Sahih Muslim
...
(26) Kitāb: The Book of Vows
(26) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî ite Muhammed b. Rumh b. Muhacir rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe b. Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, İbni Şihâb'dan, o da Ubeydullah b. Abdillâlı'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayette bulundu ki, şöyle demiş: Sa'd b. Ubade Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den, annesinin borcu olan bir adak hakkında fetva istedi. Annesi bunu ödeyemeden ölmüş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Onun namına onu sen ödeyiver!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize yine Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Ben Mâlik'e okudum. H. Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd ve İshâk b. İbrahim de İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. H. Bana Harmele b. Yahya dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus haber verdi. H. Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dedilerki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. H. Bize Osman b. Ebî Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abde b. Süleyman, Hişâm b. Urve'den, o da Bekir b. Vâil'den naklen rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Zührî'den, Leys'in isnâdiyle, onun hadîsi mânâsında rivayette bulunmuşlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. İshâk (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Züheyr: Bize Cerîr, Mansur'dan, o da Abdullah b. Mürra'dan, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayette bulundu; dedi. Abdullah şöyle demiş : Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün bizi adak adamaktan nehyetmeğe başladı ve : «O hiç bir şeyi geri çevirmez; onunla sâdece cimri (nin elin) den (mal) çıkarılır.» buyuruyordu
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. Yahya rivayet etti. (Dediki):, Bize Yezîd b. Ebî Hakim, Süfyân'dan, o da Abdullah b. Dinar'dan, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulundu ki: «Nezir, bir şeyi ne (vaktinden) önceye aldırır; ne de sonraya bıraktırır. Onunla sadece bahîl (in elin) den (mal) çıkarılır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Gunder, Şu'be'den rivayet etti. H. Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. Lâfız ibni'l-Müsennâ'nındır. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Mansûr'dan, o da Abdullah b. Mürra'dan, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulundu ki: Nezri yasak etmiş ve: «Şüphesiz ki, o bir hayır getirmez; onunla sâdece bahîl (in elin) den (mal) çıkarılır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bana Muhammed b. Râfi' de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Adem rivayet etti. (Dediki): Bize Mufaddal rivayet etti. H. Bize Muhammed b, EI-Müsennâ ile İbni Beşşâr dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdurrahmân, Süfyân'dan ve her iki râvi Mansûr'dan bu isnâdla Cerîr'in hadîsi gibi rivayette bulundular. SAYFANIN DEVAMI VE İZAH İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülazîz yâni Derâverdî, Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulunduki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Nezretmeyin, çünkü nezir kaderden hiç bir şeye fayda etmez; onunla sâdece cimri (in elin) den (mal) çıkarılır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Muhammed b. El-Müseıına ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ben Alâ'yı. babasından, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ederken dinledim ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nezri yasak etmiş ve: «Şüphesiz ki, o kaderden bir şey geri döndüremez; onunla sadece bahîl (in elin) den (mal) çıkarılır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe b. Saîd ve Alî b. Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmaîl yâni ibni Ca'fer, Amr'dan —bu zât İbni Ebî Amr'dır— o da Abdurrahmân El-A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Nezir Âdem oğluna Allah'ın takdir etmediği bir şeyi yaklaştırmaz; lâkin nezir (bâzan) kadere muvafık düşer de bu sayede bahîl (in elin) den, çıkarmak istemediği (malı) çıkarılır.» buyurmuşlar
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Ya'kûb yâni îbni Abdirrahmân EI-Kaarî ile Abdülâzîz yâni Derâverdî rivayet ettiler. Bunların ikisi de Amr b. Ebî Amr'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Züheyr b. Harb ile Alî b. Hucr Es-Sa'idî rivayet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. (Dedilerki): Bize İsmail b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Ebû Kılâbe'den, o da Ebu'l-Mühelleb'den, o da Imrân b. Husayn'dan naklen rivayette bulundu. Şöyle demiş: Sakîf (kabilesi) Benî Ukayl'in müttefiki idiler. Derken Sakîf Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından iki kişiyi esîr ettiler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı Benî Ukayl'den bir kişi esîr ettiler; onunla birlikte Adbâ' (ismindeki deve) yi de aldılar. Adam prangada olduğu halde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun üzerine geldi. (Adam) : — Yâ Muhammed! diye seslendi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına gelerek: «Ne istiyorsun?» diye sordu. Adam: — Beni niçin aldın? Ve hacıları geçen (devey) i niçin aldın? dedi. (Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) meseleyi büyültmek için): «Seni müttefiklerin olan Sakîf'in cinayetinden dolayı aldım! cevâbını verdi. Sonra ondan ayrılıp gitti. Adam (tekrar) ona seslenerek: — Yâ Muhammed, yâ Muhammed ! