yoktur.» derlerdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de : «Yazık size, «Yeter yeter.» buyurur, bunun üzerine müşrikler: «Yalnız bir şerik müstesna, o senin şerikindir, sen, ona ve onun mâlik olduğu her şey'e mâliksin.» derlerdi. Onlar, bunu Kabe'yi tavaf ederken söylerlerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlike, Musa b. Ukbe'den dinlediğim, onun da Salim b. Abdiliah'dan, onun da babası (Radİyallahu anh)'dan işitmek suretiyle naklettiği şu hadîsi okudun: Babası (Abdullah) şöyle diyormuş: Sizin Beydanız, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e iftira ettiğiniz şu yerdir. Ama Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ancak mescid yanında yani Zü'l-Huleyfe'de ihrama girmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Kuteybetü'bnü Saîd dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim yani îbni İsmail, Musa b. Ukbe'den, o da Salim'den naklen rivayet etti. Salim şöyle demiş: İbni Ömer (Radiyallahu anhuma)'ya: «İhram denildiği vakit, Beyda: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e iftira ettiğiniz yerdir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ancak ağacın yanında hayvanı kendisini kaldırdığı vakit telbiye etmiştir.» derdi. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Malik'e, Saîd b. Ebt Seîd El-Makbûri'den dinlediğim, onun da Ubeyd b. Cürey'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Ubey Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anhuma)'ya : — «Ya Eba Abdirrahman! Görüyorum ki, sen arkadaşlarının yapmadığı dört şeyi yapıyorsun.» demiş, İbni Ömer (Radiyallahu anhüma) : — «Ne onlar ya İbni Cüreyc?» demiş. Übeyd: — «Senin Kabe rükünlerinden yalnız iki rüknü yemâniyi istilam ettiğini gördüm ve gördüm ki, septiyye denilen ayakkabıları giyiyorsun. Ve yine gördüm ki, sarıya boyanı yorsun. Bir de Mekke'ye vardığında başkaları hilâli gördükleri vakit telbiyede bulunurken senin terviye gününe kadar telbiye getirmediğini gördüm.» cevâbını vermiş. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anh) şunları söylemiş: «Rükünlere gelince; Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i iki rüknü yemâniden başkasını istilam ederken görmedim, Septiyye denilen ayakkabılarını giymemin sebebi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kılsız ayakkabı giyerken görmüş olmamdır. Onlarla abdest alırdı. Binaenaleyh ben de öyle ayakkabı giymek isterim. Sarı boyaya gelince: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'! sarı boyalı elbise giyerken gördüm. Bu sebeple ben de sarı boyalı elbiseyi giymeyi severim. Telbiye mes'elesinde dahi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayvan, kendisini kaldırıp doğrultuncaya kadar telbiye ederken görmedim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harun b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Sahr, İbni Kuseyt'den, o da Ubeyd b. Cüreyc'den naklen rivayet etti. Ubeyd şöyle demiş: «Abdullah b. Ömer b. Hattâb (Radiyallahu anhuma) ile birlikte bâzısı hacc, bâzısı Umre olmak üzere oniki defa haccettim. (Kendisine) dedim ki: — Yâ Ebâ Abdirrahman! Gerçekten sende dört haslet müşâhade ettim...» Râvi hadîsi bu mânâda rivayet etmiş, yalnız telbiye rivayetinde Makbûri'ye muhalefette bulunmuş ve telbiyeyi zikretmeksizin hadîsi yukarki hadîs mânâsında rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Aliyyü'bnü Müshir, Ubeydullah'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer (Radiyallahu anhuma) dan naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayağını üzengiye koyup, hayvanı kendisini kaldırdığı,vakit Zü'l-Huleyfe'de telbiye getirirdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Hânın b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Haccâc b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): İbni Cüreyc şunu söyledi: Bana Salih b. Keysân, Nâfi'den, o da İbni Ömer (Radiyallahu anhuma)'dan naklen haber verdi, İbni Ömer ona Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayvanı, kendisini kaldırarak doğrulttuğu vakit telbiye ederdiğin i haber vermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Ona da Salim b. Abdillah, Salim'e de Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhuma) haber vermiş. Demişki: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Zü'l-Huleyfe'de hayvanına binerken gördüm. Sonra hayvanı kendisini kaldırarak doğrulttuğu vakit telbiye getirdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya ile Ahmed b. İsa rivayet ettiler. Ahmed: (Haddesenâ), Harmele: (Ahberanâ) tâbirlerini kullandılar. Harmele (Dediki): Bize îbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus İbni Şihab'dan naklen haber verdi, ona da Ubeydullah b. Abdillah b. Ömer, Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhuma)'dan naklen haber vermiş. Abdullah şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Haccının iptidasında Zül-Huleyfe'de geceledi. Ve oranın mescidinde namaz kıldı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Abbâd rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Zührî'den, o da Urve'den, o da, Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihram'a gireceği vakit ihramı için, beyti tavaf etmezden önce dahi hilli için kokulamışımdır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Eflâh b. Humeyd, Kaasim b. Muhammed'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihrama girerken ihramı için hille çıkarken beyii tavaf etmezden önce dahi hilli için ellerimle kokulamışımdır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Malik'e, Abdurrahman b. Kaasim'den dinlediğim, onun da babasından, onun da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Âişe (Radiyallahu anha) : «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihrama girmezden önce ihramı için, beyti tavaf etmezden önce dahi hılli için kokulardım.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize îbni Nümeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ömer rivayet etti. (Dediki): Ben, Kaasim'i Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Âişe: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i hem hılli için hem ihramı için kokuladim.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Abd: (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. İbni Hatim ise: Bize Muhammed b. Bekir rivayet etti, dedi. (Muhammed demişki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ömer b. Abdillah b. Urve haber verdi. O da Urve ile Kaasim'i Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verirlerken dinlemiş. Aişe (Radfyallahu anha): «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Veda haccında gerek hilli gerek ihrama için Zerire denilen koku ile kendi elimle kokuladım.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb hep birden ibni Uyeyne'den rivayet ettiler. Züheyr (Dediki): Bixe Süfyan rivayet etti. (Dediki): Bize Osman b. Urve, babasından naklen rivayet etti. Demişki: Aişe (Radiyallahû anha)'ya: — «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihrama gireceği zaman ne ile kokuladın?» diye sordum. Aişe: — «Kokunun en güzeliyle» cevabını: verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadisi Ebû Kureyb dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme Hişâm'dan, o da Osman b. Urve'den naklen rivayet etti. (Demişki): Ben, Urve'yİ Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivây«t ederken dinledim. Aişe şöyle demi;: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihrama girmezden evvel bulabildiğim en güzel koku ile kokulardım, sonra ihrama girerdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize İbni. Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhak, Ebu'r-Ricâl'dan, o im annesinden, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi. Aişe şöyle demiş: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihrama gireceği vakit ihramı için, tavâf-ı ifazayi yapmazdan önce dahi hilli için bulabildiğim en güzel kokuyla kokulardım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Saîd b. Mansûr, Ebur-Rabî, Halef b. Hişâm ve Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. Yahya «bize haber verdi» tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Hammâd b. Zeyd, Mansûr'dan, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet etti, dediler. Âişe (Radiyallahu anha) şöyle demiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihrâmlı iken başının saç ayırımındaki kokunun, pırıl pırıl yandığını hâlâ görür gibiyim.» Halef «ihrâmlı iken» demedi. Lâkin «Onun ihramının kokusu bu idi,» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Yahya «ahberana» ta'birim kullandı. Ötekiler: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet etti, dediler. Âişe ; «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tehlil getirirken saç ayrıntılarındaki kokunun pırıltısını hâlâ görür gibiyim,» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Zuheyr b. Harb ve Ebû Saîd-i Eşecc rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Veki' rivayet etti. (Dediki): Bize A'm«ş, Ebu'd-Duha'dan, o da Mesruk'dan, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Aişe: «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) telbiye getirirken saç ayrıntılarındaki kokunun pırıltısını halâ görür gibiyim.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Ahmed b. Yunus rivayet etti. (Dediki): Bize Zübeyr rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, İbrahim'den, o da Esved'den, o da Müslim'den, o da Mesruk'dan, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Aişe: «Görür gibiyim...» diyerek konuşmuş. Râvi, Veki' hadîsi gibi rivayette bulunmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler, (Dedilerki): Bize Muh«wmed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den rivayet etti. (Demişki): Ben İbrahim'i, Esved'den, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Aişe: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihramlı iken saç ayrımtılarındaki kokunun pırıltısını halâ görür gibiyim» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Mâlik b. Miğvel, Abdurrahman b. Esved'den, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Aişe: «Hakîkaten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihrâmlı iken, saç ayrıntılarındaki kokunun parıltısını görürdüm,» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bana İshâk b. Mansûr yani es-Selûli rivayet etti. (Dediki): Bize İbrahim b. Yusuf —ki İbni İshâk b. Ebî İshâk es-Sebii'dir— babasından, o da Ebû İshak'dan naklen rivayet etti. O da İbni Esved'i, babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ederken dinlemiş. Âişe şöyle demiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihrama girmek istediği vakit bulabildiği en güzel kokuyu sürünür; sonra yağın pırıltısını başında ve sakalında görürdüm.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Said rivayet etti. (Dediki): Bize Abdulvâhid, Hasen b. Ubeydillah'dan rivayet etti. (Demişki): Bize İbrahim, Esved'den naklen rivayet eyledi. (Demişki): Âişe (Radiyallahû anha): R«ûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihramlı iken, onun saç ayrımındaki misk pırıltısını hâlâ görür gibiyim.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi İshak b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk b. Mahled Ebû Âsim haber verdi. (Dediki): Bize Süfyân, Hasen b. Ubeydillah'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet eyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ahmed b. Meni' ile Yâkub-u Devraki rivayet etti. Dedilerki: Bize Hüseyin rivayet etti. (Dediki): Bize Mansûr, Abdurrahman b. Kaasim'den, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi, Âişe: Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i İhrama girmezden, bir de kurban bayramı günü Kabe'yi tavaf etmezden önce içinde misk bulunan bir kokuyla kokulardım.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Saîd b. Mansûr ile Ebû Kâmil hep birden Ebû Avane'den rivayet ettiler. Saîd (Dediki): Bize Ebû Avane, İbrahim b. Muhammed b. Münteşir'den, o da babasından naklen rivayet etti. Babası şöyle demiş: Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma)'ya koku sürünmek, sonra ihrâmlı olarak sabahlayan bir kimsenin hükmünü sordum. Abdullah şu cevabı verdi: «Ben ihrâmlı olarak sabahlayıp, da koku saçmamı sevmem. Katrana bulanmam, benim için bunu yapmamdan daha makbuldür.» Bunun üzerine Aişe (Radiyallahu anha)'nin yanına girerek İbni Ömer'in: — «Ben ihrâmlı olarak sabahlayıp da koku saçmamı sevmem. Katrana bulanmam, benim için bunu yapmamdan daha makbuldür.» dediğini kendisine haber verdim. Aişe: — «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ihrama gererken ben kokulamışımdir. Sonra kadınları arasında dolaştı, sonra ihrâmlı olarak sabahladı, cevâbını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Habîb El-Hârisi rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid yâni İbni'l-Hâris rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, İbrahim b. Muhammed b. Münteşir'den rivayet etti. (Demişki): Babamı, Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Âişe: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kokulardım. Sonra kadınlarını dolaşır, sonra ihrâmlı olarak sabahlar, üzerinden güzel koku yayılırdı, demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Veki', Mis'ar ile Süfyân'dan, onlar da İbrahim b. Muhammed b. Münteşirden, o da babasından naklen rivayet etti. Babası şöyle demiş: Ben, İbni Ömer (Radiyallahu anhuma)'yı: «Katrana bulanmış olarak sabahlamam, benim için ihrâmlı sabahlayıp da koku saçmamdan daha makbuldür, derken işittim. Bunun üzerine Aişe (Radiyallahû anha)'nın yanına girerek İbni Ömer'in söylediklerini ona haber verdim. Âişe: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kokuladım da kadınlarını dolaştı, sonra ihrâmlı olarak sabahladı.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Malik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ubeydullah b. Abdillah'dan, onun da İbni Abbâs'dan, onun da Sa'b b. Cessâmete'l-Leysi'den naklen rivâyet ettiği şu hadisi okudum: Sa'b, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Ebva'da yahut Veddan'da bulunduğu sırada bir yaban eşeği hediye etmiş de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu geri çevirmiş: Sa*b (Radiyallahu anh) demiş ki; «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüzümden gücendiğimi anlayınca: — «Biz, bunu sana iade etmezdik. Şu kadar var ki ihramlıyız, buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh ve Kuteybe hep birden Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. H. Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. H. Bize Hasen-i Hülvâni dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Yâkub rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Sâlih'den naklen rivayet eyledi. Bu râvilerin hepsi Zührî'den bu isnadla Malik'in dediği gibi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir yaban eşeği hediye ettim.» şeklinde rivayet etmişlerdir. Leys ile Salih'in hadislerinde: «Ona da Sa'b b. Cessâme haber vermiş.» ibaresi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Amru'n-Nâkıd rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den bu isnadla rivayet etti ve : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e yaban eşeği etinden hediye verdim.» dedi. İzah 1195 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Habib b. Ebî Sâbit'den, o da Said b. Cübeyir'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhuma)'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş: Sa'b b. Cessame, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ihrâmlı iken bir yaban eşeği hediye etti de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu geri çevirdi ve: «Eğer ihramlı olmasaydık bunu senden kabul ederdik.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir b. Süleyman haber verdi. (Dediki): Ben, Mansûr'u Hakem'den naklen rivayet ederken dinledim. H. Bize Muhammed b. EI-Müsennâ ile İbni Beşşâr dahi rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhamıned b, Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den rivayet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize, babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Habîb'den, o da Saîd b. Cübeyir'den, o da îbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan rivayet etmişlerdir. Mansûr'un Hakem'den rivayetinde: «Sa'b b. Cessame, Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir yaban eşeğf bacağı hediye etti.» Şu'be'nin Hakem'den rivayetinde: «Ucundan kan damlayan bir yaban eşeği budu.», Şu'be'nin Habib'den rivayetinde: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir yaban eşeğinin yarısı hediye edildi de onu geri çevirdi.» denilmiştir. İzah 1195 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Biıe Yahya b. Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Hasen b. Müslim, Tâvus'dan, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhuma)'dan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: Zeydü'bnü Erkam geldi de Abdullah b. Abbâs ona hatırlatmak isteyerek: «Sen, bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihrâmlı iken kendisine bir av eti hediye edildiğini nasıl haber vermiştin?» dedi. Zeyd: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e av etinden bir uzuv hediye edildi de onu geri çevirdi ve: — Biz, bunu yemeyiz. Çünkü ihramlıyız. Buyurdular.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Salih b. Keysan'dan rivayet etti. H. Bize îbni Ebi Ömer de rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize Süfyan rivayet etti. (Dediki): Bize Salih b. Keysân rivayet etti. (Dediki): Ben, Ebû Katade'nin azatlısı Ebû Muhammed'i şöyle derken işittim: Ben, Ebû Katade'yi şunu söylerken dinledim: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yola çıktık. Kaaha denilen yere vardığımızda kimimiz ihrâmlı kimimiz ihrâmsız idik. Bir ara baktım ki arkadaşlarım bir şey görmeye çalışıyorlar, ben de baktım. Bir de ne göreyim, bir yaban eşeği... Derhal atımı eğerliyerek mızrağımı aldım. Sonra hayvana bindim. Kırbacım düştü de ihrâmlı bulunan arkadaşlarıma : — Şu kırbacı bana verin. Dedim. Onlar: — Vallahi bu hususta sana hiç bir yardım yapamayız, dediler. Bunun üzerine hayvandan inerek kırbacı aldım. Sonra tekrar bindim ve yaban eşeği bir tepenin arkasındayken ardından yetişerek onu mızrağımla yaraladım ve öldürdüm. Müteakiben onu arkadaşlarıma getirdim. Arkadaşlarımdan bâzıları: — Onu yeyin! Bâzıları da: — Yemeyin, dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Önümüzde bulunuyordu. Hemen atımı sürerek ona yetiştim: — O helâldır, yeyin buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Ben, Malik'e okudum. H. Bize Kuteybe, Malik'den, kendisine Ebu'n-Nadır'dan, ona da Ebû Katade'nin azatlısı Nâfi'den, ona da Ebû Katade (Radİyallahu anh)'âan naklen okunan şu hadîsi rivayet etti: Ebû Katâde, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber bulunuyormuş. Mekke yolunun bir kısmını aldıkları vakit ihrâmlı arkadaşları geri kalmışlar. Kendisi ihrâmlı değilmiş. Derken bir yaban eşeği görerek hemen atının üzerine doğrulmuş, arkadaşlarından kırbacını vermelerini istemiş, onlar bundan imtina etmişler, mızrağını istemiş, onu da vermemişler de kendisi almış. Sonra yaban eşeğinin üzerine hücum ederek onu öldürmüş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından bâzıları bu hayvandan yemiş, bazıları yemekten çekinmişler. Az sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e yetişerek bu mes'eleyi sormuşlar. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Bu ancak, Allah'ın size it'am ettiği bîr rızıktır. buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kutaybe, Mâlik'den, o da Zeyd b. Eslem'den, o da Ata' b. Yesâr'dan, o da Ebû Katâde (Radiyallahu anh)'dan naklen yaban eşeği hakkında Ebu'n-Nadır hadîsi gibi rivayette bulundu. Yalnız Zeyd b. Eslem hadîsinde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — Onun etinden yanınızda bir şey varmı? diye sordu.ifadesi de vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Salih b. Mismar Es-Sulemî rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişam rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Yahya b. Ebi Kesir'den rivayet etti. (Demişki): Bana Abdullah b. Ebi Katâde rivâyel etti. (Dediki): Babam Hudeybiye senesi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yola çıktı. Arkadaşlarından kimisi ihrama girmiş, kimisi girmemişler, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Gayka'da düşman bulunduğunu söylemişler, o da oraya gitmiş. Ebû Katâde demiş; Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı ile beraber bulunduğum bir sırada ashab birbirlerine gülerken bir de baktım bir yaban eşeğinin karşısındayım. Hemen üzerine hücum ettim ve hayvanı vurarak çökerttim. Derken arkadaşlardan yardım istedim. Onlar bana yardım etmekten çekindiler. Müteakiben onun etinden yedik. Ve düşmanın önümüzü keseceğinden korktuk. Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i aramaya gittim. Kimi atımı şahlandırıyor, kimi de yavaş gidiyordum. Az sonra gece yarısı Benî Gıfâr'dan bir adama rastladım da: — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e nerede tesadüf ettin? diye sordum. O zât; — Ben, onu Tahin'de bıraktım. Niyeti Sukya'da mola vermektir.» dedi. Kendisine yetiştim ve; — «Yâ Resûlallah! Ashabın sana selâm ediyor ve Allah'ın rahmetini diliyorlar. Sen yokken düşman tarafından yollarının kesilmesinden korktular. (Lütfen) onları bekle.» dedim. O da bekledi. Sonra; — «Yâ Resûlallah! Ben bir av vurdum, ondan artan bir parça yanımdadır. dedim. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yanındaki) cemaata İhrâmlı oldukları halde: —«Yeyin.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana, Ebû Kâmil-i Cahderî rivayet elti. (Dediki): Bize Ebû Avâne, Osman b. Abdillah b. Mevhem'den, o da Abdullah b. Ebî Katâde'den, o da babası (Ebû Katâde) (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hacc niyetiyle yola çıktı. Onunla beraber biz de çıktık. Derken içlerinde Ebû Katâde dahi bulunan bâzı ashabını ayırarak: — «Bana kavuşuncaya kadar deniz sahilini takip edin.» buyurdu. Ayrılanlar deniz sahilini tuttular, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den ayrılınca hepsi ihrama girdiler. Yalnız Ebû Katâde girmedi. Yolda giderlerken ansızın birtakım yaban eşekleri gördüler. Ebû Katâde hemen üzerlerine hücum ederek onlardan bir dişi eşeği vurdu. Arkadaşları hayvanlarından inerek onun etinden yediler. Sonra: — «(Eyvah)» ihrâmlı iken et yedik» dediler. Eşek etinin kalan kısmını yanlarına aldılar. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelince: — «Ya Resûlallah! Bizler ihrama girmişdik. Ebû Katâde ihrâmlanmamıştı. Derken birtakım yaban eşekleri gördük. Ebû Katâde derhal bunlara hücum ederek içlerinden dişi bir yaban eşeğini vurdu. Biz de hayvanlarımızdan inerek onun etinden yedik. Sonra da : — (Eyvah) ihrâmlı olduğumuz halde av eti yiyiyoruz, dedik. Etinin kalan kısmını da getirdik, dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Sizden hiç biriniz Ebû Katâde'ye emretti, yâhut bir şeyle işarette bulundu mu ? diye sordu. Ashâb: — «Hayır!» dediler. — «Öyle ise kalan etini yiyin.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. H. Bana Kaasim b. Zekeriyyâ dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Şeyban'dan rivayet etti. Her iki râvi Oman b. Abdillah b. Mevheb'den bu Isnadla rivayette bulunmuşlardır. Seyban'ın rivayetinde: «Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Sizden hiç biriniz ona, bu hayvanlara hücumda bulunmasını emir etti, yahut hayvanlara işaret eyledi mi? diye sordu. Şu'be'nin rivayetinde ise: «İşaret ettiniz mi? yahut yardımda bulundunuz veya avladınız mı? dedi.» ifâdeleri vardır. Şu'be: «Yardım ettiniz mi? dedi, yoksa: avladınız mı? buyurdu bilemiyorum.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimi rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Hassan haber Verdi. (Dediki): Bize Muâviye yani İbni Sellâm rivayet etti. (Dediki): Bana Yahya haber verdi. (Dediki): Bana Abdullah b. Ebî Katâde haber verdi. Ona da babası (Ebû Katâde) (Radiyallahu anh) haber vermişki, Kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hudeybiye gazasına iştirak etmiş. Ebû Katâde şöyle demiş: Müteakiben benden gayrı arkadaşlar Umreye niyet ettiler. Ben, bir yaban eşeği avlayarak ihrâmlı oldukları halde arkadaşlarıma yedirdim. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek, yanımızda bu hayvanın etinden artan bir parça bulunduğunu haber verdim. Bunun üzerine: — «Siz onu yiyin buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ahmed b. Abdete'd-Dabbî rivayet etti. (Dediki): Bize Fudayl b. Süleyman En-Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hâzim, Abdullah b. Ebi Katâde'den, o da babası (Ebû Katâde) (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi ki, Ebû Katâde ve arkadaşları Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber yola çıkmışlar. Arkadaşları ihramlı, Ebû Katâde ihrâmsiz imiş... Bâvi hadîsi böylece rivayet etmiştir. Bu hadîste: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Ondan yanınızda bir şey varmı ? diye sordu. Ashâb — Bacağı yanımızdadır, dediler. Bunun üzerine (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu alarak yedi.» ifâdesi de vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'l-Ahvâs rivayet etti. H. Bize Kuteybe ile İshâk dahi Cerîr'den rivayet ettiler. Ebu'l-Ahvâs ile Cerîr'in ikisi de Abdülazîz b. Rufey'den, o da Abdullah b. Ebi Katade'den naklen rivayet etmişlerdir. Abdullah: «Ebû Katâde ihrâmlı bir cemaatın içinde bulunuyordu. Kendisi ihramlı değildi...» diyerek hadîsi rivayet etmiştir. Bu hadîsde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ona sizden hiç bir insan işaret etti yahut Ebû Katâde'ye bir emir verdi mi? diye sordu. Ashâb: — Hayır, yâ Resûlallah! dediler. — Öyle ise yiyin. buyurdu. » ifâdesi de vardır. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Said, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Muhammed b. Münkedir, Muâz b. Abdirrahman b. Osman Et-Teymî'den, o da babasından naklen haber verdi. Babası şöyle demiş: İhrâmlı olarak Talhatü'bnü Ubeydillah'ın yanında bulunuyorduk. Kendisine bir, kuş hediye ettiler. Talha uyuyordu. Bâzımız bundan yedik, bâzımız yemekten çekindik. Talha uyanınca yiyenlerin hareketini doğru buldu ve: «Biz, onu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber yedik.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hârûn b. Saîd el-Eylî ile Ahmed b. İsa rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi (Dediki): Bana Mahramatü'bnü Bukeyr, babasından naklen haber verdi. (Demişki): Ben Ubeydullah b. Miksem'i şöyle derken işittim: Ben Kaasim b. Muhammed'i şunu söylerken işittim. Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Aişe'den dinledim. Şöyle diyordu: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Dört $ey vardır ki, bunların her biri fâsıktır. Mîkat dışında da Haremde de öldürülürler: Çaylak karga, fare ve kuduz köpek» buyururken işittim. Ubeydullah demişki: «Ben Kaasim'e: Yâ yılan'a ne buyurursun? diye sordum. — Hakaretinden dolayı öldürülür.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Gunder, Şu'be'den rivayet etti. H. Bize İbnu'l-Musennâ ile İbnü Beşşâr da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Katâde'yi, Said b. el-Müseyyeb'den, o da Âişe (RadiyalIahû anha)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ederken dinledim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Fâsık olan beş şey vardır ki, bunlar mîkaat dışında da Haremde de öldürülürler: Yılan, alaca karga,, fare, kuduz köpek ve çaylak» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebu'r-Rabî'ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm b. Urve, babasından, o da Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet eyledi. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Fâsık olan beş şey vardırki, bunlar Haremde öldürülürler, akreb, fare, çaylacık, karga ve kuduz köpek» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbnü Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm bu isnadla rivayette bulundu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize UbeyduIIah b. Ömer el-Kavârîri rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey* rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Urve'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)''dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Fâsık olan beş şey vardır ki, bunlar Haremde öldürülürler: fare, akreb, karga, çaylacık ve kuduz köpek.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadisi Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den bu isnâdla haber verdi. Âişe (Radiyallahû anha) demiş ki: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fâsık olan beş şeyin hem mîkaat dışında, hem Haremde Öldürülmesini emir buyurdu.» demiş. Bundan sonra râvî, Yezîd b. Zürey' hadîsi gibi rivayette bulunmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebu't-Tâhir ile Harmele rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbnü Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü Zübeyr'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Beş nevî' hayvan vardır ki, bunların hepsi fâsıktır: Haremde öldörülebilirler: Karga, çaylak, kuduz köpek, akreb ve fare.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb ile İbni Ebî Ömer hep birden, İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Züheyr (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Sâlim'den, o da babası (İbni Ömer) (Radiyallahu anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'âen naklen rivayet etti. «Beş hayvan vardır ki onları Harem'de ve ihramda iken öldürene günah yoktur: (Bunlar) fare, akreb, karga, çaylak ve kuduz köpektir.» buyurmuşlar. İbni Ebî Ömer kendi rivayetinde: «Hurumda ve ihramda» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Salim b. Abdillâh haber verdi, ki Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma) şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Hafsa dedi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Beş nevi hayvan vardır ki, onların hepsi fasıldır. Bunları öldürene günah yoktur: Akrep, karga, çaylak, fare ve kuduz köpek!» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize Zeyd b. Cübeyr rivayet eylediki, bir adam İbni Ömer'e: — îhrâml ne gibi hayvanları öldürebilir? diye sormuş, İbni Ömer: — Bana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcelerinden birinin haber verdiğine göre kendisi: fare, akreb, çaylak, kuduz köpek ve karga'nın öldürülmesini emir buyurmuş; yahud bunları öldürmek ona emrölunmuş» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne, Zeyd b. Cübeyr'den rivayet etti. (Demişki): Bir adam İbni Ömer'e: — İhrâmlı iken bir kimsenin ne gibi hayvanları öldürebileceğini sordu, İbni Ömer: — Bana Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kadınlarından birinin anlattığına göre kendisi: kuduz köpekle, fare, akreb, çaylacık, karga ve yılanın öldürülmesini emir buyururmuş.» dedi. İbni Ömer: «Bunu namazda daht (emir buyururmuş)» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer (Radiyallahû anhüma)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Beş nevi hayvan vardır ki, bunları öldürmekde İhrâmlıya günâh yoktur: Karga, çaylak, akreb, fare ve kuduz köpek.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hârûn b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet eyledi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. Dedi ki: — Nâfi'e: İbni Ömer'den, ihrâmlı bir kimseye ne gibi hayvanları öldürmeyi helâl gördüğünü işittin? diye sordum. Nâfi' bana şu cevâbı verdi: — Abdullah (Dediki): Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i — Beş nevi hayvan vardır kî, onları öldürene, öldürdüğünden dolayı bir günah yoktur. (Bunlar): Karga, çaylak, akreb, fare ve kuduz köpek (tir)» buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadisi Kuteybe ile İbni Rumh dahi Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. H. Bize Şeybân b. Ferrûh da rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr yâni İbni Hâzim rivayet etti. Bunların ikisi de Nâfi'den rivayet etmişler. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Aliyyü'bnü Müshir rivayet eyledi. H, Bize îbni Nümeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Bu râvîler toptan Ubeydullah'dan rivayet etmişlerdir. H. Bana Ebû Kâmil dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb rivayet etti. H. Bize Îbnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Harun rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd haber verdi. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbni Ömer (Radiyallahu anh)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Mâlik ile îbni Cüreyc'in hadîsleri gibi rivayette bulunmuş; ve hiç birisi Nâfi'den, o da Îbni Ömer (Radiyallahü anhüma) dan naklen onun: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim.» dediğini söylememişlerdir. Yalnız İbni Cüreyc tek başına istisna teşkil etmiştir. Bu husûsda îbni îshâk dahî îbni Cüreyc'e tâbi' olmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana bu hadîsi Fadl b. Sehl dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Hârûn rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. îshâk, Nâfi' ile Ubeydullan b. Abdillâh'dan, onlar da İbni Ömer (Radiyallahu anhüma)'dan naklen haber verdi. îbni Ömer: — Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Beş çeşit hayvan vardır ki, onlardan Haremde öldürülenin katlinde günâh yoktur.» buyururken işittim, demiş; ve yukarıki hadîsdekilerin mislini zikretmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. Yahya (Bize haber verdi), diğerleri (Bize rivayet etti) tabirlerini kullandılar. (Dediler ki) : Bize İsmail b. Ca'fer, Abdullah b. Dinar'dan naklen rivayet etti. O da Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anhüma)'yı şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Beş nevi hayvan vardır ki, bir kimse ihrâmlı olduğu halde bunları öldürürse kendisine onlardan dolayı hiç bir günah yoktur, (bu hayvanlar): akreb, fare, kuduz köpek, karga ve çaylacıktır.» buyurdular. Hadîsin lâfzı Yahya b. Yahya'ya âid'dir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd, Eyyûb'dan rivayet etti. H. Bana Ebû'r-Rabî' rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb rivayet eti. (Dediki): Mücâhid'i, Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra' (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Kâ'b Radiyallahu anh) şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hudeybiye zamanında yanıma geldi. Ben, çömleğimin altına ateş yakıyordum. —Kavârirî çömleğimin, Ebû'r-Rabî' ise bunumun altına; dediler.— Yüzümden bitler saçılıyordu. (Bunu görünce) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — »Başının böcekleri sana eziyet veriyor mu?» diye sordu. Ben: — «Evet» cevâbını verdim. — «Öyle ise traş ol da üç gün oruç tut! Yahut altı fakir doyur veya bir kurban kes!» buyurdular. Eyyûb: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunların hangisin­den başladığını bilemiyorum.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Alîyyu'bnü Hucr Es-Sa'dî ile Züheyr b. Harb ve Yakûb b. İbrâhîm toptan İbni Uleyye'den, o da Eyyûb'dan bu isnâdda bu hadlsİn mislini rivayet ettiler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiyy, İbnî Avn'dan, o da Mücâhid'den, o da Abdurrahmân b. Ebl Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ucra (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi. Kâ'b şöyle demiş: Şu âyet (yâni) : «Sizden kim hasta olur yahut başından elemi bulunursa ona oruçtan yahut sadakadan veya kurbandan bir fidye lâzım gelir.» [ Bakara 196 ] kavl-i kerimi benim hakkımda nazil olmuştur. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldim, bana: — «Yaklaş!» dedi. Ben de yaklaştım. (Tekrar): — «Yaklaş!» buyurdu. Ben yine yaklaştım. Bunun üzerine (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz: — «Böceklerin sana eziyet veriyor mu?» buyurdular. İbni Avn demişki: «Zannederim Kâ'b: «Evet!» cevâbını vermiş. Kâ'b (Radiyallahu anh): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bana oruçtan yahut sadakadan yahut da kurbandan kolayına gelen bir fidye vermemi emir buyurdu; demiş.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Numeyir rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki):,Bize Şeyf rivayet etti. (Dediki): Mücâhidi şöyle derken işittim: Bana Abdurrahman b. Ebî Leylâ rivayet etti. (Dediki): Bana Kâ'b b. Ucra (Radiyallahu anh) riyâyet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanında durmuş. Başından bitler saçılıyormuş. —«Böceklerin sona eziyet veriyor mu?» diye sormuş. (Kâ'b demiş ki): «Ben: — Evet; cevâbını verdim; — Öyte ise başını traş et buyurdular. Şu âyet (yâni) : (Sizden kim hasta olur yahut başından elemi bulunursa ona oruçtan yahut sadakadan veya kurbandan, bir fidye lâzım gelir.) kavl-i kerîmi benim hakkımda nazil oldu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana : — Uç gün oruç tut! yahut bir farak zahireyi altı fakire tasadduk et! Veya mümkün olan bir hayvanı kes! buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, İbni Ebî Necîh ile Eyyûb, Humeyd ve Abdülkerîm'den, onlarda Mücâhid'den, o da İbni Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ucra (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye girmezden önce Hudeybiye'de Kâ'b ihram'a girmiş, çömleğin, altına ateş yakarken onun yanına uğramış. Kâ'b'ın yüzünden bitler saçılıyormuş. Resulullah (/Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Bu böceklerin sana eziyet veriyor mu? » diye sormuş. Kâ'b: — «Evet!» cevâbını vermiş. — «Öyle ise başını traş et de bir farak zahireyi altı fakir arasında taksim eti Yahut üç gün oruç tut veya bir hayvan kes!» buyurmuşlar. Farak üç sâ' alan bir ölçektir. İbni Ebî Necîh; «Yahut bir koyun kes!» diye rivayet etmişdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Abdillâh, Hâlid'den, o da Ebû Kılâbe'den, o da Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ucra (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdiki, Hudeybiye zamanında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına uğrayarak: «Başının böcekleri sana eziyet verdi mi?» diye sormuş. Kâ'b: — «Evet!» cevâbını vermiş. Bunun üzeriae Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : — «Başını traş eti Sonra kurban olarak bir koyun kes yahut üç gün oruç tütl Veya üç sâ' hurmayı altı fakire it'âm eyle!» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. El-Müsenn& ile İbni Beşşâr rivayet ettiler, İbnü'l-Müsennâ (dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Abdurrahman b. Esbahânî'den, o da Abdullah b. Ma'kîl'den naklen rivayet etti.» (Demiş ki): . Kâ'b (Radiyallahu anh) mescîdde iken yanına oturdum da şu' âyeti sordum: «Oruçtan yahut sadakadan yahut kurbandan bir fidye lâzımdır.» Ka*b (Radiyallahu anh): — «O, benim hakkımda nazil olmuştur. Başımdan elemim vardı. Bu sebeple bitler yüzüme saçılarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e götürüldüm, de: — Meşakkatin bu gördüğüm dereceyi bulacağını zannetmezdim. Bir koyun bulabilecek misin ? buyurdu. Ben: - Hayır! cevâbını verdim. Bunun üzerine şu: «Oruçtan, yahut sadakadan yahut kurbandan bir fidye lâzım gelir.» Ayet-i kerîmesi nazil oldu. Üç gün oruç yahut her fakire yarım sâ' yiyecek vermek suretiyle altı fakir doyurmak hassaten benim hakkımda nazil olmuştur. Ama o, sizin umumunuza şâmildir.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr, Zekeriyyâ b. Ebî Zâide'den rivayet etti. (Demişki): Bize Abdurrahman b. Esbahânî rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Ma'kil rivayet etti. (Dediki): Bana Kâ'b b. Ucra (Radiyallahu anh) rivayet etti. Kendisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte ihrâmlı olarak yola çıkmış da başı ve sakalı bitlenmiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu haber alarak ona haber göndermiş.. Ve berberi çağırarak başını tıraş ettirmiş. Sonra ona: — «Yanında kurban var mı?» diye sormuş. Kâ'b (Radiyallahu anh) : — «Ona kudretim yoktur.» cevabını vermiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de üç gün oruç tutmasını yahut her iki fakire bir sâ' yiyecek vermek suretiyle altı fakir doyurmasını emir buyurmuş. Bunun üzerine Allah (Azze ve Cell) hassaten Kâ'b (Radiyallahu anh) hakkında: (Sizden kim hasta olur yahut başından elemi bulunursa... ilâ ahir...) âyet-i kerîmesini indirmiş. Sonra bu âyet bütün müslümanlara şâmil olmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. İshak (bize haber verdi), ötekiler (Bize rivayet etti) ta'bîrlerini kullandılar. (Dedilerkî): Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dau, o da Tâvûs ile Atâ'dan, onlar da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihrâmlı iken kan aldırmışlardır. İzah 1203 te Ayrıca bu sayfa’nun devamı niteliğindeki sayfa için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebt Şeybe rivayet etti; (Dediki): Bize Muallâ b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Bilâl, Alkametü'bnü Ebî Alkame'den, o da Abdurrahmân-ı A'rec'den, o da İbni Buhayne'den naklen rivayet eylediki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Mekke yolunda ihrâmlı iken başının ortasından kan aldırmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Ebû Bekir (Dediki): Bize Süfyan b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki); Bize Eyyûb b. Mûsâ, Nübeyh b. Vehb'den rivayet etti. (Demişki): Ebân b. Osman ile birlikte yola çıktık. Melel denilen yere vardığımız vakit Ömer b. Ubeydillâh gözlerinden rahatsızlandı. Ravhâ'ya varınca rahatsızlığı şiddetlendi. Bunun üzerine Ebân b. Osman'a sormak için adam gönderdi. Ebân da ona gözlerine sabır çekmesi için haber gönderdi. Zîrâ Osman (Radiyallahu anh) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"m ihrâmlı iken gözleri ağıran bir kimsenin gözlerine sabır çektirdiğini rivayet etti; dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadisi İshak b. İbrâbim EI-Hanzalî de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü's-Samet b. Abdülvâris rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb b. Mûsâ rivayet etti. (Dediki): Bana Nübeyh b. Vehb rivayet eyledi ki, Ömer b. Ubeydullâh b. Ma'mer göz ağrısına tutulmuş da gözlerine sürme çekmek istemiş, Ebân b. Osman, onu bundan nehiy ile sabır çekinmesini emretmiş. Ve Osman b. Affân'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yaptığını rivayet etmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Amru'n-Nâkıd, Züheyr b. Harb ve Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Zeyd b. Eslem'den rivayet etti. H. Bize Kuteybetü'bnü Saîd dahî rivayet etti. Bu hadis onun, Mâlik b. Enes'den, ona da Zeyd b. Eslem tarafından okunmak suretiyle İbrahim b. Abdillâh b. Huneyn'den, ona da babasından, ona da Abdullah b. Abbâs ile Misver b. Mahrame'den naklen rivayet olunan hadîsidir. Abdullah b. Abbâs ile Misver, Ebvâ denilen yerde ihtilâf etmişler. Abdullah b. Abbâs: —: «İhrâmlı bir kimse başını yıkayabilir.» demiş. Misver : — «İhrâmlı başını yıkayamaz.» mukabelesinde bulunmuş. (Râvî Abdullah demiş ki) : «Bunun üzerine İbni Abbâs bu mes'eleyi sormak üzere beni Ebû Eyyûb El-Ensârî'ye gönderdi. Kendisini, kuyunun iki direği arasında yıkanırken buldum. Bir elbise ile örtünüyordu. Ona selâm verdim; — «Sen kimsin?» dedi. — Ben, Abdullah b. Huneyn'im! Beni, sana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ihram halindeyken başını nasıl yıkadığını sormak için Abdullah b. Abbâs gönderdi; dedim Ebû Eyyûb (Radiyallahu anh) elini elbisenin üzerine koyarak onu biraz indirdi. Hattâ başı göründü. Sonra kendisine su döken kimseye: — Dök! dedi; o da başına su döktü. Sonra başını elleriyle ovarak, ellerini öne ve arkaya götürdü ve : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem)'in işte böyle yaptığını gördüm, dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi İshâk b. İbrahim ile Aliyyü'bnü Haşrem dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsa b. Yûnus haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Zeyd b. Eslem bu isnâdla haber verdi. Ve şunu söyledi: «Ebû Eyyûb ellerini bütün başı üzerinden geçirdi, başının her tarafını kapladı. Onları ileri ve geri çekti. Bunun üzerine Misver, İbni Abbâs'a: — Ben (bundan sonra) seninle ebediyen münâkaşa etmem! dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet eyledi. Bir adam devesinden düşerek boynu kırılmış ve ölmüş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Onu su ve sidirle yıkayın da iki elbisesinin içine kefenleyin! Ama başını örtmeyin. Çünkü Allah, kıyamet gününde onu telbiye hâlinde diriltecektir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Alîyyu'bnü Haşrem rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ yâni İbni Yûnus, İbni Cüroyc'den naklen haber verdi. (Demişki): Bana Amr b. Dînâr, Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan naklen haber verdi. İbnî Abbâs şöyle demiş: Bir adam ihirâmlı olarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte geldi de devesinden düşerek tamamen boynu kırıldı ve hemen öldü. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onu su ve sîdirle yıkayın da iki elbisesini giydirin, ama başını örtmeyin! Çünkü o, kıyamet gününde telbîye ederek gelecektir» buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Abd b. Humeyd dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekir El-Bursânî haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Amr b. Dînâr haber verdi. Ona da Saîd b. Cübeyr, İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma) 'dan naklen haber vermiş, İbni Abbâs: «îhrâmlı bir adam Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte geldi.» diyerek yukarki hadîsin mislini rivayet etmiş. Yalnız (burada) : «Çünkü kıyamet gününde telbiyeci olarak dirilecektir; buyurdu.» demiş. Râvî: «Sâîd b. Cübeyr adamın düştüğü yeri söylemedi.» ibaresini ziyâde etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî', Süfyân'dan, o da Amr b. Dinar'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen rivayet ettiki, ihram hâlinde bulunan bir adamı, hayvanı düşürerek boynunu kırmış, adam derhâl ölmüş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onu su ve sidirle yıkayın da iki elbisesinin içine kefenleyin! Ama başını ve yüzünü örtmeyin! Çünkü o, kıyamet gününde telbiyeci olarak diriltilecektir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Sabbâh rivayet etti. (Dediki): Bize Huşeym rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Bişr haber verdi. (Dediki): Bize Saîd b. Cübeyr, İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma'dan naklen rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize Hüşeyim, Ebû Bişr den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen haber verdi ki, bir adam ihrâmlı olarak* Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte bulunuyormuş. Derken devesi kendisini düşürerek boynunu kırmış. Adam derhâl ölmüş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onu su ve sidirle yıkayın da iki esvabının içine kefenleyin! Koku sürmeyin, yüzünü de örtmeyin! Çünkü o, kıyamet, gününde saçları keçeleşmiş olarak diriltilecektir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyin El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma) 'dan naklen rivayet etti ki, İhram hâlinde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte bulunan bir zâtı devesi düşürerek boynunu kırmış. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Cenazesinin su ve sidirle yıkanmasını, koku sürülmemesini, başının da örtülmemesini emir etmiş. «Çüınkü o kıyamet gününde saçları keçeleşmiş olarak diriltilecektir.» buyurmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Beşşâr ile Ebû Bekir b. Nâfî* rivayet ettiler. İbni Nâfi' (Dediki): Bize Gunder haber verdi. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ben, Ebû Bİşr'ı, Saîd b, Cübeyr'den rivayet ederken dinledim. O da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'yi şunu rivayet ederken dinlemiş: «Bir adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'İn yanına ihramlı olarak geldi de, devesinden düştü. Hayvan, onu derhâl öldürdü. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu zâtın su ve sidirle yıkanmasını, iki elbise içine kefenlenmesini, koku sürüImemesini, başının, kefen dışında bırakılmasını emir buyurdu.» Şu'be demişki: «Bir müddet sonra Ebû Bişr bu hadîsi bana: — (Boşı ve yüzü meydanda kalsın! Çünkü o kıyamet gününde saçları keceleşmiş olarak diriltilecektir.) şeklinde rivayet etti.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Harun b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Esved b. Âmir, Züheyr den, o da Ebû'z-Zübeyr'den naklen rivayet etti. Demişki: Ben Saîd b, Cübeyr'î şunu söylerken işittim: İbni Abbâs (Radiyallahu anhünıa) (Dediki): «Bir adamı, hayvanı düşürerek boynunu kırdı. Bu zât, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte bulunuyordu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabına onun cenazesini su ve sidirle yıkamalarını, yüzünü -zannederim başını da, dedi.- açmalarını emretti. Ve: — Çünkü o, kıyamet gününde ihlâl yaparak diriltilecektir buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Mûsâ haber verdi. (Dediki): Bize İsrail, Mansûr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir adam vardı. Bu zâtı, devesi düşürerek boynunu kırdı ve hemen. öldü. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Onu yıkayın! Ama kendisine koku yaklaştırmayın! Yüzünü de örtmeyin) Çünkü o, telbiye ederken diriltilecektir; buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kureyb Muhammed b. Alâ' El-Hemdânî rivâyet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme, Hişamdan, o da babasından, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Zübeyr'in kızı Dubâa'nın yanına girerek ona: — «Hacca gitmekmi istedin?» diye sordu. Dubâa: — «Vallahi kendimi rahatsız buluyorum.» cevâbını verdi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ona: — «Haccet ve şart koş! Yâ Rabbî! İhramdan çıkacağım yer, beni haccetmekten âciz kılacağın yer olsun, de!» buyurdular. Dubâa, Mikdât b. Esved'in zevcesiydi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Urve'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Dubâa binti Zübeyr b. Abdilmuttalib'in yanına girdi. Dubâa: — «Yâ Resûlallahî Ben haccetmek istiyorum, ama rahatsızım.» dedi. Nebi — «Haccet de : İhramdan çıkacağım yer, beni âciz kılacağın mehâl olsun; diye şart koş!» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize yine Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen bu hadîsin mislini haber verdi. İzah 1208 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvahhâb b. Abdilmecîd ile Ebû Âsim ve Muhammed b. Bekr, İbni Cüreyc'den rivayet ettiler. H. Bize İshâk b. İbrahim de rivayet etti. Bu lafız onundur. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi, O da Tâvûs üe İbni Abbâs'ın azatlısı İkrime'yi, İbni Abbâs'dan naklen rivayet ederlerken dinlemiş. Şöyleki: Dubâa binti Zübeyr b. Abdilmuttalib (Radiyallahû anha), Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: — Ben, ağır bir kadınım. Hacca da gitmek istiyorum, bana ne buyurursun? demiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — Hacc'a niyet eti Ve; Beni, nerede âciz bırakırsan ihramdan çıkış yerim orası olsun; diye şart koş buyurmuşlardır. Râvi: «Müteakiben Dubâa hacc'a yetişti.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hârûn b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Dâvûd-u Tayâlisî rivayet etti. (Dediki): Bize Habîb b. Yezîd, Amr b. Herim'den o da Saîd b. Cübeyr ile İkrime'den, onlar da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen rivayet etti ki, Dubâa hacca gitmek istemiş de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şart koşmasını emir buyurmuş. O da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emrinden dolayı bunu yapmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim ile Ebû Eyyyûb El-Gaylânî ve Ahmed b. Hırâş rivayet ettiler. İshâk (Bize haber verdi.); ötekiler: (Bize rivayet etti.) tâbirini kullandılar. (Dedilerki): Bize Ebû Âmir yâni Abdülmelik b. Amr rivayet etti. (Dediki): Bize Rabâh yâni İbni Ebî Maı-.....rûf, Atâ'dan, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen rivayet ettiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Dubâa (Radiyallahû anha)'ya: — «Haccet de: İhramdan çıkacağım yer, beni âciz kılacağın mahal olsun diye şart koş.» buyurmuşlar. İshâk'ın rivayetinde: «Dubâa'ya emir buyurdu.» ifâdesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hemmâd b. Seriyy ile Züheyr b. Harb ve Osman b. Ebî Şeybe hep birden Abde'den rivayet ettiler. Züheyir dediki: Bize Abdetü'bnü Süleyman, Ubeydullah b. Ömer'den, o da Abdurrahman b. Kaasim'den, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Esma' binti Umeys ağacın altında Muhammed b. Ebî Bekir'i doğurdu da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yıkanarak telbiye getirmesini emretmesi için Ebû Bekir'e talimat verdi. İzah 1210 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Gassân Muhammed b. Amr rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr b. Abdilhamîd, Yahya b. Saîd'den, o da Ca'fer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Câbir b. Abdillâh (Radiyallahü anhüma'dan, Esma binti Umeys'in, Zü'l-Huleyfe'de doğurduğu zamanki hadisinde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ebû Bekir (Radiyallahu anh)'a emir buyurduğunu, onun da yıkanıp telbiye getirmesi için Esmâ'ya tembîhde bulunduğunu rivayette bulunmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Urve'den, onun da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Âişe şöyle demiş: «Veda' haccı senesi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde yola çıktık; ve Umreye niyet ettik. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Kimin yanında hedy kurbanı varsa hacca Umre ile beraber niyet etsin; sonra ihramda devam ederek netîcede her ikisinin ihramından beraberce çıksın.» buyurdu. Ben, Mekke'ye hayızlı olarak vardım. Ne beyti tavaf ettim, ne de Safa ile Merve arasında Sa'y yaptım. Bunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arzettim de: «Saçını çöz, taran ve hacca niyet et! Umre'yi bırak!» buyurdu. Ben de öyle yaptım. Haccı eda ettiğimiz vakit Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekir ile Ten'îm'e gönderdi. Ve oradan Umre yaptım. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Senin kazaya kalan umrene bedet budur.» buyurdu. Artık Umreye niyet edenler beyti tavaf, Safa ve Merve arasında sa'y yaptılar. Sonra ihramdan çıktılar. Nihayet Minâ'dan döndükten sonra haccları için son bir tavaf daha yaptılar. H&ecla umreyi beraber yapanlara gelince : Onlar yalnız bir tavaf yaptılar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys rivayet etti. (Dediki): Bana, babam, dedemden rivayet etti. (Demişki): Bana Ukayl b. Hâlîd, İbni Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü'z-Zübeyr'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'den naklen rivayet ettL Âişe şöyle demiş : «Veda haccı senesi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yola çıktık. Kimimiz Umre'ye kimimiz de hacc'a niyet ettik. Mekke'ye vardığımızda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Kim Umreye niyet etti de hedy kurbanı getirmedıyse ihramdan çıksın! Kim Umreye niyet etti de hediye kurbanı getirmediyse kurbanını kesmedikçe ihramdan çıkamaz. Hacca niyet eden haccını tamamlasın! buyurdular.» Âişe (Radiyallahû anha) (sözüne devamla) şöyle demiş: «Ben hayızımı gördüm ve Arafe gününe kadar da hayızh kaldım. Yalnız Umre için niyet edebildim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ise saçımı çözmemi, taranmamı ve hacca niyet ederek umreyi bırakmamı emir buyurdu. Ben, bunu yaptım. Haccımı eda'dan sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), benimle (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekri gönderdi. Ve bana Ten'im'den (yâni) hacı olarak varıp da ihramdan çıkmadığım Umre yerimden Umre yapmamı emir buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer Zührî'den, o da Urve'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: «Veda haccı yılında Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yola çıktık. Ben umre 'ye niyet ettim. Hedy kurbanı göndermemiştim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — Kimîn yanında hedy kurbanı varsa hacda Umreye beraber niyet etsin! Sonra taa her ikisinden beraberce, ihramdan çıkıncaya kadar ihramda kalsın! buyurdu. Ben, hayzımı gördüm. Arafe gecesi girince : — Yâ Resûlallah) Ben, Umreye niyet etmiştim; haccımı ne yapacağım? dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Saçını çöz, taran, Umreyi bırak ve hacca niyet et! . buyurdular. Haccımı edâ ettiğim vakit Abdurrahmân b. Ebî Bekr'e emir buyurdu, o da beni terkisine alarak bana Ten'îm'den yâni Umremi bıraktığım yerden Umre yaptırdı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Ebî Önier rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Zühri'den, o da Urve'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yola çıktık: Sizden kîm hacc ile Umreye niyet, etmek isterse bunu yapsın. Kim yalnız hacca niyet etmek isterse etsin! Kîm de yalnız Umreye niyet etmek isterse, o da Umreye niyet etsin! buyurdu.» Âişe (Radiyallahû anha) (sözüne devamla) şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacca niyet etti. Yanında bulunan bâzı kimseler de hacca niyet ettiler. Bâzıları Umre ile hacca, bir takımları da yalnız Umreye niyet ettiler. Ben, Umreye niyet edenler arasmdaydun.» İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdetü'bnü Süleyman, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Haccetü'l-Vedâ'da Zi'l-Hicce hilâline yakın (bir günde) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber yola çıktık. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Sizden kim urnreye niyet etmek isterse, etsin! Eğer hedy kurbanı gönder meseydim ben de Umreye niyet ederdim.» buyurdu. Cemâatdan bâzıları Umreye bâzıları da hacca niyet etmişlerdi. Ben Umreye niyet edenler arasındaydım. Bu suretle yola çıkarak Mekke'ye vardık. Arafe günü bana hayızlı bulunduğum bir sırada geldi. Ama Umremden hille çıkmadım. Müteakiben bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sızlandım. O da: — «Umreni bırak, saçını çöz ve taran da hacca niyet et!» buyurdular. Ben de öyle yaptım. Hasbe gecesi olunca —ki Alfoh haccımızı tamamlamayı nasîb etmişti— Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benimle beraber (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekri gönderdi. O beni terkisine alarak Ten'ime çıkardı. (Orada) Umreye niyet ettim. Böylece Allah hem haccımızı hem Umremizi bize nasîb etti. (Hişâm Demişki): Bu haccda hedy kurbanı, sadaka ve oruç yoktu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Numeyir rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm, babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) île Zi'l-Hicce hilâline yakın yola çıktık. Yalnız hacca niyat edeceğimizi zannediyorduk. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Sizden kim Umreye niyet etmek isterse, Umreye niyet etsin...» buyurdular. Râvî hadîsi Abde hadîsi gibi rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize yine Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm, babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Âişe şöyle demiş: «Zî'l-Hicce hilâline yakın (bir günde) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) île yola çıktık. Kimimiz Umreye, kimimiz hem hacc'a hem Umreye, bâzılarımız da yalnız hacc'a niyet etmiştik. Ben, Umreye niyet edenler arasındaydım...» Râvî, hadîsi yukarki râvîlerin hadisleri gibi rivayet etmiş; şunu da söylemiştir. «Bu bâbda Urve: — Allah, Âişe'nin hacc ve Umre yapmasını takdir buyurmuş; demiş. Hîşâm ise: — Bu haccda hedy kurbanı, oruç ve sadaka yoktu; ifâdesini kullanmıştır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Ebû'l-Esved Muhammed b. Abdirrahmân b. Nevfel'den dinlediğim, onun da Urve'den, onun da Âişe (Radiyallahû anha}'dan naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum. Âişe şöyle demiş: «Veda haccı senesi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yola çıktık. Kimimiz Umreye, kimimiz hacc ile Umreye, bâzılarımız da yalnız hacca niyet etmiştik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yalnız hacca niyet etmişti. Umreye niyet edenler (onu eda ettikten sonra) ihramdan çıktılar. Yalnız hacca yahut hacc ile Umreye niyet etmiş olanlar bayram gününe kadar ihramdan çıkmadüar.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nakıd ve Zühayr b. Harb hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Amr dediki: Bize Süfyân b. Uyeyne, Abdurrahmân b. Kaasim'den, o da babasından, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Âişe şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yola çıktık. Yalnız hacca niyet edeceğimizi sanıyorduk. Şerife yahud ona yakın bir yere vardığımız zaman hayzımı gördüm. Az sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanıma girdi. Ben ağlıyordum. Hayzı kasdederek: — «Nifâs mı gördün?» diye sordu. — «Evet!» cevâbını verdim. — «Şüphesiz ki bu, Allah'ın Adem kızlarına takdir buyurduğu bir şeydir. Sen, hacıların yaptığını yap. Yalnız yıkanmadıkça beyti tavaf etme!» buyurdular. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınları nâmına sığır kurban etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Süleyman b. Ubeydillâh Ebû Eyyûb El-Gaylânî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Âmir Abdülmelik b. Amr rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülazîz b. Ebî Selemete'l-Mâcişûn, Abdurrahmân b. Kaasim'den, o da babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yola çıktık, aklımızda haccdan başka bir şey yoktu. Şerîf denilen yere gelince ben hayızımı gördüm. As sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanıma girdi. Ben, ağlıyordum. — «Niye ağlıyorsun?)» diye sordu. Ben: — «Vallahi bu sene yola çıkmamış olmayı dilerdim.» dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Sana ne oldu? Galiba hayzını gördün» dedi. Ben: — «Evet!» cevâbını verdim. — «Bu, Allah'ın Adem kızlarına takdir buyurduğu bir şeydir. Sen, hacıların yaptığını yap Yalnız temizleninceye kadar beyti tavaf etme!» buyurdular, Mekke'ye vardığımda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabına : — «Bu baccınızı Umre yapın!» buyurdu. Bunun üzerine cemâat ihramdan çıktılar. Yalnız beraberinde hedy kurbanı olanlar çıkmadılar. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Ebû Bekir, Ömer ve zenginlerin yanında hedy kurbanı vardı. (İhramdan çıkanlar) sonra Mina'ya gittiklerinde hacca niyet ettiler. Bayram günü gelince ben temizlendim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) emir buyurdu, ben de tavâf-ı ifâzamı yaptım. Bize sığır eti getirdiler: — Bu, nedir? diye sordum. — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kadınları nâmına sığır kurban etti; dediler. Hasbe gecesi olunca: — «Yâ Resûlallah! Âlem hace ve umreyle dönüyor; ben yalnız bir hacda dönüyorum.» dedim. Bunun üzerine (kardeşim) Abdurrahmân b. Ebî Bekr'e emir buyurdu, o da beni devesinin terkisine aldı. Çok iyi hatırlarım! Genç yaşta bir kadındım. Uyuklardım da yüzüm semerin ağacına çarpardı. Ten'ime vardığımızda orada âlemin yaptığı umre'ye mukaabil ben de Umreye niyetlendim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû Eyyûb EI-Gaylânî rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd, Abdurrahmân'dan, o da babasındim. o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş : «Hacca telbiye getirdik; Serîf'e vardığımız vakit ben, hayzımı gördüm. Az sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanıma girdi. Ben ağlıyordum...» Râvi, hadîsi Mâcişûn hadîsi gibi rivayet etmiştir. Yalnız Hammâd'ın hadîsinde: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Ebû Bekir, Ömer ve zenginlerin yanında hedy kurbanı vardı. Sonra (Umreden hılle çıkanlar) Minaya gittikleri vakit hacca niyet ettiler.» cümlesiyle; «Ben, genç yaşta kadındım, uyuklardım da yüzüm semerin ağacına çarpardı.» ifâdesi yoktur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İsmâîl b. Ebî Uveys rivayet etti. (Dediki): Bana, dayım Mâlik b. Enes rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Abdurrahmân b. Kaasim'den dinlediğim, onun da babasından, onun da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yalnız hacc-ı îfrâd yapmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize İshâk b. Süleyman, Eflâh b. Humeyd'den, o da Kaasim'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile hacc aylarında, hacc yerlerinde ve hacc gecelerinde hacca niyet ederek yola çıktık. Şerîf denilen yere indiğimizde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabının yanına çıkarak: — Sizden hanginizin yanında hedy kurbanı yok sa haccını Umre yapmak isterse yapsın! Beraberinde hedyi olanlar bunu yapmasın! buyurdu. Bunun üzerine beraberinde hedyi olmayanlardan bâzıları Umreye niyet etti, bâzıları da onu terk ettiler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında hedyi vardı. Ashabından vakti hâli yerinde olan bâzı kimselerin de hedyleri vardı. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benim yanıma girdi. Ben ağlıyordum. — Neye ağlıyorsun? diye sordu. Ben: — Ashabına söylediklerini işittim, umreyi de duydum. (Hâlbuki ben, Umreden mahrumum) dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : —Nen var? diye sordu. — Namaz kılamıyorum! dedim. — O' sana zarar etmez. Sen, haccında dâim ol! Umulur ki Allah onu sana nasîb edecektir. Sen, benât-i Âdem'den birisin. Allah onlara neyi takdir buyurduysa, sana da onu takdir etmiştir; buyurdu. Bunun üzerine haccıma devamla yola çıktım. Mina'ya indiğimiz vakit temizlendim. Sonra beyti tavaf ettik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), El-Muhassab denilen yere indi. Ve Abdurrahman b. Ebî Bekr'i çağırarak: — Kız kardeşini haremden çıkar da Umreye niyet etsin, sonra beyti tavaf eylesin! Ben, sizi burada bekleyeceğim; Dedi. Biz de (Ten'îm'e) çıktık, (orada Umreye) niyetlendim. Sonra beyti ve Safa ile Merve'yi tavaf ettim. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına geldik gece yarısı, konakladığı yerde duruyordu. Bana : — Bitirdin mi? diye sordu. — Evet; cevâbını verdim. Bunun üzerine ashabına hareket emrini verdi. Yola çıktı, (Mekke'ye varınca) evvelâ beyt-i şerife uğrayarak sabah namazından önce onu tavaf etti. Bil'âhara Medine'ye (müteveccihen) yola çıktı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Yahya b. Eyyûb rivayet etti. (Dediki): Bize Abbâd b. Abbâd El-Mühellebî rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Kaasim b. Muhammed'den, o da Ümmü'l-Müminîn Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe (Radiyallahû anha) ; «Kimimiz yalnız hacca niyet ettik, bâzılarımız kıran, bâzılarımız da temettü' yaptı.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ubeydullah b. Ömer, Kaasim b. Muhammed'den naklen haber verdi. Kaasim: «Âişe hacca niyet etmiş olarak geldi.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ubeydullah b. Meslete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman yâni İbni Bilâl, Yahyâ yâni İbni Saîd'den, o da Amra'dan naklen rivayet eyledi. Amra şöyle demiş: Ben, Âişe 'yi şunu söylerken işittim: «Resûlulfah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Zî'l-Kaadenin yirmibeşinde yolo çıktık Yalnız hacc yapılacak sanıyorduk. Mekke'ye yaklaştığımız vakit Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanlarında hedy olmayanlara beyti tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'yi îfâ ettikten sonra ihramdan çıkmalarını emir buyurdu.» Âişe (Radiyallahu anha) (sözüne devamla) (Dediki): «Bayram günü bize sığır eti getirdiler. Ben : — Bu nedir? dedim. — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zevceleri nâmına kurban kesti; dediler.» Râvî Yahya demiş ki: «Ben, bu hadîsi Kaasim b. Muhammed'e andım da : — Vallahi Âişe, hadîsi sana olduğu gibi söylemiş; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdüivahhâb rivayet etti. (Dediki): Yahya b. Saîd'i şöyle derken işittim : Bana, Amra haber verdi, o da Âişe (Radiyallahu anhaj'dan işitmiş. H. Bize, bu hadîsi İbni Ebi Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Yahya'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet eyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Uleyye, İbni Avn'dau, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Ümmü'l-Mü'münîn'den naklen rivayet etti. H. Bir de Kaasim'den, o da Ümmü'l-Muminîn'den naklen rivayet etti ki, Ümmü'l-Mü'minîn (Âîşe) şunları söylemiş «Dedim ki : Yâ Resûlallah! Âlem memleketlerine iki ibâdetle dönüyor, bense bir ibâdetle dönüyorum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Bekle de temizlendiğin vakit Ten'îme çık, oradan ihrama gir! Sonra bizi filân yerde bul! —Râvî: Zannederim yârın; buyurmuş, dedi.— Lâkin bu Umre, senin katlanacağın meşakkate göredir. —Yahut: Senin nafakana göredir.— buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiyy, İbni Avn'dan, o da Kaasim ile İbrahim'den naklen rivayet etti ve: «Bunların hadîslerini birbirinden ayıramıyorum.» dedi. Ümmü'l-Mü'mînîn (Âişe) (Radiyallahu anha) : «Yâ Resûlallah! Âlem iki ibâdetle memleketlerine dönüyor...» demiş. Ravi, hadîsi bu şekilde rivayet etmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrâhîm rivayet ettiler. Züheyr (Bize rivayet etti.), İshâk ise (Bize haber verdi) tâbirlerini kullandılar. İshâk dediki: Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe (Radiyallahu anha) 'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş; «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yola çıktık. Yalaız hacc yapılacak sanıyorduk. Mekke'ye vardığımızda beyti tavaf ettik. Müteakiben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — Hedy kurbanı getirmeyenlerin ihramdan çıkmasını emir buyurdu. Bunun üzerine hedy getirmeyenler ihramdan çıktılar. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevceleri de hedy getirmemişlerdi. Onlar da ihramdan çıktılar.» Âişe (Radiyallahû anha) (sözüne devamla) demiş ki: «Ben, hayız gördüm de beyti tavaf edemedim. Hasbe gecesi olunca: — Yâ Resûlallah! Âlem Umre ve hacc ile dönüyor; bense yalnız hacc ile dönüyorum; dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Sen, Mekkee'ye geldiğimiz gecelerde tavaf etmedin miydi? diye sordu. Ben: — Hayır! cevâbını verdim. — Öyle ise kardeşinle Ten'im'e git de Umreye niyetlen! Sonra buluşacağımız yer filân yerdir; buyurdular.» Safiyye: «Zannederim sizi ancak ben alıkoyacağım.» dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — «Allah hayırım versin! Sen bayram günü tavaf etmedinmiydi?» diye sordu. Safiyye (Radiyallahu anha) : — «Hay hay ettimdi.» cevâbını verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Zararı yok, dön!» buyurdular. Âişe (Radiyallahû anha) demişki: «Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye girerken, ben de oradan çıkarken —yahut ben Mekke'ye girerken; o da oradan çıkarken— bana rastladı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadîsi Süveyd b. Saîd dahî Aliyyü'bnü Müshir'den, o da A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet eyledi. Âişe: «Telbiye getirerek Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yola çıktık: hacc ve Umre hatırımıza gelmiyordu...» demiş. Râvî bu hadîsi Mansûr hadîsi mânâsında rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. el-Müsennâ ve İbni Beşşâr hep birden Gunder'den rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Aliyyü'bnü Hüseyn'den, o da Âişe'nin âzâdlısı Zekvân'dan, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zi'l hicce'nin dördünde veya beşinde öfkeli bir halde gelerek yanıma girdi. — Seni kim kızdırdı yâ Resulâllah! Allah onu cehenneme atsın! dedim. — Duymadın mı? Bu adamlara bir emir verdim; bir de baktım tereddüd ediyorlar!.. —burada Hakemi zannederim (galiba tereddüd ediyorlar) buyurmuş; Demiş — Geride bıraktığım şu vak'a tekrar karşıma çıksa, yanımda hedy getirmez; onu satın alırdım. Sonra bunların çıktığı gibi ihramdan çıkardım.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadisi Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den rivayet etti. (O da) Aliyyü'bnü Hüseyn'i Zekvân'dan, o da Aişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet ederken dinlemiş. Âişe : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zi'l-hiccenin dördünde veya beşinde geldi...» demiş. Ravi, Gunder hadîsi gibi rivayette bulunmuş; yalnız Hakem'in «tereddüt ediyorlar» cümlesindeki şekkini anmamıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hâtim rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Tâvûs, babasından, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet eyledi, ki Âişe Umreye niyet ederek (Mekke'ye) gelmiş; fakat henüz Beyti tavaf etmeden hayz görmüş; müteakiben hacca niyet ederek (tavaftan başkâ) bütün hacc fiillerini ifâ etmiş. Nefr günü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine : «Bu tavafın hem haccına hem de Umrene kâfidir.» buyurmuş. Âişe bunu kabul etmemiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de kendisini Abdurrahmân ile Tcn'îm'e göndermiş; ve —hacedan sonra— orada umreye niyet etmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Hasen b. Aliy el-Hulvânî rivayet etti. (Dediki): Bize Zeydü'bnü Hubâb rivayet etti. (Dediki): Bana İbrahim b, Nâfî' rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Ebi Necîh, Mücâhid'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen rivayet etti. Âişe Şerif de hayz görmüş; ve Arafât'da temizlenmiş. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: «Safa île Merve arasında tevâf yapman, sana hem haccın hem Umren için kâfidir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Habib El-Hârisi rivayet etti. (Dediki) Bize Hâlid b. Haris rivayet etti. (Dediki): Bize Kurre rîvâyet etti. (Dediki): Bize Abdülhamîd b. Cübeyr b. Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Safiyye binti Şeybe rivayet eyledi. Dediki: Âişe (Radiyallahu anha) — Yâ Resûlâllah! Başkaları iki ecirle dönerken ben bir ecirlemi döneceğim? dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Abdurrahmân b. Ebi Bekr'e onu Ten'îm'e götürmesini emir buyurdu. Âişe (Radiyallahû anha) bunu şöyle anlattı: «Kardeşim beni devesinin üzerinde terkisine aldı. Ben baş örtümü kaldırarak boynumu açmağa başladım. Abdurrahmân deveyi sürdüğü çubukla ayağıma vurdu. Ona : — (Burada) bir kimse görüyor musun? dedim. Hâsılı Umreye niyetlendim. Sonra dönüp geldik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) el-Muhassab'da iken yanına vardık. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İbni Numeyr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân, Amr'dan rivayet etti. O'na da Amr b. Evs haber vermiş. (Demişki): Bana Abdurrahman b. Ebî Bekr haber verdi kî, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Âişe'yi terkisine alarak Ten'îm'den Umre yaptırmasını kendisine emir buyurmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetu'bnü Saîd ile Muhammed b. Rumh hep birden Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. Kuteybe (Dediki): Bize Leys, Ebû'z-Zübeyir'den, o da Câbir (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi. Câbir şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte biz haec-ı ifrâda; Âişe (Radiyallahü anha) ise Umreye niyet ederek (Mekke'ye) geldik. Şerife vardığımızda Âişe hayzını gördü. Mekke'ye gelince biz, Kabe'yi ve Safa ile Merve arasını tavaf ettik. Resulullah ((Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yanında Hedy bulunmayanlarımıza ihramdan çıkmamızı emir buyurdu. — «Bize ne helâl olacak?» dedik; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Ihrâmlıya haram olan her şey!» buyurdular. Bunun üzerine kadınlarla cima' ettik, güzel kokular süründük ve elbisemizi giydik. Arafe günüyle aramızda ancak dört gece vardı. Senra terviye günü tekrar hacca niyet ettik. Bundan sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Âişe (Radiyallahu anha)'nın yanına girdi. Âişe ağlıyordu. Ona: — «Hâlin nedir?» diye sordu. Âişe: — «Hâlim hayız görmüş olmamdır; başkaları ihramdan çıktı, ben çıkamadım; beyti de tavaf edemedim. Âlem şimdi hacca gidiyorlar.» dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem). — Bu, Allah'ın, Âdem kızlarına tekdir buyurduğu bîr şeydir. Yıkan sonra hacca niyet et!» buyurdular. Âişe de öyle yaptı. Ve bütün vakfe yerlerinde durdu. Temizlendiği vakit Kabe'yi ve Safa ile Merve'yi tavaf etti. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Haccınla Umrenin ikisinden beraberce hille çıktın.»buyurdu. Âişe: — «Yâ Resûlullah! Ben, içimden hacca gidip, beyti tavaf etmediğimi hissediyorum» dedi. Nebi — «Öyle ise yâ Abdirrahmân! Bunu götür de Ten'îmden Umre yaptır!» buyurdular. Bu vak'a Hasbe gecesi olmuştu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Muhammed b. Hatim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. İbni Hatim (Haddesenâ), Abd (Ahberamâ) tâbirlerini kullandılar. Abd (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi, o da Câbir b. Abdillâh (Radiyallahû anhüma)'yı şunu söylerken işitmiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Âişe (Radiyallahû anha)'nın yanına girdi, Âişe ağlıyordu...» Râvî, hadîsi sonuna kadar Leys hadisi gibi rivayet etmiş, fakat bundan önce Leys hadîsinden bir şey söylememiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû Gassân El-Mismaî rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz yâni İlmi Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Matar'dan, o da Ebû'z-Zübeyir'den, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen rivayet eyledi ki «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ın haccında Âişe (Radiyallahû anha) Umre'ye niyet etmiş...» Râvi bu hadîsi Leys hadîsi mânâsında rivayet etmiş. Şunu da ziyâde eylemiştir: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüksek ahlâklı bir zât idi. Âişe bir şey arzu etti mi onun arzusunu yerine getirirdi. Bu sebeple onu Abdurrahman b. Ebî Bekir'le gönderdi de Ten'îm'den Umre yaptı.» Matar demiş ki: «Ebû'z-Zübeyir : — Âişe haccettiği vakit Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) i\e beraber bulunduğu haccda nasıl yaptıysa öyle yapardı; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyir rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyir, Câbir (Radiyallahu anh) dan naklen rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyir'den, o da Câbir (Radiyalîahü anh)'dan naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş: Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacca niyet ederek yola çıktık. Yanımızda kadınlarla çocuklar da vardı. Mekke'ye varınca beyti ve Safa ile Merve'yi tavaf ettik. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bize : — «Yanında hedy olmayan ihramdan çıksın.» buyurdu. Biz: — «Bize hangi şey helâldir?» diye sorduk; — «H«r ş«y helaldır.» buyurdu. Bunun üzerine kadınlarla cima' ettik, elbisemizi giydik ve koku süründük. Terviye günü gelince hacca niyet ettik. Bize Safa ile Merve arasında yaptığımız ilk tavaf kâfi geldi. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) deve ile sığırda müşterek olmamızı emir buyurdu. Bizden her yedi kişi bir devede müşterek olacaktı. İzah 1216 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hâtîm rivayet etti. (Dediki):Bize Yahya b. Saîd, îbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû'z-Zübeyir, Câbir b. Abdillâh (Radiyallahu anhuma)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: «İhramdan çıktığımız vakit Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mina'ya müteveccihen hareket ettiğimizde (tekrar] ihrama girmemizi emir buyurdu. Biz de Ebtah'da ihrama girdik.» İzah 1216 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana (yine) Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Vahyâ b. Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. H. Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ebû'z-Zübeyir haber verdi. Kendisi, Câbir b. Abdillâh (Radiyallahu anh)'ı: «Gerek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gerekse ashabı Safa ile Merve arasında bir tavaf dan başka tavaf yapmadılar.» derken işitmiş. Muhammed b, Bekr, kendi rivayetinde: «İlk tavafından başka» kaydını ziyâde etmiştir. İzah 1216 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana (yine) Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ata' haber verdi. (Dediki): Câbir b. Abdillâh (Radiyallahû anhüma)'yi yânımda bulunan bâzı kimseler içinde şunu söylerken işittim: «Biz, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı yalnız hacca niyet ettik.» Atâ' demiş ki: Câbir şunu söyledi: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Zi'l-Hicce'nin dördüncü sabahı gelerek ihramdan çıkmamızı bize emir buyurdu.» Yine Atâ' şöyle demiş: «Câbir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : —İhramdan çıkın da kadınlarınızla cima' edin ! buyurdular; dedi.» Atâ' şunu da söylemiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabına (kadınlarla cima' etmeyi) kat'î olarak emir buyurmamış, lâkin kadınları, onlara helâl kılmıştır.» (Hz. Câbir sözüne şöyle devam etmiş) : «Biz: — Arafe ile aramızda ancak beş gece kalmışken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınlarımızla cima' etmeyi, sonra zekerlerimizden meni damlayarak Arafat'a gelmemizi bize emir buyurdu? dedik.» Câbir (bunu söylerken) eliyle işaret ederek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda ayağa kalktı, diye işaret etti. Elini hareket ettirerek yaptığı işareti hâlâ görür gibiyim. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: — Bilirsiniz ki ben, sizin Allah'dan en ziyâde korkanınız, en doğru söyleyeniniz ve en iyinizim. Yanımda hediyim olmasaydı mutlaka ben de sizin çıktığınız gibi ihramdan çıkardım. Arkamda bıraktığım şu iş bir daha önüme çıksaydı yanımda hedy getirmezdim. Öyle ise ihramdan çıkın! (Câbir dediki) : «Bunun üzerine hemen ihramdan çıktık (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emrini dinledik ve itaat ettik.» Atâ' diyor ki: Câbir şunları söyledi. «Az sonra Ali vergi toplamaktan geldi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: — Neye niyet ettin? diye sordu. Ali: — Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) neye niyetlendiyse ben de ona niyet ettim; cevâbını verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona : — Hedy gönder ve İhrâmlı olarak bekle! buyurdu. Alî, ona bir hedy kurbanı verdi. Bunun üzerine Sürâkatü'bnü Mâlik b. Cu'şum: — Yâ Resûlallah! Bu iş, yalnız bu seneye mi mahsûs, yoksa ebediyen devam edecek mi? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Ebediyen devam edecek! buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bana, babam rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülmelik b. Ebî Süleyman, Atâ'dan, o da Cabir b. Abdillâh (Radiyallahu anhuma) 'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacca niyet ettik. Medine'ye varınca ihramdan çıkmamızı ve haccımızi Umreye tebdîl etmemizi emir buyurdu. Bu bize ağır geldi. Bu sebeple içimiz sıkıldı. Oysa ki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duymuş. Bu hususta semâdan bir şey mi nazil oldu yoksa insanlar tarafından mı haber verildi? bilmiyoruz. Bunun üzerine: — «Ey cemâat! İhramdan çıkın! Yanımdaki hedy olmasaydı, ben de sizin yaptığınız gibi yapacaktım.» buyurdular. Hemen ihramdan çıktık. Hattâ kadınlarla cima bile ettik. ve ihrâmsız bir kimsenin yaptığı her şeyi yaptık. Terviye günü gelip de Mekke'yi arkada bıraktığımız vakit hacca niyet ettik

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Nuaym rivayet etti. (Dediki): Bize Mûsâ b. Nâfi' rivayet etti. (Dediki): Terviye'den dört gün evvel Umreye niyet ederek Mekke'ye geldim. Hacılar bana: — «Şimdi senin haccın Mekke usûlü oluyor.» dediler. Bunun üzerine Atâ' b. Ebî Rabâh'ın yanına girerek, ondan fetva istedim. Atâ' şunları söyledi: «Bana, Câbir b. Abdillâh El-Ensârî (Radiyallahû anhüma) rivayet etti ki, kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde hedy götürdüğü sene onunla birlikte haccetmiş. Hacc-ı ifrâda niyet etmişler, sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — Bu ihrâmınızdan çıkın da beyti ve Safa ile Merveyi tavaf edin! Saçınızı kestirin! (Böylece) ihramsız olarak durun, Terviye günü geldimi hacce niyet edin! (Evvelce) niyet ettiğinizi müt'a yapın! buyurdular. Ashâb: — Biz, hacca niyet etmişken, onu nasıl müt'a yapabiliriz? dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Size emrettiğimi yapın! Eğer ben hedy getirmemiş olsaydım mutlaka size emrettiğim gibi yapardım. Lâkin hedy yerini buluncaya kadar haram olan bir şeyi yapmak, bana helâl değildir; buyurdular. Bunun üzerine ashâb da emrolundukları şeyi yaptılar.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Ma'mer b. Rib'î EI-Kaysî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hişâm, Muğiratü'bnü Selemete'l-Mahzûmî'den, o da Ebû Avâne'den, o da Ebû Bişr'den, o da Atâ' b. Ebî Rabâh'dan, o da Câbir b. Abdillâh (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet eyledi. Câbir şöyle demiş: — Resûlûllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacca niyet ederek (Mekke'ye) geldik de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bu haccı. Umre yapmamızı ve ihramdan çıkmamızı bize emir buyurdu. Onun yanında hedy kurbanı vardı. Bu sebeple haccını, Umre'ye tebdil edemedi.» İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Katâde'yi, Ebû Nadra'dan naklen rivayet ederken dinledim. Ebû Nadra şöyle demiş: İbni Abbâs, müt'ayi emir; İbni'z-Zübeyir ise nehyederdi. Ben, bunu Câbir b. Abdillâh'a anlattım da Câbir: «Bu hadîs, benim huzurumda deveran etti. Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte müt'a yaptık. Ömer hilâfete geçince: — «Şüphesiz ki Allah, Resulüne dileğini helâl kılar ve şüphesiz ki Kur'ân yerli yerince nazil olmuştur. Siz, Allah için hacc ve Umreyi Allah'ın emrettiği vecihle tamamlayın! Bu kadınlarla müt'a yapmayı kesin! Şayet bana bîr müddet için bir kadını nikâh eden bir adam getirirlerse, onu mutlaka taşlarla recmederim! dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana, bu hadîsi Züheyir b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet, etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde bu isnâdla rivayette bulundu. Bu hadîsde o, şunu da söyledi ; «Siz, hocanızı umrenizden ayırın! Çünkü (bu şekilde hareket) haccınız için daha mükemmel, Umreniz İçin daha tamam olur.» İzah bir sonraki sayfada