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) merhametli ve nezaketli idi. Bu sebeple ona dönerek: «Ne istiyorsun?» diye sordu. (Adam) : — Ben müslümanım, dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer bu sözü kendi umuruna mâlik iken söylemiş olsaydın tamamiyle kurtulurdun! cevâbını verdi. Sonra çekildi gitti. (Adam tekrar) kendilerine seslenerek: — Yâ Muhammed ! Yâ Muhammed ! dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine yanına gelerek: «Ne istiyorsun?» diye sordu. (Adam) : — Ben açım, beni doyur; susuzum, beni sula! dedi. ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Senin hacetin bu mu?» dedi. Sonra (bu adam) o iki kişiye fidye yapıldı. İmrân b. Husayn sözüne şöyle devam etmiş: Ensârdan da bit kadın esir edildi; Adbâ dahî ele geçirildi. Kadın prangada idi. Halk develerini evlerinin önünde eğreklendiriyorlardi. Derken bir akşam bu kadın bağdan boşanarak develerin yanına geldi. Kadın bir deveye yaklaştı mı hayvan böğürüyordu. Nihayet Adbâ'nın yanına vardı. Fakat o böğürmedi; hem de pişkin bir deve idi... Hemen arka tarafına oturdu. Sonra hayvanı sürerek yola revan oldu. Kadını (n kaçtığını) hissederek aradılar taradılar fakat kadın onları âciz bıraktı. Bir de eğer Allah kendisini kurtarırsa bu deveyi boğazlamayı Allah için nezretti. Medine'ye gelince halk kendisini görerek: İşte Adbâ' ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in devesi!., dediler. Kadın, eğer Allak kendisini bu devenin üzerinde kurtarırsa onu mutlaka boğazlamayı nezrettiğini söyledi. Bunun üzerine ResûluIIah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek meseleyi kendisine anlattıklarında: «Sübhânâllah! Onu ne kötü cezalandırmış!.. Eğer Allah kendisini bunun üzerinde kurtarırsa onu mutlaka boğazlamayı nezretmiş!.. Günaha girmek için yapılan nezirle kulun elinde olmayan bir şeye yapılan nezrin îfâsı yoktur.» buyurdular. İbni Hucr'un rivayetinde: «Allah'a ısyân etmek için nezir olmaz!» denilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Ebu'r-Rabî' El-Ateki rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd rivayet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim ile İbni Ebî Ömer, Abdülvehhâb Es-Sekafi'-den rivayet ettiler. Her iki râvi Eyyûb'dan bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir. Hammad'ın hadîsinde: «Dediki: Adbâ' Benî Ukayl'den bir adamın idi. Hacıları geçenlerdendi.» ibaresi vardır. Yine onun hadîsinde: «Kadın ta'lîm terbiye görmüş bir devenin üzerinde geliverdi.» denilmiştir. Sekafî'nin hadîsinde: «Bu hayvan ta'lîmli bir deve idi.» cümlesi vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey', Humeyd'den, o da Sâbit'den, o da Enes'den naklen haber verdi. H. Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize Mervân b. Muâviye El-Fezârî rivayet etti. (Dediki): Bize Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bana Sabit, Enes'den naklen rivayet etti ki, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), iki oğlunun arasında götürülen bir ihtiyar görerek: «Buna ne olmuş?» diye sormuş. — Yürümeyi nezretmiş, demişler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Şüphesiz ki Allah bu adamın kendini azâb etmesinden müstağnidir.» buyurmuş ve (hayvana) binmesini emretmiş. İzah 1643 te
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteyhe ve İbni Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize îsmâîl yâni îbni Ca'fer, Amr'dan —ki İbni Ebî Amr'dır— o da Abdurrahmân EI-A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayette bulunduki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki oğlunun arasında onlara dayanarak giden bir ihtiyara yetişerek: «Buna ne oldu?» diye sormuş. Oğulları: — Yâ Resûlâllah, nezri vardı, cevabını vermişler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bin ey ihtiyar! Zira Allah senden ve nezrinden ganîdir.» buyurmuş. Lâfız Kuteybe ile İbni Hucr'undur
- Bāb: ...
- باب ...
{…} Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâzîz yâni Derâverdî, Amr b. Ebî Amr'dan bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Bize Zekeriyyâ b. Yahya b. Salih El-Mısrî rivayet etti. (Dediki): Bize El-Mufaddal yâni İbni Fadâle rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Ayyaş, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da Ebu'l-Hayr'dan, o da Ukbe b. Âmir'den naklen rivayet etti, ki şöyle demiş: Kız kardeşim yalın ayak Beytullah'a yürümeyi adadı. Bana da bu meseleyi onun nâmına Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e danışmamı emretti. Ben de danıştım: «Hem yürüsün, hem bin» in!» buyurdular
- Bāb: ...
- باب ...
Bana Hârûn b. Saîd EI-Eylî ile Yûnus. b. Abdilâlâ ve Ahmed b. îsâ rivayet ettiler. Yûnus (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize İbni Vehb rivayet etti, dediler. (Demişki) : Bana Amr b. El-Hâris, Kâ'b b. Alkame'den, o da Abdurrahmân b. Şumâse'den, o da Ebu'l-Hayr'dan, o da Ukbe b. Amir'den, o da Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi ki ; Nezir keffâreti, yemîn keffâretidir.» buyurmuşlar