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Halef b. Hişâm ile Ebû'r-Rabî' ve Kuteybe hep birden Hammâd'dan rivayet ettiler. Halef (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan rivayet etti. (Demişki): Ben, Mücâhid'i, Câbir b. Abdillâh (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet ederken dinledim. Câbir şöyle dedi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacc için: — «Lebbeyk: diyerek (Mekke'ye) geldik de bize, bu haccı umreye çevirmemizi emir buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ömer b. Hafs b. Gıyâs rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ca'fer b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): «Câbir b. Ahdiillâh'a giderek Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haccını sordum...» Râvî, hadisi Hatim b. İsmail'in hadisi gibi rivayet etmiş, şunu da ziyâde eylemiştir: «Câhiliyet devrinde Arapları Ebû Seyyare çıplak bir merkep üzerinde sevk ederdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müzdelife'den Meşar'i Harâm'a geçince Kureyş orada kalacağında ve menzilinin orası olacağında şüphe etmediler. Hâlbuki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oraya sapmadan geçti. Taa Arafat'a vardığı vakit hayvanından indi.» Bura’ya kadar ki bölüm’ün izah’ı için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrâhîm hep birden Hâtîm'den rivayet ettiler. Ebû Bekir dedi kî: Bize Hâtim b. İsmail El-Medenî, Ca'fer b. Muhammed'den, o da babasından naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Cabir b. Abdillâh'ın yanına girdik. Girenlerin kimler olduğunu sordu. Sıra bana gelince: — «Ben: Muhammed b. Alî b. Hüseyin'im» dedim. Bunun üzerine eliyle başıma uzanarak üst düğmemi çıkardı. Sonra alt düğmemi de çıkardı. Sonra avucunu memelerimin arasına koydu. Ben, o zaman genç bir çocuktum. (Bana) : — «Hoş geldin kardeşim oğlu! Dilediğini sor.» dedi. Ben de sordum. Kendisi â'mâ idi. Namaz vakti gelince bir dokumaya sarınarak (namaza) kalktı. Dokuma küçük olduğu için omuzlarına koydukça iki tarafı geriye dönüyordu. Cübbesi de yanıbaşında askıda duruyordu. Bize namazı kıldırdı. Müteakiben (kendisine) : — «Bana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haccını haber ver.» dedim; Câbir eliyle dokuz işareti yaparak: «Şüphesiz ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) haccetmeden dokuz sene durdu, sonra onuncu sene kendisinin haccedeceğini halka bildirdi. Bunun üzerine Medine'ye birçok insan geldi. Bunların hepsi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e uymanın çâresini arıyor, onun ameli gibi amelde bulunmak istiyorlardı. Derken onunla birlikte yola çıktık. Zü'I-Huleyfe'ye varınca Esma binti Umeys, Muhamnıed b. Ebî Bekri doğurdu da, ben ne yapacağım diye Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e haber gönderdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ona: — Yıkan da bir elbise ile kuşak sarın ve ihrama gir! cevâbını verdi. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (oradaki) mescidde namaz kıldı, sonra Kasvâ'ya bindi, devesi kendisini Beydâ düzüne çıkardığı vakit onun önünde gözümün görebildiği kadar binekli ve yayalı gördüm. Bir o kadar sağında, bir o kadar solunda; bir o kadar da arkasında vardı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda bulunuyordu. Kur'ân ona iniyor; te'vîlini de o biliyordu. O ne yaparsa biz de onu yapıyorduk. Derken tevhidle gürledi: — Tekrar tekrar icabet sana yâ Rabbî! Tekrar icabet sanal. Tekrar icabet sana, senin şerikin yoktur, tekrar icabet sana!.. Hiç şüphe yoktur ki hamd ve nîmet sana mahsûstur; mölk de senindir; senin şerikin yoktur!.. Halk hâlen getirmekte olduğu telbiyeyi getirdiler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bundan dolayı kendilerine bir şey demedi. O, kendi telbiyesine devam etti. (O sıralarda) biz ancak hacca niyet ediyor; Umreyi bilmiyorduk. Onunla birlikte Kabe'ye varınca rüknü istilâm buyurdu ve üç tur hızlı, dört de (âdi) yürüyüşle tavaf yaptı. Sonra İbrahim (Aleyhisselâm)'ın makaamına ulaşarak: — (İbrahim'in makaamından namazgah ittihaz edin!..) [ Bakara 125 ] âyetini okudu. Makaam-ı, kendisiyle Beyt-i şerif arasına aldı. —Babam, onun kıldığı iki rek'at namazda İhlâs ile Kâfirûn sûrelerini okurduğunu söylerdi. Bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmeden söyleyeceğini hiç zannetmem. Sonra yine rükne dönerek onu istilâm buyurdu. Sonra (Safa) kapı (sın) dan Safâ'ya çıktı. Safâ'ya yaklaşınca : (Şüphesiz ki Safa ile Merve, Allah'ın şeâirindendirler.)[ Bakara 158 ] âyet-i kerîmesini okudu ve: — Allah'ın başladığından başlıyorum; diyerek Safa'dan başladı, onun üzerine çıktı; Beyt-i şerifi görünce kıbleye döndü Allah'ı tevhid eyledi ve ona tekbîr getirdi; — Bir tek Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. Onun şeriki yoktur. Mülk onundur, hamd de ona mahsûstur. Hem o, her şey'e kaadirdır! Bir tek Allah'dan başka ilâh yoktur. Vaadini yerine getirdi; kulunu muzaffer kıldı. Yalnız başına bütün hizipleri bozguna uğrattı; dedi. Bu arada dua okudu ve söylediklerinin mislini üç defa tekrarladı. Sonra Merve'ye indi. Ayakları, vadinin ortasına indiği vakit hızlıca yürüdü. Ayakları vadiden çıkınca mûtâd yürüyüşüne devam etti. Nihayet Merve'ye geldi. Merve'de dahî Safâ'da yaptığı gioi hareket etti. Merve üzerinde son tavafını yaparken: — Arkamda bıraktığım iş tekrar karşıma çıksaydı hedyi getirmez bu haccı, Umre yapardım. İmdi sizden hanginizin yanında hedy yoksa hemen ihramdan çıksın ve haccını Umreye çevirsin! buyurdu. Bunun üzerine Sürâkatü'bnü Mâlik b. Cu'şum ayağa kalkarak: — Yâ Resûlallah! Bu iş, bizim bu senemize mi mahsûs, yoksa ilelebet devam edecek mi? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) parmaklarını birbirine kenetledi ve üç defâ: — Umre, hacca dâhil olmuştur, hayır, ebedî olarak devam edecektir! buyurdu. Alî (Radiyallahu anh), Yemen'den Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in develerini getirdi, Fâtıme (Radiyallahu anha)'yı da ihramdan çıkanlar meyânında buldu. Fâtıme boyalı esvâb giymiş ve sürme çekinmişti. Alî, onun bu yaptığını beğenmediyse de Fâtime: — Bunu, bana babam emretti! dedi. Hz. Ali, Irak'ta iken şöyle derdi: — Bunun üzerine ben Fâtıme'yi bu yaptığından dolayı, azarlatmak ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nâmına söylediklerini sormak için Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gittim; Fâtıme'nin yaptıklarını beğenmediğimi ona haber verdim de: (Doğru söylemiş. Doğru söylemiş. Sen, hacc'a niyetlenirken ne dedin?) buyurdu. Ben : (Yâ Rabbî! Resulün neye niyetlendiyse, ben de ona niyet ettim.) cevâbını verdim. (Benim yanımda hedy'im var. Sen ihram'dan çıkma!) buyurdular. Hz. Alî'nin Yemen'den getirdikleri ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde getirdikleri hedy kurbanlar yüz adettiler. Derken cemâatin hepsi ihram'dan çıkıp, saçlarını kısalttılar. Yalnız Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yanlarında hedy bulunanlar müstesna idi. Terviye günü gelince Mina'ya müteveccihen hareket ettiler ve hacc'a niyetlendiler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayvanına binmişti. Mina'da öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını kıldı. Sonra güneş doğuncaya kadar biraz durdu. Ve kendisine Nemira denilen yere kıldan bir çadır kurulmasını emir buyurdu. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yola revân oldu. Kureyş kendilerinin câhiliyet devrinde yaptıkları gibi onun da Meş'ari Haram'da duracağında şüphe etmiyorlardı. Hâlbuki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o yeri geçerek Arafat'a Vardı. Ve Nemira denilen yerde Çadırının kurulduğunu görerek, oraya indi. Güneş zevale inince Kasvâ'nın hazırlanmasını emir buyurdu ve hayvana semer vuruldu. Müteakiben Urane vârisine geldi ve cemaata hutbe okuyarak şöyle buyurdu: — Şüphesiz ki sizin kanlarınız ve mallarınız şu beldenizde, şu ayınızda, şu gününüzün hürmeti gibi birbirinize haramdır. Dikkat edin! Câhiliyet umuruna âid her şey ayaklarımın altına konmuştur. Câhiliyet devrinin kan dâvâları sakıttır. Bize âit olan kan dâvalarından ilk Iskaat ettiğim dâva ibni Rabîate'bnİ'l-Hâris'in kan davasıdır. Ibni Rabîa, Benî Sa'd kabîlesînde süt anadaydı. Onu Hüzeyil kabilesi öldürdü. Câhiliyet devrinin ribâsı da sakıttır. İlk ıskaat ettiğim ribâ bizim (yâni) Abbâs b. Abdilmuttalib'in ribâsıdır. Bu ribânın hepsi muhakkak sakıttır. Kadınlar hakkında Allah'dan korkun. Çünkü siz, onları Allah'ın emânıyla aldınız ve onları Allah'ın kelimesiyle kendinize helâl kıldınız. Döşeklerinize, sevmediğiniz bîr kimseye ayak bastırmamaları sizin, onlar üzerindeki hakkınızdır. Bunu yaparlarsa, onları zarar vermemek şartıyla dövün. Onların sizin üzerinizdeki hakkı da, yiyeceklerini ve giyeceklerini mâruf şekilde vermenizdir. Sîze öyle bir şey bıraktım ki ona sımsıkı sarılırsanız bir daha asla sapmazsınız. Size Kitâbullah'ı bıraktım. Size, ben sorulacağım, acaba ne diyeceksiniz? Ashâb: — Risâletini tebliğ, vazifeni edâ ve nasîhatta bulunduğuna şehâdet ederiz; dediler. Bunun üzerine şehâdet parmağını semâya kaldırıp onunla insanlara işaret ederek: — Üç defa: Yâ Rab! Şahid ol! Ya Rab! Şâhid ol I buyurdular. Sonra ezan okuyup ikaamet getirerek öğle namazını kıldı. Sonra ikaamet getirerek ikindiyi de kıldı. Bunların arasında başka namaz kılmadı. Bundan sonra hayvanına binerek vakfe yerine geldi. Devesi Kasvâ'nın göğsünü kayalara çevirdi. Yayalıların toplandığı yeri önüne aldı ve kıbleye döndü. Artık güneş kavuşuncaya kadar vakfe hâlinde kaldı. Güneşin sarılığı biraz gitmişti. Nihayet bütün cirmi kayboldu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Usâme'yi arkasına aldı ve yola revân oldu. Kasva'nın yularını o kadar kasmıştı ki, nerdeyse başı, semerinin altındaki deriye çarpıyordu. Sağ eliyle de: — Ey cemâat! Sükûneti muhafaza edin, sükûneti! diye işaret buyuruyordu. Kum tepeciklerinden birine geldikçe hayvanın dizginini, düze çıkıncaya kadar biraz gevşetiyordu. Nihayet Müzdelife'ye vardı ve orada akşamla yatsıyı bir ezan iki kaametle kıldı. Aralarında hiç bir nafile namaz kılmadı. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fecir doğuncaya kadar uzandı. Sabah aydınlanınca bir ezan ve bir kaametle sabah namazını kıldı. Sonra Kasva'ya binerek Meş'ar-i Harâm'a geldi. Kıbleye karşı dönerek Allah'a duâ etti, tekbîr getirdi, tehlîl ve tevhidde bulundu. Ve ortalık cidden aydınlayıncaya kadar vakfeye devam etti, Müteakiben güneş doğmadan yola revân oldu. Terkisine de Fadl b. Abbâs'ı aldı. Fadl saçı güzel, beyaz ve yakışıklı bir zâtdı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yola çıkınca yanından koşarak, bir takım kadınlar geçtiler. Fadl onlara bakmaya başladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) elini Fadl'ın yüzüne koydu. Fadl da yüzünü öbür tarafa çevirerek bakmağa başladı. Bu sefer Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de elini öbür tarafa çevirerek Fadl'ın yüzüne kapadı, Fadl yüzünü öbür tarafa çevirerek bakıyordu. Nihayet batn i muhassire vardı ve hayvanı biraz sürdü. Sonra büyük cemreye çıkan orta yolu tuttu. Nihayet ağacın yanındaki cemreye vardı. Oraya, yedi ufak taş attı. Bunlar, atılan ufak taşlar gibiydi. Onları vadinin içinden attı. Her birini atarken tekbir getiriyordu. Bilâhara kurban yerine giderek kendi eliyle altmış üç deve boğazladı. Sonra (bıçağı) Ali'ye verdi. Geri kalanını da o boğazladı. Ve Atî'yi hedyine müşterek yaptı. Sonra her deveden bir parça alınmasını emir buyurdu. Bunlar bir çömleğe konarak pişirildi. İkisi de develerin etinden yeyip, çorbasından içtiler. Ondan sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oradan sökün ederek Beyti Şerife gitti. (Tavâfi müteakip) Mekke'de öğle namazını kıldı. Arkasından zemzem sâkiliği yapan Benî Abdilmuttalib'e gitti. Ve onlara: — «Ey Abdilmuttalib oğulları! Suyu çıkarın! Su çıkarmanız hususunda başkalarının size galebe çalacağından endîşe etmesem, ben de sizinle beraber çıkarırdım; buyurdu. Onlar da kendisine bir kova su takdim ettiler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sudan içti.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ömer b. Hafs b. Gıyâs rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Ca'fer'den rivayet etti. (Demişki) Bana, babam, Câbir'den bu husustaki hadîsinden naklen rivayet ettiki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Ben, şurada kurban kestim. Miına'nın her tarafı, kurban yeridir. Binâenaleyh siz konakladığınız yerlerde kurban kesin! Ben şurada vakfe yaptım. Arafat'ın her tarafı vakfe yeridir. Ben, şurada da vakfe yaptım. Müzdelife'nin her tarafı vakfe yeridir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshak b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Adem haber verdi. (Dediki): Bize Süfyân, Cafer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Câbir b. Abdillâh (Radjyallahû anhüma)'dan naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Mekke'ye vardığında Hacer-i Esved'e giderek onu öpmüş sonra sağından yürüyerek üç defâ ramel ile dört turda da adî yürüyüşle yürüyerek tavaf yapmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet «tti. (Dediki): Bize Ebû Muâvtye, Hişâm b. Urve'den, o da babasından o da vÂişe (Radiyallahu anha)'dân naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: «Kureyş İle onların dîninde bulunanlar Müzdelife'do vakfe yaparlardı. Kendilerine Hums denilirdi. Sâir arap kabileleri ise Arafât'fa vakfe yaparlardı. İslâm gelince Allah (Azze ve Celle), Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Arafâta giderek orada vakfe yapmasını, sonra oradan akın etmesini emîr buyurdu. Bu da Teâlâ Hazretlerinin: (Sonra sîz de başka insanların akın ettiği yerden âkın edin [ Bakara 199 ] âyet-i kerimesidir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm, babasından rivayet etti. (Demişki): Humus müstesna, bütün Araplar Beyti çıplak olarak tavaf ederlerdi. Humus, Kureyş kabilesiyle unların çocuklarıdır. Arap kabileleri çıplak tavaf ederlerdi. Meğer ki, Humus onlara elbise vermiş olsun. Erkekler, erkeklere; kadınlar da kadınlara elbise verirlerdi. Humus kabilesi Müzdelife'den çıkmazlardı. Sâir insanların hepsi Arafat'a ulaşırlardı. Hişâm demiş ki: Bana, babam, Âişe (Radiyallahu anha)'dan rivayet etti ki, şunu söylemiş: «Humus kabilesi, haklarında Allah (Azze ve Celle)'nin (sonra sîz de başka İnsanların akın ettiği yerden akın edin!» âyeti kerîmesini indirdiği kimselerdir. Başka insanlar Arafat'tan, Humus ise Müzdelife'den akın ederler: — Biz ancak Harem'den akın ederiz! derlerdi, (siz de başka insanların akın ettiği yerden akın edin!) âyet-i kerîmesi inince Arafat'a döndüler.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd hep birden ibni Uyeyne'den rivayet ettiler. Amr (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dan rivayet etti. O da Muhammed b. Cübeyir b. Mut'im'i babası Cübeyir b. Mut'im'den naklen rivayet ederken dinlemiş. Cübeyir şöyle demiş: Bir devemi kaybettim de Arafe günü onu aramağa gittim ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i halkla birlikte Arafat'ta vakfe hâlinde gördüm. Bunun üzerine; — «Vallahi bu, Hums'tandır; onun burada ne işi var?» dedim. Kureyş, Hums'tan sayılırdı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Îbnül-Müsennâ (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bizj Şu'be, Kays b. Müslim'den, o da Târik b. Şihâb'dan, o da Ebû Musa'dan naklen haber verdi. Ebû Mûsâ şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bathâ'da mola verdiği bir sırada yanına vardım. Bana: — «Hacc ediyor musun?» diye sordu. Ben: — «Evet!» cevâbını verdim. — «Neye niyetlendin?» buyurdu. Ben: — «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in niyeti gibi niyetlenerek: Lebbeyk dedim;» cevâbını verdim. — «İyi etmişsin. Beyt-i şerif ile Safa ve Merve'yi tavaf et de ihramdan çık!» buyurdular. Bunun üzerine ben, Beyt-i Şerifi ve Safa ile Merve'yi tavaf ettim. Sonra Beni Kays'dan bir kadının yanına vardım da başım bitlendi. Bi'l-âhara hacca niyet ettim. Başkalarına da böyle fetva verirdim. Ömer (Radiyallahu anh) hilâfete geçince bir adam: — Yâ Ebâ Mûsâ! — yahut yâ Abdallah b. Kays! — Bir fetvan hususunda biraz ağır ol! Çünkü sen, Emîrü'l-Mümininin hacc ibâdetleri hakkında senin gıyabında ne ihdas ettiğini bilmiyorsun! dedi. Bunun üzerine ben: — Ey cemâat! Biz, kime bir fetva verdikse, o kimse teenî ile hareket etsin! Çünkü Emîri'l-Mü'miııîn yanınıza gelmektedir. Siz, ancak ona uyun! dedim. Müteakiben Ömer (Radiyallahu anh) geldi. Ben, bunu ona anlattım da: — Eğer Allah'ın kitabı ile amel edeceksek Kîtâbullah tamamlamayı emrediyor. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetiyle amel edersek o da hedy kurbanı yerini buluncaya kadar ihramdan çıkmamıştır; dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize, bu hadisi Ubeydullab b. Muâz da rivayet etti. (Dediki): Bize babam, rivayet: etti. (Dediki): Bize, Şu'be bu isnâdda bu hadîsin mislini rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'I-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize, Abdurrahmân yâni İbni Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bize, Süfyâa. Kays'dan, o da Târik b. Şihâb'dan, o da Ebû Mûsâ (Radiyallahu anh) dan naklen rivâyet etti. Şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bathâ'da mola verirken yanına vardım: — Neye niyetlendin? diye sordu. Ben ; — Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in niyetlendiğine niyet ettim! dedim. — Kurban gönderdin mi? diye sordu. — Hayır! dedim. — Oyle is» Beyti ve Safa ile Merveyt tavaf et de sonra ihramdan çık! buyurdular. Bunun üçerine ben, Beyti ve Safa ile Merve'yi tavaf ettim. Sonra kavmimden bir kadının yanına vardım. Kadın benim saçımı taradı ve başımı yıkadı. Artık Ebû Bekir ile Ömer'in hilâfetleri zamânın da halka bu şekilde fetva veriyordum. Bir defa hacc mevsiminde ayakta bulunduğum bir sırada anîden bana bir adam gelerek: — «Sen, Emîri'l-Mü'minîn'in hacc ibâdetleri hakkında ne ihdas ettiğini biimezsin.» dedi. Bunun üzerine ben de: — «Ey halk! Biz, kime bir fetva vermişsek teenî ile hareket etsin! işte Emîri'I-Müminin yanınıza geliyor. Siz, ancak ona uyun!» dedim. Ömer (Radiyallahu anh) geldiği vakit (kendisine) : — «Yâ Emîre'l-Mü'minîn! Hacc ibâdetleri hakkında ihdas ettiğin nedir?» diye sordum, Ömer (Radıyallahu anh) : — «Eğer Kitâbullah ile amel edersek Allah (Azze ve Celle): (Allah için hacc ile umreyi tamamlayın! [ Bakara 196 ] buyuruyor. Nebiimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetiyle amel edersek şüphesiz ki Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurban kesmedikçe ihramdan çıkmamıştır.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana İshâk b. Mansûr ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ca'fer b. Avn haber verdi. (Dediki): Bize Ebû Umeys, Kays b. Müslim'den, o da Târik b. Şihâb'dan, o da Ebû Mûsâ (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdi. Ebû Mûsâ şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), beni Yemen'e göndermişti. Kendisiyle, haccettiği yıl buluştum. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bana: — «Yâ Ebâ Mûsâ! İhram'a girerken nasıl dedin?» diye sordu. Ben: — «Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in niyeti gibi niyet ederek: Lebbeyk, dedim.» cevâbını verdim. — «Kurban gönderdin mi?» diye sordu. — «Hayır!» dedim. — «Öyle îse git. Beyti ve Safa ile Merve orasını tavaf et de sonra ihram'dan çık!» buyurdular. Râvi, bu hadîsi Şu'be ile Süfyân hadîsi gibi nakletmiştir. İzah 1222 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ (Dediki): Bize Muhaınmed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Umâratü'bnu Umeyr'den, o da İbrahim b. Ebî Musa'dan, o da Ebû Musa'dan naklen rivayet etti ki Ebû Mûsâ müt'a yapılması için fetva verirmiş. Bir adam, ona: — Bir fetvan hakkında biraz ağır ol! Çünkü sen, Emîri'l-Mü'minîııin hacc fiilleri hakkında ne ihdas ettiğini henüz bilmiyorsun; demiş. Sonra Ebû Mûsâ, Hz. Ömer'e tesadüf edince mes'eleyi ona sormuş. Ömer (Radiyallahu anh) ; — Biliyorum ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ashabı bunu yapmıştır. Lâkin halkın Erâk denilen yerde kadınlarla cima ederek, sonra başlarından su damlar bir hâlde hacc'a gitmeye devam etmelerini iyi görmedim, demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler, İbni Müsennâ dediki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katâde'den rivayet etti. (Demişki): Abdullah b. Şakîk şunları söyledi: Hz. Osman müt'ayı yasak eder, Alî ise yapılmasına, emir verirdi. Bunun üzerine Osman, Alî'ye bir söz söyledi. Sonra Alî: — «Vallahi bilirsin ki, biz Resulullah (Sallaîlahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacc-ı temettü' yapmışızdır.» dedi. Osman : — «Evet ama biz korkuyorduk.» mukaabelesinde bulundu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana, bu hadîsi Yahya b. Habîb El-Hârisi de rivayet etti. (Dediki): Bize Halid yâni İbni Haris rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be bu İsnâdla bu hadîsin mislini haber verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnul-Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize. Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dedikî): Bize Şu'be, Amr b. Mürra'dan, o da Saîd b. Müsoyyeb'deıı nakIen rivayet etti. Şöyle demiş: Alî ile Osman (Radiyallahu anhuma) Usfânda biı yere geldiler, Osman müt'adan yahut umreden nehyedîyordu. Alî: — Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı bir işe karşı ne demek istiyorsun? Onu neden yasak ediyorsun? dedi. Osman : — Bunu, bize sormaktan vazgeç, dedi. Ali: — Ben, seni bırakamam! mukaabelesinde bulundu. Ali bunu caiz gördüğü için mut'a ile Umrenin ikisine birden niyetlendi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Said b. Mansûr, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize, Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrâhîm-i Teynî'den, o da babasından, o da Ebû Zerr (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti. Ebû Zerr: «Haccda müt'a yapmak Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabına mahsûstu.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi, Süfyân'dan, c da Ayyâş-ı Âmirî'den, o da İbrâhim-i ayınî'den, o da babasından, o da Ebû Zerr (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet etti. Ebû Zerr haccda mut'ayı kastederek: «O, bize bir ruhsatdi.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, Kuteybetü'bnü Said rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr» Fndayl'dan, o da Zübeyd'den, o da İbrahîm-i Teymî'den, o da babasından naklen rivayet etti. Şöyle demişi «Ebû Zerr (Radiyallahu anh) kadınlar mut'ası ile Hacc mut'asraı kasdederek : — İki intifa vardır ki, bunlar yalnız bize mahsûs olmak üzere caizdir, dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybe rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Beyândan, o da Abdurrahmân b. Bbu'ş-Şa'sâ'dan naklen rivayet etti. (Demişki) İbrahim Nehaî ile İbrâhrm-i Teymi'ye giderek: — Ben, bu sene Umre ile haccı bir arada yapmak istiyorum; dedimı. Banım üzerine İbrahim Nebaî: — Lâkin babam böyle niyet etmezdi, dedi. Kuteybe dediki: Bize Cerir, Beyân'dan, o da İbrâhhn-i Teymi-den, o da babasından naklen rivayet etti ki babası, Ebû Zerr (Radiyallahu anh) Rabeze'deyken onun yanına uğramış da bu mes'eteyi anlataış. Ebû Zerr: — Bu iş yalnız bize mahsustu; size değil! cevâbını vermiş.» Ulemânın beyânına göre bu rivayetlerin mânâsı, haccı bozarak umre yapmaktır. Fakat bu mes'ele yalnız o seneye mahsûs olmak üzere Ashab-ı kiram'a caizdi. Ashâb-i kiram, Resulullsh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte veda haccına gidiyorlardı. O seneden sonra böyle bir şey caiz değildir. Hz. Ebû Zerr'in muradı: Müt'ayı tamâmiyle iptal değil, haccın feshedildiğini anlatmaktır. Bunun hikmeti evvelce de beyân olunduğu vecîhle câhiliyye devrinden kalma bir âdeti yıkmaktır. Câhiliyette Araplar, hacc aylarında Umre yapmanın caiz olmadığına inanırlardı. Hz. Ebû Zerr'in: «İki mut'a vardır ki bunlar yalnız bize mahsûs olmak üzere caizdir.» sözünden muradı: «Yalnız o zaman câizdi, sonra haram kılındılar.» demektir. İzah 1225 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, Saîd b. Mansûr ile İbni Ebî Ömer bep birden Fezârî'den rivayet ettiler. Saîd (Dediki): Biae Mervân b. Muâviye rivayet etti. (Dediki): Bize Süleymân-i Teymî, Guneym b. Kays'dan naklen baber verdi. Guneym şöyle demiş: «Sa'dü'bnü Ebî Vakkas (Radiyallahu anh)'a mut'ayı sordum da: — Biz, onu ysptık; dedi. Ve Mekke'nin evlerini kastederek : — Bu, o gün Uruş'ta kafîr olarak bulunuyordu! dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize, bu hadîsi Ebu Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Yabya b. Saîd, Süleymân-i Teymî'den bu isnâdla rivayette bulundu. O, rivayetinde «yani Muâviye .» demişiir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Amru'n-Nâkid rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Ahmed Ez-Zübeyr-i rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Ebî Halef de rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet «tti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet eyledi. Bu râvîler hep birden Süleymân-ı Teymî'den bu isnâdla yukaıkilerin hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardrr. Süfyân'ın hadisinde: «Haccda müt'a...» kaydı da vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bsze Züheyr b, Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Cüreyrî, Ebû'I-AIâ'dan, o da Mutarrifden naklen rivayet etti. Mutarrif şöyle demiş: Bana, Imrânu'bnü Husayn şunları söyledi: «Sana, bugün öyle bir hadîs rivayet edeceğim ki Allah, seni, onunla bundan sonra faydalandıracak. Bilmiş ol ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yakınlarından bir taifeye Zi'l-Hicce'nin bu günü zarfında umre yapmayı mubah kılmış; bunu nesheden bir âyet de inmemiştir. Kendisi de vefatına kadar bundan nehy etmemiştir. Ondan sonra herkes istediği kadar kendi re'yi ile söz söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi İshâk b. İbrahim ile Muhammed b. Hatim hep birden Vekî'den rivayet ettiler, (Dedilerki): Bize Süfyân, Cüreyrî'den bu isnâdda rivayet etti. İbni Hatim, kendi rivayetinde Hz. Ömer'i kastederek: «Bir adam, kendi re'yi ile dilediği kadar söz söyledi.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ubeydullah b,. Muâz rivayet etti; (Dediki): Bize babam rivayet etli. (Dediki): Bize Şu'be, Humeyd b. Hilâl'den, o da Mutarrifden naklen rivayet eyledi. (Demiş ki): Bana, îmrânu'bnü Husayn şunu söyledi: «Sana, öyle bir hadîs rivayet edeceğim ki Allah'ın, onunla seni faydalandırması ümid olunur. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) haccla Umrenin arasını cem etmiştir. Sonra vefatına kadar bundan nehy buyurmamış, bunu haram kılan bir Kur'ân ayeti dahî inmemiştir. (Bir zamanlar) bana selam verenler olurdu. Nihayet ben dağla (nmak suretiyle tedaviye kalkış) ınca selâm kesildi. Sonra dağlanmayı bıraktım, selam verme işi yine avdet etti.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize, bu hadîsi Muhammedü'bnü'l-Müsenna ile İbni Beşşâr rivayet etiller. (Dediler ki): Bize Mahammed b. Ca'fer rivayet etti, (Dediki): Bize Şu'be, Hunaeya b. Hilal'den rivayet etti. Demişki: Ben, Mutarrîfi: Bana, İmranü'bnü Husayn anialtı...» derken işittim. Râvi, bu badîsi Muâz hadîsi tarzında rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Mahammedü'bnü'l-Müsenna ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. İbni'l-Müsenna (Dediki): Bize Mahammed b. Ca'fer, Şu*be'den, o da Katade'den, o da Mutarrif'den naklen rivayet etti. (Demişki): İmrânu'bnu Husayn vefatına müncer olan hastalığında bana haber gönderdi de (Dediki): «Sana bir takım hadîsler söyleyeceğim umulur ki benden sonra Allah seni onlardan müstefid kıla! Şayet yaşarsam bunları benim namıma gizli tut. ölürsem dilediğin takdirde (başkalarına) anlat! Bana gerçekten selâm verildi. Bir de Bilmiş ol ki Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Selhm) Hacc ile umreyi cem' etmiştir. Sonra bu babta ne Kitâbullah indi, ne de Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nehiy buyurdu. (Yalnız) bir adam bu busûsta kendi re'yi ile dilediğini söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrâhim rivayet etti. (Dediki): Bize İsa b. Yûnus rivayet etli. (Dediki): Bize Said b. Ebî Arûbe, Katâde'den, o da Mutarrif b. Abdillâh b. Şihhîr'den o da İmrân b. Hasayn (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: «Bilmiş ol ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacc ile umreyi cem etmiştir. Sonra bu babda ne kitap indi nede Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bandan nehîy buyurdu. (yalnız) bu hususta bir adam kendi re'yi ile dilediğini söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hâmid b. Ömer el-Bekrâvî ile Muhammed b. Ebi Bekr el-Mukaddemî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Bişr b. Mufaddal rivayet etti. (Dediki): Bize Imrân b. Müslim, Ebû Recâ'dan naklen rivayet eyledi. (Demişki): Imrân b. Husayn şunu söyledi: «Kıtabullahdakî müt'a (yani hacc mutası) âyeti nazil oldu. Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dahi onu bize emir buyurdu. Sonra hacc müt'asını nesheden bir âyet inmediği gibi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)de vefatına kadar ondan nehî buyurmadı. (Yalnız) bir adam ondan sonra kendi re'yi ile dilediğini söyledi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana bu hadîsi Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Sâîd, Imrân-ı Kasîr'den rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Recâ' Imrân b. Husayn'dan bu hadîsin mislini rivayet eyledi. Şu kadar var ki, O: «Biz bunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde yapmışızdır.» dedi; «Onu bize emir buyurdu» demedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys rivayet etti. (Dediki): Bana babam, dedemden rivayet etti. (Demişki): Bana Ukayl b. Hâlid, İbni Şihâb'dan, o da Salim b. AbdiIlâh'dan naklen rivayet etti ki, Abdullah b. Ömer şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Veda' haccında Umre ile hacca temettu' yaptı ve hedy kurbanı kestik Hedyi Zü'l-Huleyfe'den beraberinde götürdü. İşe Umreden başlayarak (evvelâ) Umreye, sonra da hacca telbiye getirdi. Halk da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile biriikde umre ile hacca temettu' yaptılar. Halk'dan bazıları hedy kurbanı almış; ve göndermiş; bâzıları da almamıştı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye varınca halka (hitaben): «Sizden her kim hedy kurbanı getirdi ise o kimse haccını edâ edinceye kadar kendisine haram olan hiç bir şeyden hılle çıkamaz. Sizden kim hedy getirmedi ise hemen Beyti ve Safa ile Merve'yi tavaf etsin ve saçını kısaltarak ihramdan çıksın! Bilâhare» hacca telbiye getirerek kurban kessin! Hedy kurbanı bulamayan hacc esnasında üç, ailesi nezdine döndüğü zaman da yedi gön oruç tutsun» buyurdu . Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye vardığında tavaf yaptı; ve ilk işi rüknü istilam oldu. Sonra yedi tavafın üçünde ramel ile, dördünü ise (âdi yürüyüşle) yürüdü. Sonrasında Beyti tavafını bitirince Makam-ı İbrahim (Aleyhisselâm)'in yanında iki rek'at namaz kıldı. Sonra selâm vererek namazdan çıktı ve Safâ'ya giderek Sofa ile Merve arasında yedi tavaf yaptı. Sonra kendisine haram olan hiç bir şeyden haccını bitirinceye kadar hılle çıkmadı. Bayram günü hedyini boğazladı; ve ifâzasını yaptı. Beyti iavâf etti. Ondan sonra, kendisine haram olan her şeyden hılle çıktı. Halkdan hedy götürenler de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaptılar.» İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana, bu hadîsi Abdülmelik b. Şuayb da rivayet etii. (Dediki): Bana babam, dedemden rivayet etti. (Demişki): Bana Ukayl, İbni Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü Zübeyr'den naklen rivayet etti. Urve'ye de Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe, Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen, onun hacc ile Umreye temettü yaptığını, onunla birlikte halkın da temettü' yaptıklarını bana Salim b. Abdillâh'ın, Abdullah (Radiyallahu anh)'dan, onun da Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdiği şekilde ihbarda bulunmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Nâfi'den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Hafsa (Radiyallahu anha) : «Yâ Resûlallah! Bu insanlara ne oluyorki, sen Umrenden hille çıkmadığın hâlde ihramdan çıktılar?» demiş. Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ben, başımı keçelerim, kurbanıma nişan da taktım. Binâenaleyh kurban kesmeden hille çıkamam.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize, bu hadîsi İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mahled, Mâlik'den, o da Nâfİ'den, o da İbni Ömer'den, o da Hafsa (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet eti. Şöyle demiş: «Yâ Resûlallah! Sen, neden hille çatmıyorsun? dedim.» ve yukarki hadîs gibi rivayette bulunmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'I-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nâti', İbni Ömer'den, o da Hafsa (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: «Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Bu insanlara ne oluyor ki, sen Umreden hille çıkmadığın hâlde İhram'dan çıktılar? dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Çünkü ben kurbanımı nişanladım, başımı da keçeledim. Binâenaleyh hacc'dan hille çıkıncaya kadar ihramdan çıkamam, buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki, Hafsa (Radiyallahu anha): «Yâ Resûlallah!..» demiş. Râvî, hadîsi, Mâlik hadîsinde olduğu gibi: «Kurban kesmedikçe ihramdan çıkamam.* şeklinde rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize; İbni Ehî Ömer rivayet etti. (Dodîki): Bize Hisâm b. Süleyman El-Mahzûrn ile Abdülmelik, İbni Cüreyc'den, o da Nâfi'den o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiler. İbni Ömer şöyle demiş: Bana, Hafsa (Radiyallahu anh) rivayet etti ki: Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Veda haccı yılında zevcelerine ihramdan çıkmalarını emir buyurmuş. Hafsa dediki: «Ben : — Senin ihrâmdan çıkmana mâni nedir? diye sordum; Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Çünkü ben başımı keçeledim, kurbanımı da nişanladım. Binâenaleyh kurbanımı kesmedikçe ihram'dan çıkamam, buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Nâfi'den dinlediğim şu hadîsi okudum: Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anhüma) fitne (senesin) de Umre'ye niyet ederek yola çıkmış. Ve (içinden) şöyle demiş: «Eğer beyti tavâf'dan menedilirsem, ben de ResûlulIah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber olduğumuz zaman yaptığımız gibi yaparım.» Böylece yol'a çıkmış ve Umre'ye telbiye getirerek yürümüş. Beydâ düzüne çıktığı vakit arkadaşlarına bakmış da «Bunların ikisinin hükmü ile bîrdir. Sizi şahit kılarım ki ben hacc'a, Umre ile birlikte niyet ettim, demiş. Ve yoluna revân olmuş. Beyt-i şerif'e varınca onu yedi defa tavaf etmiş, Safa ile Merve arasında da yedi defa sa'y yapmış, yedi'den fazla'ya uzanmamış. Bunun, kendisine kâfi geleceğine kanî olmuş ve kurban sevketmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya yâni El-Kattân, Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nâfi' rivayet ettiki, Abdullah b. Abdillâh ile Salim b. Abdillâh, Haccâc İbni Zübeyr île harbe geldiği vakit Abdullah (İbni Ömer) ile konuşmuşlar. Kendisine : — Bu sene haccetmemen, sana zarar vermez. Çünkü halk arasında Çarpışma olup da seninle beyt-i şerif arasına girileceğinden korkarız! demişler. Abdullah : — «Eğer benimle beyt-i şerîf arasına girilirse ben de beraberinde olduğum hâlde Kureyş kâfirleri Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beyt-i şerif'in arasına girdikleri vakit, o ne yaptıysa ben dahî onu yaparım. Sizi şahit kılarım ki ben Umre'ye niyet etmişimdir.» demiş ve yoluna devam etmiş. Zu'l-Huleyfe'ye varınca Umre için telbiye getirmiş. Sonra şunu söylemiş: «Bana yol verilirse Umremi ifâ ederim. Mâni olunursa beraberimde bulunduğum zaman Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne yaptıysa ben de onu yapanın.» Sonra şu âyet-i kerime'yi okumuş: (Muhakkak i'i sizin için Resûlullah'da güzel bir örnek vardır. [ Ahzab 21 ] Sonra yoluna devam etmiş. Beydâ düzüne varınca: «Bunların ikisinin hükmü de birdir. Umreme mâni olunursa, baccıma da manî olunur. Sizi şahit kılarım ki ben, bir haccla bîr Umreye niyet ettim» demiş, Ve; yine yoluna devam etmiş Kudeyd denilen yerde bir kurban satın almış, sonra haccla Umre için beyt-i şerîfde ve Safa ile Merve arasında bir defa tavaf yapmış. Bilâhara hîlle çıkmamış, taa her iki ibâdeti haccla tamamladıktan sonra bayram günü ihramdan çıkmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize, bu hadîsi İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti, (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'der rivayet etti. Nâf': «İbni Ömer, Haccâc, ibni Zübeyr'in üzerine hücuın ettiği zaman hacc etmek istedi.» diyerek, hadîsi yukarki kıssada olduğu gibi hikâye etmiş, sonunda da: şunu söylemiş: «İbni Ömer: Haccla Umreyi beraber yapana bir tavaf kâfidir, hille çıkmaz, sonunda her ikisi için birlikte ihramdan çıkar; derdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. (Dediki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe de rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize Leys. Nâfi'den rivayet etti ki İbni Ömer, Haccâc'ın İbni Zübeyr üzerine hücûm ettiği sene haccetmek istemiş. Kendisine: — «Halk arasında çarpışma var. Seni men etmelerinden korkarız.» demişler. İbni Ömer : «Muhakkak ki sizin için Resûlullah'da güzel bir örnek vardır.» âyetini okuyarak: — «Ben de Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaparım. Sizi şâhit kılarım ki, ben Umre'ye niyet ettim.» demiş. Sonra yol'a çıkmış. Beydâ sırtına vardığında : «Haccla Umrenin hükümleri birdir. Şahit olun — İbni Rumh: Şahit kılarım! dedi.— ki ben Umremle birlikte hacca niyet ettim.» demiş. Ve Kudeyd'den satın aldığı bir kurbanlığı Harem-i Şerife göndermiş. Sonra her iki ibâdet içi» telbiye getirerek yola revân olmuş. Mekke'ye varınca Beyt-i şerifi ve Safa ile Merve'yi tavaf etmiş. Bundan fazla bîr şey yapmamış. Kurban kesmemiş, traş olmamış, saçını kısaltmamış, kendisine haram olan hiç bir şeyden hilîs çıkmamış. Nihayet bayram günü gelince kurbanını kesmiş ve traş olmuş. Böylece yaptığı ilk tavaf ile hem haccının hem de umresinin tavafını ifâ ettiğine kaanî olmuş, İbni Ömer: «Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) böyle yaptı.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû'r-Rabi' Ez-Zehrânî ile Ebû Kâmil rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hammâd rivayet etti. H. Bize Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bana İsmail rivayet etti. Hammâd ile İsmail hep birden Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen bu kıssayı rivayet etmişlerdir. (îbni Ömer) Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i yalnız hadîsin başında kendisine (Seni Beyt-i şerîf den menederler.) denildiği zaman zikretmiş : — O hâlde, ben de Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı gibi yaparım, demiş, hadîsin sonunda Leys'in zikrettiği gibi Resulullah (tSallallahu Aleyhi ve Sellem) işte böyle yaptı, dememiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Eyyûb ile Abdullah b. Avn El-Hilâlî rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Abbâd b. Abbâd EI-Mühellebî rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. — Yahya'nın rivayetinde — İbni Ömer: «Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yalnız hacca niyet ettik» İbni Avn rivayetinde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yalnız hacca niyet etti.» demiştir. İzah 1232 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Süreye b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyn rivayet etti. (Dediki): Bize Humeyd, Bekir'den, o da Enes (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi. Enes (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i hacc ile umrenin her ikisi için telbiye getirirken işittim." Bekir demiş ki: «Ben, bunu İbni Ömer'e anlattım da : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yalnız hacc için telbiye getirdi, dedi. Müteakiben Enes'e rastlıyarak, İbni Ömer'in sözünü ona anlattım, Enes: — Siz, bizi gâlibâ çocuk sayıyorsunuz? Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'i: (Umre ve hacc için Lebbeyk!) buyururken işittim; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ümeyyetu'bnu Bistâm EI-Ayşî rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd yâni İbni Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Habib b. Şehid, Bekir b. Abdillâh'dan rivayet etti. (Demişki): Bize, Enes (Radiyallahu anh) rivayet ettiki, kendisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bunların yâni hacc ile Umrenin aralarını cem' ederken görmüş. Bekir demiş ki: «Sonra bu mes'eleyi İbni Ömer'e sordum, İbni Ömer: — Biz, hacca telbiye getirdik; cevâbını verdi. Dönerek İbni Ömer'in söylediğini Enes'e haber verdim, Enes: — Gâlîbâ biz, çocuk olduk! dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Beyân'dan, o da Vebera'dan naklen rivayet etti. Şöyle demîş: «Bir adam, İbni Ömer (Radiyallahû anhütna)'ya : — Ben, hacc için ihram'a girdiğim hâlde beyti tavaf edebilir miyim? diye sordu. İbni Ömer: — Sana manî olan nedir? dedi. Adam: — Ben, filânın bunu mekruh addettiğini gördüm. Ama sen, bize ondan daha makbulsün. Çünkü onu dünyânın fitneye giriftar ettiğini gördük; dedi. Bunun üzerine İbni Ömer (Radiyallahû anh): — Dünyâ hangimizi — yahut hanginizi — fitneye giriftar etmemiştir; dedi. Sonra şunu söyledi: — Biz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hacc için ihrama girip de, beyti tavaf ettiğini ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptığını gördük. Binâenaleyh eğer samîmi isen Allah'ın sünnetiyle, Resulü(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetine tabî olman, filânın sünnetinden daha iyidir.» İzah 1234 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivâyet etti. ki): Bize Cerîr, Beyân'dan, o da Vebera'dan naklen rivâyet etti. Şb'yle demîş: «Bir adam, İbn Ömer (radıyallahü anhüma)'ya: Ben, hacc için ihrama girdiğim hâlde beyti tavaf edebilir miyim? diye sordu. İbn Ömer: Sana manî olan -nedir? dedi. Adam: Ben, filânın bunu mekruh addettiğini gördüm. Ama sen, bize ondan daha makbulsün. Çünkü onu dünyânın fitneye giriftar ettiğini gördük; dedi. Bunun üzerine İbn Ömer (radıyallahü anh): Dünyâ hangimizi — yahut hanginizi — fitneye giriftar etmemiştir; dedi. Sonra şunu söyledi: Biz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hacc için ihrama girip de, beyti tavaf ettiğini ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptığım gördük. Binâenaleyh eğer samîmi isen Allah'ın sünnetiyle, Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünnetine tabî olman, filânın sünnetinden daha iyidir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Siifyân b. Uyeyne, Amr b. Dinar'dan rivayet etti. Amr şöyle demiş: İbni Ömer'e, Umre'ye niyet ederek gelip de beyti tavaf eden, fakat Safa ile Merve arasında sa'y yapmayan bir adamın karısına yakınlık edip edemiyeceğini sorduk. İbni Ömer şöyle dedi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (hacca) geldi de, beyti yedi defa tavaf etti, Makaam-i İbrahim'in arkasında iki rek'at namaz kıldı, Safâ ile Merve arasında da yedi defa sa'y de bulundu. Muhakkak ki, sizin için Resulullah'da güzel bir örnek vardır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Yahya b. Yahya ile Ebû'r-Rabî'Ez-Zehrânî, Hammâd b. Zeyd'den rivayet ettiler. H. Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekir haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Hammâd ile İbni Cüreyc) hep birden Amr b. Dinar'dan, o da İbni Ömer (Radiyallahu anhüma)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen İbni Uyeyne hadisi gibi rivayette bulunmuşlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Hârûn b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr yâni İbni Haris, Muhammed b. Abdirrahmân'dan naklen haber verdi ki Iraklı bir adam ona şöyle demiş: «Benim için Ürvetü'bnü Zübeyir'e sor (bakalım): Bir adam hacc için telbiye getirir de beyti tavaf ederse ihramdan çıkar mı, çıkmaz mı? Şayet: Çıkamaz! derse, sen de ona: — Ama bir adam bunun caiz olduğunu söylüyor! de.» Muhammed demiş ki: «Bunun üzerine ben, mes'eleyi Urve'ye sordum; Urve: — Hacc için telbiye getiren, ancak hacc ('ı bitirmek) ile ihram'dan çıkar; cevâbını verdi. Ben: — Ama bir adam bunun caiz olduğunu söylüyormuş dedim. Urve: — Ne çirkin söylemiş! dedi. Müteakiben o adam bana rastlıyarak, sordu; ben de (aldığım cevâbı) kendisine anlattım. (Adam tekrar) : — Sen, ona söyle ki bir adam Resulullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yaptığını haber verirdi. Bunu yapmış bulunan Esma ile Zübeyir'in hâlleri ne olacak? (de!) Bunun üzerine ben (tekrar) Urve'ye gelerek bunları kendisine söyledim. Urve: — O adam kimdir? diye sordu. — Bilmiyorum! dedim. — Ona ne oluyor da bana gelip bizzat sormuyor? Zannederim bu adam Iraklı olacak! dedi. Ben (yine) : — Bilmiyorum! cevâbını verdim. Urve: — Bu adam hata etmiş. Evet! Resulullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) hacc etmiştir. Bana, Âişe (Radiyallahu anha) haber verdiki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Mekke'ye vardığı vakit yaptığı ilk iş abdest alarak beyti tavaf etmek olmuş. Sonra Ebû Bekir de haccetmiş, onun da ilk işi beyti tavaf etmek olmuştur. Bundan sonra bir şey yapmamıştır. Ebû Bekir'den sonra gelen Ömer de böyle yapmıştır. Bilâhara Osman haccetti, onu (gözümle) gördüm; ilk işi beyti tavaf etmek oldu. Sonra başka bir şey yapmadı. (Osman'dan) sonra Muâviye ile Abdullah b. Ömer (de aynı şekilde haccettiler.) Daha sonra ben, babam Zübeyir b. Avvâm ile birlikte haccettim, onun da ilk işi Beyti tavaf etmek oldu. Ondan sonra başka bir şey yapmadı. Sonraları muhacirlerle Ensârın da böyle yaptıklarını gördüm. Başka bir şey yapmadılar. Bunu yaparken gördüğüm en son zât İbni Ömer'dir. Haccını, umre'ye bozmadı. İşte İbni Ömer yanlarındadır. Ona sorsalar ya! Geçenlerden hiç biri Mekke'ye ayak bastıkları vakit beyti tavaftan önce bir şeyden başlamazlar; tavaftan sonra ihramdan da çıkmazlardı. Annem ile teyzemi de görmüşümdür. Mekke'ye geldikleri vakit Beyti tavaftan önce hiç bir şeyden işe başlamazlar, sonra ihramdan çıkmazlardı. Ama bana, annemin haber verdiğine göre kendisi, kız kardeşi Âişe, Zübeyir, filân ve filân sırf Umreye niyet ederek Mekke'ye gelmişler, rüknü istilâm edince hille çıkmışlar. O zât, bu hususta sana söylediklerinde hatâ etmiş; dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. H. Bana Züheyir b. Harb da rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Mansûr b. Abdirrahmân, annesi Safiye binti Şeybe'den, o da Esma binti Ebi Bekir (Radiyallahu atthüma)'dan naklen rivayet eyledi. Esma şöyle demiş.: «İhram’a girerek yola çıktık. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Kimin yanında hedy varsa ihramı üzere kalsın! Yanında hedyi olmayan hille çıksın! buyurdular. Benim yanımda hedy yoktu. Onun için ihramdan çıktım. Zübeyir'in beraberinde hedy vardı. O sebeple o, hille çıkmadı. Ben, elbisemi giydim, sonra dışarı çıkarak Zübeyir'in yanına oturdum. Zübeyir: — Yanımdan kalk! dedi. Ben : — Üzerine çullanacağım diye mi korkuyorsun? mukaabelesinde bulundum

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Abbâs b. Abdilazîm El-Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hişâm Muğîratü'bnü Selemete'l-Mahzûmî rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Mansûr b. Abdirrahmân, annesinden, o da Esma binti Ebî Bekir (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacca telbiye getirerek Mekke'ye geldik...» Râvi bundan sonrasını İbni Cüreyc hadîsi gibi rivayet etmiş; yalnız şunu da söylemiştir: «Zübeyr: — Benden uzaklaş! Benden uzaklaş! dedi. Ben de : — Üzerine çullanacağımdan mı korkuyorsun? mukaabelesinde bulundum.» İzah 1237 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harun b. Saîd El-Eyli ile Ahmed b. İsa rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vüheyb rivayet etti. (Dediki); Bana Amr, Ebû'l-Esved'den naklen haber verdi. Ona da Esma bînti Ebî Bekir (Radiyallahu anhuma)'nın azatlısı Abdullah rivayet etmiş ki, Kendisi Esmâ'nın Hacûn'dan her geçtikçe : — «Allah, Resulüne salât-ü selâm eylesin! Onunla birlikte buraya inmiştik. O gün, bizim heybelerimiz hafif, binek hayvanlarımız az, yiyeceklerimiz de azdı. Ben, kız kardeşim Âişe, Zübeyr, filân ve filân Umre yapmıştık. Beyti istilâm ettiğimiz vakit hille çıkmış, sonra geceleyin hacc'a telbiye etmiştik.» derdiğini işitirmiş. Harun, kendi rivayetinde: «Esmâ'nın azatlısı.» dedi. »Abdullah» ismini söylemedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Müslim-i Kurrî'den rivayet etti. Şöyle demiş: İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'ya hacc'ın müt'asını sordum da onun hakkında ruhsat verdi. Halbuki, İbni Zübeyr bundan nehyederdi. İbni Abbâs (Radiyallahu anh) şunları söyledi: «İşte İbni Zübeyrin annesi!.. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in buna ruhsat verdiğini söyleyip duruyor! Yanına girin de ona sorun!» Bunun üzerine onun yanına girdik. Bir de baktık ki. şişman bîr kadın!.. (Meseleyi sorunca). — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buna ruhsat verdi.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi İbnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân rivâye* etti. H. Bize, bunu îbni Beşşâr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed yâni İbni Ca'fer rivayet etti. Bu rûvîlerin ikisi birden bu isnâdla Şu'be'den rivayet etmişlerdir. Abdurrahmân rivayetinde «müt'a» lâfzı vardır. Fakat «Hacc'ın müt'ası» dememiştir. İbni Ca'fer ise şöyle demiştir: «Şu'be dedi ki: — Müslim: Hacc'ın mut'ası mı, dedi yoksa kadınların müt'ası mı? bilemiyorum; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bize Müslim-i Kurrî rivayet etti. O da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'yi şöyle derken işitmiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Umreye, ashabı da hacca telbiye getirdiler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ashabından hedy kurbanı gönderenler ihramdan çıkmadılar; geri kalanları çıktı. Tâlhatü'bnü Ubeydillâh kurban gönderenler arasındaydı. Bu sebeple o da ihramdan çıkmadı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Muhammedü'bnü Beşşâr da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed yâni İbni Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be bu isnadla rivayette bulundu. Yalnız o: «Beraberinde hedy kurbanı olmayanlardan biri de Tâlhatü'bnü Ubeydillâh ile başka bir adam idi. Bu sebeple onlar ihramdan çıktılar.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Tavus, babasından, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: «Câhiliyet devrinde Araplar hacc aylarında Umre yapmayı yeryüzünde en büyük günahlardan sayarlardı. Muharremi Safere tebdil eder ve: — Bere iyileşip eser kalmadığı ve Safer geçtiği vakit Umre yapmak isteyene Umre helâl olur! derlerdi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabı ile birlikte dördüncü gecenin sabahında hacca telbiye getirerek (Mekke'ye) geldiler de ashabına bu haccı, umreye tebdil etmelerini emir buyurdu. Bu iş, ashaba girân geldi ve : — Yâ Resûlallah! Hangi hill? diye sordular. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — Helâl olan her şey; buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Nasru'bnu Aliy El-Cehdamî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu"be, Eyyûb'dan, o da Ebû'l-Âliyete'l-Berrâ'dan naklen rivayet eyledi. O da İbni Abbâs (Radiyallahu anh)'i şöyle derken işitmiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacca telbiye getirerek Zi'l-Hicce'nin dördünde (Mekke'ye) geldi. Ve sabah namazını kıldı. Namazı kıldıktan «onra: — Bu haccı, Umre yapmak isteyen umre'ye tebdil ediversin ! buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi İbrahim b. Dînar da rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh rivayet etti. H. Bize Ebû Dâvûd-u Mübârekî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Şihâb rivayet etti. H. Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Kesir rivayet eyledi. Bu râvîlerin hepsi Şu'be'de» bu isnadla rivayette bulunmuşlardır. Ravh ile Yahya b. Kesîr, Nasr'ın dediği gibi: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacca telbiye getirdi.» demişlerdir. Ebû Şihâb'a gelince: Onun rivayetinde : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacca telbiye getirerek yola çıktık.» ifâdesi vardır. Hepsinin rivayetlerinde: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazını Bathâ'da kıldı.» cümlesi vardır. Yalnız Cehdamî, bunu söylememiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bîze Hârûn b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Fadl Es-Sedûsî rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Ebû'l-Âliyete'I-Berrâ'dan, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhuma)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabı ile birlikte, on günlerin dördünde hacca telbiye ederek geldiler de ashabına bu haccı, umre'ye tebdil etmelerini emir buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Eyyûb'dan, o da Ebû'l-Aliye'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazını Zü-Tavâ'da kıldı ve (Mekke ye) Zi'l-Hicce'nin dördünde gelerek ashabına —yanında hedyi olanlar müstesna— ihramlarını umre'ye çevirmelerini emir buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Mücâhid'den, o da İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma)'dan naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bu bizim yaptığımız bir Umredir. İmdi kimin yanında hedy yeksa derhal tamamîyle hille çıksın! Zira Umre, kıyamet gününe kadar hacc'a dâhil olmuştur.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammedü'bnü Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ebû Cemrete'd-Dubaî'den dinledim; şunu söyledi: Ben, mut'a yaptım da bir takım insanlar beni, bundan menettiler. Ben de İbni Abhâs'a giderek bu meseleyi sordum. O, bana müt'ayı emretti. Sonra eve giderek, uyudum. Derken rüyamda bana biri geldi ve : — «Makbul Umre mebrûr hacc.» dedi. Bunun üzerine ben, İbni Abbâs'a giderek gördüğümü kendisine haber verdim. İbni Abbâs: «Allahu ekber! Allahu ekber! Ebû'l-Kaas\m (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünneti!» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr hep birden İbni Ebî Adiyy'den rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ dediki: Bize îbni Ebî Adiyy Şu'be'den, o da Katâde'den, o da Ebû Hassân'dan, o da İbni Abbâs (Radiyallahû anhüma)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğleyi Zü'l-Huleyfe'de kıldı, Sonra devesini istedi ve onu hörgücünün sağ tarafından mşanladı, da kan aktı. Boynuna iki nalın taktı. Sonra devesine bindi. Deve, kendisini Beydâ düzüne çıkarınca hacca telbiye getirdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Muhammedü'bnul-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Katâde'den bu isnâdda Şu'be hadîsi mânâsında rivayette bulundu. Yalnız o: «Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zti'l-Huleyfe'ye geldiği vakit...» dedi: «Orada öğleyi kıldı.» demedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katâde'den rivayet etti. (Demişkj): Ebû Hassan El-A'rac'dan dinledim, şunu söyledi: «Beni Hüceym kabilesinden bir adam İbni Abbâs'a: — Halkın kalplerine işleyen yahut halkı fırkalara ayıran bu fetva nedir? Beyti tavaf eden hille çıkarmış? diye sordu. İbni Abbâs (Radiyallahu anh): — Patlasanız da yine Nebiimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetidir! cevâbını verdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ahmed b. Saîd Ed-Dârimî rivayet etti. (Dediki): Bize Ahmed b. İshâk rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm b. Yahya, Katâde'den, o da Ebû Hassân'dan naklen rivayet eyledi. Ebû Hassan şöyle demiş: «İbni Abbâs'a: — Bu iş halk arasına yayılmıştır. Güya Beyti tavaf eden hille çıkarmış. Tavaf: Umredir; dediler. İbni Abbâs: — Patlasanız da, bu Nebiimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetidir! cevâbını verdi.» İzah 1245 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. îbrâhîm rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ata' haber verdi. (Dediki): İbni Abbâs : «Beyti tavaf eden hacı olsun, hacıdan başkası olsun ihramdan çıkar.» Derdi. Atâ'ya: — «Acaba bunu neye istinaden söylüyordu?» diye sordum. —«Allah Teâlâ'nın: (Sonra onun hill yeri Beyt-i Atîk'dir,) [ Hacc 33 ] âyet-i kerîmesine istinaden.» cevâbını verdi. — Ama bu Arafat'ta vakfeye durduktan sonra olacaktır, dedim; Atâ: — İbni Abbâs, Arafat'tan önce ve sonra olacağını söylerdi. Bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in veda haccında kendilerine verdiği hille çıkma emrinden alıyordu. Dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Amru'n-Nâkid rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Hişâm b. Huceyr'den, o da Tâvûs'dan naklen rivayet etti. (Demişki): İbni Abbâs şunu söyledi: «Bana Muâviye: — Haberin var mı ben Merve'de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in saçnıı makasla kısalttım? dedi. Ben de ona; — «Ben, bunun ancak senin aleyhine bir hüccet olduğunu biliyorum! diye cevap verdim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Hasen b. Müslim, Tâvûs'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs'a da Muâviyetü'bnü Ebî Süfyân haber vermiş. Demiş ki: — «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in saçını Merve'deyken makasla kısalttım. Yahut Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Merve'deyken saçının makasla kısaltıldığını gördüm.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Haccâc b. Şâir rivayet etti. (Dediki): Bize Muallâ b. Esed rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb b. Hâlid, Dâvûd'dan, o da Ebû Nadra'dan, o da Câbir ile Ebû Said-i Hudrî (Radiyallahu anhuma)'dan naklen rivayet etti. Şöyle demişler: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacc için avazımızın çıktığı kadar yüksek sesle telbiye getirerek (Mekke'ye) geldik.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Hâmid b. Ömer El-Bekravî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid, Âsim'dan, o da Ebû Nadra'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: «Câbir b. Abdillâh'ın yanındaydım. (Bir ara) ona biri gelerek: — İbni Abbâs ile İbni Zübeyir iki müt'a hakkında ihtilâf ettiler; dedi. Bunun üzerine Câbir: — Biz, onları Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile (beraber bulunduğumuz zamanlar) yaptık. Sonra Ömer, bunların ikisini de yapmaktan bizi men etti. Bir daha biz de onları yapmadık; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bana Selim b. Hayyân, Mervân-ı Asfar (Asgar)'dan, o da Enes (Radiyallahu anh)'dan naklen rivayet eyledi ki, Hz. Alî, Yemen'den gelmiş, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine : — «Ne için telbiye getirdin?» diye sormuş. Alî (Radiyallahu anh): — «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne için telbiye getirdiyse, ben de onun için telbiye getirdim.» cevâbını vermiş. Rcsûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Beraberimde hedy olmasaydı, ben de ihramdan çıkardım.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana, bu hadîsi Haccâc b. Şâir de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdüssamed rivayet etti. H. Bana Abdullah b. Haşini de rivayet etti; (Dediki): Bize Behz rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi de : «Bize Selîm b, Hayyân bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti.» demişlerdir. Yalnız Behz'in rivayetinde: yerine denilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Bize Saîdü'bnü Mansûr ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyir b. Harb hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Saîd dedi ki: Bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet etti. ki): Bize Zührî, Hanzaletü’l-Esle-mi'den rivâyet etti. ki): Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'ı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet ederken dinledim. (Efendimiz): yed-i kudretinde olan Allah'a yemîn ederim ki Meryem oğlu hacc veya Ömre yahut ikisini birden yapmak için mutlaka Fecc-i Ravhâ'da telbîye getirecektir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana, bu hadîsi Harmeletü'bnü Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Hanzaletü'bnü Aliy El-Eslemî'den, naklen haber verdi. Hanzale Ebû Hureyre (Radiyallahu anh)'ı şunu söylerken işitmiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki...» buyurdular. Râvî, bu hadîsi yukarkilerin hadîsleri gibi rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Heddâb b. Halid rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet ettit. (Dediki): Bize Katâde rivayet etti. Ona da Enes (Radîyallahu anh) haber vermiş ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Seltem) dört defa Umre yapmış. Haccı ile birlikte yaptığı Umre müstesna olmak üzere bunların hepsini Zi'l-Kaade ayında ifâ etmiş. Bir Umre Hudeybiye'den yahud Hudeybiye zamanında Zi'l-Kaade'de, bir Umre ertesi yıl Zi'l-Kaade'de, bir Umre Zi'l-Kaade ayında Huneyn ganimetlerini taksim ettiği sırada Ci'râne'den, bir Umre de haccı ile beraber yapmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bana Abdüssamed rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde rivayet eyledi. (Dediki): Enes': Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kaç defa haccetti? diye sordum. — «Bir hacc ve dört Umre yaptı.» cevâbını verdi. Katâde bundan sonra Heddâb hadîsi gibi rivayette bulunmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. Mûsâ rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr, Ebû İshâk'dan naklen haber verdi. Demişki: Zeydü'bnü Erkam'a : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber kaç gazada bulundun? diye sordum. — On yedi; cevâbını verdi. Zeydü'bnü Erkam'ın bana anlattığına göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) on dokuz gaza yapmış; hicretten sonra yalnız bir hacc (yâni) veda haccını îfâ buyurmuş. Ebû İshâk: «Mekke'de başka bir hacc (daha yapmıştır) demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Harun b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr El-Bürsânî haber verdi. (Dediki): Bize İbn-i Cüreyc haber verdi. (Dediki): Atâ'yı haber verirken dinledim. (Dediki): Bana Urvetu'bnü Zübeyr haber verdi. (Dedikî): Ben ve İbn-i Ömer Âişe'nin hücresine dayanmış oturuyorduk. Misvak kullanıyor biz de misvâkinin sesini işitiyorduk. Ben îbn-i Ömer'e: — Yâ Ebâ Abdirrahmân! Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ....... ---------------------------------------------------------------------------------- (Burada kitaptan kaynaklı bir boşluk var. aşağıdaki 220 nolu rivayeti okuyunca bu boşluğun ne olduğunu kestirebilirsiniz ) ---------------------------------------------------------------------------------- — Evet, cevabını verdi. Bunun üzerine Âişe'ye: — Ey anneciğim! Ebû Abdirrahmân'ın ne söylediğini işitmiyormusun? dedim. Âişe: — Ne söylüyor? dedi. — Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Receb ayında Umre yaptı diyor dedim. Bunun üzerine Âişe (Radiyallahu anha): — Allah Ebû Abdirrahmân'ı mağfiret buyursun! Ömrüm hakkı için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); Receb'de Umre yapmamıştır. Ve hiç bir Umre yapmamıştırki, İbn-i Ömer de onunla beraber bulunmasın, dedi. İbn-i Ömer bunları işitiyordu. Ama ne hayır ne de evet demeyip sükût etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshak b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Mansur'dan, o da Mücâhid'den naklen haber verdi. Şöyle demiş: Ben ve Urvetu'bnu Zübeyr mescide girdik. Bir de baktık Abdullah b. Ömer Âişe'nin hücresine dayanmış oturuyor. Cemâat da mescidde kuşluk namazı kılıyorlar. Kendisine bunların namazını sorduk. — Bid'attir, dedi. Urve ona : — Yâ Ebâ Abdirrahmân! Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kaç Umre yaptı? diye sordu. Abdullah: — Dört Umre yaptı. Bunların biri Receb'dedir, cevâbını verdi. Biz kendisini tekzib edip red cevâbı vermekten çekindik. (Bu arada) hücrede Âişe'nin misvaklandığını duyduk. Urve (ona) : — Ey mü'minlerin annesi! Ebû Abdirrahmân'ın söylediklerini işitmiyor musun? dîye sordu. Âişe (Radiyallahu anha): — Ne söylüyor? dedi. Urve: — Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in dört Umre yaptığını, bunlardan birinin Receb'de olduğunu söylüyor, dedi. Bunun üzerine Âişe (Radiyallahu anha) : — Allah Ebû Abdirrahmân'a rahmet buyursun! Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiç bir Umre yapmamıştır ki, kendisi de onunla beraber bulunmasın. O Receb ayında hiç bir Umre yapmamıştır, dedi. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebî Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Medine'den çıkarken) ağacın bulunduğu yoldan çıkar; (girerken) Muarraz yolundan girermiş. Mekke'ye giderken dahî yukarki yoldan girer aşağıki yoldan çıkarmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana bu hadîsi Züheyr b. Harb ile Muhammedu'bnü'l-Müsennâ dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yahya yani El-Kattan, Ubeydullah'dan bu isnadla rivayet etti. Züheyr'in rivayetinde: «Bathâ'daki yukarki yoldan...» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedu'bnü'l-Müsennâ ile İbni Ebî Ömer hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbnu'l-Müsennâ dedi ki: Bize Süfyan, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da Aişe'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye geldiği vakit üst tarafından girer; alt tarafından çıkarmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Üsâme Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fetih yılında Mekke'nin yukarısındaki Kedâ yolundan girmiş. Hişâm demiş ki: «Babam Mekke'ye her iki yoldada girerdi. Ama ekseriya Kedâ'dan girerdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb ile Ubeydullah b. Sâîd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yahya yâni El-Kattân, Ubeydullah'tan rivâyet etti. (Demişki): Bana Nâfi', İbni Ömer'den naklen haber verdiki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem) geceyi sabaha kadar Zi Tavâ'da geçirmiş; sonra Mekke'ye girmiş. Nâfi': «Abdullah da bunu yapardı» demiş. İbni Saîd'in rivayetinde: «Hattâ sabah namazını kıldı» kaydı vardır. Yahya yahut sabahlayıncaya kadar dedi şeklinde rivayet etmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû'r-Rabî' Ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb Nâfi''den rivayet ettiki, İbni Ömer Zi Tavâ'da gecelemeden ve sabahlayıp da yıkanmadan Mekke'ye gelmezmiş» Sonra Mekke'ye gündüzün girer Nebi (Sallallahu Aleyhi ye Sellem)'den naklen onun da böyle yapdığını söylermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedu'bnü İshâk El-Müseyyebî rivayet etti. (Dediki): Bana Enes yani İbni Iyâz, Mûsâ b. Ukbe'den, o da Nâfi'den naklen rivayet etti. Nâfi'e de Abdullah anlatmış ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem) Mekke'ye gelirken Zi Tavâ'ya iner, orada geceler hattâ sabah namazını kılarmış. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem)'in burada namaz kıldığı yer sarp bir tepenin üzerinde imiş. Sonradan orada yapılan mescidde değil ondan daha aşağıda sarp bir tepenin üzerinde imiş. İzah 1260 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. İshâk El-Müseyyebî rivayet etti. (Dediki): Bana Enes yâni İbni lyâz, Mûsâ b. Ukbe'den, o da Nâfi'den naklen rivayet etti. Nâfi'e da Abdullah haber vermiş ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisi ile uzun dağın arasındaki dağın iki tepesini Kabe'ye doğru karşısına almış oraya (sonra) kurulan mescidi tepe tarafındaki mescidin soluna almış. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ye Sellem)'in namaz kıldığı yer ondan daha aşağıda kara tepenin üzerindeymiş. Tepeden on arşın yahut ona yakın bir mikdâr aşağı imiş. Sonra insanın kıblesine düşen uzun dağın iki tepesine karşı namaz kılmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebî Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah Nafi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiki; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyti ilk defa tavaf ederken üç defa ramel yapar, dört defa da alelade yürürmüş. Safa ile Merve arasında sa'y yaparken dahî Mesîl vadisinde hızlı yürürmüş. Bunu İbni Ömer de yaparmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Abbâd rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim yâni İbni İsmail, Musa b. Ukbe'den, o da Nafi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye ilk geldiğinde hacc ve Umre için tavaf ederken Beyti üç defa hızlıca dolaşır sonra dört defa alelade yürürmüş. Sonra iki rek'ât namaz kılar; arkasından Safa ile Merve arasında sa'y yaparmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû't-Tâhir ile Harmeletu'bnu Yahya rivayet ettiler, Harmele dediki: Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yunus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Ona da Salim b. Abdillâh haber vermişki, Abdullah b. Ömer şunu söylemiş: «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Mekke'ye geldiğinde ilk tavafını yaparken Hacer-i Esved'i istilâm buyurarak yedi tavafın üçünde ramel yaparken gördüm. » İzah 1263 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Ömer b. Ebân El-Cu'fî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni'l-Mübârek rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbni Ömer (Radiyallahu anh)'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hacer-i Esved'den Hacer-i Esved'e kadar üç defa ramel yaptı dört defa da alelade yürüdü.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kâmil El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Süleym b. Ahdar rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Nâfi'den naklen rivayet etti ki, İbni Ömer hacer den hacere ramel yapmış ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yaptığını söylemiş. İzah 1263 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Malik rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Mâlike, Ca'fer b. Muhammed'den dinlediğim, onun da babasından, onun da Câbir b. AbdiIlâh (Radiyallahu anhuma)'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Câbir: «Ben (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in üç tavafda Hacer-i Esved'den başlıyarak yine ona varıncaya kadar ramel yaptığını gördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Mâlik ile İbni Cüreyc, Ca'fer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç tavaf da hacerden hâcere ramel yapmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid b. Ziyâd rivayet etti. (Dediki): Bize Ciireyrî, Ebu't-Tufeylî'den rivayet etti. Şöyle demiş: İbni Abbâs'a: Ne buyurursun. Beyti şu üç tavaf ramel ve dört tavaf âdî yürüyüş meselesi sünnet midir? Kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar, dedim. İbni Abbas : «Hem doğru söylemişler hem yanlış!» cevâbını verdi. — (Bu) hem doğru sftytemişier hem yanlış sözünün manası nedir? dedim, ihni Abbas şanu söyledi — Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye geldi de müşrikler: Hakikaten Muhammed ile ashabı yıllıktan Beyti tavaf edemiyorlar, dediler. Ona haset ediyorlardı. Bunun üzerine ResuluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabına üç tur ramel yapmalarını, dört tur da alelade yürümelerini emir buyurdu. İbai Abbâs'a: — Bana Safa ile Merve arasında vasıtaya binerek sa'y yapmayı haber ver. Bu da sünnet midir? Zirâ kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar, dedim. İbni Abbâs: — Hem doğru söylemişler hem yanlış cevâbını verdi Ben: — (Bu) hem doğru söylemişler hem yanlış sözünün mânâsı nedir? dedim. İbni Abbâs şunu söyledi: — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına halk üşüştüler, işte Muhammedi İşte Muhammedî diyorlardı. Hattâ evlerden genç kızlar bile çıkmışlardı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda halk dövülemezdi. Başına birçok kimseler toplanınca hayvana bindi ama yürüyerek sa'y yapmak efdaldır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Muhammedu'bnü'l-Mûsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yezid rivayet etti. (Dediki): Bize Cüreyrî bu isnâdla bu hadîsin mislini, haber verdi. Yalnız o: «Mekkeliler hasetçi bir kavim idiler» dedi. «Ona haset ederlerdi» demedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Ebi Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, İbni Ebî Hüseyin'den, o da Ebu't-Tufeyl'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: İbni Abbâs'a : Kavmin Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Beyti tavaf ederken ve Safa ile Merve araslnda ramel yaptığını, bunun sünnet olduğunu söylüyorlar, dedim. îbni Abbâs: — Hem doğru söylemişler hem yanlış cevâbını verdi. İzah 1266 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Râfİ' rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Âdem rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr, Abdülmelik b. Saîd b. Ebcer'den, o da Ebu't-Tufeyl'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: İbni Abbâs'a : — Ben. Retûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i gördüğümü zannediyorum, dedim. İbni Abbâs: — O halde onu bana tavsif et, dedi. — Onu Merve'de dişi bir deve üzerinde gördüm. Etrafına birçok insanları toplanmışlardı dedim. Bunun üzerine İbni Abbâs: — İşte Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) odur. Halk onun huzurundan kovulmaz ve zorlanmazlardı, dedi. İzah 1266 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebu'r-Rebî-Ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd, Eyyûb'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashâbıyla Mekke'ye geldi. Kendilerini Yesrib'in sıtması zayıflatmıştı. Müşrikler: Yarın size öyle bir kavim gelecek ki sıtma kendilerini bitirmiş. Ondan çok elem çekmişler dediler. Ve hicrin arkasına oturdular. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de müşrikler müslümanların celâdetini görsünler diye ashâbma tavafın üç turunda ramel yapmalarını, iki köşe arasında da adî yürüyüşle yürümelerini emir buyurdu. Bunun üzerine müşrikler: — Sıtmanın kendilerini bitirdiğini söylediğiniz adamlar bunlar mı? Bunlar filân ve filândan daha sağlammışlar, dediler. İbni Abbâs (sözüne devamla) : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i ashabına bütün turlarda ramel yapmalarını emir buyurmaktan men eden şey ancak anlara acıması olmuştur.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Amru'n-Nâkıd ile İbni Ebî Ömer ve Ahmed b. Abde hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Abde (Dediki): Bize Süfyân, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da îbni Abt&s'tan naklen rivayet etti. İbni Abbâs: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyti ancak müşriklere kuvvetini göstermek İçin ramel ve hızla tavaf etmiştir.» demiş. İzahı: Bu hadîsi Buhâri hacc bahsinin bir-iki yerinde ve «Kitâbü'I-Megâzî»de; Ebû Dâvûd ile Nesâî hacc bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Nevevî diyor ki: «îbni Abbâs'ın bu hadîsi bundan önceki rivayetlerle nesh edilmiştir. Çünkü îbni Abbâs hadîsi Hicretin yedinci yılında Mekke fethedilmezden önce îfâ olunan kaza Umresine aittir. O zaman müslümanlar bedenen zayıf idiler. Tavaf esnasında ramel yapmaları kuvvetli görünmek içindi. Buna iki rüknü Yemânî'den gayrı yerlerde muhtaçtılar. Çünkü müşrikler Hicr denilen yerde oturuyor, rükn-ü yemânî denilen iki köşe arasında müslümanları görmüyor, diğer köşeler arasında tavaf ederken görüyorlardı. Nebi (Sallallahu Âleyhi ve Selîem) Hicretin onuncu yılında Veda haccını îfâ ettiği vakit Hacer-i Esved'ten başlıyarak yine Haceri Esved 'e kadar ramel yapmışdır. Binâenaleyh bu son fi'liyle amel etmek vâcib olur.» Nevevî'nin bahsettiği nesh bir tur tavafın yarısında ramel yapıp yarısında yapmamaya aittir. Çünkü îbni Abbâs (Radiyallahu anh) hadîsinde iki rüknü yemânî arasında ramel yapılmaıyacağı bildirilmektedir. Bu mes'ele îmam Nevevî'nin dediği gibi nesh edilmiştir. Bugün tavafın ilk üç turunda Hacer-i Esved'den başlayarak yine onda bitmek suretiyle ramel yapılır. Hicr: Hatîm denilen yerin içidir. Hatîm Kâbe.i Muazzama'nin altın oluk tarafındaki yarım duvarla çevrilmiş yerdir. Vaktiyle bu yer Kabe'ye dahil idi. Hükmen yine Kabe'nin içinden sayıldığı cihetle tavaf Hatîmin arkasından yapılır îbni Abbâs (Radiyallahu anh): «Hem doğru söylemişler, hem yanlış» sözü ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in fi'li olduğunu doğru söylemişler, fakat bunun bir sünnet-i müekkede olduğu iddiasında hatâ etmişler demek istemiştir. Çünkü ona göre ramel meselesi senelerce tekrarı matlûb olan bir iş değil, küffâra kuvvetli görünmek için yalnız o seneye mahsustur. Hz. îbni Abbâs'ın mezhebi bu ise de sahabe ve tabiîn ile onlardan sonra gelen bütün ulemâ bu hususta ona muhalefet ederek tavafın ilk üç turunda ramelin sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bu sünneti terkeden faziletten mahrum kalır. Bununla beraber tavafı yine de sahihtir. Kurban lâzım gelmez. Abdullah b. Zübeyr'e göre ramel tavafın yedi turunda da sünnetdir. Hasan-ı Basrî, Sevrî ve Mâlikiler'den Abdülmelik b. Mâcişûn'a göre tavaf esnasında rameli terk edenin kurban kesmesi gerekir. Vaktiyle İmam Mâlik'in dahî buna kail olduğu, fakat sonra rücû ettiği söylenir. Cumhur-u ulemâ'nın delili Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in veda haccında tavafın ilk üç turunu ramel ile yapıp geri kalan dört turunda alelade yürümesi ve sonra : «Hac fiillerini nasıl yapacağınızı benden alın» buyurmuş olmasıdır. İbni Abbâs (Radiyallahu anh) kendisine Safa ile Merve arasında vâsıtaya binerek sa'y yapmanın hükmü sorulduğu ve «Kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar» denildiği vakit yine: «Hem doğru söylemişler, hem yanlış» diye cevap vermiştir. Gerçi ibarede «Kezebû» lâfzı kullanılmıştır. Bunun asıl mânâsı «yalan söylemişler» demek ise de bu gibi yerlerde mezkûr kelimenin hatâ mânâsında kullanıldığını kitabımızın baş taraflarında görmüştük. Hz. İbni Abbâs bu sözüyle: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayvan üzerinde sa'y yaptığını doğru söylemişler, fakat bunun yürümekten efdal olduğunu söylemekte hatâ etmişler. Çünkü yürümek daha faziletlidir.» demek istemiş ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in özürden dolayı hayvana bindiğine işaret etmiştir. Ulemâ bu kavlinde İbni Abbâs (Radiyallahu anh) ile beraberdir. Yesrib: Medîne-i Münevvere'nin câhiliyyet devrindeki ismidir. Hadîs-i şerifin muhtelif rivayetleri vardır. İsmâîlî'nin rivayetinde: «Müşrikler: Size çıplak bir kavim gelecek demişler. Onların bu sözünü Allah Nebisine bildirmiş, o da ashabına hem ramel yapmalarını, hem de âdi yürüyüşle yürümelerini emir buyurmuşdu» denilmiş: İbni Mâce'nin rivayetinde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hudeybiye'den sonraki Umresi için Mekke'ye girmek istediği vakit ashabına: Yarın kavminiz sizi görecektir. Ama sizi zinde görmelidirler buyurmuş, Mescid-i Haram'a girdikleri vakit ashâbıyla beraber Hacer-i Esved'i istilâm ederek ramelle tavaf etmişlerdir.» buyrulmuş; Taberânî'nin rivayetinde : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Umreye niyet edince Mekkelilerin ashabı hakkında zayıflamışlar diye söz ettiklerini duymuş ve Mekke'ye varınca ashabına : Haydi bakalım kollarınızı, paçalarınızı sıvayın da ramelle yürüyün! Tâ ki kavminiz kuvvetli olduğunuza kaani olsun, buyurmuşdur.» denilmektedir. Bir rivayette ashabın ramel yaptığını gören Küreyş kâfirlerinin: «Bunlar ceylânlar gibi adamlarmış» dedikleri bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbni Şihâb'dan, o da Salim b. Abdillâh'dan, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet etti ki, Abdullah: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beyt'ten İki rükn-ü Yemân'dan başka bir meshederken görmedim.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele rivayet ettiler. Ebû't-Tâhîr dediki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Sâlim'den, o da babasından naklen haber verdi. Babası (Abdullah) : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), beytin rükünlerinden rükn-ü Esved ile ondan sonra gelen Cumahlıların evleri tarafındaki rükünden başka bir yeri istilâm etmezdi.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'I-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Haris, Ubeydullah'dan, o da Nâfi'den, o da Abdullah'daıı naklen rivayet etti. Abdullah, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hacer-i Esved ile Rükn-ü Yemânî'den başka hiç bir yeri istilâm etmezdiğini söylemiş. İzah 1268 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile Züheyr b. Harb ve Ubeydullah b. Saîd hep birden Yahye'l-Kattân'dan rivayet, ettiler. İbnü'I-Müsennâ dediki: Bize Yahya, Ubeydullahdan rivayet etli. (Demişki): Bana Nâfi îbni Ömer'den rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş : «Bu iki rüknü (yâni) Rükn-ü Yemani ile Hacer-i Esved'i, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in istilâm buyurduğunu gördüm göreli ne şiddette ne de serbest zamanda istilâmı terketmedim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İbni Numeyr hep birden Ebû Hâlid'den rivayet ettiler. Ebû Bekir dediki: Bize Ebû Hâlid-i Ahmar, Ubeydullah'dan, o da Nâfi'den naklen rivayet etti. Nâfi' şöyte demiş: «İbni Ömer'in eliyle Hacer-i Esved'i istilâmda bulunduğunu gördüm. Sonra elini öptü ve: — Ben, bunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığını gördüm göreli terk etmedim! dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû't-Tâhir rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bize Amr b. Haris haber verdi. Ona da Katâdetü'bnü Diâme, ona da Ebû't-Tufeyl-i Bekri rivayet etmişki kendisi (Ebû't-Tufeyl), İbni Abbâs'i: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i, iki rükn-ü yemanîden başkasını istilâm ederken görmedim.» derken işitmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus ile Amr haber verdiler. H. Bana Hârûn b. Saîd El-Eylî dahî rivayet etti.- (Dediki): Bana İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr, İbni Şihâb'dan, o da Sâlim'den naklen haber verdi. Sâlim'e de babası rivayet etmiş. Demişki: Ömerü'bnü'l-Hattâb, Hacer (-i Esved)'i öptü, sonra şunu söyledi: «Vallahi pekâlâ bilirim kî sen, bir taşsın! Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, seni öptüğünü görmeseydim, seni öpmezdim.» Hârûn kendi rivayetinde şunu da ziyâde etmiş: Amr dediki: Bana, bunun mislini Zeydü'bnu Eslem, babası Eslem'den rivayet etti.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Ebi Bekir El-Mukaddemi rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki, Ömer Hacer-i Esved'i öperek: «Ben, seni öpüyorum ve senin bir taş olduğunu pekâlâ biliyorum. Amma Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'l seni öperken gördüm.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Halef b. Hişâm ile El-Mukaddemî, Ebû Kâmil ve Kuteybetü'bnu Saîd hep birden Hammâd'dan rivayet ettiler. Halef dediki: Bize Hammâd b. Zeyd, Âsım-ı Ahvel'den, o da Abdullah b. Sercis'den naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Dazlağı yâni Ömerü'bnu'l-Hattâb'ı Hacer-i Esved'i öperken gördüm. Hem şunları söylüyordu: «Vallahi seni öpüyorum, senin bîr taş olduğunu, zarar ve fayda vermediğini de pekâlâ biliyorum. Eğer Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in seni öptüğünü görmüş olmasaydım, seni ben de öpmezdim.» El-Mukaddemî ile Ebû Kâmil'in rivayetinde: Dezlakcağızı gördüm.» ifâdesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, Züheyr b. Harb ve ibnî Numeyr hep birden Ebû Muâviye'den rivayet ettiler. Yahya dediki: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Abis b. Rabia'dan naklen haber verdi. Abis şöyle demiş : «Ömer'i Hacer-i Esved'i öperken gördüm; şöyle diyordu: — «Ben, seni öpüyorum, ama bir taş olduğunu da biliyorum! Eğer Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) seni öperken görmüş olmasay­dım, ben de öpmezdim.» İzah 1271 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb, hep birden Veki'den rivayet ettiler. Ebû Bekir dediki: Bize Vekî', Süfyân'dan, o da İbrahim b. Abdila'lâ'dan o da Süveyd b. Gafele'den naklen rivayet etti. Süveyd şöyle demiş: Ömer'i, Hacer-i Esved'i öpüp kucaklarken gördüm. Hem : — Resulullah (Sallallahu A ley hi ve Sellem)'i sana îtinâ ederken gördüm! dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana, bu hadisi Muhammedü'bnu'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân, Süfyân'dan bu isnadla rivayette bulundu. O: «Lakin ben, Ehû'l-Kaasim.(SallalIahu Aleyhi ve Sellem)'i sana îtina ederken gördüm,..» dedi; «Onu kucakladı.» demedi. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû't-Tâhir ile Harmeletü'bnu Yahya rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Ubeydullah b. Abdİllâh b. Utbe'den, o da İbni Abbâs'dan naklen haber verdiki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) veda haccında rüknü bir baston ile istilâm ederek, deve üzerinde tavaf eylemiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Alîyyu'bnü Müshir, İbni Cüreyc'den, o da Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir (Radiyallahu anh) şöyle demiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Veda Haccında Beyt-i şerifi hayvanı üzerinde tavaf etti. Halk kendisini görsünler de suâl sorsunlar diye yüksek yerde bulunmak için Hacer-i Esved'i bastonuyla istilâm etti. Çünkü halk .etrâfına üşüşmüşlerdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Aliyyü'bnü Haşrem rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus, İbni Cüreyc'den naklen haber verdi. H. Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed yâni İbni Bekir haber verdi (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ebu Zübeyr haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş ; «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Veda Haccında Beyt-i şerifi ve Safa ile Merve arasını, halk kendini görsünler de suâl sorsunlar diye yüksekte bulunmak için hayvanı üzerinde tavaf etti. Çünkü halk etrafına üşüşmüşlerdi.» İbni Haşrem yalnız: «Ona sorsunlar diye...» ifâdesini zikretmedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Hakem b. Mûsâ El-Kantarî rivayet etti. (dediki): Bize Şuayb b. İshâk, Hişâm b. Urve'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Aişe (Radiyallahu anha): «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), halk kendisinden menedîlmesin diye Kabe'nin etrafında devesi üzerinde tavaf etti. Rüknü istilâm ediyordu.» 1273 ü okumadı iseniz okuyun

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Dâvûd rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'rûf b. Harrebûz rivayet etti. dediki: Ebû't-Tufeyl'i şunu söylerken işîttim: «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Beyti tavaf ederken gördüm,rüknü elindeki baston ile istilâm ediyor ve bastonu öpüyordu.» 1273 ü okumadı iseniz okuyun

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Muhammed b. Abdirrahmân b. Nevfel'den dinlediğim, onun da Urve'den, onun da Zeyneb binti Ebî Seleme'den, onun da Ümmü Seleme'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Ümmü Seleme şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e rahatsızlığımdan şikâyet ettîm de: — Hayvana binerek halkın arkasından tavaf et! buyurdular. Ben de (o suretle) tavaf ettim. O anda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyt-i şerif'in yanı başında namaz kılıyor ve Tür sûresini okuyordu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muaviye, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Urve şöyle demiş: Âişe'ye: — Ben öyle zannediyorumki bir adam Safa ile Merve arasında sa'y yapmasa, zarar etmez! dedim. Aişe; — Niçin? diye sordu. — Çünkü Allah Teâlâ: (Şüphesiz ki Safa İle Merve Allah'ın şeâirindendir ilâ ahir..) [ Bakara 158 ] buyuruyor; dedim. Bunun üzerine Aişe (Radiyallahu anha) şunu söyledi: — Allah Safa ile Merve arasında sa'y yapmayan bir kimsenin haccını da umresini de tamam kabul etmez. Eğer mes'ele senin dediğin gibi olsaydı âyet-i kerime (Onların arasında sa'y yapmaması, ona zarar etmez!) şeklinde olurdu. Sen, bu âyetin ne hususta nazil olduğunu bilirmisin? Ayet-i kerîme şu hususta nazil olmuştur: Câhiliyet devrinde Ensâr deniz kenarında bulunan iki put için telbiye getirirlerdi. Bunlara îsâf ve Naile denilirdi. Sonra (Mekke'ye) gelerek Safa ile Merve arasında sa'y yaparlar, bilâhare traş olurlardı. İslâmiyet gelince câhiliyet devrinde bakarak Safa ile Merve arasında sa'y yapmaktan çekindiler. Bu sebeple Allah (Azze ve Celle) (Şüphesiz kii Safa ile Merve, Allah'ın şeâirindendir.) âyet-l kerîmesini sonuna kadar inzal buyurdu. Bir daha Ensâr da tavaf ettiler.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usânıe rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm b. Urve rivayet etti. (Dediki): Bana babam haber verdi. (Dediki): «Aişe'ye: — Ben, Safa ile Merve arasında sa'y yapmamakta, kendim için bir beis görmüyorum! dedim. Âişe : — Niçin? diye sordu: — Çünkü Allah (Azze ve Celle)-. (Şüphesiz ki Safa ile Merve, Allah'ın şeâirindendir,.) » dedim. Bunun üzerine Âişe: — Mes'ele senin dediğin gibi olsa, âyet-i kerime: (O kimseye Safa İle Merve arasında tavaf etmemekte bir beis yoktur!) şeklinde inerdi. Bu âyet-i kerîme Ensâr'daıı bîr takım insanlar hakkında nazil olmuştur. Câhiliyet devrinde bunlar ihrama girerken Menât için telbiye getirirlerdi. Bu sebeple Safa ile Merve arasında sa'y yapmak onlara helâl değildi. (Bu zevat) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte, hacca geldikleri vakit, bunu kendisine andılar, Allah Teâlâ da bu âyeti indirdi. Ömrüme yemin ederim kî Safa ile Merve arasında sa'y yapmayan kimsenin haccını, Allah kabul etmez!»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Amru'n-Nâkıd ile İbni Ebi Ömer hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler, İbni Ebî Ömer (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. (Dediki): Zührî yi Urvetü'bnü'z-Zübeyr'den naklen rivayet ederken dinledim. Urve şöyle demiş: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'ye : — Ben, Safa ile Merve arasında sa'y yapmayan bir kimseye bir şey lazım geldiğini zannetmiyorum. Onların arasında sa'y yapmamış olmama da aldırış etmiyorum! dedim. Âişe: — Ne çirkin söz söyledin, ey kız kardeşim oğlu! Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sa'y yapmış, Müslümanlar da bunu îfâ etmişlerdir. Binâenaleyh bu, bir sünnet olmuştur. Safa ile Merve arasında sn'y yapmayanlar ancak Müşellel'deki azgın Menâta telbiye getirenlerdir. islâmiyet gelince biz, bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sorduk. Bunun üzerine Allah (Azze ve celle)-, (Şüphesiz ki Safa ile Merve, Allah'ın şeâirindendir. İmdi her kim Beyti hacceder yahut Umre yaparsa, bunların arasında sa'y yapmasından beis yoktur.) âyet-i kerîmesini indirdi. Eğer dediğin gibi olsaydı, âyet-i kerîme: (O kimseye sa'y yapmamakta bir beîs yoktur.) şeklinde inerdi; dedi.» Zühri demişki: «Ben, bunu Ebu Bekir b. Abdirrahman b. Haris b. Hişam'a söyledimde onun hoşuna gitti ve şöyle dedi: — İşte ilim budur! Vallahi ben, ulemâdan bir takım kimseleri şunu söylerken işittim: Araplardan Safa ile Merve arasında sa'y yapmayanlar: (Bizim, bu iki taş arasındaki sa'yimiz câhiliyet devrinden kalma bir âdettir.) derlerdi. Ensar'dan diğer bir takım Araplar : (Biz ancak beyti tavaf etmeye memur olduk. Safa ile Merve arasında sa'y yapmakla me'mûr değiliz!) diyorlardı. Bunun üzerine Allah (Azze ve Ceîle): (Şüphesiz kî Safa ile Merve, Allah'ın şeâirindendir.) âyet-i kerîmesini indirdi.» Ebû Bekir b. Abdirrahmân: «Zannederim bu âyet her iki fırka hakkında nazil olmuşdur.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Râfî rivayet etti. (Dediki): Bize Huceyn b. Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Ukayl'den, o da İbni Şihâb'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Urvetü'bnu*z Zübeyr haber verdi; «Aişe'ye sordum...» diyerek hadisi, yukarki hadîs tarzında rivayet etmiş, şunları da söylemiştir: «Onlar, bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sorarak: — Yâ Resûlallah! Biz Safa ile Merve arasında sa'y yapmaktan çekiniyoruz! dedikleri vakit. Allah (Azze ve Celle) de: (Şüphesizki Safa ile Merve, Allah'ın şeâirindendir. İmdi her kim Beyti hacceder yahut Umre yaparsa bunların arasında sa'y yapmasından beis yoktur) âyet-i kerimesini indirdi, Âişe: — Gerçekten (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Safa ile Merve arasındaki sa'yi» sünnet (olarak meşru) kılmıştır. Binâenaleyh onların arasındaki sa'yi terketmek kimsenin hakkı değildir! dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Harmeletu'bnu Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihab'dan, o da Urvetü'bnu'z-Zübeyr'den naklen haber verdi. Urveye de Aişe haber vermişki: Müslüman olmazdan evvel Ensâr ile Gassân Menât için telbiye getirirler, Safa ile Merve arasında sa'y yapmaktan çekinirlermiş. Bu, onların babalarından kalma bir âdetiymiş. Menât için ihrama giren, Safa île Merve arasında sa'y yapmazmış. İslâmiyeti kabul ettikleri vakit bunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sormuşlar da Allah (Azze ve Celle) bu bâbda: (Şüphesiz ki Safa ile Merve, Allah'ın şeairindendir. İmdi her kim Beyti hacceder yahut Umre yaparsa, onların arasında sa'y yapmasında bir beis yoktur. Kim kendiliğinden bir hayır işlerse bilmeli ki, Allah şükrü kabul eden ve bilendir.) âyeti kerîmesini indirmiş. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye, Asımdan, o da Enes'den naklen rivayet etti. Enes (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Ensâr Safa ile Merve arasında sa'y yapmaktan çekinirdi. Nihayet: (Şüphesiz ki Safa ile Merve, Allah'ın şeârindendir. İmdi her kim beyti hacceder yahut Umre yaparsa, onların arasında sa'y yapmasında bir beis yoktur.) âyet-i kerîmesi nazil oldu.» [Bakara]

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, îbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi. O da Câbir b. Abdillâh'ı: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ashabı Safa ile Merve arasında bir sa'yden başka sa'y yapmadılar.» derken işitmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc bu isnâdla bu hadîsin mislini haber verdi. Ve: «Yalnız bîr tavaf, birinci tavafını yaptı...» Dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim ile Aliyyu'bnu Haşrem ikisi birden tsâ b. Yûnus'dan rivayet ettiler. İbni Haşrem dediki: Bize îsâ, İbııi Cüreyc'den naklen haber verdi. (Demişki): Bana Atâ' haber verdi. (Dediki): Bana İbni Abbâs haber verdi ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müzdelife'den Fadl'ı terkisine almış. Atâ' şunu da söylemiş: Bana İbni Abbâs haber verdi. Ona da Fadl haber vermiş ki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemre-i Akabe'de taşları atıncaya kadar telbiyeye devam etmiş. İzah 1282 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybe'tü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. H. Bize İbni Runıh da rivayet etti. (Dediki): Bana Leys, Ebû'z-Zübeyr den, o da İbni Abbâs'ın azatlısı Ebû Mâbed'den, o da İbnî Abbâs'dan, o da Fadl b. Abbâs'dan naklen haber verdi. Fadl, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in terkîsindeymiş. Arafe gecesi ve Müzdelife sabahı halk yola çekildikleri vakit Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: — Sükûneti muhafaza edin! buyurduğunu söylemiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesinin yularını kasıyormuş. Mina'dan mâdût olan Muhassir'e girince: — Cemrede atılacak ufak taşları toplayın! buyurmuşlar. Fadl: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemre-i Akabe'de taşlarını atıncaya kadar telbiyeye devam buyurdu.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana, bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b, Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû'z-Zübeyr bu isnâdla haber verdi. Yalnız o, hadîsde : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemre-i Akabe taşlarını atıncaya kadar telbiyeye devam etti.» cümlesini söylememiş; kendi rivayetinde : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), insanın ufak taş atması gibi eliyle işaret bu yürüyordu.» ifâdesini ziyâde etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'l-Ahvas, Husayn'dan, o da Kesir b. Müdrik'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen rivayet etti. Abdurrahmân şöyle demiş: «Biz Müzdelife'deyken Abdullah şunları söyledi: — Ben kendisine Bakara sûresi indirilen zâtın bu makaamda: (Lebbeyk Allahumme lebbeyk) (Tekrar îcâbet sana yâ Rabbî! Tekrar îcâbet sanal) derken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana bu hadisi Yûsuf b. Hammâd El-Ma'niy dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Ziyâd yâni El-Bekkâî, Husayn'dan, o da Kesir b. Müdrik-i Eşcaî'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd ile Esved b. Yezîd'den naklen rivayet etti. Şöyle demişler: Biz, Abdullah b. Mes'ûd'u Müzdelife'de şunu söylerken işittik: — Ben, kendisine Bakara sûresi indirilen zâtı burada: «(Lebbeyk Allahumme lebbeyk) Tekrar icabet sana yâ Rabbi! Tekrar İcabet sana!» derken işittim. Sonra telbiye getirdi. Onunla birlikte biz de telbiye getirdik

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ahmed b. Hambel ile Muhammedu'bnu'l-Müsennâ rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H. Bize Saîd b. Yahya El-Emevî de rivayet etti, (Dediki): Buna babam rivayet etti. Her iki râvî: «Bize Yahya b. Saîd, Abdullah b. Ebî Seleme'den, o da Abdullah b. Abdillâh b. Ömer'den, o da babasından naklen rivayet etti.» demişlerdir. Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anh) : «Biz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile sabah leyin Mina'dan Arafat'a hareket ettik. Kimimiz telbiye getiriyor, kimimiz tekbîr alıyordu.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim ile Hârûn b. Abdillâh ve Yâkûb-u Devrâkî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yezîd b. Hârûn haber verdi. (Dediki): Bize Abdülazîz b. Ebî Seleme, Ömer b. Hüseyin'den, o da babasından naklen haber verdi. Şöyle demiş : «Arafe sabahı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. Kimimiz tekbir alıyor, kimimiz telbiye getiriyordu. Biz tekbîr alıyorduk.» (Abdullah b. Ebî Seleme Demişki): «Ben : — Vallahi siz şaşılacak adamlarsınız! Ona niçin : (Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i nasıl yaparken gördün?) diye sormadınız? dedim.» İzah 1285 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Muhammed b. Ebî Bekr-i Sekafî'den dinlediğim şu hadisi okudum: Muhammed, Enes b. Mâlik ile beraber Mina'dan Arafat'a giderken ona: — Bu günde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile (beraber bulunduğunuz zamanlar) ne yapardınız? diye sormuş. Enes (Radiyallahu anh) — Telbiye getirenlerimiz telbiye getirir, kendisine bir şey denilmez; tekbîr alanlarımız da tekbîr getirir, ona da bir şey denilmezdi! cevabım vermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Süreye b. Yûnus rivayet etti, (Dediki): Bize Abdullah b. Recâ' , Mûsâ b. Ukbe'den rivayet etti. (Demişki):Bana Muhammed b. Ebî Bekr rivayet etti. (Dediki): «Arafe sabahı Enes b. Mâlik'e; — Bugün telbiye hakkında ne dersin? diye sordum; Enes (Radiyallahu anh): — Ben, bu yolu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı ile birlikte yürümüşümdür. Kimimiz tekbîr alır, kimimiz telbiye getirirdi ama kimse kimseyi ayıplamazdı; cevâbını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Mûsâ b. Ukbe'den dinlediğim, onun da İbnİ Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den, onun da Usâmetü'bnü Zeyd'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Kureyb, Usâme'yi şunları söylerken işitmiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Arafat'tan sökün etti. Şi'be geldiği vakit, hayvanından inerek küçük abdest bozdu. Sonra abdest aldı, fakat abdesti mükemmel şekilde almadı. Ben, kendisine: — Namaza buyurun! dedim; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Namaz ilerdedir! diyerek hayvanına bindi. — Müzdelife'ye gelince hayvanından inerek abdest aldı, bu sefer mükemmel bir abdest aldı, sonra namaz için kaamet getirildi ve akşam namazını kıldı. Sonra herkes hayvanını menziline yatırdı, ondan sonra yatsı için kaamet getirildi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu da kıldı. Bunların arasında başka namaz kılmadı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Yahya b. Said'den, o da Zübeyr'in azatlısı Mûsâ b. Ukbe'den, o da İbni Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den, o da Usâmetü'bnü Zeyd'den naklen haber verdi. Usâme şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Arafat'tan sökün ettikten sonra haceti için şu dağ yollarından birine çekildi. Müteakiben ben kendisine su döktüm ve : — Namaz kılacakmısın? diye sordum. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Namaz kılacak yer ilerdedir! buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Mübarek rivayet etti. H. Bize Ebû Kureyb de rivayet etti. Bu lafız onundur. (dediki: Bize İbni Mübarek, İbrahim b. Ukbe'den o d» İbni Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den naklen rivayet: etti. Kureyb şöyle demiş: Ben, Usâmetü'bnü Zeyd'i şunu söylerken işittim: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}, Arafat'tan çekildi, Şi'b'e varınca (hayvanından) inerek küçük abdest bozdu. — Usâme: Su döktü, dememiş — Müteakiben su isteyerek pek mübalağalı olmayan bir abdest aldı. Ben: — Yâ Resûlallah! Namaza buyurun! dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : —- Namaz ilerdedir! buyurdu. Sonra yola revân olarak Müzdelife'ye vardı. Ve orada akşamla yatsıyı (birlikde) kıldı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Adem haber verdi. (Dediki): Bize Ebû Hayseme Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize İbrâhîm b. Ukbe rivayet etti. (Dediki): Bana Kureyb haber verdi ki kendisi Usâmetü'bnu Zeyd'e: — Arafat gecesi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}'in terkisine bindiğin vakit ne süratle hareket ettiniz? diye sormuş. Usâme: — Halkın akşam namazı için develerini çöktürdükleri Şi'b'e geldik. (Orada) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} de devesini çöktürdü ve bevletti. — Usâme su döktü, dememiş.— Sonra abdest suyu isteyerek pek mübalâğalı olmayan bir abdest aldı. Ben: — Yâ Resûlallah! Namaza buyurun! dedim; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Namaz ilerdedir! buyurdu ve hayvanına binerek Müzdelife'ye geldik. (Orada) akşam namazını edâ etti. Sonra halk konak yerlerinde develerini çöktürdüler. Ama yüklerini çözmemişlerdi ki yatsı namazı için ikaamet getirildi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), onu da kıldı. Sonra halk yüklerini çözdüler. Ben (Usâme'ye) : — Sabahladığınız zaman ne yaptınız? diye sordum; Usâme : — (Bu sefer) onun terkisine Fadl b. Abbâs bindi. Ben yaya olarak Kureyş'in önden gidenleriyle birlikte yola revân oldum; dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim rivayet etli. (Dediki): Bize Vekî' haber verrdi. (Dediki): Bize Süfyân, Muhammed b. Ukbe'den o da Kureyb'den, o da Usametü'bnu Zeyd'den naklen rivayet etti ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ümerânın konakladığı boğaza geldiği vakit (hayvanından) inerek bevletmiş. —Usâme burada da: Su döktü, dememiş.— Sonra ahdest suyu isteyerek hafif bir abdest almış. (Usâme Demişki): «Ben : — Yâ Resulallah! Namaza buyurun! dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}: — Namaz ilerdedir! buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sibâ'ın azatlısı Atâ'dan, o da Usâmetü'bnü Zeyd'den naklen haber verdiki Arafâl'tan çekildiği vakit kendisi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}'in terkisindeymiş. Si'b'e gelince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesini çöktürmüş, sonra helaya gitmiş. (Usâme Demişki): «Heladan döndüğü vakit ben, kendisine bir kaptan su döktüm de abdest aldı. Sonra hayvanına binerek Müzdelife'ye geldi ve orada akşamla yatsıyı birlikte kıldı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (dediki): Bize Yezîd b. Harun rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülmelik b. Ebi Süleyman, Atâ'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen haber verdi ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Arafat'tan, Usâme terkisinde olduğu hâlde dönmüş. Usâme: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Müzdelife'ye gelinceye kadar (Arafat'taki) hâli üzere yürümeye devam etti.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebûr-Rabi' Ez-Z«hrânî ile Kuteybetü'bnü Saîd, hep birden Hammâd b. Zeyd'den rivayet ettiler. Ebû'r-Rabî' (Dediki): Bize Hammad rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm, babasından rivayet etti. Babası (Urve) şöyle demiş: «Ben yanında bulunduğum hâlde Usâme'ye sordular —Yahut Usâmetü'bnü Zeyd'e ben sordum.— Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Arafat'tan (dönerken kendisini terkisine almıştı. (Usâme'ye) : — Arafat'tan döndüğü vakit Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nasıl yürüyordu? dedim. (Usâme) : —Eşkim giderdi. Meydan buldu mu koştururdu; cevâbını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdetü'bnu Süleyman ile Abdullah b. Numeyr ve Humeyd b. Abdirrahmân, Hişâm b. Urve'den bu isnâdla rivayette bulundular. Humeyd'in hadîsinde: «Hişâm dediki: — Nass, anakın fevkindedir.» ziyâdesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. dediki: Mâlik'e, îbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Salim b. Abdillâh'dan, onun da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Müzdelife'de akşam ile yatsı namazlarını birlikte kılmış. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnu Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize îbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Ubeydullah b. Abdillâh b. Ömer'den naklen haber verdi. UbeyduIIah, babasının şöyle dediğini haber vermiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müzdelife'de akşam ile yatsıyı birlikte kıldı. Aralarında nafile namaz yoktu. Akşam namazını üç, yatsıyı İki rek'ât olarak kıldı.» Bundan sonra Abdullah, Allah Teâlâ'ya kavuşuncaya kadar Müzdelife'de bu namazları böyle kılmış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ rivayet etti. (dediki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem ile Selemetü'bnü Küheyl'den, onlar da Saîd b. Cübeyr'den naklen rivayet etti ki: Saîd, Müzdelife'de akşam ve yatsı namazlarını bir ikaametle kılmış. Sonra İbni Ömer'in bu şekilde kıldığını söylemiş. İbni Ömer de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'în böyle yaptığını rivayet etmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana, bu hadîsi Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be bu isnâdîa rivayette bulundu ve: «Bu iki namazı bir ikaametle kıldı.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Sevrî, Selemetü'bnu Küheyl'den, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi. İbni Ömer şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müzdelife'de akşamla yatsıyı toptan kıldı. Akşamı üç, yatsıyı da iki rek'ât olarak bir ikametle edâ etti.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b, Ebî Halid, Ebû İshâk'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Saîd b. Cübeyr şunu söyledi: «İbni Ömer'le birlikte Arafat'tan döndük, Müzdelife'ye gelince bize Akşamla Yatsı'yı bir ikametle kıldırdı, sonra namazdan çıktı ve : — Bu yerde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bize bu şekilde namaz kıldırdı; dedi.» İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb toptan Ebû Muaviye'den rivayet ettiler. Yahya dediki: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Umara'dan, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den, o da Abdullah'dan naklen haber verdi. Abdullah şöyle demiş: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vaktinden başka zamanda namaz kıldığını görmedim. Yalnız iki namaz müstesna; Müzdelife'deki akşamla yatsı! O gün sabah namazını dahî vaktinden önce kıldı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim hep birden Ceıir'den, o da A'meş'den bu isnâdla rivayet ettiler. Abdullah: «Sabah namazını vaktinden önce alaca karanlıkta kıldı.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b, Meslemete'bnİ Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Eflâh yani ibni Humeyd, Kasım'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti ki, şöyle demiş: «Müzdelife gecesi Sevde, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den önce izdiham olmadan (Mina'ya dönmek için) ondan izin istedi. Sevde, sebita bir kadındı. — Kasim, sebita'nın: Ağır mânâsına geldiğini söylemiş.— Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ona izin verdi. Bu suretle Sevde ondan önce yola çıktı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bizi sabahlayıncaya kadar alıkoydu, biz de onunla beraber döndük. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den, Sevde'nin yaptığı gibi izin isteyerek, onun izniyle dönmüş olsam benim için bu her sevinilecek şeyden daha iyi idi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim ile Muhammedü'bnii'l-Müsennâ hep birden Sekafî'den rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ dediki: Bize Abdülvabhâb rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Abdurrahmân b. Kaasim'den, o da Kaasim'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe (Radiyallahu anha) şöyle demiş: «Sevde şişman ve ağır bir kadındı. Bu sebeple Müzdelife'den geceleyin dönmek için Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den izin istedi. O da kendisine izin verdi. Müteakiben Aişe (Radiyallahu anha): «Keşke Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den Sevde'nin istediği gibi izin isteseydim.» demiş. Âişe (Radiyallahu anha) ancak imamla birlikte (Mina'ya) dönermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Numeyr rivayet etti. (dediki) ; Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Abdurrahmân b. Kaasim'den, o da Kaasim'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti, Âişe şöyle demiş: «Sevde'nin istediği gibi ben de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den izin isteyerek sabah namazını Mina'da kılmış olmamı, sonra halk gelmeden taşları atmamı dilerdim.» Âişe'ye: «Sevde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den izin istedimiydi?» diye sordular. Aişe : — «Evet, çünkü Sevde ağır, şişman bir kadındı. Bu sebeple Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den izin istedi. O da kendisine izin verdi.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. H. Bize Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahnıân rivayet etti. Bu râvilerden ikisi de Süfyân'dan, o da Abdurrahmân b. Kaasim'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Ebî Bekir El-Mukaddemî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya yâni El-Kattan, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Dediki): Bana Esmâ'nın azatlısı Abdullah rivayet etti. (Dediki): Bana Esma, Müzdelife sâhasındayken ay kavuştu mu? diye sordu. Ben: — Hayır! cevâbını verdim. Bunun üzerine bir müddet namaz kıldı. Sonra; — Yavrucuğum, ay kavuştu mu? diye (tekrar) sordu. Ben; — Evet, cevâbını verdim. Esma: — Beni götür! dedi. Beraberce yola çıktık. Nihayet cemre taşlarını attı, sonra konakladığı yerde namaz kıldı. Ben, kendisine: — Ayol biz alacakaranlıkta geldik! dedim. Esma (Radiyallahu anha): — Hayır'yavrucuğum, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınlara (bu hususta) izin verdi: dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana, bu hadîsi Alîyyü'bnü Haşrem de rivayet etti. (Dediki): Bize İsa b. Yûnus, İbni Cüreyc'den bu isnâdla haber verdi, Onun rivayetinde : «Esma: — Hayır yavrucuğum. Şüphesiz ki Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kadınlarına izin vermiştir! dedi.» ifadesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. H. Bana Aliyyti'bnü Haşrem de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ haber verdi. Bu râviler hep birden İbni Cüreyc'den rivayet etmişlerdir. (îbni Cüreyc Demişki): Bana Ata' haber verdi. Ona da İbni Şevval haber, vermiş ki kendisi Ümmü Habîbe'nin yanına girmiş, Ümmü Habibe ona Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendisini Müzdelife'den geceleyin gönderdiğini haber vermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki): Bize Amr b. Dinar rivayet etti. H. Bize Amru'n-Nâkıd da rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan, Amr b. Dinar'dan, o da Salim b. Şevvâl'den, o da Ümmü Habîbe'den naklen rivayet etti. Ümnıü Habîbe (Radiyallahu anh} «Biz, bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında yapardık. (Yâni) Müzdeliîe'den Mina'ya alaca karanlıkta gelirdik.» demiş. Nâkıd'ın rivayetinde: «Biz, Müzdelife'den alaca karanlıkta çıkardık.» ibaresi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya.b. Yahya ile Kuteybetü'bnü Saîd hep birden Hammâd'dan rivayet ettiler. Yahya dediki: Bize Hammâd b. Zeyd, Ubeydullah b. £bî Yezîd'den naklen haber verdi. Demişki: İbni Abbâs'ı şunu söylerken İşittim: «Resulullan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni eşya ile birlikte —yahut zayıflar arasında— geceleyin Müzdelife'den gönderdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebü Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ebî Yezîd rivayet etti ki, kendisi îbni Abbâs'ı: «Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ailesinin zayıfları arasında ileri gönderdiklerindenim.» derken işitmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki): Bize Amr, Ata'dan, o da Îbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs (Radiyallahu anh) şöyle demiş: — «Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ileri gönderdiği zayıf ailesi efradı nıeyânındaydım.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Hunıeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedikî): Bana Atâ' haber verdi kî İbni Abbâs şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni seher vakti kendine ait ağırlıklarla birlikte Müzdelife'den gönderdi.» (îbni Cüreyc Demişki): «Ben (Atâ'ya) : — İbni Abbâs'ın (Beni uzun bir gecede gönderdi.) dediğini duydun mu? diye sordum. — Hayır, yalnız bu şekilde seher vakti (dediğini biliyorum.) cevâbını verdi. Ben: — Ama İbni Abbâs: Biz cemre taşlarını fecirden önce attık! demiş. Sabah namazını nerede kıldı? dedim. Ata': — Hayır, hadîs ancak söylediğim gibidir! cevâbını verdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû't-Tâhîr ile Harmeletü'bnu Yahya rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Ona da Salim b. Abdillâh haber vermiş ki: Abdullah b. Ömer ailesinin zayıf olanlarını Önden gönderir de geceleyin Müzdelife'deki Meş'ar-i Harâm'da vakfe yaparlar, hatırladıkları dualarla Allah'ı zikrederlermiş. Sonra imam (gelip) vakfe yapmadan ve oradan ayrılmadan yola çıkarlar; kimisi Mina'ya sabah namazında gelir, kimisi de ondan sonra ulaşırmış. Geldikleri vakit cemreyi atarîarmış. İbni Ömer: — Bunlar hakkında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ruhsat verdi; dermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile Ebu Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Muaviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezid'den naklen rivayet etti. Abdurrahman şöyle demiş: «Abdullah b. Mes'ûd, Akabe cemresinde vadinin içinden yedi ufak taş attı. Her taşı atarken tekbîr alıyordu. Kendisine : — Bâzı kimseler taşları vadinin üstünden atıyorlar! dediler. Abdullah b. Mes'ûd: — Kendinden başka İlâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı burasıdır; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Mincâb b. Haris Et-Temîmî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Müshir, A'meş'den naklen haber verdi. (Demişki): Ben Haccâc b. Yûsuf'u minber üzerinde hutbe okuyarak şöyle derken işittim; «Kur'ân'ı Cibril'in sıraladığı gibi sıraya koyun! (Evvelâ) içinde Bakara zikredilen sûre. (sonra) içinde Nisa zikredilen sûre ve içinde (daha sonra) Âl-i Imrân zikredilen sûre (okunmalı) dır. Sonra ben, İbrahim'e rastlayarak Haccâc'ın sözünü kendisine haber' verdim, ibrâhîm ona şetmetti ve şunu söyledi: — Bana Abdürrahmân b. Yezîd anlattı ki kendisi Abdullah b. Mes'ûd ile berâbermiş. Cemre-i Akabe'ye gelerek vadiye girmiş. Vadiye yandan girmiş ve orada vadinin içinden yedi taş atmış. Her taşı atarken tekbîr alıyormuş. İbrâhîm (sözüne devamla) dediki: Ben: — Yâ Ebâ Abdirrahmân! Başkaları bu taşları vadinin üstünden atıyorlar! dedim; İbni Mes'ûd (Radiyallahu anh): — Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı budur; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Yâkûb-u Devrakî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Zâîde rivayet etti. H. Bize İbni Ebi Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. Bunların ikisi birden A'meş'den rivayet etmişlerdir. (Demişki): «Ben, Haccâc'ı: — Bakara sûresi demeyin!..» derken işittim. İbnî Ebî Zaide ile Süfyân, hadîsi İbnî Müshir hadîsi tarzında rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Gunder, Şu'be'den rivayet etti. H. Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da İbrahim'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen rivayet etti. Abdurrahmân, Abdullah ile birlikte haccetmiş. (Demiş ki); «Abdullah, Cemrede yedi ufak taş attı; Beyt-i şerifi soluna, Mina'yı da sağına aldı. Ve: — Kendisine Bakara sûresi indirilen zâtın makaamı budur! dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be bu isnâdla rivayette bulundu. Yalnız o: — «Cemre-i Akabeye gelince...» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'l-Muhayyât rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. Lâfız onundur. (Dedikî): Bize Yahya b. Yala, Ebû'I-Muhayyât'dan, o da Selemetü'bnü Süheyl'den, o da Abdurrahmân b. Yezîd'den naklen haber verdi. Abdurrahmân şöyle demiş: «Abdullah'a, bâzı kimselerin cemreye, Akabenin üzerinden taş attıklarını söylediler. Abdullah ise taşları vadinin içinden attı. Sonra şunu söyledi: — Kendinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki üzerine Bakara sûresi indirilen zât, onları buradan atmıştır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ishâk b. ibrahim ile Alîyyü'bnü Haşrem hep birden îsâ b. Yûnus'dan rivayet ettiler. İbııi Haşrem dediki: Bize Isa, İbni Cüreyc'den naklen haber verdi. (Demişki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdiki, Câbir'i şunu söylerken işitmiş: «Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bayram günü hayvanının üzerinde taş atarken ve: — Hac ibâdetlerini almalısınız! Çünkü bilmiyorum; belki bu baccımdan sonra bir daha haccedemem! buyururken işittim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Selemetü'bnü Şebîb rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kil, Zeyd b. Ebi Üneyse'den, o da Yahya b. Husayn'dan, o da ceddesi Ümmü'l-Husayn'dan naklen rivayet etti. Yahya dediki: Ceddemi şunu söylerken işittim : «Ben, Veda haccında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte haccettim, onu Cemre-i Akabe'de taş atarken ve oradan ayrılırken hep devesinin üzerinde gördüm. Beraberinde Bilâl ile Usâme de vardı. Biri devesini yediyor, diğeri Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i güneşten korumak için elbisesini onun başına kaldırıyordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (orada) birçok sözler söyledi. Sonra şöyle buyururken İşittim: — Eğer size âzası kesilmiş bir köle emir tâyîn edilir de sizi Allah'ın kitabı ile İdare ederse hemen kendisini dinleyip itaat edin!» (Yahya: Ninemin «kara bir köle.» dediğini zannediyorum, demiş)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ahmed b. Hanbel rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammedü'bnü Seleme, Ebû Abdirrahimden, o da Zeyd b. Ebi Üneyse'den, o da Yahya b. Husayn'dan, o da ninesi Ümmü'l-Husayn'dan naklen rivayet etti. Ümmü'l-Husayn şöyle demiş: «Veda haccında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte haccettim de Usâme ile Bilâl'i gördüm. Biri Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in devesinin yularını tutuyor; diğeri elbisesini kaldırarak onu sıcaktan örtüyordu. Böylece Cemre-i Akabede taşları attı.» Müslim derki: «Ebû Abdirrahîm'in adı: Hâlid b. Ebî Yezîd'dir. Bu zât, Muhammed b. Seleme'nin dayısıdır. Ondan V«kî' ile Haccâc-ı A'ver hadis rivayet etmişlerdir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. İbni Hatim dediki: Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyr haber verdi, kendisi Câbir b. Abdillah'ı şöyle derken işitmiş: «Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i, Cemre de fiske taşı gibi taşlar atarken gördüm.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hâlid-i Ahmar ile İdrîs, İbni Cüreyc'den, o da Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bayram günü kuşluk zamanında taş attı. Bir daha bunu güneşin zevalinden sonra yaptı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize, bu hadîsi Alîyyü'bnü Haşrem de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdillah'ı yukarki hadîsde olduğu gibi: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)... taş atardı.» derken işitmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Selemetü'bnü Şebîb rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Makil yâni İbni Ubeydillâh El-Cezerî, Ebû'z-Zübeyrden, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «İstincâ tek, cemre taşları tek. Safa ile Merve arasında (yapılan) sa'y tek. Tavaf da tek'dir. Biriniz istincâ ettiği zaman, tek adet taşlarla taharetlensin.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Nâfi'den rivayet etti ki, Abdullah şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) traş oldu. Ashabından bir taife de traş oldu. Bâzıları saçlarını kısalttılar.» Abdullah (İbni Ömer) şunu da söylemiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir veya iki defa: — Allah, traş olanlara rahmet buyursun! dedi, sonra: — Saçını kısaltanlara da!., buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Yâ Rabbî! Traş olanlara rahmet buyurl dedi. Ashâb: — Yâ Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!. dediler. Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (tekrar) — Yâ Rabbî! Traş olanlara rahmet buyur! dedi. Ashâb; — Yâ Resûlallah! Saçlarını kısaltanlarada!., dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Saçını kısaltanlara da!., buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû İshâk İbrahim b. Muhammed b. Süfyân, Müslim b. Haccâc'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Nâfî'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — «Allah traş olanlara rahmet buyursun!» demiş. Ashâb: — «Yâ Resûlallah! Ya saçlarını kısaltanlara da!..» demişler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yine) : — «Allah traş olanlara rahmet buyursun!» demiş. Ashâb: — «Yâ Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!..» demişler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (tekrar) : — «Allah traş olanlara rahmet buyursun!» demiş. Ashâb: — «Yâ Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!..» demişler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Saçlarını kısaltanlara da!..» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi İbnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvahhâb rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah bu isnâdla rivayette bulundu. O, bu hadîsde şunu da söyledi: «Dördüncü defada Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Saçlarını kısaltanlara da!., buyurdular.» İzah 1304 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb, İbni Numeyr ve Ebû Kureyb toptan İbni Fudayl'dan rivayet ettiler. Züheyr dediki: Bize Muhammed b. Fudayl rivayet etti. (Dediki): Bize Umara, Ebû Zür'a'dan, o da Ebû. Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Ya Rabbi! Traş olanlara mağfiret buyur! dedi. Ashâb: — Yâ Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!. dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yine) : — Yâ Rabbî! Traş olanlara mağfiret buyurl dedi. Ashâb: — Yâ Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!., dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (tekrar) — Yâ Rabbîl Traş olanlara mağfiret buyur! dedi. Ashâb: — Yâ Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!.. dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), (en sonunda) : — Saçlarını kısaltanlara da!., buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Ümeyyetü'bnü Bistâm rivayet etti. (Dediki): Bize Yezid b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh, Alâ'dan, o da babasından o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Ebû Zür'anın, Ebû Hureyre'den rivayet ettiği hadîs mânâsında tahdisde bulundu. İzah 1304 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' ile Ebû Dâvûd-u Tayâlisî, Şu'be'den, o da Yahya b- Husayn'dan, o da ninesinden naklen rivayet ettiler ki, Yahya'nın ninesi Veda haccında Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i traş olanlara üç, saçını kestirenlere bir defa duâ ederken işitmiş. Vekî': «Veda haccında." dememiştir. İzah 1304 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnu Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Yâkûb yâni İbni Abdirrahmân El-Kaarî rivayet etti. H. Bize Kuteybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim yâni İbni İsmail rivayet etti. Bu râvilerin ikisi de Mûsâ b. Ukbe'den, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etmişler ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Veda haccında başını traş ettirmişdir. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Gıyâs, Hişâm'dan, o da Muhammed b. Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mina'ya varmış. Müteakiben cemreye giderek orada taş atmış. Sonra Mina'daki menziline gelmiş ve kurban kesmiş. Arkasından berbere: — Al! diye evvelâ sağ tarafına, sonra sol tarafına işaret buyurmuş. Bilâhare saçları halka dağılmaya başlamış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile İbni Numeyr ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hafs b. Gıyâs, Hişâm'dan bu isnâdla rivayet etti. Ebû Bekir kendi rivayetinde: «Berbere: Hâ! diyerek eliyle sağ tarafa şöyle işaret buyurdu. Müteâkiben saçlarını yanındakiler arasında taksim etti. Sonra berbere (başının) sol tarafına işaret buyurdu, berber orasını da traş etti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bunu Ümmü Süleym'e verdi.» dedi. Ebû Kureyb'in rivayetinde ise râvi: «Sağ taraftan başladı ve saçları birer ikişer kıl olmak üzere halk arasında dağıttı. Sonra sol tarafa işaret buyurdu; bunda da öteki (taraf) gibi yaptı, sonra: — Ebû Tâlha burada mı? diye sordu ve bu saçları Ebû Tâlha'ya verdi.» demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnu'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdül'a'lâ rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm, Muhammed'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Cemre-i Akabede taş attıktan sonra develerin yanına giderek onları boğazlamış. Haccâm oturuyormuş, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eliyle başıa işaret buyurmuş, o da sağ tarafını traş etmiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu, yanındakilere taksim etmiş. Sonra: — Öbür tarafı da traş et! buyurmuş. Müteakiben: — Ebû Tâlha nerede? diyerek, bunu da ona vermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Ebi Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. (Dediki): Ben, Hişâm b. Hassân'ı, İbni Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verirken işittim; Enes (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Cemrede taşlarını attığı, kurbanını da keserek traş olduğu vakit (başının) sağ tarafını berbere uzattı, o da, onu traş etti. Sonra Ensâr'dan Ebû Tâlha'yı çağırarak bu saçları ona verdi. Bilâhare (başının) sol tarafını da berbere uzattı ve: — Traş et! buyurdu, berber o tarafı da traş etti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu saçları Ebû Tâlha'ya vererek: — Bunları, halk arasında taksim et! buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da îsâ b, Tâlha b. Ubeydillâh'dan, onun da Abdullah b. Amr b. As'dan naklen rivayet ettiği şu Hadis'i okudum: Abdullah b. Amr şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Veda haccında kendisine halk (bilmediklerini) sorsunlar diye Mina'da halka karşı durdu. Derken bir adam gelerek: — Yâ Resûlallah! Hiç anlamadım, kurban kesmeden traş oluverdim! dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Kurbanını kes, zararı yok! dedi. Sonra başka bir adam daha geldi ve: . — Yâ Resûlallah! Hiç anlamadım, taş atmadan kurban kesiverdim! dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ona da : — At zarârı yok! buyurdular.» Abdullah (Radiyallahu ahh) demiş ki: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e evvel ve âhirine sorulduysa, soranların her birine: — Bunu yap; Zarar etmez! buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbnî Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana İsa b. Tâlhate't-Teymî rivayet etti. Kendisi Abdullah b. Amr b. As'ı şöyle derken işitmiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesinin üzerinde durdu; halk, kendisine suâl sormaya başladılar. Bâzıları: — Yâ Resûlallah! Ben taş atmanın, kurban kesmekten önce olduğunu bilmiyordum; bu sebeple kurbanımı taş atmazdan önce kestim! diyor; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de : — At; zararı yok! buyuruyor; kimisi; — Ben, kurban kesmenin, traş olmazdan önce olduğunu bilmiyordum, onun için kurban kesmeden traş oldum! diyor; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de : — Kes; zararı yok! buyuruyordu. O gün insanın unuttuğu veya bilmediği şeylerden birini diğerinden evvel yapmak gibi bir şey sorulup da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: — Bunu yapın, zararı yok! sözünden başka bir şey söylediğini işitmedim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Hasenü'l-Hülvânî rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Sâlih'den, o da İbni Şihâb'dan, Yûnus'un Zührî'den sonuna kadar rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulundu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Aliyyu'bnü Haşrem rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ, İbni Cüreyc'den naklen haber verdi. (Demişki): İbni Şihâb'ı şunu söylerken işittim: Bana, Isâ b. Tâlha rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Amr b. Âs rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Kurban Bayramı günü hutbe okurken bir adam kalkarak yanına gelmiş ve: — Yâ ResûlaIIah! Ben, filân ve filân işin filân ve filândan önce yapılacağını zannetmiyordum! demiş. Sonra bir başkası gelerek: — Yâ Resûlallah! Ben filân işin filân ve filân işlerden önce yapılacağını sanıyordum! diyerek bu üç şeye işaret etmiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Yap, zararı yok! buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivayet etti. (dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. H. Bana Saîd b. Yahya El-Emevî de rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. Bunlar hep birden İbni Cüreyc'den bu isnadla rivayet etmişlerdir. Muhammed b. Bekr'in rivayeti İsa'nın rivayeti gibidir. Yalnız: «Bu üç şey'e işaret etmiş.» sözü müstesna! O, bunu söylememiştir. Yahya El-Emevî'ye gelince: Onun rivayetinde: «Kurban kesmeden traş oldum; taş atmadan kurban kestim!» ve benzeri cümleler vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb da rivayet ettiler. Ebû Bekir dediki: Bize İbnİ Uyeyne, Zührî'den, o da îsâ b. Tâlha'dan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir adam gelerek: — Ben, kurban kesmeden traş oldum! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Kes, zararı yok! buyurdu; adam: — Ben, taşları atmadan kurban kestim! dedi; ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Taşları at, zararı yok! buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Ebî Ömer ile Abd b. Humeyd, Abdurrazzâk-dan, o da Ma'mer'den, o da Zührî'den bu isnâdla: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Mina'da dişi bir deve üzerinde gördüm; ona bir adam geldi...» diye İbni Uyeyne hadîsi mânâsında rivayette bulundular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhamnied b. Abdillâh b. Kuhzâz rivayet etti. (Dediki): Bize Alîyyu'bnu Hasen, Abdullah b. Mübârek'den rivayet etti. (Demişki): Bize Muhammed b. Ebî Hafsa, Zührî'den, o da îsâ b. Tâlha'dan o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen haber verdi. Abdullah şöyle demiş: Ben, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den dinledim, kendisi bayram günü cemrede dururken yanına bir adam geldi ve: — Yâ Resûlallah! Ben, taşlarımı atmadan traş oldum! dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — At, zararı yok ! buyurdu. Bir başkası gelerek : — Ben, taşlarımı atmadan kurban kestim! dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Taşlarını at, zararı yok! buyurdu. Bir başkası daha gelerek: — Ben, taşlarımı atmadan, Beyt-i şerife giderek tavâf-ı ifâzamı yaptım! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yine): — Taşlarını at, zararı yok! buyurdular. Hâsılı o gün kendisine bir şey sorulup da : «Yapın, zararı yok! demekten başka bir şey söylediğini görmedim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhanınıed b. Hâtim rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Tavus,babasından, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e kurban kesmek, traş olmak, taş atmak (ve bunlarda) takdim te'hîr yapmak hususunda suâller sorulmuş da : «Zararı yoktur!» cevabını vermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Nafi'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kurban Bayramı günü tavâf-ı ifâzayı yapmış, sonra dönerek öğleyi Mina'da kılmış. Nâfi' demiş ki : «İbni Ömer Kurban Bayramı günü tavafı ifâzayı yapar, sonra dönerek öğleyi Mina'da kılar; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ın de bunu böyle yaptığını söylerdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İshâk b. Yûsuf El-Ezrak rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Abdülâziz b. Rüfey'den naklen haber verdi. (Demişki): Enes b. Mâlik'e sordum : — Bana Resulullah (Sallallahu Aleyhî ve Sellem)'den anladığım bir şeyi haber ver, Terviye günü öğle namazını nerede kıldı? dedim. Enes (Radiyallahu anh): — Mina'da! cevâbını verdi. — Yâ Nefr günü ikindiyi nerede kıldı? dedim. — Ebtah'daî cevâbını verdi. Sonra : — Amirlerin ne yapıyorsa sen de onu yap! dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Mihrân Er-Râzî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk, Ma'mer'den, o da Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Ebû Bekir ve Ömer Ebtah'a inerlermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim b. Meymûn rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki): Bize Sahr b. Cüveyriye, Nâfi'den naklen rivayet ettiki İbni Ömer (Radiyallahu anh) El-Muhassab'a inmeyi sünnet sayar; Nefr günü öğleyi EI-Muhassab'da kılarmış. Nâfi': «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve ondan sonra Hulefâ-i Râşidîn Muhassab'e inmişlerdir.» demiş. İzah 1313 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdullab b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm, babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Ebtah'a inmek sünnet değildir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in oraya inmesi (Medine'ye dönerken) yola çıkmak için daha kolayına geldiğindendir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi (yine) Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs b. Gıyâs rivayet etti. H. Bana bu hadîsi Ebu'r-Rabî' Ez-Zehrânî de rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd rivayet etti. H. Bize bu hadîsi Ebû Kâmil dahî rivayet etti. (dediki); Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Habîb El-Muallim rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Hişâm'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sâlim'den naklen haber verdi kî, Ebû Bekir, Ömer ve İbni Ömer Ebtaha inerlermiş. Zührî demiş ki: «Bana Âişe'den naklen Urve de haber verdi ki Âişe (Radiyallahu anha) bunu yapmaz. (Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in oraya inmesi ancak yola çıkması için kolayına gelen bir yer olduğundandır.) dermiş.» İzah 1313 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim, İbni Ebî Ömer ve Ahmed b. Abde rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Anır'dan, o da Atâ'dan, o da İbni Abbas'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs (Radiyallahu anh): «El-Muhassab'da kalmak bir şey değildir. O ancak Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in indiği bir menzildir.» demiş. İzah 1313 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetübnü Saîd ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve Züheyr b. Harb toptan İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Züheyr (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Salih b. Keysân'dan, o da Süleyman b. Yesâr'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Ebû Râfî' şunu söyledi: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mina'dan çıktığı vakit Ebtah'a inmemi bana emir buyurmadı. Ama ben (kendiliğimden) giderek oraya onun çadırını kurdum. Müteakiben o da oraya gelerek konakladı.» Ebû Bekir Salih'in rivayetinde şunları söyledi: «dediki: Süleyman b. Yesâr'dan dinledim.» Kuteybe'nin rivayetinde: «Ebû Râfi'den naklen o, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in eşyasına bakmaya me'mûrdu, dedi.» ibaresi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İleni Şihâb'dan, o da Ebû Selemete'bnü-Abdirrahman b. Avf'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdiki, şöyle buyurmuşlar : «Yarın inşaallah Benî Kinâne'nin Hayfına, küfr üzere ahd-ü peymân verdikleri yere ineceğiz.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Velîd b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bana Evzâî rivayet etti. (Dediki): Bana Zührî rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Seleme rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hureyre rivayet etti. (Dediki): Mina'da bulunduğumuz sırada Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize hitaben: «Yarın biz Benî Kinâne'nin Hayfına, küfür üzere ahd-ü peymân ettikleri yere ineceğiz.» buyurdular; Bunun sebebi Kureyş'Ie Benî Kinâne'nin, Benî Hâşim'le Benî Muttalib aleyhine onlarla kız alıp-vermemek Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kendilerine teslim edinceye kadar alışverişte bulunmamak üzere ahd-ü peymân etmiş olmalarıdır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu yerden El-Muhassab'ı kasdetmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Şebâbe rivayet etti. (dediki) ; Bana Verkaas, Ebu'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan. o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti ki, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hedefimiz Allah fütuhat verirse inşaallah Hayf (yâni) müşriklerin küfr ahd-ü peymân ettikleri yerdir» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Numeyr ile Ebû Usâme rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize UbeyduIIah, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. H. Bize. İbni Numeyr de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize UbeyduIIah rivayet etti. (Dediki): Bana Nâfi', İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki, Abbâs b. Abdilmuttalib sakiliği dolayısıyla Mina gecelerinde Mekke'de kalmak üzere Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selîem)'den izin istemiş. O da kendisine izin vermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi İshâk b. İbrâhîm de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. H. Bana bu hadîsi Muhammed b. Hatim ile Abd b. Humeyd dahî hep birden Muhammed b. Bekir'den rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (îsâ ile îbni Cüreyc'in) ikisi birden UbeyduIIah b. Ömer'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammedu'bnu-Münhâl Ed-Darîr rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dediki): Bize Humeyd-i Tavîl, Bekr b. Abdillâh El-Müzenî'den rivayet etti. (Demişki): Ben Kabe'nin yanında İbni Abbâs'Ia birlikte oturuyordum. Derken ona bir bedevî gelerek şunları söyledi: «Acep neden amcanız oğullarını hacılara bal ve süt sunarken görüyorum, siz ise üzüm şerbeti sunuyorsunuz. Bunu ihtiyâcınızdan dolayı mı yoksa cimrilikten mi yapıyorsunuz?» İbni Abbâs şu mukabelede bulundu : «Allah'a hamdolsun hiç bir ihtiyâcımız yok. Cimri de değiliz, (Ama) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arkasında Usâme olduğu halde devesi üzerinde geldi de su istedi. Biz de kendisine bir kap üzüm şerbeti getirdik. O bunu içti. Ve artanını Usâme'ye sundu. (Bize de): «İyi yaptınız! Hoş ettiğiniz! Hep böyle yapın! buyurdular. Binâenaleyh biz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emir buyurduğu bir şeyi değiştirmek istemeyiz

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkid ve Züheyr b. Harb da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Uyeyne Ab-dülkerîm-i Cezerî'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkid ve Züheyr b. Harb da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Uyeyne Abdülkerîm-i Cezerî'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân haber verdi. Yine İshâk b. İbrahim (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm haber verdi. (Dediki): Bana babam haber verdi. Her iki râvî İbni Ebî Necîh'dan, o da Mücahid'den, o da İbni Ebî Leylâ'dan, o da Alî'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulunmuşlar­dır. İkisinin hadisinde de kasap ücreti yoktur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim b. Meymûn ile Muhammed b. Merzûk ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Abd (bize haber verdi) tâbîrini kullandı. Ötekiler : Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti dediler. (Muhammed Demişki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Hasen b. Müslim haber verdi, ona da Mücâhid, Mücâhid'e de Abdurrahman b. Ebî Leylâ, ona da Aliyyu'bnü-Ebî Tâlib haber vermiş ki : Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) develerine bakmasını ve bütün develerinin etlerini, derilerini, çullarını fakirlere taksim etmesini, bunlardan kasaplık hakkı olarak bir şey vermemesini kendisine emir buyurmuş.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Abdülkerim b. Mâlik El-Cezerî haber verdi. Ona da Mücâhid haber vermiş. Ona da Abdurrahman b. Ebî Leylâ, ona da Aliyyü'bnü Ebî Tâlib haber vermişki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine yukarki hadîsdekinin mislini emir buyurmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki); Bize Mâlik rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. Bu lâfız onundur, (Dediki): Mâlik'e, Ebû'z-Zübeyr'den dinlediğim, onun da Câbir b. Abdillâh'tan rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Câbir: : «Hudeybiye senesinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikle yedi kişi için bir deve, yine yedi kişi için bir sığır kurban ettik.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki) ; Bize Ebû Hayseme, Ebû'z-Zübeyr'den. o da Câbir'den naklen haber verdi. H. Bize Ahmed b. Yûnus da rivayet etti. (Dediki): Bize Zübeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyr, Câbir'den naklen rivayet elti. Câbir şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} iîe birlikte hacc'a telbiye getirerek yola çıktık. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} bize deve ile sığırda ortak olmamızı, içimizden her yedi kişinin bir deveye iştirâk etmemizi emir buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. (Dediki): Bize Azratübnu Sabit, Ebü'z-Zübeyr'den, o da Câbir b. Abdullah'tan naklen rivayet etti. Câbir (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Biz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte hacc ettik de deveyi yedi kişi, sığırı dahî yedi kişi nâmına kurban kestik.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki Câbir b, AbdiIIâh'ı şunu söylerken işitmiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} ile birlikte yaptığımız hacc ve Umrede her yedi kişi, bir devede ortak olduk.» Bunun üzerine bir adam Câbir'e : — Bedene'de dahî cezûr'da olduğu gibi ortaklık sahih midir? diye sordu. Câbir. {Radiyallahu anh) : — O ancak bedenelerden ma'dûdtur cevâbını verdi. Câbir Hudeybiye'de bulunmuştu : — Biz o gün yetmiş bedene boğazladık; her yedi kişi, bir bedenede ortak olduk, dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bize Ebû'z-Zübeyr haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdullâh'ı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haccını anlatırken dinlemiş. Câbîr (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize ihramdan çıktığımız vakit hedy kurbanı kesmemizi ve bir kurbanda birkaç kişinin ortak olmasını emir buyurdu.» Bu hadîsde beyân edildiğine göre bu hâdise Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashâhına hacclarından hılle çıkmalarını emir buyurduğu zaman olmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Hüşeym, Abdülmelik'ten, o da Atâ'dan, o da Câbir b. AbdiIIâh'dan naklen haber verdi, Câbîr (Radiyallahu anh) : «Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} ile birlikte Umreye temettü' yapar ve bir sığırı yedi kişi nâmına keser onda ortak oturduk.» demiş. İzah 1319 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Osman b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Zekeriyyâ b. Ebî Zâide, İbni Cüreyc'den, o da Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbîr'den naklen rivayet etti. Câbîr (Radiyallahu anh): «Kurban bayramı günü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Âîşe nâmına bir sığır kesti.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti, (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize îbnî Cüreyc haber verdi. H. Bana Saîd b. Yahya EI-Emevî de rivayet etti. (dediki); Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize îbnî Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi. Kendisi Câbir b. Abdillâh'ı: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınlar'ı nâmına kurban boğazladı.» derken işitmiş. İbni Bekr'in Âişe'den rivayet ettiği hadîsde: «Haccında bir sığır (kurban etti)» kaydı vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Halid b, Abdillâh, Yûnus'dan, o da Ziyâd b. Cübeyr'den naklen haber verdiki, İbni Ömer devesini yatırarak boğazlıyan bir adamın yanına varmış da: «Onu bağlı olarak ayağa kaldır. Nebiimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetine tâbi ol.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbni Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü Zübeyr ile Amra binti Abdurrahmân'dan naklen rivayet ettiki, Âişe (Radiyallahu anha) şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hedy kurbanını Medine'den gönderirdi. Ben kurbanının nişan iplerini örerdim. Sonra ihrâmlı bir kimsenin sakındığı hiç bir şeyden sakınmazdı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana bu hadîsi Harmeletü'bnü Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini haber verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadîsi Saîd b. Mansur ile Züheyr b. Harb dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân, Zührî'den, o da Urve'den, o da Aişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet eyledi. H. Bize Saîd b. Mansûr ile Halef b. Hişâm ve Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hammâd b. Zeyd, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Aişe'den naklen haber verdi. Âişe : «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hedy kurbanının nişan iplerini örerken hâlâ kendimi görür gibiyim.» demiş. Râvî hadîsi yukaıki hadîs gibi rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Saîd b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân. Abdurrahmân b. Kaasim'den, o da babasından naklen rivayet etti. Babası şöyle demiş: Ben Âişe'yi şunu söylerken işittim : «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hedy kurbanının nişan iplerini şu iki elimle örerdim. Sonra (hacıların uzaklaştığı) hiç bir şeyden uzaklaşmaz ve bir şeyi terketmezdî

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Eflâh, Kaasim'den, o da Âîşe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş : «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in develerini:! nişan iplerini ellerimle Ördüm. Sonra onlar'ı nişanladı ve boyunlarına alâmet taktı. Bilâhare banları Beyt-i şerife gönderdi. Kendisi Medine'de kaldı ama (bununla) ona helâl olan hiç bir şey haram olmadı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Aliyyü'bnü Hucr Es-Sa'dî ile Ya'kûb b. İbrâhîm Ed-Devrakî rivayet etliler. İbni Hucr dediki; Bize İsmail b. İbrâhîm, Eyyûb'dan, o da Kaasînı ile Ebû Kilâbe'den, onlar da Âîşe'den naklen rivayet etti. Âişe (Radiyallahu anhu) şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hedy gönderdi. Ben onların nişan ipîerini ellerimle örerdim. Sonra ihrâmsız bîr kimsenin çekinmediği hiç bir şeyden (o da) çekinmezdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'I-Müsennâ rivayet etti. (dediki): Bize Hüseyn b. Hasen rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Avn. Kaasim'den, o da Ümmü'l-Mü'minîn (Âişe)'den naklen rivayet eyledi. Şöyle demiş : «Ben bu nişan iplerini evimizde bulunan yapağıdan ördüm de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramızda ihrâmsız olarak sabahladı. ihramsız bir kimse gibi ehline yakınlık ediyordu. Yahut bir adamın ehline yakınlık ettiği gibi yakınlık ediyordu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Mansur'dan, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe (Radiyallahu anha) şöyle demiş: «Gerçekten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selîem)'in koyundan gönderdiği hedyinin nişan iplerini ördüğümü görmuşümdur. O bunu gönderir; sonra aramızda îhramsız olarak kalırdı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Ebu Bekr b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Yahya (bize haber verdi), ötekiler (bize rivayet etti) tâbirlerini kullandılar. (Dedilerki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âîşe şöyle demiş : «Ben çok defa Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hedy kurbanlarına nişan ipi örmüşümdür. Hedyine nişan takar onu gönderirdi. Bilâhare ihramlı bir kimsenin sakındığı hiç bir şeyden sakınmayarak (aramızda) kalırdı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. Yahya dediki: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Âişe'den naklen haber verdi. Âişe (Radiyallahu anha) şöyle demiş : «Bir defa Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hedy kurbanı olarak Beyt-i Şerife koyun gönderdi de boyunlarına nişan taktı.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. Mansur rivayet etti. (Dediki): Bize Abdussamcd rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bana Muhammed b. Cuhâde, Hakem'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den( o da Âişe'den naklen rivayet eyiedi. Âişe (Radiyallahu anha): «Biz koyunlara nişan takar ve onları gönderirdik. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kendisine bundan dolayı hiç bir şey haram olmayarak îhrâmsrz halde bulunurdu.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etli. (dediki): Mâlik'e, Abdullah b. Ebî Bekr'dcn dinlediğim, onun da Amra binti Abdurrahmandan rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Amra haber vermiş ki, İbni Ziyâd Abdullah b. Abbâs'ın (hedy gönderen bîr kimseye o kurban kesilinceye kadar hacılara haram olan her şey haramdır) dediğini Âişe'ye yazmış ve: «Ben de hedyimi gönderdim. Binâenaleyh (Bu bâbdaki) emrini bana yaz» demiş. Amra demiş ki: Âişe (bu meselenin) İbni Abbâs'ın dediği gibi olmadığını söyledi ve: «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hedyinin nişan iplerini kendi ellerimle ördüm. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu nişanları eliyle taktı bilâhara onları babamla gönderdi ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Allah'ın helâl kıldığı bir şey tâ kurban kesilinceye kadar haram olmadı.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Saîd b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Hüşeym rivayet etti. (Dediki): Bize îsmâîl b. Ebî Hâlid, Şa'bî'den, o da Mesrûk'dan naklen haber verdi. (Demişki): Ben Âişe'yi perde arkasından el çarparak şöyle derken işittim: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hedy kurbanının nişan iplerini ellerimle örerdim. Sonra kurbanı gönderir; kurbanı kesilinceye kadar ihrâmlı bir kimsenin çekindiği hiç bir şeyden çekinmezdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Muhammedu'bnu'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvahhâb rivayet etti. (Dediki): Bize Dâvûd rivayet etti. H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (dediki); Bize Zekeriyyâ rivayet eyledi. (Dâvûd'la Zekeriyyâ'nın) ikisi birden Şa'bî'den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Ebû'z-Zinâd'dan dinlediğim, onun da A'rac'dan, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir adamın dişi bir deve sürdüğünü görerek : «Ona bin!» demiş. O zât: — Yâ Resûlâllah! Bu bedenedir, mukabelesinde bulunmuş. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ya ikincide yahut üçüncü defada: «Ona bin! Yazık sana!» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Muğîratu'bnü Abdirrahmân El-Hizâmî, Ebû'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan bu isnâdla haber verdi. (Ebû Hureyre): «Bir defa bir adam nişanlı bir deve sürerken...» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'ten rivayet etti. Hemmâm: Bize Ebû Hureyre'nin Resulullah Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettikleri şunlardır diyerek bir takım hadîsler söylemiş, ezcümle şöyle demiştir : «Bir defa bir adam nişanlı bir dişi deveyi sürerken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine : — Yazık sana! Bin ona! buyurmuş. O zât: — Bu bedenedir yâ Resûlâllah! demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — Yazık sana! Bin ona; yazık sana! Bin ona! buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Amru'n-Nâkıd ile Süreye b. Yûnus rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Hüseyni rivayet etti. (Dediki): Bize Humeyd, Sâbit'ten, o da Enes'den naklen haber verdi. Humeyd zannederim bunu Enes'den ben de işittim demiş. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize Hüseyni, Humeyd'deıı, o da Sâbit-i Bünânî'den, o da Enes'den naklen haber verdi. Enes (Radiyallahu aııh) şöyle demiş : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir bedeneyi sürmekte olan birine tesadüf ederek : — Bin ona! buyurdu. O zât: — Bu bedenedir mukâabelesinde bulundu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki yahut üç defa (bin ona) buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki', Mis'ar'dan, o da Bükeyr b. Ahmes'den, o da Enes'den naklen rivayet etti, Bükeyr, ben Enes'i şöyle derken işittim demiş : «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanından bir bedene yahut hediyye geçirdiler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (sahibine): «Bin ona! dedi. O zât: — Bu bedenedir yahut hediyyedir mukaabelesinde bulundu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «İsterse bedene olsun» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Bişr, Mis'ar'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Bükeyr b. Ahnes rivayet etti. (Dediki): Enes'i: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanından bir bedene geçirildi...» derken işittim. Ravî (hadîsin geri kalan kısmını) yukarki hadîs gibi rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hâtim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, İbni Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi. (Dediki): Câbir b. Abdillâh'tan dinledim. Kendisine hedy kurbanlığına binilip binilemiyeceği soruldu da şöyle dedi: «Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Muztar kaldığın vakit başka hayvan buluncaya kadar ona ma'rûf vecihle bin!) buyururken işittim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Selemetu'bnü Şebîb rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kıl, Ebû'z-Zübeyr'den, naklen rivayet etti. Ebû'z-Zübeyr şöyle demiş: KİTAPTAKİ BASKI HATASI YADA BAŞKA BİR NEDENLE BURADAN İTİBAREN VE DAHİ 1325 / 377 VE 1326 / 378 VE İZAHATLAR MEVCUD DEĞİL

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} - - BU SAYFA AHMED DAVUDOĞLU ŞERHLİ TÜRK NÜSHASINDA KİTAPTA ATLANMIŞ. BU NEDENLE BURADA OLMASI GEREKEN HADİS’İN TERCÜMESİ ŞİMDİLİK YOK

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

BU SAYFA AHMED DAVUDOĞLU ŞERHLİ TÜRK NÜSHASINDA KİTAPTA ATLANMIŞ. BU NEDENLE BURADA OLMASI GEREKEN HADİS’İN TERCÜMESİ ŞİMDİLİK YOK

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Saîd b. Mansûr ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân, Süleymân-ı Ahvel'den, o da Tâvûs'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. ibni Abbâs şöyle demiş: «Halk her tarafa dağılıyorlardi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Sakın son varacağı yer Beyt-i Şerîf olmadıkça hiçbir kimse bir yere gitmesin» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Saîd b. Mansûr ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. Lâfız Saîd'indir. (Dedilerki): Bize Süfyân, İbni Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbni Abbâs'tan naklen rivayet etti. İbni Abbâs : «Halka son varacakları yerin Beyt-i Şerîf olması emir buyruldu. Yalnız hayzlı kadına ruhsat verildi.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bu kısımda yer alması gereken; 381’in tümü ve 382 nin başı Kitaptaki baskı hatası nedeniyle eksik SAYFANIN KALAN KISMI 1211’İN DEVAMIDIR

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbni Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beraberinde Usâme, Bilâl ve Kabe hizmetçisi Osman b. Talha olduğu halde Kabe'ye girmiş ve kapısını kapamış. Sonra (bir müddet) orada durmuş. İbni Ömer demiş ki: — Bilâl çıktığı vakit Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne yaptı? diye sordum. Bilâl: — İki direk soluna, bir direk sağına, üç direk de arkasına aldı, sonra namaz kıldı; cevâbını verdi. O gün Beyt-i Şerif altı direk üzerine idi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebu'r-Rebî' Ez-Zehrânî ile Kuteybetü'bnü Saîd ve Ebû Kâmil-i Cahderî hep birden Hammâd b. Zeyd'den rivayet ettiler. Ebû Kâmil (Dediki): Bize Hammâd rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb. Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: Fetih günü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Mekke'ye) gelerek Kabe'nin harîmine girdi. Ve Osman b. Talha'ya haber gönderdi. O da anahtarı getirerek kapıyı açtı. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Bilâl, Üsâmetu'bnu Zeyd ve Osman b. Talha içeri girdiler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emriyle kapı kapandı. İçerde uzun zaman kaldılar. Sonra kapıyı açdı. Abdullah demiş ki: — Ben herkesten acele davranarak oradan çıkarken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i karşıladım. Bilâl de peşinde idi. Bilâl'e : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) içerde namaz kıldı mı? diye sordum. — Evet! cevâbını verdi. — Nerede kıldı? dedim. — Yüzüne karşı gelen iki direğin arasında! dedi. (Yalmz) kaç rekât namaz kıldığını sormayı unuttum,»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Eyyûb'u Sahtiyânî'den, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş : «Fetih yılında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Usâmetübnü Zeyd'e âit dişi bir deve üzerinde gelerek onu Kabe'nin harîmine çöktürdü. Sonra Osman b. Talha'yı çağırdı. Ve : — Bana anahtarı getir, dedi. Osman hemen annesine gitti. Fakat annesi anahtarı ona vermek istemedi. Osman : — Vallahi yâ onu bana verirsin, yahut şu kılıç belimden çıkar, dedi. Bunun üzerine annesi anahtarı ona verdi. O da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek onu kendisine teslim etti Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kapıyı açtı...» Bundan sonra râvi, Hammad b. Zeyd hadîsi gibi rivayette bulunmuştur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya yâni El-Kattân rivayet etti. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (dediki); Bize Ebu Usâme rivayet etti. H. Bize İbni Numeyr dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Abde, UbeyduIIah'tan, o da Nafi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet eyledi. îbni Ömer şöyle elemiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), beraberinde Usâme. Bilâl ve Osman b. Talha olduğu halde Beyt-î Şerife girdi. Müteakiben üzerlerinden kapıyı uzun zaman kapadılar. Bilâhare kapı açıldı, içeriye ilk giren ben idim. Ve Bilâl'e rastlayarak : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nerede namaz kıldı? diye sordum. Bilâl: — İki ön direk arasında; cevâbını verdi. Ama Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kaç rekât namaz kıldığını ona sormaya unuttum.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Humeyd b. Mes'ade rivayet etli. (Dediki): Bize Hâlid yâni İbnü'l-Hâris rivayet etti, (Dediki): Abdullah b. Avn, Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet etti. Abdullah Kabe'ye varmış, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Bilâl ve Usâme Kabe'ye girmiş bulunuyorlarrmş. Osman b. Talha üzerlerinden kapıyı kapamış. Abdullah şöyle demiş : «Orada uzun müddet kaldılar. Sonra kapı açıldı ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çıktı. Ben merdivenden adımlayarak Beyt-i Şerîf'e girdim. Ve: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nerede namaz kıldı? diye sordum. — Şurada! dediler. Fakat onlara kaç rekât namaz kıldığını sormağa unuttum.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetu'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. H. Bize Ibni Rumh da rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbn-i Şihâb'dan, o da Sâlim'den, o da babasından naklen haber verdi. Babası (Abdullah) şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beraberinde Usâmetu'bnü Zeyd, Bilâl ve Osman b. Talha olduğu halde Beyt-i Şerife girdi ve üzerlerinden kapıyı kapadılar. Açtıkları zaman ilk giren ben oldum ve Bilâl'e rastlayarak orta Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyt'in içinde namaz kıldımı? diye sordum. Bilâl: — Evet, iki yemânî direğin arasında namaz kıldı! cevabını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize İbiîi Vehb habeır verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Salim b. Abdillâh, babasından naklen haber verdi. Babası şöyle demiş: « Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, Usâmetu'bnü Zeyd, Bilâl ve Osman b. Talha ile birlikte Kâ'be'ye girdiğini gördüm. Onlarla beraber başka bir kimse girmedi. Sonıra üzerlerinden kapı kapandı. (Yine) Abdullah b. Ömer şunu söylemiş: «Bana Bilâl yahut Osman b. Talha haber verdi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kabe'nin içinde iki yemânî direğin arasında namaz kılmış.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd hep birden İbni Bekr'den rivayet ettiler. Abd (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Atâ'ya: Sen İbni Abbâs'ı (siz ancak tavaf etmeye memur oldunuz, Kabe'ye girmeğe memur değilsiniz) derken işittinmi? diye sordum. Atâ': — İbni Abbâs Kabe'ye girmekten nehy etmezdi. Lâkin ben onu şöyle derken işittim, dedi. «Bana Usâmetu'bnu Zeyd baber verdi ki, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyt-i Şerife girdiği vakit onun her tarafından duâ etmiş ama çıkıncaya kadar orada namaz kılmamış. Çıktığı zaman Beyt'in önünde iki rek'ât namaz kılmış ve : — İşte kıble budur! buyurmuş. Atâ' (Demişki): Ben İbni Abbâs'a : — Kabe'nin taraflarından murâd nedir? Onun köşelerindemi (namaz kılmış): diye sordum. — Beyt-i Şerifin karşısına gelen her yerinde! cevâbını verdi.» İzah 1331 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Şeybân b. ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Atâ', İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kabe'ye girmiş. Kabe'­nin içinde altı direk varmış. Bir direğin yanında durarak duâ etmiş, fakat namaz kılmamış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Süreye b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bana Hüşeym rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Ebî Hâlid haber verdi. (Dediki): ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sahabîsi Abdullah b. Ebî Evfâ'ya: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Umresi esnasında Beyt-i Şerîfe girdi mi? diye sordum. — Hayır! cevâbını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âîşe'den naklen haber verdi. Âişe (Radiyallahu anha) şöyle demiş: Bana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer kavmin küfürden yeni kurtulmuş olmasaydı ben Kâ'be'yi yıkar da İbrahim (Aleyhisselâm)'ın temelleri üzerine kurardım. Çünkü Kureyş Beyt-i şerifi bîna ederken işi kısadan tutmuştur. Ben Kâ'be'ye bir Arka kapı yapardım» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb de rivâyet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Numeyr, Hişâm'dan bu isnâdla rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahyâ rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Salim b. Abdülâh'tan naklettiği, ona da Abdullah b. Muhammed b. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın, Abdullah b. Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Aişe'den naklen haber verdiği şu hadîsi okudum: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Âişe'ye: — Görmedinmi kavmin Kâ'be'yi bina etmişler İbrahim (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)' İn temellerinden noksan yapmışlar? buyurmuş. Âişe (Radiyallahu anha) demiş ki, ben : — Yâ Eesûlallah sen onu İbrahîm (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in temelleri üzerine çevirsene! dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Eğer kavmin küfürden yeni kurtulmuş olmasaydı bunu yapardım.» buyurdular. Abdullah b. Ömer: «Eğer Âişe bu sözü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiyse ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hacer-i Esved'den sonra gelen iki rüknü istilâm etmemesini ancak Beyt-i Şerifin Ibrâhîm (Aleyhisselâm)'in temelleri üzerine tamamlanmamasına hamlederim.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (dediki): Bize Abdullah b, Vehb, Mahrem e'den naklen haber verdi. H, Bana Harun b. Saîd' El-Eylî de rivayet etli. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Mahrametubnu ıBükeyr. babasından naklen haber verdi. (Demişki): İhnİ Ömer'in azadlısı Nâfi'î şöyle derken işittim: Ben Abdullah b. Ebî Bekr b. Kuhâfe'yi, Abdullah b. Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'den naklen rîvâyef ederken dinledim. Aişe şöyle demiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: — Eğer kavmin câhiliyet devrinden yahut küfürden yeni kurtulmuş olmasaydı Kâ'be'nîn birikmiş malını Allah yolunda sarfederde kapısını yerden yapar hicr'den de bazı yerleri ona katardım; buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (dediki): Bana İbni Mehdî rivayet etti. (Dediki): Bize Selim b. Hayyân, Saîd yani İbni Mînârdan naklen rivayet etti. (Demişki): Abdullah b. Zübeyr'i şunu söylerken işittim: Bana teyzem yani Âişe dediki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Yâ Âişe! Eğer kavmin şirkten yeni kurtulmuş olmasaydı ben kâ'be'yi yıkar da yere yapışrk (aiçakj yapardım. Ona biri doğuda, biri batıda olmak üzere iki kapı açardım. Hicr tarafından da ona altı arşın yer katardım. Çünkü Kureyş Kâ'be'yi bina ederken onu küçültmüştür buyurdular)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hennâd b. Seriyy rivayet etti, (Dediki): Bize İbni Ebî Zaide rivayet etti. (Dediki): Bana İbni Ebî Süleyman Atâ'dan naklen haber verdi. Atâ' şöyle demiş: «Yezîd b. Muâviye zamanında Şamlılar Mekke'ye hücum ederek Beyt-i Şerif yandığı ve olan olduğu vakit İbni Zübeyr, taa hacc mevsiminde halk gelinceye kadar onu hâli üzere bıraktı. (Bununla) halkı Şamlılar üzerine teşcî' yahut harbe sevketmek istiyordu. Halk haccdan dağılınca İbni Zübeyr: — Ey cemaat! Kabe hakkında bana re'yinîzi söyleyin. Onu yıkıp da yeniden mi bina edeyim? Yoksa harâb olan yerlerini tamir mi eyliyeyim? İbni Abbâs: — Bana bu bâbda bir fikir zahir oldu. Harâbolan yerlerini tamir etmeni ve halkın müslüman oldukları vakit buldukları bir beyti, müslüman oldukları vakit buldukları taşları, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in de Nebi gönderildiği vakit bulduğu bu şeyleri hâli üzere bırakmanı muvafık görüyorum, dedi. Bunun üzerine İbni Zübeyr şunları söyledi: — Sizden birinizin evi yansa onu yenilemedikçe gönlü razı olmaz. Şu halde Rabbinizin Beytine nasıl razı olabiliyorsunuz? Ben Rabbime üç defa istiharede bulunacağım. Sonra yapacağım işe niyet edeceğim.» Üç gece geçtikten sonra Kabe'yi yıkmaya karar verdi. Halk Kabe'nin üzerine çıkan ilk insanın başına gökten bir belâ iner korkusuyla onu bu işten vazgeçirmeye çalıştılar. Nihayet Beyt-i Şerifin üzerine bir adam çıkarak ondan bir taş attı. Halk onun başına bir şey gelmediğini görünce hep birden İbni Zübeyr'e tabî oldular ve Beyt-i Şerifi yıkarak yere kadar indirdiler. İbni Zübeyr Kâ'be'nin binası yükselinceye kadar (kıble vazifesi görmek üzere) bir takım direkler diktirdi. Ve üzerlerine perdeler çektirdi. İbni Zübeyr demiş ki: «Ben Âişe'yi şöyle derken işittim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Halk küfürden yeni kurtulmuş olmasaydı ben mutlaka Kâ'be'ye Hicr'den beş arşın yer katar ve ona İnsanların gireceği bir kapı ile çıkacakları bir kapı açardım. Ama bende Kâ'be'nîn binasına yetecek nafaka yoktur.» buyurdu. İşte bugün ben sarfedecek nafaka buluyorum. İnsanlardan da korkacak değilim.» Ata' (sözüne devamla) şöyle demiş: «İbni Zübeyr Kabe'ye Hicr'den beş arşın yer kattı. Hattâ bir temel açarak halka gösterdi. Halk ona baktılar da binayı onun üzerine kurdu. Kâ'be'nin uzunluğu onsekiz arşındı. îbni Zübeyr ilâveyi yapınca bunu kısa görerek uzunluğuna on arşın kattı. Beyt-i Şerife iki kapı yaptı. Bunların birinden girilir, diğerinden çıkılırdı. İbni Zübeyr katledilince Haccâc, Mervân'a mektup yazarak bunu ve îbni Zübeyr'in Kabe'yi Mekkelilerden âdil bir takım kimselerin gördükleri bir temel üzerine bina ettiğini haber verdi. Abdül Melik de ona : — Biz İbni Zübeyr'in berbâd ettiği bir şeyde yokuz. Uzunluğuna yaptığı ilâveyi olduğu gibi bırak, fakat Hicr'den yaptığı ilâveyi eskiden bina edildiği şekle çevir. Açtığı kapıyı da kapa! diye cevap yazdı. Bunun üzerine Haccâc binayı yıkarak eski şekline iade etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammedu'bnu Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki): Ben Abdullah b. Ubeyd b. Unıeyr iie Velid b. Atâ'yı Haris b. Abdillâh b. Ebî Rebîa'dan naklen ribâyet ederlerken dinledim. Abdullah b. Ubeyd dediki: Haris b. Abdillâh, Abdülmelik b. Mervân'ın hilâfeti zamanında onun yanına geldi. Abdülmelik İbni Zübeyr'i kasdederek ; — Ben Ebû Hubeybin Âişe'den işittiğini söylediği şeyleri ondan işittiğini zannetmiyorum, dedi. Haris: — Bilâkis (Bunları ondan ben işittim mukaabelesinde bulundu.) Abdül-Melik : — Aişe'yi ne derken işittin? diye sordu. Haris : — Dedikî Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Senin kavmin Beyt-i şerifin binasını noksanlaştırdılar. Eğer şirkten yeni kurtulmuş olmasalardı onların bıraktığını yerine iade ederdim. Şeyet benden sonra kavmin Ka'be'yi yeniden bina etmeyi düşünürlerse gel onların bıraktığı yeri sana göstereyim, buyurdu. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Âişe'ye yedi arşına yakın bir yer göstermiş. Bu hadîs Abdullah b. Ubeyd'indir. Velîd b. Ata' ona şunları da ziyâde etti: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Kâ'be'ye doğu ve batı tarafından yerden yapma iki kapı koyardım. Kavminin Kâ'be kapısını niçin yükseğe kaldırdığını bilirmisin? buyurdu. Ben : — Hayır! dedim. — Oraya dilediklerinden başka kimse girmesin diye şerefini muhafaza içîn (yükselttiler). Bir adam Kâ'be'ye girmek istedi mi onun kapıya çıkmasına müsaade ederler. Tam girmek üzere bulunduğu sırada adamı iterler de düşerdi; buyurdu. Abdülmelîk Hâris'e: «Âişe'nin bunu söylediğini sen işittin ha?» dedi. Haris : — Evet! cevâbını verdi. Bunun üzerine Abdülmelik sopasıyla bir müddet eşeledikten sonra : — Keşke Ebû'z-Zübeyr'i üzerine aldığı şeyle başbaşa bıraksaydım dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Muhammed b. Amr b. Cebele dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Âsim rivayet etli. H. Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Abdürrazzâk haber verdi. Her iki râvi, İbni Cüreyc'den bu isnâdla İbni Bekr hadisi gibi rivayette bulunmuşlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Bekr Es-Sehmî rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlim b. Ebi Sağıra, Ebû Kazea'dan naklen rivayet etti ki, Ahdülmelik b. Mervân Beyt-i Şerifi tavaf ederken anîden şunları söylemiş : — Allah İhni Zübeyrin belâsını versin. Ümmü'I-mü'minin üzerinden yalan söylüyor: Ben ona Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Yâ Âişe! Kavmin küfürden yeni kurtulmuş olmasaydı ben Beyt-i Şerifi yıkar, ona Hicr'den ilâve yapardım. Çünkü kavmin binada noksanlık yapmışlardır buyurdu» derken işittim, diyor. Bunun üzerine Haris b. Abdillâh b. Rebîa: — Öyle deme yâ emire'l-mü'minîn! Ümmü'l-mü'mininin bunları söylediğini ben de işittim,, demiş. Abdû'l-Melik: — Bunu Kâ'be'yi yıkmadan işîtseydim, onu İbni Zübeyr'in bina ettiği şekilde bırakırdım, demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Saîd b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu'I-Ahvâs rivayet etti. (Dediki): Bize Eşhas b. Ebî'ş-Şa'sâ', Esved b. Yezîd'den, o da Âişe'den naklen rivayet eyledi. Âişe (Radiyallahu anha) şöyle demiş : «ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e : Cedr, Beyt-i Şeriften midir? diye sordum. — Evet! cevâbını verdi. — O halde onu niçin Beyt-i Şerife katmamışlar? dedim. Resulullah — Çünkü senin kavminin nafakası yetmemiş; buyurdu. — Beyt'in kapısı neden yüksek? diye sordum. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); — Bunu kavmin istediklerini içeriye almak, istediklerini men etmek için yapmışlar. Eğer kavmin câhiliyetten yeni kurtulmuş olmasa ben de kalplerinin inkârından korkmasaydım Cedr'i Beyt-i şerîf'e katmaya ve kapısını yerle bir seviyeye getirmeye bakardım, buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah yani İbni Mûsâ rivayet etti. (Dediki): Bize Şeybân Eş'as b. Ebî'ş-Şa'sâ'dan, o da Esved b. Yezîd'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Hicr'i sordum...» Râvî hadisi Ebû'l-Ahvas hadîsi mânâsında rivayet etmiştir. O, bu hadîsde şunu da söylemiştir: «Ben: Beyt-i Şerif'in kapısı neden yüksek yapılmış ona merdivensiz çıkılmıyor? diye sordum. Resulullah — Kalpleri nefret eder korkusuyla (yüksek yapılmış) buyurdu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Süleyman b. Yesâr'dan, onun da Abdullah b. Abbâs'dan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: İbni Abbâs şöyle demiş: «Fadl b. Abbâs Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in terkisinde bulunuyordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Has'am kabilesinden bir kadın fetva istemeğe geldi. Derken Fadl kadına, kadın da Fadl'la bakışmaya başladılar. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Fadl'ın yüzünü öbür tarafa çevirmeye başladı. Kadın: — Yâ Resûlallah! Allah'ın kullarına hacc hakkındaki farizası babama şeyh-î fânî iken yetişti. Babam deve üstünde duramıyor. Binâenaleyh onun nâmına ben haccedebilir miyim? dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Evet, cevâbını verdi. Bu hâdise veda haccında oldu.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Aliyyü'bnü Haşrem rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ, İbni Cüreyc'den, o da İbııi Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bize Süleyman b. Yesâr, İbni Abbâs'dan, o da Fadl'dan naklen rivayet ettiki, Has'am kabilesinden bir kadın : — Yâ Resûlallah! Babam bir pîr-i fânidir. Üzerinde Allah'ın hacc hakkındaki farzı var. Ama kendisi devesinin sırtında doğru dürüst oturannyor, demiş. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Öyle ise onun nâmına sen haccet! buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İbni Ebî Ömer hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Ebû Bekr dediki: Bize Süfyân b. Uyeyne, İbrahim b. Ukbe'den, o da İbni Abbâs'ın azadlısı Kureyb'den, o da İbni Abbâs'tan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ravha'da bir deve kervanına rastlayarak: — Siz kimsiniz? diye sormuş. — Müslümanlarız! cevâbını vermişler. Onlar da : — Sen kimsin? diye sormuşlar. Fahr-i Kâinat Efendimiz : — Resulullah'ım! buyurmuşlar. Onun üzerine bir kadın ona bir çocuk arzederek: — Bunun için hacc var mıdır? demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Evel! Sana da ecir (vardır)» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kureyb Muhammed b. Alâ' rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme, Süfyân'dan, o da Muhammed b. Ukbe'den, o da Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. İbni Abbâs şöyle demiş: «Bir kadın çocuğunu arzederek : — Yâ Resûlallah! Bunun için hacc var mıdır? diye sordu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Evet! Sana da ecir (vardır)» buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammedü'bnü'I-Müsennâ rivayet etti. (dediki): Bize Abdurrahmân rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân İbrahim b. Ukbe'den, o da Kureyb'den naklen rivayet eyledi ki, Bir kadın bir sabi erzederek: — Yâ Resûlallah! Bunun için hacc var mıdır? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Evet! Sana da ecir (vardır)» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize İbni'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Muhammed b. Ukbe'den, o da Kureyb'den, o da İbni Abbâs'dan naklen bu hadîsin mislini rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Hârûn rivayet etti. (Dediki): Bize Rabi' b. Müslim El-Kuraşî Muhammed b. Ziyâd'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize hutbe okuyarak: — Ey cemaat! Allah size haccı farz kılmıştır. Binâenaleyh hacc edin! buyurdular. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkarak: — Her sene mi yâ Resûlallah? diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sükût buyurdu. Hattâ o zât sözünü üç defa tekrarladı. Nihayet: — Evet desem (her sene) vâcib olur. Siz de buna güç yetiremezsiniz buyurdu ve şunu ilâve etti: — Ben sîzi bıraktığım müddetçe siz de beni bırakın. Sizden önce geçenler ancak çok sual sormaları ve Nebileri hakkında ihtilâfa düşmeleri sebebiyle helak olmuşlardır. Ben size bir şey emrettimmi ondan gücünüzün yettiği kadarını yapın! Bir şeyden sîzi men ettimmi onu derhal bırakın!»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Züheyr b. Harb ile Muhammedü'bnu'l-Müsenriâ rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yahya yani El-Kattân, Ubeydullah'tan rivayet etti. (Demişki): Bana Nâfi', İbni Ömer'den naklen haber verdiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Kadın yanında mahremi olmadıkça üç gecelik yol'a gitmesin» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr ile Ebû Usâme rivayet ettiler. H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Bu râviler hep birden Ubeydullah'tan bu isnadla rivayette bulunmuşlardır. Ebû Bekr'in rivayetinde: «Üç geceden fazla», ibni Numeyr'iü babasından rivayetinde : «Yanında mahremi olmaksızın üç günlük yola» ifâdeleri vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedu'bnü Râfi' rivayet etti, (Dediki): Bize İbni Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk, Nâfi'den o da Abdullah b. Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi: «Allah'a ve Âhiret gününe îman eden hiç bir kadın'a, yanında mahremi olmaksızın üç gecelik yere sefer etmek helâl değildir.» buyurmuşlar. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetu'bnü Saîd ile Osman b. Ebi Şeybe hep birden Cerîr'den rivayet ettiler. Kuteybe (Dediki): Bize Cerîr, Abdü'l-Melik yani İbni Umeyr'den, o da Kazea'dan, o da Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. Kazea şöyle demiş: Ebû Saîd'den bir hadîs dinledim de hoşuma gitti. Kendisine : — Bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den sen mi işittin? diye sordum. Ebû Saîd : — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmediğim bir şeyi onun üzerinden mi söyliyeceğim? dedi. Kazea demiş ki: Ebû Saîd'î şöyle derken işittim: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Semerleri ancak üç mescide gitmek için bağlayın! Benim şu mescidime, Mescid-i Harâm'a ve Mescid-i Aksâ'ya! buyurdular. Ve yine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Kadın yanında mahremi veya kocası olmaksızın hiç bîr zaman iki günlük yola çıkmasın!» buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Abdülmelik b. Umeyr'den rivayet etti. (Demişki): Kazea'dan dinledim. (Dediki): Ben Ebû Saîd-i Hudrî'den dinledim. Ebû Saîd : «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em)'den dört şey işittim; bunlar benim hoşuma gitti, beğendim. (Evvelâ) yanında kocası veya yakın akrabası olmaksızın kadının iki günlük yola gitmesini yasak etti...» dedi ve hadîsin geri kalan kısmını hikâye eyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bu hadîsi bize İbni'l Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiyy, Saîd'den, o da Katâde'den bu isnâdla rivayet etti ve: «Mahremsiz olduğu halde üç geceden fazla...» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Saîd b. Ebî Saîd'den, o da babasından naklen rivayet etti ki, Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em): «Hiç bir müslüman kadına yanında kendisine nikâh haram olan bir adam bulunmaksızın bir gecelik yere sefer etmesi helâl değildir» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, îbni Ebî Zi'b'den rivayet etti. (Demişki): Bize Saîd b. Ebî Saîd, babasından, o da Ebû Hureyre'den o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em)'den naklen rivayet etti. «Allah'a ve Âhiret gününe iman eden bir kadının beraberinde mahrem olmaksızın bir günlük yola gitmesi helâl değildir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Saîd b. Ebî Saîd-i Makburî'den dinlediğim, onun da babasından, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum : Resulullah «Allah'a ve Âhiret gününe iman eden bir kadının yanında kendisine nikâhı haram olan biri bulunmadıkça bir gün ve bir gecelik yola gitmesi helâl değildir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Kâmil-i Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Bişr yani İbni Mufaddal rivayet etit. (Dediki): Bize Süheyl b. Ebi Salih, babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Yanında kendisine nikâhı haram olan biri bulunmadıkça bir kadının üç gecelik yola gitmesi helâl değildir.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb hep birden Ebû Muâviye'den rivayet ettiler. Ebû Kureyb (Dediki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Sâlih'den, Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. Ebû Saîd şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah'a ve Âhiret gününe iman eden bir kadının beraberinde babası veya oğlu yahut kocası, veya kardeşi, yahut nikâhı haram olan biri olmaksızın üç gün ve daha fazla süren bir sefere çıkması helâl değildir.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Saîd-i Eşecc rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Vekî' rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet eyledi. Eğer bu Hadis’e direk geldiyseniz izah için önceki yani 1338 ve 1339 uda okuyun

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ikisi birden Süfyân'dan rivayet ettiler. Ebû Bekr (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. (Dediki): Bize Amr b. Dinar, Ebû Ma'bed'den rivayet etti. (Demişki): Ben İbni Abbâs'ı şunu söylerken işittim: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'\ hutbe okurken dinledim: — Sakın bîr adam yanında nikâhı haram akrabası bulunmayan bîr kadınla başbaşa kalmasın. Hem kadın yanında mahremi bulunmadıkça sefere çıkmasın! buyuruyordu. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkarak: — Yâ Resûlallah! Benim zevcem hacc için yola çıktı. Kendim de filân gazaya yazıldım! dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Git de zevcenle beraber hacc et!, buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Ebû'r-Rebî' Ez-Zehrânî de rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd Amr'dan bu isnadla bu hadîsin benzerini rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm yani İbni Süleyman EI-Mahzûmî, İbni Cüreyc'den bu isnadla bu hadîsin benzerini rivayet etti. Ama : «Sakın bir adam, yanında nikâhı haram olan biri bulunmayan kadınla başbaşa kalmasın.» cümlesini zikretmedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Hârûn b. Abdillâh rivayet etti. (Dediki): Bize Haccâc b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi. Ona da Aliyyi Ezdi haber vermiş ki, İbni Ömer kendilerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sefere çıkarken devesinin üzerine dosdoğru oturduğu vakit üç defa tekbir getirerek arkasından : «Bize bu hayvanı, müsahhar kılan Allah'ı tenzih ederim. Biz buna takat getiremezdik. Şüphesiz ki biz Rabbimize dönücüleriz. Yâ Rabbi! Senden bu seferimizde hayır ve takva, amellerden de senin razı olacaklarını dileriz. Yâ Rabbî! Bu seferimizi bize âsân eyle. Bize onun uzaklığını dür. Allahım! Seferde arkadaş, ailede vekîl sensin. Allahım! Seferin meşakkatinden, manzaranın kötüye değişmesinden, mal ve âite hususunda kötü dönüşden sana sığınırım!» buyurduğunu, döndüğü vakit dahî aynı duayı okuduğunu: «Dönenleriz, tövbekarlarız, âbidleriz, ancak Rabbimize hamd edenleriz» duasını ziyâde eylediğini öğretmiş. İzah 1343 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b, Uleyye, Âsım-i Akvel'den, o da Abdullah ibni Sercis'den naklen rivayet eyledi. Abdullah şöyle demiş : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sefere çıkarken seferin meşakkatinden, varılan yerin hüzn âver olmasından, iyi hâlden kötüye dönmekten, mazlumun bed duasından, aile ve malda kötü hâlden Allah'a sığınırdı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile Züheyr b. Harb hep birden, Ebû Muâviye'den rivayet ettiler. H. Bana Hâmid b. Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid rivayet etti. Her iki râvi Âsım'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Şu kadar var ki, Abdülvâhid hadîsinde: «mal ve aileden»; (Ebû Muâviye) Muhammed b. Hâzim rivayetinde ise: «döndüğünde aileden işe başlardı.» cümleleri; her ikisinin rivayetlerinde: «yâ Rabbî! Seferin meşakkatinden sana sığınırım.» ifâdesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. H. Bize Ubeydullah b. Saîd de rivayet etti. Bu lâfız onundur. (dediki): Bize Yahya yani El-Kattân, Ubeydullah'tan, o da Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet eyledi. Abdullah (Radiyallahu anh) şöyle demiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ordulardan yahut seriyyelerden yahut hacc veya Umre'den döndüğü vakit bir dağ eteğine veya bir bayıra çıktığında üç defa tekbîr alır sonra şöyle derdi: — Bir Allah'tan başka ilâh yoktur. Onun şeriki yoktur. Mülk onundur. Hamd de ona mahsustur. Hem o her şeye kaadîrdir. Dönenleriz, tevbekârlarız, âbidleriz, sâcidleriz ancak Rabbimize hamd edenleriz. Allah vaadinde sâdıktır. Kuluna yardım etmiş tek başına bütün hizipleri târumâr etmiştir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail yani İbni Uleyye, Eyyûb'dan rivayet etti. H. Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'n, Mâlik'ten rivayet etti. H. Bize İbni Râfi' dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk haber verdi. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den (yukarıki) hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Yalnız Eyyûb hadîsi müstesna! Çünkü onda tekbîr iki defadır. İzah 1445 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Uleyye, Yahya b. Ebî İshâk'dan rivayet etti. (Demişki): Enes b. Mâlik şunları söyledi: «Ben ve Ebû Talha Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte dönüyorduk, Safiyye de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in devesinin üzerinde, terkisinde idi. Medine'nin dışına geldiğimiz vakit Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Dönenleriz, tevbekârlarız, âbidleriz, ancak Rabb'imize hamd edenleriz» dedi. Artık Medine'ye varıncaya kadar bunu söylemeye devam etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Humeyd b. Mes'ade rivayet etti. (Dediki): Bize Bişr b. Mufaddal rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî İshâk Enes b. Mâlik'ten, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet eyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zü'lhuleyfe'deki Bathâ'da devesini çöktürerek orada namaz kıldı. Abdullah b. Ömer de bunu yapardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Mısırlı Muhammed b. Rumh b. El-Muhâcir rivayet etti. (Dediki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Leys, Nâfi'den rivayet etti. (Demişkî) : «İbni Ömer, vaktiyle Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in devesini çökerterek namaz kıldığı Zü'l-huleyfe'deki Bathâ'da devesini çöktürürdü.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. İshâk El-Müseyyebî rivayet etti. (Dediki): Bana Enes yani Ebû Damra, Mûsâ b. Ukbe'den, o da Nâfi'den naklen rivayet ettiki: Abdullah b. Ömer hacc veya Umreden döndüğü vakit, vaktiyle Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"m devesini çöktürdüğü Zü'l-huleyfe'deki Bathâ'da devesini çöktürürmüş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Abbâd rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim yani îbni İsmail, Mûsâ yâni İbni Ukbe'den, o da Sâlim'den, o da babasından naklen rivayet ettîki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Zü’l-huleyfe'deki istiratgâhında iken ona gelen olmuş ve «Sen gerçekten mübarek Bathâ'dasın» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Bekkâr b. Reyyân ile Süreye b. Yûnus rivayet ettiler. Lâfız Süreye'nindir. (Dedilerki): Bize İsmâil b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bana Mûsâ b. Ukbe, Salim b. Abdillâh b. Ömer'den, o da babasından naklen haber verdi ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zül-huleyfe'deki vadinin içindeki istiratgâhında iken ona gelen olmuş ve: «Sen gerçekten mübarek Bathâdasın demiş.» Musa demiş ki: «Bize Salim de vaktiyle Abdullah'ın devesini çöktürdüğü mescidin igreğinde develerimizi çöktürdü. O da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in istiratgâhını araştırıyordu. Bu yer vadideki mescidin aşağısındadır. Mescid'le kıble arasında, ortadadır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Hârûn b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr İbni Şihâb'dan, o da Humeyd b. Abdirrahmân'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. H. Bana Harmeletü'bnü Yahya Et-Tûcîbî de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus haber verdi. Ona da İbni Şihâb Humeyd b. Abdirrahmân b. Avf'tan. o da Ebû Hureyre'den naklen haber vermiş. Ebû Hureyre (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Ebû Bekr-i Sıddîk Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in veda haccından önce kendisini emîr tayin ettiği Haccda beni birkaç kişilik cemaat içinde Kurban Bayramı günü halk'a (Bu seneden sonra hiç bir müşrik haccedemez, çıplak olan bir kimse de Beyt-i Şerif'i tavaf edemez) diye ilân etmek için gönderdi.» îbni Şihâb demişki: «Humeyd b. Abdirrahmân Ebû Hureyre hadîsi için Kurban Bayramı günü Hacc-ı Ekber günüdür derdi.» İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hârûn b. Saîd El-Eylî ile Ahmed b. îsâ rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Mahrametü'bnü Bükeyr, babasından naklen haber verdi. (Demişki): Yûnus b. Yûsuf'u İbni'l-Müseyyeb'den naklen onun şöyle dediğini söylerken işittim: Âişe dediki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Arafe gününden başka Allah'ın bir kulu cehennemden en fazla âzâd ettiği hiç bir gün yoktur. Filhakika Teâlâ Hazretleri Kurbiyet gösterir; sonra böyieleri ile meleklere mubohât ederek : Bunlar ne diledi? dîye sorar.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Ebû Bekr b. Abdirrahmân'ın âzadlısı Sümeyy'den dinlediğim, onun da Ebû Sâlih-i Semmûm'dan, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Umre, ikinci bir umreye kadar yapılan günahların keffâretidir Hacc-i mebrurun ise Cennetten başka karşılığı yoktur.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bu hadîsi bize Saîd b. Mansûr ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Abdilmelik El-Emevî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâziz b. Muhtar, Süheyl'den rivayet etti. H, Bize îbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti, (Dediki): Bize Ubeydullah rivayet etti. H Bize Ebû Kureyb dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet eyledi. H. Bana Muhammedü'bnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahman rivayet eti. Bunlar toptan SÜfyân'dan ve bütün râviler Sümeyy'den, o da Ebû Salih'ten, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Mâlik hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya île Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Yahya (Bize haber verdi), Züheyr ise (Bize rivayet etti.) tâbirlerini kullandılar. (Züheyr dediki) Bize Cerîr, Mansûr'dart, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etıi. Ebû Hureyre şöyle demiş : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Bir kimse şu Beyt'e gelir de kötü sözler söylemez ve günah işlemezse (memleketine) annesinin doğurduğu gibi döner.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadisi Saîd b. Mensur da Ebû Avane, Ebu'I-Ahvas'tan rivayet etti. H. Bize Ebû Bckr b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Veki', Mis'ar île Süfyân'dan rivayet etti. H. Bize Îbni'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu"be rivayet eyledi. Bu râvilerin hepsi Mansûr'dan bu isnâdla rivayette buîumnuşiardır. Hepsinin hadislerinde : «Bir kimse bacc eder de kötü sözler söylemez ve günah işlemezse.» cümlesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Said b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Hüşeym, Seyyâr'dan, o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Ebû't-Tâhir ile Harmeletü'bnü Yahya rivayet ettiler, (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bize Yûnus b. Yezîd, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Ona da Aliyyu'bnü Hüseyn, ona da Amr b. Osman b. Affân, Usâmetü'bnü'Zeyd ibni Hârise'den naklen haber vermiş ki Usâme : «Yâ Resûlallah! Mekke'deki evine inecek misin? diye sormuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Akîl bize ev, yer bıraktı mı kî!? cevâbını vermiş. Akil iîe Tâlib, Ebû Tâlib'e mirasçı olmuş; Ca'ler ile Ali miras diye bir şey almamışlardı. Çünkü onlar müslüman idiler. Akil ile Tâlib ise kâfir bulunuyorlardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammedü'bnü Mihrân Er-Râzî ile îbni Ebî Ömer ve Abd b. Humeyd toptan Abdürrezzâk'tan rivayet ettiler. İbni Mihrân (Dediki): Bize Abdürrezzâk Ma'mer'den, o da Zührî'den, o da Aliyyu'bnü Hüseyn'den, o da Amr b. Osman'dan, o da Usâmetübnü Zeyd'den naklen rivayet etti. (Usâme şöyle demiş) : «Yâ Resûlallah! Yarın nereye ineceksin? dedim. Bunu haccı esnasında Mekke'ye yaklaştığımız zaman söyledim. Resulullah «Akil bize ev bıraktı mı ki!?» cevâbını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana bu hadîsi Muhammed b. Hatim dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ebî Hafsa ile Zem'atü'bnü Sâlİh rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Şihâb, Aliyyu'bnü Hüseyin'den, o da Amr b Osman'dan, o da Üsametü'bnü Zeyd'den naklen rivayet etti ki, Usâme şöyle demiş : «Yâ Resûlallah! Yarın Allah dilerse nereye ineceksin? Bu konuşma fetih zamanında olmuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Akîl bize ev nâmına bir şey bıraktı mı ki!?., buyurmuştur.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman yani İbni Bilâl Abdurrahmân b. Humeyd'den naklen rivayet etti. Abdurrahmân, Ömer b. Abdi'I-A'zîzi, Sâib b. Yezid'e şunu söylerken işitmiş : «Mekke'de ikâmet hususunda bir şey işittinmi?» Sâib : — Alâ' b. Hadramî'yi: — Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i. (Muhacir için tavaf-ı saderden sonra Mekke'de üç gün kalma hakkı vardır) buyururken işittim. Galiba bundan fazla kalamaz demek istiyordu, cevâbını verdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Abdurrahmân b. Humeyd'den naklen haber verdi. (Demişki): Ben Ömer b. Abdüazîz'i beraberinde oturanlara şunu söylerken işittim: «Mekke'de ikâmet hususunda ne işittiniz? Bunun üzerine Sâib b. Yezîd şunu söyledi: — Ben Alâ'dan yahut Ala' b. Hadramî'den dinledim. (Dediki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Muhacir olan bir kimse hacc ibâdetlerini edâ ettikten sonra Mekke'de üç gün ikâmet edebilir.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hasanü'l-Hulvânî ile Abd b. Humeyd hep birden Yâkub b. İbrahim b. Sa'd'dan rivayet ettiler. (Demişki): Bize babam, Salih'ten, o da Abdurrahmân b. Humeyd'den naklen rivayet etti. Abdurrahmân, Ömer b. Abdilazîz'i, Sâib b. Yezîd'e sorarken işitmiş. Sâib şöyle demiş: «Ben Alâ' b. Hadramî'yi şöyle derken işittim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: (Üç gece vardır ki muhacir olan bir kimse tavâf-ı saderden sonra bu gecelerde Mekke'de kalabilir.) buyururken işittim.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize îshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzak haber verdi. (Dediki): Bize İbni Cüreyc haber verdi; ve tertemiz yazdırdı. (Dediki): Bana İsmail b. Muhammed b. Sa'd haber verdi. Ona da Humeyd b. Abdirrahmân b. Avf haber vermiş; ona da Sâib b. Yezîd haber vermiş; ona da Alâ' b. Hadramî, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber vermiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Muhacirin hacc ibâdetlerini edâ ettikten sonra Mekke'de kalacağı müddet üç gecedir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Haecâc b. Şâir rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk b. Mahled, rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc bu isnâdla bu hadîsin mislini lıaber verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim El Hanzalî rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Mansûr'dan, o da Mücâhid'den, o da Tâvûs'dan, o da İbnî Abbâs'tan naklen haber verdi. İbni Abbâs şöyle demiş: Resulullah Mekke'nin felih edildiği gün : «Artık hicret yoktur. Lâkin cihâd ve niyet vardır. Gazaya çağrıldığınız zaman hemen gidin.» buyurdu. Yine fetih yani Mekke'nin fethi günü: «Şüphesiz ki bu beldeyi Allah göklerle yeri yarattığı gün haram kılmıştır. Binâenaleyh o, Allah'ın haram kılmasıyla kıyamet'e kadar haramdır. Benden önce bu beldede hîç bir kimseye harp helâl olmamıştır. Buna da ancak gündüzün bir saatında kıtal helâl olmuştur. O, Allah'ın haram kılmasıyla kıyamet günün'e kadar haramdır. Dikeni kesilmez; avı ürkütülmez, İlân edenden başkası, onda bulduğu eşyayı alamaz. Yaş otu da kesilemez.» buyurdular. Bunun üzerine Abbâs : — Yâ Resûlallah! Yalnız izhir müstesna. Çünkü o Mekke'nin demircilerîyle evlerine lâzımdır, dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: — (Evet) Yalnız izhir müstesna, buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Muhammed b. Râfî rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Adem rivayet etti. (Dediki): Bize Mufaddal, Mansûr'dan bu isnâdda bu hadisin mislini rivayet etti ama «Göklerle yeri yarattığı gün ifâdesini söylemedi. Hem kıtal yerine katıl dedi ve: «Bu beldede bulunan şeyi ilân edenden başkası alamaz» şeklinde rivayette bulundu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Saîd b. Ebî Saîd'den; o da Ebû Şureyh-i Adevî'den naklen rivayet etti ki, Ebû Şureyh Amr b. Saîd'e : —Mekke'ye ordu gönderirken— «Bana, müsaade buyur yâ Emîr! Sana Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Mekke'nin fethinin ertesi günü söylediği bir sözü anlatayım. Bunu benim kulaklarım işitmiş; kalbim bellemiş ve konuşurken gözlerim görmüştür. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Allah'a hamd-û senada bulunduktan sonra: — Şüphesiz Ici, Mekke'yi insanlar değil, Allah haram kılmıştır. Binâenaleyh Allah'a ve Âhiret gününe iman eden hiç bir kimsenin orada kan dökmesi ve oradan bir ağaç kesmesi helâl değildir. Şayet bir kimse orada Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'ın harbi ile istidlal ederek kendisi için harb'e ruhsat görürse ona: Allah, Resulüne (bu bâbta) izin vermiş, fakat size izin vermemiştir deyin! Bana da ancak gündüzün bir saatında Mekke'de kıtale izin verdi. Mekke'nin bugünkü hürmeti dünkü hürmeti gibi olmuştur. Burada bulunan, bulunmayana tebüğ etsin.» buyurdular. Ebû Şureyh'e (bunu söyleyince) Amr sana ne dedi? diye soranlar oldu. Ebû Şureyh : — Ben bunu senden daha iyi bilirim yâ Ebâ Şureyh! Muhakkak ki, Harem-i Şerif bir âsîyi, bir idam kaçagını ve bir bozguncuyu barındırmaz cevâbını verdi, dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb ile Ubeydullah b. Saîd hep birden Velîd'den rivayet ettiler. Züheyr dediki: Bize Velîd b. Müslim rivayet etti. (Dediki): Bize Evzâî rivayet etti. (Dediki): Bana Yahya b. Ebî Kesîr rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Seleme yani İbni Abdirrahmân rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Hureyre rivayet etti. (dediki): «Allah Azze ve Celle, O na Mekke fethini verince Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cemaatin içinde ayağa kalkarak Allah'a hamd ü senada bulundu. Sonra şunları söyledi: — Hiç şüphe yoktur ki, Allah Mekke' (ye girmek) den fil ordusunu men etmiş, fakat Resulü ile mü'minleri buna muzaffer kılmıştır. Mekke benden önce hiç bir kimseye katiyyen helal olmuş değildir. Bana da gündüzün bir saatinde helâl olmuştur. Benden sonra hiç bir kimseye helâl olacak değildir. Binâenaleyh Mekke'nin avı ürkütülmez, dikeni kesilmez, kaybolan eşyası helâl olmaz meğer ki, bulan ilân maksadıyla almış ola. Bir kimsenin bir yakını öldürülürse o kimse iki mülâhaza arasında muhayyerdir. Ya kendisine fidye verilecek yahut katil öldürülecektir. Bunun üzerine Abbâs: — Yalnız izhır müstesna yâ Resulullah! Çünkü biz onu kabirlerimizle evlerimizde kullanıyoruz, dedi. Müteakiben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Yalnız îzhır müstesna! buyurdu. Derken Yemenli bir zât olan Ebû Şah ayağa kalkarak: — (Bunu) bana yazın yâ Resulullah! dedi. Resulullah da: — Ebû Şâh'a yazın! buyurdular.» Velîd demiş ki: «Evzâî'ye, (Bana yazın yâ Resûlallah!) sözünün mânâsı nedir? diye sordum: — Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}'den dinlediği bu hutbeyi (yazın demek istemiştir) cevâbını verdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Mûsâ, Şeybân'dan, o da Yahya'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana Ebü Seleme haber verdi. Kendisi Ebû Hureyre'yî şöyle derken dinlemiş : «Mekke'nin fethi yılında Huzâa kabilesi, kendilerinden öldürdükleri bir adama mukabil Benî Ieys'den bir adam öldürdüler. Bu hâdise Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e haber verildi. O da devesine binerek hutbe okudu. Ve şunları söyledi : — Hiç şüphe yoktur kî, Allah (Azze ve Cclle) Mekke' (ye girmekten) fil ordusunu men etmiş, fakat Resulü ile mu'minleri buna muzaffer kılmıştır. Dikkat edin ki, Mekke benden önce hiç bir kimseye helâl olmamış; benden sonra da hiç bir kimseye helâl olmıyacaktır. İyi dinleyin! Mekke bana gündüzün bir saatinde helâl olmuştur. Dikkat edin o da benîm şu saatimdir (Mekke) haramdır. Onun dikeni koparılmaz; ağacı kesilmez, kaybolan eşyası kaldırılmaz meğerki, bulan ilân maksadıyla almış ola. Bir kimsenin yakını öldürülürse o kimse iki mülâhaza arasında muhayyerdir. Ya kendisine bir şey yani diyet verilecek yahu! öldürülenin yakınlarına kısas imkânı bahşedilecektir. Az sonra Yemenlilerden Ebû Şah denilen bir adam geldi ve: — Bana yaz yâ Resûlallah! dedi. O da : — Ebu Şâh'a yazın! buyurdu. Bunun üzerine Kureyş'ten bir zât: — Yalnız izhir müstesna! Çünkü biz onu evlerimizle kabirlerimize koyuyoruz; dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de : — Yalnız izhîr müstesna! buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Selemetü'bnü Şebîb rivayet etti. (Dediki): Bize îbni A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kıl, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet eyledi. Câbir (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'i: — Hiç birinize Mekke'de silâh taşımak helâl değildir) buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Meslemete'l Ka'nebî ile Yahya b. Yahya ve Kuteybetü'bnü Saîd rivayet ettiler. Ka'nebî: (Mâlik b. Enes'e okudum); Kuteybe ise: (Bize Mâlik rivayet etti) dediler. Yahya —ki bu lâfız onundur— Mâlik'e: Sana İbni Şihâb, Enes b. Mâlik'ten naklen: «Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fetih yılında Mekke'ye başında bir miğfer olduğu halde girdi. Onu çıkardığı vakit yanına bir adam gelerek: — îbni Hatal Kabe'nin örtüsüne yapışmıştır, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : — Onu öldürün! buyurdular, dediğini rivayet etti mi? diye sordum. Mâlik: — Evet! cevâbını verdi.» İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya Et-Temimî ile Kuteybetü'bnü Saîd es-Sekafî rivayet ettiler. Yahya (bize haber verdi) ta'bîrini kuUandi. Kuteybe : Bize Muâviyetü'bnü Ammâr Ed-Duhni Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir b. Abdillâh el-Ensâri'den naklen rivayet etti, ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye girmiş; dedi. Kuteybe: (Mekke'nin fethi günü girmiş) dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye ihramsız olarak başında siyah bir sarık bulunduğu halde girmiş. Kuteybe'nin rivayetinde: «dediki: Bize Ebu'z-Zübeyr, Câbir'den naklen rivayet etti.» ifâdesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Aliyyü'bnü Hakîm El-Evdî rivayet etti. (Dediki): Bize Şerik, Ammâr-î Dühnî'den, o da Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir b. Abdillâh'dan naklen haber verdi ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'nin fethi günü (oraya) başında siyah bir sarık olduğu hâlde girmiş. İzah 1359 da

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya ile İshâk b. İbrâhîm rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Vekî' Müşavir El-Verrâk'dan, o da Ca'fer b. Amr b. Hureys'den, o da babasından naklen haber verdi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başında siyah bir sarık olduğu halde cemaate hutbe îrâd buyurmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Hasen el-Hulvânî rivayet etti. (Dernişki): Bana (Ca'fer b. Amr b. Hureys rivayet etti.) Hulvânî'nin rivayetinde: Babasından naklen Ca'fer b. Amr b. Hureys'den dinledim; demiş. Babası (Amr) şunları söylemiş : «Ben hâlâ Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i minber üzerinde, başında siyah bir sarık, sarığın iki tarafını omuzları arasına sarkıtmış olduğu halde görüyor gibiyim.» Ebû Bekr: «Minber üzerinde» demedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülazîz yâni İbni Muhammed ed-Derâverdi, Amr b. Yahya el-Mâzîni'den, o da Abbâd b. Temim'den, o da amcası Abdullah b. Zeyd b. Âsım'dan naklen rivayet etti ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şüphesiz ki, İbrahim Mekke'yi haram kılmış ve orada yaşayanlara dua etmîştir. ibrâhîm Mekke'yi nasıl haram kıldı ise ben de Medine'yi harâm kıldım; ve onun sâ'î ile müddü hakkında İbrahim'in Mekke'liler için yaptıği duanın iki misli dua ettîm,» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana bu hadîsi Ebû Kâmil el-Cahderî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülazîz yânî İbni'l-Muhtâr rivayet etti. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mahled rivayet etti. (Dediki): Bana Süleyman b. Bilâl rivayet etti. H. Bize bu hadîsi İshâk b. İbrâhîm de rivayet etti. (Dediki): Bize Mahzûmî haber verdi. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet eyledi. Bunların hepsi Amr b. Yahya yâni Mâzinî'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlar dur. Vüheyb'in hadîsi, Derâverdî'nin rivayetinde olduğu gibi: «İbrahim'in yaptığı duanın iki misli...» şeklindedir. Süleyman b. Bilâl ile Abdülazîz b. Muhtar'a gelince: Onların rivayetinde: «İbrahim'in yaptığı duanın bir misli...» cümlesi vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Bekr yâni İbni Mudar, Îbni'l-Hâdd'dan, o da Ebû Bekr b. Muhammed'den, o da Abdullah b. Amr b. Osman'dan, o da Râfi' b. Hadîc'den naklen rivayet etti. Râfi' şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'yi kasdederek: «Şüphesiz ki İbrâhîm Mekke'yi haram kılmıştır. Ben de bunun iki taşlığı arasını haram kılıyorum» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b. Bilâl, Utbetü'bnü Müslim'den, o da Nâfi' b. Cübeyr'den naklen rivayet etti kî: Mervân b. Hakem halk'a hutbe okuyarak Mekke'yi, halkını ve hürmetini anlatmış; fakat Medine'yi, onun halkını ve hürmetini anmamış. Bunun üzerine Râfi' b. Hadîc kendisine seslenerek : «Aceb neden senin Mekke'yi) halkını ve hürmetini anlattığını işitiyorum da Medine'yi, onun halkını ve hürmetini söylemiyorsun? Halbuki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun iki taşlığının arasını haram kılmıştır. Bu bizde bir Havlan derisi üzerinde yazılıdır. istersen onu sana okutabilirim.» demiş. Nâfi' demiş ki: «Bunun üzerine Mervân sustu. Sonra: (Evet) bunun bir kısmını (ben de) işitmiştim; dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkid hep birden Ebû Ahmed'den rivayet ettiler. Ebû Bekr (Dediki): Bize Muhammed b. Abdillâh el-Esdî rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet etti. Câbir (Radiyallahu anh) şöyle demiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) — Şüphesiz kî, İbrahim Mekke'yi haram kılmıştır. Ben de Medine'nin iki taşlığı arasını haram kıldım. Onun ağacı kesilmez; avı da avlanmaz; buyurdular.» İzah 1363 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H. Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Osman b. Hakîm rivayet etti. (Dediki): Bana Âmir b. Sa'd, babasından naklen rivayet etti. (Babası Sa'd) şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — Ben Medine'nin iki taşlığı arasının ağacı kesilmesini ve avı öldürülmesini haram kılıyorum; dedi; de (sözüne devamla) : — (Medîneliler) bilmiş olsalar, Medine onlar için daha hayırlıdır; bir kimse ondan yüz çevirerek terk ederse Allah onun yerine oraya daha hayırlısını getirir. Eğer bir kimse onun çile ve meşakkatine katlanırsa kıyamet gününde ben ona şefaatçi ve şâhid olurum; buyurdular.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Mervân b. Muâviye rivayet etti. (Dediki): Bize Osman b. Hakîm el-Ensârî rivayet etti. (Dediki): Bana Âmir b. Sa'd b. Ebî Vakkas, babasından naklen haber verdi ki: «Resûlulîah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu» demiş; sonra İbni Numeyr hadîsi gibi rivayette bulunmuş. O bu hadîsde şunu da ziyâde etmiş: «Eğer Medînelilere bîri bîr kötülük etmek isterse Allah onu cehennemde kurşun eritir gibi yahud suda tuz eritir gibi eritir»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd hep birden Akadi'den rivayet ettiler. Abd dediki: Bize Abdülmelik b. Amr haber verdi. (Dediki): Bize Abdullah b. Ca'fer, İsmail b. Muhammed'den, o da Âmir b. Sa'd'dan naklen rivayet etti ki, Sa'd (hayvanına) binerek Akîk'daki köşküne gitmiş. (Orada) Ağaç kesen yahut yapraklarını silken bir köle bulmuş ve köleyi soymuş. Sa'd döndüğü vakit kölenin sahipleri gelerek kölelerinden aldığı şeyleri ona yahut kendilerine iade etmesi hususunda kendisiyle konuşmuşlar. Sa'd: «Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bana ganimetten ziyâde olarak ihsan buyurduğu bir şeyi geri çevirmekten Allah'a sığınırım» diyerek aldığı şeyleri onlara iade etmekten çekinmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybetu'bnu Saîd ve İbni Hucr hep birden İsmail'den rivayet ettiler. İbni Eyyüb (Dediki): Bize İsmail b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bana Muttalib b. Abdillah b. Hattab'ın azadlısı Amr b. Ebî Amr haber verdi. Kendisi Enes b. Mâlik'i şunu söylerken işitmiş : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ebû Talha'ya : — Bana sizin gençlerinizden hizmetçi bir genç bul! buyurdu. Bunun üzerine Ebû Talha beni terkisine alarak yola çıktı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e her konakladığı yerde hizmet ediyordum.» Bu hadîsde Enes (Radiyallahu anh) şunu da söylemiştir. «Sonra dönüp geldi. (Gözüne) Uhud dağı görününce: — Bu bizi seven bir dağ dır. Biz de onu severiz.» dedi. Medine'ye yaklaşınca: — Ya Rabbî! Ben Medine'nin iki dağı arasını İbrahim'in Mekke'yi haram kılması gibi haram kılıyorum. Yâ Rabbî! Medînelilere müd ve sa'larında bereket ihsan eyle! buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Saîd b. Mansur ile Kuteybetu'bnu Saîd de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ya'kûb yâni İbni Abdirrahmân EI-Kaari, Amr b- Ebî Amr'dan, o da Enes b. Mâlik'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen yukarki hadîsin mislini rivayet etti. Şu kadar varki o: «Ben Medine'nin iki taşlığı arasını haram kılıyorum» şeklinde söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadîsi Hâmid b. Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhit rivayet etti. (Dediki): Bize Âsim rivayet etti. (Dediki): «Enes b. Mâlik'e: Resulullah (Saliallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'yi haram kıldı mı? diye sordum. — Evet, filân yerde filân yer arasını (haram kıldı). Orada her kim bir günah işlerse... cevâbını verdi. Sonra bana şunu söyledi: «Bu pek şiddetlidir. Orada her kim bir günah işlerse Allah'ın, melekler'in ve bütün insanların lanet'i onun üzerine olur. Kıyamet gününde Allah onun farz veya nafile hiç bir ibâdetini kabul etmez.» İbni Enes: «Yahut günah işleyen bir kimseyi barındırırsa» demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Hârûn rivayet .etti. (Dediki): Bize Âsım-i Ahvel haber verdi. (Dediki): Enes'e : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'yi haram kıldı mı? diye sordum: — Evet, o haramdır. Onun ot'u koparılmaz, bunu kim yaparsa Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir, cevâbını verdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd, Mâlik b. Enes'e İshâk b. Abdillâh b. Ebî Talha tarafından ona da Enes b. Mâlik'ten naklen okunan hadîsler meyânında rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Yâ Rabbî! Medînelilere ölçeklerinde bereket ihsan et. Onlara sa'larında ve müd'lerinde bereket ver.» diye duâ buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb ile İbrâhîm b. Muhammed Es-Sâmi rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Vehb b. Cerîr rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Yûnus'u, Zührî'den, o da Enes b. Mâlik'ten naklen rivayet ederken dinledim. Enes (Radiyallahu anh) şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; «Yâ Rabbî! Medine'ye, Mekke'ye verdiğin bereketin ikî mislini ihsanı eyle!» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Züheyr b. Harb ve Ebû Kureyb hep birden Ebû Muâviye'den rivayet ettiîer. Ebû Kureyb (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, İbrâhîm-i Teymî'den, o da babasından naklen rivayet etti. Babası (Yezîd) şöyle demiş: «Bize Alıyyü'bnü Ebî Tâlib hutbe okudu da şunları söyledi: — Kim biz de Allah'ın kitabıyla şu sahîfeden başka bir şey bulunduğunu, onu okuduğumuzu söylerse muhakkak yalan söylemiştir. —Sahîfe kılıcının kılıfında asılı bulunuyordu.— Bu sahîfede develerin yaşları ile yaralamalara âit şeyler vardır. Yine bu sahîfede Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): (Medine, Ayr ile Sevr arası (olmak üzere) haremdir. Binâenaleyh orada kim bir günah İşler veya günah işleyeni barındırırsa Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah onun farz veya nafile hiç bîr ibâdetini kabul etmez. Müslümanların zimmeti birdir. Bu zimmet uğrunda onların en aşağı olanı sa'y ü gayret gösterir. Bir kimse babasından başkasının oğlu olduğunu iddia eder yahut (âzâd edilen bir köle) sahiplerinden başkasına intisab eylerse ona da Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti vardsr. Kıyamet gününde Allah onun farz veya nafile hiç bir ibâdetini kabul etmez, buyurdu.) hadîsi vardır. Ebû Bekr He Züheyr hadîsleri: «Bu zimmet uğrunda onların en aşağı olanı sa'y ü gayret gösterir» cümlesinde sona erer. Bundan sonrasını zikretmemişlerdir. Onların hadîslerinde: «Kılıcının kınında asılı» ifâdesi de yoktur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Aliyyu'bnü Hucr Es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki): Bize Aliyyu'bnü Müshir haber verdi. H. Bana Ebû Saîd-i Eşecc dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. Bunlar hep birden A'meş'den bu isnâdla Ebû Kureyb'in Ebû Muâviye'den sonuna kadar rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulunmuşlardır. Bu hadîsde şu ziyâde de vardır: «Her kim bîr müslümanın verdiği emânı bozarsa AlIah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâ'neti onun üzerinedir. Kıyamet gününde onun farz veya nafile hiç bir ibâdeti kabul olunmaz.» İbni Müshir ile Vekî'nin rivayetlerinde: «Bir kimse babasından başkasının oğlu olduğunu iddia ederse» ifâdesi yoktur. Vekî'nîn rivayetinde kıyamet günü dahî zikredilmemiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Abdullah b. Ömer El-Kavârîrî ile Muhammed b. Ebî Bekr EI-Mukaddemî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdurrahman b. Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, A'meş'den bu isnadla İbni Müshir ve Vekî'nin hadîsi gibi rivayette bulundu. Yalnız: «Herhangi âzadlı bir köle sahiplerinden başkasını kendine velî yaparsa» İfadesiyle, ona lanet müstesna. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyn b. Aliy El-Cu'fî, Zâide'den, o da Süleyman'dan, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. «Medine Haremdir; binâenaleyh orada kim bir günah işler veya günâh işleyeni barındırırsa, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gönünde onun farz veya nafile hiç bir ibâdeti kabul edilmeyecektir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Nadr b. Ebi'n-Nadr rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu'n-Nadr rivayet etti. (Dediki): Bana Ubeydullah el Eşce'i, Süfyân'dan, o da A'meş'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti. Ama «kıyamet günü» demedi. Şunu da ziyâde eyledi: «Müslümanların zimmeti birdir. Bu zimmet uğrunda onların en aşağı olanı (bile) sa'yü gayret gösterir. Her kim bir müslümanın verdiği emânı bozarsa Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde onun farz veya nafile hiç bir ibâdeti kabul edilmeyecektir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Saîd b. el-Müseyyeb'den, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Ebû Hureyre: «Ben Medine'de geyiklerin otladiğını görsem onları ürkütmem. (Çünkü) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — O'nun iki taşlığının arası haremdır, buyurdular; dermiş.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize İshâk b. İbrahim ile Muhammed b. Râfi' ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. İshâk (Dediki): Size Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'deri; o da Saîd b. el-Müseyyeb'den, o da Ebü Hureyre'den naklen rivayet etli. Ebû Hureyre şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'nin iki taşlığı arasını harem kıldı.» (Yine Ebû Hureyre) : «Ben Medine'nin iki taşlığı arasında geyikleri bulsam ürkütmem.» demiş; ve -Medine'nin on iki mil etrafını korunan yer ta'yin etmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd, Mâlik b. Enes'den, ona da Süheyl b. Ebî Sâlih'den naklen okunan hadîsler meyanında Süheyl'in, babasından, onun da Ebû Hureyre'den rivayet ettiği şu hadîsi tahdîs eyledi. Ebû Hureyre şöyle demiş : «Halk ilk mahsûlü gördüler mi onu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirirler; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu alınca: — Ya Rabbî! Bize mahsûlümüzde bereket, Medînemizde bereket, sâ'ımızda bereket, müddümüzde bereket ihsan oyle! Allah! Şüphesizki İbrahim senin kulun, halilin ve Nebiindir; ben de senin kulun ve Nebiinim. O sana Mekke için dua'da bulunmuş; ben de onun Mekke için yaptığı dua'nın bir mislini, bir misli daha beraberinde olmak üzere sana Medine için yapıyorum.» buyurur; sonra en küçük çocuğunu çağırır da bu mahsulü ona verirdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki); Bize Abdülâzîz b. Muhammed el-Medenî. Süheyl b. Sâlih'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ilk mahsul getirilir de : «Aliahım! Bize Medine'mizde, meyvelerimizde;, müddümüzde ve sâ'ımızda bereket üstüne bereket ihsan eyle!» der; sonra o mahsulü orada bulunan çocukların en küçüğüne verirmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hammâd b. İsmâîl b. Uleyye rivayet etti. (Dediki): Bize babam, Vüheyb'ten, o da Yabyâ b. Ebî îshâk'dan naklen rivayet etti, O da Mehrî'nin azadlısı Ebû Saîd'den rivayet etmişki, Medine'de başları sıkılmış, meşakkat çekmişler. Ebû Saîd, Hz. Ebû Saîd-i Hudri'ye gelerek : «Ben çoluk çocuğu kalaba bir adamım. Meşakkata düçâr olduk. Binâenaleyh çocuklarımı köylerden birine nakletmek istiyorum» demiş. Hz. Ebû Saîd şu mukabelede bulunmuş : — «Bunu yapma! Medine'de kal! Çünkü biz Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile yola çıktık —zannederim şöyle dedi— Usfân'a geldiğimiz vakit orada birkaç gece kaldı. Cemâat: — Vallahi burada bizim bir işimiz yok. Çoluk çocuğumuz kimsesizdir. Onlar namına emin değiliz, dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duydu ve : «Konuştuklarınızdan bu kulağıma gelenler nedir? —nasıl dediğini bilemiyorum — Kendisine yemin ettiğim Allah hakkı için yahut nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki gönlümden geçti yâhuf dilerseniz —bunların hangisini dediğini bilemiyorum — devemin semerlenmesini emreder sonra Medine'ye varıncaya kadar onun bir düğümünü çözmem buyurdu ve şöyle devam etti : — Allah'ım! Şüphesiz kî Ibrâhîm Mekke'yi haram kılarak onu harem yaptı. Ben de Medine'yi, onun iki dağı arasını iyiden iyiye haram kıldım. Orada kan dökülmemeli, harb için silâh taşınmamalı, ağacından yaprak düşürülmemeli. Yalnız hayvanı alaflandırmak için düşürülen müstesna! Allah'ım! Bize Medine'miz hakkında bereket ihsan eyle! Allah'ım! Bize sâ'ımız hakkında bereket ihsan eyle! Allah'ım! Bize müddümüz hakkında bereket ihsan eyle! Allah'ım bize sâ'ımız hakkında bereket ihsan eyle! Allah'ım! Bize müddümüz hakkında bereket ihsan eyle! Allah'ım! Bize Medine'miz hakkında bereket ihsan eyle! Allah'ım! Bir bereketin yanısıra iki bereket ihsan eylei Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederimki, Medine'nin her dağ yolu ve geçidinde iki melek vardır. Onu siz varıncaya kadar korurlar.» Sonra cemaata : «Yollanın!» buyurdu. Biz de yola revân olduk ve Medine'ye geldik. Kendisine yemin ettiğimiz yahut kendisine yemin olunan —buradaki şekk râvî Hammâd'dandir— Allah hakkı için Medine'ye girdiğimiz vakit henüz semerlerimizi indirmemiştik ki, Benî Abdillâh b. Gatafân kabilesi üzerimize baskın yaptılar. Halbuki bundan önce onları harekete geçirecek bir sebep yoktu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. Uleyye, AIiyyu'bnu'l-Mübârek'ten rivayet etti. (Demişki): Yahya b. Ebî Kesîr rivayet etti. (Dediki): Bize Mehrî'nin azadlısı Ebû Said. Hz. Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Allah'ım! Bize sâ'ımızla müddümüz hakkında bereket ihsan eyle! Bir bereketin yanısıra iki bereket ihsan eyle!» diye duâ buyurmuş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Mûsâ rivayet etti. (Dediki): Bize Şeybân haber verdi. H. Bana İshâk b. Mansûr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdüssamed haber verdi. (Dediki): Bize Harb yâni İbni Şeddâd rivayet etti. Her iki râvî Yahya b. Ebî Kesîr'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti, (Dediki): Bize Leys, Saîd b. Ebî Saîd'den, o da Mehrînin azadlısı Ebu Said'den naklen rivayet etti ki, Ebû Saîd, Harra gecelerinde Hz. Ebû Saîd'î Hudrî'ye gelerek Medine'den çekilmek hususunda onunla istişarede bulunmuş. Ve kendisine Medine'nin pahalılığından çoluk çocuğunun kalabalığından dert yanmış. Medine'nin meşakkat ve sıkıntısına sabrı Kalmadığını haber vermiş. Hz. Ebû Said ona şunları söylemiş: — Yazık sana! Ben sana bunu emredemem. Çünkü ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i; «Eğer bir kimse Medine'nin sıkıntısına katlanarak öiürse müslüman olmak şartıyle kıyamet gününde ben ona şefaatçı yâhut şahid olurum, buyururkea işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr ve Ebû Kureyb toptan Ebû Usameden rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekir ile iîe İbni Numeyrindir. (Dedilerki): Bize Ebû Usame, Velîd b. Kesîr'den rivayet etti. (Demişki): Bana Saîd b. Abdirrahmân b. Ebî Saîd-i Hudrî rivayet etti. Ona da Âbdurrahman babas» Ebu SAid'den naklen rivayeî etmişki, Ebû Saîd (Radiyallahu anh) Resûlullan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Ben Medine'nin iki taşlığı arasını, İbrahim'in Mekke'yi Haram kıldıgı gibi haram kıldım buyururken işitmiş. (Râvi Abdurrahmân) demişki, «Sonra Ebu Suîd bizden birimizi elinde kuş olduğu halde yakalarda onu elinden kurtarır ve salardı.» Ebü Bekr (yakalar yerine) bulur. dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Aliyyü'bnü Müshir, Şeybânî'den, o da Yüseyr b. Amr'dan, o da Sehl b. Huneyf'den naklen rivayet etti. Sehl şöyle demiş: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eliyle Medine'ye işaret ederek: — Burası emniyetli bir haremdir, buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Elû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abde, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe (Radiyallahu anhi (Şöyle demiş: «Medine'ye geldik. Orası veba'lı bir yerdi. Ebû Bekr ile Bilâl rahatsızlandılar. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabının rahatsızlığını görünce: — Allah'ım bize Medine'yi Mekke gibi yahut daha fazla sevdir. Havasını iyileştir. Onun sâ'iyle müddü hakkında bize bereke ihsan eyle! Sıtmasını Cuhfe'ye havale buyur, diye dua etti.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Ebû Kureyb rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme ile İbni Numeyr Hişâm b. Urve'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet elli. (Dediki): Bize Osman b. Ömer rivayet elti. (Dediki): Bize îsâ b. Hafs b. Âsim haber verdi. (Dediki): Bize Nafi', İbni Ömeı'den rivayet etti. şöyîe demiş; Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i «Her kim Medînenin sıkıntılarına katlanırsa kıyamet gününde ben ona şefaatçı yahut şâhid olurum» buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahyâ b. Yahyâ rivayet etti, (Dediki): Mâlik'e, Katan b. Vehb b, Uveymir b. Ecda'dan dinlediğim, onun da Zubeyr'in azadlısı Yuhannes'den naklen rivayet ettiği bu hadîsi okudum: Yuhannes Katan'a şunu haber vermiş: Kendisi fitne zamanında Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyormuş. Derken Abdullah'ın âzadlı bir cariyesi gelerek ona selâm vermiş ve: — Ben (buradan) çıkmak istiyorum yâ Ebâ Abdirrahman! (Çünkü) fena zamana çattık; demiş. Âbdullah ona şu cevâbı vermiş : — (Yerinde) otur aptal! Zira ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Eğer bir kimse Medine'nin şiddet ve sıkıntısına katlanırsa kıyamet gününde ben ona şahit yahut şefaatçi olurum.» buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Rafi' rivayet etti. (Dediki): Bize îbni Ebi Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk, Katan-ı Huzâî'den, o da Mus'ab'ın azadlısı Yuhannes'ten, o da Abdullah b. Ömer'den naklen haber verdi. Abdullah şöyle demiş : Ben Resûlullah'ı Medmeyi kasdederek : «Bir kimse onun şiddet ve sıkıntısına katlanırsa kıyâmet ğününde o kimseye ben şâhid yahud şefaatçi olurum» buyururken işittim. İzah 1378 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Eyyüb ile Kuteybe ve İbni Huce hep bîrden ismail b. Ca'fer'den;, o da Ala' b. Abdirrahmân'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettilerki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Eğer ümmetîmden biri Medine'nin şiddet vs sıkıntısına katlanırsa kıyamet gününde o kîmseye ben şefaatçi yahud şahit olurum» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize ibai Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan Ebû Harun Müsâ b. Ebî îsâ'dan rivayet elti. O da Ebû Abdullah El-Karraz'ı şöyle derken işitmiş: «Ben Ebû Hureyre'yi: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu diyerek bu hadîsin mislini rivayet ederken dinledim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Yûsuf b. İsa rivayet etti. (Dediki): Bize Fadl b. Mûsâ rivsy«i etti. (Dediki): Bize Hişâm b. Urve. Salih b. Ebî Sâlîh'desı, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Ebû Hureyre Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bir kimse Medine'nin sıkıntısına sabrederse...» buyurdu diyerek yukarki hadîsin mislini rivayet etmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet elti, (Dediki): Mâlik'e. Nuaym b. Abdillâh'dan dinlediğim, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Ebû Hureyre demişki: Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem: «Medine'nin yol ağızlarında bir fakım melekler vardır. Ona tâûn ve Deccâ! giremez» buyurdular. İzah 1380 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbni Hucr hep birden İsmail b. Ca'fer'den rivayet ettiler. (Demişki): Bana Ala' babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Resulullah Sallallahu aleyhi ve selem: «Mesih doğu tarafından gelecektir. Maksadı Medine olup Uhud dağının arkasına inecektir. Sonra melekler onun yüzünü Şam tarafına çevirecek; ve orada helak olacakdır,» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdulaziz yeni Derâverdî, Ala 'dan, o da bsbssından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar : «İnsanlar üzerine öyîe bir zaman gelecek ki, bîr edam amcası oğlunu ve yakınını; refaha buyur! Refaha buyur diye çağıracaktır. (Ama) bilmiş olsalar Medine kendileri içîn daha hayırlıdır. Nefsim ysd-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim kî, şâyet onlardan bîri Medineyi beğenmiyerek oradan çıkarsa Allah, yerine ondan daha hayırlısını getirir. Dikkat edin. Medîne pisliği çıkaran körük gibidir. Körük, demirîn pasını nasıl atarsa Medine de kötülerini (öylece) atmadan Kıyamet kopmayacaktır.» İzah 1382 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetu'bnu Saîd, Mâlik b. Enes'den, ona da Yahya b. Saîd tarafından okunan hadîsler meyânında şunu rivayet etti. Yahya demişki: Ben Ebû'l-Hubab Saîd b. Yesâr'ı şöyle derken işittim. Ebû Hureyre'yi şunu söylerken dinledim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bsn Yesrib denilen ve bütün beldeleri yiyen bir beldeye (hicret'e) me'mûr oldum. Bu belde körüğün demirin pasını atması gibi, insanları atan Medine'dir.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Amru'n-Nâkid ile İbm Ebî Ömer rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân rivayet etti. H. Bize İbnü'l-Müsenna dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdu'l-Vahhâb rîvâyet etti. Bunlar hep bîrden Yahya b. Said'den bu isnâdla. rivayette bulunmuş ve: «Körüğün pası atması gibi» demiş, demiri zikretmemişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Muhammed b. Münkedir'den dinlediğim, onun da Câbir b. Abdillâh'tan naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Bîr bedevi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bey'ât etti, müteakiben bedeviye Medine'de şiddetli bir sıtma arız oldu. Bu sebeple Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: — Yâ Muhammed! Benim bey'atımı kaldır! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu kabul etmedi. Sonra tekrar gelerek: — Benim bey'atımı kaldır! dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine kabul etmedi. Bilâhare bedevi yine gelerek : — Benim bey'atımı kaldır! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine kaldırmadı. Bunun üzerine bedevi çıkıp gitti. Arkasından Resûlullah, «Medine ancak bir körük gibidir. Kötüsünü atar, iyisinin hâlisi kalır.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ubeydullah b. Muâz yâni Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şû'be, Adiyy'e yâni İbni Sâbit'ten rivayet etti. O da Abdullah b. Yezîd'den, o da Zeyd b. Sâbit'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmiş. Şöyle buyurmuşlar: «O, yâni Medine Teybe'dir. Ateş gümüşün pasını nasıl atarsa Medine de hayırsızları öyie atar.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetû'bnü Saîd ile Hennâd b. Seriyy ve Ebu Bekr b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû'l-Ahvâs, Simak'-den, o da Câbİr b. Semure'den naklen rivayet etti. Câbir şöyle demiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Şübhesiz ki, Allah Teâlâ Medine'ye Tâbe ismini vermiştir.» buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim ile İbrahim b. Dînâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Haccâc b. Muhammed rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Râfi' dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. Bu râvilerin İkisi de İbni Cüreyc'den rivayet etmişlerdir. (İbni Cüreyc demişkî): Bana Abdullah b. Abdurrahman bin Yuhannes, Ebû Abdillah El Karrâz'dan naklen haber verdiki, şöyle demiş: Ebû Hureyre aleyhine şehâdet ederimki, şunu söylemiştir : Ebûl-Kaasım Medine'yi kasdederek : «Her kim şu belde halkına bir kötülük etmek isterse Allah onu tuzun suda eridiği gibi eritir.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hâkim ile İbrahim b. Dinar rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Haccac rivayet etti. H. Bana bu hadîsi Muhammed b. Râfi de rivayet etti. (dediki) ; Bize Abdürrezzak rivayet etti. Bu râviler hep birden İbnû Cüreyc'den rivayet etmişlerdir. İbni Cüreyc demiş ki, bana Amr b. Yahya b. Umara haber verdi. Kendisi Ebû Hureyre'nin ashabından biri olan Karraz'dan dinlemiş. Karraz Ebû Hureyre'yi şöyle derken işittiğini söylüyormuş : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine'yi kasd ederek: «Her kim bunun halkına bir kötülük etmek isterse Allah onu tuzun suda eridiği gibi eritir.» buyurdular. İbnû Hatim, İbni Yuhannes hadîsinde kötülük kelimesinin yerine şer kelimesini kullanmıştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan, Ebû Harun Musa bin Ebî İsa'dan rivayet etti. H. Bize yine îbnî Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Derâverdi, Muhanımed b. Amr'dan naklen rivayet etti. İki râvi hep birden Ebû Abdiîlah El-Karraz'dan dinlemişler. O da Ebû Hureyre'yi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadîsin mislini rivayet ederken dinlemiş. İzah 1387 de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kutaybetübnü Sâid rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim yani İbni İsmail, Ömer b. Nübeyh'den rivayet etti. (Demişki): Bana Dinar El-Karraz haber verdi. (Dediki): Sa'd b. Ebî Vakkâs'ı şöyle derken işittim: Resûlulîah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; «Her kim Medine halkına bîr kötülük etmek isterse, Alîah onu tuzun suda eridiği gibi eritir.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Kutaybetû'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize îsmâîl yâni îbnî Câ'fer, Ömer b. Nübeyh El-Kâ'bi'den, o da Ebû Abdillah EI-Karrâz'dan naklen rivayet etti. Karrâz, Sa'd b. Mâliki şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yukarki hadîsin mislini buyurdular. Yalnız Sa'd: «Her kim Medine halkına bir gaile çıkarmak yahud kötülük etmek isterse...» demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydûllah bin Musa rivayet etti. (Dediki): Bize Usâmetû'bnü Zeyd, Ebû Abdillah El-Karraz'dan naklen rivayet etti. (Dediki): Ben Karrâz'i şöyle derken işittim: Ben Ebû Hureyre ile Sa'd'ı şunu söylerlerken dinledim: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yâ Rabbi! Medînelilere ölçeklerinde berekeî ihsan ey!e...;> buyurdular. Râvi hadîsin tamamını rivayet eyledi. Bu hadîsde : «Her kim Medine halkına bir kötülük yapmak isterse, Allah onu tuzun suda eridiği gibi eritir» cümlesi de vardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize. Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet .etti. (dediki).: Bize Vekî', Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da AbduIIah b. Zübeyr'den, o da Süfyan b. Ebî Zûheyr'dea naklen rivayet, etti. Süfyan şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şam fethedilecek ve Medine'den bir kavim çıkarak aileleriyle (oraya) yerleşeceklerdir. Halbuki bilmiş olsalar Medine kendileri için daha hayırlıdır. Sonra Yemen fethedilecek, yine Medine'den bir, kavim çıkarak aileleriyle (oraya) yerleşeceklerdir. Halbuki bilmiş olsalar Medine kendileri için daha hayırlıdır. Sonra Irak fethedilecek Medine'den yine bir kavim çıkarak aileleriyle (oraya) yerleşeceklerdir. Holbuki bilmiş olsalar Medîne kendileri için daha hayırlıdır.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzak rivayet etti. (Dediki): Bize İbnî Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Hişam b. Urve, babasından, o da Abdullah b. Zübeyr'den. o da Süfyan b. Ebî Züheyr'den naklen haber verdi. Süfyan şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: «Yemen fethedilecek ve bir kavim gelerek yerleşecekler; aileleri ve kendilerini dinleyenlerle (oraya) taşınacaklardır. Halbuki bilmiş olsalar Medine onlar için daha hayırlıdır. Sonra Şam fethedilecek, yine bir kavim gelerek yerleşecekler, aileleri ve kendilerini dinleyenlerle (oraya) taşınacaklardır. Halbuki bilmiş olsalar Medine onlar için daha hayırlıdır. Sonra Irak fethedilecek ve yine bir kavim gelerek yerleşecekler; aileleri ve kendilerini dinleyenlerle (oraya) taşınacaklardır. Halbuki bilmiş olsalar Medine onlar için daha hayırlıdır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Safvân, Yûnus b. Yezid'den rivayet etti. H. Bana Harmeletû'bnû Yahya dahi rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihab'-dan, o da Saîd b. El-Müseyyeb'den naklen haber verdi. Saîd, Ebû Hureyre'yi şöyle derken işitmiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine için: «Onu halkı olanca hayrıyla rızk arayanlara yâni kurtlara, kuşlara güzergâh olarak mutlaka terk edeceklerdir.» buyurdular. Müslim derki: Buradaki Ebû Safvân, Abdullah b. Abdil Melik'dir. Bu zât İbnû Cûreyc'in on sene terbiyesi altında bulundurduğu yetimidir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Abdul Melik b. Şuayb b. Leys rivayet etti. (dediki} Bana babam, dedemden rivayet etti, {Demişki): Bana UkayI b. Hâlid, İbni Şihab'dan rivayet eti. İbni Şihab şöyle demiş: Bana Saîd El-Müseyyeb haber verdi ki, Ebû Hureyre şunu söylemiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i: «Medîneyi olanca hayrıyla terk edecekler. Onu rızk arayanlardan yâni kurtlarla kuşlar'dan başka dolaşan olmayacak, sonra Müzeyne'den iki çoban çıkarak Medine'ye gitmek isteyecekler; Koyunlarına seslenecekler. Fakat Medine'yi bomboş bulacaklar. Nihayet Seniyyetûi veda denilen yere vardıklarında (onlar da) yüzleri üstü düşe (rek öle) cekler» buyururken işittim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kuteybetû'bnû Saîd Mâlik b. Enes'den, ona Abdullah b. Ebî Bekii tarafından okunan, onun da Abbâd b. Temîm'den, onun da Abdullah b. Zeyd EI-Mâzinî'den rivayet ettiği hadîsler meyanında rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize AbdülAziz b. Muhammed El-Medenî, Yezîd b. Haad'dan, o da Ebû Bekir'den, o da Abbaad b. Tenıim'den, o da Abdullah b. Zeyd El-Ensarî'den naklen haber verdiki. Abdullah Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i : «Minberimle evimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.» buyururken işitmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Züheyr b. Harb ile Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet ettiler. (Dedilerki): Bize Yahya b. Saîd, Ubeyduliah'dan rivayet etti. H. Bize İbnû Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah, Hubeyb b, Abdirrahman'dan, o da Hafs b. Âsım'dan, o da Ebû Hureyre'den nakîen rivayet eyledi ki, Resulullah Sallallahu aleyhi ve selem: «Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberimde havzımın üzerindedir.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Abdullah b. Meslemete'l-Ka'nebî rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b, Bilâl, Amr b. Yahya'dan, o da Abbas b. Sehl es-Sâidî'den, Ebû Humeyd'den naklen rivayet etti. Ebû Humeyd: «Tebûk gazasında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yola çıktık» diyerek hadisi rivayet etmiştir. Bu hadis de şu cümleler de vardır: Sonra yola revan olduk. Vâdil-Kura'ya geldiğimiz vakit Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ben acele ediyorum. İmdi sizden kim isterse benimle birlikte acele gelsin; dileyen kalsın» buyurdular. Bunun üzerine yola çıktık. Medine'ye yaklaşınca ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İşte Medîne! ve işte Uhud!.. Uhud bizi seven bir dağdır. Biz de onu severiz.» buyurdular. İzah 1393 te fark ettiğiniz gibi yukarıdaki hadis’in üst kısmı bu bab’ın konusu olmadığı için atlanmıştır; hadis-i şerif’in geniş versiyonu için buraya tıklayın ‘’TIKLAYIN !!!’’

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ubeydullah b. Muaz rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Kurretû'bnu Hâlid, Katade'den, rivayet etti. (Demişki): Bize Enes b. Mâlik rivayet etti. (Dediki): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Gerçekten Uhud bizi seven bir dağdır; biz de onu severiz» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bu hadîsi bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî de rivayet etti. (Dediki): Bana Haremi, b. Umara rivayet etti. (dediki),; Bize Kurre Katade'den, o da Enes'den naklen rivayet eyledi. Enes şöyle demiş :. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve,Sellem) Uhud'a bakarak : «Şüphesiz ki Uhud bizi seven bir dağdır; biz de onu severiz», buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Amrû'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Lâfız Amr'ındır. (Dedilerki): Bize Süfyan bin Uyeyne, Zührî'den, o da Saîd b. El-Mûseyyeb'den. o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, sair mescidlerde kılınan bin namazdan efdaldır. Yalnız Mescid-i Haram müstesna.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Rafi' ile Abd b. Hameyn rivayet ettiler. Abd (Ehberanâ) ibnû Rafi' ise (Haddesenâ Abdürrezzâk) tâbirlerini kullandılar. (Abdürrezzâk Demişki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Saîd b. El-Müseyyeb'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır; yalnız Mescid-İ Haram müstesna.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana İshak b. Mensur rivayet etti. (Dediki): Bize İsâ b. Münzir El-Hımsî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Zübeydî, Zühri'den, o da Ebû Selemete'bnü Abdirrahman ile Cüheynilerîn azatlısı Ebû Abdillah El-Eğarr'dan naklen rivayet eyledi, Ebû Abdillah Hz. Ebû Hureyre'nin ashabındanmış. Bu iki zat Ebû Hureyre'yi şöyle derken işitmişler : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mescidinde kılınan bir namaz başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir; yalnız Mescid-i Haram müstesna! Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi've Sellem) Nebilerin sonuncusudur. Onun mescidi de mescidlerin sonuncusudur.» Ebû Seleme ile Ebû Abdillah (Demişlerki): «Biz Ebû Hureyre'nin Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hadîsini söylediğinde şüphe etmedik. Bu da hadîs hakkında Ebû Hureyre'den isbat istememize mâni oldu. Ebû Hureyre dünyadan gidince bunu aramızda müzakere ettik. Şayet hadîsi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den işittiyse bu hususta Ebû Hureyre'ye söz edip niçin hadîsi ona isnad ettirmedik diye birbirimizi müâhaze eyledik. Biz bu halde iken yanımıza Abdullah b. İbrahim b. Kaarız oturdu. Kendisine bu hadîsi ve hadîs hakkında Ebû Hureyre'nin nassan Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayeti hususunda yaptığımız kusuru anlattık. Bunun üzerine Abdullah b. İbrahim bize şunu söyledi: Şehadet ederim ki, ben Ebû Hureyre'yi şöyle derken işittim : «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Çünkü ben Nebilerin sonuncusuyum; Mescidim de mescidlerin sonuncusudur.» buyurdular

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. El-Müsenna ile îbni Ebi Ömer hep birden Sekafî'den rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ (Dediki): Bize AhdûlVehhâb rivayet etti. (Dediki): Yahya b. Saîd'i şunu söylerken işittim : Ebû Sâlih'a sordum. Sen Ebû Hureyre'yi Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Mescidinde kılınan namazın faziletinden bahsederken duydun mu? dedim. Ebû Salih şu cevabı verdi: Hayır! Lâkin bana Abdullah b. İbrahim b. Kaarız haber verdi ki, kendisi Ebû Hureyre'yi : Resulullah (Sallullahu Aleyhi ve Sellem) : «Benim şu mescidimde kılınan bir namaz başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır, Yahut başka mescidlerde kılınan bin namaz gibidir. Meğer ki o başka mescid, Mescid-i Haram oIa:> buyurdular, diye rivayet ederken işitmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana bu hadîsi Züheyr b. Harb ile Ubeydûllah b. Saîd ve Muhammed b. Hatim dahi rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Yahya El-Kattân, Yalıya b. Saîd'den bu isnadla rivayette bulundu. İzah 1395 te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb ile Muhammed b. EI-Müsennâ rivayet ettiler, (Dedilerki): Bize Yahya yâni El-Kattan, Ubeydûllah'dan rivayet etti. (Demişki): Bana Nafi', İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi ki: «Benim şu mescidimde kılınan bir namaz başka mescidde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Yalnız Mescidi Haram müstesna.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize İbnû Numeyr ile Ebû Usâme rivayet ettiler. H. Bize bu hadîsi İbnû Numeyr dahi rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H. Bize bıu hadîsi Muhammed b. El-Müsennâ dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdûl Nehhab ehhab rivayet etti. Bıu râvilerin hepsi bu isnadla Ubeydûllah'dan rivayette bulunmuşlardır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana İbrahim b. Musa rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebi Zaide, Musa El-Cüheni'den, Nafi'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi. İbni Ömer: «Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bu hadîsin mislini söylerken işittim.» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize bu hadîsi İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdûrrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'meır, Eyyûb'dan, o da Nafi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini haber verdi. İzah için buraya tıklayın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Kutaybetü'bnû Saîd ile Muhammed b. Rumh hep birden Leys b. Sad'dan rivayet ettiler. Kutaybe (Dediki): Bize Leys, Nafi'den, o da İbrahim b. AbdiIIah b. Ma'bed'den, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet eyledi. İbni Abbâs şöyle demiş: Bir kadın bir hastalığa tutulmuş da: Eğer Allah bana şifa verirse mutlaka gidip Beyt-i Makdis'de namaz kılacağım, demiş. Müteakiben kadın iyileşti, sonra gitmeğe niyet ederek hazırlandı. Derken Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Meymüne gelerek ona selâm verdi. Kadın da o meseleyi ona haber verdi. Meymûne (ona): Otur da yaptığın yemeği ye! ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mescidinde namaz kıl. Çünkü ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i : «Bu mescidde kılınan bir namaz, başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir; yalnız Kabe'nin mescidi müstesna!» buyururken işittim, dedi. Sened'e dair izah: Hadîs uleması bu hadîsin isnadı sebebiyle İmam Müslim'e itirazda bulunmuşlardır. Çünkü onlara göre hadîsin isnadında İbni Abbâs Hazretleri yoktur. Onu burada zikretmek bir vehimden ibarettir. Buhârî dahi onun senedinde İbni Abbâs'ı zikretmemiş, bilâkis senedde onun zikredilmesinin doğru olmadığını söylemiştir. Mamafih Nevevî bu rivayetinde doğru olmasını da muhtemel görmüş: «Hadîsin metni ise bilittifak sahîhdir» demiştir. 1394 ve 1395’i okumadıysanız okuyun

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Amru'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. Amr (Dediki): Bize Süfyân, Zührî'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ulaştırmak suretiyle rivayet etti. «Uç mescidden başka hiç bir mescidi ziyaret için yola çıkılmaz, bunlar: Benim şu mescidim, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksâ'dır.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bu hadîsi bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdüla'lâ, Ma'mer'den, o da Zührî'den bu isnâd ile rivayette bulundu. Şu kadar var ki o: «Sefer üç mescide yapılır.» dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Hârûn b. Saîd el-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Abdülhamîd b. Ca'fer rivayet etti. Ona da İmrân b. Ebî Enes, ona da Selmân-ı Egarr rivayet etmiş, Selmân da Ebû Hureyre'yi haber verirken dinlemiş ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Sefer ancak üç mescid'e yapılır: Mescicf-i Kâ'be'ye, benim mescidime ve Mescid-i Hâyf'a.» buyurmuşlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, Humeyd-i Kaarrât'dan rivayet etti, (Demişki): Ben Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân'dan dinledim. (Şöyle dedi): Yanıma Abdûrrahman b. Ebî Saîd-i Hudrî uğradı. Kendisine babandan takva üzere kurulan mescid hakkında neler dinledin? dîye sordum. Şu cevabı verdi: Babam (Dediki): — Zevcelerinden birinin evinde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girdim de; Ya Resûlâllah! Takva üzere kurulan mescid, iki mescidden hangisidir? diye sordum. Resulullah (Sallallahu Aleyhi veSellem): Bir avuç çakıl taşı alarak onları yere vurdu. Sonra Medine mescidini kasdederek : «O sizin şu mescidinizdir.» buyurdu. Ben (Abdûrrahman'a): Şehadet ederim ki, bunu baban anlatırken ben de işittim, dedim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Sâîd b. Amr El-Eş'arî rivayet ettiler. Saîd (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ebû Bekir ise: Bize Hatim b. İsmail, Humeyd'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Saîd'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bu hadîsin mislini rivayet etti, dedi. Abdûrrahman b. Ebî Saîd'i isnadda zikretmedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebu Ca'fer Ahmed b. Meni' rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Küba'yı kimi binek, kimi yaya ziyaret edermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr ile Ebû Usâme, Uheydûllah'dan rivayet ettiler. H. Bize Muhammed b. Abdillah b. Nûmeyr dahi rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize UbeydûIIah, Nafi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kubâ mescidine kimi binek, kimi yaya olarak gelir, orada iki rek'ât namaz kılardı.» Ebû Bekir kendi rivayetinde şöyle dedi: «İbni Nûmeyr: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) orada iki rekât namaz kılardı, dedi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydulialı rivayet etti. (Dediki): Bana Nâfi' İbni Ömer'den naklen haber verdi ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kuba'ya kimi binek, kimi yaya gelirmiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

{…} Bana Ebû Ma'n Er-Rakâşî Zeyd b. Yezîd Es-Sekafî —ki Basralı Mevsuk bir râvidir.— rivayet etti. (dediki) Bize Halid yâni İbnil Haris, İbni Aclâan'dan, o da Nafi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Yahya El-Kattan hadîsi gibi rivayette bulundu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlİk'e, Abdullah b. Dinar'dan dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kuba'ya kimi binek, kimi yaya olarak gelirmiş.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. İbni Eyyûb (Dediki): Bize İsmail b. Câ'fer rivayet etti. (Dediki): Bana Abdûllah b. Dînâr haber verdi. Kendisi, Abdullah b, Ömer'i şöyle derken işittim : «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kubâ'ya kimi binek, kimi yaya olarak gelirdi.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (dediki); Bize Süfyân bin Uyeyne, Abdullah b. Dinar'dan naklen rivayet ettiki, İbni Ömer her Cumartesi Kuba'ya geîir ve: «Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i her Cumartesi buraya gelirken gördüm» dermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize bu hadîsi İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Abdullah b. Dinar'dan, o da Abdullah b. Ömer'den, naklen rivayet ettiki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kuba'ya gelirmiş. Yâni her Cumartesi kimi binek, kimi yaya olarak gelirmiş. İbni Dînâr: «Buru İbni Ömer de yapardı» demiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bu hadîsi bana Abdullah b. Hâşim dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Veki', Süfyan'dan, o da İbni Dinar'dan bu isnâdla rivayette bulundu. Ama «Her Cumartesi» sözünü zikretmedi